Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
…
1 page
1 file
Yazı, hızlı bir dönüşümün etkisindeki 1980'lerin küçük kasabası Bodrum'u ötekiliğe dair bir mekân olarak ele alacak ve toplumsal cinsiyet ile kurduğu ilişkiye odaklanacaktır. Kentsel eşik* ve heterotopya* kavramlarına toplumsal cinsiyet ekseninde bakılmaya çalışılacak ve de bu kavramsallaştırmaların toplumsal dönüşüme olanak tanıma potansiyelleri tartışılacaktır. Tarih boyunca muğlak bir sınır coğrafyası, kendisi gibi muğlak sosyal ve kültürel hayata dair açıklığıyla toplumsal bir yeniden üretime dair özgürlüklerin mekânı olabil(ir)di mi? Bireysel özgürlüklerin daha yüksek sesle haykırılmaya başlandığı 80'lerde artık gündem kadınlar, eşcinseller, siyahlar, sömürgeleştirilmiş halklar üzerine yoğunlaşır. Bodrum'u kapatılan, susturulan, günlük deneyimlerin dışında mutlak zaman ve mekâna hapsedilen ötekilik deneyimlerinin görünür kılındığı, ilişki kurabildiği ve belki de gündelik deneyime dahil olduğu bir tarihsel coğrafya olarak mı okumalıyız? Aksine bunu "Postmodern" anlamda bir bireysel çözülme, orta sınıflara dair bir tüketim kültürü üzerinden mi anlamlandırabiliriz. Hiç kuşkusuz postmodern olarak dillendirilen bu paradigma Bodrum'da sosyal hayatı, mekân ve kültür üretimini derinden etkiler. Bodrum zamanın ruhunu anlatan toplumsal peyzaj olarak edebiyat ve sinemada fazlaca yer bulur. İronik bir şekilde tarihsel olarak sürgün ve hapisliğin coğrafyası olan Bodrum'un bedensel özgürlüğe dair anlatacak bir hikayesi vardır.
Editör: Selim Karakaş
Sosyal bir olgu olarak kimlik, her şeyden önce aidiyet bildiren bir ifadedir. Kişinin kendini tanımlama biçiminin yansımasıdır. Bireyler, içinde yer aldıkları kimlikler ile bir yönüyle kim olduklarının yanıtını verirlerken bir yönüyle de ötekini tanımlamış olmaktadırlar. Buna karşın ötekileştirme, ferdin aidiyet hissettiği ve mensubu bulunduğu kimliği (ben ya da biz) merkeze alarak, yabancı addettiği diğer kimlik ya da kimlikleri yok sayıp dairenin dışında kabul etmesi, bunun neticesinde de kendisini ondan ayrı ve bazen de üstün tutmasıdır; farklı olana olumsuz bir anlam yükleme, onu değersizleştirme çabasıdır. Unutulmamalıdır ki, her insan içinde bir benlik hissiyatı ile var olur. Ancak toplumsal ilişkilerimizde benmerkezciliği esas kabul etmek daima problemlere yol açacaktır. Çünkü başkasının da içinde taşıdığı "ben" ile yollar kesiştiğinde çatışma kaçınılmaz bir hal alır. Toplumsal barış için bireylerin sağlıklı bir öz denetim mekanizması geliştirmeleri elzemdir. Bu da "ben" ile "sen" arasındaki münasebette ötekileştirici tavrı terk etmekle sağlanacaktır. Böylece insan zamanla, içindeki öz beni yok etmeden de birbirini anlama tecrübesi geliştirecek ve buradan farklılığın zenginlik olduğu bilincine ulaşacaktır. Zira öteki, her zaman kötü veyahut düşman olan demek değildir. Bazen de hakiki beni idrak edebilmenin, biz olabilmenin yegâne yoludur. Tarihte öteki veya ötekinin tarihi hakkında düşünmek, aynı minval üzere objektif ve duygusallıktan uzak bilimsel çalışmalar ortaya koymak ise yekdiğerini anlamak bakımından önemlidir. Bu kavrama çabası ötekileştirmenin de önüne geçecek ilk adımdır.
Özellikle II. Dünya Savaşından sonra gittikçe büyüyen ve gelişen turizm endüstrisi, ekonomik açıdan bakıldığında dünyanın en büyük sektörlerinden biri haline gelmiştir. Kısa zamanda bu seviyeye ulaşan sektör hem kentleşmenin sonucu hem de kentleşmeye neden olarak gelişmektedir. Geçmişte turizm potansiyeli taşıyan yöreler alınan teşvik kredilerinin de etkisiyle hızla değişime ve dönüşüme uğramıştır. Bu yöreler öncelikle mekansal olarak genişlemekte, turizme özgü yapılanma içine girmektedirler.
Folklor akademi dergisi, 2023
Öz İstanbul Adaları edebiyatçıların şehrin karmaşası ve gürültüsünden uzaklaşıp sakinlik buldukları bir mekân olması, bazı edebiyatçıların Adalar'a yerleşmesi veya yılın belli dönemlerini burada geçirmeleri yönleriyle ziyaret ve ikamet edilen bir yer olmuştur. Adalar, tabiatı, sosyal hayatı, aşk hikâyelerine zemin teşkil edecek bir dünya olması gibi yönleriyle edebî eserlere de konu olur. Eserlerinde Adalar'a sıkça yer vermelerinden ötürü edebiyat tarihinde "ada şairi" olarak anılan Mehmet Celal ve Tahsin Nahit gibi isimler de bulunmaktadır. Cumhuriyetin ilk yıllarında yazdığı romanlarla döneminin popüler yazarlarından biri olarak nitelenen Burhan Cahit Morkaya, eserlerinde İstanbul Adaları'ndan biri olan Büyükada'ya yer veren bir diğer yazardır. Yazarın ilk romanlarından biri olan Coşkun Gönül'de bir mekân olarak Büyükada'nın geniş yer kapladığı görülür. Romanda Birinci Dünya Savaşı yıllarında İstanbul'da yaşayan üç genç kızın hikâyesi konu edilir. Olay örgüsü Serap, Serap'ın çocukluk arkadaşı Asuman ve Serap'ın mektepten arkadaşı Vildan etrafında gelişir. Burhan Cahit, bu üç genç kızın başından geçen aşk hikâyelerini dönemin sosyal ve kültürel şartlarını da aksettirecek bir şekilde sunmaktadır. Romanda olaylar Kadıköy, Şişli, Beyoğlu gibi semtler başta olmak üzere İstanbul'da geçer. Vildan'ın Büyükada'da oturan zengin bir ailenin tek kızı olması münasebetiyle Büyükada, sokakları, caddeleri, otelleri ve mesire yerleriyle romanda büyük yer kaplar. Ülkenin genelinde ve İstanbul merkezinde savaş sıkıntıları ve ekonomik zorluklar kendini gösterirken Büyükada'nın hareketli bir sosyal hayata ev sahipliği yaptığı görülür. Büyükada, arkadaş grupları tarafından poker ve tavla partilerinin organize edildiği, çay toplantılarının düzenlendiği bir dünyadır. Köşkler, gazinolar, kulüpler ve oteller insanların bir araya geldiği başlıca eğlence mekânlarıdır. Malik Bey'in Nizam'daki ihtişamlı beyaz köşkü, Sacit Bey'in içinde büyük bir bahçe bulunan köşkü, Yat Kulüp, Splendid Otel vs. gibi yerler romanda öne çıkan mekânlar arasındadır. Büyükada, savaş döneminin sıkıntılarından azade bir eğlence dünyası olarak tasvir edilir. Askerler cephede savaşmaya giderken Büyükada sakinleri, içinde bulundukları ışıltılı dünyanın zevkleriyle meşguldürler. Aşkların yaşandığı bir dünya olarak Büyükada'nın öne çıkan diğer bir tarafı sevgililerin buluşma mekânı olmasıdır. Tabiata ait zenginlikleri, Büyükada'yı bir açık hava mekânına çevirmiştir. Kahramanların gözünden yapılan tabiat tasvirleri ise mekân-insan ilişkilerinin sonuçları olarak yansır. Özellikle Vildan'ın ağzından aktarılan tasvirlerde mekân üzerinde kahramanın içinde bulunduğu psikolojinin izlerini bulmak mümkündür. Makalede Büyükada'nın hangi unsurlarıyla romanda yer aldığı incelenecek, bu mekânların kurgu içindeki işlevleri değerlendirilecektir. Söz konusu mekânların gerçeklikle ilgisi ise araştırmanın bir diğer boyutunu oluşturmaktadır.
Uludağ University Journal of The Faculty of Engineering
Öz: Atık yönetimi, çevresel koşullar ve ekonomik gelişmişlik göz önüne alınarak belli bir alan içerisinde, atığın oluşumundan nihai bertarafına kadar olan süreci inceleyen, ihtiyaçları belirleyen bir sistemdir. Bu çalışmada, turistik sahil bölgelerine örnek oluşturması sebebiyle Muğla iline bağlı Bodrum Belediyesi"ndeki atık yönetim sistematiği incelenmiştir. Kentsel atıkların yönetimini etkileyen konular ve saha çalışmaları sonunda elde edilen atık yönetim verileri sahil bölgelerindeki iç ve dış turizme bağlı olarak değerlendirilmiştir. Çalışma sonunda; bölgedeki turizm faaliyetlerine bağlı olarak; yaz-kış nüfusları arasında %728"lik bir fark oluştuğu tespit edilmiştir. Bodrum'da atık toplama ve taşıma faaliyeti iki bölgede özel sektör, bir bölgede belediye tarafından gerçekleştirilmektedir. Bodrum ilçesinde yaz sezonunda turistik nüfusun artmasına paralel olarak evsel atıklar 180 ton/günden 490 ton/güne, parkbahçe atıklarının da 10 ton/günden 450 ton/güne çıktığı belirlenmiştir. Birçok turistik bölgemizde olduğu gibi Bodrum"da da halihazırda bir düzenli depolama tesisinin bulunmayışının en önemli atık yönetim sorunu olduğu sonucuna varılmıştır.
Littera Turca Journal of Turkish Language and Literature, 2017
Bilbaşar, roman ve hikâye, tiyatro, drama, senaryo ve skeç gibi çeşitli edebiyat türleri ile ilgilenen önemli bir yazardır. Onun kısa hikâyeleri, romanları ve makaleleri çeşitli gazete ve dergilerde yayımlanmıştır. Bilbaşar, ilk romanında bir köy öğretmeninin yaşadığı depresyonu konu edinir. Yazar, romanında psikolojik yabancılaşma ve yalnızlık gibi konulara da değinir. Roman boyunca roman kahramanı, hayali bir aşkın peşinden koşar. O, memnun olmadığı şartlardan kaçmak için yeni bir şehre kaçmayı ve orada yeni bir hayata başlamayı hayal eder. Fakat hayallerini gerçekleştiremez. Bilbaşar'ın romanında köy; baskıcı ve dar, olumsuz fizikî şartların bir araya geldiği yerdir. Bu sebeple öğretmenin durumunun iyi analiz edilebilmesi için mekânların analizlerinin yapılması önem arz eder. Romanda coğrafi kavram olarak deniz, özgün bir imge olarak kullanılmıştır. Denizin insan hayatındaki yeri ve öneminin yanında insan psikolojisi için değeri belirtilecektir. Çalışmada ütopya ve kent ilişkisi üzerinde durulacaktır. Bu çalışmada Kemal Bilbaşar'ın Denizin Çağırışı adlı romanı ütopik eleştiri yöntemine göre analiz edilmektedir.
Tarih Alanında Seçme Yazılar-II, 2023
Batı Anadolu’nun güneyinde önemli bir liman şehri olan Bodrum, 19. yüzyılda Muğla, Milas, Marmaris, Köyceğiz ve Meğri ile birlikte Menteşe Sancağı’na bağlı bir kazadır. Çoğunlukta olarak Müslümanlar ve Rumların yaşadığı, daha sonra Yahudilerin ve Ermenilerin gelip yerleştiği bir kaza olmuştur. Bodrum, sahip olduğu limanı itibariyle aynı zamanda önemli bir duraklama ve geçiş noktası olmuştur. Osmanlı döneminde Kırım, Kafkasya, Balkanlar, Ege Adaları ve Kuzey Afrika’dan gelen muhacirlerin, limanda geçici olarak misafir edildiği ve daha sonra başka yerlere nakledildiği veya kaza dâhilinde iskâna elverişli alanlara dağıtıldığı görülmektedir. Nitekim Osmanlı Devleti’nin kaybettiği topraklarda göçe zorlanan Müslümanlar, yanlarına taşıyabilecekleri değerli eşyalarını da alarak en yakın muhacir toplanma alanlarına sığınmışlar, akabinde kara ve deniz yolu ile Anadolu’nun çeşitli vilayetlerine sevk edilmişlerdir. Muhacirlerin en önemli sevk yerlerinden birisi de Aydın Vilayeti olmuştur. Nitekim Kırım, Kafkasya ve Balkan muhacirlerinin yerleştirilmesi planlanırken Menteşe (Muğla) Sancağı’ndaki iskâna elverişli araziler de bu plana dâhil edilmiştir. Yine, Girit Adası’nda yaşanan olaylar neticesinde adadan ayrılan Müslümanlar içerisinde kendi imkânları ile temin ettikleri vapurlarla Bodrum taraflarına geçenler olmuştur. Aydın Vilayeti merkezi İzmir’e göç edip daha sonra Bodrum’a nakledilerek burada iskân edilen Girit muhacirleri vardır. Muhacirlerin temel ihtiyaçlarının giderilmesi noktasında çalışmalar yürütülmüştür. Barınmaları için ev ihtiyacı söz konusu iken, bununla ilgili bir inşa planının hazırlandığı görülmektedir. Zaman içerisinde barınma, yerli ahaliyle uyum, askerlik gibi konularda birtakım problemler de ortaya çıkmıştır. Bunların biran önce çözüme kavuşturulması için de Merkezi Hükümet tarafından yerel idareye emirler gönderilmiştir.
HİKMET-Akademik Edebiyat Dergisi (Journal Of Academic Literature), 2021
Global Mental Health, 2018
AFANDI, 2024
Journal of Historical Sociology, 2019
Revista de Estudos Constitucionais, Hermenêutica e Teoria do Direito, 2022
Estado, protección social, agencias y generaciones, 2023
Historia crítica, 2023
Tropical and Subtropical Agroecosystems, 2021
Cuadernos Geográficos
INTERNATIONAL JOURNAL OF AUTOMOTIVE AND MECHANICAL ENGINEERING, 2024
Canadian Journal of Physics, 2011
Proceedings of the 30th ACM International Conference on Information & Knowledge Management, 2021
African Journal of Science, Technology, Innovation and Development, 2019
Problems of Education in the 21st Century, 2020
Optics Letters, 2006
American Psychologist, 1984