Çok tembelim bugünlerde biliyorum
Farkındayım.
Hatta bilgisayarı her açma tuşuna basışımda
"Bugün bişiler yazmak için zorlayacağım kendimi söz"
Diye içimden geçirsemde
O sözüme sadık kalamaıyorum bir türlü.
Birşeyleri değiştiriyim bari dedim
Gel gör sayfamın düzenine alışamayıp eski düzene geçmemi isteyen
Dostlarım sağolun
Demek ki dışta değil içte bişileri değiştirmem gerekiyormuş.
Baharın getirdiği o tatlı yorgunluk, rehavetlik sardı her yanımı.
Oysa Kitap fuarından aldığımkitapları yazacaktım ben.
Neyse fotoğraflarını çekemesemde yazı vereyim neler aldığımı.
Pazar günü gittim Füruzan "Benim sinemelarım" ı aldım imzalattım.
Bir de İskender Pala "Aşkname"yi alıp imzalattım ki zaten biliyorsunuz.
Salı günü yine gittim yalnız .
Yalnız gideceksin arkadaş kitap fuarına yanında biri oldumu onun takip ettiği kitaplar falan derken
Kendi alacağın kitaplar güme gidebiliyor.
Neler almışım o gün bi saniye
Bu kitabın filmini izlemiştim yıllar evvel
Animasyondu
Hatırımda kalmış
Can yayınlarında görünce hatırladım
Tabii hemen aldım.
Herman Hesse'yi nereden buldun çıkardın derseniz
Vereceğim cevap o kadar saçma gelir ki size anlatamam.
Okuduğum bir kitapta bahsedilen bir konuyu
Bu yazarın yazdığı kalmış aklımda
Ama tabii yanlış bilgiymiş.
Ama en azından bir yazar tanımış olucam okuyunca.
Aslında hangi kitabını okumaya başlasam
10 sayfa sonra verdiği sıkıntıyla atmak istesemde elimden
Daha sonra tekrar elime aldığımda
Her sayfayı çevirdiğimde kahroluyorum.
Niye böyle yapıyorum diye.
Dostoyevski'yi her okuduğumda
Önümde ufkumun açıldığını hissediyorum.
Dostoyevski ile aramızda
Nefret ve sevgi konulu bir aşk yaşıyoruz sanırım.
Sanırım bu kitabı alırken
Her çarşamba kayınvalidemde bana zorla izlettirilen
Muhteşem yüzyıl dizisinin bilinçaltıma yaydığı sinyallerden etkilendim.
Bu kitabı gördüğümde
Sevgili Leylak Abla'mın balkonundaki güvercinler geldi aklıma.
Hele bi okuyayım kendisine yollamayı düşünüyorum.
Buradan bi haber edeyim dedim.
Bunları aldım işte.
İyi okumalar bana...