3 yaşımıza 1ay kala huylarımızda inanılmaz değişimler var bu ara...
ZE hanımda özellikle...
O,halim selim,melek soylu, güzel huylu, sakin, uyumlu, sevgi kelebeğinin yerini şimdilerde, asi, dediğim dedik, dik kafalı, saldırgan, huysuz,yaygaracı bir delibaş devraldı.
Öyle böyle değil,hele katlanılır türden hiç değil.O anlarda kendime hakim olmakta epey zorlanıyorum,ama çevremdekiler ısrarla ne kadar sabırlı olduğumdan dem vuruyorlar.
Sabah okula gidecek,giysilerini çıkarıp gösteriyorum:
-"Hayıııııırrr ben onu giymiycemmmmm"
-"Ama çok güzel bak,üstelik sana da çok yakışıyor"
-"Hayırrrrr ittemiyorum,ben Hello Kittyli giycemm"
-"Ama annecim hep aynı şeylerde giyilmez ki"
-"Giycem işte,ben onu giymiycem(benim önerdiğimi)"
-"Ayyyyhhhh tamam ne istiyorsan onu giy" ee pes yani...
Mütemadiyen her sabah yaşanan manzara bu.İkizi RU ise ne giydirirsen razı,oğlan işte...
Bu sabah tutturdu illaki mor eşofman altını giyecek,ee hadi giysin dedim,ama baktım ki popo kısmında dikiş atmış,sökük var:
-"Annecim o sökülmüş,onu giymeyelim,ben onu dikeyim,yarın giyersin,şimdi bunu giy olur mu?" diye eline başka bir mor alt veriyorum,
-"Hayırrrr ben bunu giyicem"
-"Ama kızım bak burası sökülmüş,olmaz ki böyle,popon görünür sonra"
-"Hayır bişey olmaz ben bunu giycem" dedi ve giydi bile,
-"ee tamam çıkar o zaman şimdi dikeyim öyle giy", cevap aynı:
-"Hayır işte"
-"Amannnnn ne halin varsa gör,uğraşamayacağım seninle"
Sökük öyle çokta büyük olmadığından çok üstünde durmadım artık,tahammül gücüm tükenirse ortaya avaz avaz bir durum hakim olur ki bunu da bünyem hiç kaldırmıyor.
Geçenlerde İzmit'e çok çok yakın bir arkadaşıma(hatta kardeşten öte) kahvaltıya gittik,Hacer(müstakbel gelinimiz),kardeşi Seda ve kız kardeşimle birlikte.Eee birde ZE hanım tabi...
Gittik,kahvaltımızı yaptık,oturduk keyif çayları,kahveleri içtik,bol sohbet muhabbet herşey yerinde,herşey süper.Arkadaşım Sırma'nında İlkim adında çok şeker bir kızı var,ZE'den 2 ay küçük.Çok bilmiş,çok fırlama bir velet.Gel gör ki bu iki sıpa,ota ..oka herşeye kavga ettiler,hiçbir şeyi paylaşamadılar.Bu duruma alıştık,evden aşinayız ama dışarı çıktığımızda ZE hanımın yaşattıkları fecahatti.
Önce İlkim'in puseti için etmediğini bırakmadı.Ben yanımda götürmemiştim,Sırma da İlkiminkini açınca kıyamet koptu.
İllaki kendisi binecekmiş,ama o İlkimin desekte nafile,parçalıyor kendini,yerlere atıyor.Bende en sonunda bıraktım elini,ne halin varsa gör ben gidiyorum dedim.
Kimin umrunda,döndü arkasını ters istikamete doğru hızlı adımlarla yürüyor.Ben ona tavır yapacaktım oysaki...
Arkasına bile bakmadan gidiyor,baktım dediğim dedik takıldım peşine mecbur.Koştur koştur zor yetiştim,az kalsın yola çıkacaktı.
Elinden tutmak isterim,tutturmaz,sakinleştirmek isterim,mümkün değil.Katır damarı tuttu bir kere.En sonunda "ahhhh yeter artık"deyip kaptığım gibi kucağıma,deli danalar gibi böğüre böğüre ağlaması eşliğinde devam ettik yolumuza.Ama bu nahoş tavırları gün boyu devam etti.Bezdirdi ve götürdüğüme götüreceğime pişman etti beni.Oysa ki bir zamanlar,sakin,muhlis tavırlarından dolayı bu tip tek kişilik gezmelerde hep o eşlik ederdi bana.Kontrol etmesi daha kolay olduğundan nitekim.
2,5 yaş sendromu bizde biraz tehirli lakin acısını çıkarırcasına sancılı başgösterdi. Isırmalar,sıkmalar,mıncıklamalar,vurmalar,köşeye sıkıştırmalar,çocukça şiddetin masumane haliyle her türlü varyasyonlarını kendisinde görmek mümkün.Bu çok canımı sıkan bir durum.Halbuki elimizden geldiğince şefkatli davranmaya özen gösteriyoruz,haa arada tarafımca çıldırma nöbetleri olmuyor değil ama bu denli saldırgan olmasına sebep olacak kadar vahim değil kanımca.Sanırım bu bir süreç,bir süre sonra geçip gidecek.Ya da umarım öyledir.Oğullarımda böyle bir tutuma hiç şahit olmadığımdan,kendisinden hiç ummadığım kızımda rastlamak şaşırttı beni.Ama umuyorum ki geçecek,geçmesi lazım...
Bir de bu aralar başka bir can sıkıcı durum daha ortaya çıktı ki,bu mevzudaki sıkıntımı körükledi resmen.
Her can sıkıcı durumda,canını sıkan kim olursa "Sen ..oksun" (kaka kelimesinin argodaki versiyonu) diyor. :((
İlk duyduğumda ağzım açık kaldı,nerden duydu?nasıl oldu?derken cevabı kendim buldum.Kısa bir süre önce dayımızla birlikte,Ata Demirer'in "Eyvah Eyvah 2" adlı filmini izlemiştik.İçinde küfürvari şeyler olmadığını duyduğum ve çokta eğlenceli bir film olduğunu bildiğimden izlemelerinde sakınca görmemiştim.Lakin anladım ki çocuklar içinde cımbızla çekiyorlarmış.Nitekim sahnenin birinde, Hüseyin kız arkadaşını görmek için evinin önüne gidiyor ve panik halinde ördeklerin dışkıladığı yere düşüyor.Her yanı pislik oluyor.Babası ne olduğunu sorduğunda "Ördek ...okuna düştüm" diyor.Çok gülmüşlerdi bu sahnede,birkaç kez de tekrar edip gülüştüler hatta.Ayıp olduğunu söyleyip uyarsamda akıllarında öyle bir yer etmiş ki,unutmamışlar.Özellikle ZE hanım.YA ve RU kullanmıyor şükür ki.Lakin ZE her söylediğinde RU şikayet etmek için yanıma geliyor ve ben ZE'yi uyardığımda bundan müthiş bir haz alıyor.Okulda da tekrarlıyormuş bu can sıkıcı tutumları ne yazık ki.Bu da beni ziyadesiyle mutsuz ediyor.Ne şekilde davranacağımı şaşırıyorum.
Uzmanlar yaptığının yanlış olduğunu anlatın diyorlar..Eee anlattım,hemde kaç kere.
Kısa süreli molalar verin diyorlar,ee onuda yaptım,cıkkk olmadı.
Görmezden gelin,üstünde durmayın,olumsuz tavırlarınız bile onun nazarında ilgi çekmek olarak addedilir ve tavrına devam eder diyorlar,onu da denedik,yok anam oda olmadı.
En son klasik biber sürme tekniğini !!:) bile denedim yok yok yok.Ne yaptıysam henüz vazgeçiremedim bu çirkin tutumdan.
Biliyorum ki,o tüm şirinliğiyle,en masum haliyle bunun ne anlama geldiğini bile tasavvur edemiyor,tepkisini bu şekilde dile getiriyor sadece.Ne yapmalı ne etmeli,bir uzmandan destek istemeli sanırım...