Okur Olmak…
“Benden okumak için kitap önermemi isteyenlerin kalbimi de istediklerini sanıyordum, hâlâ öyle!” Barış Bıçakçı Geçenlerde, birkaç arkadaşımla, bir buluşma öncesi, kocaman bir kitapçıda geziyoruz. Ben “ Çok Satanlar ” rafının önünde durmuş etrafa bakıyorum. Listedeki kitaplardan birini elime alıp kurcalıyorum. Arkadan iki arkadaşım geliyor, küçümseyerek bakıyorlar. “Merak ediyorum ben bu kitabı ya; alsam mı acaba?” diyorum. İnanmaz, şaşkın bir biçimde “Ciddi misin?” diye soruyorlar. Sonra sohbet, “Yok artık, sen bunu okuyacak olamazsın.”larla devam ediyor. Neden, diye düşündüm; neden ben o kitabı okuyacak olamam? Çünkü, “okur olmak” da diğer rollerimiz gibi toplumsal bir kisveye büründü galiba son yıllarda-ya da belki hep öyleydi de ben yeni idrak edebiliyorum-. Birikiminin, sosyal sınıfının, politik veya sosyal duruşunun bir gölgesi, bir parçası olarak devam ettirmen gereken bir sorumluluk sanki kitap okumak. Okuyorsan, toplumsal rollerine ait çizgilerde tercihlerin olmalı. ...