Academia.eduAcademia.edu

Hat Sanatı ve Konyalı Hattatlar

Özet Hüsn-i hat, tezhip, ebru, cilt ve minyatür gibi başlıca geleneksel sanatlar, genel bir isimle “kitap sanatları” olarak bilinmektedir. Mevlevîliğin sanata verdiği değer ve Selçuklular döneminde Konya’ya davet edilen ilim ve sanat adamlarının oluşturdukları ortam sayesinde bu şehirde birçok sanatkâr yetişmiştir. Şehrin kültür ve sanat alanında belli zamanlarda sekteye uğrayan canlılık, bazı sosyolojik ve kültürel değişimlerin, aynı zamanda kurumsal ve bireysel gayretlerin sonucunda, özellikle son çeyrek yüzyılda yeniden görülmeye başlamıştır. Konya, köklü tarihi ve kültürel geçmişinden aldığı güçle ve son zamanlardaki gelişmelerin etkisiyle kitap sanatlarında İstanbul’dan sonraki en önemli merkez olmuştur. Anahtar Kavramlar: Konya, kitap sanatları, hat, hattat, tezhip. Abstract Principal traditional Turk arts (Islamic calligraphy, illumination, marbled paper, bookbinding and miniature) are known by name of “book arts”. Numerous traditional artists have been educating in Konya by effects of Rumi’s encouragements to art and furthermore, artists and scientists that had been invited to Konya. Several hesitates of cultural and artistic activities in the city had been lived in history. But in the last quarter century, cultural and artistic activities and sociological interest to book arts have increased by official and personal efforts. Consequently, Konya has been most important centre after Istanbul in the results of last developments on branches of book arts. Keywords: Konya, book arts, calligraphy, calligrapher, illumination.

KAYBOLMUŞ VE KAYBOLMAYA YÜZ TUTMUŞ MESLEKLER Editör Prof. Dr. Kerim ÇINAR KONYA - 2015 3 İÇİNDEKİLER KAĞIT HAMMADDELİ SANAT-ZANAAT-MESLEKLER Cildcilik Ahmet Sâim ARITAN 12 Ebrû Sanatı Ayşe TOTAN KART 30 Hat Sanatı Hüseyin ÖKSÜZ 42 Hat Sanatı ve Konyalı Hattatlar Fatih ÖZKAFA 54 Kaa’tı Sanatı Erol SUNAT 68 Kağıtçılık, Ahar ve Mühre, Mürekkep Yapımı Bekir ŞAHİN 74 Fotoğrafçılık Hasan YAŞAR 98 Sahaflık Recep DİKİCİ 112 METAL SANAT-ZANAAT- MESLEKLERİ Konya Sanat-Zanaat Konulu Bibliyografyası Emine KARPUZ 120 El Sanatları-Zanaatlar Emine KARPUZ 134 Pirlerkondu’nun Son Bıçakçısı Zeki OĞUZ 154 7 54 HAT SANATI ve KONYALI HATTATLAR Fatih ÖZKAFA ÖZET 1974 Konya doğumlu. 1996 yılında Selçuk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü’nden mezun oldu. Lisans eğitimi esnasında, 1994 yılından itibaren Yrd. Doç. Hüseyin Öksüz’den hat sanatı dersleri almaya başladı ve 2002 yılında kendisinden “sülüs-nesih icazetnamesi” aldı. Divanî ve celi divanî yazılarını da meşk ettikten sonra ta’lik derslerine başladı. Ayrıca sülüs-nesih temeşşuku ile Mehmed Özçay’dan ve yazı müzakereleriyle Osman Özçay’dan istifade etti. 2005 yılında Selçuk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Geleneksel Türk Sanatları Bölümü’nde araştırma görevlisi oldu. 2008 yılında “İstanbul Selâtin Camilerinin Kuşak Yazıları” adlı teziyle Sanat Tarihi Anabilim Dalı’nda doktorasını tamamladı. Bölüm Başkan Yardımcılığı, Fakülte Kurulu üyeliği gibi idari görevler yaptı. 2009 yılında yardımcı doçent, 2013 yılında doçent unvanlarını aldı. Aynı yıl Bölüm Başkanlığına atandı. 2016 yılında Fakülte Yönetim Kurulu üyeliğine seçildi. 2011, 2012, 2013 ve 2015 yılları Ramazan aylarında Birleşik Arap Emirlikleri Kültür Bakanlığı tarafından Dubai’de düzenlenen Milletlerarası Mushaf Projesi kapsamında, nesih, sülüs-nesih ve muhakkak-sülüs-nesih hatlarıyla Kur’an-ı Kerim’in 14., 13., 11. ve 9. cüzlerini yazdı. 2004, 2010 ve 2012 yıllarında IRCICA ve ALBARAKA tarafından düzenlenen milletlerarası hat yarışmalarında ödüller aldı. Hat sanatıyla ilgili çok sayıda kitap bölümü ve milletlerarası hakemli bilimsel dergilerde makale neşretti. Ayrıca milletlerarası muhtelif kongrelere ve sempozyumlara tebliğleriyle katıldı. Dört kişisel sergiden başka, yurt dışında ve içinde 60’tan fazla uluslararası/ulusal sergiye iştirak etti. New York, Dubai, Abu Dhabi, İstanbul, İzmir, Ankara, Konya, Tahran, Kahire, Cezayir, Berlin gibi merkezlerden başka Türkiye’nin muhtelif şehirlerinde açılan sergilere katıldı. Bazı sanatsal projelerin küratörlüğünü üstlendi. Bazı yarışmalarda jüri üyeliği yaptı. Resmî ve özel pek çok koleksiyonda eserleri bulunmaktadır. Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesi yönetim kurulu üyesi olup muhtelif edebiyat dergilerinde öykü ve denemeleri de yayımlanmaktadır. Evli ve bir çocuk babasıdır. Hüsn-i hat, tezhip, ebru, cilt ve minyatür gibi başlıca geleneksel sanatlar, genel bir isimle “kitap sanatları” olarak bilinmektedir. Mevlevîliğin sanata verdiği değer ve Selçuklular döneminde Konya’ya davet edilen ilim ve sanat adamlarının oluşturdukları ortam sayesinde bu şehirde birçok sanatkâr yetişmiştir. Şehrin kültür ve sanat alanında belli zamanlarda sekteye uğrayan canlılık, bazı sosyolojik ve kültürel değişimlerin, aynı zamanda kurumsal ve bireysel gayretlerin sonucunda, özellikle son çeyrek yüzyılda yeniden görülmeye başlamıştır. Konya, köklü tarihi ve kültürel geçmişinden aldığı güçle ve son zamanlardaki gelişmelerin etkisiyle kitap sanatlarında İstanbul’dan sonraki en önemli merkez olmuştur. Anahtar Kavramlar: Konya, kitap sanatları, hat, hattat, tezhip. ABSTRACT Principal traditional Turk arts (Islamic calligraphy, illumination, marbled paper, bookbinding and miniature) are known by name of “book arts”. 55 Numerous traditional artists have been educating in Konya by effects of Rumi’s encouragements to art and furthermore, artists and scientists that had been invited to Konya. Several hesitates of cultural and artistic activities in the city had been lived in history. But in the last quarter century, cultural and artistic activities and sociological interest to book arts have increased by official and personal efforts. Consequently, Konya has been most important centre after Istanbul in the results of last developments on branches of book arts. Keywords: Konya, book arts, calligraphy, calligrapher, illumination. Giriş Türk-İslâm sanatları genel olarak iki koldan AllahHu-Fatih Özkafa gelişmiş ve çeşitlenmiştir. Bunlardan biri mimari, diğeri ise kitap sanatlarıdır. Mimarinin merkez noktasında cami, kitap sanatlarının merkezinde ise Kur’an-ı Kerim yer almaktadır. Mimari eserlerde ve bilhassa camide taş, mermer, ahşap işleme, hat, çini, kalemkâri ve sedefkâri gibi pek çok tezyinî unsuru birlikte görmek mümkündür. Kur’an-ı Kerim ise başta hat sanatı olmak üzere, tezhip ve cilt gibi sanatları bünyesinde toplayan en önemli kitaptır. Kur’an-ı Kerim dışındaki dinî veya edebî eserlerde bu sanatlara ilâveten minyatür ve ebru sanatına da rastlamak mümkündür. Mimaride olduğu gibi kitap sanatlarında da en güzel örnekler genellikle payitaht mevkiindeki yerlerde yoğunlaşmıştır. Anadolu Selçuklu Devleti’nin başkentlerinden olan Konya da bu anlamda oldukça zengin bir şehirdir. Tarihten günümüze kadar pek çok eserin vücuda getirildiği Konya hem ilim hem de sanat merkezi olma hüviyetini daima muhafaza etmiştir. Bu sebeple, tarihten günümüze intikal etmiş olup bugün Konya’daki müze ve kütüphanelerde mahfuz bulunan yazmalar, kitap sanatlarının gelişimine ışık tutacak mahiyettedir. Selçuklu döneminde kullanılan kitabî yazılar 56 Amenerrasulü-Fatih Özkafa muhakkak, reyhanî, sülüs ve nesihtir. Kûfî ise, tam olarak terk edilmemekle birlikte, XII. yüzyılın sonlarına kadar kısmen kullanılmıştır (Günüç, 2001, s. 270). Kitabî yazılar incelendiğinde kûfînin, bu dönemlerde genellikle sure veya konu başlarında kullanıldığı görülmektedir. Selçuklu dönemi Kur’an-ı Kerim’lerinde bazı istisnalar hariç, ağırlıklı olarak muhakkak veya muhakkak-reyhanî yazı çeşitleri, dinî ve ilmî kitaplarda, mesnevî, divan vb. edebî eserlerde genellikle sülüs-nesih yazı çeşitleri tercih edilmiştir (Günüç, 2001, s. 271). Ancak daha sonraları nesih yazı Kur’an-ı Kerim yazısı haline gelmiştir. Osmanlı döneminde Şeyh Hamdullah’ın yazıya kazandırdığı Türk kimliğinden sonra özellikle Hafız Osman’la birlikte Kur’an-ı Kerim’lerin nesih hattıyla yazılması gelenek halini almaya başlamıştır. Konya’da Hat Sanatı ve Hattatlar Selçuklu Veziri Sahib Atâ Fahreddin b. Ali’nin himayesinde, Konya’da hattatlarla müzehhiple- Bu da Geçer Ya Hu-Fatih Özkafa rin çalıştığı bir nakışhanenin mevcut olduğu, bazı kaynaklarda belirtilmektedir (İbn Bîbî, 1957, s. 73; Turan, 1998, s. 535). Hz. Mevlâna’nın ehl-i san’at ve erbab-ı hüner olunmasına yönelik tavsiyelerinin etkisiyle, Selçuklu döneminden itibaren Konya’da pek çok hattat yetişmiştir. Hattatlarla diğer sanakârların ise büyük çoğunluğu Mevlevîdir. Bunlardan Hattat Nizameddin, kâtiplerin sultanı olarak anılır (İzbudak, 1946, s. 51/61). İstanbul, fetihden bu yana kültür ve medeniyet başkenti olma özelliğini kesintisiz sürdürebilmişken, taşra olarak nitelendirilen Anadolu şehirleri, tarihi ve sosyolojik birtakım sebeplerle önemli çekim merkezleri olmaktan yavaş yavaş uzaklaşmıştır. Bunun paralelinde, ilim ve sanat meraklısı olan kabiliyetler İstanbul’a göç etmişler ve orada kendilerini geliştirebilmişlerdir. Gerek Cumhuriyet öncesinde gerekse Cumhuriyet’ten sonra bu durum pek farklı olmamıştır. Konya, Kayseri, Er- Celi Sülüs Levha-Fatih Özkafa 57 Celi Sülüs Levha-Fevzi Günüç zurum, Sivas, Amasya, Manisa gibi bir zamanların ele alınmaktadırlar. kültür ve medeniyet merkezleri olan şehirler de Gerek İstanbul’daki gerekse Konya’daki hat maalesef bu alanlardaki eski hareketliliklerini tam sanatkârları ile diğer kitap sanatları erbabından bir- olarak muhafaza edememiş şehirlerdir. Osmanlı çoğunun Mevlevî ya da Mevlâna muhibbi olduğu döneminin meşhur hattatlarından aslen Konyalı biliniyor. XIII. Yüzyılda yaşamış olan Nizameddin olanlar da genellikle İstanbul’a yerleşerek orada Dede, Konyalı olup Hz. Mevlâna tarafından hilâ- talebe yetiştirmişler ve eser vermişlerdir. Meselâ, fetle şereflendirilen ve Yakut el-Musta’sımî’den Konyalı Hacı Hafız Ebubekir Raşid Efendi (1782) ders almış hattatlardandır (Müstakîmzâde, 1928, s. buna örnek olabilecek en meşhur hattatlardandır. 568; Bayat, 1991, s. 85). XVI. yüzyıl hattatların- Kendisi, Şeyh Hamdullah’ın, oğlu Mustafa Dede, dan Recep Dede yine Konyalı hattatlardan ve Mev- damadı Şükrullah Halife, I. ve II. Derviş Ali ile de- levî dervişlerinden biridir (Müstakîmzâde, 1928, s. vam eden hat ekolünün 18. Yüzyıldaki en önem- 202; Bayat, 1991, s. 86). Ta’lik hattatlarından olan li temsilcilerindendir. Ebubekir Raşid Efendi’den Seyyid Yusuf Nesib Dede, XVII. ve XVIII. yüzyıl- başka, Tezkire kitaplarında adı geçen Konyalı larda yaşamış Konyalı ve Mevlevî sanatkârlardan- hattatlar varsa da onun kadar meşhur değildirler dır (Bayat, 1991, s. 88; Özkafa, 2007). ve taşrada kitap sanatlarıyla iştigal eden kişilerin Silleli Hafız Abdurrahman, Mevlevî hattat çoğu genellikle mahalli sanatkârlar kategorisinde Haki Dede’nin oğludur ve hattatlığı babasından 58 Hilye-İ Saadet-Fatih Özkafa 59 İki Dost-Fatih Özkafa öğrenmiştir. Tezhipte de ustadır. Mustafa Fehmi, zâde Seyyid Ahmed Efendi (1752), Seyyid Osman XIX. yüzyıl Konya Mevlevîlerindendir. Kendisi Efendi (ö.1786), Seyyid Ömer b. Abdülkadir, Sey- hem hattat hem hakkâktır. 1902’de İstanbul’da ve- yid Süleyman b. İsmail (ö. 1785) ve Şeyh Seyyid fat etmiştir. Yusuf Nesib Dede b. Şeyh Ömer gibi hattatlar da İstanbul’a ilim ve sanat tahsili için giderek Konya’dan İstanbul’a gitmişlerdir. oraya yerleşen ve meşhur olan Konyalı sanatkâr- Bir kısmını zikrettiğimiz bu Konyalı hattatlar- lar da elbette mevcuttur. Derman’ın ifadesiyle; dan başka, Konya’da doğmayıp da Mevlâna aşkıy- “hüsn-i hat denilen nazlı güzel, kendini ancak İs- la dışarıdan Konya’ya gelen Mevlevî hattatlar da tanbul’da âşikâr ediyor; bunun farkına varan müs- vardır. Buharalı Hacı Abdülhamid Efendi (ö. 1888) taid Konyalılar da bu güzel şehre gelip onun pe- ve meşhur hattatlardan, aynı zamanda Mevlâna şine düşüyorlar” (Derman, s.8) Meselâ; yukarıda Dergâhı’nın son mesnevîhanı olan Filibe doğum- adı geçen Ebûbekir Raşid Efendi, Konya’da doğup lu Sıdkı Dede (1824-1937) bunlardan bazılarıdır daha sonra İstanbul’a giden hattatlardandır. Ayrıca, (Özönder, 1987, s. 129-149). Hacı hafız İsmail Şakir Efendi (ö.1786), Kazzaz60 Konya’da belli bir dönemde pek çok talebe yarısı ile XX. yüzyılın ilk yarısı arasındaki dönemde Konya’da en çok hattat yetiştiren kişiler olmuşlardır. Adı geçen hattatların müderrislik yaptığı Özdemirî Medresesi de Konya’da kitap sanatlarının tarihi açısından anılmaya değerdir. Simavlı Osman Zühdü Efendi ile Hacı Abdurrahman Efendi de Konyalı hattatlardan bir kısmının hocasıdırlar. Bu isimlerden başka Mevlevî Haki Dede, oğlu Osman Haki Efendi ve onun oğulları da silsilevî olarak birkaç kuşak hattat olan kimselerdir. Sıdkı Dede, Mahbub Efendi (Özönder, 1994, s. 93-108) Ferit Ülgen gibi isimler, Konya’da hattat olarak tanınmış önemli kişilerdendir. Ayrıca, daha önce de belirtildiği gibi, Konyalı hattatların çoğunun Mevlevî veya Mevlâna muhibbi olduğu görülmüştür. Kabe-i Muazzama-Fatih Ozkafa Konyalı hattatların bir kısmı tezhip, cilt ve yetiştirmiş birkaç önemli hattat öne çıkmaktadır. nakış gibi sanat dallarında da mahareti olan kimse- Bunlara örnek olarak Alâiyeli Abdülgani Vehbi lerdir. Bu sanatkârların, kendi yazdıkları Kur’an-ı Efendi ile Başaralızade İbrahim Hakkı Efendi’yi Kerim’lere ve diğer eserlere yine kendilerinin tez- söyleyebiliriz. Bu iki hattat, XIX. yüzyılın ikinci hip ve cilt yaptıkları belirtilmektedir. Bu eserlerden Kelime-i Tevhit-Fevzi Günüç 61 Kelime-i Tevhit-Hüseyin Öksüz bazıları Mevlâna Müzesi’nde bazıları Yusufağa muşlardır. Bununla birlikte, yine XX. yüzyılın son Kütüphanesi’nde, bazıları ise özel koleksiyonlar- çeyreğinden itibaren Konya’dan İstanbul’a giderek dadır. Ord. Prof. Dr. A. Süheyl Ünver’in veya Prof. Dr. Hattatlığıyla isim yapmış olan şahısların çoğu Muhsin Demironat’ın talebelerinden tezhip, Nec- medrese tahsili görmüş kimselerden olup şehrin meddin Okyay’ın ve Mustafa Düzgünman’ın tale- ilmiye sınıfına mensup zevatındandır. Zira, bazıla- belerinden ebru ve cilt dersleri alan Konyalı sanat- rının kendi hatlarıyla yazdıkları ilmî eserleri mev- kârlar da bu şehirde sözkonusu kitap sanatlarının cuttur. canlanmasını sağlamışlardır. Konya’nın tarihî ve kültürel anlamda önemli Kitap sanatlarına duyulan ilginin artmasına, bir yöresi olan Sille’nin, şehir merkezinden sonra Kültür Bakanlığı gibi resmi kurumlarla bazı mil- en çok hattat yetiştirmiş yöre olduğu görülmekte- letlerarası kuruluşların ve hatta özel teşebbüsün dir. Çünkü Konyalı hattatlar arasında kayda değer geleneksel sanatları teşvik eden faaliyetlere destek sayıdaki isim aslen Silleli olup Sille’deki Aşağı olmaları ciddi anlamda etki etmiştir. Kısa adı IR- Mezarlık’ta medfundur (Özönder, 1998, s. 217- CICA olan “İslâm Tarih Sanat ve Kültür Araştırma 222). Merkezi’nin ilkini 1987’de Hattat Hamid Aytaç Cumhuriyet sonrasında, özellikle 1960’lı yıl- adına düzenlediği ve her üç yılda bir yenisini açtığı lardan sonraki dönemde Konya’dan İstanbul’a milletlerarası hat yarışmaları, “Osmanlı’nın 700. giderek zamanın meşhur isimlerinden Halim Öz- Kuruluş Yıldönümü” kutlamaları kapsamında bir- yazıcı, Hamid Aytaç gibi önemli hattatlardan veya çok kültür ve sanat faaliyetinin yapılması ve çok onların belli başlı talebelerinden hüsn-i hat meşke- sayıda kitap yayınlanması, Kültür Bakanlığı tara- derek icazet aldıktan sonra Konya’ya gelen hattat- fından belirli periyotlarla düzenlenen Türk Süsle- lar bu şehirde hem sanatlarını ilerletmişler hem de me Sanatları yarışmaları, İstanbul’daki İsmek’ten yeni talebeler yetiştirerek hat sanatının bu Selçuklu sonra, Konya’daki Komek (Konya Meslek Edin- payitahtında yeniden inkişafına katkılarda bulun- dirme Kursları) bünyesinde sürekli ve ücretsiz 62 Fevzi Günüç Hüseyin Öksüz kursların açılması, hat, tezhip, minyatür, ebru ve cilt gibi kitap sanatlarının yeniden canlanmasına katkıda bulunmuştur. Bu kurumsal katkılardan daha çok dikkate değer olanları ise hiç şüphesiz, İstanbul’da, Konya’da ve başka bazı şehirlerde önemli hattatların şahsi gayretlerle verdikleri derslerdir. Bu hattatlardan bir kısmı bu dersleri, kurulmasına öncülük LaMevcudeİllaHu-Fatih Özkafa ettikleri mektep, dernek gibi bazı müesseselerin çatısı altında daha kapsamlı ve disiplinli bir şekilde yürütmeye devam etmektedirler. Bu çerçevede, kurumsal bir yapı bünyesinde muhtelif geleneksel sanat dallarına yönelik kurslar veren bazı teşebbüslere, Konya’da kitap sanatlarının gelişmesine ciddi katkılarda bulundukları için dikkat çekmek gerekir. Konyalı bir hattat olan Hüseyin Kutlu’dan mücaz merhum Prof. Dr. Fevzi Günüç öncülüğünde verilen hususi hat dersleri birçok sanatkârın yetişmesine vesile olmuştur. Günüç ayrıca, vefat tarihi olan 22 Nisan 2013’e kadar görev yaptığı Selçuk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Geleneksel Türk Sanatları Bölümü’nde de hem hattat hem de akademisyen yetiştirme yönünde gayret göstermiştir. Yaşayan Konyalı hattatlardan Hüseyin Öksüz’ün Konya Bölge Yazma Eserler Kütüphanesi’nde, bazı vakıflarda ve daha sonra da kurucu öğretim Maşaallah-Hüseyin Öksüz üyelerinden olduğu Selçuk Üniversitesi Güzel Sa63 mek mümkündür. Adı geçen kişilerden başka, hat sanatına ve diğer kitap sanatlarına hizmeti bulunan diğer şahıslar hakkında, yaşayan Konyalı sanatkârlarla ilgili bazı yayınlarda malûmat bulmak mümkündür (ed.: Gök, 1998). XX. yüzyılın sonlarından günümüze kadar uzanan süreçte, bu gibi kurumsal veya özel teşebbüslerin tesiriyle her geçen gün artarak devam eden çalışmaların sonucunda, kitap sanatlarının, özellikNesih levha-Hüseyin Öksüz le hat ve tezhip gibi temel kitap sanatlarının daha da gelişeceği açıktır. Nitekim bu toplumsal ilgi, bi- natlar Fakültesi Geleneksel Türk Sanatları Bölümü rer bilim yuvası olan üniversitelere de yansımıştır. bünyesinde yürüttüğü derslerde de pek çok hattat Bu çerçevede, Selçuk Üniversitesi Güzel Sanatlar yetişmiştir. Kendisinden icazet almış olup millet- Fakültesi 1999 yılında açılmış ve bu fakültedeki lerarası ödülleri bulunan hat öğrencileri arasından “Geleneksel Türk Sanatları Bölümü” bünyesin- yine Konyalı olan Fatih Özkafa, Abdurrahman de Hat Anasanat Dalı, Tezhip Anasanat Dalı, Cilt Depeler, Seyit Ahmet Depeler gibi isimleri zikret- Anasanat Dalı adları altında kitap sanatlarıyla ilgili Osmanlı Sultanları ve Boğaziçi-Fatih Özkafa 64 alt branşlar teşekkül ettirilmiştir. Yine aynı bölüm bünyesinde diğer geleneksel Türk sanatlarıyla ilgili olarak Kalemişi Ana Sanat Dalı, Halı Kilim ve Eski Kumaş Desenleri Ana Sanat Dalı, Eski Çini Onarımı Ana Sanat Dalı gibi branşlar da mevcuttur. Konya’da üniversite bünyesinde eğitim veren Geleneksel Türk Sanatları Bölümleri daha sonra KTO Karatay Üniversitesi’nde ve Necmettin Erbakan Üniversitesi’nde de açılmış ve öğrenci almaya başlamıştır. Güzel Sanatlar Fakültesi Geleneksel Türk Sanatları Bölümlerinde hat ve tezhip temel branş derslerinden başka, Temel Sanat Eğitimi, Sanat Tarihi, Kitap Sanatlarına Hazırlık, Hat Sanatı Tarihi, Tezhip Sanatı Tarihi, Hat Sanatında Ekoller, Osmanlı Türkçesi, El Yazmalarının Korunması, Paleografi, Epigrafi, Minyatür, Ebru, Kalemişi, Temel Resim, Teknik Resim, Sanat Felsefesi, Sanat Edebiyatı, Geleneksel Türk Sanatları Tarihi gibi birçok önemli ders de alanlarında uzman öğretim Sülüs Levha-Fevzi Günüç elemanları tarafından hem uygulamalı hem teorik olarak verilmektedir. Buradan dört yıllık bir lisans eğitimi alarak mezun olan öğrenciler lisans üstü eğitimlerine devam edebilmekte, ayrıca kütüphanelerde, müzelerde, özel koleksiyonlarda sanat danışmanı veya restorasyon uzmanı olarak çalışabilmektedirler. Bunlardan başka, özel atölyelerinde sanat çalışmalarını da sürdürebilmektedirler. Kitap sanatlarının üniversite gibi bilimsel kurumlarda akademik yöntemlerle öğretilmesi ve bu alanlarda bilimsel ve sanatsal çalışmalar yapan akademisyen sanatkârların yetişebilmesi, bir şehir için olduğu kadar ülke için de son derece önemlidir. Henüz yakın bir geçmişte, kitap sanatlarıyla ilgili eksperlik, danışmanlık yapabilecek kişileri bulmak bile çok zor iken, bugün teorik donanıma sahip, aynı zamanda uygulama da yapabilecek kişilerin sayısının çoğalmakta oluşu, elbette kültür ve sanat mirasımız adına sevindirici bir gelişmedir. Kültür Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı gibi dev- Sülüs-Nesih Levha-Fevzi Günüç let kurumlarının bu alanlarda yetişmiş elemanlara 65 Talik Levha-Hüseyin Öksüz daha çok sahip çıkarak istihdam imkânlarını geniş- de istihdamıyla sağlanabilecektir. Ülke çapındaki letmesi ise kaçınılmaz bir zarurettir. El yazmaları milli kültür servetine yönelik bir kaynak tahsisiyle yönüyle de çok zengin koleksiyonlara sahip olan eleman istihdamı düşünüldüğünde ise mevcut ye- Konya’daki müze ve kütüphanelerde kayıtlı, ba- tişmiş uzman sayısının yetersiz kalacağı kadar zen- kıma ve restorasyona muhtaç binlerce eserin daha gin ama bir o kadar da ilgi bekleyen kültür hazi- fazla yıpranmadan ihya edilmesi, bu alanda üniver- nesine sahip olduğumuz unutulmamalıdır. Zira bu site eğitimi almış olan bilinçli elemanların yerin- meseleler mahalli olmaktan çok milli meselelerdir. 66 Bölgesel kalkınmaya katkıları tartışılmaz olan üni- Bildiriler, Ankara 2001, s. 269-280. versitelerin, yerinde istihdam sistemiyle mezunlarına iş imkânları sunulması, bölgesel olmaktan çok İbn Bîbî, 1957; İbn Bîbî, El-Evâmirü’l-Alâiyye fi’l-Umuri’l-Alâiyye, Ankara 1957, s. 73; ülke çapında bir sorundur. İzbudak, 1946; İzbudak, V., Mevleviliğe Nasıl Girilir, Hatıralarım, İstanbul 1946. SONUÇ Selçuklu’ya başkentlik yapmış olan önemli bir kültür sanat merkezi konumundaki Konya, geç- Müstakîmzâde, 1928; Müstakîmzâde S. S., Tuhfe-i Hattatîn (nşr.: İbnülemin M. Kemal), İstanbul 1928. mişte olduğu gibi günümüzde de kültür ve sanat bakımından canlılığını muhafaza etmekte ve her Nefeszâde İ.; Gülzâr-ı Savâb, (nşr. Kilisli Muallim Rif’at), İstanbul, 1938. geçen gün iyi sanatkârlar yetiştirmektedir. İyini- Özkafa, 2007; Özkafa, F., “Hz. Mevlâna’nın yetli şahsi çabalar meyve vermeye başlamış ve Hat Sanatına Yansımaları”, Uluslar arası Dünyada şehir, sanat aleminde adından sıkça söz ettirmeye Mevlâna İzleri Sempozyumu, 13-15 Aralık 2007, hak kazanmıştır. Az sayıda sanatkârın büyük fe- (yayında). dakârlıklarla yapmış oldukları çalışmalar, özellikle Özönder, 1987; Özönder, H. “Mevlevilikde kitap sanatları alanında Konya’nın İstanbul’dan Hat ve Hattat Sıdkı Dede”, II. Mevlâna Kongresi, sonra zikredilen en önemli şehir olmasında etkili 3-5 Mayıs 1986, Tebliğler, Konya 1987, s. 129- olmuştur. Nitekim, diğer şehirlerde doğup sanatın 149. merkezi olan İstanbul’a giderek orada yetiştikten sonra bir daha memleketine dönemeyen sanatkâr- Özönder, 1998; Özönder, H., Sille (Tarih-Kültür-Sanat), Konya 1998. lar sebebiyle, Anadolu’nun diğer şehirlerinde bu Özönder, 1994; Özönder, H., “Mevlânâ Tür- sanatlar çok fazla gelişememiştir. Ancak Konya bu besi Mescid ve Semâhânesi’nin Son Nakkaş ve açıdan istisnai bir özellik arz ederek ayrı bir mer- Hattatı Konyalı Mahbûb Efendi”, S.Ü. Türkiyat kez olma niteliğini kazanmıştır. Araştırmalaralı Dergisi, S. 1, 1994, s. 93-108. Rado, Ş.; Türk Hattatları, İstanbul, ts. KAYNAKÇA Alparslan, A.; Osmanlı Hat Sanatı Tarihi, İstanbul, 1999. Bayat, 1991; Bayat, A. H., “Hüsn-i Hat San’atında Mevlevîlik ve Mevlevîler”, 4. Millî Mevlânâ Kongresi, 12-13 Aralık 1989, Tebliğler, Konya Serin, M.; Türk Hat Sanatı ve Meşhur Hattatlar, İstanbul, 1999. Suyolcuzâde, M. N.; Devhatü’l-Küttâb (nşr. Kilisli Muallim Rif’at), İstanbul, 1942. Turan, 1998; Turan O., Selçuklular Zamanında Türkiye, İstanbul 1998. 1991, s. 81-99. Derman, 2008; Derman, M. U., “Osmanlı Hat Kaynaklarındaki Konyalı Hattatlar”, Türk-İslâm Medeniyeti Akademik Araştırmalar Dergisi, Kış 2008, Konya, s. 7-16. ed.: Gök, 1998; ed.: Gök, A., Yaşayan Konyalı Sanatçılar ve Eserleri, Konya 1998. Günüç, 2001; Günüç, F., “Selçuklu Dönemi Kitap Yazıları”, V. Ortaçağ ve Türk Dönemi Kazı ve Araştırmaları Sempozyumu 19-20 Nisan 2001, 67