Die Verwandlung

Der Psychoanalytiker verspürt nur selten den Antrieb zu ästhetischen Untersuchungen“, aber „[h]ie und da trifft es sich doch, dass er sich für ein bestimmtes Gebiet der Ästhetik interessieren muß“ (297), – so Sigmund Freud zu Beginn seines berühmten Aufsatzes über das „Unheimliche“ (S. Freud: Das Unheimliche, 1919). Das „Unheimliche“ ist seit Freud eng mit dem Verdrängungsbegriff verknüpft, als „etwas dem Seelenleben von alters her Vertrautes, das ihm nur durch den Prozeß der Verdrängung entfremdet worden ist“ (314), bzw. als „etwas wiederkehrendes Verdrängtes“ (297). Dieses Buch schlägt eine Neubetrachtung des Phänomens vor. Gezeigt wird, dass sich die psychologische Dimension des „Unheimlichen“ präziser erfassen lässt, wenn man die ästhetische Diskursivierung und Figuration des Phänomens systematisch und eingehend betrachtet. Analysiert werden "Der Sandmann", "Die Verwandlung" und "Le Horla".

nin genel özellikleriyle konuya giriş yapmam daha doğru olur. Alman dili ve edebiyatı mezunu olan Kafka Yahudi bir tüccarın oğuluydu. En belirgin özelliği yalnızlığı sevmesi ki bu aynı eserde de Gregor Samsa karakterinin özeliğidir. Eserlerine genel olarak yansıyan başka bir özellik babanın görüşüne karsı çıkamaması ki bunu dönüşüm eserin de görebiliyoruz açık bir şekilde. Babasının onun hayatına karışması ve annesinin pasif kalması onu küçük kız kardeşine yakın hissetirmiştir ki üsteki özellikler gibi buda eserine yansımıştır .Aynı zaman dada dönüşüm eserinin temelin oluşturan yapı tasları olmuştur yanı bir bakıma dönüşüm eserinde aile hayatından ve yaşadığı düzene dair çok fazla iz var ve kendini bu durumda nasıl hissetiğini bir böceğe benzeterek açıklamıştır. Kitap da kendini evin yükünü taşırken ve topluma aykırı gözükmeyip yinede kendince toplumdan uzak olan yapısı yansıtmıştır.Yani başka sözlerle toplumun içinde olup bir o kadarda da toplumun içinde olmama çabası eserde yansıtılmıştır. Bunun sebebi birazda babasının Franz Kafka üstünde yaratığı etkidir. Franz Kafka babasının baskın kişiliğinden ötürü zamanla kendinden nefret etmeye başlamıştır ve kendini genelde hiçbir işe yaramaz biri olarak görmüştür. Babasının görüşlerini istemeden kabul eden Franz Kafka böyle düşünemediği için kendini suçlamıştır ve bu kendisine karşı olan bir nefrete dönüşmüştür. Kendisine olan nefreti bir yana babasına da büyük bir nefreti vardı çünkü babası dominant karakteriyle çocukluğunda Kafka nın kendisinden nefret etmesini sağlamıştır .Babasıyla olan ilişkisi bir yana annesi dominant biri değildi. Kız kardeşini kendine yakın görürdü çünkü başka bir aile bireyi ona kardeşi kadar yakın değildi. Yukarda yazdıklarıma bakarak aslında Franz Kafka nın günlük hayatı ile kitabi ilişkilendirmek çok kolay kitaptaki karakterler aslında ailesindeki bireyleri temsil ediyor. Bay Samsa-Franz Kafka nın babası Bayan Samsa-Franz Kafka nın annesini Grete Samsa-Franz Kafka nın kız kardeşi Gregor Samsa-Kendisi olacak şekilde Eserde böcek metaforu üzerinden kendini toplumun içinde nasıl hissetiğini açıklamıştır.'böcekleşme ' sürecini anlatıp kendisinin bunun sonucunda dönüşmesinden sonra ailesi tarafından aldığı tepkiler ve henüz böcekleşmeyen gretenin değisimi bir zamanlar gregorun geçtiği aşamalara böcekleşmesini anlatmıştır. Bu bir yana hem toplumun bir parçası hem de çok dışında kendi içinde yasayan bir insan olduğunu ifade etmek istemiştir. Aynı zamanda kendi isteklerini tam yerine getirememenin verdiği bunaltı vardır ki bunu da basarıyla ifade etmiştir. Buna bir alıntı yapmamız gerekirse 'istediği kimse tarafından rahatsız edilmeden kalkmak ve sakince kahvaltı etmek ondan sonrada ne yapcağına karar vermekti'.

La presente tesi magistrale nasce con l’intento di fornire una visione d’insieme sulla collocazione di Kafka e delle sue opere all’interno del panorama letterario italiano, facendo riferimento allo strumento che lo ha reso fruibile nel mondo: la traduzione. Al fine di dimostrare l’importanza del traduttore e del suo intervento, e, non da ultimo, della casa editrice che pubblica un’opera straniera, si è scelto di prendere in esame tre traduzioni del più noto racconto di Kafka, La Metamorfosi (Die Verwandlung, nell’originale tedesco). La scelta delle traduzioni e dei rispettivi editori è avvenuta secondo criteri di prestigio: a tre delle case editrici italiane più rinomate, ovvero Mondadori, Feltrinelli ed Einaudi, si affiancano tre celebri traduttori germanisti: Ervino Pocar, Andreina Lavagetto ed Enrico Ganni. La tesi deve il suo titolo al curioso parallelismo che esiste tra la metamorfosi fisica del protagonista Gregor Samsa e il processo di traduzione.

Finding equivalence translations is the central and difficult task of a translator. The aim of this study is to compare how Willa and Edwin Muir, Stanley Corngold and Joyce Crick have solved the issue of equivalence while translating Franz Kafka´s The Metamorphosis from German into English exemplified on the non-equivalence words “ungeheuer”, “Ungeziefer”, “möbelerschütternd” and “Donnerwetter”. The strategies used by the translators to translate the chosen non-equivalence words will be identified, the translations will be compared to each other and the original version and the quality of the translations will be evaluated in terms of how well they convey the meaning of the original. Additionally, the difficulties translators are faced with when translating works of Franz Kafka will be addressed.

Özet Bu çalışmanın ana amacı Franz Kafka'nın "Dönüşüm" adlı eserini incelemektir. Fakat Kafka'nın dünyasını daha iyi anlayabilmek için yazarın mensup olduğu Ekspresyonizm akımını tanıtmak çalışmanın birincil ayağını oluşturuyor. Ekspresyonizmin ne olduğu, nasıl ortaya çıktığı ve edebiyata yansıması hakkında genel bilgiler verildikten sonra, Dünya edebiyatının en büyük yazarları arasında sayılan Franz Kafka'nın Türkiye'de nasıl alımlandığı, yapılan çeviriler ve bu çevirilerin sayıları hakkında bilgiler verilecektir. Yine yazarın Alman edebiyatı içerisinde değerlendirilmesinden dolayı, yazımızda Alman edebiyatından yapılmış çevirileri ve Türkiye'de çeviri faaliyetlerinin nasıl yapıldığına dair birtakım bilgiler sunulacaktır. Türk yazarlarının Kafka ile ne zaman tanıştığı ve eserlerinde ne zaman kafkaesk üslubu kullandıklarına dair de bilgiler verilecektir. Çalışmanın son kısmını ise Franz Kafka'nın "Die Verwandlung" Türkçeye "Değişim" veya "Dönüşüm" isimleriyle çevrilen kısa öyküsü hakkında bazı yorumlamalarda bulunulacaktır. Amaç, okuyucuda Ekspresyonizm ve Franz Kafka hakkında yeni bilgiler sunmaktan ziyade, bugüne kadar yapılan çalışmaların ışığında konuya daha derli ve toplu bakmaktır.

Zusammenfassung
Den Gegenstand dieser Arbeit bildet die Analyse der Gemeinsamkeiten und Unterschieden in der Ausgestaltung der Hauptfiguren in Franz Kafkas Werken Die Verwandlung und Der Prozeß. Einführend werden Informationen über den Autor, sein Leben und Werk angegeben. Da der Autor zur Zeiten des Expressionismus nach der Jahrhundertwende wirkte, wird auch diese Strömung erklärt. Anschließend werden die Inhalte der Erzählung und des Romans als einleitender Kontext in die Analyse der kafkaesken Erzählwelt wiedergegeben.
Im Hauptteil der Arbeit wird die Ausgestaltung der Hauptfiguren in den oben angeführten Texten von Franz Kafka, zuerst diejenige von Gregor Samsa, dann jene von Josef K., analysiert. Danach folgt der Vergleich der Hauptgestalten, wobei Gemeinsamkeiten und Unterschiede zwischen ihnen aufgelistet und besprochen werden. Nicht zuletzt wird auch auf die Funktion solcher Hauptfiguren in Kafkas Texten eingegangen.
Schlüsselwörter:
Ausgestaltung von Hauptgestalten, Franz Kafka, Gregor Samsa, Josef K., kafkaesk

ABSTRACT
One of Kafka’s best-known stories Die Verwandlung, is also one of the most important works of the world literature. Die Verwandlung was written between November 1912 and January 1913, and was first published in a monthly magazine “Die weißen Blätter” in 1915. This work has been translated by many interpreters in Turkey, it is the most widely known work, has been reprinted and is therefore one of Kafka’s best-known works. As a term Metamorphosis refers to a phenomenon in which it is not possible to return to its former state. Franz Kafka’s long story Die Verwandlung describes the process until the death of the marketer Gregor Samsa, who wakes up one morning and finds himself turned into a bug. Kafka’s story Die Verwandlung is generally handled in terms of the transformation of the main hero Gregor Samsa into a bug. However, the story reveals that the living conditions of the other characters and of Gregor’s family have completely changed so that they cannot return to their original state. In this context, Gregor Samsa’s transformation, seen in the first sentence of the story, is the reason for and herald of the other transformations in the work. The aim of this article is to analyze Kafka’s Die Verwandlung in a text-oriented analysis to cover all transformations in the story. The text- oriented analysis method was a widespread method of analysis after the Second World War under the leadership of Kayser and Staiger, especially in the 1960s. According to this method, the literary work is accepted as an autonomous structure in terms of aesthetics and style.
Keywords: German literature, Franz Kafka, Transformation, metamorphosis, werkimmanenz

"En el vocabulario crítico, la palabra "precursor" es indispensable, pero habría que tratar de purificarla de toda connotación de polémica o rivalidad. El hecho es que cada escritor crea a sus precursores. Su labor modifica nuestra concepción del pasado, como ha de modificar el futuro. En esta correlación nada importa la identidad o la pluralidad de los hombres. El primer Kafka de Betrachtung es menos precursor del Kafka de los mitos sombríos y de las instituciones atroces que Browning o Lord Dusany". J.L. BORGES [los precursores de kafka,1995:109]

Die Verbindung von Kafka und Amae mag manchem eigenartig erscheinen, aber seitdem ich vor mehr als zehn Jahren meine erste Vorlesung in Japan über Kafkas „Verwandlung“ gehalten und zugleich Takeo Dois „The Anatomy of Dependence (Amae no Kozo)” gelesen habe, hat mich dieses Thema viel beschäftigt. Immer wieder entdecke ich dabei Stellen in Kafka, an denen offensichtlich eine der Amae mindestens sehr ähnliche Haltung sichtbar wird. Wie allerdings Amae als nur ein Aspekt der japanischen Mentalität zu verstehen ist, so müssen auch ihre oft erstaunlichen Entsprechungen bei Kafka in einem größeren Zusammenhang gesehen werden.

"One morning, as Gregor Samsa was waking up from anxious dreams, he discovered that in bed he had been changed into a monstrous verminous bug 1 ". As in an uneasy dream, the Kafkian character is an entity in between, in the dichotomy of an impeccable, social-shaped life and the nature of his different, unbearable new form. The Metamorphosis is an introspection of the human alienation, constrained in the identity boundaries dictated by the normative power. Reinterpreted and visually translated by Jon Jacobsen in his major fashion movie, Die Verwandlung faces a conscious, disillusioned existentialism, mirroring the human struggling for  self-expression in the negotiation between the subject's identity and the context.