Sabah kalktım hava bir güzel bir güzel.
İliğim, kemiğim ısındı vallaha.
Yarın gelicek olan caaanımm lise arkadaşımın istediği bir kitabı almak için Konak Pier'e gittim.
Tabii hava güzel yaa.
Önce uzun kalın bir ceket giydim bahçeye çıktım ıııhh hava güzel kalın gelicek bu dedim.
Tekrar girddm bu sefer 2 tane ince tişört ve yine biraz daha ince bir ceket giydim çıktım.
Sanki tüm İzmir sokaktaydı bugün.
Konak İskeleden deniz kenarından dolanıp Konak Pier'e vardım.
Remzi Kitabevi'nden arkadaşımın istediği İnci EYeşilyurt'un "Kocacığım isterse kölem olur musun" adlı kitabı.
Kendime de çokkk sevdiğimmm Jane Austin'in kitaplarından "İkna"yı aldım.
Sanki filmini izledim gibi geliyor bana ama yine de okumak daha başka olur.
Aşk ve Gurur'da vardı ama lisede kitabını okumuştum, TRT 3'te dizisini izledim, filmini izledim.
Aslında tam bir Bay Darcy aşığıyımdır ben :))
Neyse kitapları alınca elticiğimi aradım ,
-burda -ciğim eki gerçekten çok sevdiğimdendir başka bir mecaz anlamda diil.
Buluşalım gel sana Kızlarağası'nda kahve ısmarlıyayım dedim.
O'da Şirinyer'e pazara gidecekmiş orda buluşalım dedi 1 saat sonra.
Ben de vakit geçsin diye bir kumru aldım,
-İzmir'ce kumru = içine tulum peyniri, domat ve biber konulan sandviç türü yiyecek :)-
Sonra da Pasaport'un orda denize karşı bir banka oturup bi yandan kumrumu yedim
Bir yandan da İkna'yı okumaya başladım.
Vaktin geldiğini düşünüp otobüse atlayıp Şirinyer'e gittim.
Eltimle buluştum önce bir çay içtik sonrada pazarda o tişörtçü senin, o tişörtçü benim dolaşmaya başladık ama bu arada ayaklarım topuklu ayakkabıdan çok ağrıdı :(
Parka karşı bir kahveye yine çay söyleyip parktaki banklara oturup çay içip yorgunluk attık.
Ama eve geldiğimde öyle yorulmuş, öyle üşümüşüm ki battaniyenin altına girdim.
Eşim gelene kadar uyudum.
Şimdi iyiyim yarın canımm arkadaşım gelicek.
Eee 5 yıl aynı sırayı paylaştık,
İyi gecelerr....