Yüzyıllar öncesinden bu yana çeşitli uygarlıklara ev sahipliği yapmış olan Anadolu toprakları, pek çok kültürel ve tarihi mirasa sahip olmasına rağmen bu mirasın değeri son yıllarda anlaşılmaya başlanır. Üç tarafı denizlerle çevrili olan...
moreYüzyıllar öncesinden bu yana çeşitli uygarlıklara ev sahipliği yapmış olan Anadolu toprakları, pek çok kültürel ve tarihi mirasa sahip olmasına rağmen bu mirasın değeri son yıllarda anlaşılmaya başlanır. Üç tarafı denizlerle çevrili olan bu topraklar, stratejik konumu bakımından her dönemin en fazla tercih edilen yerleşim merkezi olur. Anadolu'da medeniyetler kurulur, medeniyetler yıkılır. Verimli toprakları ve doğal güzellikleri, her zaman bu toprakları yaşanabilir kılar. Özellikle Ege ve Akdeniz kıyıları, doğal güzelliklerinin yanında tarihi mirası ile göz doldurur. Bugün ticari teknelerle yapılan mavi yolculuğun başlangıçtaki amacı, bu kıyılardaki güzellikleri, kültürel ve tarihi değerleri, antik kentleri dolaşarak gelecek nesillere sanat yoluyla aktarmaya çalışmaktı aslında. Bu anlamda Halikarnas Balıkçısı olarak bilinen Cevat Şakir Kabaağaçlı, 1944 yılında aldığı "Yatağan" adlı teknesiyle Bodrumlu ahtapot avcısı Paluko'yu da yanına alarak Bodrum ve Gökova kıyılarını dolaşır ve bu kıyıların güzelliğini keşfeder. Bu gezi, aslında bundan sonra yapılacak olan mavi yolculuğa bir zemin hazırlar ve 1946 yılında, yanına yedi aydın arkadaşını ve Paluko'yu da alarak ilk mavi yolculuğa çıkar. İkinci Dünya Savaşı'ndan yeni çıkmış ve gelişmeye çalışan ülkede koşullar zor olduğu için 1957'ye kadar tekrar mavi yolculuğa çıkılamaz, bir süre ara verilir. "Macera" adlı tekne ile çıkılan ilk yolculukta Halikarnas Balıkçısı, yanındakilere Kuşadası'ndan başlayarak Bodrum'a kadar olan kıyılarda yer alan antik kentleri, mitolojik hikayeleri ile anlatır. Halikarnas Balıkçısı Türkiye'de rehberlerin öncüsü olarak bilinir ve bundan dolayı yanındaki kişilere oradaki tarihi öyle güzel anlatır ki bu yolculuklar devamlı hale gelir. İlk kez Sabahattin Eyüboğlu'nun kullandığı tabirle mavi yolculuk; şiir olur, resim olur, roman olur, yazı olur. Böylece oraları hiç görmeyen kişilere bile aktarılır. Bu çalışma; mavi yolculuk hakkında bugüne kadar yazılmış olan ve mavi yolculuğu çeşitli biçimlerde ele alan diğer eserlerden farklıdır. Bu yazıda, Mavi Anadoluculuk (Mavi Hümanizma şeklinde de kullanılır) düşünce akımından yola çıkarak başlayan ilk mavi
yolculuk ele alınmış, bu konuda yazılmış çeşitli kaynaklara ulaşılmış, ayrıca sözlü tarih görüşme yöntemi kullanılmıştır. Bu kapsamda Şadan Gökovalı, Mehmet Yaldız, Fatma Çimen ve Tuncer Ergünsü ile 2012-2014 yılları arasında görüşme yapılmıştır. Ali Şengün ise Bodrum'daki eski fotoğraf arşivlerine ulaşmada ve izin almada yardımcı olmuştur. Bu yazının yazılmasındaki amaç; kültürel değerlerin tanıtılması, bunun diğer kuşaklara aktarılması amacıyla Halikarnas Balıkçısı'nın birkaç aydınla düzenlediği mavi yolculuğun başlangıcından, ticarileşmeye başladığı 1980'lere kadar olan dönem arasındaki durumun ortaya konulması, bu anlamda Türkiye turizm tarihine katkı sağlanmasıdır. Elde edilen bulgular mavi yolculuğun aslında bir bilgi ve kültür birikimi
gerektirdiğini ve kültür turizmi bağlamında değerlendirilebileceğini gösterir. Bu çalışma, Anadolu Üniversitesi tarafından yürütülen Türkiye Turizmi Sözlü Tarihi Projesi kapsamında hazırlanmıştır.