Marmara Üniverstesi
Eğitim Yönetimi ve Denetimi
Öz: Bu çalışmanın amacı, öğretmenlerin içinde bulundukları eğitim örgütünde algıladıkları örgütsel sinerji düzeyini ortaya koymak için bir ölçme aracı geliştirmektir. Bu amaç doğrultusunda; ölçek taslağının hazırlanması, uzman görüşüne... more
Öz: Bu çalışmanın amacı, öğretmenlerin içinde bulundukları eğitim örgütünde algıladıkları örgütsel sinerji düzeyini ortaya koymak için bir ölçme aracı geliştirmektir. Bu amaç doğrultusunda; ölçek taslağının hazırlanması, uzman görüşüne başvurma, ölçeği uygulama ile geçerlik ve güvenilirlik çalışmalarını içeren dört aşamalı yol izlenmiştir. Araştırmanın çalışma grubunu, İstanbul ili Eyüp ilçesinde bulunan ilk ve ortaokullarda görev yapan 778 öğretmen oluşturmuştur. Öğretmenlere Yönelik Örgütsel Sinerji Ölçeği'nin, özdeğeri 1.00'in üzerinde dört faktörlü yapı sergilediği tespit edilmiştir. Bu dört faktör; etkileşim ve takdir etme, bütünleşme, strateji, güncellenme ve güçlenme olarak isimlendirilmiştir. Ölçeğin tamamı için bulunan Cronbach alfa katsayısı .97'dir. Araştırmadan elde edilen bulgular doğrultusunda, geliştirilen Öğretmenlere Yönelik Örgütsel Sinerji Ölçeği'nin öğretmenlerin içinde bulundukları eğitim örgütünde algıladıkları örgütsel sinerji düzeyini ortaya koymak için kullanılabilecek, güvenirliği ve geçerliği olan bir ölçme aracı olduğu söylenebilir. Anahtar Kelimeler: Sinerji, örgütsel sinerji, ölçek geliştirme, öğretmen Abstract: The purpose of this study was to develop a scaling tool in order to reveal the organizational synergy level perceived by the teachers within the education institution they were involved. Along with this, a semi-structured interview form consisting of 10 questions for teachers was created to help create an item pool. Study group consists of 778 teachers charged at primary and middle schools in Eyüp Province of Istanbul city. It was discovered that the Organizational Synergy Scale displayed four-factor structure over 1.00. These five factors are called interaction and appreciation, integration, strategy, updating and empowerment. Cronbach's alpha coefficient for the whole scale was .97. In the light of findings obtained as a result of the study, it could be suggested that the Organizational Synergy Scale is a reliable and valid measurement tool that can be used to reveal the organizational synergy level perceived by the teachers in the schools they are assigned. Giriş Sinerji, etimolojik olarak Yunanca'da birlikte çalışmak anlamına gelen " synergos " kelimesinden gelmektedir. Ansoff (1991), stratejik yönetim içinde sinerji kavramını tanımlamış ve onu bir bütünün toplam etkisinin, onu oluşturan parçaların teker teker yaratacağı etkilerden daha büyük olması anlamında kullanmıştır. Dökmen (2004) ise sinerjiyi, ortak bir sonuca katkısı olabilecek birkaç unsurun bir etkileşim sonucunda, bu etkenlerden her birisinin tek tek sergileyebileceği etkilerin toplamından daha güçlü bir etki üretmeleri olarak açıklamaktadır. Örgütsel bağlamda sinerji, örgütün yaşayabilirliğini koruyan, ilgisiz örgütsel parçalardan daha fazlasını sağlayan ve bilgi ve uygulama ilişkilerinin ürünü olan dinamik bir durumdur (Lee, 1993). Sinerji kavramı, farklı alanlarda tamamlayıcılık, yatay uyum, denklik, iç uyum, bağımlılık, yapılandırmacılık ve bağlantı olarak da kullanılmaktadır. Bu kavramlar arasında küçük farklılıklar olmasına rağmen, bütünün bireysel uygulamaların toplamından daha fazla olması şeklinde tanımlanabilmektedir (Chadwick, 2010).
The purpose of this study was to examine the opinions of school administrators and teachers on the issues of peer bullying, the reasons of peer bullying and methods of intervention for peer bullying. The data of this study, which was... more
The purpose of this study was to examine the opinions of school administrators and teachers on the issues of peer bullying, the reasons of peer bullying and methods of intervention for peer bullying. The data of this study, which was carried out with qualitative research methods, was obtained from 18 school administrators and 20 teachers with face-to-face interviews and semi-structured forms. The data obtained as a result of the research were coded in accordance with qualitative research methods, were grouped under themes and were subjected to content analysis. In the interviews, it was observed that most of the school administrators and teachers defined peer bullying as“physical, verbal and psychological pressure made by children with power to their less powerful peers”. While a small number of teachers stated that the bullying behavior was repeated, school administrators never mentioned the repetition of bullying behavior. Participants stated that the reasons of peer bullying in school were the family, psychological disturbances of the students, the environment where the students live, exposure tocertain media contents and issues related to school. Participants reported that they organized student, parent and teacher seminars in order to prevent peer bullying in their schools, that adult supervision was increased where bullying behavior was possible, and that potential bullies and victims were directed to social-cultural activities. School administrators and teachers adopted strategies such as talking with bullies, informing their parents, referring them to counseling services and to behavioral assessment committee in the school. They stated that they did not have a specific policy to prevent and intervene withpeer bullying in the school.
- by A.Faruk Levent and +1
- •
Bu araştırmanın amacı öğretmen annelerin meslek içinde karşılaştığı sorunlarına ve başa çıkma yollarına ilişkin görüşleri incelemektir. Araştırmanın çalışma grubu, 2019 yılında İstanbul’da yaşayan ve 0-6 yaş aralığında çocuğu olan 20... more
Bu araştırmanın amacı öğretmen annelerin meslek içinde karşılaştığı sorunlarına ve başa çıkma yollarına ilişkin görüşleri incelemektir. Araştırmanın çalışma grubu, 2019 yılında İstanbul’da yaşayan ve 0-6 yaş aralığında çocuğu olan 20 kadın öğretmenden oluşmuştur. Veri toplama aracı olarak görüşme ve yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılmıştır. Görüşmeler, katılımcılardan izin alınmak suretiyle ses kaydı alınıp yazıya aktarılmıştır, sonrasında ait oldukları kişilere gönderilerek ekleme-çıkarma yapmalarına izin verilmiştir. Her bir katılımcının ses kaydı dinlenerek yazılı metne dönüştürülmüş ve daha sonra bu metinler kullanılarak kodlar oluşturulmuştur. Katılımcılar, meslek içinde çeşitli zorluklarla karşılaştıklarını, bu zorluklardan bazılarının mesleğe özgü olduğunu bazılarının ise cinsiyete dayalı zorluklar olduğunu söyleyerek, öğretmenlik mesleğinin ev hanımlığının ve anneliğin bir uzantısı olarak kabulünden dolayı, kadınlara daha uygun olarak görüldüğü fakat bu algının da kendileri üzerinde daha fazla stres oluşturduğunu ifade etmişlerdir. Elde edilen bulgulara göre, doğum izninin yetersizliği, annelerin bebeklerinden erken ayrılmak zorunda kalmalarının ve bebeğini emanet edebileceği ailesinden birinin olmaması durumunda işe başlamak zorunda kalan öğretmen annelerin işe rahatlıkla konsantre
olamadıkları tespit edilmiştir.
olamadıkları tespit edilmiştir.
- by A.Faruk Levent and +1
- •
Etik ikilem; bir problemin var olan alternatiflerden hangisiyle çözüleceği ile ilgili seçim yapma konusunda kararsızlık yaşanması durumudur. Bu tür durumlarda etik bir şekilde karar vermenin önemi çok büyüktür. Bu araştırmanın amacı;... more
Etik ikilem; bir problemin var olan alternatiflerden hangisiyle çözüleceği ile ilgili seçim yapma konusunda kararsızlık yaşanması durumudur. Bu tür durumlarda etik bir şekilde karar vermenin önemi çok büyüktür. Bu araştırmanın amacı; resmi ve özel okullarda görev yapan öğretmenlerin etik ikilem durumlarında karar verme ile ilgili algılarını incelemektir. Araştırmada nitel araştırma yöntemlerinden örnek olay çalışması kullanılmıştır. Araştırmanın örneklemini; İstanbul ilinin 3 merkez ilçesinde yer alan resmi ve özel okullarda görev yapan 10 öğretmen oluşturmuştur. Örneklem grubunun seçiminde kolayda örnekleme deseni kullanılmıştır. Verilerin toplanması; yüz yüze görüşme şeklinde olup katılımcılara bir örnek etik ikilem durumu verilmiş, bu duruma ilişkin olarak hazırlanmış sorular sorulmuştur. Veriler, içerik analizi tekniği kullanılarak analiz edilmiştir. Elde edilen bulgulara göre; öğretmenlerin etik durumlardaki hassasiyetlerinin farklılık gösterdiği bulunmuştur. Bu farklılıklar; öğretmenlik mesleğinden kaynaklı etmenler, bireysel değerlerden kaynaklı etmenler, faydacı esaslı etmenler, adalet duygusundan kaynaklı etmenler ve toplumsal onaydan kaynaklı etmenler olarak sınıflandırılmıştır.
- by A.Faruk Levent
- •
The purpose of this study is to examine the organizational cynicism among teachers at schools. In this study, which was conducted by a mixed method, “the Organizational Cynicism Scale for Teachers” was used in the quantitative dimension,... more
The purpose of this study is to examine the organizational cynicism among teachers at schools. In this study, which was conducted by a mixed method, “the Organizational Cynicism Scale for Teachers” was
used in the quantitative dimension, while a semi-structured interviewing technique was used in the qualitative dimension. The quantitative part of this research population consists of 348 teachers who worked in public schools on the Anatolian side of Istanbul in 2014 to 2015 academic year. In the qualitative part of this research, 30 teachers were interviewed concerning factors that affect teachers in terms of interaction, process and assignment of duties in the organizational sense. In the analysis of
quantitative data, descriptive statistical techniques were used, while qualitative data was worked out by content analysis. According to the results obtained in the quantitative dimension of the research, it was
seen that the organizational cynicism level of teachers was at low and medium level. It was determined that this result was also supported by the findings obtained by means of qualitative analysis.
used in the quantitative dimension, while a semi-structured interviewing technique was used in the qualitative dimension. The quantitative part of this research population consists of 348 teachers who worked in public schools on the Anatolian side of Istanbul in 2014 to 2015 academic year. In the qualitative part of this research, 30 teachers were interviewed concerning factors that affect teachers in terms of interaction, process and assignment of duties in the organizational sense. In the analysis of
quantitative data, descriptive statistical techniques were used, while qualitative data was worked out by content analysis. According to the results obtained in the quantitative dimension of the research, it was
seen that the organizational cynicism level of teachers was at low and medium level. It was determined that this result was also supported by the findings obtained by means of qualitative analysis.
- by A.Faruk Levent and +1
- •
- Educational Administration
Cite as/ Atıf: Alp, İ., Levent, F. (2020). Dijital dönüşümün öğrencilerin değerleri üzerindeki etkisine ilişkin öğretmen görüşleri, Turkish Studies, 15(3), 1611-1633. https://dx. Abstract: All societies from past to present are in... more
Cite as/ Atıf: Alp, İ., Levent, F. (2020). Dijital dönüşümün öğrencilerin değerleri üzerindeki etkisine ilişkin öğretmen görüşleri, Turkish Studies, 15(3), 1611-1633. https://dx. Abstract: All societies from past to present are in constant change and development. While the phenomenon of education directs the shaping of social structures, it is also affected by the dynamics of the age. Education, which contributed to the change and development of societies, has changed from the agricultural society to the super smart society. Today, thanks to the rapidly developing information and communication technologies, a digital transformation is experienced in education. This rapid change and transformation causes new concepts and values to enter our lives. The purpose of this research was to examine teachers' opinions on the effect of digital transformation on students' values. The data of this study, which was designed with a case study pattern from qualitative research approaches, was obtained by using a semi-structured interview form through face-to-face interview. Typical case sampling method, which is one of the purposeful sampling methods, was used to determine the study group of the study. Within the scope of the research, 14 teachers working in private schools in Üsküdar, Istanbul were interviewed. The data obtained as a result of the interviews were subjected to content analysis, which includes identifying and coding similar themes. According to the findings of the research, today's students; it consists of individuals who are peaceful with technology, active in social media, questioning, egocentric, materialistic, unfaithful, quickly bored, and insatiable. According to the participant teachers, students see technology as a source of information, as well as seeing it as a means of play and socialization. In addition, the participant teachers pointed out that information technologies contain many risks and threats in terms of deformation of moral values as well as providing many opportunities for students.
Many developed countries, especially United States, United Kingdom, South Korea and Germany, attach great importance to the education of gifted students. Numerous studies have been carried out in these countries and different models have... more
Many developed countries, especially United States, United Kingdom, South Korea and Germany, attach great importance to the education of gifted students. Numerous studies have been carried out in these countries and different models have been developed. In the Netherlands, in addition to the state-owned "normal" primary schools, there are alternative schools in which different models of education are applied. In these alternative schools where Montessori, Leonardo, Jenaplan or Dalton models are applied, gifted students can find more individual work opportunities than normal schools. In this study, the Leo-nardo model developed for gifted students in the Netherlands was examined. The information obtained for this study includes books, theses, and articles: 1) Education in Leonardo model, 2) Application procedure to Leonardo schools, 3) Curriculum in Le-onardo model, 4) Characteristics of Leonardo instructors , 5) Researches about Leonardo model, 6) Criticism of Leonardo model.
Bu araştırmanın amacı öğretmen adaylarının temel düzeyde eğitim hukuku ile ilgili eğitim ihtiyaçlarının neler olduğunu belirlemektir. Bu çalışmada, nicel araştırma yöntemlerinden tarama modeli kullanılmıştır. Araştırmanın örneklem grubunu... more
Bu araştırmanın amacı öğretmen adaylarının temel düzeyde eğitim hukuku ile ilgili eğitim ihtiyaçlarının neler olduğunu belirlemektir. Bu çalışmada, nicel araştırma yöntemlerinden tarama modeli kullanılmıştır. Araştırmanın örneklem grubunu Marmara Üniversitesi'nde eğitim görmekte olan, "Eğitim Yönetimi" veya "Türk Eğitim Sistemi ve Okul Yönetimi" derslerini almış olan 3. ve 4. sınıf öğrencisi 386 öğretmen adayı oluşturmuştur. Veri toplama aracı olarak öğretmen adaylarının temel düzeyde eğitim hukuku ile ilgili bilgi düzeylerini belirlemek için araştırmacılar tarafından 54 soruluk "Eğitim Hukukuna İlişkin Bilgi Düzeyi Be-lirleme Anketi" oluşturulmuştur. Toplanan verilerin çözümlenmesinde yüzde, frekans ve aritmetik ortalama testleri yapılmıştır. Elde edilen bulgulara göre; geliştirilen formda yer alan "öğretmenlerin hak ve sorumlu-lukları", "disiplin hukuku", "özel öğretim hukuku", "özel eğitim hukuku" ve "kamu okullarının finansmanı" ile ilgili bölümlerdeki sorulara verilen doğru cevapların ortalamalarının düşük olduğu saptanmıştır. "Öğren-cilerin hak ve sorumlulukları" ve "sınav hukuku" ile ilgili bölümlerinde bulunan sorulara verilen doğru cevapların ortalamalarının ise yüksek olduğu ancak "eğitim alma hakkı" ve "eğitime devamın sağlanması", "öğrencilerin kılık kıyafetleri" ve "sınav kağıtlarının hazırlanması" ile ilgili sorulara verilen doğru cevapların ortalamalarının ise düşük olduğu tespit edilmiştir. Bu araştırmada elde edilen sonuçlar doğrultusunda öğret-men adaylarının eğitim hukuku ile ilgili eğitim ihtiyaçlarının giderilmesine yönelik Eğitim Hukuku dersinin lisans düzeyinde zorunlu ders olarak müfredata alınması önerilmektedir. Böylece öğretmen adaylarının bu alanda görülen bilgi eksiklikleri giderilerek, meslek hayatlarında karşılarına çıkabilecek farklı durumlarla mücadele edebilme becerileri kazandırılabilir.
Anahtar Kelimeler: Eğitim hukuku, öğretmen adayı, eğitim ihtiyacı
Anahtar Kelimeler: Eğitim hukuku, öğretmen adayı, eğitim ihtiyacı
- by A.Faruk Levent and +1
- •
- Education
Bu çalışmanın amacı, okul yöneticilerinin okullardaki dedikodu ve dedikodu yönetimine ilişkin görüşlerini incelemektir. Nitel araştırma yöntemlerinden biri olan olgu bilim (fenomenoloji) ile desenlenen bu araştırmanın çalışma grubunu... more
Bu çalışmanın amacı, okul yöneticilerinin okullardaki dedikodu ve dedikodu yönetimine ilişkin görüşlerini incelemektir. Nitel araştırma yöntemlerinden biri olan olgu bilim (fenomenoloji) ile desenlenen bu araştırmanın çalışma grubunu belirlemek üzere amaçlı örnekleme yöntemlerinden maksimum çeşitlilik örneklemesi yöntemi kullanılmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu, Tekirdağ ili Çorlu ilçesinde bulu-nan ve devlet okullarında görev yapan 23 okul yöneticisi oluşturmaktadır. Çalışma grubunda yer alan okul yöneticilerinden görüşme yoluyla veri toplanabilmesi için yarı yapılandırılmış görüşme formu geliştirilmiştir. Araştırmada elde edilen veriler içerik analizi tekniği ile çözümlenmiştir. Elde edilen bulgulara göre katılımcıların çoğu, dedikoduyu kişinin arkasından olumsuz konuşma olarak tanımlamıştır ve okulda en fazla öğrenci-öğretmen ilişkileri, haftalık ders programı ve mesleki yeterliliklerin dedikodu konusu yapıldığını belirtmiştir. Ayrıca katılımcılar, dedikodu yönetimine ilişkin dedikodu yapanların ikaz edilmesinin, yönetimde şeffaflığın, eleştiriye açıklığın ve etkili iletişimin önemine dikkat çekmişlerdir.
Anahtar Kelimeler: Okul yöneticisi, dedikodu, dedikodu yönetimi, söylenti
Anahtar Kelimeler: Okul yöneticisi, dedikodu, dedikodu yönetimi, söylenti
Bu çalışmanın amacı, üstün yetenekli öğrencilere destek odasında verilen eğitime ilişkin okul yöneticilerinin ve öğretmenlerin görüşlerinin incelenmesidir. Nitel araştırma yöntemlerinden olgu bilim deseniyle yürütülmüş olan bu çalışmanın... more
Bu çalışmanın amacı, üstün yetenekli öğrencilere destek odasında verilen eğitime ilişkin okul yöneticilerinin ve öğretmenlerin görüşlerinin incelenmesidir. Nitel araştırma yöntemlerinden olgu bilim deseniyle yürütülmüş olan bu çalışmanın verileri, yüz yüze görüşme ile yarı yapılandırılmış bir görüşme formu kullanılarak elde edilmiştir. Araştırma kapsamında 20 okul yöneticisi ve 19 öğretmen ile görüşmeler yapılmıştır. Görüşmelerde elde edilen veriler, içerik analizine tabi tutularak kodlamalar yapılmış ve temalar oluşturulmuştur. Araştırma bulgularına göre katılımcı okul yöneticileri ve öğretmenler, destek odalarında genellikle öğrencilere zekâ oyunlarının oynatıldığını ve farklılaştırılmış bir eğitimin verilemediğini ifade etmişlerdir. Katılımcıların çoğu, destek odasına ilişkin belli bir müfredat ve planın olmamasından, materyal eksikliği ve fiziksel şartların yetersizliğinden dolayı sıkıntı çektiklerini belirtmişlerdir. Ayrıca katılımcılar, destek eğitim odalarında üstün yetenekli öğrencilerin eğitim ihtiyaçlarının karşılanmasında öğretmen faktörünün belirleyici olduğunu ifade ederek öğretmenlere yönelik hizmet içi eğitimlerin önemine dikkat çekmişlerdir.
Anahtar Kelimeler: Üstün yetenekli öğrenci, üstün yeteneklilerin eğitimi, destek oda, okul yöneticisi, öğretmen
Anahtar Kelimeler: Üstün yetenekli öğrenci, üstün yeteneklilerin eğitimi, destek oda, okul yöneticisi, öğretmen
Singapur, son yıllarda yapılan PISA, TIMMS ve PIRLS gibi uluslararası öğrenci değerlendirme sınavlarında elde ettiği başarılarla dikkatleri üzerine çeken bir ülkedir. Ülkelerin eğitim alanındaki politika ve uygulamalarının sonuçları... more
Singapur, son yıllarda yapılan PISA, TIMMS ve PIRLS gibi uluslararası öğrenci değerlendirme sınavlarında elde ettiği başarılarla dikkatleri üzerine çeken bir ülkedir. Ülkelerin eğitim alanındaki politika ve uygulamalarının sonuçları hakkında bilgi veren uluslararası sınavlarda Singapur'un başarısı, bu ülkenin eğitim sistemine yönelik tüm dünyada merak uyandırmıştır. Özellikle Türkiye gibi eğitim sistemini iyileştirmek için reform girişimlerinde bulunan ancak uluslararası değerlendirme çalışmalarında istenilen başarıyı yakalayamayan pek çok ülke için Singapur eğitim sisteminin öne çıkan özelliklerinin ortaya çıkarılması önem taşımaktadır. Bu çalışmanın amacı, Singapur'un eğitimde yakaladığı başarının altında yatan faktörleri incelemektir. Bu doğrultuda yapılan literatür taraması sonucunda elde edilen bilgiler değerlendirilmiş ve eğitim alanında öne çıkan faktörler altı başlık halinde açıklanmıştır. Bu altı temel faktör şu şekildedir: (1) istikrarlı ve tutarlı eğitim politikaları, (2) seçkin öğretmenler, (3) kaliteli okul liderleri, (4) bilgi ve iletişim teknolojilerinin etkin kullanımı, (5) eğitimde fırsat eşitliği konusundaki kararlılık, (6) matematik, fen bilimleri öğretimine ve teknik becerilere verilen önem. Ayrıca Singapur'un başarısının bu başlıklar halinde ele alınmasının, ülkemizde isabetli eğitim politikalarının geliştirilip uygulanmasında önemli çıkarımların elde edilmesine katkı sağlayacağı düşünülmektedir.
The purpose of this paper is to explore the relationship between school administrators' power sources and teachers' organizational trust levels according to the teachers’ perceptions. The sample of the study, which employed a survey... more
The purpose of this paper is to explore the relationship between school administrators' power sources and teachers' organizational trust levels according to the teachers’ perceptions. The sample of the study, which employed a survey research method, consisted of 401 school teachers, working in both the private and public sectors in Istanbul, Turkey. One data gathering instrument of the study incorporated the “School Administrators’ Organizational Power Sources Scale” developed by Zafer (2008) and the other was the “Organizational Trust Scale” first developed by Daboval, Comish, Swindle and Gaster (1994) and adapted to Turkish by Yılmaz (2005). Descriptive statistics and parametric analysis tests were used to determine the relationship between the power and trust dimensions. According to the research findings a moderately positive relationship was found between power sources except coercive
and all organizational trust subscales. There is a positively low level of relationship between coercive power and all organizational trust sub-dimensions. There is a positively moderate relationship between sensitivity to employees and communication environment subdimensions of organizational trust and legitimate power, as well as a low positive relationship with openness to innovation and trust to administration subscales. Thus, the results revealed that sub-dimensions of organizational power significantly predicted organizational trust scores.
and all organizational trust subscales. There is a positively low level of relationship between coercive power and all organizational trust sub-dimensions. There is a positively moderate relationship between sensitivity to employees and communication environment subdimensions of organizational trust and legitimate power, as well as a low positive relationship with openness to innovation and trust to administration subscales. Thus, the results revealed that sub-dimensions of organizational power significantly predicted organizational trust scores.
- by A.Faruk Levent and +1
- •
- Education
Bu araştırmanın amacı, özel yetenekli öğrencilerin eğitimine yönelik sınıf öğretmenlerine uygulanan etkinlik hazırlama eğitiminin etkililiğinin incelenmesidir. Karma yöntemle gerçekleştirilen bu çalışmanın nicel boyutunda, tek gruplu... more
Bu araştırmanın amacı, özel yetenekli öğrencilerin eğitimine yönelik
sınıf öğretmenlerine uygulanan etkinlik hazırlama eğitiminin etkililiğinin incelenmesidir. Karma yöntemle gerçekleştirilen bu çalışmanın nicel boyutunda, tek gruplu ön-son test deseni şeklinde uygulanan yarı deneysel desen kullanılmıştır. Verilerin toplanmasında “Üstün Yetenekliler Eğitimine İlişkin Öz-yeterlik Ölçeği”nden yararlanılmıştır. Ölçek, 14 sınıf öğretmenine eğitim öncesinde ve sonrasında iki defa uygulanmıştır. Araştırmanın nitel boyutunda ise eğitim sonunda
katılımcı öğretmenlere yapılandırılmış açık uçlu görüşme soruları yöneltilmiştir. Nicel verilerin analizi için Wilcoxon işaretli sıralar testinden yararlanılmış olup, nitel verilerin çözümlenmesi ise içerik analizi ile yapılmıştır. Araştırmanın nicel boyutunda elde edilen bulgularda, gerçekleştirilen programın katılımcı öğretmenlerin özel yetenekli öğrencilerin eğitimine yönelik akademik, mentorluk, uygun kişilik özellik, yaratıcılığı teşvik etme, öğretimsel planlama alanlarındaki öz-yeterlik algılarının anlamlı düzeyde arttırdığı ve programın olumlu etkiye sahip olduğu tespit edilmiştir. Buna karşın, uygulanan eğitim programının katılımcı öğretmenlerin özel yetenekli öğrencilerin eğitimine yönelik sorumluluk alanındaki öz-yeterlik algılarına herhangi bir etkisinin olmadığı saptanmıştır. Araştırma kapsamında nitel bulgulara dayalı olarak, etkinlik hazırlama eğitiminin katılımcı öğretmenler üzerinde oldukça olumlu etkileri olduğu söylenebilir. Buna göre nicel olarak elde edilen veriler, nitel olarak elde edilen veriler tarafından da desteklenmektedir.
sınıf öğretmenlerine uygulanan etkinlik hazırlama eğitiminin etkililiğinin incelenmesidir. Karma yöntemle gerçekleştirilen bu çalışmanın nicel boyutunda, tek gruplu ön-son test deseni şeklinde uygulanan yarı deneysel desen kullanılmıştır. Verilerin toplanmasında “Üstün Yetenekliler Eğitimine İlişkin Öz-yeterlik Ölçeği”nden yararlanılmıştır. Ölçek, 14 sınıf öğretmenine eğitim öncesinde ve sonrasında iki defa uygulanmıştır. Araştırmanın nitel boyutunda ise eğitim sonunda
katılımcı öğretmenlere yapılandırılmış açık uçlu görüşme soruları yöneltilmiştir. Nicel verilerin analizi için Wilcoxon işaretli sıralar testinden yararlanılmış olup, nitel verilerin çözümlenmesi ise içerik analizi ile yapılmıştır. Araştırmanın nicel boyutunda elde edilen bulgularda, gerçekleştirilen programın katılımcı öğretmenlerin özel yetenekli öğrencilerin eğitimine yönelik akademik, mentorluk, uygun kişilik özellik, yaratıcılığı teşvik etme, öğretimsel planlama alanlarındaki öz-yeterlik algılarının anlamlı düzeyde arttırdığı ve programın olumlu etkiye sahip olduğu tespit edilmiştir. Buna karşın, uygulanan eğitim programının katılımcı öğretmenlerin özel yetenekli öğrencilerin eğitimine yönelik sorumluluk alanındaki öz-yeterlik algılarına herhangi bir etkisinin olmadığı saptanmıştır. Araştırma kapsamında nitel bulgulara dayalı olarak, etkinlik hazırlama eğitiminin katılımcı öğretmenler üzerinde oldukça olumlu etkileri olduğu söylenebilir. Buna göre nicel olarak elde edilen veriler, nitel olarak elde edilen veriler tarafından da desteklenmektedir.
Teachers hold significant roles and responsibilities in providing ethics education and in teaching fundamental values to learners at schools. They also play a critical role in enabling learners to construct their own value systems in... more
Teachers hold significant roles and responsibilities in providing ethics education and in teaching fundamental values to learners at schools. They also play a critical role in enabling learners to construct their own
value systems in terms of performing modeling and guiding tasks. The purpose of this study is to investigate teacher training policies in Japan in the context of ethical values. In accordance with this purpose, the information obtained from the literature review has been collected under three headings that address: Confucian teaching in Japan, the importance of ethics education in teacher education programs, and the effects of Confucian teachings on teacher training. Ethical codes regarding Confucian teachings for teachers are emphasized in teacher-training policies. Based on the obtained data, Confucian teachings such as respect, responsibility, honesty, justice, loyalty and modesty have been indicated to be considerably valued in the Japanese teacher-training system.
value systems in terms of performing modeling and guiding tasks. The purpose of this study is to investigate teacher training policies in Japan in the context of ethical values. In accordance with this purpose, the information obtained from the literature review has been collected under three headings that address: Confucian teaching in Japan, the importance of ethics education in teacher education programs, and the effects of Confucian teachings on teacher training. Ethical codes regarding Confucian teachings for teachers are emphasized in teacher-training policies. Based on the obtained data, Confucian teachings such as respect, responsibility, honesty, justice, loyalty and modesty have been indicated to be considerably valued in the Japanese teacher-training system.
Yönetimde şeffaflığın örgüt içinde benimsenmesi, çalışanların haklarının korunması açısından önemli bir gerekliliktir. Bir örgütte şeffaflık, etkili iletişimi ve güven ortamını beraberinde getirmektedir. Özellikle eğitim örgütlerinde,... more
Yönetimde şeffaflığın örgüt içinde benimsenmesi, çalışanların haklarının korunması açısından önemli bir gerekliliktir. Bir örgütte şeffaflık, etkili iletişimi ve güven ortamını beraberinde getirmektedir. Özellikle eğitim örgütlerinde, öğretmenleri ilgilendiren bilgiler yöneticiler tarafından şeffaflık çerçevesinde paylaşılmadığında, kurum içinde güvensizlik hissi oluşmaktadır. Bu durum öğretmenlerin iş doyumunu ve motivasyonunu düşürdüğü gibi onların profesyonel gelişimini de olumsuz etkilemektedir. Bu araştırmanın amacı, okul yönetiminde şeffaflığın farklı kariyer evrelerinde bulunan öğretmenler üzerindeki etkisini incelemektir. Araştırmada nitel araştırma desenlerinden olgubilim deseni ve veri toplama aracı olarak görüşme tekniği kullanılmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu, 2012-2013 eğitim-öğretim yılında, devlet okulunda farklı branşlarda görev yapan kadrolu öğretmenler oluşturmuştur. Okul yönetiminde şeffaflık üzerine öğretmenlerle yapılan yarı yapılandırılmış görüşmeler sonucu elde edilen veriler içerik analizine tabi tutulmuş ve öğretmen görüşlerinin benzerliğine göre gruplamalar yapılmıştır. Bu gruplamalar; profesyonel gelişim fırsatları açısından şeffaflık, iletişime etki eden unsurlar açısından şeffaflık ve güven sağlayıcı unsurlar açısından şeffaflık olmak üzere üç ana tema halinde ele alınmıştır. Bu temalara bağlı olarak alt temalar kodlanmıştır. Elde edilen bulgulara göre okul yönetiminde şeffaflığın; öğretmenlerin profesyonel gelişimine katkı sağladığı gibi mentorluk faaliyetlerinin sağlıklı işleyişi, etkili iletişim ve sürdürülebilir güven ortamının oluşturulması açılarından da olumlu yansımaları olduğu söylenebilir.
- by Özge Karaevli and +1
- •
- Education
Üniversite yönetiminde yenilikçi ve hesap verilebilir bir anlayışın oluşturulabilmesi için kalitenin planlaması, kontrolü ve sürekli bir şekilde geliştirilmesi artık somut bir gerçek olarak yükseköğretim kurumlarının karşısında... more
Üniversite yönetiminde yenilikçi ve hesap verilebilir bir anlayışın oluşturulabilmesi için kalitenin planlaması, kontrolü ve sürekli bir şekilde geliştirilmesi artık somut bir gerçek olarak yükseköğretim kurumlarının karşısında durmaktadır. Bu durum, üniversitelerin küresel rekabet ortamında hızla değişen çevresel şartlara uyum sürecinde kaliteyi en belirleyici faktörlerden biri haline getirmiştir. Kaliteyi sağlamanın en önemli yollarından birisi ise akredite olmaktır. Buna göre günümüzde kurumsal kalite planlamalarının yeterli olmadığı, bunun yerine uluslararası standartlarda bir kalite çerçevesinin ortaya konulabilmesi ve bu çerçeveye uygun, ölçülebilir ve sürdürülebilir kalite hedeflerine ulaşmaya dönük bir kalite bilinci inşası tüm yükseköğretim kurumları için yeni bir gelişim rotası çizmiştir. Türkiye’de bir vakıf üniversitesinin yabancı diller hazırlık okulu; 2015 yılı Aralık ayında yönetim ve
organizasyon, eğitim-öğretim, ölçme-değerlendirme, kalite kontrolü ve gelişimi başlıklarını içeren kalite standartları çerçevesi içinde
çalışmalara başlamış ve bu çalışmaların sonucunda ulaştığı standartlarla 2016 yılı Aralık ayında uluslararası Pearson Assured
akreditasyonunu almaya hak kazanmıştır. Bu çalışmada, yükseköğretimde başarılı bir şekilde yürütülen bu akreditasyon sürecinde
edilen deneyimlerin ortaya konması amaçlanmıştır. Bu çalışmanın uluslararası akreditasyon deneyimi yaşayacak olan yükseköğretim
kurumlarına fayda sağlayacağı düşünülmektedir.
organizasyon, eğitim-öğretim, ölçme-değerlendirme, kalite kontrolü ve gelişimi başlıklarını içeren kalite standartları çerçevesi içinde
çalışmalara başlamış ve bu çalışmaların sonucunda ulaştığı standartlarla 2016 yılı Aralık ayında uluslararası Pearson Assured
akreditasyonunu almaya hak kazanmıştır. Bu çalışmada, yükseköğretimde başarılı bir şekilde yürütülen bu akreditasyon sürecinde
edilen deneyimlerin ortaya konması amaçlanmıştır. Bu çalışmanın uluslararası akreditasyon deneyimi yaşayacak olan yükseköğretim
kurumlarına fayda sağlayacağı düşünülmektedir.
Bu araştırmanın amacı, bir vakıf üniversitesinin yabancı diller yüksekokulunda uygulanan 360 derece performans değerlendirme sürecinin öğretim elemanları üzerindeki etkisini incelemektir. Araştırma, nitel araştırma yöntemlerinden... more
Bu araştırmanın amacı, bir vakıf üniversitesinin yabancı diller yüksekokulunda uygulanan 360 derece performans değerlendirme sürecinin öğretim elemanları üzerindeki etkisini incelemektir. Araştırma, nitel araştırma yöntemlerinden fenomenoloji deseniyle yürütülmüştür. Araştırma kapsamında İstanbul ilindeki bir vakıf üniversitesi yabancı diller yüksekokulunda okutman kadrosunda bulunan öğretim elemanlarıyla odak grup görüşmeleri yapılmıştır. Çalışma grubu, gönüllülük esaslı amaçlı örnekleme yöntemiyle oluşturulmuştur. Elde edilen veriler kodlanarak kategoriler altında toplanmış ve betimsel analize tabi tutulmuştur. Araştırma bulgularına dayanarak 360 derece performans değerlendirme sürecinin bu kurumda çalışan öğretim elemanları üzerinde negatif etkileri olduğu söylenebilir. Bununla birlikte katılımcılara göre bu değerlendirme süreci adil ve şeffaf olmayan bir şekilde işlemekte olup, bu durum öğretim elemanlarının iş motivasyonlarını olumsuz yönde etkilemektedir.
- by A.Faruk Levent and +1
- •
- Education
Bu araştırmanın amacı sanat alanında üstün yetenekli çocukların eğitiminin devlet tarafından desteklenmesine ilişkin sanatçıların görüşlerinin incelenmesidir. Nitel araştırma yöntemlerinden olgu bilim deseniyle yürütülmüş olan bu... more
Bu araştırmanın amacı sanat alanında üstün yetenekli çocukların eğitiminin devlet tarafından desteklenmesine ilişkin sanatçıların görüşlerinin incelenmesidir. Nitel araştırma yöntemlerinden olgu bilim deseniyle yürütülmüş olan bu çalışmanın verileri, yüz yüze görüşme ve yarı yapılandırılmış bir görüşme formu kullanılarak elde edilmiştir. Araştırma kapsamında sanat eğitiminde devlet desteğinden faydalanan sanatçılar ile görüşmeler yapılmıştır. Görüşmeler sonucunda elde edilen veriler içerik analizine tabi tutularak kodlamalar yapılmış ve temalar oluşturulmuştur. Araştırma bulgularına göre katılımcıların tamamı, sanat alanında üs-tün yetenekli çocukların eğitimine yönelik yasal düzenlemelerin günümüzde işlevselliğini kay-betmiş olduğunu ve devlet desteğinin sağlanmasının yetkililerinin inisiyatifine bırakıldığını belirtmişlerdir. Bununla birlikte katılımcılar, Türkiye’de karar vericiler ve politika yapıcıların sanata bakış açılarının değişimine bağlı olarak ilgili yasal düzenlemelerin ve uygulamaların da sürekli değiştiğini ifade etmişlerdir. Buna göre sanat alanında üstün yetenekli çocukların eğitiminde en büyük eksikliğinin bu konuda devletin tutarlı ve sürdürülebilir milli bir politikasının olmaması olduğu söylenebilir.
- by A.Faruk Levent and +1
- •
- Education
Küreselleşme olgusu birçok alanda değişim ve dönüşümün gerçekleşmesine aracılık etmiştir. Ekonomide, siyasal kurumlarda, sosyo-kültürel değerlerde, bilim ve teknolojide dinamik dönüşümlere neden olan küreselleşmenin eğitim alanındaki en... more
Küreselleşme olgusu birçok alanda değişim ve dönüşümün gerçekleşmesine aracılık etmiştir. Ekonomide, siyasal kurumlarda, sosyo-kültürel değerlerde, bilim ve teknolojide dinamik dönüşümlere neden olan küreselleşmenin eğitim alanındaki en belirgin etkilerinden biri uluslararası öğrenci hareketliliğinin artmasıdır. Uluslararası öğrenciler, gittikleri ülkelere hem ekonomik gelir hem de beşeri sermaye açısından katkılar sağla-maktadır. Bu bağlamda, gelişmiş ülkeler kendi ülkelerindeki uluslararası öğrencilerin oranını yükseltmek, gelişmekte olan ülkeler ise bu pazardan daha fazla pay almak için kıyasıya rekabet etmektedir. Eğitim için en fazla tercih edilen ülkelerin ekonomileri incelendiğinde, bu ülkelerin uluslararası öğrencilerden önemli gelirler elde ettikleri görülmektedir. Bu durum, uluslararası öğrencilerin eğitimi konusunun bir devlet politikası olarak ele alınması ve yürütülmesi gerektiğine işaret etmektedir. Bu çalışmada, uluslararası öğrencilerin eğitimine yönelik gelişmiş ülkelerin politikaları incelenerek Türkiye için öneriler sunulmuştur. Üniversite, iletişim ve tanıtım, yapısal değişikler ve yasal düzenlemeler olmak üzere dört farklı boyutta sıralanan önerilerin bu alandaki mevcut politikaların gözden geçirilmesi ve yeniden düzenlenmesi açısından faydalı ola-cağı düşünülmektedir.
- by A.Faruk Levent and +1
- •
- Education