eğitim hukuku

Ülkemizde sınav hukuku 2 bütünsel bir biçimde ele alınmamakta, daha çok idare hukuku disiplininin bir alt dalı olarak değerlendirilmektedir. Bunda elbette "sınavlara ilişkin iş ve işlemlerin" nihayetinde birer "idari işlem" olmaları, çoğu zaman bir "kamu kurumu" tarafından yapılmaları ya da bir "kamu kurumunun gözetim ve denetiminde" yapılmalarının etkisi büyüktür. Ancak sınav hukukuna bütünsel yaklaşım eğitim-öğretim ve yükseköğretim hukukunun kendine özgü genel teoriye sahip bir alan olarak gelişmesine bağlıdır 3 . Eğitim hukuku, bu zamana kadar eğitim fakültelerinin müfredatında yer almakla birlikte; ayrı bir hukuk disiplini olarak görece yeni yeni hukuk fakültelerinin müfredatına girmiştir ve bir "özel idare hukuku" alanı olarak ele alınmaktadır (Gözler, Kaplan, 2013, 58; Maurer, 2011, 39). Hatta Alman idare hukuku alanındaki eserleri ile tanınan Oppermann, eğitim, yükseköğretim, bilim ve sanat alanlarını bir bütün olarak "kültür" olgusu içinde değerlendirerek, "Kültür İdaresi Hukuku" dalından bahsetmekte ve bu alanın da özel idare hukuku disiplinlerinden birisi olduğunu savunmaktadır (Oppermann, 1969, 11).

Bu yazıda Türk millî eğitiminin genel amaçları açıklanmaya çalışıldı. Açıklamada amaç kavramı ve amaçlar ortaya konduktan sonra 1739 sayılı Millî Eğitim Temel Kanununda belirtilen eğitimin genel amaçlarındaki kavramların neyi ifae ettiği açıklandı.

ABSTRACT
The right to education is among the human social rights and requires the passive attitude of the State as well as its active participation. The Covid-19 pandemic has paved the way for the digitalization of education. That transformation has affected future jurists together with all students. Law education does not consist of merely providing access to knowledge. Graduates should be equipped with the essential qualifications required for being a jurist. Law students undergo a serious and carefully designed formation process that consists of theory, practice, and ethics because knowledge alone is not enough for a jurist. Jurists must also pay attention to their appearance, express themselves with care, and emphasize the priority of the honour of the law profession in all areas of their life. Considering both field and elective courses, the law faculty curriculum is primarily weighted toward the civil law department. This department greets students with preliminary provisions and the law of persons in the first semester, concluding with the law of inheritance in the final year. This department also teaches family law and law of obligations to first-year and second-year students. Contact with third-year students in this department is also quite intense with two extra field courses. Effective and sincere communication between the faculty members of the civil law department and the students is of utmost importance for law students to absorb both the essence of law and professional ethics. Law student’s right to education can only be satisfied by the professional maintenance of civil law courses. As the education system was confined to the computer due to the pandemic, law faculties took a step towards education over the internet. The principal problem of online education for law faculties is the inability of faculty members in civil law department to communicate effectively with their students. The development of sincere, close, and respectful relations between faculty members who teach civil law courses and the students is the basis of adequately satisfying the right to law education. Although blended education will be increasingly adopted in the future, the hybrid education model is not applied uniformly in all universities. The definition of blended education in the educational sciences is clear, however. Blended education in the courses offered by the civil law department can strengthen the connection between faculty members and students. Blended education explanations in the educational sciences should be utilized. Thus, significant quality improvement at the core of the right to law education through faculty members of the civil law department can be envisaged at the national level.
ÖZET
Eğitim hakkı, sosyal-ekonomik-kültürel haklar arasında yer alır ve Devletin aktif katılımı kadar pasif tutumunu da gerektirir. Salgın, eğitim-öğretimin dijitaleşmesine zemin hazırlamıştır. Bu dönüşüm tüm öğrenciler kadar müstakbel hukukçuları da etkilemiştir. Hukuk öğretimi ve hukukçunun eğitimi bilgilere erişimin sağlanmasından ibaret değildir. Mezunlar hukukçuluğun gerektirdiği elzem niteliklerle bezenmelidir. Hukuk öğrencilerine, ciddî ve programlı formasyon yüklenmektedir. Bu formasyon, teorik, pratik ve etik üçlüsünden oluşur. Hukukçunun bilmesi kâfi gelmez. Hukukçu, dış görünüşüne titizlik göstermeli, kendisini ifadede asil duruş sergilemeli ve hayat alanlarının tamamında hukuk meslek onuru önceliğini dışa vurmalıdır. Gerek alan dersleri gerek seçimlik dersler dikkate alındığında, hukuk fakültesi müfredatında yoğunluk, evvel emirde medenî hukuk anabilim dalındadır. Medenî hukuk anabilim dalı, öğrenciyi ilk sınıfta, başlangıç hükümleri ve kişiler hukukuyla karşılar; son sınıfta ise, miras hukukuyla uğurlar. Bu anabilim dalının birinci ve ikinci sınıf öğrencilerine aile ve borçlar hukuklarını aktardığı hatırlatılmalıdır. Ayrıca, üçüncü sınıf öğrencileriyle teması, iki alan dersiyle yine oldukça yoğundur. Hukuk öğrencilerinin hem hukukun özünü hem de meslek etiğini hazmetmesinde, medenî hukuk anabilim dalı öğretim üyeleriyle öğrenciler arasında etkin ve içten iletişim azamî önem arz eder. Hukuk öğrencisinin eğitim hakkı, medenî hukuk derslerinin profesyonel idamesiyle ancak tatmin edilebilir. Salgın üzerine bilgisayara hapsolan eğitim sisteminde, hukuk fakülteleri internet üzerinden öğretime adım atmıştır. Hukuk fakültelerinde çevrimiçi öğretimin başat sorunu medenî hukuk öğretim üyelerinin öğrencileriyle etkili irtibat kuramamasıdır. Oysa medenî hukuk derslerini yürüten öğretim üyeleriyle öğrenciler arasında sıkı, yakın ve saygılı ilişki geliştirilmesi hukuk eğitimi hakkının layıkıyla tatmin edilmesinin temeli sayılabilir. İlerleyen süreçte, harmanlanmış öğretim modeline geçilse de hibrit yöntem üniversitelerde yeknesak uygulanmamaktadır. Aslında eğitim bilimlerinde harmanlanmış öğretim tanımı açıktır. Medenî hukuk anabilim dalı tarafından yürütülen derslerde harmanlanmış öğretim, öğretim üyesi ve öğrencilerin irtibatını kuvvetlendirebilir. Eğitim bilimlerindeki harmanlanmış öğrenme açıklamalarından medenî hukuk derslerinde istifade edilmelidir. Böylece, medenî hukukçular vasıtasıyla hukuk eğitimine yönelik hakkın özünde anlamlı kalite artışı ulusal düzeyde öngörülebilir.

21. yüzyılın bireyi, sorgulayıcı, akıl yürütme becerisi kazanmış, doğaya ve diğer insanlara karşı, sosyal sorumluluk bilinciyle hareket eden, özgür iradesiyle seçimler yaparak, hak ve özgürlüklerini
aktif olarak kullanan bir kişi olarak karşımıza çıkmaktadır. ‘Yurtta ve
dünyada barış ilkesi’ için, sahip olunması gereken bu nitelikler, sadece kendi vatandaşı için değil, aynı zamanda tüm insanlar için yaşanılabilir bir dünya yaratmak adına önem taşımaktadır. Bu nedenle,
ideolojilere, yerel ahlaka, dini inançlara ve kişilere göre değişmeyen,
‘insan onurunu’ temel alan felsefi etik, demokratik ve laik bir eğitim
felsefesine ve eğitim sistemine gereksinim duyulmaktadır. Eğitim
sisteminin amacı ‘doğru insanı, yetiştirmek’ olursa, ideolojilere, yerel ahlaka, dini inançlara ve kişilere göre değişen bir eğitim yaklaşımı
söz konusu olacaktır. Oysa eğitim, evrensel değerlere göre biçimlendirilmiş, ‘doğru ya da nitelikli yetiştirmek’ amacını hedeflemelidir.
Ancak bu eğitim anlayışı, ‘hukuk devletinin ve hukuk düzeninin’ temelini oluşturacak olan ‘birey’ in yetiştirilmesini sağlayacaktır. Aynı
zamanda bireysel hak ve özgürlükler ancak, hukuk düzeni içinde korunabilir. Eğitim hukukunun korunduğu, felsefi etik, demokratik ve
laik eğitim sistemi, bireylerin hoşgörü, saygı, özgür düşünce ve irade
ilkelerini, kendi bireysel gelişimleri içinde yoğurarak, davranışlarına
yansıtmalarına rehberlik edecektir. Bu yolla hukuk sistemi, sadece
kuralların uygulandığı norm hukukundan çıkarılarak, içselleştirilmiş
bir hukuka dönüştürülebilir.
Bu çalışmanın amacı; eğitim sistemlerinin geliştirilmesinde eğitim felsefelerinin önemine vurgu yaparak, eğitim açısından ‘doğru’
kavramını ve ‘bireyi doğru yetiştirmek’ amacını analiz etmektir. Aynı
zamanda 21. yüzyılın çok kültürlü eğitim sistemleri içinde ‘birey, hukuk devleti, etik, demokratik, laik eğitim’ kavramları arasında, kurulması zorunlu görünen mantıksal ilişkiyi ortaya çıkararak, bu ilişkinin
zedelenmesi durumunda oluşacak bireysel ve toplumsal sorunlara
dikkat çekmektir. Çalışmada sunulan bilgi, açıklama ve yorumlar
doğrultusunda, sonuç ve tartışma bölümünde eksikliklerin giderilmesine yönelik öneriler getirmektir. Bu çalışma, felsefenin çok yönlü ve sorgulayıcı bakış açısını kullanarak, güçlü bir hukuk devleti için
etik, demokratik ve laik eğitim ile eğitim hukuku arasındaki karşılıklı
ilişkiyi, çözümleme ve tartışma üzerine temellendirilmiştir. Eğitim
sistemi açısından, bu kavramlar arasında mantıksal bir ilişki kurulamamasının, Türk Eğitim Sistemi’nde yarattığı sorunlar, betimsel bir
yolla ortaya koyulmuş ve çözüm önerileri geliştirilmiştir.

MİLLİ EĞİTİME YÖN VEREN HUKUKSAL NİTELİKLER -1 İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ MİLLİ EĞİTİME YÖN VEREN HUKUKSAL NİTELİKLER Devletin anayasada belirtilen nitelikleri, eğitim sisteminin sadece çerçevesini çizmekle kalmaz, aynı zamanda niteliklerini, yapı ve işleyişini de önemli ölçüde belirler. MİLLİ EĞİTİME YÖN VEREN HUKUKSAL NİTELİKLER 1)Hukuk Devleti: Faaliyetlerinde hukuk kurallarına bağlı olan, yönetilenlere hukuki güvenceler sağlayan devlettir. 2)Laik Devlet Anlayışı: Din ve mezhep ayırımı yapmayan, din kuralları ile yönetilmeyen bir devlet düzeni öngörmüştür. MİLLİ EĞİTİME YÖN VEREN HUKUKSAL NİTELİKLER 3)Sosyal Devlet Anlayışı: Sosyal devletin amacı, herkesin mutluluğu ve toplumun refahı olan bir devlet sistemini tanımlamaktadır. 4)Demokratik Devlet Anlayışı: Abraham Lincoln, demokrasiye “halkın, halk tarafından halk için yönetilmesi” şeklinde tanımlamıştır.  Bu bildirge, Birleşmiş Milletler Örgütü’ne üye devletlerce bütün insanlara tanınan temel hakları kapsar.  10 Aralık 1948’de kabul edilen ve Türkiye’nin de altına imza koyduğu 30 maddelik bir beyannamedir.  Bu beyannamenin 26. maddesi “eğitim hakkının bir insan hakkı” olduğunu vurgulayarak şunları belirtmektedir:  Eğitim parasızdır, hiç olmazsa ilk ve temel eğitim evresinde böyle olmalıdır.  İlköğretim zorunludur.  Teknik ve mesleki eğitimden herkes yararlanabilmelidir.  Yüksek öğrenim herkese, yeteneklerinin ve başarılarının elverdiği ölçüde tam bir eşitlikle açık olmalıdır.  Eğitim, insan şahsiyetinin tam gelişmesini ve insan hakları ile temel özgürlüklere saygının güçlenmesini amaçlamalıdır.  Bütün uluslar ırk ve dinler arasında anlayış, hoşgörü ve dostluğu özendirmelidir.

Public Full-text (1)

ğitimin Hukuksal Kanun Özellikleri by İngilizce Öğretmeni Sefa Sezer, 2019
Eğitimin Hukuksal Kanun Özellikleri by İngilizce Öğretmeni Sefa Sezer EĞİTİMİN HUKUKSAL KANUN ÖZELLİKLERİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ / SİİRT ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ 2 Türk milli eğitim sistemine temel oluşturan yasal dayanaklardan biri, Tevhid-i Tedrisat Kanunu dur. Kanun 6 maddeden oluşmaktadır. Eğitim-öğretim kurumlarının tamamı, devletin gözetim ve denetimi altına alınmıştır. 3 Bu kanun 1973 te hazırlanmış olup mevcut Türkiye milli eğitim sisteminin düzenlenmesinde esas olan amaçlar, ilkeler, eğitim sisteminin genel yapısı, öğretmenlik mesleği, okul bina ve tesisleri, eğitim araç ve gereçleri, Devletin eğitim ve öğretim alanındaki görev ve sorumluluğu ile ilgili temel hükümleri bir sistem bütünlüğü içinde kapsamaktadır. 4 Anayasada ilköğretime ilişkin yer alan hükümleri açıklayan temel yasadır. 5 Bu yasanın amacı, Anayasa, 430 sayılı Tevhid-i Tedrisat Kanunu, 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu ile Kalkınma Plan ve Programlar doğrultusunda milli eğitim hizmetlerini yürütmek üzere Milli Eğitim Bakanlığının kurulmasına, teşkilat ve görevlerine ilişkin esasları düzenlemektir. 6 Bu kurumlar, MEB nın denetim ve gözetimi altındadır. Bu kurumlar faaliyetlerini kazanç sağlamak için düzenleyemezler. Ancak Türk Milli Eğitimin amaçları doğrultusunda eğitimin kalitesini yükseltmek, gelişmelerine fırsat ve imkan verecek yatırımlar ve hizmetler yapmak üzere gelir sağlayabilirler. 7 Bu kanunun amacı, yükseköğretimle ilgili amaç ve ilkeleri belirlemek, bütün yüksek öğretim kurumlarının ve üst kuruluşlarının örgütlenme, işleyiş, görev, yetki ve sorumlulukları ile eğitim, öğretim, araştırma yayım, öğretim elemanı, öğrenci ve diğer personel ile ilgili esasları bütünlük içinde düzenlemektir. 8 Milli eğitim şuralarının temel amacı; eğitim sisteminde yenileşme gereğinin de bir sonucu olarak ülkenin içinde bulunduğu önemli eğitim sorunlarının çözümüne yönelik örgütsel, siyasal ve uygulamaların belirlenmesine yardımcı olmaktadır. 9 -SON- HAZIRLAYAN : SEFA SEZER İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ / SİİRT ÜNİVERSİTESİ