Ramazan biterken son günleri daha da bir telaş olurdu ... Ev temizliği, dip bucak denir ya öyle... Pırıl pırıl olurdu her yer. Sonra da bayramda sunulacak ikramlıklar ve tabii ki tatlılar yapılmaya başlanırdı son iki gün ve arife günü... Büyük yufkalar halinde büyük tepsilere hazırlanan ev baklavaları mahallenin fırınında sıra beklerdi pişmek için... Belki de en güzelidir o ev baklavaları... İştah kabartan şekillerde kesilirdi, her biri birbirine eşit nasıl da düzgün keserlerdi. Baklavaya şekil vermek de ustalıktı... Memlekete gittiğimiz zaman bayram günlerinde böyle tatlı bir telaş karşılardı bizi... Koca bir tepsi baklava hem ziyarete gelecek olan misafirler için hem de bizler için hazırlanırdı. Kızlar, oğlanlar, torunlar... Ve arife gününün iftarında bakılırdı tadına o koca tepsi baklavanın, tabii ki en ortasından başlanırdı, ne de olsa ev halkının hakkıydı baklavanın göbeği... Baklavanın ortasına denirdi göbek ve en kıymetli yeriydi...