Aviation Management

The low-cost airline business model has been one of the most striking phenomena of the airline industry. The model that started in the United States has been applied around the globe for about 40 years. Followers of the model in Europe succeeded and gave momentum to its spread all over the world. This study investigates what type of low-cost airline business model is prevailing in Turkey and what characteristics are similar to characteristics in the original low-cost business model.

While airports were seen as purely public establishments for many years, today approaches to airport governance have been changing in many countries and private participation has become a part of many governments’ agenda. This study aims to examine methods, incentives and outcomes of private participation in airport management and operations and different regulation applications in different countries. Findings show that there are many similarities between countries both in incentives and outcomes of airport privatization. On the other hand, some country-specific reasons and results need to be examined in their contexts.

Civil aviation has unique characteristics compared with other industries: it is not only wide-ranging but also an instrumental force of globalization. The term civil aviation refers to the operation of any civil aircraft and related activities for the purpose of transportation by air. In other words, civil aviation covers all aviation activities except military operations. Although generally the design, development and production of a civil aircraft is considered separately as in aerospace industry, in a broader sense civil aviation and the operation of a civil aircraft refers to the design, development, production, and use of aircraft and all related activities and facilities for serving some kind of transportation activities by air. Unlike many other fields that grow domestically first and then expand to other countries, the civil aviation industry has had an international character from its beginning. This verity is partly a result of the uniqueness of air transportation. Travel through air has naturally a beyond-border character and needs some legal requirements between countries. In addition, safe and secure air navigation and air transportation between countries requires standardized special equipment, facilities and operational procedures. Another reason for the international characteristic of civil aviation is the industry's massive need for financial investment. Generally, the domestic markets of individual countries are not strong enough to finance the needed investments. History Civil aviation and globalization move in tandem. That means civil aviation has always fostered

Public-Private Partnerships (PPPs) have become a prevalent method to fund transport infrastructure around the world. PPPs have emerged in airports as an alternative to public airports and complete privatisation of airports. PPPs in airports have a history of 25 years in Turkey. This paper aims to provide an up-to-date review of PPP experiences in Turkish airports. With a case study design, PPPs in Turkish airports are examined in the context of policy, legal grounds, and implementations. PPPs are the main method adopted especially in the funding and operation of new airports and/or terminals in Turkey. Besides the successes, there are also areas to be improved regarding PPP design and implementation. More transparent, comprehensive, and structured contract terms, proper risk assignment, more accurate demand forecasting, and efforts to overcome certain public interest concerns are identified as the main requirements for future policy actions.

Purpose: This study investigates what Turkish Airlines as a global airline company reports for corporate social responsibility (CSR) efforts on its corporate website by developing a framework assessing reports of airline companies’ CSR practices.
Design/methodology/approach: Content analysis was conducted on reports, documents, and written policies published on the Turkish Airlines corporate website by the end of 2017.
Findings: The research findings suggest that Turkish Airlines publishes numerous reports highlighting their CSR activities. The study results show that Turkish Airlines reports its CSR activities through reports, documents, and written policies. While the CSR reporting
efforts deal with all CSR areas, the environmental dimension is the mostly emphasized area.
Practical Implications: The study provides a model and data-driven analyses for decisionmakers and policymakers.
Originality/Value: As one of the first study in the field, this research examines CSR reporting efforts in the airline industry via a new framework developed for airline companies.

Bir havaalanı 24 saat yaşayan bir organizmadır. Havacılık operasyonlarının karmaşıklığının yanında; kesintisiz, zamanında ve emniyetli ve güvenli hizmet verme gereği her seviyedeki yönetimi, havaalanları açısından daha da karmaşık hale getirmektedir. Günümüzün küresel ekonomik düzeninde havaalanlarının önemi ve faaliyetlerinin karmaşıklığı daha da artmaktadır. Bunun yanı sıra, tüm dünyada geçmişten günümüze büyük ölçüde kamu bakış açısı ile yönetilmiş bulunan havaalanları için işletmecilik anlayışı da değişmektedir. Havaalanı işletmeciliği günümüzde, kamu işletmeciliğinden, özel sek- törün de yer aldığı kamu-özel işbirliği modellerine doğru evrilirken; endüstri ise, rekabetçi dinamiklerin hâkim olduğu bir yapıya dönüşmektedir. Bunların yanı sıra tüm dünyada dijitalleşmenin, bilgi teknolojilerinin ve diğer teknolojilerin baş döndürücü hızı ile dönüşen küresel bir iş anlayışı oluşmaktadır. 21. Yüzyılın havaalanları için, bu dinamikler bağlamında yeni işletmecilik anlayışları şekillenmektedir. Kitabımızda havaalanı işletmeciliği, öncelikle geçmişten günümüze tarihsel bağlamında ele alınmış, buradan geleceğe yönelik öngörülere hareket edilmiştir. Bu bağlamda havaalanı kavramı, havaalanlarını etkileyen düzenlemeler ve düzenleyiciler, havaalanı işletmeciliğinin yönetsel, ekonomik ve müşteri boyutlarına yer verilmiştir. Gelecekte havaalanı tasarımına yön verecek eğilimler üzerinde durulmuş ve 21. Yüzyılın havaalanı işletmeciliği için fırsat ve mücadele alanları ayrıntılı ele alınmıştır. Türkçe’de alanının ilklerinden olan 21. Yüzyılda Havaalanı İşletmeciliği, okuyucu kitlesi olarak, sektör içerisinden olduğu kadar havacılığa ilgi duyan ve bu konudaki bilgi birikimini artırmak isteyenleri de hedeflemektedir. Bu nedenle gerekli yerlerde bazı temel bilgilere de yer verilmiştir. Bilimsel gelişimin, özellikle havacılık gibi uygulamalı bir alanda sektörel gelişmelerle paralel gittiği düşünüldüğünde, okuyucunun her türlü geri bildirimi kitabın geliştirilmesi açısından önemli ve değerlidir. Kitabımızın okuyucusuna katkı sağlamasını ve gerek alanyazının gerekse Türk havacılığının gelişimine destek olmasını diliyorum.

This article presents a taxonomical framework that supports the considerations of socio-cultural hazards that may affect crowd management in transport hubs, i.e. airports, ports, underground and train stations, both in normal and emergency situations. Such hazards include communication breakdowns with passengers due, for instance, to language barriers; increased potential for revolts, as in stranded passenger situations; misreporting of security threats; and uncooperative behaviour in case of emergencies. Such socio-cultural hazards are not normally considered from the integrated perspective of transport hub operators, e.g. security staff, first responders and service assistants as well as safety and security managers. The present study provides an integrated perspective of these hazards as a means to increase the performance of transport staff members that interact with the public and with passengers on a daily basis. The methodology used to develop the framework comprises: (i) a focus group with relevant experts, (ii) semi-structured interviews at operational facilities with front-end practitioners, and (iii) a review of academic literature and media reports. The framework has also been qualitatively corroborated with transport operators in dedicated interviews and a focus group session. The study identified 10 socio-cultural hazards that were combined into a single framework comprising three high-level sub-categories: (i) crowd-staff interactions, (ii) crowd-crowd interactions, and (iii) crowd-environment interactions. The framework of socio-cultural factors can increase staff's awareness of relevant socio-cultural hazards, their potential consequences in both normal and emergency situations, and the associated mitigation strategies. In turn, this can increase the quality and continuity of service, safety and security in the management of members of the public and passengers in transport hubs.

Dünya genelinde havayolu pazarlarında artan serbestleşme, hava taşımacılığında gelişmeyi beraberinde getirirken; uzak, küçük ve kırsal bölgelerde havayolu hizmeti sunmak havayolu işletmeleri tarafından kârlı görülmemeye başlanmıştır. Hükümetler, bu bölgelerin havayolu hizmetinden faydalanabilmeleri için havayolu işletmelerini teşvik etmek adına çeşitli mekanizmalar geliştirmişlerdir. Bu bağlamda teşvikli hatlar, havayollarına verilen devlet destekleri arasında öne çıkan bir uygulamadır. Bu çalışmanın temel amacı, akademik yazında daha önce ele alınmayan Türkiye'deki teşvikli hat programının özelliklerinin, işleyişinin ve son durumunun ortaya konulması, yurtdışındaki benzer uygulamalarla karşılaştırılması ve öneriler getirilmesidir. Çalışmada öncelikle teşvikli hat uygulamasına yönelik teorik bir çerçeve sunularak yurtdışındaki öncü uygulamalar anlatılmıştır. Sonrasında alan yazından ve ikincil veri kaynaklarından elde edilen bulgular incelenerek ve derlenerek Türkiye bağlamında betimsel vaka/durum çalışması gerçekleştirilmiştir. Bulgular, Türkiye'de teşvikli hatların amacına uygun şekilde uzak noktaları merkezlere bağlamak odaklı olduğunu göstermiştir. Bununla birlikte, programda finansal teşvik aracının olmamasının, teşvikli hat sayısının az olmasına neden olduğu değerlendirilmektedir. Teşvikli hatlar uygulamasında yapılacak düzenlemelerle uygulama havayolu işletmeleri için daha cazip hale gelecek, bölgesel havacılığa yapılacak yatırımlarla teşvik uygulaması daha etkin işleyecektir.

Havayolu işletmeleri faaliyet gösterdikleri karmaşık ve rekabetçi çevrede varlıklarını ve karlılıklarını sürdürmek için bu çevreyi iyi anlamalı ve analiz etmelidirler. Ayrıca, havayolu işletmelerinin iç çevreleri de oldukça karmaşık bir yapıdadır. Tüm havayolu faaliyetlerinin emniyeti sağlayacak şekilde eşgüdüm içerisinde, istenen kalitede ve en az maliyetle yerine getirilmesi gerekmektedir. Değer zinciri analizi, bu bakımdan havayolu işletmelerine bakış açısı sağlayan bir araçtır. Bu çalışmada öncelikle, genel olarak değer zinciri analizi ele alınmış ve ardından havayolu işletmeleri için endüstri ve işletme seviyesinde değer zinciri analizi çerçevesi oluşturulmuştur. Buna ek olarak, havayolu işletmeleri için değer zinciri analizinin yararları üzerinde durulmuştur. Havayolu işletmelerine bu çerçeveden bakıldığında, her havayolu işletmesinin rekabetçi durumunu keskinleştirmek için değer zincirini anlaması ve değer zinciri içerisindeki bağlantıları iyi bir şekilde yönetmesi gereği ort...