Translate

hikaye etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
hikaye etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

27 Ekim 2012 Cumartesi

İlk Denemelerim


 yaklaşık iki yıldır boyanmayı bekleyen kuş evim sonunda renklendi.


Katıldığım ahşap boyama kursundaki ilk denemelerim. Devamı gelecek...

20 Ocak 2012 Cuma

Aşkın Gözyaşları



..........



Dergahın bahçesinde güllerin yanında Mevlana ilehasbihal ediyorduk.Mevlana`yı ziyarete felsefecilerden bir grup geldi.Soruları olduğunu bildirdiler.Mevlana onlara beni göstererek:



-Benim sorularımı cevaplayana sorun diye bana havale etti.Bunun üzerine,gelen felsefeciler üç sual sormak istediklerini belirttiler.



-Sorun.Dedim.İçlerinden birini başkan seçtiler.Hepsinin adına o soracaktı.Sormaya başladı:



-Allah var dersiniz,ama görünmez,göster de inanalım.



Öbür sorunu da sor.



-Şeytanın ateşten yaratıldığını söylersiniz,sonra da ateşle ona azap edilecek dersiniz hiç ateş ateşe azap eder mi?''dedi.



-Peki,öbürünü de sor.



-Ahirette herkes hakkını alacak,yaptıklarının cezasını çekecek diyorsunuz.Bırakın insanları canları ne istiyorsa yapsınlar,karışmayın!''dedi.



Bunlar mı sorularınız şimdi benim peşimden gelin size cevapları vereyim.Kalktık dergahın bahçe duvarı için kerpiç yapan müritlerin yanına vardık.Yerden kurumuş bir kerpiç aldım ve adamın başına vurdum.Soru sormaya gelen felsefeci yanındakilerle apar topar Konya kadısına gittiler.



Mevlana ''Şimdi ne olacak''der gibi bakıyordu.Onun aklından geçenleri okudum:



Meraklanma bekle gör,sorularının cevabını öyle alacaklar ki dergahına tövbeye hidayete gelecekler.Şimdi mahkeme görevlisi bizi kadıya çağırana kadar namaz kılalım.Aradan yarım saat geçmişti,haber geldi,birlikte kadının huzuruna vardık.Kadının odasında bizim şaşkın filozoflar hazır ol vaziyetinde bekliyorlar,kerpici yiyen kafası sarılı olarak olup biteni bir de bizim yanımızda kadıya anlatmaya başladı:



-Ben,soru sordum,o başıma kerpiç vurdu.Dedi.



-Ben de sadece cevap verdim.Kadı bu işin açıklanmasını istedi.



-Bana Allah'ı göster de inanayım,dedi.Şimdi bu felsefeci,başının ağrısını göstersin de görelim.Filozof şaşırarak:



-Ağrıyor ama gösteremem.Dedi.



-İşte Allah'da vardır,fakat görünmez.Yine bana,şeytana ateşle nasıl azap edileceğini sordu.Ben buna toprakla vurdum.Toprak onun başını acıttı.Halbuki kendi bedeni de topraktan yaratıldı.Yine bana;Bırakın herkesin canı ne isterse onu yapsın.Bundan dolayı bir hak olmaz.''dedi.Benim canım onun başına kerpiç ile vurmak istedi ve vurdum.Niçin hakkını arıyor?Aramasa ya!Bu dünyada küçük bir mesele için hak aranırsa,sonsuz olan ahiret hayatında niçin hak aranmasın?''Dedim.Felsefeci,bu güzel cevaplar karşısında mahcup olup,söz söyleyemez hale düştü.Herkesin huzurunda elime sarılarak:



-Bunca yıldır senin gibisini görmedim,başka Müslüman alimlere aynı soruları sordum saatlerce laf ürettiler ikna olmamıştım.Sen dininin adamısın.Bize İslam'ı sevdir....

14 Ocak 2011 Cuma

AŞK ve ÇILGINLIĞIN HİKAYESİ

fotoğraf


Uzun zaman önce, dünya yaratılmadan, insanlar dünyaya ayak basmadan önce, iyihuylar ve kötühuylar ne yapacaklarını bilemez vaziyette dolanıyorlarmış. Birgün toplanmışlar ve her zamankinden daha fazla canları sıkkın oturuyorlarken; SAFLIK ortaya bir fikir atmış :

- Neden saklambaç oynamıyoruz?

Hepsi bu fikri çok beğenmiş, hemen çılgın ÇILGINLIK bağırmış:

- Ben ebe olmak ve saymak istiyorum.

Ve başka hiç biri çılgını arayacak kadar çıldırmadığı için bu teklifi kabul etmişler. ÇILGINLIK bir ağaca yaslanmış ve saymaya başlamış 1, 2, 3,....Çılgınlık saymaya devam ederken iyihuylarla kötühuylar saklanmaya yer aramışlar. ŞEFKAT ayın boynuzuna asılmış, İHANET çöp yığınının içine girmiş, SEVGİ bulutların arasına kıvrılmış, YALAN bir taşın altına saklanacağını söylemiş ama yalan söylemiş gölün dibine saklanmış, TUTKU dünyanın merkezine gitmiş, PARA HIRSI bir çuvala girmeye çalışırken çuvalı yırtmış. Ve ÇILGINLIK saymaya devam etmiş 79, 80, 81.....

AŞK kararsız olduğu gibi, nereye saklanacağını da bilmiyormuş. Bu bizi şaşırtmamalı çünkü hepimiz aşkı saklamanın ne kadar zor olduğunu biliriz. Ve ÇILGINLIK 95, 96, 97...ye gelmiş ve 100' e vardığı anda AŞK sıçrayıp güllerin arasına girmiş ve saklanmış. ÇILGINLIK bağırmış:

- Önüm arkam sağım solum sobe geliyorum.

Arkasını döndüğünde ilk önce TEMBELLİĞİ görmüş çünkü saklanacak enerjisi yokmuş. Sonra ŞEFKATİ ayın boynuzunda görmüş, İHANETİ çöplerin arasında, SEVGİYİ bulutların arasında, YALANI gölün dibinde ve TUTKUYU dünyanın merkezinde hepsini birer birer bulmuş sadece biri hariç, ÇILGINLIK umutsuzluğa kapılmış en son saklı kişiyi bulamamış derken HASET AŞK bulunamadığı için haset duyarak ÇILGINLIĞIN kulağına fısıldamış:

- AŞKI bulamıyorsun çünkü o güllerin arasında saklanıyor.

ÇILGINLIK çatal şeklinde tahta bir sopa almış sonra da güllerin arasına çılgınca saplamış, saplamış taki yürek burkan bir haykırma onu durdurana kadar. Ve haykırıştan sonra AŞK elleriyle yüzünü kapayarak ortaya çıkmış, parmaklarının arasından sicim gibi kan akıyormuş. ÇILGINLIK AŞKI bulmak için heyecandan AŞKIN gözlerini çatal sopa ile kör etmiş.

-Ne yaptım ben seni kör ettim diye bağırmış. Nasıl onarabilirim?

Ve AŞK cevap vermiş:

- Gözlerimi geri veremezsin ama benim için bir şey yapmak istersen, benim kılavuzum olabilirisin.

İşte o günden beri AŞK ın gözü kördür ve o günden beri ÇILGINLIK ta onun yanındadır....