KEŞKE....

28 Ağustos 2012

KEŞKE....


Bu günlerde aklıma gelen başıma geliyor nedense,
Bir de gönlümden geçen yanıma gelse keşke.."

Can Dündar

ŞEMS

26 Ağustos 2012

ŞEMS

Cenneti ve cehennemi illa ki gelecekte arama. İkisi de şu an burada mevcut. Ne zaman birini çıkarsız, hesapsız ve pazarlıksız sevmeyi başarsak, cennetteyiz aslında.Ne vakit birileriyle kavgaya tutuşsak, nefrete, hasede ve kine bulaşsak, tepetaklak cehenneme düşüveririz...
ŞEMS-İ TEBRİZİ

EŞYALARI NEREYE KOYACAĞIZ?

24 Ağustos 2012

EŞYALARI NEREYE KOYACAĞIZ?


Aklımız fikrimiz dolaplarımızda.. Varsa yoksa "Eşyaları nereye koyacağız ?" Satın almak hastalığı çığrından çıkmış durumda...Gardırop kültürünün bir parçası olmaktan hep birlikte kurtulmalıyız.
İster yaşadığınız yerde yeni bir şeyler yapmak fikri ile yola çıkın, isterseniz yeni bir ev kiralıyor ya da satın alıyor olun, hanımlar önce dolaplara odaklanıyor. Odalar, dolap alıp alamayacağına göre yargılanıyor. Girintiler, çıkıntılar hesaplanıyor, yatak odasında yatak unutuluyor. “Ama buraya dolap girmez “ deniyor.. Hayatta ne çok yükümüz var. Topluyoruz, satın alıyoruz… Bir türlü evlere sığamıyoruz.Avrupa’lı tasarımcıların dekoratif çözümleri elbette uzun yıllardır bu soruna çözüm arayacak nitelikte işledi ve pek çok “Yerine Göre” üretim yapıldı. Ülkemizde yatak odanız ile ilgili alışveriş yapmaya gittiğinizde, sadece bir dolap, sadece bir yatak almanızı başaracağınız az firma vardır. Bütün takım size satılmak istenir. Bütün parçaları ile sığamayacağınız bir odaya, çok yer kaplayan bir takım ile eve dönersiniz. Ölçüp, biçmişsinizdir ama yine de sonuçta elinizde yatak odalarını dolduran dolaplar, parçaları sığmadığı için yan odalara taşan takımlar kalakalır. Bir manav veya başka bir yerden kilo ile alışveriş yapıyorsunuz. Yesenizde kilo ile, yemeseniz de kilo ile alıyorsunuz. “Nasıl olsa lazım olur”.. Çoğu zaman dolapta çürüyen meyvelere, sebzelere, “Kilo” kültürü yüzünden yer açmanız gerekir. Yine Avrupalı’nın uzun yıllardır, yiyeceği kadar almasını sağlayan “Tane” kültürü, satın aldığı şeyin birim başına düşen kalitesini de yüksek tutmayı zorunlu kılmıştır. Ülkemizdeki bu takım kültürünü, ben meyve ve sebze alışımıza benzetiyorum. Yiyemeyeceğimiz kadar yiyeceği, kullanmayacağımız kadar giyeceği alıp, gardıroplar satın alıyoruz. Sonra da hep birlikte sığılamayan evlere yerleşip, sonrasında krediye girip , “Biz bu eve sığamıyoruz” diye yeni ev peşine düşüyoruz.

Kısır döngü almış başını gidiyor… Ne zaman duracağız ?


İçmimar ve Feng Shui Uzmanı Funda Ceyhan

MEVLANA'DAN

23 Ağustos 2012

MEVLANA'DAN

Bir düşmanı olan ondan kaçıp uzaklaşınca kurtulur. Ama benim halim bir değişik: Zira kaçan da benim kovalayan da. Ben kendi kendime hasım olmuş, kendi yolumu kesmişim. Bir yanım iyiliğe koşmakta diğer yanım ona çelme takmakta. Ne denizlerin dibine dalmak, ne göklere çıkmak beni paklar. İnsan kendi kendisinden nasıl kaçar, gölgesinden nasıl kurtulur. O halde kendimi ıslah etmediğim takdirde bu kaçıp kovalamadan ta kıyamete kadar bana kurtuluş yok.
Hz. Mevlana

BAŞLAMAK İSTERSEN YENİ BİR HAYATA

22 Ağustos 2012

BAŞLAMAK İSTERSEN YENİ BİR HAYATA




Başlamak İstersen Yeni Bir Hayata
Gölgeni Yedek Bırak Ardında
Aşk tesadüfleri sever
Kader ayrılıkları
Yıllar geçmeyi sever
... İnsan aramayı

Güller açmayı sever
Zaman soldurmayı
Eller birleşmeyi sever
Yollar ayrılmayı
Hayat tekrarları sever
Yeniden başlamayı

Kuşlar dalları sever
Kanatlarsa uçmayı
Herkes geçmişi öder
Bir yol ayırımında

Başlamak istersen yeni bir hayata
Gölgeni yedek bırak ardında

Murathan Mungan

BU GÜNE ŞÜKRANIM

BU GÜNE ŞÜKRANIM

Rüzgâra, yağmura, güneşe, bana yaşadığımı hatırlatan her şeye şükürler olsun.

ŞEMS TEBRİZİ

21 Ağustos 2012

ŞEMS TEBRİZİ



Bir an bekle, arkana dön ve unuttuklarını anımsa.
Kaybettiysen ara, kırdıysan af dile, kırıldıysan affet:
Çünkü hayat çok kısa.
Şems

EN BÜYÜK ACI

EN BÜYÜK ACI

Sevmediğin birine asla "seni seviyorum" deme.
İçinde olmayan duygulardan varmış gibi söz etme.
Kimsenin hayatına kalbini kırmak için girme
Sevgi dolu bakan gözlere asla yalan söyleme.
Çünkü, birine verebileceğin en büyük acı, aşık olmadığın birini kendine aşık etmektir.

Müşfik KENTER

HER GÖNÜL AKIŞINI, KENDİSİ AYARLAR

19 Ağustos 2012

HER GÖNÜL AKIŞINI, KENDİSİ AYARLAR

Gözden kalplere akan bir ateştir bu.....
Görülmez bir yolda ilerleyen ve ansızın kalbe giren.
Bir nadide elmastır ve kalplerde saklıdır........
Bu hazineyi ortaya çıkaran belki bir gülüş , belki bakış, belki bir haykırıştır..
Eğer rızası varsa karşımızdakinin, bu sevgi nasıl akacak yolunu bile şaşırır........ 
Ya dalgalanır, ya sükunetlidir, ya gözyaşidır, ya kahkahadır, ya el tutmadır, ya ufacık bir busedir......
Sözüm ona bazen yağmur gibi sert, haşin bir fırtınadır, bazen gözyaşlarından usulca akan bir nehirdir.
İz bırakan kelimelerdir bu akış, kalbe nakış nakış işleyen.....
Bir kelimelik bir cümledir, ama vurduğu nokta derindir......
Hasret kokan cümleler gizlidir özünde.........
Umut tohumlarını eker yüreklere........
O efsunlarla doludur, çözülmesi karışık bir yumak gibidir.........
Bu gönül akışı bir yüreklenme midir?.........
Adressiz bir yol mudur izlediği?.....
Yoksa yeni bir hayatın mimarı mıdır?..........
Hazan bahçemde açan bir gül müdür?......
Önemli olan bu akışta sol yanı acıtmamaktır.....
Ruhumuzda yara bırakmadan akışa teslim olmak mı gerekir?......
Yoksa baharımızı kışa döndürmek midir?........

KIŞLARIMIZIN BAHARA DÖNECEĞİ GÖNÜL AKIŞLARIMIZIN OLMASI DİLEĞİYLE.......
19.08.2012
YÜREĞİMİN İKLİMİNDEN SERPMELER






OKUDUM -6- ORADA DA YILDIZLAR KAYAR MI?/ AHMET GÜNBAY YILDIZ

OKUDUM -6- ORADA DA YILDIZLAR KAYAR MI?/ AHMET GÜNBAY YILDIZ

Yine klasik bir manevi dünya keşif romanı yazarın. Leylanın manevi dünyasını mektuplar sayesinde şekillendirilmesini konu almış.

Sayfa 7: Hiç beklenmedik anlarda ruh iklimindeki zamansız değişikliklerin çelişkili havasına kapılır ve anlık duyguları arzularını renklendirirdi, bakışlarındaki ifadeler.
Sayfa 15: Ruh, beden ve akıl üçlüsü aynı seviyeye yükseltilemezse yaşadığımız hayatın bir tarafı mutlaka aksar.
Sayfa 22: Köklerle daların barışık yaşaması gerekir.
Sayfa 33: İnsan inanılmazlıkların sır perdelerini aralayıp onları keşfederken çok önemli bir şeyi unuttu “ kendini keşfetmeyi
Sayfa 39: Kalpleri kilitleyen düşüncelerde, yolların ayrılışları başlar.
Sayfa 41: Kanatlarını güçlendir ve uzaklar için uçuşuna hız ver.
Sayfa 111: Sevgi yüreklenmek mi? İnsanın kendine dönüşü mü?
Sayfa 151: Hayatta hiç kimseyi değiştirmek için çabaladım.Herkes kapınsın önünü temizlemeli.
Sayfa 165: Saklambaç oynamakta gerçekler.
Sayfa 175: Ben yaşanmadık arzuların adamıyım. Bastırılmış duygularımın sığınaklarında saklıyorum kendimi.
Sayfa 202: İnsanlar diplomalarıyla mı insandırlar?


CAN YÜCEL#2

16 Ağustos 2012

CAN YÜCEL#2

Gözlerimi kanatırcasına ağladığım gecelerim var. kahkahalara sarılmış anılarım da, herkes kadar dertli, bazılarından fakir, çoğundan zenginim.
Küfemde taşıdığım hayallerim, söylenecek şarkılarım, paylaşılacak dostluklarım var.
Bilmeyene sevmeyi öğretecek kadar büyük bir kalbim, gidene beddua edemeye...n dilim var..
Yüreğimi korkak büyütmedim ben. kaybettiklerim dağıttığım servetimdir...
CAN YÜCEL

TANRININ SUNDUĞU KAHVE.....

TANRININ SUNDUĞU KAHVE.....
Bir grup kariyer yolunda ilerleyen yeni mezun, eski üniversitelerindeki profesörlerini ziyaret için bir araya gelirler.
Sohbet, sonunda işin ve hayatın stresinden şikâyetleşmeye döner. Misafirlerine kahve ikram etmek isteyen profesör
mutfağa gider ve yanında büyük bir termos içinde kahve ve porselen, plastik, cam, kristal olmak üzere değişik tarzda ve ucuz görünenden, pahalı ve hatta çok özel olanlarına kadar değişik kahve bardakları ile gelir.

Herkes bir bardak secince, profesör şöyle söyler :

'Fark ettiyseniz, tüm pahalı görünen bardaklar alındı ve geriye ucuz görünümlü, sade bardaklar kaldı. Kendiniz için en iyi olanı istemeniz normal olsa da, bu sizin stresinizin ve problemlerinizin kaynağı aslında. Emin olun ki, bardağın kendisi kahvenin kalitesine hiç bir şey katmaz. Çoğu zaman, sadece daha pahalıdır ve hatta bazı durumlarda da içtiğimizi saklar. Hepinizin aslında istediği kahveydi, bardak değil, ama bilinçli olarak en iyi bardaklara yöneldiniz ve sonra birbirinizin bardağına bakmaya başladınız. Sunu bir düşünün: Hayat kahvedir. Is, para ve toplumdaki konumunuz da bardaklar. Onlar hayati tutmak için sadece araçlardır ve seçtiğimiz bardak yasadığımız hayatin kalitesini belirlemediği gibi değiştirmez de. Bazen sadece bardağa odaklanarak Tanrının sunduğu kahvenin tadını çıkarmayı unuturuz. Kahvenizin tadına varın!


En mutlu insanlar her şeyin en iyisine sahip değildirler.
Sadece her şeyin en iyi şekilde tadını çıkartırlar
.

ŞİMDİ BİR IŞIK OLDUN SEN........

ŞİMDİ BİR IŞIK OLDUN SEN........


Hep bir yerlere, bir şeylere yetişme telaşındasınız değil mi?
Hiç vaktiniz yok, “Fast live”, “Fast food”, “Fast music”, “Fast love”…
Dikte ettirilen “yükselen değerler”, “in” ler, “out” lar…
Buna benzer bir odada, şanslıysanız gökyüzünü görebilen bir pencere ardında bitecek hepsi.
Dostluğu klavyelerinde, yaşamı monitörlerinde arayanlar, Size sesleniyorum!
Hangi tuş daha etkilidir ki sıcacık bir gülüşten ya da hangi program verebilir bir ağaç gölgesinde uyumanın keyfini?
Copy-paste yapabilir misiniz dalgaların sahille buluşmasını?
İçinizi ısıtan gün ışığını gönderebilir misiniz maille arkadaşlarınıza?
Sevgiyi tuşlarla mı yazarsınız?
Öpüşmek için hangi tuşlara basmak gerekir?
Ya da geri dönüşüm kutusunda saklanabilir mi kaybolan zaman?
Doğayı bilgisayarlarına döşeyenler, neden görmezsiniz bahçedeki akasyanın tomurcuklandığını?
Ve ıslak toprak kokusu var mıdır dosyalarınız arasında?
Koklamak, duymak, dokunmak, yok mu yaşam skalanızda?
Bilgi toplumu oldunuz da, duygu toplumu olmanıza megabaytlarınız mı yetmiyor?

Müşfik KENTER

Ruhun şad olsun.

MELEKLERİ RÜYALARINIZA ÇAĞIRMA

15 Ağustos 2012

MELEKLERİ RÜYALARINIZA ÇAĞIRMA





Doreen Virtue, Ph.D.
Rüya zamanımız çoğu zaman, yeni spiritüel büyüme ve anlayış kazanmak için en üretici zamandır. Bir çok insan geleceği haber veren veya kariyer, ev ve aile ile ilgili rehberlik veren psişik rüyalar görür.
Melekleri rüyalarınıza davet ederek uyurken tutarlı ve berrak rehberlik alabilirsiniz. Gündüz zamanı düşünceniz siyah – beyaz bakış açılarına kilitlenmişken, bu özellikle, yeni anlayışlar ve yaratıcı fikirler kazanmak için iyi bir yoldur. Uyurken, katı düşünce kalıplarını bırakırız. Uyurken olduğu gibi açık – zihinli olduğumuzda, Tanrı ve melekler İlahi fikirleri kolayca bize aktarabilirler. Uykuya dalmadan önce, meditasyon yapmak için biraz zaman ayırın. Sonra zihinsel olarak veya yüksek sesle onaylayın :
“Sevgili Tanrım ve melekler,
Lütfen bu gece rüyama girin ve bu durum (özel isteğinizi söyleyin) ile ilgili bana rehberlik ve yeni fikirler verin. Uyandığım zaman bu fikirleri berrak olarak hatırlamama yardım edin. Teşekkür ederim ve Amin”
Normalde rüyalarınızı hatırlamasanız bile, bu güçlü onaylama, uyanmadan hemen önceki saatte güçlü şekilde canlı – ve unutulmaz – rüyalar görmeniz için bilinçliliğinizi değiştirir. Bu rüyaları “lüsid” rüyalar olarak adlandırıyoruz. Bunlar bir sinemada olmaya benzer, burada kendinizi hem izlersiniz hem de katılımcı olursunuz. Bu rüyaları unutmak çok zor olur. “Lüsid rüyaların konusunu ve mesajını hatırlamam” diyen insanlar bile, bu rüyaları hatırlar.
Bir çok büyük icat, kitaplar, ve çözümler rüyalardan çıkarılmıştır. Muhtemelen bir fikrin ışığı ile uyanan yazarlar, iş adamları ve mucitlerin hikayelerini duymuşsunuzdur. Herkes bu bilgi havuzuna erişir, çünkü herkesin zihni ebedi olarak Tanrı’nın sonsuz bilgeliğine katılır. Siz de, uyumadan önce niyetlerinizi belirterek uykunuzda yaratabilirsiniz.
Melekler ayrıca uyurken sınırlayıcı düşünceleri, inançları ve duyguları iyileştirebilirler. Çoğu zaman imanın tezahürün ve mucizelerin maddesi olduğunu okuduk. “Mucizeler Kursu”nda, “Herhangi bir durumda, imanın çözemeyeceği bir problem yoktur”. Ve yeni bir bilimsel çalışma, psişik fenomene inanan insanların, şüphecilerle karşılaştırıldığında, doğru psişik rehberlik deneyimledikleri bulunmuştur.
Rüya zamanı evrenin şaşmaz düzeninde imanımızı artırmak için mükemmel bir platformdur. İman seviyesini artırmanın en kolay yollarından biri, Tanrı’dan ve meleklerden yardım istemektir. En şüpheci pragmatist bile, bu yöntemin güçlü etkileyici deneyim yarattığını görecektir. Bunu yapmanın kolay bir yolu tam gece uykuya dalmadan öncedir. Şu onaylamayı zihinsel olarak veya yüksek sesle söyleyin ;
“Sevgili Tanrım ve koruyucu melekler,
Bu gece rüyalarıma girmenizi istiyorum ve beni anlayıştan, güvenmekten ve İlahi rehberliğimi izlemekten uzak tutan korkuları temizleyin. Eğer bana vermek istediğiniz bir mesaj varsa, lütfen onu açık olarak anlamama ve sabah hatırlamama yardım edin. Amin”
Cennet, güvensizliğinizi iman ile değiştirir ve bilgililiğinizi izlemekle ilgili daha emin hissedersiniz. Rüyalarımız esnasında melek krallığı ile çok etkileşiriz. Melekleri rüyalarınıza çağırarak melek mesajlarınızın sayısı artar ve temizlik çalışmanız hızlanır.
Örneğin, eğer kariyerinizin gidişatı ile ilgili kararsız iseniz, başınızı yastığa koyduğunuz zaman, zihinsel olarak buna benzer bir dua okuyun :
“Melekler, lütfen bu gece rüyalarıma girin ve bana kariyerimle ilgili hangi yöne gideceğimi bilmemde yardım etmek için, hatırlayacağım berrak mesajlar verin.”
Melekler her zaman bu isteği karşılar, ve muhtemelen uyanmadan önceki saatte kolayca hatırlayacağınız lüsid bir rüya görürsünüz. Veya, melekler rüyanızda size öyle bir şekilde yardım edebilirler ki, rüyanızın içeriğini hatırlamazsınız. Yine de, uyanırsınız ve gece boyunca içinizde bir şeylerin değiştiğini bilirsiniz. Hangi yöne gideceğiniz ile ilgili daha mutlu, daha pozitif ve daha berrak hissedersiniz. Bu, kariyeriniz ile ilgili sizi kararsız kılan korkuları salıvermenize yardımcı olmak için, meleklerin düşüncelerinizi ve inançlarınızı yeniden düzenlediğinin bir işaretidir.
Eğer yaşamınızın herhangi bir alanında bloke olmuş hissediyorsanız, bir parça kağıda şu mesajı yazın ve yastığınızın altına koyun. Uykuya dalarken cümleyi zihinsel olarak üç kere tekrarlayın : “Sevgili Melekler, yaşamımdan tam olarak haz almamı engelleyen blokları temizlemek için bu gece uykumda benimle çalışmanızı istiyorum. Lütfen ya bu blokları dikkatime getirin ya da bu geceki uykum esnasında zihnimden, duygularımdan ve bedenimden tamamen uzaklaştırın. Teşekkür ederim.”
Sabahleyin, tazelenmiş ancak gece boyunca çalışmış olduğunuzun farkındalığı ile uyanırsınız. Meleklerin gece çalışmasının ayrıntılarını hatırlayamayabilirsiniz, ama bunu derinden hissedersiniz. Başınızı gece gerçekleşen yeniden yapılandırma nedeni ile biraz garip hissedebilirsiniz. Bununla birlikte, meleklerin taşıyıp götürdüğü bloklar yaşamınızın amacını ve yaşam planınızı engelleyen ağır yüklerdi. Bu temizliği istediğiniz için şükran hissedersiniz ve melekleri rüyalarınıza her gece çağırmak isteyebilirsiniz.

KADİR GECENİZ MÜBAREK OLSUN

14 Ağustos 2012

KADİR GECENİZ MÜBAREK OLSUN
Kadir Gecesi


Kur’ân-ı Kerîm’de medhedilen en kıymetli gecedir. Kadir gecesinin fazîleti, üstünlüğü (bin aydan daha fazîletli, kıymetli, hayırlı olduğu), bizzât Allahü teâlâ tarafından, Kadir sûresinde açıkça bildirilmiştir.Kur'an-ı Kerim'de Cenab-ı Hak, bu mübarek gecenin kıymet ve faziletini şöyle beyan buyurmaktadır: 
"Biz onu (Kur'an'ı) Kadir gecesinde indirdik. Kadir gecesinin ne olduğunu sen bilir misin?  Kadir gecesi, bin aydan hayırlıdır.. O gecede, Rablerinin izniyle melekler ve Ruh (Cebrail), her iş için iner dururlar.  O gece, esenlik doludur. Tâ fecrin doğuşuna kadar."
(Kadir Suresi
Resul-i Ekrem (s.a.v) Efendimiz buyuruyor:
"Kim Kadir Gecesi'nde inanarak, ihlas ile o geceyi ibadetle geçirirse, geçmiş günahları bağışlanır."
"Kadir Gecesi yatsı namazında cemaatte hazır bulunan, ondan nasibini almıştır."
Müminlerin annesi Hz.Aişe (r.a.) şöyle diyor :
-Dedim ki: Ya Resullullah, Kadir Gecesi'ni bilirsem onda ne şekilde dua edeyim? Şöyle buyurdu:
- Allahümme inneke afüvvün kerîmün tuhibbül afve fa'fü anni. (Allah'ım sen affedicisin, affı seversin, beni affeyle.)
Peygamberimiz (sav) buyuruyor:
"Kadir gecesinde bir defa, Kadir sûresini okumak, (başka zamanda) Kur’ân-ı kerîmi hatmetmekten daha sevâptır. Bu gece koyun sağma müddeti kadar namaz kılmak, ibâdet etmek, bir ay her geceyi ibâdetle geçirmekten daha kıymetlidir."
Bu mübarek gecede dua sünnettir. O icabet vakitlerinden birisidir. Süfyan-ı Sevrî demiştir ki, o gece dua etmek, namaz kılmaktan daha sevaptır. Kur'ân okuyup da dua ederse güzel olur.
İbnü Hacer Heytemî Tuhfetü'l-Muhtâc'da der ki:

"Kadir gecesini görene, saklaması sünnettir. Onun kemâliyle faziletine ancak Allah Teâlâ'nın bildirdiği kimseler nail olur."
Kadir Gecesi Geçmişmidir Yoksa Tekrar Etmekte midir?


Kadir gecesi, meşhur olduğu üzere, Kur'ân'ın nazil olduğu veya sabahında Bedir zaferinin vuku bulduğu gece olduğuna göre o bir defa olmuş geçmiştir. Her sene Ramazan'da olacak olan onun şeref ve hatırasıdır, demek olur. Nitekim bazıları onun bir defa olup kalktığını kabul etmişlerdir. Fakat Kadir gecesi onlardan dolayı değil, onlar Kadir gecesine rastlamış olduğuna göre de Kadir gecesi bütün sene içinde gizli olup, en çok Ramazan'da ve en çok son onunda ve en çok yirmi yedinci veya sonuncu gece olması ihtimali en galip bulunan mübarek bir takdir gecesi olarak tekrar eder ki, bilinen, çoğunluğun görüşü de budur.

Kadir Gecesi Her Sene Ramazanın Aynı Gününe mi Geliyor?

Hayır. Allahü teâlâ, Kadir gecesini gizlemiş, yani Ramazan ayının çeşitli günlerine koymaktadır. Bu sene Ramazanın birine koyarsa öteki sene Ramazanın yedisine koyabilir, Kadir gecesi o gece olur. Diğer geceler gibi falanca ayın belli bir günü yapmamış, bu geceyi gizlemiştir. Bu gecenin aylarla ilgisi yok, gece ile ilgisi var. Kadir gecesi Ramazanın 27. gecesinde Kur'an-ı kerim inmiş ise, bu sene de Kadir gecesi Ramazanın üçüne alınmış olabilir. Demek ki bu mübarek gece Ramazanın üçüne geldi. Ay mefhumundan sıyrılmak gerekir. Diğer geceler ayla ilgili, Kadir gecesi ayla ilgili değil, gece ile ilgilidir. Allahü teâlâ dileseydi her aya bir tane koyardı ve her ayda Kadir gecesi olabilirdi. Kur'an-ı kerimin indiği bu geceyi de her ay kutlardık.

İlk defa Kur’an-ı kerimin nazil olduğu gecenin hususiyetini, faziletini ve bereketini Allahü teâlâ her sene başka bir geceye veriyor. Yani her sene değişik bir gecenin o kıymet ve fazileti taşımasını irade buyuruyor. Kur’an-ı kerimin nazil olduğu o mübarek gecenin her sene-i devriyesinde aynı gecenin o fazileti taşıması icap etmiyor. Başka bir gece o fazileti taşıyabiliyor. (4) 
Kadir Gecesi Olduğu Nasıl Anlaşılır?Denizlerin suyu bir an tatlılaşır.
Kadir gecesi, açık ve sakin olur, ne sıcak, ne de soğuk olur. Bulut yoktur. Yağmur ve rüzgar yoktur.
Ertesi sabah güneş, kızıl olup, şuasız doğar.Yükselinceye kadar sanki büyük bir tabak gibidir.
Kadir Gecesinde köpek sesi duyulmaz diyen âlimler de olmuştur.Kadir Gecesi Kaçıncı Gecedir?
Kadir gecesinin, Ramazanı şerifin 20.sinden sonraki tek gecelerinde aranmasına dair müteaddit hadis şerifler varid olmuştur. Birinden itibaren tek gecelerde aranmasını tavsiye eden büyüklerimiz de vardır.

İmamı Şa'rani Hazretleri, Kadir gecesinin kaçıncı gece olduğunu, Ramazanı şerifin giriş günlerine göre şöyle tesbit etmiştir. İmamı Şarani Hazretleri 30 sene Kadir gecesiyle bu tarife göre müşeref olmuşlardır. Bir çok Allah dostuda bu usulle Kadir gecesini bulmuşlardır.
  • Pazar günü girerse 29.gece, 
  • Pazartesi girerse 21.gece, 
  • Salı girerse 27.gece, 
  • Çarşamba girerse 19.gece,
  • Perşembe girerse 25.gece,
  • Cuma girerse 17. gece, 
  • Cumartesi girerse 23.gece. 
Kadir Gecesinin 27.Gecedir  Diyenlerin DelilleriUlemanın ekserisi "Leyle-i kadir ramazan ayının yirmi yedinci gecesidir." demişlerdir. Bu görüşün sahibi bulunan ilim adamları delil olarak şu hadis-i şerifi göstermektedirler: "Leyle-i Kadir, yirmi yedinci gecedir."

Bu nakli  delile ilaveten akli bir delil ile mevzûu  daha belirgin hale getirmek istiyorum. Süre-i celilede (Kadir Suresi) "Leylet'ül Kadri" lafzı üç yerde geçmektedir. Bu lafzın harfleri dokuz tanedir. Bu sayıyı üçle çarptığımız zaman çıkan yekün de yirmi yediyi göstermektedir. (3)
Her geceyi kadir, her gördüğünü Hızır bilmekDin adamlarının bazısı, leyle-i kadrin senenin günleri içinde gizlenmiş olduğunu söylemişlerdir. İhmalkarlık yapmasınlar ve diğer geceleri de ihya etsinler diye bu gecenin gizlendiğini ifade etmişlerdir. Hızır aleyhisselam da gizlenmiştir. İlim adamlarına ve zahid kimselere gösterilen alaka, fukara ve gurebaya da gösterilmelidir. bu ihitimalden dolayı:
"Her geceyi kadir bil, her gördüğünü Hızır bil" denilmiştir. (3)
Cenab-ı  Hak bu geceyi hakkıyla ihya eden kullar arasına bizleri de ilhak eylesin ve bizi zatına kul ve Habine ümmet olma şerefinde daim eylesin.

Kadir Gecesini nasıl ihya edeceğiz?

  • Yatsı namazında zammı sure olarak Kadir suresini okumalı.
  • Bir iki sayfa Kur'an-ı kerim okumalı.
  • Az da olsa sadaka vermeli.

  • Bu gece 4 rekat Kadir Gecesi Namazı kılınır.
1.rekatta:1Fatiha3İnna enzelnâhü
2.rekatta:1Fatiha
3İhlası Şerif 
3.rekatta:1Fatiha
3İnna enzelnâhü
4.rekatta:1Fatiha
3İhlası Şerif  

Namazdan sonra 1 defa:
Allahü ekber Allahü ekber La ilahe  illalahü vallahü ekber Alahü ekber ve lillahil hamd
100 defa Elem neşrah leke...   

100 defa İnna enzelnâhü 
100 defa da Resûlullah (s.a.v.) Efendimiz'in Hazret-i Âişe (r.a.) Vâlidemiz'e öğrettiği şu duâ okunup, sonra duâ yapılır:

Allahümme inneke afüvvün kerîmün tuhibbül afve fa'fü anni, okunup dua yapılır.

"Ey Allah! gerçekten Sen çok affedicisin, affı seversin, öyleyse beni affet."

Mümkünse, kandil  gecesi olması sebebiyle bir de
TESBİH NAMAZI kılınır.

ve bir müjde ile noktalıyalım:
"Kadir gecesine rastlamış olan bir geceyi ihyâ eden, Kadir gecesini ihyâ etmiş gibi sevâb kazanır"

hadîs-i şerîfini düşünülerek, sık sık vâki olan 27. gece ihyâ edilirse, o gece Kadir gecesi olmasa bile, büyük sevâba kavuşulur.
  (5)



Kaynaklar1) Elmalı Tefsiri
2) Mübarek Gün ve Gecelerde Yapılması Tavsiye Edilen Dua ve İbadetler, Fazilet Neş.1983
3) Kürsiden Mü'minlere Sohbet ve Nasihatler, 1.Cild, Mehmed Emre, Erhan Yayınları, 1998
4) Mehmet Ali Demirbaş, Kadir Gecesi
5) Prof.Dr.Ramazan Ayvallı, Kadir Gecesi

BEN Mİ PASAKLIYIM YOKSA ANAM MI ÇOK TİTİZZZZZZZ

12 Ağustos 2012

BEN Mİ PASAKLIYIM YOKSA ANAM MI ÇOK TİTİZZZZZZZ
                                                 BİR


GÜNÜ


Şimdi 






 çatlayacağım . Bahçeden içeri zor attım kendimi. Malumunuz bayram geliyor ve evlerde de mutlaka bayram temizliğimiz yapılıyordur. Bu işlemi yapanlardan biri de benim.Çalıştığım için tatil olmamı fırsat bilerekten yıka, ütüle, temizle işlemlerini sırasıyla uyguluyorum.Nedense benim bu tür temizlik olaylarında işim bittiğinde mutlaka bir







olayım vardır. Camları silerim yağmur yağar, batırır vs.
 Şu anda durum farksız hava aniden kapadı.
Bahçeli bir evimiz var. Bahçedeki




bir kaç gün önce hasat ettik , çuvala doğradık, tuzladık salçamızı yaptık. Annem bunları fırınladı ve kavanozlara dolduruyor. Ben de camekanımızın dışardan camlarını temizliyorum, bir de merdiven den düşme korkusu var anlatamam size. Hem korkuyorum, hemde mecburen çıkmak zorundayım, çıkıyorum. Uçağa binmekten korkmuyorum ama :))) bu da tezat bir durum. Neyse efendim merdiven üstündeyim, camekan demirden, kapısını ve camları siliyorum, annem de merdiveni tutuyor. Ben camı sildim, aşağıya indim. Annem bak orda 

pisliği kaldı tekrar çık sil diyor. Merdivene çıktım bakıyorum gördüğüm birşey yok. Anneme soruyorum nerde diye, bak biraz yukarı, biraz daha çık derken :))) merdivenin 3. basamağında belimi sağa eğdim, kafayı sağa yatırdım,
bokunu (kibarlığı elden bırakıyorum efendim, çok afedersiniz) ancak gördüm. Düşündüm gelen misafire bak dedim , giriş kapısı açıkken kapayacak, benim gibi belini, kafasını sağa yatıracak o 



 bokunu görecek, bunlar temizliği iyi yapmamışlar diyecek:)))))))).
Ayol ben mi pasaklıyım, anam mı çok titiz:)))))))))))

Çocukluğum geldi aklıma, o zaman kanepe ne gezer divanlar vardı. Annem elime bezi verir, gir divan altını güzelce sildir derdi. Neymiş efendim gelen misafir yumağını atıyor, divan altında toz arıyormuş:))))

Bu ev kadınları demek ki; kırk yıldır aynı noktada saymışlar, bir adım ileriye gidememişler:)))))




Emekli olduğum da böyle bir durumla karşılaşırsam, çaçarozluğumu ortaya koyacağım efendim:)))




VAKİT VARKEN....

VAKİT VARKEN....

Her şeyi zaman varken yapmak gerek.
Geciktirilmiş sözler, askıya alınmış hayaller, ertelenmiş itiraflar, gerçekleştirilmeyen buluşmalar; bir gün hepsi size pişmanlık olarak geri dönmeden önce, henüz vakit varken…

Murathan Mungan


İZİN VERMEYİN

11 Ağustos 2012

İZİN VERMEYİN



Zamanınız kısıtlı…
Bu yüzden başkalarının hayatını yaşayarak onu harcamayın.
Başkalarının düşüncelerinin sonuçlarıyla yaşama doğmasına takılıp kalmayın.
Başka insanların fikirlerinin gürültüsünün, kendi kalbinizin sesini duymanızı engellemesine izin vermeyin…”

Steve Jobs

DUALARINIZI DEĞİŞTİRİN




Ben enerji olayını öğrendikten sonra dualarımı değiştirdim. Eskiden " Allah'ım beni görünür görünmez kazalardan, belalardan koru, " diyordum. Hep başıma kazalar belalar geliyordu. " O kadar dua ediyorum etmesem ne olacak acaba ? " diye hayıflanıp dururdum. Şimdi sadace ailem ve kendim için iyi bir gün diliyorum. Olmayan kazaları belaları ağzıma almıyorum. ANMIYORUM.

Dualar
...

yansıma yaratır. Bu nedenle dua ederken kullandığımız sözcüklere çok dikkat etmemiz gerekir.

Çoğu zaman da kendimizi başımıza gelen bir olayın daha beteri olacağına ama olmadığına inandırmaya çalışıyoruz. Kısacası kendimizi kandırıyoruz. Aslında bunları düşünmek bile daha beterini davet etmektir. Ya da diyoruz ki " Başıma bunlar bunlar geldi daha ne olabilir ki? " Bu cümleden daha kötü bir çekim olmaz. Yani bu cümleyle, başımıza gelen kötü olayın daha kötüsünü çekiyoruz.

Başımıza gelen her olay karşısında kesinlikle kabule geçerek, kötüyü zikretmeden, iyi dualar etmemiz gerekiyor. Ben dualarımı değiştirdim, siz de değiştirin.

Örneğin;

"Ben hasta değilim" yerine

"Ben SAĞLIKLIYIM" , demelisiniz.

"ALLAH'IM SAĞLIKLI OLDUĞUM İÇİN SANA ŞÜKÜRLER OLSUN."

Nuray Sayarı

YA........

10 Ağustos 2012

YA........


Sen gittikten sonra yalnız kalacağım.
Yalnız kalmaktan korkmuyorum da, ya canım ellerini tutmak isterse!......

MUTLU YAŞAM

MUTLU YAŞAM

Yazar Alex Quick, daha iyi bir hayat yaşamak için yapılması gereken 102 maddeyi sıralamış. Listeden 10 tanesi buyrun..... 

Günlük tutun: Sadece bir cümle yazın. Günlük tutmak, insanın nefes almasını sağlar. Günün sonunda kağıda bir şeyler karalamak, hem yorgunluğa hem de ruh haline iyi gelir. Ancak içini dökmek yerine o gün hayatınızı tanımlayan cümleyi yazmak en iyisi. Bu bir plan, bir görüş ya da duygu olabilir.
Erken kalkın:
Sabahın altısında uyanmaya ne dersiniz? Hadi bunu biraz daha makul bir saate, yediye çekelim. Eğer gece yarısı yatağa gider ve sabah yedide kalkarsanız, duş almak, giyinmek için vaktiniz olur.Gece 22.30’da yatmak sabah 05.30’da kalkmak anlamına gelir. Bu da zamanınızı televizyon, bilgisayar ve alkolle geçirmemenizi sağlar.

Gelecekteki siz’e mektup yazın:
İnsanın kendisine mektup yazması, kendisini keşfetmek için en ideal yol. Yazdığınız mektubu bundan 10 veya 15 yıl sonra okuduğunuzda aradaki ‘siz’ farkını görmeniz yararlı olacak. Ayrıca unuttuğunuz pek çok şeyi hatırlamanız için de iyi fikir!


Biraz daha fazla sebze:
Et yemekten bıkmadınız mı? Yüzünüzü doğaya dönün ve sebze-meyveyle barışık olun. Sağlığınız, mutlu olmanız için en büyük sebep.

Sizi güldüren şeyleri kaydedin:
Güldüğümüzde garip sesler çıkarır, başımızı arkaya atar, yüzümüzü şekilden şekile sokarız. ‘Gülme günlüğü’ tutmaya ne dersiniz? Sadece yazdıklarınızı değil, güldüklerinizi de kaydetmelisiniz.

Yağmurda yürüyün:Havadaki taze kokuyu duyuyor musunuz? Sokaklar daha boş ve yağmurun sesi kulaklarınızda. Dinlenmek için yağmur altında yürümek, vücuda iyi gelir.

Yalnız olmanın keyfini çıkarın:
Tek başınalık yalnızlıkla eşdeğer değil. Bir insan, kalabalıkta da yalnız olabilir. Eğer tek başınıza olmak size iyi geliyorsa, en derinlerdeki düşüncelerinizi dinlemeyi de öğrenebilirsiniz.

Dağa tırmanın:Hayatınızda yapabileceğiniz en heyecan verici deneyimlerden biri olacak. Zirveye ulaştığınızda aşağı bakın. Bulutların üzerinde kendi gücünüz olduğunu görecek ve başka hiçbir şey düşünmeyeceksiniz.

CD’lerinizi değiş tokuş edin:İstemediğiniz cd’lerin (kitaplar ve DVD’ler de buna dâhil) listesini çıkarın ve bunlarıyla başkalarıyla değiş tokuş edin. Hem müzik çalarınızda yeni cd’ler dönecek hem de yeni kişilerle tanışacaksınız.

Havuza girin ve yüzün:Özgürlük duygusunu hissetmek için yüzün. Biriyle ya da bir şeylerle ters düşüyorsanız da yüzün. Rahatlamanın en iyi yolu sudur.


CEBİMDEKİLER

06 Ağustos 2012

CEBİMDEKİLER


Yaşadıklarımızdan değil, yaşayamadıklarımızdan pişman oluyoruz. Yarını garanti sanıp erteliyoruz, yapmak istediklerimizi içimizde saklıyoruz; sonra bakıyoruz geç kalmışız. Elbetteki yanlış kararlarım olacak, elbetteki duvara çarpacağım. Ama inan bana, kendin olarak, yüreğinle yaşadıklarında ödeyeceğin hiçbir bedel, bastırdıklarınla, içinde tuttuklarınla yaşadığın başka hayatlardaki bedellerden daha ağır olmayacak. Yarın değil, şimdi...

Aret Vartanyan

AYRILIĞIN ESKİ TADI YOK

01 Ağustos 2012

AYRILIĞIN ESKİ TADI YOK



Biz çocukken, tepesinde bir dantela örtüyle başköşede duran yeşil ışıklı ahşap radyomuzdan, hüzzam makamında ayrılık şarkıları yayılırdı salona:
"Ayrılık, ümitlerin ötesinde bir şehir"di o zamanlar;
"...ne bir kuş, ne bir haber, ne de bir selam gelir"di.
"Yaman kelime"ydi ayrılık; "benzetmek azdı ölüme"...
Ve her kim uğrarsa bu zulme, "gündüzü olurdu gece..."
Selahaddin Pınar'ın tamburu "Ayrılık yarı ölmekmiş/ o bir alevden gömlekmiş" diye inler ve sorardı:
"Ey sevgili sen nerdesin/ nerdesin ey sevgili?"
"Çerağ" nedir bilmezdik; ama Sevim Tanürek, "Alev alev çerağız biz/ Ayrılsak da beraberiz" deyince bir yangın fitili tutuşurdu yüreğimizde...
Sonra Zeki Müren çağlardı, tane tane söyleyerek:
"Aynı bedende can gibiyiz/ cana can veren kan gibiyiz/
Yanıp da bitmez kül gibiyiz/ biz ayrılamayız/
Eller ayırsa bile/ yollar ayırsa bile/ biz ayrılamayız."
* * *
Büyüdük; o "çerağ" da içimizde büyüdü alev alev...
Sevdalandık... ayrıldık... yandık.
Ayrılıkla ölümü, biz de Abdürrahim Karakoç'un "Mihriban"ıyla kıyasladık:
"Ayrılıktan zor belleme ölümü/ Görmeyince sezilmiyor Mihriban..."
Timur Selçuk, "Ayrılanlar için" değil, bizim için çalıyordu:
"Ne kadar acı olsa / ne kadar güç olsa/ Her şeyi, evet her şeyi unutmalı"ydık.
"Kalırsa içimizde bir derin sızı kalır"dı.
* * *
Derken vuslat kolaylaştıkça; basitleşti ayrılmalar da...
Kocamaya bir yastık yetmez oldu.
Sönenin son ateşiyle yakılan sigaralar gibi; ayrı düşülen yavuklunun hasreti, yeni bir aşkın kollarında giderildi.
Ve günün birinde Ajda Pekkan, "başı yukarda meydan okuyarak hayata", ayrılıkların üzerindeki o kırık yeniklik duygusunu silip attı:
"Arkanı dön ve çık istenmiyorsun artık" diye kovaladı eski sevgiliyi:
"Bir zamanlar sen de bana acımadın/ yalnız kaldım/ Yıkılmadım ayaktayım."
* * *
Herkes bu çıkışı bekliyordu sanki...
"Ümitlerin ötesindeki o şehir" bir anda tarumar oldu.
Bir baktık ki 20. yüzyılla birlikte, ayrılan yollarda söylenen şarkılar da değişmiş, herkese bir güven gelmiş.
"Aşk dediğin geliyor, geçiyor" diyen Hande Yener, ayrılığın onuncu gününde eski sevgilisine "Yalnız değilim, sıkılmıyorum" mesajı göndermiş.
Nazan Öncel, bir vedalaşmayı "Jetonu mu yoktu, aramadı gitti/ velhasıl bitti" diye özetlemiş.
Sonra jeton da tarih oldu.
Ayrılık acısının ilacı bulundu.
Demet Akalın bir yıl önce "seve seve" ayrıldığı sevgilisiyle "İsim neydi çıkaramadım/ adın neydi hatırlamadım" diye kafa buldu.
Şimdilerde dillerde gezen bir yaz şarkısında ayrılıklara iyi gelecek formülü açıklıyor:
"Hemen yeni bir aşk bulunur, yerin çabuk doldurulur/ Sevgilimi koluma takarım/ Bebek'te üç beş tur atarım/ Olmadı bi de sinema yaparım/ gördüğün gibi çok unutkanım."
* * *
Dedim ya, ayrılığın eski tadı yok.
Şarkılardan belli...

CAN DÜNDAR

OKUDUM -5-KALP- RAM OREN



Yaşam ve ölüm, hekimlik ve suç arasındaki sınırda geçen bir hikâye...Bir hastane, hasta kalpler ve kalplerin bir araya getirdiği insanlar... Amerika'da eğitimini tamamlayıp eşi ve çocuğuyla ülkesine dönen idealist genç doktorun büyük hayalleriyle arasında güçlü, kibirli ve paraya düşkün bir kalp cerrahı durmaktadır. Küçük bir çocuğun kalbi bu iki zıt karakterli doktoru birbirine düşürür. İnsanların mesleki hırsları uğruna ne kadar ileriye gidebildiğini, kötülüklere direnmenin, iyinin peşinde koşmanın ne kadar önemli olduğunu bir kere daha fark edeceksiniz.

Kitabı okumaya yeni başladım daha ilk sayfa bana babamın kalp ameliyatında istenen bıçak parası olayını hatırlattı.
Kitabın 13. sayfası altını çizdiğim not aynen şu.
" Parayı çok seviyordu, paranın ona verdiği gücü ve saygıyı ise daha çok seviyordu."
Demek ki; insanın doğasında, ne kadar çok param olursa o kadar güçlü olurum ve herkes bana saygı duyar zihniyeti var. Oysa; saygı haketmek istiyorsan, saygı göstermesini bileceksin. Para sadece ulaşmak istediklerimiz için bir araç....

Neyse kitaptan altını çizdiğim cümlelere başlayalım;
* sayfa 5 - Burada ( hastanede) bir anda her şey küçülüyor, önemini kaybediyordu, başarıyı amaçlayan hayat maratonu, zenginlik, hayalleri, mutluluk arzusu.... Burada hep yolun sonuna gelme duygusu hakim, buradan herkes evine dönemiyordu.
* sayfa 8 - Her geçen dakika hayat ipi kısalmıyormuş gibi onları bekletiyordu.
* sayfa 13- Emek verdiği ilişkiler sayesinde, muhteşem bir çevre edinmiş.
* sayfa 17- Kendisini iyi bir arkadaş, dost, geçici bir sevgili fakat asla büyük sevgi diyarlarına taşıyacak bir kimse olarak görmediğine emindi.
* sayfa 18- Yüksek kazançlar, zenginlik heyecanını  yitirmesine neden oluyordu.
* sayfa 24- Fakat ben insanlığımı koruyabildim, para benden insanlığımı koparmadı.
* sayfa 27- Heykellerini sunuşunda yıldıran, hayattan kopuk bir tavrı vardı.
* sayfa 29 - Umut ederim ki uğrunda vazgeçtiğim şeyin değerini anlayacaksın.
- Ayrılmayı reddeder gibi, hala bir mucize olacağını ümit ederek.
.............