24 TL
2021/01-02
TASARIM
KÜLTÜRÜ
DERGİSİ
OCAKSUBAT
MİMARLARIN
DİLİNDEKİLER:
ANAHTAR KAVRAMLAR
LIE ØYEN
ARKITEKTER
RUANDA’DA
MİMAR OLMAK
DÜŞEYİ OLMAYAN
EV: CASA PLANA
JUJOL VE
CASA BOFARULL
NONAME
STUDIO
YENİ-MODA
ECZANESİ
ISSN 2536-4952
01-02
9
772536
495001
TEMA
50
Mimarların Dilindekiler
Kelimeler, iletişimsel sıradanlıkları kadar özelleştirmeye, özgülleştirmeye, oyunlaştırmaya, icat
edilmeye, eğretilemeye, duygulandırmaya meyilli olmalarıyla da ilginç teknik-ideolojik-kültürel
birimler. Dile getirilme biçimleri kadar getiril(e)meme biçimleri de ilgi çekici tarihsel sorunsallara
işaret ediyor. Örneğin, “gökdelen” kelimesinin Türkçe’de günümüzdeki sıradanlığını kazanabilmesi
yaklaşık 25 yıllık bir spazmın çözülmeye başlamasıyla ilgili görünür. Arkitekt dergisinin 1931
yılında “Mimar” ismiyle yayınlanan ilk sayısındaki Alişanzade Sedad Hakkı’nın (Eldem) “İstanbul
ve Şehircilik” makalesindeki haliyle “Gratteciel” ile Fransızca’dan doğrudan aktarılan kelime,
“bulut tarayan”, “bulut delen” gibi arayışların ardından nihayet 1958 yılında yine Arkitekt
dergisinde yayınlanan bir tercüme metinde “gökdelen” rahatlığına kavuşacaktır*.
Neyse ki günümüzde mimarlığın dile getirilme ve konuşulma halleri yukarıdaki türden spazmlardan
oldukça uzak denebilir. Mimarlık ortamı bir süredir konvansiyonel ve dijital yayın ortamlarındaki
sohbet ya da söyleşi konusu mimarlık ve ona bağlı açılımları olan yayınlar aracılığıyla hem
profesyonel hem de popüler alanda kendini gösterme imkanlarını da üretiyor. Hatta, içinde
bulunduğumuz salgın döneminde bu yayın-kayıtlar bireysel girişimlerle birlikte içerik, sunum ve
yaklaşım olarak çeşitlenerek çoğaldı.
ARREDAMENTO
Farklı çerçeveleri de olsa tüm yayınlar Türkiye’de aktif olarak bir biçimiyle mimarlık üretmiş ve
üretmekte olan aktörlerin kendi mimarlık tanımlarını, kendi mimarlıklarını açıklarken başvurdukları
düşünsel, söylemsel, söylensel, söylevsel ve taktiksel kelime dağarcıklarını bazen örtük bazen açık
biçimde ortaya koymalarına imkan veriyor. Sözkonusu özneler ve başvurdukları kelime dağarcığı,
dönemsel olarak mimarlığın dile getirilme biçimlerine dair
işaretlemeler yapmaya, toplumsal bir pratik olarak dilde
neyin ne kadar değiştiğine, dönüştüğüne ya da yeniden
uyarlandığına yönelik bir manzaranın belgelenmesine
olanak tanıyor ve yapılandırılmış çevreyi nasıl
gördüğümüz, düşündüğümüz, konuştuğumuz gibi
farklı seviyelerdeki icra edişlerimizle ilgili nüveler
sağlıyor.
Buradaki kelime seçmesi, benim haberdar
olabildiğim ve takip edebildiğim söyleşilerden
ayrıştırmamla ve kişilerle eşleştirmemle
başladı. Söyleşiler esnasında kapsamının
kısıtlı kaldığını gözlemlediğim kelimeleri
bir kez daha kullanıcılarına sorarak,
konuşmanın zamansal kısalığı ve
darlığını yazılı ortamın görece uzun ve
geniş aralığıyla yeniden değerlendirme
imkanı olarak kullanmanın daha
etkili olacağını düşündüm. Dosya
önerisi olarak özne ve kelimelerin
sabitlenmiş bir listesiyle başlanmış
51
TEMA
olsa da kayıtlardan sonraki zamansal değişimleri de gözetecek şekilde olabildiğince serbest,
çağrışımlara, tekliflere, tercihlere, ironiye, oyuna açık bir davet formatına yönelme konusundaki
müzakereler sonucunda aşağıdaki derleme oluştu.
Şüphesiz bir dergi kapsamında ele alınan bu girişimin işaret ettiği dilsel ve düşünsel sahayı
tüm satıh ve hatlarıyla işlemesi hayalperestlikten öte bir safdillik olur. Diğer yandan bu
türden biriktirmeler farklı metodolojilerle incelenebilecek belirli bir doygunluk eşiğine geldiği
düşünüldüğünde Adrian Forty’nin 2000 yılında yayınlanan Words and Buildings: A Vocabulary
of Modern Architecture (Kelimeler ve Binalar: Modern Mimarlığın Bir Sözlükçesi) çalışmasında
ortaya koyduğu modern mimarlık leksikonu mahiyetindeki karşılaştırmalı araştırmanın uzanımında
mimarlığın Türkiye’de üretilme ve tüketilme güzergahlarındaki düşünsel coğrafyanın tarihsel
kartografisini oluşturacak araştırmalara zemin sağlayabilecek bir giriş olabilmesini ümit ediyorum.
Görece kısıtlanmış ve farklı seviyelerdeki yoğunluklarla kuşatılmış olduğumuz bu zamanlarda
vaktini ve zihinsel enerjisini ayırabilen herkese teşekkür ediyorum.
■ Konuk Editör: Burak Altınışık, Doç.Dr., Pamukkale Üniversitesi, Mimarlık Bölümü.
ARREDAMENTO
Not:
*
“Gökdelen” konusundaki saptama, o dönemki araştırması kapsamında Doç.Dr. Işıl Uçman Altınışık ile birlikte ilk kez İzmir
Yaşar Üniversitesi’nde 2014 yılında düzenlenen “Remnants of The Nation” konferansında sunulmuştur. Işıl Uçman Altınışık,
Burak Altınışık, “Architecture as Nationalist Discourse: Building Pride Constructing Anxiety”, Remnants of the Nation, Yaşar
Üniversitesi, 30-31 Ekim 2014, İzmir.
73
TEMA
Oyunbaz
Selva Gürdoğan ■ Johan Huizinga
oyunun kültürden daha eski olduğunu
savunur ve “oyunu kültürün içinde, bizzat
kültürden önce varolan, kültüre eşlik
eden ve bu kültürü başlangıcından içinde
yaşadığımız döneme kadar damgalayan,
verili bir bizatihilik olarak buluruz” der.
Türkçe’de tam karşılığı olmayan
“playful” kelimesinin karşılığını bulmasını
önemsiyorum. Sözlüklerdeki alternatifler
“oyuncu, oyunbaz, şakacı, latifeci, şen,
gülüp oynayan” olarak sıralanıyor.
Huizinga’nın oyunun “ciddiyetsizlik” ile
eşleştirilmesine itirazını göz önüne alırsak
tercüme için seçenekler azalıyor.
Oyunbaz kentler, kamusal mekanlar
tasarlamayı ciddiye almamız gerekiyor.
Geçmişin kısırdöngülerinden çıkmanın
başka yolunu bulamıyorum. ■
Kaynak:
Johan Huizinga, “Kültür Olgusu Olarak Oyunun Doğası ve
Anlamı”, Çukurova Üniversitesi Türkoloji Araştırmaları
Merkezi: [turkoloji.cu.edu.tr/GENEL/4.php].
Maltepe Zümrütevler Meydanı Dönüşüm
Provası’ndan (Fotoğraf: Pınar Gediközer).
Peyzaj
Seda Kurt Şengün ■ Peyzaj, yani paysage,
Fransızca’dır. Fransızca’da olduğu gibi
manzara veya kır görüntüsü anlamına
gelir. Paysage kelimesinin kökü pays’dır.
Fransızca pays, antik Fransızca païs,
İspanyolca ve Portekizce país, İtalyanca
paese kelimeleri bölge, toprak bölümü ve
yerel kırsal çevre anlamına gelirler.
Pays, Latince pāg kökü üzerinden
değişmiş yine kırsal çevre, taşra
anlamlarındaki Latince pāgus veya kırsala
ait olan anlamındaki geç Latince pagensis
kelimelerinden türer1.
Paysage’daki -age ile pays’ın anlamı yerel
kırsal çevre gibi tanımlı bir alandan,
manzara gibi tanımsız bir alana kayar.
Peyzaj kelimesi ile akrabalığı olan diğer
köklerden, eklerden anlaşıldığı kadarıyla
peyzajın anlam derinliği, Fransız kırlarının
ve referanslarını ekolojik unsurlardan alan
pagan kültürünün izlerini taşır.
Pays’da olduğu gibi land kelimesi de bölge,
sınırlı toprak, arazi, ülke anlamlarına gelir.
-scape ekinin şekil vermek, form oluşturmak
gibi anlamları coğrafi terim topografya ile
ilgilidir ve bu nedenle landscape, paysage’ın
karşılığı olan kavrama göre topografya
ilgisi kuran bir görüş üretir. Dolayısıyla
toprağı işlemek, toprağa şekil vermek veya
düzenlemek anlamları ve insan eylemleri ile
ölçülebilirliğe daha yakın olan kelimenin
aslında peyzaj yerine, dilimizde direkt
karşılığı olmayan landscape kelimesi olduğu
ortaya çıkar.
Kelime anlamlarını zamanda sürükleyen bir
kök matematiği ile düşünmeye ek, belki bu
vakte kadar muadil gelen bu iki kelimenin
arasındaki temel farklar üzerine başka bir
örnekleme de mümkün. Görünenlerin veya
fikrin temsil teknikleri ile düşünmek de,
bu kavramları açıklayabilmek için yeni bir
yaklaşımı ortaya atabiliyor; paysage bir
insan gözünden oranların ve mesafelerin
direkt anlaşılamayacağı perspektif
izdüşümüne ait romantik bir kelime
halindeyken, landscape tam da kendini ima
eden, fiziksel karakterinin ölçülebilmesi
için kağıda paralel dökülen mimari bir
anlatımın “dürüst” terimi olabiliyor. ■
Notlar:
1 Larousse ve Wikipedia tanımları özetlenmiştir:
[https://www.larousse.fr/encyclopedie/divers/
pays/77678].
[https://en.wikipedia.org/wiki/Pays_(France)].
2 Etymonline adresinden alınmıştır:
[https://www.etymonline.com/word/-ship]
3 Bkz.: The Rice University Neologisms
Database: [https://neologisms.rice.edu/index.
php?a=term&d=1&t=17227].
ARREDAMENTO
-scape eki, İngilizce’ye -ship, -scipe ve
-sceap olarak Germen dillerinden girer.
Hollandaca’da -schap olarak2 kullanılmaya
başlanır ve -skap olarak kullanımı
sürer. Almanca’da şimdiki -scape, eski
kullanımdaki -skapiz ekidir ve bu ek de
aslında şekil ve form vermek anlamlarına
gelen -skapaz’dır. Land kelimesi ile farklı
kültürlere ait bu3 ekler birleştiklerinde;
landscape, landschap, landschaft, landskap
kelimeleri olurlar.
Allan Wexler,
“Axonomentrics of the
House”, 1979 (Allan
Wexler’ın izniyle).
TEMA
86
kuşkusuz içerebilir, ama örneğin hangi
ölçütle güzeldir? Daha önemlisi onu
yorumlamak için güzellik, bağlam,
bölgeselcilik vs. bir parametre olabilir mi?
Ama, Ngai’in kategorilerini kullanırsam
Gehry’nin kendisine daha tasarım
yaşamının ilk evresinde yaptığı ev bir
gecekonduyu anımsatan çapaçulluğuyla
pekala da “ilginç” ve “zıpır” sayılabilir.
Aravena’nın demin sözünü ettiğim
Şili’deki işi de öyle. Ya da genelde
parametrik tasarımın bildik örneklerini
“hoş, şirin, cici” diyerek anlatmak “güzel
ve anlamlı” diye tanımlamaktan kuşkusuz
daha gerçekçi. Veya o uçuşan, rüzgarda
dalgalanırmış gibi gözüken kitleleriyle
Gehry’nin Seattle Müzik Merkezi için
Ngai kategorilerinin üçü de kuşkusuz
işe yarar teorik araçlar olmalıdır. Veya
Rogers’ın Hong Kong’daki HSBC Genel
Merkez Binası tabii ki “ilginç”tir. Ancak
güzel, bağlamsalcı, bölgeselci vb. tabii ki
değildir.
dolayısıyla hep aynı kavramı döndüre
döndüre yineledikleri, olsa olsa içerik
genişlettikleri söylenebilir. Sorun şu ki,
eski bir dille yeni bir dünya kurmak ve
ifade etmek olanaksız. Onu sarsmak,
hırpalamak gerekiyor. Eskileri yeni
biçimlerde açımlamak, revize etmek
yetmiyor. Örneğin dijital dünyada
tasarım ve yapıma ilişkin çok şey değişti.
Mimarlığın toplumsal algılanışında da
aynen böyle. Sosyal medya ortamında
mimarlık konuşmak kitapta, makalede
yazmaktan alabildiğine farklı. Altı yıl
önce Emre Arolat tivit atarak mimarlık
düşüncesi üretmenin açmazlarından
söz eden bir konuşma yapmış ve Ömer
Yılmaz ile epey sert bir tartışma zemini
yaratmışlardı. Önemliydi, fakat yazık ki
büyük ölçüde es geçildi. İşte o tartışmanın
tivit atmanın dar çerçevesinden çıkarılıp
mimarlığı kamusallaştırma meselesinin
bugünkü geniş uzanımına doğru taşınması
gerekiyor.
Ngai’inin kategorilerinin hepsi de yeni
bir kavramlar repertuarının gerekliliğini
ortaya koyuyorlar. Mimari nitelik ve
özellikleri tekil bir sözcükle bir çırpıda
anlatamadıkları ve anlamları besbelli
olmadığı için, yukarıdaki gibi yapılardan
söz edilirken verimli anahtar sözcükler
haline geliyorlar. Örneğin, bir yapı
hakkında hiç düşünmeksizin “bağlamsalcı
bir tasarım”, “çevreye duyarlı”, “işlevsel”
vs. demekle yetinebiliriz. Ne demek
istediğimizi anlatmak için hangi özellikleri
nedeniyle öyle olduğunu açıklamak yeter.
Çoğu zaman o bile gerekmez. Oysa zıpır,
hoş, ilginç bir tasarım için kavramın
içeriğini dolduracak ciddi bir teorik emek
harcamak gerekiyor. Hem genelde, hem
de o kavramları kullandığımız her özel
durumda bunu yapmak zorundayız.
Daha önemlisi, “zıpır, hoş ve ilginç” ve
onlara gündelik yaşamdaki kullanımdan
alınarak eklenebilecek benzerleri anlamsal
açıdan ucu açık ifadeler. Nasıl bir hassas
ve incelikli anlama geldikleri değil,
nasıl bir dağınık ve müphem anlamlar
bölgesinde konumlandıkları tartışılabilir.
Daima böyle terimlerle konuşuyoruz
zaten. Güncel bir yapı ve genelde estetik
ürün için ilkel, saçma, matrak, anlamsız,
uçuk, kopartıcı, hormonlu, yakışmış vb.
gibi kavramlarla konuşulduğu aşikar. Hiç
kuşkusuz -bir kez daha vurgulayayım- bu
kavramlarla konuşulmasını önermiyorum;
böylesi kavramlarla yaygın biçimde
konuşulduğunu anlatmaya çabalıyorum.
Dolayısıyla, o kavramları ve benzerlerini
ciddiye almak ve mimarlık bağlamında
yeniden okumak gerekiyor. Mimarlığın
dilini dışa açmak gerekiyor. Meslek
jargonu içine hapsolmuşluktan
kurtarmak gerekiyor. Araçsallığından
kurtulmak gerekiyor. Tıpkı sosyal
bilimlerde, edebiyat eleştirisinde, medya
araştırmalarında, kültürel incelemeler
disiplinlerinde çoktandır yapılmakta
olduğu gibi... ■
ARREDAMENTO
Bütün bu söylediklerimden sonra
-yanlış anlaşılmasın- bu kategorileri
kullanmayı öneriyor değilim. Gelecekte
artık bu terimlerle konuşulacak da
demiyorum. Anlatmaya çalıştığım şey
şu: Mimarlık dilinin ve onun yaslandığı
teorik altyapının “açılması” gerekiyor.
Bu açılımı sosyal bilimler için yapma
gereğinden konuşulalı2 beri neredeyse
25 yıl geçti. Çok yol da alındı. Oysa
bildik mimarlık dili çok köhne. Üstelik,
“kapalı”, “self-referential”, yani kendi
kendisine göndermeli nitelikte. Mimarlık
kavramlarının totolojik oldukları,
Notlar:
1 Sianne Ngai, Our Aesthetic Categories: Zany, Cute,
Interesting, Harvard University Press, 2015.
2 Immanuel Wallerstein vd., Open the Social
Sciences: Report of the Gulbenkian Commission on
the Restructuring of the Social Sciences, Stanford
University Press, Stanford, Cal., 1996.
Yazarlar:
Batuk, Aybike; Arş.Gör., Kadir Has Üniversitesi,
Sanat ve Tasarım Fakültesi.
Binat, Banu; Binat İletişim & Danışmanlık.
Cankara, Melis; Mimar, Doktora Sonrası
Araştırmacı, Institute for Mediterranean Studies,
Foundation for Research & Technology Hellas.
Cengizkan, Ali; Prof.Dr., TED Üniversitesi,
Mimarlık Fakültesi Dekanı.
Civelek, Yusuf; Doç.Dr., Fatih Sultan Mehmet
Vakıf Üniversitesi, Mimarlık ve Tasarım Fakültesi.
Çelik, Bihter; -trak.
Çıracı, Eren; FIELDS.
Demirtaş, Aslıhan; KHORA Ofis; Öğr. Görevlisi,
Kadir Has Üniversitesi, Sanat ve Tasarım Fakültesi
Mimarlık Bölümü.
Dereli, H. Cenk; Dr. Mimar, NOBON.
Derinboğaz, Alper; Salon.
Germen, Murat; Sanatçı, Arşivci; Öğr. Görevlisi,
Sabancı Üniversitesi, Sanat ve Sosyal Bilimler
Fakültesi.
Gökbayrak, Pınar; PAB Mimarlık.
Gürdoğan, Selva; Superpool.
Hacıalibeyoğlu, Ferhat; Doç.Dr., Dokuz Eylül
Üniversitesi, Mimarlık Fakültesi; İKİARTIBİR.
Kepekçioğlu, Batu; Dr. Mimar.
Kodalak, Gökhan; Mimar, Teorisyen.
Kol, Zuhal; Openact Architecture.
Köknar, Saitali; Doç.Dr. Mimar.
Köm, Yelta; Mimar.
Kurt Şengün, Seda; Büro Seda Kurt Şengün.
Özkan, Suha; Prof.Dr., AIA Onursal Üyesi.
Piker, Kerem; kpm-kerem piker mimarlık.
Sönmez, Murat; Doç.Dr., TOBB-ETÜ Mimarlık ve
Tasarım Fakültesi Mimarlık Bölümü.
Şenel, Aslıhan; Doç.Dr., İstanbul Teknik
Üniversitesi Mimarlık Bölümü.
Tan, Pelin; Doç.Dr.; Misafir Öğr.Üyesi, Bard İnsan
Hakları Programı.
Tanyeli, Uğur; Prof.Dr., İstinye Üniversitesi Güzel
Sanatlar, Tasarım ve Mimarlık Fakültesi.
Yazgan, Begüm; Yazgan Tasarım Mimarlık.
Yıldırım Okta, Birge; Doç.Dr., Kadir Has
Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi; OKTAA.
Yıldırım, Yağmur; Öğr. Görevlisi, Kadir Has
Üniversitesi, Sanat ve Tasarım Fakültesi; Öğr.
Görevlisi, İstinye Üniversitesi, Güzel Sanatlar,
Tasarım ve Mimarlık Fakültesi.
Yırtıcı, Hakkı; Doç.Dr.; Gazete Duvar Yazarı.