Yarın Arefe... Ve her güzel şey gibi Ramazan da bitiyor.
Hani dillere pelesenk olmuş "nerede o eski ramazanlar" sözüyle eski ramazanların heyecanına ve sevincine duyulan özlemler havada uçuşur, günümüz ramazanlarının artık heyecansız ve sevinçsiz olduğu vurgulanır ya, benim bu yılki ramazanım tıpkı çocukluğumda olduğu gibi heyecan ve sevinç yüklü bir ramazan oldu. Bunu taaa içimde hissettim. :)
Tamam.. o ramazanlardan bu ramazana ne zaman, ne mekan, ne de karakterler aynı değil... Tamam.. yitip giden çok şey, çok kişi var... Tamam.. bazen özlem depreşip burukluğa kapı açıyor ve o kapıdan palas pandıras giren burukluk her güzel şeyin önüne geçmek için can atıyor... Tamam.. hüzünlü anılar oradan buradan çıkıp zihnine doluşuyor... Tamam.. bir yanın yaprak dökmeye başlıyor... Tamam.. evdeki sesler uzun zamandır kocacıkla ben yani en iyi arkadaşı birbiri olmuş edi ile büdüden ibaret... Tamam.. maskeler kalksa da izole günler sona ermedi henüz... Tamam.. çok şey eksik, çok şey kayıp... Yine de bir şey gelip hepsinin önüne geçti, beni de kendine çekti ve içimdeki heyecanı da sevinci de hep diri tuttu. Dolayısıyla gidiyor olması karşısında, sohbetine-muhabbetine doyamadığım bir arkadaşımla yeterince zaman geçirememiş de erkenden ayrılıyormuş gibi hissediyorum. Keşke en az iki-üç ay filan olsaydı Ramazan...
Bu post da güle güle postu olsun o zaman... :)
Öncelikle belirtmeliyim ki, ramazan süresince hissettiğim tüm olumlu duygular üzerinde evimi cıvıldatmış olmamın da etkisi var kuşkusuz... Hele de 2,5 yıldır pandemi sebebiyle kimseleri konuk edememiş, evdeki her şey sanki unutulmuş gibi yerli yerinde kalmış iken, gelecek olan bu yeni misafir için günler öncesinden beni alan heyecan çok etkin, çok teşvik edici idi. İstedim ki evin her tarafını süsleyip püsleyeyim, ışıl ışıl ışıldatayım, pırıl pırıl pırıldatayım. :) Bu minvalde üretimler yapıp dekore ederken ben de ışıldadım, ben de pırıldadım. :) Paylaşmadığım bir kaç şeyi daha paylaşarak bu postla da ramazanlı günler serimi tamamlayayım. Bu heyecana bu sevince bir nebze de olsa sizleri de ortak edebilmişimdir umarım.
Orta sehpamın ramazan dekorunu paylaşmamıştım bu ana dek. Altın renkten, simlerden orta sehpam da nasibini aldı.
Ayaklı cam mumlukların içini ve dışını süslemenin dışında sehpa için fazla da bir şey yapmadım. Diğer şeyler kışın kapısından pandemi korkusuyla girip raflarını alelacele taradığım ıvırzıvırcıda bulduğum hoş şeyler. Özellikle led mumlara bayıldım. Ellerinde olan tüm mumları (6 adet) hemen satın aldım. Hem de çok çok ucuz bir fiyata... Meğer deve formundaki mumluklar da, altın ayaklı uzun beyaz led mumlar da yıllardır ellerinde duran şeylermiş. Alıcısı çıkınca sevindiler resmen. Ama ben onlardan daha çok sevindim. Bu arada, ayaklı cam mumlukların üzerindeki fiyonklar da kızımın küçüklük tokalarından... Üstlerindeki süsleri çıkardım, altın renkli sutaşından yaptığım fiyonk üzerine oje ile boyadığım yıldız çıkartmaları yapıştırdım. Uyumu yakaladım. :)
Altın renge boyadığım kuru dalları geçen yıldan bilenler vardır. Geçen yıl üzerlerinde yalnızca minik minik kuşlar vardı. Bu yıl hem büyük kuşları da ekledim, hem de renkli kağıtlardan yaptığım yıldızları da astım..
Yıldızların sapları altın renkli su taşından... Fiyonk için denediğim kurdelaların hiç biri hoş durmayınca, en sevdiğim makarna olan fiyonk makarnadan birini alıp altın renge boyadım ve üstüne tuttum, "ah, meğer aradığım şey buymuş" diyerek, fiyonklarını makarnadan yaptım. :)
Yapmak isteyenler için yıldızların yapılış videosunu aşağıya ekliyorum. (1.30 dakika sonrasında...)
Ramazanla ilgili çok fazla çıktı aldım. Bir çoğu zaman bulamamamdan ya da kullanmak için henüz uygun yer bulamamamdan dosyada kaldı. Saklıyorum, nasipse seneye kullanmak istiyorum. Bu çıktıyı da bu çerçeve içine yerleştirerek dekora hemen şipşak dahil ettim. Çerçeve ile içindeki renklerin uyumunu çok sevdim. (Normalde koyu renk olan yerler siyah renkte, fotoğrafı editlerken gölgeleri açtığım için oralar da açıldı.)
Şimdi farkettim kapı süslerimi fotoğraflamayı unutmuşum... Merak edenler
instagram hesabımda geçen yıl paylaştığım reels videomda görebilirler. Bu yıl gümüş renkliyi dış kapıda, altın renkliyi de oturma odamızın kapısında kullandım. Geçen yıl da ramazan için hazırlamış olduğum "advent calendar"ımı fotoğraflamayı unutmuştum. Bu yıl neyse ki unutmadım. :)
Türkçede bir adı var mı bilmiyorum, ben "gerisayım takvimi" dedim, google "varış takvimi" diye çevirdi ama her ikisi de kulağıma yerinde bir tanım gibi gelmedi.
Simli kartonlardan minik uzun zarflar yaptım, kapak kenarlarını simli dantelle süsledim, her birine 1 den 30 a dek rakamlar yapıştırdım. Kapaklarını ince kurdelaları deliklerden geçirip fiyonklayarak tutturdum. O kurdelalar da yıllardır giysilerden kesip sakladığım askı kurdelaları... (Ivırzıvırseverlik bunu gerektirir. :) )
İçlerinde arapça okunuşu ile birer sure ve birer de Türkçe dua var. Geçen yıl "advent calendar"ımı hazırlarken arapça okumayı yeni öğrenmiştim ve bu sayede her gün pratik yapma şansı bulmuştum. Bu yıl da Kur'an ı hatim amacıyla arapça okumama rağmen her gün yine bu zarflardan arapça sureleri ve beraberinde Türkçe duaları okudum. Hem bu vesileyle ramazan ibadetlerime ayrı bir etkinlik eklemiş oldum. Hem de her gün geriye kaç gün kaldığını hiç unutmadım. :) Her gün birini açıp karşıma hangi surenin, hangi duanın çıkacağını beklemek heyecan verici ve sevinçliydi. Önümüzdeki yıl belki daha farklı bir advent calendar hazırlarım.
Bu yıl ramazanı doya doya yaşadım. Benim için hoş geldi, güle güle gitsin. Gelecek ramazanlarda dilerim bu hoşluk daha da katlanarak artar ve blog aleminde bu hoşluğu yakalayan daha nicelerinin sevinçleriyle birlik olur hep birlikte seviniriz. Meğer böylesi kitlesel bir sevinçten ümmet olarak uzak kalmış, mahrum bırakılmışız. Bu yaşımda bunu da keşfettim ve farkettim. Ama buldum. Hayatıma hiç kopmamak üzere ramazan sevincini eklemledim, sahiplendim. Şükür, sonsuz şükür!
Herkese şimdiden şeker tadında güzel bir bayram ve sevgiler...