Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
…
24 pages
1 file
Ahmet Kutsi Tecer’in, Anadolu’nun henüz keşfedilmemiş değerleri¬ni hatırlatan o meşhur şiirine atıfla, ‘orda bir yer var uzakta…’ demekten kendimizi alıkoyamıyoruz, konu Ardahan olunca… Coğrafi uzaklığının da beraberinde getirdiği, görece bir yalıtılmışlık içerisinde olan Ardahan ili ile ilgili pek az akademik çalışma vardır. Bu bakımdan, nice değer ve potansiyelleri henüz tam anlamıyla keşfedilmemiş ve kayda geçirilmemiş olan Ardahan’la ilgili yapılacak her türlü bilimsel çalışma, büyük önem taşımaktadır. Bu bağlamda elinizdeki kitabın hazırlanmasındaki temel amacımız; Ardahan’ın kronik sorunlarının yakından incelenmesinin yanı sıra, ilin hâlen bakir sayılabile¬cek pek çok değerleri, varlıkları ve potansiyelleriyle ilgili geniş ve ayrıntılı bir bilimsel envanter oluşturabilmektir. Nitekim Ardahan, taşıdığı kadim birikimi ve gücüyle, ayrıca ekonomik, sosyal ve kültürel alandaki zenginlikleriyle, ülkemizin kalkınmış mekânlarından biri olmaya muktedir; geçmişten günümüze özü her daim gür, güzide bir Anadolu toprağıdır. Ardahan siyaseti, tarih ve arkeolojisi, edebiyat ve kültürü, sosyo-ekonomisi, hayvancılığı ve arıcılığını konu alan ve değerlendiren 21 bilimsel makaleden oluşan bu kitap, bir şehir monografisidir. Ancak Ardahan ili, tarihi, yer altı ve yerüstü pek çok zenginlikleri ile tek bir kitapta, bütünüyle tüketilemeyecek ölçüde, geniş bir değer spektrumuna sahip olduğundan, ‘Ardahan Değerlemeleri I’, serimizin ilk kitabıdır. Yerel yöneticilerden, siyasal aktörlere, akademisyenlerden bürokratlara kadar çok farklı kesimlerin ilgisini çekebileceğine inandığımız bu kitabın, disiplinlerarası niteliği ile Ardahan’la ilgili önemli bir boşluğu dolduracağını düşünüyoruz. EDİTÖR Doç. Dr. İhsan KURTBAŞ
Hangi birini anlatsaydım… Hemen bütün bayram günlerinde, parke taşı döşeli, motor gürültüsünün, trafik karmaşasının çarpık yapılaşma görüntüsünün zerresinin bile uğramamış olduğu geniş caddelerde çalan davul zurnayı, oynayan gençleri mi, üç gün üç gece süren, at yarışlarının yapıldığı, müjde yastıklarının kaçırıldığı toyları mı, akşamları yayla bacalarında yakılan ateşler altında, ay ışığında el ele kol kola tutulan barları mı, çalan tulumları mı… Kaz kesimlerini mi, koç katımlarını mı, cılga çıkarmaları mı, keçe dökümlerini mi, erfeneleri mi… Yüz boyamaları mı, dodo bezetmelerini mi, yılbaşlarında bacalardan sepet sarkıtmalarını mı… Bireyi kendi aynasında bir başkasını da görmeye, bir başkasının gözünden yaşamı deneyimlemeye, bir başkasının bakış açısından yaşamı kez daha düşünmeye iten o oyunun ve oyunculuğun öne çıktığı, hayatın her ânına katılımın ana öğe olduğu şenlik havalarını mı? Tarla koşumlarından keçe dökümlerine, halı kilim dokumalara, imece ile, el birliği ile güç birliği ile iş yapmanın, yaşamanın, dayanışmanın, o içinde yaşadığı topluma ait olmanın verdiği özgüveni mi?
Nobel Yayınları, 2021
Editörden… Bir Misyon Tasviri… Bilimsel çalışmalar, bilimsel araştırma yöntem ve teknikleri kullanılarak herhangi bir konu, mesele veya sorunun incelenmesi ve araştırılması ile elde edilen analitik ve sistematik bilgilerdir. Burada temel amaç, bir meramın bir başkasına aktarılması, duyurulması; O’nun veya Onlar’ın dikkatinin çekilmesidir. Bu perspektiften bakıldığında, yenisini üretmek üzere öncekinden faydalanan bilim adamlarının gayretleri dışında, mevzuyu politika ve uygulamaya dönüştürecek kesimlerin bilimsel yayınlara kulak kesilmediği, bilimsel yayınlara itibar göstermediği toplumlarda, bilimsel çalışmalar bir bütün olarak amaçlarına hizmet edememiştir, demektir. Bu bağlamda yerel yöneticilerinden siyasetçilere, vatandaştan girişimcisine kadar her kesim, bilimsel çalışmaların ortaya koyduğu raporlardan, sonuçlardan, tespitlerden ve önerilerden ziyadesiyle faydalanmalıdır. Bir kültür, bir varlık erdemi ve bir anlayış olarak bu yaklaşımın içselleştirilmediği toplumlarda, ilerlemeci ve gelişmeci bir perspektif yakalanamaz. … doğruysa bu yargı/ bu sonuç/ bu çıkarsama/ ülkemizdeki bilimin içinde bulunduğu en önemli çıkmazlarından biri, bu demektir. Zira Ülkemizde başta sosyal bilimler alanında olmak üzere bilimsel çalışmalar, kendi varsıllarımızdan, gerçeklerimizden ve örneklerimizden yola çıkılarak yapılmasına rağmen, stratejik reel politikaları tam manasıyla etkileyememekte ve şekillendirememektedir. Sosyal ve siyasal politika, Teknoloji, altyapı, inovasyon, girişimcilik, üretim ve pazarlama stratejileri gibi konulardaki mantık, ekseriyetle batı toplumlarında yapılanı yapmaya çalışmak üzerine konuşlandırılmıştır. Böylelikle Ülkemizde milletimizin öz kaynaklarıyla yapılan bilimsel çalışmaların standardı ve kriteri; bir bilimsel çalışmanın yurt dışındaki bir dergide yayınlanıp yayınlanmadığı gibi göreli başarı ölçütü olabilmektedir. … doğruysa bu yargı/ bu sonuç/ bu çıkarsama/ gövdesi bu topraklarda olan büyük ve yetişmiş bir kitlenin, milletimizin öz kaynaklarıyla finanse ettiği kıymetli bilgileri, fikirleri ve emekleri, doğrudan başka toplumların kullanımına sunuluyor demektir. Elbette, bilim evrenseldir ve bilimsel bilginin faydası indirgenemez. Burada ifade etmek istediğim şey; Zizek’in ifadesiyle konuya “yamuk bakabilmek”, mevzuya bir nebze de bu perspektiften yaklaşabilmektedir. Bununla birlikte, bütün dünyada gittikçe yerleşik olmaya başlayan böyle bir anlayışın, bilimin küresel eşitsizliğine hizmet ettiği de aşikardır. Bilimsel bilgiye sahip olma ve onun nimetlerinden faydalanma açısından bütün dünyada büyük ve kesif bir eşitsizlik söz konusudur. Daha da vahim olanı, oluşturulan sitemle kıt kanaat bilim üreten toplumların kaynakları bu zengin coğrafyaya akacak şekilde dizayn edilmiştir. Bu bağlamda Ülkemizde üretilen ve milli bir kaynak olarak görülmesi gereken bilimsel çalışmaların, evvela öz yarara dönüşmesi yönünde yapısal politikaların hayata geçirilmesi faydalı olabilir. Ancak bu sürecin a priori hali; üretilen bilimsel çalışmaların evrensel kriterlere ve standartlara uygun olduğu yayın politikası, yayın ilkeleri, değerler ve değerlendirme sisteminin koşullarının ulusal sınırlar içinde hazırlanmış olmasıdır. Bu çerçevede Ardahan Değerlemeleri adlı projenin meramı Ülkemizin cevher noktalarından biri olan Ardahan ili; hedefi ise ortaya konulan bilimsel çalışmaların, ilin politika yapıcıları, karar alıcıları ve uygulayıcıları tarafından dikkate alınarak, yörenin geleceğini şekillendirecek kaynaklardan biri olarak değer görmesidir. Bu bağlamda amacımız, evvela ve doğrudan ilimize ve ülkemize somut fayda sağlamaya yönelik çalışmalar yapmak olup kitabın açık misyonları şunlardır: Ardahan ilinin, Ülkemizin kalkınmış mekanlarından biri olmasına vesile teşkil edecek, öncül akademik, bilimsel çalışmaları yapmak ve projenin her çalışmayla oluşturacağı bilgi havuzunu kullanıcısının faydalanabileceği bir platforma dönüştürmektir. Böylelikle Üniversite-Şehir iş birliğinin yanında ve ötesinde üniversite-politika koordinasyonu tesis edebilmek İle ve bölgeye odaklanmak suretiyle şehrin dinamiklerini sürekli ve istikrarlı bir şekilde canlı tutmak Düzenli olarak yapılan bilimsel çalışmalarla elde edilen sistematik ve analitik bilgileri, ille ilgili karar alıcı ve uygulayıcı konumunda olan aktörlerin dikkatine ve kullanımına sunmak İlin sorunlarını tespit etmek ve bu sorunlara ilişkin doğru, ekonomik ve sürdürülebilir çözüm önerileri ortaya koymak İlin ekonomik, ticari, sosyal, kültürel ve siyasi kaynaklarını, imkanlarını ve potansiyellerini gün yüzüne çıkarmak İlin yer altı ve yerüstü zenginlikleri ile somut ve soyut değerlerini akademik ve bilimsel açıdan işlenmek İlin farklı yönlerini çeşitli boyutlarıyla ele alıp irdeleyerek zayıf ve güçlü yönlerini ortaya koymak, böylelikle ilin nevi şahsına münhasır özelliklerini ortaya çıkarmak, belirginleştirmek ve diri tutmaktır. İlle ilgili bilimsel bir envanter oluşturmak ve son kertede bu çalışmaları bir külliyata dönüştürmek İlde Üniversitemizin kuruluşundan itibaren bir hafıza oluşturmak ve sonrasında ille ilgili yapılacak her türlü çalışmaya karşılaştırma imkânı da sunabilecek kaynak oluşturmaktır. Bu duygu ve düşüncelerle, her sene aynı titizlik ve hassasiyetle hazırlanan Ardahan Değerlemeleri, bu sene 3. sayısını yayımladı. Şunu ifade etmek isterim ki; Ardahan Değerlemeleri’nin tüm sayılarında yer alan makalelerin tamamı kör hakemlik uygulamasına tabi tutuldu. Bu bağlamda kitaplarda yer alan makaleler, alanında uzman en az iki yazardan olumlu görüş alan çalışmalardır. Projede bir insicam sağlayabilmek adına her sayıda 21 bilimsel makale yayımlanmaktadır. Bu sayıda Ülkemizin değişik üniversitelerinden 35 farklı yazarın daha önce hiçbir yerde yayımlanmamış 21 özgün çalışması yer aldı. Ayrıca kitaba, yine Ülkemizin değişik üniversitelerinden 47 farklı akademisyen hakemlik yaparak katkıda bulundu. Öncelikle bu projeye değerli çalışmalarıyla destek veren yazarlarımıza, hakemlik yapmak suretiyle kıymetli katkılarını sunan hocalarımıza çok teşekkür ederiz. Bu sayı için yöremizin güzide değerlerinden biri olan; akademik kişiliği ile örnek aldığımız Prof. Dr. Esfender Korkmaz hocam Önsöz yazma nezaketinde bulundu; kendisine teşekkürlerimizi sunuyoruz. Ardahan ili söz konusu olduğunda her türlü desteği verebileceğini söyleyerek bu sayının baskısı için katkı sağlayan Başkan Faruk Demir Bey’e ve Sayın Başkanın şahsında Ardahan Belediyesine teşekkürlerimizi sunarız. Hassaten Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. Mehmet BİBER hocamıza, teşekkürlerimizi arz ediyorum. Sayın Rektörümüz, meramı Ardahan olan proje ve çalışmalara özel bir değer verdiğini her koşulda vurgulayarak bizleri cesaretlendirdi, bilgi ve tecrübeleriyle yol gösterdi. Daha önce ifade ettiğim üzere, sizler bu sayıyı okurken, bizler bir sonraki sayı için yollarda olacağız. Kitabın ilimize, Ülkemize ve tüm insanlığa fayda getirmesini dilerim. Doç. Dr. İhsan KURTBAŞ
Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi, 1881
2020
qwertyuiopgu asdfghjklsizxcvbnmo çq wertyuiopgu asdfghjklsizxcvbnmo çq wertyuiopgu asdfghjklsizxcvbnmo çq wertyuiopgu asdfghjklsizxcvbnmo çq wertyuiopgu asdfghjklsizxcvbnmo çq wertyuiopgu asdfghjklsizxcvbnmo çq wertyuiopgu asdfghjklsizxcvbnmo çq wertyuiopgu asdfghjklsizxcvbnmo çq wertyuiopgu asdfghjklsizxcvbnmo çq wertyuiopgu asdfghjklsizxcvbnmo çq wertyuiopgu asdfghjklsizxcvbnmo çq wertyuiopgu asdfghjklsizxcvbnmo çq wertyuiopgu asdfghjklsizxcvbnmo çq wertyuiopgu asdfghjklsizxcvbnmo çq wertyuiopgu asdfghjklsizxcvbnmo çq wertyuiopgu asdfghjklsizxcvbnmo çq wertyuiopgu asdfghjklsizxcvbnmo çq ORHUN ABİ& DELERİ& MUHAMMET DEMİR 180207122 3 ORHUN ABİDELERİ: KÜLTİGİN YAZITI: Kültigin'in ağabeyi Bilge Kaan tarafından diktirilen bu yazıtta II. Köktürk Kağanlığı'nı kuran Kağanların ve oğullarının hayatı, ülkelerini korumak için verdikleri mücadeler dile getirilmektedir ve o bölgede yaşayan Türklere çeşitli uyarılarda bulunulmaktadır. Türk kağanlarının birlik ve beraberlik içinde yaşamaları gerektiği de vurgulanmaktadır. Bu yazıt ilk olarak granit kaya üzerine yazılarak bir kaplumbağ kaide üzerine oturtulmuş fakat kaideninin yıllar içinde eskimesi ve yıpranması dolaysıyla 1911 yılında sunak taşından kesilen bir kaide üzerine oturtulmuştur. Taşın boyutları 2,27 m boyunda yazıtlarla kaplıdır ve yüksekliği 3,75 metredir. Dört cepheden oluşup; Doğu ve Batı cephelerinin genişliği aşağıda 132 ,yukarıda 122 santimdir. Biz burada yazıtın yukarıya doğru biraz daraldığını anlamaktayız.Güney ve Kuzey cepheleri ise aşağıda 46, yukarıda 44 santimdir. Batı cephesinde büyük bir Çince kitabe, Doğu cephesinin üstünde ise kağanın işareti vardır. Doğu cephesinde 40, Güney ve Kuzey cephelerinde 13'er satır yer almakta ve satırların uzunluğu yaklaşık 235 santimdir. Abidenin Çince kitabesinde Türk-Çin münasebetleri yer alır ve Kültiginden bahsedilir. Batı yüzünde ise T'ang kağanı Xuan-zong'un uzun Çince hitabesi bulunmaktadır. Yazıtın Doğu ve Batı yüzünün tepelik kısmında karşılıklı kurttan süt emen çocuk tasvirleri yer alırken Doğu cephesinin tepelik kısmında ise dişi dağ keçisi tasviri yer almaktadır. Yuyka erkliğ topulguluk uçuz, yinçge erkliğ üzgeli uçuz. ( yufka olanı delmek kolay, ince olanı kırmak kolay.) olsa gerek. BENZETMELER: Kangum kağan süsi böri teg ermiş, yağısı kony teg ermiş." (Babam hakanın askerleri kurt gibi, düşmanları da koyun gibiymiş.)
ARDAHAN DEĞERLEMELERİ -2- Değerler, Potansiyeller ve Yaklaşımlar, 2021
BELGÜ, 2019
Özet Toplumların kimliklerini belirleyen en güçlü öğe geçmişten geleceğe taşınan kültür birikimleridir. Kültür varlıkları her türlü yozlaşmaya ve asimilasyonlara karşı bir zırh gibi toplumların benliklerini koruyarak hayata tutunmalarını sağlar. Özellikle dil bu konuda en temel değerdir. Dil unsurlarının unutulması yeni nesillerin geçmişlerine yabancılaşarak kendilerinden olmayan gündemdeki popüler öğelere adapte olmalarının önünü açar. Bu sürecin bugün Ardahan’da da bariz bir şekilde yaşandığı gözlenmektedir. Özellikle tarım ve hayvancılık bir geçmişten gelen nüfusun bu alanla ilgili çok önemli birikimleri vardır. Son yıllarda bu birikimlerin çağın hızlı değişimleri karşısında önemini yitirmesi ve yıldan yıla unutulmaya terk edilmesi il nüfusunun bu alanda geçmişiyle bağlarının gittikçe azalmasına neden olmaktadır. Bu olumsuz gidişatı önlemenin en önemli yöntemlerinden biri de unutulmaya yüz tutmuş dil varlıklarını kayıt altına alıp onların çeşitli eserlerle ve araçlarla toplumun gündeminde kalmasını sağlamaktır. Makalede bu ihtiyacı karşılamak için “Ardahan’ın Tarım ve Hayvancılık Alanında Unutulma Sürecine Girmiş ve Kullanım Alanı Daralmış Söz Varlıkları”nın tespiti yapıldı. Bu sözcüklerin il genelinde taşıdıkları anlam özellikleri açıklandı. Ayrıca sözcüklerin etimolojik incelemeleri yapıldı, ağız bakımından telaffuz biçimleri ve il genelindeki kullanım yaygınlıkları belirtildi. Anahtar Sözcükler: Ardahan, hayvancılık, tarım, söz. Abstract The strongest element that determines the identity of the societies is cultural accumulation carried from the past to the future. Cultural properties enable societies to protect their identity and to hold on to life acting just like a shield against any kind of degeneration and assimilation. Language is particularly the most fundamental value in this respect. To forget linguistic components lead to the fact that new generations will become alien to their past and will adapt to popular elements which actually do not belong to them. It can be observed that this process is obviously taking place in Ardahan, as well. The population that has been dealing with agriculture and livestock for a long time has significant accumulation in that related area. The fact that this accumulation has lost its importance in the face of the rapid changes of the age and it has been left to be forgetten weakens the bonds of the province population with their past in that area. One of the most important ways to prevent such a process is to record the linguistic properties that are about to be forgetten and to make them remain in the society’s agenda through various works and tools. In order to meet that need in this article, “the lexical items that are about to be forgotten and that have constricted areas of usage in the area of agriculture and livestock in Ardahan” have been determined. Semantic properties of these lexical items in the province have been explained. In adition, these words have been examined etymologically, and the way they are pronounced and the prevalence of their usage have been determined. Key words: Ardahan, livestock, agriculture, vocabulary items.
MÜZİK KÜLTÜRÜNE DAİR ÇEŞİTLİ GÖRÜŞLER X, 2022
Adıyaman yöresindeki geleneksel müzikli toplantılara “Harfane” denilmektedir. Harfane ritüeli, Osmanlı dönemi Ahilik Teşkilatı üyelerince, esnafların kendi aralarında yapmış oldukları toplantılar halindeyken günümüze kadar farklılaşarak gelmiştir. Harfane toplantılarının bu isimle, ne zamandan beri anıldığı bilinmemektedir. Bunun sebeplerinden birinin yazılı kaynakların yetersiz olması olduğu düşünülmektedir. Bu toplantılar sadece erkekler arasında gerçekleşmektedir. Her toplumda yapılan kültürel etkinlikler, toplumun ruhunu kültürünü benliğini yansıtır. Harfane geceleri müzikli toplantı işlevine sahiptir. Adıyaman harfane gecelerinde de ağırlıklı olarak halk müziği ezgileri kendini göstermiştir. Bu toplantılar Adıyaman yöresinin kendine has özelliklerini barındırmaktadır
Özet Bir dilin daha önceki dönemlerinde yazıya geçirilmiş; fakat daha sonra kullanımdan düşerek belli bir dönem tespit edilemeyen; ancak daha sonraki dönemlerde dilin herhangi bir lehçe veya ağızında donmuş halde görülen sözcük/eke, arkaik sözcük/ek adı verilir. Eski Uygur lehçesinde "fare, sıçan; (12 hayvanlı takvim için) ilk yıl adı" anlamlarında kullanılan köskü sözcüğü, Eski Uygur lehçesinden itibaren tarihî lehçelerde görülmemektedir. Çağdaş lehçelerde ise sözcük, Hakas ve Tuva gibi arkaik sözcüklerin en fazla görüldüğü lehçelerde küske "fare"; Kaça,
Karadeniz Uluslararası Bilimsel Dergi, 2015
İnsan gücü yerine başka bir enerji gücü kullanmanın ilk örneklerinden biri olan değirmenler klasik dönemin (1300-1600) önemli sanayi tesislerindendir. Bu tesisler hakkında en detaylı bilgiler Osmanlı tahrir defterlerinde ve kanunnamelerde yer almaktadır. Çalışmamızdaki amaç XVI. yüzyıl Çıldır Eyaleti Büyük Ardahan Sancağı'ndaki değirmen ve bezirhanelerin durumlarını 1595 tarihli "Defter-i Mufassal Vilâyet-i Gürcistan" tahrir defteri ışığında incelemekten ibarettir. Tahrir defteri verilerine göre Büyük Ardahan Sancağı'nda toplam 224 su değirmeni ve sekiz bezirhane bulunmaktadır. Su değirmenleri tahrir defterleri ve kanunnamelerde "asiyâb" olarak tanımlanmaktadır.
Academia Mental Health and Well-Being, 2024
MANTVA 6, 2024
Historical Perspectives on China & Macau and Contacts with Europe during the Ming & Qing Dynasties , ed. Carmen Amado Mendes &Isabel Murta Pina, 2022
… radova, Elektrotehnički institut …
Gondwana Research, 2023
Материалы по археологии, истории и этнографии Таврии. Симферополь, 2023. Вып. XXVIII. С. 323-336 , 2023
The Defense Horizon Journal, 2024
Universidad Autónoma del Estado de Morelos eBooks, 2023
Journal of High Energy Physics, 1998
Associazione per l’Informatica Umanistica e la Cultura Digitale, 2021
International Journal of Mentoring and Coaching in Education, 2016
The American Journal of Medicine, 1978
arXiv (Cornell University), 2018
International Journal of Biological Macromolecules, 2013
NUSRA Jurnal Penelitian dan Ilmu Pendidikan, 2023
Indian Journal of Anaesthesia, 2020
Journal of Clinical Pathology, 1995
CMI Report, 2006
PROCEEDINGS OF HYDRAULIC ENGINEERING, 2001