Papers by Selahattin Satılmış
Afyon Kocatepe Ün. Sosyal Bilimler Ens. Dergisi, 2006
Nesturiler, Kürt kabilelerinin de yoğun olarak bulundukları Osmanlı ve İran'ın sınır bölgelerinde... more Nesturiler, Kürt kabilelerinin de yoğun olarak bulundukları Osmanlı ve İran'ın sınır bölgelerinde yaşamaktaydılar. Yurt edindikleri bu bölgedeki coğrafi konumlarının yanı sıra fiziki şartların da olumsuzluğu yaşam tarzlarının yanı sıra Osmanlı Devleti ile olan ilişkilerini doğrudan etkilemiştir.
Turkish Studies, 2017
Özellikle iktisadi hayatın şimdiye nazaran daha fazla doğa olaylarının etkisinde olduğu eski döne... more Özellikle iktisadi hayatın şimdiye nazaran daha fazla doğa olaylarının etkisinde olduğu eski dönemlerde meydana gelen doğal afetlerin beraberinde getirdiği ekonomik ve sosyal meseleler, toplumları ve devletleri uzun süre meşgul etmiştir. Dolayısıyla bir devletin veya kentin sosyal ve iktisat tarihinin tam olarak anlaşılabilmesi için yaşadığı büyük doğal afetler ile bunların etkilerinin de ortaya konulması elzemdir.
1898 Koyulhisar Depremi, 2016
Öz 26 Mart 1898 depremi, Kuzey Anadolu Fay Zonu (KAFZ) üzerinde bulunan Sivas vilayetinin, Karahi... more Öz 26 Mart 1898 depremi, Kuzey Anadolu Fay Zonu (KAFZ) üzerinde bulunan Sivas vilayetinin, Karahisar-ı Şarki (Şebinkarahisar) sancağına bağlı Koyulhisar ve Hamidiye (Mesudiye) ile bu iki kazaya bağlı bazı köylerde ciddi boyutta yıkıma, can kayıplarına ve yaralanmalara yol açmıştır. KAFZ'ın neredeyse tamamında hissedilen bu deprem sonrasında Koyulhisar'da kurulan özel bir komisyon, depremzedelerin barınma, beslenme ve sağlık ihtiyaçlarını karşılamaya çalışmıştır. Sivas vilayetine bağlı sancak merkezlerinde toplanan yardımlar ve dönemin padişahı II. Abdülhamit'in ihsan ettiği yardım paraları sayesinde depremzedelerin yaraları sarılmak istenmiştir. Afet yönetiminde görülen bazı eksiklikler de merkezi hükümetin talimatları doğrultusunda giderilmeye çalışılmıştır. Bu çalışmada, Koyulhisar ve Hamidiye kazalarının 26 Mart 1898 tarihinde meydana gelen bu yıkıcı depremde yaşadığı maddi ve manevi kayıplar ile Osmanlı merkezi ve yerel yönetimlerinin yaşanan kriz karşısında sergiledikleri afet yönetimi ayrıntılı bir şekilde ele alınmıştır. Bu vesile ile çalışmanın hem Osmanlı Devleti'nin idari tarihine hem de Koyulhisar ve Hamidiye'nin sosyo-ekonomik tarihine katkı sunması hedeflenmiştir.
30 Eylül 1887 Banaz Depremi, 2016
Selahattin SATILMIŞ 30 Eylül 1887 Banaz Depremi The 30 September 1887 Banaz Earthquake ÖZET ... more Selahattin SATILMIŞ 30 Eylül 1887 Banaz Depremi The 30 September 1887 Banaz Earthquake ÖZET 30 Eylül 1887 depremi, Banaz nahiye merkezi ile buraya bağlı köylerin tamamında, Uşak ve Gediz kazalarına bağlı köylerin ise bazılarında ağır hasara sebep olmuştur. Batı Anadolu'nun tamamı ile Bursa'da da hissedilen deprem 2000'den fazla binanın yıkılmasına veya ağır hasar görmesine, can kayıplarına, yaralanmalara ve bir miktar hayvanın telef olmasına yol açmıştır. Zeminde yarıkların oluşmasına ve sıcak suların fışkırmasına sebep olan depremin artçı şokları dört aydan fazla bir süre devam etmiştir. Deprem bölgesindeki halk yaşadıkları korku sebebiyle evlerine girmeye cesaret edemeyip, bir süre zor şartlarda bağ, bahçe veya kırlarda yaşamlarını sürdürmüştür. Depremzedelerin yaralarının sarılması için mahalli ve merkezi hükümetlerce birtakım tedbirler alınmıştır. Hüdavendigar Valiliğince düzenlenen yardım kampanyası, baraka inşası, beslenme ihtiyaçlarının giderilmesi için zahire dağıtılması, evlerini tamir ya da yeniden inşa edecek maddi imkânı olmayanlara yapılan nakdi yardımlar, afet yönetimi bağlamında alınan önemli tedbirler olarak karşımıza çıkmaktadır.
Gediz Nehri'nde Taşkınlar, Islah Çalışmaları ve Afet Yönetimi, 2023
Öz Akarsular, doğa olaylarına karşı alınan tedbirlerin çok daha kısıtlı olduğu eski zamanlarda, g... more Öz Akarsular, doğa olaylarına karşı alınan tedbirlerin çok daha kısıtlı olduğu eski zamanlarda, günümüze nispeten daha sık taşarak etraflarına önemli miktarda zararlar vermekteydiler. 19. yüzyılda sık bir şekilde taşan nehirlerden birisi de Kütahya'ya bağlı Gediz kasabasının doğusundaki dağlardan kaynağını alan ve 275 km yol aldıktan sonra Ege Denizi'ne dökülen Gediz Nehri idi. 1860-1901 yılları arasında Gediz'in on altı defa taştığı tespit edilebilmiştir. Yaşanan taşkınların sel afetlerine yol açması neticesinde insanlar, hayvanlar, yerleşim birimleri, tarım, ticaret, ulaşım, iletişim, işletmeler ve İzmir Limanı önemli derecede zarar görmüş, büyük miktarda ekonomik kayıplar yaşanmıştır. Merkezi ve yerel hükümetler Gediz Nehri taşkınlarını ve yol açtığı zararları en aza indirmek amacıyla birtakım tedbirler aldıkları gibi taşkınlar sonrasında yardıma muhtaç durumda kalan selzedelerin yaralarını sarmak amacıyla da bazı önemli girişimlerde bulunmuşlardır. Arşiv belgeleri ve dönemin gazeteleri esas alınarak hazırlanan bu çalışma ile Osmanlı doğal afet tarihine ve kısmen de olsa Gediz Havzası'nda bulunan yerleşim birimlerinin tarihine katkı sağlanması hedeflenmiştir.
Malatya Tarihinde Depremler(1890-1910), 2023
Büyük Menderes Taşkınları ve Osmanlı Afet Yönetimi, 2023
Akarsular, doğa olaylarına karşı alınan tedbirlerin çok daha kısıtlı olduğu eski zamanlarda daha ... more Akarsular, doğa olaylarına karşı alınan tedbirlerin çok daha kısıtlı olduğu eski zamanlarda daha sık taşarak etraflarına daha fazla zarar vermekteydiler. Sık bir şekilde taşan nehirlerden birisi de Afyonkarahisar'a bağlı olan Dinar ve Sincanlı'dan kaynağını alarak batıya doğru ilerleyen ve Ege Denizi'ne dökülen Büyük Menderes Nehri idi. Çalışmanın zaman dilimini kapsayan 1887-1902 yılları arasındaki 15 yıllık süreçte Büyük Menderes Nehri'nin ana yatağında ve bu akarsuyu besleyen bazı kollarında yirmiden fazla taşkın yaşanmıştır. Bu taşkınlar bazen can ve mal kayıplarına sebep olmuş, bazen de insanların sular içerisinde mahsur kalmalarına yol açmıştır. Devlet yetkilileri selzedelerin yaralarını sarmak, taşkınları önlemek ve taşkınlar sonrasında oluşabilecek zararları asgari seviyede tutabilmek amacıyla bazı girişimlerde bulunmuşlardır. Arşiv belgeleri ve dönemin gazeteleri esas alınarak hazırlanan bu çalışma, yukarıda bahsi geçen hususları ele alarak Osmanlı Devleti'nde nehirler ve doğal afetler tarihine katkı sağlamayı hedeflemektedir.
1901 Erzurum Depremi ve Afet Yönetimi, 2023
Benzerlik / Similarity : %18 Öz Doğu Anadolu ile Kuzey Anadolu Fay zonlarının etkisinde bulunan v... more Benzerlik / Similarity : %18 Öz Doğu Anadolu ile Kuzey Anadolu Fay zonlarının etkisinde bulunan ve birçok fay hattını barındıran Erzurum, tarihte çok yıkıcı depremlere maruz kaldığı gibi, 8 Kasım 1901 tarihinde de büyük bir deprem yaşamıştır. Deprem, Erzurum'da çok büyük miktarda hasara, can kayıplarına ve binlerce insanın açıkta kalmasına yol açmıştır. Ana deprem sonrasında çok sık ve şiddetli derecede artçı sarsıntıların meydana gelmesi, halkın daha fazla endişe ve korku yaşamasına neden olmuştur. Depremzedeler, vilayet yönetimi tarafından çadırlara ve barakalara yerleştirilmiş ya da hasar almayan köylere gönderilmişlerdir. Bütün afetzedelerin beslenme, yakacak ve diğer ihtiyaçları da giderilmeye çalışılmıştır. Afetzedeler için büyük gayret gösterilmişse de baraka ve çadırlarda yaşayan depremzedeler Erzurum'un şiddetli soğuklarının tesiriyle büyük zorluklara maruz kalmış, hatta salgın hastalıklar baş göstermiştir. Deprem sonrasında hem İstanbul'da hem de Erzurum ve çevresindeki yerleşim birimlerinde yardım kampanyaları başlatılmış, toplanan büyük miktarlardaki paralarla afetzedelerin ihtiyaçları giderilmeye çalışılmıştır. Depremzedelere çeşitli kolaylıklar ve muafiyetler de sağlanarak bu büyük afetin açtığı yaralar sarılmak istenmiştir.
Balıkesir ve Çevresinin Tarihsel Depremleri, 2020
Birinci derecede deprem kuşağında yer alan Balıkesir ve çevresi, günümüzde olduğu gibi daha öncek... more Birinci derecede deprem kuşağında yer alan Balıkesir ve çevresi, günümüzde olduğu gibi daha önceki dönemlerde de, çok sayıda depreme maruz kalmıştır. Dönemin arşiv belgeleri ve gazetelerinden elde edilen bilgiler ışığında bölgede XIX. yüzyılın ikinci yarısında 34 defa ana sarsıntının yaşandığı tespit edilebilmiştir. Bunlardan bir kısmı çok şiddetli derecede yaşanmış olup, can kayıplarına ve büyük miktarda hasarların oluşmasına yol açmıştır. Yıkıma sebep olan depremlerin ardından sergilenen afet yönetimi, depremzedelerin yaralarının sarılması açısından büyük önem arz etmiştir. Bu makale çalışması ile hem Balıkesir tarihi hem de Osmanlı doğal afetler tarihi literatürüne katkı sağlanması hedeflenmektedir. Ayrıca birinci el kaynaklardan yararlanılarak tespit edilen tarihsel depremlere dair sayısal veriler, bölgenin depremselliği açısından önem arz etmekte olup, deprem bilimciler için kaynak teşkil etmesi umulmaktadır.
Muğla Bölgesinin Tarihsel Depremleri, 2020
Bir devletin veya kentin sosyal ve iktisat tarihinin tam olarak anlaşılabilmesi için doğal afetle... more Bir devletin veya kentin sosyal ve iktisat tarihinin tam olarak anlaşılabilmesi için doğal afetlerin etkilerinin de ortaya konulması gerekir. Bu çalışmada, birinci derece deprem bölgesinde yer alan Muğla ve kazalarında 19. yüzyılın ikinci yarısı boyunca meydana gelen depremler, birinci el kaynaklardan olan arşiv belgeleri ve gazeteler ile mevcut literatür ışığında ele alınmış; ne sıklıkla ve büyüklükte yer sarsıntılarının yaşandığı ortaya çıkarılmak suretiyle Muğla'nın deprem tarihine ve depremselliğine katkıda bulunulması hedeflenmiştir. Bu bağlamda Muğla'da 19. yüzyılın ikinci yarısında 51 depremin yaşandığı tespit edilmiştir. Hasara yol açan on beş deprem içerisinde en etkilileri 1851'de Fethiye'de, 1863'te Datça'da ve 1869'da Ula'da yaşanmıştır.
The city of Malatya experienced many disasters in the last quarter of the 19th century. Malatya, ... more The city of Malatya experienced many disasters in the last quarter of the 19th century. Malatya, which suffered great damage and loss of life in the earthquake of March 3, 1893, lost hundreds of its population in the same year due to the cholera epidemic. Several years before these disasters, he was exposed to two major fire disasters and suffered a great amount of material and moral damage. The first fire broke out at the end of 1889 and turned the Malatya Bazaar to ashes. The same bazaar suffered a second and bigger fire disaster less than a year later. In addition to the shops in the bazaar, some other buildings were also damaged in the fires. As in the aftermath of the earthquake, efforts were made to heal the wounds of the victims after fires. In this regard, the injuries of the fire victims were tried to be healed with the efforts of both the administrators of the Malatya liva and the Ma'mûretü'l-'Azîz province to which it was affiliated, and the representatives of the Ottoman government who ruled the state from the capital Istanbul. In addition to financial aid, some conveniences were provided to the people of Malatya. In this study, the damages caused by the aforementioned fires in and around the bazaar, what happened after the disasters, the studies and measures taken to heal the wounds of the disaster victims were discussed in the light of archival documents and newspapers of the period, and the material and moral difficulties of the people of Malatya and the regional administrators at that time were given.
Mütefekkir
Depremler, birer doğa olayı olmakla birlikte, şehirlerin ve ülkelerin tarihlerini derinden etkile... more Depremler, birer doğa olayı olmakla birlikte, şehirlerin ve ülkelerin tarihlerini derinden etkilemektedirler. Günümüzde birinci ve ikinci derecede deprem riski taşıyan yerler arasında bulunan Çankırı ili, bu günlerde olduğu gibi, tarihsel dönemlerde de çok sayıda depreme maruz kalmıştır. Bu çalışmada 1875-1900 yılları arasını kapsayan yirmi beş yıllık süreçte 20 depremin meydana geldiği tespit edilebilmiştir. Bunlar içerisinde hafif şiddetli depremler olduğu gibi hasar ve can kayıplarına sebep olan, artçı sarsıntıları günlerce devam eden depremler de bulunmaktadır. Bahsi geçen süreçte Çankırı, hasar ve zayiat bağlamında en büyük depremini, 28 Eylül 1881 tarihinde yaşamıştır. Bu makale çalışmasında Çankırı ve ilçelerinde 19. yüzyılın son çeyreğinde meydana gelen depremler, dönemin arşiv belgeleri, gazeteleri ve mevcut literatürden faydalanılarak ele alınmış; bölgede ne sıklıkla ve büyüklükte depremlerin yaşandığı, afetler sonrasında yapılan çalışmalar ortaya konulmak sûretiyle hem Os...
30 Eylül 1887 depremi, Banaz nahiye merkezi ile buraya bağlı köylerin tamamında, Uşak ve Gediz ka... more 30 Eylül 1887 depremi, Banaz nahiye merkezi ile buraya bağlı köylerin tamamında, Uşak ve Gediz kazalarına bağlı köylerin ise bazılarında ağır hasara sebep olmuştur. Batı Anadolu’nun tamamı ile Bursa’da da hissedilen deprem 2000’den fazla binanın yıkılmasına veya ağır hasar görmesine, can kayıplarına, yaralanmalara ve bir miktar hayvanın telef olmasına yol açmıştır. Zeminde yarıkların oluşmasına ve sıcak suların fışkırmasına sebep olan depremin artçı şokları dört aydan fazla bir süre devam etmiştir. Deprem bölgesindeki halk yaşadıkları korku sebebiyle evlerine girmeye cesaret edemeyip, bir süre zor şartlarda bağ, bahçe veya kırlarda yaşamlarını sürdürmüştür. Depremzedelerin yaralarının sarılması için mahalli ve merkezi hükümetlerce birtakım tedbirler alınmıştır. Hüdavendigar Valiliğince düzenlenen yardım kampanyası, baraka inşası, beslenme ihtiyaçlarının giderilmesi için zahire dağıtılması, evlerini tamir ya da yeniden inşa edecek maddi imkânı olmayanlara yapılan nakdi yardımlar, afe...
Belleten, 2007
Osmanlı Devleti'nde diğer gayrimüslim tebaanın yararlandıkları bütün ayrıcalıklardan yararlan... more Osmanlı Devleti'nde diğer gayrimüslim tebaanın yararlandıkları bütün ayrıcalıklardan yararlanan Nesturiler, din ve kültürlerini serbestçe yaşayabilmişler ve bu hoşgörü ortamında XVI. yüzyıldan XX. yüzyıla kadar, aşağı yukarı dört yüz yıl kadar, dinsel ve kültürel bakımdan hiç bir asimilasyona maruz kalmadan varlıklarını sürdürebilmişlerdir. Osmanlı ile İran devletleri arasındaki sınır bölgesinde (Van-Musul-Urmiye üçgeni arasında) sıkışarak, XIX. yüzyıla kadar dış dünyadan ve uygarlıktan ayrı kalarak uzun bir tecrit dönemi yaşayan Nesturiler, Kürt kabileler tarafından etrafları çevrilmiş vaziyette hayatlarını sürdürmüşlerdir. Bu dönemde dışarıdaki Hıristiyan dünyasından, sadece kendilerini Katolik Kilisesiyle birleştirmek isteyen Fransız misyonerler ile ilişki kurmuşlardır.
JOURNAL OF HISTORY AND FUTURE, 2020
Başvuruda bulundu. Kabul edildi.
Bir devletin veya kentin sosyal ve iktisat tarihinin tam olarak anlaşılabilmesi için doğal afetle... more Bir devletin veya kentin sosyal ve iktisat tarihinin tam olarak anlaşılabilmesi için doğal afetlerin etkilerinin de ortaya konulması gerekir. Bu çalışmada, birinci derece deprem bölgesinde yer alan Muğla ve kazalarında 19. yüzyılın ikinci yarısı boyunca meydana gelen depremler, birinci el kaynaklardan olan arşiv belgeleri ve gazeteler ile mevcut literatür ışığında ele alınmış; ne sıklıkla ve büyüklükte yer sarsıntılarının yaşandığı ortaya çıkarılmak suretiyle Muğla'nın deprem tarihine ve depremselliğine katkıda bulunulması hedeflenmiştir. Bu bağlamda Muğla'da 19. yüzyılın ikinci yarısında 51 depremin yaşandığı tespit edilmiştir. Hasara yol açan on beş deprem içerisinde en etkilileri 1851'de Fethiye'de, 1863'te Datça'da ve 1869'da Ula'da yaşanmıştır.
Doğal afetler ile etkilerinin ortaya konulması, bir devletin veya yörenin sosyal ve iktisat tarih... more Doğal afetler ile etkilerinin ortaya konulması, bir devletin veya yörenin sosyal ve iktisat tarihinin ortaya konulması açısından önem arz etmektedir. Akdeniz kıyısında yer alan Antalya ve çevresinin tektonik yapısı oldukça karışıktır. 2019 yılında yürürlüğe giren Türkiye Deprem Bölgeleri Haritası'na göre bazı kısımları 2., bazı kısımları da 3. deprem bölgeleri içerisinde yer alan Antalya yöresinin Osmanlı Devleti'nin son dönemlerinde depremlerden etkilendiği görülmektedir. Antalya livası sınırları içerisinde 1886-1903 yılları arasında on defa ana deprem ile bunlardan sonra bir miktar artçı sarsıntının meydana geldiği tespit edilebilmiştir. Bunlar arasında en büyük depremler 8 Kasım 1886 tarihinde Elmalı'da ve 14 Kasım 1886'da Finike'de meydana gelmiştir. Dönemin arşiv belgeleri ve gazeteleri temel alınarak yapılan bu çalışma ile depremlerin nerelerde ve hangi sıklıkla yaşandığının ortaya konulması suretiyle bölgenin depremselliğine, bölgede yaşanan bazı büyük depremlerin yol açtığı hasar ve zâyiat ile bu sırada sergilenen afet yönetiminin ortaya konulması ile hem Antalya hem de doğal afet tarihi literatürüne katkı sağlanması hedeflenmiştir.
Birinci derecede deprem kuşağında yer alan Balıkesir ve çevresi, günümüzde olduğu gibi daha öncek... more Birinci derecede deprem kuşağında yer alan Balıkesir ve çevresi, günümüzde olduğu gibi daha önceki dönemlerde de, çok sayıda depreme maruz kalmıştır. Dönemin arşiv belgeleri ve gazetelerinden elde edilen bilgiler ışığında bölgede XIX. yüzyılın ikinci yarısında 34 defa ana sarsıntının yaşandığı tespit edilebilmiştir. Bunlardan bir kısmı çok şiddetli derecede yaşanmış olup, can kayıplarına ve büyük miktarda hasarların oluşmasına yol açmıştır. Yıkıma sebep olan depremlerin ardından sergilenen afet yönetimi, depremzedelerin yaralarının sarılması açısından büyük önem arz etmiştir. Bu makale çalışması ile hem Balıkesir tarihi hem de Osmanlı doğal afetler tarihi literatürüne katkı sağlanması hedeflenmektedir. Ayrıca birinci el kaynaklardan yararlanılarak tespit edilen tarihsel depremlere dair sayısal veriler, bölgenin depremselliği açısından önem arz etmekte olup, deprem bilimciler için kaynak teşkil etmesi umulmaktadır.
Uploads
Papers by Selahattin Satılmış