Internaional Relations

The paper studies the active formation of transboundary regional linkages created by cross-border regions along the European-Russian border. International regionalism is a phenomenon that did not exist during the Soviet era, since “its foreign policy was limited to exclusive and elitist state diplomacy” (Libman and Obydenkova, 2017).  Cooperation in border regions has increased and strengthened over the years, thanks mainly to resourcing through Euroregions’ programmes that, even if relatively small scale, boasts a significant range of business, cultural and conservation interests (Antonenko & Pinnick, 2005). Today there are six Euroregions along external borders between EU and Russia and their development is still in the growth phase. The problem with them, however, is that several important factors could predetermine their short period of existence. The activities of Euroregions should be both promoted and it is necessary to introduce substantial changes in order to make them effectively working, since they represent the highest form of cross-border cooperation.

As states seek to strengthen their national security and exercise political influence, cyber capabilities are rapidly becoming an instrument of state power. States have started integrating computer network operations in their military forces to defend against cyber intrusions and to align with capabilities of major allies. The increase in cyber skirmishes is more pronounced in Asia, where the highest number of interstate cyber incidents has been observed in the past fifteen years. Despite this predicament, there have been very limited interstate military conflicts in the region, which suggests that the use of cyber capabilities encourages less violence. In this context, this paper aims to explore the prospect of cyber capabilities being a preferred foreign policy instrument by states in the region. It contends that the heightened geopolitical tension in Asia makes cyber capabilities more strategic for interstate security interactions for three reasons. First, cyber capabilities are not violent: computers cannot cause direct physical damage. Second, cyber capabilities are stealthy: complex cyber intrusions are difficult to detect. Third, cyber capabilities are convenient: computers can be utilised to enable or disable military operations.

Development Challenges, South-South Solutions is the monthly e-newsletter of the United Nations Office for South-South Cooperation in UNDP (www.southerninnovator.org). It has been published every month since 2006. Its sister publication, Southern Innovator magazine, has been published since 2011.

Contact the Office to receive a copy of the new global magazine Southern Innovator. Issues 1, 2, 3, 4 and 5 are out now and are about innovators in mobile phones and information technology, youth and entrepreneurship, agribusiness and food security, cities and urbanization and waste and recycling. Why not consider sponsoring or advertising in an issue of Southern Innovator? Or work with us on an insert or supplement of interest to our readers?

Follow @SouthSouth1.

Günümüzde devletler, kendi güvenlik altyapılarını, ekonomilerini ve diğer bütün varlıklarını savunmak amacıyla askeri ve siber alanda caydırıcılığı etkili bir araç olarak kullanmaktadırlar. Siber saldırılar, her ne kadar nükleer alanda oluşabilecek saldırılarla kıyaslanamasa da, uluslararası güvenlik için ciddi bir tehdit oluşturmaktadırlar. Yakın zamanda gerçekleşen siber saldırı örnekleri, gelecekte oluşabilecek uluslararası çatışmalarda siber saldırıların öncü rol oynayacağının sinyallerini vermiştir. Bu nedenle devletler, siber güvenliklerini sağlayabilmek adına siber caydırıcılık alanındaki faaliyetlere ağırlık vermeye bağlamıĢlardır. Bu çalışmada, siber caydırıcılığın uygulanması noktasında ortaya çıkan engeller mevcut örnekler üzerinden incelenerek devletlerin siber saldırıları minimize etmek için geliştirdikleri stratejiler ele alınacaktır.

Abstract

Today, states use military and cyber deterrence as an effective tool to defend their security infrastructure, their economy and all their other assets. Cyber attacks are a serious threat to international security, although they are incomparable to the attacks that may occur in the nuclear field. Recent examples of happening cyber attacks have signaled that cyber attacks will can play a leading role in future international conflicts. For this reason, the states have begun to focus on activities in the area of cyber deterrence in order to provide cyber security. In this study, the obstacles to the application of cyber deterrence will be examined through the existing examples and the strategies developed by the states to minimize the cyber attacks will be handled. GiriĢ Devletler ve devlet dıĢı aktörler tarafından gerçekleĢtirilen siber operasyonlar Ģiddetli bir Ģekilde artıĢ göstermektedir. Bu nedenle çoğu devlet, ağlarını ve altyapısını korumak için  Yüksek Lisans Öğrencisi, Selçuk Üniversitesi Uluslararası ĠliĢkiler Bölümü. [email protected] adresinden ulaĢılabilir.

ÖZ Orta gelir tuzağı en basit haliyle ülkelerin orta gelir seviyesine gelmeleri ile birlikte ekonomik büyüme eğilimlerinde yaşanan tıkanma durumudur. Ülkeler orta gelir düzeyinden yüksek gelir sınıfına geçebilmek için milli ekonomilerinde inovasyon ve teknoloji odaklı köklü bir yeniden yapılanma süreci başlatmalıdır. Bu bağlamda, belirtmekte fayda var ki, küresel ölçekte rekabet edebilecek kapasitede inovasyon ve teknoloji için belli büyüklükte araştırma ve geliştirme bütçesini ve araştırma olanaklarını tahsis ederek devler ligine katılabilecek çok az sayıda ülke çıkacaktır. Çünkü böylesine büyük rakamlarda araştırma ve geliştirme yapabilecek ve ölçek ekonomisinin şartlarını karşılayabilecek kapasitedeki ülke sayısı sınırlıdır. Bu zorlu rekabet ortamında başarılı olmanın kritik ön koşullarından biri de yükseköğretim hizmetleri ve teknoloji üretiminde milli kaynakların ve özellikle de beşeri sermayenin en verimli şekilde kullanılmasıdır. Bu çalışma ekonomi disiplinindeki kalkınma ve orta gelir tuzağı kavramlarını uluslararası ilişkiler disiplini ile birleştirerek disiplinlerarası bir yaklaşımla inovasyon ve teknoloji üretiminde yükseköğretim sisteminin rolüne odaklanmaktadır. Uluslararası ilişkiler disiplininde kullanılan en önemli varsayımlardan biri merkezi bir dünya devleti olmadığı için anarşik olarak tanımlanan rekabetçilik esaslı küresel sistemde devletlerin kendi güvenliklerini ve çıkarlarını korumak adına her türlü tedbiri alma gayretinde oluşlarıdır. Bu noktadan hareketle, araştırmanın merkezinde küresel rekabet ortamında Türkiye gibi yüksek gelir grubuna geçmeyi hedefleyen ülkelerin teknoloji ve beşeri sermaye üretiminde ve ayrıca ulusal inovasyon stratejilerinde yükseköğrenim sistemlerinin konumu bulunmaktadır. Bu çerçeveden bakılarak yüksek gelir ve sosyal refah düzeyine ulaşabilmek gayesini taşıyan Türkiye'nin, yükseköğretim sistemi ve ulusal inovasyon stratejisinde en önemli unsur olan beşeri sermaye kalitesinin geliştirilmesi bağlamında sistemsel bir analiz yapılmakta ve girdiler, çıktılar ve süreç kontrolleri ele alınmaktadır. Çalışmada cevap aranan sorular şunlardır: Küresel politik ekonomiye bilgi ekonomisi ve devletlerarası rekabet bağlamında bütüncül bir bakışla bakıldığında, Türkiye'nin konumu nerededir ve bu konumu daha iyi bir seviyeye taşımak için neler yapılabilir? Orta gelir tuzağını aşmayı başaran az sayıda ülkede yükseköğrenim sistemi ve ulusal inovasyon politikalarında hangi reformlar öncelikli ve başarılı şekilde tamamlanmıştır? Türkiye'nin yüksek beşeri kalkınmışlık ve ileri gelir seviyelerine ulaşması için neler yapması gereklidir? ABSTRACT Middle-income trap is a status of stagnation in economic growth when countries reach middle-income levels in the simplest terms. The country has to enter into a process of fundamental restructuring in its economy in order to reach high-income from the middle-income levels. This restructuring process should be technology and innovation centered. On this regard, it is important to note that it would be the privilege of only a handful of countries which can afford to invest large enough research and development funds and facilities in the world

The 1923 Draft Rules on Aerial Warfare proposed regulations on aerial bombing. These Rules were also the first text intended to become an international treaty that mentioned civilians as a specific category of non-combatants. The civilian emerges in international law at the precise moment when they are about to be bombed.
The article analyzes the relationship between technologies, legal techniques, and the articulation of the civilian status in the 1920s. It shows that civilian status was racially and spatially circumscribed and that civilians were conscripted into aiding the targeting process by making themselves "sufficiently visible" to the eyes in the sky.

Falhas de mercado: a cooperação sul-sul entre Brasil e Moçambique Market failures: the South-South cooperation between Brazil and Mozambique Resumo O presente artigo tem por objetivo, primeiramen-te, fazer uma apresentação teórica dos três tipos de falhas de mercado, as informações assimétri-cas, as externalidades positivas e negativas e os bens públicos para então a posteriori fazer uma análise da Cooperação Sul-Sul entre o Brasil e Mo-çambique. A metodologia compreende a utiliza-ção de textos teóricos sobre as falhas de mercado e textos diversos sobre a cooperação entre o Brasil e o Moçambique, sendo majoritária a utilização de fontes da Associação Brasileira de Cooperação (ABC). Dentre as considerações finais percebeu-se grande possibilidade de Moçambique e do Brasil de se beneficiarem com a Cooperação mesmo ha-vendo as falhas de mercado.
Palavras Chaves: Falhas de Mercado; Coopera-ção Sul-Sul; Brasil; Moçambique.
Abstract: The present article has as objective, first of all, to do a theoretical presentation of the three types of market failures, the asymmetric informations, positive and negatives externalities and public goods for so,a posteriori, do an analyses of the South-South Cooperation between Brazil and Mozambique. The methodology comprehends the utilization of theoretical texts about the market failures and several texts about the cooperation between Brazil and Mozambique, being the majority the utilization of sources from the Brazilian Cooperation Agency (ABC). Among the final considerations was realized a big possibility of Mozambique and Brazil to benefit themselves with the cooperation even with the market failures.

States attempt to achieve their national interests in peaceful manner through the diplomatic negotiation. Diplomatic negotiation is a process which was based on domestic and global politics. Effectiveness of the diplomatic negotiation process depended on two elements, namely:

This report argues that the UK should urge Turkey to ensure that its state of emergency declared under Article 15 of the European Convention on Human Rights (ECHR; the Convention) remains temporary; that the emergency measures taken by Turkey following this declaration remain proportionate to the exigencies of the situation; and that none of the non-derogable rights of the Convention, including the prohibition of the death penalty should be infringed upon.  As the European Court of Human Rights (ECtHR; the Court) has been extremely deferential to Contracting Parties as to the existence of a state of emergency within its jurisdiction, it is incumbent upon the other Contracting Parties to the Convention to use political and diplomatic ties to ensure its temporariness.

Secondly, this report argues that the legitimacy of the ECtHR and its judgments have been undermined through the lack of implementation of the UK’s and other Contracting Parties’ Convention obligations and through political rhetoric attacking the ECtHR. There is evidence that this defiance of Court judgments is encouraging other Contracting Parties to do likewise. This trend is particularly worrying in light of Turkey’s declaration of a state of emergency and suggestions that it could reintroduce the death penalty in clear violation of Protocol 13 of the ECHR.  This report therefore urges the UK to take positive steps in vindicating its international human rights obligations under the ECHR and avoid political rhetoric that may damage the legitimacy of the ECtHR.

'Presidential power' is a controversial concept of American politics. It has been evident how over time, presidents have obtained different amounts of power. This review will assess exactly how much power a president has in office and the tools he obtains to exert control. We will discuss the impact of presidential appointees, the role of Congress and the functions of multiple independent agencies. We will evaluate with empirical testing on the power of the president over independent agencies and assess the works of Morris (2010) and other leading theorists in this area of American presidency.

Terörist ve terör örgütü olarak bilinen kişi ve gruplar son yıllarda kahraman gibi gösterilmeye ve bu yönde haberler, çağrılar ve anmalar yapılmaya başlanmıştır. Uluslararası akademik camiada ün sahibi üniversiteler, dergiler, haber kaynakları terörizmi öven makaleler ve haberler yayınlamaktadırlar. Teröristlerin kahramanlaştırılması durumuna son örnek Andranik Ozanyan'ı anma törenleridir.