SPOR VE REKREASYON
ARAŞTIRMALARI
KİTABI
EDİTÖRLER
Doç. Dr. Betül BAYAZIT
Dr. Öğretim Üyesi Ercan KARAÇAR
Uzm. Ozan YILMAZ
BÖLÜM YAZARLARI
Doç. Dr. Betül BAYAZIT
Dr. Öğretim Üyesi Özgür YAYLA
Doç. Dr. Korkmaz YİĞİTER
Dr. Öğretim Üyesi Ülkü ÇOBAN
Doç. Dr. Levent ATALI
Öğr. Gör. Onur ÇELEN
Doç. Dr. Özgür DİNÇER
Öğr. Gör. Yusuf ORMANKIRAN
Dr. Öğretim Üyesi Ali Turan BAYRAM
Arş. Gör. Ayşegül Funda ALP
Dr. Öğretim Üyesi Aydın ÜNAL
Arş. Gör. Gökhan ÇAKMAK
Dr. Öğretim Üyesi Emre ÇİLESİZ
Arş. Gör. Hasan Tahsin KAVLAK
Dr. Öğretim Üyesi Ersin ARIKAN
Arş. Gör. Müge SARPER KAHVECİ
Dr. Öğretim Üyesi Merve UCA
Döndü Nur SAĞDIÇ
Dr. Öğretim Üyesi Meryem ALTUN EKİZ
Faik Orhun TAPŞIN
Dr. Öğretim Üyesi Mihraç KÖROĞLU
Halilcan ESKİÇIRAK
Dr. Öğretim Üyesi Mikail KARA
Mücella AKGÜN
Dr. Öğretim Üyesi Olca SEZEN DOĞANCILI
Sinan Baran BAYAR
Akademik unvan ve harf sırası gözetilerek sıralanmıştır.
Bu kitapta yer alan her bölümün tüm sorumluluğu (görseller, tablolar, çizelgeler, çizimler, grafikler, direkt alıntılar, etik/kurum izni vb.) yazarlara
aittir.
Herhangi hukuki bir olumsuzlukta Çizgi Kitabevi Yayınları ve kitap editörleri hiçbir konuda bir yükümlülük ve hukuki sorumluluğu kabul etmez,
hukuki yükümlülük altına alınamaz. Her türlü hukuki yükümlülük ve sorumluluk ilgili bölüm yazar(lar)ına aittir.
Çok bölümlü/yazarlı olan bu kitap maddi bir değer ile alınıp satılamaz. Kitapta yer alan bilgiler alıntı yapılmak ve ilgili alıntıya atıf yapılmak
koşulu ile kaynak gösterilmek üzere bilimsel ya da ilgili araştırmacılar tarafından kullanılabilir.
Çizgi Kitabevi Yayınları
Eğitim Bilim
Genel Yayın Yönetmeni
Mahmut Arlı
©Çizgi Kitabevi
Eylül 2020
ISBN: 978-605-196-492-8
Yayıncı Sertifika No:17536
KÜTÜPHANE BİLGİ KARTI
- Cataloging in Publication Data (CIP) EDİTÖRLER
BAYAZIT, Betül | KARAÇAR, Ercan | YILMAZ, Ozan
SPOR VE REKREASYON
ARAŞTIRMALARI KİTABI
Sayfa Düzeni ve Kapak Tasarımı
Ozsum Academy
Baskıya Hazırlık: Çizgi Kitabevi Yayınları
Tel: 0332 353 62 65- 66
ÇİZGİ KİTABEVİ
Sahibiata Mah.
M. Muzaffer Cad. No:41/1
Meram/Konya
Alemdar Mah.
Çatalçeşme Sk. No:42/2
Cağaloğlu/İstanbul
Gazi Üniversitesi
Eğitim Fakültesi No:6/31
Yeni Mahalle/Ankara
(0332) 353 62 65 - 66 - (0212) 514 82 93
www.cizgikitabevi.com
/ cizgikitabevi
İÇİNDEKİLER
ÖNSÖZ
vi
Bölüm 1:
Dünyada Rekreasyon Eğitimi
Öğr. Gör. Yusuf ORMANKIRAN
8-18
Bölüm 2:
Rekreasyon ve Motivasyon
Dr. Öğretim Üyesi Mihraç KÖROĞLU
20-35
Bölüm 3:
Rekreasyon ve Psikolojik Etkileri
Doç. Dr. Korkmaz YİĞİTER
37-42
Bölüm 4:
Bölüm 5:
Bölüm 6:
Bölüm 7:
K Kuşağının Rekreasyona Katılımı ve Yaratıcı Düşünme Eğilimi
Arasındaki İlişki
Arş. Gör. Hasan Tahsin KAVLAK, Dr. Öğretim Üyesi Ali Turan BAYRAM,
Öğr. Gör. Onur ÇELEN
Otel Çalışanlarının Mizah Tarzları ile Boş Zaman Davranışları
Yönetimi Arasındaki İlişkiye Yönelik Bir Araştırma
Dr. Öğretim Üyesi Ersin ARIKAN, Dr. Öğretim Üyesi Emre ÇİLESİZ
Ordu İli Rekreasyon Alanlarının Yerel Halk Açısından
Değerlendirilmesi
Dr. Öğretim Üyesi Olca SEZEN DOĞANCILI, Mücella AKGÜN
Yerel Halkın Festivalleri Değerlendirmelerine Yönelik Bir Araştırma:
Tekirdağ Kiraz Festivali Örneği
Dr. Öğretim Üyesi Aydın ÜNAL
44-56
58-76
78-88
90-104
Bölüm 8:
Boş Zaman ve Rekreasyon Pazarlaması Üzerine
Arş. Gör. Gökhan ÇAKMAK
106-118
Bölüm 9:
Destinasyon Pazarlamasında Rekreasyonel Aktivitelerin Rolü
Dr. Öğretim Üyesi Özgür YAYLA, Döndü Nur SAĞDIÇ
120-134
Bölüm 10:
Bölüm 11:
Bölüm 12:
Bölüm 13:
Bölüm 14:
Destinasyon Geliştirme Stratejileri: Çankırı Turizmine Yönelik
Öneriler
Dr. Öğretim Üyesi Mikail KARA
Futbol Takımlarının Kamp Destinasyonlarının Marka Kişiliği
Boyutlarını Değerlendirmelerine Yönelik Bir Araştırma: Antalya
Örneği
Dr. Öğretim Üyesi Aydın ÜNAL, Sinan Baran BAYAR
Üniversite Öğrencilerinin Spora Yönelik Tutumlarının Akademik
Başarı Düzeylerine Etkisinin İncelenmesi (Doğu Marmara Bölgesi
Üniversiteleri Örneği)
Dr. Öğretim Üyesi Ülkü ÇOBAN, Doç. Dr. Levent ATALI, Doç. Dr. Betül
BAYAZIT, Dr. Öğretim Üyesi Merve UCA
Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Öğrencilerinin Yaşadıkları
Yerlerdeki Oyun Alanlarına Yönelik Görüşleri ve Oyun Tercihleri
Dr. Öğretim Üyesi Meryem ALTUN EKİZ
Yükselti Antrenmanı Fizyolojisi ve Alandaki Son Gelişmeler
Arş. Gör. Müge SARPER KAHVECİ
iv
136-154
156-167
169-199
201-224
226-244
Bölüm 15:
Yüzme Sporunda Mobilite ve Stabilite
Doç. Dr. Özgür DİNÇER, Halilcan ESKİÇIRAK
246-256
Bölüm 16:
Elit Sporcularda Çift Kariyer
Arş. Gör. Ayşegül Funda ALP
258-278
Bölüm 17:
Belediyelerin Stratejik Planlarına Yönelik Spor Yöneticileri
Görüşlerinin Analizi
Faik Orhun TAPŞIN, Doç. Dr. Levent ATALI
280-321
v
ÖNSÖZ
Kökleri, insanlık tarihinin derinlerine kadar ulaşan spor; sadece bir millete özgü değil
evrensel bir yapıdadır. Bu evrensel yapı altında bir araya gelen bireylerin spora olan ilgi ve
bedensel farkındalık düzeylerindeki artış, mevcut bilgi ve teknolojilerin gözden geçirilmesini
sağlayarak teknolojik yeniliklerin ve yeni yaklaşımların oluşturulmasına da olanak
sağlamaktadır.
Ortaya çıkan yenilik ve yaklaşımlarla yoğurulan bireylerde görülen; güçlenme, ruh
ve beden sağlığını koruma, sosyalleşme, kişisel becerilerin geliştirilmesi ve kendini savunma,
ruhsal doyum, dengelenme ihtiyacı ve rahatlama gibi nedenlerin yanı sıra boş zamanın etkili
değerlendirilmesi isteği bireylerin spora yönelmesinin temel gerekçelerini oluşturmaktadır.
Bireylerin yaşam kalitesi, toplum içinde sağlanan serbest zaman hizmetleriyle
artmaktadır. Bu amaçla gerçekleştirilen tüm oyun etkinlikleri spor ve rekreatif faaliyetler
içerisinde değerlendirilmektedir. Tarihte; koşu, atıcılık, güreş ve at yarışlarıyla başlayarak
günümüzdeki sportif ve rekreatif faaliyetlerin temelini oluşturan sporun diğer alanlarla iş
birliği içerisinde olması ve birçok alandan beslenmesi kitabımızın multidisipliner olarak ele
alınmasına olanak sağlamıştır.
Bu çerçevede Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı adlı eserimizde çeşitli
alanlardan ve spor dallarından çok değerli çalışmalar bulunmaktadır. Üçüncü cildin
yayımlanmasında emeği geçen bölüm yazarlarına ayrıca teşekkür eder, kitabımızın
okuyucular için verimli olması ve alana katkı sağlamasını temenni ederiz.
Saygılarımızla…
Editörler
Doç. Dr. Betül BAYAZIT
Dr. Öğretim Üyesi Ercan KARAÇAR
Uzm. Ozan YILMAZ
Eylül 2020
vi
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
BÖLÜM
1
DÜNYADA REKREASYON EĞİTİMİ
Yusuf ORMANKIRAN
Öğretim Görevlisi, Hitit Üniversitesi,
[email protected]
ATIF: Ormankıran, Y. (2020). Dünyada Rekreasyon Eğitimi. Betül Bayazıt,
Ercan Karaçar, Ozan Yılmaz (Ed.), Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3.Cilt
içinde (ss. 8-18). Konya, Çizgi Kitabevi Yayınları.
1.BÖLÜM
DÜNYADA REKREASYON EĞİTİMİ
Yusuf ORMANKIRAN
Öğretim Görevlisi, Hitit Üniversitesi,
[email protected]
GİRİŞ
Rekreasyon, insanlık tarihi kadar eskiye dayanmakla birlikte, insanlara çeşitli faydalar
sağladığı gibi hayatın bir parçası olarak ifade edilebilen bir olgudur. Rekreasyon, ilk uygarlıklardan
beri, insanların hayatlarını devam ettirme ve ihtiyaçlarını karşılamalarıyla güzümüze kadar gelmiştir.
Rekreasyon olgusunun gelişimine bakıldığında her uygarlık kendi dönemlerinde farklı kültür, sosyal
yaşam ve dini ritüeller ile zaman geçirdiği görülmektedir (Mclean ve Hurd, 2012).
Zaman içerisinde teknolojinin gelişmesiyle birlikte, değişen ve gelişen toplum yapıları,
anlayışları ve düşünce yapıları ile insan gücü yerine makinelerin kullanılmaya başlanması, insanların
iş saatlerinin azalmasını sağlamış ve böylece boş zaman kavramı ortaya çıkmıştır. Birçok rekreasyon
tanımı olsa da, bu tanımların ortak noktası; yapmakla yükümlü oldukları işlerin dışında kalan
zamanlarda insanların gönüllü olarak ve günlük yaşamın kargaşasından uzaklaşarak, boş
zamanlarında katıldıkları faaliyetler (Akten ve Akten, 2011) olarak ifade edilmektedir.
Endüstri Devrimi sonrasından günümüze kadar olan süreçte, boş zamanın artmasına paralel
olarak, teknolojik gelişmeler, kentleşme, nüfus artışı, insan ömrünün uzaması gelirlerde artış, eğitim,
ulaşım kolaylığı, televizyon ve reklam faaliyetleri, kültürel hedefler, genç nüfusun öneminin
anlaşılması, ücretli tatil, sosyal güvenlik, sağlıklı yaşama verilen önemin artması ve son olarak turizm
ve rekreasyon faaliyetlerinin lüks anlayışından bir gereksinime dönüşmesi gibi unsurlar ortaya çıkmış
ve bu çerçevede rekreasyon olgusu ile diğer disiplinler birbirleriyle ilişkili bir şekilde gelişmiş ve
önemi artmıştır (Gajic ve Grzinic, 2010).
Rekreasyon, boş zaman veya serbest zaman olarak da kullanılan bu olgu, 20. Yüzyılda
gerçekleşen endüstri devrimi ve ardından 21. Yüzyılda hızlı bir gelişme gösteren teknoloji ile birlikte
günümüz dünyasında, kentleşme, ulaşım, nüfus artışı, refah düzeyinin artması ücretli tatil hakkının
verilmesi ve insanları daha sağlıklı yaşama çabalarının artması gibi birçok nedenin insan yaşamında
yer alması, rekreasyon eğitimini bireye dönük değişime zorlamıştır (McComb, 2008). Rekreasyon
eğitiminde bireye ve topluma fayda sağlamasına yönelik yaşanan bu değişim ile birlikte,
yükseköğrenim kurumlarınca eğitim programlarına eklenmiş ve eğitimini tamamlayan öğrencilerin
çeşitli alanlarda çalışmalarına olanak sağlanmıştır. Bu çalışmada ise dünyada rekreasyon eğitimin
8
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
durumu ve rekreasyon bölümlerinde yürütülen derslerin karşılaştırmalı olarak ortaya çıkarmaya
çalışılacaktır.
Rekreasyon Eğitimi ve Önemi
Kişisel deneyimlere ve algılara dayandırılan rekreasyon ve boş zaman kavramları birçok
anlam içermektedir. Rekreasyon kavramına, kişisel bir bakış açısı ile bakıldığında; televizyon
izlemeyi, sinemaya gitmeyi, gezintiye çıkmayı satranç oynamayı, müzik dinlemeyi ve insanın diğer
yapmak isteklerini içerdiği görülmektedir. Rekreasyon teorisyenleri bu ve buna benzer deneyimlerin
nasıl adlandırılması gerektiği üzerinde düşünmüşler ve bu faaliyetlerin genel adının rekreasyon,
serbest zaman, boş zaman, yaratıcılık, bencillik ve eğlence anlamına gelen hedonizm olması
gerektiği üzerinde çeşitli çalışmalarda bulunmuşlardır (McLean ve Hurd, 2012).
Genellikle toplumlar, çalışma hayatındaki verimliliği bir toplum sorun olarak görürken,
serbest zamanı ise kişisel tercih olarak görmektedir. Rekreatif faaliyetler sırasında bireyin geliştirilen
zihinsel ve yetenekler sadece birey için önemli olmasının yanı sıra, bireyin bir parçası olduğu ve iş
yaşamım da etkilediği için toplum açısından da önemlidir. Gelişmiş ülkelerde bireyin toplumun bir
parçası olduğu gerçeğini göz önünde bulundurarak, insanların serbest zaman faaliyetlerini etkin ve
verimli bir şekilde değerlendirmeleri için çok farklı imkanlar geliştirmekte ve bu geliştirmiş olduğu
imkanları toplumun her kesimine sunmaktadırlar (Zorba, vd., 2013).
Bireylerin kendi yaşantıları içerisinde bilinçli bir şekilde davranışlarında meydana getirdikleri
değişimlerin süreci (Kılıç‐ Bayraktaroğlu, 2012) olarak tanımlanan eğitim, rekreasyon alanı için de
ayrı bir anlam ifade etmiştir. Zira eğitim düzeylerinin yüksek olduğu ülkelerde sağlıklı yaşama
eğilimlerine bağlı olarak bireylerde rekreasyonun önemli bir taleple karşılaşması ve bu gelişmenin de
kişilerin bu alanda yetiştirilmesini önemli kılması şeklinde çift yönlü bir etkileşim ortaya çıkmıştır
(Varol, vd., 2019).
Rekreasyon Eğitiminin Gelişimi
Amerika Birleşik Devletleri, rekreasyon eğitimi ve faaliyetlerin yer aldığı ilk ve dolayısıyla en
önemli ülkelerden biri konumundadır. Amerika Birleşik Devletleri’nde, oyun parkları ve spor ve
fiziksel etkinliklere yönelik gelişmeler, 1800’lü yılların ikinci yarısından sonra ortaya çıkmıştır
(Siedentop, 2009). Rekreasyonun toplumsal anlamda değer kazanması ile eğitim boyutunda ele
alınmasına ilişkin çıkış noktası olarak 1880’li yıllarda Amerika’da başlamıştır (Cavallo, 1981). Boston
Park Departmanı tarafından 1881 yılında erkekler ve 1891 yılında kadınlar için açıkhava spor tesisleri
kurulmuştur. Bunu takiben Philadelphia, New York, Providence, Brooklyn, Baltimore, Newark,
Worcester, Chicago ve Portland’a açıkhava spor tesisleri ve kum oyun alanlarının birleştirildiği bir
9
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
sistemde kendi modelini geliştirmek üzere rekreasyon liderlerini danışmanlık almak üzere Boston’a
gönderilmiştir. Böylelikle bu tesisler kıtaya yayılmaya başlamıştır (Frost, 2010). Akabinde
“Playground Movement – Oyun Alanı Hareketi” ortaya çıkmıştır. Bu oyun alanı hareketi, Sanayi
Devrimi’nin ortaya çıkarmış olduğu kalabalık kentlerin ve uzun çalışma saatlerine bir cevap
niteliğinde başladığı ifade edilmektedir. Dr. Marie Zakrzewska’nın Berlin’deki yerel parklarda
gözlemlediği geniş kum havuzlarından oluşan çocuk oyun alanları ile ilgili önerileri sonucunda 1886
yılında Boston’da bulunan bir kilise bahçesine kumdan oyun alanı düzenleyerek göçmen çocukların
gözetimli alanlarda oyun oynaması amaçlanmıştır. Bu şekilde ortaya çıkan hareket, 1890’ların
ortalarında Amerika’nın dokuz büyük kentine kurulan oyun alanlarına kadar ilerlemiştir (Cavallo,
1981). 1899 yılına kadar Boston’da 20’si okul bahçesi olmak üzere toplam 21 adet kum oyun alanı
oluşturulmuştur. Oyun alanlarının sayının artmasının yanında hareketin okullarda, dolayısıyla
eğitimde kullanılmaya başlamasına dikkat çekilmektedir. Oyun alanları hareketi ile birlikte gelişime
devam etmiş ve 1905 yılında rekreasyonun her yaş için yaygınlaştırılması amaçlanmış ve çeşitli
danslar, müzik programları, dramalar, yarışmalar gibi faaliyetler eklenmiştir. Bu kapasamda Amerika
Oyun Alanları Birliği (Playground Association of Amerika) kurulmuştur. 1910 yılında kapsamı
genişletilerek Amerika Rekreasyon ve Oyun Alanları Birliği (Recreation and Playground Association
of Amerika) adını almıştır (Frost, 2010).
1910 yılına kadar 55 şehirde oyun programları uygulanmıştır. Ayrıca Amerika Oyun Alanları
Biriliği tarafından Rekreasyon Liderliği Müfredatı ile 113 kolej ve üniversitede “oyun dersi”
verilmesini önermiştir (Dickason, 1983). 1918 yılında I. Dünya Savaşı sırasında “Savaş Kampı Kamu
Hizmeti Projesi” ile rekreasyonel aktiviteler düzenlemek üzere tasarlanan kamu hizmeti toplulukları
ortaya çıkmıştır (Frost, 2010).
Böylece rekreasyon eğitiminin temelleri atılarak 1920 yılında profesyonel olarak rekreasyon,
park ve boş zaman liderlerinin yetiştirilmesi kapsamında eğitim programları geliştirilmiştir.
Amerika’da üniversitelerde rekreasyonla ilgili müfredat 1940’lı yıllarda eklenmeye başlamıştır.
Öncelikli olarak öğrencilerin kamu rekreasyonu ve parklar, terapatik rekreasyon ve açık hava
rekreasyonu ile ilgili organizasyonlarda lider ve yönetici olarak çalışması amaçlanmıştır (Godbey vd.,
2005). Amerika Birleşik Devletleri’nde rekreasyon alanı ile ilgili ilk bölüm 1946 yılında Indiana
Üniversitesi bünyesinde kurulmuştur. 1960’lı yıllara gelindiğinde rekreasyon alanına yönelik iş
fırsatlarının artmasıyla hem akademik hem de sektörde büyük bir gelişim içine girmiştir. Böylelikle
birçok üniversite ce kolejin yeni programlar açmasını sağlamıştır (McLean vd., 2015).
Rekreasyon eğitimi özellikle Amerika Birleşik Devletleri ve Kanada başta olmak üzere dünyada
birçok üniversitede sertifika, lisans ve lisansüstü eğitim programları bulunmaktadır. Rekreasyon
eğitimi veren üniversitelerin rekreasyon ile ilişkili bölümlerin mezunları, turizm başta olmak üzere,
10
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
spor, sağlık, eğitim gibi alanlarda istihdam olanağı bulabildikleri söylenebilmektedir (Türkay ve
Korkutata, 2011). Rekreasyon öğretim programlarında yaşanan gelişmeler ve anlayışlar
doğrultusunda, bireylerin farklı gereksinimlerini karşılayıcı ve yaratıcı çalışmalarını ortaya çıkarıcı
nitelikte olduğu görülmektedir (Demirel, 2013).
YÖNTEM
Araştırmanın bu bölümünde araştırma modeli, araştırma gurubu, veri toplama araçları,
verilerin toplanması ve verilerin analizi ile ilgili bilgilere yer verilmektedir.
Araştırma Modeli
Bu araştırmada, araştırma verileri, rekreasyon eğitiminde dünyada önde gelen ülkeler
arasında olan Amerika Birleşik Devletleri, Kanada ve İngiltere’deki üniversitelerin rekreasyon
eğitiminde hangi derslerin verildiğini tespit etmek amacıyla, nitel araştırma yöntemlerinden
doküman analizi yöntemi kullanılarak yapılmıştır. Elde edilen veriler araştırmacı tarafından 7 temel
sınıflandırma üzerinden araştırılmıştır. Bu sınıflandırma Korkutata (2017) tarafından sınıflandırılarak;
uygulamalı spor, teorik spor, teorik alan bilgisi, uygulamalı alan bilgisi, genel kültür, sağlık ve staj ile
ilgili derslerin kategorize edilmesiyle oluşturulmuştur.
Araştırma Grubu
Araştırma grubu olarak; Amerika Birleşik Devletleri’nde, Kanada’da ve İngiltere’de
rekreasyon eğitimi veren URAP (Akademik Performansa Göre Üniversite Sıralaması) sıralamasında
yer alan üniversitelerin ilk üç sırasındaki üniversiteler alınmıştır üniversiteler oluşturmaktadır.
Veri Toplama Araçları
Araştırma verileri, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki, Kanada’daki ve İngiltere’deki
üniversitelerin web sitelerinde yer alan bölüme ilişkin derslerin ve ilgili derslerin içeriklerinin
incelenmesi sonucunda elde edilmiştir.
Verilerin Toplanması
Bu çalışmanın yapılabilmesi için ikincil kaynaklardan yararlanılarak Amerika Birleşik
Devletleri’nde rekreasyon eğitimi veren 3, Kanada’da rekreasyon eğitimi veren 3 ve İngiltere’de
rekreasyon eğitimi veren 3 olmak üzere toplam 9 üniversitenin web sitelerinde yer alan derslerin ve
ilgili ders içeriklerinin incelenmesi sonucunda veriler elde edilmiştir.
Verilerin Analizi
Bu araştırmada yorumlayıcı yaklaşımla veriler, betimsel ve içerik analizi yöntemlerine dayalı
olarak analize tabi tutulmuştur. Toplanan veriler sınıflandırılmış olan uygulamalı spor, teorik spor,
teorik alan bilgisi, uygulamalı alan bilgisi, genel kültür, sağlık ve staj şeklinde kategorilere ayrılarak
11
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
gruplandırılmıştır. Araştırma sonucunda elde edilen veriler, içerik analizi ile çözümlemeler
yapılmıştır.
BULGULAR
Rekreasyon eğitimi ile ilgili bölümlerin 1920’lerin ortalarında ilk olarak ABD’de açılması refah
artışı ve sağlıklı yaşam bilincinin gelişmesi ile ifade edilebilir. Bu konudaki ilk adım, rekreasyon
alanında ilk ve önemli kuruluşlardan olan Amerikan Ulusal Rekreasyon Kurumu (NRPA) tarafından
profesyonel rekreasyon, park ve boş zaman liderleri yetiştirmek üzere eğitim programlarının
geliştirilmesi amacıyla atılmıştır. Eğitim müfredatlarına 1940’lı yıllardan itibaren girmeye başlayan
rekreasyon alanının aynı yıllarda tek (bağımsız) bir departman olarak da eğitim faaliyetlerine
başladığı görülmektedir. Bu departmanın rekreasyon anlamında hem boş zaman çalışmalarını hem
de rekreasyon ve park yönetimini ele alması bakımından günümüzdeki bölümlerdeki içerik zenginliği
için bir temel teşkil etmektedir. Amerika’daki öncül rekreasyon bölümlerinde eğitim alan bireylerin
kamu rekreasyonu ve parklar, terapatik rekreasyon ve açık hava rekreasyonu ile ilgili
organizasyonlarda lider ve yönetici olarak çalışabilmeleri için hazırlanmaları önemli bir faktör olarak
karşımıza çıkmaktadır (Kızanlıklı, 2014).
Amerika Birleşik Devletleri’nde Rekreasyon Eğitimi
Dünya’da ilk rekreasyon eğitimi ile ilgili bölümlerin Amerika Birleşik Devletleri’nde açılmış
olması sebebiyle eğitim yapısının incelenmesi gereken en önemli ülke olarak karşımıza çıkmaktadır.
Bu kapsamda Amerika Birleşik Devletleri’ndeki rekreasyon eğitimi ile ilgili bilgiler tablo 3.1.’de
verilmiştir.
Tablo 3.1. incelendiğinde, ABD rekreasyon lisans eğitimi veren bölümlerin, rekreasyon
eğitiminde genellikle spor yönetimi ile ilgili bölümlerin sayısının fazla olduğu görülmektedir. Diğer
yoğunlaşan bölümler ise rekreasyon yönetimi, rekreasyon ve ağırlama yönetimi sanat ve eğlence ile
rekreasyon terapisi gibi disiplinlerle birlikte, aynı çatı altında eğitim verildiği görülmektedir.
Tablo 1. ABD’de Rekreasyon Eğitimi Veren Bölümler ve Sayıları
Bölüm
Rekreasyon
Rekreasyonla İlişkili Disiplinler
Kinezyoloji
Etkinlik Yönetimi
Turizm, Etkinlik ve Rekreasyon Yönetimi
Sanat ve Spor Yönetimi
Rekreasyon ve Spor Yönetimi
Beden Eğitimi
Sanat ve Eğlence Yönetimi
Spor ve Etkinlik Yönetimi
Sağlık ve Fitness Yönetimi
Spor
12
Üniversitelerdeki Bölüm
Sayısı
3
5
3
2
1
1
3
1
1
5
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
Spor Yönetimi
Park ve Turizm
Rekreasyon ve Park Yönetimi
Rekreasyon Yönetimi
Spor ve Fitness
Rekreasyon ve Turizm Yönetimi
Rekreasyon ve Ağırlama Yönetimi
Rekreasyon Terapisi
42
1
9
15
1
3
6
4
Amerika Birleşik Devletleri’nde İlgili üniversitelerin rekreasyon programında yer alan dersler
tablo 3.2.’de gösterilmektedir. Tablo 3.2.’ye göre, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki üniversitelerin
rekreasyon programlarında yer alan dersler incelendiğinde, uygulamalı alan bilgisi derslerinin
%26,58 oranı ile en fazla yer alan ders türü olduğunu söyleyebiliriz. Genel kültür dersleri ise %22,78
oran ile en fazla yer alan ikinci ders türü olarak karşımıza çıkmaktadır. Genel olarak bakıldığında
rekreasyon programlarında büyük çoğunluğu teorik ve uygulamalı alan bilgisi ile ilgili derslerin
olduğu görülmektedir.
Tablo 2. ABD Üniversiteleri Rekreasyon Programlarında Yer Alan Dersler
Dersler
Uygulamalı Spor
Teorik Spor
Teorik Alan Bilgisi
Uygulamalı Alan
Bilgisi
Genel Kültür
Sağlık
Staj
Columbia
University
New York
University
7
4
1
Yok
13
7
Florida
International
University
Yok
Yok
6
6
11
Yok
Yok
Yok
17
Yok
1
Toplam
Yüzde
7
17
14
8,86
21,52
17,72
5
21
26,58
1
Yok
1
18
Yok
2
192
22,78
2,54
100
Kanada’da Rekreasyon Eğitimi
Kanada dünyada en çok rekreasyon eğitimi veren üçüncü Amerika kıtasında ise ikinci ülke
konumunda bulunması sebebiyle önemli bir konuma sahiptir. Kanada’da rekreasyon ve rekreasyonla
ilgili bölümlerin toplam 25 üniversiteden 36 bölüm bulunmaktadır. Bu üniversitelerde yer alan
rekreasyon bölümüne ilişkin bilgiler tablo 3.3.’te yer almaktadır.
Tablo 3.3. incelendiğinde, Kanada’da rekreasyon lisans eğitimi veren bölümlerin, rekreasyon
eğitiminde genellikle rekreasyonun dinlence hizmetleri ve spor yönetimi üzerinde yoğunlaştığı
görülmektedir. Diğer yoğunlaşılan bölümler ise, rekreasyon terapisi ve spa yönetimi olarak ön plana
çıkmaktadır.
13
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
Tablo 3. Kanada’da Rekreasyon Eğitimi Veren Bölümler ve Sayıları
Bölüm
Rekreasyonla İlişkili Disiplinler
Rekreasyon
Kinezyoloji
Boş Zaman
Dinlence Hizmetleri
Spor Yönetimi
Rekreasyon Yönetimi
Turizm Yönetimi
Rekreasyon Terapisi
Spa Yönetimi
Açık Hava Rekreasyonu
Toplumsal Kalkınma
Balık ve Vahşi Hayat
Üniversitelerdeki Bölüm
Sayısı
1
1
9
9
2
1
6
3
2
1
1
Kanada’da rekreasyon programı bulunan üniversiteler alınmıştır. İlgili üniversitelerin
rekreasyon programında yer alan dersler tablo 3.4.’de gösterilmektedir. Tablo 3.4.’e göre,
Kanada’daki üniversitelerin rekreasyon programlarında yer alan dersler incelendiğinde, Teorik alan
bilgisi derslerinin %46,05 oranı ile en fazla yer alan ders türü olduğunu söyleyebiliriz. Genel kültür
dersleri ise %21,05 oran ile en fazla yer alan ikinci ders türü olarak karşımıza çıkmaktadır. Genel
olarak bakıldığında rekreasyon programlarında büyük çoğunluğu alan bilgisi ile ilgili derslerin olduğu
görülmektedir.
Tablo 4. Kanada Üniversiteleri Rekreasyon Programlarında Yer Alan Dersler
Dersler
Uygulamalı Spor
Teorik Spor
Teorik Alan Bilgisi
Uygulamalı Alan
Bilgisi
Genel Kültür
Sağlık
Staj
Brock
University
Fanshawe
College
Yok
Yok
9
Yok
Yok
13
Vancouver
Island
University
Yok
7
13
6
5
5
3
Yok
4
3
Yok
Toplam
Yüzde
0
7
35
0
9,21
46,05
Yok
11
14,47
7
Yok
1
16
6
1
76
21,05
7,89
1,31
100
İngiltere’de Rekreasyon Eğitimi
İngiltere dünyada en çok rekreasyon eğitimi veren ikinci Avrupa kıtasında ise birinci ülke
konumunda bulunması sebebiyle incelenmesi gereken ülke olarak ifade edilebilir. İngiltere’de
rekreasyon ve rekreasyonla ilgili bölümlerin toplam 52 üniversitede 62 bölüm bulunmaktadır. İlgili
üniversitelerde yer alan rekreasyon bölümüne ilişkin bilgiler tablo 3.5.’te yer almaktadır.
14
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
Tablo 3.5. incelendiğinde, İngiltere’de rekreasyon lisans eğitimi veren bölümlerin,
rekreasyon eğitiminde genellikle rekreasyonun spor yönetimi üzerinde yoğunlaştığı görülmektedir.
Diğer yoğunluk verilen bölümler ise spor geliştirme ve koçluk ile spor ve boş zaman yönetimi ön
plana çıkmaktadır. Genel olarak bakıldığında rekreasyonun spor ile ilgili bölümlerine ağırlık verildiği
söylenebilir.
Tablo 5. İngiltere’de Rekreasyon Eğitimi Veren Bölümler ve Sayıları
Bölüm
Rekreasyonla İlişkili Disiplinler
Rekreasyon
Spor Yönetimi
Turizm Yönetimi
Spa Yönetimi
Spor Pazarlaması Yönetimi
Etkinlik Yönetimi
Etkinlik ve Boş Zaman Yönetimi
Uluslararası Etkinlik Boş Zaman ve Turizm
Yönetimi
Spor Geliştirme ve Koçluk
Resort Yöneticiliği
Etkinlik ve Eğlence Eğlence Yönetimi
Spor ve Etkinlik Yönetimi
Spor ve Boş Zaman Yönetimi
Liderlik ve Boş Zaman
Boş Zaman ve Turizm Yönetimi
Spor Egzersizleri ve Sağlık Yönetimi
Müzik, Eğlence, Tiyatro ve Etkinlik, Yönetimi
Uygulamalı Spor Bilimi Yönetimi
Spor Vakfı ile Macera ve Açık Alan Yönetimi
Üniversitelerdeki Bölüm
Sayısı
34
1
1
2
1
1
1
5
1
2
1
4
1
1
1
2
2
1
İngiltere’de ilgili üniversitelerin rekreasyon programında yer alan dersler tablo 3.6.’da
gösterilmektedir. Tablo 3.6.’ya göre, İngiltere’deki üniversitelerin rekreasyon programlarında yer
alan dersler incelendiğinde, Teorik spor derslerinin %36,23 oranı ile en fazla yer alan ders türü
olduğunu söyleyebiliriz. Teorik alan bilgisi dersleri ise %26,08 oran ile en fazla yer alan ikinci ders
türü olarak karşımıza çıkmaktadır. Genel olarak bakıldığında rekreasyon programlarında büyük
çoğunluğu spor ve alan bilgisinin teorik kısmı ile ilgili derslerin olduğu görülmektedir.
Tablo 6. İngiltere Üniversiteleri Rekreasyon Programlarında Yer Alan Dersler
Dersler
Uygulamalı
Spor
Teorik Spor
Teorik Alan
Bilgisi
University of
Manchester
University
College
Birmingham
Nottingham
Trent
University
Toplam
Yüzde
%
Yok
Yok
5
5
7,24
3
17
5
25
36,23
11
5
2
18
26,08
15
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
Uygulamalı
Alan Bilgisi
Genel Kültür
Sağlık
Staj
4
Yok
Yok
4
5,79
11
Yok
1
2
1
1
Yok
1
Yok
13
2
2
69
18,84
2,89
2,89
100
TARTIŞMA, SONUÇ VE ÖNERİLER
İnsan hayatı dinamik bir yapıda olduğu gibi değişken özelliklerde göstermekle birlikte insan
ihtiyaçları sürekli olarak hareket halinde olduğu ifade edilebilmektedir. Bu noktadan hareketle
rekreasyonun yeni istihdam alanları ve yeni beklentilerin ortaya çıkmasını sağlamaktadır. Bu
durumla doğru orantılı olarak yeni iş alanları ve yeni beklentileri karşılayabilecek nitelikli elemana
ihtiyaç artmakta ve rekreasyon eğitimi gündeme gelmektedir. Kapsamlı ve karmaşık bir yapıda olan
rekreasyon öncelikle, sektörel anlamda ilgili yönetimleri çok iyi bir koordinasyona zorlarken; konu ile
ilgili eğitimi ise örgün ve yaygın boyuttaki katkısı yönüyle yeniden düzenlemeye zorlamaktadır. Bu
kapsamda rekreasyon alanındaki eğitim kurumlarının doğru yapılandırılması, başta sektörün
beklediği doğru ya da nitelikli elemanı karşılaması ve akademik anlamdaki katkıların arttırılması
yanında, toplumun yaşam kalitesini arttırmaya yönelik destek olacak nitelikli personelin yetişmesini
de kolaylaştıracağı düşünülmektedir (Kozak, 2017).
Çalışmada rekreasyon eğitiminin etkin ve yoğun bir şekilde gerçekleştirilen ülkeler seçilmeye
çalışılmıştır. Bu ülkeler; Amerika Birleşik Devleri, Kanada, İngiltere olarak belirlenmiştir. Bu çalışma
kapsamında Amerika Birleşik Devletleri’ndeki üniversitelerin, rekreasyon bölümlerinin öğretim
programlarında yer alan dersler incelenmiştir. Araştırma bulgularına göre, Amerika’daki rekreasyon
eğitimi bölümlerinde rekreasyon eğitimi; kinezyoloji, etkinlik yönetimi, turizm, etkinlik ve
rekreasyon yönetimi, sanat ve spor yönetimi, rekreasyon ve spor yönetimi, beden eğitimi, sanat ve
eğlence yönetimi, spor ve etkinlik yönetimi, sağlık ve fitness yönetimi, spor, spor yönetimi, park ve
turizm, rekreasyon ve park yönetimi, rekreasyon yönetimi, spor ve fitness, rekreasyon ve turizm
yönetimi, rekreasyon ve ağırlama yönetimi ve rekreasyon terapisi gibi bölümler ile birlikte
verilmektedir.
Kanada’daki rekreasyon eğitimi bölümlerinde, rekreasyon eğitimi, dinlence hizmetleri) spor
yönetimi, rekreasyon terapisi ve spa yönetimi gibi bölümler öne çıkmakta ve bu bölümler ile birlikte
eğitim verildiği görülmektedir.
İngiltere’deki rekreasyon eğitimi bölümlerinde, rekreasyon eğitimi, spor yönetimi, spor
geliştirme ve koçluk ve spor ve boş zaman yönetimi gibi bölümler ile birlikte verilmektedir. Araştırma
bulgularında görüldüğü üzere rekreasyon eğitimi, bulunduğu ülkenin ihtiyaçlarına göre
16
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
şekillenmektedir. Amerika Birleşik Devletleri’nde park ve spor yöneticiliği üzerine yoğunlaşırken,
Kanada’da dinlence hizmetleri ile spor yönetimi üzerinde yoğunlaşmıştır. İngiltere’de futbol
kültürünün bir yansıması olarak genellikle spor yönetimi ve koçluk üzerinde yoğunlaşma olduğu
görülmektedir. Araştırılan ülkelerde görüldüğü gibi ülke ihtiyaçlarına göre rekreasyon çatısı altında
özel uzmanlık gerektiren alanların belirlenip eksik iş gücünün eğitilmesi ve bu alanlardaki açığın
giderilmesini sağlayarak, rekreasyon alanının uzman kişiler tarafından yönetilmesi sağlanacak ve
bunun sonucu olarak rekreasyon işletmelerinde yönetimsel anlamda başarı oranının artacağı
düşünülmektedir.
Korkutata’nın Amerika Birleşik Devletleri’nde rekreasyon ile ilgili bölümlerin içeriğinin
karşılaştırmış olduğu araştırmasında genellikle beden eğitimi ve sağlık ile ilgili bölümlerin yer aldığı
görülmektedir (Korkutata, 2017). Kanada’da dinlence hizmetleri ve spor yönetimi ağırlıklı olduğu
görülmektedir. İngiltere’de ise, spor yönetiminin öne çıktığı görülmektedir. Bu durumda dünyada
rekreasyon eğitimi açısında önde gelen ülkelere bakıldığında, spor ile ilgili bölümlerin ağırlıkta
olduğu görülmekle birlikte rekreatif alanlar, parklar ve rekreasyon ile direkt bağlantılı bölümler
olduğu da tespit edilmiştir. Bu kapsamda rekreasyon bölümünün multidispliner bir yapıda olduğu
söylenebilir.
Korkutata’nın (2017), Amerika Birleşik Devletleri’nde rekreasyon ile ilgili bölümlerin
çoğunlukla uygulamalı olduğu tespit etmiş ve ilgili eğitim programının yeterli olmadığı ifade
etmektedir. Dünyada rekreasyon eğitimi açısında önde gelen ülkelerde rekreasyon eğitimi veren
üniversitelerin programlarında yer alan ders türleri incelendiğinde genellikle teorik bilgi üzerine inşa
edildiğini görmekteyiz. Müfredatta uygulamalı dersler olmasına karşın teorik spor ve teorik alan
bilgisi derslerinin gerisinde kaldığı ifade edilebilir. Bu bağlamda teoriye paralel olarak uygulamanın
arttırılması eğitimde niteliği arttıracağı düşünülmektedir.
KAYNAKÇA
Akten M., Akten S. (2011). Rekreasyon Potansiyellerinin Belirlenmesine Yönelik Bir Model Yaklaşımı:
Gülez Yöntemi. I. Ulusal Sarıgöl İlçesi ve Değerleri Sempozyumu. Sarıgöl/Manisa.
Cavallo, D. (1981). Muscles and morals: Organized playgrounds and urban reform, 1880-1920.
University of Pennsylvania Press.
Demirel Ö. (2013). Eğitimde program geliştirime kuramdan uygulamaya. Ankara. Pegem Akademi.
Dickason, J. G. (1983). The origin of the playground: The role of the Boston women's clubs, 1885–
1890. Leisure Sciences, 6(1), 83-98.
Frost, J. L. (2010). A history of children's play and play environments: Toward a contemporary childsaving movement. New York.
Gajic, T., Grzinic, J. (2010). “Tourism as an Obligatory Segment of Modern Society Culture”,
Management of International Business and Economics Systems Conference, s.573-587
17
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
Godbey, G. C., Caldwell, L. L., Floyd, M., & Payne, L. L. (2005). Contributions of leisure studies and
recreation and park management research to the active living agenda. American journal of
preventive medicine, 28(2), 150-158.
Kılıç, G., Bayraktaroğlu, E. (2012). “Lisans Düzeyinde Turizm Eğitimi ve Fakülte Bünyesinde
Örgütleniş Biçimine Yönelik Bir Değerlendirme”, Turizm Eğitimi Konferansı, Ankara, 17‐19
Ekim 2012, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, Ankara, ss. 189‐198.
Kızanlıklı, M. (2014). Türkiye’deki yükseköğretim kurumlarında rekreasyon eğitiminin yapısı.
International Journal of Sport Culture and Science, 2(1), 46-60.
Korkutata, A. (2017). Amerika ve Türkiye’de Rekreasyon Öğretim Programlarının Karşılaştırılması.
Sakarya University Journal of Education, 7(3), 515-524.
McComb, D. (2008). Spare Time in Texas : Recreation and History in the Lone Star State. USA:
University of Texas Press.
McLean, D. D., Hurd, A. R. (2015). Recreation and leisure in modern society. Jones And Bartlett
Learning.
Mclean, D.D., Hurd, A.R. (2012). Kraus’ Recreation And Leisure İn Modern Society. 9. Edition. USA:
Jones And Bartlett Publishers.
Siedentop, D. (2009). Introduction to Physical Education, Fitness, and Sport. New York: McGraw-Hill.
Turkay, O. ve Korkutata, A. (2011). Türkiye’deki Rekreasyon Eğitiminin Yapılanması: Besyo ve
Turizm İşletmeciliği Açılarının Karşılaştırılması Üzerine Bir Araştırma. X. Geleneksel Turizm
Panelinde sunulan bildiri, Sakarya Üniversitesi, Sakarya, s.105-115.
Varol, F., Köseoğlu, A., ve Kuzu, Ö. H. (2019). Turizm Fakülteleri’nin Rekreasyon Eğitimi Üzerine Bir
Araştırma, Uluslararası Tarih ve Sosyal Araştırmalar Dergisi, 21.197-221.
Zorba, E., Cerit, E., Gümüşdağ, H., & Evli, M. (2013). Rekreasyon bölümlerinin tercih edilme
nedenleri ve bölüm öğrencilerinin beklentilerinin araştırılması. Uluslararası Hakemli
Akademik Spor Sağlık ve Tıp Bilimleri Dergisi, 8(3), 1-15.
İnternet Kaynakları
Kozak,
M. (2017). Rekreasyon eğitimi üzerine. Turizm gazetesi, Köşe
url:https://turizmgazetesi.com/article.aspx?id=83750 (Erişim Tarihi: 15.03.2020).
yazısı.
ATIF:
Ormankıran, Y. (2020). Dünyada Rekreasyon Eğitimi. Betül Bayazıt, Ercan Karaçar, Ozan Yılmaz
(Ed.), Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3.Cilt içinde (ss. 8-18). Konya, Çizgi
Kitabevi Yayınları
18
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
BÖLÜM
2
REKREASYON VE MOTİVASYON
Mihraç KÖROĞLU
Dr. Öğretim Üyesi, Batman Üniversitesi,
[email protected]
ATIF: Köroğlu, M. (2020). Rekreasyon ve Motivasyon. Betül Bayazıt, Ercan
Karaçar, Ozan Yılmaz (Ed.), Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3.Cilt
içinde (ss. 20-35). Konya, Çizgi Kitabevi Yayınları.
2.BÖLÜM
REKREASYON VE MOTİVASYON
Mihraç KÖROĞLU
Dr. Öğretim Üyesi, Batman Üniversitesi,
[email protected]
GİRİŞ
Kişiler boş zamanlarını kaliteli olarak geçirirlerse mutlu olurlar, sağlıklı gelişirler ve belirli bir
doyuma ulaşırlar. Boş zamanlarını "boş geçirmeyenler" başarılı insanlardır. Günümüz tüketim
toplumlarında zaman bile pazarlanıyor. Ancak bir an gelecek ki yaratılmış olan zamanın kendisi de
evren ile birlikte yok olacaktır. İşte gerçek “boş zaman” o yok olacak olan zamandır. O halde “isteğe
bağlı zaman”ı iyi değerlendirmek gerekir. Yokluğundan önce varlığının değerini iyi bilmek gerekir.
Bir şeyin en kötüsü yok olanıdır. Değerlendirilmeyen zaman kaybedilmiş yani yok olmuş zamandır
(Yiğit, 2019).
Rekreasyonda önemli kavramlardan biri de boş zamandır. Bir zorunluluk veya sorumluluk
olmadan değerlendirilebilme imkânı boş zaman kavramı içinde yer alır (Shivers ve Delisle, 1997).
Yorgun düşen insanın fiziksel gücünü tekrar elde etmesine olanak sağlayan dinlenme işlevini boş
vakit yerine getirir. Boş zamanın istirahat etme işlevi kadar eğlenme ve bireyi özgür kılma işlevlerinin
şuuruna ise diğer evrelerde ulaşılmıştır. Boş zaman ile serbest zaman ile birbirine karıştırılmamalıdır.
Serbest zaman (free time) ve boş zaman (leisure) birbirinden farklı iki kavramdır. Serbest zaman,
çalışma zamanı ve temel ihtiyaçlarımızı elde ettiğimiz vaktin dışında kalan zamandır. Bireyin
tamamen kendi isteği ile bağımsız olarak harcadığı zaman ise boş zamandır (Sevim ve Özer, 2013).
Boş zaman (leisure time), “serbest zaman” olarak adlandırılmaktadır. Boş zaman
sözcüğünün kökeni Latince ’delicere ‘izin’dir. İş ve gerekli kişisel etkinlikler dışında geçirilen zaman
boş zaman dilimidir. Bir başka deyişle uyku, yemek ve öz bakım, mesai yapma, ödev yapma, okula
gitme ve ev işleri gibi zorunlu etkinlerin öncesi veya sonrasında dinlenmeye ayrılan zamandır. Boş
zaman isteğe bağlı bir zaman dilimi olup birey için dolu olmayan bir zaman dilimidir ve sınırsız
değildir. İnsan için zorunlu ve temel gereksinimlerin dışında kalan çok değerli anlardır. Bu nedenle
planlı olarak geliştirilmiş tekniklerle değerlendirilmesi gerekir (Başarangil, 2014).
Çalışma yaşamın bütün zorunluluklarını yerine getiren, kendi isteklerini karşılayabilecek işe
gelire sahip olan, üretim ile tüketim arasındaki eşitliği sağlayabilmiş, adaleti ve eşitliği topluma
dengeli bir biçimde dağıtan ülkelerde ‘boş zaman’ modern toplumlarda mükafat olarak
görülmektedir. Boş zaman gelişmiş ve gelişmekte olan toplumlarda boş zamanı olmasına rağmen
20
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
nasıl değerlendiremeyeceği bilemeyen işsizler, emekliler için ödül olarak değerlendirilirken hasta ve
tutuklular için ödül olarak görülen bu kavram yerini ‘ceza’ ya bırakabilmektedir (Karaküçük, Akgül,
2016).
Torkildsen (2012), “boş zaman” çalışma alanındaki tanımlamaların yedi temel boyutta
incelenebileceğini belirtmektedirler. Bunlar;
Zaman olarak boş zaman
Etkinlik olarak boş zaman
‘An’ olarak boş zaman
Bütünsel bir kavram olarak boş zaman
Rekreasyon olarak boş zaman
Boş zaman ve çalışma ilişkileri
Bir yaşam biçimi olarak boş zaman
Zaman olarak boş zaman: Zaman olarak boş zaman kavram boyutu incelendiğinde birçok
değişik tanım olduğu görülmektedir. Bazı bilim insanları, boş zaman kavramını, birisinin para için
çalışmadığı zaman olarak tanımlarken, diğerleri bilim insanları ise boş zaman kavramını işgal
edilmeyen zaman olarak tanımlamaktadır. Boş zaman, nasıl kullanılacağı veya geçmesine izin
verileceği durumlar dışında, objektif bir şekilde sınırlandırılması biraz güçtür.
Etkinlik olarak boş zaman: Yapılan etkinliğe göre boş zaman kavramı anlam kazanmaktadır.
Profesyonel bir voleybol oyuncusu voleybol antrenmanına çıkarken iş zamanı içindeyken, aynı
aktiviteyi arkadaşları ile eğlence amaçlı yapması boş zaman kavramı içinde değerlendirilebilir.
Dumazedier (1967: akt: Torilksen 2012), ‘yarı boş zaman’ kavramını etkinlik olarak boş zaman
kavramının içinde; yapılmak zorunda olunan etkinliğin aynı zamanda kişiyi tatmin etmesi şeklinde
tanımlamaktadır. Örneğin, bireyin evde ütü yaparken müzik dinlemesi.
‘An’ olarak boş zaman: Boş zaman kavramını zihnin boş olma hali olarak tanımlanmaktadır.
Tek temel kriter içermektedir oda algılanan zamanın zihinde özgür olma halidir. Kısıtlama veya
zorlama olmadan serbestçe gerçekleştirilen herhangi bir an, boş zaman sayılabilir.
Bütünsel bir kavram olarak boş zaman: Bu boyutta bireyin günlük yaşamın rutinliğinden
kurtulması, kendini geliştirmesi, yeni yaşam tarzı elde etmesi gibi mutluluğu yakalayacağı şeylerin
bütünsel olarak değerlendirilmesidir. Burada birey değişimi yaşamaktadır. Yapılan etkinliğin zaman
dilimi veya hangi etkinliği yaptığı değil tüm yaşamında mutluluğu yaşaması baz alınmaktadır.
Örneğin, birey kendini işi için geliştirirken aynı zamanda mutluluğu yakalayabilmesi.
21
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
Rekreasyon olarak boş zaman: Rekreasyon olarak boş zaman boyutunda birey rahatlamak
ve tatmin olmak durumundadır. Rekreasyon deneyimine bakıldığında, ne olursa olsun, etkinlik veya
durum ne olursa olsun birey yenilenme imkânı bulur. Birey fiziki, bedensel, ruhsal ve zihinsel olarak
yenilmesi durumunda rekreasyon kişi için bir eğlence olur.
Boş zaman ve çalışma ilişkileri: Çalışma boş zaman kavramının tam tersi olarak
görülmektedir. Bir kişinin rekreasyon olarak değerlendirdiği aktivite başkası için iş olarak
görülebilmektedir. Bunun yanında boş zaman, geleneksel olarak, bağımlılıklardan özgürlük olarak
düşünülür, oysaki birçok boş zaman aktivitesi önemli bir taahhüt gerektirir. İşsiz bireyler ise, seçimle
değil, zorla boş zamana sahip olmuşlardır.
Bir yaşam biçimi olarak boş zaman: Bu boyutta boş zaman kavramı meta olmaktan uzak
olduğu ve zihnindeki özgürlüğü olmadığı düşünülür. Yapmak istenilen hiçbir şey yapılamayacağını
bireye sunulan seçeneklerden oluştuğu savunulmaktadır. Birey boş zamanı, kişinin kültüründeki dış
zorlayıcı güçlerden göreceli olarak özgürce yaşayabileceği yaşam tarzı olarak nitelendirilir.
Boş zamanları değerlendirme etkinlikleri içeriklerine ve yapıldığı mekânlara göre çok
çeşitlidir. Bu etkinliklerden hangisinin tercih edileceği kişinin yapısına, cinsiyetine, eğitimine, sahip
olduğu olanaklara ve yeteneklerine bağlıdır (Nimet, 2007).
Karaküçük, (2005) ve Başaran, (2003) kişisel ve toplumsal yönden ele alarak rekreasyon
ihtiyacını açıklamıştır;
a. Kişisel yönden;
İnsanlara fiziki sağlık gelişimi sağlar,
Bireylere sağlıklı bir ruh yapısı sağlar, - Sosyal yönde insan gelişimini sağlar,
Bireylerin beceri ve yeteneklerini gelişmesini sağlar,
Bireylerin yaratıcı yönlerini geliştirir
Bireylerin çalışma başarısını artmasını ve iş veriminin artmasını sağlar,
Ekonomik hareketi geliştirir.
b. Toplumsal yönden;
Toplumda dayanışma ve bütünleşmenin gelişmesini sağlar
Demokratik bir toplumun oluşmasına katkı verir (Karaküçük, 2005; Başaran, 2003).
22
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
Bireylerin yenilenmesi için yaratıcı ve kültürel faaliyetlere katılması, kişilerin arzularının açığa
çıkarılması, kişinin kendisini tatmin ya da eğlence için yaptığı faaliyetler rekreasyondur (İlhan ve
Balcı, 2006). Rekreasyonel aktiviteler bireyde; arkadaşlık kurma, macera, yeni deneyimler, başarı
duygusu, yaratma zevki, fiziksel dayanıklılık, hizmet duygusu, güzellikten hoşlanma, zihinsel güçleri
kullanma, duygusal deneyim ve dinlenme gibi doyumlar oluşturma amacı gütmektedir (Tezcan,
1994).
Rekreasyon Kavramı
İnsanlar çeşitli büyüklük ve zamanlarda ortaya çıkan boş zamanlarında uzaklaşmak,
dinlenmek, hava değişimi, gezme-görme, sağlık, beraber olma, heyecan duyma, farklı yaşantılar
elde etme gibi pek çok amaçla, ev dışında veya ev içinde, açık veya kapalı alanlarda ya da pasif-aktif
şekillerde, kent içinde veya kırsal alanlarda etkinliklere katılmaktadırlar. Boş zamanlarında insanların
yaptıkları etkinlikler rekreasyonu ifade eder. Rekreasyon insanın çalışma saatleri dışındaki boş
zamanında katıldığı faaliyetlerdir. Çok çeşitli olan bu aktiviteler günlük, hafta sonları, yıllık izinler ve
tatiller ile emeklilik gibi zamanlarda yapılan çeşitliliği olan aktivitelerdir. Aktiviteler, insanların ayrı
ayrı amaç ve istekleri doğrultusunda anlam kazanır. Rekreasyonun kesin bir tanımı bu özellikten
dolayı zordur. Ancak, geniş bir perspektiften ve çeşitli yaklaşımlarla bazı tanımları yapılmıştır
(Karaküçük, 1999).
İnsanların serbest zamanlarında, eğlence, dinlence amaçlı tatmin motivasyonları ile gönüllü
katıldıkları faaliyetlere genel anlamda rekreasyon denilebilir. (Kırıkoğlu, 2004). AthleticInstitute’ye
göre rekreasyon; kişilerin serbest zaman aktivitelerine gönüllü olarak katılması ve bunun
sonucundaki motivasyonu ve memnuniyetidir (Özbey ve Çelebi, 2003).
Daha kapsamlı bir şekilde rekreasyon şöyle açıklanabilir rekreasyon; insanın, yoğun çalışma
yükü, rutin hayat tarzı veya olumsuz çevresel etkilerden tehlikeye giren veya olumsuz etkilenen
bedensel ve ruhsal sağlığını tekrar ede etmek, korumak veya devam ettirmek aynı zamanda zevk ve
haz almak amacıyla, kişisel doyum sağlayacak, tamamen çalışma ve zorunlu ihtiyaçlar için ayrılan
zaman dışında kalan bağımsız ve bağlantısız boş zaman içinde, isteğe bağlı ve gönüllü olarak ferdi
veya grup içinde, seçerek yaptığı etkinliklere rekreasyon denir (Karaküçük, 1999).
Rekreasyon şu temel tanımlarla da kullanılmaktadır.
Boş zamanda yapılır, kesinlikle bir iş değildir.
Kişi tamamen gönüllü ve kendi isteğiyle etkinliklerde bulunur.
Faaliyetler kişiyi mutlu eder ve zevk verir ve neşelendirir.
23
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
Kişisel ve toplumsal yarar sağlar.
Toplumsal değerlere aykırı değildir ve hayati önem taşımaz (Karaküçük, 2005).
Rekreasyonun Özellikleri
Karaküçük (1999)’e Rekreasyon’un özellikleri şu şekilde sıralanabilir göre;
Faaliyetler gönüllü seçilmelidir.
Kişilere özgürlük hissi vermelidir.
Faaliyetlerde devam ve katılım etme zorunluluğu bulunmamalıdır.
Serbest zamanda yapılmalıdır.
Herkesin faaliyetlere katılmalarına imkan verir.
Faaliyetlere katılıp katılmama kişinin kendisine bırakılmalıdır.
Faaliyetler, her türlü alanda ve her türlü iklim şartlarında uygulanabilmektedir.
Rekreasyon bir faaliyeti gerektirir.
Rekreasyon çok çeşitli faaliyetleri içerir.
Rekreasyon neşe ve haz veren bir faaliyettir.
Rekreasyonel faaliyetler evrensel olarak uygulanmaktadır.
Rekreasyon, kişinin kendini ifade edebilme ve yaratıcı olabilmesine imkan sağlayıcı
faaliyetler içermelidir.
Kişiye göre amacı vardır.
Faaliyetlerin katılımcıya kişisel ve toplumsal fayda sağlaması gerekir.
Rekreasyon, toplumun değer yapısıyla ters olmamalıdır.
Rekreasyon yapanlar, başka faaliyet alanlarına da ilgi duyarlar.
Rekreasyon eylemi, planlı ya da plansız, beceri sahibi kişilerle ya da organize veya
organize olmamış mekanlarda da yapılabilir.
Rekreasyonun Sınıflandırılması
Rekreasyon, bir sınıflandırmada 13 kategoriye ayrılmıştır (Leither, 2004).
1. Temel Eğlence: Bireyin sosyal katılım olmadan spor karşılaşmalarını izlemesi, film
seyretmesi gibi etkinliklerdir.
2. Mental Etkinlik: Yaygın olan okuma ve yazma etkinlikleri örnek olarak verilebilir.
3. Spor: Sportif etkinlikleri kapsar.
24
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
4. Müzik: Müzik dinlemek, söylemek ve bestelemek bu gruba dahildir.
5. Sanat: Örnek olarak yağlı boya, heykelcilik gibi etkinlikler verilebilir.
6. Dans: Dans izlemek ya da dans etmek bu gruba dahildir.
7. Hobi: Bu kategori oldukça yaygındır. Koleksiyon yapma, el sanatlarını bu
kategoridedir.
8. Oyun: Çocuk oyunlarını da kapsayan birçok oyunu ve yarışma amaçlı olmayan
oyunlardır.
9. Rahatlama: Masaj ve sauna bu kategoriye örnek gösterilebilir.
10. Sosyal Etkinlik: Aile toplantıları, partiler gibi sosyal etkinlikler örnektir.
11. Yardım (Hayır) Hizmetleri: Bu kategori gönüllü hizmetleriyle idare edilen işleri ve
organizasyonları kapsamaktadır.
12. Doğa Etkinlikleri / Outdoor Rekreasyonu: Doğal kaynaklara yönelik yapılan
etkinlikleri kapsamaktadır.
13. Seyahat ve Turizm: En geniş alanıkapsar. Diğer etkinliklerin tamamı, seyahat için
katıldığımız bir tur tarafından verilebilir.
Karaküçük (2005) ise rekreasyon faaliyetlerini, üç boyutta ele alarak bir sınıflandırma yapmış
ve şu şekilde açıklamıştır;
Amaçlarına göre;
Fiziksel ve ruhsal dinlenmek amaçlı,
Tarihi eser ve müze ziyaretleri gibi kültürel amaçlı,
Toplumsal ilişkiler kurmak veya geliştirmek amaçlı,
Seyirci olarak veya aktif spor yaparak sportif amaçlı,
Başka mekânlara seyahat ederek turizm amaçlı,
Sanatın birkaç veya tek bir dalıyla ilgilenerek sanatsal amaçlı.
25
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
Çeşitli kriterlere göre;
Genç, yaşlı gibi yaş faktörüne göre,
Bireysel, grup ve aile gibi katılanların sayısına göre,
Yaz, kış günlük ve ya haftalık gibi zaman göre,
Açık veya kapalı mekana göre,
Lüks, geleneksel, sıradan gibi sosyolojik içeriğe göre.
Özel işlevlerine göre;
Para ile katıldığımız aktiviteler, ticari,
Bireylerin beraber yaptıkları aktiviteler, sosyal,
Uluslararası etkinliklere katılmak, uluslararası,
Sanat olaylarını izlemek veya ünlü müzik yapıtlarını dinlemek, estetik,
Açık veya kapalı alanlarda yapılan sportif aktiviteler, fiziksel,
Piknik, avcılık veya trekking vb. arazi ve su kullanımını içeren etkinlikler orman
rekreasyonudur (Karaküçük, 2005).
Rekreasyonun Yararları
Rekreasyonun kişiye sağladığı yararları şöyle sayabiliriz (Önal, 2007): Serbest zaman
değerlendirmesiyle insanların dinlenme ve eğlenme gereksinimi karşılanır. Karşılanarak onların
hayata olan bağları güçlendirilir ve mutlu olurlar. Kişide sağlıklı bir kişilik geliştirmek, kişinin kendini
ifade etme gereksinimi sayesinde karşılanır olur. Sağlıklı bir kişilik toplumun temel amaçlarından
biridir. Yeni bir roman yazmak, resim yapmak gibi etkinlikler kişinin keşfetme ihtiyacına cevap verir.
Arkadaşlık için macera ve yeni tecrübeler edinme arkadaşlık gereksinimini kapsar. İnsanların birlikte
olma, arkadaşlık kurma, toplumsal ilişkiler ve işbirliği yapmaya yönelik gereksinimlerini karşılar.
Takım oyunları özellikle birlik ruhunu geliştiren bir özelliğe sahiptir. Serbest zaman etkinlikleri insana
motor gelişimi ve daha iyi koordinasyon için fiziksel sağlamlık fırsatı sağlar. Forum, münazara,
tartışma grupları, satranç, doğa incelemeleri, yazı yazmak, beste yapmak, şarkı söylemek, briç
oynamak teknikle beraber aynı zamanda bir zekâ işidir ve zihinsel güçleri kullanmayı sağlar. Grup
26
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
lideri grubun gelişmesi karşısında hizmetten doğan duygu yoluyla mutlu olur. Bir bahçıvanın
yetiştirdiği çiçeklerin onu mutlu etmesi de bunun gibi bir şeydir. Heyecanlı ve sıkıntılı, güçlüklerle
geçmiş bir günün sonunda hoşa giden bir rekreatif faaliyet (TV izlemek, kitap okumak, sinema,
tiyatro, spor yapmak vb.) kişiyi dinlendirir. Dinlenme fiziksel ve ruhsal yönden olabilir. Rekreatif
etkinlikler ve doğru bir rekreasyon eğitimi kişinin güzelliklerden hoşlanmayı öğrenmesini sağlar.
Örneğin manzaranın güzelliği, bahçeler, el sanatları, şiir, güzel bir mimari eserden etkilenme gibi.
Bahsedilen faydaları insanlara kazandıran birçok araştırma bulunmaktadır. Örneğin; Yiğiter
ve Hardee (2017) kadın üniversite öğrencilerinin depresyon düzeylerini düşürmek ve benlik
saygılarını artırmak amacıyla bir tenis eğitim programı tasarladıkları araştırmalarında, öğrencilerin
benlik saygılarının yükseldiği ve depresyon düzeylerinin anlamlı şekilde düştüğü gözlemlenmiştir.
Depresyon düzeyindeki azalmayı tenis sporunun konsantre olma, sabırlı olma, strese direnç
gösterme, kazanma ve kaybetmeyi öğrenme, hedef belirleyebilme, kendini tanıma ve kuralara uyma
gibi özellikleri sağlamış olabilir. Rekreasyonel aktiviteler sadece ruhsal değil aynı zamanda fiziksel
aktivite içeren rekreasyonel faaliyetler yapıldığında fiziksel olarak da insana kazanımları
bulunmaktadır. Aynı şekilde benlik saygısının yükselmesi ise denge, hız, çeviklik, dayanıklılık, zinde
bir beden kazandırması aynı zamanda kilo kaybına da sebep olması gibi özellikleri ile sağlanmış
olabilir. Yiğiter (2015) zengin içeriğe sahip yaz kampının sosyal antropometrik gelişim üzerine
etkilerini incelediği araştırmada, yaz kampına aktivitelerine (ingilizce eğitimi, drama, deneysel
kimya, tenis, yüzme, resim ve müzik aktiviteleri) katılan çocukların sosyal antropometrik
becerilerinin geliştiğini gözlemlemiştir. Araştırma sonucunda çocukların diyalog kurma,
düşüncelerini paylaşma ve arkadaşlık ilişkilerinin geliştiği gözlemlenmiştir. Burada grup olarak
yapılan aktivitelerin çocukların sosyal ilişkilerini geliştirdiği söylenebilir. Yiğiter (2014) yaptığı bir
araştırmasında düzenli egzersizlerleinsanların benlik saygısını yükseltmeyi ve bu yolla umutsuzluk
düzeylerini düşürmeyi amaçlamıştır. Yaptığı araştırma sonucunda egzersizlere düzenli olarak katılan
insanların umutsuzluk düzeylerinin düştüğü ve benlik saygılarının yükseldiği gözlemlenmiştir.
İnsanların bir şeyi başarma, tamamlama, bir sorunun üstesinden gelme, bir gruba ait hissetme gibi
özelliklerini harekete geçiren aktiviteler ruh halinde ciddi değişim sağlayabiliyor.
Motivasyon
Latince “movere” sözcüğünden türetilmiş olan “motivasyon”; harekete geçmek, teşvik
etmek, hareket etmek anlamlarına gelmektedir. Dilimize Fransızca ve İngilizcede kullanılan “motive”
sözcüğünden geçen bu kavram, Türkçede güdü ve harekete geçmek anlamlarında kullanılmaktadır
(Eren, 1998). Bireylerin kendi arzu ve istekleri doğrultusunda belirli bir amacı gerçekleştirmek için
çeşitli davranışlar sergilemelerini ifade eden “motivasyon”, kişilerin çevrelerinden ya da
27
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
kendilerinden kaynaklanan ve onları istenen ve beklenen doğrultuda davranmalarına ve hareket
etmelerine teşvik eden birtakım güdü ve güdüler topluluğudur. Motivasyon bir süreçtir ve bireyin ve
örgütün ihtiyaçlarını karşılama adına bir ortam oluşturulması ve bu doğrultuda bireyin harekete
geçmesi için etkilenmesini ve teşvik edilmesini içermektedir (Küçükahmet,2000) .
Kısaca güdülerin etkisi doğrultusunda bireyin harekete geçmesi ve istekleri gerçekleştirme
sürecidir. İnsan davranışını tetikleme, bu davranışı yönlendirme ve sürdürme faaliyetleri motivasyon
kavramının temelini oluşturmaktadır. İnsan davranışlarını tetikleyen üç temel faktör bulunmaktadır.
Bunlardan ilki; insanda var olan ve onu çeşitli şekillerde davranmaya yönlendiren güdüler ve bunları
harekete geçiren çevresel faktörlere yöneliktir. İkinci faktör belirli bir hedefe yönelmeye yönelik,
üçüncü faktör ise bireyin bu iki faktör doğrultusunda davranışlarını sürdürmesi veya sürdürmemesine
yöneliktir. Çalışan bir bireyin analizi ve anlaşılması noktasında bu üç faktör anahtar işlevi
görmektedir (Fidan, 1997). Bir başka ifadeyle motivasyon; bireyi çalışmak için isteklendirmek,
harekete geçirmek ve çalışmaya sevk etmektir (Sercan,2010). Motivasyon tüm bu tanımlamalar
doğrultusunda bireyin ihtiyaçlarını, beklentilerini, eylemlerini, hedeflerini ve tüm bunlara yönelik
geri dönütleri içeren uzun soluklu bir süreçtir (Şimşek, 2011) .
Birçok faktör insanın motivasyonuna etki etmektedir. Bireyin toplum içinde yer edinmesi ve
varlığını sürdürebilmesi için psiko-sosyal ve fizyolojik ihtiyaçlarını karşılaması gerekmektedir (UtaşAkhan,2004). Bu ihtiyaçlar bireyin yetiştiği sosyal ortama, psikolojik ve fizyolojik ihtiyaçlarına,
çalışma ortamına ve yaptığı işin niteliğine göre farklılıklar gösterebilmektedir. Birey bu ihtiyaçlar
içerisinde bir kısmını sürekli tatmin etmek durumundadır (Recepoğlu, 2013).
Bireylerin gereksinimlerini karşılayabilmek için kişisel, bilişsel, sosyal ve kültürel etmenlerin
etkisiyle bireyi davranışa iten ve doğuştan getirilen motivasyon; içsel ve dışsal motivasyon olarak iki
başlık altında ele alınmaktadır. Dışsal motivasyon, bireyin bir davranışı istenilen şekilde
gerçekleştirilmesi için ödül, ceza, baskı, takdir edilme, sevilme, kabul görme gibi dışardan gelen
uyarıcılarla motive edilerek gereksinimleri yönünde bireyleri davranışa yöneltmektedir. İçsel
motivasyon ise bireyin gereksinimlerinden kaynaklanan ve bireyi gereksinimleri doğrultusunda
davranışları gerçekleştirmeye yönlendiren motivasyondur. Bireylerin gereksinimlerini karşılamak
adına geliştirdiği merakları, ilgileri, öğrenme gereksinimleri ve kendini geliştirme duyguları içsel
motivasyonun kaynağıdır. İçsel motivasyonda önemli olan bireyin kendi istekleri doğrultusunda,
dışsal bir uyarıcının etkisi altında kalmadan eyleme geçmesidir (Ergün, 2012; Tuzcuoğlu, 2014).
28
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
Motivasyon İle İlgili Genel Kuramlar
Maslow'un İhtiyaçlar Hiyerarşisi Kuramı
Bu yaklaşımda iki ana varsayım bulunmaktadır. Bu varsayımların ilki; bireylerin sergilemiş
oldukları davranışların tamamı mevcut ihtiyaçlarını gidermeye yöneliktir. Dolayısıyla yapılan
davranışlar ihtiyaçlardan etkilenmektedir. İkincisi ise ihtiyaçlar arasında bir hiyerarşi olması yani
ihtiyaçların sırasıdır. Buna göre kişi alt sırada yer alan bir ihtiyacı gidermeden, üst sırada yer alan bir
ihtiyaç için harekete geçmemektedir. Karnı aç olan bir bireyin bu ihtiyacını gidermeden sosyalleşme
ihtiyacı hissetmesi düşünülemez. Bununla birlikte alt sıradan giderilen bir ihtiyaç üst sıradakileri de
tetiklemektedir (Koçel, 2010).
Şekil 1. Maslow'un ihtiyaçlar piramidi
Piramidin en alt tabanında fiziksel ihtiyaçlar yer almaktadır. Bu fiziksel ihtiyaçlara yiyecek,
içecek, barınma, dinlenme gibi gereksinimler yer alır. İkinci basamakta ise güvenlik ihtiyaçları yer
alır. Bu güvenlik ihtiyacı güvenli bir ortamda çatışmalardan ve karışıklıktan uzak yaşama istekleridir.
Ait olma ve sevgi ihtiyacı basamağında aitlik ve sevgi tabanlı olup sosyal ihtiyaçlar; sevgi, sevilme ve
bir yerlere ait olma ihtiyacıdır. Değer ihtiyacı basamağı bi başarma, takdir edilme ve saygı görme bir
ihtiyacıdır. En üst basamak kendini gerçekleştirme olup kişinin kendini gerçekleştirmesi ve bireyin
kendi kapasitesinin farkına varması ve başarının bununla birlikte elde edilmesi olarak belirtilmektedir
(Cao ve diğ., 2012).
Herzberg’in çift faktör kuramı (hijyen-motivasyon kuramı)
Herzberg'in çift faktör teorisi çeşitli değer sistemleri içinde çalışanın, çalışma ortamından
neler beklediği ve çalışanların neyin daha motive ettiğini, hangi çalışma koşullarının tatmin edici
olmadığı ve işe karşı isteksizlik meydana getirdiğini belirlemeyi amaçlamıştır (Sabuncuoğlu ve Tüz,
29
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
1998). Herzberg 1959 yılında Maslow'un motivasyon teorisini geliştirmek üzere yapmış olduğu
çalışmalarda diğer kuramlardan farklı olarak deneklerine onları çalışma hayatlarında mutsuz eden
faktörleri ve daha çok çalışmaya itecek faktörleri sormuştur. Bu deney ile birlikte ilginç sonuçlar
ortaya çıkmıştır. Çünkü işyerindeki bazı faktörlerin olmaması durumu mutsuzlukyaratırken mevcut
olmaları durumunda ise ekstra bir doyum sağlamadıkları görülmüştür (Luthans, 1995).
Herzberg'in içsel ve dışsal motivasyon faktörleri tanımlanacak olursa; İçsel faktörler ile
çalışan kendi kendini motive edebilmekte ve doyuma ulaşabilmektedir. Bir görüşe göre “Bireyin
kendini gerçekleştirme ihtiyacını karşıladığından, içsel faktörler olumlu ve yapıcı iş davranışlarına yol
açma eğilimi göstermektedir” (Murat ve Çevik, 2008). Başka bir görüşe göre motive edici faktörler
bir bireyin sorumluluk, tanınma, kendine güven ve takdir duygularının gelişmesine imkan
sağlamaktadır (Türkel, 1999).
Alderfer’in ERG kuramı
Bu kuramda ihtiyaç üç kategoridir (Eren, 1996).
1. Varolma İhtiyacı: İnsanın fiziksel olarak hayatta kalması neslinin devam ettirmesi, bunun
için her türlü tehlikeden uzak durup güvencede olmasıdır.
2. İlişkisel İhtiyaçlar: İnsanın başka insanlarla hem çalışma ortamında ve hem de diğer sosyal
yaşamda iyi ilişkiler kurmasını devam ettirmesine ilişkindir.
3. Gelişme ve Büyüme İhtiyaçları: İnsanın beşeri potansiyelini geliştirmesi, bireysel gelişme
ihtiyaçlarının destek olmasıyla ilişkindir.
Bu teoriye göre ilk iki ihtiyacın giderilmesi üçüncü ihtiyaç olan “gelişme ihtiyaçları”nı daha da
artırmaktadır. Her basamağın tatmin edilmesi artan bir biçimde soyuttur ve bireyi zor durumda
bırakmaktadır. Dolayısıyla bazı bireyler basamaklar arası ilerlerken mantıksal bir gelişme izlerken,
bazıları hayal kırıklığına uğramakta ve bunalıma girmektedirler. Gelişme gereksinimlerini
karşılayamamaları durumunda bu kişiler, önceki basamaklardan birine dönmekte ve gayretlerini bu
basamak üzerinde yoğunlaştırmaktadırlar(Can, 2001).
McClelland’ın başarma ihtiyacı kuramı
Bireyin hissettiği başarma duygusu, daha çok çalışma için önemli bir motivasyon kaynağıdır.
McClelland’a göre bireyleri motive etmek için “başarı”, “güç” ve “gruba kabul” olmak üzere üç temel
faktör vardır. Hangi kültür olursa olsun en önemli motivasyon kaynağı, başarı yani kazanma
duygusudur. Kazancın ön plana çıkarıldığı motivasyon uygulamalarında, verimli olana ve daha çok
30
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
çalışana daha fazla kazanç sağlanırken, bu durum diğer çalışanları da motive etmiş ve hem üretimin
hem de verimliliğin artmasını sağlamıştır(Hodgetts, 1997).
McCleland’a göre bu üç güdü içerisinde bireyi ve toplumu ciddi oranda etkileyen başarı
güdüsüdür. Kişiler yapmış oldukları işlerde başarılı olmayı ne oranda istiyor iseler benzer ölçüde de
başarısızlıktan kaçmaktadırlar. Bu yaklaşıma göre başarılı olmak isteyenlerin ortak özellikleri
şunlardır (Eren, 2012).
Kişiyi başarıya yönelten içsel ödül, yani başarının verdiği kişisel tatmindir.
Birey kişisel güven ve sorumluluk yüklenerek bir sorunu çözmekten hoşlanabilir.
Başarılı olmak isteyen birey çok güç ve başarısız olma olasılığı yüksek faaliyetler yerine orta
ağırlıklı amaçlara yönelir. Başarılması çok kolay olan hedeflere de başarısına gölge düşürmesi
olasılığına karşı yönelmeyecektir.
Birey başarısının değerlendirilmesine ile ilişkin olarak çevresinden, ilgili olduğu kişi ve
kurumlardan elde edeceği geri dönüşler olmasını isterler. Burada ödül maddi veya manevi olabilir.
Ödül, başarının ölçüsünü belirleme aracıdır.
Vroom’un beklenti kuramı
Vroom (1964), motivasyonda karar verme sürecine ait gözlemleri ortaya koymak amacıyla
“Beklenti Teorisini” formüle etmiştir. Bu teoriye göre birey işinden memnun olduğunda tatmin
olacak, işinden memnun olmazsa aynı davranışı göstermeyecektir(Taşdemir, 2013).
Bu kuramda üç önemli faktör bulunmaktadır. Bunlar(Erbaşlar, 2015):
1. Valens; bireylerin ödül elde etme adına ortaya koyduğu arzu ve sergilediği çabanın derecesini
ifade etmektedir. Bu derece bireyler arasında farklılık gösterebilmektedir. Öyle ki bazıları ödülün
küçük olacağı düşüncesine kapılırken, bazıları ortada bir ödül olarak bile değerlendirmemekte,
bazıları da yapacaklarını ancak büyük ödül karşılığında sergileyebileceğini düşünmektedir. Bu
doğrultuda bireylerdeki valensin büyüklüğü isteklendirme ile doğrudan bağlantılıdır.
2. Bekleyiş; kişilerin çabalarının büyüklüğü ödülün büyüklüğüyle ilgilidir ve kişi ödül alacağını bildiği
inançla hareket ederse, bu inanç kişiyi motive edecektir.
3. Araçsallık; birey sergilemiş olduğu bazı çabalar neticesinde bir ödüle ulaşırken, bu ödül bireyin
ikinci bir amacını gerçekleştirmesini sağlamış ise bu durumda “araçsallık” gerçekleşmiş
olmaktadır. Mesela gösterdiği başarı çerçevesinde kurumundan ikramiye alan bir çalışan bu
31
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
ikramiye ile hayalini kurduğu arabayı satın alması durumunda, başlangıçta amaç olan ikramiye
ikinci durumda araç olmuştur.
Locke’un amaç kuramı
Bir ağacın köklerinin gelişimi, bir bitkinin su ve besin araması yaprakların güneşe dönmesi
gibi hedefe yönelik bazı eylemler, yaşamsal olarak programlanmıştır. Hayvan ve insan vücudunda da
yaşamı sürdürmek amacıyla iç dengeyi korumaya yönelik sistemler bulunur. İnsanlar ve hayvanlar
hayatta kalabilmek için bilinç ve duyu organları gibi bir takım araçlara sahiptir. Algıladığı bilgiyi
saklayıp böylece bilgi yoluyla deneyimlerinden fayda sağlayabilir. Benzer şekilde bilinçli hedefler
geliştirilerek davranışlara rehberlik edilebilir. İnsanlar düşünebilir ve böylece iradeleriyle seçim
yapabilir, kısa ve uzun vadeli hedeflerini belirleyebilirler. Doğal olarak başkalarının kendileri için
belirledikleri benimseme konusunda da karar verebilir, yeterlilik düzeyleri farklı olduğundan hedefe
ulaşma başarısı konusundaki deneyimlerine göre hedeflerini yükseltebilir veya düşürebilirler. Hedef
belirleme kuramı; neden bazı kişilerin performansının diğerlerinden farklı olduğunu kişilerin
performans hedeflerinin farklı oluşuyla açıklayan sade, kolay anlaşılır bir motivasyon kuramıdır.
Kuramın ana ilkeleri;
Zor ve belirli hedeflerin, kolay ya da yapabileceğinin en iyisini yap biçimindeki belirsiz
hedeflerden daha iyi düzeyde performansa neden olur
Hedefin zorluk seviyesi ile performans arasında doğrusal bir ilişki vardır.
Performans hakkında geribildirim, hedef belirlerken karara katılma, rekabet, övgü gibi
değişkenler sadece bir ölçüde belirli, zor hedeflerin benimsenmesi davranışı üzerinde etkilidir.
(Locke ve Latham, 2013; Latham, 2000).
Adams’ın eşitlik kuramı
Adams'ın eşitlik kuramında motivasyon kaynağı kişinin kendini
bir akranı ile
karşılaştırmasıdır. Kişinin davranışlarını gelecekte elde edeceği ödüller yönlendirir. Bu kuramda
adalet veya adaletsizlik motivasyunun temelidir. Birey, aldığı ödülle için çabasını kendi durumunda
olanlarla karşılaştırır. Kişi ne yaptığına ve karşılığında ne aldığına bakar. Eğer kişi, gösterdiği çabanın
çıkarına oranının, benzer durumdaki kişinin çabasının çıkarına oranına eşit olduğunu düşünürse,
adalet koşulunun karşılandığını düşünür. Bunun tersi durumda ise adaletsizlik yapıldığını düşünür.
Kişi adaletsizlik olduğuna karar verirse; göstereceği çabanın düzeyini değiştirebilir (Şişman, 2012).
32
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
KAYNAKLAR
Başaran, Z. (2003). Rekreasyon dersi ders notları. Kocaeli Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor
Yüksekokulu Rekreasyon Bölümü. Öğretim Üyesi. Kocaeli.
Başarangil, İ. (2014). “Rekreasyon ve Animasyon Yönetimi Ders Notu”. personel.klu.edu.tr., (ET:
31.12.18), s. 1-130.
Can H. A, Kavuncubaşı A.(2001). Şahin Kamu ve Özel Kesimde İnsan Kaynakları Yönetimi, Ankara:
Siyasal Kitabevi.
Cao, H, J Jiang, L. B. Oh, Li, H. X. Liao, and Z. Chen (2013). A Maslow'shierarchy of needsanalysis of
socialnetworkingservicescontinuance. Journal of Service Management, 24(2), 170-190
Dumazedier, J. (1967). Toward a Society of Leisure. FreePress. New York: W.W.Norton.
Erbaşlar G. (2015). Örgütsel Davranış. Nobel Yayın Evi. Ankara.
Eren E. (1996). Yönetim Psikolojisi.Beta Basım Yayım. İstanbul.
Eren, E (1998). Örgütsel Davranış ve Örgüt Psikolojisi. Beta Basım Yayım. İstanbul.
Eren E. (2012). Örgütsel Davranış ve Yönetim Psikolojisi. Beta Basım Yayım.İstanbul.
Ergün, M. (2012). Sınıfta motivasyon. E. Karip (Ed) içinde, Sınıf yönetimi (s. 135). Ankara: Pegem
Akademi
Fidan, N.(1997). Okulda Öğrenme ve Öğretme. İstanbul: Beta Basımevi.
Gökmen H, Açıkalın A, Koyuncu N, Saydar Z. (1985). Yüksek Öğrenim Öğrencilerinin Serbest
Zaman Etkinlikleri, Kendilerini Gerçekleştirme Düzeyleri, Ankara, Milli Eğitim Gençlik ve Spor
Bakanlığı Gençlik Hizmetleri ve Faaliyetleri Dairesi Başkanlığı Yayınları.
Gültekin E. (2008). Serbest Zaman Etkinlikleri İçinde Müzikli Etkinliklerin Yeri. Yüksek Lisans Tezi.
Sakarya Üniversitesi. Sosyal Bilimler Enstitüsü, Sakarya, 19.
Hodgetts MR. (1997). Yönetim Teori, Süreç ve Uygulama, İstanbul: Der Yayınları.
İlhan, A., Balcı, V. (2006). Türkiye’ deki Üniversite Öğrencilerinin Rekreatif Etkinliklere Katılım
Düzeylerinin Belirlenmesi. Spormetre Beden Eğitimi ve Spor Bilimleri Dergisi, 4(1), 11–18
Karaküçük, S. (1999). Rekreasyon: Boş Zamanları Değerlendirme. Bağırgan Yayınevi. 3. Baskı.
Ankara.
Karaküçük S.(2001). Rekreasyon Boş Zamanları Değerlendirme, 4.Baskı. Ankara, Gazi Kitabevi, 56–
57.
Karaküçük S. (2005). Rekreasyon – Boş Zaman Değerlendirme, 5.Basım. Ankara, Gazi Kitapevi, 3-5989.
Karaküçük, S., ve Akgül, B. M. (2016). EKOREKREASYON Rekreasyon ve Çevre. Ankara: Gazi
Kitapevi.
Kırıkoğlu, S. (2004). Doğa Eğitimi Programlarının Uygulama Boyutunda Planlama Sürecinin Rolü.
Yüksek Lisans Tezi. Abant İzzet Baysal Üniversitesi. Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Koçel T. (2010). İşletme Yöneticiliği İstanbul: Beta Basım Yayın.
33
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
Küçükahmet, L. (2000). Sınıf Yönetiminde Yeni Yaklaşımlar. Ankara: Nobel Yayıncılık.
Latham, G. P. (2000). MotivateEmployeePerformance Through GoalSetting. E. A.Locke (Dü.) içinde,
TheBlackwellHandbook of Principles of OrganizationalBehaviour (s. 107-119). Malden:
Blackwell.
Leither MJ, Leitner SF. (2004). Leisure Enhancement, London, TheHaworthPress.
Locke, E. A., ve Latham, G. (2013). GoalSettingTheory, 1990. G. L. E.A. Locke (Dü.), New
Developments in GoalSettingandTaskPerformance (s. 3-15). NewYork: Routledge.
Luthans, F. (1992). OrganizationalBehavior. (6. Basım). Usa: McGrawHill Publishing Company.
Murat, G. ve Çevik, E.İ. (2008). İç paydaş olarak akademik personel memnuniyetini etkileyen
faktörlerin analizi: Zonguldak kara elmas örneği, Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Sosyal
Bilimler Dergisi, 4 (8), 1–18.
Nimet, N. (2007). Rehabilitasyon merkezlerinde eğitim alan öğrenci ailelerinin rekreasyon aktivite
tercihlerinin belirlenmesi. Bitirme Projesi. Kocaeli Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksek
Okulu Rekreasyon Bölümü. Kocaeli.
Özbey, S., Çelebi, M. (2003). Spor Bilimlerine Giriş. Bağırgan Yayınevi. Ankara.
Recepoğlu E. (2013). Öğretmenlerin İş Motivasyonlarının Farklı Değişkenler Açısından İncelemesi.
Kastamonu Eğitim Dergisi.; 21(2): 575-588.
Sabuncuoğlu, Z. ve Tüz, M. (1998). Örgütsel Psikoloji. (3. Basım). İstanbul: Alfa Basın Yayın.
Sercan H. (2010). Etkili Motivasyon Yöntemleri. İstanbul: Etap Yayınevi.
Sevim, N. ve Alper Ö. (2013). “Eğlence Pazarlaması”, Anadolu Üniversitesi Yayını, Eskişehir, s.2780.
Shıvers,
J. S. ve DeLisle L. J. (1997).
“TheStory of
ConceptsandCurrentControversy”. Leeds, Human KineticsChampaign.
Leisure:
Context,
Suiçmez H. (2000). Türkiye ve İngiltere’deki Sportif Rekreasyon Yöneticilerinin Karakteristik
Özellikleri. Sağlık Bilimleri Enstitüsü. Doktora Tezi, Trabzon: Karadeniz Teknik Üniversitesi.
Şimşek ŞM, Akgemci T, Çelik A. (2011). Davranış Bilimlerine Giriş ve Örgütlerde Davranış. Ankara:
Gazi Kitabevi.
Taşdemir S. (2013). Motivasyon Kuramına Genel Bir Bakış, Motivasyon Araştırmaları ve Bilgi
Teknolojileri ve İletişim Kurum Ölçeğinde Bir Model Önerisi. Ankara İdari Uzmanlık Tezi Bilgi
Teknolojileri ve İletişim Kurumu, 2013; 36-81
Tezcan, M. (1994). Boş Zamanların Değerlendirilmesi Sosyolojisi. Ankara: Atilla Kitabevi, 4. Baskı.
Tunçel E. F. (1999). Ortaöğretim Kurumlarında Görev Yapan Öğretmenlerin Boş Zamanlarını
Değerlendirme Alışkanlıklarında Sporun Yeri. Yüksek Lisans Tezi. Ege Üniversitesi, Sağlık
Bilimleri Enstitüsü, İzmir.
Tuzcuoğlu, S. (2014). Motivasyon (Güdülenme). A. Bakioğlu (Ed.) içinde, Eğitim psikolojisi (s. 299310). Ankara: Nobel.
Utaş-Akhan L.(2004). Psikiyatri Kliniğinde Çalışan Hemşirelerin Motivasyon Düzeyleri., Marmara
Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, 92 sayfa, İstanbul, (Yrd. Doç. Dr.
Özlem Işıl).
34
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
Türkel, A. (1999). Globalleşen Dünyanın Lider Yöneticilerine. (1. Basım). İstanbul: Türkmen Kitabevi.
Önal A. (2007). Ev Hanımlarının Rekreasyon Faaliyetlerine Katılımlarının Ve Beklentilerinin Tespiti.
Sosyal Bilimler Enstitüsü, Beden Eğitimi ve Spor Anabilim Dalı. Yüksek Lisans Tezi, Sakarya:
Sakarya Üniversitesi.
Torkildsen, G. (2012). Leisure and recreation management. Routledge
Yiğiter, K. &Hardee, James, T. (2017). Decreasing Depression by Improving Level of Self-esteem in a
Tennis Training Program for Female University Students. ASEAN Journal of Psychiatry, (1),
18.
Yiğiter, K. (2015). TheEffects of a SummerCamp on SocialAnthropologicalImprovement of the Kids
in Turkey. Anthropologist, 19(1): 65-68.
Yiğiter, K. (2014). TheEffects of Participation in RegularExercise on Self-EsteemandHopelessness of
FemaleUniversityStudents. SocialBehaviorandPersonality: an internationaljournal, 42(8),
1233-1243.,Doi: 10.2224/sbp.2014.42.8.1233, (Kontrol No: 1121160).
İnternet Kaynakları
Şişman,
M.
(2010).
Eğitim
ve
Okul
Yönetimi
(TEYÖ-601
http://www.gokhandokuyucu.com/yl/eoy.pdf erişim tarihi:10.05.2013
Yiğit,
G.
(2019).
“Boş
Zaman
ve
Rekreasyonun
Tarihsel
Gelişimi”,
http://rekreatifhaber.com/turizm/bos-zaman-rekreasyonun-tarihsel-gelisimi, (ET: 16.01.19),
s. 1.
Karip,
E.).
ATIF:
Köroğlu, M. (2020). Rekreasyon ve Motivasyon. Betül Bayazıt, Ercan Karaçar, Ozan Yılmaz (Ed.),
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3.Cilt içinde (ss. 20-35). Konya, Çizgi Kitabevi
Yayınları.
35
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
BÖLÜM
3
REKREASYON VE PSİKOLOJİK ETKİLERİ
Korkmaz YİĞİTER
Doç. Dr., Düzce Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi,
[email protected]
ATIF: Yiğiter, K. (2020). Rekreasyon ve Psikolojik Etkileri. Betül Bayazıt, Ercan
Karaçar, Ozan Yılmaz (Ed.), Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3.Cilt
içinde (ss. 37-42). Konya, Çizgi Kitabevi Yayınları.
3.BÖLÜM
REKREASYON VE PSİKOLOJİK ETKİLERİ
Korkmaz YİĞİTER
Doç. Dr., Düzce Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi,
[email protected]
GİRİŞ
Rekreasyon yeniçağın getirdiği stresli yaşamdan uzaklaşmak için en önemli faktörlerden
birisidir. Kişisel kaygılarımızdan kaynaklanan günlük, toplumsal ve iş gibi birçok farklı alanda
yaşadığımız stres yaşam kalitemizi çok ciddi derecede negatif etkilemektedir. Bu olumsuz etki
insanların planlarına, aile hayatına, iş hayatına, geleceğe umutla bakabilmesine o kadar yön
vermektedir ki insanlar planladıkları her şeyi bu olumsuz etkinin gölgesinde yaşamak zorunda
kalmaktadır. İş alanlarında artık stressiz iş diyebileceğimiz bir branş/alan kalmamıştır denilebilir
çünkü her iş ortamında rekabetin, bilgi yarışının, ileri görüş kabiliyetinin ön planda olduğunu ve
üreten, yöneten insanların bu yarışta var olabilmek için her yeni günde kendilerine bir şey katarak
gelişim yönünde ilerlemeleri gerektiğini söyleyebiliriz. Teknolojinin durdurulamaz şekilde ilerlemesi,
mevcut olanı anlayamadan, kullanamadan yeniliklerin gelmesi beklentilerin yönünün değişmesini ve
artmasını sağlamaktadır. Tüm bu değişimin içindeki insan kendisine, ailesine ve kişisel gelişimine
zaman ayırmakta zorlanmaktadır ya da zaman bulsa da o heyecanı ve enerjiyi yakalayamamaktadır.
İnsanların psikolojik sorunlarının üstesinden gelmesinde bir yöntem olarak rekreatif
etkinliklere katılmak rahatlıkla ulaşılabilecek bir aktivitedir. Rekreasyon; insanın, yoğun çalışma
süresi, monoton hayat tarzı veya olumsuz çevresel etkilerden tehlikeye giren veya olumsuz etkilenen
bedeni ve ruhsal sağlığını tekrar elde etmek korumak veya devam ettirmek aynı zamanda zevk
almak amacıyla, kişisel doyum sağlayacak, tamamen çalışma ve zorunlu ihtiyaçlar için ayrılan zaman
dışında kalan diğer faaliyetlerden bağımsız boş zamanda, isteğe bağlı ve gönüllü olarak ferdi veya
grup içinde seçerek yaptığı etkinliklere denir (Karaküçük, 1999). Rekreasyon; insanların boş
zamanlarında yaptıkları, zorunlu çalışma faaliyetlerinden bağımsız olarak, kişinin boş zamanını
serbest olarak ve dilediği gibi kullandığı fiziksel gücünü onarmaya ve ruhsal kapasitesini
zenginleştirmeye yönelik zorunlu faaliyetlere karşıt, özgürce seçilen ve fiziksel ve sosyal çevrenin
değişmesi anlamına gelen faaliyetlerdir (KTB, 1989; Karaküçük, 1999). Rekreasyon, modern olarak
bir sosyal kurum, bilgiler topluluğu ve çalışma alanı, işten ilgisiz, kendi içinde bir değere sahip olan,
kişinin birçok önemli ihtiyacını karşılayan doyum sağlayan ve mutlu edenbilen bir yaşam faaliyetidir
(Sarımert ve Başaran, 2004). Psikolojik tıbbi desteğin ayrı bir konu olmasının yanı sıra, kişinin
olumsuzluktan kurtulması, zihinsal olarak kendini yenilemesine yönelik temel çözüm, serbest zaman
37
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
faaliyetlerine (rekreasyon aktivitelerine) yönelmesidir. Bu nedenle başarılı insanların yaşamlarında
rekreasyon önemli bir rol oynamaktadır. Serbest zamanını olumlu kullanarak yenilenen insanın
durumu bataryanın yeniden yüklenmesi gibidir. Bu yenilenmenin faydaları olumlu tutumlar, sağlıklı
olmaktan aile ilişkilerine kadar azalmış stres şeklinde görülür, rekreasyon insanlara daha üretken,
memnun edici bir yaşam ve kalite standartları sağlar (Sürer, 2001). Rekreasyon çeşitlilik açısından
çok zengin özelliklere sahiptir. Bu sebeple ekonomik düzeyiniz veya çalışma şartlarınız nasıl olursa
olsun yapılabilecek bir rekreasyon aktivitesi bulunabilir. Zaman yerine konulması, geri döndürülmesi,
yenilenmesi, depolanması, satın alınması mümkün olmayan bir kaynaktır. Yapılacak her iş için bir
zaman gereklidir. Günümüz rekabet koşullarının üstün performansı gerekli kılması, kişileri zamanı iyi
kullanmak zorunda bırakmaktadır (Peltekoğlu, 1998). Zamanın bu denli önemli olması rekreasyonu
zamanı değerlendirmek açısından zorunlu hale getirmektedir çünkü gelişim ancak çalışılan işten geri
kalan zamanı planlı kullanarak sağlanabilmektedir. Bireyler rekreasyona kişisel, toplumsal ve sosyal,
ekonomik ve olumlu çevresel etkilerinden dolayı ve sosyal sınıflarına göre ihtiyaç duyar ve
rekreasyona ihtiyaç duymanın kişisel sebepleri fiziki sağlık gelişimi, ruh sağlığı, sosyalleşmek,
yeteneklerin gelişimini sağlamak, çalışma başarısı ve iş verimini arttırmak, ekonomik hareketliliğe
katkıda bulunmak, mutlu olmak; toplumsal sebepleri dayanışma ve bütünleşme, demokratik toplum
oluşmasına katkı olarak sayılabilir (Karaküçük, 2016). Sosyalleşme, bireyselleşme ve özgüven gibi
kavramlara sosyolojik açıdan ciddi katkılar sağlayan rekreasyon için tasarlanmış alanların artırılması
aslında sosyal bir refah oluşturmak anlamına gelebilir.
Türkiye’de Rekreasyon
Ülke yönetimleri halklarına hizmet götürebilmek için rekreasyon alanlarını giderek
artırmaktadır. Türkiye’de son zamanlarda spor parklarının yapılması, üniversitelerin ve belediyelerin
rekreasyon için alan tasarımlarının bulunması, ülkemizde yeni bir proje olarak sunulmuş olan millet
bahçeleri, ülkemizin rekreasyon kavramını hayata geçirmekte kararlı olduğunu göstermektedir. Spor
parklarının ve tesislerinin artması rekreastif etkinliklerin artmasına katkı sağlamaktadır. Çünkü her
bir spor aktivitesi fiziksel rekreatif etkinlik kapsamına girmektedir.
Türkiye'de milli park çalışmaları ilk defa 1956 yılında yürürlüğü giren 6831 sayılı Orman
Kanunu'nun 25. Maddesi ile uygulama alanı bulmuştur. 1983 tarihinde çıkarılan 2873 sayılı Milli
Parklar Kanunu ile bugünkü konumuna gelen milli parklar, bu tarihten sonra plânlı bir gelişme
programına alınmıştır. Programın temelini, doğal, kültürel, rekreasyonel (eğlence dinlenme amacı
taşıyan) kaynaklara sahip yörelerin, yüksek potansiyel değeri taşıyan orman parçalarının, av ve
yaban hayatı kaynaklarının, sulak alanların, orman içi akarsu ve göllerinin korunarak kullanılmaları
ilkesini hedefleyen politika ve stratejiler oluşturmaktadır. Aslında, bu koruma ve kollama sadece milli
38
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
parklar için değil, aynı zamanda doğa parkları, doğa anıtları ve doğa koruma alanları için de geçerlidir
(Çetinkaya, 2008; Şahbaz ve Altınay, 2015). Günümüzde var olan birkaç örnek şu şekilde sıralanabilir;
Aladağlar Milli Parkı, Altındere Vadisi Milli Parkı, Beyşehir Gölü Milli Parkı, Kaçkar Dağları Milli Parkı,
Kuş Cenneti Milli Parkı,
Marmaris Milli Parkı, Saklıkent Milli Parkı, Yedigöller Milli Parkı vs.
Ülkemizde milli parklar, millet bahçeleri, parklarda bulunan spor alanları, yeni yapılan okulların
bahçe ve spor salonlarının rekreasyona uygun yapılıyor olması rekreasyonun gelişimini
göstermektedir.
Üniversitelerde rekreasyon bölümleri artmakta ve Türkiye’de rekreasyon alanlarındatesislerinde görev alabilecek ve bu yönde katkı sağlayabilecek rekreasyon uzmanları yetişmektedir.
Rekreasyon bölümlerinin ders içerikleri üniversiteden üniversiteye değişmekle beraber genel olarak
öğrencilere zengin bir müfredat sunulmaktadır. Rekreasyon bölümlerinden mezun olan öğrenciler;
Gençlik Spor Merkezlerinde, Spor tesislerinde, Eğlence merkezlerinde, Otellerin ilgili birimlerinde ve
daha birçok alanda görev alabilirler ya da kendileri rekreatif etkinlik tesisleri kurabilirler. Boş
zamanın nasıl değerlendirileceği bir rekreasyon uzmanından görüş alınarak yapılırsa daha nitelikli
planlara ulaşılabilir. İnsanların zamanını planlamadan yaşaması, zaman zaman hayal ettikleri her ne
varsa bu hayal istekleri geciktirmeleri anlamına gelir. Bu yüzden iyi bir boş zaman planlaması,
insanların hayallerine ulaşmasında doğru yol olarak telakki edilebilir.
Rekreasyon Özellikleri ve Sınıflandırması
Rekreasyonel aktiviteler çok çeşitlidir bu nedenle herkes kendi isteklerine göre bir rekreatif
etkinlik bulabilir. Rekreasyon amaçlarına, katılımcı sayısına, mekana, yaş oranına, cinsiyete, zamana,
fiziksel aktiviteye ve daha birçok faktöre göre çeşitlendirilebilir ve zenginleştirilebilir özelliğe
sahiptir. Sportif rekreasyon ise sadece fiziksel olarak değil aynı zamanda psikolojik olarak da insana
pozitif etki sağlayabilmektedir. Rekreatif etkinlikler gönüllük esasına dayalıdır ve kişinin isteği
doğrultusunda şekillenebilir. Rekabet, zorlanma ve ödül gibi özellikler rekreatif etkinliklerde
sembolik olarak uygulanabilir çünkü rekreasyonun amacı eğlenmek, dinlenmek ve boş zamanı
değerlendirerek kişisel gelişim sağlamaktır.
Karaküçük (1999)’e göre; rekreasyon faaliyetlerinin seçimi gönüllü olmalıdır, özgürlük hissi
verir, faaliyetlere devam ve iştirak etme zorunluluğu bulunmamalıdır, rekreasyon serbest zamanda
yapılır, her yaştaki ve cinsteki insanların faaliyetlere katılmalarına imkan verir, rekreasyon
faaliyetlerinde inisiyatif kişinin kendisine bırakılmalıdır, rekreasyonel faaliyetler, her türlü açık ve
kapalı alanlar ile her mevsim ve iklim şartlarında uygulanabilmektedir, rekreasyon bir faaliyeti
gerektirir, rekreasyon çok çeşitli faaliyetler içerir, rekreasyon neşe ve haz veren bir faaliyettir,
rekreasyonel faaliyetler evrensel olarak uygulanmaktadır, rekreasyon, kişinin kendini ifade edebilme
39
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
ve yaratıcı olabilmesine imkan sağlayıcı faaliyetler içermelidir, rekreasyonun her kişiye göre amacı
vardır, rekreasyonel faaliyetlerin katılımcıya kişisel ve toplumsal fayda sağlaması gerekir,
rekreasyon, toplumun değerlerine uygun olmalıdır, rekreasyon yapanlar, başka faaliyet alanlarına da
ilgi duyarlar, rekreasyon eylemi, planlı ya da plansız, beceri sahibi kişilerle ya da organize veya
organize olmamış mekanlarda da yapılabilir. Açıklamalardan anlaşılacağı üzere, rekreasyonun
kapsamı çeşitliliği çok geniştir. Bu sebeple boş zamanı iyi belirlemek ve yapılabilecek aktiviteleri
zenginleştirmek kişinin elindedir diyebiliriz. Bu kapsamda, zamanı iyi kullanan birrey; ne yapacağını
ve zamanını nasıl daha faydalı biçimde kullanacağını bilir, kişiliğinin olumsuz ve zayıf yönlerini
öğrenebilir, yaşadığı her olaydan gereken dersi alarak tecrübelerini zenginleştirebilir, kendi hayatını
yaşayabilir, hafızasını sürekli yenileyebilir, ulaşmak istediği hedeflere göre kendini hazırlayarak daha
verimli olabilir, mutlu olabilmek için serbest zamanlarında ilgilerine ve hobilerine daha çok zaman
ayırabilir (Tezcan, 1993).
Rekreasyon Araştırmaları
Dünyada ve Türkiye’de rekreasyon ve rekreasyonun psikolojik etkileriyle ilgili birçok
araştırma bulunmaktadır. Genellikle araştırmalar toplumun rekreatif etkinliklere eğilimi, rekreatif
etkinlikler hakkındaki düşünceleri ve rekreasyonun fiziksel, psikolojik birçok değişkene etkisini
araştırmaktadır. Rekreasyonel aktiviteler eğlendirici ve dinlendirici özellikleri ile insanların ruhen ve
bedenen rahatlamasını sağlamaktadır. İnsanların işten arta kalan zamanlarında yaptıkları birçok
aktivite rekreatif etkinlikler kapsamında değerlendirilebilir. Rekreasyonel faaliyetlerin çeşitliliğinden
daha önce bahsedilmişti; yaş, cinsiyet, amaç, zaman gibi kavramlara göre değişken bir özelliği olan
rekreasyon aynı zamanda kültürden kültüre, bir toplumdan diğerine ve hatta bir inançtan diğerine
değişebilmektedir. Örneğin Türkiye’de İstanbul’da bulunan Sultânahmed Camiî yabancılar için bir
rekretif etkinliktir ve aynı şekilde Türkiye’den Avrupa’nın herhangi bir ülkesine giden kişinin bir kilise
ziyareti aynı anlamı taşımaktadır denilebilir ve bu kapsamda verdiğimiz örnekleri turizm rekreasyonu
olarak değerlendirebiliriz. Kültürlerin rekreasyona bakış açısını ortaya çıkarmayı ya da karşılaştırmayı
amaçlayan etnografik araştırmalar da bulunmaktadır. Sıradan yapılmış bir faaliyeti dahi rekreatif
etkinlik olarak değerlendirmek ve o düşünce ile yapmak, iş amaçlı kullandığımız zaman dışındaki boş
zamanlarımızı iyi yönde değerlendirmemizi sağlayacaktır. Her bir aktivite ise ruhsal veya fiziksel
olarak insanın gelişimine katkı sağlayabilir.
Daha önce bahsetmiş olduğum birçok alanda yapılan araştırmalar rekreatif etkinliklerin
insanın mutluluğu yakalayabilmesi için önemli bir fırsat özelliği göstermektedir. Örneğin; Yiğiter
(2012) rekreatif etkinliklerin öğrencilerin problem çözme becerisi ve benlik saygısı üzerindeki etkisini
ölçmek için yaptığı doktora tezinde, öğrencilere bowling, futsal, voleybol, paintbol, binicilik ve tenis
40
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
aktiviteler içeren 12 haftalık bir rekreatif etkinlikler programı uygulamıştır. Deney ve kontrol grupları
oluşturulmuş araştırmada deney grubu aktivitelere katılmış, kontrol grubu ise planlanmış herhangi
bir programa tabi tutulmamıştır. Araştırma sonuçları, uygulanan rekreatif etkinliklere katılan öğrenci
grubunun benlik saygısı algısı ve problem çözme beceri düzeylerinde önemli bir artış olduğunu
göstermiştir. Bu araştırma değerlendirildiğinde, rekreatif etkinliklerin kişinin kendine olan saygısını
geliştirerek ruhsal olarak iyi duruma gelmesini sağlamış ve bununla birlikte problem çözme beceri
algısını da pozitif yönde etkilemiştir. Bu rekreatif etkinliklerin sadece ruhsal gelişimini değil aynı
zamanda sosyal hayatta karşılaştığı problemleri de sosyal ve iletişim becerilerini geliştirerek
problemle baş edebilme, sorunlara çözüm bulabilme becerisini de kazandırmıştır diyebiliriz. Yiğiter
(2013) grup olarak rekreasyonel aktivitelere katılan üniversite öğrencilerinin empati becerilerinin
gelişimini incelediği araştırmada, rekreasyonel aktivitelerin grup olarak yapıldığında empati
becerilerini geliştirdiğini tespit etmiştir. Öğrencilerin empati becerilerinin gelişimi, aktivitelerin grup
olarak yapılması ve grup aktivitelerinde diyalog seviyesinin yüksek olması ile sağlanmış olabilir,
çünkü empati becerisi iletişim ve diyalog ile geliştirilebilir bir beceri türüdür. Köroğlu (2020) 8
haftalık bir fiziksel aktivite programının öğrencilerin motivasyon ve dikkat düzeylerine etkisini
incelediği çalışmasında, fiziksel aktivite programının motivasyon ve dikkat düzeylerinin gelişimine
katkı sağladığını tespit etmiştir. Tekin ve arkadaşları (2002) fiziksel egzersizin psikolojik faydaları
olduğu, özelikle egzersizin kaygı, depresyon ve stresi azaltırken; özsaygı ve benlik kavramı puanlarını
arttırdığı belirlenmiştir. Sun ve arkadaşları (2014) yarı deneysel olarak yürüttükleri fiziksel aktivitenin
psikolojik etkileri başlıklı araştırmalarında, fiziksel aktiviteye katılan deney grubunun kontrol
grubuna karşın daha pozitif bir tutum sergilediklerini ortaya çıkarmışlardır. Bir diğer araştırmada ise
fiziksel aktivitelerin benlik saygısı, akademik başarı, konsantrasyon gelişimi artırmaktadır, buna
karşın, kaygı, depresyon ve çocuk suçluluğu oranlarını da azalttığı belirtilmiştir (Nieman, 2002).
Dünya ve Türkiye literatüründe benzer birçok araştırma, rekreasyonel aktivitelerin psikolojik iyi olma
durumuna katkı sağladığını göstermektedir.
Kaynakça
Çetinkaya, G. (2008). Milli Parkların Bir Rekreasyon Alanı Olarak Düzenlenmesi ve Yönetilmesi; Bir
Model Önerisi. Yayınlanmış Yüksek Lisans Tezi, Akdeniz Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü Anabilim Dalı Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Balıkesir.
Chun Sun, Chao, C ve Huang, M. (2014). Psychological effects of physical activity: A quasiexperiment in anindigenous community. Tzu Chi Medical Journal, 26, 29-33.
Karaküçük, S. (1999). Rekreasyon. Boş zamanları değerlendirme. 4. Baskı. Gazi Kitabevi. Ankara.
Karaküçük, S. (2016). Rekreasyon Bilimi. Gazi Kitabevi. Ankara.
Köroğlu, M. & Yiğiter, K. (2020). Bir fiziksel aktive programının 15-18 yaş öğrencilerinin motivasyon
ve dikkat düzeylerine etkileri. Journal of Social and Humanities Sciences Research, 7(58),
2414-2423.
41
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
Nieman, P. (2002). Psychosocial aspects of physical activity. Paediatr Child Health. 7(5): 309-312.
Peltekoğlu, F., (1996). Zamanı iyi kullanmak zorundayız. M. P. M. Yay. Verimlilik Dergisi. Ankara.
Sarımert, F., Başaran, Z. (2004). İzmit belediyesinde çalışan bireylerin, Rekreasyon etkinlikleri, bu
etkinliklere yönelten nedenler ve kişiye kazandırdıkları. Antalya Kongresi.
Sürer A. (2001). İş Stresi. Balıkesir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. İşletme Ana Bilim Dalı.
Şahbaz, R., Altınay, M. (2015). Türkiye’deki Milli Parkların Rekreasyon Faaliyetleri Açısından
Değerlendirilmesi. Journal of Tourism and Gastronomy Studies, 3-3, 125-135.
Yiğiter, K. (2013). Improving the empaty ability of university students by participating in recreational
activities as group. American Journal of Scientific Research, 92, 45-50.
Yiğiter, K. (2012). Rekreatif etkinliklerin üniversite öğrencilerinde algılanan problem çözme becerisi ve
benlik saygısı düzeylerine etkisi. Kocaeli Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Doktora Tezi,
Kocaeli.
Tekin, A., Atalay, A., Zorba, E. (2002). Fiziksel egzersizin psikolojik faydaları. 7. Uluslararası Spor
Bilimleri Kongresi. Antalya.
Tezcan M. (1993). Boş Zamanlar Sosyolojisi. Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Yayınları,
Ankara.
ATIF:
Yiğiter, K. (2020). Rekreasyon ve Psikolojik Etkileri. Betül Bayazıt, Ercan Karaçar, Ozan Yılmaz (Ed.),
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3.Cilt içinde (ss. 37-42). Konya, Çizgi Kitabevi
Yayınları.
42
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
BÖLÜM
4
K KUŞAĞININ REKREASYONA KATILIMI VE
YARATICI DÜŞÜNME EĞİLİMİ ARASINDAKİ
İLİŞKİ
Hasan Tahsin KAVLAK
Araştırma Görevlisi, Sinop Üniversitesi,
[email protected]
Ali Turan BAYRAM
Dr. Öğretim Üyesi, Sinop Üniversitesi,
[email protected]
Onur ÇELEN
Öğretim Görevlisi, Bursa Uludağ Üniversitesi,
[email protected]
ATIF: Kavlak, H.T., Bayram, A.T., Çelen, O. (2020). K Kuşağının Rekreasyona
Katılımı ve Yaratıcı Düşünme Eğilimi Arasındaki İlişki. Betül Bayazıt, Ercan
Karaçar, Ozan Yılmaz (Ed.), Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3.Cilt
içinde (ss. 44-56). Konya, Çizgi Kitabevi Yayınları.
4.BÖLÜM
K KUŞAĞININ REKREASYONA KATILIMI VE YARATICI DÜŞÜNME EĞİLİMİ
ARASINDAKİ İLİŞKİ
Hasan Tahsin KAVLAK
Araştırma Görevlisi, Sinop Üniversitesi,
[email protected]
Ali Turan BAYRAM
Dr. Öğretim Üyesi, Sinop Üniversitesi,
[email protected]
Onur ÇELEN
Öğretim Görevlisi, Bursa Uludağ Üniversitesi,
[email protected]
GİRİŞ
Sanayileşme ve şehirleşmenin sonucunda meydana gelen, yaşam tarzlarına adapte olma
gerekliliği insanoğlunun, sarfettikleri emeğin neticesinde, zihinsel ve fiziksel kaynaklarını belirli
aralıklarla yinelenmesini gerektirmektedir (Mansuroğlu, 2002). İşte insanoğlunun belirli aralıklarla
yerine getirmesi gereken faaliyetler, rekreasyon faaliyetleridir. Buradan hareketle rekreasyon;
“insanın yaşam kalitesini arttırmak için serbest ve boş zamanında doğaya zarar vermeden, kendi istemi
ve gönüllü olarak yaptığı faaliyetleri kapsayan multidisipliner bir çalışma alanıdır” şeklinde ifade
edilebilir (Tütüncü, 2012).
Rekreasyon faaliyetleri insanlarda, eğlence ve sosyalleşme oluşturabilmektedir. Rekreasyon
faaliyetleri, eğlence ve sosyalleşmenin yanı sıra spor ve egzersize katılım yoluyla fiziksel sağlığı ve
zindeliği korumaya katkı sağlamaktadır (Legro ve ark., 2001).Rekreasyonun genel olarak faydalarına
bakıldığında,gündelik hayattan uzaklaşma, kendini gerçekleştirme, keşfetme ve macera olanakları,
yaratıcı hayal kurma, keyif alma veya keyif veren etkinlikler sunması, etkinliklerin kişilerin kendi
seçimleriyle meydana gelebilmesi, müsaitlik derecesine göre şekillenebilmesi ve kendiliğinden
meydana gelmesi olduğu anlaşılmaktadır (Can, 2015).
Bir bireyin bazı rekreasyonfaaliyetlerine katılma derecesi, motivasyonlarını, ihtiyaçlarını ve
tercihlerini karşılamak için bu faaliyetin “içsel” veya "nesnel" kapasitesinin bir işlevi değildir. Daha
ziyade katılımı, bu faaliyetin sağladığı faydaların algılanmasına bağlıdır. Bireylerin, herhangi bir
nesnel gerçekliğin kendisinden ziyade gerçeklik ve yaratıcılık (düşüncesel özelliklerine göre)algısına
göre hareket ettikleri yeni bir görüş değildir. Ancak, ilgili görüşü ifade etmek, aslında tüketici
tercihlerinin ve davranışsal eylemlerinin altında yatan bireyler tarafından zihin, düşünce, düşünme
olgu ve algılarının belirlenmesine bağlıdır (Becker, 1976).
Türk Dil Kurumu’na göre, “zihin”: “canlının duygu ve davranışları dışındaki ruhsal süreç ve
etkinlikler bütünüdür” (TDK, 2019). Zihin; insanın düşünce ve düşünme olgusu tetikleyen ve besleyen
44
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3
bir yapıdır. Yine TDK’ya göre, “düşünce”: “uzay ve zamanın ötesinde, öznenin dışında, kendiliğinden
var olan, duyularladeğil, yalnızca ruhen algılanabilen asıl gerçeklik, mütalaa, fikir, ide, idea, niyet, dış
dünyanın insan zihnine yansıması ve tasarı anlamlarına gelmektedir” (TDK, 2019). Soktares kanıt
aramanın, akıl yürütmeyi ve varsayımları yakından incelemenin, temel kavramları analiz etmenin ve
sadece söylenenlerin değil, aynı zamanda yapılanların da etkilerini izlemenin önemini
belirtmektedir. Değerlendirme sürecinde Sokrates, netlik ve mantıksal tutarlılık için düşünme
ihtiyacını vurgulamaktadır (Paul, Elder ve Bartell, 2018).
Günümüzde, “düşünme olgusu” terimi, önemli sorular sormayı ve cevaplara yönelik
nedenleri ve kanıtları nesnel olarak takip etmeye odaklanmanın genel tanımı olarak ifade edilebilir.
Amerika Birleşik Devletleri'nde ve diğer birçok yerde, üniversite eğitiminin temel hedeflerinden biri,
insanlara eleştirel düşünmeyi öğretmek olarak tanımlanmaktadır. Amerika Birleşik Devletleri'ndeki
kolej ve üniversite fakültelerinin tüm disiplinlerde yaptığı anketler, öğretmen olarak sahip oldukları
en önemli hedeflerden birinin öğrencilerin akıl yürütme becerilerini geliştirmek olduğunu ortaya
koymaktadır (Focione ve ark., 2009).
Yaratıcılık, kişilerin hayatlarının ve ilerlemesinin bütün aşamalarını oluşturmaktadır.
Yaratıcılığı sadece sanat ile özdeşleştirmek doğru değildir. Çünkü yaratıcılık bir şekilde insanların
hayatları boyunca süren yetenektir. Yaratıcılık; “kendini ifade etme, zeka ve hayal gücünü kullanma
kapasitesi” şeklinde ifade edilebilir. İlgili açıdan yaratıcılık, ürün, hizmet ve faaliyetler için “uygunluk”
ve “yenilik” özelliklerinin mevcut olduğu, yaratıcılık gibi zekanın da her tür bireyde çeşitli oranda
bulunduğu ve insanların yaratıcılık derecelerinin belirli şekillerde geliştirilebileceği söylenebilir (Yaşar
ve Aral, 2010).
Yaratıcı düşünme, yaratıcılık sistemi ve ilgili sistemin getirdği nicelikler üzerine
temellendirilmiş bir düşünme türüdür. İfade edilen düşünme şekli, yeni düşünceler, hayaller
sağlama, ilgili unsurları ayrıştırma, sınıflandırma yapma ve birleştirme, bunları ilgili araçlara aktarma,
araçlarla birlikte düşünme, renkler, şekiller ve çizgilerle beraber niteliksel olarak değerlendirme,
estetik ve ifadesel kavramları saptamayı sağlamaktadır. Yaratıcı düşünme, yenilik arayışı içerisinde
olma, problemlere değişik çözümler yaratmayı hedefleyen ve kişilerin serbest bir şekilde
düşünmelerine olanak sunan bir sistemdir. Yaratıcılıkla bir bütün hale gelmiş fikirlerin sınıflanması,
süreç, tecrübelerle verilen kararlardan oluşmaktadır (Temizkan, 2011).
Yaratıcı düşünmenin temellerini oluşturduğu çeşitli kuramlar bulunmaktadır. Bunlardan bir
tanesi olan ve Sigmund Freud tarafından ortaya atılan kişilik ile ilgili,psikanalitik kuramı, psikolojik
açıdan sağlıklı bir birey id, superego ve ego dengesini kurabilmektedir. İfade edilen dengede
meydana gelebilecek bir değişim kişilerin fiziksel sağlığını, müsbet şekilde etkileyebilmektedir.
45
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3
Freud, zihinsel faaliyetlerin iki güdüye göre şekillendiğini, bunların da saldırgan ve cinsel güdüler
olduğunu ifade etmektedir (Tuzcuoğlu, 1995).
Konuyla alakalı bir diğer kuram olan, Gestalt kuramı; ruhun mekanik, ilişkisel, inert imajının,
zihinsel süreçlerin ve olayların zenginliğine, yaratıcılığına ve karmaşık bir şekilde organize edilmiş
doğasına adalet yapmadığını ifade etmektedir. Algılamanın nasıl olduğunu ve sürecin nelerden
etkilendiğini ifade etmeyi amaçlamaktadır (Wertheimer, 1985).
Perry (1970) tarafından ortaya atılan bilişsel gelişimselkuram ise farklı düşünme tarzlarının
özellikleri ve bilişsel gelişimin ikili ve göreceli seviyelerinin özellikleri, ilk tahminin temelini
oluşturmaktadır. Örneğin, görevleri daha yaratıcı, analitik ve geleneksel olmayan bir şekilde ve daha
soyut bir düzeyde yürütmek, öğrencilerin eleştirel bir zihinle (yani göreceli olarak) akıl yürütmelerini
gerektirir. Buna karşılık, açık talimatlarla geleneksel bir şekilde somut bir göreve odaklanmak,
yalnızca mutlak, doğru-yanlış ve siyah-beyaz, terimlerle düşünmeyi gerektirir (Zheng, 2002).
Yukarıda verilen bilgilerin ışığında, insanların rekreasyon faaliyetlerine katılımında, yaratıcı
düşünmenin etkisinin belirlenmesi önemlidir. Özellikle teknoloji kuşağı olarak kabul edilen K
kuşağının yaratıcı düşünmeyi rekreasyon faaliyetlerinde ne derece kullandığının saptanması da
yenilik ve yaratıcılığın birlikte değerlendirilmesine olanak sağlayabilecektir.
K kuşağı: “1995-2002 yılları arasında dünyaya gelen kişileri analiz etmede yararlanılan ilgili
ifadeyi, ortaya atan kişi, Noreena Hertz’dir. Kendisi, Cambridge Judge Ticaret Üniversitesi’nde
profesör olarak görev yapmaktadır. Kuşağın adı olak K harfi, “Hunger Games - Açlık Oyunları” isimli
film serisinin baş karakteri olan Katniss Everdeen’den gelmektedir. Bütün kuşaklarda olduğu gibi bu
kuşağında kendi özgü birtakım özellikleri bulunmaktadır. Kuşağın başlangıcı ve büyüme sürecinde
teknolojinin hatrı sayılır seviyede evrilmesiyle K kuşağındaki kişiler, Y kuşağında yer alan kişilere
nazaran, teknolojinin kişilerin hayatına olan etkilerinden ziyade, ilgili teknolojilerden nasıl
yararlanacaklarına dikkat etmektedir (Arslan ve Nur, 2018).
İlgili kuşak, oluşturucular, mucitler ve üreticiler olarak ifade edilmektedir. Dijital çağa
merhaba diyen mileyum kuşağı, Z kuşağı ve kendinlerinden önceki kuşaklardan (Babyboomers, X ve
Y) daha farklı hayat görüşü ve özelliklerine sahip K kuşağı kişileri, dünyanın farklı alanlarında
hayatlarını idame ettikmekte olsalar bile aynı görüş ve yaşam şekillerine sahiptir (Taş, Demirdöğmez
ve Küçükoğlu, 2017; Aksu, 2019).
K kuşağı insanların en belirgin özellikleri; teknolojik araç gereç kullanımı yüksek, hareket ve
kabiliyet düzeyleri belirgin olması, iletişime açık ve iletişimde çok çeşitli araçlar kullanılması, duyu ve
algıları gelişmişliği, ürün ve hizmeti satın almakla yetinmeyen onları tasarlanması ve
46
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3
oluşturulmasıyla ilgilenmesi ve uygulaması, durgunluğa ve mevcut tehlikelere karşı hassas ve
olumsuz şartlardan fiziksel olarak olmasa da duygusal olarak etkilenebilmesi olarak sıralanabilir (Taş,
Demirdöğmez ve Küçükoğlu, 2017; Duygulu, 2018; Aksu, 2019). K kuşağındaki bireyler özellikle
teknolojik araç gereçler vasıtasıyla, tükettikleri ürün ve hizmetlerle ilgili taleplerini firmalara,
işletmelere
ivedilikle
iletmekte
soru,
istek
ve
taleplerinin
anında cevaplanmasını
da
isteyebilmektedir (Aksu, 2019).
Sternberg (2003) araştırmasında, ilk olarak yaratıcılığın genel zekadan farklı olduğunu
savunmaktadır.İkinci olarak, yaratıcılığı teşvik edecek ve ödüllendirecek şekilde öğretmenin okul
performansını artırabileceğini ve üçüncü olarak, çocukların yaratıcılıklarını artıracak belirli kararlar
vermeyi öğrenebileceklerini iddia etmektedir. Yaratıcılık farklı türde olabilir ve öğretmenlerin her
türlü yaratıcılığı ödüllendirmesi gerektiği önermektedir.
Yaman ve Yalçın (2005) çalışmasında probleme dayalı öğrenmenin yaratıcı düşünme
beceerisine etkisini etkisini araştırmıştır. Gerçekleştirilen araştırmada, kontrol gruplu deneysel
yöntemden yararlanılmış, öğrencilerin cinsiyetleri ve mezun oldukları lise ile türlerine göre uygulama
öncesi ve sonrası yaratıcı düşünme arasındaki farklılık incelenmiştir. Uygulama sonrasında
öğrencilerin, yaratıcı düşünme düzeylerinin arttığı sonucuna ulaşılmıştır.
Matud, Rodriguez ve Grande (2007) araştırmasında, sosyodemografik faktörlerin yaratıcı
düşüncedeki cinsiyet farklılıkları üzerindeki önemini incelemektedir. Kanarya adaları sakinleri olan
yetişkin kadınların (N = 466) ve erkeklerin (n = 273) yaratıcı düşüncenin görsel ve sözel Torrance testi
ile değerlendirilmiştir. Görsel akıcılık, görselözgünlük, erken kapanmaya direnç, görselyaratıcılık
indeksi ve sözel akıcılık puanları, özgünlük ve ortalama standart puan üzerinde cinsiyet ve eğitim
düzeyleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir etkileşim bulunmuştur. Yaratıcı düşüncenin
cinsiyete göre farklılık gösterdiği ve eğitim seviyesine bağlı olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Şensoy ve Yıldırım (2017) çalışmasını, 2013-2014 eğitim – öğretim yılı güz döneminde
Türkiye’deki bir üniversitenin eğitim fakültesi Fen Bilgisi Eğitimi Anabilim Dalı 3. Sınıflarda bir ders
sırasında uygulamıştır. 92 öğrenciden oluşan deney grubu üzerinde 12 haftalık bir süre boyunca yarı
deneysel desen kullanılarak ölçekler uygulanmıştır. Söz konusu deneklerin 45’i ön test deney
grubunda 47’si ise son test kontrol grubunda yer almaktadır. Torrance Yaratıcı Düşünme Testi ve
Bilimsel Süreç Beceri Testi aracılığı ile deneklerden toplanan verilerin normal dağılım sağlaması
durumunda kullanılan, bağımsız gruplar için t-testi ve bağımlı gruplar için t-testi kullanılarak
farklılıklar belirlenmeye çalışılmıştır. Verilerin analizi neticesinde; araştırma ve soruşturma tabanlı
öğrenme yaklaşımının öğrencilerin yaratıcı düşünme düzeyleri üzerine bir etkisi olmadığı ve bilimsel
süreç beceri düzeylerine ise olumlu etkide bulunduğu sonucuna ulaşılmıştır.
47
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3
Yukarıda verilen bilgiler neticesinde, araştırmayı oluşturan değişkenler ve gerçekleştirilen
kaynak taramalarına göre rekreasyon ve yaratıcı düşünme ile ilgili herhangi bir çalışmaya
rastlanılamamıştır. İlgili doğrultada araştırmanın temel amacı; rekreasyon ve yaratıcı düşünme
eğilimi arasındaki ilişkinin belirlenmesidir. Araştırmanın saha uygulamasında, özellikle K kuşağında
yer alan bireylerin ana kütle olarak seçilmesindeki temel etken; belirtilen kuşaktaki kişilerin yaratıcı
zeka yapıları ve ilgili teknolojik araç gereç kullanımları, kuşak özelliklerine göre sahip oldukları
özelliklerdir. Araştırmanın, literatürdeki ilgili boşluğu gidermesi de amaçlanmaktadır.
YÖNTEM
Araştırma Modeli
Araştırmanın amacı doğrultusundaaraştırmanın hipotezleri şu şekilde oluşturulmuş ve
oluşturulan hipotezlerden hareketle araştırmanın modeli Şekil 1’de verilmiştir.
H1: K kuşağının boş zaman yeterliliği cinsiyete göre farklılık göstermektedir.
H2: K kuşağının yaratıcı düşünme eğilimi sahip oldukları boş zaman dilimine göre farklılık
göstermektedir.
H3: K kuşağının dünyada gelişen olaylara karşı bakışı katıldıkları rekreasyon aktivitelerine göre
farklılık göstermektedir.
H4: K kuşağının Türkiye’de gelişen olaylara karşı bakışı katıldıkları rekreasyon aktivitelerine göre
farklılık göstermektedir.
H5: K kuşağının boş zaman yeterliliği ile yaratıcı düşünme eğilimi arasında anlamlı bir ilişki vardır.
H6: K kuşağının dünyada gerçekleşen olaylara bakışı ile yaratıcı düşünme eğilimi arasında anlamlı
bir ilişki vardır.
H7:K kuşağının Türkiye’de gerçekleşen olaylara bakışı ile yaratıcı düşünme eğilimi arasında
anlamlı bir ilişki vardır.
48
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3
H1
Cinsiyet
Boş zaman yeterliliği
H5
Boş zaman dilimi
H2
Yaratıcı düşünme eğilimi
H6
Rekreasyon aktivitesi
H3
Dünyadaki olaylara bakış
H7
H4
Türkiye’deki olaylara bakış
Şekil 1. Araştırmanın Modeli
Araştırma Grubu
Araştırmanın evrenini Türkiye’de yaşayan K kuşağı (1995-2002 yılları arası doğanlar)
oluşturmaktadır. Türkiye genelinde K kuşağının dağılımına ilişkin herhangi bir istatistiki veri
bulunmamasına karşın bu doğum yılına sahip bireylerin genelinin üniversite öğrencisi olduğu
varsayılarak Yükseköğretim Kurumu (YÖK) istatistikleri incelenmiştir. YÖK’e göre 2019-2020
öğretim yılı önlisans derecesinde kayıtlı 3 002 964 öğrenci, lisans bazında ise kayıtlı 4 538 926
öğrenci bulunmaktadır (Yükseköğretim Kurumu, 2019). Öte yandan 2018 yılında 15-24 yaş arası
bireylerin sayısı toplamda 12 926 652 olarak ifade edilmiştir (Türkiye İstatistik Kurumu, 2019). Bu
bilgilerden hareketle kolayda örnekleme metodu ile seçilmiş 447 birey araştırmaya katılmıştır. Eksik
veya hatalı işaretlenen anketler kapsam dışında tutulduğundan 426 bireyin yanıtları araştırma
kapsamında değerlendirilmiştir.
Veri Toplama Araçları
Veri toplamak amacıyla nicel araştırma yöntemlerinde kullanılan anket tekniği tercih
edilmiştir. Anket formu 2 bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde bireylerin demografik özellikleri
ve rekreasyona katılımlarına ilişkin bilgiler yer almaktadır. İkinci bölümde ise Özgenel ve Çetin (2017)
tarafından geliştirilen “Marmara Yaratıcı Düşünme Eğilimleri” ölçeği kullanılmıştır. Ölçek 25 ifade ve
6 alt boyuttan oluşmaktadır. ”1,6, 7, 15, 23” maddeler “öz disiplin”, “2, 5, 8, 12, 17, 19, 22, 24”
maddeler “yenilik arama”, “9, 11, 14, 25” maddeler “cesaret”, 3, 10, 21” maddeler “merak”, “4, 6”
maddeler “şüphe etme” ve “13, 18, 20” maddeler “esneklik” faktörlerini ölçmeye yönelik ifadeler
içermektedir. Ölçekte ters madde bulunmamaktadır. Ölçek 5’li likert tipinde (hiçbir zaman, nadiren,
ara sıra, genellikle, her zaman) şeklinde olup en fazla 125 en az 25 puan alınabilmektedir. Ölçek
49
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3
puanlanırken alt boyutların ve toplam puanın ortalaması alınmaktadır. Ölçeğin Cronbach Alpha
katsayısı 0,878 olarak tespit edilmiştir.
Verilerin Toplanması (Deneysel araştırmalarda deneysel işlem ya da eylem
araştırmalarında eylem planı)
Verilerin toplanmasında anket tekniği kullanılmış olup anketler sanal ortamda bireylerin
istedikleri zaman doldurabileceği bir ortamda sunulmuştur. Aynı katılımcının birden fazla anket
doldurmasını önlemek amacıyla yanıtlar sanal olarak kişi özelinde kısıtlanmıştır. Veriler 2019 yılı
ekim ve kasım aylarında toplanmıştır.
Verilerin Analizi
Araştırma kapsamında bireylerin demografik özellikleri ve rekreasyona katılımlarına ilişkin
bilgilerin betimlenmesi amacıyla frekans, aritmetik ortalama ve yüzde analizleri yapılmıştır.
Demografik özellikler ve diğer bilgilere göre bireylerin yaratıcı düşünme eğilimlerindeki farklılığın
ortaya konulması amacıyla bağımsız iki örnek t-testi ve varyans analizi yapılmıştır. Boş zaman
yeterliliği, yaratıcı düşünme eğilimi, dünyada gelişen olaylara bakış ve Türkiye’de gelişen olaylara
bakış arasındaki ilişkilerin ortaya koyulması amacıyla ise de korelasyon analizi yapılmıştır. Söz
konusu analizlerin yapımında SPSS 22 programı kullanılmıştır.
BULGULAR
Toplanan veriler üzerinde yapılan frekans, yüzde ve aritmetik ortalama analizleri neticesinde
betimleyici bulgular Tablo 1’de verilmektedir. Tablo 1’e göre araştırmaya katılan K kuşağı
bireylerinin %59,8’i kadın iken %40,2’si ise erkektir. Bu bireylerin %60,2’si bireysel aktiviteyi tercih
ederken yalnızca %3,1’i ise kültürel ve sanatsal aktivitelere katılmaktadır. Sportif faaliyetlere 426 kişi
içerisinden 49 kişi katılırken sosyal aktivitelere katılanların sayısı ise 107’dir. Araştırmaya katılan
bireylerin %95,5’i gündemdeki olayları sosyal medya veya internetten öğrenmektedir. Bunun aksine
gazete ve dergi gibi basılı materyallerin ise hiç kullanılmadığı tespit edilmiştir. K kuşağındaki
araştırmaya katılan bireylerin dünyada ve Türkiye’de gelişen olayların çok kötü olduğuna dair
olumsuz görüşlerinin bulunduğu tespit edilmiştir. Katılımcıların günlük boş zamanlarını ise ne yeterli
ne de yetersiz bulduğu belirlenmiştir. Buna ek olarak araştırmaya katılanların %34,8’i günde 4-5 saat
arası boş zamana sahip olduğunu %4,9’u ise günlük 1 saatten az boş zamanları olduğunu ifade
etmişlerdir.
50
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3
Tablo 1. Değişkenlerin Frekans, Yüzde ve Aritmetik Ortalama Dağılımları
Cinsiyet
Boş zamanlarda gerçekleştirilen
rekreasyon aktivitesi
Gündemdeki olayları öğrenme
kanalı
Günlük boş zaman dilimi
Günlük boş zaman diliminin
yeterliliği
Dünyada gerçekleşen olayları nasıl
değerlendiriyorsunuz?
Türkiye’de gerçekleşen olayları nasıl
değerlendiriyorsunuz?
Değişkenler
Kadın
Erkek
Kültürel ve sanatsal aktivite
Sportif aktivite
Sosyal aktivite
Bireysel aktivite
Sosyal medya ve internet
TV-Radyo
Başka insanlar
Gazete ve dergi
1 saatten az
1-3 saat arası
4-5 saat arası
6-8 saat arası
9 saat ve üzeri
Çok yetersiz
Yetersiz
Ne yeterli ne yetersiz
Yeterli
Çok yeterli
Çok kötü
Kötü
Fikrim yok
İyi
Çok iyi
Çok kötü
Kötü
Fikrim yok
İyi
Çok iyi
f
254
171
13
49
107
256
406
13
6
0
21
127
148
83
46
31
72
111
134
77
258
149
14
4
0
240
157
17
11
0
%
59,8
40,2
3,1
11,5
25,2
60,2
95,5
3,1
1,4
0
4,9
29,9
34,8
19,5
10,8
7,3
16,9
26,1
31,5
18,1
60,7
35,1
3,3
0,9
0
56,5
36,9
4,0
2,6
0
Mean
3,36
1,44
1,53
Araştırma kapsamında değişkenler arasındaki farklılıkların belirlenmesi amacıyla bağımsız iki
örnek t-testi ve varyans testi uygulanmıştır. Yapılan testler neticesinde araştırmaya katılan bireylerin
boş zaman yeterlilikleri cinsiyete göre farklılık göstermektedir. Kadın bireylerin erkek bireylere göre
boş zaman dilimlerini daha yeterli bulduğu tespit edilmiştir. Bu bulgudan hareketle de H1 kabul
edilmiştir. K kuşağının dünyadaki olaylara karşı bakışının da katıldıkları rekreasyon aktivitelerine
göre anlamlı bir farklılık gösterdiği görülmektedir. Buna göre sosyal aktivitelere katılan bireyler
dünyada gelişen olayları çok daha kötü bulurken sportif aktivitelere katılan bireyler ise diğer aktivite
türlerine göre daha iyi bulmaktadır. Ancak grup ortalamalarından anlaşılacağı üzere K kuşağının
dünyadaki olayları büyük ölçüde olumsuz değerlendirdiği söylenebilir. Buna karşın Türkiye’de
gelişen olaylara bakış gerçekleştirilen aktivite türüne göre anlamlı bir farklılık göstermemektedir. Bu
nedenle H3 kabul edilirken H4 ise kabul edilememiştir. Araştırmadan elde edilen bir diğer bulguya
göre K kuşağının günlük sahip oldukları boş zaman dilimine göre yaratıcı düşünme eğilimi alt
faktörlerinden öz disiplin faktörü anlamlı bir farklılık göstermektedir. Ancak yaratıcı düşünme
51
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3
eğiliminin diğer alt faktörleri K kuşağının sahip olduğu boş zaman dilimine göre anlamlı bir farklılık
göstermemektedir. Dolayısıyla H2 öz disiplin faktörü özelinde kabul edilmiştir. İfade edilen bu
bulgular Tablo 2’de görselleştirilmiştir.
Tablo 2. Değişkenlerin Farklılıklarına İlişkin Bağımsız İki Örnek T-Testi ve Varyans (ANOVA) Testi
Bulguları
Değişkenler
Boş zaman yeterliliği
Dünyadaki olaylara bakış
Türkiye’deki olaylara bakış
Öz disiplin
Mean
Kadın
Erkek
Kültürel ve sanatsal aktiviteler
Sportif aktiviteler
Sosyal aktiviteler
Bireysel aktiviteler
Kültürel ve sanatsal aktiviteler
Sportif aktiviteler
Sosyal aktiviteler
Bireysel aktiviteler
1 saatten az
1-3 saat arası
4-5 saat arası
6-8 saat arası
9 saat ve üzeri
3,49
3,18
1,62
1,67
1,37
1,42
1,62
1,59
1,48
1,53
4,0571
3,8787
3,7635
3,6940
3,5435
Std.
Deviation
1,151
1,180
,650
,747
,591
,575
,506
,888
,678
,674
,53345
,67101
,73217
,68385
,85652
Sig.
,007
,020
,754
,019
Araştırmanın amacı doğrultusunda K kuşağının rekreasyonu gerçekleştirebileceği boş zaman
diliminin yeterliliği ile yaratıcı düşünme eğilimi arasındaki ilişki test edilmiştir. Test neticesinde boş
zaman diliminin yeterliliği ile yaratıcı düşünme eğilimi alt faktörlerinden öz disiplin faktörü arasında
negatif yönlü zayıf bir ilişki olduğu tespit edilirken diğer alt faktörler arasında bir ilişki
bulunamamıştır. Buna ek olarak dünyada ve Türkiye’de gelişen olaylara bakış ile yaratıcı düşünme
eğilimi arasındaki ilişki de test edilmiştir. Dünyada gelişen olaylar ile yaratıcı düşünme eğilimi alt
faktörlerinden yenilik arama, cesaret, merak ve şüphe etme faktörleri arasında negatif yönlü zayıf bir
ilişki tespit edilirken öz disiplin ve esneklik alt faktörleri arasında anlamlı bir ilişki bulunamamıştır.
Türkiye’deki olaylara bakış ile yaratıcı düşünme eğilimi alt faktörlerinden şüphe etme faktörü
arasında da negatif yönlü zayıf bir ilişki saptanmıştır. Ancak diğer alt faktörler arasında bir ilişki
bulunamamıştır. Bu bulgulardan hareketle H5, H6 ve H7 kabul edilmiştir. İfade edilen tüm bu bulgular
Tablo 3’de verilmektedir.
52
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3
Tablo 3. Pearson Korelasyon Katsayıları
Değişkenler
Boş zaman
yeterliliği
Dünyadaki
olaylara
bakış
Türkiye’deki
olaylara
bakış
Öz disiplin
Yenilik arama
Cesaret
Merak
Şüphe etme
Esneklik
Öz disiplin
Yenilik arama
Cesaret
Merak
Şüphe etme
Esneklik
Öz disiplin
Yenilik arama
Cesaret
Merak
Şüphe etme
Esneklik
Pearson
Correlation
-,098
-,046
-,051
,008
,079
-,033
-,035
-,139
-,101
-,104
-,110
-,078
-,013
-,062
-,056
-,035
-,136
-,064
Sig.
Yorum
,044
,341
,292
,874
,103
,502
,472
,004
,037
,033
,024
,107
,785
,199
,246
,466
,005
,188
Negatif yönlü zayıf bir ilişki vardır.
Anlamlı bir ilişki yoktur.
Anlamlı bir ilişki yoktur.
Anlamlı bir ilişki yoktur.
Anlamlı bir ilişki yoktur.
Anlamlı bir ilişki yoktur.
Anlamlı bir ilişki yoktur.
Negatif yönlü zayıf bir ilişki vardır.
Negatif yönlü zayıf bir ilişki vardır.
Negatif yönlü zayıf bir ilişki vardır.
Negatif yönlü zayıf bir ilişki vardır.
Anlamlı bir ilişki yoktur.
Anlamlı bir ilişki yoktur.
Anlamlı bir ilişki yoktur.
Anlamlı bir ilişki yoktur.
Anlamlı bir ilişki yoktur.
Negatif yönlü zayıf bir ilişki vardır.
Anlamlı bir ilişki yoktur.
TARTIŞMA, SONUÇ VE ÖNERİLER
K kuşağının rekreasyona katılımı ile yaratıcı düşünme eğilimi arasındaki ilişkinin ortaya
çıkarılması temel amacıyla yürütülen bu çalışma neticesinde elde edilen bulgular ortaya atılan
hipotezleri büyük oranda desteklemiştir. Araştırma kapsamında K kuşağı bireylerinin gündemdeki
olayları çok büyük ölçüde sosyal medya ve internet üzerinden takip ettiği ancak gazete ve dergi gibi
basılı materyalleri hiç tercih etmediği tespit edilmiştir. Bu sonuç K kuşağının teknoloji ile bağının
kuvvetli olduğunu ancak basılı materyallere karşı da mesafeli olduğunu göstermektedir. Arslan ve
Nur (2018) ve Kaya (2020) de bu kuşağın teknolojik bağını ve dijital yaşamı hayatlarının bir parçası
olarak gördüğünü ortaya koymuştur. Dijitalleşmenin bir sonucu olarak bireylerin daha yalnız ve
bireysel davranışlar sergilemeleri olası bir durum olarak kabul edilebilir. Nitekim araştırmada
%60,2’lik bir oranın bireysel rekreasyon aktivitelerine katıldığı sonucuna ulaşılmıştır. Kültürel ve
sanatsal aktivitelere katılım oranında %3,1’lik bir oranın olması ise yine dijitalleşmenin bir sonucu
olarak görülebilir. Bu durum K kuşağının sanat duyarlılığına ve kültürel donanımına olumsuz etki
edebilmektedir.
Araştırmadan elde edilen sonuçlara göre K kuşağı bireyleri dünyada ve Türkiye’de gelişen
olayları olumsuz olarak değerlendirmektedir. Bunun nedeni ise sosyal medya ve internet aracılığıyla
gerçek veya kirli bilgiye ulaşmadaki kolaylık olabilir. Söz konusu bilgiye ulaşım bireylerin gerçek
yaşamla çok daha erken tanıştığı dolayısıyla da yaratıcılık, hayal kurma ve umutlanma gibi davranış
ve hissiyatlarında olumsuz etkilenme yaratabileceği söylenebilir. Nitekim K kuşağı bireyleri “evet
53
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3
yapabiliriz” inancıyla hareket eden ancak çevresiyle bağlantılı ancak yalnız, açık görüşlü ancak
yüksek derecede güvensiz olarak ifade edilmektedir (Manchester Evening News, 2019).
Araştırmaya katılan K kuşağı bireylerinin dünyadaki olayları değerlendirmesi boş
zamanlarında katıldıkları rekreasyon aktivitesine göre farklılık göstermektedir. Sosyal aktivitelere
katılan K kuşağı bireyleri diğer aktivite türlerine göre dünyadaki olayları daha olumsuz
değerlendirirken sportif aktivitelere katılan K kuşağı bireyleri ise diğer aktivite türlerine göre daha
olumlu değerlendirmektedirler. Bu sonuçtan hareketle K kuşağı bireylerinin sosyal hayat ile
etkileşimleri sonucu karamsarlık kazandığı ifade edilebilir. Nitekim Sosyal Öğrenme Teorisi’ne göre
bireyin davranışları çevresinde öğrendikleri bilgilerin bilişsel süreçte işlenerek yeniden şekillenmesini
temel aldığı (Bandura, 1977) düşünüldüğünde K kuşağı bireylerinin de sosyal aktiviteler sonucu bu
karamsarlığı kazandığı ifade edilebilir.
Araştırmaya katılan K kuşağı bireylerinin bir günde sahip oldukları ve rekreasyona
katılımlarına olanak sağlayan boş zaman dilimlerine göre yaratıcı düşünme eğilimi öz disiplin alt
faktöründe anlamlı bir farklılık tespit edilmiştir. Günde 1 saatten az boş zaman dilimine sahip olan
bireylerin öz disiplin düzeyleri diğer boş zaman dilimine sahip bireylere göre daha yüksek iken 9 saat
ve üzeri boş zamana sahip olan bireyler ise diğer boş zaman dilimine sahip bireylere göre daha düşük
öz disiplin düzeyine sahiptirler. Bu sonuç, bireylerin disiplinli olması durumunda zamanlarını daha
verimli geçirdikleri düşünüldüğünde beklenen bir sonuç olarak karşımıza çıkmaktadır. Buna ek olarak
K kuşağı bireyleri boş zamanları yetersiz buldukça öz disiplin düzeylerinde bir artış olduğu da
araştırma sonuçları arasında yer almaktadır. Bu durumun da zamanın değerlendirilmesinde
verimliliğin ve bireyin zamandan aldığı tatmin ile alakalı olabileceği düşünülmektedir.
Araştırma bulgularından elde edilen bir diğer sonuç ise dünyada ve Türkiye’de gelişen olaylar
ile yaratıcı düşünme eğilimi arasındaki negatif yönlü ilişkidir. Buna göre K kuşağı bireylerinin
dünyadaki olaylara karşı olumsuz değerlendirmeleri arttıkça yenilik arama, cesaretlenme, merak ve
şüphe etme davranışlarının da arttığı tespit edilmiştir. Bu kapsamda K kuşağı bireylerinin her ne
kadar teknoloji ile bağının yüksek ve yalnız olduğu ifade edilse de dünyada gelişen olaylara karşı da
kayıtsız kalmadığı ve yaratıcı düşünceler geliştirerek olumsuz giden olayları düzeltmek için zihinsel
bir çaba harcadığı söylenebilir. Buna ek olarak bu durum Türkiye’de gelişen olaylara karşı kısmen de
olsa benzerlik göstermektedir. Türkiye’de gelişen olaylara karşı olumsuz değerlendirmenin artması
durumunda K kuşağı bireylerinin şüphe etme davranışlarının arttığı ancak diğer davranış kalıplarında
herhangi bir değişikliğin olmadığı belirlenmiştir.
K kuşağı bireylerinin boş zaman dilimlerini verimli geçirebilecekleri rekreasyon aktivitelerine
katılması yaratıcı düşünme eğilimleri kapsamında değerlendirildiğinde büyük önem arz etmektedir.
54
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3
Bu nedenle K kuşağının yoğun bulunduğu işletmeler, üniversiteler ve diğer kurum ve kuruluşlarda
düzenli planlanan rekreasyon aktivitelerinin işletmeye ticari anlamda, üniversitelere bilimsel
anlamda ve diğer kurum ve kuruluşlarda da amaçların gerçekleştirilmesinde yaratıcı fikir üretmeleri
sağlanabilir. Bunun sağlanmasındaki şüphe ise K kuşağı bireylerinin çevrede gelişen olaylara karşı da
duyarlı olduğunun ortaya koyulmasıyla azaltılmaya çalışılmıştır. Literatürde K kuşağının,
rekreasyonun ve yaratıcı düşünme eğilimi, problem çözme becerisi gibi zihinsel etkinliğe ilişkin az
sayıda çalışma bulunmaktadır. Bu çalışmanın da literatürde sonraki çalışmalara ışık tutacağı
düşünülmektedir.
KAYNAKÇA
Aksu, S. (2019). K ve Z kuşağının siyasi seçim kampanyalarına yönelik güvenine ilişkin bir inceleme.
Uluslararası Sosyal ve Beşeri Bilimler Araştırma Dergisi, 6(40), 2016-2025.
Arslan, B., & Nur, E. (2018). Teknolojinin yeni çocuğu: K kuşağı. Avrasya Uluslararası Araştırmalar
Dergisi, 6(15), 239-347.
Bandura, A. (1977). Self-efficacy: Toward a unifying theory of behavioral change. Psychological
Review, 84(2), 191-215.
Becker, B. W. (1976). Perceived similarities among recreational activities. Journal of Leisure Resarch,
8(2), 112-122. doi: 10.1080/00222216.1976.11970262.
Can, E. (2015). Boş zaman, rekreasyon etkinlik ve turizm ilişkisi. İstanbul Sosyal Bilimler Dergisi, 10, 117.
Duygulu, S. (2018). Yeni medya teknolojilerinin K-kuşağının ebeveynleri ile olan iletişimine etkisi.
TRT Akademi, 3(6), 632-653.
Focione, P. A., Focione, N. C., Tiwari, A., & Yuen, F. (2009). Chinese and American perspectives on
the
pervasive
human
phenomenon
of
critical
critical
thinking.
https://www.academia.edu/download/36326177/Chinese_and_American_Perspectives_on_C
T.pdf (E.T: 16.08.2019).
Kaya, K. (2020). Dijital nesil: K kuşağı. Econharran Harran Üniversitesi İİBF Dergisi, 4(6), 34-54.
Legro, M. W., Reiber, G. E., Czerniecki, J. M., & Sangeorzan, J. B. (2001). Recreational activities of
lower-limb amputees prostheses. Journal of Rehabilitation Research of Development, 38(3),
319-325.
Matud, M. P., Rodriguez, C., & Grande, J. (2007). Gender differences in crative thinking. Personality
and Individual Differences, 43, 1137-1147. doi: https://doi.org/10.1016/j.paid.2007.03.006.
Mansuroğlu, S. (2002). Akdeniz üniversitesi öğrencilerinin serbest zaman özellikleri ve dış zaman
rekreasyon eğilimlerinin belirlenmesi. Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi, 15(2), 5362.
Özgenel, Ç., & Çetin, M. (2017). Marmara yaratıcı düşünme eğilimleri ölçeğinin geliştirilmesi:
Geçerlik ve güvenirlik çalışması. Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Eğitim
Bilimleri Dergisi, 46, 113-132. Doi: 10.15285/maruaebd.335087.
Paul, R., Elder, L., & Bartell, T. (2018). A brief story of the idea of critical thinking.
https://www.criticalthinking.org/pages/a-brief-history-of-the-idea-of-critical-
55
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3
thinking/408#:~:text=The%20intellectual%20roots%20of%20critical,their%20confident%20
claims%20to%20knowledge, (ET: 17.08.2020).
Sternberg, R. J. (2003). Creative thinking in the classroom. Scandinavaian Journal of Educational
Research, 47(3), 325-338. doi: https://doi.org/10.1080/00313830308595.
Şensoy, Ö., & Yıldırım, H. İ. (2017). Araştırma soruşturma tabanlı öğrenme yaklaşımının yaratıcı
düşünme ve bilimsel süreç becerilerine etkisi. Cumhuriyet International Journal of Education,
6(1), 34-46.
Taş, H. Y., Demirdöğmez, M., & Küçükoğlu, M. (2017). Geleceğimiz olan Z kuşağının çalışma
hayatına muhtemel etkileri. OPUS Uluslararası Toplum Araştırmaları Dergisi, 7(13), 10311048. doi: 10.26466/opus.370345.
Temizkan, M. (2011). Türkçe öğretiminde yaratıcı düşünmeyi geliştirme bakımından Nasreddin hoca
fıkraları. Mustafa Kemal Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 8(6), 195-223.
Tuzcuoğlu, N. (1995). Psikanaliz kuram ve özellikleri. Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi
Eğitim Bilimleri Dergisi, 7, 275-285.
Tütüncü, Ö. (2012). Rekreasyon ve rekreasyon terapisinin yaşam kalitesindeki rolü. Anatolia: Turizm
Araştırmaları Dergisi, 23(2), 248-252.
Wertheimer, M. (1985). A Gestalt perspective on computer simulations of cognitive processes.
Computers in Human Behavior, 1, 19-33. doi:https://doi.org/10.1016/0747-5632(85)90004-4.
Yaman, S., & Yalçın, N. (2005). Fen bilgisi öğretiminde probleme dayalı öğrenme yaklaşımının
yaratıcı düşünme becerisine etkisi. İlköğretim-online Dergisi, 4(1), 42-52.
Yaşar, M. C., & Aral, N. (2010). Yaratıcı düşünme becerelerinde okul öncesi eğitimin etkisi. Kurumsal
Eğitim Bilim Dergisi, 3(2), 201-209.
Zheng, L. (2002). Thinking styles and connitive development. The Journal of Genetic Psychology:
Research
and
Theory
on
Human
Development,
163(2),
179-195.doi:
https://doi.org/10.1080/00221320209598676.
İnternet Kaynakları:
Manchester
Evening
News.
Manchester
Evening
News,
https://www.manchestereveningnews.co.uk/business/business-news/generation-k-katnissnoreena-hertz-13387972, (ET: 05.10.2019).
Türk Dil Kurumu Sözlükleri. Türk Dil Kurumu, https://sozluk.gov.tr/, (ET: 19.08.2019).
Türkiye İstatistik Kurumu. Türkiye İstatistik Kurumu, http://www.tuik.gov.tr/HbPrint.do?id=27688,
(ET: 01.12.2019).
Yükseköğretim Kurumu. Yükseköğretim Kurumu, https://istatistik.yok.gov.tr/, (ET: 01.12.2019).
ATIF:
Kavlak, H.T., Bayram, A.T., Çelen, O. (2020). K Kuşağının Rekreasyona Katılımı ve Yaratıcı
Düşünme Eğilimi Arasındaki İlişki. Betül Bayazıt, Ercan Karaçar, Ozan Yılmaz (Ed.),
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3.Cilt içinde (ss. 44-56). Konya, Çizgi
Kitabevi Yayınları
56
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
BÖLÜM
5
OTEL ÇALIŞANLARININ MİZAH TARZLARI İLE
BOŞ ZAMAN DAVRANIŞLARI YÖNETİMİ
ARASINDAKİ İLİŞKİYE YÖNELİK BİR
ARAŞTIRMA
Ersin ARIKAN
Dr. Öğretim Üyesi, Sinop Üniversitesi,
[email protected]
Emre ÇİLESİZ
Dr. Öğretim Üyesi, Sinop Üniversitesi,
[email protected]
ATIF: Arıkan, E., Çilesiz, E. (2020). Otel Çalışanlarının Mizah Tarzları ile Boş
Zaman Davranışları Yönetimi Arasındaki İlişkiye Yönelik Bir Araştırma. Betül
Bayazıt, Ercan Karaçar, Ozan Yılmaz (Ed.), Spor ve Rekreasyon Araştırmaları
Kitabı-3.Cilt içinde (ss. 58-76). Konya, Çizgi Kitabevi Yayınları.
5.BÖLÜM
OTEL ÇALIŞANLARININ MİZAH TARZLARI İLE BOŞ ZAMAN
DAVRANIŞLARI YÖNETİMİ ARASINDAKİ İLİŞKİYE YÖNELİK BİR
ARAŞTIRMA
Ersin ARIKAN
Dr. Öğretim Üyesi, Sinop Üniversitesi,
[email protected]
Emre ÇİLESİZ
Dr. Öğretim Üyesi, Sinop Üniversitesi,
[email protected]
GİRİŞ
Zaman insanların hayatında en önemli konulardan birisidir. Bu kapsamda her insan günde 24
saate sahip olmakla birlikte herkesin zamanı kullanımı farklıdır. Birçok sektörde çalışanlar için farklı
çalışma saatleri belirlenmiş olmakla birlikte ortalama çalışma saati yaklaşık sekiz saattir. Bu sürenin
dışında kalan zamanı kişiler genellikle dinlenerek geçirmektedirler (Hariyanto, 2017). Sanayi
toplumlarında çalışma saatlerinin azaltılmasına yönelik istek ve gerekliliklerin gerçekleşmesi ve
zamanın kaydedilemez oluşu boş zaman yönetiminin önemini ortaya koymaktadır (Chin-Shyang ve
Cheng-Pin, 2012). İnsanların sağlığını ve yaşam kalitelerini önemli oranda etkilediği düşünülen
serbest zaman ve boş zaman kavramına yönelik farklı disiplinlerde konunun farklı yönlerine ilişkin
çalışmalar yapılmaktadır (Hansen, Dik ve Zhou, 2008). Boş zaman kişinin çalışma için yenilenmesi,
stresten uzaklaşması ve tekrar çalışmak için gerekli gücü toplaması için gereken zaman olarak da
değerlendirilebilir (Omay, 2008). Bu bağlamda değerlendirildiğinde kişilerin yenilenerek, daha az
stres veya stressiz bir biçimde güçlerinin tekrar toplanması ve bu kapsamda iş performanslarıyla
olumlu yönde bir ilişki olabileceği düşünülebilir. Eren Gümüştekin ve Öztemiz (2005) örgütlerin
başarı ve başarısızlıklarının değerlendirilmesinde çalışan rolünü belirttikleri çalışmada, örgütlerin
çalışanların stres kaynaklarını belirlemenin, stresin giderilmesinin veya kontrol altına alınmasının
önemini belirtmişlerdir. İş performansıyla doğrudan ilişkili olabileceği düşünülen stresin
değerlendirilerek bununla doğrudan ilişkili olabilecek boş zaman davranışlarının etkin bir biçimde
yönetilerek desteğin sağlanmasına yönelik işletme içi ve dışı çalışmalar ön plana çıkmaktadır.
Araştırma kapsamında üzerinde durulan diğer bir konu olan mizah tarzlarına yönelik çalışmaların
daha çok kişilik özellikleri, iletişim becerileri ve ruh sağlığı başlıklarında yoğunlaştığı görülmektedir
(Traş, Arslan ve Taş, 2011). Ayrıca mizah ve stres arasındaki ilişkinin farklı boyutlarıyla ele alınan
çalışmaların sayısı da artmaktadır (Recepoğlu ve Recepoğlu, 2018). Ancak literatürde stres, iletişim
becerileri ve ruh sağlığı ile ilişkili olabileceği düşünülen alt bir unsur olarak değerlendirilebilecek boş
zaman davranışlarının yönetimi ile mizah tarzları arasındaki ilişkiye yönelik çalışmalara
rastlanılmamıştır. Bu kapsamda değerlendirildiğinde çalışanların mizah tarzları ve boş zaman
davranışları arasındaki ilişkiyi incelemek ve demografik özelliklerle aralarındaki farklılıkları
belirlemek ilgili alana katkı sağlayabilecektir. Konaklama işletmeleri çalışanlarının mizah tarzları ve
58
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
alt boyutlarıyla hangi mizah tarzlarına sahip olduklarının boş zaman davranışları yönetimiyle
arasındaki ilişkinin belirlenmesi araştırmanın problemini oluşturmaktadır. Söz konusu çalışanların
sahip oldukları mizah tarzlarının belirlenmesi, boş zaman davranışlarını yönetmede ilişkili olup
olmadığının belirlenmesi ve çalışanların hangi mizah tarzlarına sahip olduklarının saptanması önem
taşımaktadır. Bu nedenle otel işletmeleri çalışanlarına yönelik gerçekleştirilen bu çalışmada önce,
mizah tarzları ile boş zaman davranışları kavramlarına yönelik özet bilgilere ve çalışmalara yer
verilmiş daha sonra araştırmanın amacı, yöntemi ve bulguları sunulmuştur. Araştırmanın sonunda
elde edilen istatistiki veriler neticesinde bulguların anlamları tartışılarak öneriler geliştirilmiştir.
BOŞ ZAMAN YÖNETİMİ
Özgürleşme ve iş dünyasının gereklilikleri ve zorlayıcılığı anlamını da taşıyan boş zaman,
iradi yönelmeler ve tercihleri kapsayan serbest olma zamanı ve yaşamı olarak da ifade edilirken
seçme/tercih, kaçış ve özgürlük anlamlarıyla da yakın ilişkilidir (Dağlı ve Hacıbektaşoğlu, 2015).
Uluslararası literatürde “leisure” olarak ifade edilen boş zaman, çalışma zamanı ve zorunlu
ihtiyaçların karşılandığı zamanın dışında kalan ve serbest zaman içerisinde değerlendirilen zaman
aralığı olarak da açıklanabilmektedir (Öztürk ve Tecimen, 2017). Boş zaman aktiviteleri aynı
zamanda serbest zaman aktiviteleri olarak da isimlendirilebilmektedir. Boş zamanlar bireylere
psikolojik, fiziksel ve zihinsel olarak tatmin sağlamaya yardımcı olan rekreasyon aktivitelerin bilinçli
bir şekilde değerlendirilmesi olarak da açıklanabilir (Arat ve Çalımlı, 2017). Boş zamanın geçmişten
günümüze değişen yapısıyla birlikte en yakın anlamı, endüstri devrimiyle kentleşme ve
modernleşme eşiğinde yeni bir yaşam tarzı fikriyle işgörenlerin çalıştıkları işyerlerinin dışındaki
zamanın kontrol edilmesiyle açıklanmaktadır (Güven, 2019). Bu bağlamda insan sağlığı üzerinde
olumsuz bir etkiye sahip olduğu bilinen stresli, rutin ve sıkıcı iş ve şehir yaşamıyla birlikte teknolojide
yaşanan gelişmelerle çalışma saatlerinin azalması, gelirlerin artması gibi etkenler boş zamanı
değerlendirmenin ve yönetiminin önemini ortaya koymaktadır (Can, 2015). Günümüz dünyasında
yaşamın devamının sağlanabilmesi istek ve ihtiyaçların gerçekleştirilebilmesi için çalışmak bir
zorunluluk haline gelmiştir. Ancak tamamen çalışma üzerine bir yaşam insanın doğasına uymaması
beraberinde dinlenme ve eğlenme zamanlarına vakit ayırma gerekliliği ortaya çıkmaktadır
(Yusufoğlu, 2017). Bazı ülkelerde veya ülkeler içerisindeki farklı şirketlerde benzer çalışma saatleri ile
farklı gelirler elde edilebilmektedir. İş dünyasında fazla çalışma ile fazla gelir elde etmek amacıyla
çalışan bireylerin yanı sıra daha az çalışma ile boş zamanlarını arttırma eğiliminde olan insanlar da
yer almaktadır (Yıldırım ve Akgün Güngör, 2019). Boş zamanda yapılan rekreatif faaliyetler kişilerin
fiziki sağlık gelişimleriyle birlikte ruh sağlığı, sosyalleşme, kişisel beceriler ve yetenekler, çalışma
başarısı ve iş verimine yönelik olumlu kazanımlar sağlamasının yanında kişisel mutluluğu da
beraberinde getirebilmektedir (Öztürk, 2018). Zamanlarının bir kısmını eğlenme ve fiziksel
59
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
aktivitelerle geçiren kişiler, çalışma dönemlerine yüksek enerji ve motivasyon sağlamış bir biçimde
devam edebilmektedirler (Yusufoğlu, 2017). Çalışma ortamının kişilere yüklediği stres, fiziksel
yorgunluklar ve psikolojik yıpranmaların giderilmesi ve azaltılmasında serbest zaman ön plana
çıkmaktadır. Serbest zaman, bireylerin çalışma ortamlarında verimliliklerin arttırabilmesinde ve
sosyal yaşamda önemlidir (Demir ve Demir, 2014). Serbest zaman ve boş zaman kavramları sıklıkla
aynı olarak kabul edilmekte ve aynı tanım içerisinde değerlendirilmektedir. Ancak boş zaman ve
serbest zaman kavramları arasında farklılıklar da bulunmaktadır (Öztürk, 2018). Boş zaman
genellikle çalışma yaşamıyla ilişkili değerlendirilmektedir. Bu bağlamda iş zamanından geriye kalan
ve içerisinde bağlayıcılıkla zorunluluktan uzak, kişinin iradesi ve isteğiyle tasarrufta bulunacağı bir
zaman dilimi olarak da açıklanabilmektedir (Aytaç, 2002). Özellikle çalışma hayatı ile ilişki kurulan
boş zaman olgusu, çalışma zamanı ile ilişki kurularak bu zamanın değerlendirilmesi biçimi üzerinde
durmaktadır. Bu kapsamda boş zamanların değerlendirilme biçimi iş yerindeki görev, iş performansı
gibi kavramlarla ilişkilendirilirken dinlenerek, neşe ve iyi bir motivasyonla değerlendirilen bu
zamanların iş hayatına olumlu katkı sağlayabileceği düşünülmektedir (Okumuş, 2015). Boş zaman,
farklı toplumlarda sınıf, statü, yaşam tarzı, tüketim, medya, kültür endüstrisi, yabancılaşma gibi
kavramlarla ilişkilendirilmiş olup bu ilişkiler toplumlarda zenginleşmeyi de ifade edebilmektedir
(Aytaç, 2006). Söz konusu refah düzeyinin artması bireylerin boş zamanlarının da artmasını
beraberinde getirmiştir. Özellikle modern toplumlarda rekreatif faaliyetler, serbest zaman
faaliyetleri olarak da nitelendirilen boş zaman davranışları, sağlıklı ve dengeli bir hayatın önemli bir
ögesi olarak değerlendirilmektedir (Akgün ve Çebi, 2020). Boş zamana gereken önemin verilmesi ve
gelişen iş dünyasında çalışanların daha fazla boş zaman elde edebilmesiyle birlikte çalışanlar iş
dışındaki zamanlarını daha etkin kullanma ve yönetme eğilimindedirler (Yersüren ve Özel, 2020).
Boş zaman davranışlarının etkili bir biçimde yönetilmesiyle bireylerin elde ettiği kazanımlar sadece
bu bireyler için değil iş yaşamıyla da doğrudan ilişkili olmasıyla yaşanılan toplum içinde önemlidir. Bu
sebeple gelişmiş olarak nitelendirilen ülkeler, bireylerin boş zamanlarını etkili ve verimli bir biçimde
yönetmelerine yardımcı olabilmesi açısından sağlanabilecek olanaklar üzerinde çalışmakta ve bunu
topluma sunmaktadırlar (Özdağ vd., 2009). Boş zaman yönetimi ile ilgili çalışmaların ulusal ve
uluslararası literatürde arttığı günümüz iş dünyası yönetim anlayışında farklı sektörlerde boş zaman
kavramı önemle üzerinde durulan bir konu haline geldiği söylenebilir. Bu kapsamda farklı sektörlerde
yapılan çalışmalardan Chin-Shyang ve Cheng-pin’in (2012) tatil köyü çalışanları üzerine yapmış
olduğu araştırmaya göre tatil köylerinde çalışanların serbest zaman yönetiminin boş zaman
kısıtlamaları üzerinde olumsuz etkiye sahip olduğunu belirtmektedir. Przepiorka ve Blachnio’nun
(2017) boş zaman yönetimi ve kişilik değişkenleri arasındaki ilişkiyi belirlemeye yönelik yapmış
olduğu araştırmaya göre ise kişilik özellikleri ile boş zaman değişkenleri arasında anlamlı ilişki
olduğunu tespit etmişlerdir. Wang’ın (2018) serbest zaman yönetimi, boş zaman sıkıntısı ve internet
60
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
bağımlılığı arasındaki ilişkileri araştırmak için yapmış olduğu araştırma sonucuna göre serbest zaman
yönetiminin boş zaman can sıkıntısını azalttığı ve boş zaman can sıkıntısının internet bağımlılığını
artırdığını vurgulamışlardır. Ayrıca, boş zaman sıkıntısının serbest zaman yönetimi ve internet
bağımlılığı arasında ayrı bir arabulucu olarak rol oynadığını belirtmişlerdir. Wang ve Kao’nun (2011)
serbest zaman yönetimi önlemleri ile yaşam kalitesi arasındaki ilişkiyi tanımlamak için yapmış
oldukları araştırma ile serbest zaman yönetimi ile yaşam kalitesi arasında pozitif bir ilişki olduğu
sonucuna ulaşmışlardır. Araştırma sonucuna göre boş zamanlarını yöneten kişilerin bilinçli olarak
daha iyi bir yaşam kalitesine sahip olduğunu göstermektedir. Wang ve arkadaşlarının (2012)
Tayvan’da yapmış olduğu araştırmaya göre serbest zaman yönetiminin beş boyutunun boş zaman
can sıkıntısı ile önemli negatif ilişkilere sahip olduğunu; serbest zaman yönetimine ait dört boyutun
da boş zaman sıkıntısına önemli katkılarının olduğunu belirtmektedir. Bertsch ve arkadaşlarının
(2017) Amerika’da yer alan üniversitelerde öğrenim gören öğrenciler üzerinde yapmış olduğu
araştırmaya göre zaman yönetimi beceri ve bağlılıklarının ebeveynler bağlılığı, istihdam durumları,
ders saatleri gibi niteliksel değişkenlere bağlı olarak değiştiğini göstermektedir. Yaşartürk, Akyüz ve
Karataş (2018) Rekreasyon bölümü öğrencilerinin boş zaman yönetimi ile akademik başarılarını
etkileyen örgütsel faktöreler arasındaki ilişkiyi inceledikleri araştırmada, boş zaman yönetimi ve
akademik başarı düzeylerinin cinsiyet, sınıf, rekreatif etkinliklere katılma gibi değişkenlere göre
farklılık gösterdiği sonucuna ulaşılmıştır. Boş zaman yönetimini olumlu ve doğru bir şekilde
uygulanmasının akademik başarı düzeylerini de olumlu yönde arttırabileceğini belirtmişlerdir.
Boş Zaman Yönetimi ile ilgili yapılan çalışmalar
Boş zaman yönetimi ile ilgili alanyazında çeşitli araştırmalar yer almaktadır. Bu araştırmalara
bakıldığında:
Przepiorka ve Blachnio’nun (2017) boş zaman yönetimi ve kişilik değişkenleri arasındaki
ilişkiyi belirlemeye yönelik yapmış olduğu araştırmaya göre kişilik özellikleri ile boş zaman
değişkenleri arasında anlamlı korelasyon olduğunu tespit etmişlerdir.
Chin-Shyang ve Cheng-pin’in (2012) tatil köyü çalışanları üzerine yapmış olduğu araştırmaya
göre tatil köylerinde çalışanların serbest zaman yönetiminin boş zaman kısıtlamaları
üzerinde olumsuz etkiye sahip olduğunu göstermektedir.
Wang’ın (2018) serbest zaman yönetimi, boş zaman sıkıntısı ve internet bağımlılığı
arasındaki ilişkileri araştırmak için yapmış olduğu araştırma sonucuna göre serbest zaman
yönetiminin boş zaman can sıkıntısını azalttığı ve boş zaman can sıkıntısının internet
bağımlılığını artırdığını göstermektedir. Ayrıca, boş zaman sıkıntısının serbest zaman
61
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
yönetimi ve internet bağımlılığı arasında ayrı bir arabulucu olarak rol oynadığını ortaya
koymuştur.
Wang ve Kao’nun (2011) serbest zaman yönetimi önlemleri ile yaşam kalitesi arasındaki
ilişkiyi tanımlamak için yapmış olduğu araştırma ile serbest zaman yönetimi ile yaşam
kalitesi arasında pozitif bir ilişki olduğunu ortaya koymuştur. Araştırma sonucuna göre boş
zamanlarını yöneten kişilerin bilinçli olarak daha iyi bir yaşam kalitesine sahip olduğunu
göstermektedir.
Wang ve arkadaşlarının (2012) Tayvan’da yapmış olduğu araştırmaya göre serbest zaman
yönetiminin beş boyutunun boş zaman can sıkıntısı ile önemli negatif ilişkilere sahip
olduğunu; serbest zaman yönetimine ait dört boyutun da boş zaman sıkıntısına önemli
katkılarının olduğunu göstermektedir.
Bertsch ve arkadaşlarının (2017) Amerika’da yer alan üniversitelerde öğrenim gören
öğrenciler üzerinde yapmış olduğu araştırmaya göre zaman yönetimi beceri ve bağlılıklarının
ebeveynler bağlılığı, istihdam durumları, ders saatleri gibi niteliksel değişkenlere bağlı olarak
değiştiğini göstermektedir.
MİZAH TARZLARI
Mizah, binlerce yıldır insanoğlunun davranışsal repertuarının bir parçası olmakla birlikte
öznel yapısı gereği tarifi zor ve tanımlanması güç bir kavramdır (Polimeni ve Reiss, 2006). Tarih,
psikoloji, sosyoloji, edebiyat vb. birçok disiplin tarafından farklı tanımlamalara sahiptir. Pearce ve
Hajizada’ye (2014) göre mizahi içerik komik olma niyetiyle verilen herhangi bir mesajdır ve bireysel
düzeyde insanlar mizahı; bir üstünlük ifadesi olarak, gerginliği azaltmak ve uyumsuzluklarla başa
çıkmak için kullanırlar. Sosyal anlamda işlevsel bir değer olarak bahsedilen mizah (Sherman, 1988),
insanın varoluşsal bir bileşeni olarak tanımlanmakta ve sosyal ilişkilerin kurulmasında,
kolaylaştırılmasında ve sona erdirilmesinde önemli olduğu vurgulanmaktadır (Warnars-Kleverlaan,
Oppenheimer ve Sherman, 1996). Robert ve Yan (2007) mizahı, üretici tarafından seyirciye karşı
yapılan kasıtlı bir sosyal iletişim olarak tanımlamaktadır. Kasıtsız olarak ortaya çıkan mizah türleri
sosyal iletişime etki etmediği için mizahı kasıtlı yapılan bir eylem olarak ele almışlardır. Golger (2018)
mizahı, insanları güldüren aykırı fikirler içeren bir iletişim biçimi olarak; Romero ve Cruthirds (2006)
birey, grup veya organizasyonda olumlu duygular ve bilişler üreten eğlenceli iletişimler olarak
tanımlamıştır. Smith ve Khojasteh (2014)’e göre mizah uygun şekilde kullanıldığında daha iyi bir
çalışma ortamı yaratabilen örgütsel bir araç olmakla birlikte iş yerinde stresi azaltmaktadır. Ayrıca
mizahın yaratıcılığı arttırdığı (Amjed ve Tirmzi 2016), alışkanlık haline getirmenin fiziksel sağlığı
etkilediği de bilinmektedir (Richards ve Kruger, 2017).
62
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
Mizah duygusu, mizahı üretme ve mizah anlama süreçlerini içerir. Mizahı anlama, bir şakayı
anlama veya elde etme sürecidir. Mizahı takdir etme, bir şakayı veya espriyi iyi veya kötü olarak
değerlendirme yeteneğidir. Başka bir deyişle, bir şakayı aldıktan sonra onun ne kadar komik
olduğunu algılamaktır. Bu yüzden mizah takdiri için öncelikle mizah anlayışı gereklidir (Köhler ve
Ruch, 1996).
Mizah duygusunu bir kişilik özelliği ya da bireysel farklılık değişkeni olarak tanımlayan Martin
ve arkadaşları (2003); mizahı çok yönlü bir yapı olarak ele almakta ve (1) bilişsel bir yetenek, (2)
estetik bir tepki, (3) alışılagelmiş bir davranış kalıbı, (4) duygusal bir mizaç özelliği, (5) bir tutum, (6)
başa çıkma stratejisi veya savunma mekanizması olarak kavramsallaştırmaktadır. Kavramın çok
yönlülüğü kendisini farklı boyutlarda ortaya çıkarmaktadır. Şekil 1’de de görüldüğü üzere Martin ve
arkadaşları (2003), mizah türlerini 4 farklı boyutta ele almıştır.
Kendine Yönelik
Kendini Geliştirici Mizah
Kendini Yıkıcı Mizah
Faydalı
Zararlı
Başkasına Yönelik
Katılımcı Mizah
Saldırgan Mizah
Şekil 1. Martin vd. (2003) Mizah Tarzları Modeli
Mizah türlerinin ilki olan kendini geliştirici mizah sergileyen insanlar, hayata mizahi bir bakış
açısı ile bakar ve hayatın kaçınılmaz sıkıntılarından aşırı derecede rahatsız olmazlar. Bu mizah tarzı,
olumlu bir bakış açısının korunmasına yardımcı olan, stresle başa çıkma mekanizmasıdır (Romero ve
Cruthirds, 2006). Kendini geliştirici mizah, anlatıcının hayatın dert ve sıkıntıları hakkında olumlu ve
eğlenceli bir bakış açısı sürdürmesine izin veren mizah anlamına gelir. Öte yandan, kendini yıkıcı
mizah, kendini aşırı derecede aşağılayıp başkalarına karşı hoşnutsuzluk yaratma anlamına
gelmektedir. Kendini geliştirici ve kendini yıkıcı mizah arasındaki sınır çok da belirgin değildir (Janes
ve Olson, 2010). İnsanlar, başkaları tarafından aşağılanmaktan ya da küçümsenmekten korumak için
bu tarz mizahı kullanmaktadır.
Katılımcı mizahı kullanan insanlar, başkalarıyla şakalaşır ve onları sosyal etkileşimi
geliştirmeye odaklanan mizah biçimleriyle cezbeder. Bir gruba özgü komik hikaye ve şakaları, sosyal
etkinlikler sırasında insanlara yapılan iyi huylu pratik şakaları içerir (Romero ve Cruthirds, 2006).
Başkalarını eğlendirmek için esprili olma eğilimini ifade eder. Bu mizah türü; kişilerarası ilişkileri
geliştiren, düşmanca olmayan, hoşgörülü bir mizah kullanımını temsil eder. Başkalarıyla alay etmek
genellikle saldırgan mizah kategorisine girerken, bazen yakın ilişkilerde olan insanlar sevgiyle
birbirleriyle alay ederler ve diğer kişinin zayıflıklarıyla dalga geçerler (Janes ve Olson, 2010).
Mizah türlerinin sonuncusu olan saldırgan mizah türünü kullanan bireyler genellikle alaycı bir
tehdit ile başkalarını manipüle etmeyi amaçlar. Kandırmaya, küçük düşürmeye ve aşağılamaya
neden olmak için bu türü kullanırlar (Romero ve Cruthirds, 2006). Bu mizah türü kişinin başkalarıyla
63
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
olan ilişkilerini yok etme pahasına kendini yüceltmenin bir yolu olarak görülmektedir (Kazarian ve
Martin, 2004).
YÖNTEM
Araştırmanın yöntem başlığında araştırmanın modeli (deseni), çalışma grubu, veri toplama
araçları, sınırlılıklar ve verilerin analizi ile yorumlanması konuları yer almaktadır. Otel işletmeleri
çalışanlarının mizah tarzlarına yönelik algıları ile boş zaman davranışlarının yönetiminin bazı
değişkenler açısından incelenmesini konu alan bu çalışma nicel yöntem kapsamında yürütülmüştür.
Bu araştırmanın amacı, konaklama işletmelerinde çalışanların sahip oldukları mizah tarzları ile boş
zaman değerlendirme davranışları arasında ilişki olup olmadığını incelemektir. Mizah kavramı ile
ilgili turizm sektöründe konaklama işletmeleri çalışanlarını kapsayan çok fazla çalışmaya
rastlanılmamaktadır. Bu bağlamda mizah tarzları ile kişilerin boş zaman yönetimine bakış açılarını
belirlemeye ilişkin ilgili yazında çalışma bulunamaması nedeniyle literatüre katkı sağlayabileceği
düşünülmektedir. Değişkenler arası ilişkileri belirlemek amacıyla çalışılan ilişkisel araştırma
(Büyüköztürk vd., 2008) söz konusu bu çalışmada araştırma deseni olarak belirlenmiştir. Çalışmada
otel çalışanlarından elde edilen nicel veriler SPSS 23 paket programı ile analiz edilmiştir. Araştırmaya
katılan otel çalışanlarına ilişkin frekans ve yüzde hesaplamaları yapılmıştır. Veri setinin güvenilirlik
analizi Cronbach Alfa katsayısı ile test edilmiştir. Ölçek alt düzeylerinin normallik testi yapılarak
çarpıklık ve basıklık değerleri incelenmiştir. Mizah tarzları ve boş zaman davranışları yönetimine
yönelik boyutların belirlenen demografik değişkenlere (cinsiyet, eğitim, yaş, medeni durum, turizm
tecrübe, eğitim durumu, işletme içinde görev, çalışılan bölüm) göre anlamlı bir farklılık gösterip
göstermediğinin tespiti için Bağımsız Örneklem t Testi ve Tek Yönlü Varyans Analizi (Anova)
yapılmıştır. Mizah tarzları ve boş zaman davranışları yönetimi alt boyutları arasındaki ilişkinin
incelenmesi için Pearson Korelasyon Analizinden yararlanılmıştır. Araştırmanın genel evrenini otel
çalışanları, çalışma evreninin ise Akdeniz bölgesi Antalya’da faaliyet gösteren küçük, orta ve büyük
ölçekli otel işletmelerinde yiyecek-içecek, önbüro, kat hizmetleri, idari hizmetler, teknik-güvenlik
bölümünde çalışanlar ve yöneticiler oluşturmaktadır. Kolayda örnekleme tekniği ile otel
işletmelerinden 281 adet anket toplanmıştır. Hatalı ve eksik doldurulduğu tespit edilen 29 anket
değerlendirme dışında tutulmuş, 252 adet anket değerlendirilmiştir. Söz konusu anketler 2020 Mayıs
ve Temmuz ayları arasında yüz yüze ve Google form tarafından oluşturulan çevrimiçi anket formu ile
elde edilmiştir. Araştırmada kullanılan ölçeklerden mizah tarzları ölçeği Martin vd., (2003) tarafından
geliştirilen Yerlikaya (2003) tarafından uyarlanan kendini geliştirici, katılımcı, saldırgan, kendini yıkıcı
mizah boyutlarından ve 32 maddeden oluşan ölçektir. Boş zaman yönetimi ölçeği Wang ve
arkadaşları (2011) tarafından geliştirilen Akgül ve Karaküçük (2015) tarafından Türkçe’ye uyarlama
çalışması yapılmış amaç belirleme ve yöntem, değerlendirme, boş zaman tutumu, programlama
64
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
boyutlarıyla 15 maddeden oluşmaktadır. Kullanılan ölçeklerin Cronbach Alfa (α) katsayıları boş
zaman yönetimi ölçeği için 0,911, mizah tarzları ölçeği için 0,871’dir. Bu sonuçlar ile ölçeklerin yüksek
düzeyde (α>0,70) güvenilir olduğunu göstermektedir. Araştırmanın temel soruları;
1) Konaklama işletmelerinde çalışanların mizah tarzları yüksek midir?
2) Konaklama işletmelerinde çalışanların boş zaman yönetimi algıları yüksek midir?
3) Konaklama işletmeleri çalışanların mizah tarzları ile boş zaman davranışlarının yönetimi
arasında anlamlı bir ilişki var mıdır?
Araştırma soruları doğrultusunda araştırmanın hipotezleri;
H1: Konaklama işletmeleri çalışanlarının mizah tarzları ile boş zaman davranışları yönetimi
arasında bir ilişki bulunmaktadır.
H2: Konaklama işletmeleri çalışanlarının demografik özellikleri (Cinsiyet, Yaş, Medeni
Durum, Eğitim Durumu, Turizm Eğitimi Durumu, İşletme Görevi, Çalışılan Bölüm, Turizm
Tecrübe Süresi) mizah tarzları ile boş zaman yönetimi arasındaki ilişkiyi etkilemektedir.
Araştırma otel çalışanlarının ölçme araçlarına vermiş oldukları yanıtlarla sınırlıdır.
Araştırmanın Covid-19 pandemi süresince kapalı olan otellerin araştırma dışında tutulması
zorunluluğu
gerçeği
araştırma
sonuçlarının
yorumlanmasında
genellemeler
yapılmasını
zorlaştırmaktadır.
BULGULAR
Araştırmaya ilişkin katılımcıların demografik özelliklerinden cinsiyet, yaş, çalışılan pozisyon,
turizm eğitimi alma durumu, medeni durum, eğitim düzeyleri ve otel içerisinde çalışılan bölüm ile
turizm sektöründeki tecrübe süreleri dağılımları Tablo 1’de verilmiştir.
Tablo 1. Katılımcıların Bazı Sosyo-Demografik Özelliklere Göre Dağılımları
Sosyo
Demografik
Özellikler
Cinsiyet
n
%
n
%
Yönetici
İşgören
30
228
11,6
88,4
Önbüro
Yiyecek-İçecek
Bölümü
Kat Hizmetleri
Hizmet Bölümü
(Teknik-Güvenlik)
62
106
24,0
41,1
32
30
12,4
11,6
İşletme
Görev
Kadın
Erkek
72
186
27,9
72,1
Ortaöğretim ve Altı
Yükseköğretim
Lisansüstü
102
136
20
39,5
52,7
7,8
Eğitim
Yaş
18-25 yaş
104
40,3
65
Bölüm
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
26-34 yaş
35-44 yaş
45-54 yaş
55 yaş ve üzeri
64
52
32
6
24,8
20,2
12,4
2,3
Aldım
Almadım
88
170
34,1
65,9
Evli
Evli değil
70
188
27,1
72,9
İdari Hizmetler
28
10,9
3 yıl ve az
4-7 yıl arası
8-14 yıl arası
15 ve üzeri
112
76
56
14
43,4
29,5
21,7
5,4
Tecrübe
Turizm Eğitimi
Medeni Durum
Tablo 1’e göre katılımcıların demografik özellikler açısından dağılımı incelendiğinde erkek
katılımcıların %72,1, kadın katılımcıların %27,9’dan oluşmaktadır. Bu katılımcıların medeni
durumlarına göre evli olanlar %27,1 iken evli olmayan katılımcılar ise yüksek oranda %72,9’dır.
Katılımcıların yarısından fazlası (%52,7) ön lisans ve lisans mezunu kişilerden oluşurken ortaöğretim
ve altı katılımcılar %39,5, lisansüstü mezunu %7,8’dir. Yaş dağılımları incelendiğinde en yüksek
grubun %40,3 ile 18-25 yaş arası olduğu, bu grubu 26-34 yaş (%24,8) ve 35-44 yaş arası (%20,2)
izlemektedir. Diğer gruplara oranla daha düşük katılımın sağlandığı gruplar ise 45-54 yaş (%12,4) ve
55 yaş ve üzeri (%2,3) katılımcılardan oluşmaktadır. Bu bağlamda katılımcıların genç yaş grubu
ağırlıklı olduğu söylenebilir. Turizm eğitimi alma durumlarına göre katılımcıların yüksek bir oranda
(%65,9) turizm eğitimi almayan katılımcılardan oluştuğu, turizm eğitimi alanlar ise %34,1’dir. Üst
düzey yöneticiler %11,6 gibi düşük bir oranda katılım gösterirken orta kademe yöneticiler ve iş
görenlerin dâhil olduğu grup iş görenler ise %88,4 gibi yüksek bir orandadır. Katılımcıların otel
işletmelerinde görev aldıkları bölümlere göre dağılımlarında en yüksek katılımın sağlandığı grup
%41,1 ile yiyecek-içecek bölümüdür. Araştırmada ön büro bölümünde çalışan katılımcıların oranı
%24, kat hizmetleri bölümünde çalışanlar %12,4 ve yakın oranda %11,6 oranında teknik ve güvenlik
bölümünü
oluşturan
hizmet
bölümündeki
katılımcılardır.
Turizm
sektöründeki
tecrübe
dağılımlarında %43,4 gibi yüksek oranda 3 yıl ve daha az katılımcıların araştırmaya katıldığı
belirlenmiştir. Bu katılımcı grubunu %29,5 ile 4-7 yıl arası tecrübeye sahip katılımcılar ve 8-14 yıl arası
(%21,7) tecrübeye sahip katılımcılar oluşturmaktadır. Bütün bu gruplar içerisinde en düşük düzeyde
katılım sağlayan katılımcı grubu %5,4 ile 15 ve üzeri turizm tecrübesine sahip olanlardır.
Tablo 2. Cinsiyete Göre Mizah Tarzları ve Boş Zaman Yönetimi Puanları Bağımsız Örneklemler T
Testi Sonuçları
Mizah Tarzları
Boş Zaman Yönetimi
Cinsiyet
N
Ortalama ( )
s.s
p
Kadın
Erkek
Kadın
Erkek
72
186
72
186
3,97
3,92
3,38
3,45
1,33
1,42
,613
,715
,802
66
,424
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
Tablo 2’ye göre otel işletmelerinde çalışan iş gören ve yöneticilerin mizah tarzları ve boş
zaman yönetimi algılarına göre cinsiyet grupları ile bağımsız örneklemler t testi sonuçları
değişkenler arasında anlamlı farklılıklar olmadığı sonucuna ulaşılmıştır (p>0,05).
Tablo 3. Katılımcıların Medeni Durumlarına Göre Mizah Tarzları ve Boş Zaman Yönetimi Puanları
Bağımsız Örnekleme T Testi Sonuçları
Mizah Tarzları
Boş Zaman Yönetimi
Medeni
Durum
Evli
Evli değil
Evli
Evli Değil
N
Ortalama ( )
s.s
p
70
188
70
188
2,67
4,41
2,59
3,74
1,12
1,17
,557
,415
,000*
,000*
* p<0,05
Tablo 3’e göre katılımcıların algıladıkları mizah tarzları ve boş zaman yönetimlerine ilişkin
görüşlerine yönelik bağımsız örneklemler t testi sonuçlarına göre değişkenler arasında anlamlı bir
fark olduğu sonucuna ulaşılmıştır (p<0,05). Katılımcıların algıladıkları mizah tarzları düzeyleri evli
olmayan katılımcıların (x̄= 4,41) evli olanlara (x̄=2,67) göre çok daha yüksek olduğu belirlenmiştir
(p<0,05). Boş zaman yönetimine yönelik görüşlerin medeni durumlarına göre farklılaşıp
farklılaşmadığını belirlemek amacıyla yapılan analiz sonucunda evli olmayan katılımcıların (x̄=3,74)
evli katılımcılara (x̄=2,59) göre daha yüksek düzeyde boş zaman yönetimine ilişkin daha olumlu
görüş bildirdikleri sonucuna ulaşılmaktadır (p<0,05).
Tablo 4. Katılımcıların İşletme İçerisindeki Pozisyonlarına Göre Mizah Tarzları ve Boş Zaman
Yönetimi Puanları Bağımsız Örneklemler T Testi Sonuçları
Mizah Tarzları
Boş Zaman Yönetimi
Pozisyon
İşgören
Yönetici
İşgören
Yönetici
N
228
30
228
30
Ortalama ( )
3,94
3,87
3,41
3,61
s.s
1,37
1,54
,679
,732
p
,799
,125
Tablo 4’te görüldüğü gibi, üst düzey yöneticiler ile alt kademe iş görenlerin mizah tarzları
puanları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık yoktur (p=0,799; p>0,05). Benzer bir biçimde
üst düzey yöneticiler ile alt kademe iş görenlerin boş zaman yönetimi puanları arasında da anlamlı
bir farklılık olmadığı belirlenmiştir (p=0,125; p>0,05). Yöneticiler ve iş görenlerin yaklaşık olarak aynı
oranda mizah tarzları puanına sahipken aynı grubun boş zaman yönetimi puanları da birbirine yakın
ortalama değerlerden oluşmaktadır.
67
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
Tablo 5. Katılımcıların Turizm Eğitimi Alma Durumlarına Göre Mizah Tarzları ve Boş Zaman
Yönetimi Puanları Bağımsız Örneklemler T Testi Sonuçları
Mizah Tarzları
Boş Zaman Yönetimi
Turizm Eğitimi
Aldım
Almadım
Aldım
Almadım
N
88
170
88
170
Ortalama (x̄)
4,35
3,72
3,60
3,34
s.s
1,18
1,44
,548
,736
p
,001*
,004*
* p<0,05
Turizm eğitimi alan katılımcıların turizm eğitimi almayanlarla arasındaki farklılığın mizah
tarzlarına göre karşılaştırıldığı analiz sonuçlarına göre turizm eğitimi alan katılımcıların mizah
tarzlarına ilişkin algılarının (x̄=4,35) turizm eğitimi almayanlara (x̄= 3,72) göre daha yüksek olduğu
belirlenmiştir (p<0,05). Boş zaman yönetimine yönelik otel çalışanlarının görüşlerinde turizm eğitimi
alanların (x̄= 3,60) turizm eğitimi almayanlara (x̄= 3,34) göre daha yüksek olduğu sonucuna
ulaşılmıştır (p<0,05).
Tablo 4. Katılımcıların Mizah Tarzları ve Boş Zaman Yönetimi Algılarına İlişkin Görüşlerinin Eğitim
Gruplarına Göre Karşılaştırılmasına Ait Varyans Sonuçları
Eğitim Durumu
Mizah Tarzları
Boş Zaman Yönetimi
N
102
136
20
102
136
20
Ortaöğretim ve Altı
Yükseköğretim
Lisansüstü
Ortaöğretim ve Altı
Yükseköğretim
Lisansüstü
x̄
3,61
4,18
3,95
3,25
3,53
3,71
Std.
Sapma
1,52
1,21
1,58
,809
,524
,800
F Değeri
p
5,065
,007
6,757
,001
* p<0,05
İş görenlerin ve yöneticilerin mizah tarzları ve boş zaman yönetimine yönelik görüşlerinin
eğitim gruplarına göre karşılaştırılmasına yönelik varyans analizi (Anova) sonuçlarının yer aldığı tablo
4’e göre her iki değişkenin de eğitim grupları ile anlamlı bir farklılık olduğu sonucuna ulaşılmıştır
(p<0,05). Lisansüstü eğitime sahip katılımcıların mizah tarzları algılarına yönelik puanları (x̄=3,95)
olarak belirlenmiştir. Ortaöğretim ve altı eğitime sahip çalışanların mizah tarzları puanı (x̄=3,61) en
düşük, Yükseköğretim mezunu olan çalışanların puanı (x̄=4,18) en yüksek olarak hesaplanmıştır
(F=5,065; p<0,05). Çalışanların boş zaman yönetimine yönelik algılarının eğitim durumu yükseldikçe
arttığı sonucuna ulaşılmıştır. Bu kapsamda ortaöğretim ve altı mezunu çalışanların boş zaman
yönetimi puanları diğer gruplara göre en düşük düzeyde gerçekleşmiştir. Bu grubu sırasıyla
yükseköğretim mezunu çalışanlar (x̄=3,53) ve lisansüstü çalışanlar (x̄=3,71) takip etmektedir (F=6,757;
p<0,05).
68
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
Tablo 5. Katılımcıların Mizah Tarzları ve Boş Zaman Yönetimi Algılarına İlişkin Görüşlerinin Yaş
Gruplarına Göre Karşılaştırılmasına Ait Varyans Sonuçları
Mizah Tarzları
Boş Zaman Yönetimi
Yaş
N
18-25 yaş arası
26-34 yaş arası
35-44 yaş arası
45-54 yaş arası
55 yaş ve üzeri
18-25 yaş arası
26-34 yaş arası
35-44 yaş arası
45-54 yaş arası
55 yaş ve üzeri
104
64
52
32
6
104
64
52
32
6
Aritm.
Ort.
4,61
4,67
2,96
2,24
1,91
3,70
3,79
3,07
2,63
2,35
Std.
Sapma
1,02
,982
1,14
,692
,403
,501
,382
,722
,538
,500
F
Değeri
p
61,753
,000*
43,671
,000*
* p<0,05
Otel çalışanlarının mizah tarzlarına yönelik görüşlerinin yaş gruplarına göre farklılaşıp
farklılaşmadığına yönelik yapılan varyans analizi (Anova) sonuçlarına göre anlamlı farklılık olduğu
sonucuna ulaşılmıştır (p<0,05). Tablo 5’e göre otel çalışanlarının yaş gruplarına göre mizah tarzları
puanları karşılaştırıldığında yaş grubu 55 yaş üzeri olan çalışanların mizah tarzları en düşük (x̄=1,91),
26-34 yaş arası (x̄=4,67) en yüksek puana sahip iken ardından sırasıyla 18-25 yaş arası (x̄= 4,61), 35-44
yaş arası (x̄=2,96) ve 45-54 yaş arası (x̄=2,24) gruplarıdır (F=61,753; p<0,05). Boş zaman yönetimine
yönelik otel çalışanlarının görüşleri yaş grupları ile varyans analizi ile incelendiğinde anlamlı bir
farklılık olduğu belirlenmiştir (p<0,05). Yaş gruplarına göre 26-34 yaş arası (x̄=3,79) grubun en yüksek
düzeyde puana sahip oldukları bu grubu sırasıyla 18-25 yaş arası (x̄=3,70) çalışanlar, 35-44 yaş arası
(x̄=3, 07) ve 45-54 yaş arası (x̄=2,63) takip etmektedir. En düşük düzeyde puana sahip olan grup ise 55
yaş üzeri (x̄=2,35) çalışanlardır (F=43,671; p<0,05).
Tablo 6. Katılımcıların Mizah Tarzları ve Boş Zaman Yönetimi Algılarına İlişkin Görüşlerinin Turizm
Tecrübe Gruplarına Göre Karşılaştırılmasına Ait Varyans Sonuçları
Mizah Tarzları
Boş Zaman Yönetimi
Tecrübe
N
3 yıl ve az
4 ve 7 yıl arası
8 ve 14 yıl arası
15 ve üzeri
3 yıl ve az
4 ve 7 yıl arası
8 ve 14 yıl arası
15 ve üzeri
112
76
56
14
112
76
56
14
Aritm.
Ort.
4,62
3,92
3,00
2,33
3,66
3,55
3,11
2,27
Std.
Sapma
1,02
1,34
1,32
1,03
,427
,606
,789
,790
F
Değeri
p
32,136
,000*
29,366
,000*
* p<0,05
Tablo 6’da çalışanların mizah tarzları ve boş zaman yönetimi algılarına yönelik görüşlerinin
turizm tecrübelerine göre farklılaşıp farklılaşmadığının belirlenmesine yönelik yapılan varyans
(Anova) analizinde değişkenler arasında anlamlı farklılıklar olduğu sonucuna ulaşılmıştır (p<0,05).
Mizah tarzlarına yönelik görüşlerin 3 yıl ve daha az (x̄=4,62) turizm tecrübesine sahip olan
69
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
çalışanlarda diğer gruplara göre daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Mizah tarzlarına yönelik
görüşlerin turizm tecrübesi arttıkça düştüğü sonucuna ulaşılmıştır. En düşük düzeyde mizah tarzı
algısına sahip grubun 15 yıl ve üzeri (x̄=2,33) turizm tecrübesine sahip çalışanlardan, bu grubu
sırasıyla 8-14 yıl arası (x̄=3,00) ve 4-7 yıl arası (3,92) turizm tecrübesine sahip çalışanlardan oluştuğu
tespit edilmiştir (F=32,136; p<0,05). Boş zaman yönetimine yönelik otel çalışanlarının görüşlerinin
turizm tecrübelerinde göre ortalamaları değerlendirildiğinde turizm tecrübesi arttıkça boş zaman
yönetimine yönelik görüşlerinin ortalama puanları azalmaktadır. Diğer bir ifade ile 3 yıl ve altı (x̄=
3,66) turizm tecrübesine sahip katılımcıların boş zaman yönetimine yönelik görüşleri en yüksek, bu
grubu sırasıyla 4-7 yıl arası (x̄= 3,55) ve 8-14 yıl arası (x̄= 3,11) turizm tecrübesine sahip çalışanlar
izlemektedir. En düşük boş zaman yönetimi algısına sahip katılımcı grubu 15 yıl ve üzeri (x̄= 2,27)
turizm tecrübesine sahip katılımcı grubudur (F=29,366; p<0,05).
Tablo 7. Katılımcıların Mizah Tarzları ve Boş Zaman Yönetimi Algılarına İlişkin Görüşlerinin
Bölümlere Göre Karşılaştırılmasına Ait Varyans Sonuçları
N
Mizah Tarzları
Boş Zaman Yönetimi
Önbüro
Yiyecek İçecek
Kat Hizmetleri
İdari Birimler
Hizmet (TeknikGüvenlik)
Önbüro
Yiyecek İçecek
Kat Hizmetleri
İdari Birimler
Hizmet (TeknikGüvenlik)
62
106
32
28
30
Aritm.
Ort.
3,85
4,13
3,98
4,32
3,00
Std.
Sapma
1,19
1,31
1,49
1,47
1,52
62
106
32
28
30
3,50
3,35
3,52
3,85
3,11
,362
,683
,718
,751
,911
F
Değeri
p
4,786
,001*
5,164
,001*
* p<0,05
Araştırmaya katılan çalışanların mizah tarzları ve boş zaman yönetimi konusunda otel
içerisindeki bölümlerine göre puanlarının dağılımı Tablo 7’de verilmektedir. Mizah tarzları ve boş
zaman yönetimine yönelik otel çalışanlarının görüşleri otel içerisinde çalıştıkları bölümlere göre
anlamlı bir farklılık göstermektedir (p<0,05). İdari birim hizmetlerinde çalışanlarının (x̄=4,32) mizah
tarzlarına yönelik görüşlerinin yiyecek içecek bölümü (x̄=4,13), ön büro bölümü (x̄=3,85) ve kat
hizmetleri bölümünde (x̄=3,98) çalışanlara oranla daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Hizmet bölümü
(teknik ve güvenlik) çalışanlarının (x̄= 3,00) en düşük ortalamaya sahip olduğu sonucuna ulaşılmıştır
(F= 4,786; p<0,05). Boş zaman yönetimine yönelik katılımcı görüşleri değerlendirildiğinde idari birim
hizmetlerinde (x̄=3,85) çalışan katılımcıların puanı diğer gruplara kat hizmetleri (x̄=3,52), ön büro
(x̄=3,50) yiyecek içecek bölümüne (x̄=3,35) göre daha yüksektir. Teknik servis ve güvenlik (x̄=3,11)
bölümünü kapsayan hizmetler bölümü çalışanlarının boş zaman yönetimi algıları en düşük düzeyde
gerçekleşmiştir (F= 5,164; p<0,05). Mizah tarzları ve boş zaman davranışları yönetimi ve demografik
70
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
ilişkiler arasındaki farklılıklar incelendiğinde araştırma soruları kapsamında oluşturulan H2 hipotezi
kısmen kabul edilmiştir.
Tablo 8. Mizah tarzları ile boş zaman davranışları arasındaki ilişkiye yönelik gerçekleştirilen
“Korelasyon Analizi (Pearson Korelasyon Katsayısı)” sonuçları Tablo 8’de sunulmuştur.
Boyutlar
Katılımcı Mizah
Kendini
Geliştirici
Mizah
Saldırgan
Mizah
Kendini Yıkıcı
Mizah
Genel Mizah
Tarzları
r
p
n
r
p
n
r
p
n
r
p
n
r
p
n
Amaç
Belirleme
ve Yöntem
,558**
,000
258
,570**
,000
258
,568**
,000
258
,553**
,000
258
,584**
,000
258
Değerlendirme
,481**
,000
258
,489**
,000
258
,469**
,000
258
,526**
,000
258
,510**
,000
258
Boş
Zaman
Tutumu
,410**
,000
258
,434**
,000
258
,448**
,000
258
,450**
,000
258
,451**
,000
258
Programlama
,509**
,000
258
,513**
,000
258
,477**
,000
258
,474**
,000
258
,515**
,000
258
Genel Boş
Zaman
Yönetimi
,594
,000
258
,608
,000
258
,596
,000
258
,602
,000
258
,624**
,000
258
**p<0,001; r: Pearson Korelasyon Katsayısı n: Birey Sayısı
Tablo 8’deki korelasyon katsayıları incelendiğinde çalışanların genel mizah tarzları ile en
yüksek düzeyde ilişkisi olan boş zaman davranışı yönetimi boyutunun “amaç belirleme ve yöntem
boyutu” olduğu (r=0, 584), en düşük ilişkinin ise “boş zaman tutumu” (r=,451) olduğu tespit
edilmiştir. Bu durumda işletme içerisinde mizahı yaygın bir biçimde kullanan çalışanların boş zaman
için amaç belirleyen ve bu doğrultuda bilgi toplayan bu doğrultuda çaba gösteren çalışanlar olması
olasıdır.
Mizah tarzlarının alt boyutu olan “katılımcı mizah” davranışına yönelik boş zaman
davranışları alt boyutundan “amaç belirleme boyutu” en yüksek ilişki olduğu belirlenmiştir (r=,558).
İkinci olarak katılımcı mizah boyutuna ilişkin boş zamanlar için program yapmayı ön planda tutan
“programlama” boyutudur (r=,509). En düşük düzeyde ilişkiye sahip boyutun ise “boş zaman
tutumu” boyutu olarak gerçekleşmiştir (r=,410). Kendini geliştirici mizah boyutuyla boş zaman
yönetimi boyutlarından “amaç belirleme ve yöntem” boyutu en yüksek düzeyde ilişki olan boyut
olarak gerçekleşmiştir (r=,570). İkinci olarak” programlama” boyutu olarak tespit edilmiştir (r=,513).
Kendini geliştirici mizah boyutu ile en düşük ilişki boş zaman boyutu (r=,434) olarak belirlenmiştir.
Saldırgan mizah boyutuyla “amaç belirleme ve yöntem” boyutu arasında diğer boyutlara göre en
yüksek ilişki olduğu belirlenirken (r=,568) en düşük boş zaman yönetimi boyutu “boş zaman tutumu”
olduğu sonucuna ulaşılmıştır (r=,448). Kendini yıkıcı mizah boyutu ile “amaç belirleme ve yöntem”
boyutu ilişkisi en yüksektir (r=,553). İkinci olarak “değerlendirme” boyutu (r=,526), üçüncü olarak
“programlama” boyutu (r=,474) dördüncü olarak da “boş zaman tutumu” olduğu belirlenmiştir
71
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
(r=,450). Tablo 8’deki bulgulara göre mizah tarzları ile boş zaman yönetimi arasındaki korelasyon
katsayısı anlamlı bulunmuştur. Değişkenler arasındaki Pearson Korelasyon katsayıları incelendiğinde
aralıklı değerlerin yorumlanmasında Kalaycı (2009)’nın korelasyon katsayısı 0,00 – 0,49 aralığında ise
düşük düzeyde bir ilişki, 0,50 – 0,69 aralığında ise orta düzeyde bir ilişki, 0,70 – 1,00 aralığında ise
yüksek düzeyde bir ilişki olarak ifade ettiği değerlerde görüldüğü gibi genel değişkenler arasında
pozitif yönde orta kuvvette (0,70<r<0,89) bir ilişki olduğu tespit edilmiştir (r=,624; p<0,01).
Dolayısıyla H1 hipotezi kabul edilmiştir. Tablo 8’teki Pearson korelasyon değerleri ile bu ilişkilerin
%99 güven aralığında olduğu söylenebilir. Bu bağlamda otel işletmelerinde çalışanların mizah
tarzları ile boş zaman değerlendirme davranışları yönetimi arasında orta kuvvette pozitif bir ilişki
vardır.
SONUÇ ve ÖNERİLER
Konaklama işletmelerinde işgörenlerin ve yöneticilerin mizah tarzları ile boş zaman
davranışları yönetimi arasındaki ilişkinin belirlenmesi amacıyla yapılan bu çalışma sonucunda,
katılımcıların algıladıkları mizah tarzları düzeyleri evli olmayan katılımcıların evli olanlara göre çok
daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Turizm eğitimi alan katılımcıların mizah tarzlarına ilişkin
algılarının turizm eğitimi almayanlara göre daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Ortaöğretim ve altı
eğitime sahip çalışanların mizah tarzları grup içerisinde puanı en düşük, yükseköğretim mezunu olan
çalışanların puanı en yüksek olarak hesaplanmıştır. Otel çalışanlarının yaş gruplarına göre mizah
tarzları puanları karşılaştırıldığında yaş grubu 55 yaş üzeri olan çalışanların mizah tarzları en düşük,
26-34 yaş arası en yüksek puana sahip iken ardından sırasıyla 18-25 yaş arası, 35-44 yaş arası ve 45-54
yaş arası gruplarıdır. Mizah tarzlarına yönelik görüşlerin 3 yıl ve daha az turizm tecrübesine sahip
olan çalışanlarda diğer gruplara göre daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Mizah tarzlarına yönelik
görüşlerin turizm tecrübesi arttıkça düştüğü sonucuna ulaşılmıştır. En düşük düzeyde mizah tarzı
algısına sahip grubun 15 yıl ve üzeri turizm tecrübesine sahip çalışanlardan, bu grubu sırasıyla 8-14 yıl
arası ve 4-7 yıl arası turizm tecrübesine sahip çalışanlardan oluştuğu tespit edilmiştir. İdari birim
hizmetlerinde çalışanlarının mizah tarzlarına yönelik görüşlerinin yiyecek içecek bölümü, ön büro
bölümü ve kat hizmetleri bölümünde çalışanlara oranla daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Hizmet
bölümü (teknik ve güvenlik) çalışanlarının en düşük ortalamaya sahip olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
İşgörenlerin ve yöneticilerin mizah algılarının farklılık gösterdiği bu çalışmada, örgüt içi kültürün
geliştirilmesi ve çalışma ortamında iyi ilişkilerin sağlanması ile iş performansına katkı sağlamada
mizah bir araç olarak kullanılabilir. Çetinkaya ve Şener (2016) bu kapsamda mizahın işletme
içerisinde stresi azaltma, liderliği arttırma, iletişimi iyileştirme, yaratıcılığa teşvik ve örgüt kültürü
inşa etmede aracı rolünü vurgulamaktadırlar. Boş zaman yönetimine yönelik görüşlerin medeni
durumlarına göre farklılaşıp farklılaşmadığını belirlemek amacıyla yapılan analiz sonucunda evli
72
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
olmayan katılımcıların evli katılımcılara göre daha yüksek düzeyde boş zaman yönetimine ilişkin
daha olumlu görüş bildirdikleri sonucuna ulaşılmaktadır. Boş zaman yönetimine yönelik otel
çalışanlarının görüşlerinde turizm eğitimi alanların turizm eğitimi almayanlara göre daha yüksek
olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Çalışanların boş zaman yönetimine yönelik algılarının eğitim durumu
yükseldikçe arttığı sonucuna ulaşılmıştır. Bu kapsamda ortaöğretim ve altı mezunu çalışanların boş
zaman yönetimi puanları diğer gruplara göre en düşük düzeyde gerçekleşmiştir. Bu grubu sırasıyla
yükseköğretim mezunu çalışanlar ve lisansüstü çalışanlar takip etmektedir. Boş zaman yönetimine
yönelik yaş gruplarına göre 26-34 yaş arası grubun en yüksek düzeyde puana sahip oldukları bu
grubu sırasıyla 18-25 yaş arası çalışanlar, 35-44 yaş arası ve 45-54 yaş arası takip etmektedir. En
düşük düzeyde puana sahip olan grup ise 55 yaş üzeri çalışanlardır. Boş zaman yönetimine yönelik
otel çalışanlarının görüşlerinin turizm tecrübelerinde göre ortalamaları değerlendirildiğinde turizm
tecrübesi arttıkça boş zaman yönetimine yönelik görüşlerinin ortalama puanları azalmaktadır. Diğer
bir ifade ile 3 yıl ve altı turizm tecrübesine sahip katılımcıların boş zaman yönetimine yönelik
görüşleri en yüksek, bu grubu sırasıyla 4-7 yıl arası ve 8-14 yıl arası turizm tecrübesine sahip çalışanlar
izlemektedir. En düşük boş zaman yönetimi algısına sahip katılımcı grubu 15 yıl ve üzeri turizm
tecrübesine sahip katılımcı grubu olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Boş zaman yönetimine yönelik
katılımcı görüşleri değerlendirildiğinde idari birim hizmetlerinde çalışan katılımcıların puanı diğer
gruplara kat hizmetleri, ön büro, yiyecek içecek bölümüne göre daha yüksektir. Teknik servis ve
güvenlik bölümünü kapsayan hizmetler bölümü çalışanlarının boş zaman yönetimi algıları en düşük
düzeyde gerçekleşmiştir. Araştırmanın sonucunda otel işletmelerinde çalışanların mizah tarzları ile
boş zaman değerlendirme davranışları yönetimi arasında orta kuvvette pozitif bir ilişki olduğu
sonucuna ulaşılmıştır. Konaklama işletmelerinde müşteri sadakatinin sağlanmasında önemli role
sahip çalışanların, boş zamanlarını düzenlenmesi ve boş zamanlarının nasıl yöneticiliğine ilişkin
farkındalık ve bilgi düzeylerine sahip olmaları ve işletmelerin bu yönde çalışanlarına yönelik
çalışmalar yapması önemlidir. Ayrıca işletme içerisinde mizah tarzı kullanımının bütün boyutlarıyla
değerlendirilmesi, diğer bir ifade ile işletme içerisinde ölçümünün yapılması (saldırgan mizah,
kendini yıkıcı mizah gibi) ve bu bağlamda önlemler alınması ve uyumu kolaylaştırıcı, çalışan
ilişkilerini düzenleyici uygulamalara yer verilmesi gerekmektedir.
Bu çalışmanın sadece Antalya’da Covid-19 pandemi sırasında açık olan otel işletmelerinde
yapılmış olması, kısıtlarını teşkil etmektedir. Benzer çalışmaların farklı bölgelerde ve farklı otel
ölçeklerinde, sezonluk ve yıllık faaliyetlerine devam edenler arasında da yapılmasına ihtiyaç vardır.
Ayrıca mizah tarzlarının ve boş zaman davranışları yönetiminin işletme içerisinde verimlilik,
performans ve yönetim tekniklerine olan katkı ve etkisi de araştırılabilir.
73
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
KAYNAKÇA
Amjed, A., Tirmzi, S. (2016). Effect of humor on employee creativity with moderating role of
transformational leadership behavior. Journal of Economic, Business and Management,
4(10), 594-598.
Akgül, B. M., Karaküçük, S. (2015). Boş zaman yönetimi ölçeği: geçerlik-güvenirlik çalışması.
Uluslararası İnsan Bilimleri Dergisi, 12(2), 1867-1880.
Akgün, S., Çebi, M. (2020). Ortaokul öğrencilerinin boş zaman etkinliklerine katılımlarını engelleyen
faktörlerin belirlenmesi. Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, 13(71), 652-659.
Arat, T., Çalımlı, Y. (2017). Üniversite öğrencilerinin boş zamanlarını değerlendirme tercihleri: Selçuk
Üniversitesi Turizm Fakültesi örneği. Uluslararası Turizm ve Sosyal Araştırmalar Dergisi, 2,
77‐98.
Aytaç, Ö. (2002). Boş zaman üzerine kuramsal yaklaşımlar. Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi,
12(1), 231-260.
Aytaç, Ö. (2006). Tüketimcilik ve metalaşma kıskacında boş zaman. Kocaeli Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü Dergisi, 11(1), 27-53.
Bertsch, A., Ondracek, J., Saeed, M., Stone, C., Erickson, K., Opdahl, K., Fitterer, J., Magana, S.
(2017). Free time management of university students in the USA. GE-International Journal of
Management Research, 5(8), 2394-4226.
Büyüköztürk, Ş., Kılıç Çakmak, E., Akgün, Ö.E., Karadeniz, Ş., Demirel, F. (2008). Bilimsel
Araştırma Yöntemleri, Ankara: Pegem Yayınları.
Can, E. (2015). Boş zaman, rekreasyon ve etkinlik turizmi ilişkisi. İstanbul Journal of Social Sciences,
10, 1-17.
Chin-Shyang, S., Cheng-Pin, H. (2012). A study on the relationship among free-time management,
leisure constraints and leisure benefits of employees in resort hotel. The Journal of Global
Business Management, 8(1), 166-174.
Çetinkaya, F. F., Şener, E. (2016). Yöneticilerin mizah tarzlarının çalışanların örgütsel sinizm algısına
etkisi. İşletme Araştırmaları Dergisi, 8(3), 207-221.
Dağlı, Ö., Hacıbektaşoğlu, E. (2015). Televizyon reklamlarının çocuk-aile ilişkisi ve boş zaman
kavramı ekseninde değerlendirilmesi. Üsküdar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 1, 183212.
Demir, M., Demir, Ş. S. (2014). İşgörenlerin serbest zaman gereksinimi ve serbest zaman doyumunu
etkileyen faktörler. İşletme ve İktisat Çalışmaları Dergisi, 2(3), 74-84.
Golger, E. (2018). Effects of humor to relieve stress in nurses. Grace Peterson Nursing Research
Colloquium, 31.
Gümüştekin, E.G., Öztemiz, A.B. (2005). Örgütlerde stresin verimlilik ve performansla etkileşimi.
Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 14(1), 271-288.
Güven, U. Z. (2019). Toplumsal dönüşüm çerçevesinde değişen anlam ve kullanımlarıyla “boş zaman”
sosyolojisi. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi, 59(2), 1125-1148.
Hansen, J. I. C., Dik, B. J., Zhou, S. (2008). An examination of the structure of leisure interests of
college students, working-age adults, and retirees. Journal of Counseling Psychology, 55(2),
133–145.
74
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
Hariyanto, O. I. B. (2017). Leisure time, leisure activities and society happiness ındex in Bandung city.
International Journal of Scientific & Technology Research, 6(10), 352-357.
Janes, L.M., Olson, J.M. (2010). Is it you or is it me? Contrasting effects of ridicule targeting other
people versus the self. Europe’s Journal of Psychology, 3, 46-70.
Kalaycı, Ş. (2009). SPSS Uygulamalı Çok Değişkenli İstatistik Uygulamaları, Ankara: Asil Yayınevi.
Kazarian, S.S., Martin, R.A. (2004). Humour styles, personality, and well-being among Lebanese
University students. European Journal of Personality, 18, 209-219.
Martin, R.A., Puhlik-Doris, P., Larsen, G., Gray, J., Weir, K. (2003). Individual differences of uses of
humor and their relation to psychological well-being: development of the humor styles
questionnaire. Journal of Research in Personality, 37(1), 48-75.
Köhler, G., Ruch, W. (1996). Sources of variance in current sense of humor inventories: How much
substance, how much method variance?. Humor - International Journal of Humor Research,
9(3/4), 363-397.
Okumuş, E. (2015). Boş zaman hayatı: Eskişehir örneği–bir giriş denemesi. Dinbilimleri Akademik
Araştırma Dergisi, 15 (2), 7-47.
Omay, U. (2008). Boş zamanın manipülasyonu ve çalışma. İş, Güç Endüstri İlişkileri ve İnsan
Kaynakları Dergisi, 10(3), 122-147.
Özdağ, S., Yeniçeri, M., Fişekçioğlu, İ. B. Akçakoyun, F., Kürkçü, R. (2009). Devlet memurlarının
boş zaman değerlendirme eğilimleri, antropometrik ve fiziksel uygunluk seviyeleri. Selçuk
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 22, 307-323.
Öztürk, Y. (2018). Yerel halkın boş zaman değerlendirme alışkanlıklarının belirlenmesi üzerine bir
araştırma: Çankırı örneği. Social Sciences Studies Journal, 4(19), 2056-2063.
Öztürk, Y., Tecimen, M. (2017). Halkın boş zaman değerlendirme alışkanlıkları: Çankırı örneği.
Yönetim, Ekonomi ve Pazarlama Araştırmaları Dergisi, 1(2), 1-14.
Pearce, K.E., Hajizada, A. (2014). No laughing matter: humor as a means of dissent in the digital era:
the case of authoritarian Azerbaijan. Demokratizatsiya, 22, 67-85.
Polimeni, J., Reiss, J.P. (2006). The first joke: exploring the evolutionary origins of humor.
Evolutionary Psychology, 4, 347-366.
Przepiorka, A. M., Blachnio, A. P. (2017). The relationships between personality traits and leisure
time activities: development of the leisure time activity questionnaire (LTAQ).
Neuropsychiatry, 7(6), 1035-1046.
Recepoğlu, E., Recepoğlu, S. (2018). Ortaöğretim öğrencilerinin mizah tarzları ile stresle başa çıkma
tarzları arasındaki ilişkinin incelenmesi. Turkish Studies, 13(27), 1247-1264.
Richards, K., Kruger, G. (2017). Humor styles as moderators in the relationship between perceived
stress and physical health. SAGE Open, 7(2).
Robert, C., Yan, W. (2007). The case for developing new research on humor and culture in
organizations: Toward a higher grade of manure. Research in Personnel and Human
Resource Management, 26, 205-267.
Romero, E.J., Cruthirds, K.W. (2006). The use of humor in the workplace. Academy of Management
Perspectives, May, 58-69.
75
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
Sherman, L.W. (1988). Humor and social distance in elementary school children. Humor, 1(4), 389404.
Smith, J. W., Khojasteh, M. (2014). Use of humor in the workplace. International Journal of
Management & Information Systems, 18(1), 71-78.
Wang, W.C. (2018). Exploring the relationship among free-time management, leisure boredom, and
internet addiction in undergraduates in Taiwan. Psychological Reports, 122(5), 1651-1665.
Wang, W.C., Kao, C.H. (2011). An exploration of the relationships between free time management
and the quality of life of wage-earners in Taiwan. World Leisure Journal, 48(1), 24-33.
Wang, W. C., Kao C. H., Huan, T. C ve Wu, C. C. (2011). Free time management contributes to
better quality of life: a study of undergraduate students in Taiwan. Journal of Happiness
Studies, 12(4), 561- 573.
Wang, W., Wu, C.C., Wu, C.Y., Huan, T.C. (2012). Exploring the relationships between free-time
management and boredom in leisure. Psychological Reports, 110(2), 416-426.
Warnars-Kleverlaan, N., Oppenheimer, L., Sherman, L. (1996). To be or not to be humorous: does
it make a difference?. Humor, 9(2), 117-141.
Yaşartürk, F., Akyüz, H., Karataş, İ. (2018). Rekreasyon bölümü öğrencilerinin boş zaman yönetimi
ile akademik başarılarını etkileyen örgütsel faktörler arasındaki ilişkinin incelenmesi. Spor
Bilimleri Araştırmaları Dergisi, 3(2), 233-243.
Yerlikaya, E. E. (2003). Mizah Tarzları Ölçeği (The Humor Styles Questionnaire) Uyarlama Çalışması.
(Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Çukurova Üniversitesi, Adana.
Yersüren, S., Özel, Ç. H. (2020). A bibliometric study on theses on leisure and recreation. Journal of
Turkish Tourism Research, 4(2): 1139-1159.
Yıldırım, A., Akgün Güngör, G. (2019). Türkiye imalat sanayinde gelir değişmeleri ve boş zaman
tercihleri ilişkisi. Yönetim ve Ekonomi Dergisi 26(1), 93-108.
Yusufoğlu, Ö. Ş. (2017). Boş zaman faaliyeti olarak akıllı telefonlar ve sosyal yaşam üzerine etkileri:
Üniversite öğrencileri üzerine bir araştırma. İnsan ve Toplum Bilimleri Araştırmaları Dergisi,
6(5), 2414-2434.
ATIF:
Arıkan, E., Çilesiz, E. (2020). Otel Çalışanlarının Mizah Tarzları ile Boş Zaman Davranışları Yönetimi
Arasındaki İlişkiye Yönelik Bir Araştırma. Betül Bayazıt, Ercan Karaçar, Ozan
Yılmaz (Ed.), Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3.Cilt içinde (ss. 58-76).
Konya, Çizgi Kitabevi Yayınları.
76
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
BÖLÜM
6
ORDU İLİ REKREASYON ALANLARININ YEREL
HALK AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ
Olca SEZEN DOĞANCILI
Dr. Öğretim Üyesi, Sinop Üniversitesi,
[email protected]
Mücella AKGÜN
Lisans öğrencisi, Sinop Üniversitesi,
[email protected]
Bu bölüm Mücella Akgün’ün Olca Sezen Doğancılı danışmanlığında yürüttüğü
"Ordu İli Rekreasyon Alanlarının Yerel Halk Açısından Değerlendirilmesi"
başlıklı lisans tezinden üretilmiştir.
ATIF: Sezen Doğancılı, O., Akgün, M (2020). Ordu İli Rekreasyon Alanlarının
Yerel Halk Açısından Değerlendirilmesi. Betül Bayazıt, Ercan Karaçar, Ozan
Yılmaz (Ed.), Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3.Cilt içinde (ss. 78-88).
Konya, Çizgi Kitabevi Yayınları.
6.BÖLÜM
ORDU İLİ REKREASYON ALANLARININ YEREL HALK AÇISINDAN
DEĞERLENDİRİLMESİ
Olca SEZEN DOĞANCILI
Dr. Öğretim Üyesi, Sinop Üniversitesi,
[email protected]
Mücella AKGÜN
Lisans Öğrencisi, Sinop Üniversitesi,
[email protected]
GİRİŞ
Rekreasyon, insanların kendi iradeleri ile katılım gösterdikleri ruhsal ve bedensel haz almak
için bireysel olarak ya da bir grup halinde katılım gösterdikleri sportif, kültürel ve doğa temelli
serbest zaman etkinlikleridir (Lundberg ,1980). Meyer (1969) ise rekreasyonu insanların hayatlarını
devam ettirecek olan ihtiyaçların karşılandığı (yeme, içme, uyuma, ibadet, çalışma, eğitim vb.)
zamandan kalan serbest zamanlarda katılım sağlanan fiziki, duygusal ve zihinsel aktiviteler olarak
ifade etmektedir.
Birçok çeşidi olan rekreasyon faaliyetlerinde açık alan rekreasyonu doğa ile bütünleşmek,
daha sağlıklı olmak, rutinden çıkmak ve stres atmak, rahatlamak, yeni beceriler kazanmak,
sosyalleşmek, örnek olmak ve yalnızlıktan kurtulmak gibi kişisel sebeplerle katılımcılar tarafından
tercih edilmektedir (Ardahan ve Lapa Yerlisu, 2010). Açık alan rekreasyonunda ormanlık alanlar da
rekreasyon aktiviteleri için sıkça kullanılmaktadır. Özellikle kent merkezlerine yakın konumda olan
alanlar rekreasyon için birçok kullanım faydası sağlamaktadır (Moseley ve ark., 2018). Kentin birçok
konumundan ulaşılması kolay olan rekreasyon alanın çalışan nüfus tarafından sıkça ziyaret
edilmesine teşvik edici bir unsur olduğu söylenebilir (Degenhardt ve ark., 2011).
Kış aylarında rekreasyon faaliyetlerine katılım hızla artmakta ve kar arabası, kayak, kar
arabası destekli hibrid kayak kullanımı gibi motorlu ve motorsuz araçların yer alması ile kış
rekreasyonu gelişim göstermektedir (Olson ve ark., 2017). Ev dışında yapılacak rekreasyon
faaliyetlerinde aktif ve pasif olmak üzere seyahatlere yöneltebilmektedir. Bunun belirlenmesinde
içsel tercihlerin büyük bir etkisi bulunmaktadır (Bhat ve Lockwood, 2004).
Rekreasyon faaliyetleri sadece kişisel olarak değil, işletme veya firmalarca da düzenlenebilir.
Böylece çalışanların fiziki ve psikolojik ihtiyaçlarının giderilmesi ve verimliliğe ilişkin birçok avantaj
sağlamaktadır. Bu avantajlar da konsantrasyonun artışı, fazla çalışma saati ve işletme karlılığı haline
gelebilmektedir (Mokaya ve Gitari, 2012).
78
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3
Ordu’da Rekreasyon
Ordu ili gerek tarihi gerekse de doğal alanları ile birçok zenginliklere sahiptir. Bu alanlar
kapsamında rekreasyon olanağı sunan önemli destinasyonlar şu şekilde özetlenmektedir (Ordu
Kültür ve Turizm Bakanlığı; Ordu Kültür Portalı; Ordu Belediyesi; Taş, 2011);
Karadeniz manzarasının seyredilebileceği 450 metre yükseklikteki Boztepe’ye karayolunun
yanı sıra teleferikle ulaşım da sağlanmaktadır. Çambaşı Yaylası ise hem yaz aylarında hem de kış
aylarında turistik amaçlarla tercih edilmektedir. Otel, alabalık üretim çiftliği gibi donanımlara ek
olarak doğa sporlarının profesyonel olarak yapılmasına olanak sağlamaktadır. Telesiyej, kayak evi,
helekopter pisti, idari ve sosyal tesisler oluşturularak 300 metrelik babylift alanına ek olarak
snowtrack de bulunan Çambaşı Kayak Merkezi kış rekreasyonu için hizmet vermektedir.
1. ve 3. Derece Doğal Sit Alanı olarak tescillenmiş olan Gaga Gölü, 10-15 metre derinliğinde
ve ortasında küçük bir adaya sahiptir. Birçok göçmen kuşun uğrak yeri olan bu gölde kuş
gözlemciliği, fotoğrafçılık ve ekoturizm gibi rekreatif aktivitelere uygun alanlar yer almaktadır.
Temmuz ayında şenliklere ev sahipliği yapan Perşembe Yaylası, konserler, yarışmalar, sosyal
ve kültürel aktivitelerin yanı sıra safari ve yamaç paraşütü imkânı da sunmaktadır. Bu özellikleriyle
etkinlik turizmi ve macera turizmine hizmet ettiği söylenebilir.
Ulugöl Tabiat Parkı, üç adet heyelan set gölüne sahiptir ve yüksek peyzaj değerine sahiptir.
Özellikle sonbahar döneminde farklı tonlarda oluşan manzara ile dikkati çekmektedir. Bu kapsamda
fotoğrafçılık ve göl aktiviteleri imkânı sunduğu ifade edilebilir.
Yason burnu, 1. Derece arkeolojik sit alanı ve 2. Derece doğal sit alanı olarak tescillenmiştir.
Karadeniz sahilinde kilise yer alan tek yarımada olma özelliği taşıyan bu alan, özellikle Hristiyan
ziyaretçiler tarafından sıkça ziyaret edilmektedir. Ayrıca Bolaman Kalesi ve Hazinedaroğlu Konağı,
Yoroz Kent Ormanı, Karaoluk Şelalesi Keyfalan Yaylası Ohtamış Şelalesi, Argın Yaylası, Asarkaya
kent ormanı, Düzoba Yaylası, Hoynat Adası, Küpkaya Kanyonu, Turnasuyu Vadisi gibi birçok
rekreatif alanlar Ordu ilinde yer almaktadır.
İlgili çalışmalar
Ordu’da rekreasyonel balıkçılık, balıkçılık turları gibi hizmetlerin araştırıldığı çalışmada
yüksek potansiyel görülmüş olmasına rağmen bu faaliyetlerin kalitesinde iyileştirilmeler yapılması
gerektiği belirtilmiştir (Aydın ve ark., 2013). Altınordu ilçesinde yapılan başka bir araştırmada ise
79
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3
kent parklarının rekreasyon açısından memnuniyetleri ölçülmüş olup temizliğin, aydınlatmanın,
güvenliğin ve çocuk oyun alanlarının artırılması sonucuna ulaşmışlardır (Beyli ve Yeşil, 2019).
Ordu kıyısındaki rekreatif alanların donanımsal olarak yeterliliklerinin incelendiği çalışmada,
rekreatif alanlardaki donanımın yeterli olduğunu ve kent imajına olumlu katkı sağladığı ancak, bakım
çalışmasının artırılması gerektiği ifade edilmiştir (Yeşil ve Şatıroğlu, 2019).
Kurul Kalesi’nin rekreasyon ve turizm potansiyelinin incelendiği Atabeyoğlu, Beyli ve Argan
(2017) çalışmasında, arkeolojik ve sit alanı olan bu kalenin peyzaj değeri, iklim değeri ve alanın
ulaşılabilirliği yeterli görülürken rekreatif kolaylığın geliştirilmesi önerilmiştir.
Yüksel ve Yeşil (2017)’ in çalışmasında ise büyükşehir statüsünde olan Ordu ilinde sahilde
yaya ve bisiklet yolu yapılması, spor tesisleri yapımı, alışveriş merkezi yapımı gibi adımlar atılmasına
rağmen rekreasyon konusunda ilin yetersiz olduğu belirtilmiştir.
Boztepe üzerinde yapılan başka bir çalışmada ise, sunulan hizmet kalitesini düşük olduğu
için müşteri memnuniyetinde sorunlar yaşandığı ileri sürülmüştür. Bu kapsamda tesislerin
iyileştirilmesi ve
hizmet kalitesinin artırılması önerilirken tesis iyileştirilmesi yaparken
betonlaşmadan, alanın doğal yapısının korunması konusu vurgulanmıştır (Yeşil ve Beyli, 2018).
YÖNTEM
Çalışma kapsamında Ordu halkının rekreatif alanlara olan bakış açısını incelemek ve yerel halkın
yaşlara göre rekreasyon seçiminde anlamlı farklılık olup olmadığını belirlemek amaçlanmıştır. Bu
amaca yönelik olarak nicel yöntem çeşitlerinden anket yöntemi kullanılmış olup araştırma grubu,
veri toplama araçları, verilerin toplanması ve verilerin analizine ilişkin bilgiler aşağıdaki şekildedir;
Araştırma Grubu
Çalışma kapsamında verilen toplanılması için 10 .2019- 02.2020 tarihleri arasında Ordu ilinde
yaşayan ve rastgele örneklem yöntemi ile seçilmiş, ankete katılım göstermek isteyen kişiler
çalışmanın örneklemini oluşturmaktadır. Söz konusu anketler 410 kişiye uygulanmış olup çalışmaya
394 anket dahil edilmiştir. Çalışma evreni ise Ordu ilinde yaşayan insanlardan oluşmakta olup
çalışma sonuçları Ordu iline genellenmiştir. Alınan örneklem sayısının evreni yansıtacak büyüklükte
olduğu söylenebilir.
80
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3
Veri Toplama Araçları
Çalışma amacına ulaşabilmek için Ağılönü ve Mengütay (2009) araştırmasında yer alan anket
formu uygulanmıştır. 6 demografik soruya ek olarak 19 adet rekreasyona katılım ve beklentilere
ilişkin soruların yer aldığı anket sorusu verileri SPSS 22 programı ile analiz edilmiştir. Bu kapsamda
aşağıdaki hipotez kurulmuştur;
H1: Ordu ilindeki rekreatif alanların tercihi ile yaş dağılımı arasında anlamlı bir ilişki vardır.
Nicel araştırma yöntemlerinden birisi olan anket yöntemi, araştırma amaçlarına göre
tasarlanarak seçilen örneklem grubuna tarafsız bir şekilde uygulanan, güvenilir sonuçlar veren bir
yöntem olarak sıkça kullanılmakatdır (Ural ve Kılıç, 2011).
Verilerin Analizi
Çalışma kapsamında yer alan anket verileri SPSS 22 programında frekans analizi ve t testi
yapılarak anlamlı hale getirilmiştir. Elde edilen analiz çıktıları tablolaştırılarak yüzde halinde dağılım
verilmiş, yorumlanmış ve çeşitli önerilerde bulunulmuştur.
BULGULAR
Yerel halkın Ordu ilinde bulunan rekreatif alanlara olan bakış açısını incelemek ve yaşa göre
tercih edilen rekreasyon alanının tespit edilmesini amaçlayan bu çalışmada, uygulanan anket
verilerine göre 205 kişinin (%52,0) kadın 188 kişinin (% 47,7) ise erkek olduğu ifade edilebilir.
Katılımcıların medeni durum analizine bakıldığında 197’sinin (% 50) evli olduğu görülmüştür.
Gelirlere göre dağılımda ise katılımcıların 152’si (%38,6) 2324 TL ve altı gelir durumunu belirtirken
125’i (%31,7) 2325-3000 TL gelire sahiptir.
Katılımcılardan 171 kişi (%43,4) lise düzeyi eğitime, 145’i (%36,8) ise önlisans-lisans düzeyi
eğitime sahiptir. Meslek dağılımlarına bakıldığında, 108 kişinin (%27,4) özel sektörde, 71 kişinin
(%18,0) kamu alanında çalıştığı belirtilirken 89 kişi (%22,6) ise çalışmadığını ifade etmiştir.
Rekreasyon alanlarında genel memnuniyetin sorgulanmasında katılımcıların %29,9’u yerel
yönetime ait rekreasyon olanaklarından memnun olmadığını belirtirken katılımcıların %57,1’i ise özel
sektöre ait rekreasyon alanlarından memnun olduğunu ifade etmiştir.
Ordu ilindeki rekreatif faaliyetlerin gerçekleşmesinde etkinliklerinin öneminin yeterince
anlatılmadığını düşünen katılımcılar (%62,9), araç- gereç yetersizliği (%39,8), etkinlikleri
bilgilendirme eksikliği (%22,1) ve talepleriyle ilgilenen kişilerin yetersizliği (%20,1) nedenleriyle
81
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3
rekreatif faaliyetlerine yeterince katılım sağlayamadıklarını ifade etmişlerdir. Ordu ilinde sunulan
rekreatif faaliyetlerin yeterliliğini orta düzeyde (%47,2) bulan katılımcılar, rekreatif faaliyetlerin sevk
ve idaresinde eksik olan unsurların başında teknik hizmetler olduğunu belirtmişlerdir;
Tablo 1: Rekreatif faaliyetlerin sevk ve idaresinde yetersiz kalan unsurlar
Teknik Hizmetler
Uzman Eksikliği
Tesisler
Ulaşım Sorunu
Güvenlik
Maddiyat
Rekreatif Alanlar
Toplam
Kişi sayısı
168
75
88
8
2
16
37
394
Yüzde (%)
42,6
19,0
22,3
2,0
0,5
4,1
9,5
100,0
Rekreatif alanların sevk ve idaresinde teknik hizmet eksikliğinin yanı sıra tesislerdeki
sorunlar, uzman eksikliği ve rekreatif alanlara ilişkin unsurlar belirtilirken en az sorun güvenlik ve
ulaşım unsurlarındadır. Ayrıca katılımcılara rekreatif faaliyetleri iyileştirme yapılması için beklentileri
sorulduğunda, %29,7 belediyelerde birim oluşturulmasını, %29,5 serbest zamanı değerlendirmeye
yönelik alanlar yapılmasını ve %18,7 olanaklardan her kesimin yararlanmasının sağlanmasını
önermiştir.
Ordu’da rekreasyon faaliyetlerinin yer aldığını belirten katılımcılar bu etkinliklerden büyük
oranda (%90) sosyal medya aracılığı ile haberdar olduklarını belirtmişlerdir. Ancak afiş, yerel kanallar
ve belediye anonsu gibi diğer yöntemlerden bilgi alamadıkları görülmüştür. Buna ek olarak yerel
halkın rekreatif faaliyetlere gün içinde ayırdıkları zaman ise 1-2 saat olarak belirlenmiştir (Bakınız
Tablo 2);
Tablo 2: Rekreatif Faaliyetlere Ayrılan Günlük Zaman
Kişi sayısı
1
76
12
128
152
25
394
Hiç kalmıyor
3-4 saat
1 saatten az
4-5 saat
1-2 saat
6 saatten fazla
Toplam
Yüzde (%)
0,3
19,3
3,0
32,5
38,6
6,3
100,0
Ordu yerel halkının rekreatif faaliyetlere ayırdıkları günlük zaman 152 kişi (%38,6) tarafından
1-2 saat olarak belirtilmiştir. Bunu 128 kişi (%32,5) ile 4-5 saat, 76 kişi (%19,3) ile 3-4 kişi takip
etmektedir. Bu sürelerde gerçekleşen rekreatif faaliyetlere katılım 178 kişi (%45,2) tarafından
arkadaşlarıyla, 95 kişi (%24,1) eşi ve çocuklarıyla gerçekleştirmektedir. Yalnız gitmeyi tercih
edenlerin sayısı ise 27 (%6,9)’dir. Söz konusu rekreasyon etkinlikleri genel olarak haftada 2 gün
82
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3
(%40,9) tercih edilirken hafta içi ve hafta sonu ayırımı yapılmadığı görülmektedir. Rekreatif
faaliyetlere gün içindeki gerçekleşme dilimine ilişkin veriler ise aşağıdaki gibidir;
Tablo 3: Rekreatif Faaliyetlere Gün İçerisindeki Katılımı
Kişi sayısı
11
28
117
157
81
394
Katılmıyorum
Sabah
Öğle
Akşam
Diğer
Toplam
Yüzde (%)
2,8
7,1
29,7
39,8
20,6
100,0
Katılımcıların 157’si (%39,8) rekreatif faaliyetlere akşam saatlerinde katılım göstermeyi
tercih ederken 117’si (%29,7) öğle saatlerinde katılım sağlamaktadır. En az tercih edilen zaman dilimi
ise 28 kişi (%7,1) ile sabah saatleridir.11 kişi (%2,8) ise herhangi bir rekreatif faaliyete katılım
sağlamadığını ifade etmiştir. Rekreatif faaliyetlerin uygulandığı mekân dağılımında ise katılımcıların
216’sı (%54,8) açık alanda zaman geçirmek isterken, 24’ü (%6,1) evde, 14’ü (%3,6) ise spor
tesislerinde faaliyet yapmak istediğini belirtmiştir. Katılımcıların dahil oldukları rekreatif faaliyet
sıralaması aşağıdaki gibidir;
Tablo 4: Katılım Sağlanan Rekreatif Faaliyetler
Kişi sayısı
168
164
139
133
117
85
77
70
58
57
45
27
20
7
1167*
Ailem ile birlikte olmak
Pikniğe gitmek
Arkadaş ziyareti gitmek
Kafede zaman geçirmek
Sinema-tiyatro izlemek
Spor müsabakası izleme
Herhangi bir spor yapmak
Gazete-kitap-dergi okumak
Bahçe işleriyle uğraşmak
İnternet kullanmak
Kahvehaneye gitmek
Müzik dinlemek
Diğer
Katılmıyorum
Toplam
Yüzde (%)
14,4
14,1
11,9
11,4
10,0
7,3
6,6
6,0
5,0
4,9
3,9
2,3
1,6
0,6
100,0
*Çoklu seçim yapıldığından kişi sayısı örneklem hacmini geçmektedir.
Katılımcıların serbest zamanlarında gerçekleştirmeyi tercih ettikleri rekreatif faaliyetlerde
168 kişi (%14,4) ailemle vakit geçirmek, 164 kişi (%14,1) pikniğe gitmek ve 139 kişi (%11,9) arkadaş
ziyaretine gitmek ifadeleri ön plana çıkmıştır. Bunları kafede zaman geçirmek, sinema-tiyatro
izlemek, spor müsabakası izlemek ve herhangi bir sporu yapmak gibi faaliyetler izlemektedir.
Katılımcıların
söz
konusu
rekreatif
faaliyetleri yapma nedenlerine
bakıldığında
%22,0
monotonluktan kurtulmak, %21,4 stres atmak için, %15,5 sağlığı olumlu yönde etkilemek için ve
83
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3
%14,9 işlerinde verimliliği sağlamak için katılım sağladıkları görülmektedir. Ayrıca katılımcılar
rekreatif faaliyetlere katılım ile elde edilecek faydaları şu şekilde ifade etmişlerdir;
Tablo 5: Rekreatif Faaliyetlere Katılımla Sağlanan Faydalar
Kişi sayısı
192
182
177
140
136
125
118
59
31
23
1183*
Stres ve monotonluktan kurtulmak
Rahatlatıyor mutlu ediyor
İyi vakit geçirmeyi sağlıyor
Zamanı verimli kullanmak
Sağlığımı olumlu olarak etkiliyor
Meşgul ediyor ruhen ve bedenen canlılık kazandırıyor
Dinlenmeyi sağlıyor
Çevre edinmek
Kötü alışkanlıklar edinmeyi engelliyor
Topluma daha kolay uyum sağlamaya yardımcı oluyor
Toplam
Yüzde (%)
16,2
15,4
15,0
11,8
11,5
10,6
10,0
5,0
2,6
1,9
100,0
*Çoklu seçim yapıldığından kişi sayısı örneklem hacmini geçmektedir.
Katılımcılar rekreatif faaliyetlere katılımla %16,2 stres ve monotonluktan kurtulmak; %15,4
rahatlatıyor ve mutlu ediyor; %15,0 iyi vakit geçirmek ve %11,8 zamanı verimli kullanmak faydalarına
ulaşmayı hedeflemektedirler. Sağlığını olumlu etkilemek, ruhen ve bedenen kişilerin kendini iyi
hissetmek istemesi de kişileri rekreasyon faaliyetlerine katılmayı sağlamaktadır. Buna ek olarak
katılımcıların yaşlarına göre Ordu ilinde rekreatif faaliyetler için zaman geçirmeyi tercih ettikleri
destinasyonlar şu şekildedir;
Tablo 6: Katılımcı Yaşlarına Göre Ordu İli Rekreasyon Alanı Tercihleri
Ordu Sahil
Boztepe
Çambaşı Yaylası
Ulugöl Tabiat Parkı
Çambaşı Kayak Merkezi
Perşembe Yaylası
Yason Burnu ve Kilisesi
Yoroz Kent Ormanı
Hoynat Adası
Gaga Gölü
20 ve altı
35
32
10
5
23
6
8
2
1
1
21-30
153
115
68
76
76
22
32
15
16
7
Toplam
41
194
YAŞLAR
31-40
58
45
47
30
20
19
18
13
4
4
86
41-55
36
24
42
11
7
19
11
10
5
3
56 ve üzeri
14
4
13
8
2
8
1
0
0
1
Toplam
56
17
394
296
220
180
130
128
74
70
40
26
16
*Çoklu seçim yapıldığından kişi sayısı örneklem hacmini geçmektedir.
Katılımcıların rekreasyon faaliyetleri için Ordu ilinde en çok tercih ettikleri yer sırasıyla Ordu
sahil, Boztepe, Çambaşı Yaylası, Ulugöl Tabiat Parkı ve Çambaşı Kayak Merkezi’dir. Yaşlara göre
dağılıma bakıldığında, 20 yaş altı, 21-30, 31-40 ve 56 yaş ve üzeri en çok Ordu sahili tercih ederken
41-55 yaş grubu ise en çok Çambaşı Yaylası’nı tercih etmektedir. Yapılan t testi sonuçlarına göre
84
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3
sadece Perşembe Yaylası’nı tercihte yaşlara göre anlamlı farklılık olduğu görülmüş olup bu
kapsamda;
“H1: Ordu ilindeki rekreatif alanların tercihi ile yaş dağılımı arasında anlamlı bir ilişki vardır. “
hipotezi kısmen kabul edilmiştir.
TARTIŞMA, SONUÇ VE ÖNERİLER
Ordu ili rekreasyon alanlarının yerel halk tarafından değerlendirilmesi ve yaş grubuna göre
tercih edilen rekreasyon alanlarının ele alındığı çalışmada, yapılan analizler doğrultusunda kişilerin
rekreatif faaliyetlerden sosyal medya aracılığıyla haber aldıkları sonucuna ulaşılmıştır.
Rekreasyon faaliyetlerinin yerel yönetimlerce hazırlanan kısmını yetersiz görülmesi ve bunun
teknik destek, uzman eksikliği ve tesis yetersizliğinden kaynaklandığı görülmektedir. Bu kapsamda
alanında uzman personellerin rekreasyon faaliyetlerini zenginleştirmesi, bu faaliyetler hakkında
detaylı bilgi ihtiyacının karşılanması için belirli noktalarda yerel halka hem rekreatif faaliyetler
hakkında hem de bu faaliyetlerin sağlayacağı faydalar hakkında bilgilendirmeler yapılmalıdır.
Rekreasyon alanları zenginleştirilerek birçok faaliyetin uygulanabileceği ortak alanlar haline
getirilmelidir. Ağılönü ve Mengütay (2009) bu kapsamda halk eğitim merkezlerinin, kütüphanelerin,
müzelerin, tiyatroların, plajların, spor merkezlerinin ve dieğr doğal alanların rekreatif alanlar olarak
değerlendirilmesi ve çok amaçlı rekreasyon alanları oluşturarak rekreasyon bütçesinin artılmasını
önermiştir.
Kişilerin rekreatif faaliyetlere ayırdıkları günlük sürenin genel olarak 1-2 saat olduğu, kişilerin
arkadaşlarıyla ve aileleriyle akşam saatlerinde, açık mekân boş zaman etkinliklerine katılım
gösterdikleri görülmüştür. Bu kapsamda Ordu ili içerisinde akşam saatlerinde uygulanabilecek,
yaklaşık 2 saatlik faaliyetlerin düzenlenmesi yerel halkın memnuniyetini sağlayacaktır. Kişilerin en
çok tercih etmiş oldukları sinema-tiyatro izlemek, spor müsabakası izlemek ve spor yapmak
faaliyetleri bu düzenleme kapsamında yer almalıdır.
Katılımcılar stres atmak, monotonluktan uzaklaşmak, rahatlatmak, iyi vakit geçirmek için
rekreasyon faaliyetlerine katılım sağladığı için düzenlenen etkinliklerde bu unsurları sağlayıcı
aktivitelere yer verilmelidir. Ayrıca aile ve arkadaşlarla katılımın tercih edilmesinden dolayı her yaşa
hitap edecek ve beraber uygulanabilecek faaliyetler planlanmalıdır. Kurar (2019) çalışmasında da
Rize ilinde arkadaşlarla rekreasyon faaliyetlerine katılım sağlamayı tercih ettiğini ifaderken Ağılönü
ve Mengütay (2009) çalışmasında ise aileyle rekreasyon faaliyetlerine katılım sağlandığı sonucuna
ulaşılması da bu görüşü destekler niteliktedir.
85
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3
Katılımcıların Ordu sahili en çok tercih edilen yer olarak belirtmesinden dolayı açık alan
rekreasyon faaliyetleri olarak spor faaliyetleri, egzersizler, fitness, yoga gibi rahatlamaya dayalı
faaliyetlerin yanı sıra futbol, voleybol ve basketbol gibi sporların oynanabileceği ve izlenebileceği
alanların yapılması ile kişilere yeni boş zaman alanları oluşturulması önerilmektedir. Boztepe,
Çambaşı Yaylası ve Kayak Merkezi, Ulugöl Tabiat Parkı gibi diğer önemli destinasyon alanlarında
sportif olta balıkçılığı, yaylacılık, kaya tırmanışı, ekoturizm, kano gezisi, at biniciliği, atv araçlarıyla
maceraya yönelik aktiviteler uygulanması gerekmektedir. Ağılönü ve Mengütay (2009) genç olanlara
spor faaliyetleri, orta yaş grubuna müzik aleti çalma ve arkadaşalrıyla vakit geçirme olanakları
sunmak, orta yaş ve üzerine ise bahçe işleri, müzik dinlemek, gazete ve dergi okumak gibi daha az
efor gerektiren rekreatif faaliyetler düzenlenmesini önermiştir. Togo ve Öztürk (2020) çalışmasında
bireylerin serbest zamanlarında rekreatif etkinliklere katılması hem fiziksel hem de zihinsel sağlığı
açısından önemli ayrıca toplumsal bütünlüğümüz açısından da olumlu katkı sağlayacağını
belirtmiştir.
Rekreatif alanalara kır lokantası, yöresel ürün satışları ve piknik alanları gibi donanımlar
eklenerek hem yerel halkın boş zamanını geçireceği faaliyetler genişletilmeli, hem de yerel halka
yeni istihdam alanları oluşturularak bölgesel kalkınmaya destek olunması önerilmektedir. Gümüş ve
Özüpekçe (2009) çalışmasında turizmin gelişmesiyle istihdamın artışıyla köyden kente göçün
önlendiği ve kadınların çalışma hayatındaki yerinin olumlu olarak etkilendiği ifade edilmiştir.
Rekreasyon faaliyetleri planlaması yaparken de Ordu ili Tabiat Turizm Uygulama Planı ve
Türkiye Turizm Stratejisi 2023 planlamaları doğrultusunda hareket edilmelidir. Ayrıca yerel halkın
yanı sıra üniversite, turizm işletmecileri, yerel yönetimler, Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Orman ve
Su İşleri Bakanlığı gibi diğer turizm paydaşlarıyla ortak bir çalışma yapılması planın kaliteli olmasını
ve farklı bakışların plana aktarılmasını sağlayacaktır. Çelik ve Tülay (2018)’ da Bursa ilinde yaptıkalrı
çalışmada turizm planlamasına yerel halkın dahil edilmesiyle kırsal rekreasyonun sürdürülebilir
olacağını ve faaliyetlerin yerel halk tarafından daha fazla sahiplenilmesini sağladığı belirtilmiştir.
KAYNAKÇA
Ağılönü, A., & Mengütay, S. (2009). Yerel yönetimlerde rekreasyon hizmetleri ve model belirleme .
Uluslararası İnsan Bilimleri Dergisi, 160-176.
Ardahan, F., & Lapa Yerlisu, T. (2010). Açık alan rekreasyonu: Bisiklet kullanıcıları ve yürüyüşçülerin
doğa sporu yapma nedenleri ve elde ettikleri faydalar. Uluslararası İnsan Bilimleri Dergisi,
8(1), 1327-1341.
Atabeyoğlu, Ö., Beyli, K. N., & Argan, A. (2017). Karadeniz’in arkeolojik hazinesi kurul kalesi
rekreasyonel alan potansiyeli, Ordu. İnönü Üniversitesi Sanat Ve Tasarım Dergisi, 7(16), 126140.
86
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3
Aydın, M., Tunca, S., Karadurmuş, U., & Durgun, D. (2013). Rekreasyonel balıkçılığın faydalarının
değerlemesi: Ordu örneği. Su Ürünleri Dergisi, 30(4), 147-154.
Beyli, K., & Yeşil, M. (2019). Ordu (Altınordu) kenti parklarının kullanıcı memnuniyeti açısından
irdelenmesi. Akademik Ziraat Dergisi, 8(1), 243-250.
Bhat, C., & Lockwood, A. (2004). On distinguishing between physically active and physically passive
episodes and between travel and activity episodes: an analysis of weekend recreational
participation in the San Francisco Bay area. Transportation Research Part A: Policy and
Practice, 38(8), 573-592.
Çelik, A., & Tülay, P. Ü. (2018). Yerel halkın kırsal rekreasyon ve turizm faaliyetlerine olan
yaklaşımları: Misi Köyü örneği. Uluslararası Turizm, İşletme, Ekonomi Dergisi, 2(1), 46-56.
Degenhardt, B., Frick, J., Buchecker, M., & Gutscher, H. (2011). Influences of personal, social, and
environmental factors on workday use frequency of the nearby outdoor recreation areas by
working people. Leisure Sciences, 33(5), 420-440.
Gümüş, N., & Özüpekçe, S. (2009). Foça’da turizmin ekonomik, sosyal, kültürel ve çevresel etkilerine
yönelik yerel halkın görüşleri. Uluslararası İnsan Bilimleri Dergisi, 6(2), 398-417.
Kurar, İ. (2019). Halkın rekreasyon deneyim tercihi: alanya Dim Çayı Vadisi örneği.
https://www.researchgate.net/publication/336305781_Halkin_Rekreasyon_Deneyim_Tercihi
_Alanya_Dim_Cayi_Vadisi_Ornegi_People's_Recreation_Experience_Preference_The_Case_
of_Alanya_Dim_River_Valley.
Lundberg, D. E. (1980). The tourist businesss, IV. Edition, Boston: CBI Publishing Inc, 4.
Meyer, H. D., Brightbill, C. K., Sessoms, H. D. (1969). Community recreation, Prenctice-Hall
Publisher, 29-34.
Mokaya, S. O., & Gitari, J. W. (2012). Effects of workplace recreation on employee performance the
case of Kenya Utalii College. International Journal of Humanities and Social Science, 2(3),
176-183.
Moseley, D., Connolly, T., Sing, L., & Watts, K. (2018). Developing an indicator for the physical
health benefits of recreation in woodlands. Ecosystem Services(31), 420–432.
Olson, L. E., Squires, J. R., Roberts, E. K., Miller, A. D., Ivan, J. S., & Hebblewhite, M. (2017).
Modeling large-scale winter recreation terrain selection with implications for recreation
management and wildlife. Applied Geography(86,), 66-91.
Taş, B. (2011). Gaga Gölü (Ordu, Türkiye) su kalitesinin incelenmesi. Karadeniz Fen Bilimleri Dergisi,
1(3), 43-61.
Togo, O. T., & Öztürk, A. (2020). An Investigation on Preference Factors in Recreation Area Usage of
Sport Science Students. Journal of Educational Issues, 6(1), 175-185.
Ural, A., & Kılıç, İ. (2011). Bilimsel araştırma süreci ve SPSS ile veri analizi (3. Baskı b.). Ankara: Detay
Yayıncılık.
Yeşil, M., & Beyli, K. N. (2018). Ordu–Boztepe’nin turizm ve rekreasyon potansiyeli ile Boztepe’nin
kent imajına katkısı. türk Tarım – Gıda Bilim ve Teknoloji Dergisi, 291-298.
Yeşil, P., & Şatıroğlu, E. (2019). Ordu kenti kıyı rekreasyon alanlarında yer alan donatı elemanları
üzerine bir araştırma. Akademik Ziraat Dergisi, 8(1), 121-126.
Yüksel, M., & Yeşil, M. (2017). Kent ve rekreasyon (Ordu kenti örneği). Mavi Atlas, 5(2), 355-382.
87
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3
İnternet Kaynakları
Kültür Portalı. https://www.kulturportali.gov.tr/turkiye/ordu/gezilecekyer (Erişim Tarihi: 04.06.2020).
Ordu Belediyesi. https://www.ordu.bel.tr/NereyeGidilir (Erişim Tarihi:04.06.2020)
Ordu Kültür ve Turizm Bakanlığı. https://ordu.ktb.gov.tr/TR-106502/dogal-alanlar.html (Erişim
Tarihi: 04.06.2020).
ATIF:
Sezen Doğancılı, O., Akgün, M (2020). Ordu İli Rekreasyon Alanlarının Yerel Halk Açısından
Değerlendirilmesi. Betül Bayazıt, Ercan Karaçar, Ozan Yılmaz (Ed.), Spor ve
Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3.Cilt içinde (ss. 78-88). Konya, Çizgi Kitabevi
Yayınları.
88
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
BÖLÜM
7
YEREL HALKIN FESTİVALLERİ
DEĞERLENDİRMELERİNE YÖNELİK BİR
ARAŞTIRMA: TEKİRDAĞ KİRAZ FESTİVALİ
ÖRNEĞİ
Aydın ÜNAL
Dr. Öğretim Üyesi, Kırklareli Üniversitesi, Pınarhisar Meslek
Yüksekokulu,
[email protected]
ATIF: Ünal, A. (2020). Yerel Halkın Festivalleri Değerlendirmelerine Yönelik Bir
Araştırma: Tekirdağ Kiraz Festivali Örneği. Betül Bayazıt, Ercan Karaçar, Ozan
Yılmaz (Ed.), Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3.Cilt içinde (ss. 90-104).
Konya, Çizgi Kitabevi Yayınları.
7.BÖLÜM
YEREL HALKIN FESTİVALLERİ DEĞERLENDİRMELERİNE YÖNELİK BİR
ARAŞTIRMA: TEKİRDAĞ KİRAZ FESTİVALİ ÖRNEĞİ
Aydın ÜNAL
Dr. Öğretim Üyesi, Kırklareli Üniversitesi, Pınarhisar Meslek Yüksekokulu,
[email protected]
GİRİŞ
Turizm; kapsadığı faaliyetlerle, sunduğu hizmetlerle ve ürünlerle ulusal ve uluslararası
ölçekte talep uyandıran ve aynı zamanda destinasyonlara ekonomik, sosyal, kültürel, çevresel, vb.
birçok alanda olumlu katkılar sağlayan bir endüstri ve olgudur. Destinasyonlarda yerel, ulusal ve
uluslararası ölçekte düzenlenen festivaller bahsedilen bu etkilerin ve katkıların en üst düzeyde
görüldüğü turistik faaliyetlerden birini oluşturmaktadırlar. Bir destinasyonda genellikle her yıl aynı
zamanda ve aynı sürede organize edilen festivaller hem destinasyonun tanıtımına hem de oluşan
turistik talebin neticesinde hatırı sayılır düzeyde ekonomik katkı elde edilmesine olanak
sağlamaktadırlar. Bu yönüyle destinasyonda yaşayan yerel halkı da etkileyen festivaller
destinasyonda turistlerin ve yerel halkın karşılıklı olarak hoşça vakit geçirmelerinin yanı sıra yerel
halka yüksek düzeyde ekonomik kazanç ve kültürel alışverişte bulunma fırsatı sunmaktadırlar. Elde
edilen kazanımlar bir turistik faaliyet olarak festivallerin destinasyonlar açısından destekleyici
etkilerini ortaya koyması bakımından oldukça önemlidir (Liu ve Wu, 2019).
Bu çalışmada Tekirdağ ilinde 1962 yılında Kiraz Cümbüşü adıyla başlayan 1964 yılında Kiraz
Bayramı adını alan ve ancak geçen süre içerisinde Kiraz Festivali’ne dönüşen, her yıl haziran ayında
organize edilen ve 1-3 Haziran 2018 tarihleri arasında 54. düzenlenen Kiraz Festivali’ne yönelik
destinasyonda yaşayan yerel halkın değerlendirmelerinin belirlenmesi amaçlanmaktadır. Tekirdağ
Kiraz Festivali’nde; kortejler, sergiler, gösteriler, fener alayları, gece konserleri, kiraz yarışmaları,
yelken yarışmaları, güzellik yarışmaları ve piknikler organize edilmektedir ve festival kapanış
konserleri ile sona ermektedir (Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi, 2020). Genellikle 3-4 gün olarak
düzenlenen festivaller sayesinde hem Tekirdağ ve çevresinde yaşayanlar hem de ülkenin farklı
yerlerinden ziyaretçiler ve turistler hoşça vakit geçirme olanağı elde etmektedirler. Tekirdağ Sahil
Dolgu alanında düzenlenen festivale yerli turistlerin ve ziyaretçilerin yanı sıra son yıllarda özellikle
yurtdışından da oldukça yoğun katılım olduğu görülmektedir.
Çalışmanın teorik ve uygulama temelli sonuçları ile ilgili alanyazına önemli katkılar
sağlayacağı öngörülmektedir. Yerel halkın bakış açısıyla destinasyonları değerlendiren çalışmalar
çoğunlukla turistik faaliyetlerin bütünü çerçevesinde ve daha çok turizmin ekonomik, sosyal,
kültürel, vb. katkılarının ölçülmesine ve turistlerin değerlendirmelerine odaklanmaktadırlar. Ancak
90
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı- 3
alanyazında bir turistik rekreasyon faaliyeti olarak festivallerin yerel halk nezdinde değerlendirilme
veya algılanma düzeylerini ölçen çalışmalar ise oldukça sınırlıdır. Bu kapsamda çalışmadan elde
edilecek sonuçların Tekirdağ destinasyonunda turizmin ve turistik faaliyetlerin mevcut durumunun
analiz edilmesi, yerel halkın festivaller özelinde turizme bakış açılarının ölçülebilmesi ve
destinasyonda düzenlenecek turistik faaliyetlerin geleceği hakkında öngörülerde bulunulabilmesi
adına önemli olduğu düşünülmektedir.
İlgili Alanyazın
Turizm; özel firmaların, kamu kurumlarının ve kâr amacı gütmeyen derneklerin çoğu
toplumda bir arada bulunan turistik ürünleri oluşturulmasında hem rekabet ettikleri hem de iş birliği
yaptıkları karma bir endüstridir (Andersson ve Getz, 2009). Etkinlik turizmi bu faaliyetlerin içerisinde
giderek önemini artan daha çok etkinlik ve rekreasyonel faaliyet odaklı bir turizm türüdür. Bir
etkinlik turizmi çeşidi olan festivaller ise organize edildikleri destinasyonlar ve özellikle de paydaş
ilişkileri açısından son yıllarda birçok araştırmaya konu edilmişlerdir (Larson, 2002; Richards ve Ryan,
2004; Mackellar, 2006; Quinn, 2006; Andersson ve Getz, 2007; Getz, Andersson ve Larson, 2007).
Festivaller özellikle turizmin gelişmediği veya az geliştiği destinasyonlarda kalkınmanın
sağlanabilmesi adına önemlidirler (Getz, O’Neill ve Carlsen, 2001). Festival turizmi son yıllarda
küresel ölçekte en hızlı büyüyen ve en çok talep edilen turistik ürün çeşitleri arasındadır. Festivaller;
tarihi miras, gastronomi, müzik ve dansın oluşturduğu belirli kültürel değerleri paylaşan hem sanatçı
hem de ziyaretçilerin katılımları ile gerçekleştirilirler (Stankova ve Vassenska, 2015). Festivalleri
kısaca bir destinasyonun turistik ürünü ve imajı konumuna gelerek gelenekselleşen, katılımcıların ve
yerel halkın aklında iz bırakan ve belirli bir sürede ve belirli bir isimle düzenlenen etkinlikler olarak
tanımlanmak mümkündür (Yıldız ve Polat, 2016). Festivaller; topluluk değerlerini, ideolojilerini,
kimliğini ve sürekliliğini kapsamaktadır. Destinasyonlardaki festival organizasyonlarını modern
yaklaşım anlayışı ile araştıran ve çalışmalarına yansıtan (Getz, 2005) festivaller için “temalı, kamusal
kutlamalar” tanımında bulunmaktadır. Festival turizmi diğer turizm çeşitleriyle karşılaştırıldığında,
genellikle yılda bir kez ve sınırlı bir alanda düzenlenen belirli tarihleri olan bir etkinlik olması gibi ayırt
edici özelliklere sahiptir (Shone ve Parry, 2004). Festival turizmi düzenlendiği destinasyonlara
ekonomik, çevresel ve sosyo-kültürel açıdan katkılar sağlamaktadır. Ayrıca festivaller kapsamında
turistlerin yaptıkları harcamalar ile yerel işletmelerin ve yerel idarelerin gelirlerinde, yeni açılan
turizm işletmelerinin sayısında artış ve istihdamın sürekliliği sağlanabilmektedir (O’Sullivan ve
Jackson, 2002). Festivaller, bir destinasyonda yerel toplumun kendine has bir değeri kutlamak, bir
olayı veya kişiyi anmak amacıyla düzenlenen kültürel, sanatsal ve sosyal içerikli etkinliklerdir. Bir
değeri veya geleneği anmak amacıyla düzenlenen festivallerin zamanla bu geleneği yaşatmak
amacına da hizmet ettiği görülmektedir. Geleneğin yaşatılması ise toplumların sahip olduğu kültürel
öğelerin gelecek nesillere aktarılmasında son derece önemlidir (Giritlioğlu, Olcay ve Özekici, 2011).
91
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı- 3
Festivaller aynı zamanda yerel halk ve turistler arasında ekonomik, sanatsal, kültürel ve sosyal
açıdan bir yakınlaşma ve tanıtım amacı da güderler (Bilgili, Yağmur ve Yazarkan, 2012).
Festivallerin çeşitli dinsel nedenlerden ortaya çıktığı düşünülmektedir. Eski Yunan
Uygarlığı’nda törenler ve festivaller özellikle şarap tanrısı Dioniysos’u anmak için düzenlenirdi ve
onun adına festivaller, danslar, tiyatrolar ve müzikli eğlenceler düzenlenerek etkinlikler yapılırdı.
Ancak Rönesans ile birlikte dinsel olaylar önemini yitirmeye başlayınca daha farklı nedenlerle
festivaller düzenlenmeye başlamıştır (Albayrak, 2013).
Şekil 1. Festivaller hakkında genel bilgi modeli (Getz, 2007).
Festival organizasyonlarının temelini oluşturan üç temel bileşenin uyumu oldukça önemlidir.
Bu üç faktör; etkinliğin yapılacağı destinasyon, ilgili destinasyonda yaşayan yerel halk ve festivale
katılmak için gelen ziyaretçilerdir. Etkinliğin yapıldığı destinasyona ziyaretçilerin gelmesi ve
ziyaretçiler ile yerel halkının buluşması etkinliğin kültür turizmi boyutunu oluştururken; etkinlik
yerinde ziyaretçilerin ve bölge halkının buluşması festival turizmi aşamasını oluşturmaktadır
(Yetginer, 2019). Festival organizasyonlarını bir turistik pazarlama faaliyeti olarak kullanmak son
yıllarda turistlere çeşitli rekreasyon alternatifleri sunan ve yerel halkın kültürel faaliyetlerinden elde
ettikleri çeşitli faydaları almalarını sağlayan yeni bir trend haline gelmiştir (Chang ve Tsai, 2016).
Festivaller sayesinde bazen ilginç ve bazen de egzotik kültür öğeleri kullanılarak turistler
92
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı- 3
destinasyonlara çekilebilmektedirler (Quinn, 2006). Ayrıca turistler alışılmadık atmosfere katılmak,
benzer ya da farklı ilgi alanlarına sahip yeni insanlarla tanışmak ve dünya hakkında daha fazla bilgi
edinmek istemektedirler. Modern bir turizm ürünü olarak festivaller bir toplumun kültürünün
çekirdeği konumunda olup belirli bir kültürel ve tarihsel geçmişe sahiptirler. Festivaller bu yönleriyle
farklılık arayışında olan ve rutinden uzaklaşmak isteyen turistler içinde bir alternatif
oluşturmaktadırlar.
Dünyanın sosyal, kültürel ve politik yapısındaki geniş kapsamlı değişiklikler turizm
endüstrisinin kapsamını ve organizasyonunu önemli ölçüde değiştirmiştir (Hollinshead, 1998). Artan
küreselleşme ile birlikte eğlence kavramı yeni bir tüketici hakkı olarak öne çıkmıştır ve
destinasyonlar arasında rekabetin daha da artmasına neden olmuştur. Artan rekabet ise tarihi
festivallerin ve etkinliklerin önemini arttırmıştır (Van Diepen ve Ennen, 2010). Festivallerin bir
destinasyonda turist trafiği oluşturması nedeniyle, çevredeki çeşitli turistik unsurlar üzerinde etkileri
söz konusudur.
Tablo 1. Turistik Mekân Bileşenleri ve Festival Turizminin İşlevleri
Turistik Mekân
Bileşenleri
Doğal Miras
Kültürel Miras
Altyapı
Turistik Faaliyetler
Üstlenen İnsanlar
Festival turizminin işlevleri
Doğal çevrenin korunması ve sürdürülebilir kalkınma fikirlerinin desteklenmesi.
Müzeler veya galeriler gibi maddi miras tesislerine yeni ziyaretçiler çekmek. Yerel ve
bölgesel kültürel mirasın geliştirilmesi imkânı. Turistlerin kültürel mirasla iletişim
kurmalarını sağlamak. Yüksek kültürü teşvik etmek.
Büyük festivaller düzenlemek. Kültür ve eğlence ile ilgili turizm altyapısının
geliştirilmesi amacıyla tesisler inşa etmek. Festival katılımcısı turistlerinin
ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla konaklama ve catering altyapısının geliştirilmek.
Turistlerin boş zamanlarını ilginç bir şekilde geçirebilecekleri ve ilgi alanlarını takip
edebilecekleri bir yer yaratmak. Fikir ve görüş alışverişinin yanı sıra eğitim alanı
oluşturmak. Çok etnikli toplumlarda özellikle önemli olan festivallerle çok
kültürlülük fikrini desteklemek. Cinsel azınlıkların kendilerini ifade etmeleri için alan
yaratmak. Festival hizmetleri kapsamında yerel halka istihdam yaratmak
Kaynak: (Wlodarczyk, 2009).
Festival turizmi çoğu zaman bir mekânın fiziksel, sosyal ve ekonomik yönünü
değiştirebilmektedir (Cudny, 2013). Wlodarczyk (2009) bir turistik alanın dört temel unsurunu (Tablo
1); doğa tarafından yaratılan ve belirli bir alanın turizm varlıklarını oluşturan unsurlar (doğal miras),
belirli bir alandaki insanlar tarafından yaratılan turizm kaynakları (kültürel miras), altyapı ve doğal
unsurları tamamlayan ve bölgeyi daha cazip hale getiren bölgenin turizmle ilgili kaynakları (turistik
faaliyetler üstlenen insanlar) olarak tanımlamaktadır.
93
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı- 3
Tablo 2. Turistik Festival Türleri
Yerel Miras Festivalleri
Yerel Modern Festivaller
Ulusal Miras Festivalleri
Küresel Modern
Festivaller
- Çoğunlukla yerel pazar
odaklıdır.
- Bölgeseldir.
- Öncelikleri turizm
değildir.
- Yerel düzeyde tarihi
olayları, figürleri ve
kültürel gelenekleri
kutlamak için
düzenlenir.
- Çoğunlukla yerel pazar
odaklıdır.
- Düzenlendikleri yerde
turizm ve imaj geliştirme
amacı güder.
- Yerel gıda ürünlerini ve
diğer yerel özellikleri
kutlamayı amaçlar.
- Yerel ve ulusal pazar
odaklıdır.
- Bölgeseldir.
- Daha çok tarihidir ve
turizm dışı hedefler taşır.
- Ulusal olayları, figürleri
ve paylaşılan gelenekleri
kutlamak için
düzenlenir.
- Yerel ve uluslararası
pazar odaklıdır.
- Turizm ve imaj
geliştirme amacı taşır.
- Uluslararası filmlerin,
yemeklerin, sanat ve
ticari faaliyetlerin
kutlanmasını amaçlar.
Kaynak: (Ma ve Lew, 2012)
Festivallere katılmak için seyahat eden turistlere festival turisti denilmektedir.
Destinasyonlarda festival geliştirme süreci ise festivalleşme olarak adlandırılmaktadır (Cudny, Korec
ve Rouba, 2012). Alanyazın incelendiğine festivallerin genel olarak dört ana başlık altında
sınıflandırıldıkları (Tablo 2) görülmektedir (Ma ve Lew, 2012).
Festival turizmi yerel destinasyon, katılım ve deneyim, kültür, kapsam ve fayda sürekliliği
özellikleri açısından diğer turizm türlerinden ayrışabilmektedir (Getz, 2010). Festival turizmi
özellikleri kapsamında da değerlendirilebilecek bu bileşenler kısaca şu şekilde detaylandırılabilir.
Yerel Destinasyon: Tüm destinasyonlar karakteristik kültürel özellikleri açısından benzersiz
ve değiştirilemez özgün zenginliklere sahiptirler. Bu yönüyle festival turizmine ev sahipliği yapan
bir destinasyon diğer destinasyonlardan farklılaşabilmektedir.
Katılım ve Deneyim: Festival turizmi geleneksel turizm türlerinden farklıdır. Katılım
bileşeni festival turizminin önemli özelliklerinden biridir. Festivaller sayesinde dünyanın dört bir
yanından gelen ziyaretçiler çeşitli aktiviteler deneyimleyerek, daha eğlenceli vakit geçirirler ve
aynı zamanda destinasyona ekonomik gelir sağlarlar.
Kültür: Festival turizminin çağrışımı ve odak noktası kültürdür. Destinasyonlarda festival
turizminin gelişmesiyle birlikte sadece o destinasyonda turizm pazarı aktif duruma gelmekle
kalmayıp aynı zamanda zengin turizm kaynakları olan destinasyonlar arasındaki kültürel
iletişimde güçlenir.
Kapsamlı: Festival turizmi kapsamlı organizasyon yapısı ve işleyişi gerektirmektedir. Çünkü
festival turizmi; politik, ekonomik ve kültürel yönleri olan ve bir destinasyonda turizm
endüstrisinin gelişmesine katkı sağlayan kapsamlı bir turizm çeşididir.
Fayda Sürekliliği: Festival turizmi bir destinasyonda tekrarlayan bir faaliyet olması yönüyle
her zaman destinasyonun görünürlüğünü arttırır ve ilgili destinasyonda turizmin ve dolaylı olarak
da ekonominin gelişimini teşvik eder.
94
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı- 3
Genel anlamda oluşturduğu turistik talep ve ekonomik katkıları açısından festivaller organize
edildikleri destinasyonlar için oldukça önemlidirler. Festivaller bu yönleriyle bir destinasyonun
önemli turistik varlıklarındandır. Ayrıca festivaller bir destinasyonda doğayı korumayı teşvik ederler,
maddi ve maddi olmayan kültür unsurlarını gün yüzüne çıkartırlar, kültürel miras alanlarına turistik
talebi çekerek destinasyonda dengeli gelişimi teşvik ederler, turistlere bilgi ve fikir alışverişinde
bulunmanın yanı sıra öğrenme fırsatı sunarlar, hoşgörü ve çok kültürlülüğü teşvik ederler, yerel halk
ve turistler için rekreasyonel ve unutulmaz bir turistik deneyim sunarlar.
İlgili Araştırmalar
Çelikkanat ve Güçer (2014) Bodrum destinasyonunda yerel halkın turizme bakış açısını
değerlendirmek üzere yürüttükleri çalışmalarında; yerel halkın turizme bakış açılarının olumlu
olmakla birlikte turizm kapsamında destinasyonun doğal ve kültürel çevresine verilebilecek zarar
konusunda ise temkinli oldukları sonucuna ulaşmışlardır. Giritlioğlu ve Bulut (2015) Gaziantep
destinasyonunda yaşayan yerel halkın turizm faaliyetlerini değerlendirmelerini belirlemek amacıyla
yürüttükleri çalışmalarında; yerel halkın genel anlamda destinasyonlarındaki turizm faaliyetlerine
yönelik tutumlarının olumlu olduğu, turizm sayesinde destinasyonun kültürel yapısının, doğal
güzelliklerinin
ve
yemek
kültürünün
korunabildiğini
düşündükleri,
destinasyonlarında
sürdürülebilirliğin sağlanabilmesi için reklam ve tanıtım faaliyetlerine ağırlık verilmesi ve
destinasyonlarındaki
tarihi
yapıların
restore
edilmesi
gerektiğine
inandıkları
sonucuna
ulaşılmışlardır.
Dilek, Çoban ve Harman (2017) Hasankeyf destinasyonunda yaşayan yerel halkın turizme
yönelik tutumlarını belirlemek amacıyla yürüttükleri çalışmalarında; yerel halkın destinasyondaki
turizm faaliyetlerine olumlu destek verdikleri, turizmin sosyo-kültürel ve ekonomik katkılarından
hoşnut oldukları sonuçlarına ulaşılmışlardır. Olcay ve Araboğa (2018) Bitlis destinasyonunda yaşayan
yerel halkın destinasyonlarındaki turizm potansiyeline bakış açılarını belirlemek amacıyla
yürüttükleri çalışmalarında; yerel halkın destinasyonlarındaki yürütülen turistik faaliyetlere bakış
açılarının olumlu olmasına rağmen destinasyonun sahip olduğu turizm kaynaklarının turizme
yeterince kazandırılamadığına inandıkları sonucuna ulaşmışlardır. Akpulat ve Üzümcü Polat (2019)
yerel halkın destinasyonlarında yürütülen turizm faaliyetlerine bakış açılarını belirlemek amacıyla
Çeşme destinasyonunda yürüttükleri çalışmalarında; yerel halkın destinasyonlarında yaşadıkları park
yeri, trafik yoğunluğu, aşırı kalabalık, çarpık kentleşme, çevre ve gürültü kirliliği gibi sorunların
destinasyonlarında yürütülen turizm faaliyetlerinden kaynaklandığına inandıkları ve turizmin
olumsuz etkilerine daha çok dikkat çektikleri sonucuna ulaşmışlardır.
95
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı- 3
YÖNTEM
Araştırmanın Amacı
Çalışmada Tekirdağ ilinde yaşayan yerel halkın 1-3 Haziran 2018 tarihlerinde
destinasyonlarında düzenlenen 54. Kiraz Festivali’ne ilişkin değerlendirmelerinin belirlenmesi
amaçlanmaktadır. Araştırmanın kapsamını oluşturan ve yerel halkın yaşadıkları destinasyonlarındaki
turizm hareketliliğini ve faaliyetlerini farklı destinasyonlar özelinde değerlendiren çalışmalar ilgili
alanyazında mevcuttur (Çelikkanat ve Güçer, 2014; Giritlioğlu ve Bulut, 2015; Dilek, Çoban ve
Harman, 2017; Olcay ve Araboğa, 2018; Akpulat ve Üzümcü Polat, 2019). Ancak araştırma alanı
olarak seçilen Tekirdağ destinasyonunda konuyu bu yönüyle ele alan ve ilgili festivali araştırma
konusu edinen bir çalışma bulunmamaktadır.
Araştırma Alanının Seçim Süreci
Araştırma alanı olarak Tekirdağ destinasyonunun ve Kiraz Festivali’nin seçilmesinde; ilgili
destinasyonun 6000 yıllık bir tarihi geçmişe, Şarköy, Hoşköy, Kumbağ ve Kastro gibi önemli deniz
turizmi destinasyonlarına sahip olması, üzüm yetiştiriciliği ve şarapçılık açısından konumu, Tekirdağ
Köftesi, Peynir Helvası, Hayrabolu Tatlısı, vb. marka lezzetleri ve diğer gastronomik zenginlikleri,
Namık Kemal Evi, Rakoczi Müzesi, Rüstem Paşa Külliyesi, vb. tarihi eserleri, Bozaba, Kiraz, Hıdrellez,
Yağlı Güreşler, vb. birçok ulusal ve uluslararası tanınırlığı olan etkinliğe ev sahipliği yapması
(Tekirdağ Valiliği, 2020) ve İstanbul gibi Türkiye’nin nüfus yoğunluğu açısından en büyük
destinasyonuna olan yakınlığı (146 km), her yıl yerli ve yabancı çok sayıda turisti ağırlaması ve
araştırma konusu ile ilgili daha önce destinasyonda herhangi bir çalışmanın yapılmamış olması gibi
faktörler etkili olmuştur.
Araştırma Ölçeğinin Oluşturulması
Araştırmanın veri toplama sürecinde iki bölümden oluşan bir anket kullanılmıştır. Anket
formunun ilk bölümü yerel halkın demografik özelliklerini belirlemeye yönelik yedi sorudan ve bu
sorulara ilişkin katılımcıların seçebilecekleri çoklu seçenekli ifadelerden oluşmaktadır. Anket
formunun ikinci bölümü ise yerel halkın bir turistik faaliyet olarak festivallerin yaşadıkları
destinasyona etkilerini değerlendirmelerini belirlemeye yönelik 24 adet Likert tipi ifadeden (5Kesinlikle Katılıyorum-1-Kesinlikle Katılmıyorum) oluşmaktadır. Ankette yer alan ifadelerin
oluşturulmasında Dilek, Çoban ve Harman (2017) yararlanılmıştır. Bu çalışmada anketin içerik
geçerliğinin sağlanması için konusunda uzman ve yetkin kişilere danışılmıştır. Yapısal geçerlik
konusunda ise içerik geçerliği, Cronbach’s Alpha katsayısı ve faktör analizi gibi kıstasların yerine
96
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı- 3
getirilmesi gerekmektedir. İlgili geçerlik testleri sonucunda elde edilen geri bildirimler çerçevesinde
ankete son hali verilerek yerel halka uygulanmıştır.
Araştırmanın Evreni ve Örneklemi
Araştırmanın evrenini Tekirdağ ilinde yaşayan, doğrudan veya dolaylı olarak turistik
faaliyetlere katılan yerel halkın bütünü oluşturmaktadır. Araştırma örneklemini ise ilgili
destinasyonda yaşayan ve araştırmanın veri toplama süreci içerisinde ulaşılabilen yerel halk
oluşturmaktadır. Araştırmada evreni temsil edebilecek örneklem sayısını belirlemek amacıyla
Tekirdağ destinasyonunda yaşayan yerel halkın tam sayısının belirlenebilmesi için Türkiye İstatistik
Kurumu’nun (TÜİK) nüfus istatistiklerinden yararlanılmıştır (TÜİK, 2020). TÜİK verilerine göre 2017
yılı sonu itibariyle Tekirdağ destinasyonunda toplam 1.005.463 kişinin yaşadığı tespit edilmiştir.
Ancak bu araştırmanın veri toplama süreci içerisinde (1-3 Haziran 2018) ilgili destinasyonda tam
olarak kaç kişinin yaşadığı tespit edilememiştir. Bu sebeple araştırma örneklemini hesaplamak için
hedef kitledeki birey sayısının bilinmediğinden hareketle; n= t2pq/d2 (Yazıcıoğlu ve Erdoğan, 2007)
formülünden yararlanılmıştır. Formülde; n: Örneklem hacmini yani örnekleme girecek birey sayısını,
p: İncelenen olayın oluş sıklığını yani gerçekleşme olasılığını, q: İncelenen olayın olmayış sıklığını
veya gerçekleşmeme olasılığını, t: Belirli bir anlamlık düzeyinde t tablosunda bulunan teorik değeri
(α=0,05 için ∞ serbestlik derecesindeki t değeri 1,96’dır.), d: Olayın oluş sıklığına göre kabul edilen ±
örneklem hatasını göstermektedir. Formül çerçevesinde ilgili değerleri yerine koyarsak;
n=(1.96)2.(0.5).(0.5)/(0.05)2; n=384 araştırma örneklem sayısı olarak belirlenmiştir. Belirli bir
evrendeki her elemanın eşit seçilme şansına sahip olması ve bireylerin tamamının örneğe girme
şansının eşit olması araştırmanın güvenirliği açısından önemlidir (Ural ve Kılıç, 2005). Bu sebeple
araştırmada yerel halkın belirlenmesinde zaman ve maliyet avantajı, erişim kolaylığı, eldeki mevcut
veya gönüllü bireylere uygulanması avantajları nedeniyle olasılığa dayalı olmayan örnekleme
yöntemlerinden kolayda örnekleme tekniğinden yararlanılmıştır (Erkuş, 2011). Evren büyüklüğünü
temsil edebilecek örneklem büyüklüğünü (384 katılımcı) sağlamak için toplam 440 anket
destinasyonda yaşayan yerel halka 1-3 Haziran 2018 tarihleri arasında yüz yüze iletişim kurularak
ulaştırılmıştır. Ancak geri dönüş sağlanan anketlerden 13 tanesi her soruya aynı cevap seçeneğinin
kodlanması ve 15 anket ise cevap kodlamalarının %50’sinden fazlasının boş bırakılmasından dolayı
değerlendirme dışında bırakılmıştır. Araştırmanın değerlendirme kısmına 412 anket dâhil edilmiştir
ve anketlerin geri dönüş oranı %94 olarak gerçekleşmiştir.
Araştırmanın Analizleri
Araştırma sonucunda anket formlarından elde edilen veriler SPSS istatistikî veri
programında analize tabi tutulmuştur. Araştırma anketinden elde edilen yerel halkın demografik
97
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı- 3
özelliklerine ilişkin veriler yüzde ve sıklık değerleriyle analiz edilmiştir. Sıklık analizinden sonra
ölçeğin güvenirliği analiz edilmiştir. Ölçekle ilgili diğer testlere geçilmeden önce ölçeğin normallik
testi yapılmıştır. Normallik testinde verilerin Shapiro-Wilks değerlerinin anlamlılık düzeyinin p>0,05
olduğu tespit edilmiştir. Bu sonuç ölçeğin parametrik testler için uygun olduğunu göstermektedir.
Güvenirlik ve normallik analizinden sonra yerel halkın yaşadıkları destinasyondaki festivallerin
etkilerini değerlendirmelerine ilişkin ölçeğin yapı geçerliğini test etmek amacıyla açıklayıcı
(keşfedici) faktör analizi uygulanmıştır.
BULGULAR
Katılımcılara İlişkin Bulgular
Tablo 3. Yerel Halkın Demografik Özelliklerine Göre Dağılımları (n=412)
Demografik Özellikler
Cinsiyet
Medeni Durum
Yaş
Eğitim
Meslek
Aylık Gelir
Destinasyona Festivallerin
Etkisini Değerlendirme
Destinasyon Ziyaretçilerine
Bakış Açısı
Kadın
Erkek
Bekâr
Evli
15-24 Yaş Aralığı
25-60 Yaş Aralığı
61 Yaş ve Üzeri
Lise ve Altı
Ön lisans
Lisans
Lisansüstü
Öğrenci
Kendi İşini Yapan
Özel Sektör Çalışanı
Kamu Çalışanı
Emekli
2020 TL ve Daha Az
2021 TL-5000 TL Arası
5001 TL ve Üzeri
Yararlı
Zararlı
Olumlu
Olumsuz
Toplam
Sayı (n)
188
224
174
238
138
156
118
88
76
185
63
106
141
78
35
52
66
118
228
384
28
374
38
412
Yüzde (%)
45,6
54,4
42,2
57,8
33,5
37,9
28,6
21,4
18,4
44,9
15,3
25,7
34,2
18,9
8,5
12,6
16,0
28,6
55,4
93,2
6,8
90,8
9,2
100
Araştırmada uygulanan sıklık analizi sonuçlarına göre (Tablo 3) araştırma katılımcılarının
çoğunluğunun; erkek (%54,4); evli (%57,8), 25-60 yaş aralığında (%37,9), lisans düzeyinde eğitime
sahip (%44,9), kendi işinde çalışan veya kendi işyerini işleten (%34,2), 5001 TL ve üzerinde aylık
gelire sahip (%55,4), festivalleri destinasyonları için yararlı olarak değerlendiren (%93,2) ve
destinasyonlarını ziyaret eden turistlere yönelik olumlu bakış açısına sahip (%90,8) kişilerden
oluştukları belirlenmiştir.
98
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı- 3
Güvenirlik Analizi Bulguları
Tablo 4. Güvenirlik Analizi Sonuçları
İfade Sayısı
24
Cronbach’s Alpha
,899
Örneklem Sayısı
412
Yüzde (%)
100
Bir araştırmada güvenirlik analizi; herhangi bir konuda örneklemi oluşturan birimler
üzerinden veri toplamak amacı ile oluşturulan ifadelerin kendi aralarında tutarlı olup olmadığını test
etmek amacıyla yapılır (Ural ve Kılıç, 2005). Yapılan güvenirlik analizi sonucunda (Tablo 4)
araştırmada kullanılan ölçeğin Cronbach’s Alpha katsayısı ,899 olarak bulunmuştur. Elde edilen
katsayı oranları ölçeğin güvenilir olduğuna işaret etmektedir.
Faktör Analizi Bulguları
Bu çalışmada uygulanan normallik testi sonuçlarına göre Skewness değeri -,444 ile ,568
arasında ve Kurtosis değeri ise ,542 ile -,268 arasında değişmektedir. Normallik testinde ilgili
Skewness ve Kurtosis değerleri -1.5 ile +1.5 olduğu için ölçek normal dağılıma sahiptir denilebilir
(Tabachnick ve Fidell, 2013).
Tablo 5. Araştırma Ölçeği Faktör Analizi Sonuçları (n=412)
İfadeler
Özdeğerler
Destinasyonda turistik festivallerin daha
çok gelişimi için çaba sarf edilmelidir.
Destinasyonda festivallere yatırımlar
artarak devam etmelidir.
Festivaller destinasyonun önemli bir
parçası olarak sürdürülmelidir.
Destinasyonda festivallerin gelişimini
destekliyorum.
Festivaller destinasyondaki çevre kalitesini
olumsuz etkilemektedirler.
Festivaller
destinasyonda
hayat
pahalılığına neden olmaktadır.
Festivaller destinasyondaki yerel halkın
davranışlarını
olumsuz
şekilde
etkilemektedirler.
Festivaller destinasyondaki yerel halkın
kültürel değerlerinin yok olmasına neden
olmaktadırlar.
Festivaller
destinasyonda
suçların
ve
sosyal
olumsuzlukların
artmasına
neden olmaktadırlar.
Festivaller destinasyonda aşırı
kalabalık ve trafiğe neden
olmaktadırlar.
Festivaller destinasyonda çevresel kirliliğe
neden olmaktadırlar.
Festivallerle birlikte destinasyondaki yerel
halk daha çok ekonomik kazanç
sağlamaktadır.
FGD
7,114
FOSKE
4,987
FOEE
5,348
FGM
3,451
FOKE
2,189
Ort.
( )
,744
,738
4,51
,731
,717
,730
,726
,711
,706
3,12
,698
,684
,677
,738
99
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı- 3
Festivaller
destinasyondaki
yerel
ekonomiyi desteklemektedirler.
Festivaller destinasyondaki yerel halkın
yaşam kalitesini arttırmaktadırlar.
Festivaller destinasyondaki doğal çevrenin
korunmasına katkı sağlamaktadırlar.
Festivaller olmasa işlerim ekonomik olarak
daha çok zorlaşabilir.
Festivaller destinasyondaki yerel halkın
kültürel gelişimine katkı sağlamaktadırlar.
Festivallerin
destinasyonda
yarattığı
çevresel gelişimden memnunum.
Festivallerle birlikte destinasyonda kamu
hizmetlerinin gelişiminden memnunum.
Festivallerle birlikte destinasyonda olan
ekonomik gelişimden memnunum.
Festivallerle birlikte destinasyonda olan
sosyal gelişimden memnunum.
Festivallerin destinasyonda gelişimi benim
işimi de olumlu etkiliyor.
Festivallerin destinasyonda gelişiminden
bende faydalanıyorum.
Faktörlere Ait Alpha Değerleri
Faktörlere Ait Varyans Değerleri (%)
Toplam Açıklanan Varyans (%)
KMO Örnekleme Ölçüm Yeterliliği
Barlett Küresel Test Değeri
Sig. p değeri-Olasılık Değeri
,732
,721
,709
4,46
,694
,681
,724
,706
,682
4,48
,668
,760
4,44
,756
,892
21,124
,866
18,366
,873
20,674
83,389
,866
3887,453
0,000
,878
14,089
,904
9,166
Normal dağılım testinden sonra açıklayıcı faktör analizi uygulanmıştır. Uygulanan açıklayıcı
faktör analizi sonucunda (Tablo 5); KMO değeri ,866 olarak (p=0,000) belirlenmiştir. Bu değer
literatürde kabul görmüş değer aralıkları çerçevesinde mükemmel olarak değerlendirilmektedir
(Durmuş, Çinko ve Yurtkoru, 2010). Ayrıca Barlett’s Test of Sphericity-Küresellik Testi sonucu
3887,453 olarak tespit edilmiştir. Bu oranın düzeyi de örneklem büyüklüğünün faktör analizi için
yeterli ve uygun olduğunu göstermektedir. Çalışmada ayrıca hem faktör yükleri açısından 0,30’un
altında olan hem de eşkökenlilik (communalities) değerleri 0,50’nin altında olan ifadeler
değerlendirme dışı bırakılarak açıklayıcı faktör analizinin geçerliğinin arttırılması amaçlanmıştır.
Yapılan bu iki işlem sonucunda ölçekte yer alan 24 ifadeden birinin (Festivaller destinasyondaki
ürünlerinin ve hizmetlerinin fiyatlarını arttırmaktadır.) ölçekten çıkarılmasına karar verilmiştir. Faktör
analizi sonucunda özdeğeri birden büyük 23 ifadeden oluşan beş boyut belirlenmiştir. Bu boyutlar
toplam varyansın %83,389’unu açıklamaktadır. Araştırmada elde edilen varyans oranı alınyazına
göre kabul edilebilir bir düzeydedir (Altunışık ve ark., 2007). Araştırmada faktör analizine ilişkin
boyutlar Dilek, Çoban ve Harman (2017) referans alınarak; Festivallerin Gelişimine Destek (FGD),
Festivallerin Olumsuz Sosyo-Kültürel Etkileri (FOSKE), Festivallerin Olumlu Ekonomik Etkileri
(FOEE), Festivallerin Gelişiminden Memnuniyet (FGM) ve Festivallerin Olumlu Kişisel Etkileri (FOKE)
olarak adlandırılmıştır. Katılımcıların araştırma boyutlarından; festivallerin gelişimine desteği
100
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı- 3
( =4,51) festivallerin olumlu kişisel etkilerini ( =4,46), festivallerin olumlu ekonomik etkilerini
( =4,48) ve festivallerin gelişiminden memnuniyeti ( =4,44) yüksek ve olumlu değerlendirdikleri
festivallerin olumsuz sosyo-kültürel etkilerini ise düşük ve olumsuz ( =3,12) değerlendirdikleri
belirlenmiştir.
TARTIŞMA
Destinasyonlar yoğun rekabet ortamında yerel, ulusal ve uluslararası ölçekte var olmaya
çalışmaktadırlar. Bu kapsamda genel anlamda yerel düşünüp ulusal hareket eden destinasyonların
daha başarılı oldukları söylenebilir. Yerelden anlaşılması gereken ise sadece planlanan turistik
faaliyetler değil aynı zamanda o destinasyonda yaşayan yerel halkın ilgili faaliyetlere bakış açısının
ve gelen turistlere ve ziyaretçilere yönelik tutumlarının ölçülmesidir. Bu çerçevede konuya yaklaşan
çalışma sonucunda; yerel halkın destinasyonlarında organize edilen festivallerin daha çok
geliştirilmesi ve festivallere daha çok yatırım yapılması gerektiğine inandıkları ve festivallerin
destinasyonlarının bir parçası olduğunu düşündükleri belirlenmiştir. Yerel halkın festivalleri kendileri
için bir ekonomik kazanç aracı olarak gördükleri, festivallerin yerel ekonomilerine olumlu
etkilediğine ve yaşam kalitelerini arttırdığına inandıkları sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca festivallerin
destinasyonlarına olan çevresel, kültürel, ekonomik ve sosyal katkılarından ve kamusal hizmetleri
teşvik etmelerinden memnuniyet duydukları; festivallerin gelişmesinden kişisel olarak özellikle
ekonomik anlamda yarar sağladıklarını düşündükleri belirlenmiştir. Diğer taraftan festivallerin
destinasyonlarındaki çevre kalitesine, davranışlarına, kültürel değerlerine, genel suç oranlarına,
kalabalığa, hayat pahalılığına, gürültüye ve aşırı trafiğe, çevresel kirliliklere, vb. neden olmadığını
düşündükleri de tespit edilmiştir. İlgili sonuçlar çerçevesinde Tekirdağ destinasyonunda yaşayan
yerel
halkın
destinasyonlarındaki
festival
organizasyonlarını
genel
anlamda
olumlu
değerlendirdiklerini söylemek mümkündür. Destinasyonlarda turizm ve turistik faaliyetlerin yanlış
planlandığı ve yönetildiği durumlarda destinasyonlarda enflasyon, dış alımın artması, zararlı madde
kullanımının artması, trafik-park sorunu ve çarpık kentleşme gibi sorunlar yaşanabilmektedir. Ancak
Tekirdağ destinasyonunda yerel halkın henüz bu olumsuzlukları düşük düzeyde algıladıkları
belirlenmiştir.
SONUÇ VE ÖNERİLER
Bu araştırmanda Tekirdağ ili sınırları içerisinde yaşayan yerel halkın 1-3 Haziran 2018
tarihlerinde destinasyonlarında düzenlenen 54. Kiraz Festivali’ne ilişkin değerlendirmelerinin
belirlenmesi amaçlanmaktadır. Araştırmada uygulanan sıklık analizi sonuçlarına göre araştırma
katılımcılarının çoğunluğu erkeklerden, evlilerden, 25-60 yaş aralığında, lisans düzeyinde eğitime
sahip, kendi işletmesinde çalışan veya kendi işinde çalışan, 5001 TL ve üzerinde aylık gelire sahip
kişilerden
oluşmaktadırlar.
Ayrıca
katılımcıların
101
nerdeyse
tamamına
yakını
festivalleri
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı- 3
destinasyonları için yararlı olarak değerlendirmektedirler (%93) ve destinasyonlarına gelen turistlere
bakış açıları da (%91) olumlu düzeydedir. Araştırma ölçeğine uygulanan açıklayıcı faktör analizi
sonucunda; yerel halkın destinasyonlarına festivallerin etkilerini değerlendirmelerine ilişkin ölçek
ifadelerinin beş boyut altında toplandığı belirlenmiştir. İlgili boyutlar festivallerin gelişimine destek,
festivallerin olumsuz sosyo-kültürel etkileri, festivallerin olumlu ekonomik etkileri, festivallerin
gelişiminden memnuniyet ve festivallerin olumlu kişisel etkileri şeklinde adlandırılmıştır. Elde edilen
sonuçlar ilgili literatür ile uyumludur (Dilek, Çoban ve Harman, 2017). Araştırmaya dâhil edilen yerel
halkın ölçek boyutlarını değerlendirmelerine ilişkin yapılan analiz sonuçlarına göre; festivallerin
gelişimine destek, festivallerin olumlu kişisel etkileri, festivallerin olumlu ekonomik etkileri ve
festivallerin gelişiminden memnuniyet boyutlarını yüksek ve olumlu değerlendirdikleri ancak
festivallerin olumsuz sosyo-kültürel etkilerini ise düşük ve olumsuz değerlendirdikleri belirlenmiştir.
Yapılan bu araştırmanın ilgili destinasyona, alanyazına ve sonraki çalışmalara katkı
sağlayacağı düşünülmektedir. Ancak araştırma maddi kaynaklar ve zaman sınırlılığından dolayı
örnekleme büyüklüğü literatürde kabul edilen sınırlar içerisinde olmakla birlikte daha geniş bir
örnekleme büyüklüğüne uygulanamamıştır. Bu sebeple gelecekteki çalışmalarda araştırmaya dâhil
edilen yerel halkın milletlerinin çeşitliliğinin ve örneklem kapsamının arttırılması araştırma
sonuçlarının genellenmesi açısından olumlu katkı sağlayacaktır.
KAYNAKÇA
Akpulat, A. N., & Üzümcü Polat, T. (2019). Turistik destinasyonlarda turizmin etkilerine yerel halkın
bakış açısı: Çeşme örneği. Journal of Recreation and Tourism Research, 6(4), 448-463.
Albayrak, A. (2013). Alternatif Turizm (1. Baskı). Ankara: Detay Yayıncılık.
Altunışık, R., Çoşkun, R., Bayraktaroğlu, S., & Yıldırım. E. (2007). Sosyal Bilimlerde Araştırma
Yöntemleri SPSS Uygulamalı (Geliştirilmiş Beşinci Baskı). Sakarya: Sakarya Yayıncılık.
Andersson, T., & Getz, D. (2007). Stakeholder management strategies of festivals. Journal of
Convention and Event Tourism, 9(3), 199-220.
Andersson, T. D., & Getz, D. (2009). Tourism as a mixed industry: differences between private,
public and not-for-profit festivals. Tourism Management, 30(6), 847-856.
Bilgili, B., Yağmur, Ö., & Yazarkan, H. (2012). Turistik ürün olarak festivallerin etkinlik ve verimliliği
üzerine bir araştırma (Erzurum-Oltu Kırdağ Festivali örneği). Uluslararası Sosyal ve Ekonomik
Bilimler Dergisi, 2(2), 117-124.
Chang, F. H., & Tsai, C. Y. (2016). Influences of the cultural implications and tourism attractiveness
of festival tourism on tourist loyalty. Journal of Business & Management Studies, 2(1), 1-10.
Cudny, W. (2011). Film festivals in Lodz as a main component of urban cultural tourism. Bulletin of
Geography. Socio-Economic Series, 15, 131-141.
Cudny, W., Korec, P., & Rouba, R. (2012). Resident’s perception of festivals-the case study of Lodz.
Slovak Sociological Review, 44, 704-728.
102
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı- 3
Cudny, W. (2013). Festival tourism-the concept, key function and dysfunctions in the context of
tourism geography studies. Geographical Journal, 65(2), 105-118.
Çelikkanat, N., & Güçer, E. (2014). Yerel Halkın Turizme Bakış Açısı: Bodrum İlçesi Örneği. 15. Ulusal
Turizm Kongresi, 13-16 Kasım 2014, Ankara.
Dilek, E. S., Çoban, Ö., & Harman, S. (2017). Hasankeyf halkının turizmin gelişimine yönelik tutumu.
Turizm ve Araştırma Dergisi, 6(2), 59-72.
Durmuş, B., Yurtkoru, E. S., & Çinko, M. (2010). Sosyal Bilimlerde SPSS’le Veri Analizi (Tıpkı Üçüncü
Basım). İstanbul: Beta Yayıncılık.
Erkuş, A. (2011). Davranış Bilimleri İçin Bilimsel Araştırma Süreci (Güncellenmiş Üçüncü Baskı).
Ankara: Seçkin Yayıncılık.
Getz, D., O’Neill, M., & Carlsen, J. (2001). Service quality evaluation at events through service
mapping. Journal of Travel Research, 39(4), 380-390.
Getz, D. (2005). Event Management and Event Tourism (2.Basım). New York: Cognizant.
Getz, D. (2007). Event Studies: Theory, Research and Policy for Planned Events. Oxford: Elsevier.
Getz, D., Andersson, T., & Larson, M. (2007). Festival stakeholder roles: concepts and case studies.
Event Management, 10(2/3), 103-122.
Getz, D. (2010). The nature and scope of festival studies. International Journal of Event Management
Research, 5(1), 1-47.
Giritlioğlu, İ., & Bulut, E. (2015). Yerel halkın bakış açısına göre Gaziantep turizmi ve sürdürülebilirlik.
Uluslararası Sosyal ve Ekonomik Bilimler Dergisi, 5(1), 25-31.
Giritlioğlu, İ., Olcay, A., & Özekici, Y.K. (2015). Bir turizm çeşitliliği olarak festival etkinliklerinin
sınıflandırılması: Türkiye üzerine bir değerlendirme. Sosyal Bilimler Araştırmaları Dergisi,
5(13), 306-323.
Hollinshead, H. (1998). Disney and commodity aesthetics: a critique of Fjellman’s analysis of
“Distory” and the “Historicide” of the past. Current Issues in Tourism, 1(1), 58-119.
Larson, M. (2002). A political approach to relationship marketing: Case study of the Storsjöyran
festival. International Journal of Tourism Research, 4(2), 119-143.
Liu, A., & Wu, D. C. (2019). Tourism productivity and economic growth. Annals of Tourism Research,
76, 253-265.
Ma, L., & Lew, A. A. (2012). Historical and geographical context in festival tourism development.
Journal of Heritage Tourism, 7(1), 13-31.
Mackellar, J. (2006). Conventions, festivals and tourism: exploring the network that binds. Journal of
Convention and Event Tourism, 8(2), 45-56.
Olcay, A., & Araboğa, Y. (2018). Bitlis ilinin turizm potansiyeli ve yerel halkın turizm olgusuna bakış
açısı. Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, 11(57), 945-961.
O'Sullivan, D. & Jackson, M. (2002). Festival tourism: A contributor to sustainable local economic
development?. Journal of Sustainable Tourism, 10(4), 325-342.
Quinn, B. (2006). Problematising festival tourism: Arts festivals and sustainable development in
Ireland. Journal of Sustainable Tourism, 14(3), 288-306.
103
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı- 3
Quinn, B. (2010). Arts festivals, urban tourism and cultural policy. Journal of Policy Research in
Tourism, Leisure & Events, 2(3), 264-279.
Richards, P., & Ryan, C. (2004). The Aotearoa traditional Maori performing arts festival 1972-2000: A
case study of cultural event maturation. Journal of Tourism and Cultural Change, 2(2), 94117.
Shone, A., & Parry, B. (2004). Successful Event Management (2. Basım). London: Thomson.
Stankova, M., & Vassenska, I. (2015). Raising cultural awareness of local traditions through festival
tourism. Tourism & Management Studies, 11(1), 120-127.
Tabachnick, B. G., & Fidell, L. S. (2013). Using Multivariate Statistics. Boston: Pearson.
Ural, A., & Kılıç, İ. (2005). Bilimsel Araştırma Süreci ve SPSS ile Veri Analizi. Ankara: Detay Yayıncılık.
Van Diepen, A., & Ennen, E. (2010). The construction of destinations-symbolic meanings for
destinations and visitors. Tourism and Visual Culture, 2, 146-155.
Wlodarczyk, B. (2009). Przestrzen Turystyczna-Istota, Koncepcje, Determinanty Rozwoju. Lodz:
(Wydawnictwo Uniwersytetu Lodzkiego).
Yazıcıoğlu, Y., & Erdoğan, S. (2007). SPSS Uygulamalı Bilimsel Araştırma Yöntemleri (Genişletilmiş
İkinci Baskı). Ankara: Detay Yayıncılık.
Yetginer, S. (2019). Alternatif Turizm Kapsamında Festival Turizminin Yerel Halk Üzerindeki Etkisinin
İncelenmesi: Edremit Örneği. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Balıkesir
Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü, Balıkesir.
Yıldız, B., & Polat, E. (2016). Yerel halkın Eskişehir’de düzenlenen festivallerin etkilerine yönelik
algıları. Journal of Tourism and Gastronomy Studies, 4(2), 40-62.
İnternet Kaynakları:
Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi. http://www.tekirdag.bel.tr/kentte_turizm, (ET: 17.06.2020).
Tekirdağ Valiliği. http://www.tekirdag.gov.tr/sehrimiz, (ET: 17.06.2020).
Türkiye İstatistik Kurumu. http://www.tuik.gov.tr/UstMenu.do?metod=temelist, (ET: 17.06.2020).
ATIF:
Ünal, A. (2020). Yerel Halkın Festivalleri Değerlendirmelerine Yönelik Bir Araştırma: Tekirdağ Kiraz
Festivali Örneği. Betül Bayazıt, Ercan Karaçar, Ozan Yılmaz (Ed.), Spor ve
Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3.Cilt içinde (ss. 90-104). Konya, Çizgi Kitabevi
Yayınları
104
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
BÖLÜM
8
BOŞ ZAMAN VE REKREASYON PAZARLAMASI
ÜZERİNE
Gökhan ÇAKMAK
Arş. Gör., Kocaeli Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi,
[email protected]
ATIF: Çakmak, G. (2020). Boş Zaman ve Rekreasyon Pazarlaması Üzerine. Betül
Bayazıt, Ercan Karaçar, Ozan Yılmaz (Ed.), Spor ve Rekreasyon Araştırmaları
Kitabı-3.Cilt içinde (ss. 106-118). Konya, Çizgi Kitabevi Yayınları.
8.BÖLÜM
BOŞ ZAMAN VE REKREASYON PAZARLAMASI ÜZERİNE
Gökhan ÇAKMAK
Arş. Gör., Kocaeli Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi,
[email protected]
BOŞ ZAMAN, REKREASYON VE PAZARLAMA KAVRAMLARI
19. yüzyılda yaşanan Sanayi Devrimi’yle birlikte geleneksel üretim şekillerinin değişmesi
fabrika, büro ya da atölyelerde belirli saatlerde çalışan bir sınıf oluşturmuştur (Yarcan, 1993). Çalışma
saatlerinin sınırlarının belirlenmesiyle çalışanların boş zamanları artmış ve bu durum insanlara
eğlence, seyahat, spor, kültür gibi rekreatif etkinliklere katılım fırsatları yaratmıştır. Kentlerin
büyümesi, konut koşullarının değişmesi, kişi başına düşen ulusal gelirlerdeki artış, endüstri
alanlarındaki uzmanlaşma ve otomasyon insanları rekreatif faaliyetlere katılmaya teşvik edici
gelişmeler olmuştur.
Boş zaman kavramı, “İnsanların çalışma hayatı ve fizyolojik ihtiyaçlarının karşılanması
dışındaki özgür olarak dinlenme, başarı kazanma, kişisel gelişim ve eğlenme için kullandıkları zamanlar”
şeklinde ifade edilebilir (İlban ve Özcan, 2005). Boş zaman kavramının dinlenme, rahatlama,
eğlenme ve kendini geliştirme fonksiyonları sayesinde insanlar yorgunluktan kurtulur ve günlük
hayatın tek düzeliğinden uzaklaşır. Boş zaman, insana günlük hayatın gerekliliğinden sıyrılma fırsatı
sağlar.
Bir başka tanıma göre boş zaman, “Bireyin hem kendisi hem de başkaları için bütün
zorunluluklardan ya da bağlantılardan kurtulduğu ve kendi isteğiyle seçeceği bir etkinlikle uğraşacağı
zamandır” (Tezcan, 1982). Diğer bir tanıma göre ise, “Kişinin çalışmadığı, yaşam zorluklarının ve
biçimsel görevlerinin dışında kalan ve kişinin kendi isteği yönünde harcayabileceği zamandır” (Kılıç,
2006). Bütün bu tanımlamaların ortak yanı boş zamanın günlük hayatın gereklilikleri yerine
getirildikten sonra arda kalan zamanı betimliyor oluşudur.
Rekreasyon kavramı için de çeşitli tanımlamalar mevcuttur. Geleneksel anlamda rekreasyon,
“Bireyi yeniden yaratmak veya bireyi yenileştirmek anlamlarını ifade eder” (İskender, 2017).
Rekreasyon kavramı için kapsamlı bir tanım yapmak gerekirse, “İnsanın yoğun çalışma yükü, sıradan
yaşam biçimi veya olumsuz çevresel etkilerden riske giren veya olumsuz etkilenen bedeni ve ruhi
sağlığını korumak ve devam ettirmek aynı zamanda zevk ve haz almak maksatlı, kişisel doyum
sağlayan, tamamen çalışma ve zorunlu ihtiyaçlar için ayrılan zaman dışında kalan bağımsız ve
106
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı- 3
bağlantısız boş zaman içerisinde isteğe bağlı gönüllü olarak bireysel ya da grup olarak yaptığı
etkinliklerdir” denilebilir (Karaküçük, 1999).
Hutchinson’a (1949) göre rekreasyon, “Zaman harcamaya değen, genel kabul gören bireyin
gönüllü katılımına dayanan, bireye içsel tatmin sağlayan boş zaman meşguliyetleri veya aktiviteleridir”
(Akt. İskender, 2017). Rekreasyon, kapsamı çok geniş bir yaşam biçimi, temel bir insan
gereksinimidir ve sınırları oldukça geniş bir eylemler topluluğu olarak insan yaşamında yer
tutmaktadır (Pehlivanoğlu, 1976). Rekreasyon, bir boş zaman aktivitesidir ve dolayısıyla boş zaman
kavramıyla yakından ilişkilidir. Boş zaman olmaksızın rekreasyon kavramından söz edilemez.
Boş zaman ve rekreasyon kavramlarından sonra pazarlama kavramına bakacak olursak;
Pazarlama kısaca bireyde yeni ihtiyaç, istek, arzu ve beklenti yaratmak şeklinde tanımlanabilir
(İslamoğlu ve Altunışık, 2013). Başka bir tanıma göre pazarlama “Tüketicilerin istek, ihtiyaç ve
arzularını belirleyip onları tatmin eden bir süreçtir “(Argan, 2016) diyebiliriz. Amerikan Pazarlama
Birliği (AMA) tarafından yapılan tanımlamaya göre pazarlama; “Kişilerin ve örgütlerin amaçlarına
uygun biçimde değişimi sağlamak üzere, malların, hizmetlerin ve düşüncelerin yaratılmasını,
fiyatlandırılmasını, dağıtılmasını ve tutundurma faaliyetlerini planlama ve uygulama sürecidir”
(Cemalcılar, 1996). Amerikan Pazarlama Birliği tarafından yapılan bu tanım, en kapsamlı ve
günümüzde en çok kullanılan pazarlama tanımıdır.
Çağdaş pazarlama felsefesinin hedefi temelde müşteri memnuniyetini sağlamaktır. Ancak
yalnızca müşteri memnuniyetini sağlamakla yetinmez daha da öteye giderek müşteri tatmini
sağlamayı hedefler. Müşteri memnuniyeti ise tüketici beklentilerinin doğru ve eksiksiz olarak
anlaşılması ve bu beklentilerin zamanında karşılanması ile sağlanabilir (İslamoğlu ve Altunışık, 2013).
Boş Zaman Kullanımı ve Rekreatif Etkinlikler
Boş zamanlar sürelerine göre sınıflandırılabilir. Kısa süreli boş zamanlar kitap okumak,
televizyon seyretmek, müzik dinleyerek vb. evde yapılabilecek faaliyetlerle geçirilebilir. Kısa süreli
boş zamanlar dışarıda yapılabilecek aktiviteler için yeterli değildir. Daha uzun süreli boş zamanlar ise
ev dışında çeşitli aktiviteler yapmaya fırsat sunar. Örneğin sinemaya, tiyatroya, müzeye gidilerek
değerlendirilebilir. Yıllık izinler ise, kişinin kendi zevkine ve mevsime göre şekillendirilebilir. Kişiler bu
sürelerde rahatlıkla seyahat edebilir, çeşitli doğa ya da kültürel faaliyette bulunabilirler (Özgüç,
1984). Çünkü yıllık izinler uzun sürelidir ve kişiye daha geniş bir hareket zamanı sağlar.
Teknolojinin gelişmesiyle birlikte sanayide iş gücünden tasarruf sağlanmış, mekanizasyonu
ve otomasyonu yaratılmış ve bütün bunlar kişilerin boş zamanlarını arttırmıştır. Teknoloji aynı
zamanda gündelik hayatın devamı için yapılması gereken işlere harcanması gereken süreleri de
107
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı- 3
çamaşır ve bulaşık makineleri, elektrikli süpürge, mikro dalga fırın gibi yarattığı yeni ürünlerle
azaltmıştır (Yarcan, 1993). Elde çamaşır ya da bulaşık yıkarken harcanan süre ile bunları makineye
yerleştirmek için harcanan süre arasındaki fark çok fazladır. Mutfak ekipmanlarının yaygınlaşmasıyla
insanın birincil ihtiyaçlarından olan yemek yeme ihtiyacının karşılanması için harcanan süreler de
kısalmıştır. Yani kısacası makinaların hayatımıza girmesiyle insanlar kendileri için harcayabilecekleri
zamanlara sahip olmuştur.
Bu bilgiler ışığında boş zaman, rekreasyonel aktiviteler ve isteğe bağlı ilgi alanlarının
pazardaki en büyük ve en etkili alanı oluşturduğunu söylemek mümkündür. Kültürel etkinlikler,
dışarda yenilen yemekler, seyahatler, spor etkinlikleri, rekreasyonel ve sportif ekipman satın alımları,
el sanatları, eğitim programları, rahatlama ve stres azaltma programları ve daha birçok aktivite boş
zaman pazarını meydana getirmektedir. Bu denli büyük bir pazarın varlığı bu konuda çalışmalar
yapılmasının önünü açmıştır.
Boş Zaman ve Rekreasyon Pazarlaması
Boş zaman faaliyeti bireye, günlük yaşantısının dışında bir şeyler yapma, kendini geliştirme
ve yeni insanlarla tanışma fırsatı sunmaktadır. Boş zaman faaliyeti için seçim sınırsızdır. Birey boş
zaman faaliyeti için seçimini herhangi bir zorunluluk olmadan yapmaktadır. Bireyi, belirli bir boş
zaman faaliyetinin seçilmesine ikna etmek, oldukça zorlu ve aynı zamanda fırsatlarla dolu bir iş
olduğundan bir hayli pazarlama becerisi gerektirir (Morgan, 1996, Akt. Özgören 2007).
Pazarlama son yıllarda rekreasyon ve boş zaman konularında hizmet veren tedarikçiler için
önemli bir kavram haline gelmiştir. Boş zaman ve rekreasyon pazarlaması, tüketicilerin istek ve
ihtiyaçlarını tatmin etmek, aynı zamanda organizasyonun da amaç ve beklentilerini karşılamak üzere
boş zaman ve rekreasyona konu olan ürünün üretilmesi, fiyatlandırılması, hedef kitleye ulaştırılması
ve tutundurulmasını kapsayan bir süreç olarak tanımlanabilir (Argan, 2016). Boş zaman faaliyetleri
zorunlu etkinlikler olmadığı için tüketiciler herhangi bir etkinliği tercih etmekte özgürdür. Bu durum
da boş zaman etkinliği pazarlamaya çalışan pazarlamacıların tüketicileri ikna etmesi için bir takım
farklılıklar üretmesini gerektirmektedir.
Boş zaman ve rekreasyon etkinlikleri birbirinden farklı özelliklere sahip bir tüketici grubuna
sahiptir. Bu çeşitlilik o kadar geniştir ki yaş, cinsiyet, sosyal sınıf ayrımı yapmaksızın hemen herkesi
kapsamaktadır. Yani her yaş grubu, sınıf, din, dil, ırk ve cinsiyete hitap eden çeşitli rekreasyon
etkinlikleri yapılabilmektedir. Buradan yola çıkılarak bir tanımlama yapmak gerekirse boş zaman ve
rekreasyon pazarlamasını, “Belirli bir kitleye boş zaman ve rekreatif etkinlikleri ile ilgili hizmetlerin
tüketicilere sunulmasını kapsayan bir süreç” şeklinde tanımlayabiliriz (Kül Avan, 2016).
108
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı- 3
Boş zaman ve rekreasyon sektörü, ev içinde veya ev dışında ya da bölgesel, ulusal ve
uluslararası alanda boş zaman fırsatları sunan ve birbiriyle örtüşen faaliyetlerde bulunan birçok
işletmeden oluşmaktadır. Boş zaman sektörü, görünürde birbirine benzemeyen çok sayıda farklı
etkinlik ve işletmeyi kapsar (Özgören, 2007).
Her geçen gün insan hayatını kolaylaştıran gelişmeler yaşanmakta ve dolayısıyla insanların
boş zamanları fazlalaşmaktadır. Bu durum rekabet yoğunluğunu da beraberinde getirmektedir.
Yoğun rekabetin yaşanmaya başladığı boş zaman ve rekreasyon sektöründeki organizasyon ve
kuruluşlar varlıklarını devam ettirebilmek için yaratıcı pazarlama tekniklerine fazlasıyla ihtiyaç
duymaktadırlar (Argan, 2007). Yaratıcı pazarlama tekniklerine ihtiyaç duyulması deneyimsel
pazarlamayı ön plana çıkarmaktadır.
Rekreatif etkinlikler tüketicilere seyirci ya da katılımcı olarak iki şekilde pazarlanmaktadır.
Özellikle profesyonel spor dallarının müsabakalarında, özel dans gösterilerinde, konserlerde,
müzelerde seyirci olarak pazarlama söz konusu iken; yarışmalarda, günlük fiziksel aktivitelerde ya da
animasyon etkinliklerinde katılımcı olarak pazarlama söz konusudur (Kül Avan, 2016).
Günümüzde çok sevilen spor dallarından olan futbol, basketbol, motor sporları gibi spor
dalları tüketicilerin genellikle seyirci olarak katılımına izin vermektedir. Öte yandan boş zaman ve
rekreasyon etkinlikleri ise tüketicilerin katılımcı olacağı şekilde pazarlanmaktadır. Örneğin yamaç
paraşütü, dalış, kamp, yürüyüş gibi etkinliklere katılmak isteyen biri katılımcı olarak yer alabilir ama
herhangi bir futbol, basketbol ya da motor sporları gibi spor dalında katılımcı olarak yer alabilmek
için özel yeteneklere sahip olmak gereklidir.
Pazarlamanın amacı, tatmin edilmiş tüketiciler yaratmak ve bu tüketicileri uzun vadede elde
tutmaktır (İslamoğlu ve Altunışık, 2013). Deneyimsel pazarlama, ürünlerin fiziksel nitelikleriyle
ilgilenmekten ziyade daha çok elde edilen sonuçlara yönelik duyguları önemsemektedir. Duygulara
yönelik deneyimlerden elde edilen katma değer mal ve hizmetlerden elde edilen faydayla
kıyaslandığında, yaşanılan zevk, haz, eğlence duyguları ve güzel hatıralar tüketiciler için çok daha
yoğun ve kalıcı olmaktadır (Akyıldız, 2010). Boş zaman ve rekreasyon etkinliklerinin çoğunun aktif
katılım gerektirdiği düşünüldüğünde tüketicilere güzel bir deneyim yaşatmak için çokça fırsat
sunduğu söylenebilir. Güzel bir deneyim yaşayan tüketici tatmin edilmiş tüketici anlamına gelir. Bu
noktada tatmin edilmiş tüketici de hem boş zaman ve rekreasyon etkinlikleri için tekrar satın alma
eğiliminde olan kişi demektir.
Boş zaman ürün ve hizmetlerinin pazarlamasında, geleneksel pazarlamanın temel ilkeleri
alana özgü hale getirilerek uygulanmakla birlikte, boş zaman etkinliklerinin diğer sektörlerden
109
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı- 3
hiçbirinde bulunmayan kendine özgü özellikleri de pazarlama anlayışında göz önünde
bulundurulmalıdır. Çünkü boş zaman ürününün karmaşık yapısından dolayı, pazarlamacının boş
zaman ürününün kendine has özelliklerini bilerek geliştirmesi gerekmektedir (Horner ve
Swarbrooke, 2005. Akt. Özgören, 2007). Bu nedenle boş zaman mal veya hizmetlerinin ayırt edici
özelliklerini göz önünde bulunduran bütünleşik bir yaklaşım, pazarlama stratejilerini başarıya
götürebilir. Bu doğrultuda boş zaman mal ve hizmetlerinin önemli belirleyici özelliklerinin
belirlenmesi önemlidir. Bu özellikler şu şekildedir (Argan, 2007);
•Boş zaman mal ve hizmetlerini dağıtım ağları çoğunlukla karmaşıktır.
•Sunulan boş zamanın etkinliğinin fiyatı, sağlanan yardımlar ve bazı hizmetlerin ücretsiz
oluşu gibi nedenlerle her zaman maliyeti yansıtmaz.
•Boş zaman tüketicileri dışsal etkilerden etkilenebilirler.
•Boş zaman müşterileri her zaman tüketici değildir.
•Boş zaman tüketicilerinin sunulan boş zaman ürünleri ile ilgili beklentileri yüksektir.
•Boş zaman satın alımları, çoğu zaman diğer unsurların bir karmasını içerir.
•Boş zaman satın alımları, çoğu zaman hizmetleri kapsar.
•Boş zaman satın alımları çoğunlukla seyrektir, fakat bu satın alımlar yüksek harcamaları
kapsar.
•Boş zaman mal ve hizmetleri çoğunlukla niteliği gereği yaşam biçimi ile bağlantılıdır.
Boş zaman pazarlaması yukarıda sayılan özelliklerinin yanı sıra pek çok pazarlama
uygulamasının özelliklerini içerir. Bu özelliğiyle de esasında pek çok zorluğu beraberinde
getirmektedir. Firmalar ve bireyler tarafından çok sayıda insan tarafından tercih edilen bir turistik
yere ziyaret planı yapılırken; bu yere nasıl gidileceği, neler yiyilip içilmesi gerektiği, burada
yapılabilecek sportif aktiviteler, nerelerde konaklama yapılabileceği gibi pek çok değişkenin de
dikkate alınması ve bu doğrultuda plan yapılması gerekir. Bu yapısı itibariyle boş zaman pazarlaması,
karmaşık ve çok sayıda değişkenin bir arada değerlendirilmesini gereğini ortaya çıkarmaktadır
(Argan, 2007).
Kısaca, boş zaman pazarlaması hangi alanla ilişkili olursa olsun, boş zaman pazarlamasında;
pazarlama araştırmaları, rekabet analizleri, etkili bölümlendirme ve konumlandırma, pazarlama
110
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı- 3
denetim mekanizmaları ve uygulamaları, pazarlama ve tutundurma karma stratejilerinin alana özgü
olarak ele alınıp değerlendirilmesi gerekmektedir (Horner ve Swarbrooke, 2005 Akt. Özgören, 2007).
BOŞ ZAMAN VE REKREASYON PAZARLAMA KARMASI
ÜRÜN
>Etkinlik yeri
>Etkinlik programı
>Ziyaretçi deneyimi
>Somut ürün
>Organizasyon
FİYAT
YER (DAĞITIM)
>Bilet maliyeti
>Seyahat masrafı
>Seyahate harcanan
zaman
>Diğer maliyetler
>Etkinlik bileti
>Etkinlik mekânı
>Tur operatörleri
>Seyahat acenteleri
>Turist danışma bürosu
PAZARLAMA
KARMASI
TUTUNDURMA
>Reklam
>Halkla ilişkiler
>Satış tutundurma
>Doğrudan pazarlama
>Sponsorluk
Kaynak: (Tokay, Argan ve Yüncü, 2015).
1- ÜRÜN
Boş zaman pazarlamasının kuşkusuz en önemli bileşeni üründür. Ürün kavramı birçok kez
kullanılmış ve tanımlanmıştır. Kotler ve Armstrong (2004) ürünü, “Tüketicilerin istek ve ihtiyaçlarını
karşılamak üzere ilgi uyandırma, kazanç, kullanım ve tüketim için pazara sürülen fiziksel obje, fikir,
kişiler, yerler, hizmetler ya da organizasyonlar” şeklinde tanımlamışlardır. En genel anlamda ürün
değişime konu olan, tüketicilerin istek ve ihtiyaçlarını tatmin eden mal, hizmet, yer, fikir ve kişidir
(Argan, 2016).
111
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı- 3
Boş zaman pazarlamasında ürün, kişiye boş zamanında katıldığı aktiviteden memnuniyet,
mutluluk, haz, eğlence, deneyim gibi edinimler sağlar ve bu nedenle boş zaman ürünü genellikle
dokunulabilir mal değil, memnuniyet deneyimidir. Örneğin, bir tenis raketi satın alınmadan da
tutulabilir ve hissedilebilir niteliktedir fakat boş zaman deneyimi satın alınmadan hissedilemez,
görülemez, duyulamaz, koklanamaz niteliktedir. Bu nedenle boş zaman hizmetinin en temel özelliği
dokunulmaz oluşudur (Akyıldız, 2010).
Rekreasyon pazarlaması açısından ürün, sunulan hizmet bakımından değerlendirilebilir.
Rekreatif etkinliklerde tüketiciler bir hizmet satın aldığında aynı zamanda bir deneyim yaşama fırsatı
satın almış olurlar. Ancak bu deneyimin olumlu mu yoksa olumsuz mu olacağı önceden
öngörülemez. Örneğin, bir spor karşılaşması için bilet satın alan ve o müsabakayı izleyen tüketiciler
hem bir ürün olan spor karşılaşmasını hem de o karşılaşma sırasında karşılaşmanın oynandığı yerdeki
ambiyansı yaşama fırsatı yakalar. Tüketicilerin rekreatif etkinliklere katılımdan önce ve katılımdan
sonraki süreçteki deneyimleri ve yorumları farklılık gösterir. Etkinliği düzenleyen ya da etkinlikte
görev alan personelin deneyimi ve tutumu, etkinlik alanının yeri ve ulaşılabilirliği ya da etkinlik
sırasındaki hava şartları gibi etkenler tüketicilerin ürün hakkındaki düşüncelerini etkileyebilmektedir.
(Kül Avan, 2016).
2- FİYAT
Fiyat, “Bir üründen sağlanan yarar karşılığında belirlenen bir bedel” şeklinde tanımlanabilir.
Fiyat, boş zaman ve rekreasyon pazarlama karma elemanları arasında ürünün değerini belirler ve
dolayısıyla ürünü üretenler açısından gelir getirici bir özelliğe sahiptir. Bu açıdan fiyatlandırma, boş
zaman ve rekreasyon pazarlamasında doğrudan ya da dolaylı olarak yer alan her işletme için çok
önemlidir (Katırcı, 2012).
Başka bir tanıma göre fiyat, “Bir ürünün alıcı tarafından elde edilmesi için kabul etmesi gereken
bir değerdir”. Pek çok boş zaman ürünü ya da etkinliği somut değil soyut hizmetler halinde sunulduğu
için bu ürün ya da etkinliklerin üretene maliyetini tespit etmek kolay değildir. Sunulan hizmeti satın
almanın tüketicinin isteğine bağlı olması ve tüketicinin bu satın almayı kolaylıkla erteleyebilmesi ya
da satın almaktan vazgeçebilmesi fiyatlandırmayı zorlaştıran etkenlerdir (Akyıldız, 2010).
Bazı etkinlikler bedelsiz bazı etkinlikler ise başka bir hizmetin altında ücretlendirilebilir.
Özellikle
turizm
sektöründeki
rekreatif
etkinliklerin
birçoğunda
fiyat,
diğer
hizmet
fiyatlandırmalarının içindedir. Örneğin müze gezileri için düşünürsek birçok müze giriş ücretleri gezi
programının içindedir fakat bazı müzelere giriş ücreti program dışıdır bu durumda müzelere ek ücret
ödenebilir. Konaklama işletmeleri için ise animasyon şovlarına katılımın belirli bir ücreti yoktur, ücret
112
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı- 3
genellikle konaklama ücretine dahildir, bunun yanında havuz, sauna, hamam kullanımı da
konaklama ücreti içindedir fakat masaj, kuaför gibi hizmetler için ek ücret talep edilebilir (Kül Avan,
2016). Sportif etkinlikler için bakılacak olursa bir spor karşılaşması için bilet satın alındığında
stadyum önlerinde taraftarlar için hazırlanan bazı eğlence alanları veya etkinlikler satın alınan bilet
ücreti içinde ücretlendirilirken taraftarın takımının ürünlerinden almak istemesi durumunda bilet
ücretine ilave olarak ürün ücreti ödemesi, karşılaşmayı izlerken bir şeyler yemek içmek istemesi
durumunda alacağı yiyecek-içeceğin ücretini ödemesi gerekmektedir.
Boş zaman ürünlerinin pazarlamasında kullanılan en yaygın yöntem, müşteri bölümleme
yoluna giderek, stratejik ve taktiksel fiyatlandırma yaklaşımının kullanılmasıdır. Bunun sebebi, boş
zaman hizmetlerinin stoklanamaz oluşundan kaynaklanmaktadır (Akyıldız, 2010).
Genel olarak; boş zaman ve rekreasyon ürünlerinin fiyatlandırma stratejilerinin tüketici ile ürünü
buluşturma noktasında önemli olduğunu söylemek mümkündür. Fiyat, tüketicinin boş zaman ve
rekreasyon ile ilişkili ürünü ya da etkinliği satın alma motivasyonunu önemli ölçüde etkileyen
unsurlardandır (Katırcı, 2012).
Asıl odaklanılması gereken nokta ürünlerin ya da etkinliklerin
tüketicinin alım gücünü ve etkinlik maliyetini göz önünde bulundurarak maksimum sayıda kişiye
hitap edebilecek bir fiyat belirleyebilmektir.
3- DAĞITIM
Dağıtım diğer pazarlama karma elemanlarını tamamlayan bir unsurdur. Genel bir
tanımlamayla dağıtım, bir ürünün üretildiği yerden tüketildiği yere ulaştırılmasını ifade eder (Argan,
2016). Boş zaman ve rekreasyon pazarlamasında ürün çoğu zaman tüketiciye götürülemez. Bu
durumda tüketicilerin hizmetin sunulduğu ya da etkinliğin düzenlendiği yere gelmesi gerekir. Bunun
yanında hizmet ne kadar iyi olursa olsun tüketiciler hizmeti istediği yerde ve zamanda bulamıyorsa
verilen hizmet, tüketici için hiçbir anlam ifade etmez (Kül Avan, 2016). Bu durum dağıtımın ne kadar
önemli olduğunun açık bir göstergesidir.
Dağıtım konusunda doğrudan ve dolaylı dağıtımdan söz edilebilir. Doğrudan dağıtım, hiçbir
aracı kullanılmadan mal veya hizmetin doğrudan üretici tarafından tüketiciye sunulmasıdır.
Herhangi bir sebeple, üreticiden tüketiciye doğru mal ve hizmetlerin ulaşmasında bir aracı kişi ya da
kuruluş kullanılıyorsa dolaylı dağıtım gerçekleşmiş olmaktadır (Altunışık ve ark., 2006). Boş zaman
mal ve hizmetlerinin dağıtımında dağıtım kanallarının her biri eşit öneme sahip olup, her birinin
yerinde kullanımı hem iletişim ve hem de tüketicilere sağladığı fayda açısından değerlendirilmelidir
(Akyıldız, 2010).
113
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı- 3
Boş zaman ve rekreasyona konu olan olay veya etkinlikler hizmet niteliği taşıdığı için
dağıtımı geleneksel ürünlerden farklıdır. Buradaki farklılık etkinliğin tüketicilere ulaştırılması yerine
tüketicilerin etkinliğin gerçekleşeceği yere gitmesiyle açıklanabilir (Argan, 2016). Bu açıklama
hizmet pazarlamasının özelliklerinden biri olan eş zamanlı üretim ve tüketim özelliğinin
somutlaştırılmış halidir. Yani hizmet niteliğindeki ürünler dayanıksızdırlar ve stoklanıp sonradan
tüketilemezler. Örneğin bir boş zaman veya rekreasyon etkinliğinin gerçekleştiği anda tüketilmesi
gerekir. Daha sonrasında etkinliğe ulaşmak mümkün değildir.
4- TUTUNDURMA
Günümüzde çağdaş ve gelişmiş toplumlarda, tüketiciler ile üreticiler arasında bir iletişim
bulunmaktadır. Pazarların büyümesi, üretici ve tüketici arasındaki fiziki uzaklığın açılması sonucu,
üretici ve tüketici arasında sistemli bir iletişim ihtiyacı ortaya çıkmıştır. Bu önemli gelişmenin
yanında, artan rekabet koşulları işletmeleri daha etkin uygulamalar yapmaya zorlamıştır. Bu
bakımdan tutundurma, işletmeler açısından önemli pazarlama karma elemanlarından biri haline
gelmiştir (Katırcı, 2012).
Tüketicileri bilgilendirme, onların dikkatini çekme, katılımcıları satın almaya ikna etme gibi
çeşitli faaliyetler tutundurma öğesi içinde yer alır. Genel pazarlama perspektifinden bakıldığında
tutundurma, “tüketici satın alma karar sürecini etkileme, ikna etme ya da bilgi verme” olarak
tanımlanabilir (Odabaşı, 1995).
Boş zaman ve rekreasyon etkinliklerinde tutundurma öğesi, tüketici sayısının artması ve
dolayısıyla işletmeler arası rekabetin de yoğunlaşmasıyla ürün ya da hizmetin satışını artırmak
amacıyla, tüketici ve işletme arasında iletişimi sağlayan faaliyetlerdir (Kotler, Bowen ve Makens,
2006). İnsanların ürünleri satın alabilmesi için her şeyden önce bu ürünlerden haberdar olması ve
ürünler hakkında bilgi sahibi olması gerekir. Tutundurmanın temel amacı da ürün hakkında insanlara
bilgi vermektir. Bu nedenle tutundurma, boş zaman ve rekreasyon pazarlamasında pazarlama
karmasının önemli elemanlarından biridir (Katırcı, 2012).
Tutundurma faaliyetleri 4 karma elamandan oluşmaktadır. Bunlar, reklam, kişisel satış,
halkla ilişkiler ve satış tutundurmadır. Reklam, “Belli bir bedel karşılığında ve bedeli kim tarafından
ödendiği anlaşılacak şekilde, mesaj kontrolünün işletme ya da markanın kontrolünde olduğu bir tanıtım
aracıdır”. Hedef kitlenin özelliklerine göre iletilecek mesaj, farklı kanallar kullanılarak iletilebilir.
Sosyal medya uygulamaları, internet siteleri, televizyon, radyo, billboard gibi alanlarda ürün
hakkında bilgi içeren reklamlar yer alabilir. Kişisel satış, “Reklamdan farklı olarak satış elemanları
aracılığı ile belirlenmiş hedef müşteri grubuna yapılan etkileşimli bir tanıtım aracıdır”. Reklamda tek
114
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı- 3
yönlü bir iletişim söz konusuyken kişisel satışta iki yönlü bir iletişim mevcuttur. Halkla ilişkiler,
“tüketicilerin zihninde kurumla ilgili olumlu imajın yaratılmasını sağlamak amacıyla yapılan
çalışmalardır”. Satış tutundurma ise, bunların dışında yer alan ve satışı teşvik edici her türlü
pazarlama ve iletişim çalışması olarak ifade edilebilir (Argan, 2016).
İnsan, Fiziksel Kanıt ve Süreç
Genel anlamda pazarlama karma elemanları olan ürün, fiyat, dağıtım ve tutundurma
kavramları söz konusu hizmet sektörü olduğunda yetersiz kalmaktadır. Bu nedenle hizmet sektörü
için pazarlama karma elemanlarına insan, fiziksel kanıt ve süreç kavramlarını da dahil etmek
gerekmektedir. Boş zaman ve rekreasyon etkinlikleri de çoğunlukla hizmet odaklı olduğu için bu
kavramları açıklamak gerekmektedir.
İnsan
Hizmetin tüketicilere ulaştırılmasında yer alan ve böylece müşterinin algılarını etkileyebilen
tüm bireyler genişletilmiş pazarlama karmasının insan öğesi içinde yer alırlar (Öztürk, 2007). Hizmet
sektöründe üretim, çoğunlukla bu sektörde çalışan kişilerce ve hizmet satın alan ile yüz yüze
gelindiğinde gerçekleştirilir. Bu nedenle hizmet üreten kişilerin, farklı beklentilere cevap verecek
şekilde esnek olması ve bu esnekliği yerine getirebilecek bilgi ve becerilere sahip olması
gerekmektedir (Katırcı, 2012).
Boş zaman ve rekreasyon pazarlamasında insan öğesi önemlidir. Çünkü boş zaman ve
rekreasyon etkinliklerini organize eden bireylerin doğrudan tüketicilerle diyalog kurması, onların
soru ve sorunlarını dinlemesi, etkinlik sırasında ortaya çıkan problemlere çözüm bulması gerekir.
Burada etkinliği düzenleyen sıfatıyla yer alan insan öğesi öne çıkar. Sorunlara çözüm üretebilen,
farklı beklentilere cevap verebilen, gerekli bilgi ve donanıma sahip olan çalışan, etkinliğe katılan
bireylerin olumsuz deneyimler yaşamasının önüne geçebilir.
Fiziksel Kanıt
Müşteriler, yalnızca hizmeti sunan personel ile değil aynı zamanda hizmetin üretiminde yer
alan ekipmanlar ile de ilgilenirler. Hizmetin verilmesinde kullanılan ekipmanın, hizmetin sunulduğu
yerin ve bu yerde bulunan diğer fiziksel varlıkların her birinin bir rolü vardır (Karahan, 2000). Fiziksel
kanıtlar; hizmetin verildiği, üretici ile tüketicinin etkileşimde bulunduğu çevre ile hizmetin
performansını ya da iletişimini kolaylaştıran dokunulabilir unsurlardan oluşur. (Öztürk, 2007).
115
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı- 3
Taraftarın satın aldığı bilet koçanları, yağmurluklar, küçük hediyeler, bayrak ve flamalar, atkı
ve bereler bu kapsamda değerlendirilir (Argan, 2016). Rekreasyon etkinlikleri soyuttur ve dolayısıyla
etkinliğin yapıldığı yerin önemi fazladır. Etkinlik şayet doğru seçilmiş ve hazırlanmış bir ortamda
yapılırsa tüketicilere eşsiz bir deneyim yaşama fırsatı sunacaktır. Aksi takdirde tüketiciler olumsuz
duygularla etkinlik alanından ayrılacak ve benzer etkinlikleri tercih ederken önceki etkinlikte yaşadığı
olumsuz duyguları dikkate alacaktır. Etkinlik üreten kişi ya da kuruluşlar için bu durum önemlidir.
Süreç
Hizmetler somut sonuçlarından çok üretim süreci açısından değerlendirilirler. İmalat
sektöründe üretim sürecinin nasıl gerçekleştiği müşteriler açısından hiç önem taşımazken,
müşteriyle yüksek ilişkiye dayalı hizmetlerde bu süreç müşteri açısından çok önemlidir. Örneğin; bir
restoranın müşterileri personelin onlara hizmet etme biçiminden ve üretim sürecindeki bekleme
zamanından etkilenirler (Öztürk, 2007). Örnekte yer alan bu durum süreç öğesinin neyi ifade ettiği
açıklar.
Süreç
olgusunun
önemini
kavrayan
pazarlamacılar
deneyim
yaşatma
üzerine
odaklanmışlardır. Bir kişi NBA maçından ayrıldığında pazarlamacılar ona eşsiz bir deneyim yaşatmak
için uğraşırlar. Maç öncesi görsel şovlar, maç esnasındaki danslar, çekilişler, kamera oyunları NBA
maçlarını eşsiz kılan ve unutulmaz bir deneyimle eve dönülür. Buradan da sürecin boş zaman ve
rekreasyon etkinliklerinde ne kadar önemli olduğunun bir kanıtıdır (Argan, 2016). Basketbol kuralları
içerisinde yer alan molalar ve periyotlar arası süreler tüketicilere eşsiz bir deneyim yaşatmak için
organizatörlere zaman ve yer sağlamaktadır.
Futbol branşında basketbol kadar bekleme süresi yoktur. 2 devre arasında yalnızca 15
dakikalık bir boşluk olmaktadır. Bu zaman dilimi de tüketicilerin kendi ihtiyaçlarını karşılamalarına
ancak yetmektedir. Müsabakalardan sonra da genellikle günün yorgunluğuyla taraftarlar evlerine
dönmek istemektedir. Bu nedenle müsabaka esnasından ve sonrasından ziyade müsabaka öncesine
odaklanmak gerekmektedir. Müsabaka öncesinde tüketiciler için hazırlanan eğlence alanları onları
müsabaka saatinden çok önce müsabakanın oynandığı yere çekebilir. Bu alanlarda eğlenceli zaman
geçiren tüketicilerin yaşayacağı deneyim çok daha güzel ve hatırlanabilir olacaktır.
116
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı- 3
KAYNAKÇA
Akyıldız, M. (2010). Boş Zaman Pazarlamasında Deneyimsel Boyutlar: 2009 Rock’n Coke Festivali
Katılımcılarına Yönelik Bir Araştırma. Anadolu Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü.
Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Eskişehir.
Argan, M. (2007). Eğlence Pazarlaması. Ankara: Detay Yayıncılık.
Argan, M. (2016). Boş Zaman ve Rekreasyon Pazarlaması. İçinde Karaküçük, S. (Editör). Rekreasyon
Bilimi. Ankara: Gazi Kitabevi.
Cemalcılar, İ. (1996). Pazarlama (Kavramlar-Kararlar). İstanbul: Beta Basım Yayım Dağıtım.
İlban, O., Özcan, K. (2005). Demografik Özelliklerine Göre Boş Zaman Değerlendirme Tercihleri ve
Etkileri Üzerine Bir Araştırma. Pazarlama Dünyası Dergisi. 19 (1). 49-57.
İskender, A. (2017). Neulinger Boş Zaman Paradigması ve Boş Zaman Katılım Motivasyonları Üzerine
Nitel Bir Araştırma. Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi. 21 (3). 819-825.
İslamoğlu, A. H., Altunışık, R. (2013). Tüketici Davranışları. 4. Baskı. İstanbul: Beta Basım Yayım
Dağıtım.
Karahan, K. (2000). Hizmet Pazarlaması. İstanbul: Beta Basım Yayım Dağıtım.
Karaküçük, S. (1999). Rekreasyon Boş Zaman Değerlendirme. (Altıncı Baskı). Ankara: Bağırgan
Yayınevi.
Katırcı, H. (2012). Boş Zaman ve Rekreasyon Pazarlaması. İçinde Kocaekşi, S. (Editör). Boş Zaman ve
Rekreasyon Yönetimi. Eskişehir: Anadolu Üniversitesi Yayınları.
Kılıç, K. (2006). Harcanabilir Gelirin Artmasının Sportif Rekreasyona Katılıma Olan Etkisinin
Araştırılması-İstanbul Örneği. Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi.
Kotler, P. Bowen, J., Makens, J. (2006). Marketing for Hospitality and Tourism, Upper Saddle-River,
NJ: Prentice Hall.
Kotler, P., Armstrong, G. (2004). Principles of Marketing. Pearson Education, Upper Saddle River.
10th Edition. New Jersey.
Kül Avan, S. (2016). Boş Zaman ve Rekreasyon Pazarlaması. İçinde Yılmaz, İ. (Editör). Turizm
Pazarlamasında Yeni Yaklaşımlardan Seçmeler. Ankara: Detay Yayıncılık (1. Baskı).
Odabaşı, Y. (1995). Pazarlama İletişimi. Eskişehir: Anadolu Üniversitesi Yayınları. Yayın no: 851.
Özgören, F. (2007). Boş Zaman Pazarlaması ve Müzecilikte Bir Uygulama. Marmara Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi.
Özgüç, N. (1984). Turizm Coğrafyası. İstanbul: İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayını,
No.3203.
Öztürk, S. A. (2007). Hizmet Pazarlaması: Kuram, Uygulama ve Örnekler. Bursa: Ekin Basım Yayın
Dağıtım.
Pehlivanoğlu, M. T. (1976). Rekreasyon ve Orman İçi Rekreasyon Planlaması. İstanbul Üniversitesi
Orman Fakültesi Dergisi. 26 (2). 142-170.
Tezcan, M., (1982). Sosyolojik Açıdan Boş Zamanların Değerlendirilmesi. Ankara Üniversitesi Eğitim
Bilimleri Fakültesi Yayınları. No: 116, Ankara.
117
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı- 3
Tokay Argan M., Yüncü D. (2015). Etkinlik Pazarlama Yönetimi. Ankara: Detay Yayıncılık.
Yarcan, Ş. (1993). Seyahat Yönetimi. İstanbul: Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi.
ATIF:
Çakmak, G. (2020). Boş Zaman ve Rekreasyon Pazarlaması Üzerine. Betül Bayazıt, Ercan Karaçar,
Ozan Yılmaz (Ed.), Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3.Cilt içinde (ss. 106118). Konya, Çizgi Kitabevi Yayınları
118
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
BÖLÜM
9
DESTİNASYON PAZARLAMASINDA
REKREASYONEL AKTİVİTELERİN ROLÜ
Özgür YAYLA
Dr. Öğretim Üyesi, Akdeniz Üniversitesi,
[email protected]
Döndü Nur SAĞDIÇ
Yüksek Lisans Öğrencisi, Akdeniz Üniversitesi,
[email protected]
ATIF:
Yayla, Ö., Sağdıç, D.N.
(2020). Destinasyon Pazarlamasında
Rekreasyonel Aktivitelerin Rolü. Betül Bayazıt, Ercan Karaçar, Ozan Yılmaz
(Ed.), Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3.Cilt içinde (ss. 120-134). Konya,
Çizgi Kitabevi Yayınları.
9.BÖLÜM
DESTİNASYON PAZARLAMASINDA REKREASYONEL AKTİVİTELERİN
ROLÜ
Özgür YAYLA
Dr. Öğretim Üyesi, Akdeniz Üniversitesi,
[email protected]
Döndü Nur SAĞDIÇ
Yüksek Lisans Öğrencisi, Akdeniz Üniversitesi,
[email protected]
GİRİŞ
Günümüzdeki rekabetçi dönemde bacasız sanayi olarak da bilinen turizm sektörü, bu
sektörden gelir elde eden destinasyonların gerek ekonomik açıdan gerekse sosyal açıdan
kalkınmasına ve gelişmesine büyük katkı sağlamaktadır. Destinasyonda sunulan hizmetler ve
aktiviteler ile bunların niteliği turistlerin tatil satın alma karar süreçlerinde etkili olmaktadır. Festival,
sportif ya da kültürel organizasyonlar gibi etkinlikler turistik destinasyonlarda gerçekleşmektedir.
Bununla birlikte, destinasyonlar turizm açısından oldukça önemli bir yer kaplamasına rağmen fikir
birliğine varılan bir destinasyon tanımı geliştirmek güçtür. Zira, Minghetti (2001) destinasyon
kavramının birçok bileşeni kapsamasından ötürü tanımlanması konusunda güçlükler ile
karşılaşıldığını ifade etmektedir. Fyall, Garrod ve Tosun (2006)’e göre destinasyon kavramı turizm
sektörünün bel kemiği niteliğinde olmakta ve sistemin odağında bulunmaktadır. Destinasyonu
önemli kılan ve diğer destinasyonlardan ayıran temel unsur sahip oldukları kaynaklar ve düzenlenen
etkinliklerin çeşitliliği olarak ifade edilebilir.
Sektörel olarak rekabetin yoğun olarak yaşandığı günümüzde turizm sektöründe önemli bir
konuma gelebilmek ve başarı elde edebilmek için destinasyonun en iyi şekilde pazarlanması
gerekmektedir. Destinasyon pazarlaması belirli bir bölgenin turizm sektöründe popülerliğini
artırmak, geliştirmek ve turizm sektöründe tutunmasını sağlama çalışmalarının tamamlayıcı
bölümüdür. Destinasyon pazarlaması bir destinasyonun bireysel şekilde turistlere ve diğer
potansiyel
pazarlara
pazarlanması
faaliyetlerini
kapsayan
sistematik
bir
süreç
olarak
tanımlanmaktadır (Özdemir, 2007). Bir diğer tanımda ise destinasyon pazarlaması (yer pazarlaması)
bir yeri, bölgeyi ya da alanı organizatörlere veya bireylere çekici, seyahat edilmeye uygun ve
özelliklere sahip olan bir yer olduğunu göstermek için gerçekleştirilen pazarlama faaliyetlerinin
bütünü (Dacko, 2007:389) olarak belirtilmiştir. Destinasyonların günümüzde farklı yerlerden turist
çekebilmesi ve adını duyurabilmesi için yoğun şekilde pazarlama faaliyetleri gerekmektedir.
Hankinson (2004)’e göre destinasyon pazarlamasının kilit noktası destinasyonun pozitif bir varlık
olarak algılanmasını sağlamaktır. Destinasyonların rekabet güçlerini artırabilmek için pazarlama
faaliyetlerine önem vermesi gerekmektedir.
120
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3
Bir destinasyondaki pazarlama faaliyetlerinin başarılı olabilmesi için destinasyonun sahip
olduğu doğal güzellikler, kültürel ve tarihi değerler vb. gibi çekiciliklerin yanında, destinasyonu
diğerlerinden ayıran bir takım rekreasyonel etkinliklere ev sahipliği yapması önemlidir. Öyle ki; Getz
(2008:404)’e göre rekreasyonel aktiviteler bir destinasyonun pazarlanması, söz konusu bölgeye
turist çekebilmek amacıyla düzenlenmektedir. Aslan (2008:95)’e göre bir destinasyonun imaj
oluşturabilmesi, farkındalık yaratabilmesi ve turizm sektörünü sezonluk bir sektörden çıkarılması
rekreasyonel aktiviteler düzenlemesinin başlıca nedenlerindendir. Yayla ve Yaylı(2019)’ya göre ise
destinasyonda düzenlenen rekreasyon aktivitelerinin kalitesi bölgeye gelen turistlerin destinasyon
memnuniyetlerini ve tekrar ziyaret niyetlerini pozitif yönde etkilemektedir.
Her ne kadar destinasyon pazarlamasında rekreasyon faaliyetleri önemli bir yer tutsa da bu
konuda yapılan çalışmalar yeterli düzeyde değildir. Destinasyondaki etkinliklerin çeşitlendirilmesi,
bölgeye gelen turistin niteliği ve memnuniyeti adına önem arz etmektedir (Eren, 2019). Bu amaçtan
hareketle bu çalışma iki bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde; destinasyon kavramından ve
destinasyon pazarlamasının bir destinasyon için öneminden bahsedilmektedir. İkinci bölümde ise;
bir destinasyonun diğerlerine göre farklılık oluşturabilmesi için rekreasyonel aktivitelerin önemi
vurgulanmıştır. Destinasyon pazarlamasının daha başarılı olabilmesi için rekreasyonel aktivitelerin
etkisine değinilmiştir.
DESTİNASYON KAVRAMI VE DESTİNASYON PAZARLAMASI
Destinasyon kavramı araştırmacılar tarafından birçok disiplinde, farklı bakış açılarıyla
irdelenmiş ve birçok tanımlama yapılmıştır. Destinasyon kelimesi İngilizce ve Fransızca kökenli olup,
‘destination’ kelimesinden türetilmiştir. Ek olarak, gidilen yer, ulaşılacak hedef anlamına gelmektedir
(Etimoloji Türkçe, 2020). Yapılan literatür incelemesinde uluslararası düzeyde ‘turistlerin gidecekleri,
ziyaret edecekleri alan’ olarak kullanılan destinasyon kavramı Türkçe kaynaklarda ‘turizm mekânı,
turizm alanı, turizm merkezi ve turizm istasyonu gibi anlamlar ile ifade edilmektedir (Öztürk, 2017).
Türk Dil Kurumu ise ‘varılacak olan yer’ olarak tanımlamaktadır (TDK, 2020). Türk Dil Kurumu
tarafından yapılmış olan bu tanım, destinasyon kavramını en yalın haliyle açıklamakta ancak
destinasyonun içerisinde barındırdığı çekicilik, özellik vb. faktörlere yönelik birçok eksiklik
bulunmasından dolayı yetersiz kalmaktadır (Yayla, 2017; Minghetti, 2001).
Destinasyon en sade tanımı ile bireylerin ikamet ettikleri ve yaşamlarını sürdürdükleri yer
dışında, zamanlarını geçirmek için seyahat ettikleri yer olarak tanımlanmaktadır (Cho, 2000:144).
Destinasyon, Leiper (1995:87)’e göre, bireylerin belirli bir süre kalmayı planladıkları, turistik deneyim
kazandıkları coğrafi bölge olarak belirtilmiştir. Buhalis (2000:98)’e göre destinasyon, turistik ürün ve
hizmetleri kapsayan, bireyleri tatmin etmek ve ihtiyaçlarını karşılayabilmek için söz konusu ürün
121
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3
veya hizmetleri sunan coğrafi bölgedir. İçöz ve Başarır (1996:79)’a göre destinasyon kavramı
seyahatlerde gidilmek istenen hedef bölge, bireyin gitmeyi amaçladığı veya ulaşmak istediği
belirlenmiş, seçilmiş yerdir. Öztürk (2013:4) destinasyonu, farklı amaçlar ile yerleşim yerlerinden
farklı yerlere seyahat edenlerin, içerisinde yerel halk ve turistik toplumla bütünleştikleri ve turizm
kaynaklarının bir arada bulunduğu coğrafi bölge olarak tanımlanmakta ve turistik hizmet, turistik
mal ve turistik deneyimlerin bütünleşmesinden meydana gelen çok boyutlu bir kavram olarak ifade
etmektedir. Tinsley ve Lynch (2001) destinasyonu ziyareti gerçekleştiren turistlerin ve yerel halkı
içerisinde
barındıran
coğrafi
bölge,
yer
olarak
tanımlamaktadır.
Destinasyon,
yapılan
tanımlamalardan özetle, bireylerin günlük monoton yaşamlarından ve rutin koşuşturmalarından
kaçarak yaşadıkları yer dışında zamanlarını geçirmeyi planladıkları alan
olarak
ifade
edilebilmektedir.
Destinasyon tek bir ülke, bölge veya yöre olmak zorunda değildir. Bir diğer ifade ile, birden
çok bölge, ülke veya bir ülkenin içerisinde yer alan birçok alan da bir araya getirilerek bir destinasyon
(yönelim) meydana getirilebilmektedir (Ahipaşaoğlu, 1997:62). Bu sebeple destinasyon, bireyleri
etkileyen yerler olup, kasabalardan köylere, şehirlere, bölgelere, eyaletlere, ülkelere ve hatta kıtalara
kadar değişik büyüklüklerde olabilmektedir (Pike, 2004). Örneğin, Avrupa destinasyonu olarak
belirtilen alan Avrupa kıtasında yer alan tüm ülkeleridir. Benzer şekilde Türkiye destinasyonunda
belirtilen Türkiye’de yer alan yedi bölge ve tüm illerdir.
Destinasyonlar çeşitli unsurların bütünleşmesinden meydana gelen turistik bir ürün olarak
ifade edilmektedir. Bu sebeple farklı destinasyon çeşitlerinden bahsedilebilmektedir (Buhalis, 2000).
Yapılan literatür incelemesi ışığında turizm ve rekreasyon üzerine yapılan çalışmalarda destinasyon
türleri
çeşitli
şekilde
sınıflandırılmaktadır.
Page
(1995:1)
tarafından
geliştirilen
turizm
destinasyonlarının gruplandırılması aşağıdaki şekilde sıralanabilir;
Başkentler (Londra, Moskova, Paris, Berlin, New York) ve kültürel başkentler (Roma),
Metropoliten merkezler ve duvarlarla örülü kentler (New York) ile küçük kale kentler,
Büyük tarihi kentler (Venedik, Oxford),
İç kent alanları (Manchester),
Canlandırılmış deniz kıyısı alanları (Sydney Darling Harbour),
Endüstriyel kentler,
Deniz kıyısı tesisler ve kış sporu tesisleri,
Özel olarak yaratılan turist tesisleri,
Turist eğlence merkezleri (Disneyland, Las Vegas),
Kültürel sanat şehirleri (Floransa),
122
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3
Uzman turist hizmet merkezleri (Kaplıcalar).
Destinasyon birçok farklı turistik ürünün, hizmetlerin, özelliklerin ve elde edilen deneyimlerin
birleşiminden meydana gelmektedir. Bununla birlikte turizm sektörünün yerel ve bölgesel etkilerinin
belirlenmesi, tüm paydaşların en fazla yararı elde etmesini sağlayan arz talep dengesinin
kurulmasına da katkı sağlamaktadır. Destinasyonları oluşturan bileşenler (Buhalis, 2000:98);
Çekicilikler
Ulaşılabilirlik
Tesisler
Organizasyonlar
Aktiviteler
Kolaylaştırıcı hizmetler şeklinde sıralanmaktadır.
Murpy, Mark ve Smith (2000:46)’e göre bir destinasyon ürünü; destinasyon çevresi, hizmet
altyapısı ve destinasyon deneyiminden oluşmaktadır. Şekil 1’de de görüldüğü üzere politik/yasal
faktörler, teknolojik faktörler, kültürel faktörler, doğal çevre, ekonomik faktörler ve sosyal faktörler
destinasyon çevresini; rekreasyon ve çekicilikler, yiyecek ve içecekler, alışveriş, seyahat, ulaşım ve
konaklama unsurları hizmet altyapısını oluşturmaktadır. Destinasyona seyahatleri süresince
turistlerin, satın aldıkları tüm mal ya da hizmetler ile dahil oldukları etkinlikler ise destinasyon
deneyimini meydana getirmektedir.
Destinasyon
Deneyimi
Hizmet Altyapısı
-Rekreasyon ve Çekicilikler
-Yiyecek ve İçecekler
-Alışveriş
-Seyahat
-Ulaşım
-Konaklama
Destinasyon Çevresi
-Politik\Yasal Faktörler
-Teknolojik Faktörler
-Kültürel Faktörler
-Doğal Çevre
-Ekonomik Faktörler
-Sosyal Faktörler
Şekil 1: Destinasyon Ürününün Kavramsal Modeli (Murpy, Mark ve Smith, 2000:46).
Turizm destinasyonları sahip oldukları kaynaklar ve nitelikler sayesinde destinasyona turist
çekebilmektedir. İçöz (2007)’e göre bir destinasyon sahip olduğu çekicilikleri, yerel yönetimler ve
123
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3
yerel halkın bütününden oluşan karmaşık bir yapıya sahiptir. Bu sebeple yönetilmesi zor bir kavram
olduğu savunulmaktadır.
Turistik destinasyon pazarlaması bir turizm merkezini geliştirmek, tutundurmak ve
kalkındırmak için geliştirilen faaliyetlerin tümünü kapsamaktadır. Dacko (2007:389) destinasyon
pazarlamasını (yer pazarlaması) bir yeri, bölgeyi ya da alanı organizatörlere veya bireylere çekici,
seyahat edilmeye uygun ve özelliklere sahip olan bir yer olduğunu göstermek için gerçekleştirilen
pazarlama faaliyetlerinin bütünü olarak tanımlanmaktadır.
Destinasyon pazarlaması iki kısımdan oluşan bir süreçtir. Söz konusu bu iki süreç, bir
destinasyonu turistlere ve potansiyel pazarlara satışının sistemli bir biçimde yapılmasından oluşan
dışsal pazarlama ile bir destinasyonun pazarlama planlarının turizm paydaşlarına, ilgili kurumlara ve
bölge halkına duyurmak ve benimsetmek için yapılan faaliyetlerden oluşan içsel pazarlamadan
oluşmaktadır. Pazarlamanın başarılı olabilmesi için bu iki sürecin birlikte ve organize şekilde hareket
etmesi gerekmektedir (İpek, 2016).
Destinasyon pazarlaması küresel turizm pazarında ayakta kalabilmek için gerçekleştirilen
faaliyetler bütünüdür. Destinasyonların artan rekabet ortamında gelişebilmek ve kalkınabilmek için
kendilerini ön plana çıkaracak, destinasyona özgü ve taklit edilemeyecek özellikler ile turizm
sektöründe yer edinmelidirler. Destinasyonların rekabet güçlerini artırabilmek için pazarlama
faaliyetlerine önem vermesi gerekmektedir. Destinasyon pazarlamasında destinasyon sınırları, sahip
olduğu ürünler, kaynaklar ve taşıma kapasitesi belirlenir ve destinasyon sahip olduğu bu özelliklerine
yönelik hedef pazar seçilir. Destinasyon pazarlama aşamaları aşağıdaki şekilde özetlenebilmektedir
(İpek, 2016).
Destinasyonun içinde bulunduğu mevcut durumun analiz edilerek, sonrasında çevre
analizleri ve rekabet analizlerinin yapılması,
Destinasyonun sahip olduğu ve kendine özgü turizm ürünlerinin ve kaynaklarının tespit
edilmesi,
Destinasyonun sahip olduğu özelliklere göre hedef kitlenin (müşterilerinin) belirlenmesi,
Gerçekleştirilen analizler sonucunda amaç, strateji ve hedeflerin belirlenmesi,
Belirlenen söz konusu stratejiler doğrultusunda bir eylem planı oluşturulması,
Son olarak da hedefe ulaşıp ulaşılmadığının belirlenmesi için değerlendirme kriterlerinin
tespit edilmesi.
Destinasyon pazarlaması sürecinde tüm paydaşların ortak bazı sorumlulukları bulunmaktadır.
Pazarlama stratejilerinin ve aracı kurumların yanında direkt olarak turistler ile iletişime geçmek de
124
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3
destinasyon pazarlaması açısından önemlidir. Destinasyon hakkında yeterli bilgilerin turistlere
doğrudan sunulmasının yanı sıra turistlerin beklentilerinin belirlenerek müşterileri tatmin etmek için
neler yapılması gerektiğinin ortaya çıkarılması, destinasyonun pazarlamasına yardımcı olmaktadır
(Çelik, 2009). Destinasyon pazarlama uygulamalarından biri olan ağızdan ağıza pazarlama ile
destinasyona birçok turist çekilebilmektedir. Bir birey ziyaret ettiği destinasyondan memnun ve
tatmin olmuş şekilde ayrıldığında tekrar ziyaret etme ve başkalarına tavsiye etme niyeti
taşıyabilmektedir. Bununla birlikte, Bogoro, Maimako ve Kurfi (2013)’e göre destinasyonu ziyaret
eden bireylerin memnuniyetini sağlayarak sadakatini kazanmanın maliyeti, yeni turistleri
destinasyona kazandırmaktan daha az maliyetlidir.
Destinasyon pazarlamasının başarılı olabilmesi için dikkat edilmesi gereken birtakım hususlar
bulunmaktadır. Bunları aşağıdaki şekilde sıralanabilir (King, 2002:106);
Turistler üzerinde olumlu izlenim oluşturabilecek bir marka imajı geliştirilmeli,
Hedef kitlelerin istek, beklenti ve seyahat motivasyonları önceden belirlenerek,
memnuniyeti sağlayabilmek için müşteri ihtiyaçları araştırılmalı,
Bütün iletişim kanalları aktif ve iletişime açık tutulmalı, turistler ile iletişim halinde olarak
tüm gelişmelerden ve yeniliklerden haberdar edilmeli,
Müşterileri haberdar edebilmek için pazarlama sürecinde turist deneyimlerine de yer
verilmeli,
Destinasyonu tutundurma faaliyetleri etkili yönetilmelidir.
Fyall ve Garrod (2005:82)’e göre destinasyon pazarlamasının başarı elde edebilmesi için
müşteri profillerinin belirlenmesi ve tanınması yöneticilerin dikkat etmesi gereken bir husustur.
Bütün destinasyonları farklı özelliklere, kişiliklere sahip bireyler ziyaret etmektedir. Destinasyon
pazarlaması yöneticileri, müşteri profillerinde yeni, gerileyen, genişleyen ve durgun turistlere yönelik
hedef pazarlar belirlemelidir (Şekil 2).
Büyüme
Genişleyenler
Yeniler
A
B
E
D
Düşme
C
Durgunlar
Gerileyenler
Şekil 2: Destinasyon Pazarlama Matriksi (Fyall ve Garrod, 2005:82).
125
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3
Dört yaşam döngüsü aşaması içeren destinasyon pazarlama matriksinde bulunan
yuvarlakların her biri bir pazarı ifade etmektedir. Şekilde bulunan dikey eksen ile her pazarın
gelecekteki büyüme hızı, durgunluk ve gerileme durumları gösterilmektedir. Herhangi bir
destinasyonda ‘A’ ile ‘yenileri’, ‘B’ ile ‘genişleyenleri’, ‘E’ ile ‘gerileyenleri ‘, ’C-D‘ile ‘durgunları’ temsil
eden turist profilleri yer almaktadır.
Destinasyon pazarlamasının başarılı olabilmesi için birtakım araçlar kullanılmaktadır.
Destinasyon pazarlama araçları destinasyon pazarlama tekerleği ile açıklanmaktadır. Destinasyon
pazarlama tekerleği; tanıtım geziler, reklam, satış geliştirme, web pazarlaması, yayın ve broşürler,
etkinlik ve festivaller, fuarlar, işbirlikçi programlar, doğrudan satış ve doğrudan posta unsurlarından
meydana gelmektedir (Şekil 3) (Prezensa, Sheehan ve Ritchie, 2004:5).
Şekil 3: Destinasyon Pazarlama Tekerleği (Prezensa, Sheehan ve Ritchie, 2004: 5).
Destinasyon pazarlamasında tekerlekte yer alan faktörler göz önüne alınarak pazarlama
stratejileri ve faaliyetleri uygulanacak olan destinasyona yönelik seçilmelidir. Destinasyon pazarlama
tekerleğinde bulunan festivaller ve etkinlikler, destinasyon pazarlamasında önemli bir yere sahiptir.
Söz konusu etkinlikler ve festivaller rekreasyon kavramı içine dahil olmaktadır. Rekreasyonel
faaliyetleri içerisinde barındıran destinasyonlar birçok turist tarafından tercih edilebilmektedir.
126
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3
DESTİNASYON PAZARLAMASINDA REKREASYONEL AKTİVİTELER
İnsanlar yaşamlarını sürdürmek için, çalışma hayatı içerisinde devamlı stresli bir koşuşturma
yaşamaktadır. Bu stresli çalışma hayatından arda kalan serbest zamanlarının bir kısmını zorunlu
ihtiyaçlarına ayıran bireylerin kalan zamanlarını ise boş zaman oluşturur. Genel olarak rekreasyon
boş zamanda yapılan bütün aktiviteler olarak bilinse de aslında yapılan birçok faaliyet atipik boş
zaman davranışı sayılmaktadır. Bir aktivitenin rekreasyon sayılabilmesi için kişisel haz vermenin
yanında toplumsal ya da kişisel yarar sağlamalı ve gönüllü bir şekilde yapılmalıdır (Karaküçük, 2008).
Rekreasyon sözcüğü köken olarak Latinceden türetilmiştir. Latince ‘recreatio’ ‘canlandırmak,
tazelemek’ sözcüğünden Fransızcaya recreation ‘eğlence, istirahat’ olarak geçmiştir. Türkçede
kullanılan rekreasyon sözcüğünün anlamı ise boş zamanda gönüllü olarak, yapılan eğlence ve sportif
etkinliklerdir (TDK, 2019).
Rekreasyon, insanların bireysel ya da gruplar halinde, tarihi, kültürel, sportif, doğa ile ilişkili
etkinliklere hiçbir baskı ya da zorlama olmadan kendi istekleriyle, haz almak için katıldıkları
etkinliklerdir (Lundberg, 1980: 4). Hazar (2003, 21)’ e göre rekreasyon, kişilerin zorunlu
ihtiyaçlarından arda kalan zamanda, para kazanma amacı taşımadan, isteyerek katıldıkları ve hoşça
vakit geçirdikleri etkinliklerdir. Parker (1979:20) ‘a göre rekreasyonel etkinlikler kişiye mutluluk,
tatmin, özgürlük, ruhsal denge, ruhsal dinginlik, rekabet etme gücü ve entelektüel bakış açısı
kazandırmaktadır.
Shievers ve DeLisle (1997:102)’e göre etkinliğin rekreasyonel bir etkinlik sayılabilmesi için
isteyerek katılma ve hoşça vakit geçirmenin yanında, yapılan etkinliğin bireye ya da topluma
olumsuz bir etkisi olmamalıdır. Solunoğlu ve Yayla (2020) rekreasyonel deneyim kalitesinin
memnuniyet ve yaşam kalitesini etkilediğini belirtmişlerdir. Şekil 3’de de de görüldüğü gibi bilinenin
aksine boş zamanda yapılan ve kişiye haz veren bütün etkinlikler rekreasyon faaliyeti sayılamaz.
Sportif aktiviteler, TV izlemek, kitap okumak, turistik geziler, sosyal ve kültürel etkinlikler, doğa
yürüyüşleri vb. aktiviteler rekreasyon faaliyeti sayılırken, avcılık, kumar, sigara içmek, uyuşturucu
kullanmak vb. faaliyetler atipik boş zaman davranışıdır.
Rekreasyon faaliyetinin birçok alanla ilişkisi bulunmaktadır. Bu alanları şu şekilde sıralanabilir
(Kement, 2014);
127
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3
•
Turizm
•
Ekonomi
•
Oyun
•
Çevre (Ekoloji)
•
Sanat
•
Sağlık
•
Spor
•
Kültür
•
Eğitim
•
Peyzaj mimarı
Şekil 4: Zaman Kullanım Bölümleri (Karaküçük ve Akgül, 2016).
Boş zamanların değerlendirilmesi amacıyla ortaya çıkan rekreasyon çok geniş kapsamlı bir
olgudur. Bu sebepten dolayı tek bir tanımının olması söz konusu değildir. Araştırmacıların yapmış
olduğu tanımlamalardan ve çalışmalardan yararlanılarak rekreasyonun özellikleri özet olarak şu
şekilde sıralanabilmektedir. Rekreasyon (Karaküçük ve Gürbüz, 2007:35-37);
Gönüllülük esasına dayanır; rekreasyonda dışsal bir zorlama olmamalıdır.
Tembellik karşıtıdır; zihinsel, duygusal ve fiziksel faaliyetler içerir.
Serbest zamanda yapılır; mesai saatleri ve sorumluluklarımızdan arda kalan zamanda
yapılır.
Bireye özgürlük hissi yaşatır; sorumluluk dışı zamanda birey kendini özgür hisseder.
Yenilenme ihtiyacını giderir.
128
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3
Rutinin değişmesine olanak sağlar; günlük standart rutinin değişmesi bireyin daha iyi
motive olmasını sağlar.
Rekreasyonun anlamı sübjektiftir; bireylerin ihtiyaç, ilgi ve istekleri doğrultusunda
değişkenlik gösterebilir.
Toplumsal ve bireysel fayda sağlar; bireyin gelişimi toplumda bazı sorunların
çözümlenmesini beraberinde getirir.
Bireyseldir; kişisel tatmin sağlar, başkası için yapılmaz.
Rekreasyon çeşitlerine göre amaç, mekân, katılımcılar ve fonksiyon gibi bazı kriterler
dahilinde sınıflandırılmaktadır (Şekil 4).
Katılımcıların
Milliyetlerine
Göre
Katılımcıların
Yaşlarına
Göre
Şekil 4: Rekreasyon Çeşitlerinin Sınıflandırılması (Hazar, 1999; Çelik Akasen, 1978).
Destinasyonlarda düzenlenen rekreasyonel aktiviteler, söz konusu destinasyona turist
çekebilmek amacı ile düzenlenmektedir (Getz, 2008:404). Bir destinasyonun pazarlamasına yardımcı
olan birçok unsur (doğal güzellikler, kültürel ve tarihi değerler, rekreasyonel etkinlikler vb.)
bulunmaktadır. Ancak bir destinasyonun diğer destinasyonlar karşısındaki rekabetinde galip gelerek
daha fazla turist çekebilmesi için rekreasyonel aktiviteler büyük önem taşımaktadır.
Destinasyon pazarlamasına yardımcı olan ve turistleri destinasyona çeken rekreasyonel
etkinlikler şu şekilde sıralanabilmektedir (Getz, 2008:404);
129
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3
Spor etkinlikleri
Sanat ve eğlence etkinlikleri
Fuar etkinlikleri
Kongre etkinlikleri
Politik etkinlikler
Ticari etkinlikler
Kültürel etkinlikler (karnavallar, festivaller, anma günler, dini etkinlikler vb.)
Özel faaliyetler (düğün, parti, davetler vb.)
Söz konusu rekreasyonel etkinlikler pazarlama faaliyetleri açısından önem arz etmektedir.
Destinasyonun sahip olduğu turizm potansiyeline bağlı olarak geliştirilen bu aktiviteler,
pazarlanmasına yardımcı olmanın yanında temel çekicilikler sağlar ve bölgenin imajını yükselterek
markalaşmasını sağlayabilmektedir. Arslan (2008:95)’e göre destinasyonların rekreasyonel
etkinlikler gerçekleştirme nedenleri şu şekilde sıralanmaktadır;
Ziyaretçi oranı düşük olan sezonlarda çekim gücüne sahip olması
Destinasyonlarda kalış sürelerinin uzaması sonucunda restoran, konaklama ve diğer
harcama tutarlarının artması
Olumlu İmaj ve farkındalık meydana getirmesi
Üyelere sponsor olma ve ortak promosyonlarda yer alma fırsatı sunması
Destinasyona ve destinasyonun bulunduğu bölgeye, bu bölgede bulunan toplum için gelir
sağlaması
Altyapı olanaklarının iyileşmesine katkı sağlaması
Var olan olanaklardan daha fazla yararlanılmasına olanak sağlaması
Rekreasyonel etkinlikler destinasyonların farkındalığını artıran ve imajını etkileyen çekici bir
faktördür.
Destinasyonlarda
gerçekleştirilen
aktiviteler
bölgeye
olan
talebin
artmasını
sağlamaktadır. Liang vd. (2008:15)’e göre bireylerin rekreasyonel etkinlikler sebebiyle destinasyonu
ziyaret etmesi destinasyona ekonomik katkının yanında sosyal etki bırakmasını da sağlamaktadır.
Richie, (1997:51) ve Getz (2008:403) etkinliklerin destinasyon pazarlamasında kullanılabilecek önemli
bir araç olduğunu ve etkinlikler konusunda çalışmaların yapılmasının önemini vurgulamaktadır.
130
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3
SONUÇ
Gelişen, değişen ve küreselleşen dünya ile birçok sektörde olduğu gibi turizm sektöründe de
rekabette artış görülmektedir. Bu artışın bir sonucu olarak destinasyonlar pazarlama konusuna daha
çok önem vermeye başlamıştır. Destinasyonlar sahip oldukları çekicilikleri kullanarak ve bu
çekicilikleri geliştirerek her gün daha fazla turist çekebilmeyi amaçlamaktadırlar.
Destinasyonlar bulundukları bölgeye daha çok ziyaretçi çekebilmek için sahip oldukları
doğal, kültürel vb. çekiciliklerin yanında bir takım pazarlama faaliyetlerine de başvurmaktadırlar.
Zira, birçok turistik destinasyonda jeokonomik varlıklar benzer düzeydedir. Bu bağlamda söz konusu
kaynaklardan farklılaşabilecek özgün pazarlama araçlarına ihtiyaç duyulmaktadır. Sonuç olarak,
turizm sektörünün gelişmesiyle birlikte destinasyonlar daha çok ziyaretçi çekebilmek adına birbirleri
ile rekabet içerisini girmiştir. Bir destinasyonun rekabet avantajı elde edebilmesi ve olumlu imaj
oluşturabilmesi için en güçlü araçlardan birisi rekreasyonel aktivitelerdir. Örneğin; Kapadokya
bölgesinde destinasyonun sahip olduğu doğal kaynakların yanında düzenlenen balon turları,
trekking, çömlekçilik gibi birçok rekreasyon etkinliği başlı başına bölgeye turist çekmektedir. Bunun
yanında, Fethiye deniz, kum ve güneş turizminin yanında yamaç paraşütü ile birçok turisti
rekreasyon etkinliği sayesinde misafir etmektedir. Rekreasyonel aktiviteler bir destinasyonun adını
duyurabilmesi, sezonluk bir sektör olmaktan çıkarılması ve destinasyonu pazarlayabilmesi için en
önemli faaliyetlerden biri olduğu söylenebilir.
Rekreasyonel aktiviteler bireylerin gönüllü olarak katılmayı tercih ettikleri ve boş zamanlarını
değerlendirmek için katıldıkları aktiviteleri kapsamaktadır. Bireyler günlük rutin yaşamlarından,
şehir merkezindeki kalabalık, stresli ve gürültülü ortamdan bir nebze uzaklaşabilmek, rahatlamak,
istek ve ihtiyaçlarını gerçekleştirerek tatmin olabilmek için destinasyonları ziyaret ederler ve
rekreasyonel aktivitelere katılırlar. Bu bilgiden hareketle turizm de başlı başına birer rekreasyon
faaliyeti sayılabilir. Özellikle destinasyonlarda düzenlenecek yöreye özgü kültürel rekreasyon
etkinlikleri hem turist ve yöre arasındaki kültürel etkileşimi sağlayacak hem de turistlerin ziyaret
etmiş oldukları destinasyondan memnuniyet düzeylerini yükseltebilecektir.
Destinasyonlarda düzenlenen etkinlikler bulundukları bölgeye birçok ekonomik ve sosyal
katkıda bulunmaktadırlar. Bu sebepten ötürü destinasyonlara daha çok ziyaretçi çekebilmek için
yapılan çalışmalara destinasyonun bulunduğu bölgedeki yerel yönetimler, STK’lar, yerel halk, turizm
acenteleri ve diğer paydaşlar da katılmalıdır. Destinasyonlarda turizm faaliyetlerinin yürütülmesi ve
destinasyonu ziyaret eden turistlerde olumlu bir imaj sağlayabilmek için gerekli ulaşım, altyapı, su
kaynakları, güvenlik gibi ihtiyaçların karşılanması ve sorunların giderilmesi gerekmektedir.
131
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3
KAYNAKÇA
Ahipaşaoğlu, H. S. (1997). Seyahat İşletmelerinde Tur Planlaması, Yönetimi ve Rehberliğin Meslek
Olarak Seçilmesinin Nedenleri Üzerine Bir Uygulama. Ankara: Varol Matbaası.
Akesen, A. (1978). Türkiye’de Ulusal Parkların Açıkhava Rekreasyonu Yönünden Nitelikleri ve
Sorunları. İstanbul: İÜ. Orman Fakültesi. Yayın No: 262.
Altun İpek, Z. H. (2016). Turizm Destinasyonları İçin Pazarlama Stratejileri: Doğu Karadeniz
Bölgesinde Destinasyon Pazarlama Stratejileri Üzerine Bir Uygulama. (Yüksek Lisans Tezi).
Karadeniz Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Trabzon.
Arslan, K. (2008). Türkiye’de kongre turizmini geliştirme imkanları. İstanbul Ticaret Odası Yayınları:
Entegre Matbaacılık.
Bogoro, P., Maimako, S.S. & Kurfi, A.F. (2013). Assessing The Role of Infrastructure on Customer
Satisfaction with National Parks in North East. Nigeria International Journal of Scientific and
Engineering Research, 4(10), 826-843.
Buhalis, D. (2000). Marketing the Competitive Destination of the Future. Tourism Management, 20
(1), 97-116.
Cho, B. (2000). Destination. J. Jafari (eds.). Encyclopedia of Tourism. 144-145. UK: Routledge.
Çelik, A. (2009). Destinasyon Pazarlama Unsuru Olarak Etkinlik Turizmi ve Etkileri - İstanbul Örneği.
(Yüksek Lisans Tezi). Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Ankara.
Eren, R. (2019). Turkey’s Food Image, Travelers’ Revisit Intention And Tourist Expenditures, ABET, 9,
1-16.
Fyall, A. Garrod, B., & Tosun, C. (2006). Destination marketing: A Framework for Future Research.
M. Kozak, & L. Andreu (Ed.). Progress in Tourism Marketing. The Netherlands: Elsevier.
Fyall, A.& Garrod, B. (2005). Tourism Marketing: A Collaborative Approach. Channel View
Publications.
Getz, D. (2008). Event tourism: Definition, Evolution, and Research. Tourism Management, 29, 403428.
Hankınson, G. (2004). The Brand Images of Tourism Destinations: A Study of The Saliency of Organic
İmages. Journal of Product & Brand Management, 13(1), 6-14
Hazar, A. (1999). Turizm İşletmelerinde Animasyon: Rekreasyon, Animasyon Teorisi ve Uygulamalı
Animasyon Teknikleri. Ankara: Detay Yayıncılık.
Hazar, A. (2003). Rekreasyon ve Animasyon. Detay Yayıncılık, Ankara.
İçöz, O. & Başarır, A. (1996). Seyahat ve Turizm Araştırmalarında Anket Tekniğinin Kullanımı.
Anatolia Turizm Araştırmaları Dergisi, 7(1/2),14-23.
Karaküçük, S. & Gürbüz B. (2007). Rekreasyon ve Kentleşme. Ankara: Gazi Kitapevi.
Karaküçük, S. (2008). Rekreasyon (Boş Zamanları Değerlendirme), Ankara: Gazi Kitapevi.
Karaküçük, S. & Akgül, B. M. (2016). Ekorekreasyon Rekreasyon ve Çevre (1.Baskı). Ankara: Gazi
Kitabevi.
Kement, Ü. (2014). Rekreasyona Giriş. Yaylı, A.(Ed.). Ankara: Detay Yayıncılık.
132
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3
Kıng, J. (2002). Destination Marketing Organisations-Connecting The Experience Rather Than
Promoting The Place. Journal Of Vacation Marketing, 8(2), 105-108.
Leıper, N. (1995). Tourism Management. Melbourne: Rmıt Press
Lundberg, D. E. (1980). The Tourist Businesss. (IV. Edition). Boston:CBI Publishing Inc.
Minghetti, V. (2001). From Destination To Destination Marketing and Management: Designing and
Repositioning Tourism Products. International Journal Of Tourism Research. 3, 255-257
Murphy, P. Mark P.Prıtchard & Smıth, B. (2000). The Destination Product And Its Impact On
Traveler Perceptions, Tourism Management. 21(1), 43-52.
Özdemir, G. (2007). Destinasyon Yönetimi ve Pazarlama Temelleri İçin Bir Destinasyon Model
Önerisi. (Yayımlanmamış Doktora Tezi), Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü,
İzmir.
Öztürk, Y. (2013). Destinasyon Tanımı ve Özellikleri. M. Yeşiltaş (Ed.), Destinasyon Yönetimi (1. Baskı
). Eskişehir: T.C. Anadolu Üniversitesi.
Öztürk, Y. (2017). Rekreasyonel Faaliyetlerin Algılanan Kalitesinin Destinasyon İmajına Etkisi: Ilgaz
Dağı Milli Parkı Örneği. (Doktora Tezi). Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara.
Page, S. (1995). Urban Tourism. London and New York: Routledge
Parker, S. (1979). The Sociology Of Leisure. London: George Allen And Unwin Ltd.
Pike, S. (2004). Destination Marketing Organizations, (1.Edition). Oxford: Elsevier.
Presenza, A., Sheehan L. & Rıtchıe J.R.B. (2004). Towards A Model Of The Roles And Activities Of
Destination Management Organizations, World Tourism Organization Survey Of Destination
Management Organizations, Spain: World Tourism Organization.
Ritchie Berent, J.R. (1997). Beacons Of Light İn An Expanding Universe: An Assesement Of The
State-Of-The-Art İn Tourism Marketing/ Marketing Research. Journal Of Travel And Tourism
Marketing, 5(4), 49-84.
Shievers, J.S. & DeLisle, L.J. (1997). The Story of Leisure, Context, Concepts and Current
Controversy. USA: Human Kinetics Publishers.
Solunoğlu A. & Yayla, Ö. (2020). Deneyim Kalitesinin Memnuniyet ve Yaşam Kalitesine Etkisi:
Kırıkkale Büyük Şehir Parkında Bir Uygulama. Seyahat ve Otel İşletmeciliği Dergisi/Journal of
Travel and Hospitality Management 17(1), 20-31. DOI: 10.24010/soid.617309
Yayla, Ö. (2017). Rekreasyon Etkinliklerinde Hizmet Kalitesinin Destinasyon İmaj Algısı ve
Davranışsal Niyetler Üzerine Etkisi.( Yayınlanmamış Doktora Tezi). Gazi Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü, Ankara.
Yayla, Ö. & Yaylı, A. (2019). Turistik destinasyonlarda rekreasyonel etkinliklerin hizmet kalitesi
ölçümü, Journal of Tourism and Gastronomy Studies, 7 (1), 676-687.
İnternet Kaynakları
Etimoloji Türkçe, (2020).
(15.07.2020).
Destinasyon,
https://www.etimolojiturkce.com/kelime/destinasyon,
Türk Dil Kurumu, (2019). Rekreasyon, http://www.tdk.gov.tr/index.php? (11.05.2019).
133
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3
Türk Dil Kurumu, (2020). Destinasyon, https://sozluk.gov.tr/ (10.07.2020).
ATIF:
Yayla, Ö., Sağdıç, D.N. (2020). Destinasyon Pazarlamasında Rekreasyonel Aktivitelerin Rolü. Betül
Bayazıt, Ercan Karaçar, Ozan Yılmaz (Ed.), Spor ve Rekreasyon Araştırmaları
Kitabı-3.Cilt içinde (ss. 120-134). Konya, Çizgi Kitabevi Yayınları.
134
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
BÖLÜM
10
DESTİNASYON GELİŞTİRME STRATEJİLERİ:
ÇANKIRI TURİZMİNE YÖNELİK ÖNERİLER
Mikail KARA
Dr. Öğretim Üyesi, ÇAKÜ Ilgaz Turizm ve Otelcilik Yüksekokulu,
[email protected]
ATIF: Kara, M. (2020). Destinasyon Geliştirme Stratejileri: Çankırı Turizmine
Yönelik Öneriler. Betül Bayazıt, Ercan Karaçar, Ozan Yılmaz (Ed.), Spor ve
Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3.Cilt içinde (ss. 136-154). Konya, Çizgi Kitabevi
Yayınları.
10.BÖLÜM
DESTİNASYON GELİŞTİRME STRATEJİLERİ: ÇANKIRI TURİZMİNE
YÖNELİK ÖNERİLER
Mikail KARA
Dr. Öğretim Üyesi, ÇAKÜ Ilgaz Turizm ve Otelcilik Yüksekokulu,
[email protected]
GİRİŞ
Destinasyon latince “destinatio” anglo sakson ülkelerinde yer anlamında kullanılan “onis”
kelimesinin birleşmesiyle ortaya çıkmış bir terimdir (Vukonic, 1997). Turizm destinasyonu ise “sahip
olduğu çeşitli turizm kaynakları ile turistleri çeken ve yoğun olarak turist ziyaretine ev sahipliği yapan
pek çok kurum ve kuruluşun sağladığı doğrudan veya dolaylı turizm hizmetlerinin bütününden
oluşan karmaşık bir ürün” olarak ifade edilebilir (Özdemir, 2008).
Başka bir ifadeyle turizm destinasyonları, 'çeşitli aktiviteler için yerel olmayan ziyaretçileri
(veya turistleri) çeken, farklı doğal ve / veya insan yapımı özelliklere sahip alanlar' olarak
tanımlanabilir. Buna göre destinasyonların geliştirilebilir bir takım zenginlikleri içeren bir coğrafi alan
ve yeterli sayıda yerel olmayan ziyaretçiyi tatmin eden ve çeken benzersiz bir cazibe merkezi kümesi
olduğunu ortaya konmaktadır. Önemli miktarda zaman harcayan yerel olmayan ziyaretçileri
çekmek, turizm destinasyonu açısından önemli bir noktadır. Ziyaretleri, yerel halkın ziyaretlerinden
daha önemli sosyoekonomik etkiler yaratır (Tosun & Jenkins, 1996). Bu noktadan hareketle bir
bölgenin turistik bir destinasyon olarak geliştirilmesi ya da turistik bir destinasyon olarak
konumlandırabilmesi hatta marka bir destinasyon olabilmesi için belirli bir strateji çerçevesinde bir
takım yönetim ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi gerekmektedir. Bu faaliyetler destinasyonda
yer alan tüm örgüt ve paydaşların uyumlu çalışmalarını gerektirmektedir. Örgüt ve paydaşların,
destinasyon çekiciliklerine ve kaynaklarına zarar vermeden ve sürdürülebilirlik ilkesine uygun olarak
hareket etmesi ve geleceğe ilişkin verilecek kararlarda stratejik bir yönetim belirlenmesi
gerekmektedir. Diğer bir ifadeyle, destinasyonların mevcut kaynaklarının kullanımı, yatırımların
yönlendirilmesi ve destinasyonun pazarlanması gibi süreçler stratejik yönetim kapsamında ele
alınmalıdır (Usta & Güripek, 2018).
Çankırı ili Ankara, İstanbul gibi büyük şehirlere yakın olması, İstiklal yolunun önemli bir
bölümünün şehirden geçmesi, Ilgaz dağı, tuz mağarası vs. gibi doğal zenginlikleri,
tarihi
zenginlikleri, başta Çankırı Yaranı olmak üzere kültürel zenginlikleri bulunmasına rağmen bu turistik
potansiyeli tam olarak değerlendirememiş, henüz turizmden hak ettiği payı alamamıştır. Bu
çalışmada mevcut literatürden yola çıkarak, henüz turistik bir destinasyon olarak konumlanamamış
Çankırı’nın bir turistik destinasyon olarak geliştirilmesine yönelik olarak izlenebilecek stratejileri
136
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
derleyerek bir model oluşturulması ve bu bağlamda yerel yönetime, özel sektöre ve diğer paydaşlara
öneriler sunulması amaçlanmıştır.
YÖNTEM
Araştırma kapsamında konu ile ilgili literatür taraması yapılmış, ilgili basılı ve elektronik veri
kaynakları incelenmiş, araştırma kapsamında değerlendirmeler yapılmıştır.
BULGULAR
Çankırı’nın bir turizm destinasyonu olarak geliştirme stratejilerine yönelik konular,
destinasyon yönetimi/planlama, turizm arzı, rekabet, müşteri memnuniyeti, sürdürülebilir gelişme,
tanıtım ve pazarlama başlıkları altında incelenmiş olup, literatür taraması sonucunda Şekil 1’de yer
alan Çankırı turizmini geliştirme stratejilerine ilişkin model oluşturulmuştur. Bu modele göre
stratejinin tüm basamakları ayrı ayrı planlanan bir döngüyü içermektedir. Tüm aşamalardan alınan
geribildirimler sonucunda turizm arzında düzenlemeler yapılması, yeni turistik çekicilikler
oluşturulması, varsa eksikliklerin giderilmesi amaçlanmaktadır. Sürecin geribildirimlerle devam eden
bir döngü olması, değişimlere uyum sağlamayı ve destinasyon rekabetini kolaylaştırmaktadır.
Şekil 1: Çankırı Turizmini Geliştirme Stratejileri
137
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
Destinasyon Yönetimi / Planlama
Destinasyon geliştirme stratejileri, bir destinasyonun başlangıç ya da yeniden canlandırılması aşamasında gerçekleştirilecek faaliyetleri kapsamaktadır. Bu aşamalarda ilk ve en önemli
adım bir “destinasyon yönetim örgütü” marifetiyle yönetişimin yapılandırılmasıdır (Çetin vd., 2017).
Destinasyon yönetimi; genel anlamı ile destinasyonun kendisi dışında farklı yönlerini de ön plana
çıkartarak bu yönleri çekici hale getirmeye çalışan kapsamlı bir süreç veya yaklaşım olarak
tanımlanmaktadır. Destinasyon yönetimi çok fonksiyonlu bir yapıya sahip olup, destinasyon
pazarlaması, konumlandırma ve markalaşma, destinasyon planlaması, ürün geliştirme, kaynak
idaresi, çevre yönetimi gibi birçok fonksiyonu bünyesinde barındırmaktadır (Atar & Konaklıoğlu,
2017). Destinasyon yönetim örgütleri ise bir ülkeyi, bir coğrafi bölgeyi ya da bir alanı, şehri bir turist
destinasyonu olarak ele alan ve gelişmesi, yönetimi ve pazarlaması alanında çalışan örgütler olarak
tanımlanabilir (İnanır vd., 2015). Günümüz rekabet ortamında değişen şartlara uyum sağlayabilmek,
her açıdan sürdürülebilir bir destinasyon oluşturabilmek ve gelen turistlere yönelik memnuniyetin
sağlanması tüm turizm paydaşları arasında işbirliğini gerekli kılmaktadır (Genç vd., 2014).
Destinasyonda yer alan tüm paydaşların işbirliği çerçevesinde Türkiye Turizm Stratejisi
(2023)’te ulusal ve bölgesel bazda turizm sektörünün koordinasyonunu sağlayacak konseylerin
oluşumunu önerilmektedir. Buna göre Ulusal Turizm Konseyine ilde yer alan tüm paydaşları temsil
edebilecek şekilde görüş, talep ve önerileri sunmak İl Turizm Konseylerinin öncelikli görevleri
arasında olması beklenmektedir. Bu bağlamda il turizm konseylerinin görevleri (Kültür ve Turizm
Bakanlığı, 2007);
Yerel talep, beklenti ve ihtiyaçların araştırılarak Ulusal Turizm Konseyine sunulması,
Üyeler arasında işbirliği ve eşgüdümün sağlanması,
İl bazında turizm potansiyelinin en üst seviyede kullanılabilmesine yönelik çalışmalar
yaparak politikaların belirlenmesi,
Örgüt üyelerinin eğitiminin sağlanması ve işgücü kalitesinin arttırılması amacıyla çalışmalar
yapılması,
Üyeler arasında etkin ağların kurulması,
Noktasal Turizm Konseylerinin talepleri sonucu küçük işletmelere teknik yardımı koordine
etmek veya teknik yardım alınabilecek kişi ya da kurum/kuruluşlarla iletişime geçilerek
yerelin faydalanmasının sağlanılması ve bunun noktalar arası koordineli şekilde yapılmasının
sağlanması,
Diğer bölgesel ve yerel turizm örgütleri ile işbirliği içerisinde çalışarak bir bütün olarak
“Türkiye markası” yaratılması çalışmalarının desteklenmesi, görevlerini yerine getirecektir.
138
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
Çankırı turizminin gelişmesi ve bu gelişmenin uzun vadeli, kalıcı bir gelişme olabilmesi için bu
sürecin içinde olan tüm paydaşların planlı ve organize şekilde çalışması için ilde bir destinasyon
yönetimin oluşturulması gerekmektedir. Bu doğrultuda oluşturulması düşünülen destinasyon
yönetiminin Türkiye Turizm Stratejisi (2023)’te vurgulanan “il turizm konseyi” şeklinde örgütlenmesi
önerilmektedir. Temelleri iyi atmadan bir iki kurum veya kuruluşun münferit girişimleri, gelişim
vizyonu için uygun olmayacaktır çünkü turizm sistemi birçok halkadan oluşan bir zincirdir. Bu sistem
içerisindeki herhangi bir halkada oluşacak problem domino etkisi ile tüm sistemin iç ve dış
paydaşlarını az veya çok olumsuz etkileyecektir. Dolayısıyla yapılacak ilk ve en önemli hareket İl'de
turizm gelişimi sürecini planlayacak, yönetecek, yürütecek, denetiminde yer alacak, araştırmalar
yapacak
bir
“turizm
konseyinin”
oluşturulmasıdır.
Bu
konsey
turizmin
tüm
paydaşları/bileşenlerinden oluşmalı ve ilgili tüm kurum- kuruluşlarla birlikte hareket edilmelidir. Bu
noktadan hareketle çalışmamızda Çankırı İl Turizm Konseyine ilişkin model Türkiye Turizm Stratejisi
(2023)’te belirtilen öneri ve görevlere uygun olarak Şekil 2’de belirtilen model oluşturulmuştur.
Çankırı ili tüm unsurları ile bu gelişime hazırlanmalıdır. Nitelikli, kalıcı, faydalı bu turizm
gelişiminin yanında bazı zararları olabileceği göz önünde bulundurularak önceden bilgilendirmeleri,
eğitimleri verilmeli ve önlemleri de eşzamanlı olarak gelişim sürecine dahil edilmelidir. Gelişim
sürecinde konsey veya farklı bir yetkilendirme ile oluşan yapı, turizm restorasyon planlaması ve
yönetimini doğru sıralama ve zamanlama ile yapmalıdır. Maddi ve manevi (özellikle halkı,
yatırımcıları ve girişimcileri bu gelişime önceden hazırlamak gibi) olarak doğru temellerin
atılmasından sonra “şehrin ve turistik bölgelerin çehresi” düzenlenmelidir. Bölge fiziki şartları normal
bir il/ilçe olarak değil turistik bir destinasyon olarak planlanmalı ve şekillenmelidir. Temizlik ve
görsellik ilk hareket noktası olmalıdır.
Şekil 2. Çankırı Turizm Konseyi Model Önerisi
139
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
Çankırı Turizm Konseyinde; Valilik, Belediye ve Üniversite işbirliği ile proje birimi
oluşturulması, özellikle projelerde üniversitenin çoğunlukla danışma görevini yürütmesi, valilik ve
belediyenin uygulayıcı ve karar verici işlevini yürütmesi yerinde olacaktır. Projelerden elde edilen
mali destekle birlikte turizm arzının gelişimine katkı sağlanabileceği düşünülmektedir. Konseyin
diğer paydaşları olan yerel basın, sivil toplum örgütlerinin ise özellikle tanıtım ve pazarlama
aşamasında faaliyetlere destek vermesi yerinde olacaktır.
Turizm Arzı
Bir turistik destinasyonun oluşumunda turistleri seyahate yönelten motivasyonlardan yola
çıkmakta yarar vardır. Seyahat motivasyonlarında turisti iten ve çeken faktörler ön plana
çıkmaktadır. Bu kavram, insanların “güçler” tarafından itilip çekildikleri için seyahat ettikleri teorisini
içerir. Bu kuvvetler (motivasyon faktörleri), bireylerin motivasyonel değişkenler tarafından bir
seyahat kararına nasıl itildiğini ve varış bölgesi tarafından nasıl çekildiğini (çekildiğini) ifade eder
(Baloglu & Uysal, 1996). İtme ve çekme motivasyon teorisinde', 'itme' faktörleri kaçma, gevşeme
veya macera gibi davranışların psikolojik itici güçlerini yansıtırken 'çekme' faktörleri destinasyon
özellikleri ve boş zaman altyapısı gibi dışsal, durumsal veya bilişsel motivasyonlar olabilir (Caber &
Albayrak, 2016).
Turisti iten faktörler turist gönderen bölge ile ilişkilidir, bu faktörlerin harekete geçmesinde
sosyo psikolojik faktörler önem kazanmaktadır. Ayrıca iten ve çeken faktörler arasında birbirini
destekleyen ve güçlendiren bir ilişki de (Şekil 3) söz konusudur. Destinasyonun "çekici" faktörleri (ör.
Güneş ışığı, rahat tempo, dost canlısı yerel halk vb.) "İtme" faktör motivasyonuna hem yanıt verir
hem de onları güçlendirir (Dann, 1981). Bu noktadan hareketle turisti iten faktörlerin harekete
geçmesi büyük ölçüde tanıtım pazarlama faaliyetlerine bağlı olduğu ifade edilebilir. Tanıtım
pazarlama faaliyetlerinin yapılabilmesi de turistik arz çekiciliklerinin varlığı ve niteliği ile ilişkilidir.
Bunun için turistik destinasyonda, turistik çekiciliklerin yani arzın oluşturulması, ya da niteliklerinin
artırılması gerekmektedir.
Şekil 3. Turist Seyahat Motivasyonları (Leiper, 1979; akt. Güçlü, 2017:64)
140
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
Çankırı’ya turist çekmek için turizm arzının özelliklerinin dört kategoride değerlendirilmesi
gerekir, bunlar, “doğal güzellikler, tarihi zenginlikler, kültürel değerler, yapay değerler” olarak
sınıflandırılabilir (Royo-Vela, 2009). Ayrıca bu zenginliklerin Çankırı şehir merkezinde olması da
önemli değildir. Belirli paket tur çerçevesinde bir turiste destinasyondaki zenginliklerle birlikte yakın
çevredeki zenginlikleri birlikte sunmak mümkündür. Bu kategoriden yola çıkarak Çankırı ilinin belli
başlı arz zenginlikleri:
o
Doğal güzellikler (örneğin, ormanlar, nehirler)
Eldivan Mesire Yerleri
Yapraklı Yaylaları
Kırkpınar Yaylası
Tuz Mağarası
Ilgaz dağı
Büyük Hacet ve Küçük Hacet Tepeleri
o
Tarihi zenginlikler (tarihi kalıntılar, kaleler ve diğer antik mimari)
Çankırı Kalesi
Taşmescid
Çankırı Müzesi
o
Kültürel değerler (dini değerler, müzeler, modern mimari, fuarlar, festivaller, el
sanatları)
Çankırı Yâranlığı
Hacı Murad-ı Veli Türbesi
Hoş İslamlar Türbesi
Çankırı Müzesi
Çankırı Radyo ve İletişim Müzesi
Dr. Rıfkı URGA Çankırı Araştırmaları Merkezi
Buğday Pazarı Medresesi,
Çivitçioğlu Medresesi
o
Yapay değerler (örneğin, tema parkları).
141
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
Recep Tayyip Erdoğan Parkı
Buhalis (2000) çalışmasında destinasyonun özelliklerini 6A olarak formüle etmiştir. Bu
formül turistik bir destinasyonu geliştirmek için bir çerçeve sunmaktadır. Bu çerçeveye göre
Çankırı’yı turist çeken bir bölge haline getirilebilmesi, destinasyondaki eksikliklerin giderilmesi,
projelerin bu doğrultuda yapılması, yani turizm arzının bu çerçevede oluşturulması yerinde olacaktır.
Bu çerçeve doğrultusunda Çankırı turizm arzı:
Çekicilikler (Attractions): insan yapısı, doğal, mimari, kültürel miras, özel olaylar.
o Geleneksel Çankırı evlerinin restorasyonu
o Turizme yönelik el sanatları çarşısının kurulması, özellikle bir arastanın bu hususla
ilgili olarak restorasyonu,
o Geleneksel el sanatları ile ilgili olarak kursların açılması, başarılı olan kursiyerlerin el
sanatlarını üretmek üzere istihdam edilmesi, Çankırı’da hediyelik eşya olarak
çoğunlukla tuz lambasının yapılmış olması ve piyasanın tuz lambasına doymuş
olması nedeniyle farklı hediyelik eşyaların tasarımının yapılması gerekirse bu
konuda yarışmalar düzenlenerek, yeni ürünlerin satışa hazır hale getirilmesi,
turizme yönelik hediyelik eşyaların tasarımı, üretilmek üzere eğitimin verilmesi
hususunda Çankırı Karatekin Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi, MEB Halk
Eğitim Merkezi ile işbirliğine gidilebilir. Ayrıca belediyenin bu konuda açmış olduğu
kurslar da bu amaca yönelik olarak kullanılabilir. Bununla birlikte Çankırı’ya özgü
lezzetler de (panayır helvası, küpecik peyniri, kızılcık ekşisi vb.) ilgi çekici ambalajlar
ile turistlere sunulabilir.
o Gastronomi turizmi son yıllarda gelişmekte olan turizm türlerinden birisidir. Bu
amaçla tescillenmemiş yerel lezzetlerin tescillenmesi yoluna gidilmeli, yöresel
yemeklerin restoranların mönüsüne girmesi teşvik edilmeli, gerekirse belediye
tarafından ikram edilmesi sağlanmalıdır. Çankırı ilinin coğrafi işaret alan ürünleri
olan yumurta tatlısı, sarımsaklı et bu kapsamda değerlendirilebilir (Çankırı
Belediyesi Yayınları, 2005).
Ulaşılabilirlik (Accessibility): Ulaşım sistemi, terminaller, araçlar.
Tesisler (Amenities): Konaklama, yeme-içme, seyahat aracıları ve diğer hizmetler. Özellikle
turistlerin ziyaretlerini yaptıkları yerlerde, oturma yerleri, tuvaletler vb.
142
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
Planlı Turlar (Available packages): Seyahat aracıları tarafından önceden organize edilmiş
turların varlığı.
o Çankırı Karatekin Üniversitesi turizm akademisyenleri, bölgeyi iyi tanıyan gönüllüler
ve destek verecek acentalar aracılığıyla paket turlar konusunda çalışmalar
yapılabilir, Çankırı destinasyonunun paket turlara girmesi sağlanabilir.
Faaliyetler (Activities): Turistin ziyareti sırasında yararlanacağı destinasyondaki tüm
faaliyetler.
o Çankırı yâranı bu bağlamda değerlendirilebilir, Yaran İnsanlığın Somut Olmayan
Kültürel Mirası Temsilî Listesinde 2010 yılından itibaren yer alan “geleneksel
sohbet toplantılarının Çankırı’daki yorumlanışı olarak kabul edebilir (Karaman &
Sayın, 2018). Yâran başlangıçta ulusal ilerleyen süreçte ise Türk dünyasına hitap
eden uluslararası bilimsel faaliyetleri, gösterileri içeren bir festival şeklinde
değerlendirilebilir. Zira Yâran geleneği, sadece Çankırı yöresine has değildir.
Yâranlık geleneği, Uygur Türkleri arasında “Meşrep”, Orta Asya Türk
Cumhuriyetleri arasında da “Geşdek” olarak bilinir. Bu gelenek aynı zamanda;
Çankırı, Gerede, Tırhala’da “Yâran” , Balıkesir/Dursunbey’de “Barana”, Safranbolu,
Bartın, Afyon ve Kütahya’da “Yaren/Gezek”, Kastamonu’da “Sıraname”, Bolu ve
Konya’da “Muhabbet”, Aksaray’da “Ferfane”, Van’da “Oturman”, Ankara’da
“Cümbüş”, Akşehir yöresinde ise “Sıra Yarenleri ya da Meydan Sırası Yarenleri”
gibi adlarla anılmaktadır. Tüm bu bölgelerden ekiplerin davet edileceği ve
gösterilerini yapmalarını sağlayacak bir festival Çankırı turizmine önemli katkılar
sağlayacaktır (Kara, 2006).
Destekleyici Hizmetler (Ancillary Services): Bankacılık, iletişim araçları, sağlık gibi turistin
yararlanacağı hizmetler.
o Özellikle şehirdeki Buğday Pazarı Medresesi, Çivitçioğlu Medresesi, Çankırı
Araştırmaları Merkezi vb. gibi ilgi çekici yerlere ilişkin yön gösterici levhaların
varlığı büyük önem taşımaktadır.
Rekabet
Turizm yazınında rekabetçilik “bir destinasyonun rakiplerine göre pazar konumunu koruyup
geliştirirken katma değer ürünler yaratabilme ve bu ürünleri bütünleştirebilme yeteneğidir (Hassan,
2000). Kuşat (2011)’ın çalışmasında turizm sektöründe rekabet gücü belirleyicileri; destinasyon
143
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
(destinasyonun çekicilikleri, inovasyon, internet, çevreye duyarlılık, fiyatlama, döviz kuru, devlet,
tanıtım, beşeri sermaye, kümelenmeler (birbirine bağımlı firmaların (özelleşmiş tedarikçiler dahil),
bilgi üreten kurumların (üniversiteler, araştırma enstitüleri, mühendislik şirketleri), bağlantı sağlayan
kuruluşların (aracılar, danışmanlar) ve müşterilerin değer ekleyen tedarik zinciri şeklinde birbirlerine
bağlandıkları ağ) olarak ifade edilmiştir.
Turizm sektörünün politik, ekonomik, yasal, psikolojik ve çevresel gibi çok fazla sayıda
faktörden etkilenmesi nedeniyle destinasyonların rekabet gücünü etkileyen faktörleri belirlemek
oldukça güçtür (Usta & Güripek, 2018). Destinasyon rekabeti, pazarlama faaliyetleri (imaj, kalite,
marka, hizmet vb.), destinasyon yönetimi ve sürdürülebilir turizmi kapsayan belirli gelişme
stratejileri ile gerçekleştirilebilir. Bununla beraber; turizm rekabetini geliştirme stratejileri, hem
ziyaretçiler üzerine ve hem de çevre sorunları, turist güvenliği ve emniyet, sezonluk sorunlar ve yerel
kültür ile kaynağa olan duyarlılık ve hassasiyet gibi diğer konulara da odaklanmayı gerektirmektedir
(Bahar, Ozan ve Kozak, 2012:72).
Turizmde rekabetçiliğin belirleyici unsurları olarak mevcut kaynakları (doğal kaynaklar,
kültürel miras), oluşturmuş kaynakları (turizm altyapısı, etkinlikler, vb.), destekleyici faktörleri (genel
altyapı, hizmet kalitesi, destinasyona erişilebilirlik, vb.) ve destinasyon yönetimi faktörleri kabul
görmektedir (Göral & Tuna, 2018).
Destinasyonların rekabetteki başarısı, turistlerin beklentileri ve ihtiyaçlarındaki değişimleri
merkez alarak turizm de yeni talepleri karşılamak üzere değişim göstermekten geçmektedir. Bu
değişim destinasyonların rekabetçi konumlarını etkilemekte olup kısa ve uzun vadeli başarılarını
garantilemek için rekabet gücünü ölçmesi büyük önem taşımaktadır. Destinasyonların yoğun
rekabet koşullarında başarı olabilmeleri için turist davranışlarını ve bu davranışları etkileyen
faktörleri belirlemenin destinasyonların pazarlama faaliyetlerine ve satış arttırma çabalarına olumlu
katkı sağlayacağı öne sürülebilir (Şahbaz & Sert, 2017).
Turizm rekabetçiliğini açıklamaya çalışan bazı yaklaşımlar devralınan ya da oluşturulan
kültürel çekiciliklerin önemine ve bu çekiciliklerin nasıl yönetilmesi ve pazarlanması gerektiğine
vurgu yapmaktadır.
Turizm destinasyonları giderek daha rekabetçi hale gelen bir turizm pazarında karşılaştırmalı
üstünlükler geliştirmek ve küreselleşme karşısında yerel farklılık yaratmak istiyorlarsa, somut ve
soyut kültür varlıklarını korumalı, yeni kültürel çekicilikler oluşturmalı ve bunları turizm faaliyetleri
kapsamında pazarlayabilmelidirler. Örneğin, World Heritage Centre’nin organize ettiği el işi kursları
ile 200 Mısırlı, palmiye ağacı yaprağı ve dallarından çeşitli hediyelik eşya üretmeyi öğrenmişlerdir. Bu
144
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
durum, bölgede geçmişte var olan el sanatlarının yaşatılmasını sağladığı gibi istihdam ve gelir
artışına, bölgede yeni zanaatkâr topluluğunun gelişmesine katkıda bulunmuştur (Göral & Tuna,
2018).
Değişen turist tipolojisi sebebiyle turistik talep daha özgün ve benzersiz olana doğru
kaymaktadır. Bu sebeple destinasyonların pazardaki konumunu koruması ve bunu sürdürebilmesi
özel bir yetenek gerektirmektedir (Akkuş & Böyükyılmaz, 2020). Rekabetin şiddetinin yoğun olarak
yaşandığı turizm sektöründe destinasyonların başarısı ancak uygun rekabet stratejileri geliştirmeleri,
kendilerini, müşterilerini ve rakiplerini sürekli olarak izlemeleri, bu izlenim sonucuna göre en uygun
şekilde hareket etmeleriyle mümkün olacaktır. Bu bağlamda Çankırı turizminin benzer ürünleri
sunan diğer bölgelerle rekabet edebilmesi için öncelikle turizm arzını diğer bölgelerin turizm arzıyla
karşılaştırarak analiz etmesi ve bu karşılaştırma sonucunda farklılıkların ön plana çıkarılması yerinde
olacaktır. Örneğin Çankırı ile benzer zenginliklere sahip, Beypazarı, Safranbolu, Kastamonu vb.
destinasyonların arz zenginlikleriyle kıyaslamalar yapılarak farklılıklar ve benzerlikler üzerinden yola
çıkılarak destinasyon geliştirme stratejileri geliştirilebilir. Ayrıca bu bölgelerdeki turistler üzerinde
yapılacak araştırmalarla turistlerin beklentileri, davranışları ve davranışlarını etkileyen faktörlerin
belirlenmesi bunun sonucunda da pazarlama ve satış geliştirme stratejileri geliştirilebilir.
Müşteri Memnuniyeti
Müşteriler, günümüzde işletmelerin varlıklarını sürdürebilmeleri için gerekli kaynakların en
başında gelir. Müşteri memnuniyeti kavramı, müşterilerin istek, ihtiyaç ve beklentilerinin
karşılanması ve bunların ötesine geçilmesini kapsayan bir kavramdır. Müşterinin satın aldığı mal ya
da hizmetin sağladığı faydalar ile müşterinin beklentilerinin uyuştuğu noktada memnuniyet ortaya
çıkar (Özgüven, 2008).
Destinasyonların başarısının temelinde müşteri memnuniyeti anahtar bir rol oynamaktadır.
Müşteri memnuniyeti; genel anlamda bireylerin satın alma öncesi beklentileri ile satın alma sonrası
elde ettikleri arasındaki yeterlilik olarak tanımlanabilir. Müşteri istek ve gereksinimlerinin ve hatta
beklentilerinin ne olduğunun bilinmesi, müşteri memnuniyetinin elde edilmesinde izlenecek yol
açısından çok önemlidir (Gümüş, 2014). Bu açıdan Çankırı turizminin geliştirilmesi hususunda temel
basamak, Çankırı’ya gelmekte olan ve gelme potansiyeli olan müşterilerin tanınması, beklentilerinin
bilinmesi olacaktır. Müşteri beklentilerinin oluşturulması hususunda Şekil 4’teki işlem basamakları
takip edilebilir.
145
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
Şekil 4. Müşteri Memnuniyeti Oluşturma Süreci (Kılıç, 1998:43)
Müşteri memnuniyeti oluşturma süreci dört aşamadan oluşan bir döngüyü içermektedir. Her
aşama birbiriyle ilişkili olup, aynı zamanda birbirini takip etmektedir. Sürecin başarısı açısından her
aşamanın planlanıp, sürekli olarak kontrol edilmesi gerekmektedir. Müşteri memnuniyeti oluşturma
sürecinde, müşteri profili oluşturularak müşteriler tanındıktan sonra, tanınan müşterilerin istek ve
ihtiyaçları belirlenir. Belirlenen istek ve ihtiyaçları karşılanılmasına dair müşterileri algılamaları ölçülür.
Harekat planının geliştirilmesinde ise bu kez algılamalar ile beklentiler arasında oluşan farklılıklar
ölçülür. Memnuniyet eylem planı, faaliyette bulunulan sektörlere göre değişebilmektedir (Öz, 2011).
Müşteri memnuniyeti oluşturma sürecinin birinci aşaması olan müşteri ihtiyaç ve
beklentilerinin belirlenmesinde, algılamalarının ölçülmesinde, Çankırı’yı ziyaret eden turistlere
yapılacak anketler yararlı olacaktır. Sürecin ikinci aşaması olan anketler için gerekli ölçeklerin
oluşturulması,
bulguların
analizi
ve
yorumlanmasında
Çankırı
Karatekin
Üniversitesi
akademisyenlerinin önemli katkısı bulunacağı öngörülmektedir. Son aşamada ise turizm il
konseyinin diğer bir deyişle destinasyon yönetiminin müşteri memnuniyeti açısından alacağı karar
veya geliştireceği stratejiler yer almaktadır.
Müşteri memnuniyeti açısından en önemli hususlardan birisi de nitelikli personele olan
ihtiyaçtır. İşletmelerde bulunan personeller günümüz çağdaş yönetim anlayışında iç müşteri olarak
kabul edilmektedirler. İç müşterinin eğitim vb. faaliyetlerle güçlendirilmesi ile memnuniyetlerinin
artırılması dış müşteri olarak adlandırılan turistlerin memnuniyetine doğrudan etki edecektir. Bu
hususta Çankırı Karatekin Üniversitesi Turizm ve Otelcilik Yüksekokulu ve Meslek Yüksekokulu Otel
Lokanta ve İkram Hizmetleri Bölümünün önemli katkıları bulunacaktır. Gerek ilgili bölümlerden
146
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
mezun olacak öğrenciler, gerekse turizm tesislerinde çalışan mevcut personele verilecek sertifikalı
eğitimlerle nitelikli personel ihtiyacı karşılanabilir.
Sürdürülebilir Gelişme
Günümüzde “sürdürülebilir” kelimesi, önüne geldiği kavramın çevreye duyarlı, insan odaklı,
adil ve katılımcı bir şekilde ele alınacağını anlatmaya başlamıştır (Sarı, 2020). Sürdürülebilir turizm;
ekonomik gelişme, çevresel kaynakların korunması ve yerel halkın sosyal fayda elde etmesi
bakımından bir denge unsuru olarak kabul edilmektedir. Bu doğrultuda; sürdürülebilir turizm
politikaları ve planları ile birlikte günümüzde elde edilen faydanın gelecekte de devam etmesi
amaçlanmaktadır (Alkan, 2015). Bu bakımdan sürdürülebilir kalkınmanın sağlanması için birtakım
ilkeler benimseyerek kaynaklarını korumak, planlamaların bu ilkeler doğrultusunda yapılması
zorunluluktur.
Sürdürülebilir turizm sayesinde destinasyonlar çevresel kaynaklarını korumakta, sosyal
fayda elde etmekte ve ekonomik kalkınma sağlamaktadırlar. Bu faydaların artırılabilmesi için turistik
destinasyonda özellikli ürünlerin oluşturulması öncelikli hedef olarak belirlenmektedir. Birleşik bir
turistik ürün olarak destinasyonu oluşturan faktörlerin turizm pazarında rekabet gücü
oluşturabilmesi için sahip olunan kaynakların koruma-kullanma dengesi gözetilerek ekonomik girdi
haline dönüştürülmesi gerekmektedir (Alkan, 2015).
Dünya turizminde değişen ve dönüşen ziyaretçi eğilimleri dikkate alındığında, sağlıklı ve
sürdürülebilir yaşam biçimi ilkesini benimsemiş tüketicilerin sayısı her geçen gün artmaktadır (Sarı,
2020). Sürdürülebilir politika ve planlamalar sayesinde hem yerel halkın hem de ziyaretçilerin
memnuniyetini sağlamak mümkün olabilmektedir (Genç vd., 2014). Ayrıca sürdürebilir turizmi
destekleyici olarak turistik mahallerin oluşturulmasında projelerin çevre dostu, engelli dostu ve
çocuk dostu anlayış benimsenerek geliştirilmesi yerinde olacaktır. Bu anlayışın engellilerin ve
ailelerin bölgeye çekiminde katkısı olduğu gibi tanıtım açısından da büyük avantajları bulunacaktır.
Tanıtım ve Pazarlama
Tanıtma bir ürün, hizmet, kişi işletme, kuruluş, yöre, bölge, ülkeye ilişkin ticari açıdan anlam
taşımayan mesajların kitle iletişim araçları veya diğer iletişim kanalları ile haber değeri taşıyacak
biçimde hedef kitlelere ya da kamuoyuna iletilmesidir. Üretilen mal ve hizmetlerin hedef kitlelere
ulaştırılması, onların ürün ve hizmetlerden haberdar edilmesi turizm geliştirme faaliyetlerinin
sonuncu basamağını oluşturmaktadır (Baghirov, 2009).
147
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
Tanıtma kavramı, amacına ve uygulanış biçimine göre kimi kez reklam, pazarlama, halkla
ilişkiler, satış geliştirme gibi kavramlarla eşanlamlı olarak algılanmaktadır. Aslında bu kavramların
tümü birbirleriyle iç içe ve bir bütün olarak “tanıtım” kavramı tarafından içerilmekte; her biri kendine
özgü yöntem ve teknikleriyle tanıtıma destek sağlamaktadır (Özdoğan, 2018). Turizmde tanıtma ise
gerek yurt içinde ve gerekse yurt dışında insanların ilgilerini bir ülkenin bölgenin veya turistik bir
istasyonun mal ve hizmetleri üzerine çekmek için bilgi vermek, eğitmek, telkinde bulunmak, bellekte
bir imaj yaratmak ve bir inanç meydana getirmek suretiyle turistik mal ve hizmetlerin satın
alınmasını kolaylaştıran sosyal, psikolojik, kültürel ve ekonomik bir çıkara yönelik etkinlik araç ve
teknikleri içeren bir iletişim olayıdır (Bahattirı Rızaoğlu, 2004).
Turistik tanıtımda turist gelmeden önce ve geldikten sonra yapılacak tanıtımda doğru
stratejilerin takip edilmesi gerekmektedir. Turist gelmeden önce yapılan tanıtım faaliyetleri turisti
destinasyona çekmek için yapılmakta olup amaç daha fazla turist çekmek ve turistlerin karar
vermelerini kolaylaştırmaktır. Turist gelmeden önce tanıtım yapılırken öncelikle turistik tanıtma
araştırmasının yapılması, uygun tanıtma teknikleri, tanıtmada kullanılacak iletişim aradan, turizm
örgütlenmeleri, turizm tanıtma karması belirlenmesi, farklı hedef kitlelere aynı tanıtımın
uygulanmaması, tanıtma çabalarının dağınık bir şekilde uygulanmaması, turizm sektöründe faaliyet
gösteren işletme ve çalışanların eğitimli ve nitelikli olmasına dikkat edilmesi gerekmektedir. Turist
geldikten sonra yapılan tanıtımlarda ise turist gelmeden önce oluşturulan doğru imajın pekiştirilmesi
için yapılan tanıtım çalışmalarıdır amaç hizmetlerden tatmin olmuş turistlerdir (Bahattin Rızaoğlu,
1992).
Turistik tanıtım ve pazarlama için iletişim, halkla ilişkiler, reklam, satış geliştirme /
promosyon, propaganda, gazete, dergi, broşür / kitapçık, bülten / el ilanı, afişler, görsel ve işitsel
araçlar (televizyon, radyo, fotoğraf ve filmler vb.), internet, sosyal medya, fuarlar-sergiler, festivaller
kullanılabilir. Ancak tüm tanıtım faaliyetlerinin planlı, programlı doğru stratejiler geliştirilerek ve
profesyonelce yapılması gerekmektedir. Doğru mesaj, doğru kanal ile doğru hedef kitleye ulaşılması
halinde tanıtım ve pazarlama faaliyetleri etkin ve verimli olabilir. Bunun sonucunda da turistik
tanıtım ve pazarlamadan hedeflenen amaçlara ulaşılabilir. Bu aşamada Çankırı’nın sivil toplum
örgütlerinin ve yerel basınının tanıtımda etkin rol oynaması gerekmektedir. Gerek basılı medya
gerekse internet ortamında faaliyet gösteren basın mensupları hedef kitleye doğru mesajın verilmesi
hususunda titiz davranmalı turizmi geliştirme stratejileri doğrultusunda hareket etmelidirler.
TARTIŞMA
Literatürde destinasyonlarda turizmin geliştirilmesine ilişkin
yapılan; destinasyon
yönetimine odaklanan çalışmalar (İnanır, 2019; Usta & Güripek, 2018), destinasyon pazarlama
148
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
stratejisi ve konumlandırmasına odaklanan çalışmalar (Ersun & Arslan, 2011; Karabıyık & İncİ, 2012),
destinasyon geliştirme, yönetim ve pazarlama stratejilerine odaklanan çalışmalar (Çetin, Demiroğlu,
Dinçer, & Dinçer, 2017), turizm gelişimi ve bölgesel planlamaya odaklananlar çalışmalar (Tosun &
Jenkins, 1996), destinasyon yönetim modellerine örgütlenenler (Genç vd., 2014; İnanır vd., 2015),
destinasyon potansiyeline ve destinasyon oluşturulmasına odaklanan çalışmalar (Öztaş & Karabulut,
2007) belli başlı çalışmalardır. Konuyla ilgili çalışmalarda destinasyon geliştirilme konusu yönetim,
planlama, pazarlama, rekabet, sürdürebilirlik vb. gibi farklı boyutlarıyla ele alınmıştır. Bu
çalışmalarda destinasyonların geliştirilmesi sürecindeki stratejik adımlar, destinasyon yönetiminin
tüm paydaşların katkılarıyla oluşturulan bir örgütlenme ile yapılması, turizm arzına ilişkin
potansiyelin ortaya konulması, rekabet gücünün ölçülmesi, destinasyonların rekabet gücünün
artırılmasında hedef kitlenin özelliklerine göre destinasyonun değişime uyum sağlamasının
gerekliliği, destinasyonların sürdürebilirlik çerçevesinde yapılandırılması, tanıtım faaliyetlerinde
dağınık bir şekilde uygulanması yerine tüm paydaşların katılımıyla bir bütünlük içermesi,
destinasyondaki müşteri memnuniyetinin sağlanması sürecinin başarılı bir şekilde uygulanması
işlenmiş olup, bu çalışmada önerilen modelin ve stratejilerin mevcut literatürle desteklendiği
görülmektedir.
SONUÇ VE ÖNERİLER
Bir şehrin turistik bir destinasyona dönüşmesi planlı, programlı bir şekilde çalışmanın
sonucunda gerçekleşir. Bir bölgede turizmin gelişebilmesi için ortak akıl ile tüm paydaşların bir araya
gelmesi, bunun sonucunda çabalarını da bir araya getirmeleri aynı hedef doğrultusunda her paydaşın
üzerine düşen görevi yerine getirmesi gerekmektedir. Çankırı Turizm Konseyi faaliyetlerin ortak
akılla yürütülmesine katkı sağlayacaktır. Her ne kadar yerel yönetimler uygulayıcı durumunda olsalar
da ortak akılla yürütülen projeler, turizmin gelişimine önemli ölçüde katkılar sağlayacaktır.
İkinci aşamada yer alan turizm arzı ile ilgili Çankırı’nın turizm arzı açısından sınırlı bir
potansiyele sahip olduğu görülmektedir. Çankırı’nın turizm arzı konusunda iki aşamadan söz
edilebilir. Birincisi mevcut arzda küçük iyileştirmeler yaparak, ilgi çekici hale getirmek, ikincisi yeni
projeler ve yatırımlar yaparak turistik arzı oluşturmaktır. Bu bağlamda yapılabileceklere ilişkin
öneriler şunlardır:
Çankırı merkeze yakın olan turistik yerleri belirli bir program (paket tur) dahilinde gezdirmek
üzere şehir dışından gelen kişilere ve öğrencilere yönelik olarak tanıtım amaçlı olarak, belirli
saatlerde servis tahsisi yapılabilir.
149
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ile işbirliğine gidilerek, Çankırı’nın turistik mekanlarını ve
kültürel değerlerini kapsayan bir broşür hazırlanabilir veya mevcut broşürlerin seyahate
katılanlara dağıtımı sağlanabilir.
Tuz Mağarasının turizme açılması hususunda belirli bir mesafe kaydedilmesine rağmen
maalesef sonuçlar istenilen seviyede değildir. Mağaranın çevresinin alt yapı çalışmalarının
tamamlanması, peyzaj düzenlemesinin yapılması gerekmektedir. Mağara mevcut haliyle
tuzdan yapılan eserlerin sergilendiği bir galeri niteliğindedir. Mağaranın sağlık turizmine
hazırlanması, tuz odalarının faaliyete geçirilmesi, mağara içinde faaliyet gösterecek
kafeterya vb. hizmet sunan tesislerin açılması, mağarada turistlerin tuz toplayabileceği bir
yapay bölüm oluşturulabilir. Hatta o bölüme zaman zaman turistlerin toplanması için bir
miktar tuz yığını da doğal haliyle yerleştirilebilir. Turun belli bir bölümünde turistlere tuz
toplaması, hatta kristal tuz bulmaya çalışması gibi bir serbest zaman faaliyeti yapılabilir. Bu
durum turistler için oldukça eğlenceli faaliyet olacaktır. Mağaranın içinde bir danışma bürosu
hazırlanabilir, seyahatlerin sonunda turistlere anket yapılabilir. Böylelikle turistlerin
memnuniyeti ölçülebilir veya mağarada bulunan eksikliklerin turistlerin bakış açısıyla
görülmesi mümkün olabilir.
Recep Tayyip Erdoğan parkındaki Millet Kıraathanesi olarak kullanılan gemi, parkın biraz
şehir merkezine uzak olması nedeniyle çok kullanışlı olmamaktadır. Bunun yerine millet
kıraathanesi şehir merkezinde ulaşımı kolay bir yere alınarak daha çok kişinin faydalanması
sağlanabilir.
Recep
Tayyip
Erdoğan
parkındaki
gemi
ise
bir
restoran
olarak
değerlendirilebilir. Parkı gezen turlar nezih bir ortamda yemeklerini yiyebilirler. Ayrıca Recep
Tayyip Erdoğan Parkında Miniatürk benzeri bir bölüm oluşturularak, Çankırı’nın ilçe, ilçe
kültürel, tarihi ve turistik zenginlikleri minyatür olarak parkın bir bölümünde yansıtılabilir.
Örneğin, taş mescidin minyatürü, Bayramören köprüsünün minyatürü, tuz mağarasının
minyatürü, geleneksel kıyafetleriyle bir Çankırı Yâran Meclisinin minyatürü vb. turistlerin
oldukça dikkatini çekecektir.
Çankırı Kalesi, ziyaretgah ve mesire yeri olarak kullanılmaktadır. Kaleye 2018 yılında cam
teras yapılmıştır ve ziyarete açılmıştır. Ayrıca kale içinde ziyarete gelenlerin vakit
geçirebileceği kafe ve restoranlar bulunmaktadır. Bütün bunlara ek olarak Çankırılı
hanımların becerilerini sergileyebileceği el sanatları çarşısı da kale içerisinde bulunabilir. Kale
içinde yöresel motiflerle döşenmiş eski bir Çankırı odası kurularak, burada Yaran
eğlencelerine benzeyen, Çankırı’nın yöresel türkülerinin çalınıp söylendiği bir saz evi
kurulabilir. Çankırı mahalli sanatçıları burada sanatlarını icra edebilir. Çankırı’yı gezmeye
150
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
gelen turistler “Kale Akşamları” adlı fasıl programına katılabilir. Akşam programlarında saz
ekibi ile yöresel türkü faslının yanı sıra ney dinletisi de yapılabilir.
Eldivan’daki Mesire yerlerinin yanı sıra Omar Çavuş At Çiftliğindeki atlı doğa turizm
faaliyetleri de şehir turlarının faaliyetleri içinde değerlendirilebilir.
Yapraklı Yaylasında trekking turları için rotaların oluşturulması hususunda bölgeyi iyi bilen
yerel, gönüllü rehberlerden yararlanılarak, acentaların paket turlarına ilgili bölgelerin girmesi
sağlanabilir.
Çankırı çayının belirli bölümleri ıslah edilerek, mesire yeri olarak turizme kazandırılabilir.
Rekabet olarak adlandırılan üçüncü aşamada ise benzer hizmeti sunan diğer bölgelere karşı
farklılıkların ön plana alınmasıdır. Bir sonraki aşama olan müşteri memnuniyeti rekabet ve bir sonraki
aşama olan sürdürebilir gelişme için olmazsa olmaz önemdedir. Son aşama ise tüm faaliyetlerin
hedef kitlelere ulaşmasını sağlayan tanıtım ve pazarlama aşamasıdır. Tanıtım ve pazarlama
aşamasında doğru mesajın, doğru kanalla, doğru hedef kitleye ulaşması esastır. Bunun için
profesyonel yardım çok önem taşımaktadır. Bu aşamaya gelinceye kadar tüm faaliyetlerin başarısı
tanıtım ve pazarlama faaliyetlerinin etkin ve verimli olmasına bağlıdır.
Çankırı’nın tanıtımında çok büyük bir bütçe gerektirmeyen faaliyetlere ağırlık verilebilir,
bunun için halkla ilişkiler faaliyetlerine ağırlık verilebilir, bu bağlamda Çankırı’nın yazılı ve görsel
basında haber olmasını sağlayacak faaliyetler yapılabilir. Çankırı ilinin tanıtımında sosyal medyadan
etkin bir şekilde yararlanmak mümkündür. Örneğin gezginlerin blogları, internet fenomenlerinin
videoları, ünlü gurmelerin şehir hakkındaki izlenimleri gibi hususlar tanıtım için kullanılabilir, bu
nedenle ilgili kişiler Çankırı’da ağırlanabilir. Tripadvisor gibi seyahat web sitelerinde Çankırı’ya ilişkin
içerik konulabilir, ürün ve hizmetlerin kalitesinin artırılmasında buna benzer sitelerde yer alan
yorumlardan yola çıkılabilir.
KAYNAKÇA
Akkuş, G., & Böyükyılmaz, S. (2020). Temel Kaynaklar ve Çekicilikler Yönünden Kastamonu İli
Rekabetçiliğinin Konaklama Sektörü Paydaşları Bakış Açısından Değerlendirilmesi. Business
& Management Studies: An International Journal Vol.:8, 8(2), 1131–1166.
https://doi.org/http://dx.doi.org/10.15295/bmij.v8i2.1444
Alkan, C. (2015). Sürdürülebilir Turizm: Alaçatı Destinasyonuna Yönelik Bir Uygulama. Journal of
Yaşar University, 10(40), 6692–6710. https://doi.org/10.19168/jyu.36395
Atar, A., & Konaklıoğlu, E. (2017). Türkiye’yi Ziyaret Eden Yabancı Turistlerin Destinasyon İmajı
Algısını Belirlemeye Yönelik Bir Araştırma. In 3.Turi̇zm ŞûrasıTebli̇ğler Ki̇tabi (pp. 226–245).
Ankara: Kültür ve Turizm Bakanlığı.
151
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
Baghirov, O. (2009). Banka Hizmetleri Pazarlaması: Müşteri İlişkileri Programı Yoluyla Banka
Hizmetlerinin Geliştirilmesi. Geographie. Dokuz Eylül Üniversitesi.
Baloglu, S., & Uysal, M. (1996). Market segments of push and pull motivations: A canonical
correlation approach. International Journal of Contemporary Hospitality Management, 8(3),
32–38. https://doi.org/10.1108/09596119610115989
Buhalis, D. (2000). Marketing the competitive destination of the future. Tourism Management, 21,
97–116. https://doi.org/10.1016/S0261-5177(99)00095-3
Caber, M., & Albayrak, T. (2016). Push or pull? Identifying rock climbing tourists’ motivations.
Tourism Management, 55, 74–84. https://doi.org/10.1016/j.tourman.2016.02.003
Dann, G. M. (1981). Tourist Motivation An Appraisal. Annals of Tourism Research, 8(2), 187–219.
https://doi.org/doi.org/10.1016/0160-7383(81)90082-7
Ersun, N., & Arslan, K. (2011). Turizmde Destinasyon Seçimini Etkileyen Temel Unsurlar ve
Pazarlama Stratejileri. Marmara Üniversitesi İ.İ.B.F. Dergisi, CİLT XXXI,(SAYI II,), 229–248.
Genç, K., Atay, L., & Eryaman, M. Y. (2014). Sürdürülebilir Destinasyon Yaratma Sürecinde
Örgütlenmenin Önemi: Çanakkale Turizmi Üzerine Bir Araştırma. Anatolia: Turizm
Araştırmaları Dergisi, 25(1), 49–61. https://doi.org/10.17123/atad.vol25iss137185
Göral, R., & Tuna, M. (2018). Turistik Ürün Bileşeni Olarak Kültürel Çekiciliklerin Turizm Sektörü
Rekabetçiliği Açısından Önemi. International Journal of Contemporary Tourism Research,
2(1), 1–12. https://doi.org/10.30625/ijctr.397499
Güçlü, C. (2017). Bilgi Kaynaklarının Seyahat Motivasyonları Üzerindeki Etkisi: Alanya Örneği. Alanya
Akademik Bakış Dergisi, 1(3), 61–79.
Gümüş, C. (2014). Müşteri Memnuniyeti ve Müşteriyi Elde Tutmanın Müşteri Sadakatine Etkisi: Bir
Araştırma. Afyon Kocatepe Üniversitesi. https://doi.org/10.1017/CBO9781107415324.004
Hassan, S. S. (2000). Determinants of market competitiveness in an environmentally sustainable
tourism
industry.
Journal
of
Travel
Research,
38(3),
239–245.
https://doi.org/10.1177/004728750003800305
İnanır, A. (2019). Turistik Destinasyon Yönetiminde Paydaşlar Arası İlişkiler: Göller Yöresi Örneği.
Turk Turizm Arastirmalari Dergisi, 3(3), 517–541. https://doi.org/10.26677/tr1010.2019.176
Kara, M. (2006). Çankırı’nın Turizm Potansiyeli ve Çankırı Yâranı’nın Turizme Kazandırılması. Çankırı
Araştırmaları Dergisi, 1(1), 271–281.
Karabıyık, N., & İncİ, B. S. (2012). Destinasyon Pazarlamasında Pazarlama Stratejisi ve
Konumlandırma Çalışmalarına Kavramsal Yaklaşım. İstanbul Sosyal Bilimler Dergisi, 1(1), 1–
19.
Kılıç, S. (1998). Hizmet Pazarlamasında Müşteri Memnuniyeti. Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü.Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi.
Kuşat, N. (2011). Küreselleşen DünyadaTuri̇zm Sektörü Bi̇lgi İleti̇şi̇m Teknoloji̇leri̇ ve Rekabet Gücü.
Akademik Araştırmalar ve Çalışmalar Dergisi /, 3(5), 114–138.
Öz, M. (2011). İş Hayatında Başarının İki Temel Koşulu : Tüketici Davranışlarını Anlayabilmek ve
Müşteri Memnuniyetini Sağlamak. Uluslararası Sosyal ve Ekonomik Bilimler Dergisi, 1(2), 95–
99.
152
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
Özgüven, N. (2008). Hizmet Pazarlamasında Müşteri Memnuniyeti ve Ulastırma Sektörü Üzerinde Bir
Uygulama. Ege Akademik Bakış, 8(2), 651–682. https://doi.org/10.21121/eab.2015221927
Öztaş, K., & Karabulut, T. (2007). Turistik Destinasyon Oluşturma Potansiyeli Açısından Göller
Yöresinin Önemi. Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi Sosyal Ve Ekonomik Araştırmalar
Dergisi,
1,
128–137.
Retrieved
from
https://dergipark.org.tr/tr/pub/kmusekad/issue/10224/125708
Rızaoğlu, Bahattin. (1992). Turizmde Tanıtma ve Hatalarımız. Anatolia: Turizm Araştırmaları
Dergisi, 3(2), 34–40. Retrieved from https://dergipark.org.tr/tr/pub/atad/issue/53115/703937
Royo-Vela, M. (2009). Rural-cultural excursion conceptualization: A local tourism marketing
management model based on tourist destination image measurement. Tourism
Management, 30(3), 419–428. https://doi.org/10.1016/j.tourman.2008.07.013
Şahbaz, R. P., & Sert, A. N. (2017). Turist Bakış Açısıyla Destinasyon Rekabet Gücünün
Belirlenmesinde SosyoDemografik Özelliklerin Etkisine Yönelik Bir Araştırma. Journal of
Tourism and Gastronomy Studies, 3(5), 74–92. https://doi.org/10.21325/jotags.2017.84
Sarı, V. İ. (2020). Türkiye’de Ulusal ve Bölgesel Politika Belgelerinde Sürdürülebilir Turizm
Planlaması. Coğrafi Bilimler Dergisi, 18(1), 1–27. https://doi.org/10.33688/aucbd.615191
Tosun, C., & Jenkins, C. L. (1996). Regional planning approaches to tourism development: The case
of Turkey. Tourism Management, 17(7), 519–531. https://doi.org/10.1016/S02615177(96)00069-6
Usta, Ö., & Güripek, E. (2018). Turizm Destinasyonlarının Rekabet Gücünün Artırılmasında Stratejik
Destinasyon Yönetimi: Çeşme Alaçatı Destinasyonu Üzerine Bir Uygulama. Journal of
Tourism and Gastronomy Studies, 6(4), 496–523. https://doi.org/10.21325/jotags.2018.321
Vukonic, B. (1997). Selective tourism growth: Targeted tourism destination. In J. J. Wahab, S., Pigrim
(Ed.), Tourism, Development And Growth: The Challenge Of Sustainability (pp. 95–108).
London: Routledge.
Bahar, Ozan ve Kozak, M. (2012). Turizm ve Rekabet (1st ed.). Ankara: Detay Yayıncılık.
Çankırı Belediyesi Yayınları. (2005). Çankırı Yöresi Yemek Kültürü (1st ed.). Çankırı: Çankırı
Belediyesi
Eğitim
ve
Kültür
Müdürlüğü.
Retrieved
from
http://www.cankiri.bel.tr/uploads/yuklemeler/Yemek-kitabi.pdf
Özdemir, G. (2008). Destinasyon Pazarlaması (1st ed.). Ankara: Detay Yayıncılık.
Rızaoğlu, Bahattirı. (2004). Turizmde Tanıtma (3. Baskı). Ankara: Detay Yayıncılık.
Karaman, A., & Sayın, K. (2018). Unesco. In A. Karaman, K. Sayın, & Alper Ateş (Eds.), Türkiye’nin
Unesco Değerleri ve Turizm Potansiyeli (pp. 7–16). Konya: Eğitim Yayınevi.
Çetin, G., Demiroğlu, O. C., Füsun İstanbullu Dinçer, & Dinçer, M. Z. (2017). Destinasyon
Stratejileri: Geliştirme, Yönetim, Pazarlama. In 3.Turi̇zm ŞûrasıTebli̇ğler Ki̇tabi (pp. 322–331).
Ankara: Kültür ve Turizm Bakanlığı.
İnanır, A., Biçer, C., & İnel, M. (2015). Burdur i̇li̇ni̇n yardımcı desti̇nasyon olarak i̇ncelenmesi̇ ve
desti̇nasyon yöneti̇m örgüt modeli̇ni̇n geli̇şti̇ri̇lmesi̇. In Ş. K. Nas (Ed.), I.Teke Yöresi
Sempozyumu (pp. 331–338). Burdur: Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi.
153
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
İnternet Kaynakları
Kültür ve Turizm Bakanlığı. (2007). Türkiye Turizm Stratejisi 2023 eylem plani 2007 - 2013. Ankara.
https://www.ktb.gov.tr/Eklenti/906,ttstratejisi2023pdf.pdf?0 (Erişim Tarihi 30.07.2020).
Özdoğan,
G.
(2018).
Sağlık
Hizmetlerinde
http://www.tdb.org.tr/sag_menu_goster.php?Id=530 (SGT: 22.06.2018).
Reklam.
ATIF:
Kara, M. (2020). Destinasyon Geliştirme Stratejileri: Çankırı Turizmine Yönelik Öneriler. Betül
Bayazıt, Ercan Karaçar, Ozan Yılmaz (Ed.), Spor ve Rekreasyon Araştırmaları
Kitabı-3.Cilt içinde (ss. 136-154). Konya, Çizgi Kitabevi Yayınları.
154
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
BÖLÜM
11
FUTBOL TAKIMLARININ KAMP
DESTİNASYONLARININ MARKA KİŞİLİĞİ
BOYUTLARINI DEĞERLENDİRMELERİNE
YÖNELİK BİR ARAŞTIRMA: ANTALYA ÖRNEĞİ
Aydın ÜNAL
Dr. Öğretim Üyesi, Kırklareli Üniversitesi, Pınarhisar Meslek
Yüksekokulu,
[email protected]
Sinan Baran BAYAR
Yüksek Lisans Öğrencisi, Kırklareli Üniversitesi, SBE, Turizm İşletmeciliği
ABD
[email protected];
ATIF:
Ünal, A., Bayar, S.B.
(2020). Futbol Takımlarının Kamp
Destinasyonlarının Marka Kişiliği Boyutlarını Değerlendirmelerine Yönelik Bir
Araştırma: Antalya Örneği. Betül Bayazıt, Ercan Karaçar, Ozan Yılmaz (Ed.),
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3.Cilt içinde (ss. 156-167). Konya, Çizgi
Kitabevi Yayınları.
11.BÖLÜM
FUTBOL TAKIMLARININ KAMP DESTİNASYONLARININ MARKA KİŞİLİĞİ
BOYUTLARINI DEĞERLENDİRMELERİNE YÖNELİK BİR ARAŞTIRMA:
ANTALYA ÖRNEĞİ
Aydın ÜNAL
Dr. Öğretim Üyesi, Kırklareli Üniversitesi, Pınarhisar Meslek Yüksekokulu,
[email protected]
Sinan Baran BAYAR
Yüksek Lisans Öğrencisi, Kırklareli Üniversitesi, SBE, Turizm İşletmeciliği ABD,
[email protected]
GİRİŞ
Destinasyonların turizm pazarlarındaki başarıları etkin ve verimli pazarlama stratejileri
geliştirmelerine bağlıdır. Destinasyonlar arasında artan kıyasıya rekabet ile birlikte yeni pazarlama
çalışmalarının ve stratejilerinin turistlerin dikkatlerini çekecek şekilde tasarlanması ve uygulanması
önemli hale gelmiştir. Bu çerçevede destinasyon planlamacıları ve pazarlamacıları tanıtım ve
pazarlama faaliyetleri yürütürken destinasyonlara ilişkin değer, logo, slogan ve imaj oluşturulmasına
yatırım yaparak farkındalık yaratmaya çalışmaktadırlar. Tüm bu çalışmaların odak noktasında ise
marka ve kişilik kavramları yer almaktadır. Destinasyonlar bir marka olarak tanıtıldıkları zaman
turistlerin
destinasyonlara
yönelik
algılarını
anlamak
kolaylaşmaktadır.
Diğer
yandan
destinasyonlara özgü kimliğin güçlendirilmesine katkıda bulunmak için turistlerin kişilik özelliklerini
belirleyerek planlama yapılabilmektedir. Bazı durumlarda ise destinasyon kişilik özellikleri turistler
tarafından destinasyon konaklama, ulaştırma, yeme içme, vb. işletmelerinde çalışanlar ve
destinasyonda yaşayan yerel halk ile doğrudan ilişkilendirilebilmektedir (Gomez Aguilar, Yagüe
Gullien ve Villasenor Roman, 2014).
Kişilik kavramı; ürünlerle ilgili özellikler, ürün adı, sembol, logo, reklam stili, fiyat ve dağıtım
kanalı aracılığıyla markalarla dolaylı bir şekilde ilişkilendirilebilmektedir. Marka kişiliği konusunda
öncü araştırmacılardan olan Aaker (1997) çalışmasında insanlara özgü 42 kişilik özelliğini samimiyet,
heyecan, yetkinlik, gelişmişlik ve sağlamlık boyutlarında markalarla ilişkilendirmiştir. Marka kişiliği
kavramı 2000'li yıllarla birlikte turizm araştırmalarına da konu edilir olmuştur. Destinasyon marka
kişiliği kavramı; “bir destinasyona ilişkin turistler tarafından algılanan insani özellikler kümesi” olarak
tanımlanmaktadır (Ekinci ve Hosany, 2006). Hosany, Ekinci ve Uysal (2006) çalışmalarında
destinasyon marka kişiliğini “bir destinasyonla ilişkili ve turistlerin zihinleri tarafından tanımlanan bir
dizi insan özelliği” olarak tanımlanmaktadırlar. Aaker (1997) çalışmasında kişilik özelliklerinin
destinasyonun çeşitli faktörleri örneğin; altyapı, oteller, turistik çalışanlar, yerel halk veya
destinasyonun temel ürünleri aracılığıyla destinasyon ile doğrudan ilişkilendirilebileceğini ileri
sürmektedir.
156
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3
Şekil 1. Marka Kişiliği Modeli
Kaynak: Aaker (1997). Dimensions of brand personality. Journal of Marketing Research, 34(3), p.
352.
Turistik ürünlerin ve hizmetlerin yalnızca turistler ile bağlantı kuran güçlü bir marka
yaratması değil aynı zamanda destinasyonun turist ile olan ilişkisini geliştirmesi de önemlidir. Kumar
ve Nayak (2014) çalışmalarına göre turistler destinasyonları öngörebildikleri davranışlarına göre
seçmektedirler. Örneğin; Avustralya destinasyonu marka kişiliği açısından Aaker (1997) modeline
göre beş temel insan özelliğinin tamamı ile karakterize edilebilirken İngiltere destinasyonundaki
şehirler bu boyutlardan sadece samimiyet, heyecan ve eğlence gibi kişilik boyutları ile karakterize
edilebilmektedirler (Hosany, Ekinci ve Uysal, 2006). Kılıç ve Sop (2012) çalışmalarında Bodrum
destinasyonunu dinamizm, samimiyet, yetkinlik ve sofistike boyutlarıyla turistlerin algıladıklarını
tespit etmişlerdir. Kumar ve Nayak (2014) çalışmalarında; Hint destinasyonlarını saygılılık, uygunluk
ve huzur gibi kişilik özellikleriyle bağdaştırmışlardır. Pan ve ark. (2017) çalışmalarında; Çin’in kültürel
destinasyonlarını insanlara özgü yeterlilik, kutsallık, canlılık, kadınlık ve heyecan boyutlarıyla
ilişkilendirdikleri tespit edilmiştir. Sayılan tüm bu çalışmalarda görüldüğü üzere turistlerin
öngörebildikleri veya kendileri ile ilişkilendirebildikleri özelliklere sahip destinasyonlara kendilerini
daha yakın hissetmeleri ve tercihte bulunmaları öngörülmektedir. Bu katkılardan yararlanmak,
yoğun ve giderek artan rekabet ortamında varlığını sürdürmek zorunda olan destinasyonların marka
kişiliği çalışmalarını etkin bir biçimde yürütmeleri gerekmektedir. Bu çalışmada da Türkiye’den ve
son yıllarda dünyanın birçok farklı ülkesinden başta deniz-kum-güneş turizmi olmak üzere daha
birçok turizm çeşidine katılmak üzere yerli ve yabancı turistlerin tercih ettikleri Antalya
destinasyonunda sportif amaçlı (futbol) katılımcıların algıladıkları marka kişiliği boyutlarının
belirlenmesi amaçlanmaktadır. Yapılan bu araştırmanın ilgili literatüre ve sonraki çalışmalara katkı
sağlayacağı öngörülmektedir. Ancak araştırma maddi kaynaklar, resmi izin prosedürleri ve zaman
sınırlığından dolayı daha geniş bir örneklem büyüklüğüne uygulanamamıştır. Bu sebeple gelecekteki
çalışmalarda araştırmaya dâhil edilecek katılımcı sayısının arttırılması ve milletleri açısından farklı
157
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3
katılımcılarında örnekleme dâhil edilmesi araştırma sonuçlarının genellenmesi ve karşılaştırılması
açısından olumlu katkı sağlayacaktır.
Spor Turizmi ve Antalya Destinasyonu
Ülkeler arasındaki kültürel yakınlaşma, eğitim ve tanıtım kampanyaları, sportif karşılaşmalar
ve bu konuda uygulanan kolaylıklar turizmin gelişmesinin yanı sıra cazibesini de artırmaktadır
(Batman ve Eraslan, 2007). Sportif faaliyetler bu yönleriyle turizm sektörü için ekonomik açıdan
önemli bir alanın doğmasına olanak sağlamışlardır. Örneğin; oldukça kalabalık bir turistik kafilenin
olimpiyat oyunlarının yapıldığı destinasyonları gezme ve görme istekleri o destinasyonlarda turizm
hareketinin gelişmesine ve ekonomik olarak yüksek düzeyde gelir elde edilmesine olanak
sağlamaktadır (Güçlü, 2001).
Spor turizmi özetle; uluslararası veya ulusal sportif aktiviteleri içeren organizasyonlar, turlar
ve şampiyonalar gibi aktivitelere katılanların, boş zaman değerlendirme veya yarışma isteği içinde
olma amacı güttükleri bir turizm çeşididir (Öztürk ve Yazıcıoğlu, 2002). Spor turizmi destinasyonlara
dönemsel olarak yüksek düzeyde ekonomik girdi sağlamalarının yanı sıra destinasyonlarda turistik
işletmelerin de canlılık kazanmalarına olanak sağlamaktadır. Spor turizmi içerisinde insanların büyük
bir ilgiyle takip ettikleri futbol karşılaşmaları ise sundukları ekonomik, sosyal, kültürel, vb. fırsatlar
açısından oldukça önemlidirler. Ayrıca futbol takımlarının maçlar dışında hazırlık, antrenman ve
kamp süreçleri de destinasyonların gelişimi ve gelirleri açısından göz ardı edilemeyecek kadar önemli
faaliyetlerdir (Hazar, 2007).
Futbol takımları ve sporcuları her sezon başlangıcında ve ara döneminde yeni sezona yönelik
olarak bir hazırlık dönemi geçirmektedirler. Takımların ve sporcuların sezona iyi bir başlangıç
yapması ve sezonun devamında başarılı olması için kamp dönemleri oldukça önemli bir süreç olarak
değerlendirilmektedir. Takımların antrenman ve kamp dönemleri için destinasyon seçim
süreçlerinde; destinasyon konaklama işletmelerinin varlığı, sportif kapasiteleri (saha, ekipman, vb.),
rakım yüksekliği, iklim şartları ve doğal koşullar gibi birçok etken dikkate alınmaktadır. Spor ve
futbol organizasyonlarında özellikle Avrupa ülkelerinde birçok destinasyon bu konuda marka haline
gelmişlerdir. Türkiye’de ise özellikle iklimi, konaklama tesislerinin yüksek kalitesi, mevcut deneyim
düzeyi, vb. olanaklarından dolayı Antalya destinasyonu spor ve futbol turizmi açısından ulusal ve
uluslararası ölçekte bir markadır. Özellikle takımların ve sporcuların ara dönem hazırlık ve kamp
süreçlerinde kış mevsimi ortalama sıcaklık değerleri ve iklim şartları düşünüldüğünde Antalya
antrenman ve kamp merkezi sıklıkla takımlar tarafından tercih edilmektedir (Demir ve Demir, 2013).
Bu araştırmanın yürütüldüğü 2018-2019 futbol sezonunda Antalya’yı ulusal ölçekte yaklaşık olarak
158
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3
98 futbol takımının ve uluslararası ölçekte ise yaklaşık olarak 2000 futbol takımının ziyaret ettiği
belirlenmiştir (Hürriyet Gazetesi, 2018).
İlgili Araştırmalar
Aaker (1997) çalışmasında; insanlara özgü kişilik özelliklerini esas alan 42 önerme (aile
odaklı, canlı, erkeksi, kadınsı, sakin, genç, vb.) ve beş boyuttan (samimiyet, heyecan, yetkinlik,
seçkinlik ve sertlik) oluşan bir ölçek geliştirmiştir. Ekinci ve Hosany (2006) Aaker tarafından
geliştirilen ölçeği kullanarak yürüttükleri çalışmalarında destinasyon marka kişiliğini samimiyet,
eğlence ve heyecan boyutları ile açıklamışlardır. Murphy vd. (2007) yürüttükleri çalışmalarında ilk
grubun destinasyon marka kişiliği algılarının samimiyet, heyecan ve sertlik boyutları ile ikinci grubun
destinasyon marka kişiliği algılarının ise samimiyet, heyecan ve eğlence boyutları ile açıklandığını
belirlemişlerdir.
Uşaklı ve Baloğlu (2011) yürüttükleri çalışmalarında destinasyon marka kişiliği boyutları
olarak heyecan, seçkinlik, yetkinlik, modernlik ve samimiyet olarak belirlemişlerdir. Ye (2012)
yürüttüğü çalışmasında destinasyon marka kişiliği boyutlarını samimiyet, seçkinlik, heyecan ve
sertlik olarak ifade etmiştir. Sop, Kılıç ve Kurnaz Akyurt (2012) yürüttükleri çalışmalarında turistlerin
destinasyon marka kişiliği algılarını dinamizm, samimiyet, yetkinlik ve seçkinlik boyutları ile
açıklamışlardır.
Sop (2013) yürüttüğü çalışmasında turistlerin destinasyon marka kişiliği algılarını dinamizm,
samimiyet, yetkinlik ve seçkinlik boyutları ile açıklamıştır. Chen ve Phou (2013) yürüttükleri
çalışmalarında turistlerin destinasyon marka kişiliği algılarını heyecan, samimiyet, seçkinlik,
sağlamlık ve modernlik boyutları ile açıklamışlardır. Rojas-Mendez, Murphy ve Papadopoulos (2013)
yürüttükleri çalışmalarında turistlerin destinasyon marka kişiliği algılarının bencillik, beceriklilik ve
dostluk boyutlarında toplandığını belirlemişlerdir. Artuğer ve Çetinsöz (2014) yürüttükleri
çalışmalarında turistlerin algıladıkları destinasyon marka kişiliği boyutlarını heyecan, samimiyet,
yetkinlik ve sertlik olarak belirlemişlerdir. Türkeri (2014) yürüttüğü çalışmasında turistlerin
destinasyon marka kişiliği algı boyutlarını canlılık, samimiyet, yetkinlik, modernlik ve seçkinlik olarak
belirlemiştir. Gomez Aguilar, Yagüe Gullien ve Villasenor Roman (2014) yürüttükleri çalışmalarında
turistlerin destinasyon marka kişiliği algılarının heyecan, sertlik, samimiyet, yetkinlik ve seçkinlik
boyutlarında toplandığını belirlemişlerdir. Apostolopoulou ve Papadimitriou (2015) yürüttükleri
çalışmalarında turistlerin destinasyon marka kişiliği algılarını heyecan, seçkinlik, güzellik, yetkinlik,
olumsuz kişilik ve çeşitlilik boyutları ile açıklamışlardır.
159
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3
Motor Atasoy (2019) yürüttüğü çalışmasında turistlerin destinasyon marka kişiliği algılarını
heyecan, samimiyet, yetkinlik ve seçkinlik boyutları ile açıklamıştır. Kırtıl (2019) yürüttüğü
çalışmasında turistlerin destinasyon marka kişiliği algılarını misafirperverlik, heyecan, duygusal ve
geleneksel boyutları ile açıklamıştır. Çelik, Öztürk ve Çoşkun (2019) yürüttükleri çalışmalarında
turistlerin destinasyon marka kişiliği algılarının heyecan, samimiyet ve eğlence boyutlarında
toplandığını belirlemişlerdir.
YÖNTEM
Araştırmanın Amacı
Çalışmada Türkiye Futbol Federasyonu 2018-2019 Lefter Küçükandonyadis Futbol Sezonu
Devre Arası Kamp Dönemi’nde (25 Aralık 2018-17 Ocak 2019) Antalya destinasyonunu tercih eden
Türk futbol takımlarının kamp sorumlularının destinasyon marka kişiliği boyutlarının değerlendirme
düzeylerinin belirlenmesi oluşturmaktadır. İlgili alanyazında yerli ve yabancı turistlerin destinasyon
marka kişiliği boyutlarını belirlemeye yönelik çeşitli çalışmalar mevcut olsa da (Aaker, 1997; Ekinci ve
Hosany, 2006; Murphy, Moscardo ve Beckendorff, 2007; Uşaklı ve Baloğlu, 2011; Sop, Kılıç ve Kurnaz
Akyurt, 2012; Ye, 2012; Sop, 2013; Chen ve Phou, 2013; Rojas-Mendez, Murphy ve Papadopoulos
2013; Artuğer ve Çetinsöz, 2014; Türkeri, 2014; Gomez Aguilar, Yagüe Gullien ve Villasenor Roman,
2014; Apostolopoulou ve Papadimitriou, 2015; Kırtıl, 2019; Motor Atasoy, 2019; Çelik, Öztürk ve
Çoşkun, 2019) Antalya destinasyonunu kamp yapmak üzere tercih eden futbol takımlarının
sorumlularının bakış açısıyla konuyu ele alan bir çalışmaya ulaşılamamıştır. Çalışmanın bu yönüyle
teorik ve uygulama temelli sonuçları açısından alanyazına ve destinasyon yönetim örgütlerine katkı
sağlayacağı öngörülmektedir.
Araştırma Alanının Seçim Süreci
Antalya’nın araştırma alanı olarak seçilmesinde; dünyanın ve Türkiye’nin önemli doğal
miraslarından (Kaputaş Plajı, Konyaaltı Plajı, Side Antik Kenti, Xhantos Antik Kenti, vb.) ve dalış
merkezlerinden (Kaş, Kalkan, vb.) biri olarak kabul edilmesi, eşsiz yerel kültürü, deniz-kum-güneş ve
dalış özelliklerinin yanı sıra macera turizmi, ekoturizm ve kültür turizmi başta olmak üzere daha
birçok turizm çeşitliliğine ve rekreasyon faaliyetine olanak sağlaması, gastronomik zenginlikleri ve
her geçen yıl ulusal ve uluslararası ölçekte tanınırlığının artması (Uluslararası Kaş-Meis Yüzme
Yarışması, Altın Portakal Film Festivali, EXPO 2016, vb.) etkili olmuştur (Antalya Valiliği, 2020;
Antalya İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, 2020). Ayrıca ilgili destinasyonu Türkiye’den ve dünyanın
farklı ülkelerinden 2018 yılı Kasım ayı itibariyle yaklaşık 2000 futbol takımı sezon öncesi ve devre
160
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3
arası kamp sürecinde hazırlıklarını tamamlamak üzere tercih ettikleri tespit edilmiştir (Hürriyet
Gazetesi, 2018).
Araştırma Ölçeğinin Oluşturulması
Araştırma anketinin ve önermelerinin oluşturulmasında Aaker (1997) çalışmasından
yararlanılmıştır. İki bölümden oluşan araştırma anketinin ilk bölümü altı demografik sorudan ve bu
sorulara yönelik cevaplandırıcıların seçebilecekleri çoktan seçmeli seçenekleri olan ifadelerden;
anketin ikinci bölümü ise araştırma boyutlarına ilişkin beşli Likert tipi (çok yüksek, yüksek, orta,
düşük, çok düşük) toplam 42 ifadeden oluşmaktadır.
Araştırmanın Evreni ve Örneklemi
Araştırmanın evrenini Antalya destinasyonunu devre arası hazırlık kampı yapmak üzere
tercih eden Türk futbol takımlarının sorumluları; araştırma örneklemini ise araştırmanın veri toplama
süreci içerisinde ulaşılabilen futbol takımı sorumluları oluşturmaktadır. Araştırmanın veri toplama
sürecinde (25 Aralık 2018-17 Ocak 2019) ilgili destinasyonu Türkiye’den tam olarak kaç futbol
takımının kamp yapmak üzere tercih ettiği ve bu takımlardan kamp esnasında kaç kişinin sorumlu
olduğuna yönelik resmi bir istatistiğe ulaşılamamıştır. Bu nedenle cevaplayıcıların yönettiği toplam
140 anket destinasyondaki futbol takımlarının sorumlularına yüz yüze iletişim sağlanarak
uygulanmıştır. Anket uygulanan katılımcıların belirlenmesinde zaman ve maliyet avantajı, erişim
kolaylığı ve eldeki mevcut veya gönüllü bireylere uygulanması avantajları nedeniyle olasılığa dayalı
olmayan örnekleme yöntemlerinden kolayda örnekleme tekniğinden yararlanılmıştır (Erkuş, 2011).
Geri dönüş sağlanan anketlerden 11 tanesi cevap kodlamalarının %50’sinden fazlasının boş
bırakılmasından ve dokuz tanesi ise aynı cevap seçeneğinin birden fazla kodlanmasından dolayı
değerlendirme dışında bırakılmıştır. Araştırmanın değerlendirme kısmına 120 anket dâhil edilmiştir
ve anketlerin geri dönüş oranı %86 olarak gerçekleşmiştir.
Araştırmanın Analizleri
Araştırma sonucunda anket formlarından elde edilen veriler SPSS 21,0 istatistikî veri
programında analize tabi tutulmuştur. Araştırma anketinden elde edilen katılımcıların demografik
değişkenlerine ilişkin veriler yüzde ve sıklık değerleriyle ve ölçekteki likert tipi değişkenlerin
güvenirliği ise Alpha katsayısından yararlanılarak analiz edilmiştir. Ölçekle ilgili diğer testlere
geçilmeden önce ölçeğin normallik testi yapılmıştır. Güvenirlik ve normallik analizlerinden sonra
katılımcıların destinasyon marka kişiliği boyutlarını değerlendirmelerine ilişkin ölçeğin yapı
geçerliğini test etmek amacıyla açıklayıcı (keşfedici) faktör analizi yapılmıştır.
161
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3
BULGULAR
Katılımcılara İlişkin Bulgular
Araştırma katılımcılarının demografik özelliklerine ilişkin genel bir değerlendirmenin
yapılabilmesi için uygulanan sıklık analizi (Tablo 1) sonuçlarına göre; katılımcıların %76,7’si
erkeklerden, %60’ı 25-60 yaş aralığındakilerden, %70’i lisans düzeyinde eğitime ve %81,6’sı 5001 TL
ve üzeri aylık gelire sahiplerden, %88,3’ü genel olarak destinasyonu olumlu değerlendirenlerden ve
%85’i destinasyonu tekrar ziyaret etme niyetine sahip kişilerden oluşmaktadır.
Tablo 1. Katılımcıların Demografik Özelliklerine İlişkin Dağılımlar (n=120)
Demografik Özellikler
Cinsiyet
Yaş
Eğitim
Aylık Gelir
Destinasyona
Değerlendirmeleri
İlişkin
Genel
Destinasyonu Tekrar Ziyaret Niyetleri
Kadın
Erkek
15-24 Yaş Aralığı
25-60 Yaş Aralığı
61 Yaş ve Üzeri
Ön lisans
Lisans
Lisansüstü
2020 TL ve Daha Az
2021 TL-5000 TL Arası
5001 TL ve Üzeri
Olumlu
Olumsuz
Olumlu
Olumsuz
Toplam
Sayı (n)
28
92
34
72
14
12
84
24
8
14
98
106
14
102
18
120
Yüzde (%)
23,3
76,7
28,3
60,0
11,7
10,0
70,0
20,0
6,7
11,7
81,6
88,3
11,7
85,0
15,0
100
Güvenirlik Analizi Bulguları
Bir araştırmada güvenirlik analizi; herhangi bir konuda örneklemi oluşturan birimler
üzerinden veri toplamak amacı ile oluşturulan ifadelerin kendi aralarında tutarlı olup olmadığını test
etmek amacıyla yapılır (Ural ve Kılıç, 2005). Yapılan güvenirlik analizi sonucunda (Tablo 2)
araştırmada kullanılan ölçeğin Cronbach’s Alpha katsayısı ,908 olarak tespit edilmiştir. Elde edilen
katsayı oranları ölçeğin güvenilir olduğuna işaret etmektedir.
Tablo 2. Güvenirlik Analizi Sonuçları
İfade Sayısı
42
Cronbach’s Alpha
,908
Örneklem Sayısı
120
Yüzde (%)
100
Faktör Analizi Bulguları
Bu çalışmada ölçeğe uygulanan normallik testi sonuçlarına göre Skewness değeri -,112 ile
,246 arasında ve Kurtosis değeri ise ,234 ile -,108 arasında değişmektedir. İlgili Skewness ve Kurtosis
162
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3
değerleri -1.5 ile +1.5 aralığında oldukları için ölçeğin normal dağılıma sahip olduğunu söylemek
mümkündür (Tabachnick ve Fidell, 2013). Normal dağılım testinden sonra açıklayıcı faktör analizi
uygulanmıştır. Çalışmada yararlanılan açıklayıcı faktör analizi sonucunda; KMO değeri ,864 olarak
(p=0,000 anlamlılık düzeyinde) belirlenmiştir. Bu değer literatürde kabul görmüş değer aralıkları
çerçevesinde mükemmel olarak değerlendirilmektedir (Durmuş, Yurtkoru ve Çinko, 2010). Ayrıca
Barlett’s Test of Sphericity-Küresellik Testi sonucu 2957,890 olarak tespit edilmiştir. Bu oranın
düzeyi de örnekleme büyüklüğünün faktör analizi için yeterli ve uygun olduğunu göstermektedir.
Çalışmada ayrıca hem faktör yükleri açısından 0,30’un altında olan hem de eşkökenlilik
(communalities) değerleri 0,50’nin altında olan önermeler değerlendirme dışı bırakılarak açıklayıcı
faktör analizinin geçerliğinin arttırılması amaçlanmıştır. Yapılan bu iki işlem sonucunda ölçekte yer
alan 42 önermeden sadece ikisinin (güçlü ve sert) ölçekten çıkarılmasına karar verilmiştir. Kalan 40
önerme ile ikinci kez uygulanan açıklayıcı faktör analizi sonucunda bu önermelerin dört boyut altında
toplandıkları belirlenmiştir ve ilgili boyutların Aaker (1997) çalışması referans alınarak destinasyon
marka kişiliği değerlendirme ölçeği boyutları olarak; samimiyet, heyecan, yetkinlik ve seçkinlik
şeklinde adlandırılmalarına karar verilmiştir.
Tablo 3. Araştırma Ölçeği Faktör Analizi Sonuçları (n=120)
Araştırma Önermeleri
Sağlıklı
Samimi
Özgün
Dürüst
Dışsal
Pratik
Gerçek
Duygusal
Mütevazı
Neşeli
Arkadaş Canlısı
Aile Odaklı
Modaya Uygun
Heyecan Verici
Canlı
Modern
Soğukkanlı
Genç
Yaratıcı
Düzgün
Eşsiz
Güncel
Bağımsız
Cesur
Güvenilir
Kurumsal
Lider
Akıllı
Bilimsel
Samimiyet
,744
,736
,731
,725
,721
,717
,706
,699
,695
,686
,671
,654
Heyecan
Yetkinlik
Seçkinlik
Ort.
4,50
,752
,745
,739
,734
,727
,716
,704
,696
,689
,683
,672
,666
4,52
,736
,730
,724
,708
,704
163
4,44
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3
Çalışkan
Başarılı
Kendine Güvenen
Emin
Batılı
Göz Alıcı
İyi Görünümlü
Üst Sınıf
Erkeksi
Kadınsı
Sevimli
Cronbach Alpha
Açıklanan Varyans (%)
Toplam Açıklanan Var.
(%)
KMO Değeri
Barlett Küresel Test
Değeri
Sig. p değeri-Olasılık
Değeri
,697
,692
,682
,674
,884
22,896
,864
21,677
,898
19,144
79,947
,743
,734
,728
,725
,708
,700
,696
,901
16,230
4,47
,864
2957,890
,000
Samimiyet boyutu; pratik, aile odaklı, mütevazı, dürüst, samimi, gerçek, sağlıklı, özgün,
dışsal, neşeli, duygusal ve arkadaş canlısı önermelerinden oluşmaktadır. Boyut toplam varyansın
22,896’sını açıklamaktadır ve boyutun güvenirlik katsayısı ,884 olarak gerçekleşmiştir. Boyutta
sağlıklı (,744) önermesi en fazla faktör yüküne sahip önerme ve aile odaklı (,654) en az faktör yüküne
sahip önerme olmuştur. Heyecan boyutu; cesur, modaya uygun, heyecan verici, canlı, soğukkanlı,
genç, yaratıcı, eşsiz, güncel, düzgün, bağımsız ve modern önermelerinden oluşmaktadır. Boyut
toplam varyansın 21,677’sini açıklamaktadır ve boyutun güvenirlik katsayısı ,864 olarak
gerçekleşmiştir. Boyutta modaya uygun (,752) önermesi en fazla faktör yüküne sahip önerme ve
cesur (,666) en az faktör yüküne sahip önerme olmuştur. Yetkinlik boyutu; güvenilir, çalışkan, emin,
akıllı, bilimsel, kurumsal, başarılı, lider ve kendine güvenen önermelerinden oluşmaktadır. Boyut
toplam varyansın 19,144’ünü açıklamaktadır ve boyutun güvenirlik katsayısı ,898 olarak
gerçekleşmiştir. Boyutta güvenilir (,736) önermesi en fazla faktör yüküne sahip önerme ve emin
(,674) en az faktör yüküne sahip önerme olmuştur. Seçkinlik boyutu; batılı, üst sınıf, göz alıcı, iyi
görünümlü, sevimli, kadınsı ve erkeksi önermelerinden oluşmaktadır. Boyut toplam varyansın
16,230’unu açıklamaktadır ve boyutun güvenirlik katsayısı ,901 olarak gerçekleşmiştir. Boyutta batılı
(,743) önermesi en fazla faktör yüküne sahip önerme ve sevimli (,696) en az faktör yüküne sahip
önerme olmuştur.
Ayrıca katılımcıların ilgili boyutlardan; heyecanı ( =4,52), samimiyeti ( =4,50), seçkinliği
( =4,47) ve yetkinliği ( =4,44) değerlendirmeleri olumlu ve yüksek düzeyde gerçekleşmiştir.
164
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3
TARTIŞMA
Turizm pazarları ve destinasyonları arasında yaşanan ulusal ve uluslararası rekabet ve öne
çıkma çabası destinasyonları markalaşma ve farklılaşma konusunda daha çok gayret göstermeye
teşvik etmektedir. Markalaşma, farklı olma ve başarılı bir konumlandırma stratejisi belirlenirken bir
destinasyonun sahip olduğu kişilik özellikleri ve bunların ziyaretçiler tarafından değerlendirilme
düzeylerinin bilinmesi önem kazanmaktadır. Destinasyon ziyaretçilerinin kendi kişilik özellikleri ile
benzeştirdikleri veya kendilerine yakın gördükleri destinasyonları ziyaret etmeleri ve satın alma
karar süreçlerinde tercih etmeleri beklenmektedir (Uşaklı ve Baloğlu, 2011; Chen ve Phou, 2013;
Apostolopoulou ve Papadimitriou, 2015). Bu noktada bir destinasyonun sahip olduğu kişilik
özelliklerinin doğru şekilde belirlenmesi, analiz edilmesi ve sunulması önem kazanmaktadır. Ayrıca
destinasyon yöneticilerinin ve pazarlamacılarının turistler tarafından yüksek algılanan destinasyon
marka kişiliği öğelerini daha da geliştirmelerinin yanı sıra turistlerin daha düşük düzeyde algıladıkları
öğeleri de iyileştirmeleri ve geliştirmeleri gerekmektedir. Sosyal medya ve ağızdan ağıza
pazarlamanın gücü de düşünüldüğünde destinasyonu daha önce hiç ziyaret etmemiş turistlerde
talep oluşturabilmek ve destinasyonu ziyaret etmiş ancak memnuniyetsiz ayrılmış turistlerin
kaybedilmemesi adına bu çalışmalar oldukça önemlidir. Marka kişiliği çalışmalarının turistlerin
çevrelerini olumlu motive etmelerinde ve tekrar ziyaret niyetlerinin sağlanmasında destinasyonlara
olumlu katkı sağladığı ilgili alanyazın tarafından da desteklenmektedir (Ekinci, Sirakaya Türk ve
Baloğlu, 2007; Uşaklı ve Baloğlu, 2011).
SONUÇ VE ÖNERİLER
Yapılan bu çalışmanın temel amacını Türkiye Futbol Federasyonu 2018-2019 Lefter
Küçükandonyadis Futbol Sezonu Devre Arası Kamp Dönemi’nde (25 Aralık 2018-17 Ocak 2019)
Antalya destinasyonunu tercih eden Türk futbol takımlarının kamp sorumlularının destinasyon
marka kişiliği boyutlarının değerlendirme düzeylerinin belirlenmesi oluşturmaktadır. Bu amaçla
yapılan analizler neticesinde katılımcıların çoğunluğunun; erkek (%77), 25-60 yaş aralığında (%60),
lisans (%70) düzeyinde eğitime ve 5001 TL ve üzerinde aylık gelire sahip (%82) kişilerden oluştukları
belirlenmiştir. Ayrıca katılımcıların %88’i destinasyondan genel olarak memnun kaldıklarını ve %85’i
destinasyonu tekrar ziyaret niyetinde olduklarını ifade etmişlerdir. Katılımcıların çok az bir kısmı
(%12) destinasyondan genel olarak memnun kalmadıklarını ve destinasyonu tekrar ziyaret etmek
istemediklerini (%15) belirtmişlerdir. Katılımcıların bir “insan” olarak değerlendirdiklerinde Antalya
destinasyonunu pratik, soğukkanlı, üst sınıf, modern, batılı, dışsal, heyecan verici, sevimli, canlı,
çalışkan, neşeli, başarılı, düzgün, güçlü, mütevazi, güvenilir, kendine güvenen, dürüst, samimi,
kurumsal, sert ve dışsal olarak algıladıkları belirlenmiştir. Samimiyet, heyecan, yetkinlik ve seçkinlik
ise Aaker (1997) çalışması referans alınarak araştırma boyutları olarak belirlenmiştir.
165
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3
Yapılan bu araştırma maddi kaynaklar, resmi izin prosedürleri ve zaman sınırlılığından dolayı
ulaşılabilen örneklem büyüklüğü ile sınırlı kalmıştır. Bu sebeple gelecekteki çalışmalarda araştırmaya
dâhil edilecek örneklem sayısının arttırılması ve milletleri açısından farklı katılımcıların örnekleme
dâhil edilmesi araştırma sonuçlarının genellenmesi ve karşılaştırılması açısından olumlu katkı
sağlayacaktır.
KAYNAKÇA
Aaker, J. L. (1997). Dimensions of brand personality. Journal of Marketing Research, 34(3), 347-356.
Apostopolopoulou, A., & Papadimitriou, D. (2015). The role of destination personality in predicting
tourist behavior, Implication for branding mid-sized urban destinations. Current Issues in
Tourism, 18(12), 1132-1151.
Artuğer, S., & Çetinsöz, C. B. (2014). Destinasyon imajı ile destinasyon kişiliği arasındaki ilişkiyi
belirlemeye yönelik bir araştırma. İşletme Araştırmaları Dergisi, 6(1), 366-384.
Batman, O., & Eraslan, İ.H. (2007). Spor Turizmi. Melih Bulu ve Hakkı Eraslan (Ed.), Sürdürülebilir
Rekabet Avantajı Elde Etmede Turizm Sektörü: Sektörel Stratejiler ve Uygulamalar. İstanbul:
Uluslararası Rekabet Araştırmaları Kurumu Derneği (URAK) Yayınları, 197-220.
Çelik, S., Öztürk, E., & Çoşkun, E. (2019). Turistlerin destinasyon kişiliği ve kalite algılarının tekrar
gelme eğilimleri üzerindeki etkileri, İspanya/Endülüs bölgesinde bir araştırma. Journal of
Tourism and Gastronomy Studies, 7(1), 340-357.
Chen, C. F., & Phou, S. (2013). A closer look at destination, image, personality, relationship and
loyalty. Tourism Management, 36, 269-278.
Durmuş, B., Yurtkoru, S. E., & Çinko, M. (2010). Sosyal Bilimlerde SPSS’le Veri Analizi. Ankara: Beta
Yayıncılık.
Ekinci, Y., & Hosany, S. (2006). Destination personality, an application of brand personality to
tourism destinations. Journal of Travel Research, 45(2), 127-139.
Ekinci, Y., Sirakaya Türk, E., & Baloglu, S. (2007). Host image and destination personality. Tourism
Analysis, 12, 433-446.
Erkuş, A. (2011). Davranış Bilimleri İçin Bilimsel Araştırma Süreci (Güncellenmiş Üçüncü Baskı).
Ankara: Seçkin Yayıncılık.
Gomez Aguilar, A., Yagüe Guillen, M., & Villasenor Roman, N. (2014). Destination brand
personality: an application to Spanish tourism. International Journal of Tourism Research. 18,
210-219.
Güçlü, M. (2001). Olimpiyat oyunları ve spor sponsorluğu. Gazi Üniversitesi, Gazi Eğitim Fakültesi
Dergisi, 21(3), 223-239.
Hazar, A. (2007). Spor ve Turizm. Ankara: Detay Yayıncılık.
Hosany, S., Ekinci, Y., & Uysal, M. (2006). Destination image and destination personality: an
application of branding theories to tourism places. Journal of Business Research, 59, 638642.
Kılıç, B., & Sop S.A. (2012). Destination personality, self-congruity and loyalty. Journal of Hospitality
Management and Tourism, 3(5), 95-105.
166
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3
Kırtıl, G. İ. (2019). Unutulmaz turizm deneyimi, destinasyon marka kişiliği, destinasyon aidiyeti,
tatmin ve davranışsal niyet ilişkisi, Antalya örneği. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi,
Akdeniz Üniversitesi, Antalya.
Kumar, V., & Nayak, J.K. (2014). The measurement & conceptualization of destination personality.
Tourism Management Perspectives, 12, 88-93.
Motor Atasoy, D. (2019). Turizm destinasyonu marka kişiliğini belirlemeye yönelik bir araştırma,
Cumalıkızık köyü örneği. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Sakarya Uygulamalı Bilimler
Üniversitesi, Sakarya.
Murphy, P., Moscardo, G., & Beckendorff, P. (2007). Using brand personality to differantiate
regional tourism destinations. Journal of Travel Research, 46, 5-14.
Öztürk, Y., & Yazıcıoğlu, İ. (2002). Gelişmekte olan ülkeler için alternatif turizm faaliyetleri üzerine
teorik bir çalışma. Ticaret ve Turizm Eğitim Fakültesi Dergisi, 2, 183-195.
Pan, L., Zhang, M., Gürsoy, D., & Lu. L. (2017). Development and validation of a destination
personality scale for mainland Chinese travelers. Tourism Management, 59, 338-348.
Rojas-Mendez, J. I., Murphy, S. A., & Papadopoulos, N. (2013). The US brand personality, a sino
perspective. Journal of Business Research, 66(8), 1028-1034.
Sop, S. A., Kılıç, B., & Kurnaz Akyurt, H. (2012). Destinasyon Kişiliği ve Memnuniyet İlişkisi, Yerli
Turistler Üzerine Bir Araştırma. 13. Ulusal Turizm Kongresi, 6-9 Aralık 2012, Antalya.
Sop, S. A. (2013). Destinasyon kişiliği, benlik uyumu ve sadakat ilişkisi, Bodrum örneği.
Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi, Muğla.
Tabachnick, B. G., & Fidell, L. S. (2013). Using Multivariate Statistics. Boston: Pearson.
Türkeri, İ. (2014). Destinasyon aidiyeti oluşturulmasında destinasyon imajının ve kişiliğinin rolü, kış
turizmi örneği (Palandöken Kayak Merkezi). Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Atatürk
Üniversitesi, Erzurum.
Ural, A., & Kılıç, İ. (2005). Bilimsel Araştırma Süreci ve SPSS ile Veri Analizi. Ankara: Detay Yayıncılık.
Uşaklı, A., & Baloğlu, S. (2011). Brand personality of tourist destinations, an application of selfcongruity theory. Tourism Management, 32, 114-127.
Ye, S. (2012). The impact of destination personality dimensions on destination brand awareness and
attractiveness, Australia as a case study. Tourism, An International Interdisciplinary Journal,
60(4), 397-409.
İnternet Kaynakları
Antalya İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü. antalya.ktb.gov.tr, (ET: 06.07.2020).
Antalya Valiliği. http://www.antalya.gov.tr/sehrimiz, (ET: 06.07.2020).
Hürriyet Gazetesi. https://www.hurriyet.com.tr/sporarena/antalyada-3-bine-yakin-takim-kampyapacak-41023871, (ET: 19.11.2018).
ATIF:
Ünal, A., Bayar, S.B. (2020). Futbol Takımlarının Kamp Destinasyonlarının Marka Kişiliği Boyutlarını
Değerlendirmelerine Yönelik Bir Araştırma: Antalya Örneği. Betül Bayazıt, Ercan
Karaçar, Ozan Yılmaz (Ed.), Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3.Cilt içinde
(ss. 156-167). Konya, Çizgi Kitabevi Yayınları
167
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
BÖLÜM
12
ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNİN SPORA
YÖNELİK TUTUMLARININ AKADEMİK BAŞARI
DÜZEYLERİNE ETKİSİNİN İNCELENMESİ
(DOĞU MARMARA BÖLGESİ ÜNİVERSİTELERİ
ÖRNEĞİ)
Ülkü ÇOBAN
Dr. Öğretim Üyesi, Yalova Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi,
[email protected]
Levent ATALI
Doç.Dr., Kocaeli Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi,
[email protected]
Betül BAYAZIT
Doç. Dr., Kocaeli Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi,
[email protected]
Merve UCA
Dr. Öğretim Üyesi, İstanbul Aydın Üniversitesi, Spor Bilimleri
Fakültesi,
[email protected]
ATIF: Çoban, Ü., Atalı, L., Bayazıt, B., Uca, M. (2020). Üniversite Öğrencilerinin
Spora Yönelik Tutumlarının Akademik Başarı Düzeylerine Etkisinin İncelenmesi
(Doğu Marmara Bölgesi Üniversiteleri Örneği). Betül Bayazıt, Ercan Karaçar,
Ozan Yılmaz (Ed.), Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3.Cilt içinde (ss. 169199). Konya, Çizgi Kitabevi Yayınları
12.BÖLÜM
ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNİN SPORA YÖNELİK TUTUMLARININ
AKADEMİK BAŞARI DÜZEYLERİNE ETKİSİNİN İNCELENMESİ
(DOĞU MARMARA BÖLGESİ ÜNİVERSİTELERİ ÖRNEĞİ)
Ülkü ÇOBAN
Dr. Öğretim Üyesi, Yalova Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi,
[email protected]
Levent ATALI
Doç. Dr., Kocaeli Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi,
[email protected]
Betül BAYAZIT
Doç. Dr., Kocaeli Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi,
[email protected]
Merve UCA
Dr. Öğretim Üyesi, İstanbul Aydın Üniversitesi, Spor Bilimleri Fakültesi,
[email protected]
GİRİŞ
Spor ve fiziksel hareketlilik gerektiren aktiviteler, kitlelerin büyük çoğunluğunun ilgisini
çekmektedir. Spor aynı zamanda sağlıklı yaşamın imgesi olarak kabul görmektedir. Ancak ifade
edilen olgu aktiftir ve zamanla daha da ilerleme kat etmektedir. Genel kültürde spor, sağlıklı yaşam,
eğlenerek öğrenme ve boş zamanı değerlendirme aktiviteleri şeklinde değerlendirmeye tabi
tutulmaktadır. Sadece sporcu olarak sportif etkinliği yerine getiren kişi değil, etkinliği takip eden
seyirci için yapılan organizasyon sosyal, siyasal ve ekonomik bir alanı temsil etmektedir (Solmaz ve
Aydın, 2012).
Spor, bireyin hem bedensel hem de zihinsel yönden yaşam kalitesini geliştiren, toplumsal
davranışlarını düzenleyen, mental ve motorik özelliklerini belirli seviyeye yükselten biyolojik,
pedagojik ve sosyal bir olgudur. Başka bir ifadeyle spor, bireyin fikir, ruh ve bedenen gelişimini ve bu
öğeler arasında koordinasyonu ve sosyalleşmeyi sağlayan önemli sosyal faktörlerden biridir. Spor,
her şeyden önce insan unsuruna hitap ettiği için sporda ister sağlıklı ve iş verimi yüksek bir toplum
oluşturmak olsun, ister geleceğe güvenle bakabilecek yapıcı, yenilikçi ve sağlıklı bir gençlik
yetiştirmek olsun, ister sosyal çözülmeye ve yabancılaşmaya karşı kullanılabilecek bir araç olması
özelliğiyle, sporun günümüzde çok etkin ve vazgeçilmez bir sosyal olgu durumuna geldiği açık bir
gerçektir (Yetim, 2014).
Üniversite öğrencilerinin akademik başarı düzeylerinin düşük olması, eğitim-öğretime
aktarılan harcamaların boşa gitmesine ve toplumun ihtiyacı olan nitelikli insan gücünün
yetişmemesine sebep olacaktır. Öğrencilerin akademik başarılarının yükselmesine yardımcı olmak,
yükseköğretimde verimliliği ve performansı arttırmak ve öğrenci başarısını etkileyen etmenlerin
neler olduğunu ortaya çıkarmak gerekmektedir. Bireysel, çevresel ve örgütsel birçok faktörün
akademik başarı üzerine etkisine yönelik yapılan araştırmalar mevcuttur. Bununla birlikte sporun
akademik başarı üzerine etkisi ile ilgili yapılmış olan çalışmalarda olumlu etkilerini ortaya koyan
169
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3
bulgular olduğu gibi hiçbir etkisinin olmadığını ortaya koyan bulgularda elde edilmiştir. Sportif
aktivitelerin çocuk ve genç bireylerin iletişim becerilerinin güçlenmesinde ve sosyalleşmesinde en
önemli araçlardan biri olduğu açıktır. Üniversite öğrencilerinin spora yönelik tutumlarının akademik
başarı düzeylerine de pozitif yönde bir etki yarattığı düşünülmektedir.
Bu araştırmada, spor dışındaki alanlarda öğrenim gören üniversite öğrencilerinin spora yönelik
tutumlarının akademik başarı düzeyine etkisinin belirlenmesi amaçlanmıştır.
GENEL OLARAK AKADEMİK BAŞARI
Akademik Başarı Kavramı
Başarı; istenilen bir sonuca ulaşma amacıyla gösterilen ilerlemedir (Wolman, 1973). Bilgi ve
beceriler gibi bilişsel davranışların belirlediği amaçları olduğu kadar; ilgiler, kişilik ve tutumlar gibi
bilişsel olmayan davranışların belirlediği amaçları da içerebilmektedir (Koç, 1981).
Akademik başarı, kişinin psikomotor ve duyuşsal gelişiminin dışında kalan, bütün program
alanlarındaki davranış değişiklikleri olarak ifade edilir. Daha kapsamlı anlamıyla bilgi ve beceriler gibi
bilişsel davranışların belirlediği hedefleri olduğu kadar; ilgiler, kişilik ve tutumlar gibi bilişsel olmayan
davranışların belirlediği hedefleri de içerebilmektedir. Eğitimde başarı denildiğinde derslerde
geliştirilen ve öğretmenlerce takdir edilen notlarla, test puanlarıyla veya her ikisiyle birden belirlenen
beceriler ya da edinilen bilgilerin ifadesi olan akademik başarı anlatılmaktadır (Gürdal, 2011; Tanır,
2013: 13).
Eğitimde başarı denildiğinde genellikle okulda okutulan derslerde geliştirilen ve
öğretmenlerce takdir edilen notlarla, test puanlarıyla veya her ikisi ile belirlenen beceriler veya
kazanılan bilgilerin ifadesi olan “Akademik Başarı” anlaşılmalıdır (Carter ve Good, 1973). Bireyin
psiko-motor ve duyuşsal gelişiminin dışında bütün program alanlarındaki davranış değişmelerini
ifade eder (Erdoğdu 2006). Akademik başarı, öğrencilerin okul yaşamında amaçlanan davranışlara
ulaşma düzeyi olarak tanımlanmaktadır (Silah, 2003). Öğrencilerin okuldaki akademik
kazanımlarının yılsonu ağırlıklı not ortalamaları ile ifade edilen göstergesidir.
Bireylerin gelişimiyle birlikte devamlı olarak değişmekte olan ve öğrencilerde gelişmesi
beklenen kazanımlar çok boyutludur. Bu sebeple bireylerle ilgili bilgi edinme yollarının, uygulanan
sınavlar dışında farklı değerlendirme araç ve yöntemleriyle çeşitlendirilmesi, zenginleştirilmesi,
öğrencilerin süreç içerisindeki gelişimlerinin gözlenmesi ve yönlendirilmesi gerekmektedir. Bu
doğrultuda özellikle 1990 senesinden bu tarafa öğrenci merkezli birden fazla kaynaktan edinilen
bilgilere bağlı olarak yapılan değerlendirme anlayışı önem kazanmış ve farklı değerlendirme
170
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3
yöntemleri(portfolyo değerlendirme, performans değerlendirme vb.) ve araçları (tutum ölçekleri,
rubrik, puanlama yönergeleri, vb.) kullanılmaya başlanmıştır (Sönmez, 2006: 34-42).
Akademik Başarıyı Etkileyen Faktörler
Üniversite dönemi, bireyin eğitim yaşamının en önemli aşamalarından birisidir. Bireylerin
gelecekteki yaşamlarını yönlendirmede üniversite eğitimi büyük bir rol oynamaktadır. Bu nedenle
öğrencilerin başarısını etkileyen faktörlerin bilinmesi büyük önem taşımaktadır. Öğrencilerin
başarısını çok sayıda faktör etkilemektedir. Öğrencilerin başarılı olabilmesi için bu faktörlerden
olumsuz yönde etkilenmemesi gerekmektedir. Klausmeier ve Ripple(1971) bireylerin belirli işlevleri
öğrenmeye hazır oluşlarını, öğrenme işlevleri içindeki gelişmeleri ve ulaşabilecekleri en son sınırları
etkileyen faktörleri beş ana kategoriye ayırmaktadır. Bunlar;
Bilişsel (zihinsel) yetenekler (CognitiveAbilities) ve ilgili özellikler,
Psiko-motor yetenekler (PhychomotorAbilities) ve ilgili özellikler,
Duyuşsal özellikler (AffectiveCharacteristics),
Aile ve sosyoekonomik durum ve ilgili özellikler,
Cinsiyet ve ilgili özellikler olarak sıralanabilir.
Bu beş sınıf altında birbirinden farklı yapı ve özelliklere sahip olan bireylerin, okulda
gösterdikleri akademik başarı açısından da bir farklılaşma ortaya koymaları normaldir (Koç, 1981).
Yavuzer(2003) okul başarısızlığını etkileyen faktörleri; Bireysel Faktörler: gelişimsel, psikososyal ve
bedensel faktörler, Çevresel Faktörler: okul, öğretmen, arkadaş, Ailesel Faktörler: sosyoekonomik
düzey, eğitim görüşü, vb. olmak üzere üç kategoride incelemiştir.
Silah(2003), Türnüklü ve diğ.(2001) yaptıkları araştırmalarda öğrencilerin akademik başarısını
etkileyen fiziksel, psikolojik ve toplumsal faktörlerle birlikte devamsızlık faktörünün öğrenci başarısı
üzerindeki etkisini de araştırmışlardır. Okula devamsızlığın öğrenci akademik başarısını olumsuz
yönde etkileyen istenmeyen bir öğrenci davranışı olduğunu tespit etmişlerdir.
Üniversite öğrencilerinin öğrenim yaşamları boyunca akademik başarılarını etkileyen birçok
etmen vardır. Bu etmenlerin bazıları bireysel özelliklerden, bazıları eğitim sisteminden bazıları ise
toplumsal özellik ve koşullardan kaynaklanmaktadır. Örneğin; öğrencilerin sahip oldukları bilişsel,
duyuşsal ve psikomotor özellikler, geçmiş öğrenme yaşantıları, öğrencilerin sağlıklı bir fiziksel yapıya
ve yüksek konsantre gücüne sahip olmaları, derslerine ilgi ve merak isteği, iyi bir fiziksel ve psikolojik
ortam, verimli çalışma alışkanlığının bulunması, sosyal, kültürel ve ekonomik koşullar, çevre ve
benzeri birçok etmen öğrencinin başarısını etkilemektedir (Atılgan, 1998).
171
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3
Üniversite çağına gelmiş öğrenci tam olarak yetişkin ya da çocuksayılmamakla birlikte, birey
olarak kendine özgü ya da çevresel sorunları olan bir kişidir. Üniversite öğrencileri çocuk ve gençlik
döneminden, yetişkinlik dönemine geçmenin sıkıntılarını yaşayabilmektedir. Bu dönemde bireyler
kendi kimliğini bulma, toplumun bir takım değerlerine uyum gösterme ve sosyal olgunluğa ulaşma
durumundadır. Bireyin bu dönemde yaşadığı problemler; sosyal uyum, akademik, Üniversite
öğrencisi, daha önce yaşadığı ev ve aile hayatından çıkarak kararlarını kendi alıp, sonuçlarına da
kendinin katlanacağı her türlü sorumluluğu almaya başlamaktadır. Öğrenim süresince ev kurma,
beslenme, okul başarısı, arkadaş ilişkileri, ekonomik destek, sağlık gibi birçok sorunları en uygun
tarzda çözümleme ile yükümlüdür (Uzman, 2001). Birçok farklı kültürel, ekonomik ve bunun gibi
özellikler taşıyan üniversite öğrencilerinin okul yaşantılarında sosyal ilişkilerini yeniden
yapılandırması, girdiği yeni ortama uyum göstermesi gerekmektedir (Kozaklı, 2006).
Odacı (1996) ise üniversitelerde öğrencilerin akademik başarısını etkileyen etmenleri öğretim
elemanları, aile ve çevre faktörü, öğrenci kişilik hizmetlerinin yetersizliği, kütüphane ve ders
kaynaklarının yetersizliği, sınıf ve ders ortamının uygun olmaması, barınma ve ders çalışma
ortamının yetersizliği, eğitim sisteminin yetersizliği, öğrencinin bedensel ve zihinsel yetersizliği,
öğrencinin ekonomik yetersizliği, öğrencinin planlı, verimli ve etkili ders çalışma metodunu
bilmemesi şeklinde belirlemiştir.
Öğrencilerin akademik başarılarını etkileyen etmenlere yönelik yurt dışında yapılan
araştırmalarda, öncelikle öğrencilerin kişilik, ilgi ve davranışlarına ilişkin görüşlerinin belirlemesi
hazırlanan envanterler aracılığıyla gerçekleşmiştir. Özellikle Amerika Birleşik Devletleri ve
İngiltere’de öğrenci başarısını etkileyen faktörlere ve akademik başarılarının tahmin edilmesine
yönelik araştırmalarda genellikle lise not ortalaması, zekâ testi puanları, genel başarı ve genel
yetenek testi puanları ile bazı kişilik faktörleri gibi birçok değişken üzerinde durulmuştur (Yıldırım,
2015).
Yurt içinde akademik başarı konusunda yapılan araştırmaların genel özelliği ise sayısal verileri
yansıtmak olmuştur. Bu araştırmalarda genellikle öğrencilerin üniversite giriş sınavında aldıkları test
puanları ile üniversitedeki not ortalamaları ve başarı durumu arasındaki ilişkileri (Gülmez, 1992) ve
lise mezuniyet derecesi ile üniversitedeki akademik başarı arasındaki ilişkileri incelenmiştir (Çil,
1995). Son zamanlarda yapılan çalışmalarda, öğrencilerin akademik başarısını etkileyen bilişsel
olmayan faktörler, öğrencilerin bilişsel tutarlılıkları ile akademik başarı ilişkisi, özel yetenek
sınavlarının akademik başarıya etkisi, fiziksel aktivite ve sporun akademik başarı ile olan ilişkisi gibi
farklı değişkenler araştırılmaya başlanmıştır.
172
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3
Spora Dayalı Fiziksel Aktivite ve Akademik Başarı İlişkisi
Eğitim ve öğretim faaliyetlerinin temel amacı; öğrencilerde istendik yönde davranış
değişiklikleri meydana getirmektir. Eğitimin amaçları yönündeki davranış değişikliklerinin öğrencide
ne şekilde gerçekleşebildiğinin ölçülmesi ve değerlendirilmesi bir eğitim sistemi çerçevesinde
yapılan değerlendirme işlemlerinin en önemlileri arasında gösterilebilir (Koç, 1981). Bu
değerlendirmenin önemli bir boyutunu öğrencilerin akademik başarıları oluşturmaktadır.
Akademik başarı genellikle, öğrencinin devinişsel ve duyuşsal gelişiminin dışında kalan, bütün
program alanlarındaki bilişsel davranış değişmelerini ifade eder (Erdoğdu, 2006). Julian ve Stanley
(1972)’ye göre okulda okutulan dersler aracılığıyla öğrencilerde sağlanması öngörülen davranış
değişiklikleri sadece bilişsel davranışlarla sınırlı değildir.
Öğrencilerin akademik başarısına birçok faktör etki etmektedir. (Can,1992) bunlardan
bazılarını öğrencinin zihinsel kapasitesi, duyuşsal özellikleri, öğretim hizmetinin niteliği, öğrencinin
sosyoekonomik durumu, öğretmen niteliği, sınıf veya okul koşulları olarak sıralamıştır. Bu faktörler
genel bir sınıflandırmayla bireysel, çevresel ve örgütsel olarak gruplandırılabilir.
Literatürde üniversite öğrencilerinin akademik başarılarını etkileyen faktörlerle veya yordayan
değişkenlerle ilgili araştırmalar mevcuttur. Bu araştırmalar genellikle üniversite döneminde öğrenciyi
etkileyen okul, çevre, aile, sosyoekonomik durumu, arkadaş grubu, üniversitenin imkânları,
motivasyon, meslek seçimi vb. gibi etmenler üzerine odaklanmıştır (Koç ve diğ., 2004). Bu gibi
etmenlerin önemli olduğu vurgulanırken, başarıyı artırmaya yönelik uygulamalar da bu etkenleri
iyileştirme üzerine yoğunlaşmaktadır. Ancak bazı çalışmalar, fiziksel aktivitenin de akademik
başarıda oldukça önemli olduğunu göstermektedir.
Zihinsel performans ile fiziksel aktivitelere katılım arasında olumlu bir ilişki olup olmadığı
konusu da yıllardır insanların ilgisini çekmektedir. Yapılan pek çok çalışmada fiziksel aktiviteye
katılımın akademik başarı üzerinde olumlu etkileri olduğu bulunmuştur. Diğer yandan bu aktivitelere
katılımın akademik başarı üzerine olumsuz etkisi olduğunu belirten çalışmalar da mevcuttur (Cheung
ve diğ., 2004).
Singh ve diğ. (2012) çoğunluğu Amerika’da gerçekleştirilmiş ve 6-18 yaş arası 12.000 çocuk ve
gencin uzun süreli olarak incelendiği çalışmalardan elde ettiği sonuçlarda, fiziksel aktivitenin
öğrencilerin okul başarısını nasıl etkilediğini incelemişlerdir. Araştırma sonucunda fiziksel anlamda
daha aktif olan öğrencilerin, akademik başarıları da daha yüksek çıkmıştır.
173
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3
Fiziksel aktivitenin, beyne daha fazla kan ve oksijen gitmesini sağladığı; endorfin artışı
sağlayarak stresi azalttığı ve duyguları dengelediği, böylelikle kişinin bilişsel sisteminde gelişim
sağladığı vurgulanmıştır. Howe ve diğ. (2008) 6-11 yaş arası çocuklar üzerinde düzenli fiziksel aktivite
ve spora katılımın akademik performansı ne şekilde etkilediğini araştırmıştır. Araştırmalar
sonucunda akademik performansta bir artış gözlemlenmekle birlikte fiziksel aktiviteye katılan
çocukların bilişsel fonksiyonlarının da gelişim gösterdiğini tespit etmişlerdir.
Er (2010)’in düzenli spor yapan ve yapmayan üniversite öğrencilerinin fiziksel uygunluk
değerleri ile akademik başarıları arasındaki ilişkini incelediği araştırmasında deneklerin; yaş, boy,
vücut ağırlığı, çevre ölçümü, pençe kuvveti (sağ-sol el), sırt ve bacak kuvveti, reaksiyon zamanı (ışık,
ses), gövde esnekliliği, denge, dikey sıçrama, anaerobik güç, 6 dk. koş-yürü testi, aerobik kapasite,
vücut yağ yüzdesi ve akademik başarı parametreleri ölçülmüştür. Araştırma sonucunda düzenli
olarak spor yapan ve yapmayan üniversite öğrencilerinin fiziksel uygunluk değerleri ile akademik
başarıları arasındaki ilişki karşılaştırıldığında ön kol çevre ölçüm parametrelerinde p<0.05 düzeyinde
anlamlı farklılıklar görülmezken diğer değişkenler açısından anlamlı farklılıklar görülmüştür.
Kaynak (2006) 11-13 yaş arası çocukların fiziksel zindelikleri ve akademik başarıları arasındaki
ilişkiyi araştırmıştır. Örneklemine aldığı 210 öğrencinin fiziksel uygunluklarının belirlenebilmesi için,
pençe kuvveti, durarak uzun atlama, mekik, şınav, otur-eriş, flamingo denge ve reaksiyon sürati
testleri uygulamıştır. Tüm öğrencilere boy, ağırlık ve deri kıvrım kalınlıkları gibi antropometrik
ölçümler uygulanarak % yağları belirlenmiştir. Araştırma sonucunda bazı fiziksel uygunluk
parametreleri ile akademik başarı arasında pozitif yönlü ilişki bulunurken bazıları ile negatif bir ilişki
bulunmuştur.
Öcal (2006)’ın okul sporlarına katılımın temel eğitim okullarının sekizinci sınıf öğrencilerinin
akademik başarılarına ve davranışsal gelişimlerine olan etkisine yönelik yapmış olduğu
araştırmasında; Nevşehir‟de rastgele örnekleme yöntemiyle seçilen 15 temel eğitim okulundan 651
sekizinci sınıf öğrencisi üzerinde incelemeler yapmıştır. Araştırma sonucunda okul sporlarına
katılımın öğrencilerin akademik başarılarına ve davranışsal gelişimleri üzerine olumlu katkılar
sağladığını tespit etmiştir.
Grissom (2005)’un California halk okullarında okuyan öğrenciler üzerinde yapmış olduğu
araştırmasında fiziksel fitness faaliyetlerinin akademik başarıyı olumlu şekilde etkilediğini, kadın
öğrencilerin erkek öğrencilerden daha fazla sosyoekonomik statü elde etmeye çalıştığını ve fiziksel
aktivitelere katılanların zihinsel olarak da gelişim gösterdiği sonucuna varıştır. Coe (2003)
öğrencilerin okullarda beden eğitimi derslerine katılımlarının, fiziksel aktivite davranışlarına, sağlıkla
ilgili uygunluğa ve akademik başarılarına etkisini araştırmıştır. Araştırma sonucunda; yüksek şiddetli
174
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3
aktiviteler
haricinde,
fiziksel
aktivitenin
öğrencilerin
kardiyorespirator
(kalp-solunum)
dayanıklılığına, akademik performanslarına ve fiziksel aktivite alışkanlıklarına bir etkisi olmadığını
ancak yüksek şiddette fiziksel aktiviteye katılım gösterenlerin akademik başarılarının düşük ve orta
şiddette katılım gösterenlere göre daha yüksek olduğunu tespit etmiştir. Jacobsen (2001)’in
dördüncü ve beşinci sınıf öğrencilerde fiziksel aktiviteye katılımın öğrencilerin matematik
performanslarına etkisini araştırdığı çalışmasında, fiziksel aktivitenin öğrencilerin anlık matematik
performanslarını olumlu şekilde etkilediğini ve fiziksel aktivite yetersizliğinin de matematik
performansına olumsuz etki yarattığı sonucuna varmıştır.
Deheeger ve diğ.(1997) fiziksel aktivite ve vücut kompozisyonu arasındaki ilişki ile ilgili
araştırmasına 10 yaş grubundaki Fransız çocukları dahil etmiştir. Araştırma sonucunda her gün
düzenli olarak spor yapan çocukların fiziksel zindelik düzeyine ulaştıkları ve akademik başarılarının
düzenli spor yapmayanlara göre daha yüksek olduğu görülmüştür. Amerika Birleşik Devletlerinde
yapılan bir araştırmada, öğrenciler 12 dakikalık Cooper testine sokulmuş ve koşabildikleri mesafelere
göre gruplandırılmıştır. Araştırma sonucunda dereceleri en iyi olan öğrencilerin okul başarılarının da
yüksek olduğu sonucu görülmüştür. Soltz (1986) yaptığı araştırmasında sportif faaliyetlere katılan
öğrencilerin genel akademik ortalamaları ile sportif faaliyetlere katılmayan öğrencilerin genel
akademik ortalamalarını karşılaştırmıştır. Araştırma sonucunda spor etkinliklerine katılan
öğrencilerin akademik ortalamaları daha yüksek bulunurken, farkın istatistiksel olarak da anlamlı
olduğu ortaya çıkmıştır. Lavelli‟nin altı yıl gibi uzun bir süre yapmış olduğu bir araştırma sonucunda
da haftada 5 saat spor yapan çocukların yapmayan çocuklara göre derslerinde daha fazla başarı elde
ettikleri görülmüştür. Derslerdeki başarının doğrudan sporla bağlantılı olduğunu ispat etmiştir
(Boileau ve diğ., 1984).
Fiziksel aktivitenin akademik başarı ile olumlu yönde ilişkisini ortaya koyan çalışmalar olduğu
gibi hiçbir ilişkinin görülmediği veya akademik başarı üzerine bir etki yaratmadığına yönelik bazı
araştırmalarda mevcuttur. Coe (2010) Michigan’da halk okullarında öğrenim gören altıncı sınıf 214
öğrenci üzerinde incelemelerde bulunmuştur. Araştırmasında fiziksel aktivitelere katılan ve
katılmayan öğrencilerin birinci dönem ve ikinci dönem not ortalamalarını karşılaştırmıştır. Araştırma
sonucunda fiziksel aktivitelere katılan ve katılmayan 42 öğrencilerin not ortalamaları arasında
anlamlı bir farklılık tespit edememiştir. Aynı şekilde Din (2005) tarafından yapılan diğer bir çalışmada
ise kırsal bölgelerde öğrenim gören ortaöğretim öğrencileri arasından spor aktivitelerine katılanlar
ile katılmayanlar arasında akademik performans açısından anlamlı bir farklılık görülmemiştir.
Öğrencilerin akademik başarıları üzerinde bireysel, çevresel ve örgütsel faktörlerle birlikte
fiziksel aktivite ve sporunda önemli derecede etkisi vardır. Yapılan çalışmalar, düzenli bir şekilde
175
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3
fiziksel aktivite ve spora katılım gösteren öğrencilerin bilişsel fonksiyonlarında bir gelişim olduğunu
ve sınıf içinde belirgin bir şekilde öne çıktıklarını göstermektedir.
YÖNTEM
Bu araştırma “tarama modeli” olarak tasarlanmıştır. “Tarama modelleri, geçmişte ya da halen
var olan bir durumu var olduğu şekilde betimlemeyi amaçlayan araştırma yaklaşımlarıdır.
Araştırmaya konu olan olay, birey ya da nesne, kendi koşulları içinde ve olduğu gibi tanımlanmaya
çalışılır. Onları herhangi bir şekilde değiştirme, etkileme çabası gösterilmez”(Karasar,2009).
Araştırmada öğrencilerin spora yönelik tutumlarının akademik başarı düzeylerine belirleyici
etkileri ortaya konulacaktır. Araştırmanın bağımsız değişkenini spora yönelik tutum; bağımlı
değişkeni akademik başarı oluşturmaktadır. Araştırmada kullanılan “Spora Yönelik Tutum Ölçeği
(SYTÖ)” (Şentürk 2012) tarafından geliştirilmiştir. Spora yönelik tutum ölçeği (Şentürk, 2012)
tarafından oluşturulan öğrencilerin spora yönelik tutumlarını belirlemeye yönelik 25 maddeden
oluşmaktadır. Araştırmada üniversite öğrencilerinin akademik motivasyon düzeylerini belirlemek
amacıyla Vallerand ve arkadaşları(1992) tarafından geliştirilmiş, Karataş ve Erden(2012) tarafından
geçerlik güvenirlik çalışması ile ülkemiz koşullarına adaptasyonu yapılan, Akademik Motivasyon
Ölçeği (AcademicMotivationScale-AMS) kullanılmıştır. Ayrıca Akademik başarıyı ölçmek üzere
öğrencilerden cevaplamış oldukları anket formunda genel ağırlıklı not ortalamalarını da (GANO)
girmeleri istenmiştir.
Araştırma, Kocaeli Üniversitesi, Sakarya Üniversitesi, Düzce Üniversitesi, Bolu Abant İzzet
Baysal Üniversitesi ve Yalova Üniversitesi ile sınırlandırılmıştır. Araştırma, Doğu Marmara bölgesi
üniversitelerinde (Kocaeli Üniversitesi, Sakarya Üniversitesi, Düzce Üniversitesi Bolu Abant İzzet
Baysal Üniversitesi, Yalova Üniversitesi) öğrenim gören 386’sı erkek 547’si kadın olmak üzere toplam
933 öğrenci ile sınırlandırılmıştır. Öğrenciler araştırmaya gönüllü olarak katılmıştır. Araştırmada
incelenen konularda ana kitlenin tümünü incelemek çok zaman alıcı ve maliyeti çok yüksek olduğu
için ana kitleyi temsil etme yeteneği olan bir örnek kitlenin belirlenmesi tercih edilmiştir.
Araştırmada veri toplama aracı olarak kişisel bilgi formu, spora yönelik tutum ölçeği, ve genel
not ortalaması formundan oluşan anket formu uygulanmıştır. Anket uygulanmadan önce çalışmada
yer alan üniversitelerden gerekli izinler alınmış, çalışmanın amacı, içeriği ve kapsamı hakkında
öğrencilere bilgilendirme toplantıları yapılmıştır.
Araştırmada kullanılan anket formları Doğu Marmara Bölgesi üniversitelerinde (Kocaeli
Üniversitesi, Sakarya Üniversitesi, Düzce Üniversitesi Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi, Yalova
Üniversitesi) öğrenim gören rastgele yöntemle belirlenen ve çalışmaya katılmayı kabul eden 933
176
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3
öğrenciye uygulanmıştır. Anket formları araştırmacı tarafından öğrencilere ulaştırılmış, gerekli
açıklamalar yapılmış ve anket sorularının cevaplandırılması sağlanarak anket formları tekrar elden
toplanmıştır.
Bu araştırmada tarama modeli kullanılmıştır. Tarama modellerinden de anket yöntemi
seçilmiştir. Konu ile ilgili bilgiler, kaynakların taranması ve geliştirilen ölçme aracının
uygulanmasından elde edilmiştir
Çalışmada elde edilen bulgular değerlendirilirken, istatistiksel analizler için SPSS (Statistical
PackageforSocialSciences)
for
Windows
20.0
programı
kullanılmıştır.
Çalışma
verileri
değerlendirilirken tanımlayıcı istatistiksel metotları (Sayı, Yüzde, Aritmetik Ortalama, Standart
sapma) kullanılmıştır. Hipotez testleri olarak; iki bağımsız örneklem grubu ortalamaları açısından
farklı olup olmadığını anlamak için “t-testi”, grup sayısının ikiden fazla olduğu durumlarda ise
“ANOVA” kullanılmıştır. ANOVA testinde farklılığın hangi gruplar arasında olduğunu ortaya koymak
üzere “Post-Hoc” testlerinden varyans eşitliği durumuna göre “Tukey” veya “Dunnett T3” testleri
uygulanmıştır. Bağımlı değişkenin bağımsız değişken ile arasındaki ilişkiyi, ilişkinin şiddeti ve yönü
açısından analizlemek için bu çalışmada “Regresyon Analizi” yapılmıştır. Sonuçlar % 95 güven
aralığında, anlamlılık p<0,05 düzeyinde değerlendirilmiştir.
BULGULAR
Bu bölümde araştırmanın alt problemlerine ilişkin bulgulara yer verilmiştir. Öncelikle örneklem
grubunun eğitim aldığı üniversite, eğitim düzeyleri, cinsiyetleri, yaşları, medeni durumları, spor
yaptıkları yıl süresi, başarı düzeyleri ve not ortalamaları (GANO), gelir düzeyleri, gelir durumlarından
memnuniyetleri, sporu tek başına yeterli bir gelir olarak görüp görmediklerine ilişkin bulgulara yer
verilmiştir. Ayrıca sportif tutum akademik başarı motivasyonları ve alt boyutları ve akademik başarı
puan ortalamaları açıklanmıştır. Bu amaçla frekans, yüzde analiziyle birlikte minimum-maksimum
değerler ve ortalamalar da belirtilmiştir. Sonrasında üniversite öğrencilerinin spora yönelik
tutumlarının eğitim alınan üniversite, eğitim düzeyi, cinsiyet, yaş, spor yapılan yıl miktarı, gelir
düzeyi ve gelir düzeyi memnuniyeti, sporu tek başına yeterli bir gelir görme durumu, medeni durum
ve başarı düzeyi değişkenleri açısından farklılaşıp farklılaşmadığı incelenmiştir. Daha sonra üniversite
öğrencilerinin spora yönelik tutumlarının; akademik başarı motivasyonlarının ve alt faktörlerinin
puan ortalamalarının, akademik başarı puanına etkisine bakılmıştır.
177
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3
Tanımlayıcı İstatistiklere (Ölçütlere) İlişkin Bulgular
Tablo 1. Örneklem Grubunun Yaşlarına İlişkin Bulgular
Yaş Grubu
Frekans
Yüzde (%)
18 yaş ve altı
55
5,9
19 yaş
145
15,5
20 yaş
200
21,4
21 yaş
190
20,4
22 yaş
150
16,1
23 yaş ve üzeri
193
20,7
Toplam
933
100,0
Örneklem grubunun yaşlarına göre dağılımı tablo 1'de incelenmiştir. Buna göre araştırmaya
katılan öğrencilerin 4’nün (%0,4) 17, 49’unun (%5,3) 18, 145’inin (%15,5) 19, 200’ünün (%21,4) 20,
190’ının (%20,4) 21, 150’sinin (%16,1) 22, 83’ünün (%8,9) 23, 56’sının (% 6) 24, 31'inin (%3,3) 25
yaşında ve 23’ünün (%2,5) 26 yaş ve üzeri olduğu görülmektedir.
Tablo 2. Örneklem Grubunun Spor Yaptığı Sürelere İlişkin Bulgular
Spor Yaptığı Süre (Yıl)
Frekans
Yüzde (%)
Kümülatif (%)
Hiç
313
33,5
100,0
1
240
25,7
66,5
2
90
9,6
40,7
3
50
5,4
31,1
4
44
4,7
25,7
5
47
5,0
21,0
6
29
3,1
16,0
7
18
1,9
12,9
8
20
2,1
10,9
9
14
1,5
8,8
10
40
4,3
7,3
11
2
,2
3,0
12
7
,8
2,8
13
3
,3
2,0
14
2
,2
1,7
15
11
1,2
1,5
16
1
,1
0,3
17
1
,1
0,2
20
1
,1
0,1
Toplam
933
100,0
Örneklem grubunun spor yaptığı sürelere göre dağılımı tablo 2'de incelenmiştir. Buna göre
araştırmaya katılan öğrencilerin 313’ü (%33,5) hiç spor yapmamıştır. Örneklem grubumuzun 240’ı
178
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3
(%25,7) 1 yıl, 90’ı (%9,6) 2 yıl, 50’si (%5,4) 3 yıl, 44’ü (%4,7) 4 yıl, 47’si (%5) 5 yıl, 29’u (%3,1) 6 yıl, 18’i
(%1,9) 7 yıl, 20’si (%2,1) 8 yıl, 14’ü (%1,5) 9 yıl, 40’ı (%4,3) 10 yıl, 29’u (%3,0) ise 11 yıl ve 11 yıldan daha
uzun süre ile spor yapmıştır. Örneklemimizde en uzun spor yapan 20 yıl ise 1 kişidir, onu takip eden
17 ve 16 yıl ile yine 1’er kişidir.
Tablo 3. Örneklem Grubunun Okuduğu Üniversiteye İlişkin Bulgular
Üniversite
Bolu
Frekans
201
Yüzde (%)
21,5
Düzce
140
15,0
Kocaeli
182
19,5
Sakarya
118
12,6
Yalova
292
31,3
Toplam
933
100,0
Örneklem grubunun okumakta olduğu üniversitelere göre dağılımı tablo 3’te incelenmiştir.
Buna göre araştırmaya katılan öğrencilerin 201’i (% 21,5) Bolu Üniversitesi’nde, 140’ı (%15) Düzce
Üniversitesi’nde, 182’si (% 19,5) Kocaeli Üniversitesi’nde, 118’i (% 12,6) Sakarya Üniversitesi’nde,
292’si (% 31,3) Yalova Üniversitesi’nde eğitim yaşantılarına devam etmektedir.
Tablo 4. Örneklem Grubunun Eğitim Düzeyine İlişkin Bulgular
Eğitim Düzeyi
Önlisans
Frekans
Yüzde (%)
34
3,7
Lisans
887
95,4
Yüksek Lisans
9
1,0
Toplam
930
100,0
Örneklem grubunun öğrenim görmekte olduğu eğitim düzeylerine göre dağılımı tablo 4’te
incelenmiştir. Buna göre araştırmaya katılan öğrencilerin 34’ü (% 3,7) ön lisans düzeyinde, 887’si
(%95,4) lisans düzeyinde, 9’u (% 1) yüksek lisans düzeyinde öğrenim görmektedir.
Tablo 5. Örneklem Grubunun Başarı Düzeylerine İlişkin Bulgular
Başarı Düzeyi
Frekans
Yüzde (%)
Başarısız Öğrenci
65
7,0
Başarılı Öğrenci
547
58,6
Onur Öğrencisi
216
23,2
Yüksek Onur Öğrencisi
105
11,3
Toplam
933
100
Örneklem grubunun başarı düzeylerine göre dağılımı tablo5 ’te incelenmiştir. Buna göre
araştırmaya katılan öğrencilerin 65'inin (% 7) Başarısız Öğrenci, 547'sinin (% 58,6) Başarılı Öğrenci,
216’sının (% 23,2) Onur Öğrencisi, 105’inin (% 11,3) Yüksek Onur Öğrencisi olduğu görülmektedir.
179
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3
Tablo 6. Örneklem Grubunun Sportif Tutumları, Akademik Başarı Motivasyonları ve Alt Boyutları ile
Akademik Başarı Puanlarına İlişkin Bulgular
Sportif Tutum
N
933
Minimum
1,84
Maksimum
4,96
Ortalama
3,076
Std. Sapma
0,543
Akademik Başarı Puanı
Akademik Başarı Motivasyonu
933
933
1,24
1,00
4,00
5,00
2,750
3,527
0,548
0,616
Akademik Motivasyonsuzluk Boyutu
933
1,00
5,00
3,101
0,776
Akademik İç Motivasyon Boyutu
933
1,00
5,00
3,681
0,741
Akademik Dış Motivasyon Boyutu
933
1,00
5,00
3,612
0,740
Tablo 6’da görüldüğü gibi öğrencilerin sportif tutum puanları 1,84 ile 4,96 arasında
değişmektedir. Sportif tutum puan ortalaması ise 3,076’ dır. Akademik başarı puanları 1,24 ile 4 arası
değişmekte olup 2,750 ortalamaya sahiptir. Akademik başarı motivasyonu ise 1 ile 5 arasında
değişmekte ve 3,527 ortalamaya sahip olmaktadır. Akademik motivasyonsuzluk, iç ve dış
motivasyon boyutları ise 1-5 arası değişmekte olup sırası ile 3,101, 3,681 ve 3,612 ortalamaya
sahiptir. Öz yeterlilik 1 ile 5 arası değişmekte ve 3,244 puan ortalamasına ve benlik tutumu 1,28 ile
5,00 değer almış olup 3,025 puan ortalamasına sahiptir.
Tablo 7. Araştırmaya Katılanların Sportif Tutkunluk ve Akademik Motivasyon Düzeyleri Arasındaki
İlişkiler (pearsoncorelation analizi)
Spora Yönelik Tutum
Akademik Motivasyon
r
p (2-tailed)
n
r
p (2-tailed)
n
Spora Yönelik Tutum
1
933
,151**
,000
933
Akademik Motivasyon
1
933
Araştırmaya katılan öğrencilerin sportif tutkunluk düzeyleri ile akademik motivasyon
(r=151**) arasında 0,001 anlamlılık düzeyinde pozitif korelasyon bulunmuştur. Bu sonuçlara göre,
öğrencilerin sportif tutkunluk düzeyleri akademik motivasyon düzeylerini artırmaktadır.
180
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3
Farklılıkların Analizine İlişkin Bulgular
Tablo 8. Araştırmaya Katılan Üniversite Öğrencilerinin Sportif Tutumlarının Yaş Grubu Değişkenine
Göre Farklılaşması
Yaş Grubu
Sportif Tutum
N
Gruplar içi
Toplam
Std. Sapma
18 yaş ve altı
55
2,89
0,59
19 yaş
145
3,06
0,54
20 yaş
200
3,11
0,50
21 yaş
190
3,07
0,54
22 yaş
150
3,08
0,52
23 yaş ve üzeri
193
3,11
0,60
Toplam
933
3,08
0,54
Serbestlik
Derecesi
Kareler
Ortalaması
Kareler Toplamı
Gruplar arası
Ortalama
2,412
5
,482
272,847
927
,294
275,259
932
f
1,639
p
,147
Öğrencilerinin spora dair tutumlarının puan ortalamalarının, öğrenim gördükleri yaş gruplarına
göre anlamlı düzeyde farklılaşma durumunu ortaya koymak amacıyla tek yönlü varyans analizi (f
testi) ile yapılmıştır. Yapılan test sonucunda f değeri 1,639 bulunmuştur. Bu sonuç 0,05 düzeyinde
anlamlı bir farkın olmadığı sonucunu ortaya koymuştur(p>0,05).
Öğrencilerinin spora dair tutumlarının puan ortalamalarının, spor yaptıkları yıl miktarına göre
anlamlı düzeyde farklılaşma durumunu ortaya koymak amacıyla tek yönlü varyans analizi (f testi) ile
yapılmıştır. Yapılan ANOVA testi sonucu tablo8’de ifade edilmektedir. F değeri 14,588 bulunmuştur.
Bu sonuç 0,05 düzeyinde anlamlı bir farkın olduğunu ortaya koymuş bulunuyor. Farklılığın kaynağını
anlamak test yapmadan önce, varyans eşitliği hipotezi test edilmiştir. Levene testi sonucunda
(p<0,05) varyansların eşit olmadığı sonucu çıkmıştır. Bu nedenle Post-hoc testlerinden Dunnett T3
testi uygulanmıştır.
181
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3
Tablo 9. Araştırmaya Katılan Üniversite Öğrencilerinin Sportif Tutumlarının Spor Yaptığı Süre
Değişkenine Göre Farklılaşması
Spor Yaptıkları Yıl
N
Ortalama
Std. Sapma
Hiç
313
3,04
0,45
1 yıl
240
2,91
0,46
2 yıl
90
3,19
0,60
3 yıl
50
3,13
0,58
4 yıl
44
2,92
0,52
5 yıl ve üzeri
196
3,31
0,65
Toplam
933
3,08
0,54
(I) Spor Yapı. Yıl
(J) Spor Yap. Yıl
(ı-j)
Std. Hata
p
Hiç
1 yıl
0,130
0,039
,013
2 yıl
-0,150
0,068
,349
3 yıl
-0,094
0,086
,989
4 yıl
0,119
0,083
,900
5 yıl ve üzeri
-0,269
0,053
,000
2 yıl
-0,280
0,070
,001
3 yıl
-0,225
0,087
,161
4 yıl
-0,011
0,084
1,000
5 yıl ve üzeri
-0,399
0,055
,000
3 yıl
0,056
0,103
1,000
4 yıl
0,269
0,101
,121
5 yıl ve üzeri
-0,119
0,078
,869
4 yıl
0,214
0,113
,604
5 yıl ve üzeri
-0,174
0,094
,629
5 yıl ve üzeri
-0,388
0,091
,001
1 yıl
Sportif
Tutum
2 yıl
3 yıl
4 yıl
Gruplar arası
Sportif Tutum Gruplar içi
Toplam
Kareler
Toplamı
20,078
Serbestlik
Derecesi
5
Kareler
Ortalaması
4,016
255,180
927
,275
275,259
932
f
p
14,588
,000*
*p<0,05
Bu testin sonucunda, 05 anlamlılık düzeyinde; hiç spor yapmamış olmak ile 1 yıl yapmanın ve
de 5 yıl ve üzeri yıl spor yapmanın sportif tutumu farklılaştırdığını görmekteyiz. Aynı şekilde 1 yıl spor
yapmış olmak ile 2 yıl ve de 5 yıl ve üzeri spor yapmış olmak sportif tutumu farklılaştırmaktadır. 4 yıl
yapmak ile 5 yıl ve üzerinde spor yapmış olmak da, 05 anlamlılık düzeyinde sportif tutumu
farklılaştırmaktadır.
182
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3
Tablo 10. Araştırmaya Katılan Üniversite Öğrencilerinin Sportif Tutumlarının Cinsiyet Değişkenine
Göre Farklılaşmasına İlişkin t Testi Bulguları
Sportif Tutum
Cinsiyet
n
Ortalama
Std. Sapma
t
p
Erkek
Kadın
386
547
3,02
3,12
0,57
0,52
-2,666
0,008*
*p<0,05
Üniversite öğrencilerinin sportif tutum puan ortalamalarının, cinsiyetlerine göre farklılaşma
durumunu ortaya koymak amacıyla bağımsız gruplar için t testi kullanılmıştır. Yapılan t testine ilişkin
bulgular tablo 10’da verilmiştir. Yapılan Levene testi sonucunda varyansların eşit olduğu sonucu elde
edilmiştir (p>0,05). Eşit varyans kabulüne göre baktığımız t-testi sonucu ise bize iki grubun
birbirinden anlamlı düzeyde farklılaştığını göstermektedir(p<0,05). Yani cinsiyetler arasında sportif
tutum açısından istatistiksel açıdan anlamlı farklılık bulunmuştur.
Tablo 11. Araştırmaya Katılan Üniversite Öğrencilerinin Sportif Tutumlarının Okudukları Üniversite
Değişkenine İlişkin Bulguları
Sportif Tutum
Üniversite
n
Ortalama
Std. Sapma
Bolu
201
3,23
0,51
Düzce
140
2,65
0,32
Kocaeli
182
3,05
0,47
Sakarya
118
3,37
0,62
Yalova
292
3,07
0,54
Toplam
933
3,08
0,54
Tablo 11’de Sportif tutum ölçeğine ilişkin en yüksek puanın 3,37 ortalama ile Sakarya
Üniversitesi’ne ait olduğu görülmektedir. En düşük ortalama ise 2,65 ile Düzce Üniversitesine aittir.
Sırası ile Kocaeli Yalova ve Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitelerinin sportif tutum puan ortalamaları
ise 3,05, 3,07’ ve 3,23 tür.
Tablo 12. Araştırmaya Katılan Üniversite Öğrencilerinin Sportif Tutumlarının Okudukları Üniversite
Değişkenine Göre Farklılaşmasına İlişkin ANOVA Bulguları
Kareler
Toplamı
Sportif
Tutum
Serbestlik
Derecesi
Kareler
Ortalaması
Gruplar arası
39,785
4
9,946
Gruplar içi
235,473
928
0,254
Toplam
275,259
932
*p<0.05
183
f
p
39,199
0,000*
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3
Tablo 13. Araştırmaya Katılan Üniversite Öğrencilerinin Sportif Tutumlarının Okudukları Üniversite
Değişkenine Göre Farklılaşmanın Anlamlılığına İlişkin Çoklu Karşılaştırma Testi (Post Hoc - Dunnett
T3 Testi)
(I) Unı
Bolu
Sportif Tutum
Düzce
Kocaeli
Sakarya
(J) Unı
(ı-j)
Std. Hata
p
Düzce
0,573
0,045
0,000*
Kocaeli
0,178
0,050
0,004*
Sakarya
-0,142
0,067
0,302
Yalova
0,154
0,048
0,014*
Kocaeli
-0,395
0,044
0,000*
Sakarya
-0,715
0,063
0,000*
Yalova
-0,420
0,042
0,000*
Sakarya
-0,320
0,067
0,000*
Yalova
-0,025
0,047
1,000
Yalova
0,295
0,065
0,000*
*p<0.05
Öğrencilerinin spora dair tutumlarının puan ortalamalarının, okudukları üniversiteye göre
anlamlı düzeyde farklılaşma durumunu ortaya koymak amacıyla tek yönlü varyans analizi (f testi) ile
yapılmıştır. Yapılan ANOVA testi sonucu tablo 12’de ifade edilmektedir. f değeri 39,199
bulunmuştur. Bu sonuç 0,05 düzeyinde anlamlı bir farkın olduğunu ortaya koymuş bulunuyor.
Farklılığın kaynağını anlamak için test yapmadan önce, varyans eşitliği hipotezi test edilmiştir.
Levene testi sonucunda (p<0,05) varyansların eşit olmadığı sonucu çıkmıştır. Bu nedenle Post-hoc
testlerinden Dunnett T3 testi uygulanmıştır.Tablo 13’ de testin sonucunda, 05 anlamlılık düzeyinde;
Bolu Üniversitesi’nin Sakarya Üniversitesi dışında tüm üniversitelerden farklılaştığını, Düzce
Üniversitesinin tüm üniversitelerle farklılık gösterdiği, Kocaeli Üniversitesi’nin Yalova Üniversitesi
dışında Yalova Üniversitesinin de Kocaeli Üniversitesi dışında tüm üniversitelerden farklılaştığını,
Sakarya Üniversitesinin de Bolu dışında benzerlik gösterdiği başka üniversite olmadığı görmekteyiz.
Tablo 14. Araştırmaya Katılan Üniversite Öğrencilerinin Sportif Tutumlarının Eğitim Düzeyi
Değişkenine Göre Farklılaşması
Sportif Tutum
Eğitim Düzeyi
n
Ortalama
Std. Sapma
Ön lisans
34
3,11
0,63
Lisans
887
3,08
0,54
Yüksek Lisans
9
3,22
0,82
Toplam
930
3,08
0,54
184
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3
Sportif tutum ölçeğine ilişkin en yüksek puanın 3,22 ortalama ile Yüksek Lisans öğrencilere ait
olduğu tablo 14’de görülmektedir. En düşük ortalama ise 3,08 ile Lisans öğrencilerine aittir. Ön
Lisans öğrencilerine ait ortalaması ise 3,11’dir.
Tablo 15. Araştırmaya Katılan Üniversite Öğrencilerinin Sportif Tutumlarının Eğitim Düzeyi
açısından F Test Sonuçları
Sportif
Tutum
Kareler
Toplamı
Serbestlik
Derecesi
Kareler
Ortalaması
Gruplar arası
0,213
2
0,107
Gruplar içi
274,158
927
0,296
Toplam
274,371
929
f
p
0,36
0,697
Öğrencilerinin spora dair tutumlarının puan ortalamalarının, öğrenim gördükleri eğitim
düzeylerine göre anlamlı düzeyde farklılaşma durumunu ortaya koymak amacıyla tek yönlü varyans
analizi (f testi) ile yapılmıştır. Yapılan test sonucunda f değeri, 360 bulunmuştur. Bu sonuç 0,05
düzeyinde anlamlı bir farkın olmadığı sonucunu ortaya koymuştur(p>0,05).Tablo 15’te Sportif tutum
ölçeğine ilişkin en yüksek puanın 3,30 ortalama ile en yüksek gelir grubuna ait olduğu görülmektedir.
En düşük ortalama ise 2,88 ile en düşük gelir grubuna aittir. Sırası ile düşük, orta ve yüksek gelir
gruplarının sportif tutum puan ortalamaları ise 2,91, 3,03 ve 3,21’dir. Araştırmaya katılan üniversite
öğrencilerinin sportif tutumlarının gelir düzeyi değişkenine göre anlamlı farklılık bulunmuştur
(p<0,05).
Tablo 16. Araştırmaya Katılan Üniversite Öğrencilerinin Sportif Tutumlarının Başarı Düzeyi
Değişkenine Göre Farklılaşması
Başarı Düzeyi
n
Ortalama
Std. Sapma
Başarısız Öğrenci
65
3,09
0,65
Başarılı Öğrenci
Onur Öğrencisi
Yüksek Onur Öğrencisi
547
216
105
3,05
3,10
3,17
0,52
0,56
0,53
Toplam
933
3,08
0,54
Tablo 16 ’dasportif tutum ölçeğine ilişkin en yüksek puanın 3,17 ortalama ile yüksek onur
öğrencilerine ait olduğu görülmektedir. En düşük ortalama ise 3,05 ile başarılı öğrenci grubuna aittir.
Başarısız öğrencilerin ortalaması 3,09 ve onur öğrencilerinin ise 3,10’dur.
185
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3
Tablo 17. Araştırmaya Katılan Üniversite Öğrencilerinin Sportif Tutumlarının Başarı Düzeyi
Değişkenine Göre F Testi Sonucu
Sportif
Tutum
Kareler
Toplamı
Serbestlik
Derecesi
Kareler
Ortalaması
f
p
Gruplar arası
1,449
3
,483
1,639
,179
Gruplar içi
273,809
929
,295
Toplam
275,259
932
Öğrencilerinin spora dair tutumlarının puan ortalamalarının, öğrenim gördükleri başarı
düzeylerine göre anlamlı düzeyde farklılaşma durumunu ortaya koymak amacıyla tek yönlü varyans
analizi (f testi) ile yapılmıştır. Yapılan test sonucunda f değeri 1,639 bulunmuştur. Bu sonuç 0,05
düzeyinde anlamlı bir farkın olmadığı sonucunu ortaya koymuştur(p>0,05).
Üniversite öğrencilerinin sportif tutumlarının, benlik saygılarını açıklama gücünü ortaya
koymak amacıyla basit doğrusal regresyon analizi tekniği kullanılmıştır. Analize ilişkin bulgular tablo
17 ‘deverilmiştir. Sportif tutumun benlik saygısını açıklamada bağımsız değişken olarak analize
sokulması ile hesaplanan regresyon katsayısı 0,199 (r) bulunmuştur. Hesaplanan bu değere göre
benlik saygısında varyansın yani değişkenliğin %3,8i sportif tutumdan kaynaklanmaktadır.
Hesaplanan f değeri (f=38,260) sportif tutumun benlik saygısını anlamlı düzeyde açıkladığını
göstermektedir (p<0,01; p<0,05).
Araştırma Modeline İlişkin Bulgular
Tablo 18. Üniversite Öğrencilerin Sportif Tutumlarının Akademik Başarı Motivasyonunu Açıklama
Gücü
Model
Sportif Tutum
r
r2
r2
f
p
Std.
Hata
ß
t
p
,059a
0,003
0,002
3,221
,073b
0,037
0,059
1,795
0,073
Üniversite öğrencilerinin sportif tutumlarının, akademik başarı motivasyonunu açıklama
gücünü ortaya koymak amacıyla basit doğrusal regresyon analizi tekniği kullanılmıştır. Analize ilişkin
bulgular tablo18’ de verilmiştir. Sportif tutumun akademik başarı motivasyonunu açıklamada
bağımsız değişken olarak analize sokulması ile hesaplanan regresyon katsayısı 0,059 (R)
bulunmuştur. Hesaplanan f değeri (f=3,221) sportif tutumun 0,05 anlamlılık düzeyinde akademik
başarı motivasyonunu anlamlı düzeyde açıklamadığını göstermektedir (p>0,05).
Tablo’18 incelendiğinde hesaplanan t değeri (t=1,795), sportif tutumun akademik başarı
motivasyonunu anlamlı düzeyde açıklamadığını göstermektedir (p>0,05).
186
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3
Tablo 19. Üniversite Öğrencilerinin Sportif Tutumları, Akademik Başarı Motivasyonunun Alt Boyutu
Olan İçsel Motivasyonu Açıklama Gücü
Model
Sportif Tutum
r
r2
r2
f
p
Std.
Hata
ß
t
p
,151a
0,023
0,022
21,673
,000b
0,044
0,151
4,655
0,000*
*p<0,05
Üniversite öğrencilerinin sportif tutumlarının, akademik başarı motivasyonunun alt boyutu
olan içsel motivasyonu açıklama gücünü ortaya koymak amacıyla basit doğrusal regresyon analizi
tekniği kullanılmıştır. Analize ilişkin bulgular tablo 19’da verilmiştir. Sportif tutumun, akademik
başarı motivasyonunun alt boyutu olan içsel motivasyonu açıklamada bağımsız değişken olarak
analize sokulması ile hesaplanan regresyon katsayısı 0,151 (r) bulunmuştur. Hesaplanan bu değere
göre, akademik başarı motivasyonunun alt boyutu olan içsel motivasyon varyansının yani
değişkenliğinin %2,2si sportif tutumdan kaynaklanmaktadır. Hesaplanan f değeri (f=21,673) sportif
tutumun akademik başarı motivasyonunun alt boyutu olan içsel motivasyonu anlamlı düzeyde
açıkladığını göstermektedir (p<0,01; p<0,05).
Üniversite öğrencilerinin sportif tutumlarının, akademik başarı motivasyonunun alt boyutu
olan içsel motivasyonu açıklama gücü tablo 19’da verilmiştir. Tablo 19’da incelendiğinde hesaplanan
t değeri, sportif tutumun akademik başarı motivasyonunun alt boyutu olan içsel motivasyonu
anlamlı düzeyde açıkladığı göstermektedir. Kısmi korelasyon katsayısına (β) bakıldığında sportif
tutumun benlik saygısı ile 0,151 düzeyinde pozitif yönde ve anlamlı bir ilişkiye sahip olduğu
bulunmuştur(p<0,01; p<0,05).
Üniversite öğrencilerinin sportif tutumlarının, akademik başarı motivasyonunun alt boyutu
olan dışsal motivasyonu açıklama gücünü ortaya koymak amacıyla basit doğrusal regresyon analizi
tekniği kullanılmıştır. Analize ilişkin bulgular tablo 19’da verilmiştir. Sportif tutumun, akademik
başarı motivasyonunun alt boyutu olan dışsal motivasyonu açıklamada bağımsız değişken olarak
analize sokulması ile hesaplanan regresyon katsayısı 0,125 (R) bulunmuştur. Hesaplanan bu değere
göre, akademik başarı motivasyonunun alt boyutu olan dışsal motivasyon varyansının yani
değişkenliğinin %1,5 i sportif tutumdan kaynaklanmaktadır. Hesaplanan f değeri (f=14,763) sportif
tutumun akademik başarı motivasyonunun alt boyutu olan dışsal motivasyonu anlamlı düzeyde
açıkladığını göstermektedir (p<0,01; p<0,05).
187
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3
Tablo 20. Üniversite Öğrencilerinin Sportif Tutumları, Akademik Başarı Motivasyonunun Alt Boyutu
Olan Dışsal Motivasyonu Açıklama Gücü
Model
Sportif Tutum
r
r2
r2
f
p
Std.
Hata
ß
t
p
,125a
0,016
0,015
14,763
,000b
0,044
0,125
3,842
0,000*
*p<0,05
Üniversite öğrencilerinin sportif tutumlarının, akademik başarı motivasyonunun alt boyutu
olan dışsal motivasyonu açıklama gücünü tablo 20’ de verilmiştir. Tablo’ 19 incelendiğinde
hesaplanan t değeri, sportif tutumun akademik başarı motivasyonunun alt boyutu olan dışsal
motivasyonu anlamlı düzeyde açıkladığı göstermektedir. Kısmi korelasyon katsayısına (β)
bakıldığında sportif tutumun benlik saygısı ile 0,125 düzeyinde pozitif yönde ve anlamlı bir ilişkiye
sahip olduğu bulunmuştur(p<0,01; p<0,05).
Tablo 21. Üniversite Öğrencilerinin Sportif Tutumları, Akademik Başarı Motivasyonunun Alt Boyutu
Olan Motivasyonsuzluğu Açıklama Gücü
r
r2
r2
f
p
Std.
Hata
ß
t
p
,059a
0,003
0,002
3,221
,073b
0,037
0,059
1,795
0,073
Model
Sportif Tutum
Üniversite öğrencilerinin sportif tutumlarının, akademik başarı motivasyonunun alt boyutu
olan motivasyonsuzluğu açıklama gücünü ortaya koymak amacıyla basit doğrusal regresyon analizi
tekniği kullanılmıştır. Analize ilişkin bulgular tablo 21’ de verilmiştir. Sportif tutumun, akademik
başarı motivasyonunun alt boyutu olan motivasyonsuzluğu açıklamada bağımsız değişken olarak
analize sokulması ile hesaplanan regresyon katsayısı 0,059 (R) bulunmuştur. Hesaplanan f değeri
(f=3,221) sportif tutumun akademik başarı motivasyonunun alt boyutu olan motivasyonsuzluğu
anlamlı düzeyde açıklamadığını göstermektedir (p>0,05).
Tablo 22. Üniversite Öğrencilerinin Sportif Tutumları, Akademik Başarılarını (Ortalamalarını)
Açıklama Gücü
Model
Sportif Tutum
r
r2
Düzeltilmiş r2
f
p
Std.
Hata
ß
t
p
,050a
,002
,001
2,330
,127b
,033
,050
1,527
,127
Üniversite öğrencilerinin sportif tutumlarının, akademik başarılarını (ortalamalarını) açıklama
gücünü ortaya koymak amacıyla basit doğrusal regresyon analizi tekniği kullanılmıştır. Analize ilişkin
bulgulartablo 22’de verilmiştir. Sportif tutumun, akademik başarılarını (ortalamalarını) açıklamada
bağımsız değişken olarak analize sokulması ile hesaplanan regresyon katsayısı 0,050 (r)
188
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3
bulunmuştur. Hesaplanan f değeri (f=2,330) sportif tutumun akademik başarılarını (ortalamalarını)
anlamlı düzeyde açıklamadığını göstermektedir (p>0,05).
TARTIŞMA VE SONUÇ
Araştırmaya katılan öğrencilerin cinsiyet değişkenine göre ölçeklerin genelinden alınan toplam
puanların ortalamalarına bakıldığında kadın öğrencilerin spora yönelik tutum puanlarının erkek
öğrencilerin spora yönelik tutum puanlarından daha yüksek olduğu gözlenmiştir (p>0.05). Alan
yazında yapılan bazı çalışmalar da bu analiz sonucunu destekler şekildedir.
Yazıcı ve diğ.(2016) ile Hazar ve diğ.(2018) üniversite öğrencilerinin spora yönelik tutumları
üzerine yapmış oldukları çalışmada kadın öğrencilerin erkek öğrencilere kıyasla spora yönelik daha
fazla eğilimlerinin olduğu ancak bu eğilimin istatistiksel olarak anlamlı olmadığı belirtilmektedir.
Atalı ve diğ. (2018) farklı fakültelerden spor ile ilgili ders alan öğrencilerin spora yönelik
tutumları üzerine yapılmış olan çalışmaların da ise öğrencilerin spora yönelik tutumlarının
psikososyal ve fiziksel gelişme alt boyutlarında kadın öğrencilerin puanlarının erkek öğrencilerin
puanlarından; zihinsel gelişme alt boyutunda ve ölçek toplam puanlarında ise erkek öğrencilerin
kadın öğrencilerden daha yüksek puan aldıkları belirlenmiştir.
Fakat araştırmamızın aksine Büyükdemira, Soyer ve Türkoğlu (2018) tarafından yapılmış olan
çalışmada ortaöğretim öğrencilerinin cinsiyetlerine göre beden eğitimi ve spor dersine ilişkin
tutumları arasındaki farklılıklar incelendiğinde, erkek öğrencilerin kadın öğrencilere göre daha
olumlu tutum gösterdikleri bulunmuştur.
Türkmen ve ark, (2016) tarafından Bartın Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi öğrencilerine
yönelik yapılan spor tutumu çalışmasında, öğrencilerin cinsiyet ve spora yönelik tutumları arasında
anlamlı farklılık görülmektedir. Bu farklılık erkek öğrencilerin kadın öğrencilere oranla daha yüksek
tutum sergilediklerini göstermektedir.
Göksel ve diğ. (2017), Koçak ve diğ.(2015), Yanık ve diğ. (2015), Gürbüz ve diğ. (2012) ve Atalay
ve diğ.(2016) üniversite öğrencileri üzerinde yapmış oldukları çalışmalarda ise cinsiyet değişkenin
spora yönelik tutumda belirleyici bir faktör olmadığı belirtilmiştir.
Bu bulgular, mevcut çalışmanın sonucu ile örtüşmemektedir. Öğrenciler arasında anlamlı
farkın çıkması, kadın ve erkek öğrencilerin spora yönelik benzer eğilim göstermemesinden
kaynaklanmaktadır diyebiliriz. Ayrıca, benzer çalışmalarda anlamlı farkın çıkması, yapılan
çalışmaların farklı gruplar üzerinde gerçekleştirilmesinden kaynaklanmaktadır. Farklı gruplardaki
bireylerin spora bakış açısının farklı olması etkilidir.
189
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3
Sonuç olarak yapılan birçok çalışma incelendiğinde spora yönelik tutum puanlarının erkeklerin
lehine daha yüksek bulunduğu söylenilebilir ve bu bulgular yapılan bu çalışmadaki spora yönelik
tutum sonuçlarını destekler niteliktedir.
Yapılan araştırmada öğrencilerinin yaş değişkenine göre spora yönelik tutum puanlarına
bakıldığında öğrencilerin yaşlarına göre spor yönelik tutumları arasında anlamlı bir farklılığın
olmadığı görülmüştür (p>0,05).
Bu sonucu destekler nitelikte Türkmen ve ark(2016) tarafından Bartın Üniversitesi İslami
İlimler Fakültesi öğrencilerine yönelik yapılan spor tutumu çalışmasında öğrencilerin yaş ile spora
yönelik tutumları arasında anlamlı farklılık görülmemektedir.
Tatar ve Kuru(2009) 20-40 yaş arası çalışan ve çalışmayan kadınların spor yapmalarını
etkileyen bazı faktörlerin incelenmesi (Sivas il merkezi örneği) çalışmasında araştırmaya katılan
kadınların spor yapmalarında yaş önemli bir faktör değildir şeklindedir. Bu çalışmalar mevcut
çalışmanın sonucu ile benzerlik göstermektedir. Fakat Kangalgil ve diğ.(2006) tarafından yapılan
çalışmada ise öğrencilerin yaşları büyüdükçe beden eğitimi ve spora karşı tutum puanlarının arttığı
gözlenmiştir.
Öğrencilerin spora dair tutumlarının, spor yaptıkları süreye göre yapılmış olan istatistiki
bulgulara göre testin sonucunda,05 anlamlılık düzeyinde; hiç spor yapmamış olmak ile 1 yıl
yapmanın ve de 5 yıl ve üzeri yıl spor yapmanın sportif tutumu farklılaştırdığını görmekteyiz. Aynı
şekilde 1 yıl spor yapmış olmak ile 2 yıl ve de 5 yıl ve üzeri spor yapmış olmak sportif tutumu
farklılaştırmaktadır. 4 yıl yapmak ile 5 yıl ve üzerinde spor yapmış olmak da, (p<0,05) anlamlılık
düzeyinde sportif tutumu farklılaştırmaktadır. Üniversitede spor yapan öğrencilerin spora yönelik
tutumlarının yüksek olduğu belirlenmiştir (Atalay, 2015). Başka bir çalışmada ise üniversite
öğrencilerinin büyük bir çoğunluğunun sakatlanma riskinden korktukları için spor yapmadıkları
çünkü üniversiteden mezun olmanın spor yapmaktan daha önemli olduğu vurgulanmıştır (Nxumalo
ve Edwards 2017).
Öğrencilerin spor etkinliklerine ayırdıkları sürenin düşük olmasında fizyolojik, psikolojik,
davranışsal nedenlerle birlikte okul döneminde yaşanılan not kaygısının, staj yoğunluğunun, mezun
olamama korkusunun ve sosyal çevrenin de etkili olabileceği düşünülebilir. Öztürk (2005), Genç ve
diğ.(2011)’ nın araştırmalarında zamanın kısıtlı olmasının da fiziksel aktiviteye katılım da karşılaşılan
önemliproblemlerarasında yer aldığı tespit edilmiştir.
Araştırmaya katılan öğrencilerin kişisel bilgileri ile ölçeklerden aldıkları puanlara göre farklılığın
olup olmadığını belirlemeye yönelik testlerde öğrencilerin yaş, eğitim düzeyleri, gano, değişkenleri
190
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3
ile spora yönelik tutuma ilişkin görüşleri arasında istatistikî olarak anlamlı farklılığa rastlanılmamıştır
(p<0,05). Buna karşın öğrencilerin cinsiyet, spor yılı, öğrenim gördükleri üniversite spor yapma
durumu değişkenleri ile spora yönelik tutum ve spor etkinliklerine katılımına ilişkin görüşleri arasında
istatistikî olarak anlamlı farklılıklara rastlanılmıştır (p<0,05).
Literatürde bu durumu destekler
araştırma sonuçları olmasının yanında aksi durumları da ifade eden araştırmalar bulunmaktadır.
Buna ek olarak spor yapan üniversite öğrencilerinin spor yapmayan üniversite öğrencilerine kıyasla
spora yönelik tutum puanlarının daha yüksek olduğu belirtilmektedir (Kaya ve Gürbüz 2015). Atalı ve
Uzuner(2018)tarafından yapılmış olan bir çalışmada ise Üniversite Seçmeli Ders olarak Beden Eğitimi
ve Spor Bölümü’ nün açmış olduğu dersleri seçen öğrencilerin spora yönelik tutumlarının yüksek
olduğu bulunmuştur(Atalay 2015). İslam (2017) üniversite öğrencileri üzerinde gerçekleştirdiği
çalışmasında da spor yapma değişkeni ile spora yönelik tutum arasında anlamlı bir ilişki olduğu
vurgulanmaktadır. Buna ek olarak spor yapan üniversite öğrencilerinin spor yapmayan üniversite
öğrencilerine kıyasla spora yönelik tutum puanlarının daha yüksek olduğu belirtilmektedir (Kaya ve
Gürbüz 2015).
Araştırmada üniversite öğrencilerinin sportif tutumlarının akademik başarı motivasyonun alt
boyutlarına ilişkin bulgular değerlendirildiğinde öğrencilerin akademik başarı motivasyonun alt
boyutları olan içsel ve dışsal motivasyon gücünü ortaya koymak amacıyla yapılmış olan istatistiki
bulgulara göre anlamlı düzeyde pozitif yönde açıkladığını göstermektedir (p<0,01; p<0,05). Aynı
araştırmada üniversite öğrencilerinin sportif tutumlarının akademik başarı motivasyonunun alt
boyutu olan motivasyonsuzluğu ve akademik başarı (GANO) ve eğitim (ön lisans, lisans, y.lisans)
düzeylerinin beden eğitimi ve spora yönelik tutum değişkenine göre anlamlı farklılık göstermediği
sonuçlarına ulaşılmıştır (p>0,05).
Araştırmada elde edilen bulgulara benzerlik gösteren birçok çalışma yapılmıştır. (Akandere ve
diğ. 2010) tarafından gerçekleştirilen araştırmada beden eğitimi ve spora yönelik tutumların
akademik başarı motivasyonu üzerindeki etkilerinin incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırmaya 9, 10 ve
11. sınıf öğrencisi olan 299 öğrenci dâhil edilmiştir. Araştırmanın sonunda öğrencilerin beden eğitimi
ve spora yönelik tutumlarının akademik başarı motivasyonları üzerinde önemli bir belirleyici olduğu
sonucuna ulaşılmıştır. Söz konusu araştırmada akademik başarı motivasyonu alt boyutlarına ilişkin
bulgular değerlendirildiği zaman öğrencilerin dışsal motivasyon düzeylerinin beden eğitimi ve spora
yönelik tutum değişkenine göre anlamlı farklılık göstermediği, içsel motivasyon düzeyinin her
zaman spor yapma alışkanlığı bulunan öğrenciler, motivasyonsuzluk düzeyinin ise hiç spor
yapmayan öğrenciler lehine yüksek olduğu sonuçlarına ulaşılmıştır. Aynı araştırmada öğrencilerin
spor yapma düzeyleri arttıkça akademik başarıya yönelik içsel motivasyon düzeylerinin de arttığı
rapor edilmiştir.
191
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3
Jaakkola ve diğ. (2015) tarafından yapılan diğer bir araştırmada 7, 8 ve 9. sınıf öğrencilerinde
fiziksel aktivite düzeyi ile akademik başarı arasındaki ilişkinin incelenmesi amaçlanmış, araştırmaya
162 kadın ve 163 erkek öğrenci dâhil edilmiştir. Araştırmanın sonunda öğrencilerin fiziksel aktivite
düzeyleri ile akademik başarı düzeyleri arasında istatistiksel açıdan anlamlı bir ilişki bulunmadığı
tespit edilmiştir. Yapılan başka bir araştırmada da fiziksel aktivite düzeyi ile akademik başarı
arasında anlamlı bir ilişki olmadığı rapor edilmiştir (Kalantari ve Esmaeilzadeh, 2016).
Araştırmada elde edilen bulguların aksine literatürde yer alan birçok çalışmada Çağlayan ve
diğ.(2004), Dwyer ve diğ. (2001), Linder (1999), Shephard (1997) fiziksel aktivite ve spor
etkinliklerine katılımın akademik başarı düzeyini olumlu yönde etkilediği sonuçlarına ulaşılmıştır.
Bilgin (2017) tarafından yapılan benzer bir çalışmada ortaokul öğrencilerinin fiziksel aktivite
düzeyleri ile TEOG puanları arasında pozitif yönde ilişki bulunmasına rağmen, bazı öğrencilerin
düşük fiziksel aktivite düzeyine sahip oldukları halde akademik başarı düzeylerinin yüksek olduğu
tespit edilmiştir.
Saygılı ve diğ. (2015) tarafından yapılan araştırmada spor yapma alışkanlığı bulunan ve
bulunmayan ortaokul öğrencilerinin kişilik özellikleri ve akademik başarı düzeylerinin incelenmesi
amaçlanmıştır. Araştırmaya düzenli olarak spor yapma alışkanlığı bulunmayan 153 ve düzenli olarak
spor yapma alışkanlığı bulunan 61 olmak üzere toplam 214 öğrenci dâhil edilmiştir. Araştırmanın
sonunda düzenli olarak spor yapma alışkanlığı olan öğrencilerin açık ve dışa dönük kişilik yapılarının
spor yapma alışkanlığı bulunmayan öğrencilerden daha yüksek olduğu, bunun yanında açık ve
dışadönük kişilik yapısına sahip olan öğrencilerin akademik başarı düzeylerinin diğer öğrencilerden
daha yüksek olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Bilgin (2017) tarafından gerçekleştirilen araştırmada ortaokul öğrencilerinin akademik başarı
düzeyleri üzerinde fiziksel aktivite ve fiziksel uygunluk özelliklerinin etkilerinin incelenmesi
amaçlanmış, araştırmaya 76 kadın ve 71 erkek ortaokul öğrencisi katılmıştır.
Araştırma kapsamında öğrencilerin akademik başarı düzeylerinin tespit edilmesinde TEOG
sınavından elde edilen puan dikkate alınmıştır. Araştırmanın sonunda öğrencilerin fiziksel uygunluk
parametrelerinden şınav ve esneklik performansları ile akademik başarı düzeyleri arasında anlamlı
bir ilişki olduğu tespit edilmiştir. Buna karşılık fiziksel uygunluk parametreleri ile akademik benlik
arasında anlamlı bir ilişki olmadığı belirlenmiştir. Bunun yanında öğrencilerin fiziksel aktivite
düzeyleri ile akademik başarı düzeyleri arasında pozitif yönde, zayıf, istatistiksel açıdan anlamlı bir
ilişki olduğu bulunmuştur.
192
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3
Ayan ve diğ. (2014) tarafından 12-16 yaş grubunda bulunan İspanyol yüzücüler üzerinde
gerçekleştirilen araştırmada akademik başarı düzeyi ile fiziksel aktivite düzeyi arasında anlamlı bir
ilişki bulunduğu, genç yüzücülerde fiziksel aktivite düzeyi arttıkça akademik başarı düzeylerinin de
artış gösterdiği, özellikle kadın yüzücülerde aerobik uygunluğun akademik başarı üzerinde anlamlı
bir etkiye sahip olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Fedewa ve Ahn.(2011) tarafından yapılan benzer bir
çalışmada fiziksel aktivite ve fiziksel uygunluk unsurlarının akademik başarı ve bilişsel performans
üzerindeki etkilerine ilişkin yapılan araştırmaların meta-analizi yapılmış, araştırma kapsamında 19472009 yılları arasında konu ile ilgili yapılan 59 araştırma çalışmaya dâhil edilmiştir. Yapılan metaanaliz çalışması sonunda spor ve fiziksel aktiviteye katılımın akademik başarı ve bilişsel performans
üzerinde anlamlı birer etkiye sahip olduğu rapor edilmiştir.
Fox ve diğ. (2010) tarafından yapılan araştırmada lise öğrencilerinde spora katılımın akademik
başarı üzerindeki etkilerinin incelenmesi amaçlanmış, araştırmaya 4746 lise öğrencisi dâhil edilmiş,
araştırmada spora katılımın yanında fiziksel aktivite düzeyinin de akademik başarıyı yordamadaki
etkinliği değerlendirilmiştir. Castelli ve diğ. (2007) tarafından yapılan araştırmada ilköğretim 3. ve 5.
sınıf öğrencilerinde fiziksel aktivite düzeyi ve akademik başarı arasındaki ilişkinin incelenmesi
amaçlanmış, toplam 259 öğrencinin dâhil edildiği araştırmanın sonunda öğrencilerin fiziksel aktivite
düzeyleri ile akademik başarı durumları arasında pozitif yönde anlamlı bir ilişki olduğu rapor
edilmiştir. Literatürde yer alan birçok araştırmada da fiziksel aktivite düzeyinin bilişsel performans
ve akademik başarı üzerinde anlamlı bir etkiye sahip olduğu tespit edilmiştir. (Esteban-Cornejo ve
diğ.,2014), (Booth ve diğ., 2013), (Reed ve diğ., 2010), (García-Hermoso, 2017), (Donnelly ve
Lambourne, 2011), (Davis ve Cooper, 2011), (Field ve diğ., 2001), (Correa-Burrows ve diğ., 2014).
Doğu Marmara bölgesinde yer alan beş devlet üniversitesinde (Kocaeli Üniversitesi, Sakarya
Üniversitesi, Düzce Üniversitesi, Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi ve Yalova Üniversitesi)
öğrenim görmekte olan 933 üniversite öğrencisinin spora dair tutumlarının yaş, eğitim düzeyi, gelir
düzeyi ve gelir düzeyi memnuniyeti, sporu tek başına yeterli bir gelir olarak görme durumu, başarı
düzeyi, akademik başarı motivasyonu, akademik başarı motivasyonlarının alt boyutu olan
motivasyonsuzluk, başarı düzeyleri ve not ortalamaları (GANO), değişkenleri açısından farklılaşıp
farklılaşmadığı incelenmiştir fakat değişkenler arasında anlamlı bir farklılık bulunamamıştır (p>0,05).
Spora yönelik tutum akademik başarıyı anlamlı düzeyde etkilememiştir. Sonuç olarak, mesleki
olgunlaşma ve sosyal hayata hazırlanma dönemi olarak anılan üniversite hayatı, yalnızca akademik
başarıya odaklı bir yaşam süreci olarak görülmemelidir.
KAYNAKÇA
193
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3
Akandere, M., Baştuğ, G., Güler, E.D. (2010). Ortaöğretim Kurumlarında Spora Katılımın Çocuğun
Ahlaki Gelişimine Etkisi. Niğde Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Bilimleri Dergisi Cilt 3, Sayı
1.
Atalay, A. (2015). The Analysis On Sport Attitudes Of Students At High School Education İn Turkey,
Educational Research And Reviews, 11(5), 194-203.
Atalay, A., Akbulut, A., Yücel, A., Göral, K., & Korkmaz, M.(2016). Analysis of the Attitudes of
Student-Atheletes Playing in the Universities Volleyball 2nd League in Turkey towards
Sports, Journal of Applied Environ mental and Biological Sciences, 5(4), 1-6.
Atalı. L, Uzuner. M. L. (2018). Farklı Fakültelerden Spor İle İlgili Ders Alan Öğrencilerin Spora Yönelik
Tutumlarının İncelenmesi (Kocaeli Üniversitesi Örneği)
Atılgan, M. (1998). Üniversite Öğrencilerinin Ders Çalışma Alışkanlıkları İle Akademik Başarılarının
Karşılaştırılması (Gaziantep Üniversitesi Öğrencileri Üzerine Bir Araştırma), Yüksek Lisans
Tezi, Gaziantep Üniversitesi, Türkiye, 16,
Ayan C, Cancela CJ, Montero C. (2014). Academic Performance of Young Competitive Swimmers is
Associated With Physical Activity Intensity and Its Predominant Metabolic Pathway: A Pilot
Study. Journal Of Physical Activity & Health.;11(7):1415-9.
Bilgin. E. (2017). Ortaokul Öğrencilerinin Fiziksel Uygunlukları Ve Akademik Başarıları Arasındaki
İlişkinin İncelenmesi. Hacettepe Universitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Spor Bilimleri Ve
Teknolojisi Programı Yüksek Lisans Tezi Ankara.
Boileau, R.A.,Lohman, T.G., Slaughter, M.H., Ball, T.E., Going, S.B., Hendrix, M.K. (1984).
Hydration of theFat-Free Body in ChildrenduringMaturation, Human Biology, (56), 651-666
Booth, J.N.,Leary, S.D., Joinson., C, Ness, A.R., Tomporowski, P.D., Boyle, J.M. &Reilly, J.J.
(2013). Associations Between Objectively Measured Physical Activity and Academic
Attainment in Adolescentsfrom a UK Cohort. British Journal of Sports Medicine, 48: 265-70.
Büyükdemir.D, Soyer.F, Türkoğlu.Ç. (2018). Farklı Ortaöğretim Programlarında Öğrenim Gören
Öğrencilerin Beden Eğitimi ve Spor Dersine İlişkin Tutumları E R P A International Congresses
on Education /417
Can, G. (1992). Akademik Başarısızlık ve Önlenmesi, Anadolu Üniversitesi Öğrencileri Üzerinde Bir
Araştırma, Eğitim Fakültesi Yayınları
Carter, V.E. (1973). Good, Dictionary of Education, 4. Baskı. New York: Mc Graw Hill Book Company,
Castelli, D.M.,Hillman, C.H., Buck, S.M., &Erwin, H.E. (2007). Physical Fitness And Academic
Achievement İn Third- And Fifth-Grade Students. Journal Of Sport&Exercise Psychology,
29(2), 239-252.
Cheung, C.K., Kwok,S.T. (2004). Activities And Academic Achievement Among Collage Students.
The Journal Of Genetic Psychology, 159, (2), 147- 162
Coe, D.P. ( 2003). The Importance of Physical Education Classes in Relation to Physical Activity
Behaviors, Physical Fitness, and Academic Achievement in Middle School Children, the
Degree of Doctor of Philosophy, Michigan State University, (Proquest Online Veri Tabanı,
Umi No: 3115952).
Coe, D.P. (2010). Effect of Physica lEducation and Activity Levels on Academic Achievement in
Children, Departments of Kinesiyogy and Episdemiology, Michigan State Üniversity,
194
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3
Correa-Burrows, P.,Burrows, R., Orellana, Y. andIvanovic, D. (2014). Achievement in mathematics
and language is linked toregular physical activity: A population study in Chileanyouth.
Journal of Sports Sciences, 32(17),1631-1638.
Çağlayan, A., Çalık, F., Sivrikaya, K., Kahveci, M. (2004). "12-15 Yaş Grubu Spor Yapan Öğrencilerle
Spor yapmayan Öğrencilerin Okul Başarıları Yönünden Karşılaştırılması", 10. ICHBER-SD
Avrupa Kongresi ve SBD 8. Uluslararası Spor Bilimleri Kongresi, Antalya, 17-20 Kasım
Çil, B.( 1995). Ticaret ve Turizm Eğitim Fakültesinde Akademik Başarıyı Etkileyen Kimi Etkenler, Milli
Eğitim Basımevi, Ankara,
Davis, C.,& Cooper, S. (2011). Fitness, Fatness, Cognition, Behavior, And Academic Achievement
Among Over weight Children: Do Cross-Sectional Associations Correspond To Exercise Trial
Outcomes?. Preventive Medicine, 52(1), 65-69.
Deheeger, M.,Rolland-Cachera, M-F., Fontvieille, A.M. (1997). Physical Activity And Body
Composition İn 10 Years Old French Children: Linkage With Nutritional İntake.
Ġnt.J.Obes.Relat.Metab.Disord., 21, 372-37
Din, F.S. (2005). Sport Activities Versu sAcademic Achievement For Rural High School Students.
National Forum Of Applied Educational Research Journal- Electronic, 19(3), 1-11.
Donnelly, J.E.,&Lambourne, K. (2011). Classroom-Based Physical Activity, Cognition And Academic
Achievement. Preventive Medicine, 52(1), 36-42.
Dwyer, T.,Sallis, J.F., Blizzard, L., Lazarus, R., & Dean, K. (2001). Relation of academic
performance tophysical activity and fitness in children. Pediatric Exercise Science, 13(3), 225237.
Er, F. (2010). Düzenli Spor Yapan ve Yapmayan Üniversite Öğrencilerinin Fiziksel Uygunluk
Düzeyleriyle Akademik Başarı Arasındaki ilişkinin Karşılaştırılması, Yüksek Lisans Tezi, Gazi
Üniversitesi, Türkiye,
Erdoğdu, M.Y. (2006). Yaratıcılık ile Öğretmen Davranışları ve Akademik Başarı Arasındaki ilişkiler,
Sosyal Bilimler Dergisi, 5, (17), 95-106
Esteban-Cornejo I, Tejero-González CM, Martinez-Gomez D, del-Campo J, González-Galo A,
PadillaMoledo C, Sallis JF, Veiga OL, UP & DOWN Study Group. (2014). Independent and
combinedin fluence of the components of physical fitness on academic performance in
youth. The Journal of Pediatrics, 165(2): 306-312. doi:10.1016/j.jpeds.2014.04.044
Fedewa, A.,&Ahn, S. (2011). The Effects Of Physical Activity And Physical Fitness On Children's
Achievement And Cognitive Outcomes: A Meta-Analysis. Research Quarterly For
Exercise&Sport, 82(3),521-535.
Field, A., Miles, j . (2010). Discovering Statistics Usisn SAS, (4), 133.
Fox, C.K.,Barr-Anderson, D., Neumark-Sztainer, D., & Wall, M. (2010). Physical Activity And
Sports Team Participation: Associations With Academic Out comesİn Middle School And
High School Students. Journal Of School Health, 80(1), 31–37. .
García-Hermoso, (2017). Raquel Marina Relation ship Of Weight Status, Physical Activity And Screen
Time With Academic Achievement İn Adolescentsobesity Research&Clinical Practice, 11 (1),
44-50.
Genç, A., Şener, Ü., Karabacak, H., Üçok, H. (2011). Kadın ve Erkek Genç Erişkinler Arasında
Fiziksel Aktivite ve Yaşam Kalitesi Farklılıklarının Araştırılması, Kocatepe Tıp Dergisi The
Medical Journal of Kocatepe 12, 145-150
195
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3
Göksel, A. G., Caz, Ç., Yazıcı, Ö. F., & İkizler, H. C. (2017). Farklı Bölümlerdeki Öğrencilerin Spora
Yönelik Tutumlarının Karşılaştırılması: Marmara Üniversitesi Örneği, Spor ve Performans
Araştırmaları Dergisi, 8(2), 123-134.
Grissom, B.J. (2005). Physical Fitness and Academic Achievement, Journal of Exercise Physiology,
Volume 8.
Gülmez, Y. (2003). Yükseköğretimde Öğrenci Başarısını Etkileyen Etmenler, Gaziantep Üniversitesi
Basımevi, Gaziantep, 1992; Aktaran; Ergül, H., Uzaktan Öğretimde Öğrenci Karakteristikleri
ile Akademik Başarı ilişkisi Ve Anadolu Üniversitesinin Eskişehir‟deki Akademik Danışmanlık
Derslerine Katılan Öğrenciler Üzerinde Bir Uygulama, Doktora Tezi, Anadolu Üniversitesi, 71,
Gürbüz, A. Özkan, H. (2012). İlköğretim İkinci Kademe Öğrencilerinin Beden Eğitimi Ve Spor Dersine
İlişkin Tutumlarının Belirlenmesi (Muğla İl Örneği), Pamukkale Üniversitesi Spor Bilimleri
Dergisi, 3(2): 78-89.
Gürdal, M. (2011). Duygusal zeka ile akademik başarı arasındaki ilişki (Tezsiz Yüksek Lisans Bitirme
Projesi) Süleyman Demirel Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Isparta.
Hazar, K., Kaya, M., Çelikbilek, S., & Afyon, Y. A. (2018). Seçmeli Beden Eğitimi ve Spor Derslerini
Tercih Eden Üniversite Öğrencilerinde Beden Algısı ve Spor Derslerine Katılım Nedenlerinin
Araştırılması, Beden Eğitimi ve Spor Bilimleri Dergisi, 12(1).
Howe, C.A. (2008). Physical Activity and Academic Performance, The President‟s Council on Physical
Fitness and Sports, Feature Article.
İslam, A. (2017). Investigation Of Higher Education Students Attitude Perceptions Towards Physical
Education Course (Sample Of Ordu University), Journal Of Academic Social Science Studies,
(63), 487-497.
Jaakkola, E.,Helkkula, A. And Aarikka-Stenroos, L. (2015). “Service experienceco-creation:
conceptualization, implications, and future research directions”, Journal of Service
Management, Vol. 26 No. 2.
Jacobsen, J.J. (2001). Effects of Physical Activity on the Performance of Simple Adition Among
Fourth- and Fifth Grade Students, the Degree of Doctor of Education, the University of South
Dakota,. (Proquest Online Veri Tabanı Umi No: 3015407). Journal of Oncology Nursing,
10(3),319-322.
Julian, C.,Stanley, K.D. (1972). Educationa land Psychological Measurement and Evaluation. 50.
Baskı New Jersey: Prentice-HallInc.,
Kalantari, H. A. ve Esmaeilzadeh, S. (2016). Association between academic achievement and
physical status including physical activity, aerobic and muscular fitness tests in adolescent
boys. Environmental Health and Preventive Medicine, 21(1), 27-33.
Kangalgil, M.,Hünük, D., Demirhan, G. (2006). İlköğretim, Lise Ve Üniversite Öğrencilerinin Beden
Eğitimi Ve Spora İlişkin Tutumlarının Karşılaştırılması, Hacettepe Spor Bilimleri Dergisi, 17(2),
48-57.
Karasar, N. (2009) Araştırmalarda Rapor Hazırlama, Nobel Yayıncılık, Ankara.
Karataş H , Erden M (2012). Akademik Motivasyon Ölçeğinin Dilsel Eşdeğerlik, Geçerlik Ve Güvenirlik
Çalışması. Education Sciences.; 7(4): 983-1003
Kaya, S.,& Gürbüz, B. (2015). An Examination Of University Students’ Attitudes Towards Leisure
Activities, Pamukkale Journal Of Sport Sciences, 6(3), 46-59.
196
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3
Kaynak, E., (2006). Çocukların Fiziksel Zindelikleri İle Akademik Başarıları Arasındaki İlişkinin
İncelenmesi, Yüksek Lisans Tezi, Akdeniz Üniversitesi, Türkiye.
Klausmeier, H.J.,&Ripple, R.E. (1971). Learning and humanabilities: Educational psychology. (3rd
Ed.) New York: Harper&Row
Koç, M., Avşaroğlu, S., Sezer, A. (2004). Üniversite Öğrencilerinin Akademik Başarıları İle Problem
Alanları Arasındaki İlişki, Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 11, 483–497 .
Koç, N. (1981). Liselerde Öğrencilerin Akademik Başarılarının Değerlendirilmesi Uygulamalarının
Etkililiğine İlişkin Bir Araştırma Ankara, 36-55.
Koçak, F., Tuncel, S., Tuncel, F. (2015). Spor Alanında Öğrenim Gören Üniversite Öğrencilerinin
Sporda Sürdürülebilirliğe İlişkin Tutumlarının Belirlenmesi, Ankara Üniversitesi Spor Bilimleri
Fakültesi Dergisi, 13(1): 29-39.
Kozaklı, H. (2006). Üniversite Öğrencilerinde Yalnızlık Ve Sosyal Destek Düzeyleri Arasındaki
İlişkilerin Karşılaştırılması. Mersin Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi,
Erzurum.
Lindner, K.J (1999). .Sport Participation And Perceived Academic Performance Of School Children
And Youth. Pediatric Exercise Science, 11(2), 129-143.
Nxumalo, S. A.,&Edwards, S. D. (2017). Attitudes Of Female University Students Towards
Participation İn Sports, African Journal For Physical Activity And Health Sciences (AJPHES),
23(1.2), 226-240. Journal Of Social And Humanities Sciences Research (JSHSR) 2018 Vol:5
Issue:30 Pp:4428-4434 Jshsr.Com Journal Of Social And Humanities Sciences Research
(ISSN:2459-1149)
Odacı, H. (1996). Üniversite Öğrencilerinin Akademik Başarılarına Etki Eden Faktörler, Milli Eğitim:
Eğitim, Sanat Ve Kültür Dergisi, (132), 72-75.
Öcal, K. (2006). The Effects Of İnter scholastic Sports Participation On Academic Achievement And
Behavioral Development Of Junior High Grades Students. Mıddle East Technıcal Unıversıty.
Öztürk, M. (2005). Üniversitelerde Eğitim-Öğretim Gören Öğrencilerde Uluslar Arası Fiziksel Aktivite
Anketinin Geçerliliği Ve Güvenirli Ve Fiziksel Aktivite Düzeylerinin Belirlenmesi, Yüksek
Lisans Tezi, Hacettepe Üniversitesi, Türkiye,
Reed, J.A., Einstein, G., Hahn, E., Hooker, S.P., Gross, V.P., &Kravitz, J. (2010). Examining The
İmpact Of İntegrating Physical Activity On Fluid İntelligence And Academic Performance İn
An Elementary School Setting: A Preliminary İnvestigation. Journal Of Physical Activity
&Health, 7(3),343-351.
Saygılı, G., Atay, E., Eraslan, M. ve Hekim, M. (2015). Düzenli olarak spor yapan ve yapmayan
öğrencilerin kişilik özellikleri ile akademik başarıları arasındaki ilişkinin incelenmesi.
Kastamonu Eğitim Dergisi, 23(1), 161-170.
Shephard, R. (1997). Curricular physical activity and academic performance. Pediatri Exercise
Science, 9(2),113-126.
Sıngh, A.,Uıjtdewıllıgen, L., Twısk, J. W., Van Mechelen, W., &Chinapaw, M. J. (2012). Physical
Activity And Performance At School: A Systematic Review Of The Literature İncluding A
Methodological Quality Assessment, Archives Of Pediatrics & Adolescent Medicine, 166(1),
49-55.
197
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3
Silah, M. (2003). Üniversite Öğrencilerinin Akademik Başarılarını Etkileyen Çeşitli Nedenler
Arasındaki Süreksiz Durumluluk Kaygısının Yeri ve Önemi, Eğitim Araştırmaları Dergisi, 10,
102-115
Solmaz, B. ve Aydın, B. O. (2012). Popüler kültür ve spor merkezlerine yönelik bir araştırma.
Gümüşhane Üniversitesi İletişim Fakültesi Elektronik Dergisi, 1(4),67- 82.
Soltz, D.F. (1986). Athletics And Academic Achievement: What İs The Relation ship? NASSP Bulletin
70, (492), 20-24.
Sönmez, G. (2006). Akademik Başarının Belirlenmesinde Yaşanılan Sorunlar. Fırat Üniversitesi Eğitim
Fakültesi Dergisi, 4(1), 34-42.
Şentürk, E. Ş. (2012). Spora Yönelik Tutum Ölçeği: Geliştirilmesi, Geçerliliği Ve Güvenirliği, CBÜ
Beden Eğitimi Ve Spor Bilimleri Dergisi, 7(2), 8-18.
Tanır, H. (2013). İlköğretim 8. Sınıf öğrencilerinde fiziksel aktivite düzeyi ve bazı antropometrik
özelliklerin akademik başarı ile ilişkisi (Doktora Tezi). Kırıkkale Üniversitesi, Sağlık Bilimleri
Enstitüsü, Kırıkkale.
Tatar, N., Kuru, M. (2009). Açıklamalı Yöntemlere Karşı Araştırmaya Dayalı Öğrenme Yaklaşımı:
İlköğretim Öğrencilerinin Fen Bilgisi Dersine Yönelik Tutumlarına Etkileri. Pamukkale
Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 25(25), 153-165.
Tüknüklü, A., Zoroğlu, Y., Gemici, Y. (2001). İlköğretim Okullarında Okul Yönetimine Yansıyan
Disiplin Sorunları, Kuram Ve Uygulamada Eğitim Yönetim Dergisi, Pegem Yayınları, 27, 417441
Türkel, Ç. (2010). İlkögretim Ögrencilerinin Sportif Faaliyete Katılım Düzeyi İle Sosyal Uyum Ve
İletişim Beceri Düzeyleri Arasındaki İlişkilerin İncelenmesi. Yayımlanmamış Yüksek Lisans
Tezi, Kayseri: Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Türkmen M, Abdurahimoğlu Y., Varol S., Gökdağ, M. (2016). İslami İlimler Fakültesi Öğrencilerinin
Spora Yönelik Tutumlarının İncelenmesi (Bartin Üniversitesi Örneği) International Journal Of
Contemporary Educational Studies (Intjces) Issn : 2548-9373 June : 2 (1): 48-59
Uzman, E. (2001). Üniversite Öğrencilerinde Sosyal Destek Ve Akademik Başarı İlişkisi, X. Ulusal
Eğitim Bilimleri Kongresi, Abant İzzet Baysal Üniversitesi (Bildiriler), 1. Cilt, Bolu.
Vallerand, R. J.,Pelletier, L.G., Blais, M. R., Briére, N. M., Senécal C., &Valliéres, E. F. (1992). The
Academic Motivation Scale: A Measure Of İntrinsic, Extrinsic, And Amotivation İn Education.
Educational And Psychological Measurement, 52, 1003-1017.
Wolman, B. (2009). Dictionary Of Behavioral Science, New York: Van Nostrand Company, 1973;
Aktaran Keskin G., Sezgin B., Bir Grup Ergende Akademik Başarı Durumuna Etki Eden
Etmenlerin Belirlenmesi, Fırat Sağlık Hizmetleri Dergisi, 4, (10), 3-18.
Yanık, M. Çamlıyer, H. (2015). Ortaöğretim 9. Sınıf Öğrencilerinin Beden Eğitimi Ve Spora İlişkin
Tutumları İle Okula Yabancılaşma Düzeyleri Arasındaki İlişkinin Belirlenmesi, Uluslararası
Spor, Egzersiz Ve Antrenman Bilimi Dergisi, 1(1): 9-19.
Yavuzer, H. (2003). Okulçağı Çocuğu. İstanbul: Remzi Kitabevi
Yazıcı, N. A., Kalkavan, A., & Özdilek, Ç. (2016). Üniversite Öğrencilerinin Beden Eğitimi Ve Spor
Öğretimi Dersine İlişkin Tutumlarının Bazı Değişkenler Açısından İncelenmesi, International
Journal Of Science Culture And Sport (Intjscs), 4(2), 404-411.
Yetim, A. (2014). Sosyoloji ve Spor, Berikan Yayınevi, 6. Baskı, Ankara.
198
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3
Yıldırım. M. (2015). Üniversite Öğrencilerinin Spora Dayalı Fiziksel Aktivitelere Katılımları Ve Yaşam
Kalitelerinin Akademik Başarı Ve Sosyalleşme Üzerine Etkisi (Eskişehir Osman Gazi
Üniversitesi) Doktora Tezi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Beden Eğitimi Ve Spor Anabilim Dalı
Anadolu Üniversitesi Eskişehir, Aralık
ATIF:
Çoban, Ü.,
Atalı, L., Bayazıt, B., Uca, M. (2020). Üniversite Öğrencilerinin Spora Yönelik
Tutumlarının Akademik Başarı Düzeylerine Etkisinin İncelenmesi (Doğu Marmara
Bölgesi Üniversiteleri Örneği). Betül Bayazıt, Ercan Karaçar, Ozan Yılmaz (Ed.),
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3.Cilt içinde (ss. 169-199). Konya, Çizgi
Kitabevi Yayınları
199
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
BÖLÜM
13
BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR YÜKSEKOKULU
ÖĞRENCİLERİNİN YAŞADIKLARI YERLERDEKİ
OYUN ALANLARINA YÖNELİK GÖRÜŞLERİ VE
OYUN TERCİHLERİ
Meryem ALTUN EKİZ
Dr. Öğretim Üyesi, Mustafa Kemal Üniversitesi BESYO,
[email protected]
ATIF: Altun Ekiz, M. (2020). Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Öğrencilerinin
Yaşadıkları Yerlerdeki Oyun Alanlarına Yönelik Görüşleri ve Oyun Tercihleri.
Betül Bayazıt, Ercan Karaçar, Ozan Yılmaz (Ed.), Spor ve Rekreasyon
Araştırmaları Kitabı-3.Cilt içinde (ss. 201-224). Konya, Çizgi Kitabevi Yayınları.
13.BÖLÜM
BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR YÜKSEKOKULU ÖĞRENCİLERİNİN YAŞADIKLARI
YERLERDEKİ OYUN ALANLARINA YÖNELİK GÖRÜŞLERİ VE OYUN
TERCİHLERİ
Meryem ALTUN EKİZ
Dr. Öğretim Üyesi, Mustafa Kemal Üniversitesi BESYO,
[email protected]
GİRİŞ
Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Öğrencilerinin Yaşadıkları Yerlerdeki Oyun Alanlarına
Yönelik Görüşlerini araştırdığım bu çalışmada; fiziksel, zihinsel ve psikolojik gelişmede önemli yeri
olan oyun alanları öğrencilerin görüşleriyle incelenmiş ve oyun tercihleri değerlendirilmiştir.
Katılımcılar farklı sosyo-kültürel ve fiziksel çevrelerden oluşmaktadır. Bu da araştırma kapsamında
farklı sosyo-kültürel ve fiziksel çevrelerdeki bireylerin incelemelerini, beklentilerini, mekânlardaki
kullanıcıların alandan memnuniyetlerini, mekânsal gereksinimlerini ve oyun tercihlerini ortaya
koymaktadır. Araştırma yapılan oyun alanlarının bulunduğu çevrelerin farklı gelir grubundaki
bireylerin yaşadığı alanlar olmasının yanında alanların iklim ve fiziksel özelliklerin de farklı olması
farklı görüşlerin de ortaya çıkabileceği düşünülmüştür.
Oyun alanları ile ilgili birçok tanım yapılmıştır. Tekkaya (2001) oyun alanını, çocuğun sosyal,
duygusal, bilişsel ve fiziksel gelişimi için esas olan aktivitelerini desteklemek için tasarlanmış bir
eğitim mekânı olarak tanımlamıştır. Oyun mekânı farklı aktiviteler, yaratıcı oyunlar, doğal
elemanlarla oyunlar, su ve kum oyunları, sessiz oyunlar, paylaşılan açık alan oyunları gibi çeşitli oyun
türlerine olanak sağladığını belirtmiştir. Çetin (2003) ise; çocuk oyun alanlarını, çocuklar tarafından
yoğun bir şekilde kullanılan, birkaç konut yerleşim birimine hizmet edecek, çeşitli fonksiyonlara
cevap verecek şekilde düzenlenmiş aktif rekreasyon alanları olarak tanımlamıştır. 1-15 yaş grubunda
yer alan çocuklardan, küçükler için oyun alanı sağlanmasının yanında, yetişkinler için de belirli sportif
aktiviteleri karşılayacak biçimde düzenlenen bölümleri içerdiğini belirtmiştir.
Çocuğun tüm gelişimi fiziksel gelişim ile yakından ilgili olduğundan çağdaş ülkelerde
dikkatler çocukluk çağı oyun etkinliklerine yönelmiştir (Mengütay, 1999). Oyun ortamı ve oyun
etkinlikleri belirlenen hedeflerin kazandırılmasına olanak veren öğrenme ortamları ve etkinlikleridir
(Koçyiğit vd., 2007). Çocuk gelişiminde oyunun önemli bir yeri vardır. Çocuklar oyun oynamaya
programlanmış bir makineye benzerler, her an her yerde oyun oynamak isterler. Günümüz kent
koşullarında ise çocukların açık alanda oyun oynayacakları alanlar git gide azalmakta ve çocuklar
kapalı alanlarda oyun oynamaya itilmektedir. Çocukların dış mekânda oyun oynadıkları alanların
basında ise çocuk oyun alanları gelmektedir. Dolayısıyla çocuk oyun alanlarının tasarım ve
201
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
planlaması çocuk gelişimi açısından önemlidir. İyi bir planlama ise kullanıcıların beklentilerini
karşılamalı ihtiyaçlarına cevap verebilmelidir.
Oyun alanları ve diğer çevre koşullarının olumsuzluğu, bilgisayar, telefon gibi unsurların
çocukları daha çok cezbetmesi, çocukların boş vakitlerini daha çok kapalı alanlarda geçirmelerine
neden olmakta ve doğal deneyimi gelişmemiş bireyler yetişmektedir. Tüm bu nedenlerle çocukların
fiziksel, sosyal ve duygusal gereksinimlerine cevap verebilecek, çocukları cezbedebilecek, içinde
barındırdığı rekreasyon imkanları ile çocuk gelişimine pozitif katkılar sağlayabilecek oyun alanlarının
tasarımı önem kazanmaktadır (Yılmaz, 2010).
Çocuk oyun alanları, çocukların doğayla buluştuğu, çeşitli elemanlarla onların fiziksel ve
ruhsal ve fizyolojik yapısını geliştiren egzersizler yaptığı alanlardır. Çocuk oyun alanları
sosyalleşmeye başlayan çocuğun, evinin dışında, kendini ait hissedebileceği, sahipleneceği
alanlardan biri olması sebebiyle oyun alanlarının niteliği ve niceliği önem kazanmaktadır. Bu
çalışmada elde edilecek veriler sonucunda oyun alanlarının çocukların gelişimine uygun olup
olmadığı ve çocuklar için yeterli alana sahip olunup olunmadığı belirlenerek bu alandaki projelere
yön gösterilmeye çalışılmıştır.
YÖNTEM
Araştırma Modeli
Bu çalışmada nitel araştırma yöntemlerinden Durum Çalışması Deseni ve Görüşme tekniği
kullanılmıştır. Durum çalışmaları, araştırmacının bir durumu, sıklıkla da bir programı, olayı, eylemi,
süreci ya da bir veya daha fazla bireyi derinlemesine analiz ettiği bir araştırma desenidir (Creswell,
2014). Görüşme ise gözlem ve doküman verilerini teyit etme ve araştırmaya katılan bireylerin
algılarını, tepkilerini ve deneyimlerini öğrenme konusunda bireysel ya da odak grup görüşmesi
(yapılandırılmış, yarı yapılandırılmış, yapılandırılmamış) etkili bir veri toplama yöntemidir (Yıldırım ve
Şimşek, 2013).
Araştırma Grubu
Araştırmanın grubunu Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor
Yüksekokulunda öğrenim gören amaçlı örneklem yöntemiyle seçilen 17’si kadın ve 31’i erkek olmak
üzere toplam 48 öğrenci oluşturmaktadır. Amaçlı örneklem: Nitel araştırmalar genellikle amaçlı bir
şekilde seçilmiş küçük örneklemlerle, hatta bazen tek bir örneklemle (N=1) detaylı bir şekilde
yapılabilir. Amaçlı örneklem, derinlikli çalışmalar için bilgi açısından zengin durumlar seçilmesini
sağlamaktadır (Patton, 2014).
202
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
Veri Toplama Araçları
Veriler, görüşme metodu kullanılarak toplanmıştır. Amaçlı örneklem yöntemi ile belirlenen
48 öğrenci ile sanal olarak görüşme yapılmıştır. Çalışmada araştırmacı tarafından geliştirilen 2
sorudan oluşan yapılandırılmış görüşme formu kullanılmıştır. Araştırma soruları aşağıdaki gibidir;
1. Çevrenizdeki oyun alanları ile ilgili tespit ettiğiniz eksiklikleri ve önerilerinizi belirtiniz.
2. Ne tür oyunlar oynamaktan keyif alıyorsunuz? Nedenleri ile birlikte açıklayınız.
Verilerin Analizi
Verilerin betimsel ve içerik analizi sonucunda 48 öğrenciden 40 öğrencinin cevapları
kullanılmıştır. Araştırma sorularına ilişkin toplanan verilerin analizi sonucunda cümleler artık birbirini
tekrar etmeye başladığı zaman veri toplama sonlandırılmıştır (Yıldırım ve Şimşek, 2013).
Araştırmada güvenirlik ölçütü olan “doğrudan alıntı” lara yer verilmiştir. Oyun alanlarına ilişkin
görüşülen kişilerin isimleri yerine yaşadıkları yerler belirtilmiştir.
BULGULAR
1. “Çevrenizdeki oyun alanları ile ilgili tespit ettiğiniz eksiklikleri ve önerilerinizi belirtiniz.”
Sorusuna verilen cevaplar
Adana/Seyhan-1
Gülpınar mahallesindeki incelemelerimde park, basketbol sahası ve spor salonu
bulunmaktadır. Bu oyun alanlarının konumu birbirine yakındır. Basketbol sahasında belirlediğim
sorunlar şu şekildedir: Yerde çıkıntılar oluşmuş, teller parçalandığı için topun caddeye çıkması
mümkün, saha çizilmemiş, pota filesi eksik. Çocuklar düşüp yaralanma ihtimali bulunmaktadır.
Yerler uygun malzeme ile düzeltilmeli, teller sıfırı ile değiştirilmeli, saha çizilmeli ve pota filesi
takılmalıdır. Spor salonu sorunları: Tribün koltukları yok, voleybol direkleri var ama filesi yok,
zeminde bozulmalar var, badminton için zemine saha ölçüsü çizilmemiş. Badminton sahası çizilmeli,
zemin değiştirilmeli, tribünler düzeltilmelidir. Park sorunları: Oyun malzemesi eksik var olanlar da
bozuk, dinlenme bankları eksik. Eski ve bozulmuş malzemeler kaldırılmalı, çeşitlendirilmiş malzeme
takviyesi sağlanmalı ve banklar artırılmalıdır.
Adana/Seyhan-2
Barış Mahallesi çocuk parkında, oyun salonu ve futbol sahası bulunmaktadır. Eksiklikleri:
Çocuk parkı küçük ve bu nedenle içindeki oyun materyalleri az, etrafında güvenlik için bir materyal
203
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
yok. Oyun salonu güzel her çeşit oyun var ama sınırlı sayıda olduğu için sıra bekleme durumu söz
konusu. Futbol sahasının çimleri suni çim olduğu için düştüğünde yara alıyorsun. Daha az tehlike
uyandıracak malzeme olmalı.
Adana/Seyhan-3
Dumlupınar Mahallesinde eskiden pek çok oyun alanı vardı. Ama şimdi arabalar çok olduğu
için pek oyun alanı bulamıyoruz. Yine de oynayabileceğimiz bir kaç yer kaldı. Bunlar bizim ve
çocuklar için güvenli yerler. Bahçe, parklar, piknik alanları vs. yerler bizim için güvenli oyun
alanlarıdır aynı zamanda çevremizdeki oyun alanları olarak da ilk bu yerler aklımıza gelmektedir.
Parklarımız gerçekten çok eski ve parklarda kullanılan oyun aletlerinin birçoğu yıpranmış ve sağlığı
olumsuz etkilemektedir. Önerilerim: Betonlaşma ve çarpık kentleşmenin yanı sıra çocuklar için daha
güvenli ve daha sağlıklı oyun alanları inşa edilmeli, parklardaki oyun aletleri ve egzersiz aletlerinin
sayısı artırılıp bakımları yapılmalı.
Adana-4
Şakirpaşa/Kiremithane Mahallesi meydan sokağında araştırmalarımı tamamladım. Gördüm
ki çocuk parkı ve egzersiz aletleri alanları da yanlış kullanılıyor. Oyun aletlerinin bakımı aksatılmış ve
kırılıp dökülmüşler. 10 kg olan bacak çalışma aleti yağsızlıktan 20 kg basıyor. Çocuklar başka bir alan
olmadığı için sokakta ve tehlikeli yerlerde top oynuyor. Önerilerim: Bir tane futbol sahası veya
çocukların içinde koşup oynayacağı zemini uygun alanlar oluşturulabilir. Egzersiz aletlerin nasıl
kullanacağına yönelik talimatlar asılabilir. Aletlerin bakımları yapılabilir.
Adana/Çukurova-5
Yüzüncü Yıl Mahallesi oyun alanını incelediğimde çıkan eksiklikler şu şekildedir: Yumuşak
zemin olmadığı için yaralanmalar fazla oluyor, sentetik çim gerekmektedir. 2 adet kale var ama
bunlar içinde fileler gerekmektedir. Pota ve voleybol direklerinde file ve saha çizgileri
bulunmamaktadır.
Adana-6
Çevremde oyun alanlarına baktığımda; çocuk parkı, kort tenisi, futbol ve basketbol sahası
bulunmaktadır. Oyun alanlarını kontrol etmem sonucu eksiklerin olduğunu gördüm bu eksikler;
arızalı salıncak, kort sahasında filenin yıpranmış olması, basketbol potasının yamuk olması, futbol
kale filesinin olmaması. Önerim; bu sahaların düzenli olarak kontrol edilmesi ve bu tarz yerlere
güvenlik ve sağlık ekipmanlarının bulunması hem çocuklar için hem de yetişkinlerin sağlık açısından
faydalı olacağını düşünüyorum.
204
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
Adıyaman-1
Gölbaşı’nda tespit ettiklerim: Çocukların çoğu zaman oyun alanları sokaklardır ve sokaklar
çok tehlikeli aslında çünkü mahalle arasından geçen arabalar çocuklara zarar verebilir. Bu yüzden her
mahalleye bir park yapılabilir. Parklara çocuklarla birlikte anne babaların da gelip egzersiz
yapabilecekleri alanlar ve aletler olmalı. Maddi durumu iyi olmayan insanlar var, bu insanlar
parklarda spor yapabilmeli bunun için bisiklet vb. şeylerden daha fazlası konmalı. Örneğin 1 lira ile
çalışan koşu bandı konabilir. Parklar çocuklar içinde çok fazla yaratıcı değil bazılarında sadece
salıncak ve kaydırak var bazısında ise kaydırak salıncak ve basketbol sahası var. Bunlara ek olarak
basketbol sahasının yanına küçük bir halı saha yapılabilir.
Adıyaman-2
Köyüm Adıyaman Merkeze bağlı ve sadece birkaç km uzağında bulunan Kayaönü Köyü.
Yaklaşık 40 civarında hanesi bulunuyor. Köyümüzde bulunan ama şu anda aktif olmayan köy
okulunun bahçesi köy çocukları tarafından kullanılmaktadır. Ortak bir buluşma alanı olması güzel bir
durum ama bahçede salıncak, tahterevalli gibi aletli hiçbir oyun araçları yok. Ayrıca zeminin
çocukların düşünce yaralanmamaları için özel bir yapıda olması gerekirdi. Kum havuzu olabilirdi.
Köyün çevresinin şehre oranla daha kullanışlı olması (çimen, toprak, dağ, taş vs.) zaten her yeri bir
oyun alanına çeviriyor ve bu bence büyük bir avantaj. Yürüyüş, tırmanış, onlarca taş oyunu, bitkiler
vb. onlarca doğal şey varken yaratıcı birçok oyun ve aktivite çocukları bekliyor diye düşünüyorum.
Kilis
Emine Mahmut Kudeyt İlköğretim Okulu ve İsmet Paşa Mah. Semt Parkı incelemelerim
sonucunda: İlköğretim Okulundaki Eksiklikler: Okulun futbol, voleybol sahasının olmaması,
basketbol sahasının var ama eski olması, oyun alanının küçük olması, yeterli oyun malzemesi
olmaması. Maç yapmaları için güzel bir halı saha inşa edilebilir. Voleybol sahası oluşturulup filelerin
ve gerekli malzemelerin temin edilmesi. Basketbol sahasındaki çizgilerin çizilmesi ve potaların
filelerinin takılması gereklidir. Semt parkındaki oyun alanının yetersizliği, oyun malzemelerinin
eksikliği, çocukların bilinçsizce kullanımı, yetkililerin yeterli ilgi göstermemesi. Oyun alanlarının geniş
olması ve malzemelerin onarılması gereklidir. Belediye çalışanlarının parktaki oyun aletlerinin eksik
olanlarının tamamlamalıdır. Parka gelen aile ve çocukların bilinçlendirilmesi gereklidir. Semtteki
parkın ve çocukların güvenliği için bekçiler tayin edilmelidir.
205
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
Şırnak/Silopi-1
Bulunduğum yerde insanlar müstakil evlerde yaşıyorlar. Çocuklar için oyun alanları geniş
araziler, geniş ev bahçelerinden oluşuyor. Oyun parkları çok az olduğu için çocuklar daha çok
eskilerden kalma oyunlar oynamaktalar, zamanlarının büyük çoğunluğunu toz toprak içinde
geçirmekteler. Genel Olarak Çocukların Oynadığı Oyunlar; sek sek, futbol, saklambaç, misket vb.
oyunlardır. İstenildiği zaman çocuklar için oyun alanları yapılabilecek kadar geniş ve boş arsalar
mevcut.
Şırnak /İdil-2
Yeni mahalle oyun alanı araştırmasında gördüm ki çok az oyun alanı var ve bu yüzden
çocuklar mahalle araları ve sokaklarda oyun oynuyorlar. Eksikliklere gelecek olursak; lavabo eksikliği
çok net göze çarpıyor, malzeme sıkıntısı yaşanıyor, sadece alanlar yapılıyor, top vs. şeyler
karşılanmıyor. Ayrıca ilk yardım müdahalesi yapılacak yer yok ve her park ve oyun alanına aynı
parkurlar kuruluyor, farklı yaş aralıklarına dikkat edilmiyor. Farklı yaşlarda parkur ve oyun alanları
kurulması gerekiyor ve bana göre her park alanında sorumlu bir antrenör olması gerektiğini
düşünüyorum.
Hatay-1
Ben Orhangazi mahallesinde oturuyorum. Evim dağın eteğinde şehir merkezine uzak bir
mesafedeyiz. Bu yüzden ne bir park ne bir sosyal tesis ne de oyun sahası bulunuyor. Tıpkı bir önceki
nesil gibi çocukların oyun alanı sokaklar. Ben bunu çok büyük bir eksiklik olarak görmüyorum çünkü
geleneksel oyunlar oynanıyor. Örneğin; Saklambaç, Yakalambaç, 7 Kule vs.
Hatay-2
Defne/Tavla Mahallesi: Bir parkımız mevcut çok kullanışlı olmamakla birlikte tüm spor ve
oyun aletleri parçalanmış ve bozulmuş durumda sadece boş bir alanı bulunmakta iki adet basketbol
potası var. İkinci olarak halı sahamız var zemini çok kötü durumda ve çim değişikliği yapılmadığı için
sürekli sakatlanmalar meydana geliyor. Bunların dışında okulun oyun alanı mevcut. Sokak araları, ev
önleri gibi yerler dışında maalesef oyun olanları pek mevcut değil.
Hatay/Antakya-3
Odabaşı Mahallesi: Evimin civarındaki parkta yaptığım araştırma sonucu parkta oyun
oynarken sakatlığa engelleyecek malzemelerin ve kum havuzunun eksik olduğunu gördüm. Bu
malzemelerin olması gereklidir.
206
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
Hatay-4
Defne/Çekmece Mahallesi: Çevremdeki oyun alanlarına örnek olarak park örneğini
verebilirim. Genellikle çevremdeki çocukların ayrıca oyun oynadıkları yer boş araziler ve sokaklar
oluyor. Yaşadığım yerde oyun alanlarının çok kısıtlı ve kapsamlı olmaması en büyük eksikliktir.
Yapılması gereken daha fazla veya daha büyük bir oyun alanının olması. Oyun alanının içi de daha
fazla sportif aletle zenginleştirilmelidir.
Hatay/Samandağ-5
Ataköy Köyü: Köyümde oyun alanı tam olarak kullanılamaz durumda. Kaydıraklar kırılmış,
salıncakların zincirleri kopmuş ama bence en büyük sıkıntısı altındaki zeminin çakıl olması. Olası bir
kazada çocuklar yaranabilir bunun için acil bir şekilde önlem alınması gerektiği kanaatindeyim onun
dışında kışın zemin sürekli su altında kalıyor ve çocukların oyun hevesine engel oluyor. Malzeme
sıkıntısı var bütün oyun alanı iki kaydırak ve 2 salıncaktan ibaret olmamalıdır.
Hatay/Antakya-6
Saraykent Mahallesindeki parkta daha zengin spor aletleri olabilirdi. Örneğin mekik, kol
çevirme, kol çekme, bacak açma, bacak itme vb. Bu aletler ile hem yaşlılar hem de gençler kolay
kolay ve her şiddette antrenman yapabilirlerdi. Diğer yandan çocuk alanlarında ise bankların iki
tanesi kırık ( kullanılmaz durumda ), salıncağın zinciri kopuk, kaydırağın altındaki kum çok az
çocukların sakatlanma ihtimali büyük. Mahalledeki ortaokulun futbol ve basketbol sahasının çizgileri
yok. Basketbol potaların bir tanesi kırık öğrenciler sadece birini kullanabiliyor.
Hatay/Yayladağ-7
Şenköy Mahallesi: Çocukların özgür bir şekilde oynaması, bol vakit geçirmesi gerekirken,
sahamızda bunan eksikliklerden dolayı sahamız kullanıma kapalıdır. Çocuklar için park, oyun alanları
yoktur. Sahamızda bulunan eksiklikler: Kale direkleri eksiktir, herhangi bir görevli bulunmamaktadır,
çim vb. bakımları yapılmamaktadır, yeteri kadar aydınlatma yoktur, sahamızın kenarlarında bulunan
teller oldukça tehlikelidir, sahamızda güvenlik önlemleri yetersizdir. Sahamızın kale direkleri,
aydınlatması, çim bakımı, güvenlik önlemleri, güvenlik görevlisi, temizliği, hijyeni gibi durumların
iyileştirilmesi gerekmekte ve bir an önce saha kullanıma açılmalıdır.
Hatay/Antakya-8
Ovakent Mahallesi Recep Tayyip Erdoğan Parkı: Parkımız boyuna çok uzun lakin enine çok
kısa olduğundan istenilen düzeyde oyun ortamı sağlayamamaktadır. Uzun kenarı anayola bitişik bu
yüzden tehlike arz etmektedir. Parkın içinde çocukların oynayacağı salıncak ve kaydırak gibi aletler
bulunmamaktadır. Ulubey Çok Programlı Anadolu Lisesi okul bahçesi: Kapalı spor salonu maalesef
207
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
yok basketbol sahası var fakat betondan olduğundan dolayı düştüğümüzde sakatlanabiliyoruz.
Futbol sahası da aynı şekilde sert bir zemin olduğundan sakatlıklar çok olmaktadır. Spor Toto
Teşkilatı tarafından yapılmış halı saha: Kıyafet değiştirecek herhangi bir kabini yok, su içme yerleri
yok, çevre düzenlemesi hala yapılmamış.
Hatay/Antakya-9
Defne Harbiye Mahallesinde yaşamaktayım. Çocukluğum da burada geçti ve bir tek park
salıncak dahi yok. Dağlık bölge olduğu için buraya gerekli önem verilmemiş ve hiç bir oyun alanı
tesisi yapılmamıştır. Benim gözlemlediğim kadarıyla yaşadığım yere temin edilmesi gereken, eksik
gördüğüm tesisler şunlardır; oyun parkı (salıncak, kaydırak, tahterevalli vb. bulunduğu), basketvoleybol-futbol sahası, trambolin, olumsuz hava şartlarında oyun oynayabilecekleri çocuklara özel
kapalı bir alan, lunapark, piknik alanı. Ne yazık ki yaşadığım yere gerekli önem verilmemiş ve o basit
oyun alanları yapılsa bile razı olacak çocuklar var.
Hatay/Kırıkhan-10
Barbaros Mahallesinde ikamet etmekteyim. İlçede oturduğumdan dolayı çocuklar ve gençler
için eğlenilecek ve oyun oynayacak yerler çok kısıtlı. Parklar, çocuk parkları, futbol sahası, piknik
alanları, yeşil alanlar bulunmaktadır. Çevremde eksik gördüğüm oyun alanları şunlardır: Lunapark
(sadece Kırıkhan’ın Kurtuluşu ya da festival haftalarında kuruluyor), açık alan spor aletleri, tranbolin,
tenis kortu, bisiklet yolu, yüzme tesisleri, çocukların kış şartlarında oynayabileceği kapalı oyun
alanları. Çevremizde eskiden pek çok oyun alanı vardı. Ama şimdi yeşil alanlar azaldı, yerini yüksek
binalara bıraktı. Şehirler günden güne binalar ile dolmaktadır ve bu durum çocukların oyun alanlarını
kısıtlamaktadır. Ayrıca oyun alanlarının yerini araç park yerlerine bıraktı.
Hatay/Yayladağı-11
Sungur Köyünde 1 tane ilkokul var ve şuan kullanıma kapalı. Köydeki tek oyun parkı bu
okulun içinde ve oyun aletleri neredeyse kullanılamayacak halde. Çocuklar yine de bu paslı ve yarı
kırık aletlerde zaman geçirmekteler. Bana göre en büyük eksik bu parkın konumunu daha iyi bir yere
alınması, içinde bulunan malzemelerin demir yerine plastik olması ve hep alışık olunan kaydırak,
salıncak vb. malzemelerden biraz daha farklı aletlerin kurularak çocukların zihinsel ve fiziksel daha
çok hareket edecekleri aletlerin gerektiğini düşünüyorum.
Hatay/Antakya-12
Kuzeytepe Mahallesi: Benim yakınımda olan Bahçelievler Sitesinde tenis kortu, basketbol ve
voleybol sahaları, yeşil alan, havuz ve çocuk parkları bulunmaktadır. Alanın küçük olması kazalara
208
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
sebebiyet vermekte, çocuk oyun alanlarının ve ailelerin çocukların yanında vakit geçirebilmeleri
adına yeşil alanların ve park alanlarının daha fazla genişletilmesi gerekir. İki park oyuncağının
arasındaki mesafenin 2 metreden uzun olması gerekiyor. Çocukların düşme ihtimallerine karşı
herhangi bir oyuncağa çarpmaması için park alanlarının geniş olması önemlidir.
Hatay-13
Defne\ Çekmece ‘de oyun parkları dışında çocukların zaman geçirebileceği çok fazla alan
yok. Var olan bu alanlardaki malzemeler eski ve çok yıpranmış durumda. Salıncaklar kırılmış,
kaydıraklar çürümüş aletlerin bakıma ihtiyacı var. Yerler beton zemin yerine çimlerle donatılmalı.
Trambolinler, tırmanma alanları, daha korunaklı salıncaklar daha eğlenceli vakit geçirebilmeleri için
uygun oyuncaklar olmalıdır. Bunun dışında çocuklar için ücretli balon parklar var. Çekmecede
çocuklar için en iyi yapılmış tesis Hatay Büyükşehir Belediyesi Spor Kompleksi. Çocukların her türü
sporu yapabilmeleri ve enerjilerini atabilmeleri için iyi bir alan.
Hatay/Antakya-14
Büyükdalyan Mahallesindeki insanlar müstakil evlerde yaşıyor ve genellikle her evin geniş bir
bahçesi var. Çocukların oyunlar oynayabilmesi için uygun ve kullanışlı alanlar mevcut. Mahalledeki
eksikler; çocuk parkı ve spor alanlarıdır. Mahallede oyun alanları için uygun geniş bölgeler var.
Buralarda oyun alanlarıyla ilgili çalışmalar yapılabilir. Bir basketbol sahası veya futbol sahası
yapılabilir. Ayrıca çocuklar için sadece çimlik geniş bir alan yapılabilir. Böylece bu alanda çocuklar ne
oynamak istediğine kendileri karar verir. Yine yapılan alanın içinde malzeme odası yapılabilir. Çeşitli
malzemeler bulundurmak çocukların farklı oyunlar keşfedip yaratmalarına yardımcı olur. Böylece
geleceğe hayal gücü geniş ve yaratıcı çocuklar hazırlanmış olur.
Hatay/Samandağ-15
Büyükçat Köyü: Kaldığım yer bir köy olduğu için çok fazla aslında direk oyun alanı yok. Ama
her köyde olduğu gibi köylerdeki çocukların oyun alanları ya bahçe ya ev önü ya da okullardır.
Eskiden bir kaydırak koyulmuştu ama tabi yıllar geçtikçe yıprandı, kırıldı ve parçalandı. Bence ilk
olarak o park aletlerinin yeniden yapılması gerekiyor. Bizim köyümüzde oyunlar genelde evlerimizin
önündeki yolda ya da okullarımızda oynanıyor.
Gaziantep-1
İslahiye Yağızlar Köyü; çocuklar okul bahçesinde, caminin önünde yaklaşık 200 metrekarelik
bir alanda ve bazen de köyün sokaklarında oynuyorlar. Oynadıkları alanların zeminleri çocuklar için
uygun değil. Eğer zemini uygun ve aletli alanlar yapılırsa çocuklar için daha uygun olur.
209
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
Gaziantep-2
İslahiye ilçesine bağlı Altınüzüm köyünde ikamet etmekteyim. Öncelikle küçük bir köyde
ikamet ettiğim için çevremizde pek oyun alanları bulunmamaktadır. Genel olarak yöremizde yakan
top, yakalambaç, ip atlama gibi oyunlar oynanmaktadır. Yöresel oyunlardan bir tanesi de misket
oyunu. Yine ip atlamada olduğu gibi düz bir zeminin olması yeterli oluyor oyun adına. Misketi olan
her çocuğun oyuna katılım hakkı bulunuyor. Son yıllarda Altınüzüm köyünde yapılan güzel projeler
oldu. Yapılan büyük suni çim futbol sahasıyla beraber küçük büyük herkes bu büyük sahadan
faydalanabiliyor. Voleybol, basketbol adına oyun alanlarının hiç bulunmaması büyük bir eksikliktir.
Bunun yanında masa tenisi gibi farklı branşlara yönelebilecek oyun alanlarının olmaması sebebiyle
oyun çeşitliliği sınırlı kalıyor ve çocukların gelişimi biraz daha gecikmiş olabiliyor.
Gaziantep-3
İslahiye’de Opet Parkı, Belediye Parkı, stadyum, halı saha gibi çeşitli oyun alanları
bulunmaktadır. Fakat İslahiye oyun alanları bakımından çok yetersiz bir yapıya sahiptir. En çok
kullanılan oyun alanlarında biri olan kapalı spor salonu 2016 yılında yıkılmış ve yerine yenisi inşa
edilmemiştir. Park alanlarının düzenlenmesi, güvenliğinin arttırılması ve buralara çocukların
gelişimine katkı sağlayacak eğitsel oyun alanları yapılmalıdır.
Gaziantep-4
Şehitkamil: Yaşadığım yerde herhangi bir oyun alanı yoktur. İlköğretim ve ortaokulu
barındıran bir okul mevcut ama okulda okuyabilen ve sadece ders saatleri içerisinde aktivite
yapılacak bir sistem var. Bu anlamda öğrencilerin yaşadığı ortam, çevre ve okulun konumu
düşünülerek bir alan tasarlanabilir.
Osmaniye-1
Cevdetiye köyünde 3 tane futbol sahası mevcuttur fakat fileleri delik, zemin kötü içinde
koyun otlatmışlar bu yüzden çimenler çok kötü durumdadır. Koyunların sahalara girdirilmemesi
gerekmektedir. İki adet park bulunmaktadır. Parklarda bekçi olmadığı için aletleri çalmışlar.
Köyümüzün bu konuda bilinçlendirilmesi gerekmektedir.
Osmaniye-2
Evimizin biraz ilerisin de büyük bir arazi var yaklaşık 3 dönüm kadar çocuklar buraya boşluk
diyorlar. Boşlukta çocuklar her türlü oyunu oynuyorlar. Bunlar misket, futbol ve uçurtma uçurmak.
Yerlerde cam kırıkları var, yan tarafında inşaat çukuru kazılmış bunun içine girip yine oyun
210
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
oynuyorlar. Osmaniye merkez Gebeli parkındaki salıncakların zincirleri paslanmış, banklar eskimiş.
Parklara konulan spor aletleri oluyor onların yağları azalmış galiba çok zor hareket ediyor ve çok ses
çıkartıyorlar. Salıncak zincirlerinin veya komple salıncakların değiştirilmesi, spor aletlerinin de
yağlanması gerekiyor. Cam kırıkları temizlenmeli, çocukların inşaat temeline girmeleri önlenmelidir.
Osmaniye-3
15 Temmuz Şehitler parkındaki salıncakların zincirleri kopmak üzere, zincirler paslanmış,
oturakları çatlamış, salıncakların alt tarafındaki toprak alan taşlarla doldurulmuş çocuklar düşse
kafası gözü yarılacak. Kaydıraklar delinmiş ve çocuklar kayarken kıyafetleri ya da elleri takılabilir
kaydırağa çıkılan merdivenler sökülmüş. Çözüm: Salıncakların yenisiyle değiştirilip zeminin de ince
kum veya çimle kaplanması gerekmektedir. Kaydıraklar da yenisiyle değişip merdiven basamakları
eklenmelidir. Saimbey İlköğretim Okulunun basketbol potalarındaki çemberleri kırılmış, kale
direklerinde file yok, voleybol filesi yırtılmış ve oyun oynadıkları zeminde taşlar ve cam kırıkları var.:
Basketbol potaları onarılmalı, kale direklerine file takıp voleybol filesi yenilenmeli ve okul zemini
temizlenmelidir.
Osmaniye-4
Yunus Emre İlköğretim Okulu ile ilgili tespit ettiğim eksiklikler: Futbol sahasında çizgiler,
kale direkleri ve fileleri bulunmamaktadır. Basketbol çemberleri kırık ve fileleri yok. voleybol filesi
yırtık. Eksiklikler giderilirse çocuklar için daha güvenli oyun alanı oluşturulmuş olur. Yunus Emre
Mahallesinde bulunan çocuk parkı ile ilgili tespitlerim: Salıncakların oturulacak yerleri kırık, zincirleri
kopuk, kaydırakların plastikleri kırık, parkın zemini beton, Ebeveynler için konulan egzersiz aletleri
bozuk ve bu aletler çocuklar için büyük tehlike oluşturuyor.
Osmaniye-5
Raufbey Mahallesinde park ve masal park bulunmaktadır. Alanı küçük olduğu için çocuklar
koşarken veya oyun oynarken çarpışmalar, yaralanmalara sebep olabiliyor. Küçük olmasının etkisiyle
oyun aletleri açısından yetersiz kalıyor. Etrafındaki çimler bakımsız. Çocuklara daha bakımlı yeşillik
açısından daha elverişli parklar olmalı. Parkta ihtiyaç için tuvalet ve musluk yok. Çocuklar oyun
esnasında oyunlarını bölüp eve gitmek zorunda kalıyorlar ve birçok kez gitmemek için ihtiyaçlarını
erteliyorlar. Kum havuzu olmalı. Veliler için oturma alanları kısıtlı, daha fazla bank koyulması gerekir.
Güvenlik problemi var. Parkın etrafını çevreleyen çit vb. malzemeler kullanılmalı. Salıncakların
önünde güvenlik için bir parça var fakat bu parça demire indirilip çıkarıldığı için daha tehlikeli.
Kardeşimi o parka götürdüğüm için demirlere doğru o güvenlik için yapılan parça kaldırılırken birçok
kez benim ve kardeşimin eli sıkıştı. Daha güvenlikli salıncaklar olmalı. Üstü açık olmamalı. Çünkü yaz
211
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
aylarında sıcağın etkisiyle malzemeler plastik olduğu için elektriklenmeye sebep oluyor çocukların
binmesi zorlaşıyor. Kışın da yağmurlu zamanlarda park ıslak olduğu için kullanılamıyor. Üstü kapalı
olmalı ki her daim kullanışa açık olsun. Oyun aletleri temiz ve hijyenik değil. Aletlerin temiz olması
gereklidir. Belediye dezenfektan çalışmaları yapmalı. Yaşa göre oyun aletlerinin çeşitlendirilmesi
gerekir ki her çocuk parkta kendini bulabilsin. Fiziksel ve sportif aktiviteler için ayrıca mekânlar
oluşturulmalı.
Mersin-1
Toroslar/ Selçuklular Mahallesi: Çevremde araştırmasını yaptığım oyun alanları ile
gözlemlerimin sonucunda mahallemde tek bir oyun alanı bulunmaktadır. Oda Belediye parkıdır.
Belediye parkımız gerçekten çok eskidir. Parkın içinde basketbol sahası, çocuklar için salıncak,
kaykay ve aynı zamanda yetişkinler için egzersiz aletleri bulunmaktadır. Tespitim sonucunda
malzemeler genel olarak çok yıpranmış. Basketbol sahası top oynamaya elverişsiz, potanın
yüksekliği hesaplanmamıştır ve zemin çok kötüdür. Basketbol zemini beton yerine kauçuktan
yapılabilir. Çocuk parkına kum alanları ve yürüyüş yolları yapılabilir.
Mersin-2
Çevremdeki oyun alanlarını incelediğim zaman bulunduğum semtte çok az oyun alanı
olduğunu fark ettim. Bulunduğum konum Mezitli Akdeniz Mahallesi. Arabaların yoğun olarak geçtiği
bir cadde ve bu durumda çocukların sokakta top oynama, bisiklet sürme, koşma faaliyetlerini
gerçekleştirmeleri çok riskli. Bu yüzden çocuklar sitelerin bahçesinde oynamak zorunda kalıyor ya da
evlerinde kalmayı tercih ederek bilgisayar, telefon, tablet ve benzeri cihazlarla oynuyorlar. Ara sıra
site bahçesine indiklerinde diğer çocuklarla etkili iletişim kuramadıklarından kaynaklı tek başlarına
oyun oynamak zorunda kalıyorlar. Çocuklar için özel oyun alanları yapılabilir. Daha sonra çevremizde
bulunan bir iki tane bol yeşil alan var buralar çocuk parkı halinde kullanılıyor ama pek parka
benzediği söylenemez. Parklarda kırık, bozuk, eskimiş oyun elemanları bulunmaktadır. Birçoğunda
ağaçlandırma, aydınlatma, çöp kovası, oturma birimi gibi donatılar yetersizdir. Çocuk parklarında
salıncak, kaydırak ve tahterevalliden oluşan geleneksel oyun elemanları kullanılmıştır ve farklı yaş
gruplarının ihtiyaçlarına yönelik tasarımlar içermemektedir.
Mardin
Çevremde bulunan 2 tane çocuk oyun parkındaki oyun aletlerini inceledim. Kaydıraklara
çıkan merdivenlerin kaygan olması nedeniyle yağmurlu havadan sonra ıslandığı için tehlike arz
etmektedir. Buna yönelik alınacak tedbirlerden birisi merdiven zeminlerine ıslandığında kaymayan
çimler koyulabilir. Ayrıca bulunduğum bölge itibariyle yazların çok sıcak geçmesinin bir sonucu
212
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
olarak çocukların oyun oynadıktan sonra serinlemek, su içmek, ellerini-yüzlerini yıkamak için bir
çeşmenin bulunmadığını gözlemledim.
Şanlıurfa-1
Karaköprü Şenevler Mahallesinde bulunan Mahmut Tuncer Parkında incelemelerde
bulundum ve inceleme sonucunda tespit ettiğim eksiklikler: Parkın içerisinde bulunan futbol sahası
fazla alan olmasına rağmen normal saha boyutuna oranla küçük, egzersiz aletleri az, salıncak ve
kaydıraklar iç içe ve oldukça dar. Parkın içerisinde bulunan çizgi film karakterli heykeller hayvan
heykelleriyle çoğaltılıp çocukların binebileceği binek oyuncaklar haline getirilebilir. Salıncak ve
kaydırak alanı biraz daha genişletilip içerisine birkaç çeşit daha oyun aleti eklenebilir. Genişletilmesi
halinde olabilecek kazalar engellenmiş olur.
Şanlıurfa-2
Akçakale/Pınarcık Köyü: Burada oyun alanı diye bir şey yok maalesef çünkü köy ortamı oyun
alanlarıyla ilgili yatırım yok. Çocuklar sokaklarda ve yollarda oynuyor.
Kahramanmaraş
Bulunduğum köy Kahramanmaraş ilinin Pazarcık ilçesine bağlı Karabıyıklı köyüdür.
Çocukların evlerinden çıkıp oyun oynayacakları alanlar sınırlı sayıdadır. Evlerinin önü veya bahçelerin
küçüklüğü oyun alanlarını kısıtlıyor. Çocuklar buna rağmen köyde bulunan birkaç büyük alanlarda
eğlencelerini sürdürüyorlar. Bunlar bazen köy halkının kızacağı yerler olsa da onlar eğlencesini
sürdürüyor. Köyümde oynanan ve hala devam eden birkaç eski oyunlar vardır. Bunlar: Saklanbaç,
çelik çomak, körebe, yedi bardak, elim sende.
2. “Ne tür oyunlar oynamaktan keyif alıyorsunuz? Nedenleri ile birlikte açıklayınız.”
Sorusuna verilen cevaplar
Adana/Seyhan-1
Takım oyunlarından Futbol oynamayı severim. Çünkü futbol oynarken mutlu oluyorum.
Ruhen kendimi iyi hissediyorum, koşuyorum, zıplıyorum, sorumluluk alıyorum, liderlik yapıyorum,
arkadaşlarıma yardım ediyorum. PES oynuyorum futbolu sevdiğim için futbol özlemime iyi geliyor.
Adana/Seyhan-2
Küçükken yakar top, sek sek, yedi kule, futbol oynamayı seviyordum çünkü gerçekten çok
eğleniyordum ve güzeldi. Şimdi ise tam tersi bir durum var genellikle bilgisayar oyunu yani clash
213
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
royale, pugb gibi oyunlar. Karantina döneminde ise oyun oynamamın sebebi canım sıkıldığı için
oynuyorum önceden sevdiğim için oynuyordum.
Adana/Seyhan-3
Genellikle takım oyunlarından keyif alıyorum bunun sebebi hem ekip çalışmasını seviyor
olmam hem de başka bir arkadaşımdan öğreneceğim bir şeylerin olması. Boyum uzun olduğundan
Basketbol oynamayı tercih ediyorum. Taktik, beceri ve yetenek gibi özelliklerin ön plana çıktığı çok
güzel ve keyif aldığım bir takım oyunudur. Günümüz teknoloji devrinde Playstation oyunlarını da
oynamaktan keyif alıyorum sebebi ise efor harcamadan yorulmadan yenme ve yenilme arzusunu
yaşıyorum ve eğleniyorum. Rekabet ve kazanma arzusunun olduğu her oyunu oynamak isterim
bununda sebebi çok hırslı olmamdan kaynaklıdır.
Adana-4
Bilgisayar oyunları, kâğıt oyunları, konsol oyunları, dövüş oyunlar oynamaktan zevk alırım.
Nedeni ise mutlu oluyorum, pratik zekâyı geliştirdiğine inanıyorum.
Adana/Çukurova-5
Oynamaktan keyif aldığım oyunlar genellikle hız, sürat ve çabukluk oyunlarıdır. Zekâ
oyunlarını oynamaktan sıkılırım. Benim için aksiyon en önemlisidir. Bu bağlamda; yakar top, simit,
kovalambaç, onbir elli, yerden yüksek gibi oyunlar benim için vazgeçilmezlerimdendir.
Adana-6
Takım oyunları ve bireysel oyunlardan keyif alıyorum. Kovalamaca oyunundan zevk alıyorum
çünkü koşmayı seviyorum, kondisyon sağladığına inanıyorum. Taş kâğıt makas oyununda çok
eğleniyorum. Futbol bir takım oyunudur ve en sevdiğim bir oyundur çünkü bir erkek olarak küçük
yaştan gelen bir sevdadır sebebi yoktur.
Adıyaman-2
Küçükken oynadığım yüzlerce oyunun hepsini de severek oynardım. Hatta her şey bir oyun
gibiydi. “Kırcık”, çelik-çomak, saklambaç gibi oyunları çok severdim. Şimdilerde ise sessiz sinema,
tabu, bilmece, isim şehir, son harf gibi kelime oyunlarını, sözel becerileri geliştrdiği için oynuyorum.
Hırsız-polis, kurt-köylü, yalancı gibi oyunları dedektif ve kovalamaca tarzı olduğu için severim.
Futbol, basketbol, voleybol gibi sporların rekreatif amaçla yapılan oyunlarını severim.
214
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
Kilis
Ekipçe oynanan oyunları ve bilgi strateji oyunlarını oynamaktan hoşlanırım. Sadece ben
duygusunu ele almadan biz duygusunu ele alarak oynamayı seçtiğimiz için grupla oynanan oyunları
tercih ediyorum. Ekip oyunlarını sevmemdeki bir diğer amaç ise dostluk bağlarının gelişmesi. Bilgi
oyunlarını sevmemdeki amaçlardan biride oyunun fizik olarak oynanması gerektiğinin yanında
bilişsel olarak da oynanması gerektiğini düşünüyorum.
Şırnak/Silopi-1
Hem rekabet hem düşünmeye dayalı oyunlar oynamayı severim. Futbol oynarken zekâ ile
oynamak benim için çok daha eğlenceli olur. Pas vermeden önce düşünmek, atağın sonucunu
kestirmek ve ona göre hareket etmek daha verimli bir oyun olur benim için. Tavla, satranç gibi daha
çok düşünmeye dayalı oyunlar beni daha çok eğlendirir.
Şırnak /İdil-2
Son zamanlarda en çok dijital oyunlardan keyif alıyorum çünkü uzaktaki bir arkadaş ya da
akrabanız ile oyun esnasında iletişim kurabiliyorsunuz ve bu güzel bir olay. Eğitsel oyunları oynamayı
da seviyorum çünkü fiziksel açıdan beni rahatlatıyor.
Hatay-1
Benim en sevdiğim oyun strateji oyunlarıdır. Kendime taktik teknik olarak çok güvenirim.
Genelde de kazanırım.
Hatay-2
Misket oyunlarını oynamaktan çok hoşlanırım, bahar ayının gelmesiyle birlikte sokaklara
doluşup oynamak, çeşitli renk ya da tek renkli cam toplarda eğlencenin, rekabet ruhunun yanı sıra
koleksiyonculuk da ayrı bir hoşlanma sebebimdir. Gece yatmadan önce sanki bir yerlere
kaçacaklarmış hissi ile yerlerini kontrol edip güvenle uyumak da çok rahat hissettirirdi.
Hatay/Antakya-3
Sevdiğim oyunlar: Saklambaç, Yakalambaç, Ateş topu, Horoz oyunu. Nedeni: Küçükken hep
kaçmayı koşmayı severdim. Saklanmayı çok severdim kimse beni bulamasın isterdim ve malzeme
gerektirmeyen çok basit oyunlardı. Ne zaman eve misafir gelse çocuklarıyla saklambaç oynamak
isterdim.
215
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
Hatay-4
Misket oynamayı severim çünkü çocukken imkânımız buna yeterdi. Saklambaç oyununu çok
seviyorum çünkü bayramlarda arkadaşlarım ve kuzenlerimle en çok oynadığımız oyundu. Yakan top
oyunu çok eğlenceli olduğu için sevdiğim bir oyundur.
Hatay/Samandağ-5
En keyif aldığım oyun futbol. Hem bir spor hem bir oyun olarak seviyorum çünkü koşmak
rekabet arkadaşlarla ilişki içinde olmak çok hoş güzel bir olay.
Hatay/Antakya-6
Mantık oyunları ve bulmacalardan hoşlanıyorum. Çünkü bu oyunların amacı düşünme
becerisi kazandırmaktır.
Hatay/Yayladağ-7
Küçüklüğümde misket vb. oyunlardan çok fazla hoşlanırdım. Çünkü kendi çabamla
emeğimle bir şeyler kazanmanın, çabanın, azmin ne demek olduğunu ben o oyunlar sayesinde
öğrendim. Bunların yanında strateji oyunlarından oldukça fazla hoşlanmaktayım nedenine gelecek
olursak insan düşündüğü kadar var olabiliyor yani aklımızı ne kadar etkili bir şekilde kullanırsak bu
oyun bile olsa o kadar fazla kazanırız. Yaşadığım coğrafya ve sahip olduğum ırk nedeniyle her zaman
savaşçı bir toplum olduk ve bu sayede benim de çocuktan bu yana savaş oyunlarına olan ilgim bile bir
hayli arttı.
Hatay/Antakya-8
Daha çok topla oynanan oyunları seviyorum çünkü bana huzur ve mutluluk vermekte.
Mahallede arkadaşlarımla 13 aylık, 21 Tek Duruş, Altın Kafa oynamak bana huzur vermekte. Aynı
zamanda grupla oynanan çoğu oyunları severim özellikle ailecek gittiğimiz pikniklerde geleneksel
oyunumuz olan Gala, Kös oyunlarını oynamayı ve voleybol oynamayı çok seviyorum. Yazları
genellikle yüzmeye gider arkadaşlarımızla suda şişe bulmaca, deve güreşi oynarız. Telefon
oyunlarından sadece Pubg Mobile oyununu oynuyorum grupla oynadığımda yani arkadaşlarımla
birlikte daha zevkli eğlenceli olduğundan stres atmak için oynuyorum. Köye gittiğimizde
arkadaşlarımızla buluştuğumuzda sapanlarla ağaçların üstüne koyduğumuz şişeleri vurmayı
seviyorum. Kısaca eğlendiğim eski yeni fark etmez bütün oyunlardan keyif alır oynarım çünkü
biliyorum ki her oyun beni geliştirir ve bana fayda sağlar keyif verir. Ben her oyunda hayat dersleri
çıkartır tecrübeler kazanırım.
216
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
Hatay/Antakya-9
Ben spor yapmayı çok sevdiğim için sportif oyunlar oynamaktan keyif alıyorum. Örneğin
voleybol, tenis, basketbol tarzı oyunlar ile hem arkadaşlarımla çok eğleniyoruz hem de hareket
ettiğimiz için sağlığımız açısından faydalı. Boş zamanlarımı ders aralarını veya bir şey beklerken cep
telefonuma yüklediğim zekâ oyunlarını oynayarak değerlendiriyorum. Zekâ oyunları yanında savaş
macera oyunları da hoşuma gidiyor.
Hatay/Kırıkhan-10
MONOPOLY ve SCRABBLE: Genellikle evde ailemle baş başa güzel vakit geçirmek ya da
arkadaşlarımla buluştuğumuz zamanlarda bu oyunu oynarız. Bilgisayar ve cep telefonu oyunlarını
daha çok bekleme salonlarında sıramı beklerken ya da evde kafam dağılsın diye haftada bir iki saat
zaman geçirmek için oynuyorum ama asla sürekli zamanımı bununla öldürmüyorum. SOLO TEST:
Zekâ oyunları içinde çocukluğumdan bu yana oynamaktan keyif aldığım bir oyundur.
Hatay/Yayladağı-11
Benim oynamaktan en çok keyif aldığım oyun tarzları biraz daha stratejik ve hareketliliği
fazla bulundurabilen oyunlar. Örneğin saklambaç oyunu hem hareketli hem de saklanacağın yerin
doğruluğunu iyi belirleyerek stratejik bir yaklaşımla zevk alacağım oyunlar arasındadır. Buna
paintbol ve takım sporlarını da ekleyebiliriz. Bununla beraber satranç ve dama tarzı oyunları da
oynamaktan zevk alıyorum.
Hatay/Antakya-12
Ben genellikle top ile oynanan oyunlardan keyif alırım. Gerçek bir rekabetin olduğu çekişmeli
oyunlar ilgimi çektiği gibi çevremdekileri de teşvik edip kalabalık bir oyun ortamı sağlamaya
çalışırım. Herkes içindeki çocuğu yaşatmalı.
Hatay-13
Çocukluğumda bahçede seksek, ip atlama, yerden yüksek, saklambaç gibi oyunları
oynamayı severdim. Kalabalık halde oynanan oyunlar daha eğlenceli olurdu. Hareketli bir çocuktum
ağaçlara tırmanır en yükseğe çıkma oyunu oynardım. Yakar top oynardım. Küçükken sapanla hedef
vurmayı denerdik. Bu oyun hem dikkatimi hem de el göz koordinasyonumu geliştirdi. Şimdilerde
fırsat bulabildikçe topla oynanan oyunları oynamayı tercih ediyorum. Çünkü oyun oynadıkça
çocukluğuma dönüyorum.
217
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
Hatay/Antakya-14
Körebe oyunu gibi beraber ve sakin, hırslanmadan rekabet gerektirmeyen oyunları
oynamaktan keyif alırım. En büyük sebebi rekabet oyunlarında yaşanan hırs haddini aştığında oyun
maalesef eğlenceli olmaktan çıkıyor. Diğer türlü ise amaç sadece eğlenmek ve güzel vakit geçirmek
olduğu için oynanan oyun daha eğlenceli oluyor. Bunun dışında Tabu oyunu gibi hem kelime
dağarcığını hem de yaratıcılığı geliştiren oyunları seviyorum. Hem görsel hem sözel hafızayı
geliştiren bir oyun. Köylü-Vampir oyunu gibi de ikna kabiliyetini geliştiren ve strateji gerektiren
oyunlar oldukça eğlenceli ve sosyal zekâyı geliştiren oyunlar. Bundan dolayı bu oyunlardan da keyif
alıyorum.
Hatay/Samandağ-15
Küçüklüğümden beri hep atlamalı zıplamalı ve yarış kazanma duygusu olan oyunlardan keyif
aldım. İlköğretim hocamın branşı voleyboldu ve voleybol oynamaya başladım. Takıma girdim
kazanma ve kaybetme duygusunu tattım. Ve o zamandan bu yana voleybolu çok severim.
Gaziantep-1
SOS oyununu seviyorum. Nedeni ise bana kazanımları çok ve oynadıkça kendimi daha iyi
hissediyorum.
Gaziantep-2
Bireysel oyunlardan ziyade grup veya takım oyunlarını daha fazla tercih ediyorum çünkü
kazanma isteği takım ruhu ve birlikteliğin her zaman insanı daha ileriye götürdüğünü düşünüyorum
ve birlikte yapılan bir oyun çeşitli fikirlerin her zaman bazı şeyleri kolaylaştırdığına ve daha sonuç
odaklı düşünmeye yönelttiğini düşünüyorum.
Gaziantep-3
Top ile oynanan takım oyunlarını oynamaktan büyük keyif alıyorum. Özellikle voleybol
oynamayı çok seviyorum. İnsanı hem bedenen hem de mental olarak rahatlatan bir spor. İnsanların
ortak bir amaca hizmet etmesi oyunun sonunda kazanma ya da kaybetme durumunda ortak bir
payda da buluşabilmek benim için bu oyunu oynarken keyifli hale getiriyor.
Gaziantep-4
Zekâ oyunları oynamayı çok severim. Eğlenerek öğrenmeyi sağlıyor, zihnimi açan ve yeni
şeyler öğrenmelerimi sağlayan oyunlardır.
218
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
Osmaniye-1
Futbol oynamaktan büyük zevk alırım. Futbolda yaşadığım heyecanı ve kazanma hırsını
diğer spor dallarında bulamıyorum.
Osmaniye-2
Takım oyunları oynamaktan zevk duyarım. Takımıma liderlik etmeyi severim. Oyun
oynarken oynayan herkesin oyuna katılması ve zevk alması için çaba sarf ederim. Badmintonda
çiftler karşılaşmasını çok severim. Bunların dışında boş vakitlerimi bilgisayar karşısında oyun
oynayarak geçiririm. Türkiye’nin ve dünyanın farklı yerlerinden insanlara belli bir amaç için takım
çalışması yapmak çok hoşuma gider. Bilgisayar da ise CSGO ve League of Legends oyunlarını
oynarım.
Osmaniye-3
Takım oyunları oynamaktan zevk duyarım. Çünkü ekip çalışması oyunu daha zevkli hale
getirir. Bireysel oyunlardan daha çabuk sıkılırım ama takımlı oyunlarda birbirimizle konuşmak
anlaşmak hatta anlaşamamak bile zevklidir. En sevdiğim oyun ise futboldur.
Osmaniye-4
Ben aslında becerebildiğim her oyunu oynamayı çok severim. Mesela hem sanal oyun hem
de fiziksel aktivitenin ön planda olduğu oyunları oynayabiliyorum. Futbol oymamayı çok severdim
ama üniversitede voleybol oynamayı öğrendikten sonra voleybolu daha çok sevmeye başladım.
Çünkü voleybol oynarken arkadaşlarımla çok eğleniyoruz. Aslında arkadaşlarımla beraber oynayıp
eğlenebildiğim ve arkadaşlarımın eğlendiği bütün oyunları seviyorum.
Osmaniye-5
Küçükken yakar top, sek sek, yedi kule, evcilik oynamayı seviyordum çünkü gerçekten çok
eğleniyordum. Şimdi ise tam tersi bir durum var genellikle bilgisayar oyunu yani pugb gibi oyunlar.
Şuanda oyun oynamamın sebebi canım sıkıldığı için oynuyorum önceden sevdiğim için oynuyordum.
Mersin-1
Bireysel olarak tenis oynamayı çok severim inanılmaz keyifli. Kondisyon bakımından
zorlayıcı özelliği hoşuma gidiyor. Takım oyunu olarak da futbol ve basketbol oynamaktan keyif
alırım. Taktik, beceri ve yeteneği geliştirmektedir. Kahvehane oyunları oynamaktan keyif alırım.
219
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
Nedeni eğlenceli olması. Playstation oyunlarını da oynamaktan keyif alırım. Çünkü bireyselliği ön
plana çıkartıyor.
Mersin-2
Bilgisayar oyunları, telefondan mobil oyunlar oynamayı seviyorum. Çünkü daha eğlenceli
geliyor. Aynı zamanda arkadaşlarımla kalabalık bir şekilde oynanan kart oyunları, kelime anlatıp
bulma (tabu vs.) oynamayı seviyorum. Çünkü birlikte oynandığı zaman eğlenceli oluyor.
Mardin
Genellikle raketle oynanan (tenis ve badminton) oyunlarını oynamayı severim çünkü
mücadele seviyesi yüksek hırslı yapımdan dolayı beni tatmin ediyor, maçlar uzun sürdüğü için daha
zevkli oluyor, yakın arkadaşlarımla oynama şansı yaratıyor, kapalı alanlarda oynanabiliyor (yağmur
veya sıcakta da oynayabiliyorum), yarışma seviyesi yüksek olduğu için oynamaktan zevk alıyorum.
Şanlıurfa-1
Günümüz modern oyunlara, bilgisayar oyunlarına istinaden eskiden süregelen sokak
oyunlarını oynamaktan daha çok keyif alıyorum. Yakan top, topaç, çelik çomak, uzuneşek gibi…
Modern oyunlar, bilgisayar oyunlarına, sanal oyunlara bir dönem yöneldim fakat eskiden oynanan
oyunlarda aldığım hazzı bu oyunlarda alamadım. Çünkü sanal oyunlar, oturduğumuz yerde
kumandaya veya tuşlara bağlı kalarak bana göre sadece vakit öldürmek için yapılan uğraşlar gibi
geliyor. Sokak oyunlarında oynanan oyunlar içerisinde amaç orada vakit öldürmek değil,
sosyalleşmek, eğlenmek, öğrenmek, insan ilişkilerini ve özgüveni daha iyi geliştirmektir.
Şanlıurfa-2
Hoşuma giden oyun tarzları genelde yarış şeklinde olanlardır. Koşu yarışmaları, mendil
kapmaca, top oyunları gibi. Takım halinde hareket edilen oyunları severim futbol, basketbol ve
voleybol gibi. Dijital oyunları sevmem oynamıyorum.
Kahramanmaraş
Şimdiye kadar en sevdiğim oyunlar koşu oyunlarıydı. Örneğin mendil kapmaca, yakan top.
Koşu oyunlarının yanında zekâ ve yarışma oyunlarını da severim.
220
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
TARTIŞMA VE SONUÇ
Okullarda ve parklarda yapılan incelemeler sonrasında çeşitli sosyal çevrelerden öğrencilerin
gereksinimleri, talep ve istekleri bazı farklılıklar gösterse de genellikle benzer nitelikte olduğu
görülmüştür. Oyun alanları oluştururken bireylerin görüş ve taleplerini bilmek ve onların bakış
açısıyla bakmak önemlidir. Çocukların yaşları büyüdükçe spor alanları tercihleri artmakta ve parkta
geçirdikleri zaman uzamaktadır. Parklarda yapılan gözlemlerde görülmüştür ki, çocuklar için farklı
mekânlarda oyun alanları düzenlenmiş olsa da çocuklar genellikle donatı bakımından daha zengin
alanları tercih etmektedirler.
Gelişmiş ülkelerde çocuk oyun alanlarına önem verilmekte, çocuk oyun alanları nicelik ve
nitelik olarak çocukların ihtiyaçlarına cevap verebilmektedir. Çocuk oyun alanlarının tasarımında
güvenlik unsurunun yanı sıra çocukların farklı ihtiyaçlarına cevap veren, oyun aletleri, macera
alanları, su, kum ve geniş çim alanları kullanarak eğlenceli çocuk oyun alanları oluşturulmaktadır.
Ülkemizde ise çocuk oyun alanları nicelik, donatı ve tasarım özellikleri bakımından yetersizdir. Çocuk
oyun alanları genellikle yalnızca salıncak ve kaydırak gibi donatıları barındıran dairesel bir alan olarak
inşa edilmektedir. Oysa çocukların çocuk oyun alanında bundan fazlasına ihtiyacı vardır. Çocukların
oyun ihtiyacına cevap verebilecek çocuk oyun alanlarının tasarımı için çocukları anlamalı ve onların
gereksinimlerini bilmek gerekmektedir.
Öğrencilerin oyun tercihleri ile ilgili sonuçlara baktığımızda; hemen hemen her çocuk
büyüklerine "Küçükken hangi oyunları oynardınız?" diye sormuştur. Dokuztaş, körebe, beştaş, çelik çomak, misket, uzuneşek, mendil kapmaca, topaç, istop, ip atlama, yumurta dövüştürme, kulaktan
kulağa gibi büyüklerimizin oynadığı geleneksel oyunlardan söz edebiliriz. Her erkek çocuğun renkli
misketleri olurmuş. Eskiden oynanan bu oyunlar köy kent fark etmeksizin hala oynan ve sevilen
oyunlar olduğu katılımcıların cevaplarından anlaşılmaktadır. Dalye (9 taş ya da 7 kiremit), beştaş gibi
oyunlar sosyal öğrenme ile hala oynanmaktadır. Zekâ ve kâğıt oyunları da fiziksel aktivite gerektiren
oyunlarla beraber katılımcılar tarafından tercih edilen oyunlar arasındadır. Bunun yanında
günümüzde çocuklar ve gençler evlerinde bilgisayar, tablet ve telefon aracılığı ile oynamaktalar.
Çünkü kentleşmeden kaynaklı oyun alanları azalmaktadır.
Bu doğrultuda yapılan çalışmalara bakıldığında; Pepe ve Kırçak (2005) çalışmasında Burdur
ilinin farklı semtlerinde yaşayan çocuklar için daha çeşitli aktiviteler içeren, daha yaratıcı oyunlara
yönlendiren çocuğun zamanını ve enerjisini öğrenme işlemi ile birleştirebilen, fiziksel, sosyal,
psikolojik ve duygusal gelişimine daha fazla katkıda bulunan, mekânsal olarak daha özgün ve daha
nitelikli, çok yönlü oyun mekânlarına ihtiyaç olduğunu belirtmektedirler. Ancak mevcut oyun
alanlarının sahip oldukları olumlu özelliklerinin korunması ve eksikliklerinin giderilip, daha nitelikli
221
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
oyun mekânlarına dönüştürülmesi gerektiğini ve burada yerel yönetimlere ve belediyeye büyük
görev ve sorumluluklar düştüğünü belirtmekteler.
Yılmaz ve Bulut'un (2002) Kentsel Mekânlarda Çocuk Oyun Alanları Planlama ve Tasarım
İlkeleri çalışmasında, Erzurum kentinde yaşayan çocuklar oldukça kısıtlayıcı bir çevrede yaşamakta
olduğu, çocuklara bu hakları tanıyan mekânlar kent genelinde yok denecek kadar az olduğu,
günümüzde kentlerde açık-yeşil alanlar içerisinde önemli bir yer tutan çocukların büyük dünyalarını
oluşturan çocuk oyun alanlarına yeterince yer verilmediğini ve oyun alanlarında çocuklar için
vazgeçilmez bir oyun aracı olan su yalnızca görsel amaçlı kullanıldığı belirtilmektedir.
Yılmaz'ın (2010) çalışma sonucuna göre; sürekli hareket halinde bulunan, bireylerle meşgul
olma güdüsündeki çocuklar için oluşturulacak ideal bir çocuk oyun alanı, farklı gruplar için donatılar
ve oyun olanakları içeren, çocukların doğal deneyimleri yapmalarına olanak sağlayan su, kum, çim,
çiçek ve ağaçlık alanlar gibi doğal elemanları barındıran, top oyunları, futbol ve macera oyunları gibi
oyunların oynanmasına olanak sağlayan yeni alanlara sahip, saklambaç ebelemece gibi oyunların
oynanabilmesi için korunaklı alanları bulunan, salıncak, kaydırak ve labirentler gibi geleneksel oyun
aletlerinin yani sıra modern aletleri de barındıran çocukların yaratıcılığının ve sosyal kabiliyetlerinin
gelişmesine imkân tanıyan çok fonksiyonlu monotonluktan uzak, yeterli donatı elemanına sahip,
temiz ve bakımlı, ancak özgür bir mekân olması gerektiğini belirtmişlerdir.
Türkan (2009) Balıkesir kentinde inceleme alanı olan kent merkezindeki oyun alanlarının
peyzaj planlama ve tasarım ilkeleri göz önünde bulundurularak düzenlenmemiş olduğunu, donatı
elemanları bakımından yeterli bir çocuk oyun alanının bulunmadığını belirlemiştir. Park olarak
ayrılan herhangi bir alanın içerisinde bir köşeye, birkaç oyun elemanı yerleştirilerek ve zemin asfalt,
çakıl taşı ile kaplanarak oyun alanı oluşturulduğu görülmektedir. Balıkesir kent genelinde imar
planında çocuk oyun alanları için ayrılan alanların sayısı çok yetersiz olduğu, imar planında ayrılan
yerlerde çocuk oyun alanlarının çoğu hala düzenlenmediği ve düzenlenmiş olan oyun alanları da
yeterli olmadığı belirtilmiştir. Yapılan gözlemler sonucunda çoğu çocuk oyun alanlarının zemin
kaplamasında düşmelerde zarar veren asfalt, uygun olmayan yerlerde çakıllı kum, kum ya da toprak
kullanıldığı, oyun alanlarında yaş gruplarına göre bir ayrım söz konusu olmadığı belirtmiştir.
Aksoy (2011) Isparta, Eskişehir, Erzurum, Kayseri, Ankara, İstanbul, Trabzon ve Zonguldak
illerinde yapılmış olan oyun alanı araştırma sonucunda; çocuğun beraber oynadığı, çocuk sayısının
azaldığı kent yaşamında, sosyal ve bilişsel oyuna yönlendirebilecek, çocuklara daha yaratıcı oyunlar
sunacak, her yaş grubundaki çocukların kullanımına açık olan macera oyun alanları, yaratıcı oyun
alanları ve park alanlarının tasarlanmadığı, kum kadar etkin bir oyun aracı olan su ise parklarda
sadece görsel amaçla kullanıldığı suyun da, kum gibi bir oyun aracı olabileceği göz ardı edildiği
222
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
belirtilmektedir. Mevcut çocuk oyun alanlarının hem nitelik hem de nicelik olarak çocuğun bedensel,
ruhsal, akılsal ve sosyal ihtiyaçlarını karşılamada yetersiz kaldığı ortaya çıkmıştır. Isparta, Eskişehir,
Erzurum, Kayseri, Ankara, İstanbul, Trabzon ve Zonguldak illerinde yapılan çalışmaların sonucunda;
mevcut çocuk oyun alanlarının fiziksel özellikleri dikkate alındığı zaman alansal büyüklüklerinin
yeterli olmadığını ve mevcut oyun alanlarının, güvenli ve çocukların özgürce oynayabilecekleri bir
mekân özelliği taşımadığını belirtmiştir.
Uslu ve Shakouri'ye (2012) göre; oyun alanının tasarımı, alanın büyüklüğüne, bulunduğu
bölgenin iklim koşullarına ve tasarımcının isteğine göre sonsuz sayıda değişkenlik göstermektedir.
Ancak değişmeyen koşul, bu alanlarda engelli çocuklara dost, diğer çocuklar ile eşit koşullarda ve
birlikte oyun oynayabileceği güvenli, yaratıcı, eğlenceli ve doğal elemanları içeren bir alan tasarımı
olması gerektiğidir. Bu nedenle, belirli eğim, yol genişlikleri, bank boyutları gibi standart ölçülerin
dışında tek tip bir oyun alanı tasarımından söz etmemek gerektiğini belirtmektedir.
Sonuç olarak, öğrencilerin oyun alanlarında yaptıkları görsel incelemelerden elde ettikleri
bulgular ışığında mevcut oyun alanlarının değerlendirmesi yapılmıştır. Ayrıca oyun tercihleri
açısından da dijital oyunların yanı sıra hala geleneksel ve fiziksel aktivite içeren oyunlara ilgilinin
büyük olduğu görülmüştür.
KAYNAKÇA
Aksoy, Y. (2011). Çocuk oyun alanları üzerine bir araştırma: İstanbul, Isparta, Eskişehir, Erzurum,
Kayseri,
Ankara,
Zonguldak
ve
Trabzon
İlleri
Örneği.
http://fbd.aydin.edu.tr/makaleler/ciltysayiy/yildiz_aksoy.pdf
Büyüköztürk, Ş., Kılıç Çakmak, E., Akgün, Ö.E., Karadeniz, Ş., & Demirel, F. (2013). Bilimsel
araştırma yöntemleri. Ankara: Pegem Akademi.
Creswell, J.,W. (2014). Araştırma yaklaşımının seçimi: Nitel, nicel ve karma yöntem yaklaşımları
araştırma deseni. Demir, A.B. (Edit.). Ankara: Eğiten.
Çetin, G. (200). Üsküdar ilçesi’ndeki çocuk oyun alanlarının yeterlilik ve kalite açısından incelenmesi.
Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü.
Koçyiğit, S., Tuğluk, M. N., Kök, M. (2007). Çocuğun gelişim sürecinde eğitsel bir etkinlik
oyun. Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi Dergisi, (16), 324-342.
olarak
Mengütay, S. (1999). Okulöncesi ve ilkokullarda hareket gelişimi ve spor. Ankara: Tutibay Ltd. Şti.
Patton, M. Q. (2014). Nitel araştırma ve değerlendirme yöntemleri. (3. Baskıdan Çeviri). (Çev. Ed. M.
Bütün ve S. B. Demir).Ankara: Pegem.
Pepe, K., Kırçak, K. Ş. (16-19 Kasım 2005). Burdur ili belediye sınırları içindeki çocuk oyun alanları ve
parklarının donanım çeşitliliğinin araştırılması. 1. Burdur Sempozyumunda
Sunuldu.
Tekkaya, E. (2001). Tasarlanmış çocuk hakları : Ankara çocuk oyun alanları. Milli Eğitim Dergisi, 151.
223
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
Türkan, E.E. (2009). Balıkesir kenti çocuk oyun alanlarının irdelenmesi. (Yüksek Lisans Tezi). Selçuk
Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Peyzaj Mimarlığı Anabilim Dalı,
Balıkesir.
Uslu, A., Shakouri, N. (2012). Engelli çocuklara dost oyun alanı ve dış mekan tasarımı. Erciyes
Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Fen Bilimleri Dergisi, 28(5), 367-375. Retrieved from
https://dergipark.org.tr/tr/pub/erciyesfen/issue/25563/269654
Yıldırım, A., Şimşek, H. (2013). Sosyal bilimlerde nitel araştırma yöntemleri. (9. Baskı). Ankara:
Seçkin Yayıncılık.
Yılmaz, Ş. (2010). Çocuk oyun alanlarının ilköğretim çağındaki kullanıcılarca değerlendirilmesi ve
tasarım ilkelerinin belirlenmesi. Yüksek Lisans Tezi. İstanbul: İstanbul Üniversitesi Fen
Bilimleri Enstitüsü.
Yılmaz, S., Bulut, Z. (2002). Kentsel mekanlarda çocuk oyun alanları planlama ve tasarım ilkeleri.
Ankara Üniversitesi, Ziraat Fakültesi Dergisi, 33 (3), 345-351.
ATIF:
Altun Ekiz, M. (2020). Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Öğrencilerinin Yaşadıkları Yerlerdeki
Oyun Alanlarına Yönelik Görüşleri ve Oyun Tercihleri. Betül Bayazıt, Ercan Karaçar,
Ozan Yılmaz (Ed.), Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3.Cilt içinde (ss. 201224). Konya, Çizgi Kitabevi Yayınları
224
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
BÖLÜM
14
YÜKSELTİ ANTRENMANI FİZYOLOJİSİ VE
ALANDAKİ SON GELİŞMELER
Müge SARPER KAHVECİ
Araştırma Görevlisi, Kocaeli Üniversitesi,
[email protected]
ATIF: Sarper Kahveci, M. (2020). Yükselti Antrenmanı Fizyolojisi ve Alandaki
Son Gelişmeler. Betül Bayazıt, Ercan Karaçar, Ozan Yılmaz (Ed.), Spor ve
Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3.Cilt içinde (ss. 226-244). Konya, Çizgi Kitabevi
Yayınları.
14.BÖLÜM
YÜKSELTİ ANTRENMANI FİZYOLOJİSİ VE ALANDAKİ SON GELİŞMELER
Müge SARPER KAHVECİ
Araştırma Görevlisi, Kocaeli Üniversitesi,
[email protected]
GİRİŞ
Yüksek irtifanın organizma üzerindeki etkilerine yönelik yapılan çalışmalara ilk kez
1878 yılında rastlasak da yüksek irtifa konusu 1968 yılında yapılan Mexico Olimpiyatları ile
sporda önemli konulardan biri haline gelmiştir. Ancak yüksek irtifanın en bariz etkilerini
belirlemek adına 1964 Tokyo Olimpiyatları ve 1968 Mexico Olimpiyatlarını karşılaştırmak daha
doğru bir yaklaşım olacaktır (Günay ve ark. 2013). Yükselti etkileri 1000-1500 m'den
başlayarak egzersiz adaptasyonlarıyla birlikte, rakıma orantılı bir biçimde gerçekleşir. Bununla
birlikte, literatür incelemesi, "yüksek irtifaya" verilen tepkilerin genellikle 3000 m'nin
üzerindeki yüksekliklerle sınırlı olduğunu ortaya koymaktadır (Quindry ve ark. 2017).
Yüksek dayanıklılık kapasitesine ihtiyaç duyan sporcular, hipoksiye bağlı kırmızı kan
hücresi hacmindeki artış ve kas seviyesindeki adaptasyonlar, nedeniyle oksijen dağıtımını ve
kullanımını iyileştirmek için başlarda genellikle orta derece yüksek rakımda (1500-3000 m)
antrenman yapmaya başlamışlardır (Wilber, 2007). Yüksek rakıma uzun süre maruz kalma
sırasında belirli bir iş yükü için maksimum kalp hızları ve plazma laktat seviyeleri düşer.
Sonrasında gelişen yüksekte yaşa – yüksekte çalış kavramında ise maksimum performans
kapasitesi de azalır ve bu nedenle yüksek rakımda antrenman yoğunluğu deniz seviyesindeki
antrenmana kıyasla genellikle daha azdır. Yüksek irtifada bu dezavantajlardan kaçınmak için,
yıllar geçtikçe yüksek irtifada yaşama ve alçak irtifalarda eğitim kavramı gelişmiştir ve
geleneksel "yüksekte yaşa – yüksekte çalış" kavramına karşı olarak çıkmıştır. Alçakta yaşa –
alçakta çalış yöntemi ise, sporcuları eğitmek için artık neredeyse hiç kullanılmamaktadır
(Friedmann ve Bärtsch, 1997).
Yüksek İrtifaya Aklimatizasyon
Uzun süre hipoksiye maruz kalındığında ventilasyon giderek artar. Bu duruma
ventilatuvar aklimatizasyon denir. 2. haftanın sonunda hiperventilasyon olayı stabil bir plato
evresine erişir. Ventilatuvar aklimatizasyondan 2 mekanizma (kemoreseptörler ve böbrekler)
sorumludur. 1. Mekanizmada Solunum hipoksiyle birlikte uyarıldığında BOS pH’ı daha alkalen
226
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
bir hale gelir. Yüksek BOS dışına çıkmasıyla normale yaklaşır. Hipoksi süreci uzadığında
karotis cisimlerinin Pao2’ye olan duyarlılığı artmaktadır. İşte tüm bu değişiklikler solunumu git
gide hızlandırır. 2. Mekanizma ise böbreklerle ilgilidir. Hipoksinin tetiklediği hiperventilasyon
sonucunda oluşan alkalen pH’ı hipoksik dürtünün antagonistidir. Kan pH’ı bilindiği üzere hem
akciğerler hem de böbrekler tarafından düzenlenmektedir. Normal pH olan 7,4 20:1 olarak
sürdürülürken, hipoksinin tetiklediği hiperventilasyon durumunda aşırı CO2 solukla atılarak
Paco2 düşerken bu oran yükselir ve kan daha da çok alkalen bir hale gelir. Böbrekler vücuttan
daha fazla bikarbonat atarak durumu kompanze ederek durumu 20:1’e getirir. Böylelikle kan
pH’ı tekrar 7,4’e yükseltilmiş olur. Bu süreç 2-3 günde meydana gelir. pH’ın ventilatuvar Paco2
ile düzenlenmesi hızla gerçekleştiği halde böbreklerin sodyum bikarbonat konsantrasyonunu
düzenlemek için pH’ı düzenleme süreci daha yavaş oluşmuş olur (Rhoades ve Bell, 2017).
Aklimatizasyon etkileri 21-28 gün sonra yükselti öncesindeki haline geri döner (Karatosun,
2008) şeklinde yapılan yorumlara netlik kazandıracak çalışmaların halen eksik olduğunu
görmekteyiz. Constantini ve ark. (2017)’nin yaptığı derleme sonuçları incelendiğinde yükselti
etkisinin sonlanmasına yönelik çalışmaların eksikliğinden bahsedilmiş ve bu etkilerin
performansı olumlu etkileyecek kısmının deniz seviyesine inişten 48 sa sonrasıyla 14. Günü
arasında olduğu öne sürülmüştür.
Kardiyovasküler Aklimatizasyon
Ventilatuvar uyuma bir başka uyum da kardiyovasküler sistemde gerçekleşir. Yüksek
irtifalarda kalp debisinde oluşan artış akciğerler ve vücudun diğer organlarına giden kan
akımının artışına yol açar. Bu artış akciğer kan akımında artış kapillerlerden geçiş süresini
kısaltmakta ve akciğerlerde genel ventilasyon / perfüzyon oranını iyileştirmektedir. Her iki
süreç de akciğerlerin oksijen alımının artışına sebep olur. Düşük Po2 sistemik dolaşımda
vazodilatasyona neden olmaktadır. Artmış vazodilatasyon ve kalp debisinin kombine etkisiyle
kan akış hızında artış yüksek irtifada dokulara oksijen sevkini sürdürür. Yüksek irtifada eritrosit
üretimi artarak dokulara oksijen dağıtımını iyileştirmektedir. Hipoksi böbrekleri uyararak
kemik iliğini uyararak kemik iliğini uyaran hormon eritropoietini üretir ve dolaşıma salar.
Hipoksinin tetiklediği polisiteminin yol açtığı yüksek hematokrit kanın dokulara daha fazla
oksijen taşımasına olanak tanır. Ancak yükseltilmiş hematokrit sonucu olarak artmış viskozite
kalbin iş yükünü artırma eğilimindedir. Bazı olgularda yüksek irtifada polisitemi o kadar ağır
seyreder ki kalbin pompalanma işlemini etkin biçimde gerçekleştirilmesine olanak tanımak
için belli aralıklarla kanın çekilmesi gerekir. Oksihemoglobin denge eğrisini sağa kaydıran
eritrositlerde artmış 2,3 difosfogliserat konsantrasyonunu da hücrelere oksijen dağıtımını
227
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
kolaylaştırmakta ve dokulardaki oksijeni boşaltmaktadır ama bazı durumlarda bu olayın
vücuda negatif etkileri de olabilir (Rhoades ve Bell, 2017).
Ventilatuvar uyuma bir başka uyum da kardiyovasküler sistemde gerçekleşir. Yüksek
irtifalarda kalp debisinde oluşan artış akciğerler ve diğer organlara giden kan akımını arttırır.
Bu artış akciğer kan akımında artış kapillerlerden geçiş süresini kısaltmakta ve akciğerlerde
genel ventilasyon / perfüzyon oranını hızlandırmaktadır. Her iki durum da akciğerlerin oksijen
alımında artışa sebep olur. Düşük Po2 sistemik dolaşımda vazodilatasyona neden olurken,
artmış vazodilatasyon durumu ve kalp debisinin kombine etkisiyle kan akış hızında artış
yüksek irtifada dokulara oksijen sevkini devam ettirir. Yüksek irtifada eritrosit üretimi artarak
dokulara oksijen dağıtımını iyileştirmektedir. Hipoksi böbrekleri ve kemik iliğini uyararak
kemik iliğini uyaran hormon eritropoietini üretir ve dolaşıma salar. Hipoksinin tetiklediği
polisiteminin yol açtığı yüksek hematokrit düzeyi kanın dokulara daha fazla oksijen taşımasına
imkan sağlar. Ancak yükseltilmiş hematokrit sonucu olarak artmış viskozite kalbin iş yükünü
artırır. Bazı olgularda yüksek irtifada polisitemi o kadar ağır seyreder ki kalbin pompalanma
işlemini etkin biçimde gerçekleştirilmesine olanak tanımak için belli aralıklarla kanın çekilmesi
gerekir. Oksihemoglobin denge eğrisini sağa kaydıran eritrositlerde, artmış 2,3 difosfogliserat
konsantrasyonunu da hücrelere oksijen dağıtımını kolaylaştırmakta ve dokulardaki oksijeni
boşaltmaktadır ama bazı durumlarda bu olayın vücuda negatif etkileri de vardır (Rhoades ve
Bell, 2017).
Hücresel Adaptasyon
Deniz seviyesinde yaşayan insanlarda yükseltide kaldıkları sırada dokularındaki kılcal
damarlanmanın arttığı görülmüştür. Daha verimli bir mikro sirkülasyon için, rakımda arteriyel
PO2 azaldığında doku oksijenlenmesini optimize etmek için kan ve dokular arasındaki oksijen
difüzyon mesafesini azaltır. Dahası, yükseltide yaşayan insandan alınan kas numunesinde,
aklimatizasyon sonrası myoglobin seviyesinin %16 arttığı belirtilmiştir. Bu ek myoglobin;
spesifik fibrillerde oksijen depolarını arttırır, hücre içi oksijen salınımını kolaylaştırır ve alt
dokularda PO2 taşınmasını arttırır (McArdle ve ark. 2001).
Eritropoietin
Eritropoietin: Düşük oksijen seviyesine cevap olarak %90’ınının böbrekler tarafından
üretilip kana salınan bir hormondur. Geri kalan kısmı ise başlıca karaciğerde üretilir.
228
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
Eritropoietin alyuvar üretimini düzenler. Dolaşım sitemindeki toplam alyuvar kütlesi
dar sınırlar içinde düzenlenir. Şöyle ki; Akciğerden dokulara yeterli oksijen taşınmasını
sağlayacak uygun miktarda alyuvar daima bulunur. Buna karşılık hücreler kan akımına engel
olacak kadar fazla miktarlara da ulaşmaz. Oksijenin azaldığı durumlarda alyuvar üretimini
uyaran esas faktör dolaşımdaki eritropoietin hormonudur. Eritropoietin yaklaşık 34.000
molekül ağırlığında bir glikoprotein. Eritropoietin yokluğunda, alyuvar üretiminin
uyarılmasında hipoksi ya çok az etkindir ya da etkisizdir. Eritropoietin alyuvar üretimini uyarır
ve eritropoietin yapımı hipoksiye yanıt olarak artar ve bu durum düzelinceye kadar alyuvar
yapımını arttırır (Guyton ve Hall, 2017).
Böbrek dokusu hipoksi ile uyarıldığında faktör-I (HIF-I) seviyesini arttırır. HIF-I,
eritropoietin genini de içeren çok sayıda hipoksi ile indüklenen gen için transkripsiyon faktörü
olarak vücutta işlev görmektedir. HIF-I eritropoietin geninde bulunan bir hipoksik yanıt
elemanıyla bağlanarak mRNA transkripsiyonunu indükler. Bu olayın sonucunda eritropoietin
sentezi artar. Kişi, düşük oksijenli bir atmosferde bulunduğunda, eritropoietin dakikalar
içerisinde oluşmaya başlar ve 24 saat içerisinde en yüksek üretim seviyesine ulaşır. Buna
rağmen yaklaşık 5 gün sonraya kadar dolaşımda neredeyse hiç yeni alyuvar görülmez. Bu
bulgu ve diğer araştırmalar, eritropoietinin en önemli etkisinin kemik iliğinde hematopoiteik
kök hücrelerden proeritroblastların üretilmesini uyarmak olduğu görülmektedir. Ayrıca
eritropoietin, proeritroblastların farklı eritroblastik evrelerini normalden daha hızlı atlamasına
neden olan yeni alyuvarların üretimini önemli boyutta hızlandırır. Hücrelerin hızlı üretimi, kişi
düşük oksijen ortamında kaldığı sürece dokulara yeterli oksijeni taşıyabilecek alyuvar oluşana
kadar sürer. (Guyton ve Hall, 2017).
Yükselti Antrenmanının Genel Etkileri
Eritrosit ve Hemoglobin sayısında artış görülür.
İstirahat ve sub-maksimal yüklenmelerde kan debisinin artışı sonucu kapillerlerin
sayısında artış görülür.
Myoglobin rezervleri artar.
Krebs siklusu enzimleri ve mitokondrilerin sayısında artış görülür.
Pulmoner ventilasyon artar.
Testosteron ve Büyüme hormonlarının sekresyonu ve yağların metabolizasyonu artar.
Parasempatik aktivitede artış olur (Karatosun, 2009).
229
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
Yükselti Antrenmanının İskelet Kaslarının Fonksiyonları Üzerine Etkileri
Son on yıldır, dayanıklılık sporcuları yüksek irtifa antrenmanı yoluyla egzersiz
performansını iyileştirmeye çalışmaktadır. Yüksek irtifa antrenmanı maxVO2 artışına neden
olabilir, ancak bu performans yalnızca maxVO2 ile ilişkili değildir. Örneğin enerji tasarrufu,
laktat eşiği ve kasta oksijen kullanımı gibi diğer pek çok faktörlerde de değişikliklere neden
olabilir. Hipoksi ve egzersizden gelen uyarılar üzerine vücutta, iskelet kasında artmış kas
kütlesi, kapillerler ve lif oranı gibi çeşitli adaptif yanıtlar üretilmektedir. Önceki çalışmalarda,
hipoksik ortam altında yüksek yoğunluklu antrenmanın iskelet kasında vasküler endotelyal
büyüme faktörünün (VEGF) mRNA ekspresyonunu teşvik edebileceğini ve böylece kas
dokularında oksijen taşınmasını ve alımını iyileştirebileceğini, hipoksik antrenmanla birlikte
iskelet kasının enine kesit alanını genişletebileceğini göstermiştir. 3 hafta boyunca yüksek
irtifaya maruz kalınmasından sonra vücut kompozisyonunda, kas kütlesi artarken, vücut yağ
oranında azalma olduğunu göstermiştir (Zhang ve Chen, 2018).
Yükselti Antrenmanının Kardiyak Fonksiyonlar Üzerine Etkisi
Uzun yıllar boyunca araştırmalar, aralıklı hipoksik adaptasyon ve uzun vadeli yüksek
irtifaya hipoksik adaptasyonun kalp üzerinde bariz bir koruyucu etkiye sahip olduğunu
açıklamıştır. Hipoksik antrenmandan sonra, kalp debisinde ve kalp-inme indeksinde önemli bir
artış gözlenir, ancak kalp atış hızı değişikliği açık değildir, bu da hipoksi antrenmanının
kardiyovasküler fonksiyonu, kalbin iskemi ve hipoksiyle savaşma yeteneğini iyileştirebileceğini
düşündürmektedir. Hipoksik antrenmana tabi tutulan sıçanlarda kalp fonksiyonundaki
değişiklik, düşük oksijenin pulmoner hipertansiyona, sağ kalp hipertrofisine ve sol ventrikül
ağırlığının geçici olarak azalmasına neden olabileceğini göstermektedir. Ek olarak, hipoksik
uyarı, HIF-1 alt birimlerinin mRNA ekspresyon seviyesini artırırken, VEGF gen
transkripsiyonunu da aktive edebilmektedir. VEGF'nin stabilitesini artırabilirken, anjiyogenezi
teşvik edebilir ve dokularda oksijen ve besin tedarikine katkıda bulunan kapilerler yoğunluğu
artırabilir. Normokside, orta yoğunluklu dayanıklılık antrenmanı, bariz hiperplazi ve sıçan
miyokardiyal hücre mitokondri hacminde önemli artış ve aynı zamanda gelişmiş mitokondriyal
fonksiyonla sonuçlandığı görülmüştür. Yani yükselti antrenmanı sayesinde kalbin
morfolojisinde, yapısında, metabolizmasında ve fonksiyonunda bir dizi adaptif yanıt üretilir
(Zhang ve Chen, 2018).
230
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
Yükselti Antrenmanı ve Oksidatif Stres
Oksidatif stres, reaktif oksijen türleri (ROS) ve reaktif nitrojen türleri (RNS) dahil
olmak üzere serbest radikallerin üretimi ve azalması (yani antioksidan savunması) arasındaki
hücresel redoks dengesizliğinin bir durumudur. Orta miktarlarda üretildiğinde, serbest
radikaller temel sinyal molekülleridir, oysa daha yüksek miktarlarda üretilmesi hücrelere tepki
verir ve zarar verebilirler (Grotle ve Stone, 2019). Oksidatif stres, otuz yılı aşkın süredir
egzersize dayalı araştırmaların odak noktası olmuştur. Son yıllarda, yüksek irtifa dahil iklim
senaryolarında oksidatif stres ve egzersizi anlamaya yönelik olarak çalışmalara yoğunluk
verilmiştir (Quindry ve ark. 2016).
Mitokondriler, hipoksiye en duyarlı organellerdir. Hipoksi yanıtı, esas olarak,
mitokondrinin morfolojisi ve işlevindeki adaptif değişikliği ayarlamak için oksidatif stres ve
enerji metabolizması bozukluklarından kaynaklanmaktadır (Manoli ve ark. 2007). Yükselti
antrenmanı sırasında, vücut çok sayıda ROS üretebilir ve aşırı ROS, dokularda kolayca
oksidatif hasara neden olabilir (Hinghofer-Szalkay, 2010). Normal bir fizyolojik durumda,
hücrelerdeki ROS'un %95'i mitokondriden türetilir. ROS, mitokondrinin solunum süreci
sırasında yan üründür ve vücuttaki antioksidan sistemlerle nötralize edilebilir. Mitokondri,
yalnızca endojen serbest radikallerin üretildiği başlıca yerler değil, aynı zamanda serbest
radikallerin saldırısının da hedefidir. Aşırı ROS, mitokondriye büyük hasar verebilir, membran
potansiyelini azaltabilir ve mitokondriyal geçirgenlik geçişi (MPT) gözeneklerini açabilir ve
proapoptoz ve nekroz faktörlerini serbest bırakabilir (Leeuwenburgh ve Heinecke, 2001).
Yüksek irtifada yapılan egzersiz nedeniyle hem kanda hem de kasta oksidatif stres
oluşur. Yüksek irtifada egzersize verilen akut oksidatif stres tepkileri, doğası gereği geçicidir
ve belli bir seviyeye kadar olumlu karşılanır. Ancak antrenmanın şiddetine göre üretiminde
farklılıklar görülebilir ve ağır sonuçları ortaya çıkabilmesi kuvvetle muhtemeldir (Peters ve ark.
2015). Bu konuya yukarda bahsettiğimiz yönde bakan çalışmalar çoğunlukta olsa da
(Hinghofer-Szalkay, 2010) olumlu bakan (Gomez-Cabrera ve ark. 2008) çalışmalar da
literatürde mevcuttur.
Yükselti Antrenmanları Sırasında Beslenme Tüyoları
Michalczyk ve ark. (2016) yılında yaptıkları derlemede uygun bir beslenme stratejisiyle
yüksekliğe maruz kalma ve bu koşullar altında antrenman yapmanın verdiği fizyolojik stresi
önleme konusunda sporculara yardımcı olacak öneriler verilmesi amaçlanan çalışmasında orta
irtifada antrenman yapan sporcuların beslenme talepleri hakkında çok az araştırma
231
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
olduğundan incelemeler, bu koşullar altında solunum ve idrar suyu kaybı da dahil olmak üzere,
irtifa eğitimine bağlı enerji taleplerini ve vücut kütlesi veya vücut kompozisyonundaki
değişiklikleri dikkate alarak yapıldığı görülmüştür.
1. İrtifada Hidrasyon
Rakımdaki ilk birkaç günde, artan havalandırma ile artan solunum suyu kaybı ve reninanjiyotensin-aldosteron hormon mekanizmasının aşağı düzenlenmesine bağlı olarak artan
idrar suyu kaybı nedeniyle dehidrasyon eğilimi vardır. Bu nedenle 4000 m'ye kadar orta
irtifalarda solunum suyu kaybı erkeklerde günde 1900 mL'ye, kadınlarda 850 mL'ye
çıkarılabilir. Ayrıca idrar su kaybı günde 500 mL'ye kadar çıkabilmektedir. Yükseklik
antrenmanı sırasında bisikletçilerin, günlük egzersizlerle birlikte ve günün geri verme
döneminde düzenli hidrasyon yoluyla sıvı dengesini korumaları gerekir. Yeterli hidrasyon
sağlamak için su, izotonik karbonatlı elektrolit içecekler ve meyve suları şeklindeki sıvı alımı
günde 7 L'ye kadar artırılmalıdır. Saris, yarışın Tour de France dağ etaplarında birkaç
bisikletçinin günde 10 L'den fazla sıvı içtiğini bildirdi. Öte yandan sporcular vücutlarını aşırı
hidrate etmemeye dikkat etmelidir, çünkü bu durum adaptif süreçleri engelleyebilir ve
performansı düşürebilir. Yükselti antrenmanı sırasında vücut kütlesi ve idrar ozmolalitesinin
düzenli olarak izlenmesi kesinlikle gereklidir. Tüm bunlar antrenman amaçlı çıkılan (2000–
3500 m) ve antrenman yükleri için geçerlidir (Michalczyk ve ark. 2016).
2. İrtifada Karbonhidrat Alımı
Yüksek rakımda antrenman yapan veya yarışan sporcular, normoksiyaya kıyasla enerji
harcama oranını önemli ölçüde artırır. Kas aktivitesi ve aynı zamanda doku bakımı ve onarımı
için olanlar da dahil olmak üzere toplam enerji gereksinimlerini desteklemek için yeterli enerji
alımı elde etmek çok önemlidir. Bu koşullar altında antrenman yapan ve yarışan sporcular, sık
aralıklarla yemek yemek için bilinçli bir çaba harcamalıdırlar. Sporcuların ve koçlarının, uygun
enerji alımının ve enerji substratı kullanımının zihinsel ve kas fonksiyonunu nasıl geliştirdiğini
anlamaları önemlidir. Egzersiz yoğunluğu ne kadar yüksekse, kasları çalıştırmak için yakıt
olarak kullanılan karbonhidrat miktarının o kadar fazla olduğu iyi bilinmektedir. Günde birkaç
saat aşırı yüksek yüklerle antrenman yapan sporcular için, çalışan kaslar için en önemli enerji
kaynağı karbonhidratlardır. Bu substratlar, ATP yeniden sentezi için metabolize edilecek
yağlardan ve proteinden daha az oksijene ihtiyaç duyar. Yeterli miktarda karbonhidrat
tüketimi, özellikle soğuk stresi ve titremenin meydana geldiği yerlerde önemlidir. Sporcular
yüksek rakımda egzersiz öncesinde, sırasında ve sonrasında doğru miktarda karbonhidrat
232
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
sağlamalıdır. Düşük egzersiz öncesi kas glikojen depolarının egzersiz yoğunluğunun
azalmasına neden olduğu kesinlikle açıktır. Yükseklik antrenmanı sırasında örneğin bir
bisikletçinin diyetinde %60'tan fazla CHO bulunmalı ve üçte biri yükseklikte azalan açlık
nedeniyle sıvı CHO'dan gelmelidir. Brouns, yüksek irtifadaki yorucu eğitim seansları sırasında
CHO alımının günlük tüketilen kalorinin %80'ine kadar arttığını bildirmiş ve ayrıca
bisikletçilerin günde vücut kütlesinin kg'ı başına 12–13 gr CHO tüketmesini önermiştir.
Dayanıklılık sporcularının antrenman öncesi ve sırasında yetersiz karbonhidrat tüketiminin
egzersiz kapasitesinin düşmesine neden olabileceği öne sürülmektedir. Egzersiz öncesi yeterli
karbonhidrat tüketimi, kas ve karaciğerdeki glikojen depolarını artırır. Sonunda, yüksek
rakımda yetersiz karbonhidrat alımı da düşük kan şekeri seviyelerine neden olabilir ve bu da
merkezi sinir sistemi yorgunluğuna neden olur (Michalczyk ve ark. 2016).
Yükselti Antrenmanıyla İlgili Yapılan Çalışmalar
Hamlin ve ark. 2017 yılındaki “Takım Sporu Atletlerinde Doğal veya Simüle İrtifa
Antrenmanının Yüksek Yoğunlukta Aralıklı Koşu Performansı Üzerindeki Etkisi: için yaptıkları
Meta Analiz çalışmasında 5 derginin veri tabanında sistematik bir literatür taraması yapılmış,
Hipoksik (doğal veya simülasyonlu yükseklik) ve kontrol (deniz seviyesi veya normoksik
plasebo) gruplarında Yo-Yo Aralıklı Toparlanma Testi’nde (seviye 1 ve seviye 2 farklılaşma
olmadan kullanılmıştır) performanstaki % değişim (kapsanan mesafe) ile karma bir model
olarak meta-analiz yapıldığı görülmüştür. Hipoksik antrenmanlar 7-28 günlük bir periyotta
meydana gelmiş ve toplam hipoksik maruziyet aralığı (efektif saatlerde) aralıklı hipoksi
çalışmalarında 4,5-33 km-saat ve yüksekte yaşa çalışmalarında 180-710 km olarak
görülmüştür. Nihai meta-analizde 11 kontrol ve 15 deneysel çalışma bulunmaktadır.
Antrenman etkileri, kontrol gruplarında 1 haftada (%20 ± 14, yüzde tahmini, ±% 90 güven
sınırları) ve müdahale sonrası 4 haftada (% 25 ± 23) orta ve çok büyük olasılıkla faydalı olduğu
görülmüştür. Aralıklı ve yüksekte yaşayan hipoksik gruplar, 1 haftada (% 13 ± 16;% 13 ±% 15)
ve müdahaleden 4 hafta sonra (% 19 ± 20; % 18 ± 19) ek daha fazla kazanım yaşadıkları
bildirilmiştir. Hipoksinin dozu ve hipoksi antrenmanının dahil edilmesi gibi, aralıklı ve yüksekte
yaşam içeren çalışmalarda müdahaleler arasındaki performans farkı belirsizliğini koruduğu
söylenmiştir. Tüm bu verilerin sonucunda hipoksik antrenman, antrenman sonrası en az 4
hafta devam eden kontrol gruplarına göre gelişmiş performans ile takım sporu yapan
sporcularda yüksek yoğunluklu koşu performansının iyileştirilmesi için değerli bir antrenman
stratejisi olarak görünmektedir. Hipoksinin türü, hipoksi dozu ve hipoksi antrenmanı hakkında
daha fazla araştırma yapılana kadar koçlar, takımlarının antrenman programına en iyi uyacak
233
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
şekilde hipoksik antrenman yöntemlerini özelleştirmek için önemli bir alana sahip oldukları
şeklinde yorumlar yapılmıştır.
Heikura ve ark. 2018’de yazılan “Elit Kadın ve Erkek Mesafe Atletlerinde
LHTH(Yüksekte yaşa-yüksekte çalış) İrtifa Antrenmanının Ardından Enerji Kullanılabilirliği,
Sağlık ve Cinsiyetin Hemoglobin Kitlesel Tepkilerine Etkisi” adlı çalışmada 3-4 hafta boyunca
(2135m) yüksekte yaşayıp – yüksekte çalışan 2016 Olimpiyatlarına katılan dayanıklılık
sporcularında (27 kadın – 21 erkek) cinsiyet, enerji kullanımı, sağlık durumunun hemoglobin
yoğunluğu üzerindeki etkileri araştırılmıştır. Kamp öncesi ve sonrası Hbmass ve demir
parametreleri ölçülürken, enerji kullanımı, gıda ve antrenman kayıtları ve Kadınlarda Düşük
Enerji Kullanılabilirliği Anketi (LEAF-Q) ile hesaplanılmış ve genel bir yaralanma / rahatsızlık
anketi doldurtulduğu belirtilmiştir. Hipoksik maruziyet (saat cinsinden), düşük (<500 saat),
orta (500-600 saat) ve yüksek (> 600 saat) olacak şekilde gruplanarak hesaplanmıştır. Mutlak
ve bağıl yüzde ΔHbmass, kadınlarda (% 6.2 ± 4.0, p <0.001) erkeklere göre (% 3.2 ± 3.3, p =
0.008) anlamlı olarak daha yüksek olarak bildirilmiş, Hbmass, hipoksik maruziyetle bir doz
yanıtı gösterdiği açıklanmıştır (3.1 ± 3.8'e karşı 4.9 ± 3.8'e karşı 6.8 ±% 3.7; p = 0.013).
Hbmasspre, amenorik kadınlarda anlamlı olarak daha yüksek çıktığı (12.2 ± 1.0'a karşı 11.3 ± 0.5
g / kg; p = 0.004). İstatistiksel olarak güçsüz olmasına rağmen, %Hbmass, sağlıklılar (n = 44 ;%
5,4 ± 3,8; p <0,001) karşısında hasta olanlarda (n = 4, -0,5 ±% 0,4) anlamlı olarak daha düşük
bulunmuştur. Hbmass sonuçlarında kendi bildirdiği demir alımı, cinsiyet hormonları veya
enerji kullanımı arasında önemli bir ilişki bulunamamıştır. Bununla birlikte, LEAF-Q skoru ile %
ΔHbmass arasında negatif bir korelasyon eğilimi olduğu belirtilmiştir. (r = -. 353, p = 0.07).,
Yükselti antrenmanı sırasında Hb yoğunluğundaki artışlarda taban Hb yoğunluğu ve hipoksiye
maruz kalmanın önemini doğrularken, atlet sağlığının ve enerji kullanımının indekslerinin
optimal bir temel Hbmass ve hipoksiye hematolojik yanıt üzerindeki önemini vurguladığı
görülmüştür.
Brocherie ve ark. 2015 yılında yaptıkları “Yüksekte yaşa - Alçakta veya Yüksekte Çalış Hipoksik Antrenman Takım Sporları Performansını İyileştirir” adlı çalışmada normobarik
hipokside (2800-3000m) 14 günlük “yüksekte yaşa alçakta çalış n=11” antrenmanından sonra,
3000 m'de normobarik hipokside n=12 veya normokside kontrollü “alçakta yaşa alçakta çalış
n=9” antrenmanına kıyasla, tekrarlanan (25sn. pasif dinlenmeli 5x5’lik 4 set 6 seanstan oluşan)
sprint antrenmanından sonra 32 elit erkek takım sporcusunun fiziksel performansı ve
hematolojik değişikliklerini araştırmayı amaçlandığı görülmüştür. Ölçümlerde sporcuların
Hemoglobin yoğunlukları, dikey sıçrama, tekrarlı sprint (20sn toparlanmayla 8x20m) ve Yo Yo
234
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
lvl2 testleri kullanılmıştır. Çalışma ön test ve son teste ek olarak 3 hafta sonrasında da
yapılmıştır. Sonuçları incelediğimizde ise sezon içinde 14 gün boyunca hipokside tekrarlanan
sprintler ile serpiştirilmiş “yüksekte yaşa - alçak veya yüksekte çalış'' hipoksik antrenmanı, elit
takım sporcularının dikey sıçrama performanslarına etki etmemiş, ancak Hbmass, YYIR2
performansı ve tekrarlanan sprint yeteneklerini arttırdığı ve bu faydaların çalışma bittikten
sonra en az 3 hafta boyunca devam ettiğini göstermiştir. Yükselti antrenmanı yapan grubun
sporcularında bu olumlu değişiklikler görülürken, alçakta yaşayıp çalışan sporcularda hiçbir
olumlu değişime rastlanmadığı görülmüştür.
Carr ve ark. 2018 yılında “Yarışma İçin Doğal Yükseltide Çalışma ya da Simüle
Yükseltide Yaşayıp Alçakta Çalışmanın Farkı?” adlı çalışmada Doğal yükselti antrenmanının ve
simüle edilmiş yükseltide yaşa – alçakta çalışın etkilerini 1380m'de 4 mmol.L-1'de koşu bandı
yürüme hızı eşiği, yol yarışı-yürüyüş performansı (dk) yürüme hızı ve maksimum oksijen
tüketimi (VO2max) karşılaştırılmıştır. Çalışmada 15’i erkek 7’si kadın toplamda 22 elit yürüyüş
yarışçısı: Doğal yükselti antrenmanı yapan grup 1380m n=7, Simüle yükseltide yaşa – alçakta
çalış grubu 3000m n=7 ve kontrol grubu 600m n=8 kişi 14 günlük çalışmaları tamamlamıştır.
Doğal yükseltide çalışan grupta 5 x 2 km testi için toplam performans süresindeki iyileşme,
Simüle yükseltide yaşa – alçakta çalış grubunda da önemli ölçüde farklı değildi, ancak iyileşme
ciddi oranda kontrol grubundan daha fazlaydı. Doğal yükseltide çalışan grupta 5 x 2 km
performans testindeki iyileşme, hem Simüle yükseltide yaşa – alçakta çalış hem de kontrol
grubundan daha büyüktü. MaxVO2'deki artış Doğal yükseltide çalışan grupta Simüle
yükseltide yaşa – alçakta çalış grubundan önemli ölçüde daha yüksekti. Koşu bandı yürüme
hızı eşiğindeki gelişme, hem SYYAÇ grubunda hem de DYÇ grubu için kontrol grubundan
önemli ölçüde daha büyüktü.
De Smet ve ark. (2018)’de yaptığı “Hipokside HIIT Antrenman, İnsanlarda Akut
Hipoksiyi ve Kas HIF Yanıtını Etkilemez” adlı çalışmasında Hipoksiye miyoselüler yanıttan
sorumlu olan, hipoksiyle indüklenebilir faktörler (HIF'ler)’in hedef alındığı görülmüştür. Bu
nedenle HIF'lerin, yükselti antrenmanı sonucunda kas adaptasyonunda düşebileceği
düşünülerek akut iskemi sırasında uzun süreli hipoksi dönemindeki hipoksik ve normoksik
antrenmanın kas HIF aktivasyonu üzerindeki etkisini araştırılmıştır. 10 genç gönüllü erkek 5
hafta (haftada 5 gün olacak biçimde) normobarik hipokside yaşamıştır. Bir bacak hipoksi
çalışması yaparken, diğer bacak normoksiya çalışması yaptığı belirtilmiştir. Antrenmanlar
(haftada 3), 1 tekrarlı max %20-25 aralıklı unilateral diz ekstensiyon çalışmalarından oluştuğu
bildirilmiştir. Antrenmandan önce ve sonra 10 dakikalık arter iskemisi ve bacak reperfüzyonu
235
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
yapılarak kas oksijenlenme durumu yakın kızılötesi spektroskopi ile sürekli olarak ölçülmüş ve
oklüzyon öncesi ve bitiminde vastus lateralisten biyopsiler alınarak gerçekleştirilmiştir.
Antrenmandan bağımsız olarak, oklüzyon, HIF-1α'nın myonüklei ifade eden fraksiyonunu
%54'ten %64'e yükseldiği görülmüş ve bununla birlikte, ne kas HIF-1a veya HIF-2α protein
bolluğu ne de HIF-1α veya seçilen aşağı akışlı hedeflerin ekspresyonu herhangi bir deneysel
durumda artış göstermediği görülmüştür. Hem TRNOR hem de TRHYP'de antrenman,
oklüzyonun ardından kas oksijen ekstraksiyon oranını %30 artırırken, oklüzyonun hemen
ardından kas hiperperfüzyonu her iki grupta da %25 arttığı görülmüştür. 10 dakikalık arter
tıkanıklığı HIF-1α- eksprese eden myonükleileri artırmış ve "yüksekte yaşam" sırasında ne
normoksik ne de hipoksik antrenman, arteriyel tıkanıklığın neden olduğu akut hipoksiye yanıt
olarak kas; HIF translokasyonunu, stabilizasyonunu veya transkripsiyonunu değiştirmediği net
olarak ortaya çıkmıştır.
Hause ve ark. 2018 yılında “Başlangıçta hemoglobin yoğunluğu zaten yüksek olan
erkek sporcular, "yüksekte yaşa - alçakta çalış" yükselti antrenmanından faydalanır mı?” adlı
çalışmalarında Tamamı, 58 erkek atletten oluşan (35 iyi antrene dayanıklılık sporcusu ve 23 elit
kadın çim hokeyi oyuncusu) benzer hipoksik dozlarla (200-230 saat) bir YY-AÇ (yüksekte yaşa
– alçakta çalış) kampı yapmıştır. Hbmass, karbon monoksit yeniden soluma yöntemiyle çift
olarak YY-AÇ öncesi ve sonrası olarak ölçülmüş ve başlangıçtaki mutlak Hbmass (gram
cinsinden) ile mutlak Hbmass'taki yüzde artışı arasında bir ilişki olmamasına rağmen,
başlangıçtaki göreceli Hbmass (kilogram başına gram olarak) ve bağıl Hbmass'daki yüzde artış
arasında orta düzeyde bir ilişki tespit edildiği görülmüştür. Ortalama, mutlak ve bağıl Hbmass,
dayanıklılık sporcularında ve YY-AÇ'den sonra takım sporcularında birbirine benzer ölçüde
artmıştır. Erkek dayanıklılık ve takım sporu sporcularının bireysel verilerini ve katı metodolojik
kontrolünde (çift Hbmass ölçümleri ve eşleşen hipoksik doz) kullanan doğrudan karşılaştırma
çalışması, daha yüksek başlangıç Hbmass'ına sahip sporcuların bile YY-AÇ sonrası Hbmass
kazanımını makul şekilde arttırması beklenebileceğini göstermiştir.
Gangwar ve ark. 2019 yılında hazırladığı “Aralıklı Normobarik Hipoksi, Hipoksiye Bağlı
İnflamasyonu Ve Dislipidemiyi Azaltarak Yüksek İrtifaya Alışmayı Kolaylaştırır” adlı çalışmada
yüksek rakıma (3250 m) alışma konusunda orta düzeyde bir normobarik AHA (Aralıklı Hipoksik
Antrenman) protokolünün (4 saat 4 gün için % 12 FiO2) etkinliğini değerlendirilmiştir. Global
plazma proteomik çalışmaları, AHA'nın C-reaktif protein (CRP), serum amiloid A-1 proteini
(SAA) ve alfa-1-asit glikoprotein 2 (AGP 2) gibi akut faz yanıt proteinlerinin yanı sıra birkaç
apolipoprotein de olduğunu gösterdiği görülmüş ve daha sonra yüksek irtifaya maruz
236
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
kaldıklarında, AH antrenmanı için gönüllüler, kontrol grubuna kıyasla daha düşük akut dağ
hastalığı (AMS) vakaları ile birlikte önemli ölçüde daha yüksek arteriyel oksijen satürasyonu
sergiledikleri ortaya çıkmıştır. Hatta ilginç bir şekilde, AH antrenmanı yapan denekler, yüksek
irtifa tırmanışının 4 ve 7. günlerinin her ikisinde de C-reaktif protein (CRP), serum amiloid A-1
proteini (SAA) ve fibrinojen (FGA, FGB ve FGG) gibi daha düşük seviyelerde pozitif akut faz
proteinleri sergiledikleri görülmüştür. Yüksek irtifaya maruz kalma ayrıca HDL, LDL ve ilişkili
proteinlerin düzeylerini ve ayrıca lesitin-kolesterol açiltransferaz (LCAT), kolesteril ester
transfer proteini (CETP) ve fosfolipid transfer proteini (PLTP) gibi lipoprotein partiküllerinin
birleşmesi ve olgunlaşması için anahtar enzimleri düşürdüğü görülmüştür. Buna karşılık IHT,
HDL, LDL, Apo-AI, Apo-B, LCAT, CETP ve PLTP'nin hipoksiye bağlı değişikliklerini azalttığı
belirtilmiştir. Sonuçların daha fazla doğrulanması, hipoksiye bağlı inflamasyon ve
dislipideminin IHT ile zayıflatılmasını da doğrularken bu sonuçlar, yüksek irtifa iklimlendirmesi
için potansiyel bir farmakolojik olmayan strateji olarak orta düzeyde AHA'nın kullanımını
destekleyen moleküler kanıtlar sağladığını açıkça gözler önüne sermiştir.
Chung-Yu ve ark. 2014 yılında yaptıkları “Rhodiola crenulata ve Cordyceps sinensis
Tabanlı Takviyeler, Kısa Süreli Yükselti Antrenmanından Sonra Aerobik Egzersiz
Performansını Arttırır” adlı çalışmasında Hem Rhodiola crenulata (R) hem de Cordyceps
sinensis (C) takviyelerinin egzersiz performansını iyileştirdiği bildirilmesinin üzerine, yükselti
antrenmanı sırasında R ve C kullanımının aerobik dayanıklılık kapasitesini daha da artırıp
artırmayacağı merak edilince, R ve C bazlı takviyenin 2 haftalık yükselti antrenmanını takiben
aerobik egzersiz kapasitesi üzerindeki etkisini incelendiği görülmüştür. Çalışma kapsamında
otonom sinir sistemi aktivitesindeki değişiklikler, dolaşımdaki hormonal ve hematolojik
profiller araştırılmış ve 18 erkek denek iki gruba ayrılmıştır: Plasebo (n = 9) ve R / C desteği (RC,
n = 9). 2200 m rakımda 2 haftalık antrenman süresi boyunca gruplar tarafından (kontrol grubu
plasebo) ve (deney grubu R/C) düzenli biçimde kullandırıldığı belirtilmiştir. Plasebo grubuna
oranla R/C grubunda, 2 haftalık yükselti antrenmanından sonra, yorucu koşu zamanı testinde
kapsamlı çalışma süresi belirgin şekilde daha uzun olduğu (Plasebo: +%2,2'ye karşı RC:+% 5,7;
p <0,05) ve R/C grubunda parasempatik (PNS) aktivitesindeki düşüş (Plasebo: -% 51'e karşı RC:
-% 41; p <0.05) önemli ölçüde önlendiği görülmüştür. Kırmızı kan hücresi, hematokrit ve
hemoglobin seviyeleri, her iki grupta da yükselti antrenmanından sonra benzer bir ölçüde
yükselirken (p <0.05), eritropoietin (EPO) seviyesi Plasebo grubunda daha yüksek kaldığı
saptanmıştır (*RC değerlerinin %48 üzerinde; p <0.05). Bu çalışmada sonuç olarak yükselti
antrenmanı sırasında bir R/C takviyesinin sağlanması, aerobik performansın iyileştirilmesinde
daha fazla antrenman faydası sağlamış ve aynı zamanda RC takviyesinin bu faydalı etkisi, PNS
237
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
aktivitesinin daha iyi sürdürülmesinden ve yükselti antrenmanı sırasında hızlandırılmış
fizyolojik adaptasyonlardan kaynaklanabileceği düşünülmüştür.
Sharma ve ark. (2018)’de yapılan “Elit Koşucularda 2100m'de “Yüksekte Yaşa Yüksekte Çalış” Ölçümü ve Periyotlama: Bir Gözlemsel Kohort Vaka Çalışması’nda yarışmadan
hemen önce YY-YÇ antrenmanını tamamlayan elit koşuculardan oluşan bir grupta antrenman
yükünün dönemlendirmesinin ölçmesi amaçlamıştır. 4 haftalık deniz seviyesinde antrenman
sırasında sekiz elit koşucu izlenmiş ve ardından deniz seviyesine inişin ardından, deniz
seviyesindeki yarışlara hazırlık için 3-4 haftalık YY-YÇ antrenman hazırlıkları yaptırılmıştır.
Performans, yarışmacıların 800 m (n = 1, 1500 m / mil (n = 6) ve yarı maraton (n = 1) yarışmaları
ile YY-YÇ antrenmanı tamamlamadan önce ve 8 gün içinde deniz seviyesinde yapılan
yarışmada değerlendiği belirtilmiştir. Hemoglobin yoğunluğu (Hbmass) YY-YÇ antrenmanı
öncesi ve sonrası değerlendirilmiştir. Hbmass, YY-YÇ antrenmanı öncesi ile sonrası arasında
%5 arttığı ve 7 sporcunun irtifadan sonraki 8 gün içinde yaşam boyu kişisel en iyi performansa
ulaştığı belirtilmiştir. Yüksek kişisel performanslardan önce elit koşucularda YY-YÇ
antrenmanı sırasında yüksekliğe vardıktan sonra antrenman yükünde büyük artışlar görülmüş
ve periyotlama bireyselleştirilip ve yükselti antrenmanı sonrası rekabet zamanlamasıyla
uyumlu olması gerektiği belirtilmiştir.
Park ve ark. (2019)’a göre 3.000 m simülasyon yüksekliğinde ve deniz seviyesinde
gerçekleştirilen 21 günlük YY-AÇ antrenmanlarının, rekabetçi sporcular arasında Alçakta yaşa
- alçakta çalışa (LLTL) kıyasla hematolojik parametreleri, egzersiz ekonomisini ve
metabolizmayı, hemodinamik işlevi ve egzersiz performansını iyileştirip iyileştiremeyeceği
araştırılmaya çalışılmıştır. Tüm katılımcılar maxVO2, 3000m time trial performansı rastgele
olarak YY-AÇ (n = 12) veya AY-AÇ (n = 12) gruplarına yerleştirilmiş ve 21 günlük antrenmandan
önce ve sonra değerlendirilmiştir. 21 günlük çalışmalar süresince, tüm sporcular için haftalık
rutin 6 günlük antrenman ve 1 günlük dinlenmeyi içerdiği belirtilmiştir. Günlük antrenman
programları, 4 saatten fazla ve çeşitli egzersiz programlarından (jog, yüksek hızda koşu,
aralıklı koşu ve 3.000 m veya 5.000 m süreli deneme) oluşuyordu. YY-AÇ grubu, rahat koşullar
altında günde >12 saat boyunca simüle edilmiş bir odada, AY-AÇ grubu çalışma boyunca deniz
seviyesinde kalmıştır. Sonuçlar incdelendiğinde; hematolojik parametreler önemli bir
etkileşim göstermediği görülmüş ve bununla birlikte, YY-AÇ grubu, AY-AÇ grubundan daha iyi
egzersiz ekonomisi, metabolik parametreler (oksijen tüketimi, doku oksijenasyonu) indeksi ve
egzersiz öncesi %80 maksimum kalp hızına karşılık gelen 30 dakikalık submaksimal cycle
ergometre egzersizi sırasında hemodinamik fonksiyonda stroke hacmi sağladığı belirtilmiştir.
238
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
Egzersiz performansı ile ilgili olarak, YY-AÇ grubu ayrıca AY-AÇ grubuna göre daha gelişmiş
maxVO2 ve 3000 m time trial performansı sağladığı bildirilmiştir. Bu sonuçlar, AY-AÇ ile
karşılaştırıldığında, YY-AÇ yöntemi egzersiz ekonomisini ve hemodinamik işlevi iyileştirerek
egzersiz performansı üzerinde olumlu etkilere sahip olabileceğini göstermektedir.
Sutehall ve ark. (2019)’a göre Egzersiz performansını artırmak için yükseklikte
antrenmanın yararı belirsizliğini koruyor, ancak en yaygın kabul gören yaklaşım, sporcuların
yaklaşık 2300 metrede yaşadığı ve yaklaşık 1250 metrede yüksek yoğunluklu antrenmanla
daha düşük yoğunluklu koşu yaptıkları çalışmalardır. Buradaki fikir, bu yöntemin, orta irtifada
gerçekleştirilen yüksek yoğunluklu seansların performans bozukluğunu azaltırken, toplam
hemoglobin yoğunluğunda maksimum artışları sürdürmesi ve böylece sporcular atmosferde
yaşarken ve antrenman yaparken meydana gelebilecek herhangi bir zayıflamayı önlemesi
olduğu söylenmiştir. Ancak bu antrenman rejimi evrensel olarak kabul edilmemiştir ve bazıları
performans geliştirmenin plasebo ve antrenman kamp etkilerinden kaynaklandığını iddia
etmekte olduğu belirtilmiştir. Yükselti antrenmanı, bir sporcunun hematolojik parametrelerini
kan dopingini takiben gözlemlenenlere benzer şekillerde etkileyebileceğini, mevcut tespit
yöntemleri, yükselti antrenmanı ile kan dopingi arasında ayrım yapmak için yetersiz
görünmekte olduğunu ve bir sporcunun biyolojik pasaportunun yorumlanmasını zorlaştırdığını
belirtmişlerdir. Yükselti antrenmanı için en uygun yöntemi belirlemek ve daha iyi kan dopingi
ile irtifa maruziyetini ayırt edebilmek için mevcut tespit yöntemlerini geliştirmek için daha
fazla araştırma yapılması gerektiğini açıklamışlardır.
Millet ve ark. (2017) incelediği 9 yükselti antrenmanıyla ilgili 'irtifa antrenmanı egzersiz
performansını ikna edici bir şekilde artırmaz ve elit (dayanıklılık) sporculara tavsiye
edilmemelidir' ifadesinin yaptıkları mevcut literatür analizleri sonucunda kesinlikle yanlış
olduğunu ortaya çıkarttığı bildirilmiştir. Halihazırda bulunan yüksek Hbmass değerlerine sahip
sporcuların irtifa antrenmanından sonra Hbmass'larını artırmadıkları varsayımının hatalı ve
hatalı verilerin dahil edilmesinden dolayı önyargılı yapılan açıklamalar olduğuna inandıkları
belirtilmiştir.
Schmitt ve ark. 2017’de yaptıkları Elit Kuzey Kayakçılarda Antrenman Yükü ve İrtifanın
HR-V’nin (kalp hızı değişkenliğinin) Yorgunluk Modelleri Üzerindeki Etkisi adlı çalışmada 57
elit kuzey kayakçısında egzersiz yükü / yoğunluğu ve HR-V hızı değişkenliği yorgunluk
modelleri arasındaki ilişkiyi analiz edilmiştir. 5 yıl boyunca 1063 HR-V testi yapılan bu
çalışmada dinlenme ve tekrar aralıkları, istirahatte ve ayakta dururken kaydedilmiştir. Egzersiz
yüklemesi (TL), ventilasyon eşiği(VT) 1 ve VT2'ye göre antrenman yükü, güç için belirli
239
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
bölgelerde ölçüldüğü belirtilmiştir. Sonuçlar incelendiğinde yükseklik antrenman süresinin bir
kısmıyla birlikte yorgunluk durumlarının oluşumu önemli ölçüde arttığı söylenirken, çalışmada,
egzersiz yükü / yoğunluğu ile HR-V yorgunluk modelleri arasında nedensel bir ilişki olmadığını
kanıtlanmıştır. İrtifa antrenman dönemleri, aşırı mesafeler sağlık risklerini artırma olasılıkları
nedeniyle kritik göründüğüne karar verilmiştir.
Quindry ve ark. (2017) “Yüksek Rakımda Aşırı Egzersizin İnsanlarda Oksidatif Stres
Üzerindeki Etkisi” adlı çalışmasında sporcuların yükselti antrenmanı sırasında oksidatif stres
biyokimyasıyla ilgili yapılan çalışmalardan bir derleme yapılmıştır. İnsanların irtifada egzersize
verdiği tepkinin anlaşılması, büyük ölçüde, normobarik hipoksiyi kullanan laboratuvar
çalışmalarına ek olarak, 3000 m'nin üzerindeki rakımlarda yapılan saha temelli araştırmalardan
elde edilir. Yüksek irtifa egzersizi sırasında ortaya çıkan oksidatif stresin etkileri, oksidatif
hasarda geçici bir artış ve ardından birden fazla dokuda redoksa duyarlı adaptasyonlar gibi
görünmektedir. Bu sonuçlar, ova yerlileri, yüksek rakıma alışkın olanlar ve yayla yerlileri için
tutarlıdır, ancak ikinci grup daha sağlam bir uyarlanabilir yanıt sergilemektedir. Bugüne kadar,
irtifa kaynaklı oksidatif stresin normal antrenman veya dinlenme senaryoları için zararlı
olduğuna dair hiçbir kanıt olmadığı belirtilse de sınırlı kanıtlar, oksidatif stresle ilgili zararlı
sonuçların, bireylerin uzun süreler boyunca aşırı yükseltilere maruz kaldığı durumlarla sınırlı
olduğunu göstermektedir. Ancak, bu kesin olmayan sonucun doğrulanması daha fazla
araştırma yapılmasını gerektiği vurgulanmaktadır. Daha uygulanabilir bir şekilde, irtifa
kaynaklı hipoksinin egzersize ve egzersizden toparlanmaya redoksa duyarlı adaptif yanıtlar
üzerinde bağımsız bir etkisi olabileceği ve eğer doğruysa, bu bulgular yüksek irtifada
antrenman yapan sporcular, dağcılar ve askerler için önemli sonuçlar doğurabileceği
belirtilmiştir. Tüm bu noktalar, yüksek irtifada egzersiz sırasında oksidatif stres konusunda
yayınlanan araştırmaların sınırları dahilinde yapıldığı için buna yönelik ayrıntılı çalışmalara
ihtiyaç duyulduğu belirtilmiştir.
Stickford ve ark. 2016 yılında yaptığı çalışmada Seçkin kinematik değişkenlerin 4
haftalık irtifa antrenmanından sonra bir grup elit mesafe koşucusunda değişip değişmediğini
belirlemek için yaptıkları görülmüştür. 6 elit erkek mesafe koşucusu, "YY – AÇ modelinde
hazırlanan 28 günlük antrenmanları daha düşük rakımlarda (945-1150 m) daha yüksek
yoğunluklu koşuların gerçekleştirildiği ve düşük yoğunluklu seansları içeren kısımları daha
yüksek rakımlarda (1950-2850m) tamamlamışlardır. Yürüyüş parametreleri, yükseltiye
çıkılmadan 2-9 gün önce ve deniz seviyesine döndükten sonra, 300 ila 360 m · dak-1 hızlarında
240
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
ölçülmüştür. Ancak yükselti antrenmanlarından sonra yerle temas süresi, salınım süresi, adım
uzunluğu veya adım frekansı açısından herhangi bir farklılık bulunmadığı görüşmüştür.
SONUÇ VE ÖNERİLER
Bazı çalışmalar aksini iddia etse de “Yüksekta yaşa – Alçakta çalış” ya da “Yüksekte
yaşa – Yüksekte Çalış” gruplarının her ikisi de “Alçakta yaşa – Alçakta çalış” yani deniz
seviyesinde
yaşayan
kontrol
gruplarına
göre
olumlu
sonuçlarla
çalışmalarını
tamamlamışlardır. Hatta incelenen bir çalışmada zaten Hb yoğunluğu yüksek düzeyde olan
elit sporcularda bile gelişim sağlandığını gösteren çalışmalar mevcuttur (Hause ve ark. 2018).
Dahası elit koşucularda hayatı boyunca sahip olduğu en iyi derecelerini yükselti antrenmanları
sonucunda yapılan testlerde sergilediği kanıtlanan bir çalışma da bulunmaktadır (Sharma ve
ark. 2018).
Tüm bunlara rağmen bazı çalışmalarda sonuçların uygulanan kamp etkisinden ya da
olumlu sonuç alacağını bilerek giden deneklerin placebo etkisinden kaynaklandığından
bahsedilmektedir (Sutehall ve ark. 2019). Yine bir başka çalışmada kontrol gruplarının kritik
tayini, körleme prosedürleri ve katı bilimsel değerlendirme kriterleri uygulandığında, LHTL'nin
performans üzerinde saptanabilir bir etkisi olmadığı da iddialar arasındadır (Bejder ve
Nordsborg 2018; Millet ve ark. 2017).
Yükselti antrenmanının olumlu fizyolojik sonuçlarının kesinliğini sorgulayan
çalışmalarda da olduğu gibi Oksidatif stresle de ilgili literatürde kafa karışıklığı yaratan
sonuçlar mevcuttur. Bir grup ROS ve RNS gibi Serbest radikallerin oluşumunun vücutta sebep
olduğu olumsuz etkileri savunurken, bir diğer taraf ise aslında konunun bildiklerimizin aksine
serbest radikallerin hipoksiye uyumu kamçıladığı ve vücutta yüksek seviyelerde seyretseler de
aklimatizasyonun tamamlanmasıyla birlikte tekrar normal seviyelerine gerilediğini ve vücut
için zararlı bir durum oluşturmadığını öne sürdükleri görülmüştür (Gomez-Cabrera ve ark.
2008).
Öneri olarak ise daha fazla branşta çok daha çeşitli çalışma yöntemleri yükselti antrenmanı
için kombine edilip, sonuçlar üzerinde olumlu olumsuz katkıları incelenebilir. Elit sporculardan
oluşan denek gruplarının yer aldığı çalışmalarla literatür genişletilebilir. Bilinenin aksini iddia
eden çalışmaların haklılık paylarının olup olmadığı belirlenmesi adına körleme prosedürleriyle
yapılan çalışmalara ağırlık verilebilir.
241
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
KAYNAKÇA
Brocherie, F., Millet, G.P., Hauser, A., Steiner, T., Rysman, J., Wehrlin, J.P., Girard, O.
(2015). ‘‘Live High–Train Low and High’’ hypoxic training ımproves team-sport.
Performance Medicine & Science in Sports & Exercise, 2140-2149.
Carr, A.J, Garvican-Lewis, L.A., Vallance, B.S., Drake, A.P., Saunders, P.U., Humberstone,
C.E., Gore, C.J. (2018). Training to compete at altitude: natural altitude or simulated
live high: train low?. International Journal of Sports Physiology and Performance, DOI:
https://doi.org/10.1123/ijspp.2018-0099.
Chung-Yu, C., Hou, C.W., Bernard, J.R., Chen, C.C., Hung, T.C., Cheng, L.L., Liao, Y.H.,
Kuo, C.H. (2014). Rhodiola crenulata- and cordyceps sinensis-based supplement
boosts aerobic exercise performance after short-term high altitude training. High Alt
Med Biol, 15:371–379.
Constantini, K., Wilhite, D.P., Chapman, R.F. (2017). A clinician guide to altitude training for
optimal endurance exercise performance at sea level. HIGH ALTITUDE MEDICINE &
BIOLOGY, Volume 00, Number 00, DOI: 10.1089/ham.2017.0020
De Smet, S., D’Hulst, G., Poffé, C., Thienen, R.V., Berardi, E., Hespel, P. (2018). Highintensity interval training in hypoxia does not affect muscle HIF responses to acute
hypoxia
in
humans.
European
Journal
of
Applied
Physiology,
https://doi.org/10.1007/s00421-018-3820-4
Friedmann, B., Bärtsch, P. (1997). High altitude training: sense, nonsense, trends.
Orthopade, 26 (11): 987-992. doi: 10.1007/s001320050184.
Gangwar, A., Pooja & Sharma, M., Singh, K., Patyal, A., Bhaumik, G., Bhargava, K.,
Sethy, N.K. (2019). Intermittent normobaric hypoxia facilitates high altitude
acclimatization by curtailing hypoxia-induced inflammation and dyslipidemia.
Pflügers Arch. - European Journal of Physiology. 471(7): 949-959.
Gomez-Cabrera, M.C., Domenech, E. Vina, J. (2008). Moderate exercise is an antioxidant:
upregulation of antioxidant genes by training. Free Radic Biol Med, 44, 126–131.
Grotle, A.K., Stone, A.J. (2019). Exaggerated exercise pressor reflex in type 2 diabetes:
Potential
role
of
oxidative
stress. Auton
Neurosci,
222:102591.
doi:10.1016/j.autneu.2019.102591
Guyton, A.C., Hall, J.E. (2017). Tıbbi Fizyoloji. 13.baskı. Elsevier. İstanbul: Güneş Tıp
Kitabevleri.
Günay, M., Tamer, K., Cicioğlu, İ. (2013). Spor Fizyolojisi ve Performans Ölçümü. Ankara: 3.
Baskı. Gazi Kitabevi.
Hamlin, M.J., Lizamore, C.A., Hopkins, W.G. (2017). The effect of natural or simulated
altitude training on high- ıntensity ıntermittent running performance in team-sport
athletes: A meta-analysis. Sports Med, 48(2):431-446. DOI: 10.1007/s40279-017-08099
Hauser, A., Troesch, S., Steiner, T., Brocherie, F., Girard, O., Saugy, J.J., Schmitt, L.,
Millet, G.P., Wehrlin, J.P. (2018). Do male athletes with already high initial
haemoglobin mass benefit from ‘live high–train low’ altitude training? Exp Physiol,
103.1 pp 68–76.
242
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
Heikura, I.A., Burke, L.M., Bergland, D., Uusitalo, A.L.T., Mero, A.A., Stellingwerff, T.
(2018). Impact of energy availability, health and sex on hemoglobin mass responses
following LHTH altitude training in elite female and male distance athletes.
International Journal of Sports Physiology and Performance, 13(8):1090-1096.
Hinghofer-Szalkay, H. (2010). “Intermittent hypoxic training: risks versus benefits,” European
Journal of Applied Physiology, vol. 108, no. 2, p. 417,
Karatosun, H. (2008). Egzersiz ve Spor Fizyolojisi. Isparta: 1. Baskı. Altıntuğ Matbaası.
Karatosun, H. (2009). Antrenmanın Fizyolojik Temelleri Isparta: 2. Baskı. Tuğra Ofset.
Leeuwenburgh, C., Heinecke, J. (2001). Oxidative stress and antioxidants in exercise. Current
Medicinal Chemistry, 8(7), 829-838.
Manoli, I., Alesci, S., Blackman, M.R., Su, Y. A., Rennert, O. M., Chrousos, G. P. (2007).
Mitochondria as key components of the stress response. Trends in Endocrinology and
Metabolism, TEM, vol. 18, no. 5, pp. 190–198.
Mc Ardle, W.D., Katch, F.I., Katch, V.L. (2001). Exercise Physiology: Energy, Nutrition and
Human Performance. USA: (Fifth Edition). Ed. Pete Darcy Lippincott Williams &
Wilkins A Wolters Kluwer Company
Michalczyk, M., Czuba, M., Zydek, G., Zaja˛A., Langfort, J. (2017). Dietary
Recommendations for Cyclists during Altitude Training. Nutrients, 8, 377;
doi:10.3390/nu8060377
Millet, G.P., Chapman, R.F., Girard, O., Brocherie, F. (2017). Is live high–train low altitude
training relevant for elite athletes? Flawed analysis from inaccurate data. Br J Sports
Med, Vol 0 No 0 pg: 1-4.
Park, H.Y., Park, W., Lim, K. (2019). Living high-training low for 21 days enhances exercise
economy, hemodynamic function, and exercise performance of competitive runners.
Journal of Sports Science and Medicine, 18, 427-437.
Peters, B., Ballmann, C., McGinnis, G., Epstein, E., Hyatt, H., Slivka, D., Cuddy, J., Hailes,
W., Dumke, C., Ruby, B., Quindry, J. (2015). Graded hypoxia and blood oxidative
stress during exercise recovery. J Sports Sci, 14, 1–11.
Quindry, Q., Dumke, C., Slivka, D., Ruby, B. (2016). Impact of extreme exercise at high
altitude on oxidative stress in humans. Physiol, 594.18 pp 5093–5104.
Rhoades, R.A., Bell, D.R. (2017). Tıbbi Fizyoloji: Klinik Tıbbın Temelleri. İstanbul: 4. Baskı.
İstanbul Tıp Kitabevi.
Schmitt, L., Regnard, J., Coulmy, N., Millet, G.P. (2017). Influence of training load and
altitude on hr-v fatigue patterns in elite nordic skiers. Int J Sports Med.
https://doi.org/10.1055/a-0577-4429.
Sharma, A. P., Saunders, P. U., Garvican–Lewis, L. A., Périard, J. D., Clark, B., Gore, C. J.,
Raysmith, B.P., Stanley, J., Robertson E.Y., Thompson, K. G. (2018). Training
quantification and periodization during live high train high at 2100 m in elite runners:
an observational cohort case study. Journal of Sports Science & Medicine, 17(4), 607.
Stickford, A.S., Wilhite, D.P., Chapman, R.F. (2016). Live high – train low altitude training
does not alter running mechanics in elite distance runners. International Journal of
Sports Physiology and Performance,
243
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
Sutehall,S., Muniz-Pardos, B., Lima, G., Wang G., Malinsky, F.R., Bosch, A., Zelenkova, I.,
Tanisawa, K., Pigozzi, F., Borrione, P., Pitsiladis, Y. (2019). Altitude training and
recombinant human erythropoietin: considerations for doping detection. Current
Sports Medicine Reports. Volume 18. Number 4. 97-104.
Wilber, R.L., Stray-Gundersen J. & Levine B.D. (2007). Effect of hypoxic “dose” on
physiological responses and sea-level performance. Med Sci Sports Exerc, 39, 1590–
1599.
Zhang, Y., Chen, N. (2018). Autophagy ıs a promoter for aerobic exercise performance during
high altitude training. Oxidative Medicine And Cellular Longevity. ID 3617508, Page: 111 https://doi.org/10.1155/2018/3617508.
ATIF:
Sarper Kahveci, M. (2020). Yükselti Antrenmanı Fizyolojisi ve Alandaki Son Gelişmeler. Betül
Bayazıt, Ercan Karaçar, Ozan Yılmaz (Ed.), Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı3.Cilt içinde (ss. 226-244). Konya, Çizgi Kitabevi Yayınları
244
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
BÖLÜM
15
YÜZME SPORUNDA MOBİLİTE VE STABİLİTE
Özgür DİNÇER
Doç. Dr. Ordu Üniversitesi,
[email protected]
Halilcan ESKİÇIRAK
Yüksek Lisans Öğrencisi,
[email protected]
ATIF: Dinçer, Ö., Eskiçırak, E. (2020). Yüzme Sporunda Mobilite ve Stabilite.
Betül Bayazıt, Ercan Karaçar, Ozan Yılmaz (Ed.), Spor ve Rekreasyon
Araştırmaları Kitabı-3.Cilt içinde (ss. 246-256). Konya, Çizgi Kitabevi Yayınları.
15.BÖLÜM
YÜZME SPORUNDA MOBİLİTE VE STABİLİTE
Özgür DİNÇER
Doç. Dr., Ordu Üniversitesi,
[email protected]
Halilcan ESKİÇIRAK
Yüksek Lisans Öğrencisi,
[email protected]
GİRİŞ
Spor, egzersiz ve hareket kapasitelerinin değerlendirilmesi için hareketi oluşturan yapıların
fonksiyonel anatomisinin ve biyomekanik işlevlerinin bilinmesi çok önemlidir (Maglischo, 2003).
Eklem açıklığının değerlendirilmesi, oluşabilecek sorunların bulunması ve problemlerin
çözülmesinde etkin bir parametre olup (Akdere, 2011; Otman, Demirel ve Sade, 1998) sporcuların
antrenman programlarının oluşturulmasında, performans değerlendirmesi yapılmasında, eklem
hareket açılarının belirlenmesi ve takibinin yapılması gerekmektedir (Cleffken ve ark, 2007; Kamil,
1993).
Birinci Dünya Savaşı’nın ertesinde askerlerin durumlarını test etmek için eklem hareket
genişliğini değerlendirme çalışmalar yapılmış ve bugüne kadar çeşitli ölçüm metotları geliştirilmiştir.
Kullanım rahatlığı nedeniyle gonyometrik ölçüm, normal eklem hareket genişliği ölçmek için sıklıkla
kullanılmaktadır (Akdere, 2011; Otman, 1995).
Yüzme tüm dünyada fizyolojik ve dayanıklılık özelliklerinin gelişimi için öncelikli spor branşı
olarak kabul edilen ve uygulanan bir spor dalıdır. Yüzme doğası gereği erken yaşlarda başlatılan bir
spor branşı olmasına rağmen “uzun sürekli gelişim modeli” ne göre “geç özelleşen spor türleri”
kapsamında değerlendirilir ancak çocukların yüzme sporuna küçük yaşlarda başlıyor olması
sebebiyle “erken özelleşen sporlar” içerisinde görülür (Açıkada ve Hazır, 2016).
Yüzme
Kişinin su içerisinde belirlenen bir mesafeyi gidebilmesi için kol ve bacaklarını eş zamanlı
olarak kullandığı ve yaptığı hareketlerdir. Bu spor havuz ve deniz içerisinde yapıldığından diğer
sporlardan çeşitli farklılıklar gösterir. Bunların en önemli olanları yüzme branşının su içerisinde
yerçekimi kuvvetinin olmadığı ortamlarda ve suyun kaldırma kuvveti ile yatay pozisyonda
yapılmasıdır (Urartu, 1994).
246
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3
Müsabık yüzme benzersiz bir spor branşıdır. Yüzme sporunda karada yapılan sporların
tersine bireyin kol ve bacaklarının suya karşı itme hareketi yaparak ileri gitmesidir. Bu durum iki adet
dezavantaj oluşturur. Bunlardan birincisi suyun yüzücülerin itici hareketine karşı daha az direnç
uygulamasıdır, ikincisi ise su ortamının hava ortamından daha çok fazla yoğun olması sebebiyle
sporcunun ileri gidebilmesi için daha fazla enerji harcaması gerekir (Maglischo, 2003).
Yüzme su içerisinde tekniğe uygun doğru bir şekilde hareket edilerek yapılan koordineli
hareketlerin bütünüdür. Günümüzde en aktif branşlardan bir tanesi olan yüzme branşı kişilerin
kendilerini sudan korumak için yaptıkları farklı reflekslerle ortaya çıkmış bir spor branşıdır.
Geçmişteki yaşayan insanlar su yoluyla çeşitli geçim kaynakları sağlamak için ve ulaşım için yüzme
olayını keşfetmişlerdir.
Düzenli olarak yüzmenin kardiyovasküler sistem üzerinde yararlı etkileri bulunmaktadır.
Kalbin düzenli bir şekilde kan pompalamasını sağlayarak bir çok kalp ve vücut hastalıkları riskini
azaltmaktadır. Kas ve iskelet sisteminin gelişimini kasların güç üreterek kondisyonun artmasını
sağlar. Yüzme sporu mental olarak da insanlara fayda sağlar (Bozdoğan 2003, Altay 2004). Yüzme
sporu genelde küçük yaşlarda tercih edilmekte ve vücut yapılarında dengeli bir şekilde büyüme ve
gelişimi sağlamaktadır. Bunun yanı sıra ruhsal gelişime de büyük katkısı vardır (Hannula ve Thornton
2001). Kalp ve akciğer kapasitelerinde gelişim gösterilmesini sağlar, dayanıklılık ve esnekliği geliştirir
(Bozdoğan ve Özüak 2003).
Yüzme sporu sürekliliğinde çocuğun motorik özelliklerinin gelişmesinin yanı sıra sağlıklı bir
fiziksel gelişimi, düzgün bir duruş yeteneği sağlamaktadır (Malina ve ark 2004).
Serbest Yüzme Tekniği
Serbest yüzme tekniği, dört müsabaka tekniği içinde en hızlı olanıdır. Kulaç mekaniği, bir
sağ- bir sol kol çekişi ve değişen çok sayıda yapabilen ayak vuruşundan oluşur. (Bozdoğan, 2003).
Suya giriş başın ön noktasından, önce eller sonra baş ve omuzlar ile devam edecek şekilde olmalıdır.
Yüzücü kolunu ileri uzatmış ve eli suya girdiğinde avuç içini dış yana doğru çevirmelidir (Bozdoğan,
2003). Kolun suya girdikten sonra su yüzeyinin çok az altında ileri uzatılmalı ve kayma hareketi
yapılmalı, vücut gergin bir pozisyonda yatay şekilde ve düz olmalıdır. (Bozdoğan, 2003). Suya
girdikten sonra el ‘’S’’ şeklinde bir yol izleyerek suyu yakalama başlangıcına kadar aşağı süpürme
hareketini yapar. Bu hareket esnasında kol dirsekten doksan derece bükülmelidir (Bozdoğan, 2003).
247
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3
Sırtüstü Yüzme Tekniği
Sırtüstü yüzme stili, ters kurbağa stilinden (sırtüstü yüzülen kurbağalama stili) türetilmiştir.
Yıllar içinde, yüzücüler kollarını su üzerinde bir sağ bir sol olarak toparlayarak kurallar içerisinde daha
hızlı yüzebileceklerini keşfetmişlerdir. Sırt ayak vuruşunun kurbağalama ayak vuruşundan çok daha
hızlı olduğunu anlayınca modern sırtüstü yüzme tekniği oluşmuştur (Maglischo, 1993). Günümüzde
sırtüstü tekniğinin mekaniği, vücut sırtın üstü pozisyonda uygulanıyor olmasının dışında, serbest
yüzme tekniği mekaniğine fazlaca benzemektedir. Serbest yüzme tekniğinde olduğu gibi yüzücüler,
kollarını değiştirerek suyu süpürür ve büyük çoğunluğu her kulaç atışını, altı ayak vuruşu tamamlar
(Maglischo, 1992).
Kelebek Yüzme Tekniği
Vücut pozisyonu serbest tekniğe yakındır. Ayak vuruşu hareketi yunus balığının yüzme
tarzından alınmış ve “dolfin” olarak adlandırılmıştır. Dolfin hareketi, bacaklar kapalı baş hariç tüm
vücut kullanılarak yapılır. Harekete bel, kalça, bacaklar uyumlu bir şekilde katılır. Kelebek yüzme
stilinde kolların hareketi iki kolun eş zamanlı olarak suyun dışından ileriye atılarak, suyun içerisinden
S harfi gibi geriye doğru çekişiyle olur. Her kol atışında iki dolfin yapılır. Baş; kol çekişiyle uyumlu
olarak kollar suya girmeden önce suya girer ve kollardan önce su içerisinden çıkar. Nefes alma sayısı
tekniğe ve yüzülecek olan mesafeye göre değişkenlik gösterir. (Selçuk, 2013).
Kurbağalama Yüzme Stili
Kurbağalama yüzme stilinin farklı yorumlamaları olsa da günümüzde uygulanan teknik stil,
modern kurbağalama tekniği olarak kabul edilir. Tekniğin en önemli tarafı kolların hareketi ve ayak
vuruşundaki koordinasyon ve dengedir. Bu koordinasyonu hemen oluşturmak kolay değildir. Bu
yüzme stilinde ayak vuruşu ilerlemeyi normal düzeyde sağladığından serbest ayak vuruşu daha hızlı
olabilir. Ellerin suyu kavrama, suyu çekme ve itişi ile kolların aynı başlangıç pozisyonuna gelmesi ve
yüzücünün her ayak vuruşunda, ayak temposunu artırarak ayak vuruşunu bitirirken bacaklarını düz
bir hale getirmesi gereklidir. (Ermest ve Maclischo 2011).
EKLEMLER VE ANATOMİSİ
Omuz Eklem Anatomisi ve Mobilizasyonu
Omuz temel olarak dört eklemden oluşan bir uzvumuzdur. Omuz hareketlerinin eklem
açıklığının tamamlanması için omuz eklemlerinin hepsinin harekete aktif bir şekilde katılması
gerekmektedir. (Baltacı, 2002) Bu eklemler aşağıdaki gibidir:
248
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3
Skapulotorasik, Glenohumeral, Akromiyoklavikular, Sternaoklavikular
Glenohumeral Eklemi
Humerus başı ve glenoid fossa arasındadır. Humerus başının %30’u glenoid ile eklemleşme
yaparken bu oran labrum sayesinde %75 ‘e çıkar. Eklemin statik stabilizasyonu eklem kampsülü ve
ligamentlerle, dinamik stabilizasyonu rotator manşet kaslarıyla sağlanır. Eklem stabilizasyonu
anterior glenohumeral ligaman, sagital düzlemden korakohumeralligaman ve posterior rotator
manşet tendonlarıyla güçlendirilmiştir. Üst ekstremitenin fonksiyonel olarak kullanılabilmesi için
omuz bölgesinin dört ekleminin de yeterli düzeyde ve düzgün bir şekilde fonksiyon göstermesi
gerekmektedir (Duymaz, 2017).
Sternaoklavikular Eklem
Sternaoklavikular eklem klavikulanın sternumun manibrumu ile eklem yapması sonucu
oluşur. Düz sinovyal bir eklem ve kartilajinöz bir diski vardır. Ligamentöz desteği çok kuvvetli olan
bir eklemdir. Elevasyon ve depresyon clavicula ile disk arasındaki eklemde oluşurken,
anteroposterior ve rotasyon hareketi disk ile sternum arasında oluşur (Demirbaş, 2010).
Akromiyoklavikular Eklem
Akromiyoklavikular eklem zayıf bir eklem kılıfı, bir fibrokartilajinöz diski ve iki güçlü ligamanı
olan sinovyal bir eklemdir. Akromiyoklavikular eklemin primer fonksiyonları; skapulaya toraks
üzerinde
ek
hareket
miktarı
kazandırmak;
üst
ekstremitedeki
kuvvetlerin
claviculaya
aktarılmasınından sorumludur. Bu eklemle gerçekleşen hareketler; yukarı/aşağı rotasyon, internal
eksternal rotasyon; anterior/posterior boşaltmadır (Duymaz, 2017).
Skapulotorasik Eklem
Skapulotorasik eklem gerçekliği olamayan bir eklemdir. Gerçek eklemlerin herhangi bir
özelliğini taşımamaktadır. Daha fazla işevsel bir eklemdir. Skapula ve torakstan oluşur ve
akromiyoklavikular (AC) ve sternoklavikular (SC) eklemlerin bütünlüğü ile ilişkilidir. Skapulanın
toraks üzerindeki her hareketi AC, SC veya her iki eklemde birden hareket açığa çıkmasına neden
olur. Skapulatorasik eklemin görevi kol hareketleri için glenoid fossanın düzgün konumlanması ve
skapulanın stabilitesidir (Demirbaş, 2010).
249
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3
Kalça Eklemi Anatomisi ve Mobilizasyonu
Kalça eklemi sinovyal eklemlerden top ve yuva şeklinde bir eklemdir. Eklemde boşluklar
olması, eklemin dış yüzeyinin kıkırdakla kaplı olması, sinovyal sıvı üretemi yapan membrana sahip
olması ve bağlarla desteklenen bir kılıfla korunmasıyla sinovyal eklemlerinin sahip olduğu dört
özelliği barındırır. Yuvayı oluşturan konkav asetabulumdur ve yerleşimi ön, dışyan ve aşağı yöne
doğru eğimlidir. Asetabulum, pelvis de 3 kemiğin ( ilium, ischium, pubis) Y harfine benzer şekilde
birleşimiyle oluşur (Duymaz, 2017).
Kalça eklemi yapısal olarak omuz eklemine benzemektedir. Ancak asetabulum kalçaya,
’glenoid fossa’ nın omuza sağladığından daha fazla bir derinlikte yuva sağlar. Kemik yapısının bu
uyumu sebebiyle kalça oldukça kararlı bir eklemdir ve omuz eklemine kıyasla dışarı çıkma riski daha
azdır. ‘Top’ şeklini ise femurun başı oluşturur. Femur başı, femur boynu ile femur cismine bağlıdır.
Kalça eklem kılıfı üç kuvvetli bağ tarafından desteklenir. Bu bağlar sırayla ilyum, pubis ve
iskuyumdan başlar ve femurun intertrokanterik hattına yapışır. Asetablumun çevresine uzanan
labrum vardır. Labrum, asetablumun etki alanını arttırır, eklem stabilizasyonuna katkıda bulunur ve
eklem kıkırdağına iletilen yükleri azaltır (Crisco ve ark, 1992).
Ayak ve Ayak Bileği Anatomisi ve Mobilizasyonu
Ayak; vücut ağırlığını taşıyan dengemizi sağladığımız ve koruyucu karmaşık bir yapıdır. Bu
kadar fazla ve elzem görevlerini birçok farklı kemikten oluşması sayesinde gerçekleştirebilmektedir.
Gözlemler, ayağın ağırlık taşıması için tek bir kemikten oluşmuş olmasının yeterli olabileceğini, fakat
bu durumda mobilizasyon ve stabilizasyon gibi fonksiyonlarını yerine getiremeyeceğini
göstermektedir (Duymaz, 2017).
Ayak bileği terimi bacak ve ayağın birleştiği yer söylemek için kullanıldığı gibi, gerçekte ayak
bileği mühim görevleri olan ve birçok kemik ve eklemden oluşan karışık bir anatomik bölgedir.
Proksimal ve distal eklemlerinde minimum hareket gösterirken en mühim görevi, yürüme ve koşma
gibi aktivitelerde vücudun altının stabilitesini sağlamaktır. Vücudun öne ilerleyebilmesinde menteşe
görevini yapmaktadır. Ayak bileği eklemi üç farklı eklemin (tibiotalar, fibulatolar, distal tibiofibular)
birleşmesiyle oluşmaktadır. Diğer eklemler ise (subtalar ve midtarsal eklemler) ayak bileği eklemine
kinetik zincir yoluyla oluşan kuvvetlerin aktarılmasında rol oynar (Akdere, 2011).
250
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3
MOBİLİTE VE STABİLİTE
Mobilite
Eklemde pasif hareket becerisinin sürekliliğini sağlamak için çeşitli teknikler içeren, farklı
hızlarda uygulanan maksimal hareket sağlamak ve işlevi geri kazandırmak veya ağrı oluşumunu
engellemek için uygulanan teknikler bütünüdür (Demirbaş, 2010).
Yumuşak doku esnekliği ve segmental hareketliliği tekrar kazanma, miyofacial gevşeme,
eklem mobilitesi ve manipülasyonu, kas enerji tekniği ve germe gibi manuel tedavi tekniklerinin
çeşitliliği ile mümkün olabilir. Mobilite teknikleri lökomotor sistemin anatomik, biyomekanik ve
nörofizyolojik açıdan tam olarak incelenmesini gerektirir (Brudvig ve ark. 2011).
Eklemlerdeki ağrı ve fonksiyon bozukluklarının tedavisinde kullanılan bir yöntemdir.
Eklemlerdeki kısıtlılıkları fonksiyonel seviyeye getirmek, ağrıyı azaltmak ve biyomekaniyi korumak
amaçlanır. Glenohumeral eklem mobilizasyonu, skapular mobilizasyon, gliding (kaydırma),
traksiyon, friksiyon gibi yöntemler uygulanabilmektedir (Baltacı ve ark. 2002, Şenbursa ve ark.
2007).
Mobilite, normal eklem hareket sınırlarında düşük hız, değişen amplitüdde, tekrarlayan aktif
olmayan hareketlerden oluşur. Eklem ve ligament gibi kasılma özelliği olmayan yapılara uygulanır.
Ekleme uygulanan germe ve itmeler eklem reseptörlerini ve golgi tendon organını uyararak
gevşeme elde edilmektedir. Böylece eklem hareket genişliğinde artma ve ağrılarda azalma sağlanır.
Uygulama, hastanın ağrı ve semptom seviyesine göre yapılmalıdır (Şenbursa ve ark. 2011, Kavlak ve
ark. 2012).
Mobilite uygulamalarının amacı, hareket açısı az olan bölgelerde hareketi en ileri noktaya ve
ağrısız olmadan arttırarak işlevi kazandırmak ve vücut mekaniğini korumaktır. Mobilite
uygulamalarıyla, glenohumeral eklem hareket açısı artırılıp omuz mobilizasyonu kazanılır. Manuel
terapi uygulaması, bu konuda eğitim almış uzman sağlık çalışanları tarafından yapılmalıdır.
Kachingwe ve arkadaşlarının omuz impingement sendromunda farklı manuel terapi yöntemlerini
karşılaştırdıkları çalışmalarında, glenohumeral mobilitesine göre Mulligan konseptinden hareketle
mobilite aktif hareket genişliğinde daha etkili olduğu sonucuna varmışlardır (Hakgüder ve Kokino
2002, Kachingwe ve ark, 2008).
Eklem mobilizasyonu, ağrılı ve sert sinoviyal eklemlerin tedavisinde kullanılan manuel bir
tekniktir. Mobilizasyon uygulamaları, normal hareketlilik için gerekli olan, eklem yüzeyleri arasında
meydana gelen ve eklemin yardımcı hareketleri olan dönme, kayma ve yuvarlanma hareketlerine
251
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3
yönelik olur. Eklem mobilizasyonu omuzda birden fazla hareket yönünde uygulanmaktadır. Omuzda
yardımcı harekete bir örnek olarak, normal abdüksiyon sırasında glenoid fossada humerus başının
aşağıya doğru hareketi olmaktadır. Bu kayma hareketi, humerusun büyük tüberositasının,
korakoakromiyal kemerin altından geçmesi ve böylece kolun tam yükselmesine izin vermesi için
gereklidir (Brudvig ve ark, 2011; Cookson ve ark., 1979).
Uygulanan
eklem
mobilizasyon
tekniklerinin
çeşitli
terapötik
etkiler
ürettiği
düşünülmektedir. Bunlar; glenohumeral hareketi restore edecek, ağrıyı azaltacak ve fonksiyonu
iyileştirecek olan kollajen dokusunun yeniden düzenlenmesi, fibril 21 kayganlığındaki artış ve
yapışıklıkların çözünmesi gibi mekanik etkiler üretmesidir (Saunders ve ark., 2005).
Stabilite
Stabilite hareketin kuvvet, koordinasyon, denge ve verimliliği aracılığıyla vücut kontrolünün
temsil edilmesidir (Cook,1998).
Stabilite durağan ve hareketli olarak iki kategoriye de ayrılabilir. Statik stabilizasyon postür
ve dengenin sürdürülmesine bağlıdır. Dinamik stabilizasyon ise hareketin üretimi ve kontrolünün
yanında içerdiği mobilizasyon, esneklik, kuvvet, koordinasyon bölgesel kas dayanıklılığı ve
kardiyovasküler uygunluğa bağlıdır (Cook,1998).
Stabilite ve Mobilite Egzersizlerinin Yüzme Performansına Etkisi
Mobilite ve esneklik maksimal düzeyde değilse dinamik stabilite maksimal düzeyde olamaz
çünkü esneklik ve mobilite dinamik stabilitenin bileşenleridir. Aynı zamanda sadece kuvvette tek
başına dinamik stabilitenin tek bir bileşeni değildir. Etkili bir hareket ortaya koyabilmek için
stabilitenin tüm bileşenleri birlikte çalışması gereklidir (Cook,1998).
Normal mobilitenin varlığında sinir sistemi, kas kasılma tiplerinden birini (konsantrik,
ekzantrik, izometrik) vücudun bir tarafında hareket meydana gelirken vücudun diğer bir segmentini
sabit tutmak için kullanacaktır (Cook,1998).
Yüzme sporu büyük oranda üst gövde kuvveti, endurans, omuz mobilite ve stabilitesi
gerektirmektedir. Mobilite ve stabilite hareketleri yüzücülerde performansı geliştirme ve
yaralanmaları önleme odaklı antrenman öncesi ve kara antrenman programlarında yardımcı olmak
için kullanılabilir (Fredericson, 2005). Yüzme sporunda çok fazla kullanılan omuz,kalça ve ayak bileği
eklemleri mobilite antrenmanlarıyla mobilizasyonu arttırılabilir ve performansa katkı sağlayabilir
(Bozdoğan, 2003) Denge antrenmanlarıyla eklem stabilitesi arttırılabilir ve yüzme sporunda suyun
akış çizgisinde yüzmek performansa katkı sağlayabilir. Yüzmede çok kullanılan ve sakatlık riski
252
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3
yüksek olan omuz ve diz ekleminde mobilite ve stabilite çalışmaları sporcu sağlığını korumada
yardımcı olabilir. (Fredericson, 2005).
Örnek Mobilite ve Stabilite Egzersizleri
Resim 1. Mobilite Çömelme
Resim 2. Kalça Köprü Pozisyonu
253
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3
Resim 3. Yana Hamle Adımı
Resim 4. Öne Hamle Adımı
Resim 5. Ters Hamstring Aktivasyonu
Resim 6. Öne Hamle+Dirsek İçeri Germe
254
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3
Resim 7. Tırtıl yürüyüşü
Resim 8. Geriye Hamle+Ters Yönde Gövde Rotasyonu
Resim 9. Geriye Çapraz Hamle
Resim 10. T Hareketi
255
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3
Resim 11. Y Hareketi
SONUÇLAR VE ÖNERİLER
Hareketin başlangıcı, devam ettirilmesi ve sonlandırılması bakımından eklem açısı ve kas
esnekliği önemli rol oynamaktadır. Özellikle yüzme sporu gibi eklem hareketliliğinin yoğun bir
şekilde kullanıldığı branşlarda bu durum performansı doğrudan etkileyebilir. Mobilite ve stabilitenin
bu bağlamda dinamik bir hareket esnasında teknik bilgi ile birleşerek kişinin performansını olumlu
yönde etkileyebileceği düşünülmektedir.
Vücut postürünün oluşumu, eklemler ile tendon ve kasların fiziksel aktivite esnasında,
herhangi bir yaralanma ve sakatlanma oluşmadan aktiviteyi gerçekleştirebilmesi eklem
mobilizasyonu ve stabilizasyonu ile sağlanabilir. Eklemleri düşündüğümüzde, Alt ekstremiteden üst
ekstremiteye kadar tüm eklemler ve ekleme bağlı kas ile tendon yapıları birbiriyle uyum içerisinde
destek görevi görerek aktivite oluşumunu sağlamaktadır. Dolayısıyla alt bölümden üst bölüme
doğru incelediğimizde, Ayak bileğinde mobilite ve stabilite eksikliği üst bölümde diz ağrısına ve
eklem hareket kaybına, diz stabilitesinde bir problem yaşanması kalça mobilite ve stabilite
sorununa, kalça ekleminde ki sorunun bel ve omur bölgesinde mobilite ve stabilite eksikliğine, bel ve
omur bölgesinde ki sorunun da boyun bölgesinde ki problemlere sebebiyet verdiği düşünülmektedir.
Yüzme sporu büyük oranda üst gövde kuvveti, dayanıklılığı, omuz mobilite ve stabilitesi
gerektirmektedir. Mobilite ve stabilite hareketleri yüzücülerde performansı geliştirme ve
yaralanmaları önleme odaklı antrenman öncesi ve kara antrenman programlarında yardımcı olacak
şekilde kullanılabilir.
Yüzme sporunda çok fazla kullanılan omuz, kalça ve ayak bileği eklemleri mobilite
antrenmanlarıyla
mobilizasyonu
arttırılabilir
ve
256
performansa
katkı
sağlanabilir.
Denge
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3
antrenmanlarıyla eklem stabilitesi arttırılabilir ve yüzme sporunda suyun akış çizgisinde yüzmek
performansa katkı sağlayabilir.
Sonuç olarak, egzersiz esnasında kullanılan eklemleri değerlendirirken özellikle yüzme
branşında yoğun kullanılan ve sakatlık, yaralanma riski yüksek olan omuz ve diz ekleminde mobilite
ve stabilite çalışmaları sporcu sağlığını korumada ve performansın gelişmesinde yardımcı olabilir.
KAYNAKÇA
Akdere, H. (2011). Diz Ve Ayak Bileği Eklemlerinin Hareket Genişliklerinin Ölçümü. Fırat Tıp Dergisi.
16 (1). 11-14.
Altay, B., Başar, F. (2004). On The Fine Spectrum Of The Difference Operator
C. Information Sciences. 1(4): 217-224.
On And
Baltacı, G. (2002). Omuz Sıkışma Sendromunun Konservatif Tedavisinde Manipulatif Yöntemlerin
Etkisi: Ankara. Hipokrat Yayınevi.
Barbosa, R.I., Goes R, Nazzer, N., Fonsecca, M.C.R. (2008). The İnfluence Of Joint Mobilization On
Tendinopathy Of The Biceps Brachii And Supraspinatus Muscles. Rev Bras Fisioter. 12: 298–
303.
Benzel, E.C. (2001). Biomechanics Of Spine Stabilization:Ohio. Thieme.
Bozdogan, B. (2003). Antibacterial Susceptibility Of A Vancomycin-Resistant Staphylococcus Aureus
Strain İsolated At The Hershey Medical Center. Journal Of Antimicrobial Chemotherapy,
52.5: 864-868.
Bozdoğan, A. & Özüak, A. (2003). Stilleriyle Temel Yüzme: Ankara. İlpress Basım Ve Yayın.
Brudvig, T., Kulkarni, H., Shah, S. (2011). The Effect Of Therapeutic Exercise And Mobilization On
Patients With Shoulder Dysfunction: A Systematic Review With Meta-Analysis. J Orthop
Sports Phys Ther. 2011;41: 734-48.
Cleffken, B., Van Breukelen, G., Van Mameren, H., Brink, P., & Olde Damink, S. (2007). TestRetest Reproducibility Of Elbow Goniometric Measurements İn A Rigid Double-Blinded
Protocol: İntervals For Distinguishing Between Measurement Error And Clinical Change. J
Shoulder Elbow Surg, 16(6): 788-794 E782. Biomechanics Of Spine Stabilization
Cook, G. (1998). Athletic Testing Services. The Functional Movement Screen Manuel. California.
Ontarget Publications 28-45.
Cook, G. (2010). Functional Movement Systems: Screening, Assessment And Corrective Strategies:
California. Ontarget Publications 87-106.
Cookson, J. C., Kent, B.E. (1979). Orthopedic Manual Therapy—An Overview: Part I: The
Extremities. Physical Therapy. 59(2). 136-146.
Crisco, J.J., M.M. Panjabi, I. Yamamoto, T.R. Oxland. (1992). Stability Of Thehuman Ligamentous
Lumbar Spine. Part II: Experiment. Clin. Biomech Pupl.
Çitaker S, Taşkıran H., Akdur H. (2005). Comparison Of The Mobilization And Proprioceptive
Neuromuscular Facilitation Methods İn The Treatment Of Shoulder İmpingement Syndrome.
The Pain Clinic. 2005(14). 197–202.
257
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3
Dajah, SB. (2014). Soft Tissue Mobilization And PNF Improve Range Of Motion And Minimize Pain
Level İn Shoulder Impingement. J. Phys. Ther. Sci. 2014(26). 1803-1805.
Delgado-Gil JA, Prado-Robles E, Rodrigues-De-Souza DP, Cleland JA, Fernández-De-Las-Peñas
C, Alburquerque-Sendín F. (2015). Effects Of Mobilization With Movement On Pain And
Range Of Motion İn Patients With Unilateral Shoulder İmpingement Syndrome: A
Randomized Controlled Trial. J Manipulative Physiol Ther. 38(4):245-52.
Demirbaş, Ş. (2010). Omuz Subakromiyal Sıkışma Sendromu Olan Hastalarda Yumuşak Doku Ve
Eklem Mobilizasyon Tekniklerinin Kişinin Ağrısı Ve Fonksiyonelliği Üzerine Etkisinin
Araştırılması. (Doktora Tezi). İstanbul Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü. İstanbul.
Duymaz, T. (2017). Mobilizasyon Teknikleri, Ekstremiteler Ve Spinal Teknikler:Ankara. Hipokrat
Kitabevi.
Foran, B. (2001). High Performance: Sports Conditioning: USA. Human Kinetics Publishers, Inc. 2342.
Fox, EL, Bowers, RW, Foss, ML, Cerit, M., Yaman, H. (1999). Beden Eğitimi Ve Sporun Fizyolojik
Temelleri:Ankara. Bağırgan Yayınevi. 10-14.
Hakgüder, A., Kokino S. (2002). Manuel Terapi. Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi. 19.2: 128136.
Hannula, D., Thornton, N. (2001). The Swimming Coaching Bible:USA. Human Kinetics.
Kachıngwe, A. F., Philips, B., Sletten, E., Plunkett, S. (2008). Comparison Of Manual Therapy
Techniques With Therapeutic Exercise İn The Treatment Of Shoulder İmpingement: A
Randomized Controlled Pilot Clinical Trial. Journal Of Manual & Manipulative Therapy. 16(4):
238-247.
Kavlak, O,. Atan, Ü.S., Güleç, D., Öztürk, R., Atay, N. (2012). Pregnant Women's Use Of The
İnternet İn Relation To Their Pregnancy İn Izmir, Turkey. Informatics For Health And Social
Care. 37.4: 253-263.7
Kendall, FP., Mcceary, EK., Provance, PG. (1993). Muscles Testing And Function: USA., Lippincott
Williams And Wilkins.
Maglıscho, Ernest W. (2003). Swimming Fastest: USA.Human Kinetics.
Malına, R. M., Bouchard, C. (2004). Bar-Or, Oded. Growth, Maturation, And Physical Activity: USA.
Human Kinetics.
Mcclatchie, L., Laprade, J., Martin, S., Jaglal, SB., Richardson, D. (2009). Mobilizations Of The
Asymptomatic Cervical Spine Can Reduce Signs Of Shoulder Dysfunction İn Adults. Manual
Therapy 14(4):369-374.
Mcclure, PW., Bialker, J., Neff, N., Williams, G., Karduna, A. (2004). Shoulder Function And 3Dimensional Kinematics İn People With Shoulder İmpingement Syndrome Before And After
A 6-Week Exercise Program. Physical Therapy 84(9):832-848.
Michael, F. (2005) Core Stabilization Training For Middle And Long Distance Runners. New Studies İn
Athletics, 20:1 (20:1), 25-37.
Nesser, T.W., Huxel, K.C., Tincher, J.L., Okada, T. (2008). The Relationshipbetween Core Stability
And Performance İn Division I Football Players. Journal Of Strength Cond Res, 22 (6), 17501754.
258
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3
Otman, A. S., Demirel, H., Sade, A. (1998). Tedavi Hareketlerinde Temel Değerlendirme Prensipleri
Kitabı. Ankara: H.Ü. Fizik Tedavi Ve Rehabilitasyon Yüksekokulu Yayınları.
Smith, C.E., Nyland, J., Caudill, P., Brosky, J., Caborn, D.N. (2008). Dynamic Trunk Stabilization: A
Conceptual Back İnjury Prevention Program For Volleyball Athletes. J Orthop Sports Phys
Ther, 38 (11), 703-720.
Şenbursa, G., Baltacı, G., Atay, A. (2007). Comparison Of Conservative Treatment With And
Without Manual Physical Therapy For Patients With Shoulder İmpingement Syndrome: A
Prospective, Randomized Clinical Trial. Knee Surg Sports Traumatol Arthrosc. 15.7: 915-921.
Uppala, S.M., Kallberg, P.W., Simmons, A.J., Andre U., Fiorino, M. (2005). The ERA‐40
Re‐Analysis. Quarterly Journal Of The Royal Meteorological Society. A Journal Of The
Atmospheric Sciences, Applied Meteorology And Physical Oceanography. 131.612: 29613012.
Urartu, Ü. (1994). Yüzme: Teknik, Taktik, Kondisyon:Ankara. Inkilap Kitabevi.
ATIF:
Dinçer, Ö., Eskiçırak, E. (2020). Yüzme Sporunda Mobilite ve Stabilite. Betül Bayazıt, Ercan Karaçar,
Ozan Yılmaz (Ed.), Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3.Cilt içinde (ss. 246259). Konya, Çizgi Kitabevi Yayınları.
259
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
BÖLÜM
16
ELİT SPORCULARDA ÇİFT KARİYER
Ayşegül Funda ALP
Araştırma Görevlisi, Kocaeli Üniversitesi,
[email protected]
ATIF: Alp, A.F. (2020). Elit Sporcularda Çift Kariyer. Betül Bayazıt, Ercan
Karaçar, Ozan Yılmaz (Ed.), Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3.Cilt
içinde (ss. 258-278). Konya, Çizgi Kitabevi Yayınları.
16.BÖLÜM
ELİT SPORCULARDA ÇİFT KARİYER
Ayşegül Funda ALP
Araştırma Görevlisi, Kocaeli Üniversitesi,
[email protected]
GİRİŞ
Sporculuk kavramı ve sporculuğun gerektirdikleri yıllar içinde, spor dünyasının büyümesine
paralel olarak pek çok değişikliğe uğramıştır. Sporun daha çok kişiye ulaşması, kitle iletişim
araçlarında daha çok yer alması, sağlıklı yaşamın öneminin kavranması vb. sebeplerle hızlı büyüyen
camialardan biri olmuştur. Profesyonelleşme ve sponsorlukların artmasıyla beraber, maçların maddi
getirileri ve sporculuk kariyerinin toplum içinde belli bir statü olarak görülmesi de bu değişiklikleri
yaratan unsurlardan bazıları olarak görülebilir. Bütün bu gelişmelerle birlikte spora başlama yaşı da
düşmüş, sporculukta erken özelleşme dönemleri ortaya çıkmıştır. Farklı farklı branşlarda milli takım
düzeyinde yarışmak için 13-14 yaşında olmak yeterli hale gelmiştir. Sporculuk anlamında avantajlı ve
ilerleyen yaşlarda tecrübeli ve başarılı bir sporcu olmanın temelini atan bu durum bazı dezavantajları
da içermektedir.
Milli takım düzeyinde ya da üst düzey liglerde, müsabakalarda yarışmaya erken dönemde
başlayan sporcuların yaşlarının küçük olması ve okul dönemlerinde olmaları bazı açmazlara sebep
olmuştur. Sporcular, uzun milli takım kampları yahut kulüplerinin yoğun antrenmanları sebebiyle
okul performanslarında dalgalanmalar ve gerilemeler yaşayabilmektedir. Özellikle çift kariyer sahibi
olmak isteyen öğrenci-sporcuların sınav senesinde zorluklar yaşadığı gözlemlenmektedir. Zira bir
yandan iyi bir üniversiteye girmek ya da iyi bir mesleğe atılmak isterken öte yandan dünya
şampiyonasında madalya alma hedefini de gerçekleştirmeye çalışmaktadırlar. Bu güçlüklerin
ortadan kaldırılması pek mümkün gibi gözükmese de sporcuyu, ailesini ve spor ortamını olumsuz
etkileme düzeyi en aza düşürülebilir.
Elit Sporcular
Bir spor branşında belli bir kademe kat etmiş, ulusal ya da uluslararası başarı elde etmiş veya
bu yarışmalara katılım hakkı elde eden takımlarda bulunmuş sporcular genel itibariyle elit sporcu
olarak tanımlanır.
Spor psikolojisi araştırmalarında elit / uzman sporcuların tanımlanmasında, bu alanda ve bir
bütün olarak alan içinde yapılan çalışmalara etkisi olan, önemli bir tutarsızlık ve kafa karışıklığı
258
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı- 3
mevcuttur (Swann ve ark., 2015). Bir çalışmada elit tanımı ulusal maçlarda derece elde etmiş
sporcuları da kapsarken bir başka çalışmada yalnızca Avrupa, Dünya ve Olimpiyat şampiyonalarına
katılan sporcular elit olarak nitelendirilebilmektedir. Elit ifadesinin muğlaklığı ve bu tutarsızlığı
nedeniyle kimi spor kuruluşları bunu daha net olarak ifade etmek istemişlerdir. Örneğin Avrupa
Birliği yakın zamanda çıkarmış olduğu Sporcuların Çift Kariyerlerine İlişkin AB Yönergeleri’nde (EU,
2012) üst düzey sporcular iki şekilde tanımlanmıştır:
Yetenekli Sporcu (Talented Athlete) : Bir spor organizasyonu tarafından elit bir spor kariyeri
geliştirme potansiyeline sahip sporcu.
Elit Sporcu (Elite Athlete) : Bir spor işvereni veya spor organizasyonu ile profesyonel bir
sözleşmesi olan veya bir spor organizasyonu tarafından elit bir sporcu olarak tanımlanmış bir statüye
sahip olan sporcudur.
Bunlara rağmen çoğu çalışmada "elit" terimi, Balkan, Avrupa, Dünya Şampiyonaları ve
Olimpiyat Oyunları gibi büyük uluslararası yarışmalarda ülkelerini temsil etme tecrübeleri olan
sporcular için kullanılır. Nitekim spor federasyonların birtakım ayrıcalık sağladığı milli sporcuların
aynı zamanda elit sporcu olduklarını da varsayarsak en kullanışlı tanımın bu olduğu düşünülebilir.
Baillie ve Ogilvie (2013) tarafından ileri sürülen “sporda mükemmellik arayışlarının, olimpik
veya profesyonel düzeyde yarışmaya katılmalarına ve başarılı olmalarına neden olan sporcular”
tanımı da bu tanımla paralellik göstermektedir.
Elit Öğrenci-Sporculuğun Doğuşu
Sovyetler Birliği, Soğuk Savaş'a katıldıktan sonra askeri ve siyasi üstünlük dışında bilim,
edebiyat, teknoloji, sanat ve spor gibi pek çok alanda da rakibi Amerika ile mücadele etmeye
başlamıştır. Özellikle olimpiyatların uluslararası arenada ülkelere görünürlük sağlaması sebebiyle
spora büyük yatırımlar yapılmıştır. Bu sebeple rekabetçi sporun gelişmesi için pek çok spor okulu
açılmıştır (Andreff ve ark., 2012).
Sovyetler Birliği'ndeki elit spor okulları, yatılı spor okullarıydı. Birçok ülke Sovyetler’in
Olimpiyat Oyunlarında çarpıcı başarılar elde etmesini bu okullara bağlayarak benzer veya farklı
formatlarla spor alanında yeni politikalar ve eğitim sistemleri üretmişlerdir. Çünkü bu gelişmelerden
sonra birçok ülkede rekabetçi sporlarda uluslararası düzeyde yer almanın bir yolu olarak üst düzey
sporlar ile eğitimi birleştirme fikri gündeme gelmiştir. Böylelikle sporcular için özel spor okulları
açılmaya başlanmıştır. Ancak birçoğu eğitime fazla önem vermemesi nedeniyle eleştirilmiştir. Son
yıllarda, standart dereceye kadar eğitim daha değerli hale gelmiştir. Sonuç olarak, uygun bir eğitim
259
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı- 3
olmadan kalıcı bir işe veya mesleğe girmek giderek güçleşmektedir. Tıpkı diğerleri gibi spor yapan
gençlerin de çalışma hayatına atılmak için eğitime ihtiyaçları vardır (Metsä-Tokila, 2002).
Sporda kariyer yapmak yorucu ve zaman alıcı bir iş olabilirken, aynı zamanda heyecan verici
ve keyifli bir deneyimdir. Genç sporcular için temel zorluk, çift kariyeri, yani bir öğrenci ve bir sporcu
kariyerini dengelemektir. Bu zorluk, genç sporcuların antrenmanlarını ve yarışmalarını okul veya
başka bir akademik eğitim ile birleştirmeleri gerektiği anlamına gelir. Bu görev oldukça zahmetli
olduğundan, konu sporcuların çift kariyer hedefine ulaşmalarına nasıl yardımcı olacağına dair
öneriler sunan bir belge olan “Sporcuların çift kariyerlerine ilişkin AB yönergelerinin” (2012)
yayınlanmasıyla sonuçlanmıştır (Baron-Thiene & Alfermann, 2015).
Spor Kariyerinde Yükselme: Sporculuktan Elit Sporculuğa Geçiş
Alfermann ve Stambulova (2007) spor kariyerini, bir kişinin spordaki performansının
zirvesine ulaşmak için yer aldığı çok yıllık bir spor etkinliği olarak tanımlar ve spor kariyerinin
çocukluk, ergenlik, yetişkinlik ve ileri yaşları içeren bir dizi aşama ve geçişten oluştuğunu ifade eder.
Tüm aşamalarda, bireyin hayatının diğer yönleriyle uğraşırken spora devam etmesinin faydalarını en
üst düzeye çıkarmak için tam sporcu potansiyeline ulaşması gerekmektedir.
Yetenek gelişimi ile ilgili ufuk açıcı çalışmasında Bloom (1985) spor kariyerini üç kritik ardışık
evre olarak tanımlamıştır. Bu evreleri şu şekilde isimlendirmiş ve karakterize etmiştir:
İlk Yıllar (early years): Sporun ebeveynler tarafından desteklenen, süreç odaklı ve eğlenceli
bir uygulama olarak yapıldığı yıllar.
Orta Yıllar: (middle years): Performans ortalamasının daha fazla olduğu ve spora bağlılık
isteğinin arttığı yıllar.
Son Yıllar (late years): Sporcuların uzmanlaştığı ve yaşamının çoğunu spora adadığı yıllar.
Sportif gelişimle ilgili daha kapsamlı ve daha güncel bir model Côté ve meslektaşlarının
Sportif Katılım Gelişim Modeli'dir (Developmental Model of Sport Participation-DMSP; Côté, 1999;
Côté, Baker, ve ark., 2007; Côté ve Fraser-Thomas, 2007). Sportif Katılım Gelişim Modeli, çeşitli
branşlarda yarışan (örn. hokey, beyzbol, jimnastik, tenis) sporcularla yapılan kapsamlı retrospektif
incelemelerden ortaya çıkmış ve spor katılımcılarının üç olası yolunu belirlemiştir:
1) rekreasyonel katılım
2) elit performans
260
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı- 3
3) erken özelleşme yoluyla elit performans
Bu yollardan ikisi, rekreasyonel katılım ve elit performans, 6 ila 12 yaşları arasında aynı
temele sahiptir. Bir sporu seçtikten sonra, spor katılımcıları ya rekreasyonel düzeyde (eğlenme
yılları, 13+) sporla ilgilenmeyi ya da öncelikle performansa odaklanan (uzmanlık yılları, 13-15 yaş;
yatırım yılları, 16+ yaş) bir yola girmeyi seçebilirler. Daha performans odaklı bir yola girmeye ilgi
duyan gençler için, Sportif Katılım Gelişim Modeli'nin ikinci yolu, uzmanlaşmanın seçilmesinin
devamında 13 yaşlarında başladığını göstermektedir. Çeşitli spor dallarında, elit düzeydeki
sporcuların geriye dönük çalışmalarının bir derlemesi, bu yolun ergenlikten sonra en yüksek
performansın elde edildiği sporlar için elit performansa giden ortak bir yol olduğunu göstermektedir
(Côté, Strachan, ve ark., 2007).
Sporcunun spor kariyerine verdiği önemle ilgili olarak ise, Pallarés ve meslektaşları (2011) üç
tür spor kariyer yolu tanımlamaktadır:
• Sporcunun spora özel bağlılık kazandığı doğrusal yol;
• Sporcunun spor kariyerine öncelik verdiği ancak başka bir faaliyet (çalışma veya iş)
sürdürdüğü yakınsak (çakışan) yol ve;
• Sporcunun spor kariyerine ve alternatif aktiviteye eşit önem verdiği paralel yol.
Dolayısıyla, yakınsak ve paralel kariyer yolları çift kariyer yolları olarak düşünülebilir.
Yakınsak ve paralel kariyer yollarını seçen sporculara “stratejist” denir (Vilanova & Puig, 2016).
Araştırmaya göre stratejistler daha iyi işlere ulaşırlar ve hayatlarının ötesinde hayatları stratejik
olmayanlardan daha mutludurlar.
Elit sporcular, spor kariyerinde ilerlemek, uluslararası yarışmalarda ve turnuvalarda yer
alabilmek, başarı elde etmek ve elde ettikleri başarıları muhafaza etmek için sıkı antrenman
programlarına tabidirler. Bu antrenman programlarıyla birlikte diğer yandan eğitim hayatları da
devam etmektedir. Zira sporcuların özelleşme dönemlerine bakıldığı zaman, elit sporcu olma
aşamalarında eğitim sürecinin devam ettiği hatta kritik dönemlerin bu sürece eşlik ettiği (örn. liseüniversite giriş sınavları) görülmektedir.
Ayrıca, bir sporcunun özellikle ergenlik dönemine girdiği zaman hem okulda eğitim görmesi
hem de spora katılım gerekliliği de ayrıca önem arz etmektedir. Bu anlamda çift kariyer kavramı, elit
sporculara yaptıkları sporu eğitim veya iş ile dengelemek için ve spordan sonraki geleceklerine
hazırlanmak için uygun bir çözüm sağlamaktadır (Sum ve ark., 2017).
261
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı- 3
Elit Sporcularda Çift Kariyer
Çift kariyer, elit sporcuların spor-eğitim-iş dengesini sağladığı gibi sporu sonlandırma veya
sporu bırakma gibi istenmeyen riskleri de azaltabilir (Conzelmann ve Nagel, 2003; Donnelly ve
Petherick, 2004; Wylleman ve Reints, 2010)
Optimal çift kariyer (Dual Career) dengesi - 'öğrenci-sporcuların eğitimsel ve sporsal
hedeflerine ulaşmalarına, tatmin edici özel hayatlar yaşamalarına ve sağlık ve refahlarını
korumalarına yardımcı olan spor ve çalışmaların bir kombinasyonu' olarak tanımlanır. Çift kariyerin
(yani spor ve eğitimi veya spor ve işi birleştirmek) spor ve sporcuların diğer alanlarını dengelemek ve
onları spor sonrası hayata hazırlamak için iyi bir çözüm olduğu kanıtlanmıştır (Stambulova ve ark.,
2015).
Finlandiya, Fransa ve Birleşik Krallık olmak üzere üç Avrupa ülkesinde üniversite düzeyinde
eğitim deneyimi olan elit sporcularla nitel bir araştırma yapılmıştır (Aquilina, 2013). Araştırmada,
hayat hikâyesi (life-story approach) yaklaşımı kullanılarak atletizm, hentbol, judo, basketbol, futbol,
yüzme, badminton gibi farklı branşlardan on sekiz sporcuyla ayrıntılı görüşmeler gerçekleştirilmiştir.
18 sporcudan 17’si birçok nedenden ötürü hayatlarında her iki kariyere de yer vermeleri gerektiğini
kabul etmişlerdir. Görüşülen öğrenci sporcuların deneyimlediği çift kariyer yapmanın ortak faydaları
ise şöyledir:
1. Hayatın birden fazla yönüne odaklanma ihtiyacı, hem spordan hem de eğitim
performansından kaynaklanan baskının yoğunluğunu hafifletir ve olayları geniş açıdan görmeye
yardımcı olur.
2. Bir alanda öğrenilen becerilerin aktarılabilir ve değerli olduğuna inanmak.
3. Eğitim ve performansın fiziksel zorluklarına eşlik eden entelektüel dürtü, ilgi ve bağlılığın
korunmasına yardımcı olur.
4. Hayatta spordan daha fazlası olduğunu kabul etmede "denge" duygusu, sosyal olarak
akranlarla kaynaşmanın rahatlığı.
5. Geçmişte elit spora özel olarak zaman ayırma, eğitimi ihmal etme, ancak spor
performansında minimum gelişme yaşama deneyiminden dolayı duyulan hayal kırıklığı
6. Kendini daha güvende hissetmek ve dolayısıyla uygun nitelikleri kazanmanın 'güvenlik ağı'
ile daha iyi performans sergilemek, gelecekteki yaşam aşamalarına ve özellikle de spor sonrası
zamana hazırlık yapmak
262
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı- 3
7. Spor sonrası hayata bakış - Spor sonrası kariyere geçiş
8. Spor dostu akademik bir ortamda sporda daha iyi performans gösterme.
Çift kariyer faydalı olmasına karşın muhtelif zorlukları da beraberinde getirmektedir. Zira çift
kariyer terimi, bir spor kariyerini çalışmalar veya işle birleştirmenin zorluğuna gönderme
yapmaktadır (Ryba ve ark., 2015).
Li ve Sum (2017), elit sporcuların 1996-2015 yılları arasındaki çift kariyer deneyimleri
hakkındaki literatürü gözden geçirmek için nitel bir meta-sentez yöntemi kullanmışlardır. Sonuçlar,
elit sporcuların kariyer gelişimlerinde bazı bireysel sorunlara (sporcular üzerinde psikolojik, fiziksel ve
duygusal
etkiyi
içeren),
kişilerarası
sorunlara
(elit
sporcuların
aileleri,
okulları
veya
antrenmanlarındaki etkileşimleri veya ilişkileri ile ilgili) ve dış sorunlara (pratik destek, koşullar ve
çevreyle ilgili) maruz kaldıklarını göstermiştir.
Elit öğrenci sporcuların kariyer gelişiminin sosyal olarak konumlandığı ve birden çok sosyal
ve bireysel faktörden etkilendiği düşünülmektedir. Elit öğrenci sporcuların kariyer gelişimi yalnızca
bireysel bilgiler ve düşüncelerle değil, aynı zamanda okullar, aileler, eğitim yerleri, politika ve çevre
gibi sosyal bağlamlarının yönleriyle de şekillenmektedir (Sum ve ark., 2017).
Araştırmalar neticesinde sporcuların çift kariyer yaparken karşılaştığı bazı zorluklara ve
potansiyel dezavantajlara ulaşılmıştır. Bunlardan bazıları;
• Eğitim ve rekabet taleplerinden kaynaklanan yorgunluğun, sporcuların akademiye giriş
motivasyonunu düşürmesi,
• Yarışmalara katılmak için uzun süre seyahat etme (özellikle eğitim ve spor alanlarına
erişirken önemli bir maliyet ve zaman kısıtlaması),
• Tükenmişlik, rol deneyimi eksikliği ve gecikmiş kimlik gelişimi gibi olumsuz akademik
deneyimler,
• Çok fazla zihinsel ve fiziksel enerji gerektiren akademik çalışmalar,
• Zaman kısıtlamaları,
• Ebeveynlerden gelen “çalışmaya odaklan” baskısı,
263
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı- 3
• Çift kariyerin kısa vadeli finansal olumsuzluğudur (N. H. Anderson & Butzin, 1974; Burlot ve
ark., 2018; Defruyt ve ark., 2020; Geraniosova & Ronkainen, 2015; Henriksen ve ark., 2020; López de
Subijana ve ark., 2015; Miller & Kerr, 2003; Tekavc ve ark., 2015).
Buna benzer pek çok nedenden dolayı öğrenci sporcular çift kariyeri çok zor olarak
algılamaktadırlar. Zaman yönetimi mühim bir engel gibi görünmektedir. Sporcuların antrenman
yükleri son yıllarda iyice arttığından, sporcu zamanını nasıl önceliklendireceğini öğrenmelidir. Her
şeyden önce, sporcuların zamanlarına öncelik vermeleri gerekmektedir (McKenna & Dunstan-Lewis,
2004) ve bu nokta netleştikten sonra, ikinci aşama dışsal taleplerle (akademik, sosyal, ailesel)
dengeli bir ilişki kurmak olacaktır (Aquilina, 2013).
Genç sporcuların sosyal hayatı, zaman yönetimi becerilerini zorlayan bir alandır. Hemery
(1991) ve Penney (2000) sporcuların sosyal hayatı feda etmenin kaybedebileceklerinden daha fazla
fayda sağlayabilecekleri bir tercih meselesi olduğuna inandıklarını ileri sürmüşlerdir. Avustralyalı
yüksek performanslı sporcuların okul çağında, okullarını ve spor hayatlarını dengeleme algısı üzerine
yapılan nitel çalışmada da benzer bulgulara ulaşılmıştır (O’Neill ve ark., 2013). Su topu, ragbi, yüzme,
sörf, jimnastik, dans, kano, futbol ve yelken gibi çeşitli sporlarda yarışan üst düzey 19 öğrenci
sporcuyla derinlemesine görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Çalışmadaki sporcular yaşıtları gibi diskolar
ve eğlence kulüpleri gibi sosyal ortamlar için gece hiç dışarı çıkmadıklarını ifade etmişlerdir. Bununla
birlikte, bir seçenek verildiğinde, muhtemelen bu tür sosyal etkinliklere katılmamayı tercih
edeceklerdi, çünkü bunun yüksek düzey sporlarını sürdürmek için kabul etmek zorunda oldukları bir
fedakârlık olduğuna inanmaktadırlar. Öte yandan, bu çalışmadaki sporcular antrenmanlar nedeniyle
kaçırdıkları aile hayatı fedakârlıklardan daha fazla rahatsız olmuşlardır.
Miller ve Kerr (2002), Kanadalı öğrenci sporcular üzerine yaptıkları çalışmada, belirlenen üç
unsur; akademik, sportif ve sosyal unsur arasında sürekli bir gerilim olduğunu gözlemlemişlerdir.
Sportif ve akademik unsurlar açıkça sosyal unsurların önüne geçmiştir; ikincisi, artan zaman sınırlılığı
nedeniyle ilk ödün verilecek unsur da sosyal unsur olmuştur. Hatta yazarlar, sportif olaylar ve
insanlar bağlamında sosyal ilişkilerin kesinlikle sınırlandırıldığını söylemektedirler.
Öğrenci Mi? Sporcu Mu? Elit Öğrenci Sporcuların Kimlik Sorunu
Elit öğrenci sporcuların kariyer hedefleriyle bağlantılı olarak, kimlikleri ve rolleri çift kariyer
gelişimlerinin farklı aşamalarındaki deneyimlerine göre değişmektedir. Brewer ve meslektaşları
(1993) tarafından ele alınan sporcu kimliğinin, bir bireyin sportif rolleri ile ne derece özdeşleştiği ile
ilgili olduğunu belirtilmiş ve hem olumlu hem de olumsuz sonuçlarla ilişkilendirilmiştir. Olumlu
anlamda, güçlü bir sporcu kimliği, antrenmana daha yüksek bağlılık ve spor hedeflerine odaklanma
264
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı- 3
ile ilişkilendirilmiştir (Anderson ve ark., 2009; Callero, 1985; Horton & Mack, 2000) Ek olarak, güçlü
bir sporcu kimliği, yoğun antrenman ve başarılı performanstan kaynaklanan gelişmiş vücut imajı,
artan özgüven ve azalan kaygı gibi olumlu psikolojik sonuçlarla ilişkilendirilmiştir (Callero, 1985;
Horton & Mack, 2000).
Güçlü ve tamamen sporculuktan oluşan bir kimliğin potansiyel riski, öz değerin ve özsaygının
spor performansına büyük ölçüde bağımlı hale gelmesidir (Gustafsson ve ark., 2008). Sonuç olarak,
performans beklentilerin altına düştüğünde, öz saygı duyguları tehdit altındadır (Brewer, 1993). Ek
olarak, tek boyutlu bir kimliğin daha yüksek beklentilere ve başarılı olmak için daha fazla baskıya yol
açabileceği ve bunun da daha yüksek seviyelerde sporcu tükenmişliğine yol açabileceği öne
sürülmüştür (Coakley, 1992; Gustafsson ve ark., 2008; Lemyre ve ark., 2008). Örneğin, sadece spor
kariyeriyle meşgul olan tam zamanlı sporcular, spor dışında bir destek ağından yoksun oldukları için
özellikle sporcu kimliğinin kaybedilmesi riski altındadır (Brewer ve Petitpas, 2017). Bu, spordan
emekli olduklarında sorunlara ve ardından zayıf zihinsel sağlık ve tükenmişliğe yol açabilir (Cecić
Erpič ve ark., 2004; Kuettel ve ark., 2017; Sorkkila ve ark., 2017).
Çift kariyer yapmak bu sorunları iyileştirebilir. Bir eğitim alanına dâhil olmak, bir sporcunun
kariyeri bittikten sonra daha iyi istihdam olanakları ve sporlarında daha az başarılı olan sporcular için
bir güvenlik ağı sağlamakla kalmaz, aynı zamanda yaşam tarzı dengesini ve sosyal ağı geliştirmekle
beraber entelektüel dürtü de sağlar (Debois ve ark., 2015; Henriksen ve ark., 2020; Tekavc ve ark.,
2015; Torregrosa ve ark., 2015).
Amerika şampiyonluğu ve dünya ikinciliği bulunan olimpik buz patencisi Tonya Harding’in hayatı
2017 yılında biyografik spor draması (I, Tonya) olarak sinema perdesine aktarılmıştır. Rakiplerinden
birine komplo kurduğu gerekçesiyle diğer cezalara ek olarak sporculuktan men cezasıyla da yargılan
sporcunun filme de yansıyan savunması, tek yönlü kariyer yapmanın ne kadar tehlikeli olduğunu,
kimlik problemi yaşayabileceğini ve bunun sporcuyu zor durumda bırakabilme potansiyelini özetler
niteliktedir:
Sayın hâkim. Benim eğitimim yok. Bildiğim tek şey kaymak.
Bildiğim tek şey bu. Ve ben hiç kimseyim kayamazsam. (…)
Ben sadece en iyi bildiğim şeyde en iyisini yapmaya
çalışıyorum. Beni hapse gönderin ama yine kayabileyim.
Tonya Harding (I, Tonya)
265
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı- 3
Elit Sporcuların Çift Kariyer Engelleri ve Rol Model Etkisi
Bireylerin hem spora başlama hem de sporu sonlandırma sebepleri arasında aileler oldukça
büyük rol oynamaktadır. Verdikleri destekler ve yönlendirmelerle yahut koydukları sınırlandırma ve
cezalarla sporcuları olumlu-olumsuz iki farklı şekilde de etkileyebilme özellikleri vardır.
Yükseköğrenimde çift kariyer başlatmaya karar verirken sporcular tarafından dikkate alınan
faktörlere (yani artılar ve eksilere) ilişkin fikir edinmek amacıyla yapılan bir çalışmada seçkin bir spor
okulunda ortaöğrenimin son yılına kaydolmuş ve elit statüsünde olan (spor federasyonları tarafından
elitlikleri tanınmış olan) 15 Flaman elit sporcuyla görüşülmüştür (Defruyt ve ark., 2020). Sporcuların
çoğu ebeveynleri tarafından desteklendiğini hissettiklerini bildirmelerine rağmen, bazıları da
ebeveynlerinden ağırlıklı olarak çalışmalara odaklanma ve elit sporu bir ekstra olarak görme
konusunda baskı hissetmiştir ve bu da önceki bulguları doğrulamıştır (Geraniosova & Ronkainen,
2015). Sporculuğu elit seviyeye taşımak üzere olan çoğu sporcunun karşılaştığı bu durum, ülkemizde
“Yap ama hobi olarak yap!” şeklinde tezahür etmektedir. Sporda ilerleme kaydeden bireylerin
aileleri, özellikle sınav dönemlerine yakın çocuklarından antrenmanları azaltmalarını, spora biraz ara
vermelerini, derslere daha çok ağırlık vermelerini isterler ve sporculuğun uzun ömürlü olmadığı için
esaslı bir meslek sahibi olmanın gerekliliğinden bahsederler. Aile ve sporcu arasında kimi zaman
çatışma yaratacak bu durumda ailelerin aşırı ısrarı ters tepebilmektedir.
Aynı çalışma (Defruyt ve ark., 2020), karar sürecinin öncesinde ve sırasında, aile, ebeveynler
ve antrenörlerin çift kariyer yapacak olan sporcuların çalışma seçimlerine yardımcı olmada çok
önemli olduğunu göstermektedir. Bu anlamda aileler kadar antrenörlere de sorumluluk
düşmektedir. Çalışmalarda çift kariyer yapanlar için destekleyici olmayan spor ortamları daha önce
bir endişe olarak dile getirilmiştir (Ryan ve ark., 2017), bilhassa antrenörler sporcuların bir çift kariyer
yapma olasılığını potansiyel olarak engellemektedir (Cosh & Tully, 2015).
İspanya’da yürütülen bir çalışmada, bir kariyer destek programının (PROAD) çift kariyeri
kolaylaştırıp kolaylaştırmayacağı araştırılmıştır (López de Subijana ve ark., 2015). Araştırma aynı
zamanda elit sporcuların eğitim almasındaki temel engelleri sunmakta ve asıl konunun bu engelleri
kaldırmak değil, daha ziyade, sporculara engelleri aşmak için nasıl strateji geliştireceklerini
öğretmek olduğunu belirtmektedir. Bu konuda etkisi olanlar için bazı öneriler verilmiştir. Örneğin
spor psikologlarının rollerinin yalnızca en yüksek performansa ulaşmakla sınırlı olmaması gerektiği,
sporcunun farklı alanlardaki (örn. psikolojik, akademik) gelişiminde optimal bir denge arayışını
dikkate almaları gerektiği vurgulanmıştır.
Öğrenci sporcular sadece yükseköğrenime geçme aşamasında değil devamında da birtakım
problemlerle karşılaşabilmektedirler. Okul-kulüp çatışması da bunlardan biridir. Semiz (2018) spor
266
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı- 3
bilimleri fakültesinde öğrenci olan ve futbol, güreş, basketbol, voleybol ve atletizm branşlarında aktif
sporculukları devam eden amatör ya da profesyonel olan 9 öğrenci-sporcuyla yaptığı nitel çalışmada
dikkat çekici sonuçlara ulaşmıştır. Çalışmada ortaya çıkarılan bulgulara göre okul-kulüp çalışmasının;
- öğretim üyeleri ile öğrenci-sporcu arasındaki iletişim,
- görev yapılan spor kulübü ve öğrencisi olunan okulun farklı lokasyonlarda bulunması,
- okulda devamsızlık veya spor ortamında geri kalma, gibi etkenlerle bireylerde ikilem
yarattığı ileri sürülmüştür.
Çalışmalardan görüldüğü üzere çift kariyer, sporcunun spordaki ve spor sonrası hayatındaki
refahı ve gelişimi için bir garantidir. Sporcunun çevresi (antrenör, akranlar, aile, spor psikoloğu, okul
veya kulüp yönetimleri), çift kariyerin gerektirdikleriyle başa çıkmak için sporcuların ihtiyaç duyduğu
spor ve yaşamın diğer alanları (ders çalışma, iş, antrenman,) arasındaki önceliklendirmelerini
desteklemelidir.
Başarılı rol modellerin yükseköğrenime başlamak için önemli bir ilham kaynağı olduğu
(Defruyt ve ark., 2020), sporcuların spor alanında yakın rol modellerinden yararlanabileceği
(Henriksen ve ark., 2014) ve rol modellerin daha geniş daha bütünsel bir değere sahip olabileceğini
(Fuchs ve ark., 2016) gösteren araştırmalar mevcuttur. Daha spesifik olarak, pozitif çift kariyer rol
modelleri, eğitim ve elit sporun uyumsuzluğu hakkındaki bazı yanlış düşüncelere karşı
koyabilmektedir (Aquilina, 2013).
Çift kariyer için rol modellerin önemli olduğunun belirgin olması, sporculara bu yönde yardım
edilmesini kolaylaştırabilir. Sporu bırakmış ve spora hala devam eden elit sporcuların birbiriyle
iletişim kurup deneyimlerini paylaşması, spora ve okula devam eden elit sporcular için motivasyon
ve ilham kaynağı olabilir. Olimpiyat Oyunları’nın resmi sitesinde yer alan Athlete365 topluluğu buna
örnek teşkil etmektedir. Athlete365, sporcular tarafından sporcular için oluşturulmuş bir IOC
(Uluslararası Olimpiyat Komitesi) girişimidir. Amacı, sporcuları sahada ve saha dışında spor
yolculukları boyunca desteklemektir. Olimpik ve elit sporculara dair özel içerikler üreten topluluğun
52 binin üzerinde kayıtlı kullanıcısı vardır. Bu özel içeriklerden birinde, toplamda altı kez katıldığı
Olimpiyat Oyunları’nda üç altın ve bir bronz kazanmakla meşgulken, aynı zamanda tam zamanlı bir
işte de çalışmakta olan Avustralyalı kürekçi James Tomkins çift kariyer yapmakla ilgili tecrübelerini
aktarmıştır. Aynı zamanda IOC Sporcular Komisyonu üyesi olan Tomkins, sporu bir kariyer ile
dengelemenin faydalarını ve bunun aslında daha iyi bir sporcu olmaya nasıl yardımcı olabileceği
hakkında bazı tavsiyelerde bulunmaktadır:
267
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı- 3
√ İki şeyi dengelemek onlara eşit ilgi göstermek anlamına gelmez (%50-%50 olmak zorunda
değil, zamana göre değişken olabilir).
√ Spor dışında bir şeye odaklanmak aslında performansınızı artırmanıza yardımcı olabilir.
√ Antrenörünüzle iletişim, zamanınızı etkili bir şekilde yönetmenin anahtarıdır.
√ Bir kariyer uzmanıyla nasıl özel bir danışmanlık seansı alabileceğinizi öğrenin.1
Elit Sporcuların Çift Kariyer Sürdürmesine Olanak Sağlamak
Sporcular genellikle spor kariyerlerini eğitim veya işle birleştirmede zorluklarla
karşılaşırlar. Bir sporun en üst seviyesinde başarılı olma amacı, yurtiçi ve
yurtdışında yoğun eğitim ve yarışmalar gerektirir; bu, eğitim sistemindeki ve
işgücü piyasasındaki zorluklar ve kısıtlamalarla uzlaştırılması zor olabilir.
Sporcunun sadece yüksek düzeyde motivasyonu, bağlılığı, esnekliği ve
sorumluluğu değil, aynı zamanda yetenekli ve elit sporcuların eğitim ve spor
veya iş ve spor arasında seçim yapmaya zorlandığı durumlardan kaçınmak için
özel düzenlemelere ihtiyaç vardır. Bu tür "çift kariyer" düzenlemeleri, sporcuların
spor kariyeri için faydalı olmalı, eğitim veya işe izin vermeli, spor kariyerinden
sonra yeni bir kariyere ulaşmalarını teşvik etmeli ve sporcuların pozisyonunu
korumalı ve muhafaza etmelidir
(Sporcuların Çift Kariyerine İlişkin AB Yönergeleri, 2012)
Elit sporcuların hem eğitim hem de spora katılım haklarını gözeten ülkeler, Avrupa Birliği
yönergeleriyle mevcut şartlarını daha da iyileştirmek için adımlar atmaktadır. Bu adımlar arasında
özellikle 1980’lerde Amerika’da görülmeye başlanan Kariyer Destek Programları (Career Assistance
Programs-CAP) ön plana çıkmaktadır.
Amerika, 1994 yılında Ulusal Üniversite Sporcu Birliği CHAMPS (CHallenging Athletes’ Minds
for Personal Success / Yaşam Becerileri programını tanıtmıştır. Program beş temel alana
odaklanmaktadır: akademik mükemmellik, sporda mükemmellik, kişisel gelişim, kariyer gelişimi ve
hizmet (Goddard, 2004). Amerika’nın tersine Avrupa’da akademik kurumların bu tür programlara
yatırım yapması yeni bir gelişmedir. Örneğin Birleşik Krallık'taki Loughborough Üniversitesi, öğrenci
sporculara kararları, hedefleri ve başarıları üzerinde nasıl daha fazla sorumluluk alacaklarını
öğretmeyi amaçlayan beceri ve yeteneklere dayalı bir dizi rehberlik ve atölye oturumlarından oluşan
268
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı- 3
Performans Yaşam Becerileri Programını 2008'de başlatmıştır. 2001 yılında Birleşik Krallık ayrıca elit
spor hizmetlerinin geliştirilmesinden ve sunulmasından sorumlu dokuz bölgesel-ulusal spor
enstitüsü kurmuştur. Bazıları üniversite kampüslerinde (örn. Bath ve Loughborough) bulunan bu
birden çok sporlu (multi-sport) yüksek performanslı merkezler, spor bilimi, tıp, fizyoterapi,
biyomekanik, fizyoloji, psikoloji, beslenme ve yaşam tarzı alanlarında hizmet vererek elit sporcular
için profesyonel desteği koordine etmekle görevlidirler (Akt: Aquilina, 2013).
Avrupa’da elit sporcular ve üniversite eğitimi üzerine detaylı bir çalışma yürütülmüştür
(Aquilina & Henry, 2010). Avrupa Birliği Üye Devletlerinin yükseköğrenimdeki politika ve
uygulamalarının incelendiği bu araştırmada, üye devletlerin elit genç sporcuların eğitim ihtiyaçlarını
ele alma yollarının analizi sunulmuştur.
Yapılan politika açıklamalarının incelenmesi, üniversite sektöründe akademik hizmetlerin
geliştirilmesi, elit spor hizmetleri ve spor sonrası kariyer hazırlığı olmak üzere üç temel politika
girişimi kategorisini vurgulamıştır. Çalışmanın bulguları, elit genç sporcuların taleplerine ulusal
sistemlerdeki yanıt değişkenliğinin altını çizmiştir. Bu, daha çok ulus devletlerdeki genel refah
ideolojileri ile genç sporcularının eğitimi ile ilgili benimsenen konumlar arasındaki ilişkiye
bağlanmıştır.
Genç elit sporcuların hakları konusu, iki konuda kaygı vermektedir. Birincisi, onları mesleki
veya eğitimsel gelişime erişimini azaltabilecek ticari ve diğer baskılardan koruma ihtiyacıdır, bu
baskılar sebebiyle sporcular spordan emekli olduktan sonra zor durumda kalabilirler. İkincisi, belki de
daha az belirgin olan konu, bazı ülkeler bireyin eğitim gereksinimleriyle ilgilenmeden, genç
yeteneklerin sömürülmesine izin verirken, diğerleri izin vermez. Bu da ulus devletlerarasında haksız
rekabete yol açmaktadır (Aquilina & Henry, 2010).
269
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı- 3
Şekil 1. Üniversitelerin elit genç sporculara yönelik hizmet uyarlaması (Aqualina ve Henry’den
uyarlanmıştır, 2010)
Elit öğrenci sporcuların çift kariyer yapmalarındaki engeller çoğu ülkenin yetkili kuruluşları
tarafından anlaşılmış ve kabul edilmiştir. Çift kariyer yapmanın genel başarıya da etki etme ihtimali
göz önünde tutularak spor kurum ve kuruluşları çeşitli programlarla elit sporcuları bu yolda
desteklemektedir. Ülkelere göre değişiklik gösteren programlar çoğunlukla birbirine benzemekle
beraber farklılıkları da vardır. Ülkelerin ve toplulukların bazı elit öğrenci sporcu programları şöyledir:
1) Elit Öğrenci Sporcu Yolu (Elite Student-Athlete Pathways - ESAP) / Avustralya
► 2014'te başlatılan Elite Student-Athlete Pathway (ESAP) Programı, Avustralya Spor
Enstitüsü (AIS) ve Unisport Avustralya (Unisport) arasındaki bir ortaklıktır. ESAP Programının temel
odak noktası, üniversite ve elit spor sektörlerinin uyumunu ve koordinasyonunu geliştirmektir. ESAP
Programı, elit öğrenci sporcuları belirlemek, izlemek ve desteklemek için Avustralya Üniversiteleri,
Ulusal Enstitü Ağı (NIN) ve Ulusal Spor Organizasyonları (NSO) arasında kapasite ve işbirliği
geliştiren stratejiler oluşturmak ve sunmak için yönlendirme sağlar. Avustralya üniversiteleri, 48'den
270
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı- 3
fazla spor dalında 4.750'den fazla elit öğrenci sporcuyu desteklemektedir. Bu destek, elit öğrencisporcuların spor ve eğitimde ikili bir kariyerin taleplerini dengelemelerine yardımcı olmak için
verilmektedir.2
2) Sporcu Destek Programı (Programa de Ayuda al Deportista- PROAD) / İspanya
► 2009 yılında başlamıştır. Programın ana odak noktası elit sporculara eğitim, istihdam ve
sosyal konularda danışmanlık vermektir. Bu danışmanlık, bir internet web sayfası ve İspanya Spor
Konseyi tarafından sağlanan bir internet web sayfası ve ağ aracılığıyla bire bir yapılır. Eski sporcular
yılda yaklaşık 760'a yakın kayıtlı elit sporcuya tavsiyelerde bulunurlar. Bu program, sporcunun spor
kariyerinin sonunda akademik ve iş ilişkilerine olan bağlılığına bağlı olarak üç müdahale seviyesine
sahiptir (López de Subijana ve ark., 2015).3
3) Avrupalı Öğrenci Sporcular (The European Athlete as Student - EAS) / Avrupa
Avrupalı Öğrenci Sporcular (EAS) ağı, 2004 yılında Avrupa Spor Yoluyla Eğitim Yılı (EYES)
sırasında AB Komisyonu'nun desteğiyle kurulmuştur. Öğrenci olarak Sporcu (EAS) ağı, 2004 yılında
Avrupa Spor Yoluyla Eğitim Yılı (EYES) sırasında AB Komisyonu'nun desteğiyle kurulmuştur. Temel
amaç, yüksek performans düzeyinde sürdürülen spor ve eğitimi birleştirmede Avrupalı sporcuları
desteklemektir. "Çift kariyeri" desteklemek, EAS ağının sporcu / öğrenciler için eğitim koşullarını
optimize etmeye çalıştığı ve aynı zamanda spor kariyerlerinin bittiği zaman güvenli bir platforma
sahip olmaları için eğitim veya mesleki eğitim almalarını mümkün kılarak geleceklerinin güvence
altına alındığı anlamına gelir.4
4) Yetenekli Sporcu Burs Programı (The Talented Athlete Scholarship Scheme -TASS) /
İngiltere
Yetenekli Sporcu Burs Programı (TASS), yetenekli sporcular, eğitim kurumları ve sporun
ulusal yönetim organları arasında Sport England (İngiltere Dijital, Kültür, Medya ve Spor Dairesi
Başkanlığı'na bağlı bir sivil toplum kuruluşu) tarafından finanse edilen bir ortaklıktır. Ülkenin genç
yeteneklerinden en iyilerini ortaya çıkarmak için birlikte çalışırlar. TASS, eğitimdeki - 16 yaş üzeri sporcuların ikisi arasında seçim yapmak zorunda kalmadan spor ve akademik kariyerlerinden en iyi
sonucu almalarına yardımcı olur. 32 spor branşında 600'den fazla sporcuya hizmet veren TASS, yıllık
bireysel ödüller veya spora özgü projeler aracılığıyla öğrenci sporcuları destekler.5
271
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı- 3
Türkiye’de Elit Sporcuların Çift Kariyer Olanakları
Elit sporcuların hem akademik anlamda hem de sporculuk anlamında bir denge içinde
yükselebilmelerinin güçlüğü ortadadır. Gerek sporculuğun belli bir yaşa kadar yapılabilmesi gerekse
sakatlık gibi riskler sonucunda spora her an veda edilebilir olması sporcuları, spor hayatları bittikten
sonraki dönem için düşündürmektedir. Yalnızca bu da değil, eğitimli, entelektüel, bilgi birikimli
sporcuların olması spor camialarına da büyük katkılar sunacaktır. Bu sebeple ülkemizde yetkili
kurum ve kuruluşlar tarafından adımlar atılmaktadır.
Hâlihazırda milli sporcular için spor bilimleri fakültelerinde özel kontenjanlar ayrılmaktadır
bununla birlikte uluslararası Dünya, Avrupa, Olimpiyat şampiyonlarında ilk üç dereceye giren milli
sporcular ise YÖK' e müracaat ettikleri takdirde YÖK kontenjanından spor alanındaki programlara
yerleştirilebilmektedir. Aynı zamanda olimpik branşlarda dereceye girmiş milli sporculara “Beden
Eğitimi Öğretmenliği” atamalarında da bazı kolaylıklar sağlanmaktadır. Millî Eğitim Bakanlığı
Öğretmen Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği’nin İkinci Bölüm / 9. Maddesine göre bu sporcular
öngörülen sınav şartı aranmaksızın beden eğitimi alanında aday öğretmenliğe atanmak üzere
başvuruda bulunabilmektedirler.6
Geçtiğimiz günlerde Gençlik Spor Bakanlığı ve YÖK tarafından imzalanan bir anlaşma ile elit
sporcuların hem sporculuk kariyerleri hem de akademik hayatlarını devam ettirebilme koşulları biraz
daha rahatlatılmış, geleceğe yönelik umut vaat eden bir hal almıştır. Anlaşma kapsamında 52 vakıf
üniversitesinde, uluslararası arenada başarıya ulaşmış elit sporcular, tam burslu eğitim
alabileceklerdir.7
Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre bu anlaşma sporcuların;
• spor bilimleri dışında farklı bir kariyer imkânı yakalaması,
• spor ile eğitim arasında denge kurması,
• akademik kariyer ile spora devam etme arasında ikilemde kalmasını önlemek, amacıyla
yapılmış ve böylelikle ailelerin ve sporcuların, 'Okul mu, yoksa spora devam mı?' konusundaki
tereddütlerinin de büyük ölçüde azalacağı öngörülmüştür.
Gençlik Spor Bakanı Kasapoğlu, üniversite sınavlarına hazırlanmanın yoğun bir çalışma
programı gerektirdiğini belirterek, "Bu durum çoğu zaman nitelikli sporcuların, spor hayatlarına son
vermesiyle veya üniversite sınavlarına yeterince hazırlanamamasıyla sonuçlanıyor. Sporcu, hayal
ettiği ikinci bir kariyer yapma fırsatından maalesef uzak kalabiliyor. Aynı şekilde sportif başarı da
tesadüfen gerçekleşen bir olgu değil. Profesyonel sporculuk, uzun, yoğun ve disiplin içinde
272
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı- 3
yürütülmesi gereken kapsamlı bir çalışma programını gerektiriyor. Bu da üniversiteye hazırlık
aşamasında sporcularımızın ders çalışacak bir zaman bulamamalarıyla neticeleniyor" ifadelerini
kullandı.
Bu anlaşmayla, çift kariyer yapmak isteyen öğrenci sporcuların eğitimine büyük bir kolaylık
getirildiğini vurgulayan Gençlik Spor Bakanı Kasapoğlu ifadelerine şunları da eklemiştir:
"Bugün milli sporcularımız, sadece devlet üniversitelerine ve spor bilimleri alanına
yöneldiklerinde bir avantaja sahipler. Biz bu düzenlemeyle hangi bölümü kazanırlarsa kazansınlar,
sporcularımıza maddi bir avantaj oluşturmuş oluyoruz.”
Mutabakat kapsamında 52 vakıf üniversitesi, bakanlık tarafından son 4 yıl içinde başarılı
olduğu belgelendirilen sporculara, üniversitelerine yerleşmeleri halinde eğitim öğretim süresiyle
sınırlı olmak kaydıyla yüzde 100 oranında eğitim bursu verilmesini, 2020-2021 burs
yönetmeliklerinde değişiklik yapmayı, bu durumun Yükseköğretim Programları ve Kontenjanları
Kılavuzu'nda da ilanını taahhüt etmiştir.
SONUÇ VE ÖNERİLER
Çift kariyer yapmak isteyen elit öğrenci sporcuların yaşadığı zorlukların yoğunluğu ve
derecesi ülkeden ülkeye değişiklik göstermesine rağmen sporcuların hayatını etkilemesi bakımından
evrensellik göstermektedir. Yakın çevre ve önemli kişilerin (aile, akran, antrenör, idareci) çift
kariyerin başlamasında, sürdürülmesinde ve sonlandırılmasındaki önemi yapılan çalışmalarla göz
önüne serilmiştir. Sporcu çift kariyer yapmak istediği takdirde çevresi tarafından teşvik edilmesi
gerekmektedir. Çünkü üst düzey ve yüksek tempoda dâhil olunan sporu eğitimle yürütme isteği
zaten zor alınan bir karardır. Yine de çift kariyer yalnızca sporcunun kararı ve çevrenin desteğiyle
gerçekleşebilecek bir olay değildir. Politika yapıcıların da bu yönde sporcuyu gözeten, sporcunun
haklarını koruyan, sömürülmesini engelleyen, spor sonrası hayatı için imkânlar sağlayan kararları
yürürlüğe koyması gerekmektedir.
-Türkiye’de özellikle öğrenci sporcuların yoğun olduğu Türkiye Olimpiyat Hazırlık
Merkezleri’nde spor kariyerlerine devam eden sporcular için hem eğitim hem de spor kariyeri ile ilgili
bilgilendirme programları hazırlanmalıdır.
-Yurtdışında birçok programda görüldüğü üzere sporu bırakan eski elit sporcularla iletişim
kurmaları elit sporcuları açısından bilgilendirici ve faydalı olabilmektedir. Ülkemizde de eski elit
sporculardan oluşan bir ağ kurulması önerilmektedir. Böylelikle hâlihazırda spora devam eden elit
sporcuların yanı sıra spora yeni başlayan bireylere de motivasyon ve rol model sağlanmış olabilir.
273
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı- 3
-Aileler, çocuklarından tek taraflı, sadece spora veya sadece derse yönelmeleri gibi bir
beklentiye girmemelidir. Uzmanlardan bu konuda destek alarak çocuklarına rehberlik etmeleri
gerekmektedir. Zira spora başlama ve sporu bırakmada etkili unsurlardan biri de ailedir.
-Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi, federasyonlar ve Gençlik Spor Bakanlığı gibi spor
kuruluşları elit sporcuların ailelerini, antrenörlerini ve okul yönetimlerini bilhassa çift kariyer
hakkında ayrıntılı şekilde bilgilendirmeye yönelik etkinlikler yapmalıdır.
- Spor psikologları, elit öğrenci sporculara programlarını yönetmenin, zamanı iyi kullanmanın
önemi konusunda tavsiyede bulunmalıdır.
KAYNAKÇA
Alfermann, D., & Stambulova, N. (2007). Career Transitions and Career Termination. Içinde In G.
Tenenbaum & R. C. Eklund (Eds.), Handbook of sport psychology (ss. 712–733). John Wiley
and Sons. https://doi.org/10.1002/9781118270011.ch32
Anderson, C. B., Mâsse, L. C., Zhang, H., Coleman, K. J., & Chang, S. (2009). Contribution of
Athletic Identity to Child and Adolescent Physical Activity. American Journal of Preventive
Medicine, 37(3), 220–226. https://doi.org/10.1016/j.amepre.2009.05.017
Anderson, N. H., & Butzin, C. A. (1974). Performance = Motivation × Ability: An integrationtheoretical analysis. Journal of Personality and Social Psychology, 30(5), 598–604.
https://doi.org/10.1037/h0037447
Andreff, W., Bril, O., & Poupaux, S. (2012). Sport in Russia. Sports Governance in the World. A
Socio-Historic Approach, 2, 195–218.
Aquilina, D. (2013). A study of the relationship between elite athletes’ educational development and
sporting performance. International Journal of the History of Sport, 30(4), 374–392.
https://doi.org/10.1080/09523367.2013.765723
Aquilina, D., & Henry, I. (2010). Elite athletes and university education in Europe: A review of policy
and practice in higher education in the European Union Member States. Içinde International
Journal of Sport Policy (C. 2, Sayı 1, ss. 25–47). Taylor & Francis.
https://doi.org/10.1080/19406941003634024
Baillie, P. H. F., Davis, H., & Ogilvie, B. C. (2013). Working with elite athletes. Içinde Exploring sport
and exercise psychology (3rd ed.). (ss. 401–425). American Psychological Association.
https://doi.org/10.1037/14251-018
Baron-Thiene, A., & Alfermann, D. (2015). Personal characteristics as predictors for dual career
dropout versus continuation - A prospective study of adolescent athletes from German elite
sport
schools.
Psychology
of
Sport
and
Exercise,
21,
42–49.
https://doi.org/10.1016/j.psychsport.2015.04.006
Bloom, B. S. (1985). Developing talent in young people. New York: Ballantine.
Brewer, B. W. (1993). Self-Identity and Specific Vulnerability to Depressed Mood. Journal of
Personality, 61(3), 343–364. https://doi.org/10.1111/j.1467-6494.1993.tb00284.x
274
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı- 3
Brewer, B. W., & Petitpas, A. J. (2017). Athletic identity foreclosure. Içinde Current Opinion in
Psychology (C. 16, ss. 118–122). Elsevier B.V. https://doi.org/10.1016/j.copsyc.2017.05.004
Brewer, B. W., Van Raalte, J. L., & Linder, D. E. (1993). Athletic identity: Hercules’ muscles or
achilles heel? International Journal of Sport Psychology, 24(2), 237–254.
https://doi.org/10.3868/s110-003-014-0039-x
Burlot, F., Richard, R., & Joncheray, H. (2018). The life of high-level athletes: The challenge of high
performance against the time constraint. International Review for the Sociology of Sport,
53(2), 234–249. https://doi.org/10.1177/1012690216647196
Callero, P. L. (1985). Role-Identity Salience. Social Psychology Quarterly, 48(3), 203.
https://doi.org/10.2307/3033681
Cecić Erpič, S., Wylleman, P., & Zupančič, M. (2004). The effect of athletic and non-athletic factors
on the sports career termination process. Psychology of Sport and Exercise, 5(1), 45–59.
https://doi.org/10.1016/S1469-0292(02)00046-8
Coakley, J. (1992). Burnout among Adolescent Athletes: A Personal Failure or Social Problem?
Sociology of Sport Journal, 9(3), 271–285. https://doi.org/10.1123/ssj.9.3.271
Conzelmann, A., & Nagel, S. (2003). Professional Careers of the German Olympic Athletes.
International
Review
for
the
Sociology
of
Sport,
38(3),
259–280.
https://doi.org/10.1177/10126902030383001
Cosh, S., & Tully, P. J. (2015). Stressors, coping, and support mechanisms for student athletes
combining elite sport and tertiary education: Implications for practice. Sport Psychologist,
29(2), 120–133. https://doi.org/10.1123/tsp.2014-0102
Côté, J. (1999). The influence of the family in the development of talent in sport. Sport Psychologist,
13(4), 395–417. https://doi.org/10.1123/tsp.13.4.395
Côté, J., Baker, J., & Abernethy, B. (2007). Practice and play in the development of sport expertise.
Içinde R. Eklund & G. Tenenbaum (Ed.), Handbook of sport psychology (3. baskı, ss. 184–
202). Wiley Online Library.
Côté, J., & Fraser-Thomas, J. (2007). Youth involvement in sport. Içinde P. Crocker (Ed.), Sport
psychology: A Canadian perspective (ss. 270–298). Toronto: Pearson.
Côté, J., Strachan, L., & Fraser-Thomas, J. (2007). Participation, personal development, and
performance through youth sport. Içinde Positive youth development through sport (ss. 48–
60). Routledge.
Debois, N., Ledon, A., & Wylleman, P. (2015). A lifespan perspective on the dual career of elite male
athletes.
Psychology
of
Sport
and
Exercise,
21,
15–26.
https://doi.org/10.1016/j.psychsport.2014.07.011
Defruyt, S., Wylleman, P., Kegelaers, J., & De Brandt, K. (2020). Factors influencing Flemish elite
athletes’ decision to initiate a dual career path at higher education. Sport in Society, 23(4),
660–677. https://doi.org/10.1080/17430437.2019.1669324
Donnelly, P., & Petherick, L. (2004). Workers’ Playtime? Child Labour at the Extremes of the
Sporting
Spectrum.
Sport
in
Society,
7(3),
301–321.
https://doi.org/10.1080/1743043042000291659
European Union. (2012). EU Guidelines on Dual Careers of Athletes. Içinde Brussels: European
Comission. https://doi.org/10.2766/52683
275
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı- 3
Fuchs, P. X., Wagner, H., Hannola, H., Niemisalo, N., Pehme, A., Puhke, R., Marinsek, M.,
Strmecki, A., Svetec, D., Brown, A., Capranica, L., & Guidotti, F. (2016). European
student-athletes’ perceptions on dual career outcomes and services. Kinesiologia Slovenica,
22(2), 31–48.
Geraniosova, K., & Ronkainen, N. (2015). The Experience of Dual Career through Slovak Athletes’
Eyes. Physical Culture and Sport. Studies and Research, 66(1), 53–64.
https://doi.org/10.1515/pcssr-2015-0005
Goddard, M. (2004). An Assessment of the Effectiveness of the CHAMPS/Life Skills Program at the
University of North Texas: A Pilot Study (Doctoral Dissertation). University of North Texas,
Denton, Texas.
Gustafsson, H., Hassmén, P., Kenttä, G., & Johansson, M. (2008). A qualitative analysis of burnout
in elite Swedish athletes. Psychology of Sport and Exercise, 9(6), 800–816.
https://doi.org/10.1016/j.psychsport.2007.11.004
Hemery, D. (1991). Sporting excellence: what makes a champion? Collins Willow.
Henriksen, K., Larsen, C. H., & Christensen, M. K. (2014). Looking at success from its opposite pole:
The case of a talent development golf environment in Denmark. International Journal of
Sport
and
Exercise
Psychology,
12(2),
134–149.
https://doi.org/10.1080/1612197X.2013.853473
Henriksen, K., Storm, L. K., Kuettel, A., Linnér, L., & Stambulova, N. (2020). A holistic ecological
approach to sport and study: The case of an athlete friendly university in Denmark.
Psychology
of
Sport
and
Exercise,
47,
101637.
https://doi.org/10.1016/j.psychsport.2019.101637
Horton, R. S., & Mack, D. E. (2000). Athletic identity in marathon runners: Functional focus or
dysfunctional commitment? Journal of Sport Behavior, 23(2).
Kuettel, A., Boyle, E., & Schmid, J. (2017). Factors contributing to the quality of the transition out of
elite sports in Swiss, Danish, and Polish athletes. Psychology of Sport and Exercise, 29, 27–
39. https://doi.org/10.1016/j.psychsport.2016.11.008
Lemyre, P. N., Hall, H. K., & Roberts, G. C. (2008). A social cognitive approach to burnout in elite
athletes. Scandinavian Journal of Medicine and Science in Sports, 18(2), 221–234.
https://doi.org/10.1111/j.1600-0838.2007.00671.x
Li, M., & Sum, R. K. W. (2017). A meta-synthesis of elite athletes’ experiences in dual career
development. Asia Pacific Journal of Sport and Social Science, 6(2), 99–117.
https://doi.org/10.1080/21640599.2017.1317481
López de Subijana, C., Barriopedro, M., & Conde, E. (2015). Supporting dual career in Spain: Elite
athletes’ barriers to study. Psychology of Sport and Exercise, 21, 57–64.
https://doi.org/10.1016/j.psychsport.2015.04.012
McKenna, J., & Dunstan-Lewis, N. (2004). An Action Research Approach to Supporting Elite
Student-Athletes in Higher Education. European Physical Education Review, 10(2), 179–198.
https://doi.org/10.1177/1356336X04044070
Metsä-Tokila, T. (2002). Combining Competitive Sports and Education: How Top-Level Sport
Became Part of the School System in the Soviet Union, Sweden and Finland. European
Physical Education Review, 8(3), 196–206. https://doi.org/10.1177/1356336X020083002
Miller, P. S., & Kerr, G. (2002). The athletic, academic and social experiences of intercollegiate
student-athletes. Journal of Sport Behavior, 25(4), 346–367.
276
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı- 3
Miller, P. S., & Kerr, G. A. (2003). The role experimentation of intercollegiate student athletes. Sport
Psychologist, 17(2), 196–219. https://doi.org/10.1123/tsp.17.2.196
O’Neill, M., Allen, B., & Calder, A. M. (2013). Pressures to perform: An interview study of Australian
high performance school-age athletes’ perceptions of balancing their school and sporting
lives.
Performance
Enhancement
and
Health,
2(3),
87–93.
https://doi.org/10.1016/j.peh.2013.06.001
Pallarés, S., Azócar, F., Torregrosa, M., Selva, C., & Ramis, Y. (2011). Modelos de trayectoria
deportiva en waterpolo y su implicación en la transición hacia una carrera profesional
alternativa.(Athletic Career Models in Water Polo and their Involvement in the Transition to
an Alternative Career). Cultura, Ciencia y Deporte, 6(17), 93–103.
Penney, D. (2000). Physical Education, Sporting Excellence and Educational Excellence. European
Physical Education Review, 6(2), 135–150. https://doi.org/10.1177/1356336X000062003
Ryan, C., Thorpe, H., & Pope, C. (2017). The policy and practice of implementing a student–athlete
support network: a case study. International Journal of Sport Policy, 9(3), 415–430.
https://doi.org/10.1080/19406940.2017.1320301
Ryba, T. V., Stambulova, N. B., Ronkainen, N. J., Bundgaard, J., & Selänne, H. (2015). Dual career
pathways of transnational athletes. Psychology of Sport and Exercise, 21, 125–134.
https://doi.org/10.1016/j.psychsport.2014.06.002
Semiz, K. (2018). Does Sports and School Run Together A Needs Analysis of University StudentAthletes. Journal of Physical Education and Sports Studies, 10(2), 123–133.
https://doi.org/10.30655/besad.2018.10
Sorkkila, M., Ryba, T. V., Aunola, K., Selänne, H., & Salmela-Aro, K. (2017). Sport burnout
inventory–Dual career form for student-athletes: Assessing validity and reliability in a Finnish
sample of adolescent athletes. Journal of Sport and Health Science.
https://doi.org/10.1016/j.jshs.2017.10.006
Stambulova, N. B., Engström, C., Franck, A., Linnér, L., & Lindahl, K. (2015). Searching for an
optimal balance: Dual career experiences of Swedish adolescent athletes. Psychology of
Sport and Exercise, 21, 4–14. https://doi.org/10.1016/j.psychsport.2014.08.009
Sum, R. K. W., Tsai, H.-H., Ching Ha, A. S., Cheng, C., Wang, F., & Li, M. (2017). Social-Ecological
Determinants of Elite Student Athletes’ Dual Career Development in Hong Kong and Taiwan.
SAGE Open, 7(2), 215824401770779. https://doi.org/10.1177/2158244017707798
Swann, C., Moran, A., & Piggott, D. (2015). Defining elite athletes: Issues in the study of expert
performance in sport psychology. Psychology of Sport and Exercise, 16(P1), 3–14.
https://doi.org/10.1016/j.psychsport.2014.07.004
Tekavc, J., Wylleman, P., & Cecić Erpič, S. (2015). Perceptions of dual career development among
elite level swimmers and basketball players. Psychology of Sport and Exercise, 21, 27–41.
https://doi.org/10.1016/j.psychsport.2015.03.002
Torregrosa, M., Ramis, Y., Pallarés, S., Azócar, F., & Selva, C. (2015). Olympic athletes back to
retirement: A qualitative longitudinal study. Psychology of Sport and Exercise, 21, 50–56.
https://doi.org/10.1016/j.psychsport.2015.03.003
Vilanova, A., & Puig, N. (2016). Personal strategies for managing a second career: The experiences
of Spanish Olympians. International Review for the Sociology of Sport, 51(5), 529–546.
https://doi.org/10.1177/1012690214536168
277
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı- 3
Wylleman, P., & Reints, A. (2010). A lifespan perspective on the career of talented and elite athletes:
Perspectives on high-intensity sports. Scandinavian Journal of Medicine & Science in Sports,
20(SUPPL. 2), 88–94. https://doi.org/10.1111/j.1600-0838.2010.01194.x
İnternet Kaynakları
1 https://www.olympic.org/athlete365/career/how-to-make-a-dual-career-work-for-you/
2 https://www.unisport.com.au/elite-student-athlete-pathways
3 https://proad.csd.gob.es/index.php
4 https://www.dualcareer.eu/about-eas/
5 https://www.tass.gov.uk/about/
6 https://dokuman.osym.gov.tr/pdfdokuman/2019/YKS/Tablo24092019.pdf
7 https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuat?MevzuatNo=20694&MevzuatTur=7&MevzuatTertip=5
8 http://www.gsb.gov.tr/HaberDetaylari/1/198223/bakan-kasapoglundan-yks-tercih-surecindeki-millisporculara-onemli-hatirlatma.aspx
9https://shgm.gsb.gov.tr/HaberDetaylari/1/177802/milli-sporculara-tam-burslu-egitim-mujdesi.aspx
ATIF:
Alp, A.F. (2020). Elit Sporcularda Çift Kariyer. Betül Bayazıt, Ercan Karaçar, Ozan Yılmaz (Ed.), Spor
ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3.Cilt içinde (ss. 258-278). Konya, Çizgi Kitabevi
Yayınları
278
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
BÖLÜM
17
BELEDİYELERİN STRATEJİK PLANLARINA
YÖNELİK SPOR YÖNETİCİLERİ
GÖRÜŞLERİNİN ANALİZİ
Faik ORHUN TAPŞIN
Gazi Üniversitesi Spor Yönetim Bilimleri Pr. Doktora Öğrencisi,
[email protected]
Levent ATALI
Doç.Dr., Kocaeli Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi,
[email protected]
Bu bölüm Faik Orhun Tapşın'ın Levent Atalı danışmanlığında yürüttüğü
"Sakarya Belediyelerinin Stratejik Planlarının Spor Yönüyle İncelenmesi "
başlıklı yükseklisans tezinden üretilmiştir.
ATIF: Tapşın, F.O., Atalı, L. (2020). Belediyelerin Stratejik Planlarına Yönelik
Spor Yöneticileri Görüşlerinin Analizi. Betül Bayazıt, Ercan Karaçar, Ozan Yılmaz
(Ed.), Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3.Cilt içinde (ss. 280-321). Konya,
Çizgi Kitabevi Yayınları
17.BÖLÜM
BELEDİYELERİN STRATEJİK PLANLARINA YÖNELİK SPOR YÖNETİCİLERİ
GÖRÜŞLERİNİN ANALİZİ
Faik ORHUN TAPŞIN
Gazi Üniversitesi Spor Yönetim Bilimleri Pr. Doktora Öğrencisi,
[email protected]
Levent ATALI
Doç.Dr., Kocaeli Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi,
[email protected]
GİRİŞ
Spor, insanların sosyal, fizyolojik ve psikolojik ihtiyaçlarını karşılayan dil, din, ırk, kültür,
cinsiyet, yaş vb. faktörleri gözetmeksizin gerek performans gerek rekreatif ihtiyaçlarını karşılayan
multidisipliner bir alandır. Bu alanda bireylerin ihtiyaçlarını giderebilmek için yönetim ve diğer
disiplinlerden faydalanılmıştır.
Sanayi devrimi ile birlikte devlet, yerel yönetimler, yönetim anlayışları ve diğer disiplin
alanları geliştiği gibi, spor hizmetleri de bu gelişimden faydalanmıştır. Kamu hizmetlerinin yerinden
yönetilmesinde yerel birimlerin rolü büyüktür. Bir bölgenin yaşanabilmesi, tercih edilir olmasındaki
etkenler arasında spor hizmet ve yatırımları da vardır (Sunay, 2017).
Belediyeler belli bir coğrafyada sınırları belli olan yerel halkça seçilen, karar organları olan ve
yasalarca görev ve sorumlulukları olan kamu tüzel kişiliğe sahip kuruluşlardır. Belediyelerin
üstlendiği görev ve sorumluluklar arasında spor hizmetleri de yer almaktadır. Yerel yönetim birimi
olan belediyelerin geniş hizmet yelpazesi içerisinde spor da yer almaktadır (Yücel ve diğ, 2016).
Belediyeler, kamuoyuna yönelik spor hizmetlerinin planlanmasına ve uygulanmasına, insanların
yaşam kalitesini artırmaya yönelik çalışmalara hız vermeye başlamışlardır (Koçyiğit ve Yıldız, 2014).
Belediyeler merkezi yönetime göre yöre halkının ihtiyaçlarını karşılamadaki hızı ve talep
edilen hizmete verilen cevabın zaman olarak daha kısa olduğu bilindiğine göre, halkla kurulan
ilişkilerin daha sıcak olması da beklenmektedir (Tunç, 2016).
Belediyeler spor hizmetlerini tabana yayabilmek için hem maddi hem de idari olarak iyi
organize olmalıdır. Ayrıca yeşil alanlar, rekreasyon alanları ve oyun parkları oluşturarak halkı bu
alanlara çekebilmelidir. Belediyeler herkes için spor anlayışı içerisinde spor olaylarını izleyen halktan
ziyade spor faaliyetlerine katılan çalışmalara yönelmelidir. Bu bakış açısı içerisinde, sporu kitlelere
yayarak halkı zihinsel, bedensel ve sosyal gelişimlerine katkı sağlayacağı düşünülmektedir (Zengin
ve Öztaş, 2008).
280
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
Bu çalışmanın amacı Sakarya’daki stratejik planları olan belediyelerin spor yöneticilerine
yönelik spor hizmet ve yatırımları hakkında görüşleri alınarak bilimsel çerçevede literatüre
kazandırmak amacıyla yapılmıştır.
Türkiye’de Yerel Yönetim
Türkiye’de Yerel Yönetim Kavramı Yerel yönetimler, kaynaklarda, ‘’ alt kamusal yönetim
birimleri’’ veya ‘’alt yönetim birimleri’’ şeklinde, merkezi yönetim dışında ve fakat ondan bağımsız bir
şekilde daha alt yönetim birimlerini ifade etmektedir. Yerel yönetimler, merkezi yönetimden ayrı ve
idari erkini demokratik olarak seçilmiş bağımsız karar organları eliyle yürüten kamu hukuku tüzel
kişilerdir. Yerel yönetimlerin, merkezi yönetimden ayrı olarak düzenlemeleri, bu yönetimlerin
üstlendikleri kamusal hizmetlerin de merkezi hükümetin üstlendikleri farklı niteliklere sahip oldukları
bilinmektedir. Bu farklı hizmet nitelikleri, ‘’yerel özellikteki hizmetler’’ veya ‘’yerellik’’ kavramlarıyla
açıklanabilen ve merkezi yönetim yükümlülüğünde görülmeyip, doğrudan yerel halkın ihtiyaçlarını
karşılamaya uygun düşen kamusal hizmetleri belirtir (Sakınç, 2012). Türkiye’de yerel yönetimlerin ilk
ortaya çıkışına bakıldığında girişimlerin 19. yüzyılda çoğunluk kazandığı bilinmektedir. İlk bölümde
ortaya konulduğu gibi, batının kendini yenilemesi anlamında da yerel yönetimlerin ortaya çıkışı 19.
yüzyıla denk düşmektedir. Merkezi yönetimin haricinde yönetsel ve ekonomik özerkliğe sahip yerel
birimlerin varlığı daha çok 11-12. yüzyıllarda, ortaya çıkmıştır. Günümüzdeki anlamıyla yerel
yönetimler, 18. yüzyıllarda yenilenen arayışlar bakımından 19. yüzyılın ortalarında görülmüştür
(Hanazay, 2006). Yerel yönetimlerin kendiliğinden ortaya çıkması gibi bir durum söz konusu değildir.
İnsanlığın ve grupların süreç içinde geçirmiş olduğu evrim sürecinin yönetsel yapılanmalarına şekil
vermiş, değişen ve belirginleşen ihtiyaçlara yönelik gelişmeler nezdinde örgütlenmeler meydana
gelmiş, bunlardan biri de yerel yönetimlerdir (Yücel ve diğ. 2016). Yerel yönetimin çalışmaları sürekli
kılınmalıdır. Halk katılımı, çoğulculuk ilkesi ve seçmene karşı hesap verme yükümlülüğü demokratik
yerel yönetimin asgari zorunluluklarıdır. Yerel yönetimlere halk katılımı, problemlerin daha sağlıklı
bir şekilde incelenmesi ve çözümlerin de daha etkili ve tutarlı olmasını sağlar. Kararların alınmasına
ve hayata geçmesinde halkın katılımının sağlanması, demokrasinin günümüzdeki anlamının bir
tezahürüdür (Pustu, 2005).
Türkiye’de Yerel Yönetimlerde Stratejik Plan
5018 sayılı kanun kapsamında kamu mali yönetimi ve denetiminde stratejik plan, ‘’ kamu
dairelerinin orta ve uzun vadeli hedeflere, temel ilke ve politikalarını, hedef ve öncelikleri,
performans ölçütleri, başarmak için takip edilecek ilke ile kaynak dağılımlarını içeren plan’’ olarak
adlandırılmıştır. Yine aynı kanun gereği kamu birimlerinin kalkınma planları, ilgili kanun ve
benimsedikleri temel ilkeler çerçevesinde vizyona yönelik hedefleri oluşturmak, stratejik amaçlar ve
281
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
uygulanabilir amaçları belirlemek, performanslarını önceden çizilmiş olan çizimler şeklinde
incelemek ve uygulamanın izleme yapmak amacıyla katılımcı yöntemlerle stratejik plan yapma
amacı verilmiştir (Baykan ve Özer, 2014). 5018 sayılı yasadan başka 5393 sayılı Belediye Kanunu ve
5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile nüfusu 50.000’den fazla olan bütün belediyeler stratejik
plan hazırlamakla zorundadır. Bunlara ek olarak 5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanunu ile il özel
idarelerine de stratejik plan yapma zorunluluğu vardır. 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nda
Büyükşehir belediyesinin sorumluluklarında, Büyükşehir belediyesinin stratejik planını yapma ve
internet sitelerine koymak zorundadır. 5393 sayılı Kanuna göre belediye başkanı, mahalli idareler
genel seçimlerden itibaren altı ay içinde, kalkınma planı ve programı ile varsa bölge planına uygun
olarak stratejik plan belediye meclisine sunmakla yükümlüdür. Stratejik plan diğer devlet
kurumlarıyla ve sivil toplum kuruluşlarıyla beraber alanında uzmanların görüşleri alınarak hazırlanır
ve belediye meclisi tarafından kabul edikten sonra yürürlüğe girer (Baykan ve Özer, 2014).
Yerel Yönetimler ve Spor Hizmetleri
Spor, günümüzde bireylerin toplumsal yaşamında yer alan ve sosyolojik yapıyı inceleyen
önemli bir unsur olarak görülmektedir. Bu sebeple spor, günden güne çoğu insan tarafından ilgi
görmekte, bireylerin birçoğunu kendine çekmekte ve bağlamaktadır. Bireylerin kişisel gelişiminde
önemli rol oynar. Spor aynı zamanda katkı sağlayan takım ruhu, dayanışma, höşgörü gibi önemli ve
ortak değerlerin kaynaşmasını, oluşmasını ve kenetlenmelerine vesile olmaktadır (Uslu, 2017).
Sporun kitlelere yayılmasında ve spor kültürünün oluşturulmasında belediyelerin rolü büyüktür.
Sporun yayılması için belediyeler gelirlerinin bir kısmını projelere, çalışmalara ayırmaktadır. Bu
çalışmaların içine stratejik planlar da eklenmektedir. Yerel yönetimlerde ise spor politikanın bir
sonucu olarak kendisini görülmektedir. Hele ki, gelirden ek bir pay alabilme ise mutlaka politikayla iç
içedir (Akşar, 2010). Yerel yönetimler bulundukları coğrafi konumda süregelen geleneğin
politikalarla amaca ulaşma olduğu düşünülmektedir. Bazen de kendiliğinden ortaya çıktığı
bilinmektedir. Ama bir kere oluştuktan sonra varoluş amaçları dışında görevleri de yüklenir. Özellikle
19.yy sonrasında yerel yönetimler pek çok sorumluluklar yüklenmiştir (Görmez, 1997). Yerel
yönetimlerin sorumluluğu halka daha iyi hizmet sunmalıdır. Bu hizmetler halkın taleplerine yönelik
olurken yerel yönetim birimleri olarak belediyelerin talebine de doğrudan etkilemektedir. Şehir
insanı her geçen gün bilinçlenmekte ve temel yaşamsal ihtiyaçların yanı sıra başka birçok alanda yeni
hizmetleri talep etmektedir. Bireyin farklı alanlardaki hizmet taleplerinden birisi de spora aktif
katılım ihtiyacıdır. Vatandaşlar hareketsizlikten yakınır ve bu taleplerini belediyelere veya gerekli
kurumlara iletirler. Halkın tercih ettiği ve talep ettiği hizmetlerin başında spor gelmektedir (Atalay,
2013). Ülkemizde spor kültürünün yayılması konusunda yerel yönetimlerin çalışmaları gitgide
artmaktadır. Spor ülkemizde önemi farkına varılmış ve geleceğe dönük planlarda yer almaktadır.
282
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
Yerel yönetimler, insanların istek ve ihtiyaçlarına cevap verebilmesi için gerekli hizmet birimlerinin
başında gelmektedir. Dolayısı ile etki alanı ve hizmet yelpazesi günden güne artmaktadır. Bu hizmet
yelpazesinin ana unsurlarından birisi de spordur (Yücel ve diğ. 2016).
Yerel yönetimler, bulundukları bölgenin gelişmesine yardımcı olmaktadır. Yerel yönetimler
gelirlerini bulundukları bölgenin kalkınmasında kullanmaktadır. Bölgenin gerekli alt yapı ve
hizmetleri karşılanırken, diğer ihtiyaçlarını da göz önünde bulundururlar. Bu diğer ihtiyaçlar arasında
spor da yer almaktadır. Yerel yönetimler, halkın spor ihtiyaçlarını karşılamak için gelirlerinin bir
kısmını ayırmak durumunda kalmaktadır. Halkın ihtiyaçlarına cevap verecek spor kültürünü yaymak
için planlar yapılmaktadır. Halk, yerel yönetimlerin spor hizmet ve yatırımlarının konusunda
isteklerini yetkililere belirtmektedir. Yerel yönetimler spor hizmet ve yatırımları için gerekli fonu
ayırır ve ihtiyaçlar doğrultusunda hizmetler sunmaktadır (Mdakane, 2012). Yerel yönetimler ülkenin,
spor değerlerine saygı gösterilen ve herkesin sağlıklı, aktif bir yaşam sürdürebilmesi için toplumu
teşvik eder. Temel hedeflerden biri, düşük gelirli ailelerin çocukları için daha sağlıklı yaşam sunmak
isterler. Hollanda’daki belediye yetkililerinin spor kitlelere yayılması için, insanları bilgi paylaşımında
ulusal toplantılar ve ulusal düzeyde yıllık uzmanlık günü gibi daha fiziksel olarak aktif olmaları
konusunda motive etmenin çeşitli çalışmalar yapmaktadır. Merkezi hükümet, Program ile ilgili
faaliyetler hakkında spor sektörü ve belediye yetkilileriyle anlaşmalar yaptı. Program 2012 yılında
başlatıldı ve 2016 sonuna kadar devam edecek. (https://www.government.nl/topics/sports/sportand-physical-activity-close-to-home Erişim: 13.03.2018). Spor için insanların kendisine boş zaman
yaratması, insanlara kimlik ve kişisel özerklik duygusu verir, kolaylaştırıcı bir sosyal refah içerisinde
önemli bir rol oynar. Pozitif boş zaman aktivitelerindeki hareketlilik, birey ve toplum yaşamına
anlam katıyor ve aynı zamanda insanların genel yaşam kalitesine katkıda bulunuyor. Örneğin, yerel
yönetimler gibi spor kuruluşları ve tesis sahiplerinin, seçmenlerinin ve üyelerinin güvenlik ve
güvenliğine yönelik makul bir standart bakım hizmeti sunması beklenmektedir. Tarihsel olarak, yerel
yetkililer, yasal sorumluluklarına uygun olarak, özellikle toplum rekreasyonu ve spor ve rekreasyon
katılımının temel seviyeleri için spor sağlayıcılarına liderlik etmektedir (Goslin ve Kluka, 2014).
Sporun yayılması ve gelişmesi toplumsal koşullar içinde incelenmesi gerekmektedir. Spor bir
yarışma değil, aynı zamanda eğlence aracı olarak da irdelenmiştir. Spor halkları pekiştiren ve sağlıklı
kalmasını sağlayan bir araçtır. İnsanı dengeli, güçlü, sağlıklı olmasını sağlayan bir etken halini almıştır
(Karahüseyinoğlu, 2012). Belediyeler, halkın ihtiyaçlarını karşılamak halk tarafından seçilerek gelen,
yönetsel ve malî özerkliğe sahip kamu tüzel kişisidir. Belde de yaşayan insanların nüfusu 5.000 ve
üzerinde olan yerleşim birimlerinde belediye kurulabilir. İl ve ilçe merkezlerinde belediye kurulması
zorunludur (5393 Sayılı Belediye Kanunu).
283
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
Belediyenin görev ve sorumluluklarına baktığımızda birçok sportif görevin olduğu
görmekteyiz. Aşağıda belediyelerin spor hizmet ve yatırımları hakkında görev ve sorumlulukları
verilmiştir. Ülkedeki öğrenciler için yapılmış veya yapılacak okul binaları için inşaatı ile bakım ve
onarımını yapabilir veya yaptırabilir, her türlü teçhizat ve malzeme ihtiyaçlarını verebilir; sağlıkla
alakalı bina veya tesis açabilir ve yönetebilir; mabetlerin yapımı, bakımı, onarımını yapabilir; kültür
ve tabiat varlıkları ile tarihî dokunun ve kent tarihi bakımından önem taşıyan binaların işlevlerini
korunmasını destekleyebilir. Korunması zor olanları orijinal hali bozulmadan uygun olarak yeniden
inşa edebilir. Gerektiğinde, sporu kitlelere yaymak için teşvik edici faaliyetler yapar ve spor
malzemesi verir, amatör spor kulüplerine ayni ve nakdî yardım yapar ve gerekli desteği sağlar, her
türlü amatör spor karşılaşmaları düzenler, yurt içi ve yurt dışı müsabakalarda üstün başarı gösteren
veya derece alan öğrencilere, sporculara, teknik yöneticilere ve antrenörlere belediye meclisi
kararıyla ödül verebilir. Gıda bankacılığı yapabilir. Belediyelerin birinci fıkranın (b) bendi gereğince,
sporu halka sevdirmek, teşvik etmek amacıyla yapacakları nakdi yardım, bir önceki yıl genel bütçe
vergi gelirlerinden belediyeleri için tahakkuk eden miktarın; büyükşehir belediyeleri için binde
yedisini, diğer belediyeler için binde on ikisini geçemez. Belediyenin görev, sorumluluk ve yetki alanı
belediye sınırlarını kapsar (5393 Sayılı Belediye Kanunu). Belediyelerin görev ve sorumluluklarına
bakacak olursak, .Keçiören belediyesi gençlik ve spor hizmetleri müdürlüğü, yöneticileri, belediye
başkanına ve belediye başkanının yetkilendirdiği, başkan yardımcısına bağlı olarak çalışır. Müdürlük
bünyesindeki; belediyenin gençlik hizmetleri, spor hizmetleri ve işyeri sağlık ve güvenlik biriminin
sekreteryası konularıyla ilgili alt dairelerden oluşmaktadır (http://www.kecioren.bel.tr Erişim:
20.03.2018).
YÖNTEM
Bu çalışmada nitel araştırma yöntemi altında, yazılı verilerin analizini kapsayan ve yarı
yapılandırılmış görüşme yöntemleri kullanılmıştır. Belediyelerde çalışan spor yöneticilerinin spor
hizmet ve yatırımları konusunda görüşlerini almak için uzmanlar eşliğinde oluşturulan görüşme
formu ile veriler elde edilmiştir.
Nitel araştırmanın, insanların olaylara dönük öznel bakış açılarını keşfetmeyi hedeflediğini ve
bu nedenle nicel araştırmadan daha üstün olduğunu belirtmektedir. Dolayısıyla nitel araştırmayı
insanın, kendi sırlarını çözmek ve kendi çabasıyla biçimlendirdiği toplumsal sistemlerin derinliklerini
keşfetmek üzere geliştirdiği bilgi üretme yollarından birisi olarak tanımlamak mümkündür (Özdemir,
2010).
Nitel araştırma yönteminde verilerin gerçekçi ve bütüncül bir biçimde ortaya koymak için
“gözlem, görüşme ve doküman analizi gibi nitel veri toplama tekniklerinin kullanıldığı, olayların
284
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
doğal izlemesini ve taramasını içeren sürecin izlendiği araştırma” olarak tanımlamak mümkündür
(Yıldırım ve Şimşek, 2008).
Bu çalışma nitel araştırma yöntemi adı altında verilerin toplanıp, incelenmesini
kapsamaktadır. Stratejik planı olan belediyelerin spor yöneticileriyle görüşülüp, önceden uzmanlar
eşliğinde hazırlanmış görüşme sorularıyla, spor yöneticilerin spor hizmet ve yatırımları konusundaki
görüşleri, oluşturulan veriler ile elde edilmiştir.
Araştırmada stratejik planı olan altı ilçe belediye ve bir büyükşehir belediyesinin spor
yöneticilerine spor hizmet ve yatırımları konusunda fikirlerini öğrenmek için, ilgili belediyeler ziyaret
edilerek görüşmeler yapılmıştır.
Nitel araştırmada en sık kullanılan veri toplama yöntemlerinin görüşme ve gözlem olması
nedeniyle büyük bir örneklem grubuyla çalışmak hem zaman, hem de maliyet açısından mümkün
olamamaktadır. Ayrıca örneklem grubunun büyük olması, gözlem ve görüşme yoluyla elde edilen geniş çaplı
verilerin analizinde zorluklar yaşanmasına neden olacaktır. Bu nedenle nitel araştırmalarda araştırmanın
içeriğine bağlı kalarak istenilen örneklem grubuyla çalışmak yapmak araştırmanın amacına uygun olacaktır
(Karakaş, 2015).
Bu çalışmanın katılımcıları Sakarya ili ve ilçelerinde görev yapan belediye yöneticilerinden
oluşmaktadır. Örneklem belirleme sürecinde Sakarya’daki merkez il ve ilçe belediyelerindeki
spordan sorumlu spor yöneticileri seçilmiştir. Bu yöneticilerin bilgi verecek kadar belediyelerde
çalıştığı bilinmektedir.
Aşağıdaki çizelgede katılımcılara ait bilgiler mevcuttur.
Kurum
Görevi
Yöneticilik Özgeçmişi
Görüşme Süresi(dksn)
B1
Spor Yöneticisi
4 yıl
24:24
B2
Spor Yöneticisi
3 yıl
29:29
B3
Spor Yöneticisi
4 yıl
29:27
B4
Spor Yöneticisi
1 yıl
26:16
B5
Spor Yöneticisi
3 yıl
38:33
B6
Spor Yöneticisi
2 yıl
36:26
B7
Spor Yöneticisi
3 yıl
44:12
Katılımcılara ait bilgiler incelendiğinde, katılımcıların belediyelerde spor hizmetleri ve
yatırımları alanında görev alan spor yöneticileri olduğu tespit edilmiştir. Görüşme sürelerine
bakıldığında katılımcıların, görüşme sürelerinin farklı olduğu fakat yeterli bir zaman dilimi olduğu
kanaatine varılmıştır.
285
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
Araştırmada nitel araştırma yöntemlerinden olan yarı yapılandırılmış görüşme formunda
oluşturularak, araştırma için belediyede çalışan spor yöneticilerine yönelik görüşme soruları
hazırlanmıştır. Görüşme sorularının hazırlanmasında alanında uzman dört kişinin bilgisine
başvurulmuştur. Görüşme formu alanında uzman kişilerin tavsiyesiyle dokuz sorudan oluşmaktadır.
Spor hizmetleri ve yatırımlarıyla alakalı sorular hazırlanmıştır. Görüşme formu oluşturulmasında ön
çalışmada 21 soru belirlenmiş, daha sonra 17 soruya düşürülmüş ve son olarak özgün halini almıştır.
Araştırmada, katılımcıların da düşünmediği veya sonradan eklemek istediklerinde meydana
gelecek durumlar için görüşme tekniğe uygun yarı yapılandırılmış görüşme formu geliştirilmiştir
(Özgüven 2004).
Görüşme sorularını hazırlarken daha nesnel olması açısından alanında uzman kişilerden
destek alınmış ve görüşme formuna nihai şekli verilmiştir. Bu hazırlanan soruların kapsam geçerliliği
yapılmaya çalışılmıştır. Kapsam geçerliği, ölçme aracında bulunan maddelerin ölçme amacına uygun
olup olmadığı, ölçülmek istenen alanı temsil edip etmediği sorunu ile ilgili olup, “uzman görüşü” ne
göre belirlenir. Önce uzmanların tavsiyeleri doğrultusunda soru havuzu oluşturulmuştur. Bu
oluşturulan soru havuzundan belediyelerin spor hizmet ve yatırım alanına yönelik olanlar
değerlendirilmiştir.
Görüşme bir iletişim aracıdır. Birçok iletişimde olduğu gibi görüşmede de karşılıklı olarak
aktif bir şekilde birbirini etkilemeye çalışan iki insan bulunur. Bunlar aktif olarak karşılarındaki kişinin
kendilerini etkileme çabalarına karşın kabul veya red şeklinde bazı girişimlerde bulunurlar. Esasen bu
görüşmenin ürünü bu etkileşimin sonucudur. Bu şekilde bilgi toplama tekniğinin güçlü ve zayıf
yönleri söz konusu olabilir. Eğer görüşme hedeflenen biçimde gerçekleştirilirse, başka türlü elde
edilmesi mümkün olmayan verilerin toplanabildiği çok güçlü bir teknik olarak kabul edilebilir ( Tekin
ve Tekin, 2006).
Görüşmede katılımcılara bilgiler verilmiştir. Gerekli izinler alındıktan sonra spor
yöneticilerinin rahat olabileceği bir yerde görüşülüp, konu hakkında detaylı bilgi verildikten sonra
görüşme gerçekleşmiştir. Görüşmeler yaklaşık 24 - 44 dakika arasında gerçekleşmiştir.
Veri toplama aşaması, araştırmacı için gerçeklikle yüzleşme anıdır. Nitel araştırmalarda
genellikle görüşme, gözlem ve doküman inceleme olmak üzere üç veri toplama tekniği
kullanılmaktadır(Baltacı, 2019).
Araştırmada verilerinin toplanması için izlenen yöntem bu bölümde sunulmuştur.
Araştırmada verilerin toplanması, yapılan iş ve işlemler bizzat araştırmacı tarafından
gerçekleştirilmiştir. Araştırmalarda en sık kullanılan veri toplama tekniği olan görüşmenin en büyük
286
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
ayrıcalığı, bireylerin düşüncelerini kendi perspektifleriyle ve kendi cümleleriyle ifade edebilmelerine
fırsat verilmiş olmasıdır. En bilinen görüşme sınıflandırmasında, önceden belirlenmiş görüşme
sorularından oluşan yarı yapılandırılmış görüşme ve görüşme sürecinde ortaya çıkan soruların yer
aldığı bir gidişat söz konusudur (Koca, 2017).
Görüşme tekniği, nitel araştırmada en çok tercih edilen yöntem olarak bilinmektedir.
Araştırmada ‘’yarı yapılandırılmış’’ görüşme yöntemi uygulanmıştır. Bu yöntemde dikkatlice ve
sırasıyla yazılmış birtakım, aynı içerikte sorulardan meydana gelmektedir. Bu yöntem sayesinde
görüşmeci yanlılığını ve öznelliğini azaltılmaktadır. Görüşme yapılmadan önce telefon, e-mail vb.
araçlarla randevu alınarak yapılmıştır.
Nitel araştırma yönteminin analizinde elde edilen verilerin özgün şekline mümkün olduğunca
bağlı kalınarak ve gerektiğinde katılımcıların ifadelerinden doğrudan alıntı yapılarak betimsel bir
yaklaşımla verilerin sunulmasını içerir. Araştırmacı verilerin analizinde kendi yorumlarını da
kullanarak verileri analiz edebilir. (Yıldırım ve Şimşek, 2008).
Araştırma için kullanılan görüşme formu yolu ile elde edilen bulguların nasıl çözümlendiği ile
ilgili bilgilerin nitel boyuttaki incelemeleri aşağıda sunulmuştur.
Görüşme sonucu elde edilen verilerin araştırma problemine ilişkin hangi sonuçları ortaya
koyduğunu belirlemek için betimsel analiz yöntemi ile toplanan veriler tanımlanmaya çalışılmıştır.
Betimsel analizde özetlenen yorumlar ve veriler, içerik analizi ile detaylandırılmıştır.
Araştırmacı tarafından gerçekleştirilen görüşme ve telefon iletişimleri sonucunda elde edilen
ham veriler bilgisayar ortamında düzenlenmiş ve analiz yapılacak hale getirilmiştir. Verilerin analizi
için nitel araştırma tecrübesi olan dört uzmandan destek alınmıştır.
Görüşme sorularına cevap veren spordan sorumlu spor yöneticilerini B1, B2, B3, B4, B5, B6,
B7 olarak kodlanmıştır.
287
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
BULGULAR
Çalışmanın bu aşamasında stratejik planı olan belediyelerin spor yöneticilerine spor hizmet ve
yatırımlarına yönelik görüşleri alınarak bulgularda yer verilmiştir.
Çizim 1. Spor hizmetleri ve yatırımları açısından stratejik planlama sürecinde dikkat edilecek
hususlara ait bulgular
Katılımcı görüşlerine göre; Sakarya belediyelerinin stratejik planlama sürecinde dikkat
edilmesi gereken konulara değinilmiştir.
Bu konular diğer kuruluşlarla işbirliği, ihtiyaçların
belirlenmesi, bütçenin ön gördüğü çalışmalar, mekansal planlama yapma, mevcut durumun analizi
edilmesi, nüfus yoğunluğunun belirlenmesi, halkın taleplerinin belirlenmesi, belediyenin imkanlarını
ortaya koymak etrafında toplanmıştır.
İhtiyaçların Belirlenmesi
Stratejik planlama sürecinde dikkat edilecekler hususlardan bir diğeri de ihtiyaçların
belirlenmesi üzerinedir.
Bu noktada yöneticilerin görüşleri alınmıştır. İhtiyaçların belirlenmesi
yönelik B1’in bu yöndeki görüşü; ‘’ Konu Sakarya spor hizmet ve yatırımları ise Sakarya’nın mevcut
durumunu ortaya çıkarması lazım. Sakarya’nın ihtiyaçlarının belirlenmesi lazım. Sonrada belediyenin
288
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
imkanlarını koyacağız. Ve imkanlarıyla birlikte hangi dönemde gerçekleştireceğimizi stratejik planlarda
spor hizmet ve yatırımlarda planlayacağız. Hedefleri bir bir gerçekleştirmek için yapacağız. Son olarak
da beş yıllık stratejik planlama ile birlikte masaya yatıracağız.’’ şeklindedir.
Belediyelerin, stratejik planlama sürecinde dikkat edilecekler hususlardan bir diğeri de
ihtiyaçların belirlenmesi temasıdır. Çalışmamızda katılımcılar stratejik planlama sürecinde
ihtiyaçların belirlenmesi konusunun önemli olduğunu vurgulamışlardır. Katılımcıların görüşleri
doğrultusunda literatür incelendiğinde ihtiyaçlarının belirlenmesinin yanında hizmetlerin halka
ulaşmasının da önemli olduğu belirtilmiştir. Literatüre bakıldığında Usta ve Memiş (2010) tarafından
yapılan çalışmada, halka yönelik hizmetlerin yetersiz olduğu görülmüştür. Bunun nedeni olarak,
belediyelerin halka ulaşma noktasında yetersiz olduğu belirtilmiştir.
Mekansal Planlama Yapma
Stratejik planlama sürecinde dikkat edilecekler hususlardan bir diğeri de mekansal planlama
yapma olduğu belirtilmiştir. Mekansal planlama yapma ile ilgili B5’in bu yöndeki görüşü; Bu planlar
üzerinden orda ki alandaki açıklığa göre ticaret sahasını, sosyal tesis sahası mı, veya spor tesis alanımı
ona göre açıyoruz. Yani şuan planlar sabit olduğu için yeni yer açma gibi durum olmuyor. Spor tesis planı
biraz geri planda kalmış. Biz hazır planda olanları değerlendirmeye çalışıyoruz.’’ şeklindedir.
Mekânsal planlama yapma boyutunda B6’in bu yöndeki görüşü;
‘’ Belediyelerin 18
uygulaması yapılırken kesinlikle spor alanları yapılmalıdır. Nasıl park, yeşil alanları gibi çıkartılmalıdır.
Spor alanları çıkartılmalıdır. Bütün okullarda mesela hendekte yaklaşık 15-20 civarı okulu var ama
salonu olan bir tane okul bile yok. En büyük sıkıntılardan birisi budur.’’ şeklindedir.
Belediyelerin, stratejik planlama sürecinde dikkat edecekleri hususlardan bir diğeri
“mekânsal planlama yapma” olarak belirtilmiştir. Çalışmamızda “mekânsal planlama yapma” önemli
bir sonuç olarak görülmüştür. Timur ve diğ. (2011) çalışmasında Çankırı il merkezindeki spor alanları
mekânsal özelliklerine göre sınıflandırılıp genel özellikleri, planlama prensipleri ve standartları
açısından analiz edilmiştir. Spor alanlarının hizmet alanları ve kent halkının bu alanlara yürüyüş
mesafesi incelenmiştir. Bu amaçla çalışmada detaylı bir araştırma yapılmıştır. Araştırmacıların spor
alanlarının mekânsal özelliklerini detaylı bir şekilde araştırması önemli bir bulgu olarak karşımızda
çıkarken, bu durum çalışmamızla benzerlik göstermiştir.
Ulaşım
Stratejik planlama sürecinde dikkat edilecekler hususlardan bir diğeri de ulaşım olduğu
belirtilmiştir. Ulaşım konusunda yöneticilerin görüşleri alınmıştır. Ulaşım konusunda B4’ün bu
289
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
yöndeki görüşü; ‘’ baktığımız zaman dağınık bir yapılaşması var. Kapatılan belde ve belediyeler var.
Altındere, küçücek gibi ovalarımız var. Büyükşehir yasasında dolasıyla bu bölgeler hepsi belediye’ye
bağlandı. Baktığımız zaman o bölgelerin ilçemizin merkezine gelme noktasında sıkıntılar yaşanıyor. Biz
ne yapıyoruz bu noktada o bölgelere sportif anlamında neler yapabiliriz. Çocukların bu spor anlamında
yararlanabilecek şeyler neler var. Bu konuda planlama yapıp antrenörlerimizi, spor alanlarını ona göre
belirlemeye çalışıyoruz.’’ şeklindedir.
Ulaşım konusunda B6’nin bu yöndeki görüşü; ‘’ Merkezlere insanların ulaşabileceği, yürüyerek
çocukların ulaşabileceği salonlar yapmamız gerekiyor. Genelde belediye ile okulların ortaklaşa, sosyal
sorumlulukla o bölgenin zengin ve iş adamlarıyla hayırseverlerle salonlar yapılabilir. Destek var ama
isteğimiz oranda yok.’’ şeklindedir.
Ulaşım konusunda B7’nin bu yöndeki görüşü; ‘’ İlçenin doğusuna, uzağına tesis yapmak
mantıklı değil. O bölge o tesisisin kullanacak kişi sayısı, çok mantıklı değil. Dediğiniz gibi spor tesisini ilçe
merkezine veya insanların rahat ulaşabileceği yerlere, yaya, bisiklet veya arabayla rahat gidebileceği ya
da evinden çıktı spor yapıp yürüyeceği, alana açık alanlar seçiliyor.’’ şeklindedir.
Belediyelerin, stratejik planlama sürecinde dikkat edilecek hususlardan bir diğeri de ulaşım
olduğu öneminin belirlenmesi teması olduğu belirtilmiştir. Çalışmamızda ulaşımın birçok alanda
etkili olduğu tespit edilmiştir. Sivrikaya’nın (2009) çalışması şu açıdan araştırmamıza paralellik
göstermektedir. Eğitim ve sporda bölgenin yerelleşmesi açısından ulaşımın önemli olduğunu; ancak
ülkemizdeki çalışmaların yeterli düzeyde olmadığı tespit etmiştir.
Belediyenin İmkanlarını Ortaya Koymak
Stratejik planlama sürecinde dikkat edilecekler hususlarından biri de belediyenin imkanlarını
ortaya koymak olduğu belirtilmiştir. Belediyenin imkanlarını ortaya koymaya yönelik B1’in bu
yöndeki görüşü; ‘’Stratejik planlamada her belediye her beş yılda bir planlama yapmak zorundadır.
Büyükşehir belediyemiz stratejik planı her beş yılda bir yapmaktadır. Stratejik planlama da spor yatırım
ve hizmet planlarımız var. Bunda dikkat edilecek hususlar mevcut durumun iyice analiz edilmesi lazım.
belediyenin imkanlarını koyacağız. Ve imkanlarıyla birlikte hangi dönemde gerçekleştireceğimizi
stratejik planlarda spor hizmet ve yatırımlarda planlayacağız. Hedefleri bir bir gerçekleştirmek için
yapacağız.’’ şeklindedir.
Stratejik planlama sürecinde dikkat edilecekler hususlardan olan bir diğer temada
belediyenin imkanlarını ortaya koymak olduğu belirtilmiştir. Çalışmamızda katılımcılar belediyenin
imkânlarını ortaya koyma konusunun önemli olduğunu belirtmişlerdir. Benzer kaynaklara
bakıldığında Sivrikaya’nın (2000) çalışmasında konu hakkında benzerlikler görülmüştür. Belediyeler,
290
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
alt birimler aracığıyla koordineli, etkili ve verimli imkânlara sahip olduğu belirtilmiştir. Belediyelerin
hizmet noktasında imkânlarını ortaya koyduğu ve gelişmiş devletlerde, bu hizmetlerin yerel
yönetimlerce yapıldığı tespit edildiğini belirtmiştir.
Nüfus Yoğunluğunun Belirlenmesi
Stratejik planlama sürecinde dikkat edilecekler hususlardan bir diğeri de nüfus
yoğunluğunun belirlenmesi olduğu belirtilmiştir. Stratejik planlamada yöneticiler, nüfus
yoğunluğunun üzerinde durmuşlardır. Nüfus yoğunluğunun belirlenmesi yönelik diğer yönetici B2’in
bu yöndeki görüşü; ‘’ Belli bir alana düşen rekreasyon alanı spor alanları zaten kanunen belirlenmiş o
alanı ayırıyoruz. Sonra nüfus yoğunluğu ve o olanlar da ki imkanlara bakarak belirliyorsunuz. O
alanlarda, planladığımız alanlarda yatırımı yapıyoruz’’ şeklindedir.
Nüfus yoğunluğunun belirlenmesine yönelik B4’in bu yöndeki görüşü; Toplumun istediği,
toplumdan önce bir istek alınıyor ve o planlamalara göre nüfusun yoğunluğuna bölgelere göre, mesela
bizim söyle ifade edeyim. İlçemize baktığımız zaman dağınık bir yapılaşması var. Kapatılan belde ve
belediyeler var. Altındere, küçücek gibi ovalarımız var. Büyükşehir yasasında dolasıyla bu bölgeler hepsi
belediye’ye bağlandı.’’ şeklindedir.
Nüfus yoğunluğunun belirlenmesine yönelik B7’in bu yöndeki görüşü; ‘’Orda ki insan
nüfusunun popilasyonunun yoğunluğu önemlidir. Alternatif üç veya dört tane projeyi sunuyoruz
vatandaşa, hangisinden çoğunluk geliyorsa arazide biz bunu uyguluyoruz’’ şeklindedir.
Belediyelerin, stratejik planlama sürecinde dikkat edecekleri hususlardan biri de nüfus
yoğunluğunun belirlenmesi olarak belirtilmiştir. Öztürk ve Özdemir’in (2013)çalışması, çalışmamızla
paralellik göstermektedir. Öztürk ve Özdemir’in (2013) çalışmasında Kastamonu ilinin kalkınmasında
nüfus yoğunluğunun önemli olduğu; nüfusun yoğun olduğu yerlere üniversite kurulması, park ve
bahçelerin yapılması gibi çeşitli oluşumların kentte yeni gelişme bölgelerinin doğmasına neden
olabileceği belirtilmiştir.
Mevcut Durumun Analizi
Sakarya belediyelerinin stratejik planlarında dikkat edilecek hususlarından biri olan mevcut
durumun analizi hakkında B1’in bu yöndeki görüşü; ‘’Stratejik planlama da spor yatırım ve hizmet
planlarımız var. Bunda dikkat edilecek hususlar mevcut durumun iyice analiz edilmesi lazım. Konu
Sakarya spor hizmet ve yatırımları ise Sakarya’nın mevcut durumunu ortaya çıkarması lazım.’’
şeklindedir.
291
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
Belediyelerin, stratejik planlama sürecinde dikkat edilecek hususlardan bir diğeri de mevcut
durumun analizi temasıdır. Çalışmamızda katılımcıların görüşleri doğrultusunda mevcut durumun
analizi temasının önemli olduğunu bulgular kısmında görülmüştür. Başka bir çalışma incelendiğinde
konumuza ek olarak, halkın beklentilerinin göz önünde bulundurması gerektiği de tespit edilmiştir.
Uslu ve Yetim (2006) tarafından yapılan çalışmada halkın beklentilerinin göz önünde bulundurulması
gerektiği belirtmiştir. Ankara’da yapılan bir araştırmada belediyelerin bugünkü mevcut durumu ile
kent parkı olarak kent halkının rekreasyonel ihtiyaçlarını karşıladığı söylenemez. Bunun sebebi
çevresinde ikamet eden veya çalışan kent halkı tarafından ilgi görmemektedir. Bunun nedeni olarak
nitelikli ve kimliği olan bir alan haline gelememesinden kaynaklandığını belirtilmiştir.
Spor hizmetleri ve yatırımları açısından stratejik plan, diğer kuruluşlar ile koordinasyonu ait
bulgular
Çalışmanın bu aşamasında yöneticilerin bizzat kendilerinden, stratejik plan diğer kuruluşlarla
koordinasyonu yansıtması hakkındaki fikirleri alınmış ve bulgularda yer verilmiştir.
Çizim 2. Spor hizmetleri ve yatırımları açısından stratejik plan, diğer kuruluşlar ile koordinasyonu ait
bulgular
Katılımcı görüşlerine göre; Sakarya belediyelerinin stratejik planlama sürecinde diğer
kuruluşlarla koordinasyon sağlamaya değinmişlerdir. Belediye yöneticileri bu konudaki fikirlerini dile
getirmiştir. Bu konular diğer kuruluşlarla işbirliği, aynı-nakdi yardımından ve belediye başkanının
spora bakışı etrafında toplanmıştır.
292
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
Ayni ve Nakdi Yardım
Katılımcılara göre Sakarya belediyelerinin stratejik planlama sürecinde dikkat edilecekler
hususlardan bir diğeri de ayni ve nakdi yardımlardır. Aynı ve Nakdi yardım konusunda B1’in bu
yöndeki görüşü;’’ Büyükşehir kanununda ifade edildiği gibi bir önceki yıl gerçekleşmiş vergi gelirlerinin
belli oranında nakdi yardım yapabiliyoruz spor kulüplerine ve malzeme yardımı da yapabiliyoruz. Daha
da arttırarak devam ediyoruz. Yardımlarda birincisi başarı endeksli yapıyoruz. Başarı varsa
ödüllendirilmesi gerekir. Üst seviye ise nakdi yardım lazım. Basketbolda ve Sakaryasporun alt yapısı
sorumluluğunu biz üstlendik. Belediye başkanın sözü ile gerçekleşti. Kıstasımız başarıdır. İkinci olarak
şehrin stratejik olarak öne çıktığı bilinirliği ve tanınırliğini arttırdığı özel ilgi gösterdiğimiz basketbol,
futbol ve bisiklet gibi branşlar var. Birisi önceliğimiz başarı, ikinci önceliğimiz Amatör Spor Kulüpleri
Federasyonu üzerinden değişik kulüplere yardımda bulunuyoruz. Tabi Türkiye de en büyük dilimi Futbol
branşı almaktadır.’’ şeklindedir.
Aynı ve Nakdi yardım konusunda B2’nin bu yöndeki görüşü;’’ Spor kulüplerine ayni ve nakdi
yardım da bulunuyoruz. Cumhurbaşkanı yasal düzenlemeler yaptı. 84 mahallemiz ve 100’ün üzerinde
spor kulübümüz var. Belediyemizin desteklediği B2 spor kulübü var. İçinde karate, kürek, judo, basketbol
gibi spor branşları vardır. Yardımı yaparken her ölçeğe bakıyoruz yani başarılı kulübe daha fazla
başarısız olanlara da çocuklar kötü alışkanlıklardan uzak dursun diye kulüplere yardımda bulunuyoruz.
Zamana ve şekle göre değişebilir. B2’de spor kompleksi var. Karaman hastanesinin yakınında da
kalıyor. Bugünkü parayla 2 trilyon gibi para harcandı. ’’ şeklindedir.
Aynı ve Nakdi yardım konusunda B4’ün bu yöndeki görüşü;’’ Güreş, tekvando, karate, judo,
badminton takımı var.
Nakdi yardım şu şekilde bu kulüplere dışarıya giderken ferdi sporlara
baktığımızda masrafları vs. araçları karşılıyor. Yol masraflarını yeme, içme, konaklama masraflarını
karşılıyor. Onun yanında bu amatör spor kulüplerine de futbol kulüplerine de yol araçlarını nereye
gidecekse deplasmana il’ e uzak olsun yakın olsun araç sağlanıyor. ‘’ şeklindedir.
Aynı ve Nakdi yardım konusunda B6’nin bu yöndeki görüşü;’’ Spor hizmet ve yatırımları
açısından daha çok tesise ağırlık vermelidir. Ulaşım noktasında sporun ulaşım karşılamasında
müsabakaya gidip gelmesinde belediye yardımcı olmalıdır. Başarılı kişilere belediyemiz destek oluyor.
Onlarla alakalı kaynak yaratmaya çalışıyoruz ama bizimde bireysel uğraşmalarımızla oluyor. Sakarya
merkezden gelip kalan sporcularımızda var. Hafta sonları da evine dönüyorlar. Belediye kiradan aldığı
bazı gelirlerini de bize yardım amaçlı veriyor. Oradan çocuklara 100, 200, 300 Türk lirası gibi bir harçlık
veriyoruz. Ama Türkiye veya Avrupa Şampiyonu olduğu zaman harçlıkları artabiliyor.’’ şeklindedir.
293
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
Belediyelerin, stratejik planlama sürecinde dikkat edecekleri hususlardan bir diğeri ayni ve
nakdi yardımın öneminin belirlenmesi teması olduğu belirtilmiştir. Katılımcılar belediyelerin ayni ve
nakdi yardım konusunda yeterli olduklarını belirtmişlerdir. Çalışmamızı destekleyen farklı bir
çalışmada İnan (1994) belediyelerin ayni ve nakdi yardım konusunda eski tutumunu değiştirdiğini
kanunlara dayalı olarak belediyelerin ayni ve nakdi yardım yapabileceğini belirtmiştir.
Belediye Başkanının Spora Bakışı
Katılımcılara göre Sakarya belediyelerinin stratejik planlama sürecinde dikkat edilecekler
hususlardan bir diğeri de belediye başkanının spor bakışı olduğunu belirtmişlerdir. Belediye
başkanının spora bakışı konusunda B1’in bu yöndeki görüşü;’’ Sakarya bu konuda şanslı illerden
birisidir. Belediye başkanımızın stratejisi sosyal belediyecilik kapsamında sivil toplum kuruluşlarıyla
birlikte önem vererek çalışmalarımızı yapıyoruz. Paydaş kurumlar dediğimiz Sakarya Gençlik Hizmetleri
il ve ilçe müdürlükleri ASKF ya da Bakanlık düzeyinde Spor Bakanlığı ile diğer paydaşlarla hizmetlerimizi
sunuyoruz.’’ şeklindedir.
Belediye başkanının spora bakışı konusunda B6’nin bu yöndeki görüşü;’’ Buranın eski belediye
başkanı, aynı zamanda eski sporcu olduğu için spora önem verdi. Belediye başkanımız Marmara
Üniversitesi beden eğitimi bölümünden mezundur. Onun zamanında atmış olduğu temeller sayesinde
buralardayız. Hocalarda başkanımızın yetiştirdiği kişilerdir. Belediye Sportif etkinlik ve kulüplere destek
sağlıyor. Kulüplere yemek ihtiyacını karşılayabiliyor. Güreş Federasyonu burada kamp yaptı.
Belediyemiz deste oldu ve bize artıları oldu. Bizde onların yeme içme ihtiyaçlarını karşıladık.’’
şeklindedir.
Belediyelerin, stratejik planlama sürecinde dikkat edecekleri hususlardan bir diğeri belediye
başkanının spora bakışının öneminin belirlenmesi teması olduğu belirtilmiştir. Çalışmamıza katılan
yöneticiler, belediye başkanının spora bakış açısının önemli olduğunu belirtmişlerdir. Atalay ve diğ.
(2016) çalışmasında belediye başkanlarının spora bakış açısında farklılıklar tespit etmişlerdir. Bunun
sebebinin yaş ve eğitim olduğu görülürken, hizmet süresi ve belediye tipi değişkenleri açısından
herhangi bir anlamlı farklılık tespit edilmemiştir. Çalışmalar incelendiğinde belediye başkanlarının
spora bakış açılarının önemli olduğu, spora bakış açısını yaş ve eğitim değişkenlerinin anlamlı
düzeyde etkilediği görülmektedir. Belediye başkanının spora bakışının önemli olduğu bulgusu
çalışmamızı destekler boyuttadır.
Diğer Kuruluşlarla İşbirliği
Katılımcılara göre Sakarya belediyelerinin stratejik planlama sürecinde dikkat edilecekler
hususlardan bir diğeri de diğer kuruluşlarla işbirliği olması gerektiği konusudur. Diğer Kuruluşlarla
294
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
İşbirliğine yönelik B1’in bu yöndeki görüşü; ‘’Sakarya bu konuda şanslı illerden birisidir. Belediye
başkanımızın stratejisi sosyal belediyecilik kapsamında sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte önem vererek
çalışmalarımızı yapıyoruz. Paydaş kurumlar dediğimiz Sakarya Gençlik Hizmetleri il ve ilçe müdürlükleri
Amatör Spor Kulüpleri Federasyonu (ASKF) ya da Bakanlık düzeyinde Spor Bakanlığı ile diğer
paydaşlarla hizmetlerimizi sunuyoruz. Bu konuda örnek gösterilecek illerden birisiyiz. Birebir
istişarelerimize önem veriyoruz. Stratejik planlarımızı buna göre yapıyoruz. Ağırlıklı olarak Gençlik
hizmetleri ve spor il müdürlüğü ile iletişim halindeyiz. Amatör Spor Kulüpleri Federasyonu, Sakarya da ki
amatör kulüplerin çatı kuruluşudur.’’ şeklindedir.
Diğer kuruluşlarla işbirliği B2’nin bu yöndeki görüşü; ‘’ Spor hizmet ve yatırımlarımız, diğer
kuruluşlarla koordinasyon halindedir. Diğer üst kuruluşlarla koordinasyon olmadan tesis yapamazsınız.
Spor alanı ise ASKF ve Gençlik Hizmetleri İl Müdürlüğü veya ilgili spor kulüpleri taleplerini göz önünde
bulunmak zorundasınız. Zaten illerde il koordinasyon kurumları vardır. Aylık toplantıları vardır. Bu
toplantıda kurumlar arası kurulması gereken koordinasyonu vali veya vali yardımcısıyla birlikte bu
koordinasyon sağlanır. Tesisler haricinde sportif faaliyetler düzeyinde de diğer kuruluşlarla
koordinasyon halindeyiz.’’ şeklindedir.
Diğer kuruluşlarla işbirliğine yönelik B3’ün bu yöndeki görüşü; ‘’Devlet tek başına bir şey
yapamıyor. Kendine ait başka yerler varsa yapabiliyor hem de belediye’ye sormadan kendisinin de plan
yapma yetkisi var ama bunların hepsinin belediye yönlendirmek zorunda yani bu anlamda onlar bizim
stratejik planımızda gözükmüyor ancak ikili görüşmelerle spor il müdürlüğü birlikte şekillenen
yatırımlardır Sakarya merkeze yakın yüzme havuzunu devlet yaptırdı. O yatırımı devlet yaptı ancak o
yeri belediye tahsis etmiştir. O projeyi başka yere yapacaklardı belediye’ye ait olan yeri verdiğimiz için
oraya yaptılar. Çünkü yer hazır diye. Yer hazır olmalı ve İmar planına uygun olmalıdır.’’ şeklindedir.
Diğer kuruluşlarla işbirliği B6’nin bu yöndeki görüşü; ‘’ Halk eğitim ve Milli Eğitimle beraber
koordinasyon yapıyoruz. Bazı hocalarımızı Halk Eğitim destekli antrenör olarak görevlendiriyor. Oradan
destek geliyor. Biz şöyle yardım aldık. Yeri gençlik sporun yeriydi. Belediye dedi ki ben yapacağım dedi.
Sonuçta gençlik hizmetleri spora kalacak dedi. Belediye yaptı, gençlik sporun oldu. Bu arsa gençlik
sporun arsası ama belediye tesisi yaptı.’’ şeklindedir.
Diğer kuruluşlarla işbirliğine yönelik B7’nin bu yöndeki görüşü; ‘’ Kesinlikle koordinasyon
yansıtmaktadır. Bu konuda gençlik hizmetleri ve spor il müdürlüğü profesyoneldir. Kırsaldan son büyük
büyükşehirler yasasıyla beraber büyük beldeler kapanınca burada spor tesisi ihtiyacını gördük. Gelen
talepler ve anketörler doğrultusunda buralarda talepleri alıyoruz. ASKF’DEN proje desteği alıyoruz.
Amatör kulüpler bazında ilgilendiği için gördükleri eksikleri bizlerle paylaşırlar. Beraber eşgüdümle
çalıştığımız oluyor. Devletten ve Gençlik ve Spor bakanlığıyla da koordinasyon halindeyiz. B7 çok
295
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
geliştiği için inşaat sektörü tavan yapmıştır. Büyük inşaat firmaları vardır. Bu firmalardan alınan
desteklerle bu amatör kulüplerini desteklemeye çalışıyoruz. ’’ şeklindedir.
Belediyelerin, stratejik planlama sürecinde dikkat edecekleri hususlardan bir diğeri de diğer
kuruluşlarla işbirliği yapmanın öneminin belirlenmesi teması olduğu belirtilmiştir. Çalışmamızda
diğer kuruluşlarla işbirliğinin önemli olduğu görülmüştür. Benzer çalışmalara bakıldığında ise,
Sivrikaya (2009) çalışmasında Amerika Birleşik Devletleri’nde ilk belediye rekreasyon ve park alanları
dairesi 1904 yılında Los Angeles’ta kurulmuştur. Park ve rekreasyon birimleri birleştirilerek hem spor
yapma imkanı, hem de sportif ve kültürel faaliyetlerin yaygınlaşması açısından diğer örgütlerle
işbirliğinin yapılması sağlandığı belirtilmiştir.
Belediyelerin stratejik planlarında spor hizmetleri ve yatırımlarına ait bulgular
Çalışmanın bu kısmında yöneticilerin bizzat kendilerinden, spor hizmetleri ve yatırımları konusunda
dikkat edilecekler hususuna ait görüşleri bulgularda yer verilmiştir.
Çizim 3. Belediyelerin stratejik planlarında spor hizmetleri ve yatırımlarına ait bulgular
Katılımcı görüşlerine göre; Sakarya belediyelerinin stratejik planlama sürecinde dikkat
edilecek konulara değinilmiştir. Bu konular bütçenin ön gördüğü çalışmalar, spor ve rekreasyon
alanları, organizasyon ve proje bakışı etrafında toplanmıştır.
296
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
Spor ve Rekreasyon Alanları
Belediye yöneticileriyle yapılan görüşmede stratejik planda spor ve rekreasyon alanları
konusuna değinmişlerdir. Spor ve Rekreasyon Alanları konusunda B2’nin bu yöndeki görüşü; ‘’Spor
tesisleri ve yatırımları daha çok artırılmalıdır. Ama bir tesisi yapmaktan ziyade yaşatmaya da önem
veriyoruz. Bununla ilgili yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Sadece antrenman ve maç yeri olarak
görülmemelidir. Yaşayan bir alan haline getirilmelidir. Tesislerin alt taraflarına büfe, oyun alanları vb.
gibi yerler yapılmasa da desteklenirse olur. Şehirlerin kültür merkezlerine gidin ölü yerlerdir. Cuma ve
Cumartesi akşamları hizmet veren ölü taş binalardır. Olsa nasıl olması lazım oralar yaşayan alanlar
olmalıdır. Sadece yatırım olarak değil yaşayan yerler olarak yapmaya önem vermeliyiz.’’ şeklindedir.
Spor ve Rekreasyon Alanları konusunda B3’ün bu yöndeki görüşü; ‘’Yapmış olduğumuz
parkların içine spor malzemeleri koyuyoruz. İlçe stadının içinde insanlar yürüyüş ve spor yapsın diye spor
malzemeleri yerleştirdik. Park yaptığımız zaman içinde mutlaka yürüyüş yolu oluyor. 200 ve 400
metreye kadar bu yürüyüş yolu oluyor. Yürüyüş yolu ve koşu yolu mutlaka yapıyoruz. Biz projeleri
yapıyoruz. Park ve bahçe müdürlüğüne verip onlar gerekli olan çalışmaları yapıyorlar. Diğer taraftan
devletin yaptığı şeylerin yanında belediyelerin de yaptığı futbol sahaları da var. Halı saha gibi şeyler var.
Küçük mini sahalar çok yaptık. Ama durumları iyi değil. Vatandaş istiyor buraya futbol sahası koyun
ama hiçbir şekilde kullanılmıyor.’’ şeklindedir.
Spor ve Rekreasyon Alanları konusunda B5’in bu yöndeki görüşü; ‘’Spor il müdürlüğüyle, diğer
arkadaşları davet edip bilgi alışverişinde bulunuyoruz. Yapılacak tesisler için teknik bilgileri konuşuyoruz.
Hatta şunu diyeyim. Spor bakanlığıyla ortak çalışmamız var. Halı sahamızı, şuanda çalışan 8-9 sene
oldu. O halı sahayı beraber yaptık. Spor bakanlığı destek de bulundu. Yer istedi. Tesisi onlar kurdu. Yeri
aldık ve kamulaştırdık. O arsayı ve maddi destek de bulundular. Bir kısmını ortaklaşa sistem ortaya çıktı.
Aynı yerde fitness, halı saha ve dinlenme alanları vardır. Güzel bir kompleks oldu. Stratejik plan 1-5-10
senelik stratejik planlardır. Yapacaklar olan şeyleri oraya yazıyoruz. Resmi olarak da yayınlıyoruz. Kültür
tesis, spor alanları ve Pazar alanları da lazım. Şuanda bir ihale hazır kamulaştırdık oyun sokağı
yapıyoruz. İlk bisiklete binen çocukların trafiğe kapalı bir yer yapıyoruz. İhalesi yeni çıkacak, bu yenidir.
Çocuk orda eğlenecek. Saha golfu kurduk, santranç kurduk. Masal dünyası kurduk. Çizgi film
kahramanların 3 boyutlu figürü yapacağız. Gezilecek dokunacak oynayacak. Sonra şirinler köyüne
girecek, bir ormanın içerine girecek, mantar evlerini görecek. Bizde istiyoruz. Yer yok olsa çok şey
yaparız.’’ şeklindedir.
Spor ve Rekreasyon Alanları konusunda B6’nin bu yöndeki görüşü; ‘‘Çamlıca beldemiz var
oraya salon yaptık. Belediye başkanı ve kopatarif var ortaklaşa onarla yaptırdım. Yukarıda varoş
297
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
mahallesi var. Okulun deposunu spor salonuna cevirip minder attık. B6’da üç yerde antrenman
yapıyoruz. Bunların hepsi belediye desteği sayesinde olmuştur.’’ şeklindedir.
Spor ve Rekreasyon Alanları konusunda B7’in bu yöndeki görüşü; ‘’Şuanda Spor hizmet ve
yatırımları açısından ekonomik açıdan baktığımız zaman K1 yeterlidir. Amatör kulüpleri saydık, çocukları
saydık, bir çok anlamda bunlarla ilgili sempozyum düzenlenmesi, şenlikler düzenlenmesi, şişme kurulum
park, trafik park, yapılıyor. Şişme botlarla geçenlerde tenis kordu kurduk. Çok da eğlenceli oldu. Orda ki
çocuklar hopladı, zıpladı ama belki 50 metre ilerdeki tenis kordunun oraya gitti. Çocuğun tenis diye bir
kavramı ona aşılayabildik. Yani orda basketi gördü. Futbolu gördü. Salıncak gördü. Tabi bu çocukların
yaşı 7-8 den bahsediyorum. Tenis kavramını ona aşılayabilir. Yüzlerce çocuğa aşılayabilir. Beş yıllık
Stratejik planda 17-18 milyon tl’lik spora yatırım yaptık. İnsanlara sporu aşılayabildik. Bireysel sporlara
daha az yatırım yapıyor. Karate için spor salonumuz var belediye destekli ama çok yeterli değil.’’
şeklindedir.
Belediyelerin, stratejik planlama sürecinde dikkat edecekleri hususlardan bir diğeri de spor
ve rekreasyon alanları yapmanın öneminin belirlenmesi teması olduğu belirtilmiştir. Çalışmamıza
paralel olarak Balcı ve Koçak’ın (2014) Türkiye’deki belediyeler spor ve rekreasyon alanları ihtiyaçlar
doğrultusunda tasarlandığını belirtmiştir. Spor ve rekreasyon alanları tasarımında, yerel halkın
fikirlerin alındığı tespit edilmiştir. Bu yönleri ile önemli olması çalışmamızla benzer sonuçlar
içermektedir.
Organizasyon ve Proje
Belediye yöneticileri, belediyelerin stratejik planlarında organizasyon ve proje konularına yer
verilmesi gerektiğini vurgulamıştır. Yöneticilerin bu konu hakkında görüşlerini şu şekilde
belirtmişlerdir.
Organizasyon ve Proje konusunda B1’in bu yöndeki görüşü;’’ Bisiklette son dönemlerde
bisiklet şehri yapmak istiyoruz. 2020 Dünya bisiklet şampiyonası ilimizde olacak. Cumhurbaşkanlığı
himayesinde olacak. İlk defa yapacağız. Dünya bisiklet şampiyonasıyla alakalı bir projemiz var. Bizim
bisiklet adası diye Sakarya Nehrinin kenarında çizimleri bitmek üzere olan spor bakanlığına gidip ne
destek alacağımızı göreceğiz. Çalışmalarımızın devletin üst kademlerinden zaman zaman destek
alıyoruz. Proje geliştirip destek alıyoruz.’’ şeklindedir.
Organizasyon ve Proje konusunda B2’in bu yöndeki görüşü; ’’ A1 belediyemiz Haydi Çocuklar
Havuza’’ ve ‘’Haydi Çocuklar Okula ve Anneler’’ havuza diye projelerimiz oluyor. Yazın çocuklar yüzüyor
kışında annelere yönelik spor faaliyetleri yapılıyor. Bunun içinde Gençlik hizmetleri spor il müdürlüğü ile
298
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
koordinasyon halindeyiz. Onlardan kulvar tahsis ediyoruz. Belli maliyetleri karşılayarak yapıyoruz. ‘’
şeklindedir.
Organizasyon ve proje konusunda B3’in bu yöndeki görüşü;’’ Biz projeleri yapıyoruz. Park ve
bahçe müdürlüğüne verip onlar gerekli olan çalışmaları yapıyorlar. Diğer taraftan devletin yaptığı
şeylerin yanında belediyelerin de yaptığı futbol sahaları da var. Halı saha gibi şeyler var. Küçük mini
sahalar çok yaptık.’’ şeklindedir.
Organizasyon ve Proje konusunda B4’ün bu yöndeki görüşü;’’ Spor bakanlığı ile şöyle bir
projemiz talebimiz oldu. Burada ki stadın içerisinde işte spor kompleksi olması için proje hazırlanıyor.
Spor bakanlığı ile görüşüldü. İlk etapta 2018 yılında planlamalar yapılmış ama işte bir şeyler projeler
maliye bakanlığından bir şeyler çıkabilirse 2018 yılında yapılacak eğer olmazsa 2019 yılında yüzme
havuzu gençlik merkeziydi. Kazanılması için uğraşılıyor. Bunu bakanlık yapıyor.’’ şeklindedir.
Organizasyon ve Proje konusunda B6’in bu yöndeki görüşü;’’ Gaffar Okan turnuvası yaptık
karate de, 1000 kişinin katıldığı turnuva yaptık. Dışarıdan da gelen çok kişi oldu. Motosiklet olsun
efendime söyleyeyim, dağcılık gibi şeylerde bu yer müsait olabilir. Yaylalar var burada mesela. Keremali
yaylasında Teleferik yapma gibi bir projemiz vardı. Bir de başka yaylamızda kayak merkezi
düşünülüyordu. Karın erimesi gibi birçok ölçü var ama ne oldu bilmiyorum. Tosfet’in yaptığı yarışlarda
var. Bu da B6’nın tanıtımı ve kalkınmasında az da olsa yararlı olmaktadır.’’ şeklindedir.
Organizasyon ve Proje konusunda B7’nin bu yöndeki görüşü; ’’ Biz bu yıl futbol akademisi
kurduk. Satranç kursları kurduk. Bunu biz yaptık. Gerekli ekipmanlarını da biz karşıladık. 5-8 yaş arası
400 tane çocuğa 8-15 yaş arası 250 çocuğa hizmet verdik. Servislerle topluyoruz. Karasu gençlik
derneğimiz var. Bu Kar Genç kadrosundan çok genç arkadaşlarımız var. Bu oluşuma bizde üyeyiz.
Basketbol, futbol turnuvaları bu anlamda çok güzel bir oluşum. Ramazan aylarında her ay
faaliyetlerimiz var. Yerel medya ve sosyal medya vb. yerlerden takip edebiliyor.’’ şeklindedir.
Belediyelerin, stratejik planlama sürecinde dikkat edecekleri hususlardan bir diğeri de
organizasyon ve proje yapmanın öneminin belirlenmesi teması olduğu belirtilmiştir. Yöneticilerin
organizasyon ve proje konusundaki görüşleri Erkal’ın (1992) çalışmasıyla paralellik göstermektedir.
Spor organizasyonları yapılması ve teşvik edici olması için önemli bir diğer faktör de spor alt
yapısının olduğu görülmüştür. Eğer spora tahsis edilen araç gereç, malzeme ve tesis yeterli ise spor
teşvik edildiğini belirtmiştir.
299
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
Bütçenin Ön Gördüğü Çalışmalar
Belediye yöneticilerinin görüşlerine göre stratejik planlama sürecinde, dikkat edilecek
konulardan bir diğeri de bütçenin ön gördüğü çalışmalar olduğu belirtilmiştir. Bütçenin ön gördüğü
çalışmalar hususunda B1’in bu yöndeki görüşü; ‘’ Bütçeyi göz önünde bulundurmak lazım. İhtiyaç ve
imkanları göz önünde bulundurmak lazım. Her seferinde bir üstüne koyarak gitmek lazım. Yardımları
bizim geliştireceğimiz stratejilere bağlıdır. Tesisleşme adı altında anlamında bütçe ayıracağız.
Büyükşehir kanununda ifade edildiği gibi bir önceki yıl gerçekleşmiş vergi gelirlerinin belli oranında nakdi
yardım yapabiliyoruz spor kulüplerine ve malzeme yardımı da yapabiliyoruz. Daha da arttırarak devam
ediyoruz. Yardımlarda birincisi başarı endeksli yapıyoruz. Başarı varsa ödüllendirilmesi gerekir. Üst
seviye ise nakdi yardım lazım. Basketbolda ve Sakaryasporun alt yapısı sorumluluğunu biz üstlendik.
Belediye başkanın sözü ile gerçekleşti. Kıstasımız başarıdır. İkinci olarak şehrin stratejik olarak öne çıktığı
bilinirliği ve tanınırliğini arttırdığı özel ilgi gösterdiğimiz basketbol, futbol ve bisiklet gibi branşlar var.
Birisi önceliğimiz başarı, ikinci önceliğimiz Amatör Spor Kulüpleri Federasyonu üzerinden değişik
kulüplere yardımda bulunuyoruz.’’ şeklindedir.
Bütçenin ön gördüğü çalışmalarda B2’in bu yöndeki görüşü; ‘’Spor alanları, rekreasyon
alanları, imar planlarında gerektirdiği şeklinde konulmak zorundadır ve konulmuştur. Sadece
gerçekleşen bütçeler de veya gerçekleşmesi mümkün bütçelerle bu alanlara para ayırmak gerekir.
Belediyelerde bu imkanlar ölçüden bu imkanlara bütçesinin ön gördüğü bütçede para ayırmaktadır. Ve
bu hizmetleri yapmaktadır.’’ şeklindedir.
Belediyelerin, stratejik planlama sürecinde dikkat edecekleri hususlardan bir diğeri bütçenin
öngördüğü çalışmalar yapmanın öneminin belirlenmesi temasıdır. Karakuş ve Sunay’ın (2000)
çalışmasında belediyelerin, ilçeler bazında kurması gereken spor tesislerinin asgari sayı ve
kapasitesine ilişkin görüşleri arasında anlamlı bir farklılık bulunmamıştır. Bu sonucun ilçe
belediyelerinin bütçe farklılıklarından kaynaklandığı belirtilmiştir. Bu sonuç çalışmamızla kısmen
örtüşmektedir. Belediyelerin bütçenin öngördüğü çalışmalar yaptıkları, bu doğrultuda asgari veya
azami tesis sayı ve kapasitesi planı yaptıkları söylenebilir.
300
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
Belediyelerin stratejik planlarında spor hizmetleri ve yatırımlarına yönelik sizce halkın
taleplerine ait bulgular
Çalışmanın bu kısmında belediye yöneticilerinden, halkın taleplerine yönelik fikirleri alınmış
bu kısımda yer verilmiştir.
Çizim 4. Belediyelerin stratejik planlarında spor hizmetleri ve yatırımlarına yönelik sizce halkın
taleplerine ait bulgular
Katılımcı görüşlerine göre; stratejik planlama sürecinde halkın taleplerinin dikkate alınması
vurgulanmıştır. Belediye yöneticileri bu konudaki görüşleri kitle iletişim araçları ve sosyal medya,
spor hizmet ve yatırımlarına katılım durumu ve halkın taleplerinin belirlenmesi konuları etrafında
toplanmıştır.
Halkın Taleplerinin Belirlenmesi
Stratejik planlama sürecinde dikkat edilecekler hususlardan bir diğeri de halkın taleplerinin
belirlenmesi olduğu belirtilmiştir. Yöneticiler, halkın taleplerinin önemini vurgulamışlardır. Halkın
taleplerinin belirlenmesinde B1’in bu yöndeki görüşü; ‘’Birebir halka buluşmalarında oradan gelen
talepleri alıp hemen getirilen taleplerimiz de var. Bide anket çalışmalarımız var. Anketlerde ise halkın
beklentileri ve taleplerini alma anlamında belediyenin web site değişik çalışmalarla duyurularla,
anketlerle ve basın üzerinden de talepler alabiliyoruz. Bizim çözüm masasına gelen talepleri de sportif
konusunu da birebir ilgileniyoruz. Halka ulaşmak için bir sürü alternatifimiz var.’’ şeklindedir.
Halkın taleplerinin belirlenmesinde B2’nin bu yöndeki görüşü; ‘’Belli bir alana düşen
rekreasyon alanı spor alanları zaten kanunen belirlenmiş o alanı ayırıyoruz. Sonra nüfus yoğunluğu ve o
301
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
olanlar da ki imkanlara bakarak belirliyorsunuz. Halkın talepleri doğrultusunda yapıyoruz. O alanlarda,
planladığımız alanlarda yatırımı yapıyoruz.’’ şeklindedir.
Halkın taleplerinin belirlenmesinde B3’in bu yöndeki görüşü; ‘’ Halkın talepleri çok ciddeye
alınıyor. Mesela daha çok futbolla alakalıdır. Bunları tespit etmek için anketlerde yapılıyor. Saha da bire
bir çalışmalarımız var. Belediye direk sporla ilgili bir şeyler yapmak istiyorsa ilk önce onları belirlemek
daha sonrası onunla birlikte vatandaşı istekleri doğrultusunda projeleri hazırlamak ve onlarla ilgili
bütçeleri ayarlamaktadır.’’ şeklindedir.
Halkın taleplerinin belirlenmesinde B4’ün bu yöndeki görüşü; ‘’ Toplumun istediği, toplumdan
önce bir istek alınıyor ve o planlamalara göre nüfusun yoğunluğuna bölgelere göre, mesela bizim söyle
ifade edeyim. Bu konuda planlama yapıp antrenörlerimizi, spor alanlarını ona göre belirlemeye
çalışıyoruz. Buralarda halkın yoğun talebi var.’’ şeklindedir.
Halkın taleplerinin belirlenmesinde B5’in bu yöndeki görüşü; ‘’ Halk ve belediye istiyor. Halkın
şehir içinde gidebileceği bir yer yok. Bu halk bunu istiyor. Rekreasyon alanını istiyor. Parklar boş
olmuyor. Halı saha çok talep geliyor. . Başkanımız olsun, biz olsun ev toplantıları oluyor. Kahve
toplantıları oluyor köylerde gençler bize söylüyor. Taleplerini, buraya halı saha yapın, okul yapın cami
yapın diyorlar. Başkanda ilgili birimlerle görüşüp çözüm üretiyoruz. O talep mutlaka geliyor bizden.
Başkanımız muhtarlar veya çözüm masasından talepleri illa ki alıyor. Talep mutlaka oluyor.’’
şeklindedir.
Halkın taleplerinin belirlenmesinde B6’nin bu yöndeki görüşü; ‘’ Halkın talepleri göz önünde
bulunduruluyor ama tabi halk bir baskı unsurudur sonuçta. İhtiyaçlar halka sunulmalıdır. En büyük
ihtiyaçları nedir. Anket yapılabilir. Medya araçlarıyla tanıtımlar yapılabilir. Kitle iletişim araçlarıyla
halka ulaşmalıyız.’’ şeklindedir.
Halkın taleplerinin belirlenmesinde B7’nin bu yöndeki görüşü; ‘’ Halkın talepleri tabi yer
almaktadır. Halk olmazsa kurumda olmaz. Kurumun varlığı halkın varlığına sebeptir. Kurumda 11 yıl
çalışıyorum. Dilekçelerle ve taleplerle istekleri oluyor Bu güzel bir şey. İnsanların ayda 200 dilekçe den 50
tanesi spor hizmet ve yatırımlarını kapsamaktadır. Öncelikle mahal ve mekan, soruların cevaplarını
arıyorum. Bir talep belirlenir. Talepler doğrultusunda plan oluşturulur. Öncelikle talep geldi bizlere, ama
dilekçelerle ama sosyal medya aracılığıyla, anketörlerle anket yapıyoruz. Alternatif üç veya dört tane
projeyi sunuyoruz vatandaşa, hangisinden çoğunluk geliyorsa arazide biz bunu uyguluyoruz.’’
şeklindedir.
Stratejik planlama sürecinde dikkat edilecekler hususlardan bir diğeri de halkın taleplerinin
belirlenmesi olduğu belirtilmiştir. Çalışmamızda halkın taleplerinin belirlenmesi önemli bir sonuç
302
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
olarak tespit edilmiştir. Sivrikaya (2000) çalışmasında spor için bir idari birim oluşturulmasını
isteyenler içinde belediye yetkililerinin olmaması durumunu incelemiş, belediye yöneticilerinin
halkın fikirlerini önemsemediği ve içe kapanık bir yönetim anlayışlarının olduğu sonucuna ulaşmıştır.
Spor Hizmet ve Yatırımlarına Kalıtım Durumu
Belediye yöneticileri stratejik planda spor hizmetleri ve yatırımlarına katılım durumun
öneminden bahsetmişlerdir. Spor Hizmet ve Yatırımlarına Kalıtım Durumu konusunda B2’nin bu
yöndeki görüşü; ‘’Belediye ile araları iyi olan kişilerle halka ulaşabiliyoruz. Yaptığımız tesislere ek olarak
içinde başka talepler de oluyor. Basketbol sahası yapıyoruz yan tarafına tenis kordu istiyorlar. Tesisleri
kullanmıyor. Her yerin kendine has yapısı var. Kenar mahallerinde yaptığınızda, maliyetli ve zahmetli
spor oysa basketbol ve futbol daha çok talep oluyor.’’ şeklindedir.
Spor Hizmet ve Yatırımlarına Kalıtım Durumu konusunda B4’in bu yöndeki görüşü; Yürüyüş
parkurumuz var. Çarsıya yakın sosyal gelişim merkezimiz var. Oralarda koşu ve yürüyüş parkurlarımız
var. Buralarda halkın yoğun talebi var. Özellikle sabah namazından sonra gün dogmadan önce
başlıyorlar. Akşam 12’ye kadar hizmet vermekteyiz.’’ şeklindedir.
Belediyelerin, stratejik planlama sürecinde dikkat edecekleri hususlardan bir diğeri de spor
hizmet ve yatırımlarına katılım durumunun öneminin belirlenmesi teması olduğu belirtilmiştir.
Akyıldız’ın (2012) çalışmasında vatandaşın belediye hizmetlerini bilme-takip etme düzeyleri, kısmen
takip edenlerle birlikte %70,6 olarak tespit edilmiştir. Hizmetleri kısmen ya da tümüyle takip
etmelerine karşın hiç yararlanamayanlar ile sorunlu yararlananların oranı ise %77,9’dur. Dolayısıyla
katılımcılar hizmetleri takip etmekle birlikte hizmetlerden düşük oranda yararlanabildiklerini ve konu
hakkında yeterli düzeyde bilgilendirilmediklerini belirtmiştir.
Kitle İletişim Araçları ve Sosyal Medya
Belediye yöneticileri stratejik planda kitle iletişim ve sosyal medyanın önemine vurgu
yapmışlardır. Kitle İletişim Araçları ve Sosyal Medya konusunda B1’in bu yöndeki görüşü;’’ Başkanım
halkın birebir halkın arasındadır. Birçok yerde adım atmadık yer kalmamıştır. Birebir diyaloglara çok
önem verir. Bu konuda nabzı iyi ölçer sahada ölçer.
Bu konumuzda artımız var. Birebir halka
buluşmalarında oradan gelen talepleri alıp hemen getirilen taleplerimiz de var. Bide anket
çalışmalarımız var. Anketlerde ise halkın beklentileri ve taleplerini alma anlamında belediyenin web site
değişik çalışmalarla duyurularla, anketlerle ve basın üzerinden de talepler alabiliyoruz. Bizim çözüm
masasına gelen talepleri de sportif konusunu da birebir ilgileniyoruz. Halka ulaşmak için bir sürü
alternatifimiz var.’’ şeklindedir.
303
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
Belediyelerin, stratejik planlama sürecinde dikkat edecekleri hususlardan bir diğeri de kitle
iletişim araçları ve sosyal medyanın öneminin belirlenmesi teması olduğu belirtilmiştir. Bu konu
çalışmamızda önemli bir sonuç olarak tespit edilmiştir. Tarhan (2007) çalışmasında Meram, Karatay
ve Selçuklu belediyelerinin web siteleri incelemiştir. Web sitelerinin biçimsel özellikler konusunda
eksiklikleri bulunmasına ve tanıtmaya ilişkin küçük farklılıklar olmasına ve sitelerden tam anlamıyla
yararlanılmamasına karşın tanıma ve tanıtma faaliyetleri noktasında üç belediyenin de veriler elde
etme ve yapılan çalışmalar hakkında halkı bilgilendirme yönünde gayret gösterdiği saptanmıştır.
Belediyelerin sosyal medya aracılığıyla halka ulaşma çabasının olduğu görülmekte, bu durum
çalışmamızla benzerlik göstermektedir.
Kitle İletişim Araçları ve Sosyal Medya konusunda B2’nin bu yöndeki görüşü; ‘’Halkın talepleri
yer almaktadır. Örnek verirsek kadınlar spor aletleri istiyorlar. Vücutlarını çalıştırabilmek için istiyorlar.
Bunları dikkate alıyoruz. Anket ve medya iletişim araçlarıyla halka ulaşıyoruz. Muhtarlar veya belediye
temsilcileriyle halka ulaşıyoruz. Belediye ile araları iyi olan kişilerle halka ulaşabiliyoruz.’’ şeklindedir.
Kitle İletişim Araçları ve Sosyal Medya konusunda B5’in bu yöndeki görüşü; ‘’Başkanımız
olsun, biz olsun ev toplantıları oluyor. Kahve toplantıları oluyor köylerde gençler bize söylüyor.
Taleplerini, buraya halı saha yapın, okul yapın cami yapın diyorlar. Başkanda ilgili birimlerle görüşüp
çözüm üretiyoruz. O talep mutlaka geliyor bizden. Başkanımız muhtarlar veya çözüm masasından
talepleri illa ki alıyor. Talep mutlaka oluyor. Ankete gerek kalmıyor.’’ şeklindedir.
Kitle İletişim Araçları ve Sosyal Medya konusunda B7’nin bu yöndeki görüşü; ‘’Bir talep
belirlenir. Talepler doğrultusunda plan oluşturulur. Öncelikle talep geldi bizlere, ama dilekçelerle ama
sosyal medya aracılığıyla, anketörlerle anket yapıyoruz. Tesisi yapmışız ama katılım yok. Nerde eksik
yaptık. Tesis var organizasyon var ama katılım yok bu eksiklikleri görünce, ha biz evet billboardlar da
bunu afiş etmedik diyoruz. Biz bunları da yaptıktan sonra gene katılım yoksa yerel televizyon, yerel
radyodan tanıtmaya devam ediyorsunuz. Biz bunun gerekenini yapıyoruz. Bu bir sektördür. Anketleri
belediyelerimizin sosyal medya aracılığıyla yapıyoruz. İnsanların ayda 200 dilekçe den 50 tanesi spor
hizmet ve yatırımlarını kapsamaktadır. ’’ şeklindedir.
304
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
Belediyelerin stratejik planlarında spor hizmetleri ve yatırımları açısından hangi konulara ait
bulgular
Çalışmanın bu kısmında belediye yöneticileri, stratejik planlama sürecindeki konular
hakkında görüşleri bulgularda yer verilmiştir.
Çizim 5. Belediyelerin stratejik planlarında spor hizmetleri ve yatırımları açısından hangi konulara ait
bulgular
Katılımcı görüşlerine göre, stratejik planlama sürecindeki konulara değinilmiştir. Bu konular
imar planı, tesis yapımı ve sürdürebilirliği, katılım bedeli olarak belirlenmiştir. Belediye yöneticileri
bu konudaki görüşlerini dile getirmişlerdir.
Tesis Yapımı ve Sürdürebilirliği
Belediye yöneticilerinin, stratejik planda spor tesislerinin yapılması ve sürdürebilirliğine
vurgu yapmışlardır. Tesis Yapımı ve Sürdürebilirliği konusunda B2’nin bu yöndeki görüşü;’’ Spor
tesisleri ve yatırımları daha çok artırılmalıdır. Ama bir tesisi yapmaktan ziyade yaşatmaya da önem
veriyoruz. Bununla ilgili yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Sadece antrenman ve maç yeri olarak
görülmemelidir. Yaşayan bir alan haline getirilmelidir. Tesislerin alt taraflarına büfe, oyun alanları vb.
gibi yerler yapılmasa da desteklenirse olur. Şehirlerin kültür merkezlerine gidin ölü yerlerdir. Cuma ve
Cumartesi akşamları hizmet veren ölü taş binalardır. Olsa nasıl olması lazım oralar yaşayan alanlar
olmalıdır. Sadece yatırım olarak değil yaşayan yerler olarak yapmaya önem vermeliyiz.’’ şeklindedir.
Tesis yapımı ve sürdürebilirliği konusunda B3’ün bu yöndeki görüşü; ‘’Belediye direk sporla
ilgili bir şeyler yapmak istiyorsa ilk önce onları belirlemek daha sonrası onunla birlikte vatandaşı istekleri
305
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
doğrultusunda projeleri hazırlamak ve onlarla ilgili bütçeleri ayarlamaktır. Bunun haricinde devlet
yatırımları da var. Devlet yatırımlarını yönlendiriyoruz. Örneğin Bizim stratejik planımızda olmuyor ama
5000 kişilik Serdivan yazlıkta spor salonuyla alakalı projemiz yoktu ancak biz bu alandaki mülkiyeti
kendi adımıza çıkardık, belediye adına çıkardık hizmet uygulamaları işle birlikte daha sonra devlete bu
tesis bizim boş arazimizde kullanılabilir dedik. Spor salonları gibi tesisler yapılabilir dedik. Gerekli
başvuruyu yaptık. Yaptık derken resmi başvuru değil bunlar ikili görüşmelerle olan şeylerdir. Yatırımı
buraya sağladık’’. şeklindedir.
Tesis Yapımı ve Sürdürebilirliği konusunda B5’in bu yöndeki görüşü;’’ Başkan önem veriyordu.
Halk istiyordu. Yakında inşallah bitecek. Spor tesisin bakımı yapacaksın. İlgileneceksin. Bakmazsan halk
soğuyor. Yani ben park zincir kırılmışsa çocuk orda sallanmıyor. Bu bakımı sürekli yapman lazım. Bizim
elimizde olan bir şey. Sürekli bakım yapılıyor. Bu konuya bağlı fen işleri başkanlığımız var. Keşke daha
fazla alan olsa da daha fazla tesis yapabilsek. Sporun evimize girmesi lazım.‘’ şeklindedir.
Tesis Yapımı ve Sürdürebilirliği konusunda B6’nin bu yöndeki görüşü;’’ Spor hizmet ve
yatırımları açısından daha çok tesise ağırlık vermelidir. Sakarya merkezden gelip kalan sporcularımızda
var. Hafta sonları da evine dönüyorlar. Belediye kiradan aldığı bazı gelirlerini de bize yardım amaçlı
veriyor.’’ şeklindedir.
Belediyelerin, stratejik planlama sürecinde dikkat edilecekler hususlardan bir diğeri de tesis
yapımı ve sürdürebilirliğinin öneminin belirlenmesi teması olduğu belirtilmiştir. Çalışmamızda ‘’tesis
yapımı ve sürdürebilirliği’’ konusunun önemli olduğu görülmüştür. Balcı ve Koçak’ın (2014)
çalışmasında spor ve rekreasyon alanları geleneksel olarak kullanıcıların ihtiyaçları doğrultusunda
yapıldığını belirtmiştir. Geçtiğimiz yirmi yılı aşkın spor ve rekreasyon alanlarının sürdürülebilirlik
kavramı kısıtlı kaynaklarla yapıldığı tespit edilmiştir.
Katılım Bedeli
Belediye yöneticilerinin stratejik planda spor hizmetleri ve yatırımları açısından Katılım
Bedelinin önemine vurgu yapmışlardır. Katılım bedeli konusunda B2’nin bu yöndeki görüşü;’’ Ücretsiz
spor yapılıyor. Ama bizde söyle bir sıkıntı var. Para verdiğimiz şeye daha çok önem veriyoruz. Ya ben
bunu para verdim bunu karşılayabilmek için biraz daha alayım. Normalde alınmaması lazım. Halk
nezdinde baktığımız zaman büyükler ücret alınması gerekiyor. Daha çok çocuklardan alınmaması
gerekiyor. Engellilerden kesinlikle alınması gerekiyor.’’ şeklindedir.
Belediyelerin, stratejik planlama sürecinde dikkat edecekleri hususlardan bir diğeri de katılım
bedelinin belirlenmesi teması olduğu belirtilmiştir. Çalışmamızda ‘’katılım bedeli’’ konusunun önemli
olduğu tespit edilmiştir. Bu konuyla alakalı benzer çalışmalara baktığımızda Negiz’ın (2011)
306
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
çalışmasıyla benzerlikler görülmüştür. Araştırmada spor organizasyon ve müsabakalarında katılım
bedelinin alındığı durumlarda katılımda artış olduğu tespit edilmiştir. Bunun sebebi ise katılım
bedelinden dolayı olduğu görülmüştür.
İmar Planı
Belediye yöneticileri stratejik planlama sürecinin önemini vurgulamışlardır. Stratejik
planlama sürecinde dikkat edileceklerden biri imar planı olduğu belirtilmiştir. İmar planı konusunda
B2’in bu yöndeki görüşü; ‘’Spor alanları, rekreasyon alanları, imar planlarında gerektirdiği şeklinde
konulmak zorundadır ve konulmuştur. Belli bir alana düşen rekreasyon alanı spor alanları zaten
kanunen belirlenmiş o alanı ayırıyoruz. Belirleyici şey imar planı, o yönetmelik çerçevesinde yerler
ayrılıyor. Nüfus ve kamu alanları belirleyerek oluyor. İzlediği yöntemler doğrudur.’’ şeklindedir.
İmar planı konusunda B3’in bu yöndeki görüşü; Belediyelerin stratejik planlama sürecinde spor
hizmet ve yatırımları açısından izlediği yöntemler dediğim gibi imar planıdır. Planda sonuçta plan
yaparken, bu planları şehir plancıları yapar. Nerde spor tesisi veya spor salonu yapılacaksa şehir
planlamacıları yapar. Nerde konut yapılacak ve nerde park yapılacaksa şehir planlamacıları yapar.
Şehirde yeşil alana konut yapamazsınız. Bu kanunen yasaktır. Hemen yıkarlar. Ruhsat vermezler. İmar
planında en başta tasarlanır. Spor adamları, spor il müdürlüğü ihtiyaçları olduğu zaman spor yerleri
ihtiyaç duyduğu zaman gelin bizim alanlarımızdan faydalanın diyoruz.
Buraya yapabilirsiniz. O
yapmazsa bizim imkanlarımızda da yapabilir. İmar planı belediyelere bağlıdır. 25.000 bin ölçekli plan
makro planlar vardır. Orda büyük parklar gözükür. Örnek verirsek Kent Park buna örnek olabilir. 5000bin
kişilik salon gözükür. Ancak ufak park ve oyun sahaları görünmeye bilir. 1/1000 uygulama imar planıdır.
Birebir aynıdır.’’ şeklindedir.
İmar planı konusunda B4’in bu yöndeki görüşü; ‘’Yatırımlar noktasında insanların fikirleri baz
alınıyor. İmar planına bakıyoruz işte tesisleşme ona göre yapılıyor. İmara bakılıyor hangi alanda spor ve
yeşil alana ayrılmış ona göre yapılıyor. Bazı noktalarda sorulmadan bazı şeyler yapılabiliyor. Bunlarda
sonrasında sıkıntı oluşturuyor. Tekrardan bazı şeyler değişmek zorunda kalıyor. İmarın aslında koordineli
çalışmalıdır.’’ şeklindedir.
İmar planı konusunda B5’in bu yöndeki görüşü;’’ Planlama yaparken şehir planları 1985
erenlerden bahsediyorum. 1985 yapımı planlar vardır. 1000 lik ve 5000 binlik planlardan bahsediyorum.
Bu planlar üzerinden orda ki alandaki açıklığa göre ticaret sahasını, sosyal tesis sahası mı veya spor tesis
alanımı ona göre açıyoruz. Yani şuan planlar sabit olduğu için yeni yer açma gibi durum olmuyor. Anca
imar planının 18 maddesine göre boş bir planda plan yaparsak o safhada dediğiniz gibi spor tesis alanları
yapılabilir. Eski planlarda çok ayrılmamış. Olması gereken kurallar vardır. Bir planlama yönetmeliğinde
uyulması gerekenler bir cami, okul vb. yerler ayırmak zorundasın. Kişi başı 10 metre kare yer ayırmak
307
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
zorundasın. Spor tesis planı biraz geri planda kalmış. Biz hazır planda olanları değerlendirmeye
çalışıyoruz.’’ şeklindedir.
Belediyelerin, stratejik planlama sürecinde dikkat edilecekler hususlardan bir diğeri de imar
planı yapmanın öneminin belirlenmesi teması olduğu belirtilmiştir. Çalışmamızda imar planının
önem olduğu belirtilmiş; ancak Gül ve Küçük’ün (2001) çalışmasında yeterli olmadığı tespit
edilmiştir. Bunun nedeni ise, kent içinde dağınık ve küçük parçalar halinde bulunan ve bir bütünlük
arz etmeyen mevcut açık-yeşil alanlar, sahip olduğu yapısal bitkisel eleman ve donatıların estetik ve
işlevsel özellikleri açısından, kent insanının ihtiyaçlarını karşılayacak nitelikte olmadığını belirtmiştir.
Spor hizmetleri ve yatırımları açısından stratejik planların diğer üst planlarla ilişkisine ait
bulgular
Çalışmanın bu kısmında belediye yöneticilerinden, stratejik planda spor hizmetleri ve
yatırımları açısından diğer üst planlarla ilişkisi konusundaki görüşlerin alınmış ve bulgularda yer
verilmiştir.
Çizim 6. Spor hizmetleri ve yatırımları açısından stratejik planların diğer üst planlarla ilişkisine ait
bulgular
Katılımcıların görüşüne göre stratejik planların, üst planlarla ilişkisi konusunda görüşleri
alınmıştır. Bu konular turizm planı ve kent gelişim planı olarak belirlenmiştir. Belediye yöneticileri bu
konudaki görüşlerini dile getirmişlerdir.
308
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
Kent Gelişim Planı
Belediye yöneticileri, kent gelişim planının önemine vurgu yapmışlardır. Kentin kalkınmışlık
düzeyinin üzerine vurgu yapan yöneticiler bu konudaki görüşlerini şu şekilde belirtmişlerdir. Kent
Gelişim Planı konusunda B1’in bu yöndeki görüşü;’’ Kent gelişim planında da az önce saydığım gibi
öne çıkaracak Kalkınma planlarıyla uyumlu şekilde yeni stadyumları her ilçeye spor tesisi ile gençlerin
zamanlarını sağlıklı geçirebileceği ve işin ehli insanlarla çalışabileceği oluşturmak ve gençlik üzerinde
Hükümet planlarında yer alan çalışmalara yansıtmaya çalışıyoruz. Zaman zaman Gençlik ve Spor
bakanlığı veya Spor Genel Müdürlüğü ile kontak halindeyiz. Fikirleri alıyoruz böyle bir ihtiyaç alıyoruz ve
karşılıyoruz.’’ şeklindedir.
Kent Gelişim Planı konusunda B2’nin bu yöndeki görüşü;’’ Sporun kent gelişimine katkısı
vardır. Örneğin Adapazarı ilçesinde başbakanın yapmış olduğu Sakarya Spor kulübü tesisleri var. Yeni
yapılan stat. İlk açılış maçında 30 bin kişi geldi. Oraları yaşanır hale getirmek lazım. İl dışından maçı
izlemeye gelenler oluyor. Buda o şehrin kalkınmasına vesile oluyor. Adapazarı merkezde bulvar var. Bu
alan boş bu alanı değerlendirmek lazım. Yeni yapılan stadın projesi TOKİ yaptı. Araziyi TOKİ’YE verdik.
Devlet katkısıyla stadı şehre kazandırdık.’’ şeklindedir.
Kent Gelişim Planı konusunda B4’in bu yöndeki görüşü;’’ Kentsel gelişim noktasında spor
tesisleri ciddi, çünkü sanayi noktasında yeterli değil. Daha çok dışarıdan karşılıyor. B4’ün her şeye
ihtiyacı var.’’ şeklindedir.
Kent Gelişim Planı konusunda B7’nin bu yöndeki görüşü;’’ O ilçe kent gelişim planı, imar planı,
işleyip işlemediği, kentin gelişmişlik durumu, stratejik plan yapıyoruz eğer kentin durumu hakkında
bilginiz yoksa stratejik planı oluşturamıyoruz. Spor veya rekreasyon alanı oluşturacağız. 10 milyon tl’lik
yatırım yapacağız. Yapmakla bitmiyor 1 yıl sonra 10 milyon tekrar yatırıma ihtiyaç duyacaktır.’’
şeklindedir.
Belediyelerin, stratejik planlama sürecinde dikkat edecekler hususlardan bir diğeri de kent
gelişim planı yapmanın öneminin belirlenmesi teması olduğu belirtilmiştir. Çalışmamızda ‘’kent
gelişim planı’’ önemli bir sonuç olarak görülmüştür. Ak’ın (2015) çalışması, çalışmamızla benzerlik
göstermekte ve belediyeler günümüzde kentlerin gelişmesinde önemli rol oynamaktadır.
Belediyeler çeşitli sportif organizasyonlarına ev 106 sahipliği yapmak istekleri tespit edilmiştir.
Bunun sebebi incelendiğinde şehrin kalkınması ve gelişimin önemli rol oynadığı tespit edilmiştir.
309
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
Turizm Planı
Belediye yöneticileri, stratejik planların diğer üst planlarla ilişkisi konusunda turizm planına
önem verilmesi gerektiğini belirtmişlerdir. Belediye yöneticileri bu konudaki görüşlerini
bildirmişlerdir. Turizm Planı konusunda B1’in bu yöndeki görüşü;’’ Tabi planlar birbirine bağlı zincirler
birbirine bağlanmazsa beklenen etkiyi göstermez. Bu bağlamda kalkınma planları bizim için önemli
bakıyoruz. Okuyoruz. Çalışmalarımızı değerlendiriyoruz. Turizm planında son günlerde, şehrin son
günlerde öne çıkacağımızı düşünüyorum. Doğa yürüyüşleri 2009’dan beri halkın yoğun katılımıyla
gerçekleştirdiği sonbahar ve ilkbaharda şehrimizin güzellikleri olağanüstüdür. Farklı şehirlerden Düzce,
İstanbul vb.. gibi yakın şehirlerden gelen vatandaşlarımızda var. Doğa turizmi ve spor anlamında öne
çıkabileceğimiz düşünüyoruz. Onun haricinde 2020 Dağ Bisikleti Dünya Şampiyonası spor turizm için
2000 üzerinde yabancı sporcunun katılacağı bir etkinlik yine 2017,2018ve 2019 da Maraton
yarışmalarımız var. Dolasıyla bu bizim açımızdan spor turizm açısından fırsattır. Spor turizm yer almak
için projeler geliştiriyoruz.’’ şeklindedir.
Turizm Planı konusunda B4’ün bu yöndeki görüşü;’’ Sportif turizm dediğimiz zaman, B4
bölgesi çok çok elverişlidir. Baktığımız z aman hangi sporları yapabiliriz. Tranking, geçen bunla alakalı
yürüyüş yaptık. Yaklaşık 200 kışı ile beraber Kerem Ali dağına çıktık. Ondan sonra tabi yaylarımız var.
Bunla alakalı planlarımız var. Gezmek için Spor sahalarımız çok. Futbol kulüpleri için bir planlama
yapıyoruz.’’ şeklindedir.
Turizm Planı konusunda B7’nin bu yöndeki görüşü;’’ Turizm planı içerisinde bölgede hem deniz
kum sahil anlamında turizm potansiyele sahip. Hem de çoğrafı güzellikler şelale nehirleri, acarlar
longusu, maden deresi çok gezilip görülecek yerler var. Acarlar longosuna rekreasyon çalışması yaptık
bu yıl. Belediye bütçesiyle hibe desteği aldık. 1500 metre ashap yürüyüş yolu inşa ettik. İnsanlar el
değmemiş lüferler, bitkiler, hayvan türleri sabah eşorfmanlarını giyip koşanları gördük biz. Ondan sonra
doğa tırmanızı ve doğa yürüyüşü yapanlar var. İstanbul ve Marmara Üniversitesi öğrencileri yürüyüş ve
gezi için gelmektedirler. Belediye bununla alakalı tanıtımlar yapıyor. Broşur, yerel basın ve çeşitli iletişim
kaynaklarıyla haber veriliyor. Özellikle belediyelere gönderiliyor.’’ şeklindedir.
Belediyelerin, stratejik planlama sürecinde dikkat edecekler hususlardan bir diğeri de turizm
planının öneminin belirlenmesi teması olduğu belirtilmiştir. Çalışmamızın konusu ile Selvi ve
Şahin’nin (2012) çalışması benzerlik göstermektedir. Yerel yönetimler diğer paydaşların katkılarıyla
turizme sürekli gelişim sağlandığı tespit edilmiştir. Özellikle STK’lar bölge nabzını tutabilen sivil
inisiyatif sahibi örgütlerdir. Yerel yönetimlerin bu örgütlerin turizmde etkinliği konusundaki
görüşlerine katkı verdiği söylenebilir.
310
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
Belediyelerin stratejik planların oluşturulmasında spor hizmetleri ve yatırımları açısından olumlu
ve olumsuz yönleri ait bulgular
Çalışmanın bu kısmında belediye yöneticilerine, stratejik planda spor hizmet ve yatırımları
açısından olumlu ve olumsuz yönleri yönelik fikirleri alınmış ve bulgularda yer verilmiştir.
Çizim 7. Belediyelerin stratejik planların oluşturulmasında spor hizmetleri ve yatırımları açısından
olumlu ve olumsuz yönleri ait bulgular
Katılımcı görüşlerine göre, stratejik planda Spor Yatırımlarının Şehre Katkısı, Spor Hizmet ve
Yatırımlarına Verilen Zararlar konusuna değinmişlerdir. Belediye yöneticileri bu konudaki görüşlerini
dile getirmişlerdir.
Spor Yatırımlarının Şehre Katkısı
Belediye yöneticileri, spor yatırımlarının şehre katkısı konusuna vurgu yapmışlardır. Spor
Yatırımlarının Şehre Katkısı konusundaki B2’nin bu yöndeki görüşü; Diğer illerden yaptığımız spor
hizmetleri ve yatırımlarından dolayı gelen kişiler oluyor. Mesela rekreasyon alanı olarak Poyrazlar Gölü
yürüyüş sporları yapıldığı alandır. Çeşitli illerden gelenler oluyor. Sporun kent gelişimine katkısı vardır.
Örneğin Adapazarı ilçesinde başbakanın yapmış olduğu Sakarya Spor kulübü tesisleri var. Yeni yapılan
stat. İlk açılış maçında 30 bin kişi geldi. Oraları yaşanır hale getirmek lazım. İl dışından maçı izlemeye
gelenler oluyor. Buda o şehrin kalkınmasına vesile oluyor.’’ şeklindedir.
Spor Yatırımlarının Şehre Katkısı konusundaki B4’ün bu yöndeki görüşü; ‘’Şimdi yatırım
noktasında bir yere yatırım yaptığınızda ister istemez, otomatik bir şey oluyor. Oraya talebi oluyor,
311
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
yapılaşma anında artıyor değerleri artıyor. Ciddi manida belediyemiz büyüyor. İlçemize yeni bir stadyum
yapıldı. Işıklandırmalı baktığımız zaman o bölgede okul var hastane var. Orada bir yapılaşma var. 5 yıla
kadar orası dolar. Bizim şöyle yapılıyor buraya yapılır mı? Böyle şey olur mu? Planlar 1 ,2 yıllık değil 30
yıllık plan yapılması gerekiyor. Çünkü 20 yıl sonra inanmaz derece kalkınıyor buyuyor yeterli olmamaya
başlıyor.’’ şeklindedir.
Belediyelerin, stratejik planlama sürecinde dikkat edecekleri hususlardan bir diğeri de spor
yatırımlarının şehre katkısının öneminin belirlenmesi teması olduğu belirtilmiştir. Çalışmamızda spor
yatırımlarının şehre katkısı önemli bir konudur. Şebin ve diğ. (2010) çalışmasında çalışmamızdan
farklı bir sonuç elde etmiştir. Erzurum kış sporları turizminde şehre, yöre halkının beklentileri ile ilgili
konu başlığı altında; cinsiyete göre kış sporu yapma durumları değişkenlerine göre kış sporları
turizminden olan sosyo-kültürel ve ekonomik beklentileri ile sonuçların ortaya çıkarılması
amaçlanmıştır. Bu çalışmayla spor yatırımlarının şehre katkısının önemi bizim araştırmamızın şehre
katkısı önemi ile benzerlik göstermektedir.
Spor Hizmet ve Yatırımlarına Verilen Zararlar
Belediye yöneticileri, spor hizmetleri ve yatırımlarına verilen zararın önemine vurgu
yapmışlardır. Spor Hizmet ve Yatırımlarına Verilen Zararlar konusunda B2’nin bu yöndeki görüşü; ‘’
Bazen spor tesislerinde yaptığımız yatırımlara da zarar veriyorlar. Bunları tespit ediyoruz.
Suç
duyurunda bulunuyoruz. Bu malların kendi malları olduğunu bilmesi lazım. Tesislerin kendisi olduğunu
bilmiyor. Eğitilmesi lazım. Şehir herhangi bir yerine çıkın kırılmış, dökülmüş yerler çok. Gece 11’den sonra
basketbol sahalarından çok şikayet geliyor. Tesislerin güvenliği de önemlidir. Parklarda içki içildiğinden
dolayı şikayetten alıyoruz.’’ şeklindedir.
Spor Hizmetleri ve Yatırımlarına Verilen Zararlar konusunda B3’ün bu yöndeki görüşü; ‘’ Biz
yapıyoruz ama iyi kullanılmıyor. Bir yerde spor oynanıyor. Orasını Pazar yapacaktık. Spor kültürü yok
olmasın diye pazar alanı yapmadık ve üstüne betonla kuvvetlendirdik. Son zamanlarda inanılmaz halde
koltukları kopardılar ve kırdılar. Şuanda oraya kilit vurduk. Kilitlediğimiz zamanda gidip aynı şeyleri
yapabiliyorlar. . Siz hizmet yapıyorsunuz ama vatandaş istemiyor oluyor çünkü kullanmayan veya doğru
kullanmayanlar yüzünden spor tesisi boşta kalıyor. Maalesef biraz da güvenlik sorunundan
kaynaklanıyor. Biz spor salonuna veya basketbol sahasına aydınlatma koyuyoruz insanlar tekmeliyor
veya kırıyorlar. Bank yapıyorsunuz adam tamamen onu yakıyor. Bunları abartmadan söylüyorum.
Çocuk parkı yapıyoruz içki içiyorlar. Güvenlik sorunları var. Biz tabi boş durmuyoruz. Bunları yapa yapa
insanları eğite eğite bunları azaltmaya çalışıyoruz. ’’ şeklindedir.
Spor Hizmetleri ve Yatırımlarına Verilen Zararlar konusunda B4’ün bu yöndeki görüşü; ‘’
Bizim yaptığımız spor tesislerine zarar veriliyor. Gençler ve çocuklar bu bölgelere zarar veriyoruz.
312
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
Kamera sistemleri var. Her şeyi yeniliyoruz. Sponsorlar ve belediyelerle yeniliyoruz. İnsanlar kamerayı
gördüklerinde hal ve hareketlerine daha çok hareket ediyorlar. Birçok nokta da vazgeçiyorlar.
Çaydırıcılık önemi var yani.’’ şeklindedir.
Belediyelerin, stratejik planlama sürecinde dikkat edilecekler hususlardan bir diğeri de spor
hizmet ve yatırımlarına verilen zararın öneminin belirlenmesi teması olduğu belirtilmiştir.
Çalışmamızda stratejik planlama sürecinde, mevcut durumun analizi önemli bir sonuç iken, Demir
(2002) tarafından yapılan çalışma bu noktadan çalışmamıza benzerlik göstermemektedir.
Çalışmasında belediyeler rekreasyon faaliyetleri yaparken çevreye verdiği zararları görürken, diğer
yandan da bu öğeleri korumak zorunda olduklarını tespit etmişlerdir. Bu korumanın
gerçekleşebilmesi için birçok ülkede doğal alanlar çeşitli yöntemlerle koruma altına alınmış ya da
alınmaya devam ettiği görülmüştür.
Belediyelerin stratejik planlama sürecinde spor hizmetleri ve yatırımları açısından izlediği
yöntemler hakkında görüşlerine ait bulgular
Çalışmanın bu kısmında belediye yöneticilerine, stratejik planda spor hizmet ve yatırımları
açısından izlediği yöntemler konusunda görüşleri alınmış ve görüşleri bulgularda belirtilmiştir.
Çizim 8. Belediyelerin stratejik planlama sürecinde spor hizmetleri ve yatırımları açısından izlediği
yöntemler hakkında görüşlerine ait bulgular
Katılımcı görüşüne göre, stratejik planda izlenen yöntemlere değinilmiştir. Bu konuda
yöneticiler, Kaynak Arayışına, Kamulaştırma ve Engelli Bireylerin önemine vurgulamışlardır.
313
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
Kamulaştırma
Belediye yöneticileri kamulaştırmanın önemine vurgu yapmışlardır. Kamulaştırma
konusunda B5’in bu yöndeki görüşü; ‘’ Spor tesis planı biraz geri planda kalmış. Biz hazır planda
olanları değerlendirmeye çalışıyoruz. Bunlarda belediyenin olmuyor, vatandaşın ya da hisseli yer oluyor.
Kamusallaşma sorunu çıkıyor. Belediyenin alma sıkıntısı çıkıyor. Veya spor bakanlığının bütçesi
yetmiyor. Vatandaş da kullanamıyor, belediye de kullanamıyor. Sıkıntılı olan spor tesis alanlarımız var
fakat maddi külfetler olmuyor gücü yetmiyor.’’ şeklindedir.
Kamulaştırma konusunda B6’nin bu yöndeki görüşü; ‘’Halk eğitimin tesis anlamında bir
desteği olmuyor. Milli Piyangodan gelmişti. Bir ara yardım geldi. Tesisler yapılırken geldi. Tesisin
yapılmasında katkıda bulunmuşlardı. Biz şöyle yardım aldık. Bu yer Gençlik sporun yeriydi, belediye dedi
ki ben yapacağım dedi. Sonuçta Gençlik Hizmetleri Spora kalacak dedi. Belediye yaptı, Gençlik sporun
oldu. Bu arsa Gençlik sporun arsası ama belediye tesisi yaptı.’’ şeklindedir.
Belediyelerin, stratejik planlama sürecinde dikkat edilecekler hususlardan bir diğeri de
kamulaştırmanın öneminin belirlenmesi teması olduğu belirtilmiştir. Çalışmamıza paralel olarak
Yoğurtçu (2016) çalışmasında spor ve rekreasyon alanlarının tespit edilip kamulaştırma noktasında
belediyelerin yetersiz kaldığı tespit edilmiştir. Bunun en önemli sebebi olarak belediyelerin maddi
gücünün yetmediği tespit edilmiştir.
Engelli Bireyler
Belediye yöneticileri engelli bireylerin önemine vurgu yapmışlardır. Engelli Bireyler
konusunda B4’ün bu yöndeki görüşü; ‘’ Engellilerden kesinlikle alınması gerekiyor. Engellilere yönelik
çalışmamız var. Ampüte futbol takımı gibi düşüncemiz var. Ne kadar engelli bireyimiz var. Çalışmasını
yapıyoruz. Yeni geldiğim için. Hangi uzuvları yok. Sınıfları var belediyenin Büyükşehir olsun, belediyemiz
olsun. Bu konuda sanatsal etkinlik, sanatsal el becerileri çalışmaları var zaten. Spor anlamında ne
yapabiliriz onun çalışmasını yapıyoruz.’’ şeklindedir.
Engelli Bireyler konusunda B7’nin bu yöndeki görüşü; ‘’ Her bir birey engelli adayıdır.
Günümüzde şu var. Turizm de Kadınlar plajı duyuyoruz. Ama engelliler plajı yok eksik. Ne yapıyoruz.
Bizde şu var. Plajımız var 550metredir. Engellilerin rahatça inip çıkabileceği rampamız var. Engelli
soyunma kabinlerimiz var. Engellilerin denize giriş yerimiz var. Yine parkların içerisine engelli salıncaklar
koyabiliyoruz. Spor faaliyetler adı altında ampüte futbol takımları var. Bunların her şeyiyle ilgileniyoruz.
Turnuvalar yapıyoruz. Sosyal medya ve yerel basın a dağıtıyoruz. Yemek organizasyonlarında
topluyoruz bunları. Araç sıkıntısı varsa belediyemiz her yıl 20-30 tane şarjlı engelli arabası alıyoruz. Yine
314
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
sahada çalışan anketörlerimiz bunları tespit ediyor. O tespit doğrultusunda ona göre alıyoruz. Stratejik
planda yer var. Ama ne kadarını uygulayabiliyorsunuz önemli olan bu.’’ şeklindedir.
Belediyelerin, stratejik planlama sürecinde dikkat edilecekler hususlardan bir diğeri de
engelli bireylerin öneminin belirlenmesi teması olduğu belirtilmiştir. Çalışmamız engelli bireyler
önemli bir sonuç iken Çevik ve Kabasakal’ın (2013) tarafından yapılan çalışmada başka bir sonuca
ulaşılmıştır. Spor ve sportif etkinlikler engellilerde; yardımlaşma duygusu, kendilerini denetleme,
çabuk karar verebilme, ahlak eğitimi, sevme duygusu kazandırma, başarıda sevinci yaşama,
başarısızlıkta üzüntüyü paylaşma duygusu, kişilik gelişimi ve özgüven duygusunun oluşumu yoluyla
toplumsal yaşama uyum göstermesi yönünde büyük kolaylık sağladığı görülüp, Türkiye’deki
belediyelerin stratejik planlarında yeterince yer almadığı tespit edilmiştir.
Kaynak Arayışı
Belediye yöneticisi kaynak arayışının önemine vurgu yapmıştır. Kaynak arayışı konusunda
B5’in bu yöndeki görüşü; ‘’ Spor bakanlığı bazı sporlar konularda destek de bulunuyor. Kredi yardımında
bulunuyor. Her sporda olmuyor. Karting pisti açtım Bunla ilgili araba ilgili federasyon destek bulunuyor.
Biz federasyona başvuruyoruz. Araştırıyorum. Bunla alakalı Avrupa Birliği (AB) destek sağlıyor mu. İlk
önce ondan başlarım. Yoksa Federasyonlara bakarım destek sağlıyor mu? Hangi iş yapacaksam
araştırıyorum. Kendi yağımızda kavrulmaya çalışıyoruz.’’ şeklindedir.
Belediyelerin, stratejik planlama sürecinde dikkat edilecekler hususlardan bir diğeri de
kaynak arayışının öneminin belirlenmesi teması olduğu belirtilmiştir. Çalışmamıza paralel olarak
Durukal ve Genç’in (2015) çalışması belediyeler projeler için uzman personelin eksikliğinde ve kaynak
arayışında ciddi sorunlarla karşılaştıklarını tespit 107 edilmiştir. Bu doğrultuda projeler için uzman
personelin yetiştirilmesi ve kaynak arayışının sürekli sağlanması gerekliliğini belirtmiştir.
315
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
Bütün bu sorulara ek olarak spor hizmetleri ve yatırımları hakkında belediyelerin
stratejik planlarına yönelik görüşlerine ait bulgular
Katılımcıların görüşlerini göre, spor hizmetleri ve yatırımlar konusunda eklemeleri istedikleri
fikir ve görüşmeleri alınmış, bulgularda belirtilmiştir.
Çizim 9. Bütün bu sorulara ek olarak spor hizmetleri ve yatırımları hakkında belediyelerin stratejik
planlarına yönelik görüşlerine ait bulgular
Katılımcıların stratejik planlara yönelik görüşlerine yer verilmiştir. Bu konuda yöneticiler
denetleme ve sportif eğitim hakkında görüşleri alınmıştır. Belediye yöneticilerinin bu konulardaki
görüşleri alınmıştır.
Sportif Eğitim
Belediye yöneticileri, stratejik planda spor hizmetleri ve yatırımları konusunda sportif
eğitimin önemini vurgulamışlardır. Yöneticilerin görüşleri konusunda B2’nin bu yöndeki görüşü;
Eğitime, sportif eğitime daha çok eğilmesi gerekiyor. Ailelerin bilinçlendirilmesi gerekiyor. Şuanda
bütün aileler çalışıyor. Çocuklar boşta kalıyor. Boşta kalan çocuklar ne yapar. Yaramazlık yapar,
internete kendisi verir. Anne, baba eve geç geliyor. Yorgun oluyor. İlgi alaka biraz azalıyor. Önerilerim
bunlardır.’’ şeklindedir.
Belediye yöneticisi sportif eğitime vurgu yapılması gerektiğini belirtiyor. Yöneticilerin
görüşleri konusunda B6’nin bu yöndeki görüşü; Eğitime, sportif eğitime daha çok eğilmesi gerekiyor.
Seminerler yapmalıdır. Beslenmeyle alakalı seminerler yapmalıdır. Eğitimle alakalı eğitmesi gerekiyor.
O tür konulara ağırlık vermesi gerekiyor. Başarılı kişilere belediyemiz destek oluyor. ‘’ şeklindedir.
316
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
Belediyelerin, stratejik planlama sürecinde dikkat edecekleri hususlardan bir diğeri “sportif
eğitimin öneminin belirlenmesi” temasıdır. Çalışmamızla benzer araştırmalar mevcuttur. Ünal'ın
(2014) çalışmasında katılımcıların uluslararası spor etkinliklerinde Türkiye’nin başarısının artmasında
toplumun spor konusunda bilinçlendirilmesinin etkisi olacağı konusunda olumlu tutum sergiledikleri
görülmüştür.
Denetleme
Belediye yöneticileri, stratejik planda spor hizmetleri ve yatırımları konusunda denetlemenin
önemine vurgu yapmışlardır. Yöneticilerin görüşleri konusunda B1’in bu yöndeki görüşü; İnsanların
gözle gördükleri ve güvendikleri öneri sundukları harika bir yöntem devlet tarafından kontrol ediliyor
olması sevindiricidir. Sayıştay denetiminde de stratejik plana uyup uyulmadığını çalışmalarla ilgili neden
geri kalındığıyla alakalı sorularda çıkabiliyor. Bu açıdan takip edilmesi, devletin kaynakların doğru etkin
kullanılması açısından önemlidir. Çoğun çalışmamız için önemli bir göstergedir. Bizim için itici bir güç son
derece memnunuz. Plansız ve programsız çalışmak her zaman kaybeder ve kaybetmeye mahkumdur. O
açıdan stratejik plandan memnunuz şehrin gelişimi açından önemlidir.’’ şeklindedir.
Belediyelerin, stratejik planlama sürecinde dikkat edilecekler hususlardan bir diğeri de
denetlemenin öneminin belirlenmesi teması olduğu belirtilmiştir. Çalışmamızda ‘’denetleme’’
önemli bir sonuç olarak görülmüştür. Erkan’ın (2014) çalışması, çalışmamızla benzerlikler tespit
edilmiştir. Spor konusunda verilen kararların hayata geçirilmesinde bütçe politikaları önemli bir yer
teşkil ettiğini belirtilmiştir. Sınırlı kaynakların denetlenmesi, kontrolü ile gençliğe ve spora yapılacak
yatırımlar arasında belli bir dengenin kurulması, kamu harcamaları yoluyla bu alandaki yatırımların
şekli, içeriği ve büyüklüğünün belirlenmesi sosyo-politik açıdan günümüzde gittikçe arttığını
görüldüğünü belirtmiştir.
Yukarıdaki bulgular incelendiğinde yöneticilerin görüşme sorularına verdiği cevaplar
doğrultusunda belediyelerin maddi imkanlarının ortaya konulması, ihtiyaçların belirlenmesi,
mekânsal planlama yapma, ulaşım, mevcut durumun analiz edilmesi, nüfus yoğunluğu, ayni ve nakdi
yardım, diğer kuruluşlarla iş bilirliği, belediye başkanının spora bakışı, spor ve rekreasyon alanları,
bütçenin ön gördüğü çalışmalar, organizasyon ve proje, halkın taleplerinin belirlenmesi, kitle iletişim
araçları ve sosyal medya, spor hizmet ve yatırımlarına katılım durumu, tesis yapımı ve
sürdürebilirliği, imar planı, katılım bedeli, kent gelişim planı, turizm planı, spor yatırımlarının şehre
katkısı, spor hizmet ve yatırımlarına verilen zararlar, kamulaştırma, kaynak arayışı, engelli bireyler,
sportif eğitim ve denetleme konularının önemli olduğu görülmüştür.
317
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
SONUÇ VE ÖNERİLER
Yerel yönetim birimlerinden olan belediyeler, yatırımlarını halkın istek ve ihtiyaçlarını göz
önünde bulundurarak yapmaktadır. Bu yatırımlar arasında yerel halkın sosyal refahını düşünerek
spor hizmetleri de yerini almıştır. Bu çalışmada Sakarya büyükşehir ve ilçe belediyelerinin spor
hizmetleri ve yatırımlarının değerlendirilmesine yönelik nüfusu 50 bin ve üzeri olan belediyelerin
önceden hazırlanmış alanında uzman olan kişilerin görüş ve önerileriyle görüşme soruları
hazırlanarak spor yöneticilerinin görüşleri alınmıştır.
Spor yöneticilerinin görüşme sorularına verdiği cevaplara bakıldığında; belediyenin maddi
imkanlarının ortaya konulması, ihtiyaçların belirlenmesi, mekânsal planlama yapma, ulaşım, mevcut
durumun analiz edilmesi, nüfus yoğunluğu, ayni ve nakdi yardımlar, diğer kuruluşlarla işbirliği,
belediye başkanının spora bakışı, spor ve rekreasyon alanları, bütçenin ön gördüğü çalışmalar,
organizasyon ve proje, halkın taleplerinin belirlenmesi, kitle iletişim araçları ve sosyal medya, spor
hizmet ve yatırımlarına katılım durumları, tesis yapımı ve sürdürebilirliği, imar planı, katılım bedeli,
kent gelişim plan, turizm planı, spor yatırımlarının şehre katkısı, spor hizmet ve yatırımlarına verilen
zararlar, kamulaştırma, kaynak arayışı, engelli bireyler, sportif eğitim ve denetleme olduğu
belirtilmiştir. Ayrıca spor yöneticilerinin stratejik planın yapım aşamasında paydaşlarının fikir ve
düşünceleri de alabileceklerini belirtmişlerdir.
Sonuç olarak büyükşehir ve ilçe belediyelerinde çalışan spor yöneticilerine spor hizmetleri ve
yatırımlarına yönelik düşünceleri alınıp analiz edilmiştir. Ayrıca spor yöneticilerinin görüşlerinde
mevcut duruma ve planlamalara yönelik hususları ifade ettikleri tespit edilmiştir.
Araştırmanın sonucuna göre aşağıdaki öneriler sunulmuştur.
Belediyeler spor hizmetleri ve yatırımlarına daha fazla kaynak ayırmalıdır.
Belediyeler spor organizasyonlarını arttırarak, spor yöneticilerine organizasyonlarda
görevlendirerek istihdama katkı sağlamalıdır.
Belediyeler, yurtdışındaki yerel yönetimlerin yapmış olduğu spor organizasyon ve spor
yatırımlarını daha yakından takip etmelidir. Uluslararası örnekler Türkiye şartlarına göre
yeniden planlanmalıdır.
Stratejik planda yer alan konuların gerçekleşmesi boyutunda daha gerçekçi adımlar
atılmalıdır.
Büyükşehir ve ilçe belediyeler ile Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü spor yöneticilerinin
istihdamına daha fazla ağırlık vermelidir.
Belediyeler, halkın sportif eğitim konusunda bilinçlenmesine yönelik projeler geliştirilmelidir.
318
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
Belediye ve özel sektörle spor hizmetleri ve yatırımları konusunda daha fazla işbirliği
sağlanmalıdır.
Belediyeler, spor hizmet ve yatırımları konusunda, üniversitelerdeki akademisyenler ile
işbirliği içinde olmalıdır.
Spor hizmetleri ve yatırımlarına yönelik çalışmalar bütçe planlamasına ayrıca önem
verilmelidir.
Spor hizmetleri ve yatırımları bölgenin bütün özelliklerine göre(nüfus, coğrafya, vb.)
planlanması yapılmalıdır.
KAYNAKÇA
Ak D. (2015). Olimpiyat Oyunlarının Ev Sahibi Kente Etkileri Açısından Değerlendirilmesi. Pamukkale
Journal Of Eurasıan Socıoeconomıc Studıes. 2(1): 1-19.
Akşar T. (2010). Futbolun Ekonomi Politiği. Literatür Yayınları, İstanbul.
Akyıldız F. (2012). Belediye Hizmetleri ve Vatandaş Memnuniyeti: Uşak Belediyesi Örneği. Journal of
Yasar University. 26(7): 4415 – 4436.
Atalay A. (2013). Kars Ardahan Ağrı Merkez-Yerel Yöneticilerinin Spor Hizmetlerine Yönelik
Görüşlerinin Değerlendirilmesi. Doktora Tezi. Gazi Üniversitesi. Sağlık Bilimleri Enstitüsü,
Beden Eğitimi ve Spor Anabilim Dalı, Ankara.
Atalay A., Yücel A.S., & Korkmaz H. M. (2016). Türkiye’de spor hizmetlerinin yerelleşmesine ilişkin
belediye başkanlarının görüşlerinin incelenmesi.
Balcı V. & Koçak, F. (2014). Spor ve Rekreasyon Alanlarının Tasarımında ve Kullanımında Çevresel
Sürdürülebilirlik. Spor ve Performans Araştırmaları Dergisi. 5(2): 46-58.
Baltacı A. (2019). Nitel Araştırma Süreci: Nitel Bir Araştırma Nasıl Yapılır?. Ahi Evran Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 5(2), 368-388.
Baykan B.G., & Özer Y.B. (2014). Stratejik Planlarda Çevre: İstanbul İlçe Belediyeleri Örneği. Çağdaş
Yerel Yönetimler Dergisi, 27(4): 85-103.
Çevik O. & Kabasakal K. (2013). Spor Etkinliklerinin, Engelli Bireylerin Toplumsal Uyumuna ve Sporla
Sosyalleşmelerine Etkisinin İncelenmesi. Uluslararası Sosyal ve Ekonomik Bilimler Dergisi.
3(2): 74- 83.
Demir C. (2002). Turizm ve Rekreasyon Faaliyetlerinin Olumsuz Çevresel Etkileri: Türkiye’deki Milli
Parklara Yönelik Bir Uygulama. Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Dergisi. 17(2):
93-117.
Durukal O. & Genç, F.N. (2015). Belediyelerde Dış Malı Kaynak Kullanımı: Büyükşehir Belediyeleri
Üzerine Bir İnceleme. Süleyman Demirel Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi
Dergisi, 20(2):333-356.
Erkal M.E. (1992). Sosyolojik Açıdan Spor. Türk Dünyası Araştırmalar Vakfı. Kutsun Matbaa ve
Reklamcılık Merkezi, İstanbul, 1992.
Erkan A. (2014). Bütçe Politikalarının Spor Alanında Sunulan Hizmetler Üzerindeki Etkisinin
İncelenmesi ve Değerlendirilmesi. Hak İş Uluslararası Emek ve Toplum Dergisi. 5(3): 110-131.
319
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
Goslin A, E. & Kluka D.A. (2014). Management Capacity At Sport And Recreation İn The City Of
Tshwane Metropolitan Municipality.
Gül A. & Küçük V. (2001). Kentsel Yeşil Alanlar ve Isparta Kenti Örneğinde İrdelenmesi. Süleyman
Demirel Üniversitesi Orman Fakültesi Dergisi. ISSN: 1302-7085, 27-48.
Hanazay A. (2006). Yerel Yönetimde Planlama. Yüksek Lisans Tezi. Mersin Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü Kamu Yönetimi Ana Bilim Dalı.
İnan A. (1994). Spor Kulüplerine Yerel Yönetimlerce Yardım Yapılması. Çağdaş Yerel Yönetim
Dergisi. 3(2).
Karahüseyinoğlu M,F. (2012). Küresel Eksende Türk Sporlar. Kum Saati Yayınevi. İstanbul.
Karakaş Z. (2015). Sosyal Bilimlerde Nitel Araştırma Yöntemleri. Manevi Temelli Sosyal Hizmet
Araştırma Dergisi, 1(1), 62-80.
Karakuş E. & Sunay H. (2000). Sporun Kitlelere Yaygınlaştırılmasında, Yerel Yönetimlerin Yeri Ve
Fonksiyonuna İlişkin, Ankara İli Metropol İlçeleri Belediye Meclisi Üyelerinin Görüşleri. Gazi
Beden Eğitimi ve Spor Bilimleri Dergisi. 3: 63-80.
Koca C. (2017). Spor Bilimlerinde Nitel Araştırma Yaklaşımı. Hacettepe Journal of Sport Sciences,
28(1): 30- 48.
Koçyiğit M., & Yıldız, M. (2014). Yerel yönetimlerde rekreasyon uygulamaları: Konya
örneği. International Journal of Sport Culture and Science, 2(2), 211-223.
Mdakane M. (2012). Sport development in municipalities. National Sports Forum presentation.
Negiz N. (2011). Sosyal Yardım ve Sosyal Hizmet Faaliyetleri Açısından Isparta Belediyesi: Farkındalık
Yararlanma, Yararlanma ve Değerlendirme Açısından Bir Araştırma. Süleyman Demirel
Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi. 16(2): 323-341.
Özdemir M. (2010). Nitel veri analizi: Sosyal bilimlerde yöntembilim sorunsali üzerine bir
çalişma. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 11(1), 323-343.
Öztürk S. & Özdemir Z. (2013). Kentsel Açık ve Yeşil Alanların Yaşam Kalitesine Etkisi: Kastamonu
Örneği. Kastamonu Üniversitesi Orman Fakültesi Dergisi. 13 (1): 109-116.
Özgüven İ, E. (2004). Görüşme İlke ve Teknikleri. Pdrem Yayınları, Ankara.
Pustu Y. (2005). Yerel Yönetimler ve Demokrasi, Sayıştay Dergisi, (57). 121-134.
Sakınç, S. (2012). Yerel yönetimler maliyesi: teori-politika-uygulama. Orion Kitabevi, Ankara.
Selvi M.S, & Şahin S. (2012). Yerel Yönetimler Perspektifinden Sürdürülebilir Turizm: Batı Karadeniz
Bölgesi Örneği. Uluslararası Sosyal ve Ekonomik Bilimler Dergisi. 2 (2): 23-36.
Sivrikaya Ö. (2000). Belediyelerin Sporla İlgili İşlevleri(Düzce Belediye Örneği). Yüksek lisans tezi.
Abant İzzet Baysal Üniversitesi. Sosyal Bilimler Enstitüsü, Spor Yönetim Bilimleri Anabilim
Dalı, Bolu.
Sivrikaya Ö. (2009). Düzce Belediyesinin Spor Hizmetleri İçin Örnek Bir Yönetim Modeli. Doktora
Tezi. Abant İzzet Baysal Üniversitesi. Sosyal Bilimler Enstitüsü, Spor Yöneticiliği Anabilim
Dalı, Bolu.
Sunay H. (2009). Spor Yönetimi (3. baskı). Gazi Kitapevi, Ankara.
320
Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3
Şebin K., Tozoğlu E., Bostancı, Ö., & Karahüseyinoğlu, M. F. (2010). Yöre Halkının Erzurum Kış
Sporcuları Turizmi İle İlgili Sosyo-Kültürel ve Ekonomik Beklentileri/Social-Cultural and
Economical Expectatıons of Erzurum’s Inhabıtants About Winter Sport Touirsm. Beden
Eğitimi ve Spor Bilimleri Dergisi, 12(1).
Tekin H. H., & Tekin H. (2006). Nitel Araştirma Yönteminin Bir Veri Toplama Tekniği Olarak
Derinlemesine Görüşme. İstanbul Üniversitesi Sosyoloji Dergisi, 3(13), 101-116.
Timur U. P., Timur Ö. B., Şahin, C. K., Dağıstanlıoğlu, C., Çalt, Ö., & Pektaş, O. S. (2011). Çankırı
kenti spor alanlarının yeterliliği üzerine bir araştırma. Tekirdağ Ziraat Fakültesi Dergisi, 8(1),
81-91.
Tunç
A. (2016). Yerel Yönetimlerde Halkla İlişkiler Uygulamaları: Kilis Belediyesi
Örneği. Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi
Dergisi, 6(2), 77-88.
Uslu F. (2017). Sporun Yönetimi ve Örgütlenmesi. Adalet Basım Yayınevi. Ankara.
Uslu A. & Yetim L. (2006). Çağdaş Kentsel Çevre Yaratma Çabalarına Bir Örnek: ‘Ankara Portakal
Çiçeği Vadisi Kentsel Dönüşüm Projesi’. Tekirdağ Ziraat Fakültesi Dergisi. 3(2): 169-179.
Usta R. & Memiş L. (2010). Belediye Hizmetlerinde Kalite: Giresun Belediyesi Örneği. Süleyman
Demirel Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi. 15(2): 33-355.
Ünal H. (2014). Spor Bilincinin Yaygınlaştırılmasında Sosyal Pazarlamanın Toplum Tutumuna Etkisi.
CBÜ Beden Eğitimi ve Spor Bilimleri Dergisi. 6(2): 11-22.
Yildirim A. & Simsek H. (2008). Sosyal Bilimlerde Nitel Araştırma Yöntemleri. Ankara: Seçkin.
Yoğurtçu M. (2016). Kamu Yararı Çerçevesinde Acele Kamulaştırma. ABMYO Dergisi. 42: 35-55.
Yücel A. S, Atalay A., & Korkmaz M. (2016). Türkiye’de Yerel Yönetimler ve Spor Hizmetleri. Nobel
Akademik Yayıncılık, İstanbul
Zengin E., & Öztaş, C. (2008). Yerel yönetimler ve spor. Sosyal Siyaset Konferansları Dergisi, (55),
49-78.
Kanunlar
5393 Sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu
İnternet Kaynakları:
(http://www.kecioren.bel.tr Erişim: 20.03.2018).
Government
Of
The
Netherlands.
(Erişim:
13.03.2018),
https://www.government.nl/topics/sports/sport-andphysical-activity-close-to-home.
ATIF:
Tapşın, F.O., Atalı, L (2020). Belediyelerin Stratejik Planlarına Yönelik Spor Yöneticileri Görüşlerinin
Analizi. Betül Bayazıt, Ercan Karaçar, Ozan Yılmaz (Ed.), Spor ve Rekreasyon
Araştırmaları Kitabı-3.Cilt içinde (ss. 280-321). Konya, Çizgi Kitabevi Yayınları
321