Academia.eduAcademia.edu

İBN HABÎB ES-SÜLEMÎ (Ö. 238/853)

2020, Tarihte Müslümanlar

İslam ilim ve kültür tarihinde İbn Habîb’in öne çıkan özelliği, Mâlikîliğin Endülüs’te hâkim mezhep hâline gelmesindeki katkısı ile çok yönlü bir âlim olmasının da etkisiyle başta astronomi ve tıp olmak üzere gözleme, deneye ve tecrübeye dayanan diğer bazı bilimleri de eğitim-öğretim programına dâhil etmesidir. Onun öne çıkan bir diğer özelliği ise Endülüs’te usulü, ıstılahları ve dirayet yönüyle hadisi bir ilim olarak başlatmış olmasıdır.

2 TARİHTE MÜSLÜMANLAR 9 786257 236300 ISBN: 978-625-7236-28-7 TAKIM CİLT ISBN: 978-625-7236-30-0 9 786257 236287 TARİHTE MÜSLÜMANLAR 2 Tarihte Müslümanlar Proje Yürütücüsü ve Genel Koord natör Prof. Dr. İrfan AYCAN Ed törler Prof. Dr. Mehmet ÖZDEMİR (7-10. yy.) Prof. Dr. Seyfett n ERŞAHİN (18-21. yy.) Prof. Dr. Mustafa DEMİRCİ (11-13. yy.) Prof. Dr. Eyüp BAŞ (14-17. yy.) Prof. Dr. Fat h ERKOÇOĞLU (14-17. yy.) Doç. Dr. Nurullah YAZAR (11-13. yy.) Doç. Dr. Mustafa Necat BARIŞ (7-10. yy.) Dr. Öğr. Üyes Mehmet Ak f FİDAN (18-21. yy.) Sert f ka No: 44396 ISBN 978-625-7236-28-7 (Tk) 978-625-7236-29-4 (1.c) Baskı: Ayrıntı Basımev Ankara - Sert f ka No: 13987 İlet ş m Adresler C nnah Cd. Kırkpınar Sk. 5/4 06690 Çankaya Ankara tel.-faks: 0312. 439 01 69 www.ottoyay n.com otto@ottoyay n.com facebook.com/otto.yay nlar tw tter.com/ottoyay n TARİHTE MÜSLÜMANLAR 195 olmadığı hatta aileden ve meslekten dolayı çok zengin olmasına rağmen öldüğünde geriye miras olabilecek bir mal bırakmadığı, hadis rivayeti bakımından sika sayıldığı, iffetli bir hayat yaşadığı pek çok âlim tarafından dile getirilmiştir. Bunun yanında Kur’an’ın mahluk olduğu görüşü gibi bazı Mu‘tezilî; fasık Müslümanın ahiretteki durumunu ancak Allah’ın bileceği gibi bazı Mürciî kanaatlere sahip olduğu da nakledilmiştir. KAYNAKÇA Hatîb el-Bağdâdî, Târîhu Bağdâd, Beyrut 2002. Kâsım b. Kutluboğa, Tâcü’t-Terâcim, Dımaşk 1992. Kuraşî, el-Cevâhiru’l-Mudiyye, Karaçi ty. Özen, Ş., “Îsâ b. Ebân”, DİA, XXII, 480-481. Saymerî, Ahbâru Ebî Hanîfe ve Ashâbih, Beyrut 1985. Vekî’, Ahbâru’l-Kudât, Beyrut-Riyad 1947. Zehebî, Siyeru A‘lâmi’n-Nübelâ, Kahire 2006. Zehebî, Târîhu’l-İslâm, Beyrut 2003. 2.3.2.6. İBN HABÎB ES-SÜLEMÎ (Ö. 238/853) Ahmet Yaman İslami ilimlerin birçok alanında temayüz etmiş çok yönlü bir âlim ve aynı zamanda önde gelen bir Mâlikî fakihi olan Ebû Mervân Abdülmelik b. Habîb b. Süleyman es-Sülemî 174/790 yılında Kurtuba yakınlarında dünyaya gelmiştir. İbn Habîb ilk eğitim-öğretimini o yıllarda Endülüs Emevî Devleti’nin başşehri ve aynı zamanda zengin bir ilim muhiti olmaya aday Kurtuba’da görmüştür. İlimde derinleşmek üzere Mısır ve Hicaz’a gitmeden önce Endülüs müftüsü Sa’saa b. Sellâm’dan İmam Evzâ’î’nin fıkıh birikimini, İmam Mâlik’in ravilerinden Yahya b. Yahya el-Leysî ile Ziyâd b. Abdurrahman Şebtûn’dan el-Muvatta’ı dinleyerek Mâlikî fıkhını öğrenmiştir. Bunların dışında İsa b. Dînar, Gazi b. Kays, Hüseyin b. Asım ve Kar’avs b. Abbas gibi döneminin meşhur âlimlerden dersler almıştır. 208/823 yılında doğu ilim merkezlerinde öğrenim görmek üzere Kurtuba’dan ayrılmıştır. Üç yıl sürecek bu yolculuğunda Medine’de her biri İmam Mâlik’in önde gelen talebelerinden olan İbnü’l-Mâcişûn, Abdullah b. Nâfi‘ ez-Zeydî, Abdullah b. Abdilhakem b. A‘yen’den hadis ve fıkıh tahsil etmiştir. Mısır’da ise Asbağ b. el-Ferac, Esed b. Musa ve daha pek çok âlimden TARİHTE MÜSLÜMANLAR 196 istifade etmiştir. 210 yılı sonlarına doğru tekrar Endülüs’e dönmüş ve İlbîre’de (Elvira) ders vermeye başlamıştır. Başlıca öğrencileri arasında iki oğlu Muhammed ve Abdullah, Baki b. Mahled, İbn Vaddâh, Mutarrif b. Kays, Said b. Nümeyr, Ahmed b. Râşid, İbrahim b. Halid ve el-Meğâmî gelmektedir. Derslerini yüzlerce öğrencinin takip ettiği İbn Habîb’in İslami ilimler ve özellikle Mâlikî fıkhındaki liyakati etrafa yayılınca Emir II. Abdurrahman tarafından Kurtuba’ya davet edilmiş, 218/833 yılında geldiği başkentte, aynı zamanda hocası da olan Yahya b. Yahya el-Leysî ve başka bazı âlimlerle birlikte fetva heyetinde görevlendirilmiştir. Mâlikî mezhebi dışında kendine özgü içtihatları ve bazı farklı rivayetleri sebebiyle Yahya b. Yahya ile arası açılmıştır. Aralarındaki husumete varan çekişmeye rağmen, Yahya’nın maruz kaldığı siyasi içerikli bir iftira üzerine Emirin huzurunda kurulan mahkemede hocasını savunarak ceza almaktan kurtulmasını sağlamıştır. Yahya b. Yahya’nın 234/849 yılında ölümü üzerine Kurtuba’nın fetva sorumluluğu İbn Habîb’e kalmıştır. İslam ilim ve kültür tarihinde İbn Habîb’in öne çıkan özelliği, Mâlikîliğin Endülüs’te hâkim mezhep hâline gelmesindeki katkısı ile çok yönlü bir âlim olmasının da etkisiyle başta astronomi ve tıp olmak üzere gözleme, deneye ve tecrübeye dayanan diğer bazı bilimleri de eğitim-öğretim programına dâhil etmesidir. Onun öne çıkan bir diğer özelliği ise Endülüs’te usulü, ıstılahları ve dirayet yönüyle hadisi bir ilim olarak başlatmış olmasıdır. Gerçekten de İbn Habîb, Endülüs coğrafyasında daha önce hâkim olan Evzai mezhebi yerine Mâlikîliğin yaygınlık kazanmasında önemli bir rol oynamıştır. Yazdığı sistematik eserler, yetiştirdiği öğrenciler ve Mâlikîliğe alan açan II. Abdurrahman döneminde üstlendiği müftülük görevi bu sonucun gerçekleşmesinde etkili olmuştur. Şu olay da İbn Habîb’in deney ve gözleme dayalı bilimlerdeki behresini göstermesi açısından kayda değerdir: İlim tahsili için çıktığı seyahati sırasında Mısır’a yaklaştığında, geldiği haberini alan bir grup ilim adamı onu şehrin dışında karşılarlar. Oturup sohbete başlayınca onun hemen her şeye dair bilgisi olduğu fark edilir. Bunun üzerine karşılamaya gelen bilginlerden her biri kendi uzmanlık alanına dair sorular yöneltir. Aldıkları cevaplar karşısında kimi onun tabip olduğunu, kimi müçtehit olduğunu, kimileri de aruz ve edebiyat, nesep ve tarih, nahiv ve lügat ile astronomi âlimi olduğunu söyler. İbn Habîb’in bu çok yönlü âlimliği, bıraktığı eserlere de yansımıştır. Kaç kitap yazdığını soranlara bin elli cevabını veren İbn Habîb’in önemli eserleri şunlardır: el-Vâdıha fi’s-Sünen ve’l-Fıkh, Kitâbü’l-Ferâiz, Kitâbün fî Kerâheti’l- TARİHTE MÜSLÜMANLAR 197 Ğınâ, Kitâbü’l-Verâ, Kitâbü Edebi’n-Nisâ, Kitâbü’t-Târîh, Muhtasar fi’t-Tıbb (etTıbbü’n-Nebevî), Kitâbü’l-Hısbe fi’l-Emrâz, Kitâbün fî Ma‘rifeti’n-Nücûm. Çok oruç tuttuğu için “savvâm”, teheccüd namazına devam ettiği için “kavvâm” diye nitelenen İbn Habîb es-Sülemî; eğitim, öğretim, telif ve ifta ile dolu bereketli bir ömürden sonra 5 Ramazan 238/18 Şubat 853’te altmış dört yaşındayken Kurtuba’da vefat etmiştir. KAYNAKÇA Görgün, T., “İbn Habîb es-Sülemî”, DİA, İstanbul 1999, XIX, 510-513. Humeydî, Cezvetü’1-Muktebis, Kahire 1966. İbn Ferhûn, ed-Dîbâcü’l-Müzheb, Kahire 1972. Kâdî İyâz, Tertîbü’l-Medârik, Mağrib 1970. Makkarî, Nefhu’t-Tîb min Ğusni’l-Endelüsi’r-Ratîb, Beyrut 1968. Muhammed Mahlûf, Şeceratü’n-Nûri’z-Zekiyye fî Tabakâti’l-Mâlikiyye, Beyrut 2003. Zehebî, Siyeru A‘lâmi’n-Nübelâ, Beyrut 1985. 2.3.2.7. EBÛ SEVR (Ö. 240/854) Ahmet Yaman Kendi adıyla bilinen müstakil fıkıh mezhebinin kurucusu olan Ebû Sevr İbrahim b. Halid el-Kelbî bazı tahminlere göre 170/786 yılında Bağdat’ta doğmuştur. Daha çok Ebû Sevr künyesiyle tanınması yanında Ebû Abdillah künyesiyle de anılmıştır. Bağdat’ta yetişmiş, ilim tahsilini hem burada yerleşen hem de geçici olarak Bağdat veya yakın çevresinde ikamet eden âlimlerin ders halkalarına devam ederek tamamlamıştır. Süfyân b. Uyeyne, Vekî b. el-Cerrâh, Abîde b. Humeyd, Ebû Muâviye ed-Darîr, İbn Uleyye ve Yezîd b. Harun gibi âlimlerden hadis dinlemiştir. Hadis alanındaki güvenilirliği ve bilgisi sebebiyle “sika”, “me’mûn” (güvenilir) ve “hâfız” olarak nitelendirilmiştir. Kütüb-i Sitte müelliflerinden Müslim b. Haccâc, Ebû Davud, Tirmizî ve İbn Mâce de ondan rivayette bulunmuştur. Ebû Sevr’in öne çıkan en önemli özelliği fıkıh sahasında müstakil bir imam, müctehid ve mezhep kurucusu olmasıdır. Hatta Zehebî’nin beyanına göre bu yönü dolayısıyla kendisine “Irak Müftüsü” ünvanı bile verilmiştir. Fıkıh öğrenimini ilk önce İmam Muhammed b. Hasan eş-Şeybânî’nin halkasında sürdürmüş, ondan rey/Irak fıkhının usul, ilke ve füruunu öğrenmiştir. Daha sonra 195/811 yılında Bağdat’a ikinci defa gelen İmam Şâfiî’nin