OSMANLI DÖNEMİ
.ÇORUM
. SEMPOZYUMU
(TEBLİÖR-
MÜZAKERELER)
ÇORUM 01-03 EKİM
Çorum,2006
2004
AHMET FEYZİ
ÇORÜMİ'N
"FEYZ-i RABBANt Fİ
HAYATI, ESRL
Rİ VE
REDD-i BATIL-I İRAN'
ADLI ESERi
Doç. Dr. Sayın
DALKIRAN*
Biz bu tebliğmzd
öncelikle Ahmed Feyzi ÇorGıl
hakınd
kısa
bilgi sunaonun önemli eserlerinden bir kısmrun
adirım
vercğiz.
Son
olarak da onun önemli bir eseri olan "Feyz-i Rabbanf fi Redd-i Batıl!ran?' adlı
eserini tarucğız.
Son dönem Osmanlı
din bilginlerinden ve yazrlınd
biri olan Aluned
Feyzi Çoruıl,
Çorum Azap Ahmed Mahallesi'nde, 1255/1839 yılnda
dünyaya
gelmiştr.
Onun tam adı,
Ahmed feyzi b. Ali Arif b. Osman b. Mustafa el-ÇorGı
1
el Hanefi el-Halidl er-Rı1m
Leblebici-zade' dir.
ÇorGıl,
ilmiyeye mensup bir aileden olup, bası
Ali Arif Efendi ve dedesi
Osman Raif Efendi müftülük görevlerinde bulnmşardı?.
Derlesinin bası
Mustafa Efendi'dir. Ahmed Feyzi Efendi, Çorum Elvan Çelebi köyünde medfun, ilk
Osmanlı
Tarihçilerinden Tilrf/ıAl-i Osman isimli eserin sahibi Aşık
P aş-zde
soyundan gelmektedir. Çorum e ş rafınd
Leblicoğuarınd
. Feyzi Efendi,
eğitmn
Çorum'da başlmı,
farklı
hocalardan ders almış
ve eğitmn
İstanburd
tamrnluşı".
H ocalrı
arsınd
İskilp
Arap-zade Mehmed Emin Efendi
Arapzade'den icazetli olan ÇorGıl,
Nakşibendy
(1306/1888) de bulnmaktdır.
tarikıun
Halidiyye koluna mensuptur.
Zamnıd
Çorum' da "Deli Müftü" lakbıy
da bilinmekte idi. Bu lakap kenbir lakptır.
Bu kelime, Türkçernizde yiğt
anlmı
disine mecazi anlamda verilmş
da gelmektedir. Bu lakap kendisine, "çok eser yazan" (velı1d)
bir zat olmasınd
dolayı
da verilmş
olabilir. Kamil Şahin
tarfınd
Çeşitl
kütüphanelerde yapıln
arştımd,
bizzat yazdığ
ve kopya etiğ
eserlerinin sayı
270'i bulmaktdır.
Çorum Kurt-zade ve Alaybeoğu
medreselerinde müderrislik görevinde bulunan Ahmed Feyzi, Çorum' da arlık
müftülük görevini de yürtmş.
Aynı
yerde Şeriy
mahkemesinde başktip
l ik
ve kadıl
görevlerinde de bulnmştr.
Müd<;İrislğ
esnaıd
pek çok talebeye icazet veren ÇorGıl,
kendi memleketi
4
vefat etmişr
•
Çorum' da 1327/1909 yılnda
cağız.
Sonrasıd
•
1
3
4
Atatürk Üniversitesi İJahiyt
İ s mail
Paş
el-Bağd
Fakültesi, İ s lam
Mezhepleri Tarihi Ana Bilim Dalı
, Hediyyetü'l-Arifin Esmaü
' l-Müeifın
ve Asfu
' l - Mu
Başknı.
s anifı,
istanbul
1951, L 195.
Ömer Rıza
KehhaJe, Mu 'cemii'l-Miiellifin Tertk imii Musanniji'l-Kiitübi'l-Arabiyye, Mektebetü' lArabiyye, Dımeşk
1376/1957, ll, 47.
KehhaJe, Mu'cemii'l-Miiellifin, ll, 47.
!smail Paş,
Hediyyetii'l-Arifin, I, 195; Kamil Şahin,
"Ahmed Feyı.i",
DİA
, İstanbul
1989, n, 6768; Mehmed Tahir, Osmanli Miieflijleri, İstanbul,
Matbaa-i Amire, I, 250 (sad. A. Fıkri
Yavuz,
İstanbul
I972, I, 251 ).
558
Dedesinden ve basınd
kalan kitaplada kendi kitaplanrn birleştk
13 I 5/ 1897 yılnda
6112 ciltlik kitap kolleksiyonu ile Çorum'un ilk müstakil kütüphanesini kurmşt.
Bu kütüphane Cumhuriyet döneminde kurulan Çorum İl
5
Halk Kütüphanesinin nüvesini teşkil
etmişr
•
Eserleri
Çon1ml'nin en önemli eseri, "Feyz-i Rabbô.nffi Redd-i Batıl!ranf'"dii. Bunun dışna,
pek çok eseri daha vardı.
Eserlerinden bir kısm,
Çorum İl Halk Kütüphanesi Hasan Paş
Bölümü'nde bulnmaktdır.
Bunlardan bir kısm
kayıt
nu"
maralanyla birlikte şunlardı:
Risaletii'l-Kavaidj'l-Muamma (2166/3); Risaletü'l-Muammii (216611);
'A.dabul-Bıs
(2293/3); Beyan-ı
Esile (1084/3); el-Fevaidü'l-Feyziyye fi Alıvai'z
Zevcati 'n-Nebeviyye (3747/2); el-Fevaidü 'l-Feyziyye Şerlı
Risaleti 'l-Enıfiye
(438/3); el-Mcmıatu'ünhb
min Kütübi'l-Muhtelife ,(3176); el-Mesaliku'lEnvar Risalesinin Zeyli (778/2); Evradu'l-Behaiyye (538/4);" Feyzu'l-Mevlafi Devri'l-A 'la (562/1 ); Feyzü'n-Nebevf Şeriz
Hizbi'l-Habfb Küliyatuıdn
Müntelıab
Risale (625/2); Fezailu Beyti'l-Mukaddes (146411); Haşiyetü'l-Dbc
(2424/2);
Haşiyet
' l-İmi'Adab
(2274); Hediyyetii's-Süliik (1484); Kaslde (1056/2);
Makmiıtu's-SC.fye
Haklanda Feyziyyet Risalesi (871/5); Manzumetu Miftahi'lKenz (2041/3); Manzumet'-Tvlıfd
(2041/4); Menasik-i Hac (1464/2); Mesailü'dDfniyye (1497/4); Mesaliku'-Htı
(236511); Ristıleü
Feyzi Vahib fi Necati Ebı'i.
Talib (3253/1); Risaletü Tertfbi'l-AyasSvı
(437711); Ristıleü
Beyani'l-Keyfiyeti'l-Üstad (1011/2); Risaletü fi Mesail'
- Mulıteif
(854/8);
Ristıle
Havsı
Mesail'-uıtf
(854/5); Risaletii İsni.
Aşeriy
(993/3);
Risaletii Muharrerat ve İşart
ve Miifre,dat (854/6); Risiiletii Rü 'yeti'n-Nebf
(1 056/3); Risaletii Tehzfbi'l-Ejkar (2312/3); Risaletü'l-Beyani'l-Mukadderat
(97176); Risaletü'-FırknNcy
(1056/4); Risaletü'-İnıô.b
ile't-Turuk
(854/2); Risaletü 'l-Manzume (1759/5); Risaletü 'l-Münteıab
(2087/2); Risaletü 'rRüşdiye
fi's-Saı
(287111); Risaletü't-Tarfka (99312); Risaletiin fi (Teklifi)
Malayutak (971/5); Risaletüıf
İlmiah
(971/2); Sefinetii'l-Fetava (1637); Şerlıu
Mesaili'l-Halas (236512); Şerhu'l-Adab
(229311); Şerlıu'-Hüsyni
(2308/3);
Tabir-i Rü'ya (1497/3); Talıkfit
(1094/2); Tahkfkat ala Mukadinıet'
- Telvfı
(1587); Taluir min Mantık
(2557/5); Terceme-i Htıl
ve Eş'ar
ve Evrattcm
Müntelıab
Ristıle
(631110); Tuhfetu Hussam (1759/4); Tulıfet
Rüşdiye
ji Lu'bi
Satranç (3177); Uslü'-Hkinı
(2213111); Vasfu.'d-Deva fi Keşfi
Afati'l-Veba
kitabınd
Müntelıab
Risale (228/6).
T ebliğm
bam fi Redd-i Batıl5
6
Aluned Feyzi Efendi'nin üzerinde çalışm
İraıl"'
eserini tanırk
sürdecğim.
Şahin,
"Ahm~
Feyzi", ll, 68.
bilgi için bkz. Dalkırn,
Bu eserle ilgili enişg
Jşığmda
Osmanlı
Devletinde Elı-i
Simıet'n
Şi/
Alımed
2000.
559
olduğm
"Feyz-i Rab-
Feyzi Çoriiml'nin el-Feyzii'r-Rabbiinlsi
Akldesine Tenkit/eri, OSAV Yayınl,
İstanbul
- İ RABRANI Ff RE D-İ
BATIL-I !RA.Nf
- ı lraru adım
taşıyn
bu eserin el yazmsı
şek
Feyz-i Rabbam fi Redd:-i Batıl
linde üç ayn nüshaı
vardı.
İki
nüshaı
Çorum İl Halk Kütüphanesi, Hasan Paş
bölümünde ikşer
cilt halinde bulnmaktdır.
Bunlardan birinci nüsha, 936 ve 397 numaralarda kayıtldr.
Bu nüsharun birinci cildi 375 ve ikinci cildi ise 442 varak olup, toplam 817 varktı.
25x15,5 ebadına
olan bu nüshaı
bir sayfınd
ortalama 30 satır
yazı
yer almktdır
. Sırt
deri, ebru kağıt
kaplı
ve çevresi deri kuşalıdr.
Aharlnmış
olan sarı
kağıt
üzerine
metin siyah; Hüsniye'den yapıln
iktihaslar ise kırmz
mürekkeple yazılmştr.
Çorum İl Halk Kütüphanesi'nde bulunan ikinci nüsha ise, 3931 ve 3932 nubulnmaktdır.
Birinci cilt 415 varak, ikinci cilt ise 449 varak
maralarda kayıtl
olup, toplam 864 vara1..1Jr. 25x 1'5,5 ebadın
olan bu nüshada, ortalama 32 satır
yazı
bulnmaktdır.
Bu da diğer
nüsha gibi sırt
deri, ebru kağıt
kaplı
ve çevresi
deri kuşalıdr
. Aharlnış
olan sarı
kağıt
üzerine metin si),ah; Hüsniye'den yapı
lan iktihaslar ise kırmz
mürekkeple yazılmştr.
Üçüncü nüsha ise, Ankara' da Şahin
Ki tabevi salıib
Karnil Şahin'
de bulunmaktdır.
Bu nüsha telhıs
nitelğ
arz etmekte olup, tek cilt halindedir. Dolayıs
bu eseri diğer
nüshalardan tamamen ayn değrlnimk
daha isabetli olacktır.
Zira ikşer
ciltlik olan diğer
nüshalarla konu birlğ
bulunmakla beraber, pek çok
ve bir kısm
iktihaslar ise alınmştr.
Bu nüsha, dıştan
dışa
mesele özetlnıiş
21x26, içten içe 6,5x13, şerhli
ile birlikte ise 20x25,5 ebadın
bulnmaktdır.
Eserin son varak numarsı
bakıldğn,
471 numarsı
kayıtl
olduğ
görülmektedir. Ancak, eser inceldğ
230. varaktan, 301. varaka geçiş
yapılmş
tır.
Diğer
nüshalarla karşıltdğmz,
eserde herhangi bir konu bölünmesi . ve
adnmsı
rastlmdığzn,
numarldı
yanlış
yapıld~ğ
kanaatine
sahip olduk. Bu nüsha da ise, her bir sayfada ortalama 27 satır
bulnmaktdır.
Eser,
sırt
meŞin
ve karton kaplıdr.
. Her üç nüshada da tezhip bulnmayıp,
sayfa kenarlı
haşiyeldr.
Aynca, bütarzda rik'a
. yazı
hatı
-ile kaleme alınmştr.
tünü de aynı
~'Feyz-i
Rabbiinf fi Redd-i Batılfranf'' adlı
eserin yazılş
hikayesini eserin
elinde bulunduran Kanıil
Şahin
şöyle
anltmkdır:
tek cilt halindeki nüshaıru
"Çorum'da Matylı
Müftü diye meşhur
Çorum Müftüsü Tevfik Efendi, Çolakbıy
bilinen ve Çorum'da Cumhuriyet sonraı
ilk Kur'an
rum'da Kemal Hafız
Kemal Erdin Hocama anltmış,
o da 27.07.1988 ve
Kursunu açan Hafız
03.06.1989 tarihinde Çorum Üçdutlar mahallesindeki evinde bana anltı.
Ahmed
medresesinde okumş
ve yetişnır.
Çorum'da ünü yaıln
Feyzi Efendi, İstanbul
ca, içlerinde Hacı
Zihni Efendi'nin de bulndğ
İstanbul
Meşihat
makrınd
bir
Şfa'run
"Hüsniye" isimli batıl
kitabın
bir reddiye yazılms
isteheyet tarfınd,
bilinen Çorum
nir. Kim yazabilir diye sorulunca: Çorum'da Deli Müftü lakbıy
Müftüsü Ahmed Feyzi Efendi yazabilir, diyorlar. Ahmed Feyzi Efendi'yi bu seçağınyorl.
Hoca Efendi gelince, kendisine "Hüsniye" isimli esebeple İstanbul'
FEYZ
.,,
560
re bir reddiye yazabilir misin? Diye soruyorlar. O da, eğr
bana "Savruku'IMuhıika"
isimli kitapla, şu eserleri temin ederseniz, ben yazabiiirim diyor. Ona
söylediğ
eserleri temin ediyorlar ve Ahmed Feyzi Efendi de "Redd-i Batılİrani"
isimli eserini yazıor."
Ahmet Feyzi Çorı1nl'i
"Feyz-i Rabhani fi Redd-i Batı
l -ı İrani"
adlı
eserini
değrlnik,
şüphesiz
onun yaşdığ
devir ve ortam çok önemlidir. Onun yaşadığ
ı 839-1909 yılar
· arsınd,
Osmanlı
tahın
sırayl
Sultan Abdulmecid
(1839-6ı),
Sultan Abdulaziz (1861-1876), Sultan V... Murad (1876-1876) ve
Sultan n. Abdulhamid (1876-1909) oturmşladı.
Her ne kadar eser ı 297 /1880
7
yılnda
yazılnuş
ise de, bu eseri tam tahlil edebilmek için Osmanlı
Devletinin yapıs
ile Osmanlı-İr
münasebetlerinin iyi bilinmesi gerekir. Eserin yazılmsnd
n.
Abdulhaıni'
takip etiğ,
İslam
birlğ
İstikamernd
siyasetinin önemli rol
oynadığ
kanaatindeyiz8.
1
Osmanlı
devletinin dini noktadan, İslaın
bir kimlğe
sahip olduğ
görülür.
Osmanlı
kanunnamelerinde kulanı
deyimler devletin dini kimlğn
göstermektedir. Osmanlı
topraklı
için "Memalik-i İslam",
hükümdan için "İslam
Padişhı",
ordulaı
için "Asa"kfr-i İslam",
dini liderleri için ise "Şeyhülisam
tabirleri kullanılruşt.
Türkler İslfuniyet'
girdikten sonra Osmanlı
Devleti'ne kadar kurdlaı
devletler sırayl
Karhnlı/
(840-1202), Gavıelir
(969-1187) ve Selçuklu
Devleti (1038-ı
157)'dir. Bu Türk Devletlerinde olduğ
gibi, Osmanlı
Devleti de
10
Sürınl-isam
inacı
benirısmşt
•
Türklerin Müslüman olduktan sonra devlet kurarak hakim olduklan coğrafy
. üzerinde şüphesiz
pek çok düşnce
akımlr
da varlığn
sürdmşt.
Her ne kadar
Sürınl
düşnce
hakimiyetini her zaman devam etirmş
olsa da muhalif görüşle
var
olmaya devam etmiş.
Zaman zaman bu görüşle
sadece düşnce
platformunda
kalmış,
devletin devam ve bekasın
sarsacak ihtilal hareketlerine de zemin bazır
laruştı.
Başlngıçt
Sünrıl
inanca sahip bulunan ancak daha sonra Şi ileşn
ve İslam
dünyası
siyasi bir güç olarak ortaya çıkan
Erdebil tekkesi bunlardan biri idi.
Safevi Devleti'nin kurucusu Şah
İsmail'n
Anadolu'da pek çok gönüllü propagandacıs
da bulnmaktydı.
Şi
görüşle
sahip olan tarflın
kendilerine insanüstü vasıflr
yükleyen aşın
görüşlei
de vardı.
Onları
şeyhlri
ve şahln
iie ilgili
7
tarihinden bahsedilmiyor ise de, bir konunun tahlili esnaıd
"hala tarih-i
Eserin sonunda yazılş
hicret-i nebeviye bin ikiyüz doksan yediye baiğ
ve raside olduğ
halde..." (Ahmed Feyzi Çorum,
Redd-i Bôttl, Kamil Şahin
Nüslıa,
459 b.) ifadesinden, eserin telif yıln
1297 1 1880 olduğ
an-
8
Konuyla ilgili geniş
bilgi için bkz. Sayın
Dalkırn,
Ahmed Feyzi Çoıim'n
el-Feyzü'rOsmanlı
Devletinde Ehl-i Sünnet'in Şi Alddesine Tenkitleri, OSAV Yayın
Rabbaru'si ~ığnda
Jan, istanbul 2000,7-18.
Bemard Lewis, Modem Türkiye'nin Doğuş
, çev. Metin Kıratl,
TIX. Yay., Ankara 1.991, ss. 12-
9
111
laşımkdr.
13.
Bkz. Mecelle (Mecelle-i Alıkam
İstanbul
1978, s. 10-13.
- ı Adliyye), metni ve açıklmn
561
konırl
eden Ali Himmet Berki,
bu
yapamayacaklan fedakrlı
yok gibi idi. Müôdarun, yaptıklan
sürekli ve etldli propagandalar neticesinde, Anadolu'daki tarikat mensuplan
çoğalruş
ve qunlar nezir ve hediyelerle Erdebil'deki şeyhlrin
ziyarete başlru
lardı.
Onlann Sünni olan komşulan
"Bu kadar zahmet çekip, Erdebil'e gidecekleri
yerde, Medine'ye gidip, Hz. Peygamber'in türbesini ziyaret etmelerini" tavsiye
ettiklerinde onlar: "Biz ölüye değil,
diriye gideriz" cevabı
m verirlerdi 11 •
anlyışd
dolayı
Osmanlı
ülkesinde bulunan bu zümrenin halifeleri, Safeviler dönentinde, doğ
rudan doğruya
İraı1'dn
gönderilmekteydi 12 • Bunlann, İran'
sık
sıkya
bağlı
ol13
duklanna dair Devlet Arşivnde
birçok kayıtlr
vardı
• Safevilere karşı
gösterilen
bu yakın
alaka, Osmanlı
yönetiminin dikkatini çeknlş
ve zaman zaman sert tedbirlere başvurmt.
Özellikle İran'd
gelen halifeler ile, bunlara yardım
eden ve
14
mail destekte bulunan halk sık
t.akibata tabi tulmş
•
mezhebini iktidara taşıyn
Safaviyye, Osmanlı
Devleti için asırlc
ciddi
bir sorun olmuşt.
Daha önce İran'd
iktidar yüzü göremeyen ve bunun özlemi
içinde yanan Şia,
bu hayruini Şah
İsmail'n
baş
geçiş
ile (907-93111501-1524)
15
gerçklştim
. Bu dönemden sonra Osmanlı-İr
münasebetleri genellikle
gergin bir şekild
sürmşt.
Ayru durum Ahmet Feyzi Çarilmi'nin yaşdığ
dönemde de devam etmişr.
Özellikle Şi propagandistlerce halk hedef olarak görülmüş
ve onlara yönelik ve propaganda amçlı,
bir takım
kitaplar yazılrk
dağıtl
ruştı.
Bu kitaplardan biri de Hüsniye'dir16 • Bu hususu Ahmed Feyzi Efendi şu
ifadeleri ile dile getirir:
"Me'liesef (maalesef) iştma
üzere şu yakınlrd
Hüsniye narrunda bir ri silleibtida-i Rafaza'dan saha-i nüma-yı
zuhôr olarak işa
ve intşar
i kabilla dahi erba-ı
ile usı1rab-ı
İslam'ı
kadh ve takblh ve levm ü zemme ve tevbiha ictisar olurunasıyla
bunun redd ve cerhine teveccüh ve azimet dahl yine erba-ı
hill ü akde
ve dirayetten bir hayli zamandan beri üntid ve intizar olunreviyyet ve ehl-i daniş
muş
ise de; her ne hal ise şimdye
kadar bu babda bir güna asr-ı
teşbüs
ve gayret
zuhı1r
etmdiğ
çeşm-i
teessüfle görülmş.
Ve bausı1
ol risrue-i muzıran
aleyhinde bir gı1na
cevab-ı
savab i'tasın
ibraz-ı
harniyyet ve gayret olunmayarak, bir
müddet mütareke halinde ihrnai olunursa ezhan-ı
daife-i avam dOçar-ı
vehn-ü evhfu}i veri b, ilel-i evram olması
mucib ve hüsn ü ku bu h meşru
ı gayr-ı
arif ve camllerin tağfır-i
akldelerinin hiras ve havfıru
müstevcib olduğna
<1 b> gerçi bu
abd-i aciz-i bivaye bu hizmetin lfasın
nakabil ve blliyaka idğn
ntikdar-ı
tenşi-ı
Şia
11
12
13
1
~
lj
16
Faruk Sümer, Safevi Devletinin Kımtluş
ve Gelişmsnd
Anadolu Türklerinin Ro/ii, Ankara
ı 992, s. 5-8.
Abdülbaki Gölpınarl,
"Kızlbaş
Md., İA, VI, 792.
Ahmed Refik, XVI. Astrda Rajizilik ve Bektô.şil,
İstanbul
1932, s. 5-13, 20 vd, 26, 30-32 .vd, 34
vd, 37, 39 vd.
Gölpınar,
a.g.m., s. 790.
Ethem Ruhi Fığla,
Çağtml'zd
irikadi isllim Mezhep/eri, Ankara 1996, s. 125.
Hüsniye ile ilgili geniş
bilgi için bkz. ilyas ÜZÜm, "Hüsniyye", DlA, XIX, 34 vd..
562
zaman ile ma'lum ve meczilm ise de, "ma la yüdrakü küllehu la yütrakü küllehU 17"
hadis-i şenfi
mazun-ı
münifi mu'cebince bu babda elden ve dilden gelen sa'y ve
gayreti fanza-i dlrüyeyi !fa ve icra addederek e r ba-ı
havınş
ve talabete ve aslıbrağbet
ve millete vukU-ı
hilli bildirmek ve Deylerni Hazretleri'nin Kitab-ı
Müsteabınd
Cenab-ı
Enes Hazretleri'nden rivayet ey l ediğ
üzere; "ma min
raculin yemutu ve yütrakü varakaten mine'l-ı
illa tekUmü tilke'l-varakatu sitren
beynehu ve beyne'n-nan ve benellahu lehu bi küUi harfin . mektUbin fi tilke'lvarakati medineten fi'l-cenneti evseu mine'd-dünya seba merratin 18"hadls-i şenfi
mazrnı1beşart
makrünuna mazhar olmak arzusuyla ol risille-i sahlfenin
şurı1'
olunmşt.
<2a>"
ecvibesine bikadri't- taki'l-beşry
Çorı1ni,
reddiyesim yaptığ
Hüsniye'nin bir şahıs
tarfınd
değil,
özel olarak
bir cemiyet tarfınd
sırfitne
ve fesatçıkrm
için kaleme alındğ
ve tamamen
ifade eder19 • Onun n. Abdulharıi
Han ile göEhl-i Sünnet aleyhinde yazıldğn
rüştğn
şu ifadelerinden çıkarm
mümkündür:
'
"Bu abd-i aciz-i bivaye Peyaz-ı
Mutlak'ın
ilisan ve inaye-i binihayelerinden
bizzat Hazret-i
olarakmabeyn-i Humayün'da asr- ı mearif-i Hazret-i Harnid Han'ı
Osman radıylhu
anh'ı
kendi dest-i keramet peyvestleriyle tahrir huyurduklan
mushaf-ı
şeriftn
tilavet-i Kur'an-ı
Aztmü'ş-Şanl
olduğ meşk
halde, mazluolub hfin-ı
saadetleri; "fese yekfike hümüllah" ayet-i kenmesi 20 üzere
men şehid
olduğ
vecih üzere musbaf-ı
şerif
ile dem-i saadetlerin ziyaret eylemek şerfiy
le
21
teşrüf
eylemek naslb olmuştr.
"
n. Abdulharnid'e hayır
duadan sonra eserine "Redd-i Batıl"
adın
verdiğn
di"Hüsniye" adlı
reddiyesini yaptığ
eserin, konulan sık sık
tektarle getiren Çorı1ni,
ladığn,
onun için de mevzulan tekrar tekrar ele almak ihtyacın
hisetğn,
bu
sebepten okuyucu yu sıkn
ş olabiecğn
söyler ve daha işn
başınd
öZÜr di ler.
yöntem oldukça önemlidir ve içinde buAlunet Feyzi'nin eserinde takip etiğ
lundğ
bilim dünyası
için orijinal sayılbieck
mahiyettedir. Zira o, öncelikle
reddiyesini yaptığ
eserden bir paragraf, bir cümle bazen da bir kelimeyi alır
ve
için bu kısm
kırmz
mürekkeple kaydeder. Daha
kendi ifadeleri ile kanşmsı
sonra onunla ilgili kendi fikirlerini Osmanlı
Türkçesi ile verir. Düşncelri
tamaldıktn
sonra, genellikle konu ile alkı
Farsça birkaç beyt sunar. Bundan
sonra da önemli Arapça kaynaklardan iktihaslar yapar. Ancak, "kille fulanun 1filan
bir girş
yapmksızn
direkt olarak metni verir ve metnin soböyle der" şeklind
17
1
~
19
20
2
ı
"Tamıyl
anişılmy
bir şey,
bütünüyle terk edilmez." Bu hadisin kaynğı
ulaşmdık.
"Öldükten sonra geride bir sahife ilim bıraki
herkes için, geride bıraktğ
bu sahife (kıyamet
gününde) cehennemle o kimse arsınd
bir perde olur. Allah o kimseye o sayfada yazıl
her bir
harf için cennette büyklğ
dünyaı
yedi kanndan daha geniş
olan bir şehir
1-.'UraL." Deylır,
Müsnedü'l-Firdevs, Beyrull986,1V, 22 (6062).
Redd-i Bftul, 13b.
"Allah sana yeter." Bakara (2), 137.
Redd-i Batı/,
133a-133b.
563
nundakimin hangi eserinden almış
ise onu belirtir. Mesela, ''Min Tefslr-i Keblr lişartli
değrlni,
onun eserinin en
Fahreddin er-Razi" gibi. Zamnı
çarpıc
taraflanndan biri ikiyüZÜn üzerinde önemli kaynaklardan alıntr
yapmsı
ve onlara metin içinde göndennelerde bulnrasıd.
Aynca şurası
da büyük önem
değil,
elştirdğ
Şi
görüşle
arzetmektedir. O, sadece Ehl-i Sünnet kaynlrı
ait, Şla'y
ait kaynaklan da kulanmıştr.
Eser bir reddiye olarak kaleme alınmş
ve ''Hüsniye" ad lı eserde işlen
konudoğru
ve yanlış
tarflın
işaret
edilmştr.
Bunları
lar teker teker ele alınrk
başınd
Ketarn ilminde en çok tarışln
konuları
başınd
gelen Alah'ın
sıfatlr
yer alır.
Sıfatlr
konusunda Hüsniye'de tamamen Şi görüşlei
olarak Mu'tezile'nin
düşncelri
yer verilir. Zaten, siyasi olarak zuhur eden ve gelişn
Şüliğn
itikadf
sahadaki düşncelri
imarnet teorisi hariç, pek çoğu
Mutezili görüşle
şekil
lenmiştr.
Bu bakımdn
Hüsniye'de verilen inaçlrı
Ahmet Feyzi Çoruıl
tarafında
tek tek ele alınrk
elştirdğn
gönnekteyiz. O, Alah'ın
sıfatlr
konusuve Kur'an ayetlerinden delil getirdğ
gibi ak11 bir kısm
na fazlaca temas etmiş
deliliere de müracaat etmişr.
Ahmet Feyzi'nin Feyz-i Rabbanl'sinde üzerinde durğ
bir diğer
husus da
yine İ slam
Düşnce
Tarihi'nde tarışm
konularıd
biri olan Rü'yetullah konuişlendğ
Hüsniye'nin gösudur. O, Rüyetullah konusunda da Mutezill görüşlein
rüşlein
akll ve mantıkl
delillerle redde çalışr.
Onun üzerinde çok ciddi olarak
durğ
bir diğer
husus da, ''Halku'l-Kur'an" meselesidir. Halku'l-Kur'an meseledurolan bir konudur. Özellikle de Vasık,
si, Abbasiler döneminde üzerinde ısral
Mu
'tasım
ve Me'mun dönemlerinde, çok yanlış
olarak devletin de karıştğ
ve pek
çok kişn
kanı
akıtlmsn
ve işgenc
gönnesine neden olan bir konudur. Bu
görüş
kabul etmeyen kimi insanlar, işgency
tabi tutulup adeta ölüme mahkum
alimler Halku'l-Kur'an'a inalrı
dinden çıkmş
edilirken, mukabilinde bir kısm
mürtedler olarak gördüler. Şüphesiz
her iki tarfın
tutumu da oldukça yanlışt.
Ahmed Feyzi Efendi de problemi çok ciddi olarak işlem
ve kendisi Kur'anı
mahlfik olmadığ
tezini savunrnakla birlikte, doğru
olarak bu görüşe
inananlan da
teldir yönüne gitmemi ştir .
Düşnce
Ekolleri arsınd
tarışm
konusu olan bir diğer
problem de
. · İslam
Kaza-Kader ve bu paralelde Efal-i İbad
yani kuların
fiilieri dir. Hüsniye'de ısral,
kuların
fiilierini bizzat kuların
kendilerinin yartığ
hususu işlenrktd.
Ahmed
oranda bu konuyu ele almakta ve Muteziü olan bu görüşlei
Feyzi Çorumf de, aynı
reddetmektedir. O, bu konuda Ehl-i Sünnet'in "Kul irade-i cüziyyesi ile bir şeyi
kesbeder, Allah da yartı"
düşncesi
işler ısa
ve kulun kesbinden dolayı
fiilda sürekli vurgular. Onun bu noktada muhatbı
sadece
Ierinden sorumlu olduğn
değil,
aynı
zaman da o Cebriyye'nin düşncelri
Mu'tezile ve ondan etkilenen Şla
ni de şidetl
tenkit eder.
Feyz-i Rabbaru' de
lesi teşkil
sus İmaet'ir.
işlen
konuları
en önemlisini
eder. Zira, reddiyesi yapıln
İmaetl
şüphesiz
"imamet" mese-
Hüsniye'nin en fazla üzerinde durğ
huilgili Ahmed Feyzi Efendi, Hz. Peygamber'den hemen
564
sonra gelişn
olaylan tarihi seyri içinde ve genellikle de klasik ve ilk elden kaynaklara dayanarak doğru
bir şekild
verir. Ancak, birkaç yerde genel kabul gören bilgiçıktğ
da görülebilmektedir. ·
lerin dışna
olmak üzere hiçbir şahısn.
imameti ile ilgili
Feyzi Efendi, Hz. Ebubekir datıil
herhangi bir nası
olmadığn
dile getirir. Dolayıs
Hz. Ali'nin nassla tayin
edilmş
meşru
imam olup; diğerln
onun hakın
elinden zorla alan gasıblr
olduklan yolundaki Şi
görüşlei
çürük ve mesnedsiz bulur. · Diğer
halifeleri n seçimlerine de tarihi verileri göz önünde bulundurarak izah eder. Onun imarnet konusu ile ilgili üzerinde hassasiyetle durğ
bir diğer
husus: imalrın
masum oldukIanna ilşkn
idalrı.
İmalrın
masum olmadıkn
ilşkn
düşncelri
nasslarla ve mantıkl
deliller ile açıklr.
Ona göre, masumiyet sadece peygamberlere
sıfatn
asla sahip olamazlar.
aittir ve imamlar isınet
Ahmet Feyzi Çoruınl,
İslam
Mezhepleri Tarihi içinde taıpşm
konusu olan 73
hadisi ile ilgili değrlnim
de bulunur. Ona göre, bu hadiste verilen
ve sayı
giren mezhepler de bellidir. Ancak, bu mezhepleri yedi ana
rakam asıldr
gruba ayınrke
alt gruplanndan söz etmez. .
fırka
Eserin bir başk
onemli tarfı
da Ahmet Feyzi Efendi'nin yaşdığ
zamandaki
toplum içinde gözlediğ
bir kısm
olumsuzluklara işaret
etmesidir. Özellikle kendisi
2
bir tarikat mensubu olmasın
rağmen:
, bir takım
tariklın
içinde gördüğ
olumsuzluklara da değinmş
ve bunları
düzeltilmesi için gerekli teşbüslrd
bulunmuştr.
Konu ile ilgili, Ahmed Feyzi Efendi, mahkeme katiplğ
yaptığ
esnada
karşıltğ
bir takım
canlı
örnekleri eserinde sunar. Bu örnekler içinde en fa,zla
Şeyhtrin
ö~like
müritlerin elindeki maddi
üzerinde durulan husus, bir takım
imkanlardan yararlanma isteğ
ile, .aile efradın
yapıln
haksız
muamelelerdir. Tatarikat şeyhlrind
görülen bu yanlış
asla bütüne yansıtmş
bii ki, bir kısm
ve yapı
genel olarak tenkit etmekten kaçınmştr.
Bu itibarla eser, içinde bulunduğ
toplumun yapısn
çok iyi yansıtmkdr.
Sonuç olarak rahtlık
şun
ifade edebiliriz: Ahmet Feyzi, kaleme aldığ
ikiyüz küsur eseri ile içinde yaşdığ
asnn önemli bir bilginidir. Onun yazdığ
"Feyz-i Rabbam fi Redd-i Batılİraıl"
adlı
eseri de reddiye olması
hasebiyle bir
kısm
olumsuzluklanna rağmen
içinde bulndğ
toplum yapısn,
zamnı
siyasi ahvalini ve bilimsel seviyesini tesbit için son derece önemli.bir kaynak eser hüiçinde yukanqa dile getirmdğz,
pek çok konu da ele
viyetindedir. Ayrıca,
alındğ
ansiklopedik bir görünüm arzetmektedir. Böylesi önemli bir eserin
mutlaka bilim dünyası
kazndırlms
gerktiğ
kantı
taşırnky.
Bu itikaynakça, sözlük ve bir de
barla da eseri latinize edip, dipnotlarla zengilştrp,
index ilave ederek yayma hazır
hale getirmş
bulnıaktym.
·
Doç. Dr. Sayın
DALKIRAN: Bunlarıebt
vesairesi var. Bımlar
sizi
Bir üçüncü nüsha veya müstakil bir eser diye de bayormak istemiyorum şahsen.
22
Kamil Şahin,
"Ahmed Feyzi", DİA,
ll, 68.
565
kabiliriz. Çünkü, Kamil Şahin
Bey'in elinde olan tek kitap halinde diğerl,
buradakiler ikşer
cilt halinde Hasan Paş'
da bulunanlar. Tabi oldukça kabank 817
varak birisi diğer
de 864 varak. Bunlan artık
yaprak olarak ele alcksınz
sayfa
olarak hesap edecekseniz çarpı
iki olarak değrlnimz
gerekiyor. Yani ikibin
hacmi var. Tabi iki bin sayfaya yakın
hacmi çalışnr
biraz zordu.
sayfaya yakın
zorundayım.
Çünkü, kendisini de hem hayırl
yad ediyor,
Ama, bu zoru başrmk
ediyorum buradan.
hem de teşkür
Sayın
hocam Prof. Dr. Ethem Ruhi Fığla
Bey, bu kitabı
bana tavsiye etmiş
.
illa bana bu kitabı
bul çalış
ve onu mutlaka, ama mutlaka bastır,
bastırlm
demişt.
O günün şartlnd
tabi biz, ben geldim eseri bana yanlış
olarak onu da ifade edeyim tek cilt olarak belirttiler. Zannettim ki, 414 varak dediler hepsi budur. Geldim
ki çektirdirn fotğraın,
fakat dedim ki, daha ne var ne yok, Hasan Paş
kütüphaolarak çalışbiecğm
kitap. Baktım
ki, ikinci cildi karşım
nesinde el yazmsı
çıkt
. Ben açık
konuşayım
bir noktada şok
oldum. Yani 41varkı
çalışmk
farklı
850 varkı
çalışmk
çok daha farklıyd.
Dedim ki, herhalde on şend
ben bu iş
zor bitiririm. Kaldı
ki, bir cilt bile altı
senemi aldı.
Altı
senedir fiilen bu kitabın
üzerinde çalışyoruz.
Arkadşlım
birlikte sürekli olarak üzerinde durduk. Gerçekten üzerinde durolmaya değr,
çünkü tam ansiklopedik bir eser içinde çok konu
var.
566