hastane etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
hastane etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

14 Ocak 2012 Cumartesi

Hastayım demiş miydim

Salondaki sehpamın üzerini bi görseniz korkarsınız
Kabukları soyulmuş, dilimlenmiş ayva tabağı ve tuzluk
Su şişesi 2 boş su bardağı
Öksürüğüm için aldığım antibiyotik, vitamin hapları burun açıcılar 
Sırtıma ve göğüs kafesime sürdüğümüz vicks ve havlu
Tansiyon ölçüm aleti  ve ölçtüğüm tansiyonumu yazdığım doktorun verdiği kart
Burnumu silmek için tuvalet kağıdı hastane evrakları
Ne görecek gözüm var ne de kaldıracak gücüm.
Dün 9 Eylül Üniversite hastanesine gittim Allah'tan yakın arkadaşım orada çalışıyor
Bana randevu aldı, kan vereceğim zaman arkadaşına yolladı beklemeden yaptım işlerimi
Nöroloji doktoru 2 tahlil daha istedi ona da randevu aldı.
Başımdan eg çekeceklermiş pazartesi yapılacak saçım başım temiz olmalıymış
Bi de tekrar tomografi istedi.
Benim anlattıklarımdan çıkardığı pek iç açıcı değildi sanki
Şüphelendiği bişiler varmış beynimdeki bi damarda baloncuk olabilir miş
Tabii tahliller belirleyecek ne olduğunu gönlümüzü ferah tutmak lazım.
Ama bir de lanet bi öksürük bırakmıyor beni
Her öksürdüğüm de ciğerlerim yırtılıyor du sanki.
Dün mahallemizdeki sağlık ocağına gittim doktor çok güzel ilgilendi
Bayıldım kendisine.
Zaten herkes onu beğeniyormuş nasıl da kalabalıktı..
Verdiği antibiyotik sayesinde dünden şu saate kadar hep yattım.
Ne tv izledim, ne başka bişi. 
Uyu uyu da bi yere kadar sırtım ağrıdı, başım ağrıdı.
Bir ara accayip terledim kalktım üzerimi değiştirdim.
Pek vicks kokuyor ortalık kusura bakmayın artık..




9 Ocak 2012 Pazartesi

İşin şakası hastayım



Küçük kız küçük kız söyle bana ne oldu?
Ne şarkıydı ama :)
Başımı sallaya sallaya söylerdim küçükken
Bi de yandan iki at kuyruğu yapıp saçımı.
Gerçi yazacaklarım biraz sıkıntılı da olsa
Aklıma geliverdi bu şarkı.
Hikaye şu;
Cumartesi günü malum gün'üm vardı.
Bir de hazır millet gelmişken okumada yapıverelim dedik hani yeni ev yeni hayat hayırlı olsun gibisinden.

Koşunduk annemle kendimizce adettir ya hani tavuk, nohutlu pilav irmik helvası aman çayın yanına ikramda olsun az olur dedik helva. Ev toparlandı temizlendi işte eni konu. Hani gelecekler kırk kat yabancı olsa. Teyzelerim, kızları, kayınvalidem, elticim arkadaşım falan filan. Akşama kaldı kayınvalidem yemek yedik turşu yedim malum nohut yemeği yanında. Hatta bir ara "Sanki kanımda, vücudumda çok fazla tuz var gibi geliyor " dedim bir ara. 

Neyse gece oldu yattık. Ama bende bi sıkıntı. Hani midem desem değil, ama başım dönüyor şakaklarımdaki damarlarım çatlıycak sanki şişti. 

Sabaha karşı kalktım su içeyim lavaboya gireyim dedim. Girdimde girdiğimi hatırlıyorum bir de "Kütt" diye bi sesi. Meğer kalkıp çıkınca banyonun eşiğine çarpmışım başımı annem duymuş kalktı beni koridorda upuzun yatarken bulmuş. Annemin sesini duydum "şenizz" diye bağırıyor. Eşim kalkmış sesine annemin ben duyuyorum ama ne gözlerimi açabiliyorum ne de cevap verebiliyorum onlara. Beni koltuğa yatırdılar kendime geldim biraz, annem acile gidicez dedi üstüme giymem için bişi veriyor kusmuşum o sırada yerde. Kalktık gittik sabah 4'de. Serum verdiler tansiyonumu ölçtüler kalbimi ölçtüler kan değerlerime baktılar kan şekerin biraz yüksek dediler falan. Ben kendime geldim hani yazında olmuştum ama o zaman başkaydı. Yattım acilde sabah 7'ye kadar. Sonra düzeldim saldılar bizi eve. Geldik yattık tekrar uykusuzdum çünki. 

Sabah saat 10 gibi yine lavaboya kalktım bu sefer hissettim olacakları eşimi çağırdım beni kaldırması için o sırada ben yine gittim annem koştu yine ben sadece beni şuraya yatırın demişim koridoru gösterip. koltuğa yatırdılar yine hazırlık yaptık acile tekrar gittik. Bir de başımın arkasında geceki düşmeden ağrı kolumda sırtımda ağrılar hissetmeye başladım. Acile girdim sabah da geldiğim geri gönderildiğimi söyledim tomografi çektiler bu sefer bişi çıkmadı çok şükür. Yalnız tansiyonun düşmüş, vücudun susuz kalmış sıvı tüket dediler ve tekrar eve geldik. Beyin kanaması riskine karşı uyardılar gözlem yapın bişi olursa gelin dediler. Şükür dünden bu yana iyiyim. Uyudum fakat hep uyandırdı annemle eşim beni. 

Rabbim kimselere nasip etmesin çok zormuş.  

Şimdi tüm tahllil ve sonuçları alıp bide üniversite hastanesinde beyinle ilgili bölüme gidicem bakalım inşaallah bişi çıkmaz.


1 Mayıs 2009 Cuma

buralardayım



Buralardayım.
2 sene önce bugün işten ayrıldığımdan beri ilk defa dün bir iş için başvuruda bulundum. Bu krizde kim eleman alıyor diyebilirsiniz bir devlet hastanesinde çalışabilmek için sınava girdim. 500'e yakın kişi vardı başvuran ve alınacak personel sayısıda 75 . Bizi sınava tabi tuttular. Gerçi pek umudum yok açıkçası ama yinede işi bana haber veren kişiye ayıp olmasın diye gittim. Umudum yok anlarsınız böyle yerlerde mutlaka torpil döner. O torpil döner ama nedense bir türlü bize çarpmaz. Ah keşke çarpsada bir işe yarasa demi? Hazır hastane bahçesindeyken hemen acilden işe başlayıverirdim. Yinede umut ya bugün dışarı çıkarken ararlar belki diye ev telefonumu cep telefonuma aktardım.
Ne yazıkki arayan olmadı. Hatta cevapsız aramam bile yok :(

Lucky'den hala haber yok. Bu yazıdada araya sıkıştırıvereyim dedim. Artık geceleri saat 02,00 gibi dışarılara çıkıp onu aramaktan devriye gezen polislerimiz uyuz olmaya başladılar. Biz gezerken sözde bir sokağa bakarmış gibi durup yanlarından geçmemizi bekliyorlar. Bizde selam verip devam adiyoruz yolumuza. Her havlamada duruyoruz canım Lucky'nin sesine benziyormu diye ve o sesi dinliyoruz. Ama ne yazıkki onun o tok havlamasını duyamıyoruz.
Bu arada 1 Mayıs Emek ve İşçi Bayramımız kutlu olsun.
Yürüyüşe katılmayı, slogan atmayı ama cop yememeyi çok istiyorum. Olaylar çıkar diyede Annem, arkadaşım beni arayıp gitmememi istediler. İstesemde gidemiycem sanırım çünki yarın Teyzem'e gidicez yaprak sarmaya. Eh artık onun bahçesini bırakıp aşağıya inmeyi canımın istiyeceğinide pek sanmam. Haa aşağıya derken İzmir'de böyle deriz biz. Konak, Kemeraltı - ki bunlar semt ismidir - deniz seviyesinde olduğu ve oturduğumuz yerlerden aşağıda kaldığı için. Aşağıya inmek diye bahsederiz.


Resim : İzmir Saat Kulesi / Eski İzmir resimleri nostalji