26 Kasım 2013 Salı

Dünya yeniden dönüyor..

Siz hiç,

Acınız varken, içiniz şimdi ne olacak kuşkusu yaşarken karşınızdakinin kendi acısını sanki acıyı yaşayan dünyada bir tek kendisiymiş gibi davranıp sizin acınızı, şimdi ne olacak kuşkunuzu görmezden gelip anlatan birisinin karşısında gözyaşlarınızı zor tuttuğunuz oldu mu?

O anda,

Bişi olsa keşke çekip gitsem şu ortamdan diye hani en fazla deprem olsa keşke diyecek kadar korkuyu dilediğiniz oldu mu?

Sizin,
sıkıntısını yaşadığınız bir konuma sahip olup hala şükretmeyen birinin karşısında çaresizce dnleyip onayladığınız ama sıkıldığınız oldu mu?

Benim oldu,

Zor tuttum kendimi,
İçime akıttım gözyaşlarımı..

Ve sonra dedim ki kendime,

Dünya yeniden dönüyor...
Redd


21 Kasım 2013 Perşembe

ελληνικά ellinika yunanca demek..


Yunanca müzik, evler, adalar gibi merakımı bilen dostlarım vardır
İzmir'liyim malum suyun öte yanı bizim için
Hani ailemden Selanik göçmeni olmasa da
-Göçmenlik var da selanik değil-
Küçüklükten gelen bir merak bende işte..
Şarkılarını dinlemeyi severim
Anlamlarını bilmesem de ezberlediklerim bile var içlerinde
Bu seneYunanca dil kursuna başladım
Yalnız yeniden alfabe öğreniyorum
Alfa, vita, gama 
İlkokul 1.sınıf çocuğu gibiyim
O sembolleri ezberliyorum 2 haftadır..

Haydi bakalım hayırlısı olsun...


20 Kasım 2013 Çarşamba

Dengeli beslen, bol bol dua et ve çok ama çok sev..








Ye, dua et, sev filmi furyası vardı bir kaç sene önce önce kitabı çıktı sonra da filmi hani Julia Roberts oynamıştı başrolde her fotoğrafında farklı çıksa da hani liseli kızlar gibi ayılıp bayıldığım Javier Bardem ile oynamıştı. 

Brezilya müzikleri dinlemeyi seviyorum hele bu şarkı filmi izlerken duyduğum anda keşke başta çalaydınız dedim çünki ortalarda duymuştum Javier Bardem arabasındaki kaseti değiştirmek için çabalarken bir anda kaza yapıp bisikletle gezen Julia Roberts'a çarpmıştı..

Aslında burada anlatmak istediğim ne film ne de başka bir şey. Şarkıyı dinliyorum dinlerken bana düşündürdüklerini, kafamdan geçenleri yazıya döküyorum pardon tuşlar yardımıyla ekrana yazıyorum..  





Bir fotoğraf koydum yazıya işte o fotoğrafa bakıp şarkıyı dinleyip şarkının bana getirdiği hoş esintileri hissetmeye çalışıyorum.. 

Ne diyecektim ha, film ye dua et sev di ya hani güzel sözler aslında..Hayatta bunları yapabilen kişi sağlıklıdır ya da sağlığı garantilemiş değil midir ?

Yiyelim içelim dostlar yaın ne olacağımız belli değil demez miyiz ? İnsanoğlu işte karnı doydumu aklı çalışır hele bir de şükretmesini biliyorsa ki o zaman geriye ne kaldı ki ? 

Sevmek elbette ? Aşk'la hem de ister bir erkek yada kadın olsun ister çocuk tabiat herşey..
İnsanoğlunun somutluktan çok soyut olarak da doyurulmasına ihtiyacı var çünki.

Toparlamam gerekirse yiyelim, içelim, sevelim ama şükretmesini, teşekkür etmesini de bilelim a dostlarım...

18 Kasım 2013 Pazartesi

Çilekler, kirazlar ve baharda bir meleğin öpücüğü



Vakit,
Akşam üzeri hani bir alacakaranlık olur
Güneşin battı batacağı zaman
Ne aydınlık ne karanlık
Bir ağırlık havada
İnsanlarda bir durgunluk,
Sanki ağır çekimde hayat..

Bir adımlık yol mesafesinde 
Katedilemeyen, aşılamayan, çözümlenemeyen
Tüm problemler gelir oturur yüreğine..

Hani kredi kartının limiti kalmamış,
Maaş tükenmiş,
Elektrik parası yatmamış,
Ne ki bunlar ?
Akşama ne pişirsem ?
Yarın ne giysem ?
Saçımı yıkasam mı ?
Eve ekmeği bir tane mi yoksa iki tane mi alsam ?
Bu bile çözülemeyen her akşam yinelenen
Bir döngü..

İşte o alacakaranlık gibi bir vakit
Yolda bir an durup akıp giden
Trafiğe, insan seline, kuşlara, kedilere, bulutlara
Baka kalıp bir an mutlu olursun
İnsan olduğuna,
Sağlıklı ve  huzurlu olduğuna.

Sonra önündeki bir taşa vurur
Siktir edersin aklından, hayatından
 Seni üzenleri..


17 Kasım 2013 Pazar

Bir küçük tohum attım içime yeşerir umudum


Bu benim 1000. yazım.

1000. iç döküşüm, kendimden bahsedişim..

Çok zaman yazmadan sildim,
Taslaklara attım yayınlamadım bazı iç döküşlerimi..
O an yazmak iyi geldi yayınlamak istemedim.

41 yaşından gün aldım ben Çarşamba günü..

Yaşgünümün ertesi günü uyanınca
 41 yıl boyunca yaptıklarım, yaşadıklarım
Uçup gidecek sandım..

En çok da mutlu olduğum anları hatırlayamazsam diye korktum.
Mutsuz, ümitsiz, çaresiz, sıkıntılı, boğulurcasına yaşadığım
Hani itiraf edeyim bazen de ölmek istediğim anlar silinsin isterdim
En fazla..

Ama olmadı biliyor musunuz..

Şimdi tekrar hayatı tanıma telaşındayım,
Bir küçük tohum attım içime yeşerir umudum
Büyür beni aşar ferahlatır, kendime getririr, dinlendirir, büyütür.

Her ağacın özlemi bahar değil midir
Ben baharı bekleyemem kendimi hergün 
Bahara uyanmaya programladım..

1000.yazıma yaş günümü yazmak değer dedim..
Ve bana hediye gelen bir şarkıyla 
Kutladım..