Academia.eduAcademia.edu

Avrasya Ekonomik Birliği: Eski bir Hikayenin Bilindik Sonu mu?

Bölgeselleşmenin değişik safhalarında olan çeşitli girişimlere, uluslararası ilişkilerde oldukça sık rastlanmaktadır. Avrasya bölgesi de bahsi geçen bölgeselleşme girişimlerinin gerçekleştiği mekansal bir alandır. Özellikle SSCB’den bağımsızlığını elde eden birçok bölge ülkesi sonraki dönemde bu bağımsızlığı daha da güçlendirmek amacıyla çeşitli ittifaklara, anlaşmalara imza atmışlardır. Bu girişimler bahsi geçen devletlerin bağımsızlıklarının pekiştirilmesinde önemli bir rol oynamıştır. Fakat aynı zamanda, onları Rusya etrafında kümelenen devletler konumuna da getirmiş olduğunu unutmamak gerekir.

EKOANALİZ 58 59 Avrasya Ekonomik Birliği: Eski bir Hikayenin Bilindik Sonu mu? Dr. Özgür Tüfekçi CESRAN INTERNATIONAL KURUCU GENEL DİREKTÖRÜ ölgeselleşmenin değişik safhalarında olan çeşitli girişimlere, uluslararası ilişkilerde oldukça sık rastlanmaktadır. Avrasya bölgesi de bahsi geçen bölgeselleşme girişimlerinin gerçekleştiği mekansal bir alandır. Özellikle SSCB’den bağımsızlığını elde eden birçok bölge ülkesi sonraki dönemde bu bağımsızlığı daha da güçlendirmek amacıyla çeşitli ittifaklara, anlaşmalara imza atmışlardır. Bu girişimler bahsi geçen devletlerin bağımsızlıklarının pekiştirilmesinde önemli bir rol oynamıştır. Fakat aynı zamanda, onları Rusya etrafında kümelenen devletler konumuna da getirmiş olduğunu unutmamak gerekir. Bu girişimlerden bir tanesi SSCB’nin dağılmasını takiben ortaya çıkan Bağımsız Devletler Topluluğu’dur ki hali hazırda 9 üye ülkesi bulunmasına rağmen amaçlanan hedefe ulaşmamış bir girişim olarak kalmıştır. BDT, oldukça entegre olmuş bir coğrai bölgenin ürünü olmasına rağmen çok taralı ilişkiler geliştirilmesinde başarılı olamamıştır. Bir başka örnek ise Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü’dür. BDT içinden çıkan bir örgüt olarak üye ülkelerin karşılaşacağı herhangi bir tehdide karşı askeri önlemler almayı amaç edinmiş olan Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütü (KGAÖ), 7 Ekim 2002 yılında, Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) üyesi olan Rusya Federasyonu, Kazakistan, Ermenistan, Kırgızistan, Tacikistan, Beyaz Rusya tarafından kurulmuştur. Özbekistan, Azerbaycan ve Gürcistan, Kolektif Güvenlik Antlaşmasını imzalamış fakat Örgüt’e katılmamışlardır. Bölgenin B önemli ülkelerinden Özbekistan’ın üç yıl önce anlaşmadan çekildiğini açıklaması ve Türkmenistan’ın da sürekli olarak örgüte karşı nötr olması, işlevsellik açısından sorun oluşturan hususlardır. Bu noktada geçtiğimiz günlerde medya da çıkan haberler, bu örgütün de işlevselliği hususunda durumun ne olduğunu ortaya net bir şekilde koyuyor. Buna göre Özbekistan ve Türkmenistan’ın güvenlik konularında işbirliği yapmaması Rusya’yı oldukça rahatsız ederken; bu durumun da KGAÖ ülkelerinin kendi aralarında hava savunma sistemi kurma girişimlerini sonuçsuz bırakmasına sebep olması, bölgede yaşanan sıcak çatışmaların hızlandığı şu günlerde sorun yaratıcı bir durum olarak karşımıza çıkıyor. Bir başka bölgeselleşme girişimi olarak 1994 yılında kurulan Orta Asya İşbirliği Örgütü (Rusya, Kazakistan, Özbekistan, Tacikistan ve Kırgızistan) örnek olarak verilebilir ki bu örgüt 6 Ekim 2005 St. Petersburg zirvesinde alınan kararla Gümrük Birliği, Serbest Ticaret Bölgesi ve Ortak Ekonomi Alanı oluşturma amaçlarını hedeleyerek kurulan Avrasya Ekonomik Topluluğu’na katılmıştır. Orta Asya İşbirliği Örgütü’nün de amacı Avrasya Ekonomik Topluluğu ile örtüşmekte ve serbest ticaret bölgesi kurulması hedelenmekteydi. Görüldüğü üzere bölgede birçok örgütlenme çalışması yapılmış ve yapılmaktadır. Rusya dahil her ülke günümüz dünyasında tek başına başat bir güç olamayacağını, var olan gücünü bölgeyi etkileyebilecek hale getirebilmenin tek yolunun bölgeselleşmenin bir ürünü olan örgütlenmeler üzerin- den gerçekleşebileceğinin farkındadır. İşte bu noktada Avrasya Ekonomik Topluluğu da sayılan örgütlenme girişimlerinden biri ve son dönemde Avrasya Ekonomik Birliği’ne dönüşümü ile en çok ses getireni olarak karşımıza çıkmaktadır. AvrAsyA ekonomik topluluğu, üyeleri ArAsınDA ekonomik işbirliğini sAğlAmAk AmAcıylA 10 ekim 2000 yılınDA rusyA, belArus, kAzAkistAn, kırgızistAn ve tAcikistAn’ın kAtılımıylA kurulmuştur. Avrasya Ekonomik Topluluğu, üyeleri arasında ekonomik işbirliğini sağlamak amacıyla 10 Ekim 2000 yılında Rusya, Belarus, Kazakistan, Kırgızistan ve Tacikistan’ın katılımıyla kurulmuştur. Bu ülkelerden Rusya, Kazakistan ve Belarus’un katılımıyla 2010 yılında Avrasya Gümrük Birliği kurulmuş ve üye ülkeler arasında yoğun bir ekonomik entegrasyon başlamıştır. Bu entegrasyonun sonucunda ise Mayıs 2014 tarihinde geldiğimizde, yine bu üç ülke Avrasya Ekonomik Birliği’ni kurmak için imza atmışlardır. Ermenistan ve Kırgızistan’ın da katılmalarıyla şu anda beş ülkenin üye olduğu Avrasya Ekonomik Birliği Avrasya Birliği’ne doğru evrilmektedir. Buraya kadar sürecin güzel işlediğini söyleyebiliriz. Lakin burada karşımıza çı- kan sorun şu: Bu girişim de öncekiler gibi başarısız olup eski bir hikayenin bilindik sonu gibi mi olacak? Örneğin, bilindiği üzere bu birliğe Ukrayna’nın da dahil olması hedelenmekteydi. 2013 Kasım ayında Litvanya’nın başkenti Vilnius’ta düzenlenen Avrupa Birliği Doğu Ortaklığı Zirvesi’nde ortaklık anlaşmasını imzalamaktan vazgeçen Ukrayna’da ortaya çıkan ayaklanmalar dönemin Cumhurbaşkanı Viktor Yanukoviç’in devrilmesine yol açmış ve gelinen noktada Ukrayna’nın bölünmesine sebep olmuştur. Bu bölünme bölgedeki güvenlik algısını değiştirmiş ve özellikle eski SSCB ülkelerinde bir tedirginlik durumu oluşturmuştur. Geçtiğimiz günlerde Kazakistan Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev’in Astana’da yapılan üçlü zirvede Ukrayna’nın toprak bütünlüğünün önemi üzerine yapmış olduğu vurgu da yine bahsi geçen güvenlik algısının bir tezahürüdür ki Nazarbayev’in bu çıkışı Rusya’da doğal olarak tepkiyle karşılanmıştır. Bölge ülkeleri arasındaki güvensizlik bununla da sınırlı değil. Rusya’nın Avrasya Gümrük Birliği’nin oluşturulması döneminde Kırgızistan’a tarafını seçmesi yönünde yapmış olduğu baskılar medyada gündeme gelmiş ve Kırgızistan Devlet Başkanı Roza Otunbayeva’nın 5 Temmuz 2010 tarihinde Bişkek’in Gümrük Birliği’ne girme niyetini açık etmesiyle sonuçlanmıştı. kAzAkistAn'ın bölgeDe ortAyA çıkAn örgütlenmeler içerisinDe türk cumhuriyetlerinin oynAyAcAğı role verDiği önem ön plAnA çıkmAktADır. Bir başka örnek ise Ermenistan’ın Avrasya Ekonomik Birliği’ne kurucu üye olarak alınmasının Kazakistan tarafından engellenmiş olmasıdır. Bu süreçte Ermenistan’ın Karabağ’da Azerilere yönelik gerçekleştirilen katliamlardan do- layı Azerbaycan’dan özür dilememesi Kazakistan’ın temel motivasyonu olmuştu. Bu anlamda, Kazakistan’ın bölgede ortaya çıkan örgütlenmeler içerisinde Türk Cumhuriyetlerinin oynayacağı role verdiği önem ön plana çıkmaktadır. Hatta Nazarbayev, kendisine sorulan “Avrasya Birliği ile SSCB’yi mi oluşturmak istiyorsunuz” sorusuna Birliğe Türkiye’nin de davet edilmesi ikri ile net bir cevap vermiştir. Bu mantalite de görülmektedir ki Kazakistan başta olmak üzere bölge ülkelerinde Rusya’nın uyguladığı politikalara tam anlamıyla güven duyulmamakta ve karşılığında dengeleyici politikalar geliştirilmeye çalışılmaktadır. Bu anlamda Nazarbayev’in politikası da Avrasya Birliği ile ortaya çıkabilecek Rusya merkezli bir Avrasyacı politikanın yerine daha ekonomik ve kültürel temelli bölge devletlerini kapsayıcı ve onların toprak bütünlüğüne saygılı bir örgütlenme yapısının bölgeye istikrar ve denge getirmesini sağlamaktır. Fakat son yaşanan gelişmeler ışığında Rusya’nın da aynı yönlü düşündüğünü söylemek oldukça zordur.