KAYBOLMUŞ VE
KAYBOLMAYA YÜZ
TUTMUŞ MESLEKLER
Editör
Prof. Dr. Kerim ÇINAR
KONYA - 2015
3
İÇİNDEKİLER
KAĞIT HAMMADDELİ SANAT-ZANAAT-MESLEKLER
Cildcilik
Ahmet Sâim ARITAN
12
Ebrû Sanatı
Ayşe TOTAN KART
30
Hat Sanatı
Hüseyin ÖKSÜZ
42
Hat Sanatı ve Konyalı Hattatlar
Fatih ÖZKAFA
54
Kaa’tı Sanatı
Erol SUNAT
68
Kağıtçılık, Ahar ve Mühre, Mürekkep Yapımı
Bekir ŞAHİN
74
Fotoğrafçılık
Hasan YAŞAR
98
Sahaflık
Recep DİKİCİ
112
METAL SANAT-ZANAAT- MESLEKLERİ
Konya Sanat-Zanaat Konulu Bibliyografyası
Emine KARPUZ
120
El Sanatları-Zanaatlar
Emine KARPUZ
134
Pirlerkondu’nun Son Bıçakçısı
Zeki OĞUZ
154
7
54
HAT SANATI ve
KONYALI HATTATLAR
Fatih ÖZKAFA
ÖZET
1974 Konya doğumlu. 1996 yılında Selçuk Üniversitesi İktisadi
ve İdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü’nden mezun
oldu. Lisans eğitimi esnasında, 1994 yılından itibaren Yrd. Doç.
Hüseyin Öksüz’den hat sanatı dersleri almaya başladı ve 2002 yılında kendisinden “sülüs-nesih icazetnamesi” aldı. Divanî ve celi
divanî yazılarını da meşk ettikten sonra ta’lik derslerine başladı.
Ayrıca sülüs-nesih temeşşuku ile Mehmed Özçay’dan ve yazı müzakereleriyle Osman Özçay’dan istifade etti. 2005 yılında Selçuk
Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Geleneksel Türk Sanatları Bölümü’nde araştırma görevlisi oldu. 2008 yılında “İstanbul
Selâtin Camilerinin Kuşak Yazıları” adlı teziyle Sanat Tarihi Anabilim Dalı’nda doktorasını tamamladı. Bölüm Başkan Yardımcılığı, Fakülte Kurulu üyeliği gibi idari görevler yaptı. 2009 yılında
yardımcı doçent, 2013 yılında doçent unvanlarını aldı. Aynı yıl
Bölüm Başkanlığına atandı. 2016 yılında Fakülte Yönetim Kurulu
üyeliğine seçildi.
2011, 2012, 2013 ve 2015 yılları Ramazan aylarında Birleşik Arap
Emirlikleri Kültür Bakanlığı tarafından Dubai’de düzenlenen Milletlerarası Mushaf Projesi kapsamında, nesih, sülüs-nesih ve muhakkak-sülüs-nesih hatlarıyla Kur’an-ı Kerim’in 14., 13., 11. ve
9. cüzlerini yazdı. 2004, 2010 ve 2012 yıllarında IRCICA ve ALBARAKA tarafından düzenlenen milletlerarası hat yarışmalarında
ödüller aldı.
Hat sanatıyla ilgili çok sayıda kitap bölümü ve milletlerarası hakemli bilimsel dergilerde makale neşretti. Ayrıca milletlerarası
muhtelif kongrelere ve sempozyumlara tebliğleriyle katıldı. Dört
kişisel sergiden başka, yurt dışında ve içinde 60’tan fazla uluslararası/ulusal sergiye iştirak etti. New York, Dubai, Abu Dhabi, İstanbul, İzmir, Ankara, Konya, Tahran, Kahire, Cezayir, Berlin gibi
merkezlerden başka Türkiye’nin muhtelif şehirlerinde açılan sergilere katıldı. Bazı sanatsal projelerin küratörlüğünü üstlendi. Bazı
yarışmalarda jüri üyeliği yaptı. Resmî ve özel pek çok koleksiyonda eserleri bulunmaktadır. Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesi
yönetim kurulu üyesi olup muhtelif edebiyat dergilerinde öykü ve
denemeleri de yayımlanmaktadır. Evli ve bir çocuk babasıdır.
Hüsn-i hat, tezhip, ebru, cilt ve minyatür gibi
başlıca geleneksel sanatlar, genel bir isimle “kitap sanatları” olarak bilinmektedir. Mevlevîliğin
sanata verdiği değer ve Selçuklular döneminde
Konya’ya davet edilen ilim ve sanat adamlarının
oluşturdukları ortam sayesinde bu şehirde birçok
sanatkâr yetişmiştir. Şehrin kültür ve sanat alanında belli zamanlarda sekteye uğrayan canlılık, bazı
sosyolojik ve kültürel değişimlerin, aynı zamanda
kurumsal ve bireysel gayretlerin sonucunda, özellikle son çeyrek yüzyılda yeniden görülmeye başlamıştır. Konya, köklü tarihi ve kültürel geçmişinden aldığı güçle ve son zamanlardaki gelişmelerin
etkisiyle kitap sanatlarında İstanbul’dan sonraki en
önemli merkez olmuştur.
Anahtar Kavramlar: Konya, kitap sanatları,
hat, hattat, tezhip.
ABSTRACT
Principal traditional Turk arts (Islamic calligraphy, illumination, marbled paper, bookbinding
and miniature) are known by name of “book arts”.
55
Numerous traditional artists have been educating
in Konya by effects of Rumi’s encouragements to
art and furthermore, artists and scientists that had
been invited to Konya. Several hesitates of cultural
and artistic activities in the city had been lived in
history. But in the last quarter century, cultural and
artistic activities and sociological interest to book
arts have increased by official and personal efforts.
Consequently, Konya has been most important
centre after Istanbul in the results of last developments on branches of book arts.
Keywords: Konya, book arts, calligraphy,
calligrapher, illumination.
Giriş
Türk-İslâm sanatları genel olarak iki koldan
AllahHu-Fatih Özkafa
gelişmiş ve çeşitlenmiştir. Bunlardan biri mimari, diğeri ise kitap sanatlarıdır. Mimarinin merkez
noktasında cami, kitap sanatlarının merkezinde ise
Kur’an-ı Kerim yer almaktadır. Mimari eserlerde ve bilhassa camide taş, mermer, ahşap işleme,
hat, çini, kalemkâri ve sedefkâri gibi pek çok tezyinî unsuru birlikte görmek mümkündür. Kur’an-ı
Kerim ise başta hat sanatı olmak üzere, tezhip ve
cilt gibi sanatları bünyesinde toplayan en önemli
kitaptır. Kur’an-ı Kerim dışındaki dinî veya edebî
eserlerde bu sanatlara ilâveten minyatür ve ebru sanatına da rastlamak mümkündür.
Mimaride olduğu gibi kitap sanatlarında da
en güzel örnekler genellikle payitaht mevkiindeki
yerlerde yoğunlaşmıştır. Anadolu Selçuklu Devleti’nin başkentlerinden olan Konya da bu anlamda
oldukça zengin bir şehirdir. Tarihten günümüze kadar pek çok eserin vücuda getirildiği Konya hem
ilim hem de sanat merkezi olma hüviyetini daima
muhafaza etmiştir. Bu sebeple, tarihten günümüze
intikal etmiş olup bugün Konya’daki müze ve kütüphanelerde mahfuz bulunan yazmalar, kitap sanatlarının gelişimine ışık tutacak mahiyettedir.
Selçuklu döneminde kullanılan kitabî yazılar
56
Amenerrasulü-Fatih Özkafa
muhakkak, reyhanî, sülüs ve nesihtir. Kûfî ise, tam
olarak terk edilmemekle birlikte, XII. yüzyılın sonlarına kadar kısmen kullanılmıştır (Günüç, 2001, s.
270). Kitabî yazılar incelendiğinde kûfînin, bu dönemlerde genellikle sure veya konu başlarında kullanıldığı görülmektedir. Selçuklu dönemi Kur’an-ı
Kerim’lerinde bazı istisnalar hariç, ağırlıklı olarak
muhakkak veya muhakkak-reyhanî yazı çeşitleri,
dinî ve ilmî kitaplarda, mesnevî, divan vb. edebî
eserlerde genellikle sülüs-nesih yazı çeşitleri tercih edilmiştir (Günüç, 2001, s. 271). Ancak daha
sonraları nesih yazı Kur’an-ı Kerim yazısı haline
gelmiştir. Osmanlı döneminde Şeyh Hamdullah’ın
yazıya kazandırdığı Türk kimliğinden sonra özellikle Hafız Osman’la birlikte Kur’an-ı Kerim’lerin
nesih hattıyla yazılması gelenek halini almaya başlamıştır.
Konya’da Hat Sanatı ve Hattatlar
Selçuklu Veziri Sahib Atâ Fahreddin b. Ali’nin
himayesinde, Konya’da hattatlarla müzehhiple-
Bu da Geçer Ya Hu-Fatih Özkafa
rin çalıştığı bir nakışhanenin mevcut olduğu, bazı
kaynaklarda belirtilmektedir (İbn Bîbî, 1957, s. 73;
Turan, 1998, s. 535).
Hz. Mevlâna’nın ehl-i san’at ve erbab-ı hüner olunmasına yönelik tavsiyelerinin etkisiyle,
Selçuklu döneminden itibaren Konya’da pek çok
hattat yetişmiştir. Hattatlarla diğer sanakârların ise
büyük çoğunluğu Mevlevîdir. Bunlardan Hattat
Nizameddin, kâtiplerin sultanı olarak anılır (İzbudak, 1946, s. 51/61).
İstanbul, fetihden bu yana kültür ve medeniyet
başkenti olma özelliğini kesintisiz sürdürebilmişken, taşra olarak nitelendirilen Anadolu şehirleri,
tarihi ve sosyolojik birtakım sebeplerle önemli
çekim merkezleri olmaktan yavaş yavaş uzaklaşmıştır. Bunun paralelinde, ilim ve sanat meraklısı
olan kabiliyetler İstanbul’a göç etmişler ve orada
kendilerini geliştirebilmişlerdir. Gerek Cumhuriyet öncesinde gerekse Cumhuriyet’ten sonra bu
durum pek farklı olmamıştır. Konya, Kayseri, Er-
Celi Sülüs Levha-Fatih Özkafa
57
Celi Sülüs Levha-Fevzi Günüç
zurum, Sivas, Amasya, Manisa gibi bir zamanların
ele alınmaktadırlar.
kültür ve medeniyet merkezleri olan şehirler de
Gerek İstanbul’daki gerekse Konya’daki hat
maalesef bu alanlardaki eski hareketliliklerini tam
sanatkârları ile diğer kitap sanatları erbabından bir-
olarak muhafaza edememiş şehirlerdir. Osmanlı
çoğunun Mevlevî ya da Mevlâna muhibbi olduğu
döneminin meşhur hattatlarından aslen Konyalı
biliniyor. XIII. Yüzyılda yaşamış olan Nizameddin
olanlar da genellikle İstanbul’a yerleşerek orada
Dede, Konyalı olup Hz. Mevlâna tarafından hilâ-
talebe yetiştirmişler ve eser vermişlerdir. Meselâ,
fetle şereflendirilen ve Yakut el-Musta’sımî’den
Konyalı Hacı Hafız Ebubekir Raşid Efendi (1782)
ders almış hattatlardandır (Müstakîmzâde, 1928, s.
buna örnek olabilecek en meşhur hattatlardandır.
568; Bayat, 1991, s. 85). XVI. yüzyıl hattatların-
Kendisi, Şeyh Hamdullah’ın, oğlu Mustafa Dede,
dan Recep Dede yine Konyalı hattatlardan ve Mev-
damadı Şükrullah Halife, I. ve II. Derviş Ali ile de-
levî dervişlerinden biridir (Müstakîmzâde, 1928, s.
vam eden hat ekolünün 18. Yüzyıldaki en önem-
202; Bayat, 1991, s. 86). Ta’lik hattatlarından olan
li temsilcilerindendir. Ebubekir Raşid Efendi’den
Seyyid Yusuf Nesib Dede, XVII. ve XVIII. yüzyıl-
başka, Tezkire kitaplarında adı geçen Konyalı
larda yaşamış Konyalı ve Mevlevî sanatkârlardan-
hattatlar varsa da onun kadar meşhur değildirler
dır (Bayat, 1991, s. 88; Özkafa, 2007).
ve taşrada kitap sanatlarıyla iştigal eden kişilerin
Silleli Hafız Abdurrahman, Mevlevî hattat
çoğu genellikle mahalli sanatkârlar kategorisinde
Haki Dede’nin oğludur ve hattatlığı babasından
58
Hilye-İ Saadet-Fatih Özkafa
59
İki Dost-Fatih Özkafa
öğrenmiştir. Tezhipte de ustadır. Mustafa Fehmi,
zâde Seyyid Ahmed Efendi (1752), Seyyid Osman
XIX. yüzyıl Konya Mevlevîlerindendir. Kendisi
Efendi (ö.1786), Seyyid Ömer b. Abdülkadir, Sey-
hem hattat hem hakkâktır. 1902’de İstanbul’da ve-
yid Süleyman b. İsmail (ö. 1785) ve Şeyh Seyyid
fat etmiştir.
Yusuf Nesib Dede b. Şeyh Ömer gibi hattatlar da
İstanbul’a ilim ve sanat tahsili için giderek
Konya’dan İstanbul’a gitmişlerdir.
oraya yerleşen ve meşhur olan Konyalı sanatkâr-
Bir kısmını zikrettiğimiz bu Konyalı hattatlar-
lar da elbette mevcuttur. Derman’ın ifadesiyle;
dan başka, Konya’da doğmayıp da Mevlâna aşkıy-
“hüsn-i hat denilen nazlı güzel, kendini ancak İs-
la dışarıdan Konya’ya gelen Mevlevî hattatlar da
tanbul’da âşikâr ediyor; bunun farkına varan müs-
vardır. Buharalı Hacı Abdülhamid Efendi (ö. 1888)
taid Konyalılar da bu güzel şehre gelip onun pe-
ve meşhur hattatlardan, aynı zamanda Mevlâna
şine düşüyorlar” (Derman, s.8) Meselâ; yukarıda
Dergâhı’nın son mesnevîhanı olan Filibe doğum-
adı geçen Ebûbekir Raşid Efendi, Konya’da doğup
lu Sıdkı Dede (1824-1937) bunlardan bazılarıdır
daha sonra İstanbul’a giden hattatlardandır. Ayrıca,
(Özönder, 1987, s. 129-149).
Hacı hafız İsmail Şakir Efendi (ö.1786), Kazzaz60
Konya’da belli bir dönemde pek çok talebe
yarısı ile XX. yüzyılın ilk yarısı arasındaki dönemde Konya’da en çok hattat yetiştiren kişiler olmuşlardır. Adı geçen hattatların müderrislik yaptığı
Özdemirî Medresesi de Konya’da kitap sanatlarının tarihi açısından anılmaya değerdir. Simavlı Osman Zühdü Efendi ile Hacı Abdurrahman Efendi
de Konyalı hattatlardan bir kısmının hocasıdırlar.
Bu isimlerden başka Mevlevî Haki Dede, oğlu
Osman Haki Efendi ve onun oğulları da silsilevî
olarak birkaç kuşak hattat olan kimselerdir. Sıdkı
Dede, Mahbub Efendi (Özönder, 1994, s. 93-108)
Ferit Ülgen gibi isimler, Konya’da hattat olarak tanınmış önemli kişilerdendir. Ayrıca, daha önce de
belirtildiği gibi, Konyalı hattatların çoğunun Mevlevî veya Mevlâna muhibbi olduğu görülmüştür.
Kabe-i Muazzama-Fatih Ozkafa
Konyalı hattatların bir kısmı tezhip, cilt ve
yetiştirmiş birkaç önemli hattat öne çıkmaktadır.
nakış gibi sanat dallarında da mahareti olan kimse-
Bunlara örnek olarak Alâiyeli Abdülgani Vehbi
lerdir. Bu sanatkârların, kendi yazdıkları Kur’an-ı
Efendi ile Başaralızade İbrahim Hakkı Efendi’yi
Kerim’lere ve diğer eserlere yine kendilerinin tez-
söyleyebiliriz. Bu iki hattat, XIX. yüzyılın ikinci
hip ve cilt yaptıkları belirtilmektedir. Bu eserlerden
Kelime-i Tevhit-Fevzi Günüç
61
Kelime-i Tevhit-Hüseyin Öksüz
bazıları Mevlâna Müzesi’nde bazıları Yusufağa
muşlardır. Bununla birlikte, yine XX. yüzyılın son
Kütüphanesi’nde, bazıları ise özel koleksiyonlar-
çeyreğinden itibaren Konya’dan İstanbul’a giderek
dadır.
Ord. Prof. Dr. A. Süheyl Ünver’in veya Prof. Dr.
Hattatlığıyla isim yapmış olan şahısların çoğu
Muhsin Demironat’ın talebelerinden tezhip, Nec-
medrese tahsili görmüş kimselerden olup şehrin
meddin Okyay’ın ve Mustafa Düzgünman’ın tale-
ilmiye sınıfına mensup zevatındandır. Zira, bazıla-
belerinden ebru ve cilt dersleri alan Konyalı sanat-
rının kendi hatlarıyla yazdıkları ilmî eserleri mev-
kârlar da bu şehirde sözkonusu kitap sanatlarının
cuttur.
canlanmasını sağlamışlardır.
Konya’nın tarihî ve kültürel anlamda önemli
Kitap sanatlarına duyulan ilginin artmasına,
bir yöresi olan Sille’nin, şehir merkezinden sonra
Kültür Bakanlığı gibi resmi kurumlarla bazı mil-
en çok hattat yetiştirmiş yöre olduğu görülmekte-
letlerarası kuruluşların ve hatta özel teşebbüsün
dir. Çünkü Konyalı hattatlar arasında kayda değer
geleneksel sanatları teşvik eden faaliyetlere destek
sayıdaki isim aslen Silleli olup Sille’deki Aşağı
olmaları ciddi anlamda etki etmiştir. Kısa adı IR-
Mezarlık’ta medfundur (Özönder, 1998, s. 217-
CICA olan “İslâm Tarih Sanat ve Kültür Araştırma
222).
Merkezi’nin ilkini 1987’de Hattat Hamid Aytaç
Cumhuriyet sonrasında, özellikle 1960’lı yıl-
adına düzenlediği ve her üç yılda bir yenisini açtığı
lardan sonraki dönemde Konya’dan İstanbul’a
milletlerarası hat yarışmaları, “Osmanlı’nın 700.
giderek zamanın meşhur isimlerinden Halim Öz-
Kuruluş Yıldönümü” kutlamaları kapsamında bir-
yazıcı, Hamid Aytaç gibi önemli hattatlardan veya
çok kültür ve sanat faaliyetinin yapılması ve çok
onların belli başlı talebelerinden hüsn-i hat meşke-
sayıda kitap yayınlanması, Kültür Bakanlığı tara-
derek icazet aldıktan sonra Konya’ya gelen hattat-
fından belirli periyotlarla düzenlenen Türk Süsle-
lar bu şehirde hem sanatlarını ilerletmişler hem de
me Sanatları yarışmaları, İstanbul’daki İsmek’ten
yeni talebeler yetiştirerek hat sanatının bu Selçuklu
sonra, Konya’daki Komek (Konya Meslek Edin-
payitahtında yeniden inkişafına katkılarda bulun-
dirme Kursları) bünyesinde sürekli ve ücretsiz
62
Fevzi Günüç
Hüseyin Öksüz
kursların açılması, hat, tezhip, minyatür, ebru ve
cilt gibi kitap sanatlarının yeniden canlanmasına
katkıda bulunmuştur.
Bu kurumsal katkılardan daha çok dikkate
değer olanları ise hiç şüphesiz, İstanbul’da, Konya’da ve başka bazı şehirlerde önemli hattatların
şahsi gayretlerle verdikleri derslerdir. Bu hattatlardan bir kısmı bu dersleri, kurulmasına öncülük
LaMevcudeİllaHu-Fatih Özkafa
ettikleri mektep, dernek gibi bazı müesseselerin
çatısı altında daha kapsamlı ve disiplinli bir şekilde yürütmeye devam etmektedirler. Bu çerçevede,
kurumsal bir yapı bünyesinde muhtelif geleneksel
sanat dallarına yönelik kurslar veren bazı teşebbüslere, Konya’da kitap sanatlarının gelişmesine ciddi
katkılarda bulundukları için dikkat çekmek gerekir.
Konyalı bir hattat olan Hüseyin Kutlu’dan mücaz
merhum Prof. Dr. Fevzi Günüç öncülüğünde verilen hususi hat dersleri birçok sanatkârın yetişmesine vesile olmuştur. Günüç ayrıca, vefat tarihi olan
22 Nisan 2013’e kadar görev yaptığı Selçuk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Geleneksel Türk
Sanatları Bölümü’nde de hem hattat hem de akademisyen yetiştirme yönünde gayret göstermiştir.
Yaşayan Konyalı hattatlardan Hüseyin Öksüz’ün
Konya Bölge Yazma Eserler Kütüphanesi’nde,
bazı vakıflarda ve daha sonra da kurucu öğretim
Maşaallah-Hüseyin Öksüz
üyelerinden olduğu Selçuk Üniversitesi Güzel Sa63
mek mümkündür. Adı geçen kişilerden başka, hat
sanatına ve diğer kitap sanatlarına hizmeti bulunan
diğer şahıslar hakkında, yaşayan Konyalı sanatkârlarla ilgili bazı yayınlarda malûmat bulmak mümkündür (ed.: Gök, 1998).
XX. yüzyılın sonlarından günümüze kadar
uzanan süreçte, bu gibi kurumsal veya özel teşebbüslerin tesiriyle her geçen gün artarak devam eden
çalışmaların sonucunda, kitap sanatlarının, özellikNesih levha-Hüseyin Öksüz
le hat ve tezhip gibi temel kitap sanatlarının daha
da gelişeceği açıktır. Nitekim bu toplumsal ilgi, bi-
natlar Fakültesi Geleneksel Türk Sanatları Bölümü
rer bilim yuvası olan üniversitelere de yansımıştır.
bünyesinde yürüttüğü derslerde de pek çok hattat
Bu çerçevede, Selçuk Üniversitesi Güzel Sanatlar
yetişmiştir. Kendisinden icazet almış olup millet-
Fakültesi 1999 yılında açılmış ve bu fakültedeki
lerarası ödülleri bulunan hat öğrencileri arasından
“Geleneksel Türk Sanatları Bölümü” bünyesin-
yine Konyalı olan Fatih Özkafa, Abdurrahman
de Hat Anasanat Dalı, Tezhip Anasanat Dalı, Cilt
Depeler, Seyit Ahmet Depeler gibi isimleri zikret-
Anasanat Dalı adları altında kitap sanatlarıyla ilgili
Osmanlı Sultanları ve Boğaziçi-Fatih Özkafa
64
alt branşlar teşekkül ettirilmiştir. Yine aynı bölüm
bünyesinde diğer geleneksel Türk sanatlarıyla ilgili olarak Kalemişi Ana Sanat Dalı, Halı Kilim ve
Eski Kumaş Desenleri Ana Sanat Dalı, Eski Çini
Onarımı Ana Sanat Dalı gibi branşlar da mevcuttur.
Konya’da üniversite bünyesinde eğitim veren
Geleneksel Türk Sanatları Bölümleri daha sonra
KTO Karatay Üniversitesi’nde ve Necmettin Erbakan Üniversitesi’nde de açılmış ve öğrenci almaya
başlamıştır.
Güzel Sanatlar Fakültesi Geleneksel Türk
Sanatları Bölümlerinde hat ve tezhip temel branş
derslerinden başka, Temel Sanat Eğitimi, Sanat
Tarihi, Kitap Sanatlarına Hazırlık, Hat Sanatı Tarihi, Tezhip Sanatı Tarihi, Hat Sanatında Ekoller,
Osmanlı Türkçesi, El Yazmalarının Korunması,
Paleografi, Epigrafi, Minyatür, Ebru, Kalemişi, Temel Resim, Teknik Resim, Sanat Felsefesi, Sanat
Edebiyatı, Geleneksel Türk Sanatları Tarihi gibi
birçok önemli ders de alanlarında uzman öğretim
Sülüs Levha-Fevzi Günüç
elemanları tarafından hem uygulamalı hem teorik
olarak verilmektedir. Buradan dört yıllık bir lisans
eğitimi alarak mezun olan öğrenciler lisans üstü
eğitimlerine devam edebilmekte, ayrıca kütüphanelerde, müzelerde, özel koleksiyonlarda sanat
danışmanı veya restorasyon uzmanı olarak çalışabilmektedirler. Bunlardan başka, özel atölyelerinde
sanat çalışmalarını da sürdürebilmektedirler.
Kitap sanatlarının üniversite gibi bilimsel
kurumlarda akademik yöntemlerle öğretilmesi ve
bu alanlarda bilimsel ve sanatsal çalışmalar yapan
akademisyen sanatkârların yetişebilmesi, bir şehir
için olduğu kadar ülke için de son derece önemlidir. Henüz yakın bir geçmişte, kitap sanatlarıyla
ilgili eksperlik, danışmanlık yapabilecek kişileri
bulmak bile çok zor iken, bugün teorik donanıma
sahip, aynı zamanda uygulama da yapabilecek kişilerin sayısının çoğalmakta oluşu, elbette kültür
ve sanat mirasımız adına sevindirici bir gelişmedir.
Kültür Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı gibi dev-
Sülüs-Nesih Levha-Fevzi Günüç
let kurumlarının bu alanlarda yetişmiş elemanlara
65
Talik Levha-Hüseyin Öksüz
daha çok sahip çıkarak istihdam imkânlarını geniş-
de istihdamıyla sağlanabilecektir. Ülke çapındaki
letmesi ise kaçınılmaz bir zarurettir. El yazmaları
milli kültür servetine yönelik bir kaynak tahsisiyle
yönüyle de çok zengin koleksiyonlara sahip olan
eleman istihdamı düşünüldüğünde ise mevcut ye-
Konya’daki müze ve kütüphanelerde kayıtlı, ba-
tişmiş uzman sayısının yetersiz kalacağı kadar zen-
kıma ve restorasyona muhtaç binlerce eserin daha
gin ama bir o kadar da ilgi bekleyen kültür hazi-
fazla yıpranmadan ihya edilmesi, bu alanda üniver-
nesine sahip olduğumuz unutulmamalıdır. Zira bu
site eğitimi almış olan bilinçli elemanların yerin-
meseleler mahalli olmaktan çok milli meselelerdir.
66
Bölgesel kalkınmaya katkıları tartışılmaz olan üni-
Bildiriler, Ankara 2001, s. 269-280.
versitelerin, yerinde istihdam sistemiyle mezunlarına iş imkânları sunulması, bölgesel olmaktan çok
İbn Bîbî, 1957; İbn Bîbî, El-Evâmirü’l-Alâiyye fi’l-Umuri’l-Alâiyye, Ankara 1957, s. 73;
ülke çapında bir sorundur.
İzbudak, 1946; İzbudak, V., Mevleviliğe Nasıl
Girilir, Hatıralarım, İstanbul 1946.
SONUÇ
Selçuklu’ya başkentlik yapmış olan önemli
bir kültür sanat merkezi konumundaki Konya, geç-
Müstakîmzâde, 1928; Müstakîmzâde S. S.,
Tuhfe-i Hattatîn (nşr.: İbnülemin M. Kemal), İstanbul 1928.
mişte olduğu gibi günümüzde de kültür ve sanat
bakımından canlılığını muhafaza etmekte ve her
Nefeszâde İ.; Gülzâr-ı Savâb, (nşr. Kilisli Muallim Rif’at), İstanbul, 1938.
geçen gün iyi sanatkârlar yetiştirmektedir. İyini-
Özkafa, 2007; Özkafa, F., “Hz. Mevlâna’nın
yetli şahsi çabalar meyve vermeye başlamış ve
Hat Sanatına Yansımaları”, Uluslar arası Dünyada
şehir, sanat aleminde adından sıkça söz ettirmeye
Mevlâna İzleri Sempozyumu, 13-15 Aralık 2007,
hak kazanmıştır. Az sayıda sanatkârın büyük fe-
(yayında).
dakârlıklarla yapmış oldukları çalışmalar, özellikle
Özönder, 1987; Özönder, H. “Mevlevilikde
kitap sanatları alanında Konya’nın İstanbul’dan
Hat ve Hattat Sıdkı Dede”, II. Mevlâna Kongresi,
sonra zikredilen en önemli şehir olmasında etkili
3-5 Mayıs 1986, Tebliğler, Konya 1987, s. 129-
olmuştur. Nitekim, diğer şehirlerde doğup sanatın
149.
merkezi olan İstanbul’a giderek orada yetiştikten
sonra bir daha memleketine dönemeyen sanatkâr-
Özönder, 1998; Özönder, H., Sille (Tarih-Kültür-Sanat), Konya 1998.
lar sebebiyle, Anadolu’nun diğer şehirlerinde bu
Özönder, 1994; Özönder, H., “Mevlânâ Tür-
sanatlar çok fazla gelişememiştir. Ancak Konya bu
besi Mescid ve Semâhânesi’nin Son Nakkaş ve
açıdan istisnai bir özellik arz ederek ayrı bir mer-
Hattatı Konyalı Mahbûb Efendi”, S.Ü. Türkiyat
kez olma niteliğini kazanmıştır.
Araştırmalaralı Dergisi, S. 1, 1994, s. 93-108.
Rado, Ş.; Türk Hattatları, İstanbul, ts.
KAYNAKÇA
Alparslan, A.; Osmanlı Hat Sanatı Tarihi, İstanbul, 1999.
Bayat, 1991; Bayat, A. H., “Hüsn-i Hat San’atında Mevlevîlik ve Mevlevîler”, 4. Millî Mevlânâ
Kongresi, 12-13 Aralık 1989, Tebliğler, Konya
Serin, M.; Türk Hat Sanatı ve Meşhur Hattatlar, İstanbul, 1999.
Suyolcuzâde, M. N.; Devhatü’l-Küttâb (nşr.
Kilisli Muallim Rif’at), İstanbul, 1942.
Turan, 1998; Turan O., Selçuklular Zamanında Türkiye, İstanbul 1998.
1991, s. 81-99.
Derman, 2008; Derman, M. U., “Osmanlı Hat
Kaynaklarındaki Konyalı Hattatlar”, Türk-İslâm
Medeniyeti Akademik Araştırmalar Dergisi, Kış
2008, Konya, s. 7-16.
ed.: Gök, 1998; ed.: Gök, A., Yaşayan Konyalı
Sanatçılar ve Eserleri, Konya 1998.
Günüç, 2001; Günüç, F., “Selçuklu Dönemi
Kitap Yazıları”, V. Ortaçağ ve Türk Dönemi Kazı
ve Araştırmaları Sempozyumu 19-20 Nisan 2001,
67