Academia.eduAcademia.edu

SPOR VE REKREASYON ARAŞTIRMALARI KİTABI 3.CİLT

2020, Çizgi Kitabevi Yayınları

ISBN: 978-605-196-492-8 Yayınevi: Çizgi Kitabevi Editörler: Betül Bayazıt, Ercan Karaçar, Ozan Yılmaz

SPOR VE REKREASYON ARAŞTIRMALARI KİTABI EDİTÖRLER Doç. Dr. Betül BAYAZIT Dr. Öğretim Üyesi Ercan KARAÇAR Uzm. Ozan YILMAZ BÖLÜM YAZARLARI Doç. Dr. Betül BAYAZIT Dr. Öğretim Üyesi Özgür YAYLA Doç. Dr. Korkmaz YİĞİTER Dr. Öğretim Üyesi Ülkü ÇOBAN Doç. Dr. Levent ATALI Öğr. Gör. Onur ÇELEN Doç. Dr. Özgür DİNÇER Öğr. Gör. Yusuf ORMANKIRAN Dr. Öğretim Üyesi Ali Turan BAYRAM Arş. Gör. Ayşegül Funda ALP Dr. Öğretim Üyesi Aydın ÜNAL Arş. Gör. Gökhan ÇAKMAK Dr. Öğretim Üyesi Emre ÇİLESİZ Arş. Gör. Hasan Tahsin KAVLAK Dr. Öğretim Üyesi Ersin ARIKAN Arş. Gör. Müge SARPER KAHVECİ Dr. Öğretim Üyesi Merve UCA Döndü Nur SAĞDIÇ Dr. Öğretim Üyesi Meryem ALTUN EKİZ Faik Orhun TAPŞIN Dr. Öğretim Üyesi Mihraç KÖROĞLU Halilcan ESKİÇIRAK Dr. Öğretim Üyesi Mikail KARA Mücella AKGÜN Dr. Öğretim Üyesi Olca SEZEN DOĞANCILI Sinan Baran BAYAR Akademik unvan ve harf sırası gözetilerek sıralanmıştır. Bu kitapta yer alan her bölümün tüm sorumluluğu (görseller, tablolar, çizelgeler, çizimler, grafikler, direkt alıntılar, etik/kurum izni vb.) yazarlara aittir. Herhangi hukuki bir olumsuzlukta Çizgi Kitabevi Yayınları ve kitap editörleri hiçbir konuda bir yükümlülük ve hukuki sorumluluğu kabul etmez, hukuki yükümlülük altına alınamaz. Her türlü hukuki yükümlülük ve sorumluluk ilgili bölüm yazar(lar)ına aittir. Çok bölümlü/yazarlı olan bu kitap maddi bir değer ile alınıp satılamaz. Kitapta yer alan bilgiler alıntı yapılmak ve ilgili alıntıya atıf yapılmak koşulu ile kaynak gösterilmek üzere bilimsel ya da ilgili araştırmacılar tarafından kullanılabilir. Çizgi Kitabevi Yayınları Eğitim Bilim Genel Yayın Yönetmeni Mahmut Arlı ©Çizgi Kitabevi Eylül 2020 ISBN: 978-605-196-492-8 Yayıncı Sertifika No:17536 KÜTÜPHANE BİLGİ KARTI - Cataloging in Publication Data (CIP) EDİTÖRLER BAYAZIT, Betül | KARAÇAR, Ercan | YILMAZ, Ozan SPOR VE REKREASYON ARAŞTIRMALARI KİTABI Sayfa Düzeni ve Kapak Tasarımı Ozsum Academy Baskıya Hazırlık: Çizgi Kitabevi Yayınları Tel: 0332 353 62 65- 66 ÇİZGİ KİTABEVİ Sahibiata Mah. M. Muzaffer Cad. No:41/1 Meram/Konya Alemdar Mah. Çatalçeşme Sk. No:42/2 Cağaloğlu/İstanbul Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi No:6/31 Yeni Mahalle/Ankara (0332) 353 62 65 - 66 - (0212) 514 82 93 www.cizgikitabevi.com / cizgikitabevi İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ vi Bölüm 1: Dünyada Rekreasyon Eğitimi Öğr. Gör. Yusuf ORMANKIRAN 8-18 Bölüm 2: Rekreasyon ve Motivasyon Dr. Öğretim Üyesi Mihraç KÖROĞLU 20-35 Bölüm 3: Rekreasyon ve Psikolojik Etkileri Doç. Dr. Korkmaz YİĞİTER 37-42 Bölüm 4: Bölüm 5: Bölüm 6: Bölüm 7: K Kuşağının Rekreasyona Katılımı ve Yaratıcı Düşünme Eğilimi Arasındaki İlişki Arş. Gör. Hasan Tahsin KAVLAK, Dr. Öğretim Üyesi Ali Turan BAYRAM, Öğr. Gör. Onur ÇELEN Otel Çalışanlarının Mizah Tarzları ile Boş Zaman Davranışları Yönetimi Arasındaki İlişkiye Yönelik Bir Araştırma Dr. Öğretim Üyesi Ersin ARIKAN, Dr. Öğretim Üyesi Emre ÇİLESİZ Ordu İli Rekreasyon Alanlarının Yerel Halk Açısından Değerlendirilmesi Dr. Öğretim Üyesi Olca SEZEN DOĞANCILI, Mücella AKGÜN Yerel Halkın Festivalleri Değerlendirmelerine Yönelik Bir Araştırma: Tekirdağ Kiraz Festivali Örneği Dr. Öğretim Üyesi Aydın ÜNAL 44-56 58-76 78-88 90-104 Bölüm 8: Boş Zaman ve Rekreasyon Pazarlaması Üzerine Arş. Gör. Gökhan ÇAKMAK 106-118 Bölüm 9: Destinasyon Pazarlamasında Rekreasyonel Aktivitelerin Rolü Dr. Öğretim Üyesi Özgür YAYLA, Döndü Nur SAĞDIÇ 120-134 Bölüm 10: Bölüm 11: Bölüm 12: Bölüm 13: Bölüm 14: Destinasyon Geliştirme Stratejileri: Çankırı Turizmine Yönelik Öneriler Dr. Öğretim Üyesi Mikail KARA Futbol Takımlarının Kamp Destinasyonlarının Marka Kişiliği Boyutlarını Değerlendirmelerine Yönelik Bir Araştırma: Antalya Örneği Dr. Öğretim Üyesi Aydın ÜNAL, Sinan Baran BAYAR Üniversite Öğrencilerinin Spora Yönelik Tutumlarının Akademik Başarı Düzeylerine Etkisinin İncelenmesi (Doğu Marmara Bölgesi Üniversiteleri Örneği) Dr. Öğretim Üyesi Ülkü ÇOBAN, Doç. Dr. Levent ATALI, Doç. Dr. Betül BAYAZIT, Dr. Öğretim Üyesi Merve UCA Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Öğrencilerinin Yaşadıkları Yerlerdeki Oyun Alanlarına Yönelik Görüşleri ve Oyun Tercihleri Dr. Öğretim Üyesi Meryem ALTUN EKİZ Yükselti Antrenmanı Fizyolojisi ve Alandaki Son Gelişmeler Arş. Gör. Müge SARPER KAHVECİ iv 136-154 156-167 169-199 201-224 226-244 Bölüm 15: Yüzme Sporunda Mobilite ve Stabilite Doç. Dr. Özgür DİNÇER, Halilcan ESKİÇIRAK 246-256 Bölüm 16: Elit Sporcularda Çift Kariyer Arş. Gör. Ayşegül Funda ALP 258-278 Bölüm 17: Belediyelerin Stratejik Planlarına Yönelik Spor Yöneticileri Görüşlerinin Analizi Faik Orhun TAPŞIN, Doç. Dr. Levent ATALI 280-321 v ÖNSÖZ Kökleri, insanlık tarihinin derinlerine kadar ulaşan spor; sadece bir millete özgü değil evrensel bir yapıdadır. Bu evrensel yapı altında bir araya gelen bireylerin spora olan ilgi ve bedensel farkındalık düzeylerindeki artış, mevcut bilgi ve teknolojilerin gözden geçirilmesini sağlayarak teknolojik yeniliklerin ve yeni yaklaşımların oluşturulmasına da olanak sağlamaktadır. Ortaya çıkan yenilik ve yaklaşımlarla yoğurulan bireylerde görülen; güçlenme, ruh ve beden sağlığını koruma, sosyalleşme, kişisel becerilerin geliştirilmesi ve kendini savunma, ruhsal doyum, dengelenme ihtiyacı ve rahatlama gibi nedenlerin yanı sıra boş zamanın etkili değerlendirilmesi isteği bireylerin spora yönelmesinin temel gerekçelerini oluşturmaktadır. Bireylerin yaşam kalitesi, toplum içinde sağlanan serbest zaman hizmetleriyle artmaktadır. Bu amaçla gerçekleştirilen tüm oyun etkinlikleri spor ve rekreatif faaliyetler içerisinde değerlendirilmektedir. Tarihte; koşu, atıcılık, güreş ve at yarışlarıyla başlayarak günümüzdeki sportif ve rekreatif faaliyetlerin temelini oluşturan sporun diğer alanlarla iş birliği içerisinde olması ve birçok alandan beslenmesi kitabımızın multidisipliner olarak ele alınmasına olanak sağlamıştır. Bu çerçevede Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı adlı eserimizde çeşitli alanlardan ve spor dallarından çok değerli çalışmalar bulunmaktadır. Üçüncü cildin yayımlanmasında emeği geçen bölüm yazarlarına ayrıca teşekkür eder, kitabımızın okuyucular için verimli olması ve alana katkı sağlamasını temenni ederiz. Saygılarımızla… Editörler Doç. Dr. Betül BAYAZIT Dr. Öğretim Üyesi Ercan KARAÇAR Uzm. Ozan YILMAZ Eylül 2020 vi Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 BÖLÜM 1 DÜNYADA REKREASYON EĞİTİMİ Yusuf ORMANKIRAN Öğretim Görevlisi, Hitit Üniversitesi, [email protected] ATIF: Ormankıran, Y. (2020). Dünyada Rekreasyon Eğitimi. Betül Bayazıt, Ercan Karaçar, Ozan Yılmaz (Ed.), Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3.Cilt içinde (ss. 8-18). Konya, Çizgi Kitabevi Yayınları. 1.BÖLÜM DÜNYADA REKREASYON EĞİTİMİ Yusuf ORMANKIRAN Öğretim Görevlisi, Hitit Üniversitesi, [email protected] GİRİŞ Rekreasyon, insanlık tarihi kadar eskiye dayanmakla birlikte, insanlara çeşitli faydalar sağladığı gibi hayatın bir parçası olarak ifade edilebilen bir olgudur. Rekreasyon, ilk uygarlıklardan beri, insanların hayatlarını devam ettirme ve ihtiyaçlarını karşılamalarıyla güzümüze kadar gelmiştir. Rekreasyon olgusunun gelişimine bakıldığında her uygarlık kendi dönemlerinde farklı kültür, sosyal yaşam ve dini ritüeller ile zaman geçirdiği görülmektedir (Mclean ve Hurd, 2012). Zaman içerisinde teknolojinin gelişmesiyle birlikte, değişen ve gelişen toplum yapıları, anlayışları ve düşünce yapıları ile insan gücü yerine makinelerin kullanılmaya başlanması, insanların iş saatlerinin azalmasını sağlamış ve böylece boş zaman kavramı ortaya çıkmıştır. Birçok rekreasyon tanımı olsa da, bu tanımların ortak noktası; yapmakla yükümlü oldukları işlerin dışında kalan zamanlarda insanların gönüllü olarak ve günlük yaşamın kargaşasından uzaklaşarak, boş zamanlarında katıldıkları faaliyetler (Akten ve Akten, 2011) olarak ifade edilmektedir. Endüstri Devrimi sonrasından günümüze kadar olan süreçte, boş zamanın artmasına paralel olarak, teknolojik gelişmeler, kentleşme, nüfus artışı, insan ömrünün uzaması gelirlerde artış, eğitim, ulaşım kolaylığı, televizyon ve reklam faaliyetleri, kültürel hedefler, genç nüfusun öneminin anlaşılması, ücretli tatil, sosyal güvenlik, sağlıklı yaşama verilen önemin artması ve son olarak turizm ve rekreasyon faaliyetlerinin lüks anlayışından bir gereksinime dönüşmesi gibi unsurlar ortaya çıkmış ve bu çerçevede rekreasyon olgusu ile diğer disiplinler birbirleriyle ilişkili bir şekilde gelişmiş ve önemi artmıştır (Gajic ve Grzinic, 2010). Rekreasyon, boş zaman veya serbest zaman olarak da kullanılan bu olgu, 20. Yüzyılda gerçekleşen endüstri devrimi ve ardından 21. Yüzyılda hızlı bir gelişme gösteren teknoloji ile birlikte günümüz dünyasında, kentleşme, ulaşım, nüfus artışı, refah düzeyinin artması ücretli tatil hakkının verilmesi ve insanları daha sağlıklı yaşama çabalarının artması gibi birçok nedenin insan yaşamında yer alması, rekreasyon eğitimini bireye dönük değişime zorlamıştır (McComb, 2008). Rekreasyon eğitiminde bireye ve topluma fayda sağlamasına yönelik yaşanan bu değişim ile birlikte, yükseköğrenim kurumlarınca eğitim programlarına eklenmiş ve eğitimini tamamlayan öğrencilerin çeşitli alanlarda çalışmalarına olanak sağlanmıştır. Bu çalışmada ise dünyada rekreasyon eğitimin 8 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 durumu ve rekreasyon bölümlerinde yürütülen derslerin karşılaştırmalı olarak ortaya çıkarmaya çalışılacaktır. Rekreasyon Eğitimi ve Önemi Kişisel deneyimlere ve algılara dayandırılan rekreasyon ve boş zaman kavramları birçok anlam içermektedir. Rekreasyon kavramına, kişisel bir bakış açısı ile bakıldığında; televizyon izlemeyi, sinemaya gitmeyi, gezintiye çıkmayı satranç oynamayı, müzik dinlemeyi ve insanın diğer yapmak isteklerini içerdiği görülmektedir. Rekreasyon teorisyenleri bu ve buna benzer deneyimlerin nasıl adlandırılması gerektiği üzerinde düşünmüşler ve bu faaliyetlerin genel adının rekreasyon, serbest zaman, boş zaman, yaratıcılık, bencillik ve eğlence anlamına gelen hedonizm olması gerektiği üzerinde çeşitli çalışmalarda bulunmuşlardır (McLean ve Hurd, 2012). Genellikle toplumlar, çalışma hayatındaki verimliliği bir toplum sorun olarak görürken, serbest zamanı ise kişisel tercih olarak görmektedir. Rekreatif faaliyetler sırasında bireyin geliştirilen zihinsel ve yetenekler sadece birey için önemli olmasının yanı sıra, bireyin bir parçası olduğu ve iş yaşamım da etkilediği için toplum açısından da önemlidir. Gelişmiş ülkelerde bireyin toplumun bir parçası olduğu gerçeğini göz önünde bulundurarak, insanların serbest zaman faaliyetlerini etkin ve verimli bir şekilde değerlendirmeleri için çok farklı imkanlar geliştirmekte ve bu geliştirmiş olduğu imkanları toplumun her kesimine sunmaktadırlar (Zorba, vd., 2013). Bireylerin kendi yaşantıları içerisinde bilinçli bir şekilde davranışlarında meydana getirdikleri değişimlerin süreci (Kılıç‐ Bayraktaroğlu, 2012) olarak tanımlanan eğitim, rekreasyon alanı için de ayrı bir anlam ifade etmiştir. Zira eğitim düzeylerinin yüksek olduğu ülkelerde sağlıklı yaşama eğilimlerine bağlı olarak bireylerde rekreasyonun önemli bir taleple karşılaşması ve bu gelişmenin de kişilerin bu alanda yetiştirilmesini önemli kılması şeklinde çift yönlü bir etkileşim ortaya çıkmıştır (Varol, vd., 2019). Rekreasyon Eğitiminin Gelişimi Amerika Birleşik Devletleri, rekreasyon eğitimi ve faaliyetlerin yer aldığı ilk ve dolayısıyla en önemli ülkelerden biri konumundadır. Amerika Birleşik Devletleri’nde, oyun parkları ve spor ve fiziksel etkinliklere yönelik gelişmeler, 1800’lü yılların ikinci yarısından sonra ortaya çıkmıştır (Siedentop, 2009). Rekreasyonun toplumsal anlamda değer kazanması ile eğitim boyutunda ele alınmasına ilişkin çıkış noktası olarak 1880’li yıllarda Amerika’da başlamıştır (Cavallo, 1981). Boston Park Departmanı tarafından 1881 yılında erkekler ve 1891 yılında kadınlar için açıkhava spor tesisleri kurulmuştur. Bunu takiben Philadelphia, New York, Providence, Brooklyn, Baltimore, Newark, Worcester, Chicago ve Portland’a açıkhava spor tesisleri ve kum oyun alanlarının birleştirildiği bir 9 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 sistemde kendi modelini geliştirmek üzere rekreasyon liderlerini danışmanlık almak üzere Boston’a gönderilmiştir. Böylelikle bu tesisler kıtaya yayılmaya başlamıştır (Frost, 2010). Akabinde “Playground Movement – Oyun Alanı Hareketi” ortaya çıkmıştır. Bu oyun alanı hareketi, Sanayi Devrimi’nin ortaya çıkarmış olduğu kalabalık kentlerin ve uzun çalışma saatlerine bir cevap niteliğinde başladığı ifade edilmektedir. Dr. Marie Zakrzewska’nın Berlin’deki yerel parklarda gözlemlediği geniş kum havuzlarından oluşan çocuk oyun alanları ile ilgili önerileri sonucunda 1886 yılında Boston’da bulunan bir kilise bahçesine kumdan oyun alanı düzenleyerek göçmen çocukların gözetimli alanlarda oyun oynaması amaçlanmıştır. Bu şekilde ortaya çıkan hareket, 1890’ların ortalarında Amerika’nın dokuz büyük kentine kurulan oyun alanlarına kadar ilerlemiştir (Cavallo, 1981). 1899 yılına kadar Boston’da 20’si okul bahçesi olmak üzere toplam 21 adet kum oyun alanı oluşturulmuştur. Oyun alanlarının sayının artmasının yanında hareketin okullarda, dolayısıyla eğitimde kullanılmaya başlamasına dikkat çekilmektedir. Oyun alanları hareketi ile birlikte gelişime devam etmiş ve 1905 yılında rekreasyonun her yaş için yaygınlaştırılması amaçlanmış ve çeşitli danslar, müzik programları, dramalar, yarışmalar gibi faaliyetler eklenmiştir. Bu kapasamda Amerika Oyun Alanları Birliği (Playground Association of Amerika) kurulmuştur. 1910 yılında kapsamı genişletilerek Amerika Rekreasyon ve Oyun Alanları Birliği (Recreation and Playground Association of Amerika) adını almıştır (Frost, 2010). 1910 yılına kadar 55 şehirde oyun programları uygulanmıştır. Ayrıca Amerika Oyun Alanları Biriliği tarafından Rekreasyon Liderliği Müfredatı ile 113 kolej ve üniversitede “oyun dersi” verilmesini önermiştir (Dickason, 1983). 1918 yılında I. Dünya Savaşı sırasında “Savaş Kampı Kamu Hizmeti Projesi” ile rekreasyonel aktiviteler düzenlemek üzere tasarlanan kamu hizmeti toplulukları ortaya çıkmıştır (Frost, 2010). Böylece rekreasyon eğitiminin temelleri atılarak 1920 yılında profesyonel olarak rekreasyon, park ve boş zaman liderlerinin yetiştirilmesi kapsamında eğitim programları geliştirilmiştir. Amerika’da üniversitelerde rekreasyonla ilgili müfredat 1940’lı yıllarda eklenmeye başlamıştır. Öncelikli olarak öğrencilerin kamu rekreasyonu ve parklar, terapatik rekreasyon ve açık hava rekreasyonu ile ilgili organizasyonlarda lider ve yönetici olarak çalışması amaçlanmıştır (Godbey vd., 2005). Amerika Birleşik Devletleri’nde rekreasyon alanı ile ilgili ilk bölüm 1946 yılında Indiana Üniversitesi bünyesinde kurulmuştur. 1960’lı yıllara gelindiğinde rekreasyon alanına yönelik iş fırsatlarının artmasıyla hem akademik hem de sektörde büyük bir gelişim içine girmiştir. Böylelikle birçok üniversite ce kolejin yeni programlar açmasını sağlamıştır (McLean vd., 2015). Rekreasyon eğitimi özellikle Amerika Birleşik Devletleri ve Kanada başta olmak üzere dünyada birçok üniversitede sertifika, lisans ve lisansüstü eğitim programları bulunmaktadır. Rekreasyon eğitimi veren üniversitelerin rekreasyon ile ilişkili bölümlerin mezunları, turizm başta olmak üzere, 10 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 spor, sağlık, eğitim gibi alanlarda istihdam olanağı bulabildikleri söylenebilmektedir (Türkay ve Korkutata, 2011). Rekreasyon öğretim programlarında yaşanan gelişmeler ve anlayışlar doğrultusunda, bireylerin farklı gereksinimlerini karşılayıcı ve yaratıcı çalışmalarını ortaya çıkarıcı nitelikte olduğu görülmektedir (Demirel, 2013). YÖNTEM Araştırmanın bu bölümünde araştırma modeli, araştırma gurubu, veri toplama araçları, verilerin toplanması ve verilerin analizi ile ilgili bilgilere yer verilmektedir. Araştırma Modeli Bu araştırmada, araştırma verileri, rekreasyon eğitiminde dünyada önde gelen ülkeler arasında olan Amerika Birleşik Devletleri, Kanada ve İngiltere’deki üniversitelerin rekreasyon eğitiminde hangi derslerin verildiğini tespit etmek amacıyla, nitel araştırma yöntemlerinden doküman analizi yöntemi kullanılarak yapılmıştır. Elde edilen veriler araştırmacı tarafından 7 temel sınıflandırma üzerinden araştırılmıştır. Bu sınıflandırma Korkutata (2017) tarafından sınıflandırılarak; uygulamalı spor, teorik spor, teorik alan bilgisi, uygulamalı alan bilgisi, genel kültür, sağlık ve staj ile ilgili derslerin kategorize edilmesiyle oluşturulmuştur. Araştırma Grubu Araştırma grubu olarak; Amerika Birleşik Devletleri’nde, Kanada’da ve İngiltere’de rekreasyon eğitimi veren URAP (Akademik Performansa Göre Üniversite Sıralaması) sıralamasında yer alan üniversitelerin ilk üç sırasındaki üniversiteler alınmıştır üniversiteler oluşturmaktadır. Veri Toplama Araçları Araştırma verileri, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki, Kanada’daki ve İngiltere’deki üniversitelerin web sitelerinde yer alan bölüme ilişkin derslerin ve ilgili derslerin içeriklerinin incelenmesi sonucunda elde edilmiştir. Verilerin Toplanması Bu çalışmanın yapılabilmesi için ikincil kaynaklardan yararlanılarak Amerika Birleşik Devletleri’nde rekreasyon eğitimi veren 3, Kanada’da rekreasyon eğitimi veren 3 ve İngiltere’de rekreasyon eğitimi veren 3 olmak üzere toplam 9 üniversitenin web sitelerinde yer alan derslerin ve ilgili ders içeriklerinin incelenmesi sonucunda veriler elde edilmiştir. Verilerin Analizi Bu araştırmada yorumlayıcı yaklaşımla veriler, betimsel ve içerik analizi yöntemlerine dayalı olarak analize tabi tutulmuştur. Toplanan veriler sınıflandırılmış olan uygulamalı spor, teorik spor, teorik alan bilgisi, uygulamalı alan bilgisi, genel kültür, sağlık ve staj şeklinde kategorilere ayrılarak 11 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 gruplandırılmıştır. Araştırma sonucunda elde edilen veriler, içerik analizi ile çözümlemeler yapılmıştır. BULGULAR Rekreasyon eğitimi ile ilgili bölümlerin 1920’lerin ortalarında ilk olarak ABD’de açılması refah artışı ve sağlıklı yaşam bilincinin gelişmesi ile ifade edilebilir. Bu konudaki ilk adım, rekreasyon alanında ilk ve önemli kuruluşlardan olan Amerikan Ulusal Rekreasyon Kurumu (NRPA) tarafından profesyonel rekreasyon, park ve boş zaman liderleri yetiştirmek üzere eğitim programlarının geliştirilmesi amacıyla atılmıştır. Eğitim müfredatlarına 1940’lı yıllardan itibaren girmeye başlayan rekreasyon alanının aynı yıllarda tek (bağımsız) bir departman olarak da eğitim faaliyetlerine başladığı görülmektedir. Bu departmanın rekreasyon anlamında hem boş zaman çalışmalarını hem de rekreasyon ve park yönetimini ele alması bakımından günümüzdeki bölümlerdeki içerik zenginliği için bir temel teşkil etmektedir. Amerika’daki öncül rekreasyon bölümlerinde eğitim alan bireylerin kamu rekreasyonu ve parklar, terapatik rekreasyon ve açık hava rekreasyonu ile ilgili organizasyonlarda lider ve yönetici olarak çalışabilmeleri için hazırlanmaları önemli bir faktör olarak karşımıza çıkmaktadır (Kızanlıklı, 2014). Amerika Birleşik Devletleri’nde Rekreasyon Eğitimi Dünya’da ilk rekreasyon eğitimi ile ilgili bölümlerin Amerika Birleşik Devletleri’nde açılmış olması sebebiyle eğitim yapısının incelenmesi gereken en önemli ülke olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu kapsamda Amerika Birleşik Devletleri’ndeki rekreasyon eğitimi ile ilgili bilgiler tablo 3.1.’de verilmiştir. Tablo 3.1. incelendiğinde, ABD rekreasyon lisans eğitimi veren bölümlerin, rekreasyon eğitiminde genellikle spor yönetimi ile ilgili bölümlerin sayısının fazla olduğu görülmektedir. Diğer yoğunlaşan bölümler ise rekreasyon yönetimi, rekreasyon ve ağırlama yönetimi sanat ve eğlence ile rekreasyon terapisi gibi disiplinlerle birlikte, aynı çatı altında eğitim verildiği görülmektedir. Tablo 1. ABD’de Rekreasyon Eğitimi Veren Bölümler ve Sayıları Bölüm Rekreasyon Rekreasyonla İlişkili Disiplinler Kinezyoloji Etkinlik Yönetimi Turizm, Etkinlik ve Rekreasyon Yönetimi Sanat ve Spor Yönetimi Rekreasyon ve Spor Yönetimi Beden Eğitimi Sanat ve Eğlence Yönetimi Spor ve Etkinlik Yönetimi Sağlık ve Fitness Yönetimi Spor 12 Üniversitelerdeki Bölüm Sayısı 3 5 3 2 1 1 3 1 1 5 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 Spor Yönetimi Park ve Turizm Rekreasyon ve Park Yönetimi Rekreasyon Yönetimi Spor ve Fitness Rekreasyon ve Turizm Yönetimi Rekreasyon ve Ağırlama Yönetimi Rekreasyon Terapisi 42 1 9 15 1 3 6 4 Amerika Birleşik Devletleri’nde İlgili üniversitelerin rekreasyon programında yer alan dersler tablo 3.2.’de gösterilmektedir. Tablo 3.2.’ye göre, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki üniversitelerin rekreasyon programlarında yer alan dersler incelendiğinde, uygulamalı alan bilgisi derslerinin %26,58 oranı ile en fazla yer alan ders türü olduğunu söyleyebiliriz. Genel kültür dersleri ise %22,78 oran ile en fazla yer alan ikinci ders türü olarak karşımıza çıkmaktadır. Genel olarak bakıldığında rekreasyon programlarında büyük çoğunluğu teorik ve uygulamalı alan bilgisi ile ilgili derslerin olduğu görülmektedir. Tablo 2. ABD Üniversiteleri Rekreasyon Programlarında Yer Alan Dersler Dersler Uygulamalı Spor Teorik Spor Teorik Alan Bilgisi Uygulamalı Alan Bilgisi Genel Kültür Sağlık Staj Columbia University New York University 7 4 1 Yok 13 7 Florida International University Yok Yok 6 6 11 Yok Yok Yok 17 Yok 1 Toplam Yüzde 7 17 14 8,86 21,52 17,72 5 21 26,58 1 Yok 1 18 Yok 2 192 22,78 2,54 100 Kanada’da Rekreasyon Eğitimi Kanada dünyada en çok rekreasyon eğitimi veren üçüncü Amerika kıtasında ise ikinci ülke konumunda bulunması sebebiyle önemli bir konuma sahiptir. Kanada’da rekreasyon ve rekreasyonla ilgili bölümlerin toplam 25 üniversiteden 36 bölüm bulunmaktadır. Bu üniversitelerde yer alan rekreasyon bölümüne ilişkin bilgiler tablo 3.3.’te yer almaktadır. Tablo 3.3. incelendiğinde, Kanada’da rekreasyon lisans eğitimi veren bölümlerin, rekreasyon eğitiminde genellikle rekreasyonun dinlence hizmetleri ve spor yönetimi üzerinde yoğunlaştığı görülmektedir. Diğer yoğunlaşılan bölümler ise, rekreasyon terapisi ve spa yönetimi olarak ön plana çıkmaktadır. 13 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 Tablo 3. Kanada’da Rekreasyon Eğitimi Veren Bölümler ve Sayıları Bölüm Rekreasyonla İlişkili Disiplinler Rekreasyon Kinezyoloji Boş Zaman Dinlence Hizmetleri Spor Yönetimi Rekreasyon Yönetimi Turizm Yönetimi Rekreasyon Terapisi Spa Yönetimi Açık Hava Rekreasyonu Toplumsal Kalkınma Balık ve Vahşi Hayat Üniversitelerdeki Bölüm Sayısı 1 1 9 9 2 1 6 3 2 1 1 Kanada’da rekreasyon programı bulunan üniversiteler alınmıştır. İlgili üniversitelerin rekreasyon programında yer alan dersler tablo 3.4.’de gösterilmektedir. Tablo 3.4.’e göre, Kanada’daki üniversitelerin rekreasyon programlarında yer alan dersler incelendiğinde, Teorik alan bilgisi derslerinin %46,05 oranı ile en fazla yer alan ders türü olduğunu söyleyebiliriz. Genel kültür dersleri ise %21,05 oran ile en fazla yer alan ikinci ders türü olarak karşımıza çıkmaktadır. Genel olarak bakıldığında rekreasyon programlarında büyük çoğunluğu alan bilgisi ile ilgili derslerin olduğu görülmektedir. Tablo 4. Kanada Üniversiteleri Rekreasyon Programlarında Yer Alan Dersler Dersler Uygulamalı Spor Teorik Spor Teorik Alan Bilgisi Uygulamalı Alan Bilgisi Genel Kültür Sağlık Staj Brock University Fanshawe College Yok Yok 9 Yok Yok 13 Vancouver Island University Yok 7 13 6 5 5 3 Yok 4 3 Yok Toplam Yüzde 0 7 35 0 9,21 46,05 Yok 11 14,47 7 Yok 1 16 6 1 76 21,05 7,89 1,31 100 İngiltere’de Rekreasyon Eğitimi İngiltere dünyada en çok rekreasyon eğitimi veren ikinci Avrupa kıtasında ise birinci ülke konumunda bulunması sebebiyle incelenmesi gereken ülke olarak ifade edilebilir. İngiltere’de rekreasyon ve rekreasyonla ilgili bölümlerin toplam 52 üniversitede 62 bölüm bulunmaktadır. İlgili üniversitelerde yer alan rekreasyon bölümüne ilişkin bilgiler tablo 3.5.’te yer almaktadır. 14 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 Tablo 3.5. incelendiğinde, İngiltere’de rekreasyon lisans eğitimi veren bölümlerin, rekreasyon eğitiminde genellikle rekreasyonun spor yönetimi üzerinde yoğunlaştığı görülmektedir. Diğer yoğunluk verilen bölümler ise spor geliştirme ve koçluk ile spor ve boş zaman yönetimi ön plana çıkmaktadır. Genel olarak bakıldığında rekreasyonun spor ile ilgili bölümlerine ağırlık verildiği söylenebilir. Tablo 5. İngiltere’de Rekreasyon Eğitimi Veren Bölümler ve Sayıları Bölüm Rekreasyonla İlişkili Disiplinler Rekreasyon Spor Yönetimi Turizm Yönetimi Spa Yönetimi Spor Pazarlaması Yönetimi Etkinlik Yönetimi Etkinlik ve Boş Zaman Yönetimi Uluslararası Etkinlik Boş Zaman ve Turizm Yönetimi Spor Geliştirme ve Koçluk Resort Yöneticiliği Etkinlik ve Eğlence Eğlence Yönetimi Spor ve Etkinlik Yönetimi Spor ve Boş Zaman Yönetimi Liderlik ve Boş Zaman Boş Zaman ve Turizm Yönetimi Spor Egzersizleri ve Sağlık Yönetimi Müzik, Eğlence, Tiyatro ve Etkinlik, Yönetimi Uygulamalı Spor Bilimi Yönetimi Spor Vakfı ile Macera ve Açık Alan Yönetimi Üniversitelerdeki Bölüm Sayısı 34 1 1 2 1 1 1 5 1 2 1 4 1 1 1 2 2 1 İngiltere’de ilgili üniversitelerin rekreasyon programında yer alan dersler tablo 3.6.’da gösterilmektedir. Tablo 3.6.’ya göre, İngiltere’deki üniversitelerin rekreasyon programlarında yer alan dersler incelendiğinde, Teorik spor derslerinin %36,23 oranı ile en fazla yer alan ders türü olduğunu söyleyebiliriz. Teorik alan bilgisi dersleri ise %26,08 oran ile en fazla yer alan ikinci ders türü olarak karşımıza çıkmaktadır. Genel olarak bakıldığında rekreasyon programlarında büyük çoğunluğu spor ve alan bilgisinin teorik kısmı ile ilgili derslerin olduğu görülmektedir. Tablo 6. İngiltere Üniversiteleri Rekreasyon Programlarında Yer Alan Dersler Dersler Uygulamalı Spor Teorik Spor Teorik Alan Bilgisi University of Manchester University College Birmingham Nottingham Trent University Toplam Yüzde % Yok Yok 5 5 7,24 3 17 5 25 36,23 11 5 2 18 26,08 15 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 Uygulamalı Alan Bilgisi Genel Kültür Sağlık Staj 4 Yok Yok 4 5,79 11 Yok 1 2 1 1 Yok 1 Yok 13 2 2 69 18,84 2,89 2,89 100 TARTIŞMA, SONUÇ VE ÖNERİLER İnsan hayatı dinamik bir yapıda olduğu gibi değişken özelliklerde göstermekle birlikte insan ihtiyaçları sürekli olarak hareket halinde olduğu ifade edilebilmektedir. Bu noktadan hareketle rekreasyonun yeni istihdam alanları ve yeni beklentilerin ortaya çıkmasını sağlamaktadır. Bu durumla doğru orantılı olarak yeni iş alanları ve yeni beklentileri karşılayabilecek nitelikli elemana ihtiyaç artmakta ve rekreasyon eğitimi gündeme gelmektedir. Kapsamlı ve karmaşık bir yapıda olan rekreasyon öncelikle, sektörel anlamda ilgili yönetimleri çok iyi bir koordinasyona zorlarken; konu ile ilgili eğitimi ise örgün ve yaygın boyuttaki katkısı yönüyle yeniden düzenlemeye zorlamaktadır. Bu kapsamda rekreasyon alanındaki eğitim kurumlarının doğru yapılandırılması, başta sektörün beklediği doğru ya da nitelikli elemanı karşılaması ve akademik anlamdaki katkıların arttırılması yanında, toplumun yaşam kalitesini arttırmaya yönelik destek olacak nitelikli personelin yetişmesini de kolaylaştıracağı düşünülmektedir (Kozak, 2017). Çalışmada rekreasyon eğitiminin etkin ve yoğun bir şekilde gerçekleştirilen ülkeler seçilmeye çalışılmıştır. Bu ülkeler; Amerika Birleşik Devleri, Kanada, İngiltere olarak belirlenmiştir. Bu çalışma kapsamında Amerika Birleşik Devletleri’ndeki üniversitelerin, rekreasyon bölümlerinin öğretim programlarında yer alan dersler incelenmiştir. Araştırma bulgularına göre, Amerika’daki rekreasyon eğitimi bölümlerinde rekreasyon eğitimi; kinezyoloji, etkinlik yönetimi, turizm, etkinlik ve rekreasyon yönetimi, sanat ve spor yönetimi, rekreasyon ve spor yönetimi, beden eğitimi, sanat ve eğlence yönetimi, spor ve etkinlik yönetimi, sağlık ve fitness yönetimi, spor, spor yönetimi, park ve turizm, rekreasyon ve park yönetimi, rekreasyon yönetimi, spor ve fitness, rekreasyon ve turizm yönetimi, rekreasyon ve ağırlama yönetimi ve rekreasyon terapisi gibi bölümler ile birlikte verilmektedir. Kanada’daki rekreasyon eğitimi bölümlerinde, rekreasyon eğitimi, dinlence hizmetleri) spor yönetimi, rekreasyon terapisi ve spa yönetimi gibi bölümler öne çıkmakta ve bu bölümler ile birlikte eğitim verildiği görülmektedir. İngiltere’deki rekreasyon eğitimi bölümlerinde, rekreasyon eğitimi, spor yönetimi, spor geliştirme ve koçluk ve spor ve boş zaman yönetimi gibi bölümler ile birlikte verilmektedir. Araştırma bulgularında görüldüğü üzere rekreasyon eğitimi, bulunduğu ülkenin ihtiyaçlarına göre 16 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 şekillenmektedir. Amerika Birleşik Devletleri’nde park ve spor yöneticiliği üzerine yoğunlaşırken, Kanada’da dinlence hizmetleri ile spor yönetimi üzerinde yoğunlaşmıştır. İngiltere’de futbol kültürünün bir yansıması olarak genellikle spor yönetimi ve koçluk üzerinde yoğunlaşma olduğu görülmektedir. Araştırılan ülkelerde görüldüğü gibi ülke ihtiyaçlarına göre rekreasyon çatısı altında özel uzmanlık gerektiren alanların belirlenip eksik iş gücünün eğitilmesi ve bu alanlardaki açığın giderilmesini sağlayarak, rekreasyon alanının uzman kişiler tarafından yönetilmesi sağlanacak ve bunun sonucu olarak rekreasyon işletmelerinde yönetimsel anlamda başarı oranının artacağı düşünülmektedir. Korkutata’nın Amerika Birleşik Devletleri’nde rekreasyon ile ilgili bölümlerin içeriğinin karşılaştırmış olduğu araştırmasında genellikle beden eğitimi ve sağlık ile ilgili bölümlerin yer aldığı görülmektedir (Korkutata, 2017). Kanada’da dinlence hizmetleri ve spor yönetimi ağırlıklı olduğu görülmektedir. İngiltere’de ise, spor yönetiminin öne çıktığı görülmektedir. Bu durumda dünyada rekreasyon eğitimi açısında önde gelen ülkelere bakıldığında, spor ile ilgili bölümlerin ağırlıkta olduğu görülmekle birlikte rekreatif alanlar, parklar ve rekreasyon ile direkt bağlantılı bölümler olduğu da tespit edilmiştir. Bu kapsamda rekreasyon bölümünün multidispliner bir yapıda olduğu söylenebilir. Korkutata’nın (2017), Amerika Birleşik Devletleri’nde rekreasyon ile ilgili bölümlerin çoğunlukla uygulamalı olduğu tespit etmiş ve ilgili eğitim programının yeterli olmadığı ifade etmektedir. Dünyada rekreasyon eğitimi açısında önde gelen ülkelerde rekreasyon eğitimi veren üniversitelerin programlarında yer alan ders türleri incelendiğinde genellikle teorik bilgi üzerine inşa edildiğini görmekteyiz. Müfredatta uygulamalı dersler olmasına karşın teorik spor ve teorik alan bilgisi derslerinin gerisinde kaldığı ifade edilebilir. Bu bağlamda teoriye paralel olarak uygulamanın arttırılması eğitimde niteliği arttıracağı düşünülmektedir. KAYNAKÇA Akten M., Akten S. (2011). Rekreasyon Potansiyellerinin Belirlenmesine Yönelik Bir Model Yaklaşımı: Gülez Yöntemi. I. Ulusal Sarıgöl İlçesi ve Değerleri Sempozyumu. Sarıgöl/Manisa. Cavallo, D. (1981). Muscles and morals: Organized playgrounds and urban reform, 1880-1920. University of Pennsylvania Press. Demirel Ö. (2013). Eğitimde program geliştirime kuramdan uygulamaya. Ankara. Pegem Akademi. Dickason, J. G. (1983). The origin of the playground: The role of the Boston women's clubs, 1885– 1890. Leisure Sciences, 6(1), 83-98. Frost, J. L. (2010). A history of children's play and play environments: Toward a contemporary childsaving movement. New York. Gajic, T., Grzinic, J. (2010). “Tourism as an Obligatory Segment of Modern Society Culture”, Management of International Business and Economics Systems Conference, s.573-587 17 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 Godbey, G. C., Caldwell, L. L., Floyd, M., & Payne, L. L. (2005). Contributions of leisure studies and recreation and park management research to the active living agenda. American journal of preventive medicine, 28(2), 150-158. Kılıç, G., Bayraktaroğlu, E. (2012). “Lisans Düzeyinde Turizm Eğitimi ve Fakülte Bünyesinde Örgütleniş Biçimine Yönelik Bir Değerlendirme”, Turizm Eğitimi Konferansı, Ankara, 17‐19 Ekim 2012, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, Ankara, ss. 189‐198. Kızanlıklı, M. (2014). Türkiye’deki yükseköğretim kurumlarında rekreasyon eğitiminin yapısı. International Journal of Sport Culture and Science, 2(1), 46-60. Korkutata, A. (2017). Amerika ve Türkiye’de Rekreasyon Öğretim Programlarının Karşılaştırılması. Sakarya University Journal of Education, 7(3), 515-524. McComb, D. (2008). Spare Time in Texas : Recreation and History in the Lone Star State. USA: University of Texas Press. McLean, D. D., Hurd, A. R. (2015). Recreation and leisure in modern society. Jones And Bartlett Learning. Mclean, D.D., Hurd, A.R. (2012). Kraus’ Recreation And Leisure İn Modern Society. 9. Edition. USA: Jones And Bartlett Publishers. Siedentop, D. (2009). Introduction to Physical Education, Fitness, and Sport. New York: McGraw-Hill. Turkay, O. ve Korkutata, A. (2011). Türkiye’deki Rekreasyon Eğitiminin Yapılanması: Besyo ve Turizm İşletmeciliği Açılarının Karşılaştırılması Üzerine Bir Araştırma. X. Geleneksel Turizm Panelinde sunulan bildiri, Sakarya Üniversitesi, Sakarya, s.105-115. Varol, F., Köseoğlu, A., ve Kuzu, Ö. H. (2019). Turizm Fakülteleri’nin Rekreasyon Eğitimi Üzerine Bir Araştırma, Uluslararası Tarih ve Sosyal Araştırmalar Dergisi, 21.197-221. Zorba, E., Cerit, E., Gümüşdağ, H., & Evli, M. (2013). Rekreasyon bölümlerinin tercih edilme nedenleri ve bölüm öğrencilerinin beklentilerinin araştırılması. Uluslararası Hakemli Akademik Spor Sağlık ve Tıp Bilimleri Dergisi, 8(3), 1-15. İnternet Kaynakları Kozak, M. (2017). Rekreasyon eğitimi üzerine. Turizm gazetesi, Köşe url:https://turizmgazetesi.com/article.aspx?id=83750 (Erişim Tarihi: 15.03.2020). yazısı. ATIF: Ormankıran, Y. (2020). Dünyada Rekreasyon Eğitimi. Betül Bayazıt, Ercan Karaçar, Ozan Yılmaz (Ed.), Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3.Cilt içinde (ss. 8-18). Konya, Çizgi Kitabevi Yayınları 18 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 BÖLÜM 2 REKREASYON VE MOTİVASYON Mihraç KÖROĞLU Dr. Öğretim Üyesi, Batman Üniversitesi, [email protected] ATIF: Köroğlu, M. (2020). Rekreasyon ve Motivasyon. Betül Bayazıt, Ercan Karaçar, Ozan Yılmaz (Ed.), Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3.Cilt içinde (ss. 20-35). Konya, Çizgi Kitabevi Yayınları. 2.BÖLÜM REKREASYON VE MOTİVASYON Mihraç KÖROĞLU Dr. Öğretim Üyesi, Batman Üniversitesi, [email protected] GİRİŞ Kişiler boş zamanlarını kaliteli olarak geçirirlerse mutlu olurlar, sağlıklı gelişirler ve belirli bir doyuma ulaşırlar. Boş zamanlarını "boş geçirmeyenler" başarılı insanlardır. Günümüz tüketim toplumlarında zaman bile pazarlanıyor. Ancak bir an gelecek ki yaratılmış olan zamanın kendisi de evren ile birlikte yok olacaktır. İşte gerçek “boş zaman” o yok olacak olan zamandır. O halde “isteğe bağlı zaman”ı iyi değerlendirmek gerekir. Yokluğundan önce varlığının değerini iyi bilmek gerekir. Bir şeyin en kötüsü yok olanıdır. Değerlendirilmeyen zaman kaybedilmiş yani yok olmuş zamandır (Yiğit, 2019). Rekreasyonda önemli kavramlardan biri de boş zamandır. Bir zorunluluk veya sorumluluk olmadan değerlendirilebilme imkânı boş zaman kavramı içinde yer alır (Shivers ve Delisle, 1997). Yorgun düşen insanın fiziksel gücünü tekrar elde etmesine olanak sağlayan dinlenme işlevini boş vakit yerine getirir. Boş zamanın istirahat etme işlevi kadar eğlenme ve bireyi özgür kılma işlevlerinin şuuruna ise diğer evrelerde ulaşılmıştır. Boş zaman ile serbest zaman ile birbirine karıştırılmamalıdır. Serbest zaman (free time) ve boş zaman (leisure) birbirinden farklı iki kavramdır. Serbest zaman, çalışma zamanı ve temel ihtiyaçlarımızı elde ettiğimiz vaktin dışında kalan zamandır. Bireyin tamamen kendi isteği ile bağımsız olarak harcadığı zaman ise boş zamandır (Sevim ve Özer, 2013). Boş zaman (leisure time), “serbest zaman” olarak adlandırılmaktadır. Boş zaman sözcüğünün kökeni Latince ’delicere ‘izin’dir. İş ve gerekli kişisel etkinlikler dışında geçirilen zaman boş zaman dilimidir. Bir başka deyişle uyku, yemek ve öz bakım, mesai yapma, ödev yapma, okula gitme ve ev işleri gibi zorunlu etkinlerin öncesi veya sonrasında dinlenmeye ayrılan zamandır. Boş zaman isteğe bağlı bir zaman dilimi olup birey için dolu olmayan bir zaman dilimidir ve sınırsız değildir. İnsan için zorunlu ve temel gereksinimlerin dışında kalan çok değerli anlardır. Bu nedenle planlı olarak geliştirilmiş tekniklerle değerlendirilmesi gerekir (Başarangil, 2014). Çalışma yaşamın bütün zorunluluklarını yerine getiren, kendi isteklerini karşılayabilecek işe gelire sahip olan, üretim ile tüketim arasındaki eşitliği sağlayabilmiş, adaleti ve eşitliği topluma dengeli bir biçimde dağıtan ülkelerde ‘boş zaman’ modern toplumlarda mükafat olarak görülmektedir. Boş zaman gelişmiş ve gelişmekte olan toplumlarda boş zamanı olmasına rağmen 20 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 nasıl değerlendiremeyeceği bilemeyen işsizler, emekliler için ödül olarak değerlendirilirken hasta ve tutuklular için ödül olarak görülen bu kavram yerini ‘ceza’ ya bırakabilmektedir (Karaküçük, Akgül, 2016). Torkildsen (2012), “boş zaman” çalışma alanındaki tanımlamaların yedi temel boyutta incelenebileceğini belirtmektedirler. Bunlar;  Zaman olarak boş zaman  Etkinlik olarak boş zaman  ‘An’ olarak boş zaman  Bütünsel bir kavram olarak boş zaman  Rekreasyon olarak boş zaman  Boş zaman ve çalışma ilişkileri  Bir yaşam biçimi olarak boş zaman Zaman olarak boş zaman: Zaman olarak boş zaman kavram boyutu incelendiğinde birçok değişik tanım olduğu görülmektedir. Bazı bilim insanları, boş zaman kavramını, birisinin para için çalışmadığı zaman olarak tanımlarken, diğerleri bilim insanları ise boş zaman kavramını işgal edilmeyen zaman olarak tanımlamaktadır. Boş zaman, nasıl kullanılacağı veya geçmesine izin verileceği durumlar dışında, objektif bir şekilde sınırlandırılması biraz güçtür. Etkinlik olarak boş zaman: Yapılan etkinliğe göre boş zaman kavramı anlam kazanmaktadır. Profesyonel bir voleybol oyuncusu voleybol antrenmanına çıkarken iş zamanı içindeyken, aynı aktiviteyi arkadaşları ile eğlence amaçlı yapması boş zaman kavramı içinde değerlendirilebilir. Dumazedier (1967: akt: Torilksen 2012), ‘yarı boş zaman’ kavramını etkinlik olarak boş zaman kavramının içinde; yapılmak zorunda olunan etkinliğin aynı zamanda kişiyi tatmin etmesi şeklinde tanımlamaktadır. Örneğin, bireyin evde ütü yaparken müzik dinlemesi. ‘An’ olarak boş zaman: Boş zaman kavramını zihnin boş olma hali olarak tanımlanmaktadır. Tek temel kriter içermektedir oda algılanan zamanın zihinde özgür olma halidir. Kısıtlama veya zorlama olmadan serbestçe gerçekleştirilen herhangi bir an, boş zaman sayılabilir. Bütünsel bir kavram olarak boş zaman: Bu boyutta bireyin günlük yaşamın rutinliğinden kurtulması, kendini geliştirmesi, yeni yaşam tarzı elde etmesi gibi mutluluğu yakalayacağı şeylerin bütünsel olarak değerlendirilmesidir. Burada birey değişimi yaşamaktadır. Yapılan etkinliğin zaman dilimi veya hangi etkinliği yaptığı değil tüm yaşamında mutluluğu yaşaması baz alınmaktadır. Örneğin, birey kendini işi için geliştirirken aynı zamanda mutluluğu yakalayabilmesi. 21 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 Rekreasyon olarak boş zaman: Rekreasyon olarak boş zaman boyutunda birey rahatlamak ve tatmin olmak durumundadır. Rekreasyon deneyimine bakıldığında, ne olursa olsun, etkinlik veya durum ne olursa olsun birey yenilenme imkânı bulur. Birey fiziki, bedensel, ruhsal ve zihinsel olarak yenilmesi durumunda rekreasyon kişi için bir eğlence olur. Boş zaman ve çalışma ilişkileri: Çalışma boş zaman kavramının tam tersi olarak görülmektedir. Bir kişinin rekreasyon olarak değerlendirdiği aktivite başkası için iş olarak görülebilmektedir. Bunun yanında boş zaman, geleneksel olarak, bağımlılıklardan özgürlük olarak düşünülür, oysaki birçok boş zaman aktivitesi önemli bir taahhüt gerektirir. İşsiz bireyler ise, seçimle değil, zorla boş zamana sahip olmuşlardır. Bir yaşam biçimi olarak boş zaman: Bu boyutta boş zaman kavramı meta olmaktan uzak olduğu ve zihnindeki özgürlüğü olmadığı düşünülür. Yapmak istenilen hiçbir şey yapılamayacağını bireye sunulan seçeneklerden oluştuğu savunulmaktadır. Birey boş zamanı, kişinin kültüründeki dış zorlayıcı güçlerden göreceli olarak özgürce yaşayabileceği yaşam tarzı olarak nitelendirilir. Boş zamanları değerlendirme etkinlikleri içeriklerine ve yapıldığı mekânlara göre çok çeşitlidir. Bu etkinliklerden hangisinin tercih edileceği kişinin yapısına, cinsiyetine, eğitimine, sahip olduğu olanaklara ve yeteneklerine bağlıdır (Nimet, 2007). Karaküçük, (2005) ve Başaran, (2003) kişisel ve toplumsal yönden ele alarak rekreasyon ihtiyacını açıklamıştır; a. Kişisel yönden;  İnsanlara fiziki sağlık gelişimi sağlar,  Bireylere sağlıklı bir ruh yapısı sağlar, - Sosyal yönde insan gelişimini sağlar,  Bireylerin beceri ve yeteneklerini gelişmesini sağlar,  Bireylerin yaratıcı yönlerini geliştirir  Bireylerin çalışma başarısını artmasını ve iş veriminin artmasını sağlar,  Ekonomik hareketi geliştirir. b. Toplumsal yönden;  Toplumda dayanışma ve bütünleşmenin gelişmesini sağlar  Demokratik bir toplumun oluşmasına katkı verir (Karaküçük, 2005; Başaran, 2003). 22 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 Bireylerin yenilenmesi için yaratıcı ve kültürel faaliyetlere katılması, kişilerin arzularının açığa çıkarılması, kişinin kendisini tatmin ya da eğlence için yaptığı faaliyetler rekreasyondur (İlhan ve Balcı, 2006). Rekreasyonel aktiviteler bireyde; arkadaşlık kurma, macera, yeni deneyimler, başarı duygusu, yaratma zevki, fiziksel dayanıklılık, hizmet duygusu, güzellikten hoşlanma, zihinsel güçleri kullanma, duygusal deneyim ve dinlenme gibi doyumlar oluşturma amacı gütmektedir (Tezcan, 1994). Rekreasyon Kavramı İnsanlar çeşitli büyüklük ve zamanlarda ortaya çıkan boş zamanlarında uzaklaşmak, dinlenmek, hava değişimi, gezme-görme, sağlık, beraber olma, heyecan duyma, farklı yaşantılar elde etme gibi pek çok amaçla, ev dışında veya ev içinde, açık veya kapalı alanlarda ya da pasif-aktif şekillerde, kent içinde veya kırsal alanlarda etkinliklere katılmaktadırlar. Boş zamanlarında insanların yaptıkları etkinlikler rekreasyonu ifade eder. Rekreasyon insanın çalışma saatleri dışındaki boş zamanında katıldığı faaliyetlerdir. Çok çeşitli olan bu aktiviteler günlük, hafta sonları, yıllık izinler ve tatiller ile emeklilik gibi zamanlarda yapılan çeşitliliği olan aktivitelerdir. Aktiviteler, insanların ayrı ayrı amaç ve istekleri doğrultusunda anlam kazanır. Rekreasyonun kesin bir tanımı bu özellikten dolayı zordur. Ancak, geniş bir perspektiften ve çeşitli yaklaşımlarla bazı tanımları yapılmıştır (Karaküçük, 1999). İnsanların serbest zamanlarında, eğlence, dinlence amaçlı tatmin motivasyonları ile gönüllü katıldıkları faaliyetlere genel anlamda rekreasyon denilebilir. (Kırıkoğlu, 2004). AthleticInstitute’ye göre rekreasyon; kişilerin serbest zaman aktivitelerine gönüllü olarak katılması ve bunun sonucundaki motivasyonu ve memnuniyetidir (Özbey ve Çelebi, 2003). Daha kapsamlı bir şekilde rekreasyon şöyle açıklanabilir rekreasyon; insanın, yoğun çalışma yükü, rutin hayat tarzı veya olumsuz çevresel etkilerden tehlikeye giren veya olumsuz etkilenen bedensel ve ruhsal sağlığını tekrar ede etmek, korumak veya devam ettirmek aynı zamanda zevk ve haz almak amacıyla, kişisel doyum sağlayacak, tamamen çalışma ve zorunlu ihtiyaçlar için ayrılan zaman dışında kalan bağımsız ve bağlantısız boş zaman içinde, isteğe bağlı ve gönüllü olarak ferdi veya grup içinde, seçerek yaptığı etkinliklere rekreasyon denir (Karaküçük, 1999). Rekreasyon şu temel tanımlarla da kullanılmaktadır.  Boş zamanda yapılır, kesinlikle bir iş değildir.  Kişi tamamen gönüllü ve kendi isteğiyle etkinliklerde bulunur.  Faaliyetler kişiyi mutlu eder ve zevk verir ve neşelendirir. 23 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3  Kişisel ve toplumsal yarar sağlar.  Toplumsal değerlere aykırı değildir ve hayati önem taşımaz (Karaküçük, 2005). Rekreasyonun Özellikleri Karaküçük (1999)’e Rekreasyon’un özellikleri şu şekilde sıralanabilir göre;  Faaliyetler gönüllü seçilmelidir.  Kişilere özgürlük hissi vermelidir.  Faaliyetlerde devam ve katılım etme zorunluluğu bulunmamalıdır.  Serbest zamanda yapılmalıdır.  Herkesin faaliyetlere katılmalarına imkan verir.  Faaliyetlere katılıp katılmama kişinin kendisine bırakılmalıdır.  Faaliyetler, her türlü alanda ve her türlü iklim şartlarında uygulanabilmektedir.  Rekreasyon bir faaliyeti gerektirir.  Rekreasyon çok çeşitli faaliyetleri içerir.  Rekreasyon neşe ve haz veren bir faaliyettir.  Rekreasyonel faaliyetler evrensel olarak uygulanmaktadır.  Rekreasyon, kişinin kendini ifade edebilme ve yaratıcı olabilmesine imkan sağlayıcı faaliyetler içermelidir.  Kişiye göre amacı vardır.  Faaliyetlerin katılımcıya kişisel ve toplumsal fayda sağlaması gerekir.  Rekreasyon, toplumun değer yapısıyla ters olmamalıdır.  Rekreasyon yapanlar, başka faaliyet alanlarına da ilgi duyarlar.  Rekreasyon eylemi, planlı ya da plansız, beceri sahibi kişilerle ya da organize veya organize olmamış mekanlarda da yapılabilir. Rekreasyonun Sınıflandırılması Rekreasyon, bir sınıflandırmada 13 kategoriye ayrılmıştır (Leither, 2004). 1. Temel Eğlence: Bireyin sosyal katılım olmadan spor karşılaşmalarını izlemesi, film seyretmesi gibi etkinliklerdir. 2. Mental Etkinlik: Yaygın olan okuma ve yazma etkinlikleri örnek olarak verilebilir. 3. Spor: Sportif etkinlikleri kapsar. 24 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 4. Müzik: Müzik dinlemek, söylemek ve bestelemek bu gruba dahildir. 5. Sanat: Örnek olarak yağlı boya, heykelcilik gibi etkinlikler verilebilir. 6. Dans: Dans izlemek ya da dans etmek bu gruba dahildir. 7. Hobi: Bu kategori oldukça yaygındır. Koleksiyon yapma, el sanatlarını bu kategoridedir. 8. Oyun: Çocuk oyunlarını da kapsayan birçok oyunu ve yarışma amaçlı olmayan oyunlardır. 9. Rahatlama: Masaj ve sauna bu kategoriye örnek gösterilebilir. 10. Sosyal Etkinlik: Aile toplantıları, partiler gibi sosyal etkinlikler örnektir. 11. Yardım (Hayır) Hizmetleri: Bu kategori gönüllü hizmetleriyle idare edilen işleri ve organizasyonları kapsamaktadır. 12. Doğa Etkinlikleri / Outdoor Rekreasyonu: Doğal kaynaklara yönelik yapılan etkinlikleri kapsamaktadır. 13. Seyahat ve Turizm: En geniş alanıkapsar. Diğer etkinliklerin tamamı, seyahat için katıldığımız bir tur tarafından verilebilir. Karaküçük (2005) ise rekreasyon faaliyetlerini, üç boyutta ele alarak bir sınıflandırma yapmış ve şu şekilde açıklamıştır; Amaçlarına göre;  Fiziksel ve ruhsal dinlenmek amaçlı,  Tarihi eser ve müze ziyaretleri gibi kültürel amaçlı,  Toplumsal ilişkiler kurmak veya geliştirmek amaçlı,  Seyirci olarak veya aktif spor yaparak sportif amaçlı,  Başka mekânlara seyahat ederek turizm amaçlı,  Sanatın birkaç veya tek bir dalıyla ilgilenerek sanatsal amaçlı. 25 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 Çeşitli kriterlere göre;  Genç, yaşlı gibi yaş faktörüne göre,  Bireysel, grup ve aile gibi katılanların sayısına göre,  Yaz, kış günlük ve ya haftalık gibi zaman göre,  Açık veya kapalı mekana göre,  Lüks, geleneksel, sıradan gibi sosyolojik içeriğe göre. Özel işlevlerine göre;  Para ile katıldığımız aktiviteler, ticari,  Bireylerin beraber yaptıkları aktiviteler, sosyal,  Uluslararası etkinliklere katılmak, uluslararası,  Sanat olaylarını izlemek veya ünlü müzik yapıtlarını dinlemek, estetik,  Açık veya kapalı alanlarda yapılan sportif aktiviteler, fiziksel,  Piknik, avcılık veya trekking vb. arazi ve su kullanımını içeren etkinlikler orman rekreasyonudur (Karaküçük, 2005). Rekreasyonun Yararları Rekreasyonun kişiye sağladığı yararları şöyle sayabiliriz (Önal, 2007): Serbest zaman değerlendirmesiyle insanların dinlenme ve eğlenme gereksinimi karşılanır. Karşılanarak onların hayata olan bağları güçlendirilir ve mutlu olurlar. Kişide sağlıklı bir kişilik geliştirmek, kişinin kendini ifade etme gereksinimi sayesinde karşılanır olur. Sağlıklı bir kişilik toplumun temel amaçlarından biridir. Yeni bir roman yazmak, resim yapmak gibi etkinlikler kişinin keşfetme ihtiyacına cevap verir. Arkadaşlık için macera ve yeni tecrübeler edinme arkadaşlık gereksinimini kapsar. İnsanların birlikte olma, arkadaşlık kurma, toplumsal ilişkiler ve işbirliği yapmaya yönelik gereksinimlerini karşılar. Takım oyunları özellikle birlik ruhunu geliştiren bir özelliğe sahiptir. Serbest zaman etkinlikleri insana motor gelişimi ve daha iyi koordinasyon için fiziksel sağlamlık fırsatı sağlar. Forum, münazara, tartışma grupları, satranç, doğa incelemeleri, yazı yazmak, beste yapmak, şarkı söylemek, briç oynamak teknikle beraber aynı zamanda bir zekâ işidir ve zihinsel güçleri kullanmayı sağlar. Grup 26 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 lideri grubun gelişmesi karşısında hizmetten doğan duygu yoluyla mutlu olur. Bir bahçıvanın yetiştirdiği çiçeklerin onu mutlu etmesi de bunun gibi bir şeydir. Heyecanlı ve sıkıntılı, güçlüklerle geçmiş bir günün sonunda hoşa giden bir rekreatif faaliyet (TV izlemek, kitap okumak, sinema, tiyatro, spor yapmak vb.) kişiyi dinlendirir. Dinlenme fiziksel ve ruhsal yönden olabilir. Rekreatif etkinlikler ve doğru bir rekreasyon eğitimi kişinin güzelliklerden hoşlanmayı öğrenmesini sağlar. Örneğin manzaranın güzelliği, bahçeler, el sanatları, şiir, güzel bir mimari eserden etkilenme gibi. Bahsedilen faydaları insanlara kazandıran birçok araştırma bulunmaktadır. Örneğin; Yiğiter ve Hardee (2017) kadın üniversite öğrencilerinin depresyon düzeylerini düşürmek ve benlik saygılarını artırmak amacıyla bir tenis eğitim programı tasarladıkları araştırmalarında, öğrencilerin benlik saygılarının yükseldiği ve depresyon düzeylerinin anlamlı şekilde düştüğü gözlemlenmiştir. Depresyon düzeyindeki azalmayı tenis sporunun konsantre olma, sabırlı olma, strese direnç gösterme, kazanma ve kaybetmeyi öğrenme, hedef belirleyebilme, kendini tanıma ve kuralara uyma gibi özellikleri sağlamış olabilir. Rekreasyonel aktiviteler sadece ruhsal değil aynı zamanda fiziksel aktivite içeren rekreasyonel faaliyetler yapıldığında fiziksel olarak da insana kazanımları bulunmaktadır. Aynı şekilde benlik saygısının yükselmesi ise denge, hız, çeviklik, dayanıklılık, zinde bir beden kazandırması aynı zamanda kilo kaybına da sebep olması gibi özellikleri ile sağlanmış olabilir. Yiğiter (2015) zengin içeriğe sahip yaz kampının sosyal antropometrik gelişim üzerine etkilerini incelediği araştırmada, yaz kampına aktivitelerine (ingilizce eğitimi, drama, deneysel kimya, tenis, yüzme, resim ve müzik aktiviteleri) katılan çocukların sosyal antropometrik becerilerinin geliştiğini gözlemlemiştir. Araştırma sonucunda çocukların diyalog kurma, düşüncelerini paylaşma ve arkadaşlık ilişkilerinin geliştiği gözlemlenmiştir. Burada grup olarak yapılan aktivitelerin çocukların sosyal ilişkilerini geliştirdiği söylenebilir. Yiğiter (2014) yaptığı bir araştırmasında düzenli egzersizlerleinsanların benlik saygısını yükseltmeyi ve bu yolla umutsuzluk düzeylerini düşürmeyi amaçlamıştır. Yaptığı araştırma sonucunda egzersizlere düzenli olarak katılan insanların umutsuzluk düzeylerinin düştüğü ve benlik saygılarının yükseldiği gözlemlenmiştir. İnsanların bir şeyi başarma, tamamlama, bir sorunun üstesinden gelme, bir gruba ait hissetme gibi özelliklerini harekete geçiren aktiviteler ruh halinde ciddi değişim sağlayabiliyor. Motivasyon Latince “movere” sözcüğünden türetilmiş olan “motivasyon”; harekete geçmek, teşvik etmek, hareket etmek anlamlarına gelmektedir. Dilimize Fransızca ve İngilizcede kullanılan “motive” sözcüğünden geçen bu kavram, Türkçede güdü ve harekete geçmek anlamlarında kullanılmaktadır (Eren, 1998). Bireylerin kendi arzu ve istekleri doğrultusunda belirli bir amacı gerçekleştirmek için çeşitli davranışlar sergilemelerini ifade eden “motivasyon”, kişilerin çevrelerinden ya da 27 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 kendilerinden kaynaklanan ve onları istenen ve beklenen doğrultuda davranmalarına ve hareket etmelerine teşvik eden birtakım güdü ve güdüler topluluğudur. Motivasyon bir süreçtir ve bireyin ve örgütün ihtiyaçlarını karşılama adına bir ortam oluşturulması ve bu doğrultuda bireyin harekete geçmesi için etkilenmesini ve teşvik edilmesini içermektedir (Küçükahmet,2000) . Kısaca güdülerin etkisi doğrultusunda bireyin harekete geçmesi ve istekleri gerçekleştirme sürecidir. İnsan davranışını tetikleme, bu davranışı yönlendirme ve sürdürme faaliyetleri motivasyon kavramının temelini oluşturmaktadır. İnsan davranışlarını tetikleyen üç temel faktör bulunmaktadır. Bunlardan ilki; insanda var olan ve onu çeşitli şekillerde davranmaya yönlendiren güdüler ve bunları harekete geçiren çevresel faktörlere yöneliktir. İkinci faktör belirli bir hedefe yönelmeye yönelik, üçüncü faktör ise bireyin bu iki faktör doğrultusunda davranışlarını sürdürmesi veya sürdürmemesine yöneliktir. Çalışan bir bireyin analizi ve anlaşılması noktasında bu üç faktör anahtar işlevi görmektedir (Fidan, 1997). Bir başka ifadeyle motivasyon; bireyi çalışmak için isteklendirmek, harekete geçirmek ve çalışmaya sevk etmektir (Sercan,2010). Motivasyon tüm bu tanımlamalar doğrultusunda bireyin ihtiyaçlarını, beklentilerini, eylemlerini, hedeflerini ve tüm bunlara yönelik geri dönütleri içeren uzun soluklu bir süreçtir (Şimşek, 2011) . Birçok faktör insanın motivasyonuna etki etmektedir. Bireyin toplum içinde yer edinmesi ve varlığını sürdürebilmesi için psiko-sosyal ve fizyolojik ihtiyaçlarını karşılaması gerekmektedir (UtaşAkhan,2004). Bu ihtiyaçlar bireyin yetiştiği sosyal ortama, psikolojik ve fizyolojik ihtiyaçlarına, çalışma ortamına ve yaptığı işin niteliğine göre farklılıklar gösterebilmektedir. Birey bu ihtiyaçlar içerisinde bir kısmını sürekli tatmin etmek durumundadır (Recepoğlu, 2013). Bireylerin gereksinimlerini karşılayabilmek için kişisel, bilişsel, sosyal ve kültürel etmenlerin etkisiyle bireyi davranışa iten ve doğuştan getirilen motivasyon; içsel ve dışsal motivasyon olarak iki başlık altında ele alınmaktadır. Dışsal motivasyon, bireyin bir davranışı istenilen şekilde gerçekleştirilmesi için ödül, ceza, baskı, takdir edilme, sevilme, kabul görme gibi dışardan gelen uyarıcılarla motive edilerek gereksinimleri yönünde bireyleri davranışa yöneltmektedir. İçsel motivasyon ise bireyin gereksinimlerinden kaynaklanan ve bireyi gereksinimleri doğrultusunda davranışları gerçekleştirmeye yönlendiren motivasyondur. Bireylerin gereksinimlerini karşılamak adına geliştirdiği merakları, ilgileri, öğrenme gereksinimleri ve kendini geliştirme duyguları içsel motivasyonun kaynağıdır. İçsel motivasyonda önemli olan bireyin kendi istekleri doğrultusunda, dışsal bir uyarıcının etkisi altında kalmadan eyleme geçmesidir (Ergün, 2012; Tuzcuoğlu, 2014). 28 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 Motivasyon İle İlgili Genel Kuramlar Maslow'un İhtiyaçlar Hiyerarşisi Kuramı Bu yaklaşımda iki ana varsayım bulunmaktadır. Bu varsayımların ilki; bireylerin sergilemiş oldukları davranışların tamamı mevcut ihtiyaçlarını gidermeye yöneliktir. Dolayısıyla yapılan davranışlar ihtiyaçlardan etkilenmektedir. İkincisi ise ihtiyaçlar arasında bir hiyerarşi olması yani ihtiyaçların sırasıdır. Buna göre kişi alt sırada yer alan bir ihtiyacı gidermeden, üst sırada yer alan bir ihtiyaç için harekete geçmemektedir. Karnı aç olan bir bireyin bu ihtiyacını gidermeden sosyalleşme ihtiyacı hissetmesi düşünülemez. Bununla birlikte alt sıradan giderilen bir ihtiyaç üst sıradakileri de tetiklemektedir (Koçel, 2010). Şekil 1. Maslow'un ihtiyaçlar piramidi Piramidin en alt tabanında fiziksel ihtiyaçlar yer almaktadır. Bu fiziksel ihtiyaçlara yiyecek, içecek, barınma, dinlenme gibi gereksinimler yer alır. İkinci basamakta ise güvenlik ihtiyaçları yer alır. Bu güvenlik ihtiyacı güvenli bir ortamda çatışmalardan ve karışıklıktan uzak yaşama istekleridir. Ait olma ve sevgi ihtiyacı basamağında aitlik ve sevgi tabanlı olup sosyal ihtiyaçlar; sevgi, sevilme ve bir yerlere ait olma ihtiyacıdır. Değer ihtiyacı basamağı bi başarma, takdir edilme ve saygı görme bir ihtiyacıdır. En üst basamak kendini gerçekleştirme olup kişinin kendini gerçekleştirmesi ve bireyin kendi kapasitesinin farkına varması ve başarının bununla birlikte elde edilmesi olarak belirtilmektedir (Cao ve diğ., 2012). Herzberg’in çift faktör kuramı (hijyen-motivasyon kuramı) Herzberg'in çift faktör teorisi çeşitli değer sistemleri içinde çalışanın, çalışma ortamından neler beklediği ve çalışanların neyin daha motive ettiğini, hangi çalışma koşullarının tatmin edici olmadığı ve işe karşı isteksizlik meydana getirdiğini belirlemeyi amaçlamıştır (Sabuncuoğlu ve Tüz, 29 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 1998). Herzberg 1959 yılında Maslow'un motivasyon teorisini geliştirmek üzere yapmış olduğu çalışmalarda diğer kuramlardan farklı olarak deneklerine onları çalışma hayatlarında mutsuz eden faktörleri ve daha çok çalışmaya itecek faktörleri sormuştur. Bu deney ile birlikte ilginç sonuçlar ortaya çıkmıştır. Çünkü işyerindeki bazı faktörlerin olmaması durumu mutsuzlukyaratırken mevcut olmaları durumunda ise ekstra bir doyum sağlamadıkları görülmüştür (Luthans, 1995). Herzberg'in içsel ve dışsal motivasyon faktörleri tanımlanacak olursa; İçsel faktörler ile çalışan kendi kendini motive edebilmekte ve doyuma ulaşabilmektedir. Bir görüşe göre “Bireyin kendini gerçekleştirme ihtiyacını karşıladığından, içsel faktörler olumlu ve yapıcı iş davranışlarına yol açma eğilimi göstermektedir” (Murat ve Çevik, 2008). Başka bir görüşe göre motive edici faktörler bir bireyin sorumluluk, tanınma, kendine güven ve takdir duygularının gelişmesine imkan sağlamaktadır (Türkel, 1999). Alderfer’in ERG kuramı Bu kuramda ihtiyaç üç kategoridir (Eren, 1996). 1. Varolma İhtiyacı: İnsanın fiziksel olarak hayatta kalması neslinin devam ettirmesi, bunun için her türlü tehlikeden uzak durup güvencede olmasıdır. 2. İlişkisel İhtiyaçlar: İnsanın başka insanlarla hem çalışma ortamında ve hem de diğer sosyal yaşamda iyi ilişkiler kurmasını devam ettirmesine ilişkindir. 3. Gelişme ve Büyüme İhtiyaçları: İnsanın beşeri potansiyelini geliştirmesi, bireysel gelişme ihtiyaçlarının destek olmasıyla ilişkindir. Bu teoriye göre ilk iki ihtiyacın giderilmesi üçüncü ihtiyaç olan “gelişme ihtiyaçları”nı daha da artırmaktadır. Her basamağın tatmin edilmesi artan bir biçimde soyuttur ve bireyi zor durumda bırakmaktadır. Dolayısıyla bazı bireyler basamaklar arası ilerlerken mantıksal bir gelişme izlerken, bazıları hayal kırıklığına uğramakta ve bunalıma girmektedirler. Gelişme gereksinimlerini karşılayamamaları durumunda bu kişiler, önceki basamaklardan birine dönmekte ve gayretlerini bu basamak üzerinde yoğunlaştırmaktadırlar(Can, 2001). McClelland’ın başarma ihtiyacı kuramı Bireyin hissettiği başarma duygusu, daha çok çalışma için önemli bir motivasyon kaynağıdır. McClelland’a göre bireyleri motive etmek için “başarı”, “güç” ve “gruba kabul” olmak üzere üç temel faktör vardır. Hangi kültür olursa olsun en önemli motivasyon kaynağı, başarı yani kazanma duygusudur. Kazancın ön plana çıkarıldığı motivasyon uygulamalarında, verimli olana ve daha çok 30 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 çalışana daha fazla kazanç sağlanırken, bu durum diğer çalışanları da motive etmiş ve hem üretimin hem de verimliliğin artmasını sağlamıştır(Hodgetts, 1997). McCleland’a göre bu üç güdü içerisinde bireyi ve toplumu ciddi oranda etkileyen başarı güdüsüdür. Kişiler yapmış oldukları işlerde başarılı olmayı ne oranda istiyor iseler benzer ölçüde de başarısızlıktan kaçmaktadırlar. Bu yaklaşıma göre başarılı olmak isteyenlerin ortak özellikleri şunlardır (Eren, 2012).  Kişiyi başarıya yönelten içsel ödül, yani başarının verdiği kişisel tatmindir.  Birey kişisel güven ve sorumluluk yüklenerek bir sorunu çözmekten hoşlanabilir.  Başarılı olmak isteyen birey çok güç ve başarısız olma olasılığı yüksek faaliyetler yerine orta ağırlıklı amaçlara yönelir. Başarılması çok kolay olan hedeflere de başarısına gölge düşürmesi olasılığına karşı yönelmeyecektir.  Birey başarısının değerlendirilmesine ile ilişkin olarak çevresinden, ilgili olduğu kişi ve kurumlardan elde edeceği geri dönüşler olmasını isterler. Burada ödül maddi veya manevi olabilir. Ödül, başarının ölçüsünü belirleme aracıdır. Vroom’un beklenti kuramı Vroom (1964), motivasyonda karar verme sürecine ait gözlemleri ortaya koymak amacıyla “Beklenti Teorisini” formüle etmiştir. Bu teoriye göre birey işinden memnun olduğunda tatmin olacak, işinden memnun olmazsa aynı davranışı göstermeyecektir(Taşdemir, 2013). Bu kuramda üç önemli faktör bulunmaktadır. Bunlar(Erbaşlar, 2015): 1. Valens; bireylerin ödül elde etme adına ortaya koyduğu arzu ve sergilediği çabanın derecesini ifade etmektedir. Bu derece bireyler arasında farklılık gösterebilmektedir. Öyle ki bazıları ödülün küçük olacağı düşüncesine kapılırken, bazıları ortada bir ödül olarak bile değerlendirmemekte, bazıları da yapacaklarını ancak büyük ödül karşılığında sergileyebileceğini düşünmektedir. Bu doğrultuda bireylerdeki valensin büyüklüğü isteklendirme ile doğrudan bağlantılıdır. 2. Bekleyiş; kişilerin çabalarının büyüklüğü ödülün büyüklüğüyle ilgilidir ve kişi ödül alacağını bildiği inançla hareket ederse, bu inanç kişiyi motive edecektir. 3. Araçsallık; birey sergilemiş olduğu bazı çabalar neticesinde bir ödüle ulaşırken, bu ödül bireyin ikinci bir amacını gerçekleştirmesini sağlamış ise bu durumda “araçsallık” gerçekleşmiş olmaktadır. Mesela gösterdiği başarı çerçevesinde kurumundan ikramiye alan bir çalışan bu 31 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 ikramiye ile hayalini kurduğu arabayı satın alması durumunda, başlangıçta amaç olan ikramiye ikinci durumda araç olmuştur. Locke’un amaç kuramı Bir ağacın köklerinin gelişimi, bir bitkinin su ve besin araması yaprakların güneşe dönmesi gibi hedefe yönelik bazı eylemler, yaşamsal olarak programlanmıştır. Hayvan ve insan vücudunda da yaşamı sürdürmek amacıyla iç dengeyi korumaya yönelik sistemler bulunur. İnsanlar ve hayvanlar hayatta kalabilmek için bilinç ve duyu organları gibi bir takım araçlara sahiptir. Algıladığı bilgiyi saklayıp böylece bilgi yoluyla deneyimlerinden fayda sağlayabilir. Benzer şekilde bilinçli hedefler geliştirilerek davranışlara rehberlik edilebilir. İnsanlar düşünebilir ve böylece iradeleriyle seçim yapabilir, kısa ve uzun vadeli hedeflerini belirleyebilirler. Doğal olarak başkalarının kendileri için belirledikleri benimseme konusunda da karar verebilir, yeterlilik düzeyleri farklı olduğundan hedefe ulaşma başarısı konusundaki deneyimlerine göre hedeflerini yükseltebilir veya düşürebilirler. Hedef belirleme kuramı; neden bazı kişilerin performansının diğerlerinden farklı olduğunu kişilerin performans hedeflerinin farklı oluşuyla açıklayan sade, kolay anlaşılır bir motivasyon kuramıdır. Kuramın ana ilkeleri;  Zor ve belirli hedeflerin, kolay ya da yapabileceğinin en iyisini yap biçimindeki belirsiz hedeflerden daha iyi düzeyde performansa neden olur  Hedefin zorluk seviyesi ile performans arasında doğrusal bir ilişki vardır.  Performans hakkında geribildirim, hedef belirlerken karara katılma, rekabet, övgü gibi değişkenler sadece bir ölçüde belirli, zor hedeflerin benimsenmesi davranışı üzerinde etkilidir. (Locke ve Latham, 2013; Latham, 2000). Adams’ın eşitlik kuramı Adams'ın eşitlik kuramında motivasyon kaynağı kişinin kendini bir akranı ile karşılaştırmasıdır. Kişinin davranışlarını gelecekte elde edeceği ödüller yönlendirir. Bu kuramda adalet veya adaletsizlik motivasyunun temelidir. Birey, aldığı ödülle için çabasını kendi durumunda olanlarla karşılaştırır. Kişi ne yaptığına ve karşılığında ne aldığına bakar. Eğer kişi, gösterdiği çabanın çıkarına oranının, benzer durumdaki kişinin çabasının çıkarına oranına eşit olduğunu düşünürse, adalet koşulunun karşılandığını düşünür. Bunun tersi durumda ise adaletsizlik yapıldığını düşünür. Kişi adaletsizlik olduğuna karar verirse; göstereceği çabanın düzeyini değiştirebilir (Şişman, 2012). 32 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 KAYNAKLAR Başaran, Z. (2003). Rekreasyon dersi ders notları. Kocaeli Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Rekreasyon Bölümü. Öğretim Üyesi. Kocaeli. Başarangil, İ. (2014). “Rekreasyon ve Animasyon Yönetimi Ders Notu”. personel.klu.edu.tr., (ET: 31.12.18), s. 1-130. Can H. A, Kavuncubaşı A.(2001). Şahin Kamu ve Özel Kesimde İnsan Kaynakları Yönetimi, Ankara: Siyasal Kitabevi. Cao, H, J Jiang, L. B. Oh, Li, H. X. Liao, and Z. Chen (2013). A Maslow'shierarchy of needsanalysis of socialnetworkingservicescontinuance. Journal of Service Management, 24(2), 170-190 Dumazedier, J. (1967). Toward a Society of Leisure. FreePress. New York: W.W.Norton. Erbaşlar G. (2015). Örgütsel Davranış. Nobel Yayın Evi. Ankara. Eren E. (1996). Yönetim Psikolojisi.Beta Basım Yayım. İstanbul. Eren, E (1998). Örgütsel Davranış ve Örgüt Psikolojisi. Beta Basım Yayım. İstanbul. Eren E. (2012). Örgütsel Davranış ve Yönetim Psikolojisi. Beta Basım Yayım.İstanbul. Ergün, M. (2012). Sınıfta motivasyon. E. Karip (Ed) içinde, Sınıf yönetimi (s. 135). Ankara: Pegem Akademi Fidan, N.(1997). Okulda Öğrenme ve Öğretme. İstanbul: Beta Basımevi. Gökmen H, Açıkalın A, Koyuncu N, Saydar Z. (1985). Yüksek Öğrenim Öğrencilerinin Serbest Zaman Etkinlikleri, Kendilerini Gerçekleştirme Düzeyleri, Ankara, Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı Gençlik Hizmetleri ve Faaliyetleri Dairesi Başkanlığı Yayınları. Gültekin E. (2008). Serbest Zaman Etkinlikleri İçinde Müzikli Etkinliklerin Yeri. Yüksek Lisans Tezi. Sakarya Üniversitesi. Sosyal Bilimler Enstitüsü, Sakarya, 19. Hodgetts MR. (1997). Yönetim Teori, Süreç ve Uygulama, İstanbul: Der Yayınları. İlhan, A., Balcı, V. (2006). Türkiye’ deki Üniversite Öğrencilerinin Rekreatif Etkinliklere Katılım Düzeylerinin Belirlenmesi. Spormetre Beden Eğitimi ve Spor Bilimleri Dergisi, 4(1), 11–18 Karaküçük, S. (1999). Rekreasyon: Boş Zamanları Değerlendirme. Bağırgan Yayınevi. 3. Baskı. Ankara. Karaküçük S.(2001). Rekreasyon Boş Zamanları Değerlendirme, 4.Baskı. Ankara, Gazi Kitabevi, 56– 57. Karaküçük S. (2005). Rekreasyon – Boş Zaman Değerlendirme, 5.Basım. Ankara, Gazi Kitapevi, 3-5989. Karaküçük, S., ve Akgül, B. M. (2016). EKOREKREASYON Rekreasyon ve Çevre. Ankara: Gazi Kitapevi. Kırıkoğlu, S. (2004). Doğa Eğitimi Programlarının Uygulama Boyutunda Planlama Sürecinin Rolü. Yüksek Lisans Tezi. Abant İzzet Baysal Üniversitesi. Sosyal Bilimler Enstitüsü. Koçel T. (2010). İşletme Yöneticiliği İstanbul: Beta Basım Yayın. 33 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 Küçükahmet, L. (2000). Sınıf Yönetiminde Yeni Yaklaşımlar. Ankara: Nobel Yayıncılık. Latham, G. P. (2000). MotivateEmployeePerformance Through GoalSetting. E. A.Locke (Dü.) içinde, TheBlackwellHandbook of Principles of OrganizationalBehaviour (s. 107-119). Malden: Blackwell. Leither MJ, Leitner SF. (2004). Leisure Enhancement, London, TheHaworthPress. Locke, E. A., ve Latham, G. (2013). GoalSettingTheory, 1990. G. L. E.A. Locke (Dü.), New Developments in GoalSettingandTaskPerformance (s. 3-15). NewYork: Routledge. Luthans, F. (1992). OrganizationalBehavior. (6. Basım). Usa: McGrawHill Publishing Company. Murat, G. ve Çevik, E.İ. (2008). İç paydaş olarak akademik personel memnuniyetini etkileyen faktörlerin analizi: Zonguldak kara elmas örneği, Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 4 (8), 1–18. Nimet, N. (2007). Rehabilitasyon merkezlerinde eğitim alan öğrenci ailelerinin rekreasyon aktivite tercihlerinin belirlenmesi. Bitirme Projesi. Kocaeli Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulu Rekreasyon Bölümü. Kocaeli. Özbey, S., Çelebi, M. (2003). Spor Bilimlerine Giriş. Bağırgan Yayınevi. Ankara. Recepoğlu E. (2013). Öğretmenlerin İş Motivasyonlarının Farklı Değişkenler Açısından İncelemesi. Kastamonu Eğitim Dergisi.; 21(2): 575-588. Sabuncuoğlu, Z. ve Tüz, M. (1998). Örgütsel Psikoloji. (3. Basım). İstanbul: Alfa Basın Yayın. Sercan H. (2010). Etkili Motivasyon Yöntemleri. İstanbul: Etap Yayınevi. Sevim, N. ve Alper Ö. (2013). “Eğlence Pazarlaması”, Anadolu Üniversitesi Yayını, Eskişehir, s.2780. Shıvers, J. S. ve DeLisle L. J. (1997). “TheStory of ConceptsandCurrentControversy”. Leeds, Human KineticsChampaign. Leisure: Context, Suiçmez H. (2000). Türkiye ve İngiltere’deki Sportif Rekreasyon Yöneticilerinin Karakteristik Özellikleri. Sağlık Bilimleri Enstitüsü. Doktora Tezi, Trabzon: Karadeniz Teknik Üniversitesi. Şimşek ŞM, Akgemci T, Çelik A. (2011). Davranış Bilimlerine Giriş ve Örgütlerde Davranış. Ankara: Gazi Kitabevi. Taşdemir S. (2013). Motivasyon Kuramına Genel Bir Bakış, Motivasyon Araştırmaları ve Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurum Ölçeğinde Bir Model Önerisi. Ankara İdari Uzmanlık Tezi Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu, 2013; 36-81 Tezcan, M. (1994). Boş Zamanların Değerlendirilmesi Sosyolojisi. Ankara: Atilla Kitabevi, 4. Baskı. Tunçel E. F. (1999). Ortaöğretim Kurumlarında Görev Yapan Öğretmenlerin Boş Zamanlarını Değerlendirme Alışkanlıklarında Sporun Yeri. Yüksek Lisans Tezi. Ege Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, İzmir. Tuzcuoğlu, S. (2014). Motivasyon (Güdülenme). A. Bakioğlu (Ed.) içinde, Eğitim psikolojisi (s. 299310). Ankara: Nobel. Utaş-Akhan L.(2004). Psikiyatri Kliniğinde Çalışan Hemşirelerin Motivasyon Düzeyleri., Marmara Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, 92 sayfa, İstanbul, (Yrd. Doç. Dr. Özlem Işıl). 34 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 Türkel, A. (1999). Globalleşen Dünyanın Lider Yöneticilerine. (1. Basım). İstanbul: Türkmen Kitabevi. Önal A. (2007). Ev Hanımlarının Rekreasyon Faaliyetlerine Katılımlarının Ve Beklentilerinin Tespiti. Sosyal Bilimler Enstitüsü, Beden Eğitimi ve Spor Anabilim Dalı. Yüksek Lisans Tezi, Sakarya: Sakarya Üniversitesi. Torkildsen, G. (2012). Leisure and recreation management. Routledge Yiğiter, K. &Hardee, James, T. (2017). Decreasing Depression by Improving Level of Self-esteem in a Tennis Training Program for Female University Students. ASEAN Journal of Psychiatry, (1), 18. Yiğiter, K. (2015). TheEffects of a SummerCamp on SocialAnthropologicalImprovement of the Kids in Turkey. Anthropologist, 19(1): 65-68. Yiğiter, K. (2014). TheEffects of Participation in RegularExercise on Self-EsteemandHopelessness of FemaleUniversityStudents. SocialBehaviorandPersonality: an internationaljournal, 42(8), 1233-1243.,Doi: 10.2224/sbp.2014.42.8.1233, (Kontrol No: 1121160). İnternet Kaynakları Şişman, M. (2010). Eğitim ve Okul Yönetimi (TEYÖ-601 http://www.gokhandokuyucu.com/yl/eoy.pdf erişim tarihi:10.05.2013 Yiğit, G. (2019). “Boş Zaman ve Rekreasyonun Tarihsel Gelişimi”, http://rekreatifhaber.com/turizm/bos-zaman-rekreasyonun-tarihsel-gelisimi, (ET: 16.01.19), s. 1. Karip, E.). ATIF: Köroğlu, M. (2020). Rekreasyon ve Motivasyon. Betül Bayazıt, Ercan Karaçar, Ozan Yılmaz (Ed.), Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3.Cilt içinde (ss. 20-35). Konya, Çizgi Kitabevi Yayınları. 35 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 BÖLÜM 3 REKREASYON VE PSİKOLOJİK ETKİLERİ Korkmaz YİĞİTER Doç. Dr., Düzce Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi, [email protected] ATIF: Yiğiter, K. (2020). Rekreasyon ve Psikolojik Etkileri. Betül Bayazıt, Ercan Karaçar, Ozan Yılmaz (Ed.), Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3.Cilt içinde (ss. 37-42). Konya, Çizgi Kitabevi Yayınları. 3.BÖLÜM REKREASYON VE PSİKOLOJİK ETKİLERİ Korkmaz YİĞİTER Doç. Dr., Düzce Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi, [email protected] GİRİŞ Rekreasyon yeniçağın getirdiği stresli yaşamdan uzaklaşmak için en önemli faktörlerden birisidir. Kişisel kaygılarımızdan kaynaklanan günlük, toplumsal ve iş gibi birçok farklı alanda yaşadığımız stres yaşam kalitemizi çok ciddi derecede negatif etkilemektedir. Bu olumsuz etki insanların planlarına, aile hayatına, iş hayatına, geleceğe umutla bakabilmesine o kadar yön vermektedir ki insanlar planladıkları her şeyi bu olumsuz etkinin gölgesinde yaşamak zorunda kalmaktadır. İş alanlarında artık stressiz iş diyebileceğimiz bir branş/alan kalmamıştır denilebilir çünkü her iş ortamında rekabetin, bilgi yarışının, ileri görüş kabiliyetinin ön planda olduğunu ve üreten, yöneten insanların bu yarışta var olabilmek için her yeni günde kendilerine bir şey katarak gelişim yönünde ilerlemeleri gerektiğini söyleyebiliriz. Teknolojinin durdurulamaz şekilde ilerlemesi, mevcut olanı anlayamadan, kullanamadan yeniliklerin gelmesi beklentilerin yönünün değişmesini ve artmasını sağlamaktadır. Tüm bu değişimin içindeki insan kendisine, ailesine ve kişisel gelişimine zaman ayırmakta zorlanmaktadır ya da zaman bulsa da o heyecanı ve enerjiyi yakalayamamaktadır. İnsanların psikolojik sorunlarının üstesinden gelmesinde bir yöntem olarak rekreatif etkinliklere katılmak rahatlıkla ulaşılabilecek bir aktivitedir. Rekreasyon; insanın, yoğun çalışma süresi, monoton hayat tarzı veya olumsuz çevresel etkilerden tehlikeye giren veya olumsuz etkilenen bedeni ve ruhsal sağlığını tekrar elde etmek korumak veya devam ettirmek aynı zamanda zevk almak amacıyla, kişisel doyum sağlayacak, tamamen çalışma ve zorunlu ihtiyaçlar için ayrılan zaman dışında kalan diğer faaliyetlerden bağımsız boş zamanda, isteğe bağlı ve gönüllü olarak ferdi veya grup içinde seçerek yaptığı etkinliklere denir (Karaküçük, 1999). Rekreasyon; insanların boş zamanlarında yaptıkları, zorunlu çalışma faaliyetlerinden bağımsız olarak, kişinin boş zamanını serbest olarak ve dilediği gibi kullandığı fiziksel gücünü onarmaya ve ruhsal kapasitesini zenginleştirmeye yönelik zorunlu faaliyetlere karşıt, özgürce seçilen ve fiziksel ve sosyal çevrenin değişmesi anlamına gelen faaliyetlerdir (KTB, 1989; Karaküçük, 1999). Rekreasyon, modern olarak bir sosyal kurum, bilgiler topluluğu ve çalışma alanı, işten ilgisiz, kendi içinde bir değere sahip olan, kişinin birçok önemli ihtiyacını karşılayan doyum sağlayan ve mutlu edenbilen bir yaşam faaliyetidir (Sarımert ve Başaran, 2004). Psikolojik tıbbi desteğin ayrı bir konu olmasının yanı sıra, kişinin olumsuzluktan kurtulması, zihinsal olarak kendini yenilemesine yönelik temel çözüm, serbest zaman 37 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 faaliyetlerine (rekreasyon aktivitelerine) yönelmesidir. Bu nedenle başarılı insanların yaşamlarında rekreasyon önemli bir rol oynamaktadır. Serbest zamanını olumlu kullanarak yenilenen insanın durumu bataryanın yeniden yüklenmesi gibidir. Bu yenilenmenin faydaları olumlu tutumlar, sağlıklı olmaktan aile ilişkilerine kadar azalmış stres şeklinde görülür, rekreasyon insanlara daha üretken, memnun edici bir yaşam ve kalite standartları sağlar (Sürer, 2001). Rekreasyon çeşitlilik açısından çok zengin özelliklere sahiptir. Bu sebeple ekonomik düzeyiniz veya çalışma şartlarınız nasıl olursa olsun yapılabilecek bir rekreasyon aktivitesi bulunabilir. Zaman yerine konulması, geri döndürülmesi, yenilenmesi, depolanması, satın alınması mümkün olmayan bir kaynaktır. Yapılacak her iş için bir zaman gereklidir. Günümüz rekabet koşullarının üstün performansı gerekli kılması, kişileri zamanı iyi kullanmak zorunda bırakmaktadır (Peltekoğlu, 1998). Zamanın bu denli önemli olması rekreasyonu zamanı değerlendirmek açısından zorunlu hale getirmektedir çünkü gelişim ancak çalışılan işten geri kalan zamanı planlı kullanarak sağlanabilmektedir. Bireyler rekreasyona kişisel, toplumsal ve sosyal, ekonomik ve olumlu çevresel etkilerinden dolayı ve sosyal sınıflarına göre ihtiyaç duyar ve rekreasyona ihtiyaç duymanın kişisel sebepleri fiziki sağlık gelişimi, ruh sağlığı, sosyalleşmek, yeteneklerin gelişimini sağlamak, çalışma başarısı ve iş verimini arttırmak, ekonomik hareketliliğe katkıda bulunmak, mutlu olmak; toplumsal sebepleri dayanışma ve bütünleşme, demokratik toplum oluşmasına katkı olarak sayılabilir (Karaküçük, 2016). Sosyalleşme, bireyselleşme ve özgüven gibi kavramlara sosyolojik açıdan ciddi katkılar sağlayan rekreasyon için tasarlanmış alanların artırılması aslında sosyal bir refah oluşturmak anlamına gelebilir. Türkiye’de Rekreasyon Ülke yönetimleri halklarına hizmet götürebilmek için rekreasyon alanlarını giderek artırmaktadır. Türkiye’de son zamanlarda spor parklarının yapılması, üniversitelerin ve belediyelerin rekreasyon için alan tasarımlarının bulunması, ülkemizde yeni bir proje olarak sunulmuş olan millet bahçeleri, ülkemizin rekreasyon kavramını hayata geçirmekte kararlı olduğunu göstermektedir. Spor parklarının ve tesislerinin artması rekreastif etkinliklerin artmasına katkı sağlamaktadır. Çünkü her bir spor aktivitesi fiziksel rekreatif etkinlik kapsamına girmektedir. Türkiye'de milli park çalışmaları ilk defa 1956 yılında yürürlüğü giren 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 25. Maddesi ile uygulama alanı bulmuştur. 1983 tarihinde çıkarılan 2873 sayılı Milli Parklar Kanunu ile bugünkü konumuna gelen milli parklar, bu tarihten sonra plânlı bir gelişme programına alınmıştır. Programın temelini, doğal, kültürel, rekreasyonel (eğlence dinlenme amacı taşıyan) kaynaklara sahip yörelerin, yüksek potansiyel değeri taşıyan orman parçalarının, av ve yaban hayatı kaynaklarının, sulak alanların, orman içi akarsu ve göllerinin korunarak kullanılmaları ilkesini hedefleyen politika ve stratejiler oluşturmaktadır. Aslında, bu koruma ve kollama sadece milli 38 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 parklar için değil, aynı zamanda doğa parkları, doğa anıtları ve doğa koruma alanları için de geçerlidir (Çetinkaya, 2008; Şahbaz ve Altınay, 2015). Günümüzde var olan birkaç örnek şu şekilde sıralanabilir; Aladağlar Milli Parkı, Altındere Vadisi Milli Parkı, Beyşehir Gölü Milli Parkı, Kaçkar Dağları Milli Parkı, Kuş Cenneti Milli Parkı, Marmaris Milli Parkı, Saklıkent Milli Parkı, Yedigöller Milli Parkı vs. Ülkemizde milli parklar, millet bahçeleri, parklarda bulunan spor alanları, yeni yapılan okulların bahçe ve spor salonlarının rekreasyona uygun yapılıyor olması rekreasyonun gelişimini göstermektedir. Üniversitelerde rekreasyon bölümleri artmakta ve Türkiye’de rekreasyon alanlarındatesislerinde görev alabilecek ve bu yönde katkı sağlayabilecek rekreasyon uzmanları yetişmektedir. Rekreasyon bölümlerinin ders içerikleri üniversiteden üniversiteye değişmekle beraber genel olarak öğrencilere zengin bir müfredat sunulmaktadır. Rekreasyon bölümlerinden mezun olan öğrenciler; Gençlik Spor Merkezlerinde, Spor tesislerinde, Eğlence merkezlerinde, Otellerin ilgili birimlerinde ve daha birçok alanda görev alabilirler ya da kendileri rekreatif etkinlik tesisleri kurabilirler. Boş zamanın nasıl değerlendirileceği bir rekreasyon uzmanından görüş alınarak yapılırsa daha nitelikli planlara ulaşılabilir. İnsanların zamanını planlamadan yaşaması, zaman zaman hayal ettikleri her ne varsa bu hayal istekleri geciktirmeleri anlamına gelir. Bu yüzden iyi bir boş zaman planlaması, insanların hayallerine ulaşmasında doğru yol olarak telakki edilebilir. Rekreasyon Özellikleri ve Sınıflandırması Rekreasyonel aktiviteler çok çeşitlidir bu nedenle herkes kendi isteklerine göre bir rekreatif etkinlik bulabilir. Rekreasyon amaçlarına, katılımcı sayısına, mekana, yaş oranına, cinsiyete, zamana, fiziksel aktiviteye ve daha birçok faktöre göre çeşitlendirilebilir ve zenginleştirilebilir özelliğe sahiptir. Sportif rekreasyon ise sadece fiziksel olarak değil aynı zamanda psikolojik olarak da insana pozitif etki sağlayabilmektedir. Rekreatif etkinlikler gönüllük esasına dayalıdır ve kişinin isteği doğrultusunda şekillenebilir. Rekabet, zorlanma ve ödül gibi özellikler rekreatif etkinliklerde sembolik olarak uygulanabilir çünkü rekreasyonun amacı eğlenmek, dinlenmek ve boş zamanı değerlendirerek kişisel gelişim sağlamaktır. Karaküçük (1999)’e göre; rekreasyon faaliyetlerinin seçimi gönüllü olmalıdır, özgürlük hissi verir, faaliyetlere devam ve iştirak etme zorunluluğu bulunmamalıdır, rekreasyon serbest zamanda yapılır, her yaştaki ve cinsteki insanların faaliyetlere katılmalarına imkan verir, rekreasyon faaliyetlerinde inisiyatif kişinin kendisine bırakılmalıdır, rekreasyonel faaliyetler, her türlü açık ve kapalı alanlar ile her mevsim ve iklim şartlarında uygulanabilmektedir, rekreasyon bir faaliyeti gerektirir, rekreasyon çok çeşitli faaliyetler içerir, rekreasyon neşe ve haz veren bir faaliyettir, rekreasyonel faaliyetler evrensel olarak uygulanmaktadır, rekreasyon, kişinin kendini ifade edebilme 39 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 ve yaratıcı olabilmesine imkan sağlayıcı faaliyetler içermelidir, rekreasyonun her kişiye göre amacı vardır, rekreasyonel faaliyetlerin katılımcıya kişisel ve toplumsal fayda sağlaması gerekir, rekreasyon, toplumun değerlerine uygun olmalıdır, rekreasyon yapanlar, başka faaliyet alanlarına da ilgi duyarlar, rekreasyon eylemi, planlı ya da plansız, beceri sahibi kişilerle ya da organize veya organize olmamış mekanlarda da yapılabilir. Açıklamalardan anlaşılacağı üzere, rekreasyonun kapsamı çeşitliliği çok geniştir. Bu sebeple boş zamanı iyi belirlemek ve yapılabilecek aktiviteleri zenginleştirmek kişinin elindedir diyebiliriz. Bu kapsamda, zamanı iyi kullanan birrey; ne yapacağını ve zamanını nasıl daha faydalı biçimde kullanacağını bilir, kişiliğinin olumsuz ve zayıf yönlerini öğrenebilir, yaşadığı her olaydan gereken dersi alarak tecrübelerini zenginleştirebilir, kendi hayatını yaşayabilir, hafızasını sürekli yenileyebilir, ulaşmak istediği hedeflere göre kendini hazırlayarak daha verimli olabilir, mutlu olabilmek için serbest zamanlarında ilgilerine ve hobilerine daha çok zaman ayırabilir (Tezcan, 1993). Rekreasyon Araştırmaları Dünyada ve Türkiye’de rekreasyon ve rekreasyonun psikolojik etkileriyle ilgili birçok araştırma bulunmaktadır. Genellikle araştırmalar toplumun rekreatif etkinliklere eğilimi, rekreatif etkinlikler hakkındaki düşünceleri ve rekreasyonun fiziksel, psikolojik birçok değişkene etkisini araştırmaktadır. Rekreasyonel aktiviteler eğlendirici ve dinlendirici özellikleri ile insanların ruhen ve bedenen rahatlamasını sağlamaktadır. İnsanların işten arta kalan zamanlarında yaptıkları birçok aktivite rekreatif etkinlikler kapsamında değerlendirilebilir. Rekreasyonel faaliyetlerin çeşitliliğinden daha önce bahsedilmişti; yaş, cinsiyet, amaç, zaman gibi kavramlara göre değişken bir özelliği olan rekreasyon aynı zamanda kültürden kültüre, bir toplumdan diğerine ve hatta bir inançtan diğerine değişebilmektedir. Örneğin Türkiye’de İstanbul’da bulunan Sultânahmed Camiî yabancılar için bir rekretif etkinliktir ve aynı şekilde Türkiye’den Avrupa’nın herhangi bir ülkesine giden kişinin bir kilise ziyareti aynı anlamı taşımaktadır denilebilir ve bu kapsamda verdiğimiz örnekleri turizm rekreasyonu olarak değerlendirebiliriz. Kültürlerin rekreasyona bakış açısını ortaya çıkarmayı ya da karşılaştırmayı amaçlayan etnografik araştırmalar da bulunmaktadır. Sıradan yapılmış bir faaliyeti dahi rekreatif etkinlik olarak değerlendirmek ve o düşünce ile yapmak, iş amaçlı kullandığımız zaman dışındaki boş zamanlarımızı iyi yönde değerlendirmemizi sağlayacaktır. Her bir aktivite ise ruhsal veya fiziksel olarak insanın gelişimine katkı sağlayabilir. Daha önce bahsetmiş olduğum birçok alanda yapılan araştırmalar rekreatif etkinliklerin insanın mutluluğu yakalayabilmesi için önemli bir fırsat özelliği göstermektedir. Örneğin; Yiğiter (2012) rekreatif etkinliklerin öğrencilerin problem çözme becerisi ve benlik saygısı üzerindeki etkisini ölçmek için yaptığı doktora tezinde, öğrencilere bowling, futsal, voleybol, paintbol, binicilik ve tenis 40 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 aktiviteler içeren 12 haftalık bir rekreatif etkinlikler programı uygulamıştır. Deney ve kontrol grupları oluşturulmuş araştırmada deney grubu aktivitelere katılmış, kontrol grubu ise planlanmış herhangi bir programa tabi tutulmamıştır. Araştırma sonuçları, uygulanan rekreatif etkinliklere katılan öğrenci grubunun benlik saygısı algısı ve problem çözme beceri düzeylerinde önemli bir artış olduğunu göstermiştir. Bu araştırma değerlendirildiğinde, rekreatif etkinliklerin kişinin kendine olan saygısını geliştirerek ruhsal olarak iyi duruma gelmesini sağlamış ve bununla birlikte problem çözme beceri algısını da pozitif yönde etkilemiştir. Bu rekreatif etkinliklerin sadece ruhsal gelişimini değil aynı zamanda sosyal hayatta karşılaştığı problemleri de sosyal ve iletişim becerilerini geliştirerek problemle baş edebilme, sorunlara çözüm bulabilme becerisini de kazandırmıştır diyebiliriz. Yiğiter (2013) grup olarak rekreasyonel aktivitelere katılan üniversite öğrencilerinin empati becerilerinin gelişimini incelediği araştırmada, rekreasyonel aktivitelerin grup olarak yapıldığında empati becerilerini geliştirdiğini tespit etmiştir. Öğrencilerin empati becerilerinin gelişimi, aktivitelerin grup olarak yapılması ve grup aktivitelerinde diyalog seviyesinin yüksek olması ile sağlanmış olabilir, çünkü empati becerisi iletişim ve diyalog ile geliştirilebilir bir beceri türüdür. Köroğlu (2020) 8 haftalık bir fiziksel aktivite programının öğrencilerin motivasyon ve dikkat düzeylerine etkisini incelediği çalışmasında, fiziksel aktivite programının motivasyon ve dikkat düzeylerinin gelişimine katkı sağladığını tespit etmiştir. Tekin ve arkadaşları (2002) fiziksel egzersizin psikolojik faydaları olduğu, özelikle egzersizin kaygı, depresyon ve stresi azaltırken; özsaygı ve benlik kavramı puanlarını arttırdığı belirlenmiştir. Sun ve arkadaşları (2014) yarı deneysel olarak yürüttükleri fiziksel aktivitenin psikolojik etkileri başlıklı araştırmalarında, fiziksel aktiviteye katılan deney grubunun kontrol grubuna karşın daha pozitif bir tutum sergilediklerini ortaya çıkarmışlardır. Bir diğer araştırmada ise fiziksel aktivitelerin benlik saygısı, akademik başarı, konsantrasyon gelişimi artırmaktadır, buna karşın, kaygı, depresyon ve çocuk suçluluğu oranlarını da azalttığı belirtilmiştir (Nieman, 2002). Dünya ve Türkiye literatüründe benzer birçok araştırma, rekreasyonel aktivitelerin psikolojik iyi olma durumuna katkı sağladığını göstermektedir. Kaynakça Çetinkaya, G. (2008). Milli Parkların Bir Rekreasyon Alanı Olarak Düzenlenmesi ve Yönetilmesi; Bir Model Önerisi. Yayınlanmış Yüksek Lisans Tezi, Akdeniz Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Anabilim Dalı Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Balıkesir. Chun Sun, Chao, C ve Huang, M. (2014). Psychological effects of physical activity: A quasiexperiment in anindigenous community. Tzu Chi Medical Journal, 26, 29-33. Karaküçük, S. (1999). Rekreasyon. Boş zamanları değerlendirme. 4. Baskı. Gazi Kitabevi. Ankara. Karaküçük, S. (2016). Rekreasyon Bilimi. Gazi Kitabevi. Ankara. Köroğlu, M. & Yiğiter, K. (2020). Bir fiziksel aktive programının 15-18 yaş öğrencilerinin motivasyon ve dikkat düzeylerine etkileri. Journal of Social and Humanities Sciences Research, 7(58), 2414-2423. 41 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 Nieman, P. (2002). Psychosocial aspects of physical activity. Paediatr Child Health. 7(5): 309-312. Peltekoğlu, F., (1996). Zamanı iyi kullanmak zorundayız. M. P. M. Yay. Verimlilik Dergisi. Ankara. Sarımert, F., Başaran, Z. (2004). İzmit belediyesinde çalışan bireylerin, Rekreasyon etkinlikleri, bu etkinliklere yönelten nedenler ve kişiye kazandırdıkları. Antalya Kongresi. Sürer A. (2001). İş Stresi. Balıkesir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. İşletme Ana Bilim Dalı. Şahbaz, R., Altınay, M. (2015). Türkiye’deki Milli Parkların Rekreasyon Faaliyetleri Açısından Değerlendirilmesi. Journal of Tourism and Gastronomy Studies, 3-3, 125-135. Yiğiter, K. (2013). Improving the empaty ability of university students by participating in recreational activities as group. American Journal of Scientific Research, 92, 45-50. Yiğiter, K. (2012). Rekreatif etkinliklerin üniversite öğrencilerinde algılanan problem çözme becerisi ve benlik saygısı düzeylerine etkisi. Kocaeli Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Doktora Tezi, Kocaeli. Tekin, A., Atalay, A., Zorba, E. (2002). Fiziksel egzersizin psikolojik faydaları. 7. Uluslararası Spor Bilimleri Kongresi. Antalya. Tezcan M. (1993). Boş Zamanlar Sosyolojisi. Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Yayınları, Ankara. ATIF: Yiğiter, K. (2020). Rekreasyon ve Psikolojik Etkileri. Betül Bayazıt, Ercan Karaçar, Ozan Yılmaz (Ed.), Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3.Cilt içinde (ss. 37-42). Konya, Çizgi Kitabevi Yayınları. 42 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 BÖLÜM 4 K KUŞAĞININ REKREASYONA KATILIMI VE YARATICI DÜŞÜNME EĞİLİMİ ARASINDAKİ İLİŞKİ Hasan Tahsin KAVLAK Araştırma Görevlisi, Sinop Üniversitesi, [email protected] Ali Turan BAYRAM Dr. Öğretim Üyesi, Sinop Üniversitesi, [email protected] Onur ÇELEN Öğretim Görevlisi, Bursa Uludağ Üniversitesi, [email protected] ATIF: Kavlak, H.T., Bayram, A.T., Çelen, O. (2020). K Kuşağının Rekreasyona Katılımı ve Yaratıcı Düşünme Eğilimi Arasındaki İlişki. Betül Bayazıt, Ercan Karaçar, Ozan Yılmaz (Ed.), Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3.Cilt içinde (ss. 44-56). Konya, Çizgi Kitabevi Yayınları. 4.BÖLÜM K KUŞAĞININ REKREASYONA KATILIMI VE YARATICI DÜŞÜNME EĞİLİMİ ARASINDAKİ İLİŞKİ Hasan Tahsin KAVLAK Araştırma Görevlisi, Sinop Üniversitesi, [email protected] Ali Turan BAYRAM Dr. Öğretim Üyesi, Sinop Üniversitesi, [email protected] Onur ÇELEN Öğretim Görevlisi, Bursa Uludağ Üniversitesi, [email protected] GİRİŞ Sanayileşme ve şehirleşmenin sonucunda meydana gelen, yaşam tarzlarına adapte olma gerekliliği insanoğlunun, sarfettikleri emeğin neticesinde, zihinsel ve fiziksel kaynaklarını belirli aralıklarla yinelenmesini gerektirmektedir (Mansuroğlu, 2002). İşte insanoğlunun belirli aralıklarla yerine getirmesi gereken faaliyetler, rekreasyon faaliyetleridir. Buradan hareketle rekreasyon; “insanın yaşam kalitesini arttırmak için serbest ve boş zamanında doğaya zarar vermeden, kendi istemi ve gönüllü olarak yaptığı faaliyetleri kapsayan multidisipliner bir çalışma alanıdır” şeklinde ifade edilebilir (Tütüncü, 2012). Rekreasyon faaliyetleri insanlarda, eğlence ve sosyalleşme oluşturabilmektedir. Rekreasyon faaliyetleri, eğlence ve sosyalleşmenin yanı sıra spor ve egzersize katılım yoluyla fiziksel sağlığı ve zindeliği korumaya katkı sağlamaktadır (Legro ve ark., 2001).Rekreasyonun genel olarak faydalarına bakıldığında,gündelik hayattan uzaklaşma, kendini gerçekleştirme, keşfetme ve macera olanakları, yaratıcı hayal kurma, keyif alma veya keyif veren etkinlikler sunması, etkinliklerin kişilerin kendi seçimleriyle meydana gelebilmesi, müsaitlik derecesine göre şekillenebilmesi ve kendiliğinden meydana gelmesi olduğu anlaşılmaktadır (Can, 2015). Bir bireyin bazı rekreasyonfaaliyetlerine katılma derecesi, motivasyonlarını, ihtiyaçlarını ve tercihlerini karşılamak için bu faaliyetin “içsel” veya "nesnel" kapasitesinin bir işlevi değildir. Daha ziyade katılımı, bu faaliyetin sağladığı faydaların algılanmasına bağlıdır. Bireylerin, herhangi bir nesnel gerçekliğin kendisinden ziyade gerçeklik ve yaratıcılık (düşüncesel özelliklerine göre)algısına göre hareket ettikleri yeni bir görüş değildir. Ancak, ilgili görüşü ifade etmek, aslında tüketici tercihlerinin ve davranışsal eylemlerinin altında yatan bireyler tarafından zihin, düşünce, düşünme olgu ve algılarının belirlenmesine bağlıdır (Becker, 1976). Türk Dil Kurumu’na göre, “zihin”: “canlının duygu ve davranışları dışındaki ruhsal süreç ve etkinlikler bütünüdür” (TDK, 2019). Zihin; insanın düşünce ve düşünme olgusu tetikleyen ve besleyen 44 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3 bir yapıdır. Yine TDK’ya göre, “düşünce”: “uzay ve zamanın ötesinde, öznenin dışında, kendiliğinden var olan, duyularladeğil, yalnızca ruhen algılanabilen asıl gerçeklik, mütalaa, fikir, ide, idea, niyet, dış dünyanın insan zihnine yansıması ve tasarı anlamlarına gelmektedir” (TDK, 2019). Soktares kanıt aramanın, akıl yürütmeyi ve varsayımları yakından incelemenin, temel kavramları analiz etmenin ve sadece söylenenlerin değil, aynı zamanda yapılanların da etkilerini izlemenin önemini belirtmektedir. Değerlendirme sürecinde Sokrates, netlik ve mantıksal tutarlılık için düşünme ihtiyacını vurgulamaktadır (Paul, Elder ve Bartell, 2018). Günümüzde, “düşünme olgusu” terimi, önemli sorular sormayı ve cevaplara yönelik nedenleri ve kanıtları nesnel olarak takip etmeye odaklanmanın genel tanımı olarak ifade edilebilir. Amerika Birleşik Devletleri'nde ve diğer birçok yerde, üniversite eğitiminin temel hedeflerinden biri, insanlara eleştirel düşünmeyi öğretmek olarak tanımlanmaktadır. Amerika Birleşik Devletleri'ndeki kolej ve üniversite fakültelerinin tüm disiplinlerde yaptığı anketler, öğretmen olarak sahip oldukları en önemli hedeflerden birinin öğrencilerin akıl yürütme becerilerini geliştirmek olduğunu ortaya koymaktadır (Focione ve ark., 2009). Yaratıcılık, kişilerin hayatlarının ve ilerlemesinin bütün aşamalarını oluşturmaktadır. Yaratıcılığı sadece sanat ile özdeşleştirmek doğru değildir. Çünkü yaratıcılık bir şekilde insanların hayatları boyunca süren yetenektir. Yaratıcılık; “kendini ifade etme, zeka ve hayal gücünü kullanma kapasitesi” şeklinde ifade edilebilir. İlgili açıdan yaratıcılık, ürün, hizmet ve faaliyetler için “uygunluk” ve “yenilik” özelliklerinin mevcut olduğu, yaratıcılık gibi zekanın da her tür bireyde çeşitli oranda bulunduğu ve insanların yaratıcılık derecelerinin belirli şekillerde geliştirilebileceği söylenebilir (Yaşar ve Aral, 2010). Yaratıcı düşünme, yaratıcılık sistemi ve ilgili sistemin getirdği nicelikler üzerine temellendirilmiş bir düşünme türüdür. İfade edilen düşünme şekli, yeni düşünceler, hayaller sağlama, ilgili unsurları ayrıştırma, sınıflandırma yapma ve birleştirme, bunları ilgili araçlara aktarma, araçlarla birlikte düşünme, renkler, şekiller ve çizgilerle beraber niteliksel olarak değerlendirme, estetik ve ifadesel kavramları saptamayı sağlamaktadır. Yaratıcı düşünme, yenilik arayışı içerisinde olma, problemlere değişik çözümler yaratmayı hedefleyen ve kişilerin serbest bir şekilde düşünmelerine olanak sunan bir sistemdir. Yaratıcılıkla bir bütün hale gelmiş fikirlerin sınıflanması, süreç, tecrübelerle verilen kararlardan oluşmaktadır (Temizkan, 2011). Yaratıcı düşünmenin temellerini oluşturduğu çeşitli kuramlar bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesi olan ve Sigmund Freud tarafından ortaya atılan kişilik ile ilgili,psikanalitik kuramı, psikolojik açıdan sağlıklı bir birey id, superego ve ego dengesini kurabilmektedir. İfade edilen dengede meydana gelebilecek bir değişim kişilerin fiziksel sağlığını, müsbet şekilde etkileyebilmektedir. 45 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3 Freud, zihinsel faaliyetlerin iki güdüye göre şekillendiğini, bunların da saldırgan ve cinsel güdüler olduğunu ifade etmektedir (Tuzcuoğlu, 1995). Konuyla alakalı bir diğer kuram olan, Gestalt kuramı; ruhun mekanik, ilişkisel, inert imajının, zihinsel süreçlerin ve olayların zenginliğine, yaratıcılığına ve karmaşık bir şekilde organize edilmiş doğasına adalet yapmadığını ifade etmektedir. Algılamanın nasıl olduğunu ve sürecin nelerden etkilendiğini ifade etmeyi amaçlamaktadır (Wertheimer, 1985). Perry (1970) tarafından ortaya atılan bilişsel gelişimselkuram ise farklı düşünme tarzlarının özellikleri ve bilişsel gelişimin ikili ve göreceli seviyelerinin özellikleri, ilk tahminin temelini oluşturmaktadır. Örneğin, görevleri daha yaratıcı, analitik ve geleneksel olmayan bir şekilde ve daha soyut bir düzeyde yürütmek, öğrencilerin eleştirel bir zihinle (yani göreceli olarak) akıl yürütmelerini gerektirir. Buna karşılık, açık talimatlarla geleneksel bir şekilde somut bir göreve odaklanmak, yalnızca mutlak, doğru-yanlış ve siyah-beyaz, terimlerle düşünmeyi gerektirir (Zheng, 2002). Yukarıda verilen bilgilerin ışığında, insanların rekreasyon faaliyetlerine katılımında, yaratıcı düşünmenin etkisinin belirlenmesi önemlidir. Özellikle teknoloji kuşağı olarak kabul edilen K kuşağının yaratıcı düşünmeyi rekreasyon faaliyetlerinde ne derece kullandığının saptanması da yenilik ve yaratıcılığın birlikte değerlendirilmesine olanak sağlayabilecektir. K kuşağı: “1995-2002 yılları arasında dünyaya gelen kişileri analiz etmede yararlanılan ilgili ifadeyi, ortaya atan kişi, Noreena Hertz’dir. Kendisi, Cambridge Judge Ticaret Üniversitesi’nde profesör olarak görev yapmaktadır. Kuşağın adı olak K harfi, “Hunger Games - Açlık Oyunları” isimli film serisinin baş karakteri olan Katniss Everdeen’den gelmektedir. Bütün kuşaklarda olduğu gibi bu kuşağında kendi özgü birtakım özellikleri bulunmaktadır. Kuşağın başlangıcı ve büyüme sürecinde teknolojinin hatrı sayılır seviyede evrilmesiyle K kuşağındaki kişiler, Y kuşağında yer alan kişilere nazaran, teknolojinin kişilerin hayatına olan etkilerinden ziyade, ilgili teknolojilerden nasıl yararlanacaklarına dikkat etmektedir (Arslan ve Nur, 2018). İlgili kuşak, oluşturucular, mucitler ve üreticiler olarak ifade edilmektedir. Dijital çağa merhaba diyen mileyum kuşağı, Z kuşağı ve kendinlerinden önceki kuşaklardan (Babyboomers, X ve Y) daha farklı hayat görüşü ve özelliklerine sahip K kuşağı kişileri, dünyanın farklı alanlarında hayatlarını idame ettikmekte olsalar bile aynı görüş ve yaşam şekillerine sahiptir (Taş, Demirdöğmez ve Küçükoğlu, 2017; Aksu, 2019). K kuşağı insanların en belirgin özellikleri; teknolojik araç gereç kullanımı yüksek, hareket ve kabiliyet düzeyleri belirgin olması, iletişime açık ve iletişimde çok çeşitli araçlar kullanılması, duyu ve algıları gelişmişliği, ürün ve hizmeti satın almakla yetinmeyen onları tasarlanması ve 46 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3 oluşturulmasıyla ilgilenmesi ve uygulaması, durgunluğa ve mevcut tehlikelere karşı hassas ve olumsuz şartlardan fiziksel olarak olmasa da duygusal olarak etkilenebilmesi olarak sıralanabilir (Taş, Demirdöğmez ve Küçükoğlu, 2017; Duygulu, 2018; Aksu, 2019). K kuşağındaki bireyler özellikle teknolojik araç gereçler vasıtasıyla, tükettikleri ürün ve hizmetlerle ilgili taleplerini firmalara, işletmelere ivedilikle iletmekte soru, istek ve taleplerinin anında cevaplanmasını da isteyebilmektedir (Aksu, 2019). Sternberg (2003) araştırmasında, ilk olarak yaratıcılığın genel zekadan farklı olduğunu savunmaktadır.İkinci olarak, yaratıcılığı teşvik edecek ve ödüllendirecek şekilde öğretmenin okul performansını artırabileceğini ve üçüncü olarak, çocukların yaratıcılıklarını artıracak belirli kararlar vermeyi öğrenebileceklerini iddia etmektedir. Yaratıcılık farklı türde olabilir ve öğretmenlerin her türlü yaratıcılığı ödüllendirmesi gerektiği önermektedir. Yaman ve Yalçın (2005) çalışmasında probleme dayalı öğrenmenin yaratıcı düşünme beceerisine etkisini etkisini araştırmıştır. Gerçekleştirilen araştırmada, kontrol gruplu deneysel yöntemden yararlanılmış, öğrencilerin cinsiyetleri ve mezun oldukları lise ile türlerine göre uygulama öncesi ve sonrası yaratıcı düşünme arasındaki farklılık incelenmiştir. Uygulama sonrasında öğrencilerin, yaratıcı düşünme düzeylerinin arttığı sonucuna ulaşılmıştır. Matud, Rodriguez ve Grande (2007) araştırmasında, sosyodemografik faktörlerin yaratıcı düşüncedeki cinsiyet farklılıkları üzerindeki önemini incelemektedir. Kanarya adaları sakinleri olan yetişkin kadınların (N = 466) ve erkeklerin (n = 273) yaratıcı düşüncenin görsel ve sözel Torrance testi ile değerlendirilmiştir. Görsel akıcılık, görselözgünlük, erken kapanmaya direnç, görselyaratıcılık indeksi ve sözel akıcılık puanları, özgünlük ve ortalama standart puan üzerinde cinsiyet ve eğitim düzeyleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir etkileşim bulunmuştur. Yaratıcı düşüncenin cinsiyete göre farklılık gösterdiği ve eğitim seviyesine bağlı olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Şensoy ve Yıldırım (2017) çalışmasını, 2013-2014 eğitim – öğretim yılı güz döneminde Türkiye’deki bir üniversitenin eğitim fakültesi Fen Bilgisi Eğitimi Anabilim Dalı 3. Sınıflarda bir ders sırasında uygulamıştır. 92 öğrenciden oluşan deney grubu üzerinde 12 haftalık bir süre boyunca yarı deneysel desen kullanılarak ölçekler uygulanmıştır. Söz konusu deneklerin 45’i ön test deney grubunda 47’si ise son test kontrol grubunda yer almaktadır. Torrance Yaratıcı Düşünme Testi ve Bilimsel Süreç Beceri Testi aracılığı ile deneklerden toplanan verilerin normal dağılım sağlaması durumunda kullanılan, bağımsız gruplar için t-testi ve bağımlı gruplar için t-testi kullanılarak farklılıklar belirlenmeye çalışılmıştır. Verilerin analizi neticesinde; araştırma ve soruşturma tabanlı öğrenme yaklaşımının öğrencilerin yaratıcı düşünme düzeyleri üzerine bir etkisi olmadığı ve bilimsel süreç beceri düzeylerine ise olumlu etkide bulunduğu sonucuna ulaşılmıştır. 47 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3 Yukarıda verilen bilgiler neticesinde, araştırmayı oluşturan değişkenler ve gerçekleştirilen kaynak taramalarına göre rekreasyon ve yaratıcı düşünme ile ilgili herhangi bir çalışmaya rastlanılamamıştır. İlgili doğrultada araştırmanın temel amacı; rekreasyon ve yaratıcı düşünme eğilimi arasındaki ilişkinin belirlenmesidir. Araştırmanın saha uygulamasında, özellikle K kuşağında yer alan bireylerin ana kütle olarak seçilmesindeki temel etken; belirtilen kuşaktaki kişilerin yaratıcı zeka yapıları ve ilgili teknolojik araç gereç kullanımları, kuşak özelliklerine göre sahip oldukları özelliklerdir. Araştırmanın, literatürdeki ilgili boşluğu gidermesi de amaçlanmaktadır. YÖNTEM Araştırma Modeli Araştırmanın amacı doğrultusundaaraştırmanın hipotezleri şu şekilde oluşturulmuş ve oluşturulan hipotezlerden hareketle araştırmanın modeli Şekil 1’de verilmiştir. H1: K kuşağının boş zaman yeterliliği cinsiyete göre farklılık göstermektedir. H2: K kuşağının yaratıcı düşünme eğilimi sahip oldukları boş zaman dilimine göre farklılık göstermektedir. H3: K kuşağının dünyada gelişen olaylara karşı bakışı katıldıkları rekreasyon aktivitelerine göre farklılık göstermektedir. H4: K kuşağının Türkiye’de gelişen olaylara karşı bakışı katıldıkları rekreasyon aktivitelerine göre farklılık göstermektedir. H5: K kuşağının boş zaman yeterliliği ile yaratıcı düşünme eğilimi arasında anlamlı bir ilişki vardır. H6: K kuşağının dünyada gerçekleşen olaylara bakışı ile yaratıcı düşünme eğilimi arasında anlamlı bir ilişki vardır. H7:K kuşağının Türkiye’de gerçekleşen olaylara bakışı ile yaratıcı düşünme eğilimi arasında anlamlı bir ilişki vardır. 48 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3 H1 Cinsiyet Boş zaman yeterliliği H5 Boş zaman dilimi H2 Yaratıcı düşünme eğilimi H6 Rekreasyon aktivitesi H3 Dünyadaki olaylara bakış H7 H4 Türkiye’deki olaylara bakış Şekil 1. Araştırmanın Modeli Araştırma Grubu Araştırmanın evrenini Türkiye’de yaşayan K kuşağı (1995-2002 yılları arası doğanlar) oluşturmaktadır. Türkiye genelinde K kuşağının dağılımına ilişkin herhangi bir istatistiki veri bulunmamasına karşın bu doğum yılına sahip bireylerin genelinin üniversite öğrencisi olduğu varsayılarak Yükseköğretim Kurumu (YÖK) istatistikleri incelenmiştir. YÖK’e göre 2019-2020 öğretim yılı önlisans derecesinde kayıtlı 3 002 964 öğrenci, lisans bazında ise kayıtlı 4 538 926 öğrenci bulunmaktadır (Yükseköğretim Kurumu, 2019). Öte yandan 2018 yılında 15-24 yaş arası bireylerin sayısı toplamda 12 926 652 olarak ifade edilmiştir (Türkiye İstatistik Kurumu, 2019). Bu bilgilerden hareketle kolayda örnekleme metodu ile seçilmiş 447 birey araştırmaya katılmıştır. Eksik veya hatalı işaretlenen anketler kapsam dışında tutulduğundan 426 bireyin yanıtları araştırma kapsamında değerlendirilmiştir. Veri Toplama Araçları Veri toplamak amacıyla nicel araştırma yöntemlerinde kullanılan anket tekniği tercih edilmiştir. Anket formu 2 bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde bireylerin demografik özellikleri ve rekreasyona katılımlarına ilişkin bilgiler yer almaktadır. İkinci bölümde ise Özgenel ve Çetin (2017) tarafından geliştirilen “Marmara Yaratıcı Düşünme Eğilimleri” ölçeği kullanılmıştır. Ölçek 25 ifade ve 6 alt boyuttan oluşmaktadır. ”1,6, 7, 15, 23” maddeler “öz disiplin”, “2, 5, 8, 12, 17, 19, 22, 24” maddeler “yenilik arama”, “9, 11, 14, 25” maddeler “cesaret”, 3, 10, 21” maddeler “merak”, “4, 6” maddeler “şüphe etme” ve “13, 18, 20” maddeler “esneklik” faktörlerini ölçmeye yönelik ifadeler içermektedir. Ölçekte ters madde bulunmamaktadır. Ölçek 5’li likert tipinde (hiçbir zaman, nadiren, ara sıra, genellikle, her zaman) şeklinde olup en fazla 125 en az 25 puan alınabilmektedir. Ölçek 49 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3 puanlanırken alt boyutların ve toplam puanın ortalaması alınmaktadır. Ölçeğin Cronbach Alpha katsayısı 0,878 olarak tespit edilmiştir. Verilerin Toplanması (Deneysel araştırmalarda deneysel işlem ya da eylem araştırmalarında eylem planı) Verilerin toplanmasında anket tekniği kullanılmış olup anketler sanal ortamda bireylerin istedikleri zaman doldurabileceği bir ortamda sunulmuştur. Aynı katılımcının birden fazla anket doldurmasını önlemek amacıyla yanıtlar sanal olarak kişi özelinde kısıtlanmıştır. Veriler 2019 yılı ekim ve kasım aylarında toplanmıştır. Verilerin Analizi Araştırma kapsamında bireylerin demografik özellikleri ve rekreasyona katılımlarına ilişkin bilgilerin betimlenmesi amacıyla frekans, aritmetik ortalama ve yüzde analizleri yapılmıştır. Demografik özellikler ve diğer bilgilere göre bireylerin yaratıcı düşünme eğilimlerindeki farklılığın ortaya konulması amacıyla bağımsız iki örnek t-testi ve varyans analizi yapılmıştır. Boş zaman yeterliliği, yaratıcı düşünme eğilimi, dünyada gelişen olaylara bakış ve Türkiye’de gelişen olaylara bakış arasındaki ilişkilerin ortaya koyulması amacıyla ise de korelasyon analizi yapılmıştır. Söz konusu analizlerin yapımında SPSS 22 programı kullanılmıştır. BULGULAR Toplanan veriler üzerinde yapılan frekans, yüzde ve aritmetik ortalama analizleri neticesinde betimleyici bulgular Tablo 1’de verilmektedir. Tablo 1’e göre araştırmaya katılan K kuşağı bireylerinin %59,8’i kadın iken %40,2’si ise erkektir. Bu bireylerin %60,2’si bireysel aktiviteyi tercih ederken yalnızca %3,1’i ise kültürel ve sanatsal aktivitelere katılmaktadır. Sportif faaliyetlere 426 kişi içerisinden 49 kişi katılırken sosyal aktivitelere katılanların sayısı ise 107’dir. Araştırmaya katılan bireylerin %95,5’i gündemdeki olayları sosyal medya veya internetten öğrenmektedir. Bunun aksine gazete ve dergi gibi basılı materyallerin ise hiç kullanılmadığı tespit edilmiştir. K kuşağındaki araştırmaya katılan bireylerin dünyada ve Türkiye’de gelişen olayların çok kötü olduğuna dair olumsuz görüşlerinin bulunduğu tespit edilmiştir. Katılımcıların günlük boş zamanlarını ise ne yeterli ne de yetersiz bulduğu belirlenmiştir. Buna ek olarak araştırmaya katılanların %34,8’i günde 4-5 saat arası boş zamana sahip olduğunu %4,9’u ise günlük 1 saatten az boş zamanları olduğunu ifade etmişlerdir. 50 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3 Tablo 1. Değişkenlerin Frekans, Yüzde ve Aritmetik Ortalama Dağılımları Cinsiyet Boş zamanlarda gerçekleştirilen rekreasyon aktivitesi Gündemdeki olayları öğrenme kanalı Günlük boş zaman dilimi Günlük boş zaman diliminin yeterliliği Dünyada gerçekleşen olayları nasıl değerlendiriyorsunuz? Türkiye’de gerçekleşen olayları nasıl değerlendiriyorsunuz? Değişkenler Kadın Erkek Kültürel ve sanatsal aktivite Sportif aktivite Sosyal aktivite Bireysel aktivite Sosyal medya ve internet TV-Radyo Başka insanlar Gazete ve dergi 1 saatten az 1-3 saat arası 4-5 saat arası 6-8 saat arası 9 saat ve üzeri Çok yetersiz Yetersiz Ne yeterli ne yetersiz Yeterli Çok yeterli Çok kötü Kötü Fikrim yok İyi Çok iyi Çok kötü Kötü Fikrim yok İyi Çok iyi f 254 171 13 49 107 256 406 13 6 0 21 127 148 83 46 31 72 111 134 77 258 149 14 4 0 240 157 17 11 0 % 59,8 40,2 3,1 11,5 25,2 60,2 95,5 3,1 1,4 0 4,9 29,9 34,8 19,5 10,8 7,3 16,9 26,1 31,5 18,1 60,7 35,1 3,3 0,9 0 56,5 36,9 4,0 2,6 0 Mean 3,36 1,44 1,53 Araştırma kapsamında değişkenler arasındaki farklılıkların belirlenmesi amacıyla bağımsız iki örnek t-testi ve varyans testi uygulanmıştır. Yapılan testler neticesinde araştırmaya katılan bireylerin boş zaman yeterlilikleri cinsiyete göre farklılık göstermektedir. Kadın bireylerin erkek bireylere göre boş zaman dilimlerini daha yeterli bulduğu tespit edilmiştir. Bu bulgudan hareketle de H1 kabul edilmiştir. K kuşağının dünyadaki olaylara karşı bakışının da katıldıkları rekreasyon aktivitelerine göre anlamlı bir farklılık gösterdiği görülmektedir. Buna göre sosyal aktivitelere katılan bireyler dünyada gelişen olayları çok daha kötü bulurken sportif aktivitelere katılan bireyler ise diğer aktivite türlerine göre daha iyi bulmaktadır. Ancak grup ortalamalarından anlaşılacağı üzere K kuşağının dünyadaki olayları büyük ölçüde olumsuz değerlendirdiği söylenebilir. Buna karşın Türkiye’de gelişen olaylara bakış gerçekleştirilen aktivite türüne göre anlamlı bir farklılık göstermemektedir. Bu nedenle H3 kabul edilirken H4 ise kabul edilememiştir. Araştırmadan elde edilen bir diğer bulguya göre K kuşağının günlük sahip oldukları boş zaman dilimine göre yaratıcı düşünme eğilimi alt faktörlerinden öz disiplin faktörü anlamlı bir farklılık göstermektedir. Ancak yaratıcı düşünme 51 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3 eğiliminin diğer alt faktörleri K kuşağının sahip olduğu boş zaman dilimine göre anlamlı bir farklılık göstermemektedir. Dolayısıyla H2 öz disiplin faktörü özelinde kabul edilmiştir. İfade edilen bu bulgular Tablo 2’de görselleştirilmiştir. Tablo 2. Değişkenlerin Farklılıklarına İlişkin Bağımsız İki Örnek T-Testi ve Varyans (ANOVA) Testi Bulguları Değişkenler Boş zaman yeterliliği Dünyadaki olaylara bakış Türkiye’deki olaylara bakış Öz disiplin Mean Kadın Erkek Kültürel ve sanatsal aktiviteler Sportif aktiviteler Sosyal aktiviteler Bireysel aktiviteler Kültürel ve sanatsal aktiviteler Sportif aktiviteler Sosyal aktiviteler Bireysel aktiviteler 1 saatten az 1-3 saat arası 4-5 saat arası 6-8 saat arası 9 saat ve üzeri 3,49 3,18 1,62 1,67 1,37 1,42 1,62 1,59 1,48 1,53 4,0571 3,8787 3,7635 3,6940 3,5435 Std. Deviation 1,151 1,180 ,650 ,747 ,591 ,575 ,506 ,888 ,678 ,674 ,53345 ,67101 ,73217 ,68385 ,85652 Sig. ,007 ,020 ,754 ,019 Araştırmanın amacı doğrultusunda K kuşağının rekreasyonu gerçekleştirebileceği boş zaman diliminin yeterliliği ile yaratıcı düşünme eğilimi arasındaki ilişki test edilmiştir. Test neticesinde boş zaman diliminin yeterliliği ile yaratıcı düşünme eğilimi alt faktörlerinden öz disiplin faktörü arasında negatif yönlü zayıf bir ilişki olduğu tespit edilirken diğer alt faktörler arasında bir ilişki bulunamamıştır. Buna ek olarak dünyada ve Türkiye’de gelişen olaylara bakış ile yaratıcı düşünme eğilimi arasındaki ilişki de test edilmiştir. Dünyada gelişen olaylar ile yaratıcı düşünme eğilimi alt faktörlerinden yenilik arama, cesaret, merak ve şüphe etme faktörleri arasında negatif yönlü zayıf bir ilişki tespit edilirken öz disiplin ve esneklik alt faktörleri arasında anlamlı bir ilişki bulunamamıştır. Türkiye’deki olaylara bakış ile yaratıcı düşünme eğilimi alt faktörlerinden şüphe etme faktörü arasında da negatif yönlü zayıf bir ilişki saptanmıştır. Ancak diğer alt faktörler arasında bir ilişki bulunamamıştır. Bu bulgulardan hareketle H5, H6 ve H7 kabul edilmiştir. İfade edilen tüm bu bulgular Tablo 3’de verilmektedir. 52 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3 Tablo 3. Pearson Korelasyon Katsayıları Değişkenler Boş zaman yeterliliği Dünyadaki olaylara bakış Türkiye’deki olaylara bakış Öz disiplin Yenilik arama Cesaret Merak Şüphe etme Esneklik Öz disiplin Yenilik arama Cesaret Merak Şüphe etme Esneklik Öz disiplin Yenilik arama Cesaret Merak Şüphe etme Esneklik Pearson Correlation -,098 -,046 -,051 ,008 ,079 -,033 -,035 -,139 -,101 -,104 -,110 -,078 -,013 -,062 -,056 -,035 -,136 -,064 Sig. Yorum ,044 ,341 ,292 ,874 ,103 ,502 ,472 ,004 ,037 ,033 ,024 ,107 ,785 ,199 ,246 ,466 ,005 ,188 Negatif yönlü zayıf bir ilişki vardır. Anlamlı bir ilişki yoktur. Anlamlı bir ilişki yoktur. Anlamlı bir ilişki yoktur. Anlamlı bir ilişki yoktur. Anlamlı bir ilişki yoktur. Anlamlı bir ilişki yoktur. Negatif yönlü zayıf bir ilişki vardır. Negatif yönlü zayıf bir ilişki vardır. Negatif yönlü zayıf bir ilişki vardır. Negatif yönlü zayıf bir ilişki vardır. Anlamlı bir ilişki yoktur. Anlamlı bir ilişki yoktur. Anlamlı bir ilişki yoktur. Anlamlı bir ilişki yoktur. Anlamlı bir ilişki yoktur. Negatif yönlü zayıf bir ilişki vardır. Anlamlı bir ilişki yoktur. TARTIŞMA, SONUÇ VE ÖNERİLER K kuşağının rekreasyona katılımı ile yaratıcı düşünme eğilimi arasındaki ilişkinin ortaya çıkarılması temel amacıyla yürütülen bu çalışma neticesinde elde edilen bulgular ortaya atılan hipotezleri büyük oranda desteklemiştir. Araştırma kapsamında K kuşağı bireylerinin gündemdeki olayları çok büyük ölçüde sosyal medya ve internet üzerinden takip ettiği ancak gazete ve dergi gibi basılı materyalleri hiç tercih etmediği tespit edilmiştir. Bu sonuç K kuşağının teknoloji ile bağının kuvvetli olduğunu ancak basılı materyallere karşı da mesafeli olduğunu göstermektedir. Arslan ve Nur (2018) ve Kaya (2020) de bu kuşağın teknolojik bağını ve dijital yaşamı hayatlarının bir parçası olarak gördüğünü ortaya koymuştur. Dijitalleşmenin bir sonucu olarak bireylerin daha yalnız ve bireysel davranışlar sergilemeleri olası bir durum olarak kabul edilebilir. Nitekim araştırmada %60,2’lik bir oranın bireysel rekreasyon aktivitelerine katıldığı sonucuna ulaşılmıştır. Kültürel ve sanatsal aktivitelere katılım oranında %3,1’lik bir oranın olması ise yine dijitalleşmenin bir sonucu olarak görülebilir. Bu durum K kuşağının sanat duyarlılığına ve kültürel donanımına olumsuz etki edebilmektedir. Araştırmadan elde edilen sonuçlara göre K kuşağı bireyleri dünyada ve Türkiye’de gelişen olayları olumsuz olarak değerlendirmektedir. Bunun nedeni ise sosyal medya ve internet aracılığıyla gerçek veya kirli bilgiye ulaşmadaki kolaylık olabilir. Söz konusu bilgiye ulaşım bireylerin gerçek yaşamla çok daha erken tanıştığı dolayısıyla da yaratıcılık, hayal kurma ve umutlanma gibi davranış ve hissiyatlarında olumsuz etkilenme yaratabileceği söylenebilir. Nitekim K kuşağı bireyleri “evet 53 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3 yapabiliriz” inancıyla hareket eden ancak çevresiyle bağlantılı ancak yalnız, açık görüşlü ancak yüksek derecede güvensiz olarak ifade edilmektedir (Manchester Evening News, 2019). Araştırmaya katılan K kuşağı bireylerinin dünyadaki olayları değerlendirmesi boş zamanlarında katıldıkları rekreasyon aktivitesine göre farklılık göstermektedir. Sosyal aktivitelere katılan K kuşağı bireyleri diğer aktivite türlerine göre dünyadaki olayları daha olumsuz değerlendirirken sportif aktivitelere katılan K kuşağı bireyleri ise diğer aktivite türlerine göre daha olumlu değerlendirmektedirler. Bu sonuçtan hareketle K kuşağı bireylerinin sosyal hayat ile etkileşimleri sonucu karamsarlık kazandığı ifade edilebilir. Nitekim Sosyal Öğrenme Teorisi’ne göre bireyin davranışları çevresinde öğrendikleri bilgilerin bilişsel süreçte işlenerek yeniden şekillenmesini temel aldığı (Bandura, 1977) düşünüldüğünde K kuşağı bireylerinin de sosyal aktiviteler sonucu bu karamsarlığı kazandığı ifade edilebilir. Araştırmaya katılan K kuşağı bireylerinin bir günde sahip oldukları ve rekreasyona katılımlarına olanak sağlayan boş zaman dilimlerine göre yaratıcı düşünme eğilimi öz disiplin alt faktöründe anlamlı bir farklılık tespit edilmiştir. Günde 1 saatten az boş zaman dilimine sahip olan bireylerin öz disiplin düzeyleri diğer boş zaman dilimine sahip bireylere göre daha yüksek iken 9 saat ve üzeri boş zamana sahip olan bireyler ise diğer boş zaman dilimine sahip bireylere göre daha düşük öz disiplin düzeyine sahiptirler. Bu sonuç, bireylerin disiplinli olması durumunda zamanlarını daha verimli geçirdikleri düşünüldüğünde beklenen bir sonuç olarak karşımıza çıkmaktadır. Buna ek olarak K kuşağı bireyleri boş zamanları yetersiz buldukça öz disiplin düzeylerinde bir artış olduğu da araştırma sonuçları arasında yer almaktadır. Bu durumun da zamanın değerlendirilmesinde verimliliğin ve bireyin zamandan aldığı tatmin ile alakalı olabileceği düşünülmektedir. Araştırma bulgularından elde edilen bir diğer sonuç ise dünyada ve Türkiye’de gelişen olaylar ile yaratıcı düşünme eğilimi arasındaki negatif yönlü ilişkidir. Buna göre K kuşağı bireylerinin dünyadaki olaylara karşı olumsuz değerlendirmeleri arttıkça yenilik arama, cesaretlenme, merak ve şüphe etme davranışlarının da arttığı tespit edilmiştir. Bu kapsamda K kuşağı bireylerinin her ne kadar teknoloji ile bağının yüksek ve yalnız olduğu ifade edilse de dünyada gelişen olaylara karşı da kayıtsız kalmadığı ve yaratıcı düşünceler geliştirerek olumsuz giden olayları düzeltmek için zihinsel bir çaba harcadığı söylenebilir. Buna ek olarak bu durum Türkiye’de gelişen olaylara karşı kısmen de olsa benzerlik göstermektedir. Türkiye’de gelişen olaylara karşı olumsuz değerlendirmenin artması durumunda K kuşağı bireylerinin şüphe etme davranışlarının arttığı ancak diğer davranış kalıplarında herhangi bir değişikliğin olmadığı belirlenmiştir. K kuşağı bireylerinin boş zaman dilimlerini verimli geçirebilecekleri rekreasyon aktivitelerine katılması yaratıcı düşünme eğilimleri kapsamında değerlendirildiğinde büyük önem arz etmektedir. 54 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3 Bu nedenle K kuşağının yoğun bulunduğu işletmeler, üniversiteler ve diğer kurum ve kuruluşlarda düzenli planlanan rekreasyon aktivitelerinin işletmeye ticari anlamda, üniversitelere bilimsel anlamda ve diğer kurum ve kuruluşlarda da amaçların gerçekleştirilmesinde yaratıcı fikir üretmeleri sağlanabilir. Bunun sağlanmasındaki şüphe ise K kuşağı bireylerinin çevrede gelişen olaylara karşı da duyarlı olduğunun ortaya koyulmasıyla azaltılmaya çalışılmıştır. Literatürde K kuşağının, rekreasyonun ve yaratıcı düşünme eğilimi, problem çözme becerisi gibi zihinsel etkinliğe ilişkin az sayıda çalışma bulunmaktadır. Bu çalışmanın da literatürde sonraki çalışmalara ışık tutacağı düşünülmektedir. KAYNAKÇA Aksu, S. (2019). K ve Z kuşağının siyasi seçim kampanyalarına yönelik güvenine ilişkin bir inceleme. Uluslararası Sosyal ve Beşeri Bilimler Araştırma Dergisi, 6(40), 2016-2025. Arslan, B., & Nur, E. (2018). Teknolojinin yeni çocuğu: K kuşağı. Avrasya Uluslararası Araştırmalar Dergisi, 6(15), 239-347. Bandura, A. (1977). Self-efficacy: Toward a unifying theory of behavioral change. Psychological Review, 84(2), 191-215. Becker, B. W. (1976). Perceived similarities among recreational activities. Journal of Leisure Resarch, 8(2), 112-122. doi: 10.1080/00222216.1976.11970262. Can, E. (2015). Boş zaman, rekreasyon etkinlik ve turizm ilişkisi. İstanbul Sosyal Bilimler Dergisi, 10, 117. Duygulu, S. (2018). Yeni medya teknolojilerinin K-kuşağının ebeveynleri ile olan iletişimine etkisi. TRT Akademi, 3(6), 632-653. Focione, P. A., Focione, N. C., Tiwari, A., & Yuen, F. (2009). Chinese and American perspectives on the pervasive human phenomenon of critical critical thinking. https://www.academia.edu/download/36326177/Chinese_and_American_Perspectives_on_C T.pdf (E.T: 16.08.2019). Kaya, K. (2020). Dijital nesil: K kuşağı. Econharran Harran Üniversitesi İİBF Dergisi, 4(6), 34-54. Legro, M. W., Reiber, G. E., Czerniecki, J. M., & Sangeorzan, J. B. (2001). Recreational activities of lower-limb amputees prostheses. Journal of Rehabilitation Research of Development, 38(3), 319-325. Matud, M. P., Rodriguez, C., & Grande, J. (2007). Gender differences in crative thinking. Personality and Individual Differences, 43, 1137-1147. doi: https://doi.org/10.1016/j.paid.2007.03.006. Mansuroğlu, S. (2002). Akdeniz üniversitesi öğrencilerinin serbest zaman özellikleri ve dış zaman rekreasyon eğilimlerinin belirlenmesi. Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi, 15(2), 5362. Özgenel, Ç., & Çetin, M. (2017). Marmara yaratıcı düşünme eğilimleri ölçeğinin geliştirilmesi: Geçerlik ve güvenirlik çalışması. Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Dergisi, 46, 113-132. Doi: 10.15285/maruaebd.335087. Paul, R., Elder, L., & Bartell, T. (2018). A brief story of the idea of critical thinking. https://www.criticalthinking.org/pages/a-brief-history-of-the-idea-of-critical- 55 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3 thinking/408#:~:text=The%20intellectual%20roots%20of%20critical,their%20confident%20 claims%20to%20knowledge, (ET: 17.08.2020). Sternberg, R. J. (2003). Creative thinking in the classroom. Scandinavaian Journal of Educational Research, 47(3), 325-338. doi: https://doi.org/10.1080/00313830308595. Şensoy, Ö., & Yıldırım, H. İ. (2017). Araştırma soruşturma tabanlı öğrenme yaklaşımının yaratıcı düşünme ve bilimsel süreç becerilerine etkisi. Cumhuriyet International Journal of Education, 6(1), 34-46. Taş, H. Y., Demirdöğmez, M., & Küçükoğlu, M. (2017). Geleceğimiz olan Z kuşağının çalışma hayatına muhtemel etkileri. OPUS Uluslararası Toplum Araştırmaları Dergisi, 7(13), 10311048. doi: 10.26466/opus.370345. Temizkan, M. (2011). Türkçe öğretiminde yaratıcı düşünmeyi geliştirme bakımından Nasreddin hoca fıkraları. Mustafa Kemal Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 8(6), 195-223. Tuzcuoğlu, N. (1995). Psikanaliz kuram ve özellikleri. Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Dergisi, 7, 275-285. Tütüncü, Ö. (2012). Rekreasyon ve rekreasyon terapisinin yaşam kalitesindeki rolü. Anatolia: Turizm Araştırmaları Dergisi, 23(2), 248-252. Wertheimer, M. (1985). A Gestalt perspective on computer simulations of cognitive processes. Computers in Human Behavior, 1, 19-33. doi:https://doi.org/10.1016/0747-5632(85)90004-4. Yaman, S., & Yalçın, N. (2005). Fen bilgisi öğretiminde probleme dayalı öğrenme yaklaşımının yaratıcı düşünme becerisine etkisi. İlköğretim-online Dergisi, 4(1), 42-52. Yaşar, M. C., & Aral, N. (2010). Yaratıcı düşünme becerelerinde okul öncesi eğitimin etkisi. Kurumsal Eğitim Bilim Dergisi, 3(2), 201-209. Zheng, L. (2002). Thinking styles and connitive development. The Journal of Genetic Psychology: Research and Theory on Human Development, 163(2), 179-195.doi: https://doi.org/10.1080/00221320209598676. İnternet Kaynakları: Manchester Evening News. Manchester Evening News, https://www.manchestereveningnews.co.uk/business/business-news/generation-k-katnissnoreena-hertz-13387972, (ET: 05.10.2019). Türk Dil Kurumu Sözlükleri. Türk Dil Kurumu, https://sozluk.gov.tr/, (ET: 19.08.2019). Türkiye İstatistik Kurumu. Türkiye İstatistik Kurumu, http://www.tuik.gov.tr/HbPrint.do?id=27688, (ET: 01.12.2019). Yükseköğretim Kurumu. Yükseköğretim Kurumu, https://istatistik.yok.gov.tr/, (ET: 01.12.2019). ATIF: Kavlak, H.T., Bayram, A.T., Çelen, O. (2020). K Kuşağının Rekreasyona Katılımı ve Yaratıcı Düşünme Eğilimi Arasındaki İlişki. Betül Bayazıt, Ercan Karaçar, Ozan Yılmaz (Ed.), Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3.Cilt içinde (ss. 44-56). Konya, Çizgi Kitabevi Yayınları 56 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 BÖLÜM 5 OTEL ÇALIŞANLARININ MİZAH TARZLARI İLE BOŞ ZAMAN DAVRANIŞLARI YÖNETİMİ ARASINDAKİ İLİŞKİYE YÖNELİK BİR ARAŞTIRMA Ersin ARIKAN Dr. Öğretim Üyesi, Sinop Üniversitesi, [email protected] Emre ÇİLESİZ Dr. Öğretim Üyesi, Sinop Üniversitesi, [email protected] ATIF: Arıkan, E., Çilesiz, E. (2020). Otel Çalışanlarının Mizah Tarzları ile Boş Zaman Davranışları Yönetimi Arasındaki İlişkiye Yönelik Bir Araştırma. Betül Bayazıt, Ercan Karaçar, Ozan Yılmaz (Ed.), Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3.Cilt içinde (ss. 58-76). Konya, Çizgi Kitabevi Yayınları. 5.BÖLÜM OTEL ÇALIŞANLARININ MİZAH TARZLARI İLE BOŞ ZAMAN DAVRANIŞLARI YÖNETİMİ ARASINDAKİ İLİŞKİYE YÖNELİK BİR ARAŞTIRMA Ersin ARIKAN Dr. Öğretim Üyesi, Sinop Üniversitesi, [email protected] Emre ÇİLESİZ Dr. Öğretim Üyesi, Sinop Üniversitesi, [email protected] GİRİŞ Zaman insanların hayatında en önemli konulardan birisidir. Bu kapsamda her insan günde 24 saate sahip olmakla birlikte herkesin zamanı kullanımı farklıdır. Birçok sektörde çalışanlar için farklı çalışma saatleri belirlenmiş olmakla birlikte ortalama çalışma saati yaklaşık sekiz saattir. Bu sürenin dışında kalan zamanı kişiler genellikle dinlenerek geçirmektedirler (Hariyanto, 2017). Sanayi toplumlarında çalışma saatlerinin azaltılmasına yönelik istek ve gerekliliklerin gerçekleşmesi ve zamanın kaydedilemez oluşu boş zaman yönetiminin önemini ortaya koymaktadır (Chin-Shyang ve Cheng-Pin, 2012). İnsanların sağlığını ve yaşam kalitelerini önemli oranda etkilediği düşünülen serbest zaman ve boş zaman kavramına yönelik farklı disiplinlerde konunun farklı yönlerine ilişkin çalışmalar yapılmaktadır (Hansen, Dik ve Zhou, 2008). Boş zaman kişinin çalışma için yenilenmesi, stresten uzaklaşması ve tekrar çalışmak için gerekli gücü toplaması için gereken zaman olarak da değerlendirilebilir (Omay, 2008). Bu bağlamda değerlendirildiğinde kişilerin yenilenerek, daha az stres veya stressiz bir biçimde güçlerinin tekrar toplanması ve bu kapsamda iş performanslarıyla olumlu yönde bir ilişki olabileceği düşünülebilir. Eren Gümüştekin ve Öztemiz (2005) örgütlerin başarı ve başarısızlıklarının değerlendirilmesinde çalışan rolünü belirttikleri çalışmada, örgütlerin çalışanların stres kaynaklarını belirlemenin, stresin giderilmesinin veya kontrol altına alınmasının önemini belirtmişlerdir. İş performansıyla doğrudan ilişkili olabileceği düşünülen stresin değerlendirilerek bununla doğrudan ilişkili olabilecek boş zaman davranışlarının etkin bir biçimde yönetilerek desteğin sağlanmasına yönelik işletme içi ve dışı çalışmalar ön plana çıkmaktadır. Araştırma kapsamında üzerinde durulan diğer bir konu olan mizah tarzlarına yönelik çalışmaların daha çok kişilik özellikleri, iletişim becerileri ve ruh sağlığı başlıklarında yoğunlaştığı görülmektedir (Traş, Arslan ve Taş, 2011). Ayrıca mizah ve stres arasındaki ilişkinin farklı boyutlarıyla ele alınan çalışmaların sayısı da artmaktadır (Recepoğlu ve Recepoğlu, 2018). Ancak literatürde stres, iletişim becerileri ve ruh sağlığı ile ilişkili olabileceği düşünülen alt bir unsur olarak değerlendirilebilecek boş zaman davranışlarının yönetimi ile mizah tarzları arasındaki ilişkiye yönelik çalışmalara rastlanılmamıştır. Bu kapsamda değerlendirildiğinde çalışanların mizah tarzları ve boş zaman davranışları arasındaki ilişkiyi incelemek ve demografik özelliklerle aralarındaki farklılıkları belirlemek ilgili alana katkı sağlayabilecektir. Konaklama işletmeleri çalışanlarının mizah tarzları ve 58 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 alt boyutlarıyla hangi mizah tarzlarına sahip olduklarının boş zaman davranışları yönetimiyle arasındaki ilişkinin belirlenmesi araştırmanın problemini oluşturmaktadır. Söz konusu çalışanların sahip oldukları mizah tarzlarının belirlenmesi, boş zaman davranışlarını yönetmede ilişkili olup olmadığının belirlenmesi ve çalışanların hangi mizah tarzlarına sahip olduklarının saptanması önem taşımaktadır. Bu nedenle otel işletmeleri çalışanlarına yönelik gerçekleştirilen bu çalışmada önce, mizah tarzları ile boş zaman davranışları kavramlarına yönelik özet bilgilere ve çalışmalara yer verilmiş daha sonra araştırmanın amacı, yöntemi ve bulguları sunulmuştur. Araştırmanın sonunda elde edilen istatistiki veriler neticesinde bulguların anlamları tartışılarak öneriler geliştirilmiştir. BOŞ ZAMAN YÖNETİMİ Özgürleşme ve iş dünyasının gereklilikleri ve zorlayıcılığı anlamını da taşıyan boş zaman, iradi yönelmeler ve tercihleri kapsayan serbest olma zamanı ve yaşamı olarak da ifade edilirken seçme/tercih, kaçış ve özgürlük anlamlarıyla da yakın ilişkilidir (Dağlı ve Hacıbektaşoğlu, 2015). Uluslararası literatürde “leisure” olarak ifade edilen boş zaman, çalışma zamanı ve zorunlu ihtiyaçların karşılandığı zamanın dışında kalan ve serbest zaman içerisinde değerlendirilen zaman aralığı olarak da açıklanabilmektedir (Öztürk ve Tecimen, 2017). Boş zaman aktiviteleri aynı zamanda serbest zaman aktiviteleri olarak da isimlendirilebilmektedir. Boş zamanlar bireylere psikolojik, fiziksel ve zihinsel olarak tatmin sağlamaya yardımcı olan rekreasyon aktivitelerin bilinçli bir şekilde değerlendirilmesi olarak da açıklanabilir (Arat ve Çalımlı, 2017). Boş zamanın geçmişten günümüze değişen yapısıyla birlikte en yakın anlamı, endüstri devrimiyle kentleşme ve modernleşme eşiğinde yeni bir yaşam tarzı fikriyle işgörenlerin çalıştıkları işyerlerinin dışındaki zamanın kontrol edilmesiyle açıklanmaktadır (Güven, 2019). Bu bağlamda insan sağlığı üzerinde olumsuz bir etkiye sahip olduğu bilinen stresli, rutin ve sıkıcı iş ve şehir yaşamıyla birlikte teknolojide yaşanan gelişmelerle çalışma saatlerinin azalması, gelirlerin artması gibi etkenler boş zamanı değerlendirmenin ve yönetiminin önemini ortaya koymaktadır (Can, 2015). Günümüz dünyasında yaşamın devamının sağlanabilmesi istek ve ihtiyaçların gerçekleştirilebilmesi için çalışmak bir zorunluluk haline gelmiştir. Ancak tamamen çalışma üzerine bir yaşam insanın doğasına uymaması beraberinde dinlenme ve eğlenme zamanlarına vakit ayırma gerekliliği ortaya çıkmaktadır (Yusufoğlu, 2017). Bazı ülkelerde veya ülkeler içerisindeki farklı şirketlerde benzer çalışma saatleri ile farklı gelirler elde edilebilmektedir. İş dünyasında fazla çalışma ile fazla gelir elde etmek amacıyla çalışan bireylerin yanı sıra daha az çalışma ile boş zamanlarını arttırma eğiliminde olan insanlar da yer almaktadır (Yıldırım ve Akgün Güngör, 2019). Boş zamanda yapılan rekreatif faaliyetler kişilerin fiziki sağlık gelişimleriyle birlikte ruh sağlığı, sosyalleşme, kişisel beceriler ve yetenekler, çalışma başarısı ve iş verimine yönelik olumlu kazanımlar sağlamasının yanında kişisel mutluluğu da beraberinde getirebilmektedir (Öztürk, 2018). Zamanlarının bir kısmını eğlenme ve fiziksel 59 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 aktivitelerle geçiren kişiler, çalışma dönemlerine yüksek enerji ve motivasyon sağlamış bir biçimde devam edebilmektedirler (Yusufoğlu, 2017). Çalışma ortamının kişilere yüklediği stres, fiziksel yorgunluklar ve psikolojik yıpranmaların giderilmesi ve azaltılmasında serbest zaman ön plana çıkmaktadır. Serbest zaman, bireylerin çalışma ortamlarında verimliliklerin arttırabilmesinde ve sosyal yaşamda önemlidir (Demir ve Demir, 2014). Serbest zaman ve boş zaman kavramları sıklıkla aynı olarak kabul edilmekte ve aynı tanım içerisinde değerlendirilmektedir. Ancak boş zaman ve serbest zaman kavramları arasında farklılıklar da bulunmaktadır (Öztürk, 2018). Boş zaman genellikle çalışma yaşamıyla ilişkili değerlendirilmektedir. Bu bağlamda iş zamanından geriye kalan ve içerisinde bağlayıcılıkla zorunluluktan uzak, kişinin iradesi ve isteğiyle tasarrufta bulunacağı bir zaman dilimi olarak da açıklanabilmektedir (Aytaç, 2002). Özellikle çalışma hayatı ile ilişki kurulan boş zaman olgusu, çalışma zamanı ile ilişki kurularak bu zamanın değerlendirilmesi biçimi üzerinde durmaktadır. Bu kapsamda boş zamanların değerlendirilme biçimi iş yerindeki görev, iş performansı gibi kavramlarla ilişkilendirilirken dinlenerek, neşe ve iyi bir motivasyonla değerlendirilen bu zamanların iş hayatına olumlu katkı sağlayabileceği düşünülmektedir (Okumuş, 2015). Boş zaman, farklı toplumlarda sınıf, statü, yaşam tarzı, tüketim, medya, kültür endüstrisi, yabancılaşma gibi kavramlarla ilişkilendirilmiş olup bu ilişkiler toplumlarda zenginleşmeyi de ifade edebilmektedir (Aytaç, 2006). Söz konusu refah düzeyinin artması bireylerin boş zamanlarının da artmasını beraberinde getirmiştir. Özellikle modern toplumlarda rekreatif faaliyetler, serbest zaman faaliyetleri olarak da nitelendirilen boş zaman davranışları, sağlıklı ve dengeli bir hayatın önemli bir ögesi olarak değerlendirilmektedir (Akgün ve Çebi, 2020). Boş zamana gereken önemin verilmesi ve gelişen iş dünyasında çalışanların daha fazla boş zaman elde edebilmesiyle birlikte çalışanlar iş dışındaki zamanlarını daha etkin kullanma ve yönetme eğilimindedirler (Yersüren ve Özel, 2020). Boş zaman davranışlarının etkili bir biçimde yönetilmesiyle bireylerin elde ettiği kazanımlar sadece bu bireyler için değil iş yaşamıyla da doğrudan ilişkili olmasıyla yaşanılan toplum içinde önemlidir. Bu sebeple gelişmiş olarak nitelendirilen ülkeler, bireylerin boş zamanlarını etkili ve verimli bir biçimde yönetmelerine yardımcı olabilmesi açısından sağlanabilecek olanaklar üzerinde çalışmakta ve bunu topluma sunmaktadırlar (Özdağ vd., 2009). Boş zaman yönetimi ile ilgili çalışmaların ulusal ve uluslararası literatürde arttığı günümüz iş dünyası yönetim anlayışında farklı sektörlerde boş zaman kavramı önemle üzerinde durulan bir konu haline geldiği söylenebilir. Bu kapsamda farklı sektörlerde yapılan çalışmalardan Chin-Shyang ve Cheng-pin’in (2012) tatil köyü çalışanları üzerine yapmış olduğu araştırmaya göre tatil köylerinde çalışanların serbest zaman yönetiminin boş zaman kısıtlamaları üzerinde olumsuz etkiye sahip olduğunu belirtmektedir. Przepiorka ve Blachnio’nun (2017) boş zaman yönetimi ve kişilik değişkenleri arasındaki ilişkiyi belirlemeye yönelik yapmış olduğu araştırmaya göre ise kişilik özellikleri ile boş zaman değişkenleri arasında anlamlı ilişki olduğunu tespit etmişlerdir. Wang’ın (2018) serbest zaman yönetimi, boş zaman sıkıntısı ve internet 60 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 bağımlılığı arasındaki ilişkileri araştırmak için yapmış olduğu araştırma sonucuna göre serbest zaman yönetiminin boş zaman can sıkıntısını azalttığı ve boş zaman can sıkıntısının internet bağımlılığını artırdığını vurgulamışlardır. Ayrıca, boş zaman sıkıntısının serbest zaman yönetimi ve internet bağımlılığı arasında ayrı bir arabulucu olarak rol oynadığını belirtmişlerdir. Wang ve Kao’nun (2011) serbest zaman yönetimi önlemleri ile yaşam kalitesi arasındaki ilişkiyi tanımlamak için yapmış oldukları araştırma ile serbest zaman yönetimi ile yaşam kalitesi arasında pozitif bir ilişki olduğu sonucuna ulaşmışlardır. Araştırma sonucuna göre boş zamanlarını yöneten kişilerin bilinçli olarak daha iyi bir yaşam kalitesine sahip olduğunu göstermektedir. Wang ve arkadaşlarının (2012) Tayvan’da yapmış olduğu araştırmaya göre serbest zaman yönetiminin beş boyutunun boş zaman can sıkıntısı ile önemli negatif ilişkilere sahip olduğunu; serbest zaman yönetimine ait dört boyutun da boş zaman sıkıntısına önemli katkılarının olduğunu belirtmektedir. Bertsch ve arkadaşlarının (2017) Amerika’da yer alan üniversitelerde öğrenim gören öğrenciler üzerinde yapmış olduğu araştırmaya göre zaman yönetimi beceri ve bağlılıklarının ebeveynler bağlılığı, istihdam durumları, ders saatleri gibi niteliksel değişkenlere bağlı olarak değiştiğini göstermektedir. Yaşartürk, Akyüz ve Karataş (2018) Rekreasyon bölümü öğrencilerinin boş zaman yönetimi ile akademik başarılarını etkileyen örgütsel faktöreler arasındaki ilişkiyi inceledikleri araştırmada, boş zaman yönetimi ve akademik başarı düzeylerinin cinsiyet, sınıf, rekreatif etkinliklere katılma gibi değişkenlere göre farklılık gösterdiği sonucuna ulaşılmıştır. Boş zaman yönetimini olumlu ve doğru bir şekilde uygulanmasının akademik başarı düzeylerini de olumlu yönde arttırabileceğini belirtmişlerdir. Boş Zaman Yönetimi ile ilgili yapılan çalışmalar Boş zaman yönetimi ile ilgili alanyazında çeşitli araştırmalar yer almaktadır. Bu araştırmalara bakıldığında:  Przepiorka ve Blachnio’nun (2017) boş zaman yönetimi ve kişilik değişkenleri arasındaki ilişkiyi belirlemeye yönelik yapmış olduğu araştırmaya göre kişilik özellikleri ile boş zaman değişkenleri arasında anlamlı korelasyon olduğunu tespit etmişlerdir.  Chin-Shyang ve Cheng-pin’in (2012) tatil köyü çalışanları üzerine yapmış olduğu araştırmaya göre tatil köylerinde çalışanların serbest zaman yönetiminin boş zaman kısıtlamaları üzerinde olumsuz etkiye sahip olduğunu göstermektedir.  Wang’ın (2018) serbest zaman yönetimi, boş zaman sıkıntısı ve internet bağımlılığı arasındaki ilişkileri araştırmak için yapmış olduğu araştırma sonucuna göre serbest zaman yönetiminin boş zaman can sıkıntısını azalttığı ve boş zaman can sıkıntısının internet bağımlılığını artırdığını göstermektedir. Ayrıca, boş zaman sıkıntısının serbest zaman 61 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 yönetimi ve internet bağımlılığı arasında ayrı bir arabulucu olarak rol oynadığını ortaya koymuştur.  Wang ve Kao’nun (2011) serbest zaman yönetimi önlemleri ile yaşam kalitesi arasındaki ilişkiyi tanımlamak için yapmış olduğu araştırma ile serbest zaman yönetimi ile yaşam kalitesi arasında pozitif bir ilişki olduğunu ortaya koymuştur. Araştırma sonucuna göre boş zamanlarını yöneten kişilerin bilinçli olarak daha iyi bir yaşam kalitesine sahip olduğunu göstermektedir.  Wang ve arkadaşlarının (2012) Tayvan’da yapmış olduğu araştırmaya göre serbest zaman yönetiminin beş boyutunun boş zaman can sıkıntısı ile önemli negatif ilişkilere sahip olduğunu; serbest zaman yönetimine ait dört boyutun da boş zaman sıkıntısına önemli katkılarının olduğunu göstermektedir.  Bertsch ve arkadaşlarının (2017) Amerika’da yer alan üniversitelerde öğrenim gören öğrenciler üzerinde yapmış olduğu araştırmaya göre zaman yönetimi beceri ve bağlılıklarının ebeveynler bağlılığı, istihdam durumları, ders saatleri gibi niteliksel değişkenlere bağlı olarak değiştiğini göstermektedir. MİZAH TARZLARI Mizah, binlerce yıldır insanoğlunun davranışsal repertuarının bir parçası olmakla birlikte öznel yapısı gereği tarifi zor ve tanımlanması güç bir kavramdır (Polimeni ve Reiss, 2006). Tarih, psikoloji, sosyoloji, edebiyat vb. birçok disiplin tarafından farklı tanımlamalara sahiptir. Pearce ve Hajizada’ye (2014) göre mizahi içerik komik olma niyetiyle verilen herhangi bir mesajdır ve bireysel düzeyde insanlar mizahı; bir üstünlük ifadesi olarak, gerginliği azaltmak ve uyumsuzluklarla başa çıkmak için kullanırlar. Sosyal anlamda işlevsel bir değer olarak bahsedilen mizah (Sherman, 1988), insanın varoluşsal bir bileşeni olarak tanımlanmakta ve sosyal ilişkilerin kurulmasında, kolaylaştırılmasında ve sona erdirilmesinde önemli olduğu vurgulanmaktadır (Warnars-Kleverlaan, Oppenheimer ve Sherman, 1996). Robert ve Yan (2007) mizahı, üretici tarafından seyirciye karşı yapılan kasıtlı bir sosyal iletişim olarak tanımlamaktadır. Kasıtsız olarak ortaya çıkan mizah türleri sosyal iletişime etki etmediği için mizahı kasıtlı yapılan bir eylem olarak ele almışlardır. Golger (2018) mizahı, insanları güldüren aykırı fikirler içeren bir iletişim biçimi olarak; Romero ve Cruthirds (2006) birey, grup veya organizasyonda olumlu duygular ve bilişler üreten eğlenceli iletişimler olarak tanımlamıştır. Smith ve Khojasteh (2014)’e göre mizah uygun şekilde kullanıldığında daha iyi bir çalışma ortamı yaratabilen örgütsel bir araç olmakla birlikte iş yerinde stresi azaltmaktadır. Ayrıca mizahın yaratıcılığı arttırdığı (Amjed ve Tirmzi 2016), alışkanlık haline getirmenin fiziksel sağlığı etkilediği de bilinmektedir (Richards ve Kruger, 2017). 62 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 Mizah duygusu, mizahı üretme ve mizah anlama süreçlerini içerir. Mizahı anlama, bir şakayı anlama veya elde etme sürecidir. Mizahı takdir etme, bir şakayı veya espriyi iyi veya kötü olarak değerlendirme yeteneğidir. Başka bir deyişle, bir şakayı aldıktan sonra onun ne kadar komik olduğunu algılamaktır. Bu yüzden mizah takdiri için öncelikle mizah anlayışı gereklidir (Köhler ve Ruch, 1996). Mizah duygusunu bir kişilik özelliği ya da bireysel farklılık değişkeni olarak tanımlayan Martin ve arkadaşları (2003); mizahı çok yönlü bir yapı olarak ele almakta ve (1) bilişsel bir yetenek, (2) estetik bir tepki, (3) alışılagelmiş bir davranış kalıbı, (4) duygusal bir mizaç özelliği, (5) bir tutum, (6) başa çıkma stratejisi veya savunma mekanizması olarak kavramsallaştırmaktadır. Kavramın çok yönlülüğü kendisini farklı boyutlarda ortaya çıkarmaktadır. Şekil 1’de de görüldüğü üzere Martin ve arkadaşları (2003), mizah türlerini 4 farklı boyutta ele almıştır. Kendine Yönelik Kendini Geliştirici Mizah Kendini Yıkıcı Mizah Faydalı Zararlı Başkasına Yönelik Katılımcı Mizah Saldırgan Mizah Şekil 1. Martin vd. (2003) Mizah Tarzları Modeli Mizah türlerinin ilki olan kendini geliştirici mizah sergileyen insanlar, hayata mizahi bir bakış açısı ile bakar ve hayatın kaçınılmaz sıkıntılarından aşırı derecede rahatsız olmazlar. Bu mizah tarzı, olumlu bir bakış açısının korunmasına yardımcı olan, stresle başa çıkma mekanizmasıdır (Romero ve Cruthirds, 2006). Kendini geliştirici mizah, anlatıcının hayatın dert ve sıkıntıları hakkında olumlu ve eğlenceli bir bakış açısı sürdürmesine izin veren mizah anlamına gelir. Öte yandan, kendini yıkıcı mizah, kendini aşırı derecede aşağılayıp başkalarına karşı hoşnutsuzluk yaratma anlamına gelmektedir. Kendini geliştirici ve kendini yıkıcı mizah arasındaki sınır çok da belirgin değildir (Janes ve Olson, 2010). İnsanlar, başkaları tarafından aşağılanmaktan ya da küçümsenmekten korumak için bu tarz mizahı kullanmaktadır. Katılımcı mizahı kullanan insanlar, başkalarıyla şakalaşır ve onları sosyal etkileşimi geliştirmeye odaklanan mizah biçimleriyle cezbeder. Bir gruba özgü komik hikaye ve şakaları, sosyal etkinlikler sırasında insanlara yapılan iyi huylu pratik şakaları içerir (Romero ve Cruthirds, 2006). Başkalarını eğlendirmek için esprili olma eğilimini ifade eder. Bu mizah türü; kişilerarası ilişkileri geliştiren, düşmanca olmayan, hoşgörülü bir mizah kullanımını temsil eder. Başkalarıyla alay etmek genellikle saldırgan mizah kategorisine girerken, bazen yakın ilişkilerde olan insanlar sevgiyle birbirleriyle alay ederler ve diğer kişinin zayıflıklarıyla dalga geçerler (Janes ve Olson, 2010). Mizah türlerinin sonuncusu olan saldırgan mizah türünü kullanan bireyler genellikle alaycı bir tehdit ile başkalarını manipüle etmeyi amaçlar. Kandırmaya, küçük düşürmeye ve aşağılamaya neden olmak için bu türü kullanırlar (Romero ve Cruthirds, 2006). Bu mizah türü kişinin başkalarıyla 63 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 olan ilişkilerini yok etme pahasına kendini yüceltmenin bir yolu olarak görülmektedir (Kazarian ve Martin, 2004). YÖNTEM Araştırmanın yöntem başlığında araştırmanın modeli (deseni), çalışma grubu, veri toplama araçları, sınırlılıklar ve verilerin analizi ile yorumlanması konuları yer almaktadır. Otel işletmeleri çalışanlarının mizah tarzlarına yönelik algıları ile boş zaman davranışlarının yönetiminin bazı değişkenler açısından incelenmesini konu alan bu çalışma nicel yöntem kapsamında yürütülmüştür. Bu araştırmanın amacı, konaklama işletmelerinde çalışanların sahip oldukları mizah tarzları ile boş zaman değerlendirme davranışları arasında ilişki olup olmadığını incelemektir. Mizah kavramı ile ilgili turizm sektöründe konaklama işletmeleri çalışanlarını kapsayan çok fazla çalışmaya rastlanılmamaktadır. Bu bağlamda mizah tarzları ile kişilerin boş zaman yönetimine bakış açılarını belirlemeye ilişkin ilgili yazında çalışma bulunamaması nedeniyle literatüre katkı sağlayabileceği düşünülmektedir. Değişkenler arası ilişkileri belirlemek amacıyla çalışılan ilişkisel araştırma (Büyüköztürk vd., 2008) söz konusu bu çalışmada araştırma deseni olarak belirlenmiştir. Çalışmada otel çalışanlarından elde edilen nicel veriler SPSS 23 paket programı ile analiz edilmiştir. Araştırmaya katılan otel çalışanlarına ilişkin frekans ve yüzde hesaplamaları yapılmıştır. Veri setinin güvenilirlik analizi Cronbach Alfa katsayısı ile test edilmiştir. Ölçek alt düzeylerinin normallik testi yapılarak çarpıklık ve basıklık değerleri incelenmiştir. Mizah tarzları ve boş zaman davranışları yönetimine yönelik boyutların belirlenen demografik değişkenlere (cinsiyet, eğitim, yaş, medeni durum, turizm tecrübe, eğitim durumu, işletme içinde görev, çalışılan bölüm) göre anlamlı bir farklılık gösterip göstermediğinin tespiti için Bağımsız Örneklem t Testi ve Tek Yönlü Varyans Analizi (Anova) yapılmıştır. Mizah tarzları ve boş zaman davranışları yönetimi alt boyutları arasındaki ilişkinin incelenmesi için Pearson Korelasyon Analizinden yararlanılmıştır. Araştırmanın genel evrenini otel çalışanları, çalışma evreninin ise Akdeniz bölgesi Antalya’da faaliyet gösteren küçük, orta ve büyük ölçekli otel işletmelerinde yiyecek-içecek, önbüro, kat hizmetleri, idari hizmetler, teknik-güvenlik bölümünde çalışanlar ve yöneticiler oluşturmaktadır. Kolayda örnekleme tekniği ile otel işletmelerinden 281 adet anket toplanmıştır. Hatalı ve eksik doldurulduğu tespit edilen 29 anket değerlendirme dışında tutulmuş, 252 adet anket değerlendirilmiştir. Söz konusu anketler 2020 Mayıs ve Temmuz ayları arasında yüz yüze ve Google form tarafından oluşturulan çevrimiçi anket formu ile elde edilmiştir. Araştırmada kullanılan ölçeklerden mizah tarzları ölçeği Martin vd., (2003) tarafından geliştirilen Yerlikaya (2003) tarafından uyarlanan kendini geliştirici, katılımcı, saldırgan, kendini yıkıcı mizah boyutlarından ve 32 maddeden oluşan ölçektir. Boş zaman yönetimi ölçeği Wang ve arkadaşları (2011) tarafından geliştirilen Akgül ve Karaküçük (2015) tarafından Türkçe’ye uyarlama çalışması yapılmış amaç belirleme ve yöntem, değerlendirme, boş zaman tutumu, programlama 64 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 boyutlarıyla 15 maddeden oluşmaktadır. Kullanılan ölçeklerin Cronbach Alfa (α) katsayıları boş zaman yönetimi ölçeği için 0,911, mizah tarzları ölçeği için 0,871’dir. Bu sonuçlar ile ölçeklerin yüksek düzeyde (α>0,70) güvenilir olduğunu göstermektedir. Araştırmanın temel soruları; 1) Konaklama işletmelerinde çalışanların mizah tarzları yüksek midir? 2) Konaklama işletmelerinde çalışanların boş zaman yönetimi algıları yüksek midir? 3) Konaklama işletmeleri çalışanların mizah tarzları ile boş zaman davranışlarının yönetimi arasında anlamlı bir ilişki var mıdır? Araştırma soruları doğrultusunda araştırmanın hipotezleri;  H1: Konaklama işletmeleri çalışanlarının mizah tarzları ile boş zaman davranışları yönetimi arasında bir ilişki bulunmaktadır.  H2: Konaklama işletmeleri çalışanlarının demografik özellikleri (Cinsiyet, Yaş, Medeni Durum, Eğitim Durumu, Turizm Eğitimi Durumu, İşletme Görevi, Çalışılan Bölüm, Turizm Tecrübe Süresi) mizah tarzları ile boş zaman yönetimi arasındaki ilişkiyi etkilemektedir. Araştırma otel çalışanlarının ölçme araçlarına vermiş oldukları yanıtlarla sınırlıdır. Araştırmanın Covid-19 pandemi süresince kapalı olan otellerin araştırma dışında tutulması zorunluluğu gerçeği araştırma sonuçlarının yorumlanmasında genellemeler yapılmasını zorlaştırmaktadır. BULGULAR Araştırmaya ilişkin katılımcıların demografik özelliklerinden cinsiyet, yaş, çalışılan pozisyon, turizm eğitimi alma durumu, medeni durum, eğitim düzeyleri ve otel içerisinde çalışılan bölüm ile turizm sektöründeki tecrübe süreleri dağılımları Tablo 1’de verilmiştir. Tablo 1. Katılımcıların Bazı Sosyo-Demografik Özelliklere Göre Dağılımları Sosyo Demografik Özellikler Cinsiyet n % n % Yönetici İşgören 30 228 11,6 88,4 Önbüro Yiyecek-İçecek Bölümü Kat Hizmetleri Hizmet Bölümü (Teknik-Güvenlik) 62 106 24,0 41,1 32 30 12,4 11,6 İşletme Görev Kadın Erkek 72 186 27,9 72,1 Ortaöğretim ve Altı Yükseköğretim Lisansüstü 102 136 20 39,5 52,7 7,8 Eğitim Yaş 18-25 yaş 104 40,3 65 Bölüm Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 26-34 yaş 35-44 yaş 45-54 yaş 55 yaş ve üzeri 64 52 32 6 24,8 20,2 12,4 2,3 Aldım Almadım 88 170 34,1 65,9 Evli Evli değil 70 188 27,1 72,9 İdari Hizmetler 28 10,9 3 yıl ve az 4-7 yıl arası 8-14 yıl arası 15 ve üzeri 112 76 56 14 43,4 29,5 21,7 5,4 Tecrübe Turizm Eğitimi Medeni Durum Tablo 1’e göre katılımcıların demografik özellikler açısından dağılımı incelendiğinde erkek katılımcıların %72,1, kadın katılımcıların %27,9’dan oluşmaktadır. Bu katılımcıların medeni durumlarına göre evli olanlar %27,1 iken evli olmayan katılımcılar ise yüksek oranda %72,9’dır. Katılımcıların yarısından fazlası (%52,7) ön lisans ve lisans mezunu kişilerden oluşurken ortaöğretim ve altı katılımcılar %39,5, lisansüstü mezunu %7,8’dir. Yaş dağılımları incelendiğinde en yüksek grubun %40,3 ile 18-25 yaş arası olduğu, bu grubu 26-34 yaş (%24,8) ve 35-44 yaş arası (%20,2) izlemektedir. Diğer gruplara oranla daha düşük katılımın sağlandığı gruplar ise 45-54 yaş (%12,4) ve 55 yaş ve üzeri (%2,3) katılımcılardan oluşmaktadır. Bu bağlamda katılımcıların genç yaş grubu ağırlıklı olduğu söylenebilir. Turizm eğitimi alma durumlarına göre katılımcıların yüksek bir oranda (%65,9) turizm eğitimi almayan katılımcılardan oluştuğu, turizm eğitimi alanlar ise %34,1’dir. Üst düzey yöneticiler %11,6 gibi düşük bir oranda katılım gösterirken orta kademe yöneticiler ve iş görenlerin dâhil olduğu grup iş görenler ise %88,4 gibi yüksek bir orandadır. Katılımcıların otel işletmelerinde görev aldıkları bölümlere göre dağılımlarında en yüksek katılımın sağlandığı grup %41,1 ile yiyecek-içecek bölümüdür. Araştırmada ön büro bölümünde çalışan katılımcıların oranı %24, kat hizmetleri bölümünde çalışanlar %12,4 ve yakın oranda %11,6 oranında teknik ve güvenlik bölümünü oluşturan hizmet bölümündeki katılımcılardır. Turizm sektöründeki tecrübe dağılımlarında %43,4 gibi yüksek oranda 3 yıl ve daha az katılımcıların araştırmaya katıldığı belirlenmiştir. Bu katılımcı grubunu %29,5 ile 4-7 yıl arası tecrübeye sahip katılımcılar ve 8-14 yıl arası (%21,7) tecrübeye sahip katılımcılar oluşturmaktadır. Bütün bu gruplar içerisinde en düşük düzeyde katılım sağlayan katılımcı grubu %5,4 ile 15 ve üzeri turizm tecrübesine sahip olanlardır. Tablo 2. Cinsiyete Göre Mizah Tarzları ve Boş Zaman Yönetimi Puanları Bağımsız Örneklemler T Testi Sonuçları Mizah Tarzları Boş Zaman Yönetimi Cinsiyet N Ortalama (  ) s.s p Kadın Erkek Kadın Erkek 72 186 72 186 3,97 3,92 3,38 3,45 1,33 1,42 ,613 ,715 ,802 66 ,424 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 Tablo 2’ye göre otel işletmelerinde çalışan iş gören ve yöneticilerin mizah tarzları ve boş zaman yönetimi algılarına göre cinsiyet grupları ile bağımsız örneklemler t testi sonuçları değişkenler arasında anlamlı farklılıklar olmadığı sonucuna ulaşılmıştır (p>0,05). Tablo 3. Katılımcıların Medeni Durumlarına Göre Mizah Tarzları ve Boş Zaman Yönetimi Puanları Bağımsız Örnekleme T Testi Sonuçları Mizah Tarzları Boş Zaman Yönetimi Medeni Durum Evli Evli değil Evli Evli Değil N Ortalama (  ) s.s p 70 188 70 188 2,67 4,41 2,59 3,74 1,12 1,17 ,557 ,415 ,000* ,000* * p<0,05 Tablo 3’e göre katılımcıların algıladıkları mizah tarzları ve boş zaman yönetimlerine ilişkin görüşlerine yönelik bağımsız örneklemler t testi sonuçlarına göre değişkenler arasında anlamlı bir fark olduğu sonucuna ulaşılmıştır (p<0,05). Katılımcıların algıladıkları mizah tarzları düzeyleri evli olmayan katılımcıların (x̄= 4,41) evli olanlara (x̄=2,67) göre çok daha yüksek olduğu belirlenmiştir (p<0,05). Boş zaman yönetimine yönelik görüşlerin medeni durumlarına göre farklılaşıp farklılaşmadığını belirlemek amacıyla yapılan analiz sonucunda evli olmayan katılımcıların (x̄=3,74) evli katılımcılara (x̄=2,59) göre daha yüksek düzeyde boş zaman yönetimine ilişkin daha olumlu görüş bildirdikleri sonucuna ulaşılmaktadır (p<0,05). Tablo 4. Katılımcıların İşletme İçerisindeki Pozisyonlarına Göre Mizah Tarzları ve Boş Zaman Yönetimi Puanları Bağımsız Örneklemler T Testi Sonuçları Mizah Tarzları Boş Zaman Yönetimi Pozisyon İşgören Yönetici İşgören Yönetici N 228 30 228 30 Ortalama (  ) 3,94 3,87 3,41 3,61 s.s 1,37 1,54 ,679 ,732 p ,799 ,125 Tablo 4’te görüldüğü gibi, üst düzey yöneticiler ile alt kademe iş görenlerin mizah tarzları puanları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık yoktur (p=0,799; p>0,05). Benzer bir biçimde üst düzey yöneticiler ile alt kademe iş görenlerin boş zaman yönetimi puanları arasında da anlamlı bir farklılık olmadığı belirlenmiştir (p=0,125; p>0,05). Yöneticiler ve iş görenlerin yaklaşık olarak aynı oranda mizah tarzları puanına sahipken aynı grubun boş zaman yönetimi puanları da birbirine yakın ortalama değerlerden oluşmaktadır. 67 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 Tablo 5. Katılımcıların Turizm Eğitimi Alma Durumlarına Göre Mizah Tarzları ve Boş Zaman Yönetimi Puanları Bağımsız Örneklemler T Testi Sonuçları Mizah Tarzları Boş Zaman Yönetimi Turizm Eğitimi Aldım Almadım Aldım Almadım N 88 170 88 170 Ortalama (x̄) 4,35 3,72 3,60 3,34 s.s 1,18 1,44 ,548 ,736 p ,001* ,004* * p<0,05 Turizm eğitimi alan katılımcıların turizm eğitimi almayanlarla arasındaki farklılığın mizah tarzlarına göre karşılaştırıldığı analiz sonuçlarına göre turizm eğitimi alan katılımcıların mizah tarzlarına ilişkin algılarının (x̄=4,35) turizm eğitimi almayanlara (x̄= 3,72) göre daha yüksek olduğu belirlenmiştir (p<0,05). Boş zaman yönetimine yönelik otel çalışanlarının görüşlerinde turizm eğitimi alanların (x̄= 3,60) turizm eğitimi almayanlara (x̄= 3,34) göre daha yüksek olduğu sonucuna ulaşılmıştır (p<0,05). Tablo 4. Katılımcıların Mizah Tarzları ve Boş Zaman Yönetimi Algılarına İlişkin Görüşlerinin Eğitim Gruplarına Göre Karşılaştırılmasına Ait Varyans Sonuçları Eğitim Durumu Mizah Tarzları Boş Zaman Yönetimi N 102 136 20 102 136 20 Ortaöğretim ve Altı Yükseköğretim Lisansüstü Ortaöğretim ve Altı Yükseköğretim Lisansüstü x̄ 3,61 4,18 3,95 3,25 3,53 3,71 Std. Sapma 1,52 1,21 1,58 ,809 ,524 ,800 F Değeri p 5,065 ,007 6,757 ,001 * p<0,05 İş görenlerin ve yöneticilerin mizah tarzları ve boş zaman yönetimine yönelik görüşlerinin eğitim gruplarına göre karşılaştırılmasına yönelik varyans analizi (Anova) sonuçlarının yer aldığı tablo 4’e göre her iki değişkenin de eğitim grupları ile anlamlı bir farklılık olduğu sonucuna ulaşılmıştır (p<0,05). Lisansüstü eğitime sahip katılımcıların mizah tarzları algılarına yönelik puanları (x̄=3,95) olarak belirlenmiştir. Ortaöğretim ve altı eğitime sahip çalışanların mizah tarzları puanı (x̄=3,61) en düşük, Yükseköğretim mezunu olan çalışanların puanı (x̄=4,18) en yüksek olarak hesaplanmıştır (F=5,065; p<0,05). Çalışanların boş zaman yönetimine yönelik algılarının eğitim durumu yükseldikçe arttığı sonucuna ulaşılmıştır. Bu kapsamda ortaöğretim ve altı mezunu çalışanların boş zaman yönetimi puanları diğer gruplara göre en düşük düzeyde gerçekleşmiştir. Bu grubu sırasıyla yükseköğretim mezunu çalışanlar (x̄=3,53) ve lisansüstü çalışanlar (x̄=3,71) takip etmektedir (F=6,757; p<0,05). 68 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 Tablo 5. Katılımcıların Mizah Tarzları ve Boş Zaman Yönetimi Algılarına İlişkin Görüşlerinin Yaş Gruplarına Göre Karşılaştırılmasına Ait Varyans Sonuçları Mizah Tarzları Boş Zaman Yönetimi Yaş N 18-25 yaş arası 26-34 yaş arası 35-44 yaş arası 45-54 yaş arası 55 yaş ve üzeri 18-25 yaş arası 26-34 yaş arası 35-44 yaş arası 45-54 yaş arası 55 yaş ve üzeri 104 64 52 32 6 104 64 52 32 6 Aritm. Ort. 4,61 4,67 2,96 2,24 1,91 3,70 3,79 3,07 2,63 2,35 Std. Sapma 1,02 ,982 1,14 ,692 ,403 ,501 ,382 ,722 ,538 ,500 F Değeri p 61,753 ,000* 43,671 ,000* * p<0,05 Otel çalışanlarının mizah tarzlarına yönelik görüşlerinin yaş gruplarına göre farklılaşıp farklılaşmadığına yönelik yapılan varyans analizi (Anova) sonuçlarına göre anlamlı farklılık olduğu sonucuna ulaşılmıştır (p<0,05). Tablo 5’e göre otel çalışanlarının yaş gruplarına göre mizah tarzları puanları karşılaştırıldığında yaş grubu 55 yaş üzeri olan çalışanların mizah tarzları en düşük (x̄=1,91), 26-34 yaş arası (x̄=4,67) en yüksek puana sahip iken ardından sırasıyla 18-25 yaş arası (x̄= 4,61), 35-44 yaş arası (x̄=2,96) ve 45-54 yaş arası (x̄=2,24) gruplarıdır (F=61,753; p<0,05). Boş zaman yönetimine yönelik otel çalışanlarının görüşleri yaş grupları ile varyans analizi ile incelendiğinde anlamlı bir farklılık olduğu belirlenmiştir (p<0,05). Yaş gruplarına göre 26-34 yaş arası (x̄=3,79) grubun en yüksek düzeyde puana sahip oldukları bu grubu sırasıyla 18-25 yaş arası (x̄=3,70) çalışanlar, 35-44 yaş arası (x̄=3, 07) ve 45-54 yaş arası (x̄=2,63) takip etmektedir. En düşük düzeyde puana sahip olan grup ise 55 yaş üzeri (x̄=2,35) çalışanlardır (F=43,671; p<0,05). Tablo 6. Katılımcıların Mizah Tarzları ve Boş Zaman Yönetimi Algılarına İlişkin Görüşlerinin Turizm Tecrübe Gruplarına Göre Karşılaştırılmasına Ait Varyans Sonuçları Mizah Tarzları Boş Zaman Yönetimi Tecrübe N 3 yıl ve az 4 ve 7 yıl arası 8 ve 14 yıl arası 15 ve üzeri 3 yıl ve az 4 ve 7 yıl arası 8 ve 14 yıl arası 15 ve üzeri 112 76 56 14 112 76 56 14 Aritm. Ort. 4,62 3,92 3,00 2,33 3,66 3,55 3,11 2,27 Std. Sapma 1,02 1,34 1,32 1,03 ,427 ,606 ,789 ,790 F Değeri p 32,136 ,000* 29,366 ,000* * p<0,05 Tablo 6’da çalışanların mizah tarzları ve boş zaman yönetimi algılarına yönelik görüşlerinin turizm tecrübelerine göre farklılaşıp farklılaşmadığının belirlenmesine yönelik yapılan varyans (Anova) analizinde değişkenler arasında anlamlı farklılıklar olduğu sonucuna ulaşılmıştır (p<0,05). Mizah tarzlarına yönelik görüşlerin 3 yıl ve daha az (x̄=4,62) turizm tecrübesine sahip olan 69 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 çalışanlarda diğer gruplara göre daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Mizah tarzlarına yönelik görüşlerin turizm tecrübesi arttıkça düştüğü sonucuna ulaşılmıştır. En düşük düzeyde mizah tarzı algısına sahip grubun 15 yıl ve üzeri (x̄=2,33) turizm tecrübesine sahip çalışanlardan, bu grubu sırasıyla 8-14 yıl arası (x̄=3,00) ve 4-7 yıl arası (3,92) turizm tecrübesine sahip çalışanlardan oluştuğu tespit edilmiştir (F=32,136; p<0,05). Boş zaman yönetimine yönelik otel çalışanlarının görüşlerinin turizm tecrübelerinde göre ortalamaları değerlendirildiğinde turizm tecrübesi arttıkça boş zaman yönetimine yönelik görüşlerinin ortalama puanları azalmaktadır. Diğer bir ifade ile 3 yıl ve altı (x̄= 3,66) turizm tecrübesine sahip katılımcıların boş zaman yönetimine yönelik görüşleri en yüksek, bu grubu sırasıyla 4-7 yıl arası (x̄= 3,55) ve 8-14 yıl arası (x̄= 3,11) turizm tecrübesine sahip çalışanlar izlemektedir. En düşük boş zaman yönetimi algısına sahip katılımcı grubu 15 yıl ve üzeri (x̄= 2,27) turizm tecrübesine sahip katılımcı grubudur (F=29,366; p<0,05). Tablo 7. Katılımcıların Mizah Tarzları ve Boş Zaman Yönetimi Algılarına İlişkin Görüşlerinin Bölümlere Göre Karşılaştırılmasına Ait Varyans Sonuçları N Mizah Tarzları Boş Zaman Yönetimi Önbüro Yiyecek İçecek Kat Hizmetleri İdari Birimler Hizmet (TeknikGüvenlik) Önbüro Yiyecek İçecek Kat Hizmetleri İdari Birimler Hizmet (TeknikGüvenlik) 62 106 32 28 30 Aritm. Ort. 3,85 4,13 3,98 4,32 3,00 Std. Sapma 1,19 1,31 1,49 1,47 1,52 62 106 32 28 30 3,50 3,35 3,52 3,85 3,11 ,362 ,683 ,718 ,751 ,911 F Değeri p 4,786 ,001* 5,164 ,001* * p<0,05 Araştırmaya katılan çalışanların mizah tarzları ve boş zaman yönetimi konusunda otel içerisindeki bölümlerine göre puanlarının dağılımı Tablo 7’de verilmektedir. Mizah tarzları ve boş zaman yönetimine yönelik otel çalışanlarının görüşleri otel içerisinde çalıştıkları bölümlere göre anlamlı bir farklılık göstermektedir (p<0,05). İdari birim hizmetlerinde çalışanlarının (x̄=4,32) mizah tarzlarına yönelik görüşlerinin yiyecek içecek bölümü (x̄=4,13), ön büro bölümü (x̄=3,85) ve kat hizmetleri bölümünde (x̄=3,98) çalışanlara oranla daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Hizmet bölümü (teknik ve güvenlik) çalışanlarının (x̄= 3,00) en düşük ortalamaya sahip olduğu sonucuna ulaşılmıştır (F= 4,786; p<0,05). Boş zaman yönetimine yönelik katılımcı görüşleri değerlendirildiğinde idari birim hizmetlerinde (x̄=3,85) çalışan katılımcıların puanı diğer gruplara kat hizmetleri (x̄=3,52), ön büro (x̄=3,50) yiyecek içecek bölümüne (x̄=3,35) göre daha yüksektir. Teknik servis ve güvenlik (x̄=3,11) bölümünü kapsayan hizmetler bölümü çalışanlarının boş zaman yönetimi algıları en düşük düzeyde gerçekleşmiştir (F= 5,164; p<0,05). Mizah tarzları ve boş zaman davranışları yönetimi ve demografik 70 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 ilişkiler arasındaki farklılıklar incelendiğinde araştırma soruları kapsamında oluşturulan H2 hipotezi kısmen kabul edilmiştir. Tablo 8. Mizah tarzları ile boş zaman davranışları arasındaki ilişkiye yönelik gerçekleştirilen “Korelasyon Analizi (Pearson Korelasyon Katsayısı)” sonuçları Tablo 8’de sunulmuştur. Boyutlar Katılımcı Mizah Kendini Geliştirici Mizah Saldırgan Mizah Kendini Yıkıcı Mizah Genel Mizah Tarzları r p n r p n r p n r p n r p n Amaç Belirleme ve Yöntem ,558** ,000 258 ,570** ,000 258 ,568** ,000 258 ,553** ,000 258 ,584** ,000 258 Değerlendirme ,481** ,000 258 ,489** ,000 258 ,469** ,000 258 ,526** ,000 258 ,510** ,000 258 Boş Zaman Tutumu ,410** ,000 258 ,434** ,000 258 ,448** ,000 258 ,450** ,000 258 ,451** ,000 258 Programlama ,509** ,000 258 ,513** ,000 258 ,477** ,000 258 ,474** ,000 258 ,515** ,000 258 Genel Boş Zaman Yönetimi ,594 ,000 258 ,608 ,000 258 ,596 ,000 258 ,602 ,000 258 ,624** ,000 258 **p<0,001; r: Pearson Korelasyon Katsayısı n: Birey Sayısı Tablo 8’deki korelasyon katsayıları incelendiğinde çalışanların genel mizah tarzları ile en yüksek düzeyde ilişkisi olan boş zaman davranışı yönetimi boyutunun “amaç belirleme ve yöntem boyutu” olduğu (r=0, 584), en düşük ilişkinin ise “boş zaman tutumu” (r=,451) olduğu tespit edilmiştir. Bu durumda işletme içerisinde mizahı yaygın bir biçimde kullanan çalışanların boş zaman için amaç belirleyen ve bu doğrultuda bilgi toplayan bu doğrultuda çaba gösteren çalışanlar olması olasıdır. Mizah tarzlarının alt boyutu olan “katılımcı mizah” davranışına yönelik boş zaman davranışları alt boyutundan “amaç belirleme boyutu” en yüksek ilişki olduğu belirlenmiştir (r=,558). İkinci olarak katılımcı mizah boyutuna ilişkin boş zamanlar için program yapmayı ön planda tutan “programlama” boyutudur (r=,509). En düşük düzeyde ilişkiye sahip boyutun ise “boş zaman tutumu” boyutu olarak gerçekleşmiştir (r=,410). Kendini geliştirici mizah boyutuyla boş zaman yönetimi boyutlarından “amaç belirleme ve yöntem” boyutu en yüksek düzeyde ilişki olan boyut olarak gerçekleşmiştir (r=,570). İkinci olarak” programlama” boyutu olarak tespit edilmiştir (r=,513). Kendini geliştirici mizah boyutu ile en düşük ilişki boş zaman boyutu (r=,434) olarak belirlenmiştir. Saldırgan mizah boyutuyla “amaç belirleme ve yöntem” boyutu arasında diğer boyutlara göre en yüksek ilişki olduğu belirlenirken (r=,568) en düşük boş zaman yönetimi boyutu “boş zaman tutumu” olduğu sonucuna ulaşılmıştır (r=,448). Kendini yıkıcı mizah boyutu ile “amaç belirleme ve yöntem” boyutu ilişkisi en yüksektir (r=,553). İkinci olarak “değerlendirme” boyutu (r=,526), üçüncü olarak “programlama” boyutu (r=,474) dördüncü olarak da “boş zaman tutumu” olduğu belirlenmiştir 71 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 (r=,450). Tablo 8’deki bulgulara göre mizah tarzları ile boş zaman yönetimi arasındaki korelasyon katsayısı anlamlı bulunmuştur. Değişkenler arasındaki Pearson Korelasyon katsayıları incelendiğinde aralıklı değerlerin yorumlanmasında Kalaycı (2009)’nın korelasyon katsayısı 0,00 – 0,49 aralığında ise düşük düzeyde bir ilişki, 0,50 – 0,69 aralığında ise orta düzeyde bir ilişki, 0,70 – 1,00 aralığında ise yüksek düzeyde bir ilişki olarak ifade ettiği değerlerde görüldüğü gibi genel değişkenler arasında pozitif yönde orta kuvvette (0,70<r<0,89) bir ilişki olduğu tespit edilmiştir (r=,624; p<0,01). Dolayısıyla H1 hipotezi kabul edilmiştir. Tablo 8’teki Pearson korelasyon değerleri ile bu ilişkilerin %99 güven aralığında olduğu söylenebilir. Bu bağlamda otel işletmelerinde çalışanların mizah tarzları ile boş zaman değerlendirme davranışları yönetimi arasında orta kuvvette pozitif bir ilişki vardır. SONUÇ ve ÖNERİLER Konaklama işletmelerinde işgörenlerin ve yöneticilerin mizah tarzları ile boş zaman davranışları yönetimi arasındaki ilişkinin belirlenmesi amacıyla yapılan bu çalışma sonucunda, katılımcıların algıladıkları mizah tarzları düzeyleri evli olmayan katılımcıların evli olanlara göre çok daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Turizm eğitimi alan katılımcıların mizah tarzlarına ilişkin algılarının turizm eğitimi almayanlara göre daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Ortaöğretim ve altı eğitime sahip çalışanların mizah tarzları grup içerisinde puanı en düşük, yükseköğretim mezunu olan çalışanların puanı en yüksek olarak hesaplanmıştır. Otel çalışanlarının yaş gruplarına göre mizah tarzları puanları karşılaştırıldığında yaş grubu 55 yaş üzeri olan çalışanların mizah tarzları en düşük, 26-34 yaş arası en yüksek puana sahip iken ardından sırasıyla 18-25 yaş arası, 35-44 yaş arası ve 45-54 yaş arası gruplarıdır. Mizah tarzlarına yönelik görüşlerin 3 yıl ve daha az turizm tecrübesine sahip olan çalışanlarda diğer gruplara göre daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Mizah tarzlarına yönelik görüşlerin turizm tecrübesi arttıkça düştüğü sonucuna ulaşılmıştır. En düşük düzeyde mizah tarzı algısına sahip grubun 15 yıl ve üzeri turizm tecrübesine sahip çalışanlardan, bu grubu sırasıyla 8-14 yıl arası ve 4-7 yıl arası turizm tecrübesine sahip çalışanlardan oluştuğu tespit edilmiştir. İdari birim hizmetlerinde çalışanlarının mizah tarzlarına yönelik görüşlerinin yiyecek içecek bölümü, ön büro bölümü ve kat hizmetleri bölümünde çalışanlara oranla daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Hizmet bölümü (teknik ve güvenlik) çalışanlarının en düşük ortalamaya sahip olduğu sonucuna ulaşılmıştır. İşgörenlerin ve yöneticilerin mizah algılarının farklılık gösterdiği bu çalışmada, örgüt içi kültürün geliştirilmesi ve çalışma ortamında iyi ilişkilerin sağlanması ile iş performansına katkı sağlamada mizah bir araç olarak kullanılabilir. Çetinkaya ve Şener (2016) bu kapsamda mizahın işletme içerisinde stresi azaltma, liderliği arttırma, iletişimi iyileştirme, yaratıcılığa teşvik ve örgüt kültürü inşa etmede aracı rolünü vurgulamaktadırlar. Boş zaman yönetimine yönelik görüşlerin medeni durumlarına göre farklılaşıp farklılaşmadığını belirlemek amacıyla yapılan analiz sonucunda evli 72 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 olmayan katılımcıların evli katılımcılara göre daha yüksek düzeyde boş zaman yönetimine ilişkin daha olumlu görüş bildirdikleri sonucuna ulaşılmaktadır. Boş zaman yönetimine yönelik otel çalışanlarının görüşlerinde turizm eğitimi alanların turizm eğitimi almayanlara göre daha yüksek olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Çalışanların boş zaman yönetimine yönelik algılarının eğitim durumu yükseldikçe arttığı sonucuna ulaşılmıştır. Bu kapsamda ortaöğretim ve altı mezunu çalışanların boş zaman yönetimi puanları diğer gruplara göre en düşük düzeyde gerçekleşmiştir. Bu grubu sırasıyla yükseköğretim mezunu çalışanlar ve lisansüstü çalışanlar takip etmektedir. Boş zaman yönetimine yönelik yaş gruplarına göre 26-34 yaş arası grubun en yüksek düzeyde puana sahip oldukları bu grubu sırasıyla 18-25 yaş arası çalışanlar, 35-44 yaş arası ve 45-54 yaş arası takip etmektedir. En düşük düzeyde puana sahip olan grup ise 55 yaş üzeri çalışanlardır. Boş zaman yönetimine yönelik otel çalışanlarının görüşlerinin turizm tecrübelerinde göre ortalamaları değerlendirildiğinde turizm tecrübesi arttıkça boş zaman yönetimine yönelik görüşlerinin ortalama puanları azalmaktadır. Diğer bir ifade ile 3 yıl ve altı turizm tecrübesine sahip katılımcıların boş zaman yönetimine yönelik görüşleri en yüksek, bu grubu sırasıyla 4-7 yıl arası ve 8-14 yıl arası turizm tecrübesine sahip çalışanlar izlemektedir. En düşük boş zaman yönetimi algısına sahip katılımcı grubu 15 yıl ve üzeri turizm tecrübesine sahip katılımcı grubu olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Boş zaman yönetimine yönelik katılımcı görüşleri değerlendirildiğinde idari birim hizmetlerinde çalışan katılımcıların puanı diğer gruplara kat hizmetleri, ön büro, yiyecek içecek bölümüne göre daha yüksektir. Teknik servis ve güvenlik bölümünü kapsayan hizmetler bölümü çalışanlarının boş zaman yönetimi algıları en düşük düzeyde gerçekleşmiştir. Araştırmanın sonucunda otel işletmelerinde çalışanların mizah tarzları ile boş zaman değerlendirme davranışları yönetimi arasında orta kuvvette pozitif bir ilişki olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Konaklama işletmelerinde müşteri sadakatinin sağlanmasında önemli role sahip çalışanların, boş zamanlarını düzenlenmesi ve boş zamanlarının nasıl yöneticiliğine ilişkin farkındalık ve bilgi düzeylerine sahip olmaları ve işletmelerin bu yönde çalışanlarına yönelik çalışmalar yapması önemlidir. Ayrıca işletme içerisinde mizah tarzı kullanımının bütün boyutlarıyla değerlendirilmesi, diğer bir ifade ile işletme içerisinde ölçümünün yapılması (saldırgan mizah, kendini yıkıcı mizah gibi) ve bu bağlamda önlemler alınması ve uyumu kolaylaştırıcı, çalışan ilişkilerini düzenleyici uygulamalara yer verilmesi gerekmektedir. Bu çalışmanın sadece Antalya’da Covid-19 pandemi sırasında açık olan otel işletmelerinde yapılmış olması, kısıtlarını teşkil etmektedir. Benzer çalışmaların farklı bölgelerde ve farklı otel ölçeklerinde, sezonluk ve yıllık faaliyetlerine devam edenler arasında da yapılmasına ihtiyaç vardır. Ayrıca mizah tarzlarının ve boş zaman davranışları yönetiminin işletme içerisinde verimlilik, performans ve yönetim tekniklerine olan katkı ve etkisi de araştırılabilir. 73 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 KAYNAKÇA Amjed, A., Tirmzi, S. (2016). Effect of humor on employee creativity with moderating role of transformational leadership behavior. Journal of Economic, Business and Management, 4(10), 594-598. Akgül, B. M., Karaküçük, S. (2015). Boş zaman yönetimi ölçeği: geçerlik-güvenirlik çalışması. Uluslararası İnsan Bilimleri Dergisi, 12(2), 1867-1880. Akgün, S., Çebi, M. (2020). Ortaokul öğrencilerinin boş zaman etkinliklerine katılımlarını engelleyen faktörlerin belirlenmesi. Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, 13(71), 652-659. Arat, T., Çalımlı, Y. (2017). Üniversite öğrencilerinin boş zamanlarını değerlendirme tercihleri: Selçuk Üniversitesi Turizm Fakültesi örneği. Uluslararası Turizm ve Sosyal Araştırmalar Dergisi, 2, 77‐98. Aytaç, Ö. (2002). Boş zaman üzerine kuramsal yaklaşımlar. Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 12(1), 231-260. Aytaç, Ö. (2006). Tüketimcilik ve metalaşma kıskacında boş zaman. Kocaeli Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 11(1), 27-53. Bertsch, A., Ondracek, J., Saeed, M., Stone, C., Erickson, K., Opdahl, K., Fitterer, J., Magana, S. (2017). Free time management of university students in the USA. GE-International Journal of Management Research, 5(8), 2394-4226. Büyüköztürk, Ş., Kılıç Çakmak, E., Akgün, Ö.E., Karadeniz, Ş., Demirel, F. (2008). Bilimsel Araştırma Yöntemleri, Ankara: Pegem Yayınları. Can, E. (2015). Boş zaman, rekreasyon ve etkinlik turizmi ilişkisi. İstanbul Journal of Social Sciences, 10, 1-17. Chin-Shyang, S., Cheng-Pin, H. (2012). A study on the relationship among free-time management, leisure constraints and leisure benefits of employees in resort hotel. The Journal of Global Business Management, 8(1), 166-174. Çetinkaya, F. F., Şener, E. (2016). Yöneticilerin mizah tarzlarının çalışanların örgütsel sinizm algısına etkisi. İşletme Araştırmaları Dergisi, 8(3), 207-221. Dağlı, Ö., Hacıbektaşoğlu, E. (2015). Televizyon reklamlarının çocuk-aile ilişkisi ve boş zaman kavramı ekseninde değerlendirilmesi. Üsküdar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 1, 183212. Demir, M., Demir, Ş. S. (2014). İşgörenlerin serbest zaman gereksinimi ve serbest zaman doyumunu etkileyen faktörler. İşletme ve İktisat Çalışmaları Dergisi, 2(3), 74-84. Golger, E. (2018). Effects of humor to relieve stress in nurses. Grace Peterson Nursing Research Colloquium, 31. Gümüştekin, E.G., Öztemiz, A.B. (2005). Örgütlerde stresin verimlilik ve performansla etkileşimi. Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 14(1), 271-288. Güven, U. Z. (2019). Toplumsal dönüşüm çerçevesinde değişen anlam ve kullanımlarıyla “boş zaman” sosyolojisi. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi, 59(2), 1125-1148. Hansen, J. I. C., Dik, B. J., Zhou, S. (2008). An examination of the structure of leisure interests of college students, working-age adults, and retirees. Journal of Counseling Psychology, 55(2), 133–145. 74 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 Hariyanto, O. I. B. (2017). Leisure time, leisure activities and society happiness ındex in Bandung city. International Journal of Scientific & Technology Research, 6(10), 352-357. Janes, L.M., Olson, J.M. (2010). Is it you or is it me? Contrasting effects of ridicule targeting other people versus the self. Europe’s Journal of Psychology, 3, 46-70. Kalaycı, Ş. (2009). SPSS Uygulamalı Çok Değişkenli İstatistik Uygulamaları, Ankara: Asil Yayınevi. Kazarian, S.S., Martin, R.A. (2004). Humour styles, personality, and well-being among Lebanese University students. European Journal of Personality, 18, 209-219. Martin, R.A., Puhlik-Doris, P., Larsen, G., Gray, J., Weir, K. (2003). Individual differences of uses of humor and their relation to psychological well-being: development of the humor styles questionnaire. Journal of Research in Personality, 37(1), 48-75. Köhler, G., Ruch, W. (1996). Sources of variance in current sense of humor inventories: How much substance, how much method variance?. Humor - International Journal of Humor Research, 9(3/4), 363-397. Okumuş, E. (2015). Boş zaman hayatı: Eskişehir örneği–bir giriş denemesi. Dinbilimleri Akademik Araştırma Dergisi, 15 (2), 7-47. Omay, U. (2008). Boş zamanın manipülasyonu ve çalışma. İş, Güç Endüstri İlişkileri ve İnsan Kaynakları Dergisi, 10(3), 122-147. Özdağ, S., Yeniçeri, M., Fişekçioğlu, İ. B. Akçakoyun, F., Kürkçü, R. (2009). Devlet memurlarının boş zaman değerlendirme eğilimleri, antropometrik ve fiziksel uygunluk seviyeleri. Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 22, 307-323. Öztürk, Y. (2018). Yerel halkın boş zaman değerlendirme alışkanlıklarının belirlenmesi üzerine bir araştırma: Çankırı örneği. Social Sciences Studies Journal, 4(19), 2056-2063. Öztürk, Y., Tecimen, M. (2017). Halkın boş zaman değerlendirme alışkanlıkları: Çankırı örneği. Yönetim, Ekonomi ve Pazarlama Araştırmaları Dergisi, 1(2), 1-14. Pearce, K.E., Hajizada, A. (2014). No laughing matter: humor as a means of dissent in the digital era: the case of authoritarian Azerbaijan. Demokratizatsiya, 22, 67-85. Polimeni, J., Reiss, J.P. (2006). The first joke: exploring the evolutionary origins of humor. Evolutionary Psychology, 4, 347-366. Przepiorka, A. M., Blachnio, A. P. (2017). The relationships between personality traits and leisure time activities: development of the leisure time activity questionnaire (LTAQ). Neuropsychiatry, 7(6), 1035-1046. Recepoğlu, E., Recepoğlu, S. (2018). Ortaöğretim öğrencilerinin mizah tarzları ile stresle başa çıkma tarzları arasındaki ilişkinin incelenmesi. Turkish Studies, 13(27), 1247-1264. Richards, K., Kruger, G. (2017). Humor styles as moderators in the relationship between perceived stress and physical health. SAGE Open, 7(2). Robert, C., Yan, W. (2007). The case for developing new research on humor and culture in organizations: Toward a higher grade of manure. Research in Personnel and Human Resource Management, 26, 205-267. Romero, E.J., Cruthirds, K.W. (2006). The use of humor in the workplace. Academy of Management Perspectives, May, 58-69. 75 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 Sherman, L.W. (1988). Humor and social distance in elementary school children. Humor, 1(4), 389404. Smith, J. W., Khojasteh, M. (2014). Use of humor in the workplace. International Journal of Management & Information Systems, 18(1), 71-78. Wang, W.C. (2018). Exploring the relationship among free-time management, leisure boredom, and internet addiction in undergraduates in Taiwan. Psychological Reports, 122(5), 1651-1665. Wang, W.C., Kao, C.H. (2011). An exploration of the relationships between free time management and the quality of life of wage-earners in Taiwan. World Leisure Journal, 48(1), 24-33. Wang, W. C., Kao C. H., Huan, T. C ve Wu, C. C. (2011). Free time management contributes to better quality of life: a study of undergraduate students in Taiwan. Journal of Happiness Studies, 12(4), 561- 573. Wang, W., Wu, C.C., Wu, C.Y., Huan, T.C. (2012). Exploring the relationships between free-time management and boredom in leisure. Psychological Reports, 110(2), 416-426. Warnars-Kleverlaan, N., Oppenheimer, L., Sherman, L. (1996). To be or not to be humorous: does it make a difference?. Humor, 9(2), 117-141. Yaşartürk, F., Akyüz, H., Karataş, İ. (2018). Rekreasyon bölümü öğrencilerinin boş zaman yönetimi ile akademik başarılarını etkileyen örgütsel faktörler arasındaki ilişkinin incelenmesi. Spor Bilimleri Araştırmaları Dergisi, 3(2), 233-243. Yerlikaya, E. E. (2003). Mizah Tarzları Ölçeği (The Humor Styles Questionnaire) Uyarlama Çalışması. (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Çukurova Üniversitesi, Adana. Yersüren, S., Özel, Ç. H. (2020). A bibliometric study on theses on leisure and recreation. Journal of Turkish Tourism Research, 4(2): 1139-1159. Yıldırım, A., Akgün Güngör, G. (2019). Türkiye imalat sanayinde gelir değişmeleri ve boş zaman tercihleri ilişkisi. Yönetim ve Ekonomi Dergisi 26(1), 93-108. Yusufoğlu, Ö. Ş. (2017). Boş zaman faaliyeti olarak akıllı telefonlar ve sosyal yaşam üzerine etkileri: Üniversite öğrencileri üzerine bir araştırma. İnsan ve Toplum Bilimleri Araştırmaları Dergisi, 6(5), 2414-2434. ATIF: Arıkan, E., Çilesiz, E. (2020). Otel Çalışanlarının Mizah Tarzları ile Boş Zaman Davranışları Yönetimi Arasındaki İlişkiye Yönelik Bir Araştırma. Betül Bayazıt, Ercan Karaçar, Ozan Yılmaz (Ed.), Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3.Cilt içinde (ss. 58-76). Konya, Çizgi Kitabevi Yayınları. 76 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 BÖLÜM 6 ORDU İLİ REKREASYON ALANLARININ YEREL HALK AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ Olca SEZEN DOĞANCILI Dr. Öğretim Üyesi, Sinop Üniversitesi, [email protected] Mücella AKGÜN Lisans öğrencisi, Sinop Üniversitesi, [email protected] Bu bölüm Mücella Akgün’ün Olca Sezen Doğancılı danışmanlığında yürüttüğü "Ordu İli Rekreasyon Alanlarının Yerel Halk Açısından Değerlendirilmesi" başlıklı lisans tezinden üretilmiştir. ATIF: Sezen Doğancılı, O., Akgün, M (2020). Ordu İli Rekreasyon Alanlarının Yerel Halk Açısından Değerlendirilmesi. Betül Bayazıt, Ercan Karaçar, Ozan Yılmaz (Ed.), Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3.Cilt içinde (ss. 78-88). Konya, Çizgi Kitabevi Yayınları. 6.BÖLÜM ORDU İLİ REKREASYON ALANLARININ YEREL HALK AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ Olca SEZEN DOĞANCILI Dr. Öğretim Üyesi, Sinop Üniversitesi, [email protected] Mücella AKGÜN Lisans Öğrencisi, Sinop Üniversitesi, [email protected] GİRİŞ Rekreasyon, insanların kendi iradeleri ile katılım gösterdikleri ruhsal ve bedensel haz almak için bireysel olarak ya da bir grup halinde katılım gösterdikleri sportif, kültürel ve doğa temelli serbest zaman etkinlikleridir (Lundberg ,1980). Meyer (1969) ise rekreasyonu insanların hayatlarını devam ettirecek olan ihtiyaçların karşılandığı (yeme, içme, uyuma, ibadet, çalışma, eğitim vb.) zamandan kalan serbest zamanlarda katılım sağlanan fiziki, duygusal ve zihinsel aktiviteler olarak ifade etmektedir. Birçok çeşidi olan rekreasyon faaliyetlerinde açık alan rekreasyonu doğa ile bütünleşmek, daha sağlıklı olmak, rutinden çıkmak ve stres atmak, rahatlamak, yeni beceriler kazanmak, sosyalleşmek, örnek olmak ve yalnızlıktan kurtulmak gibi kişisel sebeplerle katılımcılar tarafından tercih edilmektedir (Ardahan ve Lapa Yerlisu, 2010). Açık alan rekreasyonunda ormanlık alanlar da rekreasyon aktiviteleri için sıkça kullanılmaktadır. Özellikle kent merkezlerine yakın konumda olan alanlar rekreasyon için birçok kullanım faydası sağlamaktadır (Moseley ve ark., 2018). Kentin birçok konumundan ulaşılması kolay olan rekreasyon alanın çalışan nüfus tarafından sıkça ziyaret edilmesine teşvik edici bir unsur olduğu söylenebilir (Degenhardt ve ark., 2011). Kış aylarında rekreasyon faaliyetlerine katılım hızla artmakta ve kar arabası, kayak, kar arabası destekli hibrid kayak kullanımı gibi motorlu ve motorsuz araçların yer alması ile kış rekreasyonu gelişim göstermektedir (Olson ve ark., 2017). Ev dışında yapılacak rekreasyon faaliyetlerinde aktif ve pasif olmak üzere seyahatlere yöneltebilmektedir. Bunun belirlenmesinde içsel tercihlerin büyük bir etkisi bulunmaktadır (Bhat ve Lockwood, 2004). Rekreasyon faaliyetleri sadece kişisel olarak değil, işletme veya firmalarca da düzenlenebilir. Böylece çalışanların fiziki ve psikolojik ihtiyaçlarının giderilmesi ve verimliliğe ilişkin birçok avantaj sağlamaktadır. Bu avantajlar da konsantrasyonun artışı, fazla çalışma saati ve işletme karlılığı haline gelebilmektedir (Mokaya ve Gitari, 2012). 78 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3 Ordu’da Rekreasyon Ordu ili gerek tarihi gerekse de doğal alanları ile birçok zenginliklere sahiptir. Bu alanlar kapsamında rekreasyon olanağı sunan önemli destinasyonlar şu şekilde özetlenmektedir (Ordu Kültür ve Turizm Bakanlığı; Ordu Kültür Portalı; Ordu Belediyesi; Taş, 2011); Karadeniz manzarasının seyredilebileceği 450 metre yükseklikteki Boztepe’ye karayolunun yanı sıra teleferikle ulaşım da sağlanmaktadır. Çambaşı Yaylası ise hem yaz aylarında hem de kış aylarında turistik amaçlarla tercih edilmektedir. Otel, alabalık üretim çiftliği gibi donanımlara ek olarak doğa sporlarının profesyonel olarak yapılmasına olanak sağlamaktadır. Telesiyej, kayak evi, helekopter pisti, idari ve sosyal tesisler oluşturularak 300 metrelik babylift alanına ek olarak snowtrack de bulunan Çambaşı Kayak Merkezi kış rekreasyonu için hizmet vermektedir. 1. ve 3. Derece Doğal Sit Alanı olarak tescillenmiş olan Gaga Gölü, 10-15 metre derinliğinde ve ortasında küçük bir adaya sahiptir. Birçok göçmen kuşun uğrak yeri olan bu gölde kuş gözlemciliği, fotoğrafçılık ve ekoturizm gibi rekreatif aktivitelere uygun alanlar yer almaktadır. Temmuz ayında şenliklere ev sahipliği yapan Perşembe Yaylası, konserler, yarışmalar, sosyal ve kültürel aktivitelerin yanı sıra safari ve yamaç paraşütü imkânı da sunmaktadır. Bu özellikleriyle etkinlik turizmi ve macera turizmine hizmet ettiği söylenebilir. Ulugöl Tabiat Parkı, üç adet heyelan set gölüne sahiptir ve yüksek peyzaj değerine sahiptir. Özellikle sonbahar döneminde farklı tonlarda oluşan manzara ile dikkati çekmektedir. Bu kapsamda fotoğrafçılık ve göl aktiviteleri imkânı sunduğu ifade edilebilir. Yason burnu, 1. Derece arkeolojik sit alanı ve 2. Derece doğal sit alanı olarak tescillenmiştir. Karadeniz sahilinde kilise yer alan tek yarımada olma özelliği taşıyan bu alan, özellikle Hristiyan ziyaretçiler tarafından sıkça ziyaret edilmektedir. Ayrıca Bolaman Kalesi ve Hazinedaroğlu Konağı, Yoroz Kent Ormanı, Karaoluk Şelalesi Keyfalan Yaylası Ohtamış Şelalesi, Argın Yaylası, Asarkaya kent ormanı, Düzoba Yaylası, Hoynat Adası, Küpkaya Kanyonu, Turnasuyu Vadisi gibi birçok rekreatif alanlar Ordu ilinde yer almaktadır. İlgili çalışmalar Ordu’da rekreasyonel balıkçılık, balıkçılık turları gibi hizmetlerin araştırıldığı çalışmada yüksek potansiyel görülmüş olmasına rağmen bu faaliyetlerin kalitesinde iyileştirilmeler yapılması gerektiği belirtilmiştir (Aydın ve ark., 2013). Altınordu ilçesinde yapılan başka bir araştırmada ise 79 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3 kent parklarının rekreasyon açısından memnuniyetleri ölçülmüş olup temizliğin, aydınlatmanın, güvenliğin ve çocuk oyun alanlarının artırılması sonucuna ulaşmışlardır (Beyli ve Yeşil, 2019). Ordu kıyısındaki rekreatif alanların donanımsal olarak yeterliliklerinin incelendiği çalışmada, rekreatif alanlardaki donanımın yeterli olduğunu ve kent imajına olumlu katkı sağladığı ancak, bakım çalışmasının artırılması gerektiği ifade edilmiştir (Yeşil ve Şatıroğlu, 2019). Kurul Kalesi’nin rekreasyon ve turizm potansiyelinin incelendiği Atabeyoğlu, Beyli ve Argan (2017) çalışmasında, arkeolojik ve sit alanı olan bu kalenin peyzaj değeri, iklim değeri ve alanın ulaşılabilirliği yeterli görülürken rekreatif kolaylığın geliştirilmesi önerilmiştir. Yüksel ve Yeşil (2017)’ in çalışmasında ise büyükşehir statüsünde olan Ordu ilinde sahilde yaya ve bisiklet yolu yapılması, spor tesisleri yapımı, alışveriş merkezi yapımı gibi adımlar atılmasına rağmen rekreasyon konusunda ilin yetersiz olduğu belirtilmiştir. Boztepe üzerinde yapılan başka bir çalışmada ise, sunulan hizmet kalitesini düşük olduğu için müşteri memnuniyetinde sorunlar yaşandığı ileri sürülmüştür. Bu kapsamda tesislerin iyileştirilmesi ve hizmet kalitesinin artırılması önerilirken tesis iyileştirilmesi yaparken betonlaşmadan, alanın doğal yapısının korunması konusu vurgulanmıştır (Yeşil ve Beyli, 2018). YÖNTEM Çalışma kapsamında Ordu halkının rekreatif alanlara olan bakış açısını incelemek ve yerel halkın yaşlara göre rekreasyon seçiminde anlamlı farklılık olup olmadığını belirlemek amaçlanmıştır. Bu amaca yönelik olarak nicel yöntem çeşitlerinden anket yöntemi kullanılmış olup araştırma grubu, veri toplama araçları, verilerin toplanması ve verilerin analizine ilişkin bilgiler aşağıdaki şekildedir; Araştırma Grubu Çalışma kapsamında verilen toplanılması için 10 .2019- 02.2020 tarihleri arasında Ordu ilinde yaşayan ve rastgele örneklem yöntemi ile seçilmiş, ankete katılım göstermek isteyen kişiler çalışmanın örneklemini oluşturmaktadır. Söz konusu anketler 410 kişiye uygulanmış olup çalışmaya 394 anket dahil edilmiştir. Çalışma evreni ise Ordu ilinde yaşayan insanlardan oluşmakta olup çalışma sonuçları Ordu iline genellenmiştir. Alınan örneklem sayısının evreni yansıtacak büyüklükte olduğu söylenebilir. 80 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3 Veri Toplama Araçları Çalışma amacına ulaşabilmek için Ağılönü ve Mengütay (2009) araştırmasında yer alan anket formu uygulanmıştır. 6 demografik soruya ek olarak 19 adet rekreasyona katılım ve beklentilere ilişkin soruların yer aldığı anket sorusu verileri SPSS 22 programı ile analiz edilmiştir. Bu kapsamda aşağıdaki hipotez kurulmuştur; H1: Ordu ilindeki rekreatif alanların tercihi ile yaş dağılımı arasında anlamlı bir ilişki vardır. Nicel araştırma yöntemlerinden birisi olan anket yöntemi, araştırma amaçlarına göre tasarlanarak seçilen örneklem grubuna tarafsız bir şekilde uygulanan, güvenilir sonuçlar veren bir yöntem olarak sıkça kullanılmakatdır (Ural ve Kılıç, 2011). Verilerin Analizi Çalışma kapsamında yer alan anket verileri SPSS 22 programında frekans analizi ve t testi yapılarak anlamlı hale getirilmiştir. Elde edilen analiz çıktıları tablolaştırılarak yüzde halinde dağılım verilmiş, yorumlanmış ve çeşitli önerilerde bulunulmuştur. BULGULAR Yerel halkın Ordu ilinde bulunan rekreatif alanlara olan bakış açısını incelemek ve yaşa göre tercih edilen rekreasyon alanının tespit edilmesini amaçlayan bu çalışmada, uygulanan anket verilerine göre 205 kişinin (%52,0) kadın 188 kişinin (% 47,7) ise erkek olduğu ifade edilebilir. Katılımcıların medeni durum analizine bakıldığında 197’sinin (% 50) evli olduğu görülmüştür. Gelirlere göre dağılımda ise katılımcıların 152’si (%38,6) 2324 TL ve altı gelir durumunu belirtirken 125’i (%31,7) 2325-3000 TL gelire sahiptir. Katılımcılardan 171 kişi (%43,4) lise düzeyi eğitime, 145’i (%36,8) ise önlisans-lisans düzeyi eğitime sahiptir. Meslek dağılımlarına bakıldığında, 108 kişinin (%27,4) özel sektörde, 71 kişinin (%18,0) kamu alanında çalıştığı belirtilirken 89 kişi (%22,6) ise çalışmadığını ifade etmiştir. Rekreasyon alanlarında genel memnuniyetin sorgulanmasında katılımcıların %29,9’u yerel yönetime ait rekreasyon olanaklarından memnun olmadığını belirtirken katılımcıların %57,1’i ise özel sektöre ait rekreasyon alanlarından memnun olduğunu ifade etmiştir. Ordu ilindeki rekreatif faaliyetlerin gerçekleşmesinde etkinliklerinin öneminin yeterince anlatılmadığını düşünen katılımcılar (%62,9), araç- gereç yetersizliği (%39,8), etkinlikleri bilgilendirme eksikliği (%22,1) ve talepleriyle ilgilenen kişilerin yetersizliği (%20,1) nedenleriyle 81 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3 rekreatif faaliyetlerine yeterince katılım sağlayamadıklarını ifade etmişlerdir. Ordu ilinde sunulan rekreatif faaliyetlerin yeterliliğini orta düzeyde (%47,2) bulan katılımcılar, rekreatif faaliyetlerin sevk ve idaresinde eksik olan unsurların başında teknik hizmetler olduğunu belirtmişlerdir; Tablo 1: Rekreatif faaliyetlerin sevk ve idaresinde yetersiz kalan unsurlar Teknik Hizmetler Uzman Eksikliği Tesisler Ulaşım Sorunu Güvenlik Maddiyat Rekreatif Alanlar Toplam Kişi sayısı 168 75 88 8 2 16 37 394 Yüzde (%) 42,6 19,0 22,3 2,0 0,5 4,1 9,5 100,0 Rekreatif alanların sevk ve idaresinde teknik hizmet eksikliğinin yanı sıra tesislerdeki sorunlar, uzman eksikliği ve rekreatif alanlara ilişkin unsurlar belirtilirken en az sorun güvenlik ve ulaşım unsurlarındadır. Ayrıca katılımcılara rekreatif faaliyetleri iyileştirme yapılması için beklentileri sorulduğunda, %29,7 belediyelerde birim oluşturulmasını, %29,5 serbest zamanı değerlendirmeye yönelik alanlar yapılmasını ve %18,7 olanaklardan her kesimin yararlanmasının sağlanmasını önermiştir. Ordu’da rekreasyon faaliyetlerinin yer aldığını belirten katılımcılar bu etkinliklerden büyük oranda (%90) sosyal medya aracılığı ile haberdar olduklarını belirtmişlerdir. Ancak afiş, yerel kanallar ve belediye anonsu gibi diğer yöntemlerden bilgi alamadıkları görülmüştür. Buna ek olarak yerel halkın rekreatif faaliyetlere gün içinde ayırdıkları zaman ise 1-2 saat olarak belirlenmiştir (Bakınız Tablo 2); Tablo 2: Rekreatif Faaliyetlere Ayrılan Günlük Zaman Kişi sayısı 1 76 12 128 152 25 394 Hiç kalmıyor 3-4 saat 1 saatten az 4-5 saat 1-2 saat 6 saatten fazla Toplam Yüzde (%) 0,3 19,3 3,0 32,5 38,6 6,3 100,0 Ordu yerel halkının rekreatif faaliyetlere ayırdıkları günlük zaman 152 kişi (%38,6) tarafından 1-2 saat olarak belirtilmiştir. Bunu 128 kişi (%32,5) ile 4-5 saat, 76 kişi (%19,3) ile 3-4 kişi takip etmektedir. Bu sürelerde gerçekleşen rekreatif faaliyetlere katılım 178 kişi (%45,2) tarafından arkadaşlarıyla, 95 kişi (%24,1) eşi ve çocuklarıyla gerçekleştirmektedir. Yalnız gitmeyi tercih edenlerin sayısı ise 27 (%6,9)’dir. Söz konusu rekreasyon etkinlikleri genel olarak haftada 2 gün 82 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3 (%40,9) tercih edilirken hafta içi ve hafta sonu ayırımı yapılmadığı görülmektedir. Rekreatif faaliyetlere gün içindeki gerçekleşme dilimine ilişkin veriler ise aşağıdaki gibidir; Tablo 3: Rekreatif Faaliyetlere Gün İçerisindeki Katılımı Kişi sayısı 11 28 117 157 81 394 Katılmıyorum Sabah Öğle Akşam Diğer Toplam Yüzde (%) 2,8 7,1 29,7 39,8 20,6 100,0 Katılımcıların 157’si (%39,8) rekreatif faaliyetlere akşam saatlerinde katılım göstermeyi tercih ederken 117’si (%29,7) öğle saatlerinde katılım sağlamaktadır. En az tercih edilen zaman dilimi ise 28 kişi (%7,1) ile sabah saatleridir.11 kişi (%2,8) ise herhangi bir rekreatif faaliyete katılım sağlamadığını ifade etmiştir. Rekreatif faaliyetlerin uygulandığı mekân dağılımında ise katılımcıların 216’sı (%54,8) açık alanda zaman geçirmek isterken, 24’ü (%6,1) evde, 14’ü (%3,6) ise spor tesislerinde faaliyet yapmak istediğini belirtmiştir. Katılımcıların dahil oldukları rekreatif faaliyet sıralaması aşağıdaki gibidir; Tablo 4: Katılım Sağlanan Rekreatif Faaliyetler Kişi sayısı 168 164 139 133 117 85 77 70 58 57 45 27 20 7 1167* Ailem ile birlikte olmak Pikniğe gitmek Arkadaş ziyareti gitmek Kafede zaman geçirmek Sinema-tiyatro izlemek Spor müsabakası izleme Herhangi bir spor yapmak Gazete-kitap-dergi okumak Bahçe işleriyle uğraşmak İnternet kullanmak Kahvehaneye gitmek Müzik dinlemek Diğer Katılmıyorum Toplam Yüzde (%) 14,4 14,1 11,9 11,4 10,0 7,3 6,6 6,0 5,0 4,9 3,9 2,3 1,6 0,6 100,0 *Çoklu seçim yapıldığından kişi sayısı örneklem hacmini geçmektedir. Katılımcıların serbest zamanlarında gerçekleştirmeyi tercih ettikleri rekreatif faaliyetlerde 168 kişi (%14,4) ailemle vakit geçirmek, 164 kişi (%14,1) pikniğe gitmek ve 139 kişi (%11,9) arkadaş ziyaretine gitmek ifadeleri ön plana çıkmıştır. Bunları kafede zaman geçirmek, sinema-tiyatro izlemek, spor müsabakası izlemek ve herhangi bir sporu yapmak gibi faaliyetler izlemektedir. Katılımcıların söz konusu rekreatif faaliyetleri yapma nedenlerine bakıldığında %22,0 monotonluktan kurtulmak, %21,4 stres atmak için, %15,5 sağlığı olumlu yönde etkilemek için ve 83 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3 %14,9 işlerinde verimliliği sağlamak için katılım sağladıkları görülmektedir. Ayrıca katılımcılar rekreatif faaliyetlere katılım ile elde edilecek faydaları şu şekilde ifade etmişlerdir; Tablo 5: Rekreatif Faaliyetlere Katılımla Sağlanan Faydalar Kişi sayısı 192 182 177 140 136 125 118 59 31 23 1183* Stres ve monotonluktan kurtulmak Rahatlatıyor mutlu ediyor İyi vakit geçirmeyi sağlıyor Zamanı verimli kullanmak Sağlığımı olumlu olarak etkiliyor Meşgul ediyor ruhen ve bedenen canlılık kazandırıyor Dinlenmeyi sağlıyor Çevre edinmek Kötü alışkanlıklar edinmeyi engelliyor Topluma daha kolay uyum sağlamaya yardımcı oluyor Toplam Yüzde (%) 16,2 15,4 15,0 11,8 11,5 10,6 10,0 5,0 2,6 1,9 100,0 *Çoklu seçim yapıldığından kişi sayısı örneklem hacmini geçmektedir. Katılımcılar rekreatif faaliyetlere katılımla %16,2 stres ve monotonluktan kurtulmak; %15,4 rahatlatıyor ve mutlu ediyor; %15,0 iyi vakit geçirmek ve %11,8 zamanı verimli kullanmak faydalarına ulaşmayı hedeflemektedirler. Sağlığını olumlu etkilemek, ruhen ve bedenen kişilerin kendini iyi hissetmek istemesi de kişileri rekreasyon faaliyetlerine katılmayı sağlamaktadır. Buna ek olarak katılımcıların yaşlarına göre Ordu ilinde rekreatif faaliyetler için zaman geçirmeyi tercih ettikleri destinasyonlar şu şekildedir; Tablo 6: Katılımcı Yaşlarına Göre Ordu İli Rekreasyon Alanı Tercihleri Ordu Sahil Boztepe Çambaşı Yaylası Ulugöl Tabiat Parkı Çambaşı Kayak Merkezi Perşembe Yaylası Yason Burnu ve Kilisesi Yoroz Kent Ormanı Hoynat Adası Gaga Gölü 20 ve altı 35 32 10 5 23 6 8 2 1 1 21-30 153 115 68 76 76 22 32 15 16 7 Toplam 41 194 YAŞLAR 31-40 58 45 47 30 20 19 18 13 4 4 86 41-55 36 24 42 11 7 19 11 10 5 3 56 ve üzeri 14 4 13 8 2 8 1 0 0 1 Toplam 56 17 394 296 220 180 130 128 74 70 40 26 16 *Çoklu seçim yapıldığından kişi sayısı örneklem hacmini geçmektedir. Katılımcıların rekreasyon faaliyetleri için Ordu ilinde en çok tercih ettikleri yer sırasıyla Ordu sahil, Boztepe, Çambaşı Yaylası, Ulugöl Tabiat Parkı ve Çambaşı Kayak Merkezi’dir. Yaşlara göre dağılıma bakıldığında, 20 yaş altı, 21-30, 31-40 ve 56 yaş ve üzeri en çok Ordu sahili tercih ederken 41-55 yaş grubu ise en çok Çambaşı Yaylası’nı tercih etmektedir. Yapılan t testi sonuçlarına göre 84 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3 sadece Perşembe Yaylası’nı tercihte yaşlara göre anlamlı farklılık olduğu görülmüş olup bu kapsamda; “H1: Ordu ilindeki rekreatif alanların tercihi ile yaş dağılımı arasında anlamlı bir ilişki vardır. “ hipotezi kısmen kabul edilmiştir. TARTIŞMA, SONUÇ VE ÖNERİLER Ordu ili rekreasyon alanlarının yerel halk tarafından değerlendirilmesi ve yaş grubuna göre tercih edilen rekreasyon alanlarının ele alındığı çalışmada, yapılan analizler doğrultusunda kişilerin rekreatif faaliyetlerden sosyal medya aracılığıyla haber aldıkları sonucuna ulaşılmıştır. Rekreasyon faaliyetlerinin yerel yönetimlerce hazırlanan kısmını yetersiz görülmesi ve bunun teknik destek, uzman eksikliği ve tesis yetersizliğinden kaynaklandığı görülmektedir. Bu kapsamda alanında uzman personellerin rekreasyon faaliyetlerini zenginleştirmesi, bu faaliyetler hakkında detaylı bilgi ihtiyacının karşılanması için belirli noktalarda yerel halka hem rekreatif faaliyetler hakkında hem de bu faaliyetlerin sağlayacağı faydalar hakkında bilgilendirmeler yapılmalıdır. Rekreasyon alanları zenginleştirilerek birçok faaliyetin uygulanabileceği ortak alanlar haline getirilmelidir. Ağılönü ve Mengütay (2009) bu kapsamda halk eğitim merkezlerinin, kütüphanelerin, müzelerin, tiyatroların, plajların, spor merkezlerinin ve dieğr doğal alanların rekreatif alanlar olarak değerlendirilmesi ve çok amaçlı rekreasyon alanları oluşturarak rekreasyon bütçesinin artılmasını önermiştir. Kişilerin rekreatif faaliyetlere ayırdıkları günlük sürenin genel olarak 1-2 saat olduğu, kişilerin arkadaşlarıyla ve aileleriyle akşam saatlerinde, açık mekân boş zaman etkinliklerine katılım gösterdikleri görülmüştür. Bu kapsamda Ordu ili içerisinde akşam saatlerinde uygulanabilecek, yaklaşık 2 saatlik faaliyetlerin düzenlenmesi yerel halkın memnuniyetini sağlayacaktır. Kişilerin en çok tercih etmiş oldukları sinema-tiyatro izlemek, spor müsabakası izlemek ve spor yapmak faaliyetleri bu düzenleme kapsamında yer almalıdır. Katılımcılar stres atmak, monotonluktan uzaklaşmak, rahatlatmak, iyi vakit geçirmek için rekreasyon faaliyetlerine katılım sağladığı için düzenlenen etkinliklerde bu unsurları sağlayıcı aktivitelere yer verilmelidir. Ayrıca aile ve arkadaşlarla katılımın tercih edilmesinden dolayı her yaşa hitap edecek ve beraber uygulanabilecek faaliyetler planlanmalıdır. Kurar (2019) çalışmasında da Rize ilinde arkadaşlarla rekreasyon faaliyetlerine katılım sağlamayı tercih ettiğini ifaderken Ağılönü ve Mengütay (2009) çalışmasında ise aileyle rekreasyon faaliyetlerine katılım sağlandığı sonucuna ulaşılması da bu görüşü destekler niteliktedir. 85 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3 Katılımcıların Ordu sahili en çok tercih edilen yer olarak belirtmesinden dolayı açık alan rekreasyon faaliyetleri olarak spor faaliyetleri, egzersizler, fitness, yoga gibi rahatlamaya dayalı faaliyetlerin yanı sıra futbol, voleybol ve basketbol gibi sporların oynanabileceği ve izlenebileceği alanların yapılması ile kişilere yeni boş zaman alanları oluşturulması önerilmektedir. Boztepe, Çambaşı Yaylası ve Kayak Merkezi, Ulugöl Tabiat Parkı gibi diğer önemli destinasyon alanlarında sportif olta balıkçılığı, yaylacılık, kaya tırmanışı, ekoturizm, kano gezisi, at biniciliği, atv araçlarıyla maceraya yönelik aktiviteler uygulanması gerekmektedir. Ağılönü ve Mengütay (2009) genç olanlara spor faaliyetleri, orta yaş grubuna müzik aleti çalma ve arkadaşalrıyla vakit geçirme olanakları sunmak, orta yaş ve üzerine ise bahçe işleri, müzik dinlemek, gazete ve dergi okumak gibi daha az efor gerektiren rekreatif faaliyetler düzenlenmesini önermiştir. Togo ve Öztürk (2020) çalışmasında bireylerin serbest zamanlarında rekreatif etkinliklere katılması hem fiziksel hem de zihinsel sağlığı açısından önemli ayrıca toplumsal bütünlüğümüz açısından da olumlu katkı sağlayacağını belirtmiştir. Rekreatif alanalara kır lokantası, yöresel ürün satışları ve piknik alanları gibi donanımlar eklenerek hem yerel halkın boş zamanını geçireceği faaliyetler genişletilmeli, hem de yerel halka yeni istihdam alanları oluşturularak bölgesel kalkınmaya destek olunması önerilmektedir. Gümüş ve Özüpekçe (2009) çalışmasında turizmin gelişmesiyle istihdamın artışıyla köyden kente göçün önlendiği ve kadınların çalışma hayatındaki yerinin olumlu olarak etkilendiği ifade edilmiştir. Rekreasyon faaliyetleri planlaması yaparken de Ordu ili Tabiat Turizm Uygulama Planı ve Türkiye Turizm Stratejisi 2023 planlamaları doğrultusunda hareket edilmelidir. Ayrıca yerel halkın yanı sıra üniversite, turizm işletmecileri, yerel yönetimler, Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Orman ve Su İşleri Bakanlığı gibi diğer turizm paydaşlarıyla ortak bir çalışma yapılması planın kaliteli olmasını ve farklı bakışların plana aktarılmasını sağlayacaktır. Çelik ve Tülay (2018)’ da Bursa ilinde yaptıkalrı çalışmada turizm planlamasına yerel halkın dahil edilmesiyle kırsal rekreasyonun sürdürülebilir olacağını ve faaliyetlerin yerel halk tarafından daha fazla sahiplenilmesini sağladığı belirtilmiştir. KAYNAKÇA Ağılönü, A., & Mengütay, S. (2009). Yerel yönetimlerde rekreasyon hizmetleri ve model belirleme . Uluslararası İnsan Bilimleri Dergisi, 160-176. Ardahan, F., & Lapa Yerlisu, T. (2010). Açık alan rekreasyonu: Bisiklet kullanıcıları ve yürüyüşçülerin doğa sporu yapma nedenleri ve elde ettikleri faydalar. Uluslararası İnsan Bilimleri Dergisi, 8(1), 1327-1341. Atabeyoğlu, Ö., Beyli, K. N., & Argan, A. (2017). Karadeniz’in arkeolojik hazinesi kurul kalesi rekreasyonel alan potansiyeli, Ordu. İnönü Üniversitesi Sanat Ve Tasarım Dergisi, 7(16), 126140. 86 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3 Aydın, M., Tunca, S., Karadurmuş, U., & Durgun, D. (2013). Rekreasyonel balıkçılığın faydalarının değerlemesi: Ordu örneği. Su Ürünleri Dergisi, 30(4), 147-154. Beyli, K., & Yeşil, M. (2019). Ordu (Altınordu) kenti parklarının kullanıcı memnuniyeti açısından irdelenmesi. Akademik Ziraat Dergisi, 8(1), 243-250. Bhat, C., & Lockwood, A. (2004). On distinguishing between physically active and physically passive episodes and between travel and activity episodes: an analysis of weekend recreational participation in the San Francisco Bay area. Transportation Research Part A: Policy and Practice, 38(8), 573-592. Çelik, A., & Tülay, P. Ü. (2018). Yerel halkın kırsal rekreasyon ve turizm faaliyetlerine olan yaklaşımları: Misi Köyü örneği. Uluslararası Turizm, İşletme, Ekonomi Dergisi, 2(1), 46-56. Degenhardt, B., Frick, J., Buchecker, M., & Gutscher, H. (2011). Influences of personal, social, and environmental factors on workday use frequency of the nearby outdoor recreation areas by working people. Leisure Sciences, 33(5), 420-440. Gümüş, N., & Özüpekçe, S. (2009). Foça’da turizmin ekonomik, sosyal, kültürel ve çevresel etkilerine yönelik yerel halkın görüşleri. Uluslararası İnsan Bilimleri Dergisi, 6(2), 398-417. Kurar, İ. (2019). Halkın rekreasyon deneyim tercihi: alanya Dim Çayı Vadisi örneği. https://www.researchgate.net/publication/336305781_Halkin_Rekreasyon_Deneyim_Tercihi _Alanya_Dim_Cayi_Vadisi_Ornegi_People's_Recreation_Experience_Preference_The_Case_ of_Alanya_Dim_River_Valley. Lundberg, D. E. (1980). The tourist businesss, IV. Edition, Boston: CBI Publishing Inc, 4. Meyer, H. D., Brightbill, C. K., Sessoms, H. D. (1969). Community recreation, Prenctice-Hall Publisher, 29-34. Mokaya, S. O., & Gitari, J. W. (2012). Effects of workplace recreation on employee performance the case of Kenya Utalii College. International Journal of Humanities and Social Science, 2(3), 176-183. Moseley, D., Connolly, T., Sing, L., & Watts, K. (2018). Developing an indicator for the physical health benefits of recreation in woodlands. Ecosystem Services(31), 420–432. Olson, L. E., Squires, J. R., Roberts, E. K., Miller, A. D., Ivan, J. S., & Hebblewhite, M. (2017). Modeling large-scale winter recreation terrain selection with implications for recreation management and wildlife. Applied Geography(86,), 66-91. Taş, B. (2011). Gaga Gölü (Ordu, Türkiye) su kalitesinin incelenmesi. Karadeniz Fen Bilimleri Dergisi, 1(3), 43-61. Togo, O. T., & Öztürk, A. (2020). An Investigation on Preference Factors in Recreation Area Usage of Sport Science Students. Journal of Educational Issues, 6(1), 175-185. Ural, A., & Kılıç, İ. (2011). Bilimsel araştırma süreci ve SPSS ile veri analizi (3. Baskı b.). Ankara: Detay Yayıncılık. Yeşil, M., & Beyli, K. N. (2018). Ordu–Boztepe’nin turizm ve rekreasyon potansiyeli ile Boztepe’nin kent imajına katkısı. türk Tarım – Gıda Bilim ve Teknoloji Dergisi, 291-298. Yeşil, P., & Şatıroğlu, E. (2019). Ordu kenti kıyı rekreasyon alanlarında yer alan donatı elemanları üzerine bir araştırma. Akademik Ziraat Dergisi, 8(1), 121-126. Yüksel, M., & Yeşil, M. (2017). Kent ve rekreasyon (Ordu kenti örneği). Mavi Atlas, 5(2), 355-382. 87 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3 İnternet Kaynakları Kültür Portalı. https://www.kulturportali.gov.tr/turkiye/ordu/gezilecekyer (Erişim Tarihi: 04.06.2020). Ordu Belediyesi. https://www.ordu.bel.tr/NereyeGidilir (Erişim Tarihi:04.06.2020) Ordu Kültür ve Turizm Bakanlığı. https://ordu.ktb.gov.tr/TR-106502/dogal-alanlar.html (Erişim Tarihi: 04.06.2020). ATIF: Sezen Doğancılı, O., Akgün, M (2020). Ordu İli Rekreasyon Alanlarının Yerel Halk Açısından Değerlendirilmesi. Betül Bayazıt, Ercan Karaçar, Ozan Yılmaz (Ed.), Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3.Cilt içinde (ss. 78-88). Konya, Çizgi Kitabevi Yayınları. 88 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 BÖLÜM 7 YEREL HALKIN FESTİVALLERİ DEĞERLENDİRMELERİNE YÖNELİK BİR ARAŞTIRMA: TEKİRDAĞ KİRAZ FESTİVALİ ÖRNEĞİ Aydın ÜNAL Dr. Öğretim Üyesi, Kırklareli Üniversitesi, Pınarhisar Meslek Yüksekokulu, [email protected] ATIF: Ünal, A. (2020). Yerel Halkın Festivalleri Değerlendirmelerine Yönelik Bir Araştırma: Tekirdağ Kiraz Festivali Örneği. Betül Bayazıt, Ercan Karaçar, Ozan Yılmaz (Ed.), Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3.Cilt içinde (ss. 90-104). Konya, Çizgi Kitabevi Yayınları. 7.BÖLÜM YEREL HALKIN FESTİVALLERİ DEĞERLENDİRMELERİNE YÖNELİK BİR ARAŞTIRMA: TEKİRDAĞ KİRAZ FESTİVALİ ÖRNEĞİ Aydın ÜNAL Dr. Öğretim Üyesi, Kırklareli Üniversitesi, Pınarhisar Meslek Yüksekokulu, [email protected] GİRİŞ Turizm; kapsadığı faaliyetlerle, sunduğu hizmetlerle ve ürünlerle ulusal ve uluslararası ölçekte talep uyandıran ve aynı zamanda destinasyonlara ekonomik, sosyal, kültürel, çevresel, vb. birçok alanda olumlu katkılar sağlayan bir endüstri ve olgudur. Destinasyonlarda yerel, ulusal ve uluslararası ölçekte düzenlenen festivaller bahsedilen bu etkilerin ve katkıların en üst düzeyde görüldüğü turistik faaliyetlerden birini oluşturmaktadırlar. Bir destinasyonda genellikle her yıl aynı zamanda ve aynı sürede organize edilen festivaller hem destinasyonun tanıtımına hem de oluşan turistik talebin neticesinde hatırı sayılır düzeyde ekonomik katkı elde edilmesine olanak sağlamaktadırlar. Bu yönüyle destinasyonda yaşayan yerel halkı da etkileyen festivaller destinasyonda turistlerin ve yerel halkın karşılıklı olarak hoşça vakit geçirmelerinin yanı sıra yerel halka yüksek düzeyde ekonomik kazanç ve kültürel alışverişte bulunma fırsatı sunmaktadırlar. Elde edilen kazanımlar bir turistik faaliyet olarak festivallerin destinasyonlar açısından destekleyici etkilerini ortaya koyması bakımından oldukça önemlidir (Liu ve Wu, 2019). Bu çalışmada Tekirdağ ilinde 1962 yılında Kiraz Cümbüşü adıyla başlayan 1964 yılında Kiraz Bayramı adını alan ve ancak geçen süre içerisinde Kiraz Festivali’ne dönüşen, her yıl haziran ayında organize edilen ve 1-3 Haziran 2018 tarihleri arasında 54. düzenlenen Kiraz Festivali’ne yönelik destinasyonda yaşayan yerel halkın değerlendirmelerinin belirlenmesi amaçlanmaktadır. Tekirdağ Kiraz Festivali’nde; kortejler, sergiler, gösteriler, fener alayları, gece konserleri, kiraz yarışmaları, yelken yarışmaları, güzellik yarışmaları ve piknikler organize edilmektedir ve festival kapanış konserleri ile sona ermektedir (Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi, 2020). Genellikle 3-4 gün olarak düzenlenen festivaller sayesinde hem Tekirdağ ve çevresinde yaşayanlar hem de ülkenin farklı yerlerinden ziyaretçiler ve turistler hoşça vakit geçirme olanağı elde etmektedirler. Tekirdağ Sahil Dolgu alanında düzenlenen festivale yerli turistlerin ve ziyaretçilerin yanı sıra son yıllarda özellikle yurtdışından da oldukça yoğun katılım olduğu görülmektedir. Çalışmanın teorik ve uygulama temelli sonuçları ile ilgili alanyazına önemli katkılar sağlayacağı öngörülmektedir. Yerel halkın bakış açısıyla destinasyonları değerlendiren çalışmalar çoğunlukla turistik faaliyetlerin bütünü çerçevesinde ve daha çok turizmin ekonomik, sosyal, kültürel, vb. katkılarının ölçülmesine ve turistlerin değerlendirmelerine odaklanmaktadırlar. Ancak 90 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı- 3 alanyazında bir turistik rekreasyon faaliyeti olarak festivallerin yerel halk nezdinde değerlendirilme veya algılanma düzeylerini ölçen çalışmalar ise oldukça sınırlıdır. Bu kapsamda çalışmadan elde edilecek sonuçların Tekirdağ destinasyonunda turizmin ve turistik faaliyetlerin mevcut durumunun analiz edilmesi, yerel halkın festivaller özelinde turizme bakış açılarının ölçülebilmesi ve destinasyonda düzenlenecek turistik faaliyetlerin geleceği hakkında öngörülerde bulunulabilmesi adına önemli olduğu düşünülmektedir. İlgili Alanyazın Turizm; özel firmaların, kamu kurumlarının ve kâr amacı gütmeyen derneklerin çoğu toplumda bir arada bulunan turistik ürünleri oluşturulmasında hem rekabet ettikleri hem de iş birliği yaptıkları karma bir endüstridir (Andersson ve Getz, 2009). Etkinlik turizmi bu faaliyetlerin içerisinde giderek önemini artan daha çok etkinlik ve rekreasyonel faaliyet odaklı bir turizm türüdür. Bir etkinlik turizmi çeşidi olan festivaller ise organize edildikleri destinasyonlar ve özellikle de paydaş ilişkileri açısından son yıllarda birçok araştırmaya konu edilmişlerdir (Larson, 2002; Richards ve Ryan, 2004; Mackellar, 2006; Quinn, 2006; Andersson ve Getz, 2007; Getz, Andersson ve Larson, 2007). Festivaller özellikle turizmin gelişmediği veya az geliştiği destinasyonlarda kalkınmanın sağlanabilmesi adına önemlidirler (Getz, O’Neill ve Carlsen, 2001). Festival turizmi son yıllarda küresel ölçekte en hızlı büyüyen ve en çok talep edilen turistik ürün çeşitleri arasındadır. Festivaller; tarihi miras, gastronomi, müzik ve dansın oluşturduğu belirli kültürel değerleri paylaşan hem sanatçı hem de ziyaretçilerin katılımları ile gerçekleştirilirler (Stankova ve Vassenska, 2015). Festivalleri kısaca bir destinasyonun turistik ürünü ve imajı konumuna gelerek gelenekselleşen, katılımcıların ve yerel halkın aklında iz bırakan ve belirli bir sürede ve belirli bir isimle düzenlenen etkinlikler olarak tanımlanmak mümkündür (Yıldız ve Polat, 2016). Festivaller; topluluk değerlerini, ideolojilerini, kimliğini ve sürekliliğini kapsamaktadır. Destinasyonlardaki festival organizasyonlarını modern yaklaşım anlayışı ile araştıran ve çalışmalarına yansıtan (Getz, 2005) festivaller için “temalı, kamusal kutlamalar” tanımında bulunmaktadır. Festival turizmi diğer turizm çeşitleriyle karşılaştırıldığında, genellikle yılda bir kez ve sınırlı bir alanda düzenlenen belirli tarihleri olan bir etkinlik olması gibi ayırt edici özelliklere sahiptir (Shone ve Parry, 2004). Festival turizmi düzenlendiği destinasyonlara ekonomik, çevresel ve sosyo-kültürel açıdan katkılar sağlamaktadır. Ayrıca festivaller kapsamında turistlerin yaptıkları harcamalar ile yerel işletmelerin ve yerel idarelerin gelirlerinde, yeni açılan turizm işletmelerinin sayısında artış ve istihdamın sürekliliği sağlanabilmektedir (O’Sullivan ve Jackson, 2002). Festivaller, bir destinasyonda yerel toplumun kendine has bir değeri kutlamak, bir olayı veya kişiyi anmak amacıyla düzenlenen kültürel, sanatsal ve sosyal içerikli etkinliklerdir. Bir değeri veya geleneği anmak amacıyla düzenlenen festivallerin zamanla bu geleneği yaşatmak amacına da hizmet ettiği görülmektedir. Geleneğin yaşatılması ise toplumların sahip olduğu kültürel öğelerin gelecek nesillere aktarılmasında son derece önemlidir (Giritlioğlu, Olcay ve Özekici, 2011). 91 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı- 3 Festivaller aynı zamanda yerel halk ve turistler arasında ekonomik, sanatsal, kültürel ve sosyal açıdan bir yakınlaşma ve tanıtım amacı da güderler (Bilgili, Yağmur ve Yazarkan, 2012). Festivallerin çeşitli dinsel nedenlerden ortaya çıktığı düşünülmektedir. Eski Yunan Uygarlığı’nda törenler ve festivaller özellikle şarap tanrısı Dioniysos’u anmak için düzenlenirdi ve onun adına festivaller, danslar, tiyatrolar ve müzikli eğlenceler düzenlenerek etkinlikler yapılırdı. Ancak Rönesans ile birlikte dinsel olaylar önemini yitirmeye başlayınca daha farklı nedenlerle festivaller düzenlenmeye başlamıştır (Albayrak, 2013). Şekil 1. Festivaller hakkında genel bilgi modeli (Getz, 2007). Festival organizasyonlarının temelini oluşturan üç temel bileşenin uyumu oldukça önemlidir. Bu üç faktör; etkinliğin yapılacağı destinasyon, ilgili destinasyonda yaşayan yerel halk ve festivale katılmak için gelen ziyaretçilerdir. Etkinliğin yapıldığı destinasyona ziyaretçilerin gelmesi ve ziyaretçiler ile yerel halkının buluşması etkinliğin kültür turizmi boyutunu oluştururken; etkinlik yerinde ziyaretçilerin ve bölge halkının buluşması festival turizmi aşamasını oluşturmaktadır (Yetginer, 2019). Festival organizasyonlarını bir turistik pazarlama faaliyeti olarak kullanmak son yıllarda turistlere çeşitli rekreasyon alternatifleri sunan ve yerel halkın kültürel faaliyetlerinden elde ettikleri çeşitli faydaları almalarını sağlayan yeni bir trend haline gelmiştir (Chang ve Tsai, 2016). Festivaller sayesinde bazen ilginç ve bazen de egzotik kültür öğeleri kullanılarak turistler 92 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı- 3 destinasyonlara çekilebilmektedirler (Quinn, 2006). Ayrıca turistler alışılmadık atmosfere katılmak, benzer ya da farklı ilgi alanlarına sahip yeni insanlarla tanışmak ve dünya hakkında daha fazla bilgi edinmek istemektedirler. Modern bir turizm ürünü olarak festivaller bir toplumun kültürünün çekirdeği konumunda olup belirli bir kültürel ve tarihsel geçmişe sahiptirler. Festivaller bu yönleriyle farklılık arayışında olan ve rutinden uzaklaşmak isteyen turistler içinde bir alternatif oluşturmaktadırlar. Dünyanın sosyal, kültürel ve politik yapısındaki geniş kapsamlı değişiklikler turizm endüstrisinin kapsamını ve organizasyonunu önemli ölçüde değiştirmiştir (Hollinshead, 1998). Artan küreselleşme ile birlikte eğlence kavramı yeni bir tüketici hakkı olarak öne çıkmıştır ve destinasyonlar arasında rekabetin daha da artmasına neden olmuştur. Artan rekabet ise tarihi festivallerin ve etkinliklerin önemini arttırmıştır (Van Diepen ve Ennen, 2010). Festivallerin bir destinasyonda turist trafiği oluşturması nedeniyle, çevredeki çeşitli turistik unsurlar üzerinde etkileri söz konusudur. Tablo 1. Turistik Mekân Bileşenleri ve Festival Turizminin İşlevleri Turistik Mekân Bileşenleri Doğal Miras Kültürel Miras Altyapı Turistik Faaliyetler Üstlenen İnsanlar Festival turizminin işlevleri Doğal çevrenin korunması ve sürdürülebilir kalkınma fikirlerinin desteklenmesi. Müzeler veya galeriler gibi maddi miras tesislerine yeni ziyaretçiler çekmek. Yerel ve bölgesel kültürel mirasın geliştirilmesi imkânı. Turistlerin kültürel mirasla iletişim kurmalarını sağlamak. Yüksek kültürü teşvik etmek. Büyük festivaller düzenlemek. Kültür ve eğlence ile ilgili turizm altyapısının geliştirilmesi amacıyla tesisler inşa etmek. Festival katılımcısı turistlerinin ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla konaklama ve catering altyapısının geliştirilmek. Turistlerin boş zamanlarını ilginç bir şekilde geçirebilecekleri ve ilgi alanlarını takip edebilecekleri bir yer yaratmak. Fikir ve görüş alışverişinin yanı sıra eğitim alanı oluşturmak. Çok etnikli toplumlarda özellikle önemli olan festivallerle çok kültürlülük fikrini desteklemek. Cinsel azınlıkların kendilerini ifade etmeleri için alan yaratmak. Festival hizmetleri kapsamında yerel halka istihdam yaratmak Kaynak: (Wlodarczyk, 2009). Festival turizmi çoğu zaman bir mekânın fiziksel, sosyal ve ekonomik yönünü değiştirebilmektedir (Cudny, 2013). Wlodarczyk (2009) bir turistik alanın dört temel unsurunu (Tablo 1); doğa tarafından yaratılan ve belirli bir alanın turizm varlıklarını oluşturan unsurlar (doğal miras), belirli bir alandaki insanlar tarafından yaratılan turizm kaynakları (kültürel miras), altyapı ve doğal unsurları tamamlayan ve bölgeyi daha cazip hale getiren bölgenin turizmle ilgili kaynakları (turistik faaliyetler üstlenen insanlar) olarak tanımlamaktadır. 93 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı- 3 Tablo 2. Turistik Festival Türleri Yerel Miras Festivalleri Yerel Modern Festivaller Ulusal Miras Festivalleri Küresel Modern Festivaller - Çoğunlukla yerel pazar odaklıdır. - Bölgeseldir. - Öncelikleri turizm değildir. - Yerel düzeyde tarihi olayları, figürleri ve kültürel gelenekleri kutlamak için düzenlenir. - Çoğunlukla yerel pazar odaklıdır. - Düzenlendikleri yerde turizm ve imaj geliştirme amacı güder. - Yerel gıda ürünlerini ve diğer yerel özellikleri kutlamayı amaçlar. - Yerel ve ulusal pazar odaklıdır. - Bölgeseldir. - Daha çok tarihidir ve turizm dışı hedefler taşır. - Ulusal olayları, figürleri ve paylaşılan gelenekleri kutlamak için düzenlenir. - Yerel ve uluslararası pazar odaklıdır. - Turizm ve imaj geliştirme amacı taşır. - Uluslararası filmlerin, yemeklerin, sanat ve ticari faaliyetlerin kutlanmasını amaçlar. Kaynak: (Ma ve Lew, 2012) Festivallere katılmak için seyahat eden turistlere festival turisti denilmektedir. Destinasyonlarda festival geliştirme süreci ise festivalleşme olarak adlandırılmaktadır (Cudny, Korec ve Rouba, 2012). Alanyazın incelendiğine festivallerin genel olarak dört ana başlık altında sınıflandırıldıkları (Tablo 2) görülmektedir (Ma ve Lew, 2012). Festival turizmi yerel destinasyon, katılım ve deneyim, kültür, kapsam ve fayda sürekliliği özellikleri açısından diğer turizm türlerinden ayrışabilmektedir (Getz, 2010). Festival turizmi özellikleri kapsamında da değerlendirilebilecek bu bileşenler kısaca şu şekilde detaylandırılabilir.  Yerel Destinasyon: Tüm destinasyonlar karakteristik kültürel özellikleri açısından benzersiz ve değiştirilemez özgün zenginliklere sahiptirler. Bu yönüyle festival turizmine ev sahipliği yapan bir destinasyon diğer destinasyonlardan farklılaşabilmektedir.  Katılım ve Deneyim: Festival turizmi geleneksel turizm türlerinden farklıdır. Katılım bileşeni festival turizminin önemli özelliklerinden biridir. Festivaller sayesinde dünyanın dört bir yanından gelen ziyaretçiler çeşitli aktiviteler deneyimleyerek, daha eğlenceli vakit geçirirler ve aynı zamanda destinasyona ekonomik gelir sağlarlar.  Kültür: Festival turizminin çağrışımı ve odak noktası kültürdür. Destinasyonlarda festival turizminin gelişmesiyle birlikte sadece o destinasyonda turizm pazarı aktif duruma gelmekle kalmayıp aynı zamanda zengin turizm kaynakları olan destinasyonlar arasındaki kültürel iletişimde güçlenir.  Kapsamlı: Festival turizmi kapsamlı organizasyon yapısı ve işleyişi gerektirmektedir. Çünkü festival turizmi; politik, ekonomik ve kültürel yönleri olan ve bir destinasyonda turizm endüstrisinin gelişmesine katkı sağlayan kapsamlı bir turizm çeşididir.  Fayda Sürekliliği: Festival turizmi bir destinasyonda tekrarlayan bir faaliyet olması yönüyle her zaman destinasyonun görünürlüğünü arttırır ve ilgili destinasyonda turizmin ve dolaylı olarak da ekonominin gelişimini teşvik eder. 94 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı- 3 Genel anlamda oluşturduğu turistik talep ve ekonomik katkıları açısından festivaller organize edildikleri destinasyonlar için oldukça önemlidirler. Festivaller bu yönleriyle bir destinasyonun önemli turistik varlıklarındandır. Ayrıca festivaller bir destinasyonda doğayı korumayı teşvik ederler, maddi ve maddi olmayan kültür unsurlarını gün yüzüne çıkartırlar, kültürel miras alanlarına turistik talebi çekerek destinasyonda dengeli gelişimi teşvik ederler, turistlere bilgi ve fikir alışverişinde bulunmanın yanı sıra öğrenme fırsatı sunarlar, hoşgörü ve çok kültürlülüğü teşvik ederler, yerel halk ve turistler için rekreasyonel ve unutulmaz bir turistik deneyim sunarlar. İlgili Araştırmalar Çelikkanat ve Güçer (2014) Bodrum destinasyonunda yerel halkın turizme bakış açısını değerlendirmek üzere yürüttükleri çalışmalarında; yerel halkın turizme bakış açılarının olumlu olmakla birlikte turizm kapsamında destinasyonun doğal ve kültürel çevresine verilebilecek zarar konusunda ise temkinli oldukları sonucuna ulaşmışlardır. Giritlioğlu ve Bulut (2015) Gaziantep destinasyonunda yaşayan yerel halkın turizm faaliyetlerini değerlendirmelerini belirlemek amacıyla yürüttükleri çalışmalarında; yerel halkın genel anlamda destinasyonlarındaki turizm faaliyetlerine yönelik tutumlarının olumlu olduğu, turizm sayesinde destinasyonun kültürel yapısının, doğal güzelliklerinin ve yemek kültürünün korunabildiğini düşündükleri, destinasyonlarında sürdürülebilirliğin sağlanabilmesi için reklam ve tanıtım faaliyetlerine ağırlık verilmesi ve destinasyonlarındaki tarihi yapıların restore edilmesi gerektiğine inandıkları sonucuna ulaşılmışlardır. Dilek, Çoban ve Harman (2017) Hasankeyf destinasyonunda yaşayan yerel halkın turizme yönelik tutumlarını belirlemek amacıyla yürüttükleri çalışmalarında; yerel halkın destinasyondaki turizm faaliyetlerine olumlu destek verdikleri, turizmin sosyo-kültürel ve ekonomik katkılarından hoşnut oldukları sonuçlarına ulaşılmışlardır. Olcay ve Araboğa (2018) Bitlis destinasyonunda yaşayan yerel halkın destinasyonlarındaki turizm potansiyeline bakış açılarını belirlemek amacıyla yürüttükleri çalışmalarında; yerel halkın destinasyonlarındaki yürütülen turistik faaliyetlere bakış açılarının olumlu olmasına rağmen destinasyonun sahip olduğu turizm kaynaklarının turizme yeterince kazandırılamadığına inandıkları sonucuna ulaşmışlardır. Akpulat ve Üzümcü Polat (2019) yerel halkın destinasyonlarında yürütülen turizm faaliyetlerine bakış açılarını belirlemek amacıyla Çeşme destinasyonunda yürüttükleri çalışmalarında; yerel halkın destinasyonlarında yaşadıkları park yeri, trafik yoğunluğu, aşırı kalabalık, çarpık kentleşme, çevre ve gürültü kirliliği gibi sorunların destinasyonlarında yürütülen turizm faaliyetlerinden kaynaklandığına inandıkları ve turizmin olumsuz etkilerine daha çok dikkat çektikleri sonucuna ulaşmışlardır. 95 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı- 3 YÖNTEM Araştırmanın Amacı Çalışmada Tekirdağ ilinde yaşayan yerel halkın 1-3 Haziran 2018 tarihlerinde destinasyonlarında düzenlenen 54. Kiraz Festivali’ne ilişkin değerlendirmelerinin belirlenmesi amaçlanmaktadır. Araştırmanın kapsamını oluşturan ve yerel halkın yaşadıkları destinasyonlarındaki turizm hareketliliğini ve faaliyetlerini farklı destinasyonlar özelinde değerlendiren çalışmalar ilgili alanyazında mevcuttur (Çelikkanat ve Güçer, 2014; Giritlioğlu ve Bulut, 2015; Dilek, Çoban ve Harman, 2017; Olcay ve Araboğa, 2018; Akpulat ve Üzümcü Polat, 2019). Ancak araştırma alanı olarak seçilen Tekirdağ destinasyonunda konuyu bu yönüyle ele alan ve ilgili festivali araştırma konusu edinen bir çalışma bulunmamaktadır. Araştırma Alanının Seçim Süreci Araştırma alanı olarak Tekirdağ destinasyonunun ve Kiraz Festivali’nin seçilmesinde; ilgili destinasyonun 6000 yıllık bir tarihi geçmişe, Şarköy, Hoşköy, Kumbağ ve Kastro gibi önemli deniz turizmi destinasyonlarına sahip olması, üzüm yetiştiriciliği ve şarapçılık açısından konumu, Tekirdağ Köftesi, Peynir Helvası, Hayrabolu Tatlısı, vb. marka lezzetleri ve diğer gastronomik zenginlikleri, Namık Kemal Evi, Rakoczi Müzesi, Rüstem Paşa Külliyesi, vb. tarihi eserleri, Bozaba, Kiraz, Hıdrellez, Yağlı Güreşler, vb. birçok ulusal ve uluslararası tanınırlığı olan etkinliğe ev sahipliği yapması (Tekirdağ Valiliği, 2020) ve İstanbul gibi Türkiye’nin nüfus yoğunluğu açısından en büyük destinasyonuna olan yakınlığı (146 km), her yıl yerli ve yabancı çok sayıda turisti ağırlaması ve araştırma konusu ile ilgili daha önce destinasyonda herhangi bir çalışmanın yapılmamış olması gibi faktörler etkili olmuştur. Araştırma Ölçeğinin Oluşturulması Araştırmanın veri toplama sürecinde iki bölümden oluşan bir anket kullanılmıştır. Anket formunun ilk bölümü yerel halkın demografik özelliklerini belirlemeye yönelik yedi sorudan ve bu sorulara ilişkin katılımcıların seçebilecekleri çoklu seçenekli ifadelerden oluşmaktadır. Anket formunun ikinci bölümü ise yerel halkın bir turistik faaliyet olarak festivallerin yaşadıkları destinasyona etkilerini değerlendirmelerini belirlemeye yönelik 24 adet Likert tipi ifadeden (5Kesinlikle Katılıyorum-1-Kesinlikle Katılmıyorum) oluşmaktadır. Ankette yer alan ifadelerin oluşturulmasında Dilek, Çoban ve Harman (2017) yararlanılmıştır. Bu çalışmada anketin içerik geçerliğinin sağlanması için konusunda uzman ve yetkin kişilere danışılmıştır. Yapısal geçerlik konusunda ise içerik geçerliği, Cronbach’s Alpha katsayısı ve faktör analizi gibi kıstasların yerine 96 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı- 3 getirilmesi gerekmektedir. İlgili geçerlik testleri sonucunda elde edilen geri bildirimler çerçevesinde ankete son hali verilerek yerel halka uygulanmıştır. Araştırmanın Evreni ve Örneklemi Araştırmanın evrenini Tekirdağ ilinde yaşayan, doğrudan veya dolaylı olarak turistik faaliyetlere katılan yerel halkın bütünü oluşturmaktadır. Araştırma örneklemini ise ilgili destinasyonda yaşayan ve araştırmanın veri toplama süreci içerisinde ulaşılabilen yerel halk oluşturmaktadır. Araştırmada evreni temsil edebilecek örneklem sayısını belirlemek amacıyla Tekirdağ destinasyonunda yaşayan yerel halkın tam sayısının belirlenebilmesi için Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) nüfus istatistiklerinden yararlanılmıştır (TÜİK, 2020). TÜİK verilerine göre 2017 yılı sonu itibariyle Tekirdağ destinasyonunda toplam 1.005.463 kişinin yaşadığı tespit edilmiştir. Ancak bu araştırmanın veri toplama süreci içerisinde (1-3 Haziran 2018) ilgili destinasyonda tam olarak kaç kişinin yaşadığı tespit edilememiştir. Bu sebeple araştırma örneklemini hesaplamak için hedef kitledeki birey sayısının bilinmediğinden hareketle; n= t2pq/d2 (Yazıcıoğlu ve Erdoğan, 2007) formülünden yararlanılmıştır. Formülde; n: Örneklem hacmini yani örnekleme girecek birey sayısını, p: İncelenen olayın oluş sıklığını yani gerçekleşme olasılığını, q: İncelenen olayın olmayış sıklığını veya gerçekleşmeme olasılığını, t: Belirli bir anlamlık düzeyinde t tablosunda bulunan teorik değeri (α=0,05 için ∞ serbestlik derecesindeki t değeri 1,96’dır.), d: Olayın oluş sıklığına göre kabul edilen ± örneklem hatasını göstermektedir. Formül çerçevesinde ilgili değerleri yerine koyarsak; n=(1.96)2.(0.5).(0.5)/(0.05)2; n=384 araştırma örneklem sayısı olarak belirlenmiştir. Belirli bir evrendeki her elemanın eşit seçilme şansına sahip olması ve bireylerin tamamının örneğe girme şansının eşit olması araştırmanın güvenirliği açısından önemlidir (Ural ve Kılıç, 2005). Bu sebeple araştırmada yerel halkın belirlenmesinde zaman ve maliyet avantajı, erişim kolaylığı, eldeki mevcut veya gönüllü bireylere uygulanması avantajları nedeniyle olasılığa dayalı olmayan örnekleme yöntemlerinden kolayda örnekleme tekniğinden yararlanılmıştır (Erkuş, 2011). Evren büyüklüğünü temsil edebilecek örneklem büyüklüğünü (384 katılımcı) sağlamak için toplam 440 anket destinasyonda yaşayan yerel halka 1-3 Haziran 2018 tarihleri arasında yüz yüze iletişim kurularak ulaştırılmıştır. Ancak geri dönüş sağlanan anketlerden 13 tanesi her soruya aynı cevap seçeneğinin kodlanması ve 15 anket ise cevap kodlamalarının %50’sinden fazlasının boş bırakılmasından dolayı değerlendirme dışında bırakılmıştır. Araştırmanın değerlendirme kısmına 412 anket dâhil edilmiştir ve anketlerin geri dönüş oranı %94 olarak gerçekleşmiştir. Araştırmanın Analizleri Araştırma sonucunda anket formlarından elde edilen veriler SPSS istatistikî veri programında analize tabi tutulmuştur. Araştırma anketinden elde edilen yerel halkın demografik 97 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı- 3 özelliklerine ilişkin veriler yüzde ve sıklık değerleriyle analiz edilmiştir. Sıklık analizinden sonra ölçeğin güvenirliği analiz edilmiştir. Ölçekle ilgili diğer testlere geçilmeden önce ölçeğin normallik testi yapılmıştır. Normallik testinde verilerin Shapiro-Wilks değerlerinin anlamlılık düzeyinin p>0,05 olduğu tespit edilmiştir. Bu sonuç ölçeğin parametrik testler için uygun olduğunu göstermektedir. Güvenirlik ve normallik analizinden sonra yerel halkın yaşadıkları destinasyondaki festivallerin etkilerini değerlendirmelerine ilişkin ölçeğin yapı geçerliğini test etmek amacıyla açıklayıcı (keşfedici) faktör analizi uygulanmıştır. BULGULAR Katılımcılara İlişkin Bulgular Tablo 3. Yerel Halkın Demografik Özelliklerine Göre Dağılımları (n=412) Demografik Özellikler Cinsiyet Medeni Durum Yaş Eğitim Meslek Aylık Gelir Destinasyona Festivallerin Etkisini Değerlendirme Destinasyon Ziyaretçilerine Bakış Açısı Kadın Erkek Bekâr Evli 15-24 Yaş Aralığı 25-60 Yaş Aralığı 61 Yaş ve Üzeri Lise ve Altı Ön lisans Lisans Lisansüstü Öğrenci Kendi İşini Yapan Özel Sektör Çalışanı Kamu Çalışanı Emekli 2020 TL ve Daha Az 2021 TL-5000 TL Arası 5001 TL ve Üzeri Yararlı Zararlı Olumlu Olumsuz Toplam Sayı (n) 188 224 174 238 138 156 118 88 76 185 63 106 141 78 35 52 66 118 228 384 28 374 38 412 Yüzde (%) 45,6 54,4 42,2 57,8 33,5 37,9 28,6 21,4 18,4 44,9 15,3 25,7 34,2 18,9 8,5 12,6 16,0 28,6 55,4 93,2 6,8 90,8 9,2 100 Araştırmada uygulanan sıklık analizi sonuçlarına göre (Tablo 3) araştırma katılımcılarının çoğunluğunun; erkek (%54,4); evli (%57,8), 25-60 yaş aralığında (%37,9), lisans düzeyinde eğitime sahip (%44,9), kendi işinde çalışan veya kendi işyerini işleten (%34,2), 5001 TL ve üzerinde aylık gelire sahip (%55,4), festivalleri destinasyonları için yararlı olarak değerlendiren (%93,2) ve destinasyonlarını ziyaret eden turistlere yönelik olumlu bakış açısına sahip (%90,8) kişilerden oluştukları belirlenmiştir. 98 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı- 3 Güvenirlik Analizi Bulguları Tablo 4. Güvenirlik Analizi Sonuçları İfade Sayısı 24 Cronbach’s Alpha ,899 Örneklem Sayısı 412 Yüzde (%) 100 Bir araştırmada güvenirlik analizi; herhangi bir konuda örneklemi oluşturan birimler üzerinden veri toplamak amacı ile oluşturulan ifadelerin kendi aralarında tutarlı olup olmadığını test etmek amacıyla yapılır (Ural ve Kılıç, 2005). Yapılan güvenirlik analizi sonucunda (Tablo 4) araştırmada kullanılan ölçeğin Cronbach’s Alpha katsayısı ,899 olarak bulunmuştur. Elde edilen katsayı oranları ölçeğin güvenilir olduğuna işaret etmektedir. Faktör Analizi Bulguları Bu çalışmada uygulanan normallik testi sonuçlarına göre Skewness değeri -,444 ile ,568 arasında ve Kurtosis değeri ise ,542 ile -,268 arasında değişmektedir. Normallik testinde ilgili Skewness ve Kurtosis değerleri -1.5 ile +1.5 olduğu için ölçek normal dağılıma sahiptir denilebilir (Tabachnick ve Fidell, 2013). Tablo 5. Araştırma Ölçeği Faktör Analizi Sonuçları (n=412) İfadeler Özdeğerler Destinasyonda turistik festivallerin daha çok gelişimi için çaba sarf edilmelidir. Destinasyonda festivallere yatırımlar artarak devam etmelidir. Festivaller destinasyonun önemli bir parçası olarak sürdürülmelidir. Destinasyonda festivallerin gelişimini destekliyorum. Festivaller destinasyondaki çevre kalitesini olumsuz etkilemektedirler. Festivaller destinasyonda hayat pahalılığına neden olmaktadır. Festivaller destinasyondaki yerel halkın davranışlarını olumsuz şekilde etkilemektedirler. Festivaller destinasyondaki yerel halkın kültürel değerlerinin yok olmasına neden olmaktadırlar. Festivaller destinasyonda suçların ve sosyal olumsuzlukların artmasına neden olmaktadırlar. Festivaller destinasyonda aşırı kalabalık ve trafiğe neden olmaktadırlar. Festivaller destinasyonda çevresel kirliliğe neden olmaktadırlar. Festivallerle birlikte destinasyondaki yerel halk daha çok ekonomik kazanç sağlamaktadır. FGD 7,114 FOSKE 4,987 FOEE 5,348 FGM 3,451 FOKE 2,189 Ort. ( ) ,744 ,738 4,51 ,731 ,717 ,730 ,726 ,711 ,706 3,12 ,698 ,684 ,677 ,738 99 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı- 3 Festivaller destinasyondaki yerel ekonomiyi desteklemektedirler. Festivaller destinasyondaki yerel halkın yaşam kalitesini arttırmaktadırlar. Festivaller destinasyondaki doğal çevrenin korunmasına katkı sağlamaktadırlar. Festivaller olmasa işlerim ekonomik olarak daha çok zorlaşabilir. Festivaller destinasyondaki yerel halkın kültürel gelişimine katkı sağlamaktadırlar. Festivallerin destinasyonda yarattığı çevresel gelişimden memnunum. Festivallerle birlikte destinasyonda kamu hizmetlerinin gelişiminden memnunum. Festivallerle birlikte destinasyonda olan ekonomik gelişimden memnunum. Festivallerle birlikte destinasyonda olan sosyal gelişimden memnunum. Festivallerin destinasyonda gelişimi benim işimi de olumlu etkiliyor. Festivallerin destinasyonda gelişiminden bende faydalanıyorum. Faktörlere Ait Alpha Değerleri Faktörlere Ait Varyans Değerleri (%) Toplam Açıklanan Varyans (%) KMO Örnekleme Ölçüm Yeterliliği Barlett Küresel Test Değeri Sig. p değeri-Olasılık Değeri ,732 ,721 ,709 4,46 ,694 ,681 ,724 ,706 ,682 4,48 ,668 ,760 4,44 ,756 ,892 21,124 ,866 18,366 ,873 20,674 83,389 ,866 3887,453 0,000 ,878 14,089 ,904 9,166 Normal dağılım testinden sonra açıklayıcı faktör analizi uygulanmıştır. Uygulanan açıklayıcı faktör analizi sonucunda (Tablo 5); KMO değeri ,866 olarak (p=0,000) belirlenmiştir. Bu değer literatürde kabul görmüş değer aralıkları çerçevesinde mükemmel olarak değerlendirilmektedir (Durmuş, Çinko ve Yurtkoru, 2010). Ayrıca Barlett’s Test of Sphericity-Küresellik Testi sonucu 3887,453 olarak tespit edilmiştir. Bu oranın düzeyi de örneklem büyüklüğünün faktör analizi için yeterli ve uygun olduğunu göstermektedir. Çalışmada ayrıca hem faktör yükleri açısından 0,30’un altında olan hem de eşkökenlilik (communalities) değerleri 0,50’nin altında olan ifadeler değerlendirme dışı bırakılarak açıklayıcı faktör analizinin geçerliğinin arttırılması amaçlanmıştır. Yapılan bu iki işlem sonucunda ölçekte yer alan 24 ifadeden birinin (Festivaller destinasyondaki ürünlerinin ve hizmetlerinin fiyatlarını arttırmaktadır.) ölçekten çıkarılmasına karar verilmiştir. Faktör analizi sonucunda özdeğeri birden büyük 23 ifadeden oluşan beş boyut belirlenmiştir. Bu boyutlar toplam varyansın %83,389’unu açıklamaktadır. Araştırmada elde edilen varyans oranı alınyazına göre kabul edilebilir bir düzeydedir (Altunışık ve ark., 2007). Araştırmada faktör analizine ilişkin boyutlar Dilek, Çoban ve Harman (2017) referans alınarak; Festivallerin Gelişimine Destek (FGD), Festivallerin Olumsuz Sosyo-Kültürel Etkileri (FOSKE), Festivallerin Olumlu Ekonomik Etkileri (FOEE), Festivallerin Gelişiminden Memnuniyet (FGM) ve Festivallerin Olumlu Kişisel Etkileri (FOKE) olarak adlandırılmıştır. Katılımcıların araştırma boyutlarından; festivallerin gelişimine desteği 100 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı- 3 ( =4,51) festivallerin olumlu kişisel etkilerini ( =4,46), festivallerin olumlu ekonomik etkilerini ( =4,48) ve festivallerin gelişiminden memnuniyeti ( =4,44) yüksek ve olumlu değerlendirdikleri festivallerin olumsuz sosyo-kültürel etkilerini ise düşük ve olumsuz ( =3,12) değerlendirdikleri belirlenmiştir. TARTIŞMA Destinasyonlar yoğun rekabet ortamında yerel, ulusal ve uluslararası ölçekte var olmaya çalışmaktadırlar. Bu kapsamda genel anlamda yerel düşünüp ulusal hareket eden destinasyonların daha başarılı oldukları söylenebilir. Yerelden anlaşılması gereken ise sadece planlanan turistik faaliyetler değil aynı zamanda o destinasyonda yaşayan yerel halkın ilgili faaliyetlere bakış açısının ve gelen turistlere ve ziyaretçilere yönelik tutumlarının ölçülmesidir. Bu çerçevede konuya yaklaşan çalışma sonucunda; yerel halkın destinasyonlarında organize edilen festivallerin daha çok geliştirilmesi ve festivallere daha çok yatırım yapılması gerektiğine inandıkları ve festivallerin destinasyonlarının bir parçası olduğunu düşündükleri belirlenmiştir. Yerel halkın festivalleri kendileri için bir ekonomik kazanç aracı olarak gördükleri, festivallerin yerel ekonomilerine olumlu etkilediğine ve yaşam kalitelerini arttırdığına inandıkları sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca festivallerin destinasyonlarına olan çevresel, kültürel, ekonomik ve sosyal katkılarından ve kamusal hizmetleri teşvik etmelerinden memnuniyet duydukları; festivallerin gelişmesinden kişisel olarak özellikle ekonomik anlamda yarar sağladıklarını düşündükleri belirlenmiştir. Diğer taraftan festivallerin destinasyonlarındaki çevre kalitesine, davranışlarına, kültürel değerlerine, genel suç oranlarına, kalabalığa, hayat pahalılığına, gürültüye ve aşırı trafiğe, çevresel kirliliklere, vb. neden olmadığını düşündükleri de tespit edilmiştir. İlgili sonuçlar çerçevesinde Tekirdağ destinasyonunda yaşayan yerel halkın destinasyonlarındaki festival organizasyonlarını genel anlamda olumlu değerlendirdiklerini söylemek mümkündür. Destinasyonlarda turizm ve turistik faaliyetlerin yanlış planlandığı ve yönetildiği durumlarda destinasyonlarda enflasyon, dış alımın artması, zararlı madde kullanımının artması, trafik-park sorunu ve çarpık kentleşme gibi sorunlar yaşanabilmektedir. Ancak Tekirdağ destinasyonunda yerel halkın henüz bu olumsuzlukları düşük düzeyde algıladıkları belirlenmiştir. SONUÇ VE ÖNERİLER Bu araştırmanda Tekirdağ ili sınırları içerisinde yaşayan yerel halkın 1-3 Haziran 2018 tarihlerinde destinasyonlarında düzenlenen 54. Kiraz Festivali’ne ilişkin değerlendirmelerinin belirlenmesi amaçlanmaktadır. Araştırmada uygulanan sıklık analizi sonuçlarına göre araştırma katılımcılarının çoğunluğu erkeklerden, evlilerden, 25-60 yaş aralığında, lisans düzeyinde eğitime sahip, kendi işletmesinde çalışan veya kendi işinde çalışan, 5001 TL ve üzerinde aylık gelire sahip kişilerden oluşmaktadırlar. Ayrıca katılımcıların 101 nerdeyse tamamına yakını festivalleri Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı- 3 destinasyonları için yararlı olarak değerlendirmektedirler (%93) ve destinasyonlarına gelen turistlere bakış açıları da (%91) olumlu düzeydedir. Araştırma ölçeğine uygulanan açıklayıcı faktör analizi sonucunda; yerel halkın destinasyonlarına festivallerin etkilerini değerlendirmelerine ilişkin ölçek ifadelerinin beş boyut altında toplandığı belirlenmiştir. İlgili boyutlar festivallerin gelişimine destek, festivallerin olumsuz sosyo-kültürel etkileri, festivallerin olumlu ekonomik etkileri, festivallerin gelişiminden memnuniyet ve festivallerin olumlu kişisel etkileri şeklinde adlandırılmıştır. Elde edilen sonuçlar ilgili literatür ile uyumludur (Dilek, Çoban ve Harman, 2017). Araştırmaya dâhil edilen yerel halkın ölçek boyutlarını değerlendirmelerine ilişkin yapılan analiz sonuçlarına göre; festivallerin gelişimine destek, festivallerin olumlu kişisel etkileri, festivallerin olumlu ekonomik etkileri ve festivallerin gelişiminden memnuniyet boyutlarını yüksek ve olumlu değerlendirdikleri ancak festivallerin olumsuz sosyo-kültürel etkilerini ise düşük ve olumsuz değerlendirdikleri belirlenmiştir. Yapılan bu araştırmanın ilgili destinasyona, alanyazına ve sonraki çalışmalara katkı sağlayacağı düşünülmektedir. Ancak araştırma maddi kaynaklar ve zaman sınırlılığından dolayı örnekleme büyüklüğü literatürde kabul edilen sınırlar içerisinde olmakla birlikte daha geniş bir örnekleme büyüklüğüne uygulanamamıştır. Bu sebeple gelecekteki çalışmalarda araştırmaya dâhil edilen yerel halkın milletlerinin çeşitliliğinin ve örneklem kapsamının arttırılması araştırma sonuçlarının genellenmesi açısından olumlu katkı sağlayacaktır. KAYNAKÇA Akpulat, A. N., & Üzümcü Polat, T. (2019). Turistik destinasyonlarda turizmin etkilerine yerel halkın bakış açısı: Çeşme örneği. Journal of Recreation and Tourism Research, 6(4), 448-463. Albayrak, A. (2013). Alternatif Turizm (1. Baskı). Ankara: Detay Yayıncılık. Altunışık, R., Çoşkun, R., Bayraktaroğlu, S., & Yıldırım. E. (2007). Sosyal Bilimlerde Araştırma Yöntemleri SPSS Uygulamalı (Geliştirilmiş Beşinci Baskı). Sakarya: Sakarya Yayıncılık. Andersson, T., & Getz, D. (2007). Stakeholder management strategies of festivals. Journal of Convention and Event Tourism, 9(3), 199-220. Andersson, T. D., & Getz, D. (2009). Tourism as a mixed industry: differences between private, public and not-for-profit festivals. Tourism Management, 30(6), 847-856. Bilgili, B., Yağmur, Ö., & Yazarkan, H. (2012). Turistik ürün olarak festivallerin etkinlik ve verimliliği üzerine bir araştırma (Erzurum-Oltu Kırdağ Festivali örneği). Uluslararası Sosyal ve Ekonomik Bilimler Dergisi, 2(2), 117-124. Chang, F. H., & Tsai, C. Y. (2016). Influences of the cultural implications and tourism attractiveness of festival tourism on tourist loyalty. Journal of Business & Management Studies, 2(1), 1-10. Cudny, W. (2011). Film festivals in Lodz as a main component of urban cultural tourism. Bulletin of Geography. Socio-Economic Series, 15, 131-141. Cudny, W., Korec, P., & Rouba, R. (2012). Resident’s perception of festivals-the case study of Lodz. Slovak Sociological Review, 44, 704-728. 102 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı- 3 Cudny, W. (2013). Festival tourism-the concept, key function and dysfunctions in the context of tourism geography studies. Geographical Journal, 65(2), 105-118. Çelikkanat, N., & Güçer, E. (2014). Yerel Halkın Turizme Bakış Açısı: Bodrum İlçesi Örneği. 15. Ulusal Turizm Kongresi, 13-16 Kasım 2014, Ankara. Dilek, E. S., Çoban, Ö., & Harman, S. (2017). Hasankeyf halkının turizmin gelişimine yönelik tutumu. Turizm ve Araştırma Dergisi, 6(2), 59-72. Durmuş, B., Yurtkoru, E. S., & Çinko, M. (2010). Sosyal Bilimlerde SPSS’le Veri Analizi (Tıpkı Üçüncü Basım). İstanbul: Beta Yayıncılık. Erkuş, A. (2011). Davranış Bilimleri İçin Bilimsel Araştırma Süreci (Güncellenmiş Üçüncü Baskı). Ankara: Seçkin Yayıncılık. Getz, D., O’Neill, M., & Carlsen, J. (2001). Service quality evaluation at events through service mapping. Journal of Travel Research, 39(4), 380-390. Getz, D. (2005). Event Management and Event Tourism (2.Basım). New York: Cognizant. Getz, D. (2007). Event Studies: Theory, Research and Policy for Planned Events. Oxford: Elsevier. Getz, D., Andersson, T., & Larson, M. (2007). Festival stakeholder roles: concepts and case studies. Event Management, 10(2/3), 103-122. Getz, D. (2010). The nature and scope of festival studies. International Journal of Event Management Research, 5(1), 1-47. Giritlioğlu, İ., & Bulut, E. (2015). Yerel halkın bakış açısına göre Gaziantep turizmi ve sürdürülebilirlik. Uluslararası Sosyal ve Ekonomik Bilimler Dergisi, 5(1), 25-31. Giritlioğlu, İ., Olcay, A., & Özekici, Y.K. (2015). Bir turizm çeşitliliği olarak festival etkinliklerinin sınıflandırılması: Türkiye üzerine bir değerlendirme. Sosyal Bilimler Araştırmaları Dergisi, 5(13), 306-323. Hollinshead, H. (1998). Disney and commodity aesthetics: a critique of Fjellman’s analysis of “Distory” and the “Historicide” of the past. Current Issues in Tourism, 1(1), 58-119. Larson, M. (2002). A political approach to relationship marketing: Case study of the Storsjöyran festival. International Journal of Tourism Research, 4(2), 119-143. Liu, A., & Wu, D. C. (2019). Tourism productivity and economic growth. Annals of Tourism Research, 76, 253-265. Ma, L., & Lew, A. A. (2012). Historical and geographical context in festival tourism development. Journal of Heritage Tourism, 7(1), 13-31. Mackellar, J. (2006). Conventions, festivals and tourism: exploring the network that binds. Journal of Convention and Event Tourism, 8(2), 45-56. Olcay, A., & Araboğa, Y. (2018). Bitlis ilinin turizm potansiyeli ve yerel halkın turizm olgusuna bakış açısı. Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, 11(57), 945-961. O'Sullivan, D. & Jackson, M. (2002). Festival tourism: A contributor to sustainable local economic development?. Journal of Sustainable Tourism, 10(4), 325-342. Quinn, B. (2006). Problematising festival tourism: Arts festivals and sustainable development in Ireland. Journal of Sustainable Tourism, 14(3), 288-306. 103 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı- 3 Quinn, B. (2010). Arts festivals, urban tourism and cultural policy. Journal of Policy Research in Tourism, Leisure & Events, 2(3), 264-279. Richards, P., & Ryan, C. (2004). The Aotearoa traditional Maori performing arts festival 1972-2000: A case study of cultural event maturation. Journal of Tourism and Cultural Change, 2(2), 94117. Shone, A., & Parry, B. (2004). Successful Event Management (2. Basım). London: Thomson. Stankova, M., & Vassenska, I. (2015). Raising cultural awareness of local traditions through festival tourism. Tourism & Management Studies, 11(1), 120-127. Tabachnick, B. G., & Fidell, L. S. (2013). Using Multivariate Statistics. Boston: Pearson. Ural, A., & Kılıç, İ. (2005). Bilimsel Araştırma Süreci ve SPSS ile Veri Analizi. Ankara: Detay Yayıncılık. Van Diepen, A., & Ennen, E. (2010). The construction of destinations-symbolic meanings for destinations and visitors. Tourism and Visual Culture, 2, 146-155. Wlodarczyk, B. (2009). Przestrzen Turystyczna-Istota, Koncepcje, Determinanty Rozwoju. Lodz: (Wydawnictwo Uniwersytetu Lodzkiego). Yazıcıoğlu, Y., & Erdoğan, S. (2007). SPSS Uygulamalı Bilimsel Araştırma Yöntemleri (Genişletilmiş İkinci Baskı). Ankara: Detay Yayıncılık. Yetginer, S. (2019). Alternatif Turizm Kapsamında Festival Turizminin Yerel Halk Üzerindeki Etkisinin İncelenmesi: Edremit Örneği. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Balıkesir Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü, Balıkesir. Yıldız, B., & Polat, E. (2016). Yerel halkın Eskişehir’de düzenlenen festivallerin etkilerine yönelik algıları. Journal of Tourism and Gastronomy Studies, 4(2), 40-62. İnternet Kaynakları: Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi. http://www.tekirdag.bel.tr/kentte_turizm, (ET: 17.06.2020). Tekirdağ Valiliği. http://www.tekirdag.gov.tr/sehrimiz, (ET: 17.06.2020). Türkiye İstatistik Kurumu. http://www.tuik.gov.tr/UstMenu.do?metod=temelist, (ET: 17.06.2020). ATIF: Ünal, A. (2020). Yerel Halkın Festivalleri Değerlendirmelerine Yönelik Bir Araştırma: Tekirdağ Kiraz Festivali Örneği. Betül Bayazıt, Ercan Karaçar, Ozan Yılmaz (Ed.), Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3.Cilt içinde (ss. 90-104). Konya, Çizgi Kitabevi Yayınları 104 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 BÖLÜM 8 BOŞ ZAMAN VE REKREASYON PAZARLAMASI ÜZERİNE Gökhan ÇAKMAK Arş. Gör., Kocaeli Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi, [email protected] ATIF: Çakmak, G. (2020). Boş Zaman ve Rekreasyon Pazarlaması Üzerine. Betül Bayazıt, Ercan Karaçar, Ozan Yılmaz (Ed.), Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3.Cilt içinde (ss. 106-118). Konya, Çizgi Kitabevi Yayınları. 8.BÖLÜM BOŞ ZAMAN VE REKREASYON PAZARLAMASI ÜZERİNE Gökhan ÇAKMAK Arş. Gör., Kocaeli Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi, [email protected] BOŞ ZAMAN, REKREASYON VE PAZARLAMA KAVRAMLARI 19. yüzyılda yaşanan Sanayi Devrimi’yle birlikte geleneksel üretim şekillerinin değişmesi fabrika, büro ya da atölyelerde belirli saatlerde çalışan bir sınıf oluşturmuştur (Yarcan, 1993). Çalışma saatlerinin sınırlarının belirlenmesiyle çalışanların boş zamanları artmış ve bu durum insanlara eğlence, seyahat, spor, kültür gibi rekreatif etkinliklere katılım fırsatları yaratmıştır. Kentlerin büyümesi, konut koşullarının değişmesi, kişi başına düşen ulusal gelirlerdeki artış, endüstri alanlarındaki uzmanlaşma ve otomasyon insanları rekreatif faaliyetlere katılmaya teşvik edici gelişmeler olmuştur. Boş zaman kavramı, “İnsanların çalışma hayatı ve fizyolojik ihtiyaçlarının karşılanması dışındaki özgür olarak dinlenme, başarı kazanma, kişisel gelişim ve eğlenme için kullandıkları zamanlar” şeklinde ifade edilebilir (İlban ve Özcan, 2005). Boş zaman kavramının dinlenme, rahatlama, eğlenme ve kendini geliştirme fonksiyonları sayesinde insanlar yorgunluktan kurtulur ve günlük hayatın tek düzeliğinden uzaklaşır. Boş zaman, insana günlük hayatın gerekliliğinden sıyrılma fırsatı sağlar. Bir başka tanıma göre boş zaman, “Bireyin hem kendisi hem de başkaları için bütün zorunluluklardan ya da bağlantılardan kurtulduğu ve kendi isteğiyle seçeceği bir etkinlikle uğraşacağı zamandır” (Tezcan, 1982). Diğer bir tanıma göre ise, “Kişinin çalışmadığı, yaşam zorluklarının ve biçimsel görevlerinin dışında kalan ve kişinin kendi isteği yönünde harcayabileceği zamandır” (Kılıç, 2006). Bütün bu tanımlamaların ortak yanı boş zamanın günlük hayatın gereklilikleri yerine getirildikten sonra arda kalan zamanı betimliyor oluşudur. Rekreasyon kavramı için de çeşitli tanımlamalar mevcuttur. Geleneksel anlamda rekreasyon, “Bireyi yeniden yaratmak veya bireyi yenileştirmek anlamlarını ifade eder” (İskender, 2017). Rekreasyon kavramı için kapsamlı bir tanım yapmak gerekirse, “İnsanın yoğun çalışma yükü, sıradan yaşam biçimi veya olumsuz çevresel etkilerden riske giren veya olumsuz etkilenen bedeni ve ruhi sağlığını korumak ve devam ettirmek aynı zamanda zevk ve haz almak maksatlı, kişisel doyum sağlayan, tamamen çalışma ve zorunlu ihtiyaçlar için ayrılan zaman dışında kalan bağımsız ve 106 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı- 3 bağlantısız boş zaman içerisinde isteğe bağlı gönüllü olarak bireysel ya da grup olarak yaptığı etkinliklerdir” denilebilir (Karaküçük, 1999). Hutchinson’a (1949) göre rekreasyon, “Zaman harcamaya değen, genel kabul gören bireyin gönüllü katılımına dayanan, bireye içsel tatmin sağlayan boş zaman meşguliyetleri veya aktiviteleridir” (Akt. İskender, 2017). Rekreasyon, kapsamı çok geniş bir yaşam biçimi, temel bir insan gereksinimidir ve sınırları oldukça geniş bir eylemler topluluğu olarak insan yaşamında yer tutmaktadır (Pehlivanoğlu, 1976). Rekreasyon, bir boş zaman aktivitesidir ve dolayısıyla boş zaman kavramıyla yakından ilişkilidir. Boş zaman olmaksızın rekreasyon kavramından söz edilemez. Boş zaman ve rekreasyon kavramlarından sonra pazarlama kavramına bakacak olursak; Pazarlama kısaca bireyde yeni ihtiyaç, istek, arzu ve beklenti yaratmak şeklinde tanımlanabilir (İslamoğlu ve Altunışık, 2013). Başka bir tanıma göre pazarlama “Tüketicilerin istek, ihtiyaç ve arzularını belirleyip onları tatmin eden bir süreçtir “(Argan, 2016) diyebiliriz. Amerikan Pazarlama Birliği (AMA) tarafından yapılan tanımlamaya göre pazarlama; “Kişilerin ve örgütlerin amaçlarına uygun biçimde değişimi sağlamak üzere, malların, hizmetlerin ve düşüncelerin yaratılmasını, fiyatlandırılmasını, dağıtılmasını ve tutundurma faaliyetlerini planlama ve uygulama sürecidir” (Cemalcılar, 1996). Amerikan Pazarlama Birliği tarafından yapılan bu tanım, en kapsamlı ve günümüzde en çok kullanılan pazarlama tanımıdır. Çağdaş pazarlama felsefesinin hedefi temelde müşteri memnuniyetini sağlamaktır. Ancak yalnızca müşteri memnuniyetini sağlamakla yetinmez daha da öteye giderek müşteri tatmini sağlamayı hedefler. Müşteri memnuniyeti ise tüketici beklentilerinin doğru ve eksiksiz olarak anlaşılması ve bu beklentilerin zamanında karşılanması ile sağlanabilir (İslamoğlu ve Altunışık, 2013). Boş Zaman Kullanımı ve Rekreatif Etkinlikler Boş zamanlar sürelerine göre sınıflandırılabilir. Kısa süreli boş zamanlar kitap okumak, televizyon seyretmek, müzik dinleyerek vb. evde yapılabilecek faaliyetlerle geçirilebilir. Kısa süreli boş zamanlar dışarıda yapılabilecek aktiviteler için yeterli değildir. Daha uzun süreli boş zamanlar ise ev dışında çeşitli aktiviteler yapmaya fırsat sunar. Örneğin sinemaya, tiyatroya, müzeye gidilerek değerlendirilebilir. Yıllık izinler ise, kişinin kendi zevkine ve mevsime göre şekillendirilebilir. Kişiler bu sürelerde rahatlıkla seyahat edebilir, çeşitli doğa ya da kültürel faaliyette bulunabilirler (Özgüç, 1984). Çünkü yıllık izinler uzun sürelidir ve kişiye daha geniş bir hareket zamanı sağlar. Teknolojinin gelişmesiyle birlikte sanayide iş gücünden tasarruf sağlanmış, mekanizasyonu ve otomasyonu yaratılmış ve bütün bunlar kişilerin boş zamanlarını arttırmıştır. Teknoloji aynı zamanda gündelik hayatın devamı için yapılması gereken işlere harcanması gereken süreleri de 107 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı- 3 çamaşır ve bulaşık makineleri, elektrikli süpürge, mikro dalga fırın gibi yarattığı yeni ürünlerle azaltmıştır (Yarcan, 1993). Elde çamaşır ya da bulaşık yıkarken harcanan süre ile bunları makineye yerleştirmek için harcanan süre arasındaki fark çok fazladır. Mutfak ekipmanlarının yaygınlaşmasıyla insanın birincil ihtiyaçlarından olan yemek yeme ihtiyacının karşılanması için harcanan süreler de kısalmıştır. Yani kısacası makinaların hayatımıza girmesiyle insanlar kendileri için harcayabilecekleri zamanlara sahip olmuştur. Bu bilgiler ışığında boş zaman, rekreasyonel aktiviteler ve isteğe bağlı ilgi alanlarının pazardaki en büyük ve en etkili alanı oluşturduğunu söylemek mümkündür. Kültürel etkinlikler, dışarda yenilen yemekler, seyahatler, spor etkinlikleri, rekreasyonel ve sportif ekipman satın alımları, el sanatları, eğitim programları, rahatlama ve stres azaltma programları ve daha birçok aktivite boş zaman pazarını meydana getirmektedir. Bu denli büyük bir pazarın varlığı bu konuda çalışmalar yapılmasının önünü açmıştır. Boş Zaman ve Rekreasyon Pazarlaması Boş zaman faaliyeti bireye, günlük yaşantısının dışında bir şeyler yapma, kendini geliştirme ve yeni insanlarla tanışma fırsatı sunmaktadır. Boş zaman faaliyeti için seçim sınırsızdır. Birey boş zaman faaliyeti için seçimini herhangi bir zorunluluk olmadan yapmaktadır. Bireyi, belirli bir boş zaman faaliyetinin seçilmesine ikna etmek, oldukça zorlu ve aynı zamanda fırsatlarla dolu bir iş olduğundan bir hayli pazarlama becerisi gerektirir (Morgan, 1996, Akt. Özgören 2007). Pazarlama son yıllarda rekreasyon ve boş zaman konularında hizmet veren tedarikçiler için önemli bir kavram haline gelmiştir. Boş zaman ve rekreasyon pazarlaması, tüketicilerin istek ve ihtiyaçlarını tatmin etmek, aynı zamanda organizasyonun da amaç ve beklentilerini karşılamak üzere boş zaman ve rekreasyona konu olan ürünün üretilmesi, fiyatlandırılması, hedef kitleye ulaştırılması ve tutundurulmasını kapsayan bir süreç olarak tanımlanabilir (Argan, 2016). Boş zaman faaliyetleri zorunlu etkinlikler olmadığı için tüketiciler herhangi bir etkinliği tercih etmekte özgürdür. Bu durum da boş zaman etkinliği pazarlamaya çalışan pazarlamacıların tüketicileri ikna etmesi için bir takım farklılıklar üretmesini gerektirmektedir. Boş zaman ve rekreasyon etkinlikleri birbirinden farklı özelliklere sahip bir tüketici grubuna sahiptir. Bu çeşitlilik o kadar geniştir ki yaş, cinsiyet, sosyal sınıf ayrımı yapmaksızın hemen herkesi kapsamaktadır. Yani her yaş grubu, sınıf, din, dil, ırk ve cinsiyete hitap eden çeşitli rekreasyon etkinlikleri yapılabilmektedir. Buradan yola çıkılarak bir tanımlama yapmak gerekirse boş zaman ve rekreasyon pazarlamasını, “Belirli bir kitleye boş zaman ve rekreatif etkinlikleri ile ilgili hizmetlerin tüketicilere sunulmasını kapsayan bir süreç” şeklinde tanımlayabiliriz (Kül Avan, 2016). 108 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı- 3 Boş zaman ve rekreasyon sektörü, ev içinde veya ev dışında ya da bölgesel, ulusal ve uluslararası alanda boş zaman fırsatları sunan ve birbiriyle örtüşen faaliyetlerde bulunan birçok işletmeden oluşmaktadır. Boş zaman sektörü, görünürde birbirine benzemeyen çok sayıda farklı etkinlik ve işletmeyi kapsar (Özgören, 2007). Her geçen gün insan hayatını kolaylaştıran gelişmeler yaşanmakta ve dolayısıyla insanların boş zamanları fazlalaşmaktadır. Bu durum rekabet yoğunluğunu da beraberinde getirmektedir. Yoğun rekabetin yaşanmaya başladığı boş zaman ve rekreasyon sektöründeki organizasyon ve kuruluşlar varlıklarını devam ettirebilmek için yaratıcı pazarlama tekniklerine fazlasıyla ihtiyaç duymaktadırlar (Argan, 2007). Yaratıcı pazarlama tekniklerine ihtiyaç duyulması deneyimsel pazarlamayı ön plana çıkarmaktadır. Rekreatif etkinlikler tüketicilere seyirci ya da katılımcı olarak iki şekilde pazarlanmaktadır. Özellikle profesyonel spor dallarının müsabakalarında, özel dans gösterilerinde, konserlerde, müzelerde seyirci olarak pazarlama söz konusu iken; yarışmalarda, günlük fiziksel aktivitelerde ya da animasyon etkinliklerinde katılımcı olarak pazarlama söz konusudur (Kül Avan, 2016). Günümüzde çok sevilen spor dallarından olan futbol, basketbol, motor sporları gibi spor dalları tüketicilerin genellikle seyirci olarak katılımına izin vermektedir. Öte yandan boş zaman ve rekreasyon etkinlikleri ise tüketicilerin katılımcı olacağı şekilde pazarlanmaktadır. Örneğin yamaç paraşütü, dalış, kamp, yürüyüş gibi etkinliklere katılmak isteyen biri katılımcı olarak yer alabilir ama herhangi bir futbol, basketbol ya da motor sporları gibi spor dalında katılımcı olarak yer alabilmek için özel yeteneklere sahip olmak gereklidir. Pazarlamanın amacı, tatmin edilmiş tüketiciler yaratmak ve bu tüketicileri uzun vadede elde tutmaktır (İslamoğlu ve Altunışık, 2013). Deneyimsel pazarlama, ürünlerin fiziksel nitelikleriyle ilgilenmekten ziyade daha çok elde edilen sonuçlara yönelik duyguları önemsemektedir. Duygulara yönelik deneyimlerden elde edilen katma değer mal ve hizmetlerden elde edilen faydayla kıyaslandığında, yaşanılan zevk, haz, eğlence duyguları ve güzel hatıralar tüketiciler için çok daha yoğun ve kalıcı olmaktadır (Akyıldız, 2010). Boş zaman ve rekreasyon etkinliklerinin çoğunun aktif katılım gerektirdiği düşünüldüğünde tüketicilere güzel bir deneyim yaşatmak için çokça fırsat sunduğu söylenebilir. Güzel bir deneyim yaşayan tüketici tatmin edilmiş tüketici anlamına gelir. Bu noktada tatmin edilmiş tüketici de hem boş zaman ve rekreasyon etkinlikleri için tekrar satın alma eğiliminde olan kişi demektir. Boş zaman ürün ve hizmetlerinin pazarlamasında, geleneksel pazarlamanın temel ilkeleri alana özgü hale getirilerek uygulanmakla birlikte, boş zaman etkinliklerinin diğer sektörlerden 109 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı- 3 hiçbirinde bulunmayan kendine özgü özellikleri de pazarlama anlayışında göz önünde bulundurulmalıdır. Çünkü boş zaman ürününün karmaşık yapısından dolayı, pazarlamacının boş zaman ürününün kendine has özelliklerini bilerek geliştirmesi gerekmektedir (Horner ve Swarbrooke, 2005. Akt. Özgören, 2007). Bu nedenle boş zaman mal veya hizmetlerinin ayırt edici özelliklerini göz önünde bulunduran bütünleşik bir yaklaşım, pazarlama stratejilerini başarıya götürebilir. Bu doğrultuda boş zaman mal ve hizmetlerinin önemli belirleyici özelliklerinin belirlenmesi önemlidir. Bu özellikler şu şekildedir (Argan, 2007); •Boş zaman mal ve hizmetlerini dağıtım ağları çoğunlukla karmaşıktır. •Sunulan boş zamanın etkinliğinin fiyatı, sağlanan yardımlar ve bazı hizmetlerin ücretsiz oluşu gibi nedenlerle her zaman maliyeti yansıtmaz. •Boş zaman tüketicileri dışsal etkilerden etkilenebilirler. •Boş zaman müşterileri her zaman tüketici değildir. •Boş zaman tüketicilerinin sunulan boş zaman ürünleri ile ilgili beklentileri yüksektir. •Boş zaman satın alımları, çoğu zaman diğer unsurların bir karmasını içerir. •Boş zaman satın alımları, çoğu zaman hizmetleri kapsar. •Boş zaman satın alımları çoğunlukla seyrektir, fakat bu satın alımlar yüksek harcamaları kapsar. •Boş zaman mal ve hizmetleri çoğunlukla niteliği gereği yaşam biçimi ile bağlantılıdır. Boş zaman pazarlaması yukarıda sayılan özelliklerinin yanı sıra pek çok pazarlama uygulamasının özelliklerini içerir. Bu özelliğiyle de esasında pek çok zorluğu beraberinde getirmektedir. Firmalar ve bireyler tarafından çok sayıda insan tarafından tercih edilen bir turistik yere ziyaret planı yapılırken; bu yere nasıl gidileceği, neler yiyilip içilmesi gerektiği, burada yapılabilecek sportif aktiviteler, nerelerde konaklama yapılabileceği gibi pek çok değişkenin de dikkate alınması ve bu doğrultuda plan yapılması gerekir. Bu yapısı itibariyle boş zaman pazarlaması, karmaşık ve çok sayıda değişkenin bir arada değerlendirilmesini gereğini ortaya çıkarmaktadır (Argan, 2007). Kısaca, boş zaman pazarlaması hangi alanla ilişkili olursa olsun, boş zaman pazarlamasında; pazarlama araştırmaları, rekabet analizleri, etkili bölümlendirme ve konumlandırma, pazarlama 110 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı- 3 denetim mekanizmaları ve uygulamaları, pazarlama ve tutundurma karma stratejilerinin alana özgü olarak ele alınıp değerlendirilmesi gerekmektedir (Horner ve Swarbrooke, 2005 Akt. Özgören, 2007). BOŞ ZAMAN VE REKREASYON PAZARLAMA KARMASI ÜRÜN >Etkinlik yeri >Etkinlik programı >Ziyaretçi deneyimi >Somut ürün >Organizasyon FİYAT YER (DAĞITIM) >Bilet maliyeti >Seyahat masrafı >Seyahate harcanan zaman >Diğer maliyetler >Etkinlik bileti >Etkinlik mekânı >Tur operatörleri >Seyahat acenteleri >Turist danışma bürosu PAZARLAMA KARMASI TUTUNDURMA >Reklam >Halkla ilişkiler >Satış tutundurma >Doğrudan pazarlama >Sponsorluk Kaynak: (Tokay, Argan ve Yüncü, 2015). 1- ÜRÜN Boş zaman pazarlamasının kuşkusuz en önemli bileşeni üründür. Ürün kavramı birçok kez kullanılmış ve tanımlanmıştır. Kotler ve Armstrong (2004) ürünü, “Tüketicilerin istek ve ihtiyaçlarını karşılamak üzere ilgi uyandırma, kazanç, kullanım ve tüketim için pazara sürülen fiziksel obje, fikir, kişiler, yerler, hizmetler ya da organizasyonlar” şeklinde tanımlamışlardır. En genel anlamda ürün değişime konu olan, tüketicilerin istek ve ihtiyaçlarını tatmin eden mal, hizmet, yer, fikir ve kişidir (Argan, 2016). 111 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı- 3 Boş zaman pazarlamasında ürün, kişiye boş zamanında katıldığı aktiviteden memnuniyet, mutluluk, haz, eğlence, deneyim gibi edinimler sağlar ve bu nedenle boş zaman ürünü genellikle dokunulabilir mal değil, memnuniyet deneyimidir. Örneğin, bir tenis raketi satın alınmadan da tutulabilir ve hissedilebilir niteliktedir fakat boş zaman deneyimi satın alınmadan hissedilemez, görülemez, duyulamaz, koklanamaz niteliktedir. Bu nedenle boş zaman hizmetinin en temel özelliği dokunulmaz oluşudur (Akyıldız, 2010). Rekreasyon pazarlaması açısından ürün, sunulan hizmet bakımından değerlendirilebilir. Rekreatif etkinliklerde tüketiciler bir hizmet satın aldığında aynı zamanda bir deneyim yaşama fırsatı satın almış olurlar. Ancak bu deneyimin olumlu mu yoksa olumsuz mu olacağı önceden öngörülemez. Örneğin, bir spor karşılaşması için bilet satın alan ve o müsabakayı izleyen tüketiciler hem bir ürün olan spor karşılaşmasını hem de o karşılaşma sırasında karşılaşmanın oynandığı yerdeki ambiyansı yaşama fırsatı yakalar. Tüketicilerin rekreatif etkinliklere katılımdan önce ve katılımdan sonraki süreçteki deneyimleri ve yorumları farklılık gösterir. Etkinliği düzenleyen ya da etkinlikte görev alan personelin deneyimi ve tutumu, etkinlik alanının yeri ve ulaşılabilirliği ya da etkinlik sırasındaki hava şartları gibi etkenler tüketicilerin ürün hakkındaki düşüncelerini etkileyebilmektedir. (Kül Avan, 2016). 2- FİYAT Fiyat, “Bir üründen sağlanan yarar karşılığında belirlenen bir bedel” şeklinde tanımlanabilir. Fiyat, boş zaman ve rekreasyon pazarlama karma elemanları arasında ürünün değerini belirler ve dolayısıyla ürünü üretenler açısından gelir getirici bir özelliğe sahiptir. Bu açıdan fiyatlandırma, boş zaman ve rekreasyon pazarlamasında doğrudan ya da dolaylı olarak yer alan her işletme için çok önemlidir (Katırcı, 2012). Başka bir tanıma göre fiyat, “Bir ürünün alıcı tarafından elde edilmesi için kabul etmesi gereken bir değerdir”. Pek çok boş zaman ürünü ya da etkinliği somut değil soyut hizmetler halinde sunulduğu için bu ürün ya da etkinliklerin üretene maliyetini tespit etmek kolay değildir. Sunulan hizmeti satın almanın tüketicinin isteğine bağlı olması ve tüketicinin bu satın almayı kolaylıkla erteleyebilmesi ya da satın almaktan vazgeçebilmesi fiyatlandırmayı zorlaştıran etkenlerdir (Akyıldız, 2010). Bazı etkinlikler bedelsiz bazı etkinlikler ise başka bir hizmetin altında ücretlendirilebilir. Özellikle turizm sektöründeki rekreatif etkinliklerin birçoğunda fiyat, diğer hizmet fiyatlandırmalarının içindedir. Örneğin müze gezileri için düşünürsek birçok müze giriş ücretleri gezi programının içindedir fakat bazı müzelere giriş ücreti program dışıdır bu durumda müzelere ek ücret ödenebilir. Konaklama işletmeleri için ise animasyon şovlarına katılımın belirli bir ücreti yoktur, ücret 112 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı- 3 genellikle konaklama ücretine dahildir, bunun yanında havuz, sauna, hamam kullanımı da konaklama ücreti içindedir fakat masaj, kuaför gibi hizmetler için ek ücret talep edilebilir (Kül Avan, 2016). Sportif etkinlikler için bakılacak olursa bir spor karşılaşması için bilet satın alındığında stadyum önlerinde taraftarlar için hazırlanan bazı eğlence alanları veya etkinlikler satın alınan bilet ücreti içinde ücretlendirilirken taraftarın takımının ürünlerinden almak istemesi durumunda bilet ücretine ilave olarak ürün ücreti ödemesi, karşılaşmayı izlerken bir şeyler yemek içmek istemesi durumunda alacağı yiyecek-içeceğin ücretini ödemesi gerekmektedir. Boş zaman ürünlerinin pazarlamasında kullanılan en yaygın yöntem, müşteri bölümleme yoluna giderek, stratejik ve taktiksel fiyatlandırma yaklaşımının kullanılmasıdır. Bunun sebebi, boş zaman hizmetlerinin stoklanamaz oluşundan kaynaklanmaktadır (Akyıldız, 2010). Genel olarak; boş zaman ve rekreasyon ürünlerinin fiyatlandırma stratejilerinin tüketici ile ürünü buluşturma noktasında önemli olduğunu söylemek mümkündür. Fiyat, tüketicinin boş zaman ve rekreasyon ile ilişkili ürünü ya da etkinliği satın alma motivasyonunu önemli ölçüde etkileyen unsurlardandır (Katırcı, 2012). Asıl odaklanılması gereken nokta ürünlerin ya da etkinliklerin tüketicinin alım gücünü ve etkinlik maliyetini göz önünde bulundurarak maksimum sayıda kişiye hitap edebilecek bir fiyat belirleyebilmektir. 3- DAĞITIM Dağıtım diğer pazarlama karma elemanlarını tamamlayan bir unsurdur. Genel bir tanımlamayla dağıtım, bir ürünün üretildiği yerden tüketildiği yere ulaştırılmasını ifade eder (Argan, 2016). Boş zaman ve rekreasyon pazarlamasında ürün çoğu zaman tüketiciye götürülemez. Bu durumda tüketicilerin hizmetin sunulduğu ya da etkinliğin düzenlendiği yere gelmesi gerekir. Bunun yanında hizmet ne kadar iyi olursa olsun tüketiciler hizmeti istediği yerde ve zamanda bulamıyorsa verilen hizmet, tüketici için hiçbir anlam ifade etmez (Kül Avan, 2016). Bu durum dağıtımın ne kadar önemli olduğunun açık bir göstergesidir. Dağıtım konusunda doğrudan ve dolaylı dağıtımdan söz edilebilir. Doğrudan dağıtım, hiçbir aracı kullanılmadan mal veya hizmetin doğrudan üretici tarafından tüketiciye sunulmasıdır. Herhangi bir sebeple, üreticiden tüketiciye doğru mal ve hizmetlerin ulaşmasında bir aracı kişi ya da kuruluş kullanılıyorsa dolaylı dağıtım gerçekleşmiş olmaktadır (Altunışık ve ark., 2006). Boş zaman mal ve hizmetlerinin dağıtımında dağıtım kanallarının her biri eşit öneme sahip olup, her birinin yerinde kullanımı hem iletişim ve hem de tüketicilere sağladığı fayda açısından değerlendirilmelidir (Akyıldız, 2010). 113 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı- 3 Boş zaman ve rekreasyona konu olan olay veya etkinlikler hizmet niteliği taşıdığı için dağıtımı geleneksel ürünlerden farklıdır. Buradaki farklılık etkinliğin tüketicilere ulaştırılması yerine tüketicilerin etkinliğin gerçekleşeceği yere gitmesiyle açıklanabilir (Argan, 2016). Bu açıklama hizmet pazarlamasının özelliklerinden biri olan eş zamanlı üretim ve tüketim özelliğinin somutlaştırılmış halidir. Yani hizmet niteliğindeki ürünler dayanıksızdırlar ve stoklanıp sonradan tüketilemezler. Örneğin bir boş zaman veya rekreasyon etkinliğinin gerçekleştiği anda tüketilmesi gerekir. Daha sonrasında etkinliğe ulaşmak mümkün değildir. 4- TUTUNDURMA Günümüzde çağdaş ve gelişmiş toplumlarda, tüketiciler ile üreticiler arasında bir iletişim bulunmaktadır. Pazarların büyümesi, üretici ve tüketici arasındaki fiziki uzaklığın açılması sonucu, üretici ve tüketici arasında sistemli bir iletişim ihtiyacı ortaya çıkmıştır. Bu önemli gelişmenin yanında, artan rekabet koşulları işletmeleri daha etkin uygulamalar yapmaya zorlamıştır. Bu bakımdan tutundurma, işletmeler açısından önemli pazarlama karma elemanlarından biri haline gelmiştir (Katırcı, 2012). Tüketicileri bilgilendirme, onların dikkatini çekme, katılımcıları satın almaya ikna etme gibi çeşitli faaliyetler tutundurma öğesi içinde yer alır. Genel pazarlama perspektifinden bakıldığında tutundurma, “tüketici satın alma karar sürecini etkileme, ikna etme ya da bilgi verme” olarak tanımlanabilir (Odabaşı, 1995). Boş zaman ve rekreasyon etkinliklerinde tutundurma öğesi, tüketici sayısının artması ve dolayısıyla işletmeler arası rekabetin de yoğunlaşmasıyla ürün ya da hizmetin satışını artırmak amacıyla, tüketici ve işletme arasında iletişimi sağlayan faaliyetlerdir (Kotler, Bowen ve Makens, 2006). İnsanların ürünleri satın alabilmesi için her şeyden önce bu ürünlerden haberdar olması ve ürünler hakkında bilgi sahibi olması gerekir. Tutundurmanın temel amacı da ürün hakkında insanlara bilgi vermektir. Bu nedenle tutundurma, boş zaman ve rekreasyon pazarlamasında pazarlama karmasının önemli elemanlarından biridir (Katırcı, 2012). Tutundurma faaliyetleri 4 karma elamandan oluşmaktadır. Bunlar, reklam, kişisel satış, halkla ilişkiler ve satış tutundurmadır. Reklam, “Belli bir bedel karşılığında ve bedeli kim tarafından ödendiği anlaşılacak şekilde, mesaj kontrolünün işletme ya da markanın kontrolünde olduğu bir tanıtım aracıdır”. Hedef kitlenin özelliklerine göre iletilecek mesaj, farklı kanallar kullanılarak iletilebilir. Sosyal medya uygulamaları, internet siteleri, televizyon, radyo, billboard gibi alanlarda ürün hakkında bilgi içeren reklamlar yer alabilir. Kişisel satış, “Reklamdan farklı olarak satış elemanları aracılığı ile belirlenmiş hedef müşteri grubuna yapılan etkileşimli bir tanıtım aracıdır”. Reklamda tek 114 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı- 3 yönlü bir iletişim söz konusuyken kişisel satışta iki yönlü bir iletişim mevcuttur. Halkla ilişkiler, “tüketicilerin zihninde kurumla ilgili olumlu imajın yaratılmasını sağlamak amacıyla yapılan çalışmalardır”. Satış tutundurma ise, bunların dışında yer alan ve satışı teşvik edici her türlü pazarlama ve iletişim çalışması olarak ifade edilebilir (Argan, 2016). İnsan, Fiziksel Kanıt ve Süreç Genel anlamda pazarlama karma elemanları olan ürün, fiyat, dağıtım ve tutundurma kavramları söz konusu hizmet sektörü olduğunda yetersiz kalmaktadır. Bu nedenle hizmet sektörü için pazarlama karma elemanlarına insan, fiziksel kanıt ve süreç kavramlarını da dahil etmek gerekmektedir. Boş zaman ve rekreasyon etkinlikleri de çoğunlukla hizmet odaklı olduğu için bu kavramları açıklamak gerekmektedir. İnsan Hizmetin tüketicilere ulaştırılmasında yer alan ve böylece müşterinin algılarını etkileyebilen tüm bireyler genişletilmiş pazarlama karmasının insan öğesi içinde yer alırlar (Öztürk, 2007). Hizmet sektöründe üretim, çoğunlukla bu sektörde çalışan kişilerce ve hizmet satın alan ile yüz yüze gelindiğinde gerçekleştirilir. Bu nedenle hizmet üreten kişilerin, farklı beklentilere cevap verecek şekilde esnek olması ve bu esnekliği yerine getirebilecek bilgi ve becerilere sahip olması gerekmektedir (Katırcı, 2012). Boş zaman ve rekreasyon pazarlamasında insan öğesi önemlidir. Çünkü boş zaman ve rekreasyon etkinliklerini organize eden bireylerin doğrudan tüketicilerle diyalog kurması, onların soru ve sorunlarını dinlemesi, etkinlik sırasında ortaya çıkan problemlere çözüm bulması gerekir. Burada etkinliği düzenleyen sıfatıyla yer alan insan öğesi öne çıkar. Sorunlara çözüm üretebilen, farklı beklentilere cevap verebilen, gerekli bilgi ve donanıma sahip olan çalışan, etkinliğe katılan bireylerin olumsuz deneyimler yaşamasının önüne geçebilir. Fiziksel Kanıt Müşteriler, yalnızca hizmeti sunan personel ile değil aynı zamanda hizmetin üretiminde yer alan ekipmanlar ile de ilgilenirler. Hizmetin verilmesinde kullanılan ekipmanın, hizmetin sunulduğu yerin ve bu yerde bulunan diğer fiziksel varlıkların her birinin bir rolü vardır (Karahan, 2000). Fiziksel kanıtlar; hizmetin verildiği, üretici ile tüketicinin etkileşimde bulunduğu çevre ile hizmetin performansını ya da iletişimini kolaylaştıran dokunulabilir unsurlardan oluşur. (Öztürk, 2007). 115 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı- 3 Taraftarın satın aldığı bilet koçanları, yağmurluklar, küçük hediyeler, bayrak ve flamalar, atkı ve bereler bu kapsamda değerlendirilir (Argan, 2016). Rekreasyon etkinlikleri soyuttur ve dolayısıyla etkinliğin yapıldığı yerin önemi fazladır. Etkinlik şayet doğru seçilmiş ve hazırlanmış bir ortamda yapılırsa tüketicilere eşsiz bir deneyim yaşama fırsatı sunacaktır. Aksi takdirde tüketiciler olumsuz duygularla etkinlik alanından ayrılacak ve benzer etkinlikleri tercih ederken önceki etkinlikte yaşadığı olumsuz duyguları dikkate alacaktır. Etkinlik üreten kişi ya da kuruluşlar için bu durum önemlidir. Süreç Hizmetler somut sonuçlarından çok üretim süreci açısından değerlendirilirler. İmalat sektöründe üretim sürecinin nasıl gerçekleştiği müşteriler açısından hiç önem taşımazken, müşteriyle yüksek ilişkiye dayalı hizmetlerde bu süreç müşteri açısından çok önemlidir. Örneğin; bir restoranın müşterileri personelin onlara hizmet etme biçiminden ve üretim sürecindeki bekleme zamanından etkilenirler (Öztürk, 2007). Örnekte yer alan bu durum süreç öğesinin neyi ifade ettiği açıklar. Süreç olgusunun önemini kavrayan pazarlamacılar deneyim yaşatma üzerine odaklanmışlardır. Bir kişi NBA maçından ayrıldığında pazarlamacılar ona eşsiz bir deneyim yaşatmak için uğraşırlar. Maç öncesi görsel şovlar, maç esnasındaki danslar, çekilişler, kamera oyunları NBA maçlarını eşsiz kılan ve unutulmaz bir deneyimle eve dönülür. Buradan da sürecin boş zaman ve rekreasyon etkinliklerinde ne kadar önemli olduğunun bir kanıtıdır (Argan, 2016). Basketbol kuralları içerisinde yer alan molalar ve periyotlar arası süreler tüketicilere eşsiz bir deneyim yaşatmak için organizatörlere zaman ve yer sağlamaktadır. Futbol branşında basketbol kadar bekleme süresi yoktur. 2 devre arasında yalnızca 15 dakikalık bir boşluk olmaktadır. Bu zaman dilimi de tüketicilerin kendi ihtiyaçlarını karşılamalarına ancak yetmektedir. Müsabakalardan sonra da genellikle günün yorgunluğuyla taraftarlar evlerine dönmek istemektedir. Bu nedenle müsabaka esnasından ve sonrasından ziyade müsabaka öncesine odaklanmak gerekmektedir. Müsabaka öncesinde tüketiciler için hazırlanan eğlence alanları onları müsabaka saatinden çok önce müsabakanın oynandığı yere çekebilir. Bu alanlarda eğlenceli zaman geçiren tüketicilerin yaşayacağı deneyim çok daha güzel ve hatırlanabilir olacaktır. 116 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı- 3 KAYNAKÇA Akyıldız, M. (2010). Boş Zaman Pazarlamasında Deneyimsel Boyutlar: 2009 Rock’n Coke Festivali Katılımcılarına Yönelik Bir Araştırma. Anadolu Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Eskişehir. Argan, M. (2007). Eğlence Pazarlaması. Ankara: Detay Yayıncılık. Argan, M. (2016). Boş Zaman ve Rekreasyon Pazarlaması. İçinde Karaküçük, S. (Editör). Rekreasyon Bilimi. Ankara: Gazi Kitabevi. Cemalcılar, İ. (1996). Pazarlama (Kavramlar-Kararlar). İstanbul: Beta Basım Yayım Dağıtım. İlban, O., Özcan, K. (2005). Demografik Özelliklerine Göre Boş Zaman Değerlendirme Tercihleri ve Etkileri Üzerine Bir Araştırma. Pazarlama Dünyası Dergisi. 19 (1). 49-57. İskender, A. (2017). Neulinger Boş Zaman Paradigması ve Boş Zaman Katılım Motivasyonları Üzerine Nitel Bir Araştırma. Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi. 21 (3). 819-825. İslamoğlu, A. H., Altunışık, R. (2013). Tüketici Davranışları. 4. Baskı. İstanbul: Beta Basım Yayım Dağıtım. Karahan, K. (2000). Hizmet Pazarlaması. İstanbul: Beta Basım Yayım Dağıtım. Karaküçük, S. (1999). Rekreasyon Boş Zaman Değerlendirme. (Altıncı Baskı). Ankara: Bağırgan Yayınevi. Katırcı, H. (2012). Boş Zaman ve Rekreasyon Pazarlaması. İçinde Kocaekşi, S. (Editör). Boş Zaman ve Rekreasyon Yönetimi. Eskişehir: Anadolu Üniversitesi Yayınları. Kılıç, K. (2006). Harcanabilir Gelirin Artmasının Sportif Rekreasyona Katılıma Olan Etkisinin Araştırılması-İstanbul Örneği. Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Kotler, P. Bowen, J., Makens, J. (2006). Marketing for Hospitality and Tourism, Upper Saddle-River, NJ: Prentice Hall. Kotler, P., Armstrong, G. (2004). Principles of Marketing. Pearson Education, Upper Saddle River. 10th Edition. New Jersey. Kül Avan, S. (2016). Boş Zaman ve Rekreasyon Pazarlaması. İçinde Yılmaz, İ. (Editör). Turizm Pazarlamasında Yeni Yaklaşımlardan Seçmeler. Ankara: Detay Yayıncılık (1. Baskı). Odabaşı, Y. (1995). Pazarlama İletişimi. Eskişehir: Anadolu Üniversitesi Yayınları. Yayın no: 851. Özgören, F. (2007). Boş Zaman Pazarlaması ve Müzecilikte Bir Uygulama. Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Özgüç, N. (1984). Turizm Coğrafyası. İstanbul: İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayını, No.3203. Öztürk, S. A. (2007). Hizmet Pazarlaması: Kuram, Uygulama ve Örnekler. Bursa: Ekin Basım Yayın Dağıtım. Pehlivanoğlu, M. T. (1976). Rekreasyon ve Orman İçi Rekreasyon Planlaması. İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Dergisi. 26 (2). 142-170. Tezcan, M., (1982). Sosyolojik Açıdan Boş Zamanların Değerlendirilmesi. Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Yayınları. No: 116, Ankara. 117 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı- 3 Tokay Argan M., Yüncü D. (2015). Etkinlik Pazarlama Yönetimi. Ankara: Detay Yayıncılık. Yarcan, Ş. (1993). Seyahat Yönetimi. İstanbul: Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi. ATIF: Çakmak, G. (2020). Boş Zaman ve Rekreasyon Pazarlaması Üzerine. Betül Bayazıt, Ercan Karaçar, Ozan Yılmaz (Ed.), Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3.Cilt içinde (ss. 106118). Konya, Çizgi Kitabevi Yayınları 118 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 BÖLÜM 9 DESTİNASYON PAZARLAMASINDA REKREASYONEL AKTİVİTELERİN ROLÜ Özgür YAYLA Dr. Öğretim Üyesi, Akdeniz Üniversitesi, [email protected] Döndü Nur SAĞDIÇ Yüksek Lisans Öğrencisi, Akdeniz Üniversitesi, [email protected] ATIF: Yayla, Ö., Sağdıç, D.N. (2020). Destinasyon Pazarlamasında Rekreasyonel Aktivitelerin Rolü. Betül Bayazıt, Ercan Karaçar, Ozan Yılmaz (Ed.), Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3.Cilt içinde (ss. 120-134). Konya, Çizgi Kitabevi Yayınları. 9.BÖLÜM DESTİNASYON PAZARLAMASINDA REKREASYONEL AKTİVİTELERİN ROLÜ Özgür YAYLA Dr. Öğretim Üyesi, Akdeniz Üniversitesi, [email protected] Döndü Nur SAĞDIÇ Yüksek Lisans Öğrencisi, Akdeniz Üniversitesi, [email protected] GİRİŞ Günümüzdeki rekabetçi dönemde bacasız sanayi olarak da bilinen turizm sektörü, bu sektörden gelir elde eden destinasyonların gerek ekonomik açıdan gerekse sosyal açıdan kalkınmasına ve gelişmesine büyük katkı sağlamaktadır. Destinasyonda sunulan hizmetler ve aktiviteler ile bunların niteliği turistlerin tatil satın alma karar süreçlerinde etkili olmaktadır. Festival, sportif ya da kültürel organizasyonlar gibi etkinlikler turistik destinasyonlarda gerçekleşmektedir. Bununla birlikte, destinasyonlar turizm açısından oldukça önemli bir yer kaplamasına rağmen fikir birliğine varılan bir destinasyon tanımı geliştirmek güçtür. Zira, Minghetti (2001) destinasyon kavramının birçok bileşeni kapsamasından ötürü tanımlanması konusunda güçlükler ile karşılaşıldığını ifade etmektedir. Fyall, Garrod ve Tosun (2006)’e göre destinasyon kavramı turizm sektörünün bel kemiği niteliğinde olmakta ve sistemin odağında bulunmaktadır. Destinasyonu önemli kılan ve diğer destinasyonlardan ayıran temel unsur sahip oldukları kaynaklar ve düzenlenen etkinliklerin çeşitliliği olarak ifade edilebilir. Sektörel olarak rekabetin yoğun olarak yaşandığı günümüzde turizm sektöründe önemli bir konuma gelebilmek ve başarı elde edebilmek için destinasyonun en iyi şekilde pazarlanması gerekmektedir. Destinasyon pazarlaması belirli bir bölgenin turizm sektöründe popülerliğini artırmak, geliştirmek ve turizm sektöründe tutunmasını sağlama çalışmalarının tamamlayıcı bölümüdür. Destinasyon pazarlaması bir destinasyonun bireysel şekilde turistlere ve diğer potansiyel pazarlara pazarlanması faaliyetlerini kapsayan sistematik bir süreç olarak tanımlanmaktadır (Özdemir, 2007). Bir diğer tanımda ise destinasyon pazarlaması (yer pazarlaması) bir yeri, bölgeyi ya da alanı organizatörlere veya bireylere çekici, seyahat edilmeye uygun ve özelliklere sahip olan bir yer olduğunu göstermek için gerçekleştirilen pazarlama faaliyetlerinin bütünü (Dacko, 2007:389) olarak belirtilmiştir. Destinasyonların günümüzde farklı yerlerden turist çekebilmesi ve adını duyurabilmesi için yoğun şekilde pazarlama faaliyetleri gerekmektedir. Hankinson (2004)’e göre destinasyon pazarlamasının kilit noktası destinasyonun pozitif bir varlık olarak algılanmasını sağlamaktır. Destinasyonların rekabet güçlerini artırabilmek için pazarlama faaliyetlerine önem vermesi gerekmektedir. 120 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3 Bir destinasyondaki pazarlama faaliyetlerinin başarılı olabilmesi için destinasyonun sahip olduğu doğal güzellikler, kültürel ve tarihi değerler vb. gibi çekiciliklerin yanında, destinasyonu diğerlerinden ayıran bir takım rekreasyonel etkinliklere ev sahipliği yapması önemlidir. Öyle ki; Getz (2008:404)’e göre rekreasyonel aktiviteler bir destinasyonun pazarlanması, söz konusu bölgeye turist çekebilmek amacıyla düzenlenmektedir. Aslan (2008:95)’e göre bir destinasyonun imaj oluşturabilmesi, farkındalık yaratabilmesi ve turizm sektörünü sezonluk bir sektörden çıkarılması rekreasyonel aktiviteler düzenlemesinin başlıca nedenlerindendir. Yayla ve Yaylı(2019)’ya göre ise destinasyonda düzenlenen rekreasyon aktivitelerinin kalitesi bölgeye gelen turistlerin destinasyon memnuniyetlerini ve tekrar ziyaret niyetlerini pozitif yönde etkilemektedir. Her ne kadar destinasyon pazarlamasında rekreasyon faaliyetleri önemli bir yer tutsa da bu konuda yapılan çalışmalar yeterli düzeyde değildir. Destinasyondaki etkinliklerin çeşitlendirilmesi, bölgeye gelen turistin niteliği ve memnuniyeti adına önem arz etmektedir (Eren, 2019). Bu amaçtan hareketle bu çalışma iki bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde; destinasyon kavramından ve destinasyon pazarlamasının bir destinasyon için öneminden bahsedilmektedir. İkinci bölümde ise; bir destinasyonun diğerlerine göre farklılık oluşturabilmesi için rekreasyonel aktivitelerin önemi vurgulanmıştır. Destinasyon pazarlamasının daha başarılı olabilmesi için rekreasyonel aktivitelerin etkisine değinilmiştir. DESTİNASYON KAVRAMI VE DESTİNASYON PAZARLAMASI Destinasyon kavramı araştırmacılar tarafından birçok disiplinde, farklı bakış açılarıyla irdelenmiş ve birçok tanımlama yapılmıştır. Destinasyon kelimesi İngilizce ve Fransızca kökenli olup, ‘destination’ kelimesinden türetilmiştir. Ek olarak, gidilen yer, ulaşılacak hedef anlamına gelmektedir (Etimoloji Türkçe, 2020). Yapılan literatür incelemesinde uluslararası düzeyde ‘turistlerin gidecekleri, ziyaret edecekleri alan’ olarak kullanılan destinasyon kavramı Türkçe kaynaklarda ‘turizm mekânı, turizm alanı, turizm merkezi ve turizm istasyonu gibi anlamlar ile ifade edilmektedir (Öztürk, 2017). Türk Dil Kurumu ise ‘varılacak olan yer’ olarak tanımlamaktadır (TDK, 2020). Türk Dil Kurumu tarafından yapılmış olan bu tanım, destinasyon kavramını en yalın haliyle açıklamakta ancak destinasyonun içerisinde barındırdığı çekicilik, özellik vb. faktörlere yönelik birçok eksiklik bulunmasından dolayı yetersiz kalmaktadır (Yayla, 2017; Minghetti, 2001). Destinasyon en sade tanımı ile bireylerin ikamet ettikleri ve yaşamlarını sürdürdükleri yer dışında, zamanlarını geçirmek için seyahat ettikleri yer olarak tanımlanmaktadır (Cho, 2000:144). Destinasyon, Leiper (1995:87)’e göre, bireylerin belirli bir süre kalmayı planladıkları, turistik deneyim kazandıkları coğrafi bölge olarak belirtilmiştir. Buhalis (2000:98)’e göre destinasyon, turistik ürün ve hizmetleri kapsayan, bireyleri tatmin etmek ve ihtiyaçlarını karşılayabilmek için söz konusu ürün 121 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3 veya hizmetleri sunan coğrafi bölgedir. İçöz ve Başarır (1996:79)’a göre destinasyon kavramı seyahatlerde gidilmek istenen hedef bölge, bireyin gitmeyi amaçladığı veya ulaşmak istediği belirlenmiş, seçilmiş yerdir. Öztürk (2013:4) destinasyonu, farklı amaçlar ile yerleşim yerlerinden farklı yerlere seyahat edenlerin, içerisinde yerel halk ve turistik toplumla bütünleştikleri ve turizm kaynaklarının bir arada bulunduğu coğrafi bölge olarak tanımlanmakta ve turistik hizmet, turistik mal ve turistik deneyimlerin bütünleşmesinden meydana gelen çok boyutlu bir kavram olarak ifade etmektedir. Tinsley ve Lynch (2001) destinasyonu ziyareti gerçekleştiren turistlerin ve yerel halkı içerisinde barındıran coğrafi bölge, yer olarak tanımlamaktadır. Destinasyon, yapılan tanımlamalardan özetle, bireylerin günlük monoton yaşamlarından ve rutin koşuşturmalarından kaçarak yaşadıkları yer dışında zamanlarını geçirmeyi planladıkları alan olarak ifade edilebilmektedir. Destinasyon tek bir ülke, bölge veya yöre olmak zorunda değildir. Bir diğer ifade ile, birden çok bölge, ülke veya bir ülkenin içerisinde yer alan birçok alan da bir araya getirilerek bir destinasyon (yönelim) meydana getirilebilmektedir (Ahipaşaoğlu, 1997:62). Bu sebeple destinasyon, bireyleri etkileyen yerler olup, kasabalardan köylere, şehirlere, bölgelere, eyaletlere, ülkelere ve hatta kıtalara kadar değişik büyüklüklerde olabilmektedir (Pike, 2004). Örneğin, Avrupa destinasyonu olarak belirtilen alan Avrupa kıtasında yer alan tüm ülkeleridir. Benzer şekilde Türkiye destinasyonunda belirtilen Türkiye’de yer alan yedi bölge ve tüm illerdir. Destinasyonlar çeşitli unsurların bütünleşmesinden meydana gelen turistik bir ürün olarak ifade edilmektedir. Bu sebeple farklı destinasyon çeşitlerinden bahsedilebilmektedir (Buhalis, 2000). Yapılan literatür incelemesi ışığında turizm ve rekreasyon üzerine yapılan çalışmalarda destinasyon türleri çeşitli şekilde sınıflandırılmaktadır. Page (1995:1) tarafından geliştirilen turizm destinasyonlarının gruplandırılması aşağıdaki şekilde sıralanabilir;  Başkentler (Londra, Moskova, Paris, Berlin, New York) ve kültürel başkentler (Roma),  Metropoliten merkezler ve duvarlarla örülü kentler (New York) ile küçük kale kentler,  Büyük tarihi kentler (Venedik, Oxford),  İç kent alanları (Manchester),  Canlandırılmış deniz kıyısı alanları (Sydney Darling Harbour),  Endüstriyel kentler,  Deniz kıyısı tesisler ve kış sporu tesisleri,  Özel olarak yaratılan turist tesisleri,  Turist eğlence merkezleri (Disneyland, Las Vegas),  Kültürel sanat şehirleri (Floransa), 122 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3  Uzman turist hizmet merkezleri (Kaplıcalar). Destinasyon birçok farklı turistik ürünün, hizmetlerin, özelliklerin ve elde edilen deneyimlerin birleşiminden meydana gelmektedir. Bununla birlikte turizm sektörünün yerel ve bölgesel etkilerinin belirlenmesi, tüm paydaşların en fazla yararı elde etmesini sağlayan arz talep dengesinin kurulmasına da katkı sağlamaktadır. Destinasyonları oluşturan bileşenler (Buhalis, 2000:98);  Çekicilikler  Ulaşılabilirlik  Tesisler  Organizasyonlar  Aktiviteler  Kolaylaştırıcı hizmetler şeklinde sıralanmaktadır. Murpy, Mark ve Smith (2000:46)’e göre bir destinasyon ürünü; destinasyon çevresi, hizmet altyapısı ve destinasyon deneyiminden oluşmaktadır. Şekil 1’de de görüldüğü üzere politik/yasal faktörler, teknolojik faktörler, kültürel faktörler, doğal çevre, ekonomik faktörler ve sosyal faktörler destinasyon çevresini; rekreasyon ve çekicilikler, yiyecek ve içecekler, alışveriş, seyahat, ulaşım ve konaklama unsurları hizmet altyapısını oluşturmaktadır. Destinasyona seyahatleri süresince turistlerin, satın aldıkları tüm mal ya da hizmetler ile dahil oldukları etkinlikler ise destinasyon deneyimini meydana getirmektedir. Destinasyon Deneyimi Hizmet Altyapısı -Rekreasyon ve Çekicilikler -Yiyecek ve İçecekler -Alışveriş -Seyahat -Ulaşım -Konaklama Destinasyon Çevresi -Politik\Yasal Faktörler -Teknolojik Faktörler -Kültürel Faktörler -Doğal Çevre -Ekonomik Faktörler -Sosyal Faktörler Şekil 1: Destinasyon Ürününün Kavramsal Modeli (Murpy, Mark ve Smith, 2000:46). Turizm destinasyonları sahip oldukları kaynaklar ve nitelikler sayesinde destinasyona turist çekebilmektedir. İçöz (2007)’e göre bir destinasyon sahip olduğu çekicilikleri, yerel yönetimler ve 123 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3 yerel halkın bütününden oluşan karmaşık bir yapıya sahiptir. Bu sebeple yönetilmesi zor bir kavram olduğu savunulmaktadır. Turistik destinasyon pazarlaması bir turizm merkezini geliştirmek, tutundurmak ve kalkındırmak için geliştirilen faaliyetlerin tümünü kapsamaktadır. Dacko (2007:389) destinasyon pazarlamasını (yer pazarlaması) bir yeri, bölgeyi ya da alanı organizatörlere veya bireylere çekici, seyahat edilmeye uygun ve özelliklere sahip olan bir yer olduğunu göstermek için gerçekleştirilen pazarlama faaliyetlerinin bütünü olarak tanımlanmaktadır. Destinasyon pazarlaması iki kısımdan oluşan bir süreçtir. Söz konusu bu iki süreç, bir destinasyonu turistlere ve potansiyel pazarlara satışının sistemli bir biçimde yapılmasından oluşan dışsal pazarlama ile bir destinasyonun pazarlama planlarının turizm paydaşlarına, ilgili kurumlara ve bölge halkına duyurmak ve benimsetmek için yapılan faaliyetlerden oluşan içsel pazarlamadan oluşmaktadır. Pazarlamanın başarılı olabilmesi için bu iki sürecin birlikte ve organize şekilde hareket etmesi gerekmektedir (İpek, 2016). Destinasyon pazarlaması küresel turizm pazarında ayakta kalabilmek için gerçekleştirilen faaliyetler bütünüdür. Destinasyonların artan rekabet ortamında gelişebilmek ve kalkınabilmek için kendilerini ön plana çıkaracak, destinasyona özgü ve taklit edilemeyecek özellikler ile turizm sektöründe yer edinmelidirler. Destinasyonların rekabet güçlerini artırabilmek için pazarlama faaliyetlerine önem vermesi gerekmektedir. Destinasyon pazarlamasında destinasyon sınırları, sahip olduğu ürünler, kaynaklar ve taşıma kapasitesi belirlenir ve destinasyon sahip olduğu bu özelliklerine yönelik hedef pazar seçilir. Destinasyon pazarlama aşamaları aşağıdaki şekilde özetlenebilmektedir (İpek, 2016).  Destinasyonun içinde bulunduğu mevcut durumun analiz edilerek, sonrasında çevre analizleri ve rekabet analizlerinin yapılması,  Destinasyonun sahip olduğu ve kendine özgü turizm ürünlerinin ve kaynaklarının tespit edilmesi,  Destinasyonun sahip olduğu özelliklere göre hedef kitlenin (müşterilerinin) belirlenmesi,  Gerçekleştirilen analizler sonucunda amaç, strateji ve hedeflerin belirlenmesi,  Belirlenen söz konusu stratejiler doğrultusunda bir eylem planı oluşturulması,  Son olarak da hedefe ulaşıp ulaşılmadığının belirlenmesi için değerlendirme kriterlerinin tespit edilmesi. Destinasyon pazarlaması sürecinde tüm paydaşların ortak bazı sorumlulukları bulunmaktadır. Pazarlama stratejilerinin ve aracı kurumların yanında direkt olarak turistler ile iletişime geçmek de 124 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3 destinasyon pazarlaması açısından önemlidir. Destinasyon hakkında yeterli bilgilerin turistlere doğrudan sunulmasının yanı sıra turistlerin beklentilerinin belirlenerek müşterileri tatmin etmek için neler yapılması gerektiğinin ortaya çıkarılması, destinasyonun pazarlamasına yardımcı olmaktadır (Çelik, 2009). Destinasyon pazarlama uygulamalarından biri olan ağızdan ağıza pazarlama ile destinasyona birçok turist çekilebilmektedir. Bir birey ziyaret ettiği destinasyondan memnun ve tatmin olmuş şekilde ayrıldığında tekrar ziyaret etme ve başkalarına tavsiye etme niyeti taşıyabilmektedir. Bununla birlikte, Bogoro, Maimako ve Kurfi (2013)’e göre destinasyonu ziyaret eden bireylerin memnuniyetini sağlayarak sadakatini kazanmanın maliyeti, yeni turistleri destinasyona kazandırmaktan daha az maliyetlidir. Destinasyon pazarlamasının başarılı olabilmesi için dikkat edilmesi gereken birtakım hususlar bulunmaktadır. Bunları aşağıdaki şekilde sıralanabilir (King, 2002:106);  Turistler üzerinde olumlu izlenim oluşturabilecek bir marka imajı geliştirilmeli,  Hedef kitlelerin istek, beklenti ve seyahat motivasyonları önceden belirlenerek, memnuniyeti sağlayabilmek için müşteri ihtiyaçları araştırılmalı,  Bütün iletişim kanalları aktif ve iletişime açık tutulmalı, turistler ile iletişim halinde olarak tüm gelişmelerden ve yeniliklerden haberdar edilmeli,  Müşterileri haberdar edebilmek için pazarlama sürecinde turist deneyimlerine de yer verilmeli,  Destinasyonu tutundurma faaliyetleri etkili yönetilmelidir. Fyall ve Garrod (2005:82)’e göre destinasyon pazarlamasının başarı elde edebilmesi için müşteri profillerinin belirlenmesi ve tanınması yöneticilerin dikkat etmesi gereken bir husustur. Bütün destinasyonları farklı özelliklere, kişiliklere sahip bireyler ziyaret etmektedir. Destinasyon pazarlaması yöneticileri, müşteri profillerinde yeni, gerileyen, genişleyen ve durgun turistlere yönelik hedef pazarlar belirlemelidir (Şekil 2). Büyüme Genişleyenler Yeniler A B E D Düşme C Durgunlar Gerileyenler Şekil 2: Destinasyon Pazarlama Matriksi (Fyall ve Garrod, 2005:82). 125 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3 Dört yaşam döngüsü aşaması içeren destinasyon pazarlama matriksinde bulunan yuvarlakların her biri bir pazarı ifade etmektedir. Şekilde bulunan dikey eksen ile her pazarın gelecekteki büyüme hızı, durgunluk ve gerileme durumları gösterilmektedir. Herhangi bir destinasyonda ‘A’ ile ‘yenileri’, ‘B’ ile ‘genişleyenleri’, ‘E’ ile ‘gerileyenleri ‘, ’C-D‘ile ‘durgunları’ temsil eden turist profilleri yer almaktadır. Destinasyon pazarlamasının başarılı olabilmesi için birtakım araçlar kullanılmaktadır. Destinasyon pazarlama araçları destinasyon pazarlama tekerleği ile açıklanmaktadır. Destinasyon pazarlama tekerleği; tanıtım geziler, reklam, satış geliştirme, web pazarlaması, yayın ve broşürler, etkinlik ve festivaller, fuarlar, işbirlikçi programlar, doğrudan satış ve doğrudan posta unsurlarından meydana gelmektedir (Şekil 3) (Prezensa, Sheehan ve Ritchie, 2004:5). Şekil 3: Destinasyon Pazarlama Tekerleği (Prezensa, Sheehan ve Ritchie, 2004: 5). Destinasyon pazarlamasında tekerlekte yer alan faktörler göz önüne alınarak pazarlama stratejileri ve faaliyetleri uygulanacak olan destinasyona yönelik seçilmelidir. Destinasyon pazarlama tekerleğinde bulunan festivaller ve etkinlikler, destinasyon pazarlamasında önemli bir yere sahiptir. Söz konusu etkinlikler ve festivaller rekreasyon kavramı içine dahil olmaktadır. Rekreasyonel faaliyetleri içerisinde barındıran destinasyonlar birçok turist tarafından tercih edilebilmektedir. 126 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3 DESTİNASYON PAZARLAMASINDA REKREASYONEL AKTİVİTELER İnsanlar yaşamlarını sürdürmek için, çalışma hayatı içerisinde devamlı stresli bir koşuşturma yaşamaktadır. Bu stresli çalışma hayatından arda kalan serbest zamanlarının bir kısmını zorunlu ihtiyaçlarına ayıran bireylerin kalan zamanlarını ise boş zaman oluşturur. Genel olarak rekreasyon boş zamanda yapılan bütün aktiviteler olarak bilinse de aslında yapılan birçok faaliyet atipik boş zaman davranışı sayılmaktadır. Bir aktivitenin rekreasyon sayılabilmesi için kişisel haz vermenin yanında toplumsal ya da kişisel yarar sağlamalı ve gönüllü bir şekilde yapılmalıdır (Karaküçük, 2008). Rekreasyon sözcüğü köken olarak Latinceden türetilmiştir. Latince ‘recreatio’ ‘canlandırmak, tazelemek’ sözcüğünden Fransızcaya recreation ‘eğlence, istirahat’ olarak geçmiştir. Türkçede kullanılan rekreasyon sözcüğünün anlamı ise boş zamanda gönüllü olarak, yapılan eğlence ve sportif etkinliklerdir (TDK, 2019). Rekreasyon, insanların bireysel ya da gruplar halinde, tarihi, kültürel, sportif, doğa ile ilişkili etkinliklere hiçbir baskı ya da zorlama olmadan kendi istekleriyle, haz almak için katıldıkları etkinliklerdir (Lundberg, 1980: 4). Hazar (2003, 21)’ e göre rekreasyon, kişilerin zorunlu ihtiyaçlarından arda kalan zamanda, para kazanma amacı taşımadan, isteyerek katıldıkları ve hoşça vakit geçirdikleri etkinliklerdir. Parker (1979:20) ‘a göre rekreasyonel etkinlikler kişiye mutluluk, tatmin, özgürlük, ruhsal denge, ruhsal dinginlik, rekabet etme gücü ve entelektüel bakış açısı kazandırmaktadır. Shievers ve DeLisle (1997:102)’e göre etkinliğin rekreasyonel bir etkinlik sayılabilmesi için isteyerek katılma ve hoşça vakit geçirmenin yanında, yapılan etkinliğin bireye ya da topluma olumsuz bir etkisi olmamalıdır. Solunoğlu ve Yayla (2020) rekreasyonel deneyim kalitesinin memnuniyet ve yaşam kalitesini etkilediğini belirtmişlerdir. Şekil 3’de de de görüldüğü gibi bilinenin aksine boş zamanda yapılan ve kişiye haz veren bütün etkinlikler rekreasyon faaliyeti sayılamaz. Sportif aktiviteler, TV izlemek, kitap okumak, turistik geziler, sosyal ve kültürel etkinlikler, doğa yürüyüşleri vb. aktiviteler rekreasyon faaliyeti sayılırken, avcılık, kumar, sigara içmek, uyuşturucu kullanmak vb. faaliyetler atipik boş zaman davranışıdır. Rekreasyon faaliyetinin birçok alanla ilişkisi bulunmaktadır. Bu alanları şu şekilde sıralanabilir (Kement, 2014); 127 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3 • Turizm • Ekonomi • Oyun • Çevre (Ekoloji) • Sanat • Sağlık • Spor • Kültür • Eğitim • Peyzaj mimarı Şekil 4: Zaman Kullanım Bölümleri (Karaküçük ve Akgül, 2016). Boş zamanların değerlendirilmesi amacıyla ortaya çıkan rekreasyon çok geniş kapsamlı bir olgudur. Bu sebepten dolayı tek bir tanımının olması söz konusu değildir. Araştırmacıların yapmış olduğu tanımlamalardan ve çalışmalardan yararlanılarak rekreasyonun özellikleri özet olarak şu şekilde sıralanabilmektedir. Rekreasyon (Karaküçük ve Gürbüz, 2007:35-37);  Gönüllülük esasına dayanır; rekreasyonda dışsal bir zorlama olmamalıdır.  Tembellik karşıtıdır; zihinsel, duygusal ve fiziksel faaliyetler içerir.  Serbest zamanda yapılır; mesai saatleri ve sorumluluklarımızdan arda kalan zamanda yapılır.  Bireye özgürlük hissi yaşatır; sorumluluk dışı zamanda birey kendini özgür hisseder.  Yenilenme ihtiyacını giderir. 128 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3  Rutinin değişmesine olanak sağlar; günlük standart rutinin değişmesi bireyin daha iyi motive olmasını sağlar.  Rekreasyonun anlamı sübjektiftir; bireylerin ihtiyaç, ilgi ve istekleri doğrultusunda değişkenlik gösterebilir.  Toplumsal ve bireysel fayda sağlar; bireyin gelişimi toplumda bazı sorunların çözümlenmesini beraberinde getirir.  Bireyseldir; kişisel tatmin sağlar, başkası için yapılmaz. Rekreasyon çeşitlerine göre amaç, mekân, katılımcılar ve fonksiyon gibi bazı kriterler dahilinde sınıflandırılmaktadır (Şekil 4). Katılımcıların Milliyetlerine Göre Katılımcıların Yaşlarına Göre Şekil 4: Rekreasyon Çeşitlerinin Sınıflandırılması (Hazar, 1999; Çelik Akasen, 1978). Destinasyonlarda düzenlenen rekreasyonel aktiviteler, söz konusu destinasyona turist çekebilmek amacı ile düzenlenmektedir (Getz, 2008:404). Bir destinasyonun pazarlamasına yardımcı olan birçok unsur (doğal güzellikler, kültürel ve tarihi değerler, rekreasyonel etkinlikler vb.) bulunmaktadır. Ancak bir destinasyonun diğer destinasyonlar karşısındaki rekabetinde galip gelerek daha fazla turist çekebilmesi için rekreasyonel aktiviteler büyük önem taşımaktadır. Destinasyon pazarlamasına yardımcı olan ve turistleri destinasyona çeken rekreasyonel etkinlikler şu şekilde sıralanabilmektedir (Getz, 2008:404); 129 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3  Spor etkinlikleri  Sanat ve eğlence etkinlikleri  Fuar etkinlikleri  Kongre etkinlikleri  Politik etkinlikler  Ticari etkinlikler  Kültürel etkinlikler (karnavallar, festivaller, anma günler, dini etkinlikler vb.)  Özel faaliyetler (düğün, parti, davetler vb.) Söz konusu rekreasyonel etkinlikler pazarlama faaliyetleri açısından önem arz etmektedir. Destinasyonun sahip olduğu turizm potansiyeline bağlı olarak geliştirilen bu aktiviteler, pazarlanmasına yardımcı olmanın yanında temel çekicilikler sağlar ve bölgenin imajını yükselterek markalaşmasını sağlayabilmektedir. Arslan (2008:95)’e göre destinasyonların rekreasyonel etkinlikler gerçekleştirme nedenleri şu şekilde sıralanmaktadır;  Ziyaretçi oranı düşük olan sezonlarda çekim gücüne sahip olması  Destinasyonlarda kalış sürelerinin uzaması sonucunda restoran, konaklama ve diğer harcama tutarlarının artması  Olumlu İmaj ve farkındalık meydana getirmesi  Üyelere sponsor olma ve ortak promosyonlarda yer alma fırsatı sunması  Destinasyona ve destinasyonun bulunduğu bölgeye, bu bölgede bulunan toplum için gelir sağlaması  Altyapı olanaklarının iyileşmesine katkı sağlaması  Var olan olanaklardan daha fazla yararlanılmasına olanak sağlaması Rekreasyonel etkinlikler destinasyonların farkındalığını artıran ve imajını etkileyen çekici bir faktördür. Destinasyonlarda gerçekleştirilen aktiviteler bölgeye olan talebin artmasını sağlamaktadır. Liang vd. (2008:15)’e göre bireylerin rekreasyonel etkinlikler sebebiyle destinasyonu ziyaret etmesi destinasyona ekonomik katkının yanında sosyal etki bırakmasını da sağlamaktadır. Richie, (1997:51) ve Getz (2008:403) etkinliklerin destinasyon pazarlamasında kullanılabilecek önemli bir araç olduğunu ve etkinlikler konusunda çalışmaların yapılmasının önemini vurgulamaktadır. 130 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3 SONUÇ Gelişen, değişen ve küreselleşen dünya ile birçok sektörde olduğu gibi turizm sektöründe de rekabette artış görülmektedir. Bu artışın bir sonucu olarak destinasyonlar pazarlama konusuna daha çok önem vermeye başlamıştır. Destinasyonlar sahip oldukları çekicilikleri kullanarak ve bu çekicilikleri geliştirerek her gün daha fazla turist çekebilmeyi amaçlamaktadırlar. Destinasyonlar bulundukları bölgeye daha çok ziyaretçi çekebilmek için sahip oldukları doğal, kültürel vb. çekiciliklerin yanında bir takım pazarlama faaliyetlerine de başvurmaktadırlar. Zira, birçok turistik destinasyonda jeokonomik varlıklar benzer düzeydedir. Bu bağlamda söz konusu kaynaklardan farklılaşabilecek özgün pazarlama araçlarına ihtiyaç duyulmaktadır. Sonuç olarak, turizm sektörünün gelişmesiyle birlikte destinasyonlar daha çok ziyaretçi çekebilmek adına birbirleri ile rekabet içerisini girmiştir. Bir destinasyonun rekabet avantajı elde edebilmesi ve olumlu imaj oluşturabilmesi için en güçlü araçlardan birisi rekreasyonel aktivitelerdir. Örneğin; Kapadokya bölgesinde destinasyonun sahip olduğu doğal kaynakların yanında düzenlenen balon turları, trekking, çömlekçilik gibi birçok rekreasyon etkinliği başlı başına bölgeye turist çekmektedir. Bunun yanında, Fethiye deniz, kum ve güneş turizminin yanında yamaç paraşütü ile birçok turisti rekreasyon etkinliği sayesinde misafir etmektedir. Rekreasyonel aktiviteler bir destinasyonun adını duyurabilmesi, sezonluk bir sektör olmaktan çıkarılması ve destinasyonu pazarlayabilmesi için en önemli faaliyetlerden biri olduğu söylenebilir. Rekreasyonel aktiviteler bireylerin gönüllü olarak katılmayı tercih ettikleri ve boş zamanlarını değerlendirmek için katıldıkları aktiviteleri kapsamaktadır. Bireyler günlük rutin yaşamlarından, şehir merkezindeki kalabalık, stresli ve gürültülü ortamdan bir nebze uzaklaşabilmek, rahatlamak, istek ve ihtiyaçlarını gerçekleştirerek tatmin olabilmek için destinasyonları ziyaret ederler ve rekreasyonel aktivitelere katılırlar. Bu bilgiden hareketle turizm de başlı başına birer rekreasyon faaliyeti sayılabilir. Özellikle destinasyonlarda düzenlenecek yöreye özgü kültürel rekreasyon etkinlikleri hem turist ve yöre arasındaki kültürel etkileşimi sağlayacak hem de turistlerin ziyaret etmiş oldukları destinasyondan memnuniyet düzeylerini yükseltebilecektir. Destinasyonlarda düzenlenen etkinlikler bulundukları bölgeye birçok ekonomik ve sosyal katkıda bulunmaktadırlar. Bu sebepten ötürü destinasyonlara daha çok ziyaretçi çekebilmek için yapılan çalışmalara destinasyonun bulunduğu bölgedeki yerel yönetimler, STK’lar, yerel halk, turizm acenteleri ve diğer paydaşlar da katılmalıdır. Destinasyonlarda turizm faaliyetlerinin yürütülmesi ve destinasyonu ziyaret eden turistlerde olumlu bir imaj sağlayabilmek için gerekli ulaşım, altyapı, su kaynakları, güvenlik gibi ihtiyaçların karşılanması ve sorunların giderilmesi gerekmektedir. 131 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3 KAYNAKÇA Ahipaşaoğlu, H. S. (1997). Seyahat İşletmelerinde Tur Planlaması, Yönetimi ve Rehberliğin Meslek Olarak Seçilmesinin Nedenleri Üzerine Bir Uygulama. Ankara: Varol Matbaası. Akesen, A. (1978). Türkiye’de Ulusal Parkların Açıkhava Rekreasyonu Yönünden Nitelikleri ve Sorunları. İstanbul: İÜ. Orman Fakültesi. Yayın No: 262. Altun İpek, Z. H. (2016). Turizm Destinasyonları İçin Pazarlama Stratejileri: Doğu Karadeniz Bölgesinde Destinasyon Pazarlama Stratejileri Üzerine Bir Uygulama. (Yüksek Lisans Tezi). Karadeniz Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Trabzon. Arslan, K. (2008). Türkiye’de kongre turizmini geliştirme imkanları. İstanbul Ticaret Odası Yayınları: Entegre Matbaacılık. Bogoro, P., Maimako, S.S. & Kurfi, A.F. (2013). Assessing The Role of Infrastructure on Customer Satisfaction with National Parks in North East. Nigeria International Journal of Scientific and Engineering Research, 4(10), 826-843. Buhalis, D. (2000). Marketing the Competitive Destination of the Future. Tourism Management, 20 (1), 97-116. Cho, B. (2000). Destination. J. Jafari (eds.). Encyclopedia of Tourism. 144-145. UK: Routledge. Çelik, A. (2009). Destinasyon Pazarlama Unsuru Olarak Etkinlik Turizmi ve Etkileri - İstanbul Örneği. (Yüksek Lisans Tezi). Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Ankara. Eren, R. (2019). Turkey’s Food Image, Travelers’ Revisit Intention And Tourist Expenditures, ABET, 9, 1-16. Fyall, A. Garrod, B., & Tosun, C. (2006). Destination marketing: A Framework for Future Research. M. Kozak, & L. Andreu (Ed.). Progress in Tourism Marketing. The Netherlands: Elsevier. Fyall, A.& Garrod, B. (2005). Tourism Marketing: A Collaborative Approach. Channel View Publications. Getz, D. (2008). Event tourism: Definition, Evolution, and Research. Tourism Management, 29, 403428. Hankınson, G. (2004). The Brand Images of Tourism Destinations: A Study of The Saliency of Organic İmages. Journal of Product & Brand Management, 13(1), 6-14 Hazar, A. (1999). Turizm İşletmelerinde Animasyon: Rekreasyon, Animasyon Teorisi ve Uygulamalı Animasyon Teknikleri. Ankara: Detay Yayıncılık. Hazar, A. (2003). Rekreasyon ve Animasyon. Detay Yayıncılık, Ankara. İçöz, O. & Başarır, A. (1996). Seyahat ve Turizm Araştırmalarında Anket Tekniğinin Kullanımı. Anatolia Turizm Araştırmaları Dergisi, 7(1/2),14-23. Karaküçük, S. & Gürbüz B. (2007). Rekreasyon ve Kentleşme. Ankara: Gazi Kitapevi. Karaküçük, S. (2008). Rekreasyon (Boş Zamanları Değerlendirme), Ankara: Gazi Kitapevi. Karaküçük, S. & Akgül, B. M. (2016). Ekorekreasyon Rekreasyon ve Çevre (1.Baskı). Ankara: Gazi Kitabevi. Kement, Ü. (2014). Rekreasyona Giriş. Yaylı, A.(Ed.). Ankara: Detay Yayıncılık. 132 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3 Kıng, J. (2002). Destination Marketing Organisations-Connecting The Experience Rather Than Promoting The Place. Journal Of Vacation Marketing, 8(2), 105-108. Leıper, N. (1995). Tourism Management. Melbourne: Rmıt Press Lundberg, D. E. (1980). The Tourist Businesss. (IV. Edition). Boston:CBI Publishing Inc. Minghetti, V. (2001). From Destination To Destination Marketing and Management: Designing and Repositioning Tourism Products. International Journal Of Tourism Research. 3, 255-257 Murphy, P. Mark P.Prıtchard & Smıth, B. (2000). The Destination Product And Its Impact On Traveler Perceptions, Tourism Management. 21(1), 43-52. Özdemir, G. (2007). Destinasyon Yönetimi ve Pazarlama Temelleri İçin Bir Destinasyon Model Önerisi. (Yayımlanmamış Doktora Tezi), Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İzmir. Öztürk, Y. (2013). Destinasyon Tanımı ve Özellikleri. M. Yeşiltaş (Ed.), Destinasyon Yönetimi (1. Baskı ). Eskişehir: T.C. Anadolu Üniversitesi. Öztürk, Y. (2017). Rekreasyonel Faaliyetlerin Algılanan Kalitesinin Destinasyon İmajına Etkisi: Ilgaz Dağı Milli Parkı Örneği. (Doktora Tezi). Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara. Page, S. (1995). Urban Tourism. London and New York: Routledge Parker, S. (1979). The Sociology Of Leisure. London: George Allen And Unwin Ltd. Pike, S. (2004). Destination Marketing Organizations, (1.Edition). Oxford: Elsevier. Presenza, A., Sheehan L. & Rıtchıe J.R.B. (2004). Towards A Model Of The Roles And Activities Of Destination Management Organizations, World Tourism Organization Survey Of Destination Management Organizations, Spain: World Tourism Organization. Ritchie Berent, J.R. (1997). Beacons Of Light İn An Expanding Universe: An Assesement Of The State-Of-The-Art İn Tourism Marketing/ Marketing Research. Journal Of Travel And Tourism Marketing, 5(4), 49-84. Shievers, J.S. & DeLisle, L.J. (1997). The Story of Leisure, Context, Concepts and Current Controversy. USA: Human Kinetics Publishers. Solunoğlu A. & Yayla, Ö. (2020). Deneyim Kalitesinin Memnuniyet ve Yaşam Kalitesine Etkisi: Kırıkkale Büyük Şehir Parkında Bir Uygulama. Seyahat ve Otel İşletmeciliği Dergisi/Journal of Travel and Hospitality Management 17(1), 20-31. DOI: 10.24010/soid.617309 Yayla, Ö. (2017). Rekreasyon Etkinliklerinde Hizmet Kalitesinin Destinasyon İmaj Algısı ve Davranışsal Niyetler Üzerine Etkisi.( Yayınlanmamış Doktora Tezi). Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara. Yayla, Ö. & Yaylı, A. (2019). Turistik destinasyonlarda rekreasyonel etkinliklerin hizmet kalitesi ölçümü, Journal of Tourism and Gastronomy Studies, 7 (1), 676-687. İnternet Kaynakları Etimoloji Türkçe, (2020). (15.07.2020). Destinasyon, https://www.etimolojiturkce.com/kelime/destinasyon, Türk Dil Kurumu, (2019). Rekreasyon, http://www.tdk.gov.tr/index.php? (11.05.2019). 133 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3 Türk Dil Kurumu, (2020). Destinasyon, https://sozluk.gov.tr/ (10.07.2020). ATIF: Yayla, Ö., Sağdıç, D.N. (2020). Destinasyon Pazarlamasında Rekreasyonel Aktivitelerin Rolü. Betül Bayazıt, Ercan Karaçar, Ozan Yılmaz (Ed.), Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3.Cilt içinde (ss. 120-134). Konya, Çizgi Kitabevi Yayınları. 134 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 BÖLÜM 10 DESTİNASYON GELİŞTİRME STRATEJİLERİ: ÇANKIRI TURİZMİNE YÖNELİK ÖNERİLER Mikail KARA Dr. Öğretim Üyesi, ÇAKÜ Ilgaz Turizm ve Otelcilik Yüksekokulu, [email protected] ATIF: Kara, M. (2020). Destinasyon Geliştirme Stratejileri: Çankırı Turizmine Yönelik Öneriler. Betül Bayazıt, Ercan Karaçar, Ozan Yılmaz (Ed.), Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3.Cilt içinde (ss. 136-154). Konya, Çizgi Kitabevi Yayınları. 10.BÖLÜM DESTİNASYON GELİŞTİRME STRATEJİLERİ: ÇANKIRI TURİZMİNE YÖNELİK ÖNERİLER Mikail KARA Dr. Öğretim Üyesi, ÇAKÜ Ilgaz Turizm ve Otelcilik Yüksekokulu, [email protected] GİRİŞ Destinasyon latince “destinatio” anglo sakson ülkelerinde yer anlamında kullanılan “onis” kelimesinin birleşmesiyle ortaya çıkmış bir terimdir (Vukonic, 1997). Turizm destinasyonu ise “sahip olduğu çeşitli turizm kaynakları ile turistleri çeken ve yoğun olarak turist ziyaretine ev sahipliği yapan pek çok kurum ve kuruluşun sağladığı doğrudan veya dolaylı turizm hizmetlerinin bütününden oluşan karmaşık bir ürün” olarak ifade edilebilir (Özdemir, 2008). Başka bir ifadeyle turizm destinasyonları, 'çeşitli aktiviteler için yerel olmayan ziyaretçileri (veya turistleri) çeken, farklı doğal ve / veya insan yapımı özelliklere sahip alanlar' olarak tanımlanabilir. Buna göre destinasyonların geliştirilebilir bir takım zenginlikleri içeren bir coğrafi alan ve yeterli sayıda yerel olmayan ziyaretçiyi tatmin eden ve çeken benzersiz bir cazibe merkezi kümesi olduğunu ortaya konmaktadır. Önemli miktarda zaman harcayan yerel olmayan ziyaretçileri çekmek, turizm destinasyonu açısından önemli bir noktadır. Ziyaretleri, yerel halkın ziyaretlerinden daha önemli sosyoekonomik etkiler yaratır (Tosun & Jenkins, 1996). Bu noktadan hareketle bir bölgenin turistik bir destinasyon olarak geliştirilmesi ya da turistik bir destinasyon olarak konumlandırabilmesi hatta marka bir destinasyon olabilmesi için belirli bir strateji çerçevesinde bir takım yönetim ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi gerekmektedir. Bu faaliyetler destinasyonda yer alan tüm örgüt ve paydaşların uyumlu çalışmalarını gerektirmektedir. Örgüt ve paydaşların, destinasyon çekiciliklerine ve kaynaklarına zarar vermeden ve sürdürülebilirlik ilkesine uygun olarak hareket etmesi ve geleceğe ilişkin verilecek kararlarda stratejik bir yönetim belirlenmesi gerekmektedir. Diğer bir ifadeyle, destinasyonların mevcut kaynaklarının kullanımı, yatırımların yönlendirilmesi ve destinasyonun pazarlanması gibi süreçler stratejik yönetim kapsamında ele alınmalıdır (Usta & Güripek, 2018). Çankırı ili Ankara, İstanbul gibi büyük şehirlere yakın olması, İstiklal yolunun önemli bir bölümünün şehirden geçmesi, Ilgaz dağı, tuz mağarası vs. gibi doğal zenginlikleri, tarihi zenginlikleri, başta Çankırı Yaranı olmak üzere kültürel zenginlikleri bulunmasına rağmen bu turistik potansiyeli tam olarak değerlendirememiş, henüz turizmden hak ettiği payı alamamıştır. Bu çalışmada mevcut literatürden yola çıkarak, henüz turistik bir destinasyon olarak konumlanamamış Çankırı’nın bir turistik destinasyon olarak geliştirilmesine yönelik olarak izlenebilecek stratejileri 136 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 derleyerek bir model oluşturulması ve bu bağlamda yerel yönetime, özel sektöre ve diğer paydaşlara öneriler sunulması amaçlanmıştır. YÖNTEM Araştırma kapsamında konu ile ilgili literatür taraması yapılmış, ilgili basılı ve elektronik veri kaynakları incelenmiş, araştırma kapsamında değerlendirmeler yapılmıştır. BULGULAR Çankırı’nın bir turizm destinasyonu olarak geliştirme stratejilerine yönelik konular, destinasyon yönetimi/planlama, turizm arzı, rekabet, müşteri memnuniyeti, sürdürülebilir gelişme, tanıtım ve pazarlama başlıkları altında incelenmiş olup, literatür taraması sonucunda Şekil 1’de yer alan Çankırı turizmini geliştirme stratejilerine ilişkin model oluşturulmuştur. Bu modele göre stratejinin tüm basamakları ayrı ayrı planlanan bir döngüyü içermektedir. Tüm aşamalardan alınan geribildirimler sonucunda turizm arzında düzenlemeler yapılması, yeni turistik çekicilikler oluşturulması, varsa eksikliklerin giderilmesi amaçlanmaktadır. Sürecin geribildirimlerle devam eden bir döngü olması, değişimlere uyum sağlamayı ve destinasyon rekabetini kolaylaştırmaktadır. Şekil 1: Çankırı Turizmini Geliştirme Stratejileri 137 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 Destinasyon Yönetimi / Planlama Destinasyon geliştirme stratejileri, bir destinasyonun başlangıç ya da yeniden canlandırılması aşamasında gerçekleştirilecek faaliyetleri kapsamaktadır. Bu aşamalarda ilk ve en önemli adım bir “destinasyon yönetim örgütü” marifetiyle yönetişimin yapılandırılmasıdır (Çetin vd., 2017). Destinasyon yönetimi; genel anlamı ile destinasyonun kendisi dışında farklı yönlerini de ön plana çıkartarak bu yönleri çekici hale getirmeye çalışan kapsamlı bir süreç veya yaklaşım olarak tanımlanmaktadır. Destinasyon yönetimi çok fonksiyonlu bir yapıya sahip olup, destinasyon pazarlaması, konumlandırma ve markalaşma, destinasyon planlaması, ürün geliştirme, kaynak idaresi, çevre yönetimi gibi birçok fonksiyonu bünyesinde barındırmaktadır (Atar & Konaklıoğlu, 2017). Destinasyon yönetim örgütleri ise bir ülkeyi, bir coğrafi bölgeyi ya da bir alanı, şehri bir turist destinasyonu olarak ele alan ve gelişmesi, yönetimi ve pazarlaması alanında çalışan örgütler olarak tanımlanabilir (İnanır vd., 2015). Günümüz rekabet ortamında değişen şartlara uyum sağlayabilmek, her açıdan sürdürülebilir bir destinasyon oluşturabilmek ve gelen turistlere yönelik memnuniyetin sağlanması tüm turizm paydaşları arasında işbirliğini gerekli kılmaktadır (Genç vd., 2014). Destinasyonda yer alan tüm paydaşların işbirliği çerçevesinde Türkiye Turizm Stratejisi (2023)’te ulusal ve bölgesel bazda turizm sektörünün koordinasyonunu sağlayacak konseylerin oluşumunu önerilmektedir. Buna göre Ulusal Turizm Konseyine ilde yer alan tüm paydaşları temsil edebilecek şekilde görüş, talep ve önerileri sunmak İl Turizm Konseylerinin öncelikli görevleri arasında olması beklenmektedir. Bu bağlamda il turizm konseylerinin görevleri (Kültür ve Turizm Bakanlığı, 2007);  Yerel talep, beklenti ve ihtiyaçların araştırılarak Ulusal Turizm Konseyine sunulması,  Üyeler arasında işbirliği ve eşgüdümün sağlanması,  İl bazında turizm potansiyelinin en üst seviyede kullanılabilmesine yönelik çalışmalar yaparak politikaların belirlenmesi,  Örgüt üyelerinin eğitiminin sağlanması ve işgücü kalitesinin arttırılması amacıyla çalışmalar yapılması,  Üyeler arasında etkin ağların kurulması,  Noktasal Turizm Konseylerinin talepleri sonucu küçük işletmelere teknik yardımı koordine etmek veya teknik yardım alınabilecek kişi ya da kurum/kuruluşlarla iletişime geçilerek yerelin faydalanmasının sağlanılması ve bunun noktalar arası koordineli şekilde yapılmasının sağlanması,  Diğer bölgesel ve yerel turizm örgütleri ile işbirliği içerisinde çalışarak bir bütün olarak “Türkiye markası” yaratılması çalışmalarının desteklenmesi, görevlerini yerine getirecektir. 138 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 Çankırı turizminin gelişmesi ve bu gelişmenin uzun vadeli, kalıcı bir gelişme olabilmesi için bu sürecin içinde olan tüm paydaşların planlı ve organize şekilde çalışması için ilde bir destinasyon yönetimin oluşturulması gerekmektedir. Bu doğrultuda oluşturulması düşünülen destinasyon yönetiminin Türkiye Turizm Stratejisi (2023)’te vurgulanan “il turizm konseyi” şeklinde örgütlenmesi önerilmektedir. Temelleri iyi atmadan bir iki kurum veya kuruluşun münferit girişimleri, gelişim vizyonu için uygun olmayacaktır çünkü turizm sistemi birçok halkadan oluşan bir zincirdir. Bu sistem içerisindeki herhangi bir halkada oluşacak problem domino etkisi ile tüm sistemin iç ve dış paydaşlarını az veya çok olumsuz etkileyecektir. Dolayısıyla yapılacak ilk ve en önemli hareket İl'de turizm gelişimi sürecini planlayacak, yönetecek, yürütecek, denetiminde yer alacak, araştırmalar yapacak bir “turizm konseyinin” oluşturulmasıdır. Bu konsey turizmin tüm paydaşları/bileşenlerinden oluşmalı ve ilgili tüm kurum- kuruluşlarla birlikte hareket edilmelidir. Bu noktadan hareketle çalışmamızda Çankırı İl Turizm Konseyine ilişkin model Türkiye Turizm Stratejisi (2023)’te belirtilen öneri ve görevlere uygun olarak Şekil 2’de belirtilen model oluşturulmuştur. Çankırı ili tüm unsurları ile bu gelişime hazırlanmalıdır. Nitelikli, kalıcı, faydalı bu turizm gelişiminin yanında bazı zararları olabileceği göz önünde bulundurularak önceden bilgilendirmeleri, eğitimleri verilmeli ve önlemleri de eşzamanlı olarak gelişim sürecine dahil edilmelidir. Gelişim sürecinde konsey veya farklı bir yetkilendirme ile oluşan yapı, turizm restorasyon planlaması ve yönetimini doğru sıralama ve zamanlama ile yapmalıdır. Maddi ve manevi (özellikle halkı, yatırımcıları ve girişimcileri bu gelişime önceden hazırlamak gibi) olarak doğru temellerin atılmasından sonra “şehrin ve turistik bölgelerin çehresi” düzenlenmelidir. Bölge fiziki şartları normal bir il/ilçe olarak değil turistik bir destinasyon olarak planlanmalı ve şekillenmelidir. Temizlik ve görsellik ilk hareket noktası olmalıdır. Şekil 2. Çankırı Turizm Konseyi Model Önerisi 139 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 Çankırı Turizm Konseyinde; Valilik, Belediye ve Üniversite işbirliği ile proje birimi oluşturulması, özellikle projelerde üniversitenin çoğunlukla danışma görevini yürütmesi, valilik ve belediyenin uygulayıcı ve karar verici işlevini yürütmesi yerinde olacaktır. Projelerden elde edilen mali destekle birlikte turizm arzının gelişimine katkı sağlanabileceği düşünülmektedir. Konseyin diğer paydaşları olan yerel basın, sivil toplum örgütlerinin ise özellikle tanıtım ve pazarlama aşamasında faaliyetlere destek vermesi yerinde olacaktır. Turizm Arzı Bir turistik destinasyonun oluşumunda turistleri seyahate yönelten motivasyonlardan yola çıkmakta yarar vardır. Seyahat motivasyonlarında turisti iten ve çeken faktörler ön plana çıkmaktadır. Bu kavram, insanların “güçler” tarafından itilip çekildikleri için seyahat ettikleri teorisini içerir. Bu kuvvetler (motivasyon faktörleri), bireylerin motivasyonel değişkenler tarafından bir seyahat kararına nasıl itildiğini ve varış bölgesi tarafından nasıl çekildiğini (çekildiğini) ifade eder (Baloglu & Uysal, 1996). İtme ve çekme motivasyon teorisinde', 'itme' faktörleri kaçma, gevşeme veya macera gibi davranışların psikolojik itici güçlerini yansıtırken 'çekme' faktörleri destinasyon özellikleri ve boş zaman altyapısı gibi dışsal, durumsal veya bilişsel motivasyonlar olabilir (Caber & Albayrak, 2016). Turisti iten faktörler turist gönderen bölge ile ilişkilidir, bu faktörlerin harekete geçmesinde sosyo psikolojik faktörler önem kazanmaktadır. Ayrıca iten ve çeken faktörler arasında birbirini destekleyen ve güçlendiren bir ilişki de (Şekil 3) söz konusudur. Destinasyonun "çekici" faktörleri (ör. Güneş ışığı, rahat tempo, dost canlısı yerel halk vb.) "İtme" faktör motivasyonuna hem yanıt verir hem de onları güçlendirir (Dann, 1981). Bu noktadan hareketle turisti iten faktörlerin harekete geçmesi büyük ölçüde tanıtım pazarlama faaliyetlerine bağlı olduğu ifade edilebilir. Tanıtım pazarlama faaliyetlerinin yapılabilmesi de turistik arz çekiciliklerinin varlığı ve niteliği ile ilişkilidir. Bunun için turistik destinasyonda, turistik çekiciliklerin yani arzın oluşturulması, ya da niteliklerinin artırılması gerekmektedir. Şekil 3. Turist Seyahat Motivasyonları (Leiper, 1979; akt. Güçlü, 2017:64) 140 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 Çankırı’ya turist çekmek için turizm arzının özelliklerinin dört kategoride değerlendirilmesi gerekir, bunlar, “doğal güzellikler, tarihi zenginlikler, kültürel değerler, yapay değerler” olarak sınıflandırılabilir (Royo-Vela, 2009). Ayrıca bu zenginliklerin Çankırı şehir merkezinde olması da önemli değildir. Belirli paket tur çerçevesinde bir turiste destinasyondaki zenginliklerle birlikte yakın çevredeki zenginlikleri birlikte sunmak mümkündür. Bu kategoriden yola çıkarak Çankırı ilinin belli başlı arz zenginlikleri: o Doğal güzellikler (örneğin, ormanlar, nehirler)  Eldivan Mesire Yerleri  Yapraklı Yaylaları  Kırkpınar Yaylası  Tuz Mağarası  Ilgaz dağı  Büyük Hacet ve Küçük Hacet Tepeleri o Tarihi zenginlikler (tarihi kalıntılar, kaleler ve diğer antik mimari)  Çankırı Kalesi  Taşmescid  Çankırı Müzesi o Kültürel değerler (dini değerler, müzeler, modern mimari, fuarlar, festivaller, el sanatları)  Çankırı Yâranlığı  Hacı Murad-ı Veli Türbesi  Hoş İslamlar Türbesi  Çankırı Müzesi  Çankırı Radyo ve İletişim Müzesi  Dr. Rıfkı URGA Çankırı Araştırmaları Merkezi  Buğday Pazarı Medresesi,  Çivitçioğlu Medresesi o Yapay değerler (örneğin, tema parkları). 141 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3  Recep Tayyip Erdoğan Parkı Buhalis (2000) çalışmasında destinasyonun özelliklerini 6A olarak formüle etmiştir. Bu formül turistik bir destinasyonu geliştirmek için bir çerçeve sunmaktadır. Bu çerçeveye göre Çankırı’yı turist çeken bir bölge haline getirilebilmesi, destinasyondaki eksikliklerin giderilmesi, projelerin bu doğrultuda yapılması, yani turizm arzının bu çerçevede oluşturulması yerinde olacaktır. Bu çerçeve doğrultusunda Çankırı turizm arzı:  Çekicilikler (Attractions): insan yapısı, doğal, mimari, kültürel miras, özel olaylar. o Geleneksel Çankırı evlerinin restorasyonu o Turizme yönelik el sanatları çarşısının kurulması, özellikle bir arastanın bu hususla ilgili olarak restorasyonu, o Geleneksel el sanatları ile ilgili olarak kursların açılması, başarılı olan kursiyerlerin el sanatlarını üretmek üzere istihdam edilmesi, Çankırı’da hediyelik eşya olarak çoğunlukla tuz lambasının yapılmış olması ve piyasanın tuz lambasına doymuş olması nedeniyle farklı hediyelik eşyaların tasarımının yapılması gerekirse bu konuda yarışmalar düzenlenerek, yeni ürünlerin satışa hazır hale getirilmesi, turizme yönelik hediyelik eşyaların tasarımı, üretilmek üzere eğitimin verilmesi hususunda Çankırı Karatekin Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi, MEB Halk Eğitim Merkezi ile işbirliğine gidilebilir. Ayrıca belediyenin bu konuda açmış olduğu kurslar da bu amaca yönelik olarak kullanılabilir. Bununla birlikte Çankırı’ya özgü lezzetler de (panayır helvası, küpecik peyniri, kızılcık ekşisi vb.) ilgi çekici ambalajlar ile turistlere sunulabilir. o Gastronomi turizmi son yıllarda gelişmekte olan turizm türlerinden birisidir. Bu amaçla tescillenmemiş yerel lezzetlerin tescillenmesi yoluna gidilmeli, yöresel yemeklerin restoranların mönüsüne girmesi teşvik edilmeli, gerekirse belediye tarafından ikram edilmesi sağlanmalıdır. Çankırı ilinin coğrafi işaret alan ürünleri olan yumurta tatlısı, sarımsaklı et bu kapsamda değerlendirilebilir (Çankırı Belediyesi Yayınları, 2005).  Ulaşılabilirlik (Accessibility): Ulaşım sistemi, terminaller, araçlar.  Tesisler (Amenities): Konaklama, yeme-içme, seyahat aracıları ve diğer hizmetler. Özellikle turistlerin ziyaretlerini yaptıkları yerlerde, oturma yerleri, tuvaletler vb. 142 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3  Planlı Turlar (Available packages): Seyahat aracıları tarafından önceden organize edilmiş turların varlığı. o Çankırı Karatekin Üniversitesi turizm akademisyenleri, bölgeyi iyi tanıyan gönüllüler ve destek verecek acentalar aracılığıyla paket turlar konusunda çalışmalar yapılabilir, Çankırı destinasyonunun paket turlara girmesi sağlanabilir.  Faaliyetler (Activities): Turistin ziyareti sırasında yararlanacağı destinasyondaki tüm faaliyetler. o Çankırı yâranı bu bağlamda değerlendirilebilir, Yaran İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası Temsilî Listesinde 2010 yılından itibaren yer alan “geleneksel sohbet toplantılarının Çankırı’daki yorumlanışı olarak kabul edebilir (Karaman & Sayın, 2018). Yâran başlangıçta ulusal ilerleyen süreçte ise Türk dünyasına hitap eden uluslararası bilimsel faaliyetleri, gösterileri içeren bir festival şeklinde değerlendirilebilir. Zira Yâran geleneği, sadece Çankırı yöresine has değildir. Yâranlık geleneği, Uygur Türkleri arasında “Meşrep”, Orta Asya Türk Cumhuriyetleri arasında da “Geşdek” olarak bilinir. Bu gelenek aynı zamanda; Çankırı, Gerede, Tırhala’da “Yâran” , Balıkesir/Dursunbey’de “Barana”, Safranbolu, Bartın, Afyon ve Kütahya’da “Yaren/Gezek”, Kastamonu’da “Sıraname”, Bolu ve Konya’da “Muhabbet”, Aksaray’da “Ferfane”, Van’da “Oturman”, Ankara’da “Cümbüş”, Akşehir yöresinde ise “Sıra Yarenleri ya da Meydan Sırası Yarenleri” gibi adlarla anılmaktadır. Tüm bu bölgelerden ekiplerin davet edileceği ve gösterilerini yapmalarını sağlayacak bir festival Çankırı turizmine önemli katkılar sağlayacaktır (Kara, 2006).  Destekleyici Hizmetler (Ancillary Services): Bankacılık, iletişim araçları, sağlık gibi turistin yararlanacağı hizmetler. o Özellikle şehirdeki Buğday Pazarı Medresesi, Çivitçioğlu Medresesi, Çankırı Araştırmaları Merkezi vb. gibi ilgi çekici yerlere ilişkin yön gösterici levhaların varlığı büyük önem taşımaktadır. Rekabet Turizm yazınında rekabetçilik “bir destinasyonun rakiplerine göre pazar konumunu koruyup geliştirirken katma değer ürünler yaratabilme ve bu ürünleri bütünleştirebilme yeteneğidir (Hassan, 2000). Kuşat (2011)’ın çalışmasında turizm sektöründe rekabet gücü belirleyicileri; destinasyon 143 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 (destinasyonun çekicilikleri, inovasyon, internet, çevreye duyarlılık, fiyatlama, döviz kuru, devlet, tanıtım, beşeri sermaye, kümelenmeler (birbirine bağımlı firmaların (özelleşmiş tedarikçiler dahil), bilgi üreten kurumların (üniversiteler, araştırma enstitüleri, mühendislik şirketleri), bağlantı sağlayan kuruluşların (aracılar, danışmanlar) ve müşterilerin değer ekleyen tedarik zinciri şeklinde birbirlerine bağlandıkları ağ) olarak ifade edilmiştir. Turizm sektörünün politik, ekonomik, yasal, psikolojik ve çevresel gibi çok fazla sayıda faktörden etkilenmesi nedeniyle destinasyonların rekabet gücünü etkileyen faktörleri belirlemek oldukça güçtür (Usta & Güripek, 2018). Destinasyon rekabeti, pazarlama faaliyetleri (imaj, kalite, marka, hizmet vb.), destinasyon yönetimi ve sürdürülebilir turizmi kapsayan belirli gelişme stratejileri ile gerçekleştirilebilir. Bununla beraber; turizm rekabetini geliştirme stratejileri, hem ziyaretçiler üzerine ve hem de çevre sorunları, turist güvenliği ve emniyet, sezonluk sorunlar ve yerel kültür ile kaynağa olan duyarlılık ve hassasiyet gibi diğer konulara da odaklanmayı gerektirmektedir (Bahar, Ozan ve Kozak, 2012:72). Turizmde rekabetçiliğin belirleyici unsurları olarak mevcut kaynakları (doğal kaynaklar, kültürel miras), oluşturmuş kaynakları (turizm altyapısı, etkinlikler, vb.), destekleyici faktörleri (genel altyapı, hizmet kalitesi, destinasyona erişilebilirlik, vb.) ve destinasyon yönetimi faktörleri kabul görmektedir (Göral & Tuna, 2018). Destinasyonların rekabetteki başarısı, turistlerin beklentileri ve ihtiyaçlarındaki değişimleri merkez alarak turizm de yeni talepleri karşılamak üzere değişim göstermekten geçmektedir. Bu değişim destinasyonların rekabetçi konumlarını etkilemekte olup kısa ve uzun vadeli başarılarını garantilemek için rekabet gücünü ölçmesi büyük önem taşımaktadır. Destinasyonların yoğun rekabet koşullarında başarı olabilmeleri için turist davranışlarını ve bu davranışları etkileyen faktörleri belirlemenin destinasyonların pazarlama faaliyetlerine ve satış arttırma çabalarına olumlu katkı sağlayacağı öne sürülebilir (Şahbaz & Sert, 2017). Turizm rekabetçiliğini açıklamaya çalışan bazı yaklaşımlar devralınan ya da oluşturulan kültürel çekiciliklerin önemine ve bu çekiciliklerin nasıl yönetilmesi ve pazarlanması gerektiğine vurgu yapmaktadır. Turizm destinasyonları giderek daha rekabetçi hale gelen bir turizm pazarında karşılaştırmalı üstünlükler geliştirmek ve küreselleşme karşısında yerel farklılık yaratmak istiyorlarsa, somut ve soyut kültür varlıklarını korumalı, yeni kültürel çekicilikler oluşturmalı ve bunları turizm faaliyetleri kapsamında pazarlayabilmelidirler. Örneğin, World Heritage Centre’nin organize ettiği el işi kursları ile 200 Mısırlı, palmiye ağacı yaprağı ve dallarından çeşitli hediyelik eşya üretmeyi öğrenmişlerdir. Bu 144 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 durum, bölgede geçmişte var olan el sanatlarının yaşatılmasını sağladığı gibi istihdam ve gelir artışına, bölgede yeni zanaatkâr topluluğunun gelişmesine katkıda bulunmuştur (Göral & Tuna, 2018). Değişen turist tipolojisi sebebiyle turistik talep daha özgün ve benzersiz olana doğru kaymaktadır. Bu sebeple destinasyonların pazardaki konumunu koruması ve bunu sürdürebilmesi özel bir yetenek gerektirmektedir (Akkuş & Böyükyılmaz, 2020). Rekabetin şiddetinin yoğun olarak yaşandığı turizm sektöründe destinasyonların başarısı ancak uygun rekabet stratejileri geliştirmeleri, kendilerini, müşterilerini ve rakiplerini sürekli olarak izlemeleri, bu izlenim sonucuna göre en uygun şekilde hareket etmeleriyle mümkün olacaktır. Bu bağlamda Çankırı turizminin benzer ürünleri sunan diğer bölgelerle rekabet edebilmesi için öncelikle turizm arzını diğer bölgelerin turizm arzıyla karşılaştırarak analiz etmesi ve bu karşılaştırma sonucunda farklılıkların ön plana çıkarılması yerinde olacaktır. Örneğin Çankırı ile benzer zenginliklere sahip, Beypazarı, Safranbolu, Kastamonu vb. destinasyonların arz zenginlikleriyle kıyaslamalar yapılarak farklılıklar ve benzerlikler üzerinden yola çıkılarak destinasyon geliştirme stratejileri geliştirilebilir. Ayrıca bu bölgelerdeki turistler üzerinde yapılacak araştırmalarla turistlerin beklentileri, davranışları ve davranışlarını etkileyen faktörlerin belirlenmesi bunun sonucunda da pazarlama ve satış geliştirme stratejileri geliştirilebilir. Müşteri Memnuniyeti Müşteriler, günümüzde işletmelerin varlıklarını sürdürebilmeleri için gerekli kaynakların en başında gelir. Müşteri memnuniyeti kavramı, müşterilerin istek, ihtiyaç ve beklentilerinin karşılanması ve bunların ötesine geçilmesini kapsayan bir kavramdır. Müşterinin satın aldığı mal ya da hizmetin sağladığı faydalar ile müşterinin beklentilerinin uyuştuğu noktada memnuniyet ortaya çıkar (Özgüven, 2008). Destinasyonların başarısının temelinde müşteri memnuniyeti anahtar bir rol oynamaktadır. Müşteri memnuniyeti; genel anlamda bireylerin satın alma öncesi beklentileri ile satın alma sonrası elde ettikleri arasındaki yeterlilik olarak tanımlanabilir. Müşteri istek ve gereksinimlerinin ve hatta beklentilerinin ne olduğunun bilinmesi, müşteri memnuniyetinin elde edilmesinde izlenecek yol açısından çok önemlidir (Gümüş, 2014). Bu açıdan Çankırı turizminin geliştirilmesi hususunda temel basamak, Çankırı’ya gelmekte olan ve gelme potansiyeli olan müşterilerin tanınması, beklentilerinin bilinmesi olacaktır. Müşteri beklentilerinin oluşturulması hususunda Şekil 4’teki işlem basamakları takip edilebilir. 145 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 Şekil 4. Müşteri Memnuniyeti Oluşturma Süreci (Kılıç, 1998:43) Müşteri memnuniyeti oluşturma süreci dört aşamadan oluşan bir döngüyü içermektedir. Her aşama birbiriyle ilişkili olup, aynı zamanda birbirini takip etmektedir. Sürecin başarısı açısından her aşamanın planlanıp, sürekli olarak kontrol edilmesi gerekmektedir. Müşteri memnuniyeti oluşturma sürecinde, müşteri profili oluşturularak müşteriler tanındıktan sonra, tanınan müşterilerin istek ve ihtiyaçları belirlenir. Belirlenen istek ve ihtiyaçları karşılanılmasına dair müşterileri algılamaları ölçülür. Harekat planının geliştirilmesinde ise bu kez algılamalar ile beklentiler arasında oluşan farklılıklar ölçülür. Memnuniyet eylem planı, faaliyette bulunulan sektörlere göre değişebilmektedir (Öz, 2011). Müşteri memnuniyeti oluşturma sürecinin birinci aşaması olan müşteri ihtiyaç ve beklentilerinin belirlenmesinde, algılamalarının ölçülmesinde, Çankırı’yı ziyaret eden turistlere yapılacak anketler yararlı olacaktır. Sürecin ikinci aşaması olan anketler için gerekli ölçeklerin oluşturulması, bulguların analizi ve yorumlanmasında Çankırı Karatekin Üniversitesi akademisyenlerinin önemli katkısı bulunacağı öngörülmektedir. Son aşamada ise turizm il konseyinin diğer bir deyişle destinasyon yönetiminin müşteri memnuniyeti açısından alacağı karar veya geliştireceği stratejiler yer almaktadır. Müşteri memnuniyeti açısından en önemli hususlardan birisi de nitelikli personele olan ihtiyaçtır. İşletmelerde bulunan personeller günümüz çağdaş yönetim anlayışında iç müşteri olarak kabul edilmektedirler. İç müşterinin eğitim vb. faaliyetlerle güçlendirilmesi ile memnuniyetlerinin artırılması dış müşteri olarak adlandırılan turistlerin memnuniyetine doğrudan etki edecektir. Bu hususta Çankırı Karatekin Üniversitesi Turizm ve Otelcilik Yüksekokulu ve Meslek Yüksekokulu Otel Lokanta ve İkram Hizmetleri Bölümünün önemli katkıları bulunacaktır. Gerek ilgili bölümlerden 146 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 mezun olacak öğrenciler, gerekse turizm tesislerinde çalışan mevcut personele verilecek sertifikalı eğitimlerle nitelikli personel ihtiyacı karşılanabilir. Sürdürülebilir Gelişme Günümüzde “sürdürülebilir” kelimesi, önüne geldiği kavramın çevreye duyarlı, insan odaklı, adil ve katılımcı bir şekilde ele alınacağını anlatmaya başlamıştır (Sarı, 2020). Sürdürülebilir turizm; ekonomik gelişme, çevresel kaynakların korunması ve yerel halkın sosyal fayda elde etmesi bakımından bir denge unsuru olarak kabul edilmektedir. Bu doğrultuda; sürdürülebilir turizm politikaları ve planları ile birlikte günümüzde elde edilen faydanın gelecekte de devam etmesi amaçlanmaktadır (Alkan, 2015). Bu bakımdan sürdürülebilir kalkınmanın sağlanması için birtakım ilkeler benimseyerek kaynaklarını korumak, planlamaların bu ilkeler doğrultusunda yapılması zorunluluktur. Sürdürülebilir turizm sayesinde destinasyonlar çevresel kaynaklarını korumakta, sosyal fayda elde etmekte ve ekonomik kalkınma sağlamaktadırlar. Bu faydaların artırılabilmesi için turistik destinasyonda özellikli ürünlerin oluşturulması öncelikli hedef olarak belirlenmektedir. Birleşik bir turistik ürün olarak destinasyonu oluşturan faktörlerin turizm pazarında rekabet gücü oluşturabilmesi için sahip olunan kaynakların koruma-kullanma dengesi gözetilerek ekonomik girdi haline dönüştürülmesi gerekmektedir (Alkan, 2015). Dünya turizminde değişen ve dönüşen ziyaretçi eğilimleri dikkate alındığında, sağlıklı ve sürdürülebilir yaşam biçimi ilkesini benimsemiş tüketicilerin sayısı her geçen gün artmaktadır (Sarı, 2020). Sürdürülebilir politika ve planlamalar sayesinde hem yerel halkın hem de ziyaretçilerin memnuniyetini sağlamak mümkün olabilmektedir (Genç vd., 2014). Ayrıca sürdürebilir turizmi destekleyici olarak turistik mahallerin oluşturulmasında projelerin çevre dostu, engelli dostu ve çocuk dostu anlayış benimsenerek geliştirilmesi yerinde olacaktır. Bu anlayışın engellilerin ve ailelerin bölgeye çekiminde katkısı olduğu gibi tanıtım açısından da büyük avantajları bulunacaktır. Tanıtım ve Pazarlama Tanıtma bir ürün, hizmet, kişi işletme, kuruluş, yöre, bölge, ülkeye ilişkin ticari açıdan anlam taşımayan mesajların kitle iletişim araçları veya diğer iletişim kanalları ile haber değeri taşıyacak biçimde hedef kitlelere ya da kamuoyuna iletilmesidir. Üretilen mal ve hizmetlerin hedef kitlelere ulaştırılması, onların ürün ve hizmetlerden haberdar edilmesi turizm geliştirme faaliyetlerinin sonuncu basamağını oluşturmaktadır (Baghirov, 2009). 147 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 Tanıtma kavramı, amacına ve uygulanış biçimine göre kimi kez reklam, pazarlama, halkla ilişkiler, satış geliştirme gibi kavramlarla eşanlamlı olarak algılanmaktadır. Aslında bu kavramların tümü birbirleriyle iç içe ve bir bütün olarak “tanıtım” kavramı tarafından içerilmekte; her biri kendine özgü yöntem ve teknikleriyle tanıtıma destek sağlamaktadır (Özdoğan, 2018). Turizmde tanıtma ise gerek yurt içinde ve gerekse yurt dışında insanların ilgilerini bir ülkenin bölgenin veya turistik bir istasyonun mal ve hizmetleri üzerine çekmek için bilgi vermek, eğitmek, telkinde bulunmak, bellekte bir imaj yaratmak ve bir inanç meydana getirmek suretiyle turistik mal ve hizmetlerin satın alınmasını kolaylaştıran sosyal, psikolojik, kültürel ve ekonomik bir çıkara yönelik etkinlik araç ve teknikleri içeren bir iletişim olayıdır (Bahattirı Rızaoğlu, 2004). Turistik tanıtımda turist gelmeden önce ve geldikten sonra yapılacak tanıtımda doğru stratejilerin takip edilmesi gerekmektedir. Turist gelmeden önce yapılan tanıtım faaliyetleri turisti destinasyona çekmek için yapılmakta olup amaç daha fazla turist çekmek ve turistlerin karar vermelerini kolaylaştırmaktır. Turist gelmeden önce tanıtım yapılırken öncelikle turistik tanıtma araştırmasının yapılması, uygun tanıtma teknikleri, tanıtmada kullanılacak iletişim aradan, turizm örgütlenmeleri, turizm tanıtma karması belirlenmesi, farklı hedef kitlelere aynı tanıtımın uygulanmaması, tanıtma çabalarının dağınık bir şekilde uygulanmaması, turizm sektöründe faaliyet gösteren işletme ve çalışanların eğitimli ve nitelikli olmasına dikkat edilmesi gerekmektedir. Turist geldikten sonra yapılan tanıtımlarda ise turist gelmeden önce oluşturulan doğru imajın pekiştirilmesi için yapılan tanıtım çalışmalarıdır amaç hizmetlerden tatmin olmuş turistlerdir (Bahattin Rızaoğlu, 1992). Turistik tanıtım ve pazarlama için iletişim, halkla ilişkiler, reklam, satış geliştirme / promosyon, propaganda, gazete, dergi, broşür / kitapçık, bülten / el ilanı, afişler, görsel ve işitsel araçlar (televizyon, radyo, fotoğraf ve filmler vb.), internet, sosyal medya, fuarlar-sergiler, festivaller kullanılabilir. Ancak tüm tanıtım faaliyetlerinin planlı, programlı doğru stratejiler geliştirilerek ve profesyonelce yapılması gerekmektedir. Doğru mesaj, doğru kanal ile doğru hedef kitleye ulaşılması halinde tanıtım ve pazarlama faaliyetleri etkin ve verimli olabilir. Bunun sonucunda da turistik tanıtım ve pazarlamadan hedeflenen amaçlara ulaşılabilir. Bu aşamada Çankırı’nın sivil toplum örgütlerinin ve yerel basınının tanıtımda etkin rol oynaması gerekmektedir. Gerek basılı medya gerekse internet ortamında faaliyet gösteren basın mensupları hedef kitleye doğru mesajın verilmesi hususunda titiz davranmalı turizmi geliştirme stratejileri doğrultusunda hareket etmelidirler. TARTIŞMA Literatürde destinasyonlarda turizmin geliştirilmesine ilişkin yapılan; destinasyon yönetimine odaklanan çalışmalar (İnanır, 2019; Usta & Güripek, 2018), destinasyon pazarlama 148 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 stratejisi ve konumlandırmasına odaklanan çalışmalar (Ersun & Arslan, 2011; Karabıyık & İncİ, 2012), destinasyon geliştirme, yönetim ve pazarlama stratejilerine odaklanan çalışmalar (Çetin, Demiroğlu, Dinçer, & Dinçer, 2017), turizm gelişimi ve bölgesel planlamaya odaklananlar çalışmalar (Tosun & Jenkins, 1996), destinasyon yönetim modellerine örgütlenenler (Genç vd., 2014; İnanır vd., 2015), destinasyon potansiyeline ve destinasyon oluşturulmasına odaklanan çalışmalar (Öztaş & Karabulut, 2007) belli başlı çalışmalardır. Konuyla ilgili çalışmalarda destinasyon geliştirilme konusu yönetim, planlama, pazarlama, rekabet, sürdürebilirlik vb. gibi farklı boyutlarıyla ele alınmıştır. Bu çalışmalarda destinasyonların geliştirilmesi sürecindeki stratejik adımlar, destinasyon yönetiminin tüm paydaşların katkılarıyla oluşturulan bir örgütlenme ile yapılması, turizm arzına ilişkin potansiyelin ortaya konulması, rekabet gücünün ölçülmesi, destinasyonların rekabet gücünün artırılmasında hedef kitlenin özelliklerine göre destinasyonun değişime uyum sağlamasının gerekliliği, destinasyonların sürdürebilirlik çerçevesinde yapılandırılması, tanıtım faaliyetlerinde dağınık bir şekilde uygulanması yerine tüm paydaşların katılımıyla bir bütünlük içermesi, destinasyondaki müşteri memnuniyetinin sağlanması sürecinin başarılı bir şekilde uygulanması işlenmiş olup, bu çalışmada önerilen modelin ve stratejilerin mevcut literatürle desteklendiği görülmektedir. SONUÇ VE ÖNERİLER Bir şehrin turistik bir destinasyona dönüşmesi planlı, programlı bir şekilde çalışmanın sonucunda gerçekleşir. Bir bölgede turizmin gelişebilmesi için ortak akıl ile tüm paydaşların bir araya gelmesi, bunun sonucunda çabalarını da bir araya getirmeleri aynı hedef doğrultusunda her paydaşın üzerine düşen görevi yerine getirmesi gerekmektedir. Çankırı Turizm Konseyi faaliyetlerin ortak akılla yürütülmesine katkı sağlayacaktır. Her ne kadar yerel yönetimler uygulayıcı durumunda olsalar da ortak akılla yürütülen projeler, turizmin gelişimine önemli ölçüde katkılar sağlayacaktır. İkinci aşamada yer alan turizm arzı ile ilgili Çankırı’nın turizm arzı açısından sınırlı bir potansiyele sahip olduğu görülmektedir. Çankırı’nın turizm arzı konusunda iki aşamadan söz edilebilir. Birincisi mevcut arzda küçük iyileştirmeler yaparak, ilgi çekici hale getirmek, ikincisi yeni projeler ve yatırımlar yaparak turistik arzı oluşturmaktır. Bu bağlamda yapılabileceklere ilişkin öneriler şunlardır:  Çankırı merkeze yakın olan turistik yerleri belirli bir program (paket tur) dahilinde gezdirmek üzere şehir dışından gelen kişilere ve öğrencilere yönelik olarak tanıtım amaçlı olarak, belirli saatlerde servis tahsisi yapılabilir. 149 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3  İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ile işbirliğine gidilerek, Çankırı’nın turistik mekanlarını ve kültürel değerlerini kapsayan bir broşür hazırlanabilir veya mevcut broşürlerin seyahate katılanlara dağıtımı sağlanabilir.  Tuz Mağarasının turizme açılması hususunda belirli bir mesafe kaydedilmesine rağmen maalesef sonuçlar istenilen seviyede değildir. Mağaranın çevresinin alt yapı çalışmalarının tamamlanması, peyzaj düzenlemesinin yapılması gerekmektedir. Mağara mevcut haliyle tuzdan yapılan eserlerin sergilendiği bir galeri niteliğindedir. Mağaranın sağlık turizmine hazırlanması, tuz odalarının faaliyete geçirilmesi, mağara içinde faaliyet gösterecek kafeterya vb. hizmet sunan tesislerin açılması, mağarada turistlerin tuz toplayabileceği bir yapay bölüm oluşturulabilir. Hatta o bölüme zaman zaman turistlerin toplanması için bir miktar tuz yığını da doğal haliyle yerleştirilebilir. Turun belli bir bölümünde turistlere tuz toplaması, hatta kristal tuz bulmaya çalışması gibi bir serbest zaman faaliyeti yapılabilir. Bu durum turistler için oldukça eğlenceli faaliyet olacaktır. Mağaranın içinde bir danışma bürosu hazırlanabilir, seyahatlerin sonunda turistlere anket yapılabilir. Böylelikle turistlerin memnuniyeti ölçülebilir veya mağarada bulunan eksikliklerin turistlerin bakış açısıyla görülmesi mümkün olabilir.  Recep Tayyip Erdoğan parkındaki Millet Kıraathanesi olarak kullanılan gemi, parkın biraz şehir merkezine uzak olması nedeniyle çok kullanışlı olmamaktadır. Bunun yerine millet kıraathanesi şehir merkezinde ulaşımı kolay bir yere alınarak daha çok kişinin faydalanması sağlanabilir. Recep Tayyip Erdoğan parkındaki gemi ise bir restoran olarak değerlendirilebilir. Parkı gezen turlar nezih bir ortamda yemeklerini yiyebilirler. Ayrıca Recep Tayyip Erdoğan Parkında Miniatürk benzeri bir bölüm oluşturularak, Çankırı’nın ilçe, ilçe kültürel, tarihi ve turistik zenginlikleri minyatür olarak parkın bir bölümünde yansıtılabilir. Örneğin, taş mescidin minyatürü, Bayramören köprüsünün minyatürü, tuz mağarasının minyatürü, geleneksel kıyafetleriyle bir Çankırı Yâran Meclisinin minyatürü vb. turistlerin oldukça dikkatini çekecektir.  Çankırı Kalesi, ziyaretgah ve mesire yeri olarak kullanılmaktadır. Kaleye 2018 yılında cam teras yapılmıştır ve ziyarete açılmıştır. Ayrıca kale içinde ziyarete gelenlerin vakit geçirebileceği kafe ve restoranlar bulunmaktadır. Bütün bunlara ek olarak Çankırılı hanımların becerilerini sergileyebileceği el sanatları çarşısı da kale içerisinde bulunabilir. Kale içinde yöresel motiflerle döşenmiş eski bir Çankırı odası kurularak, burada Yaran eğlencelerine benzeyen, Çankırı’nın yöresel türkülerinin çalınıp söylendiği bir saz evi kurulabilir. Çankırı mahalli sanatçıları burada sanatlarını icra edebilir. Çankırı’yı gezmeye 150 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 gelen turistler “Kale Akşamları” adlı fasıl programına katılabilir. Akşam programlarında saz ekibi ile yöresel türkü faslının yanı sıra ney dinletisi de yapılabilir.  Eldivan’daki Mesire yerlerinin yanı sıra Omar Çavuş At Çiftliğindeki atlı doğa turizm faaliyetleri de şehir turlarının faaliyetleri içinde değerlendirilebilir.  Yapraklı Yaylasında trekking turları için rotaların oluşturulması hususunda bölgeyi iyi bilen yerel, gönüllü rehberlerden yararlanılarak, acentaların paket turlarına ilgili bölgelerin girmesi sağlanabilir.  Çankırı çayının belirli bölümleri ıslah edilerek, mesire yeri olarak turizme kazandırılabilir. Rekabet olarak adlandırılan üçüncü aşamada ise benzer hizmeti sunan diğer bölgelere karşı farklılıkların ön plana alınmasıdır. Bir sonraki aşama olan müşteri memnuniyeti rekabet ve bir sonraki aşama olan sürdürebilir gelişme için olmazsa olmaz önemdedir. Son aşama ise tüm faaliyetlerin hedef kitlelere ulaşmasını sağlayan tanıtım ve pazarlama aşamasıdır. Tanıtım ve pazarlama aşamasında doğru mesajın, doğru kanalla, doğru hedef kitleye ulaşması esastır. Bunun için profesyonel yardım çok önem taşımaktadır. Bu aşamaya gelinceye kadar tüm faaliyetlerin başarısı tanıtım ve pazarlama faaliyetlerinin etkin ve verimli olmasına bağlıdır. Çankırı’nın tanıtımında çok büyük bir bütçe gerektirmeyen faaliyetlere ağırlık verilebilir, bunun için halkla ilişkiler faaliyetlerine ağırlık verilebilir, bu bağlamda Çankırı’nın yazılı ve görsel basında haber olmasını sağlayacak faaliyetler yapılabilir. Çankırı ilinin tanıtımında sosyal medyadan etkin bir şekilde yararlanmak mümkündür. Örneğin gezginlerin blogları, internet fenomenlerinin videoları, ünlü gurmelerin şehir hakkındaki izlenimleri gibi hususlar tanıtım için kullanılabilir, bu nedenle ilgili kişiler Çankırı’da ağırlanabilir. Tripadvisor gibi seyahat web sitelerinde Çankırı’ya ilişkin içerik konulabilir, ürün ve hizmetlerin kalitesinin artırılmasında buna benzer sitelerde yer alan yorumlardan yola çıkılabilir. KAYNAKÇA Akkuş, G., & Böyükyılmaz, S. (2020). Temel Kaynaklar ve Çekicilikler Yönünden Kastamonu İli Rekabetçiliğinin Konaklama Sektörü Paydaşları Bakış Açısından Değerlendirilmesi. Business & Management Studies: An International Journal Vol.:8, 8(2), 1131–1166. https://doi.org/http://dx.doi.org/10.15295/bmij.v8i2.1444 Alkan, C. (2015). Sürdürülebilir Turizm: Alaçatı Destinasyonuna Yönelik Bir Uygulama. Journal of Yaşar University, 10(40), 6692–6710. https://doi.org/10.19168/jyu.36395 Atar, A., & Konaklıoğlu, E. (2017). Türkiye’yi Ziyaret Eden Yabancı Turistlerin Destinasyon İmajı Algısını Belirlemeye Yönelik Bir Araştırma. In 3.Turi̇zm ŞûrasıTebli̇ğler Ki̇tabi (pp. 226–245). Ankara: Kültür ve Turizm Bakanlığı. 151 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 Baghirov, O. (2009). Banka Hizmetleri Pazarlaması: Müşteri İlişkileri Programı Yoluyla Banka Hizmetlerinin Geliştirilmesi. Geographie. Dokuz Eylül Üniversitesi. Baloglu, S., & Uysal, M. (1996). Market segments of push and pull motivations: A canonical correlation approach. International Journal of Contemporary Hospitality Management, 8(3), 32–38. https://doi.org/10.1108/09596119610115989 Buhalis, D. (2000). Marketing the competitive destination of the future. Tourism Management, 21, 97–116. https://doi.org/10.1016/S0261-5177(99)00095-3 Caber, M., & Albayrak, T. (2016). Push or pull? Identifying rock climbing tourists’ motivations. Tourism Management, 55, 74–84. https://doi.org/10.1016/j.tourman.2016.02.003 Dann, G. M. (1981). Tourist Motivation An Appraisal. Annals of Tourism Research, 8(2), 187–219. https://doi.org/doi.org/10.1016/0160-7383(81)90082-7 Ersun, N., & Arslan, K. (2011). Turizmde Destinasyon Seçimini Etkileyen Temel Unsurlar ve Pazarlama Stratejileri. Marmara Üniversitesi İ.İ.B.F. Dergisi, CİLT XXXI,(SAYI II,), 229–248. Genç, K., Atay, L., & Eryaman, M. Y. (2014). Sürdürülebilir Destinasyon Yaratma Sürecinde Örgütlenmenin Önemi: Çanakkale Turizmi Üzerine Bir Araştırma. Anatolia: Turizm Araştırmaları Dergisi, 25(1), 49–61. https://doi.org/10.17123/atad.vol25iss137185 Göral, R., & Tuna, M. (2018). Turistik Ürün Bileşeni Olarak Kültürel Çekiciliklerin Turizm Sektörü Rekabetçiliği Açısından Önemi. International Journal of Contemporary Tourism Research, 2(1), 1–12. https://doi.org/10.30625/ijctr.397499 Güçlü, C. (2017). Bilgi Kaynaklarının Seyahat Motivasyonları Üzerindeki Etkisi: Alanya Örneği. Alanya Akademik Bakış Dergisi, 1(3), 61–79. Gümüş, C. (2014). Müşteri Memnuniyeti ve Müşteriyi Elde Tutmanın Müşteri Sadakatine Etkisi: Bir Araştırma. Afyon Kocatepe Üniversitesi. https://doi.org/10.1017/CBO9781107415324.004 Hassan, S. S. (2000). Determinants of market competitiveness in an environmentally sustainable tourism industry. Journal of Travel Research, 38(3), 239–245. https://doi.org/10.1177/004728750003800305 İnanır, A. (2019). Turistik Destinasyon Yönetiminde Paydaşlar Arası İlişkiler: Göller Yöresi Örneği. Turk Turizm Arastirmalari Dergisi, 3(3), 517–541. https://doi.org/10.26677/tr1010.2019.176 Kara, M. (2006). Çankırı’nın Turizm Potansiyeli ve Çankırı Yâranı’nın Turizme Kazandırılması. Çankırı Araştırmaları Dergisi, 1(1), 271–281. Karabıyık, N., & İncİ, B. S. (2012). Destinasyon Pazarlamasında Pazarlama Stratejisi ve Konumlandırma Çalışmalarına Kavramsal Yaklaşım. İstanbul Sosyal Bilimler Dergisi, 1(1), 1– 19. Kılıç, S. (1998). Hizmet Pazarlamasında Müşteri Memnuniyeti. Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Kuşat, N. (2011). Küreselleşen DünyadaTuri̇zm Sektörü Bi̇lgi İleti̇şi̇m Teknoloji̇leri̇ ve Rekabet Gücü. Akademik Araştırmalar ve Çalışmalar Dergisi /, 3(5), 114–138. Öz, M. (2011). İş Hayatında Başarının İki Temel Koşulu : Tüketici Davranışlarını Anlayabilmek ve Müşteri Memnuniyetini Sağlamak. Uluslararası Sosyal ve Ekonomik Bilimler Dergisi, 1(2), 95– 99. 152 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 Özgüven, N. (2008). Hizmet Pazarlamasında Müşteri Memnuniyeti ve Ulastırma Sektörü Üzerinde Bir Uygulama. Ege Akademik Bakış, 8(2), 651–682. https://doi.org/10.21121/eab.2015221927 Öztaş, K., & Karabulut, T. (2007). Turistik Destinasyon Oluşturma Potansiyeli Açısından Göller Yöresinin Önemi. Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi Sosyal Ve Ekonomik Araştırmalar Dergisi, 1, 128–137. Retrieved from https://dergipark.org.tr/tr/pub/kmusekad/issue/10224/125708 Rızaoğlu, Bahattin. (1992). Turizmde Tanıtma ve Hatalarımız. Anatolia: Turizm Araştırmaları Dergisi, 3(2), 34–40. Retrieved from https://dergipark.org.tr/tr/pub/atad/issue/53115/703937 Royo-Vela, M. (2009). Rural-cultural excursion conceptualization: A local tourism marketing management model based on tourist destination image measurement. Tourism Management, 30(3), 419–428. https://doi.org/10.1016/j.tourman.2008.07.013 Şahbaz, R. P., & Sert, A. N. (2017). Turist Bakış Açısıyla Destinasyon Rekabet Gücünün Belirlenmesinde SosyoDemografik Özelliklerin Etkisine Yönelik Bir Araştırma. Journal of Tourism and Gastronomy Studies, 3(5), 74–92. https://doi.org/10.21325/jotags.2017.84 Sarı, V. İ. (2020). Türkiye’de Ulusal ve Bölgesel Politika Belgelerinde Sürdürülebilir Turizm Planlaması. Coğrafi Bilimler Dergisi, 18(1), 1–27. https://doi.org/10.33688/aucbd.615191 Tosun, C., & Jenkins, C. L. (1996). Regional planning approaches to tourism development: The case of Turkey. Tourism Management, 17(7), 519–531. https://doi.org/10.1016/S02615177(96)00069-6 Usta, Ö., & Güripek, E. (2018). Turizm Destinasyonlarının Rekabet Gücünün Artırılmasında Stratejik Destinasyon Yönetimi: Çeşme Alaçatı Destinasyonu Üzerine Bir Uygulama. Journal of Tourism and Gastronomy Studies, 6(4), 496–523. https://doi.org/10.21325/jotags.2018.321 Vukonic, B. (1997). Selective tourism growth: Targeted tourism destination. In J. J. Wahab, S., Pigrim (Ed.), Tourism, Development And Growth: The Challenge Of Sustainability (pp. 95–108). London: Routledge. Bahar, Ozan ve Kozak, M. (2012). Turizm ve Rekabet (1st ed.). Ankara: Detay Yayıncılık. Çankırı Belediyesi Yayınları. (2005). Çankırı Yöresi Yemek Kültürü (1st ed.). Çankırı: Çankırı Belediyesi Eğitim ve Kültür Müdürlüğü. Retrieved from http://www.cankiri.bel.tr/uploads/yuklemeler/Yemek-kitabi.pdf Özdemir, G. (2008). Destinasyon Pazarlaması (1st ed.). Ankara: Detay Yayıncılık. Rızaoğlu, Bahattirı. (2004). Turizmde Tanıtma (3. Baskı). Ankara: Detay Yayıncılık. Karaman, A., & Sayın, K. (2018). Unesco. In A. Karaman, K. Sayın, & Alper Ateş (Eds.), Türkiye’nin Unesco Değerleri ve Turizm Potansiyeli (pp. 7–16). Konya: Eğitim Yayınevi. Çetin, G., Demiroğlu, O. C., Füsun İstanbullu Dinçer, & Dinçer, M. Z. (2017). Destinasyon Stratejileri: Geliştirme, Yönetim, Pazarlama. In 3.Turi̇zm ŞûrasıTebli̇ğler Ki̇tabi (pp. 322–331). Ankara: Kültür ve Turizm Bakanlığı. İnanır, A., Biçer, C., & İnel, M. (2015). Burdur i̇li̇ni̇n yardımcı desti̇nasyon olarak i̇ncelenmesi̇ ve desti̇nasyon yöneti̇m örgüt modeli̇ni̇n geli̇şti̇ri̇lmesi̇. In Ş. K. Nas (Ed.), I.Teke Yöresi Sempozyumu (pp. 331–338). Burdur: Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi. 153 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 İnternet Kaynakları Kültür ve Turizm Bakanlığı. (2007). Türkiye Turizm Stratejisi 2023 eylem plani 2007 - 2013. Ankara. https://www.ktb.gov.tr/Eklenti/906,ttstratejisi2023pdf.pdf?0 (Erişim Tarihi 30.07.2020). Özdoğan, G. (2018). Sağlık Hizmetlerinde http://www.tdb.org.tr/sag_menu_goster.php?Id=530 (SGT: 22.06.2018). Reklam. ATIF: Kara, M. (2020). Destinasyon Geliştirme Stratejileri: Çankırı Turizmine Yönelik Öneriler. Betül Bayazıt, Ercan Karaçar, Ozan Yılmaz (Ed.), Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3.Cilt içinde (ss. 136-154). Konya, Çizgi Kitabevi Yayınları. 154 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 BÖLÜM 11 FUTBOL TAKIMLARININ KAMP DESTİNASYONLARININ MARKA KİŞİLİĞİ BOYUTLARINI DEĞERLENDİRMELERİNE YÖNELİK BİR ARAŞTIRMA: ANTALYA ÖRNEĞİ Aydın ÜNAL Dr. Öğretim Üyesi, Kırklareli Üniversitesi, Pınarhisar Meslek Yüksekokulu, [email protected] Sinan Baran BAYAR Yüksek Lisans Öğrencisi, Kırklareli Üniversitesi, SBE, Turizm İşletmeciliği ABD [email protected]; ATIF: Ünal, A., Bayar, S.B. (2020). Futbol Takımlarının Kamp Destinasyonlarının Marka Kişiliği Boyutlarını Değerlendirmelerine Yönelik Bir Araştırma: Antalya Örneği. Betül Bayazıt, Ercan Karaçar, Ozan Yılmaz (Ed.), Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3.Cilt içinde (ss. 156-167). Konya, Çizgi Kitabevi Yayınları. 11.BÖLÜM FUTBOL TAKIMLARININ KAMP DESTİNASYONLARININ MARKA KİŞİLİĞİ BOYUTLARINI DEĞERLENDİRMELERİNE YÖNELİK BİR ARAŞTIRMA: ANTALYA ÖRNEĞİ Aydın ÜNAL Dr. Öğretim Üyesi, Kırklareli Üniversitesi, Pınarhisar Meslek Yüksekokulu, [email protected] Sinan Baran BAYAR Yüksek Lisans Öğrencisi, Kırklareli Üniversitesi, SBE, Turizm İşletmeciliği ABD, [email protected] GİRİŞ Destinasyonların turizm pazarlarındaki başarıları etkin ve verimli pazarlama stratejileri geliştirmelerine bağlıdır. Destinasyonlar arasında artan kıyasıya rekabet ile birlikte yeni pazarlama çalışmalarının ve stratejilerinin turistlerin dikkatlerini çekecek şekilde tasarlanması ve uygulanması önemli hale gelmiştir. Bu çerçevede destinasyon planlamacıları ve pazarlamacıları tanıtım ve pazarlama faaliyetleri yürütürken destinasyonlara ilişkin değer, logo, slogan ve imaj oluşturulmasına yatırım yaparak farkındalık yaratmaya çalışmaktadırlar. Tüm bu çalışmaların odak noktasında ise marka ve kişilik kavramları yer almaktadır. Destinasyonlar bir marka olarak tanıtıldıkları zaman turistlerin destinasyonlara yönelik algılarını anlamak kolaylaşmaktadır. Diğer yandan destinasyonlara özgü kimliğin güçlendirilmesine katkıda bulunmak için turistlerin kişilik özelliklerini belirleyerek planlama yapılabilmektedir. Bazı durumlarda ise destinasyon kişilik özellikleri turistler tarafından destinasyon konaklama, ulaştırma, yeme içme, vb. işletmelerinde çalışanlar ve destinasyonda yaşayan yerel halk ile doğrudan ilişkilendirilebilmektedir (Gomez Aguilar, Yagüe Gullien ve Villasenor Roman, 2014). Kişilik kavramı; ürünlerle ilgili özellikler, ürün adı, sembol, logo, reklam stili, fiyat ve dağıtım kanalı aracılığıyla markalarla dolaylı bir şekilde ilişkilendirilebilmektedir. Marka kişiliği konusunda öncü araştırmacılardan olan Aaker (1997) çalışmasında insanlara özgü 42 kişilik özelliğini samimiyet, heyecan, yetkinlik, gelişmişlik ve sağlamlık boyutlarında markalarla ilişkilendirmiştir. Marka kişiliği kavramı 2000'li yıllarla birlikte turizm araştırmalarına da konu edilir olmuştur. Destinasyon marka kişiliği kavramı; “bir destinasyona ilişkin turistler tarafından algılanan insani özellikler kümesi” olarak tanımlanmaktadır (Ekinci ve Hosany, 2006). Hosany, Ekinci ve Uysal (2006) çalışmalarında destinasyon marka kişiliğini “bir destinasyonla ilişkili ve turistlerin zihinleri tarafından tanımlanan bir dizi insan özelliği” olarak tanımlanmaktadırlar. Aaker (1997) çalışmasında kişilik özelliklerinin destinasyonun çeşitli faktörleri örneğin; altyapı, oteller, turistik çalışanlar, yerel halk veya destinasyonun temel ürünleri aracılığıyla destinasyon ile doğrudan ilişkilendirilebileceğini ileri sürmektedir. 156 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3 Şekil 1. Marka Kişiliği Modeli Kaynak: Aaker (1997). Dimensions of brand personality. Journal of Marketing Research, 34(3), p. 352. Turistik ürünlerin ve hizmetlerin yalnızca turistler ile bağlantı kuran güçlü bir marka yaratması değil aynı zamanda destinasyonun turist ile olan ilişkisini geliştirmesi de önemlidir. Kumar ve Nayak (2014) çalışmalarına göre turistler destinasyonları öngörebildikleri davranışlarına göre seçmektedirler. Örneğin; Avustralya destinasyonu marka kişiliği açısından Aaker (1997) modeline göre beş temel insan özelliğinin tamamı ile karakterize edilebilirken İngiltere destinasyonundaki şehirler bu boyutlardan sadece samimiyet, heyecan ve eğlence gibi kişilik boyutları ile karakterize edilebilmektedirler (Hosany, Ekinci ve Uysal, 2006). Kılıç ve Sop (2012) çalışmalarında Bodrum destinasyonunu dinamizm, samimiyet, yetkinlik ve sofistike boyutlarıyla turistlerin algıladıklarını tespit etmişlerdir. Kumar ve Nayak (2014) çalışmalarında; Hint destinasyonlarını saygılılık, uygunluk ve huzur gibi kişilik özellikleriyle bağdaştırmışlardır. Pan ve ark. (2017) çalışmalarında; Çin’in kültürel destinasyonlarını insanlara özgü yeterlilik, kutsallık, canlılık, kadınlık ve heyecan boyutlarıyla ilişkilendirdikleri tespit edilmiştir. Sayılan tüm bu çalışmalarda görüldüğü üzere turistlerin öngörebildikleri veya kendileri ile ilişkilendirebildikleri özelliklere sahip destinasyonlara kendilerini daha yakın hissetmeleri ve tercihte bulunmaları öngörülmektedir. Bu katkılardan yararlanmak, yoğun ve giderek artan rekabet ortamında varlığını sürdürmek zorunda olan destinasyonların marka kişiliği çalışmalarını etkin bir biçimde yürütmeleri gerekmektedir. Bu çalışmada da Türkiye’den ve son yıllarda dünyanın birçok farklı ülkesinden başta deniz-kum-güneş turizmi olmak üzere daha birçok turizm çeşidine katılmak üzere yerli ve yabancı turistlerin tercih ettikleri Antalya destinasyonunda sportif amaçlı (futbol) katılımcıların algıladıkları marka kişiliği boyutlarının belirlenmesi amaçlanmaktadır. Yapılan bu araştırmanın ilgili literatüre ve sonraki çalışmalara katkı sağlayacağı öngörülmektedir. Ancak araştırma maddi kaynaklar, resmi izin prosedürleri ve zaman sınırlığından dolayı daha geniş bir örneklem büyüklüğüne uygulanamamıştır. Bu sebeple gelecekteki çalışmalarda araştırmaya dâhil edilecek katılımcı sayısının arttırılması ve milletleri açısından farklı 157 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3 katılımcılarında örnekleme dâhil edilmesi araştırma sonuçlarının genellenmesi ve karşılaştırılması açısından olumlu katkı sağlayacaktır. Spor Turizmi ve Antalya Destinasyonu Ülkeler arasındaki kültürel yakınlaşma, eğitim ve tanıtım kampanyaları, sportif karşılaşmalar ve bu konuda uygulanan kolaylıklar turizmin gelişmesinin yanı sıra cazibesini de artırmaktadır (Batman ve Eraslan, 2007). Sportif faaliyetler bu yönleriyle turizm sektörü için ekonomik açıdan önemli bir alanın doğmasına olanak sağlamışlardır. Örneğin; oldukça kalabalık bir turistik kafilenin olimpiyat oyunlarının yapıldığı destinasyonları gezme ve görme istekleri o destinasyonlarda turizm hareketinin gelişmesine ve ekonomik olarak yüksek düzeyde gelir elde edilmesine olanak sağlamaktadır (Güçlü, 2001). Spor turizmi özetle; uluslararası veya ulusal sportif aktiviteleri içeren organizasyonlar, turlar ve şampiyonalar gibi aktivitelere katılanların, boş zaman değerlendirme veya yarışma isteği içinde olma amacı güttükleri bir turizm çeşididir (Öztürk ve Yazıcıoğlu, 2002). Spor turizmi destinasyonlara dönemsel olarak yüksek düzeyde ekonomik girdi sağlamalarının yanı sıra destinasyonlarda turistik işletmelerin de canlılık kazanmalarına olanak sağlamaktadır. Spor turizmi içerisinde insanların büyük bir ilgiyle takip ettikleri futbol karşılaşmaları ise sundukları ekonomik, sosyal, kültürel, vb. fırsatlar açısından oldukça önemlidirler. Ayrıca futbol takımlarının maçlar dışında hazırlık, antrenman ve kamp süreçleri de destinasyonların gelişimi ve gelirleri açısından göz ardı edilemeyecek kadar önemli faaliyetlerdir (Hazar, 2007). Futbol takımları ve sporcuları her sezon başlangıcında ve ara döneminde yeni sezona yönelik olarak bir hazırlık dönemi geçirmektedirler. Takımların ve sporcuların sezona iyi bir başlangıç yapması ve sezonun devamında başarılı olması için kamp dönemleri oldukça önemli bir süreç olarak değerlendirilmektedir. Takımların antrenman ve kamp dönemleri için destinasyon seçim süreçlerinde; destinasyon konaklama işletmelerinin varlığı, sportif kapasiteleri (saha, ekipman, vb.), rakım yüksekliği, iklim şartları ve doğal koşullar gibi birçok etken dikkate alınmaktadır. Spor ve futbol organizasyonlarında özellikle Avrupa ülkelerinde birçok destinasyon bu konuda marka haline gelmişlerdir. Türkiye’de ise özellikle iklimi, konaklama tesislerinin yüksek kalitesi, mevcut deneyim düzeyi, vb. olanaklarından dolayı Antalya destinasyonu spor ve futbol turizmi açısından ulusal ve uluslararası ölçekte bir markadır. Özellikle takımların ve sporcuların ara dönem hazırlık ve kamp süreçlerinde kış mevsimi ortalama sıcaklık değerleri ve iklim şartları düşünüldüğünde Antalya antrenman ve kamp merkezi sıklıkla takımlar tarafından tercih edilmektedir (Demir ve Demir, 2013). Bu araştırmanın yürütüldüğü 2018-2019 futbol sezonunda Antalya’yı ulusal ölçekte yaklaşık olarak 158 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3 98 futbol takımının ve uluslararası ölçekte ise yaklaşık olarak 2000 futbol takımının ziyaret ettiği belirlenmiştir (Hürriyet Gazetesi, 2018). İlgili Araştırmalar Aaker (1997) çalışmasında; insanlara özgü kişilik özelliklerini esas alan 42 önerme (aile odaklı, canlı, erkeksi, kadınsı, sakin, genç, vb.) ve beş boyuttan (samimiyet, heyecan, yetkinlik, seçkinlik ve sertlik) oluşan bir ölçek geliştirmiştir. Ekinci ve Hosany (2006) Aaker tarafından geliştirilen ölçeği kullanarak yürüttükleri çalışmalarında destinasyon marka kişiliğini samimiyet, eğlence ve heyecan boyutları ile açıklamışlardır. Murphy vd. (2007) yürüttükleri çalışmalarında ilk grubun destinasyon marka kişiliği algılarının samimiyet, heyecan ve sertlik boyutları ile ikinci grubun destinasyon marka kişiliği algılarının ise samimiyet, heyecan ve eğlence boyutları ile açıklandığını belirlemişlerdir. Uşaklı ve Baloğlu (2011) yürüttükleri çalışmalarında destinasyon marka kişiliği boyutları olarak heyecan, seçkinlik, yetkinlik, modernlik ve samimiyet olarak belirlemişlerdir. Ye (2012) yürüttüğü çalışmasında destinasyon marka kişiliği boyutlarını samimiyet, seçkinlik, heyecan ve sertlik olarak ifade etmiştir. Sop, Kılıç ve Kurnaz Akyurt (2012) yürüttükleri çalışmalarında turistlerin destinasyon marka kişiliği algılarını dinamizm, samimiyet, yetkinlik ve seçkinlik boyutları ile açıklamışlardır. Sop (2013) yürüttüğü çalışmasında turistlerin destinasyon marka kişiliği algılarını dinamizm, samimiyet, yetkinlik ve seçkinlik boyutları ile açıklamıştır. Chen ve Phou (2013) yürüttükleri çalışmalarında turistlerin destinasyon marka kişiliği algılarını heyecan, samimiyet, seçkinlik, sağlamlık ve modernlik boyutları ile açıklamışlardır. Rojas-Mendez, Murphy ve Papadopoulos (2013) yürüttükleri çalışmalarında turistlerin destinasyon marka kişiliği algılarının bencillik, beceriklilik ve dostluk boyutlarında toplandığını belirlemişlerdir. Artuğer ve Çetinsöz (2014) yürüttükleri çalışmalarında turistlerin algıladıkları destinasyon marka kişiliği boyutlarını heyecan, samimiyet, yetkinlik ve sertlik olarak belirlemişlerdir. Türkeri (2014) yürüttüğü çalışmasında turistlerin destinasyon marka kişiliği algı boyutlarını canlılık, samimiyet, yetkinlik, modernlik ve seçkinlik olarak belirlemiştir. Gomez Aguilar, Yagüe Gullien ve Villasenor Roman (2014) yürüttükleri çalışmalarında turistlerin destinasyon marka kişiliği algılarının heyecan, sertlik, samimiyet, yetkinlik ve seçkinlik boyutlarında toplandığını belirlemişlerdir. Apostolopoulou ve Papadimitriou (2015) yürüttükleri çalışmalarında turistlerin destinasyon marka kişiliği algılarını heyecan, seçkinlik, güzellik, yetkinlik, olumsuz kişilik ve çeşitlilik boyutları ile açıklamışlardır. 159 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3 Motor Atasoy (2019) yürüttüğü çalışmasında turistlerin destinasyon marka kişiliği algılarını heyecan, samimiyet, yetkinlik ve seçkinlik boyutları ile açıklamıştır. Kırtıl (2019) yürüttüğü çalışmasında turistlerin destinasyon marka kişiliği algılarını misafirperverlik, heyecan, duygusal ve geleneksel boyutları ile açıklamıştır. Çelik, Öztürk ve Çoşkun (2019) yürüttükleri çalışmalarında turistlerin destinasyon marka kişiliği algılarının heyecan, samimiyet ve eğlence boyutlarında toplandığını belirlemişlerdir. YÖNTEM Araştırmanın Amacı Çalışmada Türkiye Futbol Federasyonu 2018-2019 Lefter Küçükandonyadis Futbol Sezonu Devre Arası Kamp Dönemi’nde (25 Aralık 2018-17 Ocak 2019) Antalya destinasyonunu tercih eden Türk futbol takımlarının kamp sorumlularının destinasyon marka kişiliği boyutlarının değerlendirme düzeylerinin belirlenmesi oluşturmaktadır. İlgili alanyazında yerli ve yabancı turistlerin destinasyon marka kişiliği boyutlarını belirlemeye yönelik çeşitli çalışmalar mevcut olsa da (Aaker, 1997; Ekinci ve Hosany, 2006; Murphy, Moscardo ve Beckendorff, 2007; Uşaklı ve Baloğlu, 2011; Sop, Kılıç ve Kurnaz Akyurt, 2012; Ye, 2012; Sop, 2013; Chen ve Phou, 2013; Rojas-Mendez, Murphy ve Papadopoulos 2013; Artuğer ve Çetinsöz, 2014; Türkeri, 2014; Gomez Aguilar, Yagüe Gullien ve Villasenor Roman, 2014; Apostolopoulou ve Papadimitriou, 2015; Kırtıl, 2019; Motor Atasoy, 2019; Çelik, Öztürk ve Çoşkun, 2019) Antalya destinasyonunu kamp yapmak üzere tercih eden futbol takımlarının sorumlularının bakış açısıyla konuyu ele alan bir çalışmaya ulaşılamamıştır. Çalışmanın bu yönüyle teorik ve uygulama temelli sonuçları açısından alanyazına ve destinasyon yönetim örgütlerine katkı sağlayacağı öngörülmektedir. Araştırma Alanının Seçim Süreci Antalya’nın araştırma alanı olarak seçilmesinde; dünyanın ve Türkiye’nin önemli doğal miraslarından (Kaputaş Plajı, Konyaaltı Plajı, Side Antik Kenti, Xhantos Antik Kenti, vb.) ve dalış merkezlerinden (Kaş, Kalkan, vb.) biri olarak kabul edilmesi, eşsiz yerel kültürü, deniz-kum-güneş ve dalış özelliklerinin yanı sıra macera turizmi, ekoturizm ve kültür turizmi başta olmak üzere daha birçok turizm çeşitliliğine ve rekreasyon faaliyetine olanak sağlaması, gastronomik zenginlikleri ve her geçen yıl ulusal ve uluslararası ölçekte tanınırlığının artması (Uluslararası Kaş-Meis Yüzme Yarışması, Altın Portakal Film Festivali, EXPO 2016, vb.) etkili olmuştur (Antalya Valiliği, 2020; Antalya İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, 2020). Ayrıca ilgili destinasyonu Türkiye’den ve dünyanın farklı ülkelerinden 2018 yılı Kasım ayı itibariyle yaklaşık 2000 futbol takımı sezon öncesi ve devre 160 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3 arası kamp sürecinde hazırlıklarını tamamlamak üzere tercih ettikleri tespit edilmiştir (Hürriyet Gazetesi, 2018). Araştırma Ölçeğinin Oluşturulması Araştırma anketinin ve önermelerinin oluşturulmasında Aaker (1997) çalışmasından yararlanılmıştır. İki bölümden oluşan araştırma anketinin ilk bölümü altı demografik sorudan ve bu sorulara yönelik cevaplandırıcıların seçebilecekleri çoktan seçmeli seçenekleri olan ifadelerden; anketin ikinci bölümü ise araştırma boyutlarına ilişkin beşli Likert tipi (çok yüksek, yüksek, orta, düşük, çok düşük) toplam 42 ifadeden oluşmaktadır. Araştırmanın Evreni ve Örneklemi Araştırmanın evrenini Antalya destinasyonunu devre arası hazırlık kampı yapmak üzere tercih eden Türk futbol takımlarının sorumluları; araştırma örneklemini ise araştırmanın veri toplama süreci içerisinde ulaşılabilen futbol takımı sorumluları oluşturmaktadır. Araştırmanın veri toplama sürecinde (25 Aralık 2018-17 Ocak 2019) ilgili destinasyonu Türkiye’den tam olarak kaç futbol takımının kamp yapmak üzere tercih ettiği ve bu takımlardan kamp esnasında kaç kişinin sorumlu olduğuna yönelik resmi bir istatistiğe ulaşılamamıştır. Bu nedenle cevaplayıcıların yönettiği toplam 140 anket destinasyondaki futbol takımlarının sorumlularına yüz yüze iletişim sağlanarak uygulanmıştır. Anket uygulanan katılımcıların belirlenmesinde zaman ve maliyet avantajı, erişim kolaylığı ve eldeki mevcut veya gönüllü bireylere uygulanması avantajları nedeniyle olasılığa dayalı olmayan örnekleme yöntemlerinden kolayda örnekleme tekniğinden yararlanılmıştır (Erkuş, 2011). Geri dönüş sağlanan anketlerden 11 tanesi cevap kodlamalarının %50’sinden fazlasının boş bırakılmasından ve dokuz tanesi ise aynı cevap seçeneğinin birden fazla kodlanmasından dolayı değerlendirme dışında bırakılmıştır. Araştırmanın değerlendirme kısmına 120 anket dâhil edilmiştir ve anketlerin geri dönüş oranı %86 olarak gerçekleşmiştir. Araştırmanın Analizleri Araştırma sonucunda anket formlarından elde edilen veriler SPSS 21,0 istatistikî veri programında analize tabi tutulmuştur. Araştırma anketinden elde edilen katılımcıların demografik değişkenlerine ilişkin veriler yüzde ve sıklık değerleriyle ve ölçekteki likert tipi değişkenlerin güvenirliği ise Alpha katsayısından yararlanılarak analiz edilmiştir. Ölçekle ilgili diğer testlere geçilmeden önce ölçeğin normallik testi yapılmıştır. Güvenirlik ve normallik analizlerinden sonra katılımcıların destinasyon marka kişiliği boyutlarını değerlendirmelerine ilişkin ölçeğin yapı geçerliğini test etmek amacıyla açıklayıcı (keşfedici) faktör analizi yapılmıştır. 161 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3 BULGULAR Katılımcılara İlişkin Bulgular Araştırma katılımcılarının demografik özelliklerine ilişkin genel bir değerlendirmenin yapılabilmesi için uygulanan sıklık analizi (Tablo 1) sonuçlarına göre; katılımcıların %76,7’si erkeklerden, %60’ı 25-60 yaş aralığındakilerden, %70’i lisans düzeyinde eğitime ve %81,6’sı 5001 TL ve üzeri aylık gelire sahiplerden, %88,3’ü genel olarak destinasyonu olumlu değerlendirenlerden ve %85’i destinasyonu tekrar ziyaret etme niyetine sahip kişilerden oluşmaktadır. Tablo 1. Katılımcıların Demografik Özelliklerine İlişkin Dağılımlar (n=120) Demografik Özellikler Cinsiyet Yaş Eğitim Aylık Gelir Destinasyona Değerlendirmeleri İlişkin Genel Destinasyonu Tekrar Ziyaret Niyetleri Kadın Erkek 15-24 Yaş Aralığı 25-60 Yaş Aralığı 61 Yaş ve Üzeri Ön lisans Lisans Lisansüstü 2020 TL ve Daha Az 2021 TL-5000 TL Arası 5001 TL ve Üzeri Olumlu Olumsuz Olumlu Olumsuz Toplam Sayı (n) 28 92 34 72 14 12 84 24 8 14 98 106 14 102 18 120 Yüzde (%) 23,3 76,7 28,3 60,0 11,7 10,0 70,0 20,0 6,7 11,7 81,6 88,3 11,7 85,0 15,0 100 Güvenirlik Analizi Bulguları Bir araştırmada güvenirlik analizi; herhangi bir konuda örneklemi oluşturan birimler üzerinden veri toplamak amacı ile oluşturulan ifadelerin kendi aralarında tutarlı olup olmadığını test etmek amacıyla yapılır (Ural ve Kılıç, 2005). Yapılan güvenirlik analizi sonucunda (Tablo 2) araştırmada kullanılan ölçeğin Cronbach’s Alpha katsayısı ,908 olarak tespit edilmiştir. Elde edilen katsayı oranları ölçeğin güvenilir olduğuna işaret etmektedir. Tablo 2. Güvenirlik Analizi Sonuçları İfade Sayısı 42 Cronbach’s Alpha ,908 Örneklem Sayısı 120 Yüzde (%) 100 Faktör Analizi Bulguları Bu çalışmada ölçeğe uygulanan normallik testi sonuçlarına göre Skewness değeri -,112 ile ,246 arasında ve Kurtosis değeri ise ,234 ile -,108 arasında değişmektedir. İlgili Skewness ve Kurtosis 162 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3 değerleri -1.5 ile +1.5 aralığında oldukları için ölçeğin normal dağılıma sahip olduğunu söylemek mümkündür (Tabachnick ve Fidell, 2013). Normal dağılım testinden sonra açıklayıcı faktör analizi uygulanmıştır. Çalışmada yararlanılan açıklayıcı faktör analizi sonucunda; KMO değeri ,864 olarak (p=0,000 anlamlılık düzeyinde) belirlenmiştir. Bu değer literatürde kabul görmüş değer aralıkları çerçevesinde mükemmel olarak değerlendirilmektedir (Durmuş, Yurtkoru ve Çinko, 2010). Ayrıca Barlett’s Test of Sphericity-Küresellik Testi sonucu 2957,890 olarak tespit edilmiştir. Bu oranın düzeyi de örnekleme büyüklüğünün faktör analizi için yeterli ve uygun olduğunu göstermektedir. Çalışmada ayrıca hem faktör yükleri açısından 0,30’un altında olan hem de eşkökenlilik (communalities) değerleri 0,50’nin altında olan önermeler değerlendirme dışı bırakılarak açıklayıcı faktör analizinin geçerliğinin arttırılması amaçlanmıştır. Yapılan bu iki işlem sonucunda ölçekte yer alan 42 önermeden sadece ikisinin (güçlü ve sert) ölçekten çıkarılmasına karar verilmiştir. Kalan 40 önerme ile ikinci kez uygulanan açıklayıcı faktör analizi sonucunda bu önermelerin dört boyut altında toplandıkları belirlenmiştir ve ilgili boyutların Aaker (1997) çalışması referans alınarak destinasyon marka kişiliği değerlendirme ölçeği boyutları olarak; samimiyet, heyecan, yetkinlik ve seçkinlik şeklinde adlandırılmalarına karar verilmiştir. Tablo 3. Araştırma Ölçeği Faktör Analizi Sonuçları (n=120) Araştırma Önermeleri Sağlıklı Samimi Özgün Dürüst Dışsal Pratik Gerçek Duygusal Mütevazı Neşeli Arkadaş Canlısı Aile Odaklı Modaya Uygun Heyecan Verici Canlı Modern Soğukkanlı Genç Yaratıcı Düzgün Eşsiz Güncel Bağımsız Cesur Güvenilir Kurumsal Lider Akıllı Bilimsel Samimiyet ,744 ,736 ,731 ,725 ,721 ,717 ,706 ,699 ,695 ,686 ,671 ,654 Heyecan Yetkinlik Seçkinlik Ort. 4,50 ,752 ,745 ,739 ,734 ,727 ,716 ,704 ,696 ,689 ,683 ,672 ,666 4,52 ,736 ,730 ,724 ,708 ,704 163 4,44 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3 Çalışkan Başarılı Kendine Güvenen Emin Batılı Göz Alıcı İyi Görünümlü Üst Sınıf Erkeksi Kadınsı Sevimli Cronbach Alpha Açıklanan Varyans (%) Toplam Açıklanan Var. (%) KMO Değeri Barlett Küresel Test Değeri Sig. p değeri-Olasılık Değeri ,697 ,692 ,682 ,674 ,884 22,896 ,864 21,677 ,898 19,144 79,947 ,743 ,734 ,728 ,725 ,708 ,700 ,696 ,901 16,230 4,47 ,864 2957,890 ,000 Samimiyet boyutu; pratik, aile odaklı, mütevazı, dürüst, samimi, gerçek, sağlıklı, özgün, dışsal, neşeli, duygusal ve arkadaş canlısı önermelerinden oluşmaktadır. Boyut toplam varyansın 22,896’sını açıklamaktadır ve boyutun güvenirlik katsayısı ,884 olarak gerçekleşmiştir. Boyutta sağlıklı (,744) önermesi en fazla faktör yüküne sahip önerme ve aile odaklı (,654) en az faktör yüküne sahip önerme olmuştur. Heyecan boyutu; cesur, modaya uygun, heyecan verici, canlı, soğukkanlı, genç, yaratıcı, eşsiz, güncel, düzgün, bağımsız ve modern önermelerinden oluşmaktadır. Boyut toplam varyansın 21,677’sini açıklamaktadır ve boyutun güvenirlik katsayısı ,864 olarak gerçekleşmiştir. Boyutta modaya uygun (,752) önermesi en fazla faktör yüküne sahip önerme ve cesur (,666) en az faktör yüküne sahip önerme olmuştur. Yetkinlik boyutu; güvenilir, çalışkan, emin, akıllı, bilimsel, kurumsal, başarılı, lider ve kendine güvenen önermelerinden oluşmaktadır. Boyut toplam varyansın 19,144’ünü açıklamaktadır ve boyutun güvenirlik katsayısı ,898 olarak gerçekleşmiştir. Boyutta güvenilir (,736) önermesi en fazla faktör yüküne sahip önerme ve emin (,674) en az faktör yüküne sahip önerme olmuştur. Seçkinlik boyutu; batılı, üst sınıf, göz alıcı, iyi görünümlü, sevimli, kadınsı ve erkeksi önermelerinden oluşmaktadır. Boyut toplam varyansın 16,230’unu açıklamaktadır ve boyutun güvenirlik katsayısı ,901 olarak gerçekleşmiştir. Boyutta batılı (,743) önermesi en fazla faktör yüküne sahip önerme ve sevimli (,696) en az faktör yüküne sahip önerme olmuştur. Ayrıca katılımcıların ilgili boyutlardan; heyecanı ( =4,52), samimiyeti ( =4,50), seçkinliği ( =4,47) ve yetkinliği ( =4,44) değerlendirmeleri olumlu ve yüksek düzeyde gerçekleşmiştir. 164 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3 TARTIŞMA Turizm pazarları ve destinasyonları arasında yaşanan ulusal ve uluslararası rekabet ve öne çıkma çabası destinasyonları markalaşma ve farklılaşma konusunda daha çok gayret göstermeye teşvik etmektedir. Markalaşma, farklı olma ve başarılı bir konumlandırma stratejisi belirlenirken bir destinasyonun sahip olduğu kişilik özellikleri ve bunların ziyaretçiler tarafından değerlendirilme düzeylerinin bilinmesi önem kazanmaktadır. Destinasyon ziyaretçilerinin kendi kişilik özellikleri ile benzeştirdikleri veya kendilerine yakın gördükleri destinasyonları ziyaret etmeleri ve satın alma karar süreçlerinde tercih etmeleri beklenmektedir (Uşaklı ve Baloğlu, 2011; Chen ve Phou, 2013; Apostolopoulou ve Papadimitriou, 2015). Bu noktada bir destinasyonun sahip olduğu kişilik özelliklerinin doğru şekilde belirlenmesi, analiz edilmesi ve sunulması önem kazanmaktadır. Ayrıca destinasyon yöneticilerinin ve pazarlamacılarının turistler tarafından yüksek algılanan destinasyon marka kişiliği öğelerini daha da geliştirmelerinin yanı sıra turistlerin daha düşük düzeyde algıladıkları öğeleri de iyileştirmeleri ve geliştirmeleri gerekmektedir. Sosyal medya ve ağızdan ağıza pazarlamanın gücü de düşünüldüğünde destinasyonu daha önce hiç ziyaret etmemiş turistlerde talep oluşturabilmek ve destinasyonu ziyaret etmiş ancak memnuniyetsiz ayrılmış turistlerin kaybedilmemesi adına bu çalışmalar oldukça önemlidir. Marka kişiliği çalışmalarının turistlerin çevrelerini olumlu motive etmelerinde ve tekrar ziyaret niyetlerinin sağlanmasında destinasyonlara olumlu katkı sağladığı ilgili alanyazın tarafından da desteklenmektedir (Ekinci, Sirakaya Türk ve Baloğlu, 2007; Uşaklı ve Baloğlu, 2011). SONUÇ VE ÖNERİLER Yapılan bu çalışmanın temel amacını Türkiye Futbol Federasyonu 2018-2019 Lefter Küçükandonyadis Futbol Sezonu Devre Arası Kamp Dönemi’nde (25 Aralık 2018-17 Ocak 2019) Antalya destinasyonunu tercih eden Türk futbol takımlarının kamp sorumlularının destinasyon marka kişiliği boyutlarının değerlendirme düzeylerinin belirlenmesi oluşturmaktadır. Bu amaçla yapılan analizler neticesinde katılımcıların çoğunluğunun; erkek (%77), 25-60 yaş aralığında (%60), lisans (%70) düzeyinde eğitime ve 5001 TL ve üzerinde aylık gelire sahip (%82) kişilerden oluştukları belirlenmiştir. Ayrıca katılımcıların %88’i destinasyondan genel olarak memnun kaldıklarını ve %85’i destinasyonu tekrar ziyaret niyetinde olduklarını ifade etmişlerdir. Katılımcıların çok az bir kısmı (%12) destinasyondan genel olarak memnun kalmadıklarını ve destinasyonu tekrar ziyaret etmek istemediklerini (%15) belirtmişlerdir. Katılımcıların bir “insan” olarak değerlendirdiklerinde Antalya destinasyonunu pratik, soğukkanlı, üst sınıf, modern, batılı, dışsal, heyecan verici, sevimli, canlı, çalışkan, neşeli, başarılı, düzgün, güçlü, mütevazi, güvenilir, kendine güvenen, dürüst, samimi, kurumsal, sert ve dışsal olarak algıladıkları belirlenmiştir. Samimiyet, heyecan, yetkinlik ve seçkinlik ise Aaker (1997) çalışması referans alınarak araştırma boyutları olarak belirlenmiştir. 165 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3 Yapılan bu araştırma maddi kaynaklar, resmi izin prosedürleri ve zaman sınırlılığından dolayı ulaşılabilen örneklem büyüklüğü ile sınırlı kalmıştır. Bu sebeple gelecekteki çalışmalarda araştırmaya dâhil edilecek örneklem sayısının arttırılması ve milletleri açısından farklı katılımcıların örnekleme dâhil edilmesi araştırma sonuçlarının genellenmesi ve karşılaştırılması açısından olumlu katkı sağlayacaktır. KAYNAKÇA Aaker, J. L. (1997). Dimensions of brand personality. Journal of Marketing Research, 34(3), 347-356. Apostopolopoulou, A., & Papadimitriou, D. (2015). The role of destination personality in predicting tourist behavior, Implication for branding mid-sized urban destinations. Current Issues in Tourism, 18(12), 1132-1151. Artuğer, S., & Çetinsöz, C. B. (2014). Destinasyon imajı ile destinasyon kişiliği arasındaki ilişkiyi belirlemeye yönelik bir araştırma. İşletme Araştırmaları Dergisi, 6(1), 366-384. Batman, O., & Eraslan, İ.H. (2007). Spor Turizmi. Melih Bulu ve Hakkı Eraslan (Ed.), Sürdürülebilir Rekabet Avantajı Elde Etmede Turizm Sektörü: Sektörel Stratejiler ve Uygulamalar. İstanbul: Uluslararası Rekabet Araştırmaları Kurumu Derneği (URAK) Yayınları, 197-220. Çelik, S., Öztürk, E., & Çoşkun, E. (2019). Turistlerin destinasyon kişiliği ve kalite algılarının tekrar gelme eğilimleri üzerindeki etkileri, İspanya/Endülüs bölgesinde bir araştırma. Journal of Tourism and Gastronomy Studies, 7(1), 340-357. Chen, C. F., & Phou, S. (2013). A closer look at destination, image, personality, relationship and loyalty. Tourism Management, 36, 269-278. Durmuş, B., Yurtkoru, S. E., & Çinko, M. (2010). Sosyal Bilimlerde SPSS’le Veri Analizi. Ankara: Beta Yayıncılık. Ekinci, Y., & Hosany, S. (2006). Destination personality, an application of brand personality to tourism destinations. Journal of Travel Research, 45(2), 127-139. Ekinci, Y., Sirakaya Türk, E., & Baloglu, S. (2007). Host image and destination personality. Tourism Analysis, 12, 433-446. Erkuş, A. (2011). Davranış Bilimleri İçin Bilimsel Araştırma Süreci (Güncellenmiş Üçüncü Baskı). Ankara: Seçkin Yayıncılık. Gomez Aguilar, A., Yagüe Guillen, M., & Villasenor Roman, N. (2014). Destination brand personality: an application to Spanish tourism. International Journal of Tourism Research. 18, 210-219. Güçlü, M. (2001). Olimpiyat oyunları ve spor sponsorluğu. Gazi Üniversitesi, Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi, 21(3), 223-239. Hazar, A. (2007). Spor ve Turizm. Ankara: Detay Yayıncılık. Hosany, S., Ekinci, Y., & Uysal, M. (2006). Destination image and destination personality: an application of branding theories to tourism places. Journal of Business Research, 59, 638642. Kılıç, B., & Sop S.A. (2012). Destination personality, self-congruity and loyalty. Journal of Hospitality Management and Tourism, 3(5), 95-105. 166 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3 Kırtıl, G. İ. (2019). Unutulmaz turizm deneyimi, destinasyon marka kişiliği, destinasyon aidiyeti, tatmin ve davranışsal niyet ilişkisi, Antalya örneği. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Akdeniz Üniversitesi, Antalya. Kumar, V., & Nayak, J.K. (2014). The measurement & conceptualization of destination personality. Tourism Management Perspectives, 12, 88-93. Motor Atasoy, D. (2019). Turizm destinasyonu marka kişiliğini belirlemeye yönelik bir araştırma, Cumalıkızık köyü örneği. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi, Sakarya. Murphy, P., Moscardo, G., & Beckendorff, P. (2007). Using brand personality to differantiate regional tourism destinations. Journal of Travel Research, 46, 5-14. Öztürk, Y., & Yazıcıoğlu, İ. (2002). Gelişmekte olan ülkeler için alternatif turizm faaliyetleri üzerine teorik bir çalışma. Ticaret ve Turizm Eğitim Fakültesi Dergisi, 2, 183-195. Pan, L., Zhang, M., Gürsoy, D., & Lu. L. (2017). Development and validation of a destination personality scale for mainland Chinese travelers. Tourism Management, 59, 338-348. Rojas-Mendez, J. I., Murphy, S. A., & Papadopoulos, N. (2013). The US brand personality, a sino perspective. Journal of Business Research, 66(8), 1028-1034. Sop, S. A., Kılıç, B., & Kurnaz Akyurt, H. (2012). Destinasyon Kişiliği ve Memnuniyet İlişkisi, Yerli Turistler Üzerine Bir Araştırma. 13. Ulusal Turizm Kongresi, 6-9 Aralık 2012, Antalya. Sop, S. A. (2013). Destinasyon kişiliği, benlik uyumu ve sadakat ilişkisi, Bodrum örneği. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi, Muğla. Tabachnick, B. G., & Fidell, L. S. (2013). Using Multivariate Statistics. Boston: Pearson. Türkeri, İ. (2014). Destinasyon aidiyeti oluşturulmasında destinasyon imajının ve kişiliğinin rolü, kış turizmi örneği (Palandöken Kayak Merkezi). Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Atatürk Üniversitesi, Erzurum. Ural, A., & Kılıç, İ. (2005). Bilimsel Araştırma Süreci ve SPSS ile Veri Analizi. Ankara: Detay Yayıncılık. Uşaklı, A., & Baloğlu, S. (2011). Brand personality of tourist destinations, an application of selfcongruity theory. Tourism Management, 32, 114-127. Ye, S. (2012). The impact of destination personality dimensions on destination brand awareness and attractiveness, Australia as a case study. Tourism, An International Interdisciplinary Journal, 60(4), 397-409. İnternet Kaynakları Antalya İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü. antalya.ktb.gov.tr, (ET: 06.07.2020). Antalya Valiliği. http://www.antalya.gov.tr/sehrimiz, (ET: 06.07.2020). Hürriyet Gazetesi. https://www.hurriyet.com.tr/sporarena/antalyada-3-bine-yakin-takim-kampyapacak-41023871, (ET: 19.11.2018). ATIF: Ünal, A., Bayar, S.B. (2020). Futbol Takımlarının Kamp Destinasyonlarının Marka Kişiliği Boyutlarını Değerlendirmelerine Yönelik Bir Araştırma: Antalya Örneği. Betül Bayazıt, Ercan Karaçar, Ozan Yılmaz (Ed.), Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3.Cilt içinde (ss. 156-167). Konya, Çizgi Kitabevi Yayınları 167 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 BÖLÜM 12 ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNİN SPORA YÖNELİK TUTUMLARININ AKADEMİK BAŞARI DÜZEYLERİNE ETKİSİNİN İNCELENMESİ (DOĞU MARMARA BÖLGESİ ÜNİVERSİTELERİ ÖRNEĞİ) Ülkü ÇOBAN Dr. Öğretim Üyesi, Yalova Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi, [email protected] Levent ATALI Doç.Dr., Kocaeli Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi, [email protected] Betül BAYAZIT Doç. Dr., Kocaeli Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi, [email protected] Merve UCA Dr. Öğretim Üyesi, İstanbul Aydın Üniversitesi, Spor Bilimleri Fakültesi, [email protected] ATIF: Çoban, Ü., Atalı, L., Bayazıt, B., Uca, M. (2020). Üniversite Öğrencilerinin Spora Yönelik Tutumlarının Akademik Başarı Düzeylerine Etkisinin İncelenmesi (Doğu Marmara Bölgesi Üniversiteleri Örneği). Betül Bayazıt, Ercan Karaçar, Ozan Yılmaz (Ed.), Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3.Cilt içinde (ss. 169199). Konya, Çizgi Kitabevi Yayınları 12.BÖLÜM ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNİN SPORA YÖNELİK TUTUMLARININ AKADEMİK BAŞARI DÜZEYLERİNE ETKİSİNİN İNCELENMESİ (DOĞU MARMARA BÖLGESİ ÜNİVERSİTELERİ ÖRNEĞİ) Ülkü ÇOBAN Dr. Öğretim Üyesi, Yalova Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi, [email protected] Levent ATALI Doç. Dr., Kocaeli Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi, [email protected] Betül BAYAZIT Doç. Dr., Kocaeli Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi, [email protected] Merve UCA Dr. Öğretim Üyesi, İstanbul Aydın Üniversitesi, Spor Bilimleri Fakültesi, [email protected] GİRİŞ Spor ve fiziksel hareketlilik gerektiren aktiviteler, kitlelerin büyük çoğunluğunun ilgisini çekmektedir. Spor aynı zamanda sağlıklı yaşamın imgesi olarak kabul görmektedir. Ancak ifade edilen olgu aktiftir ve zamanla daha da ilerleme kat etmektedir. Genel kültürde spor, sağlıklı yaşam, eğlenerek öğrenme ve boş zamanı değerlendirme aktiviteleri şeklinde değerlendirmeye tabi tutulmaktadır. Sadece sporcu olarak sportif etkinliği yerine getiren kişi değil, etkinliği takip eden seyirci için yapılan organizasyon sosyal, siyasal ve ekonomik bir alanı temsil etmektedir (Solmaz ve Aydın, 2012). Spor, bireyin hem bedensel hem de zihinsel yönden yaşam kalitesini geliştiren, toplumsal davranışlarını düzenleyen, mental ve motorik özelliklerini belirli seviyeye yükselten biyolojik, pedagojik ve sosyal bir olgudur. Başka bir ifadeyle spor, bireyin fikir, ruh ve bedenen gelişimini ve bu öğeler arasında koordinasyonu ve sosyalleşmeyi sağlayan önemli sosyal faktörlerden biridir. Spor, her şeyden önce insan unsuruna hitap ettiği için sporda ister sağlıklı ve iş verimi yüksek bir toplum oluşturmak olsun, ister geleceğe güvenle bakabilecek yapıcı, yenilikçi ve sağlıklı bir gençlik yetiştirmek olsun, ister sosyal çözülmeye ve yabancılaşmaya karşı kullanılabilecek bir araç olması özelliğiyle, sporun günümüzde çok etkin ve vazgeçilmez bir sosyal olgu durumuna geldiği açık bir gerçektir (Yetim, 2014). Üniversite öğrencilerinin akademik başarı düzeylerinin düşük olması, eğitim-öğretime aktarılan harcamaların boşa gitmesine ve toplumun ihtiyacı olan nitelikli insan gücünün yetişmemesine sebep olacaktır. Öğrencilerin akademik başarılarının yükselmesine yardımcı olmak, yükseköğretimde verimliliği ve performansı arttırmak ve öğrenci başarısını etkileyen etmenlerin neler olduğunu ortaya çıkarmak gerekmektedir. Bireysel, çevresel ve örgütsel birçok faktörün akademik başarı üzerine etkisine yönelik yapılan araştırmalar mevcuttur. Bununla birlikte sporun akademik başarı üzerine etkisi ile ilgili yapılmış olan çalışmalarda olumlu etkilerini ortaya koyan 169 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3 bulgular olduğu gibi hiçbir etkisinin olmadığını ortaya koyan bulgularda elde edilmiştir. Sportif aktivitelerin çocuk ve genç bireylerin iletişim becerilerinin güçlenmesinde ve sosyalleşmesinde en önemli araçlardan biri olduğu açıktır. Üniversite öğrencilerinin spora yönelik tutumlarının akademik başarı düzeylerine de pozitif yönde bir etki yarattığı düşünülmektedir. Bu araştırmada, spor dışındaki alanlarda öğrenim gören üniversite öğrencilerinin spora yönelik tutumlarının akademik başarı düzeyine etkisinin belirlenmesi amaçlanmıştır. GENEL OLARAK AKADEMİK BAŞARI Akademik Başarı Kavramı Başarı; istenilen bir sonuca ulaşma amacıyla gösterilen ilerlemedir (Wolman, 1973). Bilgi ve beceriler gibi bilişsel davranışların belirlediği amaçları olduğu kadar; ilgiler, kişilik ve tutumlar gibi bilişsel olmayan davranışların belirlediği amaçları da içerebilmektedir (Koç, 1981). Akademik başarı, kişinin psikomotor ve duyuşsal gelişiminin dışında kalan, bütün program alanlarındaki davranış değişiklikleri olarak ifade edilir. Daha kapsamlı anlamıyla bilgi ve beceriler gibi bilişsel davranışların belirlediği hedefleri olduğu kadar; ilgiler, kişilik ve tutumlar gibi bilişsel olmayan davranışların belirlediği hedefleri de içerebilmektedir. Eğitimde başarı denildiğinde derslerde geliştirilen ve öğretmenlerce takdir edilen notlarla, test puanlarıyla veya her ikisiyle birden belirlenen beceriler ya da edinilen bilgilerin ifadesi olan akademik başarı anlatılmaktadır (Gürdal, 2011; Tanır, 2013: 13). Eğitimde başarı denildiğinde genellikle okulda okutulan derslerde geliştirilen ve öğretmenlerce takdir edilen notlarla, test puanlarıyla veya her ikisi ile belirlenen beceriler veya kazanılan bilgilerin ifadesi olan “Akademik Başarı” anlaşılmalıdır (Carter ve Good, 1973). Bireyin psiko-motor ve duyuşsal gelişiminin dışında bütün program alanlarındaki davranış değişmelerini ifade eder (Erdoğdu 2006). Akademik başarı, öğrencilerin okul yaşamında amaçlanan davranışlara ulaşma düzeyi olarak tanımlanmaktadır (Silah, 2003). Öğrencilerin okuldaki akademik kazanımlarının yılsonu ağırlıklı not ortalamaları ile ifade edilen göstergesidir. Bireylerin gelişimiyle birlikte devamlı olarak değişmekte olan ve öğrencilerde gelişmesi beklenen kazanımlar çok boyutludur. Bu sebeple bireylerle ilgili bilgi edinme yollarının, uygulanan sınavlar dışında farklı değerlendirme araç ve yöntemleriyle çeşitlendirilmesi, zenginleştirilmesi, öğrencilerin süreç içerisindeki gelişimlerinin gözlenmesi ve yönlendirilmesi gerekmektedir. Bu doğrultuda özellikle 1990 senesinden bu tarafa öğrenci merkezli birden fazla kaynaktan edinilen bilgilere bağlı olarak yapılan değerlendirme anlayışı önem kazanmış ve farklı değerlendirme 170 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3 yöntemleri(portfolyo değerlendirme, performans değerlendirme vb.) ve araçları (tutum ölçekleri, rubrik, puanlama yönergeleri, vb.) kullanılmaya başlanmıştır (Sönmez, 2006: 34-42). Akademik Başarıyı Etkileyen Faktörler Üniversite dönemi, bireyin eğitim yaşamının en önemli aşamalarından birisidir. Bireylerin gelecekteki yaşamlarını yönlendirmede üniversite eğitimi büyük bir rol oynamaktadır. Bu nedenle öğrencilerin başarısını etkileyen faktörlerin bilinmesi büyük önem taşımaktadır. Öğrencilerin başarısını çok sayıda faktör etkilemektedir. Öğrencilerin başarılı olabilmesi için bu faktörlerden olumsuz yönde etkilenmemesi gerekmektedir. Klausmeier ve Ripple(1971) bireylerin belirli işlevleri öğrenmeye hazır oluşlarını, öğrenme işlevleri içindeki gelişmeleri ve ulaşabilecekleri en son sınırları etkileyen faktörleri beş ana kategoriye ayırmaktadır. Bunlar;  Bilişsel (zihinsel) yetenekler (CognitiveAbilities) ve ilgili özellikler,  Psiko-motor yetenekler (PhychomotorAbilities) ve ilgili özellikler,  Duyuşsal özellikler (AffectiveCharacteristics),  Aile ve sosyoekonomik durum ve ilgili özellikler,  Cinsiyet ve ilgili özellikler olarak sıralanabilir. Bu beş sınıf altında birbirinden farklı yapı ve özelliklere sahip olan bireylerin, okulda gösterdikleri akademik başarı açısından da bir farklılaşma ortaya koymaları normaldir (Koç, 1981). Yavuzer(2003) okul başarısızlığını etkileyen faktörleri; Bireysel Faktörler: gelişimsel, psikososyal ve bedensel faktörler, Çevresel Faktörler: okul, öğretmen, arkadaş, Ailesel Faktörler: sosyoekonomik düzey, eğitim görüşü, vb. olmak üzere üç kategoride incelemiştir. Silah(2003), Türnüklü ve diğ.(2001) yaptıkları araştırmalarda öğrencilerin akademik başarısını etkileyen fiziksel, psikolojik ve toplumsal faktörlerle birlikte devamsızlık faktörünün öğrenci başarısı üzerindeki etkisini de araştırmışlardır. Okula devamsızlığın öğrenci akademik başarısını olumsuz yönde etkileyen istenmeyen bir öğrenci davranışı olduğunu tespit etmişlerdir. Üniversite öğrencilerinin öğrenim yaşamları boyunca akademik başarılarını etkileyen birçok etmen vardır. Bu etmenlerin bazıları bireysel özelliklerden, bazıları eğitim sisteminden bazıları ise toplumsal özellik ve koşullardan kaynaklanmaktadır. Örneğin; öğrencilerin sahip oldukları bilişsel, duyuşsal ve psikomotor özellikler, geçmiş öğrenme yaşantıları, öğrencilerin sağlıklı bir fiziksel yapıya ve yüksek konsantre gücüne sahip olmaları, derslerine ilgi ve merak isteği, iyi bir fiziksel ve psikolojik ortam, verimli çalışma alışkanlığının bulunması, sosyal, kültürel ve ekonomik koşullar, çevre ve benzeri birçok etmen öğrencinin başarısını etkilemektedir (Atılgan, 1998). 171 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3 Üniversite çağına gelmiş öğrenci tam olarak yetişkin ya da çocuksayılmamakla birlikte, birey olarak kendine özgü ya da çevresel sorunları olan bir kişidir. Üniversite öğrencileri çocuk ve gençlik döneminden, yetişkinlik dönemine geçmenin sıkıntılarını yaşayabilmektedir. Bu dönemde bireyler kendi kimliğini bulma, toplumun bir takım değerlerine uyum gösterme ve sosyal olgunluğa ulaşma durumundadır. Bireyin bu dönemde yaşadığı problemler; sosyal uyum, akademik, Üniversite öğrencisi, daha önce yaşadığı ev ve aile hayatından çıkarak kararlarını kendi alıp, sonuçlarına da kendinin katlanacağı her türlü sorumluluğu almaya başlamaktadır. Öğrenim süresince ev kurma, beslenme, okul başarısı, arkadaş ilişkileri, ekonomik destek, sağlık gibi birçok sorunları en uygun tarzda çözümleme ile yükümlüdür (Uzman, 2001). Birçok farklı kültürel, ekonomik ve bunun gibi özellikler taşıyan üniversite öğrencilerinin okul yaşantılarında sosyal ilişkilerini yeniden yapılandırması, girdiği yeni ortama uyum göstermesi gerekmektedir (Kozaklı, 2006). Odacı (1996) ise üniversitelerde öğrencilerin akademik başarısını etkileyen etmenleri öğretim elemanları, aile ve çevre faktörü, öğrenci kişilik hizmetlerinin yetersizliği, kütüphane ve ders kaynaklarının yetersizliği, sınıf ve ders ortamının uygun olmaması, barınma ve ders çalışma ortamının yetersizliği, eğitim sisteminin yetersizliği, öğrencinin bedensel ve zihinsel yetersizliği, öğrencinin ekonomik yetersizliği, öğrencinin planlı, verimli ve etkili ders çalışma metodunu bilmemesi şeklinde belirlemiştir. Öğrencilerin akademik başarılarını etkileyen etmenlere yönelik yurt dışında yapılan araştırmalarda, öncelikle öğrencilerin kişilik, ilgi ve davranışlarına ilişkin görüşlerinin belirlemesi hazırlanan envanterler aracılığıyla gerçekleşmiştir. Özellikle Amerika Birleşik Devletleri ve İngiltere’de öğrenci başarısını etkileyen faktörlere ve akademik başarılarının tahmin edilmesine yönelik araştırmalarda genellikle lise not ortalaması, zekâ testi puanları, genel başarı ve genel yetenek testi puanları ile bazı kişilik faktörleri gibi birçok değişken üzerinde durulmuştur (Yıldırım, 2015). Yurt içinde akademik başarı konusunda yapılan araştırmaların genel özelliği ise sayısal verileri yansıtmak olmuştur. Bu araştırmalarda genellikle öğrencilerin üniversite giriş sınavında aldıkları test puanları ile üniversitedeki not ortalamaları ve başarı durumu arasındaki ilişkileri (Gülmez, 1992) ve lise mezuniyet derecesi ile üniversitedeki akademik başarı arasındaki ilişkileri incelenmiştir (Çil, 1995). Son zamanlarda yapılan çalışmalarda, öğrencilerin akademik başarısını etkileyen bilişsel olmayan faktörler, öğrencilerin bilişsel tutarlılıkları ile akademik başarı ilişkisi, özel yetenek sınavlarının akademik başarıya etkisi, fiziksel aktivite ve sporun akademik başarı ile olan ilişkisi gibi farklı değişkenler araştırılmaya başlanmıştır. 172 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3 Spora Dayalı Fiziksel Aktivite ve Akademik Başarı İlişkisi Eğitim ve öğretim faaliyetlerinin temel amacı; öğrencilerde istendik yönde davranış değişiklikleri meydana getirmektir. Eğitimin amaçları yönündeki davranış değişikliklerinin öğrencide ne şekilde gerçekleşebildiğinin ölçülmesi ve değerlendirilmesi bir eğitim sistemi çerçevesinde yapılan değerlendirme işlemlerinin en önemlileri arasında gösterilebilir (Koç, 1981). Bu değerlendirmenin önemli bir boyutunu öğrencilerin akademik başarıları oluşturmaktadır. Akademik başarı genellikle, öğrencinin devinişsel ve duyuşsal gelişiminin dışında kalan, bütün program alanlarındaki bilişsel davranış değişmelerini ifade eder (Erdoğdu, 2006). Julian ve Stanley (1972)’ye göre okulda okutulan dersler aracılığıyla öğrencilerde sağlanması öngörülen davranış değişiklikleri sadece bilişsel davranışlarla sınırlı değildir. Öğrencilerin akademik başarısına birçok faktör etki etmektedir. (Can,1992) bunlardan bazılarını öğrencinin zihinsel kapasitesi, duyuşsal özellikleri, öğretim hizmetinin niteliği, öğrencinin sosyoekonomik durumu, öğretmen niteliği, sınıf veya okul koşulları olarak sıralamıştır. Bu faktörler genel bir sınıflandırmayla bireysel, çevresel ve örgütsel olarak gruplandırılabilir. Literatürde üniversite öğrencilerinin akademik başarılarını etkileyen faktörlerle veya yordayan değişkenlerle ilgili araştırmalar mevcuttur. Bu araştırmalar genellikle üniversite döneminde öğrenciyi etkileyen okul, çevre, aile, sosyoekonomik durumu, arkadaş grubu, üniversitenin imkânları, motivasyon, meslek seçimi vb. gibi etmenler üzerine odaklanmıştır (Koç ve diğ., 2004). Bu gibi etmenlerin önemli olduğu vurgulanırken, başarıyı artırmaya yönelik uygulamalar da bu etkenleri iyileştirme üzerine yoğunlaşmaktadır. Ancak bazı çalışmalar, fiziksel aktivitenin de akademik başarıda oldukça önemli olduğunu göstermektedir. Zihinsel performans ile fiziksel aktivitelere katılım arasında olumlu bir ilişki olup olmadığı konusu da yıllardır insanların ilgisini çekmektedir. Yapılan pek çok çalışmada fiziksel aktiviteye katılımın akademik başarı üzerinde olumlu etkileri olduğu bulunmuştur. Diğer yandan bu aktivitelere katılımın akademik başarı üzerine olumsuz etkisi olduğunu belirten çalışmalar da mevcuttur (Cheung ve diğ., 2004). Singh ve diğ. (2012) çoğunluğu Amerika’da gerçekleştirilmiş ve 6-18 yaş arası 12.000 çocuk ve gencin uzun süreli olarak incelendiği çalışmalardan elde ettiği sonuçlarda, fiziksel aktivitenin öğrencilerin okul başarısını nasıl etkilediğini incelemişlerdir. Araştırma sonucunda fiziksel anlamda daha aktif olan öğrencilerin, akademik başarıları da daha yüksek çıkmıştır. 173 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3 Fiziksel aktivitenin, beyne daha fazla kan ve oksijen gitmesini sağladığı; endorfin artışı sağlayarak stresi azalttığı ve duyguları dengelediği, böylelikle kişinin bilişsel sisteminde gelişim sağladığı vurgulanmıştır. Howe ve diğ. (2008) 6-11 yaş arası çocuklar üzerinde düzenli fiziksel aktivite ve spora katılımın akademik performansı ne şekilde etkilediğini araştırmıştır. Araştırmalar sonucunda akademik performansta bir artış gözlemlenmekle birlikte fiziksel aktiviteye katılan çocukların bilişsel fonksiyonlarının da gelişim gösterdiğini tespit etmişlerdir. Er (2010)’in düzenli spor yapan ve yapmayan üniversite öğrencilerinin fiziksel uygunluk değerleri ile akademik başarıları arasındaki ilişkini incelediği araştırmasında deneklerin; yaş, boy, vücut ağırlığı, çevre ölçümü, pençe kuvveti (sağ-sol el), sırt ve bacak kuvveti, reaksiyon zamanı (ışık, ses), gövde esnekliliği, denge, dikey sıçrama, anaerobik güç, 6 dk. koş-yürü testi, aerobik kapasite, vücut yağ yüzdesi ve akademik başarı parametreleri ölçülmüştür. Araştırma sonucunda düzenli olarak spor yapan ve yapmayan üniversite öğrencilerinin fiziksel uygunluk değerleri ile akademik başarıları arasındaki ilişki karşılaştırıldığında ön kol çevre ölçüm parametrelerinde p<0.05 düzeyinde anlamlı farklılıklar görülmezken diğer değişkenler açısından anlamlı farklılıklar görülmüştür. Kaynak (2006) 11-13 yaş arası çocukların fiziksel zindelikleri ve akademik başarıları arasındaki ilişkiyi araştırmıştır. Örneklemine aldığı 210 öğrencinin fiziksel uygunluklarının belirlenebilmesi için, pençe kuvveti, durarak uzun atlama, mekik, şınav, otur-eriş, flamingo denge ve reaksiyon sürati testleri uygulamıştır. Tüm öğrencilere boy, ağırlık ve deri kıvrım kalınlıkları gibi antropometrik ölçümler uygulanarak % yağları belirlenmiştir. Araştırma sonucunda bazı fiziksel uygunluk parametreleri ile akademik başarı arasında pozitif yönlü ilişki bulunurken bazıları ile negatif bir ilişki bulunmuştur. Öcal (2006)’ın okul sporlarına katılımın temel eğitim okullarının sekizinci sınıf öğrencilerinin akademik başarılarına ve davranışsal gelişimlerine olan etkisine yönelik yapmış olduğu araştırmasında; Nevşehir‟de rastgele örnekleme yöntemiyle seçilen 15 temel eğitim okulundan 651 sekizinci sınıf öğrencisi üzerinde incelemeler yapmıştır. Araştırma sonucunda okul sporlarına katılımın öğrencilerin akademik başarılarına ve davranışsal gelişimleri üzerine olumlu katkılar sağladığını tespit etmiştir. Grissom (2005)’un California halk okullarında okuyan öğrenciler üzerinde yapmış olduğu araştırmasında fiziksel fitness faaliyetlerinin akademik başarıyı olumlu şekilde etkilediğini, kadın öğrencilerin erkek öğrencilerden daha fazla sosyoekonomik statü elde etmeye çalıştığını ve fiziksel aktivitelere katılanların zihinsel olarak da gelişim gösterdiği sonucuna varıştır. Coe (2003) öğrencilerin okullarda beden eğitimi derslerine katılımlarının, fiziksel aktivite davranışlarına, sağlıkla ilgili uygunluğa ve akademik başarılarına etkisini araştırmıştır. Araştırma sonucunda; yüksek şiddetli 174 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3 aktiviteler haricinde, fiziksel aktivitenin öğrencilerin kardiyorespirator (kalp-solunum) dayanıklılığına, akademik performanslarına ve fiziksel aktivite alışkanlıklarına bir etkisi olmadığını ancak yüksek şiddette fiziksel aktiviteye katılım gösterenlerin akademik başarılarının düşük ve orta şiddette katılım gösterenlere göre daha yüksek olduğunu tespit etmiştir. Jacobsen (2001)’in dördüncü ve beşinci sınıf öğrencilerde fiziksel aktiviteye katılımın öğrencilerin matematik performanslarına etkisini araştırdığı çalışmasında, fiziksel aktivitenin öğrencilerin anlık matematik performanslarını olumlu şekilde etkilediğini ve fiziksel aktivite yetersizliğinin de matematik performansına olumsuz etki yarattığı sonucuna varmıştır. Deheeger ve diğ.(1997) fiziksel aktivite ve vücut kompozisyonu arasındaki ilişki ile ilgili araştırmasına 10 yaş grubundaki Fransız çocukları dahil etmiştir. Araştırma sonucunda her gün düzenli olarak spor yapan çocukların fiziksel zindelik düzeyine ulaştıkları ve akademik başarılarının düzenli spor yapmayanlara göre daha yüksek olduğu görülmüştür. Amerika Birleşik Devletlerinde yapılan bir araştırmada, öğrenciler 12 dakikalık Cooper testine sokulmuş ve koşabildikleri mesafelere göre gruplandırılmıştır. Araştırma sonucunda dereceleri en iyi olan öğrencilerin okul başarılarının da yüksek olduğu sonucu görülmüştür. Soltz (1986) yaptığı araştırmasında sportif faaliyetlere katılan öğrencilerin genel akademik ortalamaları ile sportif faaliyetlere katılmayan öğrencilerin genel akademik ortalamalarını karşılaştırmıştır. Araştırma sonucunda spor etkinliklerine katılan öğrencilerin akademik ortalamaları daha yüksek bulunurken, farkın istatistiksel olarak da anlamlı olduğu ortaya çıkmıştır. Lavelli‟nin altı yıl gibi uzun bir süre yapmış olduğu bir araştırma sonucunda da haftada 5 saat spor yapan çocukların yapmayan çocuklara göre derslerinde daha fazla başarı elde ettikleri görülmüştür. Derslerdeki başarının doğrudan sporla bağlantılı olduğunu ispat etmiştir (Boileau ve diğ., 1984). Fiziksel aktivitenin akademik başarı ile olumlu yönde ilişkisini ortaya koyan çalışmalar olduğu gibi hiçbir ilişkinin görülmediği veya akademik başarı üzerine bir etki yaratmadığına yönelik bazı araştırmalarda mevcuttur. Coe (2010) Michigan’da halk okullarında öğrenim gören altıncı sınıf 214 öğrenci üzerinde incelemelerde bulunmuştur. Araştırmasında fiziksel aktivitelere katılan ve katılmayan öğrencilerin birinci dönem ve ikinci dönem not ortalamalarını karşılaştırmıştır. Araştırma sonucunda fiziksel aktivitelere katılan ve katılmayan 42 öğrencilerin not ortalamaları arasında anlamlı bir farklılık tespit edememiştir. Aynı şekilde Din (2005) tarafından yapılan diğer bir çalışmada ise kırsal bölgelerde öğrenim gören ortaöğretim öğrencileri arasından spor aktivitelerine katılanlar ile katılmayanlar arasında akademik performans açısından anlamlı bir farklılık görülmemiştir. Öğrencilerin akademik başarıları üzerinde bireysel, çevresel ve örgütsel faktörlerle birlikte fiziksel aktivite ve sporunda önemli derecede etkisi vardır. Yapılan çalışmalar, düzenli bir şekilde 175 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3 fiziksel aktivite ve spora katılım gösteren öğrencilerin bilişsel fonksiyonlarında bir gelişim olduğunu ve sınıf içinde belirgin bir şekilde öne çıktıklarını göstermektedir. YÖNTEM Bu araştırma “tarama modeli” olarak tasarlanmıştır. “Tarama modelleri, geçmişte ya da halen var olan bir durumu var olduğu şekilde betimlemeyi amaçlayan araştırma yaklaşımlarıdır. Araştırmaya konu olan olay, birey ya da nesne, kendi koşulları içinde ve olduğu gibi tanımlanmaya çalışılır. Onları herhangi bir şekilde değiştirme, etkileme çabası gösterilmez”(Karasar,2009). Araştırmada öğrencilerin spora yönelik tutumlarının akademik başarı düzeylerine belirleyici etkileri ortaya konulacaktır. Araştırmanın bağımsız değişkenini spora yönelik tutum; bağımlı değişkeni akademik başarı oluşturmaktadır. Araştırmada kullanılan “Spora Yönelik Tutum Ölçeği (SYTÖ)” (Şentürk 2012) tarafından geliştirilmiştir. Spora yönelik tutum ölçeği (Şentürk, 2012) tarafından oluşturulan öğrencilerin spora yönelik tutumlarını belirlemeye yönelik 25 maddeden oluşmaktadır. Araştırmada üniversite öğrencilerinin akademik motivasyon düzeylerini belirlemek amacıyla Vallerand ve arkadaşları(1992) tarafından geliştirilmiş, Karataş ve Erden(2012) tarafından geçerlik güvenirlik çalışması ile ülkemiz koşullarına adaptasyonu yapılan, Akademik Motivasyon Ölçeği (AcademicMotivationScale-AMS) kullanılmıştır. Ayrıca Akademik başarıyı ölçmek üzere öğrencilerden cevaplamış oldukları anket formunda genel ağırlıklı not ortalamalarını da (GANO) girmeleri istenmiştir. Araştırma, Kocaeli Üniversitesi, Sakarya Üniversitesi, Düzce Üniversitesi, Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi ve Yalova Üniversitesi ile sınırlandırılmıştır. Araştırma, Doğu Marmara bölgesi üniversitelerinde (Kocaeli Üniversitesi, Sakarya Üniversitesi, Düzce Üniversitesi Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi, Yalova Üniversitesi) öğrenim gören 386’sı erkek 547’si kadın olmak üzere toplam 933 öğrenci ile sınırlandırılmıştır. Öğrenciler araştırmaya gönüllü olarak katılmıştır. Araştırmada incelenen konularda ana kitlenin tümünü incelemek çok zaman alıcı ve maliyeti çok yüksek olduğu için ana kitleyi temsil etme yeteneği olan bir örnek kitlenin belirlenmesi tercih edilmiştir. Araştırmada veri toplama aracı olarak kişisel bilgi formu, spora yönelik tutum ölçeği, ve genel not ortalaması formundan oluşan anket formu uygulanmıştır. Anket uygulanmadan önce çalışmada yer alan üniversitelerden gerekli izinler alınmış, çalışmanın amacı, içeriği ve kapsamı hakkında öğrencilere bilgilendirme toplantıları yapılmıştır. Araştırmada kullanılan anket formları Doğu Marmara Bölgesi üniversitelerinde (Kocaeli Üniversitesi, Sakarya Üniversitesi, Düzce Üniversitesi Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi, Yalova Üniversitesi) öğrenim gören rastgele yöntemle belirlenen ve çalışmaya katılmayı kabul eden 933 176 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3 öğrenciye uygulanmıştır. Anket formları araştırmacı tarafından öğrencilere ulaştırılmış, gerekli açıklamalar yapılmış ve anket sorularının cevaplandırılması sağlanarak anket formları tekrar elden toplanmıştır. Bu araştırmada tarama modeli kullanılmıştır. Tarama modellerinden de anket yöntemi seçilmiştir. Konu ile ilgili bilgiler, kaynakların taranması ve geliştirilen ölçme aracının uygulanmasından elde edilmiştir Çalışmada elde edilen bulgular değerlendirilirken, istatistiksel analizler için SPSS (Statistical PackageforSocialSciences) for Windows 20.0 programı kullanılmıştır. Çalışma verileri değerlendirilirken tanımlayıcı istatistiksel metotları (Sayı, Yüzde, Aritmetik Ortalama, Standart sapma) kullanılmıştır. Hipotez testleri olarak; iki bağımsız örneklem grubu ortalamaları açısından farklı olup olmadığını anlamak için “t-testi”, grup sayısının ikiden fazla olduğu durumlarda ise “ANOVA” kullanılmıştır. ANOVA testinde farklılığın hangi gruplar arasında olduğunu ortaya koymak üzere “Post-Hoc” testlerinden varyans eşitliği durumuna göre “Tukey” veya “Dunnett T3” testleri uygulanmıştır. Bağımlı değişkenin bağımsız değişken ile arasındaki ilişkiyi, ilişkinin şiddeti ve yönü açısından analizlemek için bu çalışmada “Regresyon Analizi” yapılmıştır. Sonuçlar % 95 güven aralığında, anlamlılık p<0,05 düzeyinde değerlendirilmiştir. BULGULAR Bu bölümde araştırmanın alt problemlerine ilişkin bulgulara yer verilmiştir. Öncelikle örneklem grubunun eğitim aldığı üniversite, eğitim düzeyleri, cinsiyetleri, yaşları, medeni durumları, spor yaptıkları yıl süresi, başarı düzeyleri ve not ortalamaları (GANO), gelir düzeyleri, gelir durumlarından memnuniyetleri, sporu tek başına yeterli bir gelir olarak görüp görmediklerine ilişkin bulgulara yer verilmiştir. Ayrıca sportif tutum akademik başarı motivasyonları ve alt boyutları ve akademik başarı puan ortalamaları açıklanmıştır. Bu amaçla frekans, yüzde analiziyle birlikte minimum-maksimum değerler ve ortalamalar da belirtilmiştir. Sonrasında üniversite öğrencilerinin spora yönelik tutumlarının eğitim alınan üniversite, eğitim düzeyi, cinsiyet, yaş, spor yapılan yıl miktarı, gelir düzeyi ve gelir düzeyi memnuniyeti, sporu tek başına yeterli bir gelir görme durumu, medeni durum ve başarı düzeyi değişkenleri açısından farklılaşıp farklılaşmadığı incelenmiştir. Daha sonra üniversite öğrencilerinin spora yönelik tutumlarının; akademik başarı motivasyonlarının ve alt faktörlerinin puan ortalamalarının, akademik başarı puanına etkisine bakılmıştır. 177 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3 Tanımlayıcı İstatistiklere (Ölçütlere) İlişkin Bulgular Tablo 1. Örneklem Grubunun Yaşlarına İlişkin Bulgular Yaş Grubu Frekans Yüzde (%) 18 yaş ve altı 55 5,9 19 yaş 145 15,5 20 yaş 200 21,4 21 yaş 190 20,4 22 yaş 150 16,1 23 yaş ve üzeri 193 20,7 Toplam 933 100,0 Örneklem grubunun yaşlarına göre dağılımı tablo 1'de incelenmiştir. Buna göre araştırmaya katılan öğrencilerin 4’nün (%0,4) 17, 49’unun (%5,3) 18, 145’inin (%15,5) 19, 200’ünün (%21,4) 20, 190’ının (%20,4) 21, 150’sinin (%16,1) 22, 83’ünün (%8,9) 23, 56’sının (% 6) 24, 31'inin (%3,3) 25 yaşında ve 23’ünün (%2,5) 26 yaş ve üzeri olduğu görülmektedir. Tablo 2. Örneklem Grubunun Spor Yaptığı Sürelere İlişkin Bulgular Spor Yaptığı Süre (Yıl) Frekans Yüzde (%) Kümülatif (%) Hiç 313 33,5 100,0 1 240 25,7 66,5 2 90 9,6 40,7 3 50 5,4 31,1 4 44 4,7 25,7 5 47 5,0 21,0 6 29 3,1 16,0 7 18 1,9 12,9 8 20 2,1 10,9 9 14 1,5 8,8 10 40 4,3 7,3 11 2 ,2 3,0 12 7 ,8 2,8 13 3 ,3 2,0 14 2 ,2 1,7 15 11 1,2 1,5 16 1 ,1 0,3 17 1 ,1 0,2 20 1 ,1 0,1 Toplam 933 100,0 Örneklem grubunun spor yaptığı sürelere göre dağılımı tablo 2'de incelenmiştir. Buna göre araştırmaya katılan öğrencilerin 313’ü (%33,5) hiç spor yapmamıştır. Örneklem grubumuzun 240’ı 178 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3 (%25,7) 1 yıl, 90’ı (%9,6) 2 yıl, 50’si (%5,4) 3 yıl, 44’ü (%4,7) 4 yıl, 47’si (%5) 5 yıl, 29’u (%3,1) 6 yıl, 18’i (%1,9) 7 yıl, 20’si (%2,1) 8 yıl, 14’ü (%1,5) 9 yıl, 40’ı (%4,3) 10 yıl, 29’u (%3,0) ise 11 yıl ve 11 yıldan daha uzun süre ile spor yapmıştır. Örneklemimizde en uzun spor yapan 20 yıl ise 1 kişidir, onu takip eden 17 ve 16 yıl ile yine 1’er kişidir. Tablo 3. Örneklem Grubunun Okuduğu Üniversiteye İlişkin Bulgular Üniversite Bolu Frekans 201 Yüzde (%) 21,5 Düzce 140 15,0 Kocaeli 182 19,5 Sakarya 118 12,6 Yalova 292 31,3 Toplam 933 100,0 Örneklem grubunun okumakta olduğu üniversitelere göre dağılımı tablo 3’te incelenmiştir. Buna göre araştırmaya katılan öğrencilerin 201’i (% 21,5) Bolu Üniversitesi’nde, 140’ı (%15) Düzce Üniversitesi’nde, 182’si (% 19,5) Kocaeli Üniversitesi’nde, 118’i (% 12,6) Sakarya Üniversitesi’nde, 292’si (% 31,3) Yalova Üniversitesi’nde eğitim yaşantılarına devam etmektedir. Tablo 4. Örneklem Grubunun Eğitim Düzeyine İlişkin Bulgular Eğitim Düzeyi Önlisans Frekans Yüzde (%) 34 3,7 Lisans 887 95,4 Yüksek Lisans 9 1,0 Toplam 930 100,0 Örneklem grubunun öğrenim görmekte olduğu eğitim düzeylerine göre dağılımı tablo 4’te incelenmiştir. Buna göre araştırmaya katılan öğrencilerin 34’ü (% 3,7) ön lisans düzeyinde, 887’si (%95,4) lisans düzeyinde, 9’u (% 1) yüksek lisans düzeyinde öğrenim görmektedir. Tablo 5. Örneklem Grubunun Başarı Düzeylerine İlişkin Bulgular Başarı Düzeyi Frekans Yüzde (%) Başarısız Öğrenci 65 7,0 Başarılı Öğrenci 547 58,6 Onur Öğrencisi 216 23,2 Yüksek Onur Öğrencisi 105 11,3 Toplam 933 100 Örneklem grubunun başarı düzeylerine göre dağılımı tablo5 ’te incelenmiştir. Buna göre araştırmaya katılan öğrencilerin 65'inin (% 7) Başarısız Öğrenci, 547'sinin (% 58,6) Başarılı Öğrenci, 216’sının (% 23,2) Onur Öğrencisi, 105’inin (% 11,3) Yüksek Onur Öğrencisi olduğu görülmektedir. 179 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3 Tablo 6. Örneklem Grubunun Sportif Tutumları, Akademik Başarı Motivasyonları ve Alt Boyutları ile Akademik Başarı Puanlarına İlişkin Bulgular Sportif Tutum N 933 Minimum 1,84 Maksimum 4,96 Ortalama 3,076 Std. Sapma 0,543 Akademik Başarı Puanı Akademik Başarı Motivasyonu 933 933 1,24 1,00 4,00 5,00 2,750 3,527 0,548 0,616 Akademik Motivasyonsuzluk Boyutu 933 1,00 5,00 3,101 0,776 Akademik İç Motivasyon Boyutu 933 1,00 5,00 3,681 0,741 Akademik Dış Motivasyon Boyutu 933 1,00 5,00 3,612 0,740 Tablo 6’da görüldüğü gibi öğrencilerin sportif tutum puanları 1,84 ile 4,96 arasında değişmektedir. Sportif tutum puan ortalaması ise 3,076’ dır. Akademik başarı puanları 1,24 ile 4 arası değişmekte olup 2,750 ortalamaya sahiptir. Akademik başarı motivasyonu ise 1 ile 5 arasında değişmekte ve 3,527 ortalamaya sahip olmaktadır. Akademik motivasyonsuzluk, iç ve dış motivasyon boyutları ise 1-5 arası değişmekte olup sırası ile 3,101, 3,681 ve 3,612 ortalamaya sahiptir. Öz yeterlilik 1 ile 5 arası değişmekte ve 3,244 puan ortalamasına ve benlik tutumu 1,28 ile 5,00 değer almış olup 3,025 puan ortalamasına sahiptir. Tablo 7. Araştırmaya Katılanların Sportif Tutkunluk ve Akademik Motivasyon Düzeyleri Arasındaki İlişkiler (pearsoncorelation analizi) Spora Yönelik Tutum Akademik Motivasyon r p (2-tailed) n r p (2-tailed) n Spora Yönelik Tutum 1 933 ,151** ,000 933 Akademik Motivasyon 1 933 Araştırmaya katılan öğrencilerin sportif tutkunluk düzeyleri ile akademik motivasyon (r=151**) arasında 0,001 anlamlılık düzeyinde pozitif korelasyon bulunmuştur. Bu sonuçlara göre, öğrencilerin sportif tutkunluk düzeyleri akademik motivasyon düzeylerini artırmaktadır. 180 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3 Farklılıkların Analizine İlişkin Bulgular Tablo 8. Araştırmaya Katılan Üniversite Öğrencilerinin Sportif Tutumlarının Yaş Grubu Değişkenine Göre Farklılaşması Yaş Grubu Sportif Tutum N Gruplar içi Toplam Std. Sapma 18 yaş ve altı 55 2,89 0,59 19 yaş 145 3,06 0,54 20 yaş 200 3,11 0,50 21 yaş 190 3,07 0,54 22 yaş 150 3,08 0,52 23 yaş ve üzeri 193 3,11 0,60 Toplam 933 3,08 0,54 Serbestlik Derecesi Kareler Ortalaması Kareler Toplamı Gruplar arası Ortalama 2,412 5 ,482 272,847 927 ,294 275,259 932 f 1,639 p ,147 Öğrencilerinin spora dair tutumlarının puan ortalamalarının, öğrenim gördükleri yaş gruplarına göre anlamlı düzeyde farklılaşma durumunu ortaya koymak amacıyla tek yönlü varyans analizi (f testi) ile yapılmıştır. Yapılan test sonucunda f değeri 1,639 bulunmuştur. Bu sonuç 0,05 düzeyinde anlamlı bir farkın olmadığı sonucunu ortaya koymuştur(p>0,05). Öğrencilerinin spora dair tutumlarının puan ortalamalarının, spor yaptıkları yıl miktarına göre anlamlı düzeyde farklılaşma durumunu ortaya koymak amacıyla tek yönlü varyans analizi (f testi) ile yapılmıştır. Yapılan ANOVA testi sonucu tablo8’de ifade edilmektedir. F değeri 14,588 bulunmuştur. Bu sonuç 0,05 düzeyinde anlamlı bir farkın olduğunu ortaya koymuş bulunuyor. Farklılığın kaynağını anlamak test yapmadan önce, varyans eşitliği hipotezi test edilmiştir. Levene testi sonucunda (p<0,05) varyansların eşit olmadığı sonucu çıkmıştır. Bu nedenle Post-hoc testlerinden Dunnett T3 testi uygulanmıştır. 181 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3 Tablo 9. Araştırmaya Katılan Üniversite Öğrencilerinin Sportif Tutumlarının Spor Yaptığı Süre Değişkenine Göre Farklılaşması Spor Yaptıkları Yıl N Ortalama Std. Sapma Hiç 313 3,04 0,45 1 yıl 240 2,91 0,46 2 yıl 90 3,19 0,60 3 yıl 50 3,13 0,58 4 yıl 44 2,92 0,52 5 yıl ve üzeri 196 3,31 0,65 Toplam 933 3,08 0,54 (I) Spor Yapı. Yıl (J) Spor Yap. Yıl (ı-j) Std. Hata p Hiç 1 yıl 0,130 0,039 ,013 2 yıl -0,150 0,068 ,349 3 yıl -0,094 0,086 ,989 4 yıl 0,119 0,083 ,900 5 yıl ve üzeri -0,269 0,053 ,000 2 yıl -0,280 0,070 ,001 3 yıl -0,225 0,087 ,161 4 yıl -0,011 0,084 1,000 5 yıl ve üzeri -0,399 0,055 ,000 3 yıl 0,056 0,103 1,000 4 yıl 0,269 0,101 ,121 5 yıl ve üzeri -0,119 0,078 ,869 4 yıl 0,214 0,113 ,604 5 yıl ve üzeri -0,174 0,094 ,629 5 yıl ve üzeri -0,388 0,091 ,001 1 yıl Sportif Tutum 2 yıl 3 yıl 4 yıl Gruplar arası Sportif Tutum Gruplar içi Toplam Kareler Toplamı 20,078 Serbestlik Derecesi 5 Kareler Ortalaması 4,016 255,180 927 ,275 275,259 932 f p 14,588 ,000* *p<0,05 Bu testin sonucunda, 05 anlamlılık düzeyinde; hiç spor yapmamış olmak ile 1 yıl yapmanın ve de 5 yıl ve üzeri yıl spor yapmanın sportif tutumu farklılaştırdığını görmekteyiz. Aynı şekilde 1 yıl spor yapmış olmak ile 2 yıl ve de 5 yıl ve üzeri spor yapmış olmak sportif tutumu farklılaştırmaktadır. 4 yıl yapmak ile 5 yıl ve üzerinde spor yapmış olmak da, 05 anlamlılık düzeyinde sportif tutumu farklılaştırmaktadır. 182 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3 Tablo 10. Araştırmaya Katılan Üniversite Öğrencilerinin Sportif Tutumlarının Cinsiyet Değişkenine Göre Farklılaşmasına İlişkin t Testi Bulguları Sportif Tutum Cinsiyet n Ortalama Std. Sapma t p Erkek Kadın 386 547 3,02 3,12 0,57 0,52 -2,666 0,008* *p<0,05 Üniversite öğrencilerinin sportif tutum puan ortalamalarının, cinsiyetlerine göre farklılaşma durumunu ortaya koymak amacıyla bağımsız gruplar için t testi kullanılmıştır. Yapılan t testine ilişkin bulgular tablo 10’da verilmiştir. Yapılan Levene testi sonucunda varyansların eşit olduğu sonucu elde edilmiştir (p>0,05). Eşit varyans kabulüne göre baktığımız t-testi sonucu ise bize iki grubun birbirinden anlamlı düzeyde farklılaştığını göstermektedir(p<0,05). Yani cinsiyetler arasında sportif tutum açısından istatistiksel açıdan anlamlı farklılık bulunmuştur. Tablo 11. Araştırmaya Katılan Üniversite Öğrencilerinin Sportif Tutumlarının Okudukları Üniversite Değişkenine İlişkin Bulguları Sportif Tutum Üniversite n Ortalama Std. Sapma Bolu 201 3,23 0,51 Düzce 140 2,65 0,32 Kocaeli 182 3,05 0,47 Sakarya 118 3,37 0,62 Yalova 292 3,07 0,54 Toplam 933 3,08 0,54 Tablo 11’de Sportif tutum ölçeğine ilişkin en yüksek puanın 3,37 ortalama ile Sakarya Üniversitesi’ne ait olduğu görülmektedir. En düşük ortalama ise 2,65 ile Düzce Üniversitesine aittir. Sırası ile Kocaeli Yalova ve Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitelerinin sportif tutum puan ortalamaları ise 3,05, 3,07’ ve 3,23 tür. Tablo 12. Araştırmaya Katılan Üniversite Öğrencilerinin Sportif Tutumlarının Okudukları Üniversite Değişkenine Göre Farklılaşmasına İlişkin ANOVA Bulguları Kareler Toplamı Sportif Tutum Serbestlik Derecesi Kareler Ortalaması Gruplar arası 39,785 4 9,946 Gruplar içi 235,473 928 0,254 Toplam 275,259 932 *p<0.05 183 f p 39,199 0,000* Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3 Tablo 13. Araştırmaya Katılan Üniversite Öğrencilerinin Sportif Tutumlarının Okudukları Üniversite Değişkenine Göre Farklılaşmanın Anlamlılığına İlişkin Çoklu Karşılaştırma Testi (Post Hoc - Dunnett T3 Testi) (I) Unı Bolu Sportif Tutum Düzce Kocaeli Sakarya (J) Unı (ı-j) Std. Hata p Düzce 0,573 0,045 0,000* Kocaeli 0,178 0,050 0,004* Sakarya -0,142 0,067 0,302 Yalova 0,154 0,048 0,014* Kocaeli -0,395 0,044 0,000* Sakarya -0,715 0,063 0,000* Yalova -0,420 0,042 0,000* Sakarya -0,320 0,067 0,000* Yalova -0,025 0,047 1,000 Yalova 0,295 0,065 0,000* *p<0.05 Öğrencilerinin spora dair tutumlarının puan ortalamalarının, okudukları üniversiteye göre anlamlı düzeyde farklılaşma durumunu ortaya koymak amacıyla tek yönlü varyans analizi (f testi) ile yapılmıştır. Yapılan ANOVA testi sonucu tablo 12’de ifade edilmektedir. f değeri 39,199 bulunmuştur. Bu sonuç 0,05 düzeyinde anlamlı bir farkın olduğunu ortaya koymuş bulunuyor. Farklılığın kaynağını anlamak için test yapmadan önce, varyans eşitliği hipotezi test edilmiştir. Levene testi sonucunda (p<0,05) varyansların eşit olmadığı sonucu çıkmıştır. Bu nedenle Post-hoc testlerinden Dunnett T3 testi uygulanmıştır.Tablo 13’ de testin sonucunda, 05 anlamlılık düzeyinde; Bolu Üniversitesi’nin Sakarya Üniversitesi dışında tüm üniversitelerden farklılaştığını, Düzce Üniversitesinin tüm üniversitelerle farklılık gösterdiği, Kocaeli Üniversitesi’nin Yalova Üniversitesi dışında Yalova Üniversitesinin de Kocaeli Üniversitesi dışında tüm üniversitelerden farklılaştığını, Sakarya Üniversitesinin de Bolu dışında benzerlik gösterdiği başka üniversite olmadığı görmekteyiz. Tablo 14. Araştırmaya Katılan Üniversite Öğrencilerinin Sportif Tutumlarının Eğitim Düzeyi Değişkenine Göre Farklılaşması Sportif Tutum Eğitim Düzeyi n Ortalama Std. Sapma Ön lisans 34 3,11 0,63 Lisans 887 3,08 0,54 Yüksek Lisans 9 3,22 0,82 Toplam 930 3,08 0,54 184 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3 Sportif tutum ölçeğine ilişkin en yüksek puanın 3,22 ortalama ile Yüksek Lisans öğrencilere ait olduğu tablo 14’de görülmektedir. En düşük ortalama ise 3,08 ile Lisans öğrencilerine aittir. Ön Lisans öğrencilerine ait ortalaması ise 3,11’dir. Tablo 15. Araştırmaya Katılan Üniversite Öğrencilerinin Sportif Tutumlarının Eğitim Düzeyi açısından F Test Sonuçları Sportif Tutum Kareler Toplamı Serbestlik Derecesi Kareler Ortalaması Gruplar arası 0,213 2 0,107 Gruplar içi 274,158 927 0,296 Toplam 274,371 929 f p 0,36 0,697 Öğrencilerinin spora dair tutumlarının puan ortalamalarının, öğrenim gördükleri eğitim düzeylerine göre anlamlı düzeyde farklılaşma durumunu ortaya koymak amacıyla tek yönlü varyans analizi (f testi) ile yapılmıştır. Yapılan test sonucunda f değeri, 360 bulunmuştur. Bu sonuç 0,05 düzeyinde anlamlı bir farkın olmadığı sonucunu ortaya koymuştur(p>0,05).Tablo 15’te Sportif tutum ölçeğine ilişkin en yüksek puanın 3,30 ortalama ile en yüksek gelir grubuna ait olduğu görülmektedir. En düşük ortalama ise 2,88 ile en düşük gelir grubuna aittir. Sırası ile düşük, orta ve yüksek gelir gruplarının sportif tutum puan ortalamaları ise 2,91, 3,03 ve 3,21’dir. Araştırmaya katılan üniversite öğrencilerinin sportif tutumlarının gelir düzeyi değişkenine göre anlamlı farklılık bulunmuştur (p<0,05). Tablo 16. Araştırmaya Katılan Üniversite Öğrencilerinin Sportif Tutumlarının Başarı Düzeyi Değişkenine Göre Farklılaşması Başarı Düzeyi n Ortalama Std. Sapma Başarısız Öğrenci 65 3,09 0,65 Başarılı Öğrenci Onur Öğrencisi Yüksek Onur Öğrencisi 547 216 105 3,05 3,10 3,17 0,52 0,56 0,53 Toplam 933 3,08 0,54 Tablo 16 ’dasportif tutum ölçeğine ilişkin en yüksek puanın 3,17 ortalama ile yüksek onur öğrencilerine ait olduğu görülmektedir. En düşük ortalama ise 3,05 ile başarılı öğrenci grubuna aittir. Başarısız öğrencilerin ortalaması 3,09 ve onur öğrencilerinin ise 3,10’dur. 185 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3 Tablo 17. Araştırmaya Katılan Üniversite Öğrencilerinin Sportif Tutumlarının Başarı Düzeyi Değişkenine Göre F Testi Sonucu Sportif Tutum Kareler Toplamı Serbestlik Derecesi Kareler Ortalaması f p Gruplar arası 1,449 3 ,483 1,639 ,179 Gruplar içi 273,809 929 ,295 Toplam 275,259 932 Öğrencilerinin spora dair tutumlarının puan ortalamalarının, öğrenim gördükleri başarı düzeylerine göre anlamlı düzeyde farklılaşma durumunu ortaya koymak amacıyla tek yönlü varyans analizi (f testi) ile yapılmıştır. Yapılan test sonucunda f değeri 1,639 bulunmuştur. Bu sonuç 0,05 düzeyinde anlamlı bir farkın olmadığı sonucunu ortaya koymuştur(p>0,05). Üniversite öğrencilerinin sportif tutumlarının, benlik saygılarını açıklama gücünü ortaya koymak amacıyla basit doğrusal regresyon analizi tekniği kullanılmıştır. Analize ilişkin bulgular tablo 17 ‘deverilmiştir. Sportif tutumun benlik saygısını açıklamada bağımsız değişken olarak analize sokulması ile hesaplanan regresyon katsayısı 0,199 (r) bulunmuştur. Hesaplanan bu değere göre benlik saygısında varyansın yani değişkenliğin %3,8i sportif tutumdan kaynaklanmaktadır. Hesaplanan f değeri (f=38,260) sportif tutumun benlik saygısını anlamlı düzeyde açıkladığını göstermektedir (p<0,01; p<0,05). Araştırma Modeline İlişkin Bulgular Tablo 18. Üniversite Öğrencilerin Sportif Tutumlarının Akademik Başarı Motivasyonunu Açıklama Gücü Model Sportif Tutum r r2 r2 f p Std. Hata ß t p ,059a 0,003 0,002 3,221 ,073b 0,037 0,059 1,795 0,073 Üniversite öğrencilerinin sportif tutumlarının, akademik başarı motivasyonunu açıklama gücünü ortaya koymak amacıyla basit doğrusal regresyon analizi tekniği kullanılmıştır. Analize ilişkin bulgular tablo18’ de verilmiştir. Sportif tutumun akademik başarı motivasyonunu açıklamada bağımsız değişken olarak analize sokulması ile hesaplanan regresyon katsayısı 0,059 (R) bulunmuştur. Hesaplanan f değeri (f=3,221) sportif tutumun 0,05 anlamlılık düzeyinde akademik başarı motivasyonunu anlamlı düzeyde açıklamadığını göstermektedir (p>0,05). Tablo’18 incelendiğinde hesaplanan t değeri (t=1,795), sportif tutumun akademik başarı motivasyonunu anlamlı düzeyde açıklamadığını göstermektedir (p>0,05). 186 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3 Tablo 19. Üniversite Öğrencilerinin Sportif Tutumları, Akademik Başarı Motivasyonunun Alt Boyutu Olan İçsel Motivasyonu Açıklama Gücü Model Sportif Tutum r r2 r2 f p Std. Hata ß t p ,151a 0,023 0,022 21,673 ,000b 0,044 0,151 4,655 0,000* *p<0,05 Üniversite öğrencilerinin sportif tutumlarının, akademik başarı motivasyonunun alt boyutu olan içsel motivasyonu açıklama gücünü ortaya koymak amacıyla basit doğrusal regresyon analizi tekniği kullanılmıştır. Analize ilişkin bulgular tablo 19’da verilmiştir. Sportif tutumun, akademik başarı motivasyonunun alt boyutu olan içsel motivasyonu açıklamada bağımsız değişken olarak analize sokulması ile hesaplanan regresyon katsayısı 0,151 (r) bulunmuştur. Hesaplanan bu değere göre, akademik başarı motivasyonunun alt boyutu olan içsel motivasyon varyansının yani değişkenliğinin %2,2si sportif tutumdan kaynaklanmaktadır. Hesaplanan f değeri (f=21,673) sportif tutumun akademik başarı motivasyonunun alt boyutu olan içsel motivasyonu anlamlı düzeyde açıkladığını göstermektedir (p<0,01; p<0,05). Üniversite öğrencilerinin sportif tutumlarının, akademik başarı motivasyonunun alt boyutu olan içsel motivasyonu açıklama gücü tablo 19’da verilmiştir. Tablo 19’da incelendiğinde hesaplanan t değeri, sportif tutumun akademik başarı motivasyonunun alt boyutu olan içsel motivasyonu anlamlı düzeyde açıkladığı göstermektedir. Kısmi korelasyon katsayısına (β) bakıldığında sportif tutumun benlik saygısı ile 0,151 düzeyinde pozitif yönde ve anlamlı bir ilişkiye sahip olduğu bulunmuştur(p<0,01; p<0,05). Üniversite öğrencilerinin sportif tutumlarının, akademik başarı motivasyonunun alt boyutu olan dışsal motivasyonu açıklama gücünü ortaya koymak amacıyla basit doğrusal regresyon analizi tekniği kullanılmıştır. Analize ilişkin bulgular tablo 19’da verilmiştir. Sportif tutumun, akademik başarı motivasyonunun alt boyutu olan dışsal motivasyonu açıklamada bağımsız değişken olarak analize sokulması ile hesaplanan regresyon katsayısı 0,125 (R) bulunmuştur. Hesaplanan bu değere göre, akademik başarı motivasyonunun alt boyutu olan dışsal motivasyon varyansının yani değişkenliğinin %1,5 i sportif tutumdan kaynaklanmaktadır. Hesaplanan f değeri (f=14,763) sportif tutumun akademik başarı motivasyonunun alt boyutu olan dışsal motivasyonu anlamlı düzeyde açıkladığını göstermektedir (p<0,01; p<0,05). 187 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3 Tablo 20. Üniversite Öğrencilerinin Sportif Tutumları, Akademik Başarı Motivasyonunun Alt Boyutu Olan Dışsal Motivasyonu Açıklama Gücü Model Sportif Tutum r r2 r2 f p Std. Hata ß t p ,125a 0,016 0,015 14,763 ,000b 0,044 0,125 3,842 0,000* *p<0,05 Üniversite öğrencilerinin sportif tutumlarının, akademik başarı motivasyonunun alt boyutu olan dışsal motivasyonu açıklama gücünü tablo 20’ de verilmiştir. Tablo’ 19 incelendiğinde hesaplanan t değeri, sportif tutumun akademik başarı motivasyonunun alt boyutu olan dışsal motivasyonu anlamlı düzeyde açıkladığı göstermektedir. Kısmi korelasyon katsayısına (β) bakıldığında sportif tutumun benlik saygısı ile 0,125 düzeyinde pozitif yönde ve anlamlı bir ilişkiye sahip olduğu bulunmuştur(p<0,01; p<0,05). Tablo 21. Üniversite Öğrencilerinin Sportif Tutumları, Akademik Başarı Motivasyonunun Alt Boyutu Olan Motivasyonsuzluğu Açıklama Gücü r r2 r2 f p Std. Hata ß t p ,059a 0,003 0,002 3,221 ,073b 0,037 0,059 1,795 0,073 Model Sportif Tutum Üniversite öğrencilerinin sportif tutumlarının, akademik başarı motivasyonunun alt boyutu olan motivasyonsuzluğu açıklama gücünü ortaya koymak amacıyla basit doğrusal regresyon analizi tekniği kullanılmıştır. Analize ilişkin bulgular tablo 21’ de verilmiştir. Sportif tutumun, akademik başarı motivasyonunun alt boyutu olan motivasyonsuzluğu açıklamada bağımsız değişken olarak analize sokulması ile hesaplanan regresyon katsayısı 0,059 (R) bulunmuştur. Hesaplanan f değeri (f=3,221) sportif tutumun akademik başarı motivasyonunun alt boyutu olan motivasyonsuzluğu anlamlı düzeyde açıklamadığını göstermektedir (p>0,05). Tablo 22. Üniversite Öğrencilerinin Sportif Tutumları, Akademik Başarılarını (Ortalamalarını) Açıklama Gücü Model Sportif Tutum r r2 Düzeltilmiş r2 f p Std. Hata ß t p ,050a ,002 ,001 2,330 ,127b ,033 ,050 1,527 ,127 Üniversite öğrencilerinin sportif tutumlarının, akademik başarılarını (ortalamalarını) açıklama gücünü ortaya koymak amacıyla basit doğrusal regresyon analizi tekniği kullanılmıştır. Analize ilişkin bulgulartablo 22’de verilmiştir. Sportif tutumun, akademik başarılarını (ortalamalarını) açıklamada bağımsız değişken olarak analize sokulması ile hesaplanan regresyon katsayısı 0,050 (r) 188 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3 bulunmuştur. Hesaplanan f değeri (f=2,330) sportif tutumun akademik başarılarını (ortalamalarını) anlamlı düzeyde açıklamadığını göstermektedir (p>0,05). TARTIŞMA VE SONUÇ Araştırmaya katılan öğrencilerin cinsiyet değişkenine göre ölçeklerin genelinden alınan toplam puanların ortalamalarına bakıldığında kadın öğrencilerin spora yönelik tutum puanlarının erkek öğrencilerin spora yönelik tutum puanlarından daha yüksek olduğu gözlenmiştir (p>0.05). Alan yazında yapılan bazı çalışmalar da bu analiz sonucunu destekler şekildedir. Yazıcı ve diğ.(2016) ile Hazar ve diğ.(2018) üniversite öğrencilerinin spora yönelik tutumları üzerine yapmış oldukları çalışmada kadın öğrencilerin erkek öğrencilere kıyasla spora yönelik daha fazla eğilimlerinin olduğu ancak bu eğilimin istatistiksel olarak anlamlı olmadığı belirtilmektedir. Atalı ve diğ. (2018) farklı fakültelerden spor ile ilgili ders alan öğrencilerin spora yönelik tutumları üzerine yapılmış olan çalışmaların da ise öğrencilerin spora yönelik tutumlarının psikososyal ve fiziksel gelişme alt boyutlarında kadın öğrencilerin puanlarının erkek öğrencilerin puanlarından; zihinsel gelişme alt boyutunda ve ölçek toplam puanlarında ise erkek öğrencilerin kadın öğrencilerden daha yüksek puan aldıkları belirlenmiştir. Fakat araştırmamızın aksine Büyükdemira, Soyer ve Türkoğlu (2018) tarafından yapılmış olan çalışmada ortaöğretim öğrencilerinin cinsiyetlerine göre beden eğitimi ve spor dersine ilişkin tutumları arasındaki farklılıklar incelendiğinde, erkek öğrencilerin kadın öğrencilere göre daha olumlu tutum gösterdikleri bulunmuştur. Türkmen ve ark, (2016) tarafından Bartın Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi öğrencilerine yönelik yapılan spor tutumu çalışmasında, öğrencilerin cinsiyet ve spora yönelik tutumları arasında anlamlı farklılık görülmektedir. Bu farklılık erkek öğrencilerin kadın öğrencilere oranla daha yüksek tutum sergilediklerini göstermektedir. Göksel ve diğ. (2017), Koçak ve diğ.(2015), Yanık ve diğ. (2015), Gürbüz ve diğ. (2012) ve Atalay ve diğ.(2016) üniversite öğrencileri üzerinde yapmış oldukları çalışmalarda ise cinsiyet değişkenin spora yönelik tutumda belirleyici bir faktör olmadığı belirtilmiştir. Bu bulgular, mevcut çalışmanın sonucu ile örtüşmemektedir. Öğrenciler arasında anlamlı farkın çıkması, kadın ve erkek öğrencilerin spora yönelik benzer eğilim göstermemesinden kaynaklanmaktadır diyebiliriz. Ayrıca, benzer çalışmalarda anlamlı farkın çıkması, yapılan çalışmaların farklı gruplar üzerinde gerçekleştirilmesinden kaynaklanmaktadır. Farklı gruplardaki bireylerin spora bakış açısının farklı olması etkilidir. 189 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3 Sonuç olarak yapılan birçok çalışma incelendiğinde spora yönelik tutum puanlarının erkeklerin lehine daha yüksek bulunduğu söylenilebilir ve bu bulgular yapılan bu çalışmadaki spora yönelik tutum sonuçlarını destekler niteliktedir. Yapılan araştırmada öğrencilerinin yaş değişkenine göre spora yönelik tutum puanlarına bakıldığında öğrencilerin yaşlarına göre spor yönelik tutumları arasında anlamlı bir farklılığın olmadığı görülmüştür (p>0,05). Bu sonucu destekler nitelikte Türkmen ve ark(2016) tarafından Bartın Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi öğrencilerine yönelik yapılan spor tutumu çalışmasında öğrencilerin yaş ile spora yönelik tutumları arasında anlamlı farklılık görülmemektedir. Tatar ve Kuru(2009) 20-40 yaş arası çalışan ve çalışmayan kadınların spor yapmalarını etkileyen bazı faktörlerin incelenmesi (Sivas il merkezi örneği) çalışmasında araştırmaya katılan kadınların spor yapmalarında yaş önemli bir faktör değildir şeklindedir. Bu çalışmalar mevcut çalışmanın sonucu ile benzerlik göstermektedir. Fakat Kangalgil ve diğ.(2006) tarafından yapılan çalışmada ise öğrencilerin yaşları büyüdükçe beden eğitimi ve spora karşı tutum puanlarının arttığı gözlenmiştir. Öğrencilerin spora dair tutumlarının, spor yaptıkları süreye göre yapılmış olan istatistiki bulgulara göre testin sonucunda,05 anlamlılık düzeyinde; hiç spor yapmamış olmak ile 1 yıl yapmanın ve de 5 yıl ve üzeri yıl spor yapmanın sportif tutumu farklılaştırdığını görmekteyiz. Aynı şekilde 1 yıl spor yapmış olmak ile 2 yıl ve de 5 yıl ve üzeri spor yapmış olmak sportif tutumu farklılaştırmaktadır. 4 yıl yapmak ile 5 yıl ve üzerinde spor yapmış olmak da, (p<0,05) anlamlılık düzeyinde sportif tutumu farklılaştırmaktadır. Üniversitede spor yapan öğrencilerin spora yönelik tutumlarının yüksek olduğu belirlenmiştir (Atalay, 2015). Başka bir çalışmada ise üniversite öğrencilerinin büyük bir çoğunluğunun sakatlanma riskinden korktukları için spor yapmadıkları çünkü üniversiteden mezun olmanın spor yapmaktan daha önemli olduğu vurgulanmıştır (Nxumalo ve Edwards 2017). Öğrencilerin spor etkinliklerine ayırdıkları sürenin düşük olmasında fizyolojik, psikolojik, davranışsal nedenlerle birlikte okul döneminde yaşanılan not kaygısının, staj yoğunluğunun, mezun olamama korkusunun ve sosyal çevrenin de etkili olabileceği düşünülebilir. Öztürk (2005), Genç ve diğ.(2011)’ nın araştırmalarında zamanın kısıtlı olmasının da fiziksel aktiviteye katılım da karşılaşılan önemliproblemlerarasında yer aldığı tespit edilmiştir. Araştırmaya katılan öğrencilerin kişisel bilgileri ile ölçeklerden aldıkları puanlara göre farklılığın olup olmadığını belirlemeye yönelik testlerde öğrencilerin yaş, eğitim düzeyleri, gano, değişkenleri 190 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3 ile spora yönelik tutuma ilişkin görüşleri arasında istatistikî olarak anlamlı farklılığa rastlanılmamıştır (p<0,05). Buna karşın öğrencilerin cinsiyet, spor yılı, öğrenim gördükleri üniversite spor yapma durumu değişkenleri ile spora yönelik tutum ve spor etkinliklerine katılımına ilişkin görüşleri arasında istatistikî olarak anlamlı farklılıklara rastlanılmıştır (p<0,05). Literatürde bu durumu destekler araştırma sonuçları olmasının yanında aksi durumları da ifade eden araştırmalar bulunmaktadır. Buna ek olarak spor yapan üniversite öğrencilerinin spor yapmayan üniversite öğrencilerine kıyasla spora yönelik tutum puanlarının daha yüksek olduğu belirtilmektedir (Kaya ve Gürbüz 2015). Atalı ve Uzuner(2018)tarafından yapılmış olan bir çalışmada ise Üniversite Seçmeli Ders olarak Beden Eğitimi ve Spor Bölümü’ nün açmış olduğu dersleri seçen öğrencilerin spora yönelik tutumlarının yüksek olduğu bulunmuştur(Atalay 2015). İslam (2017) üniversite öğrencileri üzerinde gerçekleştirdiği çalışmasında da spor yapma değişkeni ile spora yönelik tutum arasında anlamlı bir ilişki olduğu vurgulanmaktadır. Buna ek olarak spor yapan üniversite öğrencilerinin spor yapmayan üniversite öğrencilerine kıyasla spora yönelik tutum puanlarının daha yüksek olduğu belirtilmektedir (Kaya ve Gürbüz 2015). Araştırmada üniversite öğrencilerinin sportif tutumlarının akademik başarı motivasyonun alt boyutlarına ilişkin bulgular değerlendirildiğinde öğrencilerin akademik başarı motivasyonun alt boyutları olan içsel ve dışsal motivasyon gücünü ortaya koymak amacıyla yapılmış olan istatistiki bulgulara göre anlamlı düzeyde pozitif yönde açıkladığını göstermektedir (p<0,01; p<0,05). Aynı araştırmada üniversite öğrencilerinin sportif tutumlarının akademik başarı motivasyonunun alt boyutu olan motivasyonsuzluğu ve akademik başarı (GANO) ve eğitim (ön lisans, lisans, y.lisans) düzeylerinin beden eğitimi ve spora yönelik tutum değişkenine göre anlamlı farklılık göstermediği sonuçlarına ulaşılmıştır (p>0,05). Araştırmada elde edilen bulgulara benzerlik gösteren birçok çalışma yapılmıştır. (Akandere ve diğ. 2010) tarafından gerçekleştirilen araştırmada beden eğitimi ve spora yönelik tutumların akademik başarı motivasyonu üzerindeki etkilerinin incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırmaya 9, 10 ve 11. sınıf öğrencisi olan 299 öğrenci dâhil edilmiştir. Araştırmanın sonunda öğrencilerin beden eğitimi ve spora yönelik tutumlarının akademik başarı motivasyonları üzerinde önemli bir belirleyici olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Söz konusu araştırmada akademik başarı motivasyonu alt boyutlarına ilişkin bulgular değerlendirildiği zaman öğrencilerin dışsal motivasyon düzeylerinin beden eğitimi ve spora yönelik tutum değişkenine göre anlamlı farklılık göstermediği, içsel motivasyon düzeyinin her zaman spor yapma alışkanlığı bulunan öğrenciler, motivasyonsuzluk düzeyinin ise hiç spor yapmayan öğrenciler lehine yüksek olduğu sonuçlarına ulaşılmıştır. Aynı araştırmada öğrencilerin spor yapma düzeyleri arttıkça akademik başarıya yönelik içsel motivasyon düzeylerinin de arttığı rapor edilmiştir. 191 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3 Jaakkola ve diğ. (2015) tarafından yapılan diğer bir araştırmada 7, 8 ve 9. sınıf öğrencilerinde fiziksel aktivite düzeyi ile akademik başarı arasındaki ilişkinin incelenmesi amaçlanmış, araştırmaya 162 kadın ve 163 erkek öğrenci dâhil edilmiştir. Araştırmanın sonunda öğrencilerin fiziksel aktivite düzeyleri ile akademik başarı düzeyleri arasında istatistiksel açıdan anlamlı bir ilişki bulunmadığı tespit edilmiştir. Yapılan başka bir araştırmada da fiziksel aktivite düzeyi ile akademik başarı arasında anlamlı bir ilişki olmadığı rapor edilmiştir (Kalantari ve Esmaeilzadeh, 2016). Araştırmada elde edilen bulguların aksine literatürde yer alan birçok çalışmada Çağlayan ve diğ.(2004), Dwyer ve diğ. (2001), Linder (1999), Shephard (1997) fiziksel aktivite ve spor etkinliklerine katılımın akademik başarı düzeyini olumlu yönde etkilediği sonuçlarına ulaşılmıştır. Bilgin (2017) tarafından yapılan benzer bir çalışmada ortaokul öğrencilerinin fiziksel aktivite düzeyleri ile TEOG puanları arasında pozitif yönde ilişki bulunmasına rağmen, bazı öğrencilerin düşük fiziksel aktivite düzeyine sahip oldukları halde akademik başarı düzeylerinin yüksek olduğu tespit edilmiştir. Saygılı ve diğ. (2015) tarafından yapılan araştırmada spor yapma alışkanlığı bulunan ve bulunmayan ortaokul öğrencilerinin kişilik özellikleri ve akademik başarı düzeylerinin incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırmaya düzenli olarak spor yapma alışkanlığı bulunmayan 153 ve düzenli olarak spor yapma alışkanlığı bulunan 61 olmak üzere toplam 214 öğrenci dâhil edilmiştir. Araştırmanın sonunda düzenli olarak spor yapma alışkanlığı olan öğrencilerin açık ve dışa dönük kişilik yapılarının spor yapma alışkanlığı bulunmayan öğrencilerden daha yüksek olduğu, bunun yanında açık ve dışadönük kişilik yapısına sahip olan öğrencilerin akademik başarı düzeylerinin diğer öğrencilerden daha yüksek olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Bilgin (2017) tarafından gerçekleştirilen araştırmada ortaokul öğrencilerinin akademik başarı düzeyleri üzerinde fiziksel aktivite ve fiziksel uygunluk özelliklerinin etkilerinin incelenmesi amaçlanmış, araştırmaya 76 kadın ve 71 erkek ortaokul öğrencisi katılmıştır. Araştırma kapsamında öğrencilerin akademik başarı düzeylerinin tespit edilmesinde TEOG sınavından elde edilen puan dikkate alınmıştır. Araştırmanın sonunda öğrencilerin fiziksel uygunluk parametrelerinden şınav ve esneklik performansları ile akademik başarı düzeyleri arasında anlamlı bir ilişki olduğu tespit edilmiştir. Buna karşılık fiziksel uygunluk parametreleri ile akademik benlik arasında anlamlı bir ilişki olmadığı belirlenmiştir. Bunun yanında öğrencilerin fiziksel aktivite düzeyleri ile akademik başarı düzeyleri arasında pozitif yönde, zayıf, istatistiksel açıdan anlamlı bir ilişki olduğu bulunmuştur. 192 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3 Ayan ve diğ. (2014) tarafından 12-16 yaş grubunda bulunan İspanyol yüzücüler üzerinde gerçekleştirilen araştırmada akademik başarı düzeyi ile fiziksel aktivite düzeyi arasında anlamlı bir ilişki bulunduğu, genç yüzücülerde fiziksel aktivite düzeyi arttıkça akademik başarı düzeylerinin de artış gösterdiği, özellikle kadın yüzücülerde aerobik uygunluğun akademik başarı üzerinde anlamlı bir etkiye sahip olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Fedewa ve Ahn.(2011) tarafından yapılan benzer bir çalışmada fiziksel aktivite ve fiziksel uygunluk unsurlarının akademik başarı ve bilişsel performans üzerindeki etkilerine ilişkin yapılan araştırmaların meta-analizi yapılmış, araştırma kapsamında 19472009 yılları arasında konu ile ilgili yapılan 59 araştırma çalışmaya dâhil edilmiştir. Yapılan metaanaliz çalışması sonunda spor ve fiziksel aktiviteye katılımın akademik başarı ve bilişsel performans üzerinde anlamlı birer etkiye sahip olduğu rapor edilmiştir. Fox ve diğ. (2010) tarafından yapılan araştırmada lise öğrencilerinde spora katılımın akademik başarı üzerindeki etkilerinin incelenmesi amaçlanmış, araştırmaya 4746 lise öğrencisi dâhil edilmiş, araştırmada spora katılımın yanında fiziksel aktivite düzeyinin de akademik başarıyı yordamadaki etkinliği değerlendirilmiştir. Castelli ve diğ. (2007) tarafından yapılan araştırmada ilköğretim 3. ve 5. sınıf öğrencilerinde fiziksel aktivite düzeyi ve akademik başarı arasındaki ilişkinin incelenmesi amaçlanmış, toplam 259 öğrencinin dâhil edildiği araştırmanın sonunda öğrencilerin fiziksel aktivite düzeyleri ile akademik başarı durumları arasında pozitif yönde anlamlı bir ilişki olduğu rapor edilmiştir. Literatürde yer alan birçok araştırmada da fiziksel aktivite düzeyinin bilişsel performans ve akademik başarı üzerinde anlamlı bir etkiye sahip olduğu tespit edilmiştir. (Esteban-Cornejo ve diğ.,2014), (Booth ve diğ., 2013), (Reed ve diğ., 2010), (García-Hermoso, 2017), (Donnelly ve Lambourne, 2011), (Davis ve Cooper, 2011), (Field ve diğ., 2001), (Correa-Burrows ve diğ., 2014). Doğu Marmara bölgesinde yer alan beş devlet üniversitesinde (Kocaeli Üniversitesi, Sakarya Üniversitesi, Düzce Üniversitesi, Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi ve Yalova Üniversitesi) öğrenim görmekte olan 933 üniversite öğrencisinin spora dair tutumlarının yaş, eğitim düzeyi, gelir düzeyi ve gelir düzeyi memnuniyeti, sporu tek başına yeterli bir gelir olarak görme durumu, başarı düzeyi, akademik başarı motivasyonu, akademik başarı motivasyonlarının alt boyutu olan motivasyonsuzluk, başarı düzeyleri ve not ortalamaları (GANO), değişkenleri açısından farklılaşıp farklılaşmadığı incelenmiştir fakat değişkenler arasında anlamlı bir farklılık bulunamamıştır (p>0,05). Spora yönelik tutum akademik başarıyı anlamlı düzeyde etkilememiştir. Sonuç olarak, mesleki olgunlaşma ve sosyal hayata hazırlanma dönemi olarak anılan üniversite hayatı, yalnızca akademik başarıya odaklı bir yaşam süreci olarak görülmemelidir. KAYNAKÇA 193 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3 Akandere, M., Baştuğ, G., Güler, E.D. (2010). Ortaöğretim Kurumlarında Spora Katılımın Çocuğun Ahlaki Gelişimine Etkisi. Niğde Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Bilimleri Dergisi Cilt 3, Sayı 1. Atalay, A. (2015). The Analysis On Sport Attitudes Of Students At High School Education İn Turkey, Educational Research And Reviews, 11(5), 194-203. Atalay, A., Akbulut, A., Yücel, A., Göral, K., & Korkmaz, M.(2016). Analysis of the Attitudes of Student-Atheletes Playing in the Universities Volleyball 2nd League in Turkey towards Sports, Journal of Applied Environ mental and Biological Sciences, 5(4), 1-6. Atalı. L, Uzuner. M. L. (2018). Farklı Fakültelerden Spor İle İlgili Ders Alan Öğrencilerin Spora Yönelik Tutumlarının İncelenmesi (Kocaeli Üniversitesi Örneği) Atılgan, M. (1998). Üniversite Öğrencilerinin Ders Çalışma Alışkanlıkları İle Akademik Başarılarının Karşılaştırılması (Gaziantep Üniversitesi Öğrencileri Üzerine Bir Araştırma), Yüksek Lisans Tezi, Gaziantep Üniversitesi, Türkiye, 16, Ayan C, Cancela CJ, Montero C. (2014). Academic Performance of Young Competitive Swimmers is Associated With Physical Activity Intensity and Its Predominant Metabolic Pathway: A Pilot Study. Journal Of Physical Activity & Health.;11(7):1415-9. Bilgin. E. (2017). Ortaokul Öğrencilerinin Fiziksel Uygunlukları Ve Akademik Başarıları Arasındaki İlişkinin İncelenmesi. Hacettepe Universitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Spor Bilimleri Ve Teknolojisi Programı Yüksek Lisans Tezi Ankara. Boileau, R.A.,Lohman, T.G., Slaughter, M.H., Ball, T.E., Going, S.B., Hendrix, M.K. (1984). Hydration of theFat-Free Body in ChildrenduringMaturation, Human Biology, (56), 651-666 Booth, J.N.,Leary, S.D., Joinson., C, Ness, A.R., Tomporowski, P.D., Boyle, J.M. &Reilly, J.J. (2013). Associations Between Objectively Measured Physical Activity and Academic Attainment in Adolescentsfrom a UK Cohort. British Journal of Sports Medicine, 48: 265-70. Büyükdemir.D, Soyer.F, Türkoğlu.Ç. (2018). Farklı Ortaöğretim Programlarında Öğrenim Gören Öğrencilerin Beden Eğitimi ve Spor Dersine İlişkin Tutumları E R P A International Congresses on Education /417 Can, G. (1992). Akademik Başarısızlık ve Önlenmesi, Anadolu Üniversitesi Öğrencileri Üzerinde Bir Araştırma, Eğitim Fakültesi Yayınları Carter, V.E. (1973). Good, Dictionary of Education, 4. Baskı. New York: Mc Graw Hill Book Company, Castelli, D.M.,Hillman, C.H., Buck, S.M., &Erwin, H.E. (2007). Physical Fitness And Academic Achievement İn Third- And Fifth-Grade Students. Journal Of Sport&Exercise Psychology, 29(2), 239-252. Cheung, C.K., Kwok,S.T. (2004). Activities And Academic Achievement Among Collage Students. The Journal Of Genetic Psychology, 159, (2), 147- 162 Coe, D.P. ( 2003). The Importance of Physical Education Classes in Relation to Physical Activity Behaviors, Physical Fitness, and Academic Achievement in Middle School Children, the Degree of Doctor of Philosophy, Michigan State University, (Proquest Online Veri Tabanı, Umi No: 3115952). Coe, D.P. (2010). Effect of Physica lEducation and Activity Levels on Academic Achievement in Children, Departments of Kinesiyogy and Episdemiology, Michigan State Üniversity, 194 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3 Correa-Burrows, P.,Burrows, R., Orellana, Y. andIvanovic, D. (2014). Achievement in mathematics and language is linked toregular physical activity: A population study in Chileanyouth. Journal of Sports Sciences, 32(17),1631-1638. Çağlayan, A., Çalık, F., Sivrikaya, K., Kahveci, M. (2004). "12-15 Yaş Grubu Spor Yapan Öğrencilerle Spor yapmayan Öğrencilerin Okul Başarıları Yönünden Karşılaştırılması", 10. ICHBER-SD Avrupa Kongresi ve SBD 8. Uluslararası Spor Bilimleri Kongresi, Antalya, 17-20 Kasım Çil, B.( 1995). Ticaret ve Turizm Eğitim Fakültesinde Akademik Başarıyı Etkileyen Kimi Etkenler, Milli Eğitim Basımevi, Ankara, Davis, C.,& Cooper, S. (2011). Fitness, Fatness, Cognition, Behavior, And Academic Achievement Among Over weight Children: Do Cross-Sectional Associations Correspond To Exercise Trial Outcomes?. Preventive Medicine, 52(1), 65-69. Deheeger, M.,Rolland-Cachera, M-F., Fontvieille, A.M. (1997). Physical Activity And Body Composition İn 10 Years Old French Children: Linkage With Nutritional İntake. Ġnt.J.Obes.Relat.Metab.Disord., 21, 372-37 Din, F.S. (2005). Sport Activities Versu sAcademic Achievement For Rural High School Students. National Forum Of Applied Educational Research Journal- Electronic, 19(3), 1-11. Donnelly, J.E.,&Lambourne, K. (2011). Classroom-Based Physical Activity, Cognition And Academic Achievement. Preventive Medicine, 52(1), 36-42. Dwyer, T.,Sallis, J.F., Blizzard, L., Lazarus, R., & Dean, K. (2001). Relation of academic performance tophysical activity and fitness in children. Pediatric Exercise Science, 13(3), 225237. Er, F. (2010). Düzenli Spor Yapan ve Yapmayan Üniversite Öğrencilerinin Fiziksel Uygunluk Düzeyleriyle Akademik Başarı Arasındaki ilişkinin Karşılaştırılması, Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi, Türkiye, Erdoğdu, M.Y. (2006). Yaratıcılık ile Öğretmen Davranışları ve Akademik Başarı Arasındaki ilişkiler, Sosyal Bilimler Dergisi, 5, (17), 95-106 Esteban-Cornejo I, Tejero-González CM, Martinez-Gomez D, del-Campo J, González-Galo A, PadillaMoledo C, Sallis JF, Veiga OL, UP & DOWN Study Group. (2014). Independent and combinedin fluence of the components of physical fitness on academic performance in youth. The Journal of Pediatrics, 165(2): 306-312. doi:10.1016/j.jpeds.2014.04.044 Fedewa, A.,&Ahn, S. (2011). The Effects Of Physical Activity And Physical Fitness On Children's Achievement And Cognitive Outcomes: A Meta-Analysis. Research Quarterly For Exercise&Sport, 82(3),521-535. Field, A., Miles, j . (2010). Discovering Statistics Usisn SAS, (4), 133. Fox, C.K.,Barr-Anderson, D., Neumark-Sztainer, D., & Wall, M. (2010). Physical Activity And Sports Team Participation: Associations With Academic Out comesİn Middle School And High School Students. Journal Of School Health, 80(1), 31–37. . García-Hermoso, (2017). Raquel Marina Relation ship Of Weight Status, Physical Activity And Screen Time With Academic Achievement İn Adolescentsobesity Research&Clinical Practice, 11 (1), 44-50. Genç, A., Şener, Ü., Karabacak, H., Üçok, H. (2011). Kadın ve Erkek Genç Erişkinler Arasında Fiziksel Aktivite ve Yaşam Kalitesi Farklılıklarının Araştırılması, Kocatepe Tıp Dergisi The Medical Journal of Kocatepe 12, 145-150 195 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3 Göksel, A. G., Caz, Ç., Yazıcı, Ö. F., & İkizler, H. C. (2017). Farklı Bölümlerdeki Öğrencilerin Spora Yönelik Tutumlarının Karşılaştırılması: Marmara Üniversitesi Örneği, Spor ve Performans Araştırmaları Dergisi, 8(2), 123-134. Grissom, B.J. (2005). Physical Fitness and Academic Achievement, Journal of Exercise Physiology, Volume 8. Gülmez, Y. (2003). Yükseköğretimde Öğrenci Başarısını Etkileyen Etmenler, Gaziantep Üniversitesi Basımevi, Gaziantep, 1992; Aktaran; Ergül, H., Uzaktan Öğretimde Öğrenci Karakteristikleri ile Akademik Başarı ilişkisi Ve Anadolu Üniversitesinin Eskişehir‟deki Akademik Danışmanlık Derslerine Katılan Öğrenciler Üzerinde Bir Uygulama, Doktora Tezi, Anadolu Üniversitesi, 71, Gürbüz, A. Özkan, H. (2012). İlköğretim İkinci Kademe Öğrencilerinin Beden Eğitimi Ve Spor Dersine İlişkin Tutumlarının Belirlenmesi (Muğla İl Örneği), Pamukkale Üniversitesi Spor Bilimleri Dergisi, 3(2): 78-89. Gürdal, M. (2011). Duygusal zeka ile akademik başarı arasındaki ilişki (Tezsiz Yüksek Lisans Bitirme Projesi) Süleyman Demirel Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Isparta. Hazar, K., Kaya, M., Çelikbilek, S., & Afyon, Y. A. (2018). Seçmeli Beden Eğitimi ve Spor Derslerini Tercih Eden Üniversite Öğrencilerinde Beden Algısı ve Spor Derslerine Katılım Nedenlerinin Araştırılması, Beden Eğitimi ve Spor Bilimleri Dergisi, 12(1). Howe, C.A. (2008). Physical Activity and Academic Performance, The President‟s Council on Physical Fitness and Sports, Feature Article. İslam, A. (2017). Investigation Of Higher Education Students Attitude Perceptions Towards Physical Education Course (Sample Of Ordu University), Journal Of Academic Social Science Studies, (63), 487-497. Jaakkola, E.,Helkkula, A. And Aarikka-Stenroos, L. (2015). “Service experienceco-creation: conceptualization, implications, and future research directions”, Journal of Service Management, Vol. 26 No. 2. Jacobsen, J.J. (2001). Effects of Physical Activity on the Performance of Simple Adition Among Fourth- and Fifth Grade Students, the Degree of Doctor of Education, the University of South Dakota,. (Proquest Online Veri Tabanı Umi No: 3015407). Journal of Oncology Nursing, 10(3),319-322. Julian, C.,Stanley, K.D. (1972). Educationa land Psychological Measurement and Evaluation. 50. Baskı New Jersey: Prentice-HallInc., Kalantari, H. A. ve Esmaeilzadeh, S. (2016). Association between academic achievement and physical status including physical activity, aerobic and muscular fitness tests in adolescent boys. Environmental Health and Preventive Medicine, 21(1), 27-33. Kangalgil, M.,Hünük, D., Demirhan, G. (2006). İlköğretim, Lise Ve Üniversite Öğrencilerinin Beden Eğitimi Ve Spora İlişkin Tutumlarının Karşılaştırılması, Hacettepe Spor Bilimleri Dergisi, 17(2), 48-57. Karasar, N. (2009) Araştırmalarda Rapor Hazırlama, Nobel Yayıncılık, Ankara. Karataş H , Erden M (2012). Akademik Motivasyon Ölçeğinin Dilsel Eşdeğerlik, Geçerlik Ve Güvenirlik Çalışması. Education Sciences.; 7(4): 983-1003 Kaya, S.,& Gürbüz, B. (2015). An Examination Of University Students’ Attitudes Towards Leisure Activities, Pamukkale Journal Of Sport Sciences, 6(3), 46-59. 196 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3 Kaynak, E., (2006). Çocukların Fiziksel Zindelikleri İle Akademik Başarıları Arasındaki İlişkinin İncelenmesi, Yüksek Lisans Tezi, Akdeniz Üniversitesi, Türkiye. Klausmeier, H.J.,&Ripple, R.E. (1971). Learning and humanabilities: Educational psychology. (3rd Ed.) New York: Harper&Row Koç, M., Avşaroğlu, S., Sezer, A. (2004). Üniversite Öğrencilerinin Akademik Başarıları İle Problem Alanları Arasındaki İlişki, Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 11, 483–497 . Koç, N. (1981). Liselerde Öğrencilerin Akademik Başarılarının Değerlendirilmesi Uygulamalarının Etkililiğine İlişkin Bir Araştırma Ankara, 36-55. Koçak, F., Tuncel, S., Tuncel, F. (2015). Spor Alanında Öğrenim Gören Üniversite Öğrencilerinin Sporda Sürdürülebilirliğe İlişkin Tutumlarının Belirlenmesi, Ankara Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Dergisi, 13(1): 29-39. Kozaklı, H. (2006). Üniversite Öğrencilerinde Yalnızlık Ve Sosyal Destek Düzeyleri Arasındaki İlişkilerin Karşılaştırılması. Mersin Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, Erzurum. Lindner, K.J (1999). .Sport Participation And Perceived Academic Performance Of School Children And Youth. Pediatric Exercise Science, 11(2), 129-143. Nxumalo, S. A.,&Edwards, S. D. (2017). Attitudes Of Female University Students Towards Participation İn Sports, African Journal For Physical Activity And Health Sciences (AJPHES), 23(1.2), 226-240. Journal Of Social And Humanities Sciences Research (JSHSR) 2018 Vol:5 Issue:30 Pp:4428-4434 Jshsr.Com Journal Of Social And Humanities Sciences Research (ISSN:2459-1149) Odacı, H. (1996). Üniversite Öğrencilerinin Akademik Başarılarına Etki Eden Faktörler, Milli Eğitim: Eğitim, Sanat Ve Kültür Dergisi, (132), 72-75. Öcal, K. (2006). The Effects Of İnter scholastic Sports Participation On Academic Achievement And Behavioral Development Of Junior High Grades Students. Mıddle East Technıcal Unıversıty. Öztürk, M. (2005). Üniversitelerde Eğitim-Öğretim Gören Öğrencilerde Uluslar Arası Fiziksel Aktivite Anketinin Geçerliliği Ve Güvenirli Ve Fiziksel Aktivite Düzeylerinin Belirlenmesi, Yüksek Lisans Tezi, Hacettepe Üniversitesi, Türkiye, Reed, J.A., Einstein, G., Hahn, E., Hooker, S.P., Gross, V.P., &Kravitz, J. (2010). Examining The İmpact Of İntegrating Physical Activity On Fluid İntelligence And Academic Performance İn An Elementary School Setting: A Preliminary İnvestigation. Journal Of Physical Activity &Health, 7(3),343-351. Saygılı, G., Atay, E., Eraslan, M. ve Hekim, M. (2015). Düzenli olarak spor yapan ve yapmayan öğrencilerin kişilik özellikleri ile akademik başarıları arasındaki ilişkinin incelenmesi. Kastamonu Eğitim Dergisi, 23(1), 161-170. Shephard, R. (1997). Curricular physical activity and academic performance. Pediatri Exercise Science, 9(2),113-126. Sıngh, A.,Uıjtdewıllıgen, L., Twısk, J. W., Van Mechelen, W., &Chinapaw, M. J. (2012). Physical Activity And Performance At School: A Systematic Review Of The Literature İncluding A Methodological Quality Assessment, Archives Of Pediatrics & Adolescent Medicine, 166(1), 49-55. 197 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3 Silah, M. (2003). Üniversite Öğrencilerinin Akademik Başarılarını Etkileyen Çeşitli Nedenler Arasındaki Süreksiz Durumluluk Kaygısının Yeri ve Önemi, Eğitim Araştırmaları Dergisi, 10, 102-115 Solmaz, B. ve Aydın, B. O. (2012). Popüler kültür ve spor merkezlerine yönelik bir araştırma. Gümüşhane Üniversitesi İletişim Fakültesi Elektronik Dergisi, 1(4),67- 82. Soltz, D.F. (1986). Athletics And Academic Achievement: What İs The Relation ship? NASSP Bulletin 70, (492), 20-24. Sönmez, G. (2006). Akademik Başarının Belirlenmesinde Yaşanılan Sorunlar. Fırat Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 4(1), 34-42. Şentürk, E. Ş. (2012). Spora Yönelik Tutum Ölçeği: Geliştirilmesi, Geçerliliği Ve Güvenirliği, CBÜ Beden Eğitimi Ve Spor Bilimleri Dergisi, 7(2), 8-18. Tanır, H. (2013). İlköğretim 8. Sınıf öğrencilerinde fiziksel aktivite düzeyi ve bazı antropometrik özelliklerin akademik başarı ile ilişkisi (Doktora Tezi). Kırıkkale Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Kırıkkale. Tatar, N., Kuru, M. (2009). Açıklamalı Yöntemlere Karşı Araştırmaya Dayalı Öğrenme Yaklaşımı: İlköğretim Öğrencilerinin Fen Bilgisi Dersine Yönelik Tutumlarına Etkileri. Pamukkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 25(25), 153-165. Tüknüklü, A., Zoroğlu, Y., Gemici, Y. (2001). İlköğretim Okullarında Okul Yönetimine Yansıyan Disiplin Sorunları, Kuram Ve Uygulamada Eğitim Yönetim Dergisi, Pegem Yayınları, 27, 417441 Türkel, Ç. (2010). İlkögretim Ögrencilerinin Sportif Faaliyete Katılım Düzeyi İle Sosyal Uyum Ve İletişim Beceri Düzeyleri Arasındaki İlişkilerin İncelenmesi. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Kayseri: Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. Türkmen M, Abdurahimoğlu Y., Varol S., Gökdağ, M. (2016). İslami İlimler Fakültesi Öğrencilerinin Spora Yönelik Tutumlarının İncelenmesi (Bartin Üniversitesi Örneği) International Journal Of Contemporary Educational Studies (Intjces) Issn : 2548-9373 June : 2 (1): 48-59 Uzman, E. (2001). Üniversite Öğrencilerinde Sosyal Destek Ve Akademik Başarı İlişkisi, X. Ulusal Eğitim Bilimleri Kongresi, Abant İzzet Baysal Üniversitesi (Bildiriler), 1. Cilt, Bolu. Vallerand, R. J.,Pelletier, L.G., Blais, M. R., Briére, N. M., Senécal C., &Valliéres, E. F. (1992). The Academic Motivation Scale: A Measure Of İntrinsic, Extrinsic, And Amotivation İn Education. Educational And Psychological Measurement, 52, 1003-1017. Wolman, B. (2009). Dictionary Of Behavioral Science, New York: Van Nostrand Company, 1973; Aktaran Keskin G., Sezgin B., Bir Grup Ergende Akademik Başarı Durumuna Etki Eden Etmenlerin Belirlenmesi, Fırat Sağlık Hizmetleri Dergisi, 4, (10), 3-18. Yanık, M. Çamlıyer, H. (2015). Ortaöğretim 9. Sınıf Öğrencilerinin Beden Eğitimi Ve Spora İlişkin Tutumları İle Okula Yabancılaşma Düzeyleri Arasındaki İlişkinin Belirlenmesi, Uluslararası Spor, Egzersiz Ve Antrenman Bilimi Dergisi, 1(1): 9-19. Yavuzer, H. (2003). Okulçağı Çocuğu. İstanbul: Remzi Kitabevi Yazıcı, N. A., Kalkavan, A., & Özdilek, Ç. (2016). Üniversite Öğrencilerinin Beden Eğitimi Ve Spor Öğretimi Dersine İlişkin Tutumlarının Bazı Değişkenler Açısından İncelenmesi, International Journal Of Science Culture And Sport (Intjscs), 4(2), 404-411. Yetim, A. (2014). Sosyoloji ve Spor, Berikan Yayınevi, 6. Baskı, Ankara. 198 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3 Yıldırım. M. (2015). Üniversite Öğrencilerinin Spora Dayalı Fiziksel Aktivitelere Katılımları Ve Yaşam Kalitelerinin Akademik Başarı Ve Sosyalleşme Üzerine Etkisi (Eskişehir Osman Gazi Üniversitesi) Doktora Tezi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Beden Eğitimi Ve Spor Anabilim Dalı Anadolu Üniversitesi Eskişehir, Aralık ATIF: Çoban, Ü., Atalı, L., Bayazıt, B., Uca, M. (2020). Üniversite Öğrencilerinin Spora Yönelik Tutumlarının Akademik Başarı Düzeylerine Etkisinin İncelenmesi (Doğu Marmara Bölgesi Üniversiteleri Örneği). Betül Bayazıt, Ercan Karaçar, Ozan Yılmaz (Ed.), Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3.Cilt içinde (ss. 169-199). Konya, Çizgi Kitabevi Yayınları 199 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 BÖLÜM 13 BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR YÜKSEKOKULU ÖĞRENCİLERİNİN YAŞADIKLARI YERLERDEKİ OYUN ALANLARINA YÖNELİK GÖRÜŞLERİ VE OYUN TERCİHLERİ Meryem ALTUN EKİZ Dr. Öğretim Üyesi, Mustafa Kemal Üniversitesi BESYO, [email protected] ATIF: Altun Ekiz, M. (2020). Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Öğrencilerinin Yaşadıkları Yerlerdeki Oyun Alanlarına Yönelik Görüşleri ve Oyun Tercihleri. Betül Bayazıt, Ercan Karaçar, Ozan Yılmaz (Ed.), Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3.Cilt içinde (ss. 201-224). Konya, Çizgi Kitabevi Yayınları. 13.BÖLÜM BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR YÜKSEKOKULU ÖĞRENCİLERİNİN YAŞADIKLARI YERLERDEKİ OYUN ALANLARINA YÖNELİK GÖRÜŞLERİ VE OYUN TERCİHLERİ Meryem ALTUN EKİZ Dr. Öğretim Üyesi, Mustafa Kemal Üniversitesi BESYO, [email protected] GİRİŞ Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Öğrencilerinin Yaşadıkları Yerlerdeki Oyun Alanlarına Yönelik Görüşlerini araştırdığım bu çalışmada; fiziksel, zihinsel ve psikolojik gelişmede önemli yeri olan oyun alanları öğrencilerin görüşleriyle incelenmiş ve oyun tercihleri değerlendirilmiştir. Katılımcılar farklı sosyo-kültürel ve fiziksel çevrelerden oluşmaktadır. Bu da araştırma kapsamında farklı sosyo-kültürel ve fiziksel çevrelerdeki bireylerin incelemelerini, beklentilerini, mekânlardaki kullanıcıların alandan memnuniyetlerini, mekânsal gereksinimlerini ve oyun tercihlerini ortaya koymaktadır. Araştırma yapılan oyun alanlarının bulunduğu çevrelerin farklı gelir grubundaki bireylerin yaşadığı alanlar olmasının yanında alanların iklim ve fiziksel özelliklerin de farklı olması farklı görüşlerin de ortaya çıkabileceği düşünülmüştür. Oyun alanları ile ilgili birçok tanım yapılmıştır. Tekkaya (2001) oyun alanını, çocuğun sosyal, duygusal, bilişsel ve fiziksel gelişimi için esas olan aktivitelerini desteklemek için tasarlanmış bir eğitim mekânı olarak tanımlamıştır. Oyun mekânı farklı aktiviteler, yaratıcı oyunlar, doğal elemanlarla oyunlar, su ve kum oyunları, sessiz oyunlar, paylaşılan açık alan oyunları gibi çeşitli oyun türlerine olanak sağladığını belirtmiştir. Çetin (2003) ise; çocuk oyun alanlarını, çocuklar tarafından yoğun bir şekilde kullanılan, birkaç konut yerleşim birimine hizmet edecek, çeşitli fonksiyonlara cevap verecek şekilde düzenlenmiş aktif rekreasyon alanları olarak tanımlamıştır. 1-15 yaş grubunda yer alan çocuklardan, küçükler için oyun alanı sağlanmasının yanında, yetişkinler için de belirli sportif aktiviteleri karşılayacak biçimde düzenlenen bölümleri içerdiğini belirtmiştir. Çocuğun tüm gelişimi fiziksel gelişim ile yakından ilgili olduğundan çağdaş ülkelerde dikkatler çocukluk çağı oyun etkinliklerine yönelmiştir (Mengütay, 1999). Oyun ortamı ve oyun etkinlikleri belirlenen hedeflerin kazandırılmasına olanak veren öğrenme ortamları ve etkinlikleridir (Koçyiğit vd., 2007). Çocuk gelişiminde oyunun önemli bir yeri vardır. Çocuklar oyun oynamaya programlanmış bir makineye benzerler, her an her yerde oyun oynamak isterler. Günümüz kent koşullarında ise çocukların açık alanda oyun oynayacakları alanlar git gide azalmakta ve çocuklar kapalı alanlarda oyun oynamaya itilmektedir. Çocukların dış mekânda oyun oynadıkları alanların basında ise çocuk oyun alanları gelmektedir. Dolayısıyla çocuk oyun alanlarının tasarım ve 201 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 planlaması çocuk gelişimi açısından önemlidir. İyi bir planlama ise kullanıcıların beklentilerini karşılamalı ihtiyaçlarına cevap verebilmelidir. Oyun alanları ve diğer çevre koşullarının olumsuzluğu, bilgisayar, telefon gibi unsurların çocukları daha çok cezbetmesi, çocukların boş vakitlerini daha çok kapalı alanlarda geçirmelerine neden olmakta ve doğal deneyimi gelişmemiş bireyler yetişmektedir. Tüm bu nedenlerle çocukların fiziksel, sosyal ve duygusal gereksinimlerine cevap verebilecek, çocukları cezbedebilecek, içinde barındırdığı rekreasyon imkanları ile çocuk gelişimine pozitif katkılar sağlayabilecek oyun alanlarının tasarımı önem kazanmaktadır (Yılmaz, 2010). Çocuk oyun alanları, çocukların doğayla buluştuğu, çeşitli elemanlarla onların fiziksel ve ruhsal ve fizyolojik yapısını geliştiren egzersizler yaptığı alanlardır. Çocuk oyun alanları sosyalleşmeye başlayan çocuğun, evinin dışında, kendini ait hissedebileceği, sahipleneceği alanlardan biri olması sebebiyle oyun alanlarının niteliği ve niceliği önem kazanmaktadır. Bu çalışmada elde edilecek veriler sonucunda oyun alanlarının çocukların gelişimine uygun olup olmadığı ve çocuklar için yeterli alana sahip olunup olunmadığı belirlenerek bu alandaki projelere yön gösterilmeye çalışılmıştır. YÖNTEM Araştırma Modeli Bu çalışmada nitel araştırma yöntemlerinden Durum Çalışması Deseni ve Görüşme tekniği kullanılmıştır. Durum çalışmaları, araştırmacının bir durumu, sıklıkla da bir programı, olayı, eylemi, süreci ya da bir veya daha fazla bireyi derinlemesine analiz ettiği bir araştırma desenidir (Creswell, 2014). Görüşme ise gözlem ve doküman verilerini teyit etme ve araştırmaya katılan bireylerin algılarını, tepkilerini ve deneyimlerini öğrenme konusunda bireysel ya da odak grup görüşmesi (yapılandırılmış, yarı yapılandırılmış, yapılandırılmamış) etkili bir veri toplama yöntemidir (Yıldırım ve Şimşek, 2013). Araştırma Grubu Araştırmanın grubunu Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulunda öğrenim gören amaçlı örneklem yöntemiyle seçilen 17’si kadın ve 31’i erkek olmak üzere toplam 48 öğrenci oluşturmaktadır. Amaçlı örneklem: Nitel araştırmalar genellikle amaçlı bir şekilde seçilmiş küçük örneklemlerle, hatta bazen tek bir örneklemle (N=1) detaylı bir şekilde yapılabilir. Amaçlı örneklem, derinlikli çalışmalar için bilgi açısından zengin durumlar seçilmesini sağlamaktadır (Patton, 2014). 202 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 Veri Toplama Araçları Veriler, görüşme metodu kullanılarak toplanmıştır. Amaçlı örneklem yöntemi ile belirlenen 48 öğrenci ile sanal olarak görüşme yapılmıştır. Çalışmada araştırmacı tarafından geliştirilen 2 sorudan oluşan yapılandırılmış görüşme formu kullanılmıştır. Araştırma soruları aşağıdaki gibidir; 1. Çevrenizdeki oyun alanları ile ilgili tespit ettiğiniz eksiklikleri ve önerilerinizi belirtiniz. 2. Ne tür oyunlar oynamaktan keyif alıyorsunuz? Nedenleri ile birlikte açıklayınız. Verilerin Analizi Verilerin betimsel ve içerik analizi sonucunda 48 öğrenciden 40 öğrencinin cevapları kullanılmıştır. Araştırma sorularına ilişkin toplanan verilerin analizi sonucunda cümleler artık birbirini tekrar etmeye başladığı zaman veri toplama sonlandırılmıştır (Yıldırım ve Şimşek, 2013). Araştırmada güvenirlik ölçütü olan “doğrudan alıntı” lara yer verilmiştir. Oyun alanlarına ilişkin görüşülen kişilerin isimleri yerine yaşadıkları yerler belirtilmiştir. BULGULAR 1. “Çevrenizdeki oyun alanları ile ilgili tespit ettiğiniz eksiklikleri ve önerilerinizi belirtiniz.” Sorusuna verilen cevaplar Adana/Seyhan-1 Gülpınar mahallesindeki incelemelerimde park, basketbol sahası ve spor salonu bulunmaktadır. Bu oyun alanlarının konumu birbirine yakındır. Basketbol sahasında belirlediğim sorunlar şu şekildedir: Yerde çıkıntılar oluşmuş, teller parçalandığı için topun caddeye çıkması mümkün, saha çizilmemiş, pota filesi eksik. Çocuklar düşüp yaralanma ihtimali bulunmaktadır. Yerler uygun malzeme ile düzeltilmeli, teller sıfırı ile değiştirilmeli, saha çizilmeli ve pota filesi takılmalıdır. Spor salonu sorunları: Tribün koltukları yok, voleybol direkleri var ama filesi yok, zeminde bozulmalar var, badminton için zemine saha ölçüsü çizilmemiş. Badminton sahası çizilmeli, zemin değiştirilmeli, tribünler düzeltilmelidir. Park sorunları: Oyun malzemesi eksik var olanlar da bozuk, dinlenme bankları eksik. Eski ve bozulmuş malzemeler kaldırılmalı, çeşitlendirilmiş malzeme takviyesi sağlanmalı ve banklar artırılmalıdır. Adana/Seyhan-2 Barış Mahallesi çocuk parkında, oyun salonu ve futbol sahası bulunmaktadır. Eksiklikleri: Çocuk parkı küçük ve bu nedenle içindeki oyun materyalleri az, etrafında güvenlik için bir materyal 203 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 yok. Oyun salonu güzel her çeşit oyun var ama sınırlı sayıda olduğu için sıra bekleme durumu söz konusu. Futbol sahasının çimleri suni çim olduğu için düştüğünde yara alıyorsun. Daha az tehlike uyandıracak malzeme olmalı. Adana/Seyhan-3 Dumlupınar Mahallesinde eskiden pek çok oyun alanı vardı. Ama şimdi arabalar çok olduğu için pek oyun alanı bulamıyoruz. Yine de oynayabileceğimiz bir kaç yer kaldı. Bunlar bizim ve çocuklar için güvenli yerler. Bahçe, parklar, piknik alanları vs. yerler bizim için güvenli oyun alanlarıdır aynı zamanda çevremizdeki oyun alanları olarak da ilk bu yerler aklımıza gelmektedir. Parklarımız gerçekten çok eski ve parklarda kullanılan oyun aletlerinin birçoğu yıpranmış ve sağlığı olumsuz etkilemektedir. Önerilerim: Betonlaşma ve çarpık kentleşmenin yanı sıra çocuklar için daha güvenli ve daha sağlıklı oyun alanları inşa edilmeli, parklardaki oyun aletleri ve egzersiz aletlerinin sayısı artırılıp bakımları yapılmalı. Adana-4 Şakirpaşa/Kiremithane Mahallesi meydan sokağında araştırmalarımı tamamladım. Gördüm ki çocuk parkı ve egzersiz aletleri alanları da yanlış kullanılıyor. Oyun aletlerinin bakımı aksatılmış ve kırılıp dökülmüşler. 10 kg olan bacak çalışma aleti yağsızlıktan 20 kg basıyor. Çocuklar başka bir alan olmadığı için sokakta ve tehlikeli yerlerde top oynuyor. Önerilerim: Bir tane futbol sahası veya çocukların içinde koşup oynayacağı zemini uygun alanlar oluşturulabilir. Egzersiz aletlerin nasıl kullanacağına yönelik talimatlar asılabilir. Aletlerin bakımları yapılabilir. Adana/Çukurova-5 Yüzüncü Yıl Mahallesi oyun alanını incelediğimde çıkan eksiklikler şu şekildedir: Yumuşak zemin olmadığı için yaralanmalar fazla oluyor, sentetik çim gerekmektedir. 2 adet kale var ama bunlar içinde fileler gerekmektedir. Pota ve voleybol direklerinde file ve saha çizgileri bulunmamaktadır. Adana-6 Çevremde oyun alanlarına baktığımda; çocuk parkı, kort tenisi, futbol ve basketbol sahası bulunmaktadır. Oyun alanlarını kontrol etmem sonucu eksiklerin olduğunu gördüm bu eksikler; arızalı salıncak, kort sahasında filenin yıpranmış olması, basketbol potasının yamuk olması, futbol kale filesinin olmaması. Önerim; bu sahaların düzenli olarak kontrol edilmesi ve bu tarz yerlere güvenlik ve sağlık ekipmanlarının bulunması hem çocuklar için hem de yetişkinlerin sağlık açısından faydalı olacağını düşünüyorum. 204 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 Adıyaman-1 Gölbaşı’nda tespit ettiklerim: Çocukların çoğu zaman oyun alanları sokaklardır ve sokaklar çok tehlikeli aslında çünkü mahalle arasından geçen arabalar çocuklara zarar verebilir. Bu yüzden her mahalleye bir park yapılabilir. Parklara çocuklarla birlikte anne babaların da gelip egzersiz yapabilecekleri alanlar ve aletler olmalı. Maddi durumu iyi olmayan insanlar var, bu insanlar parklarda spor yapabilmeli bunun için bisiklet vb. şeylerden daha fazlası konmalı. Örneğin 1 lira ile çalışan koşu bandı konabilir. Parklar çocuklar içinde çok fazla yaratıcı değil bazılarında sadece salıncak ve kaydırak var bazısında ise kaydırak salıncak ve basketbol sahası var. Bunlara ek olarak basketbol sahasının yanına küçük bir halı saha yapılabilir. Adıyaman-2 Köyüm Adıyaman Merkeze bağlı ve sadece birkaç km uzağında bulunan Kayaönü Köyü. Yaklaşık 40 civarında hanesi bulunuyor. Köyümüzde bulunan ama şu anda aktif olmayan köy okulunun bahçesi köy çocukları tarafından kullanılmaktadır. Ortak bir buluşma alanı olması güzel bir durum ama bahçede salıncak, tahterevalli gibi aletli hiçbir oyun araçları yok. Ayrıca zeminin çocukların düşünce yaralanmamaları için özel bir yapıda olması gerekirdi. Kum havuzu olabilirdi. Köyün çevresinin şehre oranla daha kullanışlı olması (çimen, toprak, dağ, taş vs.) zaten her yeri bir oyun alanına çeviriyor ve bu bence büyük bir avantaj. Yürüyüş, tırmanış, onlarca taş oyunu, bitkiler vb. onlarca doğal şey varken yaratıcı birçok oyun ve aktivite çocukları bekliyor diye düşünüyorum. Kilis Emine Mahmut Kudeyt İlköğretim Okulu ve İsmet Paşa Mah. Semt Parkı incelemelerim sonucunda: İlköğretim Okulundaki Eksiklikler: Okulun futbol, voleybol sahasının olmaması, basketbol sahasının var ama eski olması, oyun alanının küçük olması, yeterli oyun malzemesi olmaması. Maç yapmaları için güzel bir halı saha inşa edilebilir. Voleybol sahası oluşturulup filelerin ve gerekli malzemelerin temin edilmesi. Basketbol sahasındaki çizgilerin çizilmesi ve potaların filelerinin takılması gereklidir. Semt parkındaki oyun alanının yetersizliği, oyun malzemelerinin eksikliği, çocukların bilinçsizce kullanımı, yetkililerin yeterli ilgi göstermemesi. Oyun alanlarının geniş olması ve malzemelerin onarılması gereklidir. Belediye çalışanlarının parktaki oyun aletlerinin eksik olanlarının tamamlamalıdır. Parka gelen aile ve çocukların bilinçlendirilmesi gereklidir. Semtteki parkın ve çocukların güvenliği için bekçiler tayin edilmelidir. 205 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 Şırnak/Silopi-1 Bulunduğum yerde insanlar müstakil evlerde yaşıyorlar. Çocuklar için oyun alanları geniş araziler, geniş ev bahçelerinden oluşuyor. Oyun parkları çok az olduğu için çocuklar daha çok eskilerden kalma oyunlar oynamaktalar, zamanlarının büyük çoğunluğunu toz toprak içinde geçirmekteler. Genel Olarak Çocukların Oynadığı Oyunlar; sek sek, futbol, saklambaç, misket vb. oyunlardır. İstenildiği zaman çocuklar için oyun alanları yapılabilecek kadar geniş ve boş arsalar mevcut. Şırnak /İdil-2 Yeni mahalle oyun alanı araştırmasında gördüm ki çok az oyun alanı var ve bu yüzden çocuklar mahalle araları ve sokaklarda oyun oynuyorlar. Eksikliklere gelecek olursak; lavabo eksikliği çok net göze çarpıyor, malzeme sıkıntısı yaşanıyor, sadece alanlar yapılıyor, top vs. şeyler karşılanmıyor. Ayrıca ilk yardım müdahalesi yapılacak yer yok ve her park ve oyun alanına aynı parkurlar kuruluyor, farklı yaş aralıklarına dikkat edilmiyor. Farklı yaşlarda parkur ve oyun alanları kurulması gerekiyor ve bana göre her park alanında sorumlu bir antrenör olması gerektiğini düşünüyorum. Hatay-1 Ben Orhangazi mahallesinde oturuyorum. Evim dağın eteğinde şehir merkezine uzak bir mesafedeyiz. Bu yüzden ne bir park ne bir sosyal tesis ne de oyun sahası bulunuyor. Tıpkı bir önceki nesil gibi çocukların oyun alanı sokaklar. Ben bunu çok büyük bir eksiklik olarak görmüyorum çünkü geleneksel oyunlar oynanıyor. Örneğin; Saklambaç, Yakalambaç, 7 Kule vs. Hatay-2 Defne/Tavla Mahallesi: Bir parkımız mevcut çok kullanışlı olmamakla birlikte tüm spor ve oyun aletleri parçalanmış ve bozulmuş durumda sadece boş bir alanı bulunmakta iki adet basketbol potası var. İkinci olarak halı sahamız var zemini çok kötü durumda ve çim değişikliği yapılmadığı için sürekli sakatlanmalar meydana geliyor. Bunların dışında okulun oyun alanı mevcut. Sokak araları, ev önleri gibi yerler dışında maalesef oyun olanları pek mevcut değil. Hatay/Antakya-3 Odabaşı Mahallesi: Evimin civarındaki parkta yaptığım araştırma sonucu parkta oyun oynarken sakatlığa engelleyecek malzemelerin ve kum havuzunun eksik olduğunu gördüm. Bu malzemelerin olması gereklidir. 206 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 Hatay-4 Defne/Çekmece Mahallesi: Çevremdeki oyun alanlarına örnek olarak park örneğini verebilirim. Genellikle çevremdeki çocukların ayrıca oyun oynadıkları yer boş araziler ve sokaklar oluyor. Yaşadığım yerde oyun alanlarının çok kısıtlı ve kapsamlı olmaması en büyük eksikliktir. Yapılması gereken daha fazla veya daha büyük bir oyun alanının olması. Oyun alanının içi de daha fazla sportif aletle zenginleştirilmelidir. Hatay/Samandağ-5 Ataköy Köyü: Köyümde oyun alanı tam olarak kullanılamaz durumda. Kaydıraklar kırılmış, salıncakların zincirleri kopmuş ama bence en büyük sıkıntısı altındaki zeminin çakıl olması. Olası bir kazada çocuklar yaranabilir bunun için acil bir şekilde önlem alınması gerektiği kanaatindeyim onun dışında kışın zemin sürekli su altında kalıyor ve çocukların oyun hevesine engel oluyor. Malzeme sıkıntısı var bütün oyun alanı iki kaydırak ve 2 salıncaktan ibaret olmamalıdır. Hatay/Antakya-6 Saraykent Mahallesindeki parkta daha zengin spor aletleri olabilirdi. Örneğin mekik, kol çevirme, kol çekme, bacak açma, bacak itme vb. Bu aletler ile hem yaşlılar hem de gençler kolay kolay ve her şiddette antrenman yapabilirlerdi. Diğer yandan çocuk alanlarında ise bankların iki tanesi kırık ( kullanılmaz durumda ), salıncağın zinciri kopuk, kaydırağın altındaki kum çok az çocukların sakatlanma ihtimali büyük. Mahalledeki ortaokulun futbol ve basketbol sahasının çizgileri yok. Basketbol potaların bir tanesi kırık öğrenciler sadece birini kullanabiliyor. Hatay/Yayladağ-7 Şenköy Mahallesi: Çocukların özgür bir şekilde oynaması, bol vakit geçirmesi gerekirken, sahamızda bunan eksikliklerden dolayı sahamız kullanıma kapalıdır. Çocuklar için park, oyun alanları yoktur. Sahamızda bulunan eksiklikler: Kale direkleri eksiktir, herhangi bir görevli bulunmamaktadır, çim vb. bakımları yapılmamaktadır, yeteri kadar aydınlatma yoktur, sahamızın kenarlarında bulunan teller oldukça tehlikelidir, sahamızda güvenlik önlemleri yetersizdir. Sahamızın kale direkleri, aydınlatması, çim bakımı, güvenlik önlemleri, güvenlik görevlisi, temizliği, hijyeni gibi durumların iyileştirilmesi gerekmekte ve bir an önce saha kullanıma açılmalıdır. Hatay/Antakya-8 Ovakent Mahallesi Recep Tayyip Erdoğan Parkı: Parkımız boyuna çok uzun lakin enine çok kısa olduğundan istenilen düzeyde oyun ortamı sağlayamamaktadır. Uzun kenarı anayola bitişik bu yüzden tehlike arz etmektedir. Parkın içinde çocukların oynayacağı salıncak ve kaydırak gibi aletler bulunmamaktadır. Ulubey Çok Programlı Anadolu Lisesi okul bahçesi: Kapalı spor salonu maalesef 207 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 yok basketbol sahası var fakat betondan olduğundan dolayı düştüğümüzde sakatlanabiliyoruz. Futbol sahası da aynı şekilde sert bir zemin olduğundan sakatlıklar çok olmaktadır. Spor Toto Teşkilatı tarafından yapılmış halı saha: Kıyafet değiştirecek herhangi bir kabini yok, su içme yerleri yok, çevre düzenlemesi hala yapılmamış. Hatay/Antakya-9 Defne Harbiye Mahallesinde yaşamaktayım. Çocukluğum da burada geçti ve bir tek park salıncak dahi yok. Dağlık bölge olduğu için buraya gerekli önem verilmemiş ve hiç bir oyun alanı tesisi yapılmamıştır. Benim gözlemlediğim kadarıyla yaşadığım yere temin edilmesi gereken, eksik gördüğüm tesisler şunlardır; oyun parkı (salıncak, kaydırak, tahterevalli vb. bulunduğu), basketvoleybol-futbol sahası, trambolin, olumsuz hava şartlarında oyun oynayabilecekleri çocuklara özel kapalı bir alan, lunapark, piknik alanı. Ne yazık ki yaşadığım yere gerekli önem verilmemiş ve o basit oyun alanları yapılsa bile razı olacak çocuklar var. Hatay/Kırıkhan-10 Barbaros Mahallesinde ikamet etmekteyim. İlçede oturduğumdan dolayı çocuklar ve gençler için eğlenilecek ve oyun oynayacak yerler çok kısıtlı. Parklar, çocuk parkları, futbol sahası, piknik alanları, yeşil alanlar bulunmaktadır. Çevremde eksik gördüğüm oyun alanları şunlardır: Lunapark (sadece Kırıkhan’ın Kurtuluşu ya da festival haftalarında kuruluyor), açık alan spor aletleri, tranbolin, tenis kortu, bisiklet yolu, yüzme tesisleri, çocukların kış şartlarında oynayabileceği kapalı oyun alanları. Çevremizde eskiden pek çok oyun alanı vardı. Ama şimdi yeşil alanlar azaldı, yerini yüksek binalara bıraktı. Şehirler günden güne binalar ile dolmaktadır ve bu durum çocukların oyun alanlarını kısıtlamaktadır. Ayrıca oyun alanlarının yerini araç park yerlerine bıraktı. Hatay/Yayladağı-11 Sungur Köyünde 1 tane ilkokul var ve şuan kullanıma kapalı. Köydeki tek oyun parkı bu okulun içinde ve oyun aletleri neredeyse kullanılamayacak halde. Çocuklar yine de bu paslı ve yarı kırık aletlerde zaman geçirmekteler. Bana göre en büyük eksik bu parkın konumunu daha iyi bir yere alınması, içinde bulunan malzemelerin demir yerine plastik olması ve hep alışık olunan kaydırak, salıncak vb. malzemelerden biraz daha farklı aletlerin kurularak çocukların zihinsel ve fiziksel daha çok hareket edecekleri aletlerin gerektiğini düşünüyorum. Hatay/Antakya-12 Kuzeytepe Mahallesi: Benim yakınımda olan Bahçelievler Sitesinde tenis kortu, basketbol ve voleybol sahaları, yeşil alan, havuz ve çocuk parkları bulunmaktadır. Alanın küçük olması kazalara 208 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 sebebiyet vermekte, çocuk oyun alanlarının ve ailelerin çocukların yanında vakit geçirebilmeleri adına yeşil alanların ve park alanlarının daha fazla genişletilmesi gerekir. İki park oyuncağının arasındaki mesafenin 2 metreden uzun olması gerekiyor. Çocukların düşme ihtimallerine karşı herhangi bir oyuncağa çarpmaması için park alanlarının geniş olması önemlidir. Hatay-13 Defne\ Çekmece ‘de oyun parkları dışında çocukların zaman geçirebileceği çok fazla alan yok. Var olan bu alanlardaki malzemeler eski ve çok yıpranmış durumda. Salıncaklar kırılmış, kaydıraklar çürümüş aletlerin bakıma ihtiyacı var. Yerler beton zemin yerine çimlerle donatılmalı. Trambolinler, tırmanma alanları, daha korunaklı salıncaklar daha eğlenceli vakit geçirebilmeleri için uygun oyuncaklar olmalıdır. Bunun dışında çocuklar için ücretli balon parklar var. Çekmecede çocuklar için en iyi yapılmış tesis Hatay Büyükşehir Belediyesi Spor Kompleksi. Çocukların her türü sporu yapabilmeleri ve enerjilerini atabilmeleri için iyi bir alan. Hatay/Antakya-14 Büyükdalyan Mahallesindeki insanlar müstakil evlerde yaşıyor ve genellikle her evin geniş bir bahçesi var. Çocukların oyunlar oynayabilmesi için uygun ve kullanışlı alanlar mevcut. Mahalledeki eksikler; çocuk parkı ve spor alanlarıdır. Mahallede oyun alanları için uygun geniş bölgeler var. Buralarda oyun alanlarıyla ilgili çalışmalar yapılabilir. Bir basketbol sahası veya futbol sahası yapılabilir. Ayrıca çocuklar için sadece çimlik geniş bir alan yapılabilir. Böylece bu alanda çocuklar ne oynamak istediğine kendileri karar verir. Yine yapılan alanın içinde malzeme odası yapılabilir. Çeşitli malzemeler bulundurmak çocukların farklı oyunlar keşfedip yaratmalarına yardımcı olur. Böylece geleceğe hayal gücü geniş ve yaratıcı çocuklar hazırlanmış olur. Hatay/Samandağ-15 Büyükçat Köyü: Kaldığım yer bir köy olduğu için çok fazla aslında direk oyun alanı yok. Ama her köyde olduğu gibi köylerdeki çocukların oyun alanları ya bahçe ya ev önü ya da okullardır. Eskiden bir kaydırak koyulmuştu ama tabi yıllar geçtikçe yıprandı, kırıldı ve parçalandı. Bence ilk olarak o park aletlerinin yeniden yapılması gerekiyor. Bizim köyümüzde oyunlar genelde evlerimizin önündeki yolda ya da okullarımızda oynanıyor. Gaziantep-1 İslahiye Yağızlar Köyü; çocuklar okul bahçesinde, caminin önünde yaklaşık 200 metrekarelik bir alanda ve bazen de köyün sokaklarında oynuyorlar. Oynadıkları alanların zeminleri çocuklar için uygun değil. Eğer zemini uygun ve aletli alanlar yapılırsa çocuklar için daha uygun olur. 209 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 Gaziantep-2 İslahiye ilçesine bağlı Altınüzüm köyünde ikamet etmekteyim. Öncelikle küçük bir köyde ikamet ettiğim için çevremizde pek oyun alanları bulunmamaktadır. Genel olarak yöremizde yakan top, yakalambaç, ip atlama gibi oyunlar oynanmaktadır. Yöresel oyunlardan bir tanesi de misket oyunu. Yine ip atlamada olduğu gibi düz bir zeminin olması yeterli oluyor oyun adına. Misketi olan her çocuğun oyuna katılım hakkı bulunuyor. Son yıllarda Altınüzüm köyünde yapılan güzel projeler oldu. Yapılan büyük suni çim futbol sahasıyla beraber küçük büyük herkes bu büyük sahadan faydalanabiliyor. Voleybol, basketbol adına oyun alanlarının hiç bulunmaması büyük bir eksikliktir. Bunun yanında masa tenisi gibi farklı branşlara yönelebilecek oyun alanlarının olmaması sebebiyle oyun çeşitliliği sınırlı kalıyor ve çocukların gelişimi biraz daha gecikmiş olabiliyor. Gaziantep-3 İslahiye’de Opet Parkı, Belediye Parkı, stadyum, halı saha gibi çeşitli oyun alanları bulunmaktadır. Fakat İslahiye oyun alanları bakımından çok yetersiz bir yapıya sahiptir. En çok kullanılan oyun alanlarında biri olan kapalı spor salonu 2016 yılında yıkılmış ve yerine yenisi inşa edilmemiştir. Park alanlarının düzenlenmesi, güvenliğinin arttırılması ve buralara çocukların gelişimine katkı sağlayacak eğitsel oyun alanları yapılmalıdır. Gaziantep-4 Şehitkamil: Yaşadığım yerde herhangi bir oyun alanı yoktur. İlköğretim ve ortaokulu barındıran bir okul mevcut ama okulda okuyabilen ve sadece ders saatleri içerisinde aktivite yapılacak bir sistem var. Bu anlamda öğrencilerin yaşadığı ortam, çevre ve okulun konumu düşünülerek bir alan tasarlanabilir. Osmaniye-1 Cevdetiye köyünde 3 tane futbol sahası mevcuttur fakat fileleri delik, zemin kötü içinde koyun otlatmışlar bu yüzden çimenler çok kötü durumdadır. Koyunların sahalara girdirilmemesi gerekmektedir. İki adet park bulunmaktadır. Parklarda bekçi olmadığı için aletleri çalmışlar. Köyümüzün bu konuda bilinçlendirilmesi gerekmektedir. Osmaniye-2 Evimizin biraz ilerisin de büyük bir arazi var yaklaşık 3 dönüm kadar çocuklar buraya boşluk diyorlar. Boşlukta çocuklar her türlü oyunu oynuyorlar. Bunlar misket, futbol ve uçurtma uçurmak. Yerlerde cam kırıkları var, yan tarafında inşaat çukuru kazılmış bunun içine girip yine oyun 210 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 oynuyorlar. Osmaniye merkez Gebeli parkındaki salıncakların zincirleri paslanmış, banklar eskimiş. Parklara konulan spor aletleri oluyor onların yağları azalmış galiba çok zor hareket ediyor ve çok ses çıkartıyorlar. Salıncak zincirlerinin veya komple salıncakların değiştirilmesi, spor aletlerinin de yağlanması gerekiyor. Cam kırıkları temizlenmeli, çocukların inşaat temeline girmeleri önlenmelidir. Osmaniye-3 15 Temmuz Şehitler parkındaki salıncakların zincirleri kopmak üzere, zincirler paslanmış, oturakları çatlamış, salıncakların alt tarafındaki toprak alan taşlarla doldurulmuş çocuklar düşse kafası gözü yarılacak. Kaydıraklar delinmiş ve çocuklar kayarken kıyafetleri ya da elleri takılabilir kaydırağa çıkılan merdivenler sökülmüş. Çözüm: Salıncakların yenisiyle değiştirilip zeminin de ince kum veya çimle kaplanması gerekmektedir. Kaydıraklar da yenisiyle değişip merdiven basamakları eklenmelidir. Saimbey İlköğretim Okulunun basketbol potalarındaki çemberleri kırılmış, kale direklerinde file yok, voleybol filesi yırtılmış ve oyun oynadıkları zeminde taşlar ve cam kırıkları var.: Basketbol potaları onarılmalı, kale direklerine file takıp voleybol filesi yenilenmeli ve okul zemini temizlenmelidir. Osmaniye-4 Yunus Emre İlköğretim Okulu ile ilgili tespit ettiğim eksiklikler: Futbol sahasında çizgiler, kale direkleri ve fileleri bulunmamaktadır. Basketbol çemberleri kırık ve fileleri yok. voleybol filesi yırtık. Eksiklikler giderilirse çocuklar için daha güvenli oyun alanı oluşturulmuş olur. Yunus Emre Mahallesinde bulunan çocuk parkı ile ilgili tespitlerim: Salıncakların oturulacak yerleri kırık, zincirleri kopuk, kaydırakların plastikleri kırık, parkın zemini beton, Ebeveynler için konulan egzersiz aletleri bozuk ve bu aletler çocuklar için büyük tehlike oluşturuyor. Osmaniye-5 Raufbey Mahallesinde park ve masal park bulunmaktadır. Alanı küçük olduğu için çocuklar koşarken veya oyun oynarken çarpışmalar, yaralanmalara sebep olabiliyor. Küçük olmasının etkisiyle oyun aletleri açısından yetersiz kalıyor. Etrafındaki çimler bakımsız. Çocuklara daha bakımlı yeşillik açısından daha elverişli parklar olmalı. Parkta ihtiyaç için tuvalet ve musluk yok. Çocuklar oyun esnasında oyunlarını bölüp eve gitmek zorunda kalıyorlar ve birçok kez gitmemek için ihtiyaçlarını erteliyorlar. Kum havuzu olmalı. Veliler için oturma alanları kısıtlı, daha fazla bank koyulması gerekir. Güvenlik problemi var. Parkın etrafını çevreleyen çit vb. malzemeler kullanılmalı. Salıncakların önünde güvenlik için bir parça var fakat bu parça demire indirilip çıkarıldığı için daha tehlikeli. Kardeşimi o parka götürdüğüm için demirlere doğru o güvenlik için yapılan parça kaldırılırken birçok kez benim ve kardeşimin eli sıkıştı. Daha güvenlikli salıncaklar olmalı. Üstü açık olmamalı. Çünkü yaz 211 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 aylarında sıcağın etkisiyle malzemeler plastik olduğu için elektriklenmeye sebep oluyor çocukların binmesi zorlaşıyor. Kışın da yağmurlu zamanlarda park ıslak olduğu için kullanılamıyor. Üstü kapalı olmalı ki her daim kullanışa açık olsun. Oyun aletleri temiz ve hijyenik değil. Aletlerin temiz olması gereklidir. Belediye dezenfektan çalışmaları yapmalı. Yaşa göre oyun aletlerinin çeşitlendirilmesi gerekir ki her çocuk parkta kendini bulabilsin. Fiziksel ve sportif aktiviteler için ayrıca mekânlar oluşturulmalı. Mersin-1 Toroslar/ Selçuklular Mahallesi: Çevremde araştırmasını yaptığım oyun alanları ile gözlemlerimin sonucunda mahallemde tek bir oyun alanı bulunmaktadır. Oda Belediye parkıdır. Belediye parkımız gerçekten çok eskidir. Parkın içinde basketbol sahası, çocuklar için salıncak, kaykay ve aynı zamanda yetişkinler için egzersiz aletleri bulunmaktadır. Tespitim sonucunda malzemeler genel olarak çok yıpranmış. Basketbol sahası top oynamaya elverişsiz, potanın yüksekliği hesaplanmamıştır ve zemin çok kötüdür. Basketbol zemini beton yerine kauçuktan yapılabilir. Çocuk parkına kum alanları ve yürüyüş yolları yapılabilir. Mersin-2 Çevremdeki oyun alanlarını incelediğim zaman bulunduğum semtte çok az oyun alanı olduğunu fark ettim. Bulunduğum konum Mezitli Akdeniz Mahallesi. Arabaların yoğun olarak geçtiği bir cadde ve bu durumda çocukların sokakta top oynama, bisiklet sürme, koşma faaliyetlerini gerçekleştirmeleri çok riskli. Bu yüzden çocuklar sitelerin bahçesinde oynamak zorunda kalıyor ya da evlerinde kalmayı tercih ederek bilgisayar, telefon, tablet ve benzeri cihazlarla oynuyorlar. Ara sıra site bahçesine indiklerinde diğer çocuklarla etkili iletişim kuramadıklarından kaynaklı tek başlarına oyun oynamak zorunda kalıyorlar. Çocuklar için özel oyun alanları yapılabilir. Daha sonra çevremizde bulunan bir iki tane bol yeşil alan var buralar çocuk parkı halinde kullanılıyor ama pek parka benzediği söylenemez. Parklarda kırık, bozuk, eskimiş oyun elemanları bulunmaktadır. Birçoğunda ağaçlandırma, aydınlatma, çöp kovası, oturma birimi gibi donatılar yetersizdir. Çocuk parklarında salıncak, kaydırak ve tahterevalliden oluşan geleneksel oyun elemanları kullanılmıştır ve farklı yaş gruplarının ihtiyaçlarına yönelik tasarımlar içermemektedir. Mardin Çevremde bulunan 2 tane çocuk oyun parkındaki oyun aletlerini inceledim. Kaydıraklara çıkan merdivenlerin kaygan olması nedeniyle yağmurlu havadan sonra ıslandığı için tehlike arz etmektedir. Buna yönelik alınacak tedbirlerden birisi merdiven zeminlerine ıslandığında kaymayan çimler koyulabilir. Ayrıca bulunduğum bölge itibariyle yazların çok sıcak geçmesinin bir sonucu 212 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 olarak çocukların oyun oynadıktan sonra serinlemek, su içmek, ellerini-yüzlerini yıkamak için bir çeşmenin bulunmadığını gözlemledim. Şanlıurfa-1 Karaköprü Şenevler Mahallesinde bulunan Mahmut Tuncer Parkında incelemelerde bulundum ve inceleme sonucunda tespit ettiğim eksiklikler: Parkın içerisinde bulunan futbol sahası fazla alan olmasına rağmen normal saha boyutuna oranla küçük, egzersiz aletleri az, salıncak ve kaydıraklar iç içe ve oldukça dar. Parkın içerisinde bulunan çizgi film karakterli heykeller hayvan heykelleriyle çoğaltılıp çocukların binebileceği binek oyuncaklar haline getirilebilir. Salıncak ve kaydırak alanı biraz daha genişletilip içerisine birkaç çeşit daha oyun aleti eklenebilir. Genişletilmesi halinde olabilecek kazalar engellenmiş olur. Şanlıurfa-2 Akçakale/Pınarcık Köyü: Burada oyun alanı diye bir şey yok maalesef çünkü köy ortamı oyun alanlarıyla ilgili yatırım yok. Çocuklar sokaklarda ve yollarda oynuyor. Kahramanmaraş Bulunduğum köy Kahramanmaraş ilinin Pazarcık ilçesine bağlı Karabıyıklı köyüdür. Çocukların evlerinden çıkıp oyun oynayacakları alanlar sınırlı sayıdadır. Evlerinin önü veya bahçelerin küçüklüğü oyun alanlarını kısıtlıyor. Çocuklar buna rağmen köyde bulunan birkaç büyük alanlarda eğlencelerini sürdürüyorlar. Bunlar bazen köy halkının kızacağı yerler olsa da onlar eğlencesini sürdürüyor. Köyümde oynanan ve hala devam eden birkaç eski oyunlar vardır. Bunlar: Saklanbaç, çelik çomak, körebe, yedi bardak, elim sende. 2. “Ne tür oyunlar oynamaktan keyif alıyorsunuz? Nedenleri ile birlikte açıklayınız.” Sorusuna verilen cevaplar Adana/Seyhan-1 Takım oyunlarından Futbol oynamayı severim. Çünkü futbol oynarken mutlu oluyorum. Ruhen kendimi iyi hissediyorum, koşuyorum, zıplıyorum, sorumluluk alıyorum, liderlik yapıyorum, arkadaşlarıma yardım ediyorum. PES oynuyorum futbolu sevdiğim için futbol özlemime iyi geliyor. Adana/Seyhan-2 Küçükken yakar top, sek sek, yedi kule, futbol oynamayı seviyordum çünkü gerçekten çok eğleniyordum ve güzeldi. Şimdi ise tam tersi bir durum var genellikle bilgisayar oyunu yani clash 213 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 royale, pugb gibi oyunlar. Karantina döneminde ise oyun oynamamın sebebi canım sıkıldığı için oynuyorum önceden sevdiğim için oynuyordum. Adana/Seyhan-3 Genellikle takım oyunlarından keyif alıyorum bunun sebebi hem ekip çalışmasını seviyor olmam hem de başka bir arkadaşımdan öğreneceğim bir şeylerin olması. Boyum uzun olduğundan Basketbol oynamayı tercih ediyorum. Taktik, beceri ve yetenek gibi özelliklerin ön plana çıktığı çok güzel ve keyif aldığım bir takım oyunudur. Günümüz teknoloji devrinde Playstation oyunlarını da oynamaktan keyif alıyorum sebebi ise efor harcamadan yorulmadan yenme ve yenilme arzusunu yaşıyorum ve eğleniyorum. Rekabet ve kazanma arzusunun olduğu her oyunu oynamak isterim bununda sebebi çok hırslı olmamdan kaynaklıdır. Adana-4 Bilgisayar oyunları, kâğıt oyunları, konsol oyunları, dövüş oyunlar oynamaktan zevk alırım. Nedeni ise mutlu oluyorum, pratik zekâyı geliştirdiğine inanıyorum. Adana/Çukurova-5 Oynamaktan keyif aldığım oyunlar genellikle hız, sürat ve çabukluk oyunlarıdır. Zekâ oyunlarını oynamaktan sıkılırım. Benim için aksiyon en önemlisidir. Bu bağlamda; yakar top, simit, kovalambaç, onbir elli, yerden yüksek gibi oyunlar benim için vazgeçilmezlerimdendir. Adana-6 Takım oyunları ve bireysel oyunlardan keyif alıyorum. Kovalamaca oyunundan zevk alıyorum çünkü koşmayı seviyorum, kondisyon sağladığına inanıyorum. Taş kâğıt makas oyununda çok eğleniyorum. Futbol bir takım oyunudur ve en sevdiğim bir oyundur çünkü bir erkek olarak küçük yaştan gelen bir sevdadır sebebi yoktur. Adıyaman-2 Küçükken oynadığım yüzlerce oyunun hepsini de severek oynardım. Hatta her şey bir oyun gibiydi. “Kırcık”, çelik-çomak, saklambaç gibi oyunları çok severdim. Şimdilerde ise sessiz sinema, tabu, bilmece, isim şehir, son harf gibi kelime oyunlarını, sözel becerileri geliştrdiği için oynuyorum. Hırsız-polis, kurt-köylü, yalancı gibi oyunları dedektif ve kovalamaca tarzı olduğu için severim. Futbol, basketbol, voleybol gibi sporların rekreatif amaçla yapılan oyunlarını severim. 214 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 Kilis Ekipçe oynanan oyunları ve bilgi strateji oyunlarını oynamaktan hoşlanırım. Sadece ben duygusunu ele almadan biz duygusunu ele alarak oynamayı seçtiğimiz için grupla oynanan oyunları tercih ediyorum. Ekip oyunlarını sevmemdeki bir diğer amaç ise dostluk bağlarının gelişmesi. Bilgi oyunlarını sevmemdeki amaçlardan biride oyunun fizik olarak oynanması gerektiğinin yanında bilişsel olarak da oynanması gerektiğini düşünüyorum. Şırnak/Silopi-1 Hem rekabet hem düşünmeye dayalı oyunlar oynamayı severim. Futbol oynarken zekâ ile oynamak benim için çok daha eğlenceli olur. Pas vermeden önce düşünmek, atağın sonucunu kestirmek ve ona göre hareket etmek daha verimli bir oyun olur benim için. Tavla, satranç gibi daha çok düşünmeye dayalı oyunlar beni daha çok eğlendirir. Şırnak /İdil-2 Son zamanlarda en çok dijital oyunlardan keyif alıyorum çünkü uzaktaki bir arkadaş ya da akrabanız ile oyun esnasında iletişim kurabiliyorsunuz ve bu güzel bir olay. Eğitsel oyunları oynamayı da seviyorum çünkü fiziksel açıdan beni rahatlatıyor. Hatay-1 Benim en sevdiğim oyun strateji oyunlarıdır. Kendime taktik teknik olarak çok güvenirim. Genelde de kazanırım. Hatay-2 Misket oyunlarını oynamaktan çok hoşlanırım, bahar ayının gelmesiyle birlikte sokaklara doluşup oynamak, çeşitli renk ya da tek renkli cam toplarda eğlencenin, rekabet ruhunun yanı sıra koleksiyonculuk da ayrı bir hoşlanma sebebimdir. Gece yatmadan önce sanki bir yerlere kaçacaklarmış hissi ile yerlerini kontrol edip güvenle uyumak da çok rahat hissettirirdi. Hatay/Antakya-3 Sevdiğim oyunlar: Saklambaç, Yakalambaç, Ateş topu, Horoz oyunu. Nedeni: Küçükken hep kaçmayı koşmayı severdim. Saklanmayı çok severdim kimse beni bulamasın isterdim ve malzeme gerektirmeyen çok basit oyunlardı. Ne zaman eve misafir gelse çocuklarıyla saklambaç oynamak isterdim. 215 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 Hatay-4 Misket oynamayı severim çünkü çocukken imkânımız buna yeterdi. Saklambaç oyununu çok seviyorum çünkü bayramlarda arkadaşlarım ve kuzenlerimle en çok oynadığımız oyundu. Yakan top oyunu çok eğlenceli olduğu için sevdiğim bir oyundur. Hatay/Samandağ-5 En keyif aldığım oyun futbol. Hem bir spor hem bir oyun olarak seviyorum çünkü koşmak rekabet arkadaşlarla ilişki içinde olmak çok hoş güzel bir olay. Hatay/Antakya-6 Mantık oyunları ve bulmacalardan hoşlanıyorum. Çünkü bu oyunların amacı düşünme becerisi kazandırmaktır. Hatay/Yayladağ-7 Küçüklüğümde misket vb. oyunlardan çok fazla hoşlanırdım. Çünkü kendi çabamla emeğimle bir şeyler kazanmanın, çabanın, azmin ne demek olduğunu ben o oyunlar sayesinde öğrendim. Bunların yanında strateji oyunlarından oldukça fazla hoşlanmaktayım nedenine gelecek olursak insan düşündüğü kadar var olabiliyor yani aklımızı ne kadar etkili bir şekilde kullanırsak bu oyun bile olsa o kadar fazla kazanırız. Yaşadığım coğrafya ve sahip olduğum ırk nedeniyle her zaman savaşçı bir toplum olduk ve bu sayede benim de çocuktan bu yana savaş oyunlarına olan ilgim bile bir hayli arttı. Hatay/Antakya-8 Daha çok topla oynanan oyunları seviyorum çünkü bana huzur ve mutluluk vermekte. Mahallede arkadaşlarımla 13 aylık, 21 Tek Duruş, Altın Kafa oynamak bana huzur vermekte. Aynı zamanda grupla oynanan çoğu oyunları severim özellikle ailecek gittiğimiz pikniklerde geleneksel oyunumuz olan Gala, Kös oyunlarını oynamayı ve voleybol oynamayı çok seviyorum. Yazları genellikle yüzmeye gider arkadaşlarımızla suda şişe bulmaca, deve güreşi oynarız. Telefon oyunlarından sadece Pubg Mobile oyununu oynuyorum grupla oynadığımda yani arkadaşlarımla birlikte daha zevkli eğlenceli olduğundan stres atmak için oynuyorum. Köye gittiğimizde arkadaşlarımızla buluştuğumuzda sapanlarla ağaçların üstüne koyduğumuz şişeleri vurmayı seviyorum. Kısaca eğlendiğim eski yeni fark etmez bütün oyunlardan keyif alır oynarım çünkü biliyorum ki her oyun beni geliştirir ve bana fayda sağlar keyif verir. Ben her oyunda hayat dersleri çıkartır tecrübeler kazanırım. 216 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 Hatay/Antakya-9 Ben spor yapmayı çok sevdiğim için sportif oyunlar oynamaktan keyif alıyorum. Örneğin voleybol, tenis, basketbol tarzı oyunlar ile hem arkadaşlarımla çok eğleniyoruz hem de hareket ettiğimiz için sağlığımız açısından faydalı. Boş zamanlarımı ders aralarını veya bir şey beklerken cep telefonuma yüklediğim zekâ oyunlarını oynayarak değerlendiriyorum. Zekâ oyunları yanında savaş macera oyunları da hoşuma gidiyor. Hatay/Kırıkhan-10 MONOPOLY ve SCRABBLE: Genellikle evde ailemle baş başa güzel vakit geçirmek ya da arkadaşlarımla buluştuğumuz zamanlarda bu oyunu oynarız. Bilgisayar ve cep telefonu oyunlarını daha çok bekleme salonlarında sıramı beklerken ya da evde kafam dağılsın diye haftada bir iki saat zaman geçirmek için oynuyorum ama asla sürekli zamanımı bununla öldürmüyorum. SOLO TEST: Zekâ oyunları içinde çocukluğumdan bu yana oynamaktan keyif aldığım bir oyundur. Hatay/Yayladağı-11 Benim oynamaktan en çok keyif aldığım oyun tarzları biraz daha stratejik ve hareketliliği fazla bulundurabilen oyunlar. Örneğin saklambaç oyunu hem hareketli hem de saklanacağın yerin doğruluğunu iyi belirleyerek stratejik bir yaklaşımla zevk alacağım oyunlar arasındadır. Buna paintbol ve takım sporlarını da ekleyebiliriz. Bununla beraber satranç ve dama tarzı oyunları da oynamaktan zevk alıyorum. Hatay/Antakya-12 Ben genellikle top ile oynanan oyunlardan keyif alırım. Gerçek bir rekabetin olduğu çekişmeli oyunlar ilgimi çektiği gibi çevremdekileri de teşvik edip kalabalık bir oyun ortamı sağlamaya çalışırım. Herkes içindeki çocuğu yaşatmalı. Hatay-13 Çocukluğumda bahçede seksek, ip atlama, yerden yüksek, saklambaç gibi oyunları oynamayı severdim. Kalabalık halde oynanan oyunlar daha eğlenceli olurdu. Hareketli bir çocuktum ağaçlara tırmanır en yükseğe çıkma oyunu oynardım. Yakar top oynardım. Küçükken sapanla hedef vurmayı denerdik. Bu oyun hem dikkatimi hem de el göz koordinasyonumu geliştirdi. Şimdilerde fırsat bulabildikçe topla oynanan oyunları oynamayı tercih ediyorum. Çünkü oyun oynadıkça çocukluğuma dönüyorum. 217 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 Hatay/Antakya-14 Körebe oyunu gibi beraber ve sakin, hırslanmadan rekabet gerektirmeyen oyunları oynamaktan keyif alırım. En büyük sebebi rekabet oyunlarında yaşanan hırs haddini aştığında oyun maalesef eğlenceli olmaktan çıkıyor. Diğer türlü ise amaç sadece eğlenmek ve güzel vakit geçirmek olduğu için oynanan oyun daha eğlenceli oluyor. Bunun dışında Tabu oyunu gibi hem kelime dağarcığını hem de yaratıcılığı geliştiren oyunları seviyorum. Hem görsel hem sözel hafızayı geliştiren bir oyun. Köylü-Vampir oyunu gibi de ikna kabiliyetini geliştiren ve strateji gerektiren oyunlar oldukça eğlenceli ve sosyal zekâyı geliştiren oyunlar. Bundan dolayı bu oyunlardan da keyif alıyorum. Hatay/Samandağ-15 Küçüklüğümden beri hep atlamalı zıplamalı ve yarış kazanma duygusu olan oyunlardan keyif aldım. İlköğretim hocamın branşı voleyboldu ve voleybol oynamaya başladım. Takıma girdim kazanma ve kaybetme duygusunu tattım. Ve o zamandan bu yana voleybolu çok severim. Gaziantep-1 SOS oyununu seviyorum. Nedeni ise bana kazanımları çok ve oynadıkça kendimi daha iyi hissediyorum. Gaziantep-2 Bireysel oyunlardan ziyade grup veya takım oyunlarını daha fazla tercih ediyorum çünkü kazanma isteği takım ruhu ve birlikteliğin her zaman insanı daha ileriye götürdüğünü düşünüyorum ve birlikte yapılan bir oyun çeşitli fikirlerin her zaman bazı şeyleri kolaylaştırdığına ve daha sonuç odaklı düşünmeye yönelttiğini düşünüyorum. Gaziantep-3 Top ile oynanan takım oyunlarını oynamaktan büyük keyif alıyorum. Özellikle voleybol oynamayı çok seviyorum. İnsanı hem bedenen hem de mental olarak rahatlatan bir spor. İnsanların ortak bir amaca hizmet etmesi oyunun sonunda kazanma ya da kaybetme durumunda ortak bir payda da buluşabilmek benim için bu oyunu oynarken keyifli hale getiriyor. Gaziantep-4 Zekâ oyunları oynamayı çok severim. Eğlenerek öğrenmeyi sağlıyor, zihnimi açan ve yeni şeyler öğrenmelerimi sağlayan oyunlardır. 218 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 Osmaniye-1 Futbol oynamaktan büyük zevk alırım. Futbolda yaşadığım heyecanı ve kazanma hırsını diğer spor dallarında bulamıyorum. Osmaniye-2 Takım oyunları oynamaktan zevk duyarım. Takımıma liderlik etmeyi severim. Oyun oynarken oynayan herkesin oyuna katılması ve zevk alması için çaba sarf ederim. Badmintonda çiftler karşılaşmasını çok severim. Bunların dışında boş vakitlerimi bilgisayar karşısında oyun oynayarak geçiririm. Türkiye’nin ve dünyanın farklı yerlerinden insanlara belli bir amaç için takım çalışması yapmak çok hoşuma gider. Bilgisayar da ise CSGO ve League of Legends oyunlarını oynarım. Osmaniye-3 Takım oyunları oynamaktan zevk duyarım. Çünkü ekip çalışması oyunu daha zevkli hale getirir. Bireysel oyunlardan daha çabuk sıkılırım ama takımlı oyunlarda birbirimizle konuşmak anlaşmak hatta anlaşamamak bile zevklidir. En sevdiğim oyun ise futboldur. Osmaniye-4 Ben aslında becerebildiğim her oyunu oynamayı çok severim. Mesela hem sanal oyun hem de fiziksel aktivitenin ön planda olduğu oyunları oynayabiliyorum. Futbol oymamayı çok severdim ama üniversitede voleybol oynamayı öğrendikten sonra voleybolu daha çok sevmeye başladım. Çünkü voleybol oynarken arkadaşlarımla çok eğleniyoruz. Aslında arkadaşlarımla beraber oynayıp eğlenebildiğim ve arkadaşlarımın eğlendiği bütün oyunları seviyorum. Osmaniye-5 Küçükken yakar top, sek sek, yedi kule, evcilik oynamayı seviyordum çünkü gerçekten çok eğleniyordum. Şimdi ise tam tersi bir durum var genellikle bilgisayar oyunu yani pugb gibi oyunlar. Şuanda oyun oynamamın sebebi canım sıkıldığı için oynuyorum önceden sevdiğim için oynuyordum. Mersin-1 Bireysel olarak tenis oynamayı çok severim inanılmaz keyifli. Kondisyon bakımından zorlayıcı özelliği hoşuma gidiyor. Takım oyunu olarak da futbol ve basketbol oynamaktan keyif alırım. Taktik, beceri ve yeteneği geliştirmektedir. Kahvehane oyunları oynamaktan keyif alırım. 219 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 Nedeni eğlenceli olması. Playstation oyunlarını da oynamaktan keyif alırım. Çünkü bireyselliği ön plana çıkartıyor. Mersin-2 Bilgisayar oyunları, telefondan mobil oyunlar oynamayı seviyorum. Çünkü daha eğlenceli geliyor. Aynı zamanda arkadaşlarımla kalabalık bir şekilde oynanan kart oyunları, kelime anlatıp bulma (tabu vs.) oynamayı seviyorum. Çünkü birlikte oynandığı zaman eğlenceli oluyor. Mardin Genellikle raketle oynanan (tenis ve badminton) oyunlarını oynamayı severim çünkü mücadele seviyesi yüksek hırslı yapımdan dolayı beni tatmin ediyor, maçlar uzun sürdüğü için daha zevkli oluyor, yakın arkadaşlarımla oynama şansı yaratıyor, kapalı alanlarda oynanabiliyor (yağmur veya sıcakta da oynayabiliyorum), yarışma seviyesi yüksek olduğu için oynamaktan zevk alıyorum. Şanlıurfa-1 Günümüz modern oyunlara, bilgisayar oyunlarına istinaden eskiden süregelen sokak oyunlarını oynamaktan daha çok keyif alıyorum. Yakan top, topaç, çelik çomak, uzuneşek gibi… Modern oyunlar, bilgisayar oyunlarına, sanal oyunlara bir dönem yöneldim fakat eskiden oynanan oyunlarda aldığım hazzı bu oyunlarda alamadım. Çünkü sanal oyunlar, oturduğumuz yerde kumandaya veya tuşlara bağlı kalarak bana göre sadece vakit öldürmek için yapılan uğraşlar gibi geliyor. Sokak oyunlarında oynanan oyunlar içerisinde amaç orada vakit öldürmek değil, sosyalleşmek, eğlenmek, öğrenmek, insan ilişkilerini ve özgüveni daha iyi geliştirmektir. Şanlıurfa-2 Hoşuma giden oyun tarzları genelde yarış şeklinde olanlardır. Koşu yarışmaları, mendil kapmaca, top oyunları gibi. Takım halinde hareket edilen oyunları severim futbol, basketbol ve voleybol gibi. Dijital oyunları sevmem oynamıyorum. Kahramanmaraş Şimdiye kadar en sevdiğim oyunlar koşu oyunlarıydı. Örneğin mendil kapmaca, yakan top. Koşu oyunlarının yanında zekâ ve yarışma oyunlarını da severim. 220 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 TARTIŞMA VE SONUÇ Okullarda ve parklarda yapılan incelemeler sonrasında çeşitli sosyal çevrelerden öğrencilerin gereksinimleri, talep ve istekleri bazı farklılıklar gösterse de genellikle benzer nitelikte olduğu görülmüştür. Oyun alanları oluştururken bireylerin görüş ve taleplerini bilmek ve onların bakış açısıyla bakmak önemlidir. Çocukların yaşları büyüdükçe spor alanları tercihleri artmakta ve parkta geçirdikleri zaman uzamaktadır. Parklarda yapılan gözlemlerde görülmüştür ki, çocuklar için farklı mekânlarda oyun alanları düzenlenmiş olsa da çocuklar genellikle donatı bakımından daha zengin alanları tercih etmektedirler. Gelişmiş ülkelerde çocuk oyun alanlarına önem verilmekte, çocuk oyun alanları nicelik ve nitelik olarak çocukların ihtiyaçlarına cevap verebilmektedir. Çocuk oyun alanlarının tasarımında güvenlik unsurunun yanı sıra çocukların farklı ihtiyaçlarına cevap veren, oyun aletleri, macera alanları, su, kum ve geniş çim alanları kullanarak eğlenceli çocuk oyun alanları oluşturulmaktadır. Ülkemizde ise çocuk oyun alanları nicelik, donatı ve tasarım özellikleri bakımından yetersizdir. Çocuk oyun alanları genellikle yalnızca salıncak ve kaydırak gibi donatıları barındıran dairesel bir alan olarak inşa edilmektedir. Oysa çocukların çocuk oyun alanında bundan fazlasına ihtiyacı vardır. Çocukların oyun ihtiyacına cevap verebilecek çocuk oyun alanlarının tasarımı için çocukları anlamalı ve onların gereksinimlerini bilmek gerekmektedir. Öğrencilerin oyun tercihleri ile ilgili sonuçlara baktığımızda; hemen hemen her çocuk büyüklerine "Küçükken hangi oyunları oynardınız?" diye sormuştur. Dokuztaş, körebe, beştaş, çelik çomak, misket, uzuneşek, mendil kapmaca, topaç, istop, ip atlama, yumurta dövüştürme, kulaktan kulağa gibi büyüklerimizin oynadığı geleneksel oyunlardan söz edebiliriz. Her erkek çocuğun renkli misketleri olurmuş. Eskiden oynanan bu oyunlar köy kent fark etmeksizin hala oynan ve sevilen oyunlar olduğu katılımcıların cevaplarından anlaşılmaktadır. Dalye (9 taş ya da 7 kiremit), beştaş gibi oyunlar sosyal öğrenme ile hala oynanmaktadır. Zekâ ve kâğıt oyunları da fiziksel aktivite gerektiren oyunlarla beraber katılımcılar tarafından tercih edilen oyunlar arasındadır. Bunun yanında günümüzde çocuklar ve gençler evlerinde bilgisayar, tablet ve telefon aracılığı ile oynamaktalar. Çünkü kentleşmeden kaynaklı oyun alanları azalmaktadır. Bu doğrultuda yapılan çalışmalara bakıldığında; Pepe ve Kırçak (2005) çalışmasında Burdur ilinin farklı semtlerinde yaşayan çocuklar için daha çeşitli aktiviteler içeren, daha yaratıcı oyunlara yönlendiren çocuğun zamanını ve enerjisini öğrenme işlemi ile birleştirebilen, fiziksel, sosyal, psikolojik ve duygusal gelişimine daha fazla katkıda bulunan, mekânsal olarak daha özgün ve daha nitelikli, çok yönlü oyun mekânlarına ihtiyaç olduğunu belirtmektedirler. Ancak mevcut oyun alanlarının sahip oldukları olumlu özelliklerinin korunması ve eksikliklerinin giderilip, daha nitelikli 221 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 oyun mekânlarına dönüştürülmesi gerektiğini ve burada yerel yönetimlere ve belediyeye büyük görev ve sorumluluklar düştüğünü belirtmekteler. Yılmaz ve Bulut'un (2002) Kentsel Mekânlarda Çocuk Oyun Alanları Planlama ve Tasarım İlkeleri çalışmasında, Erzurum kentinde yaşayan çocuklar oldukça kısıtlayıcı bir çevrede yaşamakta olduğu, çocuklara bu hakları tanıyan mekânlar kent genelinde yok denecek kadar az olduğu, günümüzde kentlerde açık-yeşil alanlar içerisinde önemli bir yer tutan çocukların büyük dünyalarını oluşturan çocuk oyun alanlarına yeterince yer verilmediğini ve oyun alanlarında çocuklar için vazgeçilmez bir oyun aracı olan su yalnızca görsel amaçlı kullanıldığı belirtilmektedir. Yılmaz'ın (2010) çalışma sonucuna göre; sürekli hareket halinde bulunan, bireylerle meşgul olma güdüsündeki çocuklar için oluşturulacak ideal bir çocuk oyun alanı, farklı gruplar için donatılar ve oyun olanakları içeren, çocukların doğal deneyimleri yapmalarına olanak sağlayan su, kum, çim, çiçek ve ağaçlık alanlar gibi doğal elemanları barındıran, top oyunları, futbol ve macera oyunları gibi oyunların oynanmasına olanak sağlayan yeni alanlara sahip, saklambaç ebelemece gibi oyunların oynanabilmesi için korunaklı alanları bulunan, salıncak, kaydırak ve labirentler gibi geleneksel oyun aletlerinin yani sıra modern aletleri de barındıran çocukların yaratıcılığının ve sosyal kabiliyetlerinin gelişmesine imkân tanıyan çok fonksiyonlu monotonluktan uzak, yeterli donatı elemanına sahip, temiz ve bakımlı, ancak özgür bir mekân olması gerektiğini belirtmişlerdir. Türkan (2009) Balıkesir kentinde inceleme alanı olan kent merkezindeki oyun alanlarının peyzaj planlama ve tasarım ilkeleri göz önünde bulundurularak düzenlenmemiş olduğunu, donatı elemanları bakımından yeterli bir çocuk oyun alanının bulunmadığını belirlemiştir. Park olarak ayrılan herhangi bir alanın içerisinde bir köşeye, birkaç oyun elemanı yerleştirilerek ve zemin asfalt, çakıl taşı ile kaplanarak oyun alanı oluşturulduğu görülmektedir. Balıkesir kent genelinde imar planında çocuk oyun alanları için ayrılan alanların sayısı çok yetersiz olduğu, imar planında ayrılan yerlerde çocuk oyun alanlarının çoğu hala düzenlenmediği ve düzenlenmiş olan oyun alanları da yeterli olmadığı belirtilmiştir. Yapılan gözlemler sonucunda çoğu çocuk oyun alanlarının zemin kaplamasında düşmelerde zarar veren asfalt, uygun olmayan yerlerde çakıllı kum, kum ya da toprak kullanıldığı, oyun alanlarında yaş gruplarına göre bir ayrım söz konusu olmadığı belirtmiştir. Aksoy (2011) Isparta, Eskişehir, Erzurum, Kayseri, Ankara, İstanbul, Trabzon ve Zonguldak illerinde yapılmış olan oyun alanı araştırma sonucunda; çocuğun beraber oynadığı, çocuk sayısının azaldığı kent yaşamında, sosyal ve bilişsel oyuna yönlendirebilecek, çocuklara daha yaratıcı oyunlar sunacak, her yaş grubundaki çocukların kullanımına açık olan macera oyun alanları, yaratıcı oyun alanları ve park alanlarının tasarlanmadığı, kum kadar etkin bir oyun aracı olan su ise parklarda sadece görsel amaçla kullanıldığı suyun da, kum gibi bir oyun aracı olabileceği göz ardı edildiği 222 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 belirtilmektedir. Mevcut çocuk oyun alanlarının hem nitelik hem de nicelik olarak çocuğun bedensel, ruhsal, akılsal ve sosyal ihtiyaçlarını karşılamada yetersiz kaldığı ortaya çıkmıştır. Isparta, Eskişehir, Erzurum, Kayseri, Ankara, İstanbul, Trabzon ve Zonguldak illerinde yapılan çalışmaların sonucunda; mevcut çocuk oyun alanlarının fiziksel özellikleri dikkate alındığı zaman alansal büyüklüklerinin yeterli olmadığını ve mevcut oyun alanlarının, güvenli ve çocukların özgürce oynayabilecekleri bir mekân özelliği taşımadığını belirtmiştir. Uslu ve Shakouri'ye (2012) göre; oyun alanının tasarımı, alanın büyüklüğüne, bulunduğu bölgenin iklim koşullarına ve tasarımcının isteğine göre sonsuz sayıda değişkenlik göstermektedir. Ancak değişmeyen koşul, bu alanlarda engelli çocuklara dost, diğer çocuklar ile eşit koşullarda ve birlikte oyun oynayabileceği güvenli, yaratıcı, eğlenceli ve doğal elemanları içeren bir alan tasarımı olması gerektiğidir. Bu nedenle, belirli eğim, yol genişlikleri, bank boyutları gibi standart ölçülerin dışında tek tip bir oyun alanı tasarımından söz etmemek gerektiğini belirtmektedir. Sonuç olarak, öğrencilerin oyun alanlarında yaptıkları görsel incelemelerden elde ettikleri bulgular ışığında mevcut oyun alanlarının değerlendirmesi yapılmıştır. Ayrıca oyun tercihleri açısından da dijital oyunların yanı sıra hala geleneksel ve fiziksel aktivite içeren oyunlara ilgilinin büyük olduğu görülmüştür. KAYNAKÇA Aksoy, Y. (2011). Çocuk oyun alanları üzerine bir araştırma: İstanbul, Isparta, Eskişehir, Erzurum, Kayseri, Ankara, Zonguldak ve Trabzon İlleri Örneği. http://fbd.aydin.edu.tr/makaleler/ciltysayiy/yildiz_aksoy.pdf Büyüköztürk, Ş., Kılıç Çakmak, E., Akgün, Ö.E., Karadeniz, Ş., & Demirel, F. (2013). Bilimsel araştırma yöntemleri. Ankara: Pegem Akademi. Creswell, J.,W. (2014). Araştırma yaklaşımının seçimi: Nitel, nicel ve karma yöntem yaklaşımları araştırma deseni. Demir, A.B. (Edit.). Ankara: Eğiten. Çetin, G. (200). Üsküdar ilçesi’ndeki çocuk oyun alanlarının yeterlilik ve kalite açısından incelenmesi. Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü. Koçyiğit, S., Tuğluk, M. N., Kök, M. (2007). Çocuğun gelişim sürecinde eğitsel bir etkinlik oyun. Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi Dergisi, (16), 324-342. olarak Mengütay, S. (1999). Okulöncesi ve ilkokullarda hareket gelişimi ve spor. Ankara: Tutibay Ltd. Şti. Patton, M. Q. (2014). Nitel araştırma ve değerlendirme yöntemleri. (3. Baskıdan Çeviri). (Çev. Ed. M. Bütün ve S. B. Demir).Ankara: Pegem. Pepe, K., Kırçak, K. Ş. (16-19 Kasım 2005). Burdur ili belediye sınırları içindeki çocuk oyun alanları ve parklarının donanım çeşitliliğinin araştırılması. 1. Burdur Sempozyumunda Sunuldu. Tekkaya, E. (2001). Tasarlanmış çocuk hakları : Ankara çocuk oyun alanları. Milli Eğitim Dergisi, 151. 223 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 Türkan, E.E. (2009). Balıkesir kenti çocuk oyun alanlarının irdelenmesi. (Yüksek Lisans Tezi). Selçuk Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Peyzaj Mimarlığı Anabilim Dalı, Balıkesir. Uslu, A., Shakouri, N. (2012). Engelli çocuklara dost oyun alanı ve dış mekan tasarımı. Erciyes Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Fen Bilimleri Dergisi, 28(5), 367-375. Retrieved from https://dergipark.org.tr/tr/pub/erciyesfen/issue/25563/269654 Yıldırım, A., Şimşek, H. (2013). Sosyal bilimlerde nitel araştırma yöntemleri. (9. Baskı). Ankara: Seçkin Yayıncılık. Yılmaz, Ş. (2010). Çocuk oyun alanlarının ilköğretim çağındaki kullanıcılarca değerlendirilmesi ve tasarım ilkelerinin belirlenmesi. Yüksek Lisans Tezi. İstanbul: İstanbul Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü. Yılmaz, S., Bulut, Z. (2002). Kentsel mekanlarda çocuk oyun alanları planlama ve tasarım ilkeleri. Ankara Üniversitesi, Ziraat Fakültesi Dergisi, 33 (3), 345-351. ATIF: Altun Ekiz, M. (2020). Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Öğrencilerinin Yaşadıkları Yerlerdeki Oyun Alanlarına Yönelik Görüşleri ve Oyun Tercihleri. Betül Bayazıt, Ercan Karaçar, Ozan Yılmaz (Ed.), Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3.Cilt içinde (ss. 201224). Konya, Çizgi Kitabevi Yayınları 224 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 BÖLÜM 14 YÜKSELTİ ANTRENMANI FİZYOLOJİSİ VE ALANDAKİ SON GELİŞMELER Müge SARPER KAHVECİ Araştırma Görevlisi, Kocaeli Üniversitesi, [email protected] ATIF: Sarper Kahveci, M. (2020). Yükselti Antrenmanı Fizyolojisi ve Alandaki Son Gelişmeler. Betül Bayazıt, Ercan Karaçar, Ozan Yılmaz (Ed.), Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3.Cilt içinde (ss. 226-244). Konya, Çizgi Kitabevi Yayınları. 14.BÖLÜM YÜKSELTİ ANTRENMANI FİZYOLOJİSİ VE ALANDAKİ SON GELİŞMELER Müge SARPER KAHVECİ Araştırma Görevlisi, Kocaeli Üniversitesi, [email protected] GİRİŞ Yüksek irtifanın organizma üzerindeki etkilerine yönelik yapılan çalışmalara ilk kez 1878 yılında rastlasak da yüksek irtifa konusu 1968 yılında yapılan Mexico Olimpiyatları ile sporda önemli konulardan biri haline gelmiştir. Ancak yüksek irtifanın en bariz etkilerini belirlemek adına 1964 Tokyo Olimpiyatları ve 1968 Mexico Olimpiyatlarını karşılaştırmak daha doğru bir yaklaşım olacaktır (Günay ve ark. 2013). Yükselti etkileri 1000-1500 m'den başlayarak egzersiz adaptasyonlarıyla birlikte, rakıma orantılı bir biçimde gerçekleşir. Bununla birlikte, literatür incelemesi, "yüksek irtifaya" verilen tepkilerin genellikle 3000 m'nin üzerindeki yüksekliklerle sınırlı olduğunu ortaya koymaktadır (Quindry ve ark. 2017). Yüksek dayanıklılık kapasitesine ihtiyaç duyan sporcular, hipoksiye bağlı kırmızı kan hücresi hacmindeki artış ve kas seviyesindeki adaptasyonlar, nedeniyle oksijen dağıtımını ve kullanımını iyileştirmek için başlarda genellikle orta derece yüksek rakımda (1500-3000 m) antrenman yapmaya başlamışlardır (Wilber, 2007). Yüksek rakıma uzun süre maruz kalma sırasında belirli bir iş yükü için maksimum kalp hızları ve plazma laktat seviyeleri düşer. Sonrasında gelişen yüksekte yaşa – yüksekte çalış kavramında ise maksimum performans kapasitesi de azalır ve bu nedenle yüksek rakımda antrenman yoğunluğu deniz seviyesindeki antrenmana kıyasla genellikle daha azdır. Yüksek irtifada bu dezavantajlardan kaçınmak için, yıllar geçtikçe yüksek irtifada yaşama ve alçak irtifalarda eğitim kavramı gelişmiştir ve geleneksel "yüksekte yaşa – yüksekte çalış" kavramına karşı olarak çıkmıştır. Alçakta yaşa – alçakta çalış yöntemi ise, sporcuları eğitmek için artık neredeyse hiç kullanılmamaktadır (Friedmann ve Bärtsch, 1997). Yüksek İrtifaya Aklimatizasyon Uzun süre hipoksiye maruz kalındığında ventilasyon giderek artar. Bu duruma ventilatuvar aklimatizasyon denir. 2. haftanın sonunda hiperventilasyon olayı stabil bir plato evresine erişir. Ventilatuvar aklimatizasyondan 2 mekanizma (kemoreseptörler ve böbrekler) sorumludur. 1. Mekanizmada Solunum hipoksiyle birlikte uyarıldığında BOS pH’ı daha alkalen 226 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 bir hale gelir. Yüksek BOS dışına çıkmasıyla normale yaklaşır. Hipoksi süreci uzadığında karotis cisimlerinin Pao2’ye olan duyarlılığı artmaktadır. İşte tüm bu değişiklikler solunumu git gide hızlandırır. 2. Mekanizma ise böbreklerle ilgilidir. Hipoksinin tetiklediği hiperventilasyon sonucunda oluşan alkalen pH’ı hipoksik dürtünün antagonistidir. Kan pH’ı bilindiği üzere hem akciğerler hem de böbrekler tarafından düzenlenmektedir. Normal pH olan 7,4 20:1 olarak sürdürülürken, hipoksinin tetiklediği hiperventilasyon durumunda aşırı CO2 solukla atılarak Paco2 düşerken bu oran yükselir ve kan daha da çok alkalen bir hale gelir. Böbrekler vücuttan daha fazla bikarbonat atarak durumu kompanze ederek durumu 20:1’e getirir. Böylelikle kan pH’ı tekrar 7,4’e yükseltilmiş olur. Bu süreç 2-3 günde meydana gelir. pH’ın ventilatuvar Paco2 ile düzenlenmesi hızla gerçekleştiği halde böbreklerin sodyum bikarbonat konsantrasyonunu düzenlemek için pH’ı düzenleme süreci daha yavaş oluşmuş olur (Rhoades ve Bell, 2017). Aklimatizasyon etkileri 21-28 gün sonra yükselti öncesindeki haline geri döner (Karatosun, 2008) şeklinde yapılan yorumlara netlik kazandıracak çalışmaların halen eksik olduğunu görmekteyiz. Constantini ve ark. (2017)’nin yaptığı derleme sonuçları incelendiğinde yükselti etkisinin sonlanmasına yönelik çalışmaların eksikliğinden bahsedilmiş ve bu etkilerin performansı olumlu etkileyecek kısmının deniz seviyesine inişten 48 sa sonrasıyla 14. Günü arasında olduğu öne sürülmüştür. Kardiyovasküler Aklimatizasyon Ventilatuvar uyuma bir başka uyum da kardiyovasküler sistemde gerçekleşir. Yüksek irtifalarda kalp debisinde oluşan artış akciğerler ve vücudun diğer organlarına giden kan akımının artışına yol açar. Bu artış akciğer kan akımında artış kapillerlerden geçiş süresini kısaltmakta ve akciğerlerde genel ventilasyon / perfüzyon oranını iyileştirmektedir. Her iki süreç de akciğerlerin oksijen alımının artışına sebep olur. Düşük Po2 sistemik dolaşımda vazodilatasyona neden olmaktadır. Artmış vazodilatasyon ve kalp debisinin kombine etkisiyle kan akış hızında artış yüksek irtifada dokulara oksijen sevkini sürdürür. Yüksek irtifada eritrosit üretimi artarak dokulara oksijen dağıtımını iyileştirmektedir. Hipoksi böbrekleri uyararak kemik iliğini uyararak kemik iliğini uyaran hormon eritropoietini üretir ve dolaşıma salar. Hipoksinin tetiklediği polisiteminin yol açtığı yüksek hematokrit kanın dokulara daha fazla oksijen taşımasına olanak tanır. Ancak yükseltilmiş hematokrit sonucu olarak artmış viskozite kalbin iş yükünü artırma eğilimindedir. Bazı olgularda yüksek irtifada polisitemi o kadar ağır seyreder ki kalbin pompalanma işlemini etkin biçimde gerçekleştirilmesine olanak tanımak için belli aralıklarla kanın çekilmesi gerekir. Oksihemoglobin denge eğrisini sağa kaydıran eritrositlerde artmış 2,3 difosfogliserat konsantrasyonunu da hücrelere oksijen dağıtımını 227 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 kolaylaştırmakta ve dokulardaki oksijeni boşaltmaktadır ama bazı durumlarda bu olayın vücuda negatif etkileri de olabilir (Rhoades ve Bell, 2017). Ventilatuvar uyuma bir başka uyum da kardiyovasküler sistemde gerçekleşir. Yüksek irtifalarda kalp debisinde oluşan artış akciğerler ve diğer organlara giden kan akımını arttırır. Bu artış akciğer kan akımında artış kapillerlerden geçiş süresini kısaltmakta ve akciğerlerde genel ventilasyon / perfüzyon oranını hızlandırmaktadır. Her iki durum da akciğerlerin oksijen alımında artışa sebep olur. Düşük Po2 sistemik dolaşımda vazodilatasyona neden olurken, artmış vazodilatasyon durumu ve kalp debisinin kombine etkisiyle kan akış hızında artış yüksek irtifada dokulara oksijen sevkini devam ettirir. Yüksek irtifada eritrosit üretimi artarak dokulara oksijen dağıtımını iyileştirmektedir. Hipoksi böbrekleri ve kemik iliğini uyararak kemik iliğini uyaran hormon eritropoietini üretir ve dolaşıma salar. Hipoksinin tetiklediği polisiteminin yol açtığı yüksek hematokrit düzeyi kanın dokulara daha fazla oksijen taşımasına imkan sağlar. Ancak yükseltilmiş hematokrit sonucu olarak artmış viskozite kalbin iş yükünü artırır. Bazı olgularda yüksek irtifada polisitemi o kadar ağır seyreder ki kalbin pompalanma işlemini etkin biçimde gerçekleştirilmesine olanak tanımak için belli aralıklarla kanın çekilmesi gerekir. Oksihemoglobin denge eğrisini sağa kaydıran eritrositlerde, artmış 2,3 difosfogliserat konsantrasyonunu da hücrelere oksijen dağıtımını kolaylaştırmakta ve dokulardaki oksijeni boşaltmaktadır ama bazı durumlarda bu olayın vücuda negatif etkileri de vardır (Rhoades ve Bell, 2017). Hücresel Adaptasyon Deniz seviyesinde yaşayan insanlarda yükseltide kaldıkları sırada dokularındaki kılcal damarlanmanın arttığı görülmüştür. Daha verimli bir mikro sirkülasyon için, rakımda arteriyel PO2 azaldığında doku oksijenlenmesini optimize etmek için kan ve dokular arasındaki oksijen difüzyon mesafesini azaltır. Dahası, yükseltide yaşayan insandan alınan kas numunesinde, aklimatizasyon sonrası myoglobin seviyesinin %16 arttığı belirtilmiştir. Bu ek myoglobin; spesifik fibrillerde oksijen depolarını arttırır, hücre içi oksijen salınımını kolaylaştırır ve alt dokularda PO2 taşınmasını arttırır (McArdle ve ark. 2001). Eritropoietin Eritropoietin: Düşük oksijen seviyesine cevap olarak %90’ınının böbrekler tarafından üretilip kana salınan bir hormondur. Geri kalan kısmı ise başlıca karaciğerde üretilir. 228 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 Eritropoietin alyuvar üretimini düzenler. Dolaşım sitemindeki toplam alyuvar kütlesi dar sınırlar içinde düzenlenir. Şöyle ki; Akciğerden dokulara yeterli oksijen taşınmasını sağlayacak uygun miktarda alyuvar daima bulunur. Buna karşılık hücreler kan akımına engel olacak kadar fazla miktarlara da ulaşmaz. Oksijenin azaldığı durumlarda alyuvar üretimini uyaran esas faktör dolaşımdaki eritropoietin hormonudur. Eritropoietin yaklaşık 34.000 molekül ağırlığında bir glikoprotein. Eritropoietin yokluğunda, alyuvar üretiminin uyarılmasında hipoksi ya çok az etkindir ya da etkisizdir. Eritropoietin alyuvar üretimini uyarır ve eritropoietin yapımı hipoksiye yanıt olarak artar ve bu durum düzelinceye kadar alyuvar yapımını arttırır (Guyton ve Hall, 2017). Böbrek dokusu hipoksi ile uyarıldığında faktör-I (HIF-I) seviyesini arttırır. HIF-I, eritropoietin genini de içeren çok sayıda hipoksi ile indüklenen gen için transkripsiyon faktörü olarak vücutta işlev görmektedir. HIF-I eritropoietin geninde bulunan bir hipoksik yanıt elemanıyla bağlanarak mRNA transkripsiyonunu indükler. Bu olayın sonucunda eritropoietin sentezi artar. Kişi, düşük oksijenli bir atmosferde bulunduğunda, eritropoietin dakikalar içerisinde oluşmaya başlar ve 24 saat içerisinde en yüksek üretim seviyesine ulaşır. Buna rağmen yaklaşık 5 gün sonraya kadar dolaşımda neredeyse hiç yeni alyuvar görülmez. Bu bulgu ve diğer araştırmalar, eritropoietinin en önemli etkisinin kemik iliğinde hematopoiteik kök hücrelerden proeritroblastların üretilmesini uyarmak olduğu görülmektedir. Ayrıca eritropoietin, proeritroblastların farklı eritroblastik evrelerini normalden daha hızlı atlamasına neden olan yeni alyuvarların üretimini önemli boyutta hızlandırır. Hücrelerin hızlı üretimi, kişi düşük oksijen ortamında kaldığı sürece dokulara yeterli oksijeni taşıyabilecek alyuvar oluşana kadar sürer. (Guyton ve Hall, 2017). Yükselti Antrenmanının Genel Etkileri  Eritrosit ve Hemoglobin sayısında artış görülür.  İstirahat ve sub-maksimal yüklenmelerde kan debisinin artışı sonucu kapillerlerin sayısında artış görülür.  Myoglobin rezervleri artar.  Krebs siklusu enzimleri ve mitokondrilerin sayısında artış görülür.  Pulmoner ventilasyon artar.  Testosteron ve Büyüme hormonlarının sekresyonu ve yağların metabolizasyonu artar.  Parasempatik aktivitede artış olur (Karatosun, 2009). 229 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 Yükselti Antrenmanının İskelet Kaslarının Fonksiyonları Üzerine Etkileri Son on yıldır, dayanıklılık sporcuları yüksek irtifa antrenmanı yoluyla egzersiz performansını iyileştirmeye çalışmaktadır. Yüksek irtifa antrenmanı maxVO2 artışına neden olabilir, ancak bu performans yalnızca maxVO2 ile ilişkili değildir. Örneğin enerji tasarrufu, laktat eşiği ve kasta oksijen kullanımı gibi diğer pek çok faktörlerde de değişikliklere neden olabilir. Hipoksi ve egzersizden gelen uyarılar üzerine vücutta, iskelet kasında artmış kas kütlesi, kapillerler ve lif oranı gibi çeşitli adaptif yanıtlar üretilmektedir. Önceki çalışmalarda, hipoksik ortam altında yüksek yoğunluklu antrenmanın iskelet kasında vasküler endotelyal büyüme faktörünün (VEGF) mRNA ekspresyonunu teşvik edebileceğini ve böylece kas dokularında oksijen taşınmasını ve alımını iyileştirebileceğini, hipoksik antrenmanla birlikte iskelet kasının enine kesit alanını genişletebileceğini göstermiştir. 3 hafta boyunca yüksek irtifaya maruz kalınmasından sonra vücut kompozisyonunda, kas kütlesi artarken, vücut yağ oranında azalma olduğunu göstermiştir (Zhang ve Chen, 2018). Yükselti Antrenmanının Kardiyak Fonksiyonlar Üzerine Etkisi Uzun yıllar boyunca araştırmalar, aralıklı hipoksik adaptasyon ve uzun vadeli yüksek irtifaya hipoksik adaptasyonun kalp üzerinde bariz bir koruyucu etkiye sahip olduğunu açıklamıştır. Hipoksik antrenmandan sonra, kalp debisinde ve kalp-inme indeksinde önemli bir artış gözlenir, ancak kalp atış hızı değişikliği açık değildir, bu da hipoksi antrenmanının kardiyovasküler fonksiyonu, kalbin iskemi ve hipoksiyle savaşma yeteneğini iyileştirebileceğini düşündürmektedir. Hipoksik antrenmana tabi tutulan sıçanlarda kalp fonksiyonundaki değişiklik, düşük oksijenin pulmoner hipertansiyona, sağ kalp hipertrofisine ve sol ventrikül ağırlığının geçici olarak azalmasına neden olabileceğini göstermektedir. Ek olarak, hipoksik uyarı, HIF-1 alt birimlerinin mRNA ekspresyon seviyesini artırırken, VEGF gen transkripsiyonunu da aktive edebilmektedir. VEGF'nin stabilitesini artırabilirken, anjiyogenezi teşvik edebilir ve dokularda oksijen ve besin tedarikine katkıda bulunan kapilerler yoğunluğu artırabilir. Normokside, orta yoğunluklu dayanıklılık antrenmanı, bariz hiperplazi ve sıçan miyokardiyal hücre mitokondri hacminde önemli artış ve aynı zamanda gelişmiş mitokondriyal fonksiyonla sonuçlandığı görülmüştür. Yani yükselti antrenmanı sayesinde kalbin morfolojisinde, yapısında, metabolizmasında ve fonksiyonunda bir dizi adaptif yanıt üretilir (Zhang ve Chen, 2018). 230 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 Yükselti Antrenmanı ve Oksidatif Stres Oksidatif stres, reaktif oksijen türleri (ROS) ve reaktif nitrojen türleri (RNS) dahil olmak üzere serbest radikallerin üretimi ve azalması (yani antioksidan savunması) arasındaki hücresel redoks dengesizliğinin bir durumudur. Orta miktarlarda üretildiğinde, serbest radikaller temel sinyal molekülleridir, oysa daha yüksek miktarlarda üretilmesi hücrelere tepki verir ve zarar verebilirler (Grotle ve Stone, 2019). Oksidatif stres, otuz yılı aşkın süredir egzersize dayalı araştırmaların odak noktası olmuştur. Son yıllarda, yüksek irtifa dahil iklim senaryolarında oksidatif stres ve egzersizi anlamaya yönelik olarak çalışmalara yoğunluk verilmiştir (Quindry ve ark. 2016). Mitokondriler, hipoksiye en duyarlı organellerdir. Hipoksi yanıtı, esas olarak, mitokondrinin morfolojisi ve işlevindeki adaptif değişikliği ayarlamak için oksidatif stres ve enerji metabolizması bozukluklarından kaynaklanmaktadır (Manoli ve ark. 2007). Yükselti antrenmanı sırasında, vücut çok sayıda ROS üretebilir ve aşırı ROS, dokularda kolayca oksidatif hasara neden olabilir (Hinghofer-Szalkay, 2010). Normal bir fizyolojik durumda, hücrelerdeki ROS'un %95'i mitokondriden türetilir. ROS, mitokondrinin solunum süreci sırasında yan üründür ve vücuttaki antioksidan sistemlerle nötralize edilebilir. Mitokondri, yalnızca endojen serbest radikallerin üretildiği başlıca yerler değil, aynı zamanda serbest radikallerin saldırısının da hedefidir. Aşırı ROS, mitokondriye büyük hasar verebilir, membran potansiyelini azaltabilir ve mitokondriyal geçirgenlik geçişi (MPT) gözeneklerini açabilir ve proapoptoz ve nekroz faktörlerini serbest bırakabilir (Leeuwenburgh ve Heinecke, 2001). Yüksek irtifada yapılan egzersiz nedeniyle hem kanda hem de kasta oksidatif stres oluşur. Yüksek irtifada egzersize verilen akut oksidatif stres tepkileri, doğası gereği geçicidir ve belli bir seviyeye kadar olumlu karşılanır. Ancak antrenmanın şiddetine göre üretiminde farklılıklar görülebilir ve ağır sonuçları ortaya çıkabilmesi kuvvetle muhtemeldir (Peters ve ark. 2015). Bu konuya yukarda bahsettiğimiz yönde bakan çalışmalar çoğunlukta olsa da (Hinghofer-Szalkay, 2010) olumlu bakan (Gomez-Cabrera ve ark. 2008) çalışmalar da literatürde mevcuttur. Yükselti Antrenmanları Sırasında Beslenme Tüyoları Michalczyk ve ark. (2016) yılında yaptıkları derlemede uygun bir beslenme stratejisiyle yüksekliğe maruz kalma ve bu koşullar altında antrenman yapmanın verdiği fizyolojik stresi önleme konusunda sporculara yardımcı olacak öneriler verilmesi amaçlanan çalışmasında orta irtifada antrenman yapan sporcuların beslenme talepleri hakkında çok az araştırma 231 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 olduğundan incelemeler, bu koşullar altında solunum ve idrar suyu kaybı da dahil olmak üzere, irtifa eğitimine bağlı enerji taleplerini ve vücut kütlesi veya vücut kompozisyonundaki değişiklikleri dikkate alarak yapıldığı görülmüştür. 1. İrtifada Hidrasyon Rakımdaki ilk birkaç günde, artan havalandırma ile artan solunum suyu kaybı ve reninanjiyotensin-aldosteron hormon mekanizmasının aşağı düzenlenmesine bağlı olarak artan idrar suyu kaybı nedeniyle dehidrasyon eğilimi vardır. Bu nedenle 4000 m'ye kadar orta irtifalarda solunum suyu kaybı erkeklerde günde 1900 mL'ye, kadınlarda 850 mL'ye çıkarılabilir. Ayrıca idrar su kaybı günde 500 mL'ye kadar çıkabilmektedir. Yükseklik antrenmanı sırasında bisikletçilerin, günlük egzersizlerle birlikte ve günün geri verme döneminde düzenli hidrasyon yoluyla sıvı dengesini korumaları gerekir. Yeterli hidrasyon sağlamak için su, izotonik karbonatlı elektrolit içecekler ve meyve suları şeklindeki sıvı alımı günde 7 L'ye kadar artırılmalıdır. Saris, yarışın Tour de France dağ etaplarında birkaç bisikletçinin günde 10 L'den fazla sıvı içtiğini bildirdi. Öte yandan sporcular vücutlarını aşırı hidrate etmemeye dikkat etmelidir, çünkü bu durum adaptif süreçleri engelleyebilir ve performansı düşürebilir. Yükselti antrenmanı sırasında vücut kütlesi ve idrar ozmolalitesinin düzenli olarak izlenmesi kesinlikle gereklidir. Tüm bunlar antrenman amaçlı çıkılan (2000– 3500 m) ve antrenman yükleri için geçerlidir (Michalczyk ve ark. 2016). 2. İrtifada Karbonhidrat Alımı Yüksek rakımda antrenman yapan veya yarışan sporcular, normoksiyaya kıyasla enerji harcama oranını önemli ölçüde artırır. Kas aktivitesi ve aynı zamanda doku bakımı ve onarımı için olanlar da dahil olmak üzere toplam enerji gereksinimlerini desteklemek için yeterli enerji alımı elde etmek çok önemlidir. Bu koşullar altında antrenman yapan ve yarışan sporcular, sık aralıklarla yemek yemek için bilinçli bir çaba harcamalıdırlar. Sporcuların ve koçlarının, uygun enerji alımının ve enerji substratı kullanımının zihinsel ve kas fonksiyonunu nasıl geliştirdiğini anlamaları önemlidir. Egzersiz yoğunluğu ne kadar yüksekse, kasları çalıştırmak için yakıt olarak kullanılan karbonhidrat miktarının o kadar fazla olduğu iyi bilinmektedir. Günde birkaç saat aşırı yüksek yüklerle antrenman yapan sporcular için, çalışan kaslar için en önemli enerji kaynağı karbonhidratlardır. Bu substratlar, ATP yeniden sentezi için metabolize edilecek yağlardan ve proteinden daha az oksijene ihtiyaç duyar. Yeterli miktarda karbonhidrat tüketimi, özellikle soğuk stresi ve titremenin meydana geldiği yerlerde önemlidir. Sporcular yüksek rakımda egzersiz öncesinde, sırasında ve sonrasında doğru miktarda karbonhidrat 232 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 sağlamalıdır. Düşük egzersiz öncesi kas glikojen depolarının egzersiz yoğunluğunun azalmasına neden olduğu kesinlikle açıktır. Yükseklik antrenmanı sırasında örneğin bir bisikletçinin diyetinde %60'tan fazla CHO bulunmalı ve üçte biri yükseklikte azalan açlık nedeniyle sıvı CHO'dan gelmelidir. Brouns, yüksek irtifadaki yorucu eğitim seansları sırasında CHO alımının günlük tüketilen kalorinin %80'ine kadar arttığını bildirmiş ve ayrıca bisikletçilerin günde vücut kütlesinin kg'ı başına 12–13 gr CHO tüketmesini önermiştir. Dayanıklılık sporcularının antrenman öncesi ve sırasında yetersiz karbonhidrat tüketiminin egzersiz kapasitesinin düşmesine neden olabileceği öne sürülmektedir. Egzersiz öncesi yeterli karbonhidrat tüketimi, kas ve karaciğerdeki glikojen depolarını artırır. Sonunda, yüksek rakımda yetersiz karbonhidrat alımı da düşük kan şekeri seviyelerine neden olabilir ve bu da merkezi sinir sistemi yorgunluğuna neden olur (Michalczyk ve ark. 2016). Yükselti Antrenmanıyla İlgili Yapılan Çalışmalar Hamlin ve ark. 2017 yılındaki “Takım Sporu Atletlerinde Doğal veya Simüle İrtifa Antrenmanının Yüksek Yoğunlukta Aralıklı Koşu Performansı Üzerindeki Etkisi: için yaptıkları Meta Analiz çalışmasında 5 derginin veri tabanında sistematik bir literatür taraması yapılmış, Hipoksik (doğal veya simülasyonlu yükseklik) ve kontrol (deniz seviyesi veya normoksik plasebo) gruplarında Yo-Yo Aralıklı Toparlanma Testi’nde (seviye 1 ve seviye 2 farklılaşma olmadan kullanılmıştır) performanstaki % değişim (kapsanan mesafe) ile karma bir model olarak meta-analiz yapıldığı görülmüştür. Hipoksik antrenmanlar 7-28 günlük bir periyotta meydana gelmiş ve toplam hipoksik maruziyet aralığı (efektif saatlerde) aralıklı hipoksi çalışmalarında 4,5-33 km-saat ve yüksekte yaşa çalışmalarında 180-710 km olarak görülmüştür. Nihai meta-analizde 11 kontrol ve 15 deneysel çalışma bulunmaktadır. Antrenman etkileri, kontrol gruplarında 1 haftada (%20 ± 14, yüzde tahmini, ±% 90 güven sınırları) ve müdahale sonrası 4 haftada (% 25 ± 23) orta ve çok büyük olasılıkla faydalı olduğu görülmüştür. Aralıklı ve yüksekte yaşayan hipoksik gruplar, 1 haftada (% 13 ± 16;% 13 ±% 15) ve müdahaleden 4 hafta sonra (% 19 ± 20; % 18 ± 19) ek daha fazla kazanım yaşadıkları bildirilmiştir. Hipoksinin dozu ve hipoksi antrenmanının dahil edilmesi gibi, aralıklı ve yüksekte yaşam içeren çalışmalarda müdahaleler arasındaki performans farkı belirsizliğini koruduğu söylenmiştir. Tüm bu verilerin sonucunda hipoksik antrenman, antrenman sonrası en az 4 hafta devam eden kontrol gruplarına göre gelişmiş performans ile takım sporu yapan sporcularda yüksek yoğunluklu koşu performansının iyileştirilmesi için değerli bir antrenman stratejisi olarak görünmektedir. Hipoksinin türü, hipoksi dozu ve hipoksi antrenmanı hakkında daha fazla araştırma yapılana kadar koçlar, takımlarının antrenman programına en iyi uyacak 233 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 şekilde hipoksik antrenman yöntemlerini özelleştirmek için önemli bir alana sahip oldukları şeklinde yorumlar yapılmıştır. Heikura ve ark. 2018’de yazılan “Elit Kadın ve Erkek Mesafe Atletlerinde LHTH(Yüksekte yaşa-yüksekte çalış) İrtifa Antrenmanının Ardından Enerji Kullanılabilirliği, Sağlık ve Cinsiyetin Hemoglobin Kitlesel Tepkilerine Etkisi” adlı çalışmada 3-4 hafta boyunca (2135m) yüksekte yaşayıp – yüksekte çalışan 2016 Olimpiyatlarına katılan dayanıklılık sporcularında (27 kadın – 21 erkek) cinsiyet, enerji kullanımı, sağlık durumunun hemoglobin yoğunluğu üzerindeki etkileri araştırılmıştır. Kamp öncesi ve sonrası Hbmass ve demir parametreleri ölçülürken, enerji kullanımı, gıda ve antrenman kayıtları ve Kadınlarda Düşük Enerji Kullanılabilirliği Anketi (LEAF-Q) ile hesaplanılmış ve genel bir yaralanma / rahatsızlık anketi doldurtulduğu belirtilmiştir. Hipoksik maruziyet (saat cinsinden), düşük (<500 saat), orta (500-600 saat) ve yüksek (> 600 saat) olacak şekilde gruplanarak hesaplanmıştır. Mutlak ve bağıl yüzde ΔHbmass, kadınlarda (% 6.2 ± 4.0, p <0.001) erkeklere göre (% 3.2 ± 3.3, p = 0.008) anlamlı olarak daha yüksek olarak bildirilmiş, Hbmass, hipoksik maruziyetle bir doz yanıtı gösterdiği açıklanmıştır (3.1 ± 3.8'e karşı 4.9 ± 3.8'e karşı 6.8 ±% 3.7; p = 0.013). Hbmasspre, amenorik kadınlarda anlamlı olarak daha yüksek çıktığı (12.2 ± 1.0'a karşı 11.3 ± 0.5 g / kg; p = 0.004). İstatistiksel olarak güçsüz olmasına rağmen, %Hbmass, sağlıklılar (n = 44 ;% 5,4 ± 3,8; p <0,001) karşısında hasta olanlarda (n = 4, -0,5 ±% 0,4) anlamlı olarak daha düşük bulunmuştur. Hbmass sonuçlarında kendi bildirdiği demir alımı, cinsiyet hormonları veya enerji kullanımı arasında önemli bir ilişki bulunamamıştır. Bununla birlikte, LEAF-Q skoru ile % ΔHbmass arasında negatif bir korelasyon eğilimi olduğu belirtilmiştir. (r = -. 353, p = 0.07)., Yükselti antrenmanı sırasında Hb yoğunluğundaki artışlarda taban Hb yoğunluğu ve hipoksiye maruz kalmanın önemini doğrularken, atlet sağlığının ve enerji kullanımının indekslerinin optimal bir temel Hbmass ve hipoksiye hematolojik yanıt üzerindeki önemini vurguladığı görülmüştür. Brocherie ve ark. 2015 yılında yaptıkları “Yüksekte yaşa - Alçakta veya Yüksekte Çalış Hipoksik Antrenman Takım Sporları Performansını İyileştirir” adlı çalışmada normobarik hipokside (2800-3000m) 14 günlük “yüksekte yaşa alçakta çalış n=11” antrenmanından sonra, 3000 m'de normobarik hipokside n=12 veya normokside kontrollü “alçakta yaşa alçakta çalış n=9” antrenmanına kıyasla, tekrarlanan (25sn. pasif dinlenmeli 5x5’lik 4 set 6 seanstan oluşan) sprint antrenmanından sonra 32 elit erkek takım sporcusunun fiziksel performansı ve hematolojik değişikliklerini araştırmayı amaçlandığı görülmüştür. Ölçümlerde sporcuların Hemoglobin yoğunlukları, dikey sıçrama, tekrarlı sprint (20sn toparlanmayla 8x20m) ve Yo Yo 234 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 lvl2 testleri kullanılmıştır. Çalışma ön test ve son teste ek olarak 3 hafta sonrasında da yapılmıştır. Sonuçları incelediğimizde ise sezon içinde 14 gün boyunca hipokside tekrarlanan sprintler ile serpiştirilmiş “yüksekte yaşa - alçak veya yüksekte çalış'' hipoksik antrenmanı, elit takım sporcularının dikey sıçrama performanslarına etki etmemiş, ancak Hbmass, YYIR2 performansı ve tekrarlanan sprint yeteneklerini arttırdığı ve bu faydaların çalışma bittikten sonra en az 3 hafta boyunca devam ettiğini göstermiştir. Yükselti antrenmanı yapan grubun sporcularında bu olumlu değişiklikler görülürken, alçakta yaşayıp çalışan sporcularda hiçbir olumlu değişime rastlanmadığı görülmüştür. Carr ve ark. 2018 yılında “Yarışma İçin Doğal Yükseltide Çalışma ya da Simüle Yükseltide Yaşayıp Alçakta Çalışmanın Farkı?” adlı çalışmada Doğal yükselti antrenmanının ve simüle edilmiş yükseltide yaşa – alçakta çalışın etkilerini 1380m'de 4 mmol.L-1'de koşu bandı yürüme hızı eşiği, yol yarışı-yürüyüş performansı (dk) yürüme hızı ve maksimum oksijen tüketimi (VO2max) karşılaştırılmıştır. Çalışmada 15’i erkek 7’si kadın toplamda 22 elit yürüyüş yarışçısı: Doğal yükselti antrenmanı yapan grup 1380m n=7, Simüle yükseltide yaşa – alçakta çalış grubu 3000m n=7 ve kontrol grubu 600m n=8 kişi 14 günlük çalışmaları tamamlamıştır. Doğal yükseltide çalışan grupta 5 x 2 km testi için toplam performans süresindeki iyileşme, Simüle yükseltide yaşa – alçakta çalış grubunda da önemli ölçüde farklı değildi, ancak iyileşme ciddi oranda kontrol grubundan daha fazlaydı. Doğal yükseltide çalışan grupta 5 x 2 km performans testindeki iyileşme, hem Simüle yükseltide yaşa – alçakta çalış hem de kontrol grubundan daha büyüktü. MaxVO2'deki artış Doğal yükseltide çalışan grupta Simüle yükseltide yaşa – alçakta çalış grubundan önemli ölçüde daha yüksekti. Koşu bandı yürüme hızı eşiğindeki gelişme, hem SYYAÇ grubunda hem de DYÇ grubu için kontrol grubundan önemli ölçüde daha büyüktü. De Smet ve ark. (2018)’de yaptığı “Hipokside HIIT Antrenman, İnsanlarda Akut Hipoksiyi ve Kas HIF Yanıtını Etkilemez” adlı çalışmasında Hipoksiye miyoselüler yanıttan sorumlu olan, hipoksiyle indüklenebilir faktörler (HIF'ler)’in hedef alındığı görülmüştür. Bu nedenle HIF'lerin, yükselti antrenmanı sonucunda kas adaptasyonunda düşebileceği düşünülerek akut iskemi sırasında uzun süreli hipoksi dönemindeki hipoksik ve normoksik antrenmanın kas HIF aktivasyonu üzerindeki etkisini araştırılmıştır. 10 genç gönüllü erkek 5 hafta (haftada 5 gün olacak biçimde) normobarik hipokside yaşamıştır. Bir bacak hipoksi çalışması yaparken, diğer bacak normoksiya çalışması yaptığı belirtilmiştir. Antrenmanlar (haftada 3), 1 tekrarlı max %20-25 aralıklı unilateral diz ekstensiyon çalışmalarından oluştuğu bildirilmiştir. Antrenmandan önce ve sonra 10 dakikalık arter iskemisi ve bacak reperfüzyonu 235 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 yapılarak kas oksijenlenme durumu yakın kızılötesi spektroskopi ile sürekli olarak ölçülmüş ve oklüzyon öncesi ve bitiminde vastus lateralisten biyopsiler alınarak gerçekleştirilmiştir. Antrenmandan bağımsız olarak, oklüzyon, HIF-1α'nın myonüklei ifade eden fraksiyonunu %54'ten %64'e yükseldiği görülmüş ve bununla birlikte, ne kas HIF-1a veya HIF-2α protein bolluğu ne de HIF-1α veya seçilen aşağı akışlı hedeflerin ekspresyonu herhangi bir deneysel durumda artış göstermediği görülmüştür. Hem TRNOR hem de TRHYP'de antrenman, oklüzyonun ardından kas oksijen ekstraksiyon oranını %30 artırırken, oklüzyonun hemen ardından kas hiperperfüzyonu her iki grupta da %25 arttığı görülmüştür. 10 dakikalık arter tıkanıklığı HIF-1α- eksprese eden myonükleileri artırmış ve "yüksekte yaşam" sırasında ne normoksik ne de hipoksik antrenman, arteriyel tıkanıklığın neden olduğu akut hipoksiye yanıt olarak kas; HIF translokasyonunu, stabilizasyonunu veya transkripsiyonunu değiştirmediği net olarak ortaya çıkmıştır. Hause ve ark. 2018 yılında “Başlangıçta hemoglobin yoğunluğu zaten yüksek olan erkek sporcular, "yüksekte yaşa - alçakta çalış" yükselti antrenmanından faydalanır mı?” adlı çalışmalarında Tamamı, 58 erkek atletten oluşan (35 iyi antrene dayanıklılık sporcusu ve 23 elit kadın çim hokeyi oyuncusu) benzer hipoksik dozlarla (200-230 saat) bir YY-AÇ (yüksekte yaşa – alçakta çalış) kampı yapmıştır. Hbmass, karbon monoksit yeniden soluma yöntemiyle çift olarak YY-AÇ öncesi ve sonrası olarak ölçülmüş ve başlangıçtaki mutlak Hbmass (gram cinsinden) ile mutlak Hbmass'taki yüzde artışı arasında bir ilişki olmamasına rağmen, başlangıçtaki göreceli Hbmass (kilogram başına gram olarak) ve bağıl Hbmass'daki yüzde artış arasında orta düzeyde bir ilişki tespit edildiği görülmüştür. Ortalama, mutlak ve bağıl Hbmass, dayanıklılık sporcularında ve YY-AÇ'den sonra takım sporcularında birbirine benzer ölçüde artmıştır. Erkek dayanıklılık ve takım sporu sporcularının bireysel verilerini ve katı metodolojik kontrolünde (çift Hbmass ölçümleri ve eşleşen hipoksik doz) kullanan doğrudan karşılaştırma çalışması, daha yüksek başlangıç Hbmass'ına sahip sporcuların bile YY-AÇ sonrası Hbmass kazanımını makul şekilde arttırması beklenebileceğini göstermiştir. Gangwar ve ark. 2019 yılında hazırladığı “Aralıklı Normobarik Hipoksi, Hipoksiye Bağlı İnflamasyonu Ve Dislipidemiyi Azaltarak Yüksek İrtifaya Alışmayı Kolaylaştırır” adlı çalışmada yüksek rakıma (3250 m) alışma konusunda orta düzeyde bir normobarik AHA (Aralıklı Hipoksik Antrenman) protokolünün (4 saat 4 gün için % 12 FiO2) etkinliğini değerlendirilmiştir. Global plazma proteomik çalışmaları, AHA'nın C-reaktif protein (CRP), serum amiloid A-1 proteini (SAA) ve alfa-1-asit glikoprotein 2 (AGP 2) gibi akut faz yanıt proteinlerinin yanı sıra birkaç apolipoprotein de olduğunu gösterdiği görülmüş ve daha sonra yüksek irtifaya maruz 236 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 kaldıklarında, AH antrenmanı için gönüllüler, kontrol grubuna kıyasla daha düşük akut dağ hastalığı (AMS) vakaları ile birlikte önemli ölçüde daha yüksek arteriyel oksijen satürasyonu sergiledikleri ortaya çıkmıştır. Hatta ilginç bir şekilde, AH antrenmanı yapan denekler, yüksek irtifa tırmanışının 4 ve 7. günlerinin her ikisinde de C-reaktif protein (CRP), serum amiloid A-1 proteini (SAA) ve fibrinojen (FGA, FGB ve FGG) gibi daha düşük seviyelerde pozitif akut faz proteinleri sergiledikleri görülmüştür. Yüksek irtifaya maruz kalma ayrıca HDL, LDL ve ilişkili proteinlerin düzeylerini ve ayrıca lesitin-kolesterol açiltransferaz (LCAT), kolesteril ester transfer proteini (CETP) ve fosfolipid transfer proteini (PLTP) gibi lipoprotein partiküllerinin birleşmesi ve olgunlaşması için anahtar enzimleri düşürdüğü görülmüştür. Buna karşılık IHT, HDL, LDL, Apo-AI, Apo-B, LCAT, CETP ve PLTP'nin hipoksiye bağlı değişikliklerini azalttığı belirtilmiştir. Sonuçların daha fazla doğrulanması, hipoksiye bağlı inflamasyon ve dislipideminin IHT ile zayıflatılmasını da doğrularken bu sonuçlar, yüksek irtifa iklimlendirmesi için potansiyel bir farmakolojik olmayan strateji olarak orta düzeyde AHA'nın kullanımını destekleyen moleküler kanıtlar sağladığını açıkça gözler önüne sermiştir. Chung-Yu ve ark. 2014 yılında yaptıkları “Rhodiola crenulata ve Cordyceps sinensis Tabanlı Takviyeler, Kısa Süreli Yükselti Antrenmanından Sonra Aerobik Egzersiz Performansını Arttırır” adlı çalışmasında Hem Rhodiola crenulata (R) hem de Cordyceps sinensis (C) takviyelerinin egzersiz performansını iyileştirdiği bildirilmesinin üzerine, yükselti antrenmanı sırasında R ve C kullanımının aerobik dayanıklılık kapasitesini daha da artırıp artırmayacağı merak edilince, R ve C bazlı takviyenin 2 haftalık yükselti antrenmanını takiben aerobik egzersiz kapasitesi üzerindeki etkisini incelendiği görülmüştür. Çalışma kapsamında otonom sinir sistemi aktivitesindeki değişiklikler, dolaşımdaki hormonal ve hematolojik profiller araştırılmış ve 18 erkek denek iki gruba ayrılmıştır: Plasebo (n = 9) ve R / C desteği (RC, n = 9). 2200 m rakımda 2 haftalık antrenman süresi boyunca gruplar tarafından (kontrol grubu plasebo) ve (deney grubu R/C) düzenli biçimde kullandırıldığı belirtilmiştir. Plasebo grubuna oranla R/C grubunda, 2 haftalık yükselti antrenmanından sonra, yorucu koşu zamanı testinde kapsamlı çalışma süresi belirgin şekilde daha uzun olduğu (Plasebo: +%2,2'ye karşı RC:+% 5,7; p <0,05) ve R/C grubunda parasempatik (PNS) aktivitesindeki düşüş (Plasebo: -% 51'e karşı RC: -% 41; p <0.05) önemli ölçüde önlendiği görülmüştür. Kırmızı kan hücresi, hematokrit ve hemoglobin seviyeleri, her iki grupta da yükselti antrenmanından sonra benzer bir ölçüde yükselirken (p <0.05), eritropoietin (EPO) seviyesi Plasebo grubunda daha yüksek kaldığı saptanmıştır (*RC değerlerinin %48 üzerinde; p <0.05). Bu çalışmada sonuç olarak yükselti antrenmanı sırasında bir R/C takviyesinin sağlanması, aerobik performansın iyileştirilmesinde daha fazla antrenman faydası sağlamış ve aynı zamanda RC takviyesinin bu faydalı etkisi, PNS 237 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 aktivitesinin daha iyi sürdürülmesinden ve yükselti antrenmanı sırasında hızlandırılmış fizyolojik adaptasyonlardan kaynaklanabileceği düşünülmüştür. Sharma ve ark. (2018)’de yapılan “Elit Koşucularda 2100m'de “Yüksekte Yaşa Yüksekte Çalış” Ölçümü ve Periyotlama: Bir Gözlemsel Kohort Vaka Çalışması’nda yarışmadan hemen önce YY-YÇ antrenmanını tamamlayan elit koşuculardan oluşan bir grupta antrenman yükünün dönemlendirmesinin ölçmesi amaçlamıştır. 4 haftalık deniz seviyesinde antrenman sırasında sekiz elit koşucu izlenmiş ve ardından deniz seviyesine inişin ardından, deniz seviyesindeki yarışlara hazırlık için 3-4 haftalık YY-YÇ antrenman hazırlıkları yaptırılmıştır. Performans, yarışmacıların 800 m (n = 1, 1500 m / mil (n = 6) ve yarı maraton (n = 1) yarışmaları ile YY-YÇ antrenmanı tamamlamadan önce ve 8 gün içinde deniz seviyesinde yapılan yarışmada değerlendiği belirtilmiştir. Hemoglobin yoğunluğu (Hbmass) YY-YÇ antrenmanı öncesi ve sonrası değerlendirilmiştir. Hbmass, YY-YÇ antrenmanı öncesi ile sonrası arasında %5 arttığı ve 7 sporcunun irtifadan sonraki 8 gün içinde yaşam boyu kişisel en iyi performansa ulaştığı belirtilmiştir. Yüksek kişisel performanslardan önce elit koşucularda YY-YÇ antrenmanı sırasında yüksekliğe vardıktan sonra antrenman yükünde büyük artışlar görülmüş ve periyotlama bireyselleştirilip ve yükselti antrenmanı sonrası rekabet zamanlamasıyla uyumlu olması gerektiği belirtilmiştir. Park ve ark. (2019)’a göre 3.000 m simülasyon yüksekliğinde ve deniz seviyesinde gerçekleştirilen 21 günlük YY-AÇ antrenmanlarının, rekabetçi sporcular arasında Alçakta yaşa - alçakta çalışa (LLTL) kıyasla hematolojik parametreleri, egzersiz ekonomisini ve metabolizmayı, hemodinamik işlevi ve egzersiz performansını iyileştirip iyileştiremeyeceği araştırılmaya çalışılmıştır. Tüm katılımcılar maxVO2, 3000m time trial performansı rastgele olarak YY-AÇ (n = 12) veya AY-AÇ (n = 12) gruplarına yerleştirilmiş ve 21 günlük antrenmandan önce ve sonra değerlendirilmiştir. 21 günlük çalışmalar süresince, tüm sporcular için haftalık rutin 6 günlük antrenman ve 1 günlük dinlenmeyi içerdiği belirtilmiştir. Günlük antrenman programları, 4 saatten fazla ve çeşitli egzersiz programlarından (jog, yüksek hızda koşu, aralıklı koşu ve 3.000 m veya 5.000 m süreli deneme) oluşuyordu. YY-AÇ grubu, rahat koşullar altında günde >12 saat boyunca simüle edilmiş bir odada, AY-AÇ grubu çalışma boyunca deniz seviyesinde kalmıştır. Sonuçlar incdelendiğinde; hematolojik parametreler önemli bir etkileşim göstermediği görülmüş ve bununla birlikte, YY-AÇ grubu, AY-AÇ grubundan daha iyi egzersiz ekonomisi, metabolik parametreler (oksijen tüketimi, doku oksijenasyonu) indeksi ve egzersiz öncesi %80 maksimum kalp hızına karşılık gelen 30 dakikalık submaksimal cycle ergometre egzersizi sırasında hemodinamik fonksiyonda stroke hacmi sağladığı belirtilmiştir. 238 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 Egzersiz performansı ile ilgili olarak, YY-AÇ grubu ayrıca AY-AÇ grubuna göre daha gelişmiş maxVO2 ve 3000 m time trial performansı sağladığı bildirilmiştir. Bu sonuçlar, AY-AÇ ile karşılaştırıldığında, YY-AÇ yöntemi egzersiz ekonomisini ve hemodinamik işlevi iyileştirerek egzersiz performansı üzerinde olumlu etkilere sahip olabileceğini göstermektedir. Sutehall ve ark. (2019)’a göre Egzersiz performansını artırmak için yükseklikte antrenmanın yararı belirsizliğini koruyor, ancak en yaygın kabul gören yaklaşım, sporcuların yaklaşık 2300 metrede yaşadığı ve yaklaşık 1250 metrede yüksek yoğunluklu antrenmanla daha düşük yoğunluklu koşu yaptıkları çalışmalardır. Buradaki fikir, bu yöntemin, orta irtifada gerçekleştirilen yüksek yoğunluklu seansların performans bozukluğunu azaltırken, toplam hemoglobin yoğunluğunda maksimum artışları sürdürmesi ve böylece sporcular atmosferde yaşarken ve antrenman yaparken meydana gelebilecek herhangi bir zayıflamayı önlemesi olduğu söylenmiştir. Ancak bu antrenman rejimi evrensel olarak kabul edilmemiştir ve bazıları performans geliştirmenin plasebo ve antrenman kamp etkilerinden kaynaklandığını iddia etmekte olduğu belirtilmiştir. Yükselti antrenmanı, bir sporcunun hematolojik parametrelerini kan dopingini takiben gözlemlenenlere benzer şekillerde etkileyebileceğini, mevcut tespit yöntemleri, yükselti antrenmanı ile kan dopingi arasında ayrım yapmak için yetersiz görünmekte olduğunu ve bir sporcunun biyolojik pasaportunun yorumlanmasını zorlaştırdığını belirtmişlerdir. Yükselti antrenmanı için en uygun yöntemi belirlemek ve daha iyi kan dopingi ile irtifa maruziyetini ayırt edebilmek için mevcut tespit yöntemlerini geliştirmek için daha fazla araştırma yapılması gerektiğini açıklamışlardır. Millet ve ark. (2017) incelediği 9 yükselti antrenmanıyla ilgili 'irtifa antrenmanı egzersiz performansını ikna edici bir şekilde artırmaz ve elit (dayanıklılık) sporculara tavsiye edilmemelidir' ifadesinin yaptıkları mevcut literatür analizleri sonucunda kesinlikle yanlış olduğunu ortaya çıkarttığı bildirilmiştir. Halihazırda bulunan yüksek Hbmass değerlerine sahip sporcuların irtifa antrenmanından sonra Hbmass'larını artırmadıkları varsayımının hatalı ve hatalı verilerin dahil edilmesinden dolayı önyargılı yapılan açıklamalar olduğuna inandıkları belirtilmiştir. Schmitt ve ark. 2017’de yaptıkları Elit Kuzey Kayakçılarda Antrenman Yükü ve İrtifanın HR-V’nin (kalp hızı değişkenliğinin) Yorgunluk Modelleri Üzerindeki Etkisi adlı çalışmada 57 elit kuzey kayakçısında egzersiz yükü / yoğunluğu ve HR-V hızı değişkenliği yorgunluk modelleri arasındaki ilişkiyi analiz edilmiştir. 5 yıl boyunca 1063 HR-V testi yapılan bu çalışmada dinlenme ve tekrar aralıkları, istirahatte ve ayakta dururken kaydedilmiştir. Egzersiz yüklemesi (TL), ventilasyon eşiği(VT) 1 ve VT2'ye göre antrenman yükü, güç için belirli 239 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 bölgelerde ölçüldüğü belirtilmiştir. Sonuçlar incelendiğinde yükseklik antrenman süresinin bir kısmıyla birlikte yorgunluk durumlarının oluşumu önemli ölçüde arttığı söylenirken, çalışmada, egzersiz yükü / yoğunluğu ile HR-V yorgunluk modelleri arasında nedensel bir ilişki olmadığını kanıtlanmıştır. İrtifa antrenman dönemleri, aşırı mesafeler sağlık risklerini artırma olasılıkları nedeniyle kritik göründüğüne karar verilmiştir. Quindry ve ark. (2017) “Yüksek Rakımda Aşırı Egzersizin İnsanlarda Oksidatif Stres Üzerindeki Etkisi” adlı çalışmasında sporcuların yükselti antrenmanı sırasında oksidatif stres biyokimyasıyla ilgili yapılan çalışmalardan bir derleme yapılmıştır. İnsanların irtifada egzersize verdiği tepkinin anlaşılması, büyük ölçüde, normobarik hipoksiyi kullanan laboratuvar çalışmalarına ek olarak, 3000 m'nin üzerindeki rakımlarda yapılan saha temelli araştırmalardan elde edilir. Yüksek irtifa egzersizi sırasında ortaya çıkan oksidatif stresin etkileri, oksidatif hasarda geçici bir artış ve ardından birden fazla dokuda redoksa duyarlı adaptasyonlar gibi görünmektedir. Bu sonuçlar, ova yerlileri, yüksek rakıma alışkın olanlar ve yayla yerlileri için tutarlıdır, ancak ikinci grup daha sağlam bir uyarlanabilir yanıt sergilemektedir. Bugüne kadar, irtifa kaynaklı oksidatif stresin normal antrenman veya dinlenme senaryoları için zararlı olduğuna dair hiçbir kanıt olmadığı belirtilse de sınırlı kanıtlar, oksidatif stresle ilgili zararlı sonuçların, bireylerin uzun süreler boyunca aşırı yükseltilere maruz kaldığı durumlarla sınırlı olduğunu göstermektedir. Ancak, bu kesin olmayan sonucun doğrulanması daha fazla araştırma yapılmasını gerektiği vurgulanmaktadır. Daha uygulanabilir bir şekilde, irtifa kaynaklı hipoksinin egzersize ve egzersizden toparlanmaya redoksa duyarlı adaptif yanıtlar üzerinde bağımsız bir etkisi olabileceği ve eğer doğruysa, bu bulgular yüksek irtifada antrenman yapan sporcular, dağcılar ve askerler için önemli sonuçlar doğurabileceği belirtilmiştir. Tüm bu noktalar, yüksek irtifada egzersiz sırasında oksidatif stres konusunda yayınlanan araştırmaların sınırları dahilinde yapıldığı için buna yönelik ayrıntılı çalışmalara ihtiyaç duyulduğu belirtilmiştir. Stickford ve ark. 2016 yılında yaptığı çalışmada Seçkin kinematik değişkenlerin 4 haftalık irtifa antrenmanından sonra bir grup elit mesafe koşucusunda değişip değişmediğini belirlemek için yaptıkları görülmüştür. 6 elit erkek mesafe koşucusu, "YY – AÇ modelinde hazırlanan 28 günlük antrenmanları daha düşük rakımlarda (945-1150 m) daha yüksek yoğunluklu koşuların gerçekleştirildiği ve düşük yoğunluklu seansları içeren kısımları daha yüksek rakımlarda (1950-2850m) tamamlamışlardır. Yürüyüş parametreleri, yükseltiye çıkılmadan 2-9 gün önce ve deniz seviyesine döndükten sonra, 300 ila 360 m · dak-1 hızlarında 240 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 ölçülmüştür. Ancak yükselti antrenmanlarından sonra yerle temas süresi, salınım süresi, adım uzunluğu veya adım frekansı açısından herhangi bir farklılık bulunmadığı görüşmüştür. SONUÇ VE ÖNERİLER Bazı çalışmalar aksini iddia etse de “Yüksekta yaşa – Alçakta çalış” ya da “Yüksekte yaşa – Yüksekte Çalış” gruplarının her ikisi de “Alçakta yaşa – Alçakta çalış” yani deniz seviyesinde yaşayan kontrol gruplarına göre olumlu sonuçlarla çalışmalarını tamamlamışlardır. Hatta incelenen bir çalışmada zaten Hb yoğunluğu yüksek düzeyde olan elit sporcularda bile gelişim sağlandığını gösteren çalışmalar mevcuttur (Hause ve ark. 2018). Dahası elit koşucularda hayatı boyunca sahip olduğu en iyi derecelerini yükselti antrenmanları sonucunda yapılan testlerde sergilediği kanıtlanan bir çalışma da bulunmaktadır (Sharma ve ark. 2018). Tüm bunlara rağmen bazı çalışmalarda sonuçların uygulanan kamp etkisinden ya da olumlu sonuç alacağını bilerek giden deneklerin placebo etkisinden kaynaklandığından bahsedilmektedir (Sutehall ve ark. 2019). Yine bir başka çalışmada kontrol gruplarının kritik tayini, körleme prosedürleri ve katı bilimsel değerlendirme kriterleri uygulandığında, LHTL'nin performans üzerinde saptanabilir bir etkisi olmadığı da iddialar arasındadır (Bejder ve Nordsborg 2018; Millet ve ark. 2017). Yükselti antrenmanının olumlu fizyolojik sonuçlarının kesinliğini sorgulayan çalışmalarda da olduğu gibi Oksidatif stresle de ilgili literatürde kafa karışıklığı yaratan sonuçlar mevcuttur. Bir grup ROS ve RNS gibi Serbest radikallerin oluşumunun vücutta sebep olduğu olumsuz etkileri savunurken, bir diğer taraf ise aslında konunun bildiklerimizin aksine serbest radikallerin hipoksiye uyumu kamçıladığı ve vücutta yüksek seviyelerde seyretseler de aklimatizasyonun tamamlanmasıyla birlikte tekrar normal seviyelerine gerilediğini ve vücut için zararlı bir durum oluşturmadığını öne sürdükleri görülmüştür (Gomez-Cabrera ve ark. 2008). Öneri olarak ise daha fazla branşta çok daha çeşitli çalışma yöntemleri yükselti antrenmanı için kombine edilip, sonuçlar üzerinde olumlu olumsuz katkıları incelenebilir. Elit sporculardan oluşan denek gruplarının yer aldığı çalışmalarla literatür genişletilebilir. Bilinenin aksini iddia eden çalışmaların haklılık paylarının olup olmadığı belirlenmesi adına körleme prosedürleriyle yapılan çalışmalara ağırlık verilebilir. 241 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 KAYNAKÇA Brocherie, F., Millet, G.P., Hauser, A., Steiner, T., Rysman, J., Wehrlin, J.P., Girard, O. (2015). ‘‘Live High–Train Low and High’’ hypoxic training ımproves team-sport. Performance Medicine & Science in Sports & Exercise, 2140-2149. Carr, A.J, Garvican-Lewis, L.A., Vallance, B.S., Drake, A.P., Saunders, P.U., Humberstone, C.E., Gore, C.J. (2018). Training to compete at altitude: natural altitude or simulated live high: train low?. International Journal of Sports Physiology and Performance, DOI: https://doi.org/10.1123/ijspp.2018-0099. Chung-Yu, C., Hou, C.W., Bernard, J.R., Chen, C.C., Hung, T.C., Cheng, L.L., Liao, Y.H., Kuo, C.H. (2014). Rhodiola crenulata- and cordyceps sinensis-based supplement boosts aerobic exercise performance after short-term high altitude training. High Alt Med Biol, 15:371–379. Constantini, K., Wilhite, D.P., Chapman, R.F. (2017). A clinician guide to altitude training for optimal endurance exercise performance at sea level. HIGH ALTITUDE MEDICINE & BIOLOGY, Volume 00, Number 00, DOI: 10.1089/ham.2017.0020 De Smet, S., D’Hulst, G., Poffé, C., Thienen, R.V., Berardi, E., Hespel, P. (2018). Highintensity interval training in hypoxia does not affect muscle HIF responses to acute hypoxia in humans. European Journal of Applied Physiology, https://doi.org/10.1007/s00421-018-3820-4 Friedmann, B., Bärtsch, P. (1997). High altitude training: sense, nonsense, trends. Orthopade, 26 (11): 987-992. doi: 10.1007/s001320050184. Gangwar, A., Pooja & Sharma, M., Singh, K., Patyal, A., Bhaumik, G., Bhargava, K., Sethy, N.K. (2019). Intermittent normobaric hypoxia facilitates high altitude acclimatization by curtailing hypoxia-induced inflammation and dyslipidemia. Pflügers Arch. - European Journal of Physiology. 471(7): 949-959. Gomez-Cabrera, M.C., Domenech, E. Vina, J. (2008). Moderate exercise is an antioxidant: upregulation of antioxidant genes by training. Free Radic Biol Med, 44, 126–131. Grotle, A.K., Stone, A.J. (2019). Exaggerated exercise pressor reflex in type 2 diabetes: Potential role of oxidative stress. Auton Neurosci, 222:102591. doi:10.1016/j.autneu.2019.102591 Guyton, A.C., Hall, J.E. (2017). Tıbbi Fizyoloji. 13.baskı. Elsevier. İstanbul: Güneş Tıp Kitabevleri. Günay, M., Tamer, K., Cicioğlu, İ. (2013). Spor Fizyolojisi ve Performans Ölçümü. Ankara: 3. Baskı. Gazi Kitabevi. Hamlin, M.J., Lizamore, C.A., Hopkins, W.G. (2017). The effect of natural or simulated altitude training on high- ıntensity ıntermittent running performance in team-sport athletes: A meta-analysis. Sports Med, 48(2):431-446. DOI: 10.1007/s40279-017-08099 Hauser, A., Troesch, S., Steiner, T., Brocherie, F., Girard, O., Saugy, J.J., Schmitt, L., Millet, G.P., Wehrlin, J.P. (2018). Do male athletes with already high initial haemoglobin mass benefit from ‘live high–train low’ altitude training? Exp Physiol, 103.1 pp 68–76. 242 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 Heikura, I.A., Burke, L.M., Bergland, D., Uusitalo, A.L.T., Mero, A.A., Stellingwerff, T. (2018). Impact of energy availability, health and sex on hemoglobin mass responses following LHTH altitude training in elite female and male distance athletes. International Journal of Sports Physiology and Performance, 13(8):1090-1096. Hinghofer-Szalkay, H. (2010). “Intermittent hypoxic training: risks versus benefits,” European Journal of Applied Physiology, vol. 108, no. 2, p. 417, Karatosun, H. (2008). Egzersiz ve Spor Fizyolojisi. Isparta: 1. Baskı. Altıntuğ Matbaası. Karatosun, H. (2009). Antrenmanın Fizyolojik Temelleri Isparta: 2. Baskı. Tuğra Ofset. Leeuwenburgh, C., Heinecke, J. (2001). Oxidative stress and antioxidants in exercise. Current Medicinal Chemistry, 8(7), 829-838. Manoli, I., Alesci, S., Blackman, M.R., Su, Y. A., Rennert, O. M., Chrousos, G. P. (2007). Mitochondria as key components of the stress response. Trends in Endocrinology and Metabolism, TEM, vol. 18, no. 5, pp. 190–198. Mc Ardle, W.D., Katch, F.I., Katch, V.L. (2001). Exercise Physiology: Energy, Nutrition and Human Performance. USA: (Fifth Edition). Ed. Pete Darcy Lippincott Williams & Wilkins A Wolters Kluwer Company Michalczyk, M., Czuba, M., Zydek, G., Zaja˛A., Langfort, J. (2017). Dietary Recommendations for Cyclists during Altitude Training. Nutrients, 8, 377; doi:10.3390/nu8060377 Millet, G.P., Chapman, R.F., Girard, O., Brocherie, F. (2017). Is live high–train low altitude training relevant for elite athletes? Flawed analysis from inaccurate data. Br J Sports Med, Vol 0 No 0 pg: 1-4. Park, H.Y., Park, W., Lim, K. (2019). Living high-training low for 21 days enhances exercise economy, hemodynamic function, and exercise performance of competitive runners. Journal of Sports Science and Medicine, 18, 427-437. Peters, B., Ballmann, C., McGinnis, G., Epstein, E., Hyatt, H., Slivka, D., Cuddy, J., Hailes, W., Dumke, C., Ruby, B., Quindry, J. (2015). Graded hypoxia and blood oxidative stress during exercise recovery. J Sports Sci, 14, 1–11. Quindry, Q., Dumke, C., Slivka, D., Ruby, B. (2016). Impact of extreme exercise at high altitude on oxidative stress in humans. Physiol, 594.18 pp 5093–5104. Rhoades, R.A., Bell, D.R. (2017). Tıbbi Fizyoloji: Klinik Tıbbın Temelleri. İstanbul: 4. Baskı. İstanbul Tıp Kitabevi. Schmitt, L., Regnard, J., Coulmy, N., Millet, G.P. (2017). Influence of training load and altitude on hr-v fatigue patterns in elite nordic skiers. Int J Sports Med. https://doi.org/10.1055/a-0577-4429. Sharma, A. P., Saunders, P. U., Garvican–Lewis, L. A., Périard, J. D., Clark, B., Gore, C. J., Raysmith, B.P., Stanley, J., Robertson E.Y., Thompson, K. G. (2018). Training quantification and periodization during live high train high at 2100 m in elite runners: an observational cohort case study. Journal of Sports Science & Medicine, 17(4), 607. Stickford, A.S., Wilhite, D.P., Chapman, R.F. (2016). Live high – train low altitude training does not alter running mechanics in elite distance runners. International Journal of Sports Physiology and Performance, 243 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 Sutehall,S., Muniz-Pardos, B., Lima, G., Wang G., Malinsky, F.R., Bosch, A., Zelenkova, I., Tanisawa, K., Pigozzi, F., Borrione, P., Pitsiladis, Y. (2019). Altitude training and recombinant human erythropoietin: considerations for doping detection. Current Sports Medicine Reports. Volume 18. Number 4. 97-104. Wilber, R.L., Stray-Gundersen J. & Levine B.D. (2007). Effect of hypoxic “dose” on physiological responses and sea-level performance. Med Sci Sports Exerc, 39, 1590– 1599. Zhang, Y., Chen, N. (2018). Autophagy ıs a promoter for aerobic exercise performance during high altitude training. Oxidative Medicine And Cellular Longevity. ID 3617508, Page: 111 https://doi.org/10.1155/2018/3617508. ATIF: Sarper Kahveci, M. (2020). Yükselti Antrenmanı Fizyolojisi ve Alandaki Son Gelişmeler. Betül Bayazıt, Ercan Karaçar, Ozan Yılmaz (Ed.), Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı3.Cilt içinde (ss. 226-244). Konya, Çizgi Kitabevi Yayınları 244 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 BÖLÜM 15 YÜZME SPORUNDA MOBİLİTE VE STABİLİTE Özgür DİNÇER Doç. Dr. Ordu Üniversitesi, [email protected] Halilcan ESKİÇIRAK Yüksek Lisans Öğrencisi, [email protected] ATIF: Dinçer, Ö., Eskiçırak, E. (2020). Yüzme Sporunda Mobilite ve Stabilite. Betül Bayazıt, Ercan Karaçar, Ozan Yılmaz (Ed.), Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3.Cilt içinde (ss. 246-256). Konya, Çizgi Kitabevi Yayınları. 15.BÖLÜM YÜZME SPORUNDA MOBİLİTE VE STABİLİTE Özgür DİNÇER Doç. Dr., Ordu Üniversitesi, [email protected] Halilcan ESKİÇIRAK Yüksek Lisans Öğrencisi, [email protected] GİRİŞ Spor, egzersiz ve hareket kapasitelerinin değerlendirilmesi için hareketi oluşturan yapıların fonksiyonel anatomisinin ve biyomekanik işlevlerinin bilinmesi çok önemlidir (Maglischo, 2003). Eklem açıklığının değerlendirilmesi, oluşabilecek sorunların bulunması ve problemlerin çözülmesinde etkin bir parametre olup (Akdere, 2011; Otman, Demirel ve Sade, 1998) sporcuların antrenman programlarının oluşturulmasında, performans değerlendirmesi yapılmasında, eklem hareket açılarının belirlenmesi ve takibinin yapılması gerekmektedir (Cleffken ve ark, 2007; Kamil, 1993). Birinci Dünya Savaşı’nın ertesinde askerlerin durumlarını test etmek için eklem hareket genişliğini değerlendirme çalışmalar yapılmış ve bugüne kadar çeşitli ölçüm metotları geliştirilmiştir. Kullanım rahatlığı nedeniyle gonyometrik ölçüm, normal eklem hareket genişliği ölçmek için sıklıkla kullanılmaktadır (Akdere, 2011; Otman, 1995). Yüzme tüm dünyada fizyolojik ve dayanıklılık özelliklerinin gelişimi için öncelikli spor branşı olarak kabul edilen ve uygulanan bir spor dalıdır. Yüzme doğası gereği erken yaşlarda başlatılan bir spor branşı olmasına rağmen “uzun sürekli gelişim modeli” ne göre “geç özelleşen spor türleri” kapsamında değerlendirilir ancak çocukların yüzme sporuna küçük yaşlarda başlıyor olması sebebiyle “erken özelleşen sporlar” içerisinde görülür (Açıkada ve Hazır, 2016). Yüzme Kişinin su içerisinde belirlenen bir mesafeyi gidebilmesi için kol ve bacaklarını eş zamanlı olarak kullandığı ve yaptığı hareketlerdir. Bu spor havuz ve deniz içerisinde yapıldığından diğer sporlardan çeşitli farklılıklar gösterir. Bunların en önemli olanları yüzme branşının su içerisinde yerçekimi kuvvetinin olmadığı ortamlarda ve suyun kaldırma kuvveti ile yatay pozisyonda yapılmasıdır (Urartu, 1994). 246 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3 Müsabık yüzme benzersiz bir spor branşıdır. Yüzme sporunda karada yapılan sporların tersine bireyin kol ve bacaklarının suya karşı itme hareketi yaparak ileri gitmesidir. Bu durum iki adet dezavantaj oluşturur. Bunlardan birincisi suyun yüzücülerin itici hareketine karşı daha az direnç uygulamasıdır, ikincisi ise su ortamının hava ortamından daha çok fazla yoğun olması sebebiyle sporcunun ileri gidebilmesi için daha fazla enerji harcaması gerekir (Maglischo, 2003). Yüzme su içerisinde tekniğe uygun doğru bir şekilde hareket edilerek yapılan koordineli hareketlerin bütünüdür. Günümüzde en aktif branşlardan bir tanesi olan yüzme branşı kişilerin kendilerini sudan korumak için yaptıkları farklı reflekslerle ortaya çıkmış bir spor branşıdır. Geçmişteki yaşayan insanlar su yoluyla çeşitli geçim kaynakları sağlamak için ve ulaşım için yüzme olayını keşfetmişlerdir. Düzenli olarak yüzmenin kardiyovasküler sistem üzerinde yararlı etkileri bulunmaktadır. Kalbin düzenli bir şekilde kan pompalamasını sağlayarak bir çok kalp ve vücut hastalıkları riskini azaltmaktadır. Kas ve iskelet sisteminin gelişimini kasların güç üreterek kondisyonun artmasını sağlar. Yüzme sporu mental olarak da insanlara fayda sağlar (Bozdoğan 2003, Altay 2004). Yüzme sporu genelde küçük yaşlarda tercih edilmekte ve vücut yapılarında dengeli bir şekilde büyüme ve gelişimi sağlamaktadır. Bunun yanı sıra ruhsal gelişime de büyük katkısı vardır (Hannula ve Thornton 2001). Kalp ve akciğer kapasitelerinde gelişim gösterilmesini sağlar, dayanıklılık ve esnekliği geliştirir (Bozdoğan ve Özüak 2003). Yüzme sporu sürekliliğinde çocuğun motorik özelliklerinin gelişmesinin yanı sıra sağlıklı bir fiziksel gelişimi, düzgün bir duruş yeteneği sağlamaktadır (Malina ve ark 2004). Serbest Yüzme Tekniği Serbest yüzme tekniği, dört müsabaka tekniği içinde en hızlı olanıdır. Kulaç mekaniği, bir sağ- bir sol kol çekişi ve değişen çok sayıda yapabilen ayak vuruşundan oluşur. (Bozdoğan, 2003). Suya giriş başın ön noktasından, önce eller sonra baş ve omuzlar ile devam edecek şekilde olmalıdır. Yüzücü kolunu ileri uzatmış ve eli suya girdiğinde avuç içini dış yana doğru çevirmelidir (Bozdoğan, 2003). Kolun suya girdikten sonra su yüzeyinin çok az altında ileri uzatılmalı ve kayma hareketi yapılmalı, vücut gergin bir pozisyonda yatay şekilde ve düz olmalıdır. (Bozdoğan, 2003). Suya girdikten sonra el ‘’S’’ şeklinde bir yol izleyerek suyu yakalama başlangıcına kadar aşağı süpürme hareketini yapar. Bu hareket esnasında kol dirsekten doksan derece bükülmelidir (Bozdoğan, 2003). 247 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3 Sırtüstü Yüzme Tekniği Sırtüstü yüzme stili, ters kurbağa stilinden (sırtüstü yüzülen kurbağalama stili) türetilmiştir. Yıllar içinde, yüzücüler kollarını su üzerinde bir sağ bir sol olarak toparlayarak kurallar içerisinde daha hızlı yüzebileceklerini keşfetmişlerdir. Sırt ayak vuruşunun kurbağalama ayak vuruşundan çok daha hızlı olduğunu anlayınca modern sırtüstü yüzme tekniği oluşmuştur (Maglischo, 1993). Günümüzde sırtüstü tekniğinin mekaniği, vücut sırtın üstü pozisyonda uygulanıyor olmasının dışında, serbest yüzme tekniği mekaniğine fazlaca benzemektedir. Serbest yüzme tekniğinde olduğu gibi yüzücüler, kollarını değiştirerek suyu süpürür ve büyük çoğunluğu her kulaç atışını, altı ayak vuruşu tamamlar (Maglischo, 1992). Kelebek Yüzme Tekniği Vücut pozisyonu serbest tekniğe yakındır. Ayak vuruşu hareketi yunus balığının yüzme tarzından alınmış ve “dolfin” olarak adlandırılmıştır. Dolfin hareketi, bacaklar kapalı baş hariç tüm vücut kullanılarak yapılır. Harekete bel, kalça, bacaklar uyumlu bir şekilde katılır. Kelebek yüzme stilinde kolların hareketi iki kolun eş zamanlı olarak suyun dışından ileriye atılarak, suyun içerisinden S harfi gibi geriye doğru çekişiyle olur. Her kol atışında iki dolfin yapılır. Baş; kol çekişiyle uyumlu olarak kollar suya girmeden önce suya girer ve kollardan önce su içerisinden çıkar. Nefes alma sayısı tekniğe ve yüzülecek olan mesafeye göre değişkenlik gösterir. (Selçuk, 2013). Kurbağalama Yüzme Stili Kurbağalama yüzme stilinin farklı yorumlamaları olsa da günümüzde uygulanan teknik stil, modern kurbağalama tekniği olarak kabul edilir. Tekniğin en önemli tarafı kolların hareketi ve ayak vuruşundaki koordinasyon ve dengedir. Bu koordinasyonu hemen oluşturmak kolay değildir. Bu yüzme stilinde ayak vuruşu ilerlemeyi normal düzeyde sağladığından serbest ayak vuruşu daha hızlı olabilir. Ellerin suyu kavrama, suyu çekme ve itişi ile kolların aynı başlangıç pozisyonuna gelmesi ve yüzücünün her ayak vuruşunda, ayak temposunu artırarak ayak vuruşunu bitirirken bacaklarını düz bir hale getirmesi gereklidir. (Ermest ve Maclischo 2011). EKLEMLER VE ANATOMİSİ Omuz Eklem Anatomisi ve Mobilizasyonu Omuz temel olarak dört eklemden oluşan bir uzvumuzdur. Omuz hareketlerinin eklem açıklığının tamamlanması için omuz eklemlerinin hepsinin harekete aktif bir şekilde katılması gerekmektedir. (Baltacı, 2002) Bu eklemler aşağıdaki gibidir: 248 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3 Skapulotorasik, Glenohumeral, Akromiyoklavikular, Sternaoklavikular Glenohumeral Eklemi Humerus başı ve glenoid fossa arasındadır. Humerus başının %30’u glenoid ile eklemleşme yaparken bu oran labrum sayesinde %75 ‘e çıkar. Eklemin statik stabilizasyonu eklem kampsülü ve ligamentlerle, dinamik stabilizasyonu rotator manşet kaslarıyla sağlanır. Eklem stabilizasyonu anterior glenohumeral ligaman, sagital düzlemden korakohumeralligaman ve posterior rotator manşet tendonlarıyla güçlendirilmiştir. Üst ekstremitenin fonksiyonel olarak kullanılabilmesi için omuz bölgesinin dört ekleminin de yeterli düzeyde ve düzgün bir şekilde fonksiyon göstermesi gerekmektedir (Duymaz, 2017). Sternaoklavikular Eklem Sternaoklavikular eklem klavikulanın sternumun manibrumu ile eklem yapması sonucu oluşur. Düz sinovyal bir eklem ve kartilajinöz bir diski vardır. Ligamentöz desteği çok kuvvetli olan bir eklemdir. Elevasyon ve depresyon clavicula ile disk arasındaki eklemde oluşurken, anteroposterior ve rotasyon hareketi disk ile sternum arasında oluşur (Demirbaş, 2010). Akromiyoklavikular Eklem Akromiyoklavikular eklem zayıf bir eklem kılıfı, bir fibrokartilajinöz diski ve iki güçlü ligamanı olan sinovyal bir eklemdir. Akromiyoklavikular eklemin primer fonksiyonları; skapulaya toraks üzerinde ek hareket miktarı kazandırmak; üst ekstremitedeki kuvvetlerin claviculaya aktarılmasınından sorumludur. Bu eklemle gerçekleşen hareketler; yukarı/aşağı rotasyon, internal eksternal rotasyon; anterior/posterior boşaltmadır (Duymaz, 2017). Skapulotorasik Eklem Skapulotorasik eklem gerçekliği olamayan bir eklemdir. Gerçek eklemlerin herhangi bir özelliğini taşımamaktadır. Daha fazla işevsel bir eklemdir. Skapula ve torakstan oluşur ve akromiyoklavikular (AC) ve sternoklavikular (SC) eklemlerin bütünlüğü ile ilişkilidir. Skapulanın toraks üzerindeki her hareketi AC, SC veya her iki eklemde birden hareket açığa çıkmasına neden olur. Skapulatorasik eklemin görevi kol hareketleri için glenoid fossanın düzgün konumlanması ve skapulanın stabilitesidir (Demirbaş, 2010). 249 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3 Kalça Eklemi Anatomisi ve Mobilizasyonu Kalça eklemi sinovyal eklemlerden top ve yuva şeklinde bir eklemdir. Eklemde boşluklar olması, eklemin dış yüzeyinin kıkırdakla kaplı olması, sinovyal sıvı üretemi yapan membrana sahip olması ve bağlarla desteklenen bir kılıfla korunmasıyla sinovyal eklemlerinin sahip olduğu dört özelliği barındırır. Yuvayı oluşturan konkav asetabulumdur ve yerleşimi ön, dışyan ve aşağı yöne doğru eğimlidir. Asetabulum, pelvis de 3 kemiğin ( ilium, ischium, pubis) Y harfine benzer şekilde birleşimiyle oluşur (Duymaz, 2017). Kalça eklemi yapısal olarak omuz eklemine benzemektedir. Ancak asetabulum kalçaya, ’glenoid fossa’ nın omuza sağladığından daha fazla bir derinlikte yuva sağlar. Kemik yapısının bu uyumu sebebiyle kalça oldukça kararlı bir eklemdir ve omuz eklemine kıyasla dışarı çıkma riski daha azdır. ‘Top’ şeklini ise femurun başı oluşturur. Femur başı, femur boynu ile femur cismine bağlıdır. Kalça eklem kılıfı üç kuvvetli bağ tarafından desteklenir. Bu bağlar sırayla ilyum, pubis ve iskuyumdan başlar ve femurun intertrokanterik hattına yapışır. Asetablumun çevresine uzanan labrum vardır. Labrum, asetablumun etki alanını arttırır, eklem stabilizasyonuna katkıda bulunur ve eklem kıkırdağına iletilen yükleri azaltır (Crisco ve ark, 1992). Ayak ve Ayak Bileği Anatomisi ve Mobilizasyonu Ayak; vücut ağırlığını taşıyan dengemizi sağladığımız ve koruyucu karmaşık bir yapıdır. Bu kadar fazla ve elzem görevlerini birçok farklı kemikten oluşması sayesinde gerçekleştirebilmektedir. Gözlemler, ayağın ağırlık taşıması için tek bir kemikten oluşmuş olmasının yeterli olabileceğini, fakat bu durumda mobilizasyon ve stabilizasyon gibi fonksiyonlarını yerine getiremeyeceğini göstermektedir (Duymaz, 2017). Ayak bileği terimi bacak ve ayağın birleştiği yer söylemek için kullanıldığı gibi, gerçekte ayak bileği mühim görevleri olan ve birçok kemik ve eklemden oluşan karışık bir anatomik bölgedir. Proksimal ve distal eklemlerinde minimum hareket gösterirken en mühim görevi, yürüme ve koşma gibi aktivitelerde vücudun altının stabilitesini sağlamaktır. Vücudun öne ilerleyebilmesinde menteşe görevini yapmaktadır. Ayak bileği eklemi üç farklı eklemin (tibiotalar, fibulatolar, distal tibiofibular) birleşmesiyle oluşmaktadır. Diğer eklemler ise (subtalar ve midtarsal eklemler) ayak bileği eklemine kinetik zincir yoluyla oluşan kuvvetlerin aktarılmasında rol oynar (Akdere, 2011). 250 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3 MOBİLİTE VE STABİLİTE Mobilite Eklemde pasif hareket becerisinin sürekliliğini sağlamak için çeşitli teknikler içeren, farklı hızlarda uygulanan maksimal hareket sağlamak ve işlevi geri kazandırmak veya ağrı oluşumunu engellemek için uygulanan teknikler bütünüdür (Demirbaş, 2010). Yumuşak doku esnekliği ve segmental hareketliliği tekrar kazanma, miyofacial gevşeme, eklem mobilitesi ve manipülasyonu, kas enerji tekniği ve germe gibi manuel tedavi tekniklerinin çeşitliliği ile mümkün olabilir. Mobilite teknikleri lökomotor sistemin anatomik, biyomekanik ve nörofizyolojik açıdan tam olarak incelenmesini gerektirir (Brudvig ve ark. 2011). Eklemlerdeki ağrı ve fonksiyon bozukluklarının tedavisinde kullanılan bir yöntemdir. Eklemlerdeki kısıtlılıkları fonksiyonel seviyeye getirmek, ağrıyı azaltmak ve biyomekaniyi korumak amaçlanır. Glenohumeral eklem mobilizasyonu, skapular mobilizasyon, gliding (kaydırma), traksiyon, friksiyon gibi yöntemler uygulanabilmektedir (Baltacı ve ark. 2002, Şenbursa ve ark. 2007). Mobilite, normal eklem hareket sınırlarında düşük hız, değişen amplitüdde, tekrarlayan aktif olmayan hareketlerden oluşur. Eklem ve ligament gibi kasılma özelliği olmayan yapılara uygulanır. Ekleme uygulanan germe ve itmeler eklem reseptörlerini ve golgi tendon organını uyararak gevşeme elde edilmektedir. Böylece eklem hareket genişliğinde artma ve ağrılarda azalma sağlanır. Uygulama, hastanın ağrı ve semptom seviyesine göre yapılmalıdır (Şenbursa ve ark. 2011, Kavlak ve ark. 2012). Mobilite uygulamalarının amacı, hareket açısı az olan bölgelerde hareketi en ileri noktaya ve ağrısız olmadan arttırarak işlevi kazandırmak ve vücut mekaniğini korumaktır. Mobilite uygulamalarıyla, glenohumeral eklem hareket açısı artırılıp omuz mobilizasyonu kazanılır. Manuel terapi uygulaması, bu konuda eğitim almış uzman sağlık çalışanları tarafından yapılmalıdır. Kachingwe ve arkadaşlarının omuz impingement sendromunda farklı manuel terapi yöntemlerini karşılaştırdıkları çalışmalarında, glenohumeral mobilitesine göre Mulligan konseptinden hareketle mobilite aktif hareket genişliğinde daha etkili olduğu sonucuna varmışlardır (Hakgüder ve Kokino 2002, Kachingwe ve ark, 2008). Eklem mobilizasyonu, ağrılı ve sert sinoviyal eklemlerin tedavisinde kullanılan manuel bir tekniktir. Mobilizasyon uygulamaları, normal hareketlilik için gerekli olan, eklem yüzeyleri arasında meydana gelen ve eklemin yardımcı hareketleri olan dönme, kayma ve yuvarlanma hareketlerine 251 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3 yönelik olur. Eklem mobilizasyonu omuzda birden fazla hareket yönünde uygulanmaktadır. Omuzda yardımcı harekete bir örnek olarak, normal abdüksiyon sırasında glenoid fossada humerus başının aşağıya doğru hareketi olmaktadır. Bu kayma hareketi, humerusun büyük tüberositasının, korakoakromiyal kemerin altından geçmesi ve böylece kolun tam yükselmesine izin vermesi için gereklidir (Brudvig ve ark, 2011; Cookson ve ark., 1979). Uygulanan eklem mobilizasyon tekniklerinin çeşitli terapötik etkiler ürettiği düşünülmektedir. Bunlar; glenohumeral hareketi restore edecek, ağrıyı azaltacak ve fonksiyonu iyileştirecek olan kollajen dokusunun yeniden düzenlenmesi, fibril 21 kayganlığındaki artış ve yapışıklıkların çözünmesi gibi mekanik etkiler üretmesidir (Saunders ve ark., 2005). Stabilite Stabilite hareketin kuvvet, koordinasyon, denge ve verimliliği aracılığıyla vücut kontrolünün temsil edilmesidir (Cook,1998). Stabilite durağan ve hareketli olarak iki kategoriye de ayrılabilir. Statik stabilizasyon postür ve dengenin sürdürülmesine bağlıdır. Dinamik stabilizasyon ise hareketin üretimi ve kontrolünün yanında içerdiği mobilizasyon, esneklik, kuvvet, koordinasyon bölgesel kas dayanıklılığı ve kardiyovasküler uygunluğa bağlıdır (Cook,1998). Stabilite ve Mobilite Egzersizlerinin Yüzme Performansına Etkisi Mobilite ve esneklik maksimal düzeyde değilse dinamik stabilite maksimal düzeyde olamaz çünkü esneklik ve mobilite dinamik stabilitenin bileşenleridir. Aynı zamanda sadece kuvvette tek başına dinamik stabilitenin tek bir bileşeni değildir. Etkili bir hareket ortaya koyabilmek için stabilitenin tüm bileşenleri birlikte çalışması gereklidir (Cook,1998). Normal mobilitenin varlığında sinir sistemi, kas kasılma tiplerinden birini (konsantrik, ekzantrik, izometrik) vücudun bir tarafında hareket meydana gelirken vücudun diğer bir segmentini sabit tutmak için kullanacaktır (Cook,1998). Yüzme sporu büyük oranda üst gövde kuvveti, endurans, omuz mobilite ve stabilitesi gerektirmektedir. Mobilite ve stabilite hareketleri yüzücülerde performansı geliştirme ve yaralanmaları önleme odaklı antrenman öncesi ve kara antrenman programlarında yardımcı olmak için kullanılabilir (Fredericson, 2005). Yüzme sporunda çok fazla kullanılan omuz,kalça ve ayak bileği eklemleri mobilite antrenmanlarıyla mobilizasyonu arttırılabilir ve performansa katkı sağlayabilir (Bozdoğan, 2003) Denge antrenmanlarıyla eklem stabilitesi arttırılabilir ve yüzme sporunda suyun akış çizgisinde yüzmek performansa katkı sağlayabilir. Yüzmede çok kullanılan ve sakatlık riski 252 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3 yüksek olan omuz ve diz ekleminde mobilite ve stabilite çalışmaları sporcu sağlığını korumada yardımcı olabilir. (Fredericson, 2005). Örnek Mobilite ve Stabilite Egzersizleri Resim 1. Mobilite Çömelme Resim 2. Kalça Köprü Pozisyonu 253 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3 Resim 3. Yana Hamle Adımı Resim 4. Öne Hamle Adımı Resim 5. Ters Hamstring Aktivasyonu Resim 6. Öne Hamle+Dirsek İçeri Germe 254 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3 Resim 7. Tırtıl yürüyüşü Resim 8. Geriye Hamle+Ters Yönde Gövde Rotasyonu Resim 9. Geriye Çapraz Hamle Resim 10. T Hareketi 255 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3 Resim 11. Y Hareketi SONUÇLAR VE ÖNERİLER Hareketin başlangıcı, devam ettirilmesi ve sonlandırılması bakımından eklem açısı ve kas esnekliği önemli rol oynamaktadır. Özellikle yüzme sporu gibi eklem hareketliliğinin yoğun bir şekilde kullanıldığı branşlarda bu durum performansı doğrudan etkileyebilir. Mobilite ve stabilitenin bu bağlamda dinamik bir hareket esnasında teknik bilgi ile birleşerek kişinin performansını olumlu yönde etkileyebileceği düşünülmektedir. Vücut postürünün oluşumu, eklemler ile tendon ve kasların fiziksel aktivite esnasında, herhangi bir yaralanma ve sakatlanma oluşmadan aktiviteyi gerçekleştirebilmesi eklem mobilizasyonu ve stabilizasyonu ile sağlanabilir. Eklemleri düşündüğümüzde, Alt ekstremiteden üst ekstremiteye kadar tüm eklemler ve ekleme bağlı kas ile tendon yapıları birbiriyle uyum içerisinde destek görevi görerek aktivite oluşumunu sağlamaktadır. Dolayısıyla alt bölümden üst bölüme doğru incelediğimizde, Ayak bileğinde mobilite ve stabilite eksikliği üst bölümde diz ağrısına ve eklem hareket kaybına, diz stabilitesinde bir problem yaşanması kalça mobilite ve stabilite sorununa, kalça ekleminde ki sorunun bel ve omur bölgesinde mobilite ve stabilite eksikliğine, bel ve omur bölgesinde ki sorunun da boyun bölgesinde ki problemlere sebebiyet verdiği düşünülmektedir. Yüzme sporu büyük oranda üst gövde kuvveti, dayanıklılığı, omuz mobilite ve stabilitesi gerektirmektedir. Mobilite ve stabilite hareketleri yüzücülerde performansı geliştirme ve yaralanmaları önleme odaklı antrenman öncesi ve kara antrenman programlarında yardımcı olacak şekilde kullanılabilir. Yüzme sporunda çok fazla kullanılan omuz, kalça ve ayak bileği eklemleri mobilite antrenmanlarıyla mobilizasyonu arttırılabilir ve 256 performansa katkı sağlanabilir. Denge Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3 antrenmanlarıyla eklem stabilitesi arttırılabilir ve yüzme sporunda suyun akış çizgisinde yüzmek performansa katkı sağlayabilir. Sonuç olarak, egzersiz esnasında kullanılan eklemleri değerlendirirken özellikle yüzme branşında yoğun kullanılan ve sakatlık, yaralanma riski yüksek olan omuz ve diz ekleminde mobilite ve stabilite çalışmaları sporcu sağlığını korumada ve performansın gelişmesinde yardımcı olabilir. KAYNAKÇA Akdere, H. (2011). Diz Ve Ayak Bileği Eklemlerinin Hareket Genişliklerinin Ölçümü. Fırat Tıp Dergisi. 16 (1). 11-14. Altay, B., Başar, F. (2004). On The Fine Spectrum Of The Difference Operator C. Information Sciences. 1(4): 217-224. On And Baltacı, G. (2002). Omuz Sıkışma Sendromunun Konservatif Tedavisinde Manipulatif Yöntemlerin Etkisi: Ankara. Hipokrat Yayınevi. Barbosa, R.I., Goes R, Nazzer, N., Fonsecca, M.C.R. (2008). The İnfluence Of Joint Mobilization On Tendinopathy Of The Biceps Brachii And Supraspinatus Muscles. Rev Bras Fisioter. 12: 298– 303. Benzel, E.C. (2001). Biomechanics Of Spine Stabilization:Ohio. Thieme. Bozdogan, B. (2003). Antibacterial Susceptibility Of A Vancomycin-Resistant Staphylococcus Aureus Strain İsolated At The Hershey Medical Center. Journal Of Antimicrobial Chemotherapy, 52.5: 864-868. Bozdoğan, A. & Özüak, A. (2003). Stilleriyle Temel Yüzme: Ankara. İlpress Basım Ve Yayın. Brudvig, T., Kulkarni, H., Shah, S. (2011). The Effect Of Therapeutic Exercise And Mobilization On Patients With Shoulder Dysfunction: A Systematic Review With Meta-Analysis. J Orthop Sports Phys Ther. 2011;41: 734-48. Cleffken, B., Van Breukelen, G., Van Mameren, H., Brink, P., & Olde Damink, S. (2007). TestRetest Reproducibility Of Elbow Goniometric Measurements İn A Rigid Double-Blinded Protocol: İntervals For Distinguishing Between Measurement Error And Clinical Change. J Shoulder Elbow Surg, 16(6): 788-794 E782. Biomechanics Of Spine Stabilization Cook, G. (1998). Athletic Testing Services. The Functional Movement Screen Manuel. California. Ontarget Publications 28-45. Cook, G. (2010). Functional Movement Systems: Screening, Assessment And Corrective Strategies: California. Ontarget Publications 87-106. Cookson, J. C., Kent, B.E. (1979). Orthopedic Manual Therapy—An Overview: Part I: The Extremities. Physical Therapy. 59(2). 136-146. Crisco, J.J., M.M. Panjabi, I. Yamamoto, T.R. Oxland. (1992). Stability Of Thehuman Ligamentous Lumbar Spine. Part II: Experiment. Clin. Biomech Pupl. Çitaker S, Taşkıran H., Akdur H. (2005). Comparison Of The Mobilization And Proprioceptive Neuromuscular Facilitation Methods İn The Treatment Of Shoulder İmpingement Syndrome. The Pain Clinic. 2005(14). 197–202. 257 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3 Dajah, SB. (2014). Soft Tissue Mobilization And PNF Improve Range Of Motion And Minimize Pain Level İn Shoulder Impingement. J. Phys. Ther. Sci. 2014(26). 1803-1805. Delgado-Gil JA, Prado-Robles E, Rodrigues-De-Souza DP, Cleland JA, Fernández-De-Las-Peñas C, Alburquerque-Sendín F. (2015). Effects Of Mobilization With Movement On Pain And Range Of Motion İn Patients With Unilateral Shoulder İmpingement Syndrome: A Randomized Controlled Trial. J Manipulative Physiol Ther. 38(4):245-52. Demirbaş, Ş. (2010). Omuz Subakromiyal Sıkışma Sendromu Olan Hastalarda Yumuşak Doku Ve Eklem Mobilizasyon Tekniklerinin Kişinin Ağrısı Ve Fonksiyonelliği Üzerine Etkisinin Araştırılması. (Doktora Tezi). İstanbul Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü. İstanbul. Duymaz, T. (2017). Mobilizasyon Teknikleri, Ekstremiteler Ve Spinal Teknikler:Ankara. Hipokrat Kitabevi. Foran, B. (2001). High Performance: Sports Conditioning: USA. Human Kinetics Publishers, Inc. 2342. Fox, EL, Bowers, RW, Foss, ML, Cerit, M., Yaman, H. (1999). Beden Eğitimi Ve Sporun Fizyolojik Temelleri:Ankara. Bağırgan Yayınevi. 10-14. Hakgüder, A., Kokino S. (2002). Manuel Terapi. Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi. 19.2: 128136. Hannula, D., Thornton, N. (2001). The Swimming Coaching Bible:USA. Human Kinetics. Kachıngwe, A. F., Philips, B., Sletten, E., Plunkett, S. (2008). Comparison Of Manual Therapy Techniques With Therapeutic Exercise İn The Treatment Of Shoulder İmpingement: A Randomized Controlled Pilot Clinical Trial. Journal Of Manual & Manipulative Therapy. 16(4): 238-247. Kavlak, O,. Atan, Ü.S., Güleç, D., Öztürk, R., Atay, N. (2012). Pregnant Women's Use Of The İnternet İn Relation To Their Pregnancy İn Izmir, Turkey. Informatics For Health And Social Care. 37.4: 253-263.7 Kendall, FP., Mcceary, EK., Provance, PG. (1993). Muscles Testing And Function: USA., Lippincott Williams And Wilkins. Maglıscho, Ernest W. (2003). Swimming Fastest: USA.Human Kinetics. Malına, R. M., Bouchard, C. (2004). Bar-Or, Oded. Growth, Maturation, And Physical Activity: USA. Human Kinetics. Mcclatchie, L., Laprade, J., Martin, S., Jaglal, SB., Richardson, D. (2009). Mobilizations Of The Asymptomatic Cervical Spine Can Reduce Signs Of Shoulder Dysfunction İn Adults. Manual Therapy 14(4):369-374. Mcclure, PW., Bialker, J., Neff, N., Williams, G., Karduna, A. (2004). Shoulder Function And 3Dimensional Kinematics İn People With Shoulder İmpingement Syndrome Before And After A 6-Week Exercise Program. Physical Therapy 84(9):832-848. Michael, F. (2005) Core Stabilization Training For Middle And Long Distance Runners. New Studies İn Athletics, 20:1 (20:1), 25-37. Nesser, T.W., Huxel, K.C., Tincher, J.L., Okada, T. (2008). The Relationshipbetween Core Stability And Performance İn Division I Football Players. Journal Of Strength Cond Res, 22 (6), 17501754. 258 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3 Otman, A. S., Demirel, H., Sade, A. (1998). Tedavi Hareketlerinde Temel Değerlendirme Prensipleri Kitabı. Ankara: H.Ü. Fizik Tedavi Ve Rehabilitasyon Yüksekokulu Yayınları. Smith, C.E., Nyland, J., Caudill, P., Brosky, J., Caborn, D.N. (2008). Dynamic Trunk Stabilization: A Conceptual Back İnjury Prevention Program For Volleyball Athletes. J Orthop Sports Phys Ther, 38 (11), 703-720. Şenbursa, G., Baltacı, G., Atay, A. (2007). Comparison Of Conservative Treatment With And Without Manual Physical Therapy For Patients With Shoulder İmpingement Syndrome: A Prospective, Randomized Clinical Trial. Knee Surg Sports Traumatol Arthrosc. 15.7: 915-921. Uppala, S.M., Kallberg, P.W., Simmons, A.J., Andre U., Fiorino, M. (2005). The ERA‐40 Re‐Analysis. Quarterly Journal Of The Royal Meteorological Society. A Journal Of The Atmospheric Sciences, Applied Meteorology And Physical Oceanography. 131.612: 29613012. Urartu, Ü. (1994). Yüzme: Teknik, Taktik, Kondisyon:Ankara. Inkilap Kitabevi. ATIF: Dinçer, Ö., Eskiçırak, E. (2020). Yüzme Sporunda Mobilite ve Stabilite. Betül Bayazıt, Ercan Karaçar, Ozan Yılmaz (Ed.), Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3.Cilt içinde (ss. 246259). Konya, Çizgi Kitabevi Yayınları. 259 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 BÖLÜM 16 ELİT SPORCULARDA ÇİFT KARİYER Ayşegül Funda ALP Araştırma Görevlisi, Kocaeli Üniversitesi, [email protected] ATIF: Alp, A.F. (2020). Elit Sporcularda Çift Kariyer. Betül Bayazıt, Ercan Karaçar, Ozan Yılmaz (Ed.), Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3.Cilt içinde (ss. 258-278). Konya, Çizgi Kitabevi Yayınları. 16.BÖLÜM ELİT SPORCULARDA ÇİFT KARİYER Ayşegül Funda ALP Araştırma Görevlisi, Kocaeli Üniversitesi, [email protected] GİRİŞ Sporculuk kavramı ve sporculuğun gerektirdikleri yıllar içinde, spor dünyasının büyümesine paralel olarak pek çok değişikliğe uğramıştır. Sporun daha çok kişiye ulaşması, kitle iletişim araçlarında daha çok yer alması, sağlıklı yaşamın öneminin kavranması vb. sebeplerle hızlı büyüyen camialardan biri olmuştur. Profesyonelleşme ve sponsorlukların artmasıyla beraber, maçların maddi getirileri ve sporculuk kariyerinin toplum içinde belli bir statü olarak görülmesi de bu değişiklikleri yaratan unsurlardan bazıları olarak görülebilir. Bütün bu gelişmelerle birlikte spora başlama yaşı da düşmüş, sporculukta erken özelleşme dönemleri ortaya çıkmıştır. Farklı farklı branşlarda milli takım düzeyinde yarışmak için 13-14 yaşında olmak yeterli hale gelmiştir. Sporculuk anlamında avantajlı ve ilerleyen yaşlarda tecrübeli ve başarılı bir sporcu olmanın temelini atan bu durum bazı dezavantajları da içermektedir. Milli takım düzeyinde ya da üst düzey liglerde, müsabakalarda yarışmaya erken dönemde başlayan sporcuların yaşlarının küçük olması ve okul dönemlerinde olmaları bazı açmazlara sebep olmuştur. Sporcular, uzun milli takım kampları yahut kulüplerinin yoğun antrenmanları sebebiyle okul performanslarında dalgalanmalar ve gerilemeler yaşayabilmektedir. Özellikle çift kariyer sahibi olmak isteyen öğrenci-sporcuların sınav senesinde zorluklar yaşadığı gözlemlenmektedir. Zira bir yandan iyi bir üniversiteye girmek ya da iyi bir mesleğe atılmak isterken öte yandan dünya şampiyonasında madalya alma hedefini de gerçekleştirmeye çalışmaktadırlar. Bu güçlüklerin ortadan kaldırılması pek mümkün gibi gözükmese de sporcuyu, ailesini ve spor ortamını olumsuz etkileme düzeyi en aza düşürülebilir. Elit Sporcular Bir spor branşında belli bir kademe kat etmiş, ulusal ya da uluslararası başarı elde etmiş veya bu yarışmalara katılım hakkı elde eden takımlarda bulunmuş sporcular genel itibariyle elit sporcu olarak tanımlanır. Spor psikolojisi araştırmalarında elit / uzman sporcuların tanımlanmasında, bu alanda ve bir bütün olarak alan içinde yapılan çalışmalara etkisi olan, önemli bir tutarsızlık ve kafa karışıklığı 258 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı- 3 mevcuttur (Swann ve ark., 2015). Bir çalışmada elit tanımı ulusal maçlarda derece elde etmiş sporcuları da kapsarken bir başka çalışmada yalnızca Avrupa, Dünya ve Olimpiyat şampiyonalarına katılan sporcular elit olarak nitelendirilebilmektedir. Elit ifadesinin muğlaklığı ve bu tutarsızlığı nedeniyle kimi spor kuruluşları bunu daha net olarak ifade etmek istemişlerdir. Örneğin Avrupa Birliği yakın zamanda çıkarmış olduğu Sporcuların Çift Kariyerlerine İlişkin AB Yönergeleri’nde (EU, 2012) üst düzey sporcular iki şekilde tanımlanmıştır: Yetenekli Sporcu (Talented Athlete) : Bir spor organizasyonu tarafından elit bir spor kariyeri geliştirme potansiyeline sahip sporcu. Elit Sporcu (Elite Athlete) : Bir spor işvereni veya spor organizasyonu ile profesyonel bir sözleşmesi olan veya bir spor organizasyonu tarafından elit bir sporcu olarak tanımlanmış bir statüye sahip olan sporcudur. Bunlara rağmen çoğu çalışmada "elit" terimi, Balkan, Avrupa, Dünya Şampiyonaları ve Olimpiyat Oyunları gibi büyük uluslararası yarışmalarda ülkelerini temsil etme tecrübeleri olan sporcular için kullanılır. Nitekim spor federasyonların birtakım ayrıcalık sağladığı milli sporcuların aynı zamanda elit sporcu olduklarını da varsayarsak en kullanışlı tanımın bu olduğu düşünülebilir. Baillie ve Ogilvie (2013) tarafından ileri sürülen “sporda mükemmellik arayışlarının, olimpik veya profesyonel düzeyde yarışmaya katılmalarına ve başarılı olmalarına neden olan sporcular” tanımı da bu tanımla paralellik göstermektedir. Elit Öğrenci-Sporculuğun Doğuşu Sovyetler Birliği, Soğuk Savaş'a katıldıktan sonra askeri ve siyasi üstünlük dışında bilim, edebiyat, teknoloji, sanat ve spor gibi pek çok alanda da rakibi Amerika ile mücadele etmeye başlamıştır. Özellikle olimpiyatların uluslararası arenada ülkelere görünürlük sağlaması sebebiyle spora büyük yatırımlar yapılmıştır. Bu sebeple rekabetçi sporun gelişmesi için pek çok spor okulu açılmıştır (Andreff ve ark., 2012). Sovyetler Birliği'ndeki elit spor okulları, yatılı spor okullarıydı. Birçok ülke Sovyetler’in Olimpiyat Oyunlarında çarpıcı başarılar elde etmesini bu okullara bağlayarak benzer veya farklı formatlarla spor alanında yeni politikalar ve eğitim sistemleri üretmişlerdir. Çünkü bu gelişmelerden sonra birçok ülkede rekabetçi sporlarda uluslararası düzeyde yer almanın bir yolu olarak üst düzey sporlar ile eğitimi birleştirme fikri gündeme gelmiştir. Böylelikle sporcular için özel spor okulları açılmaya başlanmıştır. Ancak birçoğu eğitime fazla önem vermemesi nedeniyle eleştirilmiştir. Son yıllarda, standart dereceye kadar eğitim daha değerli hale gelmiştir. Sonuç olarak, uygun bir eğitim 259 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı- 3 olmadan kalıcı bir işe veya mesleğe girmek giderek güçleşmektedir. Tıpkı diğerleri gibi spor yapan gençlerin de çalışma hayatına atılmak için eğitime ihtiyaçları vardır (Metsä-Tokila, 2002). Sporda kariyer yapmak yorucu ve zaman alıcı bir iş olabilirken, aynı zamanda heyecan verici ve keyifli bir deneyimdir. Genç sporcular için temel zorluk, çift kariyeri, yani bir öğrenci ve bir sporcu kariyerini dengelemektir. Bu zorluk, genç sporcuların antrenmanlarını ve yarışmalarını okul veya başka bir akademik eğitim ile birleştirmeleri gerektiği anlamına gelir. Bu görev oldukça zahmetli olduğundan, konu sporcuların çift kariyer hedefine ulaşmalarına nasıl yardımcı olacağına dair öneriler sunan bir belge olan “Sporcuların çift kariyerlerine ilişkin AB yönergelerinin” (2012) yayınlanmasıyla sonuçlanmıştır (Baron-Thiene & Alfermann, 2015). Spor Kariyerinde Yükselme: Sporculuktan Elit Sporculuğa Geçiş Alfermann ve Stambulova (2007) spor kariyerini, bir kişinin spordaki performansının zirvesine ulaşmak için yer aldığı çok yıllık bir spor etkinliği olarak tanımlar ve spor kariyerinin çocukluk, ergenlik, yetişkinlik ve ileri yaşları içeren bir dizi aşama ve geçişten oluştuğunu ifade eder. Tüm aşamalarda, bireyin hayatının diğer yönleriyle uğraşırken spora devam etmesinin faydalarını en üst düzeye çıkarmak için tam sporcu potansiyeline ulaşması gerekmektedir. Yetenek gelişimi ile ilgili ufuk açıcı çalışmasında Bloom (1985) spor kariyerini üç kritik ardışık evre olarak tanımlamıştır. Bu evreleri şu şekilde isimlendirmiş ve karakterize etmiştir: İlk Yıllar (early years): Sporun ebeveynler tarafından desteklenen, süreç odaklı ve eğlenceli bir uygulama olarak yapıldığı yıllar. Orta Yıllar: (middle years): Performans ortalamasının daha fazla olduğu ve spora bağlılık isteğinin arttığı yıllar. Son Yıllar (late years): Sporcuların uzmanlaştığı ve yaşamının çoğunu spora adadığı yıllar. Sportif gelişimle ilgili daha kapsamlı ve daha güncel bir model Côté ve meslektaşlarının Sportif Katılım Gelişim Modeli'dir (Developmental Model of Sport Participation-DMSP; Côté, 1999; Côté, Baker, ve ark., 2007; Côté ve Fraser-Thomas, 2007). Sportif Katılım Gelişim Modeli, çeşitli branşlarda yarışan (örn. hokey, beyzbol, jimnastik, tenis) sporcularla yapılan kapsamlı retrospektif incelemelerden ortaya çıkmış ve spor katılımcılarının üç olası yolunu belirlemiştir: 1) rekreasyonel katılım 2) elit performans 260 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı- 3 3) erken özelleşme yoluyla elit performans Bu yollardan ikisi, rekreasyonel katılım ve elit performans, 6 ila 12 yaşları arasında aynı temele sahiptir. Bir sporu seçtikten sonra, spor katılımcıları ya rekreasyonel düzeyde (eğlenme yılları, 13+) sporla ilgilenmeyi ya da öncelikle performansa odaklanan (uzmanlık yılları, 13-15 yaş; yatırım yılları, 16+ yaş) bir yola girmeyi seçebilirler. Daha performans odaklı bir yola girmeye ilgi duyan gençler için, Sportif Katılım Gelişim Modeli'nin ikinci yolu, uzmanlaşmanın seçilmesinin devamında 13 yaşlarında başladığını göstermektedir. Çeşitli spor dallarında, elit düzeydeki sporcuların geriye dönük çalışmalarının bir derlemesi, bu yolun ergenlikten sonra en yüksek performansın elde edildiği sporlar için elit performansa giden ortak bir yol olduğunu göstermektedir (Côté, Strachan, ve ark., 2007). Sporcunun spor kariyerine verdiği önemle ilgili olarak ise, Pallarés ve meslektaşları (2011) üç tür spor kariyer yolu tanımlamaktadır: • Sporcunun spora özel bağlılık kazandığı doğrusal yol; • Sporcunun spor kariyerine öncelik verdiği ancak başka bir faaliyet (çalışma veya iş) sürdürdüğü yakınsak (çakışan) yol ve; • Sporcunun spor kariyerine ve alternatif aktiviteye eşit önem verdiği paralel yol. Dolayısıyla, yakınsak ve paralel kariyer yolları çift kariyer yolları olarak düşünülebilir. Yakınsak ve paralel kariyer yollarını seçen sporculara “stratejist” denir (Vilanova & Puig, 2016). Araştırmaya göre stratejistler daha iyi işlere ulaşırlar ve hayatlarının ötesinde hayatları stratejik olmayanlardan daha mutludurlar. Elit sporcular, spor kariyerinde ilerlemek, uluslararası yarışmalarda ve turnuvalarda yer alabilmek, başarı elde etmek ve elde ettikleri başarıları muhafaza etmek için sıkı antrenman programlarına tabidirler. Bu antrenman programlarıyla birlikte diğer yandan eğitim hayatları da devam etmektedir. Zira sporcuların özelleşme dönemlerine bakıldığı zaman, elit sporcu olma aşamalarında eğitim sürecinin devam ettiği hatta kritik dönemlerin bu sürece eşlik ettiği (örn. liseüniversite giriş sınavları) görülmektedir. Ayrıca, bir sporcunun özellikle ergenlik dönemine girdiği zaman hem okulda eğitim görmesi hem de spora katılım gerekliliği de ayrıca önem arz etmektedir. Bu anlamda çift kariyer kavramı, elit sporculara yaptıkları sporu eğitim veya iş ile dengelemek için ve spordan sonraki geleceklerine hazırlanmak için uygun bir çözüm sağlamaktadır (Sum ve ark., 2017). 261 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı- 3 Elit Sporcularda Çift Kariyer Çift kariyer, elit sporcuların spor-eğitim-iş dengesini sağladığı gibi sporu sonlandırma veya sporu bırakma gibi istenmeyen riskleri de azaltabilir (Conzelmann ve Nagel, 2003; Donnelly ve Petherick, 2004; Wylleman ve Reints, 2010) Optimal çift kariyer (Dual Career) dengesi - 'öğrenci-sporcuların eğitimsel ve sporsal hedeflerine ulaşmalarına, tatmin edici özel hayatlar yaşamalarına ve sağlık ve refahlarını korumalarına yardımcı olan spor ve çalışmaların bir kombinasyonu' olarak tanımlanır. Çift kariyerin (yani spor ve eğitimi veya spor ve işi birleştirmek) spor ve sporcuların diğer alanlarını dengelemek ve onları spor sonrası hayata hazırlamak için iyi bir çözüm olduğu kanıtlanmıştır (Stambulova ve ark., 2015). Finlandiya, Fransa ve Birleşik Krallık olmak üzere üç Avrupa ülkesinde üniversite düzeyinde eğitim deneyimi olan elit sporcularla nitel bir araştırma yapılmıştır (Aquilina, 2013). Araştırmada, hayat hikâyesi (life-story approach) yaklaşımı kullanılarak atletizm, hentbol, judo, basketbol, futbol, yüzme, badminton gibi farklı branşlardan on sekiz sporcuyla ayrıntılı görüşmeler gerçekleştirilmiştir. 18 sporcudan 17’si birçok nedenden ötürü hayatlarında her iki kariyere de yer vermeleri gerektiğini kabul etmişlerdir. Görüşülen öğrenci sporcuların deneyimlediği çift kariyer yapmanın ortak faydaları ise şöyledir: 1. Hayatın birden fazla yönüne odaklanma ihtiyacı, hem spordan hem de eğitim performansından kaynaklanan baskının yoğunluğunu hafifletir ve olayları geniş açıdan görmeye yardımcı olur. 2. Bir alanda öğrenilen becerilerin aktarılabilir ve değerli olduğuna inanmak. 3. Eğitim ve performansın fiziksel zorluklarına eşlik eden entelektüel dürtü, ilgi ve bağlılığın korunmasına yardımcı olur. 4. Hayatta spordan daha fazlası olduğunu kabul etmede "denge" duygusu, sosyal olarak akranlarla kaynaşmanın rahatlığı. 5. Geçmişte elit spora özel olarak zaman ayırma, eğitimi ihmal etme, ancak spor performansında minimum gelişme yaşama deneyiminden dolayı duyulan hayal kırıklığı 6. Kendini daha güvende hissetmek ve dolayısıyla uygun nitelikleri kazanmanın 'güvenlik ağı' ile daha iyi performans sergilemek, gelecekteki yaşam aşamalarına ve özellikle de spor sonrası zamana hazırlık yapmak 262 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı- 3 7. Spor sonrası hayata bakış - Spor sonrası kariyere geçiş 8. Spor dostu akademik bir ortamda sporda daha iyi performans gösterme. Çift kariyer faydalı olmasına karşın muhtelif zorlukları da beraberinde getirmektedir. Zira çift kariyer terimi, bir spor kariyerini çalışmalar veya işle birleştirmenin zorluğuna gönderme yapmaktadır (Ryba ve ark., 2015). Li ve Sum (2017), elit sporcuların 1996-2015 yılları arasındaki çift kariyer deneyimleri hakkındaki literatürü gözden geçirmek için nitel bir meta-sentez yöntemi kullanmışlardır. Sonuçlar, elit sporcuların kariyer gelişimlerinde bazı bireysel sorunlara (sporcular üzerinde psikolojik, fiziksel ve duygusal etkiyi içeren), kişilerarası sorunlara (elit sporcuların aileleri, okulları veya antrenmanlarındaki etkileşimleri veya ilişkileri ile ilgili) ve dış sorunlara (pratik destek, koşullar ve çevreyle ilgili) maruz kaldıklarını göstermiştir. Elit öğrenci sporcuların kariyer gelişiminin sosyal olarak konumlandığı ve birden çok sosyal ve bireysel faktörden etkilendiği düşünülmektedir. Elit öğrenci sporcuların kariyer gelişimi yalnızca bireysel bilgiler ve düşüncelerle değil, aynı zamanda okullar, aileler, eğitim yerleri, politika ve çevre gibi sosyal bağlamlarının yönleriyle de şekillenmektedir (Sum ve ark., 2017). Araştırmalar neticesinde sporcuların çift kariyer yaparken karşılaştığı bazı zorluklara ve potansiyel dezavantajlara ulaşılmıştır. Bunlardan bazıları; • Eğitim ve rekabet taleplerinden kaynaklanan yorgunluğun, sporcuların akademiye giriş motivasyonunu düşürmesi, • Yarışmalara katılmak için uzun süre seyahat etme (özellikle eğitim ve spor alanlarına erişirken önemli bir maliyet ve zaman kısıtlaması), • Tükenmişlik, rol deneyimi eksikliği ve gecikmiş kimlik gelişimi gibi olumsuz akademik deneyimler, • Çok fazla zihinsel ve fiziksel enerji gerektiren akademik çalışmalar, • Zaman kısıtlamaları, • Ebeveynlerden gelen “çalışmaya odaklan” baskısı, 263 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı- 3 • Çift kariyerin kısa vadeli finansal olumsuzluğudur (N. H. Anderson & Butzin, 1974; Burlot ve ark., 2018; Defruyt ve ark., 2020; Geraniosova & Ronkainen, 2015; Henriksen ve ark., 2020; López de Subijana ve ark., 2015; Miller & Kerr, 2003; Tekavc ve ark., 2015). Buna benzer pek çok nedenden dolayı öğrenci sporcular çift kariyeri çok zor olarak algılamaktadırlar. Zaman yönetimi mühim bir engel gibi görünmektedir. Sporcuların antrenman yükleri son yıllarda iyice arttığından, sporcu zamanını nasıl önceliklendireceğini öğrenmelidir. Her şeyden önce, sporcuların zamanlarına öncelik vermeleri gerekmektedir (McKenna & Dunstan-Lewis, 2004) ve bu nokta netleştikten sonra, ikinci aşama dışsal taleplerle (akademik, sosyal, ailesel) dengeli bir ilişki kurmak olacaktır (Aquilina, 2013). Genç sporcuların sosyal hayatı, zaman yönetimi becerilerini zorlayan bir alandır. Hemery (1991) ve Penney (2000) sporcuların sosyal hayatı feda etmenin kaybedebileceklerinden daha fazla fayda sağlayabilecekleri bir tercih meselesi olduğuna inandıklarını ileri sürmüşlerdir. Avustralyalı yüksek performanslı sporcuların okul çağında, okullarını ve spor hayatlarını dengeleme algısı üzerine yapılan nitel çalışmada da benzer bulgulara ulaşılmıştır (O’Neill ve ark., 2013). Su topu, ragbi, yüzme, sörf, jimnastik, dans, kano, futbol ve yelken gibi çeşitli sporlarda yarışan üst düzey 19 öğrenci sporcuyla derinlemesine görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Çalışmadaki sporcular yaşıtları gibi diskolar ve eğlence kulüpleri gibi sosyal ortamlar için gece hiç dışarı çıkmadıklarını ifade etmişlerdir. Bununla birlikte, bir seçenek verildiğinde, muhtemelen bu tür sosyal etkinliklere katılmamayı tercih edeceklerdi, çünkü bunun yüksek düzey sporlarını sürdürmek için kabul etmek zorunda oldukları bir fedakârlık olduğuna inanmaktadırlar. Öte yandan, bu çalışmadaki sporcular antrenmanlar nedeniyle kaçırdıkları aile hayatı fedakârlıklardan daha fazla rahatsız olmuşlardır. Miller ve Kerr (2002), Kanadalı öğrenci sporcular üzerine yaptıkları çalışmada, belirlenen üç unsur; akademik, sportif ve sosyal unsur arasında sürekli bir gerilim olduğunu gözlemlemişlerdir. Sportif ve akademik unsurlar açıkça sosyal unsurların önüne geçmiştir; ikincisi, artan zaman sınırlılığı nedeniyle ilk ödün verilecek unsur da sosyal unsur olmuştur. Hatta yazarlar, sportif olaylar ve insanlar bağlamında sosyal ilişkilerin kesinlikle sınırlandırıldığını söylemektedirler. Öğrenci Mi? Sporcu Mu? Elit Öğrenci Sporcuların Kimlik Sorunu Elit öğrenci sporcuların kariyer hedefleriyle bağlantılı olarak, kimlikleri ve rolleri çift kariyer gelişimlerinin farklı aşamalarındaki deneyimlerine göre değişmektedir. Brewer ve meslektaşları (1993) tarafından ele alınan sporcu kimliğinin, bir bireyin sportif rolleri ile ne derece özdeşleştiği ile ilgili olduğunu belirtilmiş ve hem olumlu hem de olumsuz sonuçlarla ilişkilendirilmiştir. Olumlu anlamda, güçlü bir sporcu kimliği, antrenmana daha yüksek bağlılık ve spor hedeflerine odaklanma 264 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı- 3 ile ilişkilendirilmiştir (Anderson ve ark., 2009; Callero, 1985; Horton & Mack, 2000) Ek olarak, güçlü bir sporcu kimliği, yoğun antrenman ve başarılı performanstan kaynaklanan gelişmiş vücut imajı, artan özgüven ve azalan kaygı gibi olumlu psikolojik sonuçlarla ilişkilendirilmiştir (Callero, 1985; Horton & Mack, 2000). Güçlü ve tamamen sporculuktan oluşan bir kimliğin potansiyel riski, öz değerin ve özsaygının spor performansına büyük ölçüde bağımlı hale gelmesidir (Gustafsson ve ark., 2008). Sonuç olarak, performans beklentilerin altına düştüğünde, öz saygı duyguları tehdit altındadır (Brewer, 1993). Ek olarak, tek boyutlu bir kimliğin daha yüksek beklentilere ve başarılı olmak için daha fazla baskıya yol açabileceği ve bunun da daha yüksek seviyelerde sporcu tükenmişliğine yol açabileceği öne sürülmüştür (Coakley, 1992; Gustafsson ve ark., 2008; Lemyre ve ark., 2008). Örneğin, sadece spor kariyeriyle meşgul olan tam zamanlı sporcular, spor dışında bir destek ağından yoksun oldukları için özellikle sporcu kimliğinin kaybedilmesi riski altındadır (Brewer ve Petitpas, 2017). Bu, spordan emekli olduklarında sorunlara ve ardından zayıf zihinsel sağlık ve tükenmişliğe yol açabilir (Cecić Erpič ve ark., 2004; Kuettel ve ark., 2017; Sorkkila ve ark., 2017). Çift kariyer yapmak bu sorunları iyileştirebilir. Bir eğitim alanına dâhil olmak, bir sporcunun kariyeri bittikten sonra daha iyi istihdam olanakları ve sporlarında daha az başarılı olan sporcular için bir güvenlik ağı sağlamakla kalmaz, aynı zamanda yaşam tarzı dengesini ve sosyal ağı geliştirmekle beraber entelektüel dürtü de sağlar (Debois ve ark., 2015; Henriksen ve ark., 2020; Tekavc ve ark., 2015; Torregrosa ve ark., 2015). Amerika şampiyonluğu ve dünya ikinciliği bulunan olimpik buz patencisi Tonya Harding’in hayatı 2017 yılında biyografik spor draması (I, Tonya) olarak sinema perdesine aktarılmıştır. Rakiplerinden birine komplo kurduğu gerekçesiyle diğer cezalara ek olarak sporculuktan men cezasıyla da yargılan sporcunun filme de yansıyan savunması, tek yönlü kariyer yapmanın ne kadar tehlikeli olduğunu, kimlik problemi yaşayabileceğini ve bunun sporcuyu zor durumda bırakabilme potansiyelini özetler niteliktedir: Sayın hâkim. Benim eğitimim yok. Bildiğim tek şey kaymak. Bildiğim tek şey bu. Ve ben hiç kimseyim kayamazsam. (…) Ben sadece en iyi bildiğim şeyde en iyisini yapmaya çalışıyorum. Beni hapse gönderin ama yine kayabileyim. Tonya Harding (I, Tonya) 265 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı- 3 Elit Sporcuların Çift Kariyer Engelleri ve Rol Model Etkisi Bireylerin hem spora başlama hem de sporu sonlandırma sebepleri arasında aileler oldukça büyük rol oynamaktadır. Verdikleri destekler ve yönlendirmelerle yahut koydukları sınırlandırma ve cezalarla sporcuları olumlu-olumsuz iki farklı şekilde de etkileyebilme özellikleri vardır. Yükseköğrenimde çift kariyer başlatmaya karar verirken sporcular tarafından dikkate alınan faktörlere (yani artılar ve eksilere) ilişkin fikir edinmek amacıyla yapılan bir çalışmada seçkin bir spor okulunda ortaöğrenimin son yılına kaydolmuş ve elit statüsünde olan (spor federasyonları tarafından elitlikleri tanınmış olan) 15 Flaman elit sporcuyla görüşülmüştür (Defruyt ve ark., 2020). Sporcuların çoğu ebeveynleri tarafından desteklendiğini hissettiklerini bildirmelerine rağmen, bazıları da ebeveynlerinden ağırlıklı olarak çalışmalara odaklanma ve elit sporu bir ekstra olarak görme konusunda baskı hissetmiştir ve bu da önceki bulguları doğrulamıştır (Geraniosova & Ronkainen, 2015). Sporculuğu elit seviyeye taşımak üzere olan çoğu sporcunun karşılaştığı bu durum, ülkemizde “Yap ama hobi olarak yap!” şeklinde tezahür etmektedir. Sporda ilerleme kaydeden bireylerin aileleri, özellikle sınav dönemlerine yakın çocuklarından antrenmanları azaltmalarını, spora biraz ara vermelerini, derslere daha çok ağırlık vermelerini isterler ve sporculuğun uzun ömürlü olmadığı için esaslı bir meslek sahibi olmanın gerekliliğinden bahsederler. Aile ve sporcu arasında kimi zaman çatışma yaratacak bu durumda ailelerin aşırı ısrarı ters tepebilmektedir. Aynı çalışma (Defruyt ve ark., 2020), karar sürecinin öncesinde ve sırasında, aile, ebeveynler ve antrenörlerin çift kariyer yapacak olan sporcuların çalışma seçimlerine yardımcı olmada çok önemli olduğunu göstermektedir. Bu anlamda aileler kadar antrenörlere de sorumluluk düşmektedir. Çalışmalarda çift kariyer yapanlar için destekleyici olmayan spor ortamları daha önce bir endişe olarak dile getirilmiştir (Ryan ve ark., 2017), bilhassa antrenörler sporcuların bir çift kariyer yapma olasılığını potansiyel olarak engellemektedir (Cosh & Tully, 2015). İspanya’da yürütülen bir çalışmada, bir kariyer destek programının (PROAD) çift kariyeri kolaylaştırıp kolaylaştırmayacağı araştırılmıştır (López de Subijana ve ark., 2015). Araştırma aynı zamanda elit sporcuların eğitim almasındaki temel engelleri sunmakta ve asıl konunun bu engelleri kaldırmak değil, daha ziyade, sporculara engelleri aşmak için nasıl strateji geliştireceklerini öğretmek olduğunu belirtmektedir. Bu konuda etkisi olanlar için bazı öneriler verilmiştir. Örneğin spor psikologlarının rollerinin yalnızca en yüksek performansa ulaşmakla sınırlı olmaması gerektiği, sporcunun farklı alanlardaki (örn. psikolojik, akademik) gelişiminde optimal bir denge arayışını dikkate almaları gerektiği vurgulanmıştır. Öğrenci sporcular sadece yükseköğrenime geçme aşamasında değil devamında da birtakım problemlerle karşılaşabilmektedirler. Okul-kulüp çatışması da bunlardan biridir. Semiz (2018) spor 266 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı- 3 bilimleri fakültesinde öğrenci olan ve futbol, güreş, basketbol, voleybol ve atletizm branşlarında aktif sporculukları devam eden amatör ya da profesyonel olan 9 öğrenci-sporcuyla yaptığı nitel çalışmada dikkat çekici sonuçlara ulaşmıştır. Çalışmada ortaya çıkarılan bulgulara göre okul-kulüp çalışmasının; - öğretim üyeleri ile öğrenci-sporcu arasındaki iletişim, - görev yapılan spor kulübü ve öğrencisi olunan okulun farklı lokasyonlarda bulunması, - okulda devamsızlık veya spor ortamında geri kalma, gibi etkenlerle bireylerde ikilem yarattığı ileri sürülmüştür. Çalışmalardan görüldüğü üzere çift kariyer, sporcunun spordaki ve spor sonrası hayatındaki refahı ve gelişimi için bir garantidir. Sporcunun çevresi (antrenör, akranlar, aile, spor psikoloğu, okul veya kulüp yönetimleri), çift kariyerin gerektirdikleriyle başa çıkmak için sporcuların ihtiyaç duyduğu spor ve yaşamın diğer alanları (ders çalışma, iş, antrenman,) arasındaki önceliklendirmelerini desteklemelidir. Başarılı rol modellerin yükseköğrenime başlamak için önemli bir ilham kaynağı olduğu (Defruyt ve ark., 2020), sporcuların spor alanında yakın rol modellerinden yararlanabileceği (Henriksen ve ark., 2014) ve rol modellerin daha geniş daha bütünsel bir değere sahip olabileceğini (Fuchs ve ark., 2016) gösteren araştırmalar mevcuttur. Daha spesifik olarak, pozitif çift kariyer rol modelleri, eğitim ve elit sporun uyumsuzluğu hakkındaki bazı yanlış düşüncelere karşı koyabilmektedir (Aquilina, 2013). Çift kariyer için rol modellerin önemli olduğunun belirgin olması, sporculara bu yönde yardım edilmesini kolaylaştırabilir. Sporu bırakmış ve spora hala devam eden elit sporcuların birbiriyle iletişim kurup deneyimlerini paylaşması, spora ve okula devam eden elit sporcular için motivasyon ve ilham kaynağı olabilir. Olimpiyat Oyunları’nın resmi sitesinde yer alan Athlete365 topluluğu buna örnek teşkil etmektedir. Athlete365, sporcular tarafından sporcular için oluşturulmuş bir IOC (Uluslararası Olimpiyat Komitesi) girişimidir. Amacı, sporcuları sahada ve saha dışında spor yolculukları boyunca desteklemektir. Olimpik ve elit sporculara dair özel içerikler üreten topluluğun 52 binin üzerinde kayıtlı kullanıcısı vardır. Bu özel içeriklerden birinde, toplamda altı kez katıldığı Olimpiyat Oyunları’nda üç altın ve bir bronz kazanmakla meşgulken, aynı zamanda tam zamanlı bir işte de çalışmakta olan Avustralyalı kürekçi James Tomkins çift kariyer yapmakla ilgili tecrübelerini aktarmıştır. Aynı zamanda IOC Sporcular Komisyonu üyesi olan Tomkins, sporu bir kariyer ile dengelemenin faydalarını ve bunun aslında daha iyi bir sporcu olmaya nasıl yardımcı olabileceği hakkında bazı tavsiyelerde bulunmaktadır: 267 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı- 3 √ İki şeyi dengelemek onlara eşit ilgi göstermek anlamına gelmez (%50-%50 olmak zorunda değil, zamana göre değişken olabilir). √ Spor dışında bir şeye odaklanmak aslında performansınızı artırmanıza yardımcı olabilir. √ Antrenörünüzle iletişim, zamanınızı etkili bir şekilde yönetmenin anahtarıdır. √ Bir kariyer uzmanıyla nasıl özel bir danışmanlık seansı alabileceğinizi öğrenin.1 Elit Sporcuların Çift Kariyer Sürdürmesine Olanak Sağlamak Sporcular genellikle spor kariyerlerini eğitim veya işle birleştirmede zorluklarla karşılaşırlar. Bir sporun en üst seviyesinde başarılı olma amacı, yurtiçi ve yurtdışında yoğun eğitim ve yarışmalar gerektirir; bu, eğitim sistemindeki ve işgücü piyasasındaki zorluklar ve kısıtlamalarla uzlaştırılması zor olabilir. Sporcunun sadece yüksek düzeyde motivasyonu, bağlılığı, esnekliği ve sorumluluğu değil, aynı zamanda yetenekli ve elit sporcuların eğitim ve spor veya iş ve spor arasında seçim yapmaya zorlandığı durumlardan kaçınmak için özel düzenlemelere ihtiyaç vardır. Bu tür "çift kariyer" düzenlemeleri, sporcuların spor kariyeri için faydalı olmalı, eğitim veya işe izin vermeli, spor kariyerinden sonra yeni bir kariyere ulaşmalarını teşvik etmeli ve sporcuların pozisyonunu korumalı ve muhafaza etmelidir (Sporcuların Çift Kariyerine İlişkin AB Yönergeleri, 2012) Elit sporcuların hem eğitim hem de spora katılım haklarını gözeten ülkeler, Avrupa Birliği yönergeleriyle mevcut şartlarını daha da iyileştirmek için adımlar atmaktadır. Bu adımlar arasında özellikle 1980’lerde Amerika’da görülmeye başlanan Kariyer Destek Programları (Career Assistance Programs-CAP) ön plana çıkmaktadır. Amerika, 1994 yılında Ulusal Üniversite Sporcu Birliği CHAMPS (CHallenging Athletes’ Minds for Personal Success / Yaşam Becerileri programını tanıtmıştır. Program beş temel alana odaklanmaktadır: akademik mükemmellik, sporda mükemmellik, kişisel gelişim, kariyer gelişimi ve hizmet (Goddard, 2004). Amerika’nın tersine Avrupa’da akademik kurumların bu tür programlara yatırım yapması yeni bir gelişmedir. Örneğin Birleşik Krallık'taki Loughborough Üniversitesi, öğrenci sporculara kararları, hedefleri ve başarıları üzerinde nasıl daha fazla sorumluluk alacaklarını öğretmeyi amaçlayan beceri ve yeteneklere dayalı bir dizi rehberlik ve atölye oturumlarından oluşan 268 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı- 3 Performans Yaşam Becerileri Programını 2008'de başlatmıştır. 2001 yılında Birleşik Krallık ayrıca elit spor hizmetlerinin geliştirilmesinden ve sunulmasından sorumlu dokuz bölgesel-ulusal spor enstitüsü kurmuştur. Bazıları üniversite kampüslerinde (örn. Bath ve Loughborough) bulunan bu birden çok sporlu (multi-sport) yüksek performanslı merkezler, spor bilimi, tıp, fizyoterapi, biyomekanik, fizyoloji, psikoloji, beslenme ve yaşam tarzı alanlarında hizmet vererek elit sporcular için profesyonel desteği koordine etmekle görevlidirler (Akt: Aquilina, 2013). Avrupa’da elit sporcular ve üniversite eğitimi üzerine detaylı bir çalışma yürütülmüştür (Aquilina & Henry, 2010). Avrupa Birliği Üye Devletlerinin yükseköğrenimdeki politika ve uygulamalarının incelendiği bu araştırmada, üye devletlerin elit genç sporcuların eğitim ihtiyaçlarını ele alma yollarının analizi sunulmuştur. Yapılan politika açıklamalarının incelenmesi, üniversite sektöründe akademik hizmetlerin geliştirilmesi, elit spor hizmetleri ve spor sonrası kariyer hazırlığı olmak üzere üç temel politika girişimi kategorisini vurgulamıştır. Çalışmanın bulguları, elit genç sporcuların taleplerine ulusal sistemlerdeki yanıt değişkenliğinin altını çizmiştir. Bu, daha çok ulus devletlerdeki genel refah ideolojileri ile genç sporcularının eğitimi ile ilgili benimsenen konumlar arasındaki ilişkiye bağlanmıştır. Genç elit sporcuların hakları konusu, iki konuda kaygı vermektedir. Birincisi, onları mesleki veya eğitimsel gelişime erişimini azaltabilecek ticari ve diğer baskılardan koruma ihtiyacıdır, bu baskılar sebebiyle sporcular spordan emekli olduktan sonra zor durumda kalabilirler. İkincisi, belki de daha az belirgin olan konu, bazı ülkeler bireyin eğitim gereksinimleriyle ilgilenmeden, genç yeteneklerin sömürülmesine izin verirken, diğerleri izin vermez. Bu da ulus devletlerarasında haksız rekabete yol açmaktadır (Aquilina & Henry, 2010). 269 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı- 3 Şekil 1. Üniversitelerin elit genç sporculara yönelik hizmet uyarlaması (Aqualina ve Henry’den uyarlanmıştır, 2010) Elit öğrenci sporcuların çift kariyer yapmalarındaki engeller çoğu ülkenin yetkili kuruluşları tarafından anlaşılmış ve kabul edilmiştir. Çift kariyer yapmanın genel başarıya da etki etme ihtimali göz önünde tutularak spor kurum ve kuruluşları çeşitli programlarla elit sporcuları bu yolda desteklemektedir. Ülkelere göre değişiklik gösteren programlar çoğunlukla birbirine benzemekle beraber farklılıkları da vardır. Ülkelerin ve toplulukların bazı elit öğrenci sporcu programları şöyledir: 1) Elit Öğrenci Sporcu Yolu (Elite Student-Athlete Pathways - ESAP) / Avustralya ► 2014'te başlatılan Elite Student-Athlete Pathway (ESAP) Programı, Avustralya Spor Enstitüsü (AIS) ve Unisport Avustralya (Unisport) arasındaki bir ortaklıktır. ESAP Programının temel odak noktası, üniversite ve elit spor sektörlerinin uyumunu ve koordinasyonunu geliştirmektir. ESAP Programı, elit öğrenci sporcuları belirlemek, izlemek ve desteklemek için Avustralya Üniversiteleri, Ulusal Enstitü Ağı (NIN) ve Ulusal Spor Organizasyonları (NSO) arasında kapasite ve işbirliği geliştiren stratejiler oluşturmak ve sunmak için yönlendirme sağlar. Avustralya üniversiteleri, 48'den 270 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı- 3 fazla spor dalında 4.750'den fazla elit öğrenci sporcuyu desteklemektedir. Bu destek, elit öğrencisporcuların spor ve eğitimde ikili bir kariyerin taleplerini dengelemelerine yardımcı olmak için verilmektedir.2 2) Sporcu Destek Programı (Programa de Ayuda al Deportista- PROAD) / İspanya ► 2009 yılında başlamıştır. Programın ana odak noktası elit sporculara eğitim, istihdam ve sosyal konularda danışmanlık vermektir. Bu danışmanlık, bir internet web sayfası ve İspanya Spor Konseyi tarafından sağlanan bir internet web sayfası ve ağ aracılığıyla bire bir yapılır. Eski sporcular yılda yaklaşık 760'a yakın kayıtlı elit sporcuya tavsiyelerde bulunurlar. Bu program, sporcunun spor kariyerinin sonunda akademik ve iş ilişkilerine olan bağlılığına bağlı olarak üç müdahale seviyesine sahiptir (López de Subijana ve ark., 2015).3 3) Avrupalı Öğrenci Sporcular (The European Athlete as Student - EAS) / Avrupa Avrupalı Öğrenci Sporcular (EAS) ağı, 2004 yılında Avrupa Spor Yoluyla Eğitim Yılı (EYES) sırasında AB Komisyonu'nun desteğiyle kurulmuştur. Öğrenci olarak Sporcu (EAS) ağı, 2004 yılında Avrupa Spor Yoluyla Eğitim Yılı (EYES) sırasında AB Komisyonu'nun desteğiyle kurulmuştur. Temel amaç, yüksek performans düzeyinde sürdürülen spor ve eğitimi birleştirmede Avrupalı sporcuları desteklemektir. "Çift kariyeri" desteklemek, EAS ağının sporcu / öğrenciler için eğitim koşullarını optimize etmeye çalıştığı ve aynı zamanda spor kariyerlerinin bittiği zaman güvenli bir platforma sahip olmaları için eğitim veya mesleki eğitim almalarını mümkün kılarak geleceklerinin güvence altına alındığı anlamına gelir.4 4) Yetenekli Sporcu Burs Programı (The Talented Athlete Scholarship Scheme -TASS) / İngiltere Yetenekli Sporcu Burs Programı (TASS), yetenekli sporcular, eğitim kurumları ve sporun ulusal yönetim organları arasında Sport England (İngiltere Dijital, Kültür, Medya ve Spor Dairesi Başkanlığı'na bağlı bir sivil toplum kuruluşu) tarafından finanse edilen bir ortaklıktır. Ülkenin genç yeteneklerinden en iyilerini ortaya çıkarmak için birlikte çalışırlar. TASS, eğitimdeki - 16 yaş üzeri sporcuların ikisi arasında seçim yapmak zorunda kalmadan spor ve akademik kariyerlerinden en iyi sonucu almalarına yardımcı olur. 32 spor branşında 600'den fazla sporcuya hizmet veren TASS, yıllık bireysel ödüller veya spora özgü projeler aracılığıyla öğrenci sporcuları destekler.5 271 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı- 3 Türkiye’de Elit Sporcuların Çift Kariyer Olanakları Elit sporcuların hem akademik anlamda hem de sporculuk anlamında bir denge içinde yükselebilmelerinin güçlüğü ortadadır. Gerek sporculuğun belli bir yaşa kadar yapılabilmesi gerekse sakatlık gibi riskler sonucunda spora her an veda edilebilir olması sporcuları, spor hayatları bittikten sonraki dönem için düşündürmektedir. Yalnızca bu da değil, eğitimli, entelektüel, bilgi birikimli sporcuların olması spor camialarına da büyük katkılar sunacaktır. Bu sebeple ülkemizde yetkili kurum ve kuruluşlar tarafından adımlar atılmaktadır. Hâlihazırda milli sporcular için spor bilimleri fakültelerinde özel kontenjanlar ayrılmaktadır bununla birlikte uluslararası Dünya, Avrupa, Olimpiyat şampiyonlarında ilk üç dereceye giren milli sporcular ise YÖK' e müracaat ettikleri takdirde YÖK kontenjanından spor alanındaki programlara yerleştirilebilmektedir. Aynı zamanda olimpik branşlarda dereceye girmiş milli sporculara “Beden Eğitimi Öğretmenliği” atamalarında da bazı kolaylıklar sağlanmaktadır. Millî Eğitim Bakanlığı Öğretmen Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği’nin İkinci Bölüm / 9. Maddesine göre bu sporcular öngörülen sınav şartı aranmaksızın beden eğitimi alanında aday öğretmenliğe atanmak üzere başvuruda bulunabilmektedirler.6 Geçtiğimiz günlerde Gençlik Spor Bakanlığı ve YÖK tarafından imzalanan bir anlaşma ile elit sporcuların hem sporculuk kariyerleri hem de akademik hayatlarını devam ettirebilme koşulları biraz daha rahatlatılmış, geleceğe yönelik umut vaat eden bir hal almıştır. Anlaşma kapsamında 52 vakıf üniversitesinde, uluslararası arenada başarıya ulaşmış elit sporcular, tam burslu eğitim alabileceklerdir.7 Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre bu anlaşma sporcuların; • spor bilimleri dışında farklı bir kariyer imkânı yakalaması, • spor ile eğitim arasında denge kurması, • akademik kariyer ile spora devam etme arasında ikilemde kalmasını önlemek, amacıyla yapılmış ve böylelikle ailelerin ve sporcuların, 'Okul mu, yoksa spora devam mı?' konusundaki tereddütlerinin de büyük ölçüde azalacağı öngörülmüştür. Gençlik Spor Bakanı Kasapoğlu, üniversite sınavlarına hazırlanmanın yoğun bir çalışma programı gerektirdiğini belirterek, "Bu durum çoğu zaman nitelikli sporcuların, spor hayatlarına son vermesiyle veya üniversite sınavlarına yeterince hazırlanamamasıyla sonuçlanıyor. Sporcu, hayal ettiği ikinci bir kariyer yapma fırsatından maalesef uzak kalabiliyor. Aynı şekilde sportif başarı da tesadüfen gerçekleşen bir olgu değil. Profesyonel sporculuk, uzun, yoğun ve disiplin içinde 272 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı- 3 yürütülmesi gereken kapsamlı bir çalışma programını gerektiriyor. Bu da üniversiteye hazırlık aşamasında sporcularımızın ders çalışacak bir zaman bulamamalarıyla neticeleniyor" ifadelerini kullandı. Bu anlaşmayla, çift kariyer yapmak isteyen öğrenci sporcuların eğitimine büyük bir kolaylık getirildiğini vurgulayan Gençlik Spor Bakanı Kasapoğlu ifadelerine şunları da eklemiştir: "Bugün milli sporcularımız, sadece devlet üniversitelerine ve spor bilimleri alanına yöneldiklerinde bir avantaja sahipler. Biz bu düzenlemeyle hangi bölümü kazanırlarsa kazansınlar, sporcularımıza maddi bir avantaj oluşturmuş oluyoruz.” Mutabakat kapsamında 52 vakıf üniversitesi, bakanlık tarafından son 4 yıl içinde başarılı olduğu belgelendirilen sporculara, üniversitelerine yerleşmeleri halinde eğitim öğretim süresiyle sınırlı olmak kaydıyla yüzde 100 oranında eğitim bursu verilmesini, 2020-2021 burs yönetmeliklerinde değişiklik yapmayı, bu durumun Yükseköğretim Programları ve Kontenjanları Kılavuzu'nda da ilanını taahhüt etmiştir. SONUÇ VE ÖNERİLER Çift kariyer yapmak isteyen elit öğrenci sporcuların yaşadığı zorlukların yoğunluğu ve derecesi ülkeden ülkeye değişiklik göstermesine rağmen sporcuların hayatını etkilemesi bakımından evrensellik göstermektedir. Yakın çevre ve önemli kişilerin (aile, akran, antrenör, idareci) çift kariyerin başlamasında, sürdürülmesinde ve sonlandırılmasındaki önemi yapılan çalışmalarla göz önüne serilmiştir. Sporcu çift kariyer yapmak istediği takdirde çevresi tarafından teşvik edilmesi gerekmektedir. Çünkü üst düzey ve yüksek tempoda dâhil olunan sporu eğitimle yürütme isteği zaten zor alınan bir karardır. Yine de çift kariyer yalnızca sporcunun kararı ve çevrenin desteğiyle gerçekleşebilecek bir olay değildir. Politika yapıcıların da bu yönde sporcuyu gözeten, sporcunun haklarını koruyan, sömürülmesini engelleyen, spor sonrası hayatı için imkânlar sağlayan kararları yürürlüğe koyması gerekmektedir. -Türkiye’de özellikle öğrenci sporcuların yoğun olduğu Türkiye Olimpiyat Hazırlık Merkezleri’nde spor kariyerlerine devam eden sporcular için hem eğitim hem de spor kariyeri ile ilgili bilgilendirme programları hazırlanmalıdır. -Yurtdışında birçok programda görüldüğü üzere sporu bırakan eski elit sporcularla iletişim kurmaları elit sporcuları açısından bilgilendirici ve faydalı olabilmektedir. Ülkemizde de eski elit sporculardan oluşan bir ağ kurulması önerilmektedir. Böylelikle hâlihazırda spora devam eden elit sporcuların yanı sıra spora yeni başlayan bireylere de motivasyon ve rol model sağlanmış olabilir. 273 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı- 3 -Aileler, çocuklarından tek taraflı, sadece spora veya sadece derse yönelmeleri gibi bir beklentiye girmemelidir. Uzmanlardan bu konuda destek alarak çocuklarına rehberlik etmeleri gerekmektedir. Zira spora başlama ve sporu bırakmada etkili unsurlardan biri de ailedir. -Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi, federasyonlar ve Gençlik Spor Bakanlığı gibi spor kuruluşları elit sporcuların ailelerini, antrenörlerini ve okul yönetimlerini bilhassa çift kariyer hakkında ayrıntılı şekilde bilgilendirmeye yönelik etkinlikler yapmalıdır. - Spor psikologları, elit öğrenci sporculara programlarını yönetmenin, zamanı iyi kullanmanın önemi konusunda tavsiyede bulunmalıdır. KAYNAKÇA Alfermann, D., & Stambulova, N. (2007). Career Transitions and Career Termination. Içinde In G. Tenenbaum & R. C. Eklund (Eds.), Handbook of sport psychology (ss. 712–733). John Wiley and Sons. https://doi.org/10.1002/9781118270011.ch32 Anderson, C. B., Mâsse, L. C., Zhang, H., Coleman, K. J., & Chang, S. (2009). Contribution of Athletic Identity to Child and Adolescent Physical Activity. American Journal of Preventive Medicine, 37(3), 220–226. https://doi.org/10.1016/j.amepre.2009.05.017 Anderson, N. H., & Butzin, C. A. (1974). Performance = Motivation × Ability: An integrationtheoretical analysis. Journal of Personality and Social Psychology, 30(5), 598–604. https://doi.org/10.1037/h0037447 Andreff, W., Bril, O., & Poupaux, S. (2012). Sport in Russia. Sports Governance in the World. A Socio-Historic Approach, 2, 195–218. Aquilina, D. (2013). A study of the relationship between elite athletes’ educational development and sporting performance. International Journal of the History of Sport, 30(4), 374–392. https://doi.org/10.1080/09523367.2013.765723 Aquilina, D., & Henry, I. (2010). Elite athletes and university education in Europe: A review of policy and practice in higher education in the European Union Member States. Içinde International Journal of Sport Policy (C. 2, Sayı 1, ss. 25–47). Taylor & Francis. https://doi.org/10.1080/19406941003634024 Baillie, P. H. F., Davis, H., & Ogilvie, B. C. (2013). Working with elite athletes. Içinde Exploring sport and exercise psychology (3rd ed.). (ss. 401–425). American Psychological Association. https://doi.org/10.1037/14251-018 Baron-Thiene, A., & Alfermann, D. (2015). Personal characteristics as predictors for dual career dropout versus continuation - A prospective study of adolescent athletes from German elite sport schools. Psychology of Sport and Exercise, 21, 42–49. https://doi.org/10.1016/j.psychsport.2015.04.006 Bloom, B. S. (1985). Developing talent in young people. New York: Ballantine. Brewer, B. W. (1993). Self-Identity and Specific Vulnerability to Depressed Mood. Journal of Personality, 61(3), 343–364. https://doi.org/10.1111/j.1467-6494.1993.tb00284.x 274 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı- 3 Brewer, B. W., & Petitpas, A. J. (2017). Athletic identity foreclosure. Içinde Current Opinion in Psychology (C. 16, ss. 118–122). Elsevier B.V. https://doi.org/10.1016/j.copsyc.2017.05.004 Brewer, B. W., Van Raalte, J. L., & Linder, D. E. (1993). Athletic identity: Hercules’ muscles or achilles heel? International Journal of Sport Psychology, 24(2), 237–254. https://doi.org/10.3868/s110-003-014-0039-x Burlot, F., Richard, R., & Joncheray, H. (2018). The life of high-level athletes: The challenge of high performance against the time constraint. International Review for the Sociology of Sport, 53(2), 234–249. https://doi.org/10.1177/1012690216647196 Callero, P. L. (1985). Role-Identity Salience. Social Psychology Quarterly, 48(3), 203. https://doi.org/10.2307/3033681 Cecić Erpič, S., Wylleman, P., & Zupančič, M. (2004). The effect of athletic and non-athletic factors on the sports career termination process. Psychology of Sport and Exercise, 5(1), 45–59. https://doi.org/10.1016/S1469-0292(02)00046-8 Coakley, J. (1992). Burnout among Adolescent Athletes: A Personal Failure or Social Problem? Sociology of Sport Journal, 9(3), 271–285. https://doi.org/10.1123/ssj.9.3.271 Conzelmann, A., & Nagel, S. (2003). Professional Careers of the German Olympic Athletes. International Review for the Sociology of Sport, 38(3), 259–280. https://doi.org/10.1177/10126902030383001 Cosh, S., & Tully, P. J. (2015). Stressors, coping, and support mechanisms for student athletes combining elite sport and tertiary education: Implications for practice. Sport Psychologist, 29(2), 120–133. https://doi.org/10.1123/tsp.2014-0102 Côté, J. (1999). The influence of the family in the development of talent in sport. Sport Psychologist, 13(4), 395–417. https://doi.org/10.1123/tsp.13.4.395 Côté, J., Baker, J., & Abernethy, B. (2007). Practice and play in the development of sport expertise. Içinde R. Eklund & G. Tenenbaum (Ed.), Handbook of sport psychology (3. baskı, ss. 184– 202). Wiley Online Library. Côté, J., & Fraser-Thomas, J. (2007). Youth involvement in sport. Içinde P. Crocker (Ed.), Sport psychology: A Canadian perspective (ss. 270–298). Toronto: Pearson. Côté, J., Strachan, L., & Fraser-Thomas, J. (2007). Participation, personal development, and performance through youth sport. Içinde Positive youth development through sport (ss. 48– 60). Routledge. Debois, N., Ledon, A., & Wylleman, P. (2015). A lifespan perspective on the dual career of elite male athletes. Psychology of Sport and Exercise, 21, 15–26. https://doi.org/10.1016/j.psychsport.2014.07.011 Defruyt, S., Wylleman, P., Kegelaers, J., & De Brandt, K. (2020). Factors influencing Flemish elite athletes’ decision to initiate a dual career path at higher education. Sport in Society, 23(4), 660–677. https://doi.org/10.1080/17430437.2019.1669324 Donnelly, P., & Petherick, L. (2004). Workers’ Playtime? Child Labour at the Extremes of the Sporting Spectrum. Sport in Society, 7(3), 301–321. https://doi.org/10.1080/1743043042000291659 European Union. (2012). EU Guidelines on Dual Careers of Athletes. Içinde Brussels: European Comission. https://doi.org/10.2766/52683 275 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı- 3 Fuchs, P. X., Wagner, H., Hannola, H., Niemisalo, N., Pehme, A., Puhke, R., Marinsek, M., Strmecki, A., Svetec, D., Brown, A., Capranica, L., & Guidotti, F. (2016). European student-athletes’ perceptions on dual career outcomes and services. Kinesiologia Slovenica, 22(2), 31–48. Geraniosova, K., & Ronkainen, N. (2015). The Experience of Dual Career through Slovak Athletes’ Eyes. Physical Culture and Sport. Studies and Research, 66(1), 53–64. https://doi.org/10.1515/pcssr-2015-0005 Goddard, M. (2004). An Assessment of the Effectiveness of the CHAMPS/Life Skills Program at the University of North Texas: A Pilot Study (Doctoral Dissertation). University of North Texas, Denton, Texas. Gustafsson, H., Hassmén, P., Kenttä, G., & Johansson, M. (2008). A qualitative analysis of burnout in elite Swedish athletes. Psychology of Sport and Exercise, 9(6), 800–816. https://doi.org/10.1016/j.psychsport.2007.11.004 Hemery, D. (1991). Sporting excellence: what makes a champion? Collins Willow. Henriksen, K., Larsen, C. H., & Christensen, M. K. (2014). Looking at success from its opposite pole: The case of a talent development golf environment in Denmark. International Journal of Sport and Exercise Psychology, 12(2), 134–149. https://doi.org/10.1080/1612197X.2013.853473 Henriksen, K., Storm, L. K., Kuettel, A., Linnér, L., & Stambulova, N. (2020). A holistic ecological approach to sport and study: The case of an athlete friendly university in Denmark. Psychology of Sport and Exercise, 47, 101637. https://doi.org/10.1016/j.psychsport.2019.101637 Horton, R. S., & Mack, D. E. (2000). Athletic identity in marathon runners: Functional focus or dysfunctional commitment? Journal of Sport Behavior, 23(2). Kuettel, A., Boyle, E., & Schmid, J. (2017). Factors contributing to the quality of the transition out of elite sports in Swiss, Danish, and Polish athletes. Psychology of Sport and Exercise, 29, 27– 39. https://doi.org/10.1016/j.psychsport.2016.11.008 Lemyre, P. N., Hall, H. K., & Roberts, G. C. (2008). A social cognitive approach to burnout in elite athletes. Scandinavian Journal of Medicine and Science in Sports, 18(2), 221–234. https://doi.org/10.1111/j.1600-0838.2007.00671.x Li, M., & Sum, R. K. W. (2017). A meta-synthesis of elite athletes’ experiences in dual career development. Asia Pacific Journal of Sport and Social Science, 6(2), 99–117. https://doi.org/10.1080/21640599.2017.1317481 López de Subijana, C., Barriopedro, M., & Conde, E. (2015). Supporting dual career in Spain: Elite athletes’ barriers to study. Psychology of Sport and Exercise, 21, 57–64. https://doi.org/10.1016/j.psychsport.2015.04.012 McKenna, J., & Dunstan-Lewis, N. (2004). An Action Research Approach to Supporting Elite Student-Athletes in Higher Education. European Physical Education Review, 10(2), 179–198. https://doi.org/10.1177/1356336X04044070 Metsä-Tokila, T. (2002). Combining Competitive Sports and Education: How Top-Level Sport Became Part of the School System in the Soviet Union, Sweden and Finland. European Physical Education Review, 8(3), 196–206. https://doi.org/10.1177/1356336X020083002 Miller, P. S., & Kerr, G. (2002). The athletic, academic and social experiences of intercollegiate student-athletes. Journal of Sport Behavior, 25(4), 346–367. 276 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı- 3 Miller, P. S., & Kerr, G. A. (2003). The role experimentation of intercollegiate student athletes. Sport Psychologist, 17(2), 196–219. https://doi.org/10.1123/tsp.17.2.196 O’Neill, M., Allen, B., & Calder, A. M. (2013). Pressures to perform: An interview study of Australian high performance school-age athletes’ perceptions of balancing their school and sporting lives. Performance Enhancement and Health, 2(3), 87–93. https://doi.org/10.1016/j.peh.2013.06.001 Pallarés, S., Azócar, F., Torregrosa, M., Selva, C., & Ramis, Y. (2011). Modelos de trayectoria deportiva en waterpolo y su implicación en la transición hacia una carrera profesional alternativa.(Athletic Career Models in Water Polo and their Involvement in the Transition to an Alternative Career). Cultura, Ciencia y Deporte, 6(17), 93–103. Penney, D. (2000). Physical Education, Sporting Excellence and Educational Excellence. European Physical Education Review, 6(2), 135–150. https://doi.org/10.1177/1356336X000062003 Ryan, C., Thorpe, H., & Pope, C. (2017). The policy and practice of implementing a student–athlete support network: a case study. International Journal of Sport Policy, 9(3), 415–430. https://doi.org/10.1080/19406940.2017.1320301 Ryba, T. V., Stambulova, N. B., Ronkainen, N. J., Bundgaard, J., & Selänne, H. (2015). Dual career pathways of transnational athletes. Psychology of Sport and Exercise, 21, 125–134. https://doi.org/10.1016/j.psychsport.2014.06.002 Semiz, K. (2018). Does Sports and School Run Together A Needs Analysis of University StudentAthletes. Journal of Physical Education and Sports Studies, 10(2), 123–133. https://doi.org/10.30655/besad.2018.10 Sorkkila, M., Ryba, T. V., Aunola, K., Selänne, H., & Salmela-Aro, K. (2017). Sport burnout inventory–Dual career form for student-athletes: Assessing validity and reliability in a Finnish sample of adolescent athletes. Journal of Sport and Health Science. https://doi.org/10.1016/j.jshs.2017.10.006 Stambulova, N. B., Engström, C., Franck, A., Linnér, L., & Lindahl, K. (2015). Searching for an optimal balance: Dual career experiences of Swedish adolescent athletes. Psychology of Sport and Exercise, 21, 4–14. https://doi.org/10.1016/j.psychsport.2014.08.009 Sum, R. K. W., Tsai, H.-H., Ching Ha, A. S., Cheng, C., Wang, F., & Li, M. (2017). Social-Ecological Determinants of Elite Student Athletes’ Dual Career Development in Hong Kong and Taiwan. SAGE Open, 7(2), 215824401770779. https://doi.org/10.1177/2158244017707798 Swann, C., Moran, A., & Piggott, D. (2015). Defining elite athletes: Issues in the study of expert performance in sport psychology. Psychology of Sport and Exercise, 16(P1), 3–14. https://doi.org/10.1016/j.psychsport.2014.07.004 Tekavc, J., Wylleman, P., & Cecić Erpič, S. (2015). Perceptions of dual career development among elite level swimmers and basketball players. Psychology of Sport and Exercise, 21, 27–41. https://doi.org/10.1016/j.psychsport.2015.03.002 Torregrosa, M., Ramis, Y., Pallarés, S., Azócar, F., & Selva, C. (2015). Olympic athletes back to retirement: A qualitative longitudinal study. Psychology of Sport and Exercise, 21, 50–56. https://doi.org/10.1016/j.psychsport.2015.03.003 Vilanova, A., & Puig, N. (2016). Personal strategies for managing a second career: The experiences of Spanish Olympians. International Review for the Sociology of Sport, 51(5), 529–546. https://doi.org/10.1177/1012690214536168 277 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı- 3 Wylleman, P., & Reints, A. (2010). A lifespan perspective on the career of talented and elite athletes: Perspectives on high-intensity sports. Scandinavian Journal of Medicine & Science in Sports, 20(SUPPL. 2), 88–94. https://doi.org/10.1111/j.1600-0838.2010.01194.x İnternet Kaynakları 1 https://www.olympic.org/athlete365/career/how-to-make-a-dual-career-work-for-you/ 2 https://www.unisport.com.au/elite-student-athlete-pathways 3 https://proad.csd.gob.es/index.php 4 https://www.dualcareer.eu/about-eas/ 5 https://www.tass.gov.uk/about/ 6 https://dokuman.osym.gov.tr/pdfdokuman/2019/YKS/Tablo24092019.pdf 7 https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuat?MevzuatNo=20694&MevzuatTur=7&MevzuatTertip=5 8 http://www.gsb.gov.tr/HaberDetaylari/1/198223/bakan-kasapoglundan-yks-tercih-surecindeki-millisporculara-onemli-hatirlatma.aspx 9https://shgm.gsb.gov.tr/HaberDetaylari/1/177802/milli-sporculara-tam-burslu-egitim-mujdesi.aspx ATIF: Alp, A.F. (2020). Elit Sporcularda Çift Kariyer. Betül Bayazıt, Ercan Karaçar, Ozan Yılmaz (Ed.), Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3.Cilt içinde (ss. 258-278). Konya, Çizgi Kitabevi Yayınları 278 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 BÖLÜM 17 BELEDİYELERİN STRATEJİK PLANLARINA YÖNELİK SPOR YÖNETİCİLERİ GÖRÜŞLERİNİN ANALİZİ Faik ORHUN TAPŞIN Gazi Üniversitesi Spor Yönetim Bilimleri Pr. Doktora Öğrencisi, [email protected] Levent ATALI Doç.Dr., Kocaeli Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi, [email protected] Bu bölüm Faik Orhun Tapşın'ın Levent Atalı danışmanlığında yürüttüğü "Sakarya Belediyelerinin Stratejik Planlarının Spor Yönüyle İncelenmesi " başlıklı yükseklisans tezinden üretilmiştir. ATIF: Tapşın, F.O., Atalı, L. (2020). Belediyelerin Stratejik Planlarına Yönelik Spor Yöneticileri Görüşlerinin Analizi. Betül Bayazıt, Ercan Karaçar, Ozan Yılmaz (Ed.), Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3.Cilt içinde (ss. 280-321). Konya, Çizgi Kitabevi Yayınları 17.BÖLÜM BELEDİYELERİN STRATEJİK PLANLARINA YÖNELİK SPOR YÖNETİCİLERİ GÖRÜŞLERİNİN ANALİZİ Faik ORHUN TAPŞIN Gazi Üniversitesi Spor Yönetim Bilimleri Pr. Doktora Öğrencisi, [email protected] Levent ATALI Doç.Dr., Kocaeli Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi, [email protected] GİRİŞ Spor, insanların sosyal, fizyolojik ve psikolojik ihtiyaçlarını karşılayan dil, din, ırk, kültür, cinsiyet, yaş vb. faktörleri gözetmeksizin gerek performans gerek rekreatif ihtiyaçlarını karşılayan multidisipliner bir alandır. Bu alanda bireylerin ihtiyaçlarını giderebilmek için yönetim ve diğer disiplinlerden faydalanılmıştır. Sanayi devrimi ile birlikte devlet, yerel yönetimler, yönetim anlayışları ve diğer disiplin alanları geliştiği gibi, spor hizmetleri de bu gelişimden faydalanmıştır. Kamu hizmetlerinin yerinden yönetilmesinde yerel birimlerin rolü büyüktür. Bir bölgenin yaşanabilmesi, tercih edilir olmasındaki etkenler arasında spor hizmet ve yatırımları da vardır (Sunay, 2017). Belediyeler belli bir coğrafyada sınırları belli olan yerel halkça seçilen, karar organları olan ve yasalarca görev ve sorumlulukları olan kamu tüzel kişiliğe sahip kuruluşlardır. Belediyelerin üstlendiği görev ve sorumluluklar arasında spor hizmetleri de yer almaktadır. Yerel yönetim birimi olan belediyelerin geniş hizmet yelpazesi içerisinde spor da yer almaktadır (Yücel ve diğ, 2016). Belediyeler, kamuoyuna yönelik spor hizmetlerinin planlanmasına ve uygulanmasına, insanların yaşam kalitesini artırmaya yönelik çalışmalara hız vermeye başlamışlardır (Koçyiğit ve Yıldız, 2014). Belediyeler merkezi yönetime göre yöre halkının ihtiyaçlarını karşılamadaki hızı ve talep edilen hizmete verilen cevabın zaman olarak daha kısa olduğu bilindiğine göre, halkla kurulan ilişkilerin daha sıcak olması da beklenmektedir (Tunç, 2016). Belediyeler spor hizmetlerini tabana yayabilmek için hem maddi hem de idari olarak iyi organize olmalıdır. Ayrıca yeşil alanlar, rekreasyon alanları ve oyun parkları oluşturarak halkı bu alanlara çekebilmelidir. Belediyeler herkes için spor anlayışı içerisinde spor olaylarını izleyen halktan ziyade spor faaliyetlerine katılan çalışmalara yönelmelidir. Bu bakış açısı içerisinde, sporu kitlelere yayarak halkı zihinsel, bedensel ve sosyal gelişimlerine katkı sağlayacağı düşünülmektedir (Zengin ve Öztaş, 2008). 280 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 Bu çalışmanın amacı Sakarya’daki stratejik planları olan belediyelerin spor yöneticilerine yönelik spor hizmet ve yatırımları hakkında görüşleri alınarak bilimsel çerçevede literatüre kazandırmak amacıyla yapılmıştır. Türkiye’de Yerel Yönetim Türkiye’de Yerel Yönetim Kavramı Yerel yönetimler, kaynaklarda, ‘’ alt kamusal yönetim birimleri’’ veya ‘’alt yönetim birimleri’’ şeklinde, merkezi yönetim dışında ve fakat ondan bağımsız bir şekilde daha alt yönetim birimlerini ifade etmektedir. Yerel yönetimler, merkezi yönetimden ayrı ve idari erkini demokratik olarak seçilmiş bağımsız karar organları eliyle yürüten kamu hukuku tüzel kişilerdir. Yerel yönetimlerin, merkezi yönetimden ayrı olarak düzenlemeleri, bu yönetimlerin üstlendikleri kamusal hizmetlerin de merkezi hükümetin üstlendikleri farklı niteliklere sahip oldukları bilinmektedir. Bu farklı hizmet nitelikleri, ‘’yerel özellikteki hizmetler’’ veya ‘’yerellik’’ kavramlarıyla açıklanabilen ve merkezi yönetim yükümlülüğünde görülmeyip, doğrudan yerel halkın ihtiyaçlarını karşılamaya uygun düşen kamusal hizmetleri belirtir (Sakınç, 2012). Türkiye’de yerel yönetimlerin ilk ortaya çıkışına bakıldığında girişimlerin 19. yüzyılda çoğunluk kazandığı bilinmektedir. İlk bölümde ortaya konulduğu gibi, batının kendini yenilemesi anlamında da yerel yönetimlerin ortaya çıkışı 19. yüzyıla denk düşmektedir. Merkezi yönetimin haricinde yönetsel ve ekonomik özerkliğe sahip yerel birimlerin varlığı daha çok 11-12. yüzyıllarda, ortaya çıkmıştır. Günümüzdeki anlamıyla yerel yönetimler, 18. yüzyıllarda yenilenen arayışlar bakımından 19. yüzyılın ortalarında görülmüştür (Hanazay, 2006). Yerel yönetimlerin kendiliğinden ortaya çıkması gibi bir durum söz konusu değildir. İnsanlığın ve grupların süreç içinde geçirmiş olduğu evrim sürecinin yönetsel yapılanmalarına şekil vermiş, değişen ve belirginleşen ihtiyaçlara yönelik gelişmeler nezdinde örgütlenmeler meydana gelmiş, bunlardan biri de yerel yönetimlerdir (Yücel ve diğ. 2016). Yerel yönetimin çalışmaları sürekli kılınmalıdır. Halk katılımı, çoğulculuk ilkesi ve seçmene karşı hesap verme yükümlülüğü demokratik yerel yönetimin asgari zorunluluklarıdır. Yerel yönetimlere halk katılımı, problemlerin daha sağlıklı bir şekilde incelenmesi ve çözümlerin de daha etkili ve tutarlı olmasını sağlar. Kararların alınmasına ve hayata geçmesinde halkın katılımının sağlanması, demokrasinin günümüzdeki anlamının bir tezahürüdür (Pustu, 2005). Türkiye’de Yerel Yönetimlerde Stratejik Plan 5018 sayılı kanun kapsamında kamu mali yönetimi ve denetiminde stratejik plan, ‘’ kamu dairelerinin orta ve uzun vadeli hedeflere, temel ilke ve politikalarını, hedef ve öncelikleri, performans ölçütleri, başarmak için takip edilecek ilke ile kaynak dağılımlarını içeren plan’’ olarak adlandırılmıştır. Yine aynı kanun gereği kamu birimlerinin kalkınma planları, ilgili kanun ve benimsedikleri temel ilkeler çerçevesinde vizyona yönelik hedefleri oluşturmak, stratejik amaçlar ve 281 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 uygulanabilir amaçları belirlemek, performanslarını önceden çizilmiş olan çizimler şeklinde incelemek ve uygulamanın izleme yapmak amacıyla katılımcı yöntemlerle stratejik plan yapma amacı verilmiştir (Baykan ve Özer, 2014). 5018 sayılı yasadan başka 5393 sayılı Belediye Kanunu ve 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile nüfusu 50.000’den fazla olan bütün belediyeler stratejik plan hazırlamakla zorundadır. Bunlara ek olarak 5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanunu ile il özel idarelerine de stratejik plan yapma zorunluluğu vardır. 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nda Büyükşehir belediyesinin sorumluluklarında, Büyükşehir belediyesinin stratejik planını yapma ve internet sitelerine koymak zorundadır. 5393 sayılı Kanuna göre belediye başkanı, mahalli idareler genel seçimlerden itibaren altı ay içinde, kalkınma planı ve programı ile varsa bölge planına uygun olarak stratejik plan belediye meclisine sunmakla yükümlüdür. Stratejik plan diğer devlet kurumlarıyla ve sivil toplum kuruluşlarıyla beraber alanında uzmanların görüşleri alınarak hazırlanır ve belediye meclisi tarafından kabul edikten sonra yürürlüğe girer (Baykan ve Özer, 2014). Yerel Yönetimler ve Spor Hizmetleri Spor, günümüzde bireylerin toplumsal yaşamında yer alan ve sosyolojik yapıyı inceleyen önemli bir unsur olarak görülmektedir. Bu sebeple spor, günden güne çoğu insan tarafından ilgi görmekte, bireylerin birçoğunu kendine çekmekte ve bağlamaktadır. Bireylerin kişisel gelişiminde önemli rol oynar. Spor aynı zamanda katkı sağlayan takım ruhu, dayanışma, höşgörü gibi önemli ve ortak değerlerin kaynaşmasını, oluşmasını ve kenetlenmelerine vesile olmaktadır (Uslu, 2017). Sporun kitlelere yayılmasında ve spor kültürünün oluşturulmasında belediyelerin rolü büyüktür. Sporun yayılması için belediyeler gelirlerinin bir kısmını projelere, çalışmalara ayırmaktadır. Bu çalışmaların içine stratejik planlar da eklenmektedir. Yerel yönetimlerde ise spor politikanın bir sonucu olarak kendisini görülmektedir. Hele ki, gelirden ek bir pay alabilme ise mutlaka politikayla iç içedir (Akşar, 2010). Yerel yönetimler bulundukları coğrafi konumda süregelen geleneğin politikalarla amaca ulaşma olduğu düşünülmektedir. Bazen de kendiliğinden ortaya çıktığı bilinmektedir. Ama bir kere oluştuktan sonra varoluş amaçları dışında görevleri de yüklenir. Özellikle 19.yy sonrasında yerel yönetimler pek çok sorumluluklar yüklenmiştir (Görmez, 1997). Yerel yönetimlerin sorumluluğu halka daha iyi hizmet sunmalıdır. Bu hizmetler halkın taleplerine yönelik olurken yerel yönetim birimleri olarak belediyelerin talebine de doğrudan etkilemektedir. Şehir insanı her geçen gün bilinçlenmekte ve temel yaşamsal ihtiyaçların yanı sıra başka birçok alanda yeni hizmetleri talep etmektedir. Bireyin farklı alanlardaki hizmet taleplerinden birisi de spora aktif katılım ihtiyacıdır. Vatandaşlar hareketsizlikten yakınır ve bu taleplerini belediyelere veya gerekli kurumlara iletirler. Halkın tercih ettiği ve talep ettiği hizmetlerin başında spor gelmektedir (Atalay, 2013). Ülkemizde spor kültürünün yayılması konusunda yerel yönetimlerin çalışmaları gitgide artmaktadır. Spor ülkemizde önemi farkına varılmış ve geleceğe dönük planlarda yer almaktadır. 282 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 Yerel yönetimler, insanların istek ve ihtiyaçlarına cevap verebilmesi için gerekli hizmet birimlerinin başında gelmektedir. Dolayısı ile etki alanı ve hizmet yelpazesi günden güne artmaktadır. Bu hizmet yelpazesinin ana unsurlarından birisi de spordur (Yücel ve diğ. 2016). Yerel yönetimler, bulundukları bölgenin gelişmesine yardımcı olmaktadır. Yerel yönetimler gelirlerini bulundukları bölgenin kalkınmasında kullanmaktadır. Bölgenin gerekli alt yapı ve hizmetleri karşılanırken, diğer ihtiyaçlarını da göz önünde bulundururlar. Bu diğer ihtiyaçlar arasında spor da yer almaktadır. Yerel yönetimler, halkın spor ihtiyaçlarını karşılamak için gelirlerinin bir kısmını ayırmak durumunda kalmaktadır. Halkın ihtiyaçlarına cevap verecek spor kültürünü yaymak için planlar yapılmaktadır. Halk, yerel yönetimlerin spor hizmet ve yatırımlarının konusunda isteklerini yetkililere belirtmektedir. Yerel yönetimler spor hizmet ve yatırımları için gerekli fonu ayırır ve ihtiyaçlar doğrultusunda hizmetler sunmaktadır (Mdakane, 2012). Yerel yönetimler ülkenin, spor değerlerine saygı gösterilen ve herkesin sağlıklı, aktif bir yaşam sürdürebilmesi için toplumu teşvik eder. Temel hedeflerden biri, düşük gelirli ailelerin çocukları için daha sağlıklı yaşam sunmak isterler. Hollanda’daki belediye yetkililerinin spor kitlelere yayılması için, insanları bilgi paylaşımında ulusal toplantılar ve ulusal düzeyde yıllık uzmanlık günü gibi daha fiziksel olarak aktif olmaları konusunda motive etmenin çeşitli çalışmalar yapmaktadır. Merkezi hükümet, Program ile ilgili faaliyetler hakkında spor sektörü ve belediye yetkilileriyle anlaşmalar yaptı. Program 2012 yılında başlatıldı ve 2016 sonuna kadar devam edecek. (https://www.government.nl/topics/sports/sportand-physical-activity-close-to-home Erişim: 13.03.2018). Spor için insanların kendisine boş zaman yaratması, insanlara kimlik ve kişisel özerklik duygusu verir, kolaylaştırıcı bir sosyal refah içerisinde önemli bir rol oynar. Pozitif boş zaman aktivitelerindeki hareketlilik, birey ve toplum yaşamına anlam katıyor ve aynı zamanda insanların genel yaşam kalitesine katkıda bulunuyor. Örneğin, yerel yönetimler gibi spor kuruluşları ve tesis sahiplerinin, seçmenlerinin ve üyelerinin güvenlik ve güvenliğine yönelik makul bir standart bakım hizmeti sunması beklenmektedir. Tarihsel olarak, yerel yetkililer, yasal sorumluluklarına uygun olarak, özellikle toplum rekreasyonu ve spor ve rekreasyon katılımının temel seviyeleri için spor sağlayıcılarına liderlik etmektedir (Goslin ve Kluka, 2014). Sporun yayılması ve gelişmesi toplumsal koşullar içinde incelenmesi gerekmektedir. Spor bir yarışma değil, aynı zamanda eğlence aracı olarak da irdelenmiştir. Spor halkları pekiştiren ve sağlıklı kalmasını sağlayan bir araçtır. İnsanı dengeli, güçlü, sağlıklı olmasını sağlayan bir etken halini almıştır (Karahüseyinoğlu, 2012). Belediyeler, halkın ihtiyaçlarını karşılamak halk tarafından seçilerek gelen, yönetsel ve malî özerkliğe sahip kamu tüzel kişisidir. Belde de yaşayan insanların nüfusu 5.000 ve üzerinde olan yerleşim birimlerinde belediye kurulabilir. İl ve ilçe merkezlerinde belediye kurulması zorunludur (5393 Sayılı Belediye Kanunu). 283 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 Belediyenin görev ve sorumluluklarına baktığımızda birçok sportif görevin olduğu görmekteyiz. Aşağıda belediyelerin spor hizmet ve yatırımları hakkında görev ve sorumlulukları verilmiştir.  Ülkedeki öğrenciler için yapılmış veya yapılacak okul binaları için inşaatı ile bakım ve onarımını yapabilir veya yaptırabilir, her türlü teçhizat ve malzeme ihtiyaçlarını verebilir; sağlıkla alakalı bina veya tesis açabilir ve yönetebilir; mabetlerin yapımı, bakımı, onarımını yapabilir; kültür ve tabiat varlıkları ile tarihî dokunun ve kent tarihi bakımından önem taşıyan binaların işlevlerini korunmasını destekleyebilir. Korunması zor olanları orijinal hali bozulmadan uygun olarak yeniden inşa edebilir. Gerektiğinde, sporu kitlelere yaymak için teşvik edici faaliyetler yapar ve spor malzemesi verir, amatör spor kulüplerine ayni ve nakdî yardım yapar ve gerekli desteği sağlar, her türlü amatör spor karşılaşmaları düzenler, yurt içi ve yurt dışı müsabakalarda üstün başarı gösteren veya derece alan öğrencilere, sporculara, teknik yöneticilere ve antrenörlere belediye meclisi kararıyla ödül verebilir. Gıda bankacılığı yapabilir.  Belediyelerin birinci fıkranın (b) bendi gereğince, sporu halka sevdirmek, teşvik etmek amacıyla yapacakları nakdi yardım, bir önceki yıl genel bütçe vergi gelirlerinden belediyeleri için tahakkuk eden miktarın; büyükşehir belediyeleri için binde yedisini, diğer belediyeler için binde on ikisini geçemez. Belediyenin görev, sorumluluk ve yetki alanı belediye sınırlarını kapsar (5393 Sayılı Belediye Kanunu). Belediyelerin görev ve sorumluluklarına bakacak olursak, .Keçiören belediyesi gençlik ve spor hizmetleri müdürlüğü, yöneticileri, belediye başkanına ve belediye başkanının yetkilendirdiği, başkan yardımcısına bağlı olarak çalışır. Müdürlük bünyesindeki; belediyenin gençlik hizmetleri, spor hizmetleri ve işyeri sağlık ve güvenlik biriminin sekreteryası konularıyla ilgili alt dairelerden oluşmaktadır (http://www.kecioren.bel.tr Erişim: 20.03.2018). YÖNTEM Bu çalışmada nitel araştırma yöntemi altında, yazılı verilerin analizini kapsayan ve yarı yapılandırılmış görüşme yöntemleri kullanılmıştır. Belediyelerde çalışan spor yöneticilerinin spor hizmet ve yatırımları konusunda görüşlerini almak için uzmanlar eşliğinde oluşturulan görüşme formu ile veriler elde edilmiştir. Nitel araştırmanın, insanların olaylara dönük öznel bakış açılarını keşfetmeyi hedeflediğini ve bu nedenle nicel araştırmadan daha üstün olduğunu belirtmektedir. Dolayısıyla nitel araştırmayı insanın, kendi sırlarını çözmek ve kendi çabasıyla biçimlendirdiği toplumsal sistemlerin derinliklerini keşfetmek üzere geliştirdiği bilgi üretme yollarından birisi olarak tanımlamak mümkündür (Özdemir, 2010). Nitel araştırma yönteminde verilerin gerçekçi ve bütüncül bir biçimde ortaya koymak için “gözlem, görüşme ve doküman analizi gibi nitel veri toplama tekniklerinin kullanıldığı, olayların 284 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 doğal izlemesini ve taramasını içeren sürecin izlendiği araştırma” olarak tanımlamak mümkündür (Yıldırım ve Şimşek, 2008). Bu çalışma nitel araştırma yöntemi adı altında verilerin toplanıp, incelenmesini kapsamaktadır. Stratejik planı olan belediyelerin spor yöneticileriyle görüşülüp, önceden uzmanlar eşliğinde hazırlanmış görüşme sorularıyla, spor yöneticilerin spor hizmet ve yatırımları konusundaki görüşleri, oluşturulan veriler ile elde edilmiştir. Araştırmada stratejik planı olan altı ilçe belediye ve bir büyükşehir belediyesinin spor yöneticilerine spor hizmet ve yatırımları konusunda fikirlerini öğrenmek için, ilgili belediyeler ziyaret edilerek görüşmeler yapılmıştır. Nitel araştırmada en sık kullanılan veri toplama yöntemlerinin görüşme ve gözlem olması nedeniyle büyük bir örneklem grubuyla çalışmak hem zaman, hem de maliyet açısından mümkün olamamaktadır. Ayrıca örneklem grubunun büyük olması, gözlem ve görüşme yoluyla elde edilen geniş çaplı verilerin analizinde zorluklar yaşanmasına neden olacaktır. Bu nedenle nitel araştırmalarda araştırmanın içeriğine bağlı kalarak istenilen örneklem grubuyla çalışmak yapmak araştırmanın amacına uygun olacaktır (Karakaş, 2015). Bu çalışmanın katılımcıları Sakarya ili ve ilçelerinde görev yapan belediye yöneticilerinden oluşmaktadır. Örneklem belirleme sürecinde Sakarya’daki merkez il ve ilçe belediyelerindeki spordan sorumlu spor yöneticileri seçilmiştir. Bu yöneticilerin bilgi verecek kadar belediyelerde çalıştığı bilinmektedir. Aşağıdaki çizelgede katılımcılara ait bilgiler mevcuttur. Kurum Görevi Yöneticilik Özgeçmişi Görüşme Süresi(dksn) B1 Spor Yöneticisi 4 yıl 24:24 B2 Spor Yöneticisi 3 yıl 29:29 B3 Spor Yöneticisi 4 yıl 29:27 B4 Spor Yöneticisi 1 yıl 26:16 B5 Spor Yöneticisi 3 yıl 38:33 B6 Spor Yöneticisi 2 yıl 36:26 B7 Spor Yöneticisi 3 yıl 44:12 Katılımcılara ait bilgiler incelendiğinde, katılımcıların belediyelerde spor hizmetleri ve yatırımları alanında görev alan spor yöneticileri olduğu tespit edilmiştir. Görüşme sürelerine bakıldığında katılımcıların, görüşme sürelerinin farklı olduğu fakat yeterli bir zaman dilimi olduğu kanaatine varılmıştır. 285 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 Araştırmada nitel araştırma yöntemlerinden olan yarı yapılandırılmış görüşme formunda oluşturularak, araştırma için belediyede çalışan spor yöneticilerine yönelik görüşme soruları hazırlanmıştır. Görüşme sorularının hazırlanmasında alanında uzman dört kişinin bilgisine başvurulmuştur. Görüşme formu alanında uzman kişilerin tavsiyesiyle dokuz sorudan oluşmaktadır. Spor hizmetleri ve yatırımlarıyla alakalı sorular hazırlanmıştır. Görüşme formu oluşturulmasında ön çalışmada 21 soru belirlenmiş, daha sonra 17 soruya düşürülmüş ve son olarak özgün halini almıştır. Araştırmada, katılımcıların da düşünmediği veya sonradan eklemek istediklerinde meydana gelecek durumlar için görüşme tekniğe uygun yarı yapılandırılmış görüşme formu geliştirilmiştir (Özgüven 2004). Görüşme sorularını hazırlarken daha nesnel olması açısından alanında uzman kişilerden destek alınmış ve görüşme formuna nihai şekli verilmiştir. Bu hazırlanan soruların kapsam geçerliliği yapılmaya çalışılmıştır. Kapsam geçerliği, ölçme aracında bulunan maddelerin ölçme amacına uygun olup olmadığı, ölçülmek istenen alanı temsil edip etmediği sorunu ile ilgili olup, “uzman görüşü” ne göre belirlenir. Önce uzmanların tavsiyeleri doğrultusunda soru havuzu oluşturulmuştur. Bu oluşturulan soru havuzundan belediyelerin spor hizmet ve yatırım alanına yönelik olanlar değerlendirilmiştir. Görüşme bir iletişim aracıdır. Birçok iletişimde olduğu gibi görüşmede de karşılıklı olarak aktif bir şekilde birbirini etkilemeye çalışan iki insan bulunur. Bunlar aktif olarak karşılarındaki kişinin kendilerini etkileme çabalarına karşın kabul veya red şeklinde bazı girişimlerde bulunurlar. Esasen bu görüşmenin ürünü bu etkileşimin sonucudur. Bu şekilde bilgi toplama tekniğinin güçlü ve zayıf yönleri söz konusu olabilir. Eğer görüşme hedeflenen biçimde gerçekleştirilirse, başka türlü elde edilmesi mümkün olmayan verilerin toplanabildiği çok güçlü bir teknik olarak kabul edilebilir ( Tekin ve Tekin, 2006). Görüşmede katılımcılara bilgiler verilmiştir. Gerekli izinler alındıktan sonra spor yöneticilerinin rahat olabileceği bir yerde görüşülüp, konu hakkında detaylı bilgi verildikten sonra görüşme gerçekleşmiştir. Görüşmeler yaklaşık 24 - 44 dakika arasında gerçekleşmiştir. Veri toplama aşaması, araştırmacı için gerçeklikle yüzleşme anıdır. Nitel araştırmalarda genellikle görüşme, gözlem ve doküman inceleme olmak üzere üç veri toplama tekniği kullanılmaktadır(Baltacı, 2019). Araştırmada verilerinin toplanması için izlenen yöntem bu bölümde sunulmuştur. Araştırmada verilerin toplanması, yapılan iş ve işlemler bizzat araştırmacı tarafından gerçekleştirilmiştir. Araştırmalarda en sık kullanılan veri toplama tekniği olan görüşmenin en büyük 286 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 ayrıcalığı, bireylerin düşüncelerini kendi perspektifleriyle ve kendi cümleleriyle ifade edebilmelerine fırsat verilmiş olmasıdır. En bilinen görüşme sınıflandırmasında, önceden belirlenmiş görüşme sorularından oluşan yarı yapılandırılmış görüşme ve görüşme sürecinde ortaya çıkan soruların yer aldığı bir gidişat söz konusudur (Koca, 2017). Görüşme tekniği, nitel araştırmada en çok tercih edilen yöntem olarak bilinmektedir. Araştırmada ‘’yarı yapılandırılmış’’ görüşme yöntemi uygulanmıştır. Bu yöntemde dikkatlice ve sırasıyla yazılmış birtakım, aynı içerikte sorulardan meydana gelmektedir. Bu yöntem sayesinde görüşmeci yanlılığını ve öznelliğini azaltılmaktadır. Görüşme yapılmadan önce telefon, e-mail vb. araçlarla randevu alınarak yapılmıştır. Nitel araştırma yönteminin analizinde elde edilen verilerin özgün şekline mümkün olduğunca bağlı kalınarak ve gerektiğinde katılımcıların ifadelerinden doğrudan alıntı yapılarak betimsel bir yaklaşımla verilerin sunulmasını içerir. Araştırmacı verilerin analizinde kendi yorumlarını da kullanarak verileri analiz edebilir. (Yıldırım ve Şimşek, 2008). Araştırma için kullanılan görüşme formu yolu ile elde edilen bulguların nasıl çözümlendiği ile ilgili bilgilerin nitel boyuttaki incelemeleri aşağıda sunulmuştur. Görüşme sonucu elde edilen verilerin araştırma problemine ilişkin hangi sonuçları ortaya koyduğunu belirlemek için betimsel analiz yöntemi ile toplanan veriler tanımlanmaya çalışılmıştır. Betimsel analizde özetlenen yorumlar ve veriler, içerik analizi ile detaylandırılmıştır. Araştırmacı tarafından gerçekleştirilen görüşme ve telefon iletişimleri sonucunda elde edilen ham veriler bilgisayar ortamında düzenlenmiş ve analiz yapılacak hale getirilmiştir. Verilerin analizi için nitel araştırma tecrübesi olan dört uzmandan destek alınmıştır. Görüşme sorularına cevap veren spordan sorumlu spor yöneticilerini B1, B2, B3, B4, B5, B6, B7 olarak kodlanmıştır. 287 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 BULGULAR Çalışmanın bu aşamasında stratejik planı olan belediyelerin spor yöneticilerine spor hizmet ve yatırımlarına yönelik görüşleri alınarak bulgularda yer verilmiştir. Çizim 1. Spor hizmetleri ve yatırımları açısından stratejik planlama sürecinde dikkat edilecek hususlara ait bulgular Katılımcı görüşlerine göre; Sakarya belediyelerinin stratejik planlama sürecinde dikkat edilmesi gereken konulara değinilmiştir. Bu konular diğer kuruluşlarla işbirliği, ihtiyaçların belirlenmesi, bütçenin ön gördüğü çalışmalar, mekansal planlama yapma, mevcut durumun analizi edilmesi, nüfus yoğunluğunun belirlenmesi, halkın taleplerinin belirlenmesi, belediyenin imkanlarını ortaya koymak etrafında toplanmıştır. İhtiyaçların Belirlenmesi Stratejik planlama sürecinde dikkat edilecekler hususlardan bir diğeri de ihtiyaçların belirlenmesi üzerinedir. Bu noktada yöneticilerin görüşleri alınmıştır. İhtiyaçların belirlenmesi yönelik B1’in bu yöndeki görüşü; ‘’ Konu Sakarya spor hizmet ve yatırımları ise Sakarya’nın mevcut durumunu ortaya çıkarması lazım. Sakarya’nın ihtiyaçlarının belirlenmesi lazım. Sonrada belediyenin 288 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 imkanlarını koyacağız. Ve imkanlarıyla birlikte hangi dönemde gerçekleştireceğimizi stratejik planlarda spor hizmet ve yatırımlarda planlayacağız. Hedefleri bir bir gerçekleştirmek için yapacağız. Son olarak da beş yıllık stratejik planlama ile birlikte masaya yatıracağız.’’ şeklindedir. Belediyelerin, stratejik planlama sürecinde dikkat edilecekler hususlardan bir diğeri de ihtiyaçların belirlenmesi temasıdır. Çalışmamızda katılımcılar stratejik planlama sürecinde ihtiyaçların belirlenmesi konusunun önemli olduğunu vurgulamışlardır. Katılımcıların görüşleri doğrultusunda literatür incelendiğinde ihtiyaçlarının belirlenmesinin yanında hizmetlerin halka ulaşmasının da önemli olduğu belirtilmiştir. Literatüre bakıldığında Usta ve Memiş (2010) tarafından yapılan çalışmada, halka yönelik hizmetlerin yetersiz olduğu görülmüştür. Bunun nedeni olarak, belediyelerin halka ulaşma noktasında yetersiz olduğu belirtilmiştir. Mekansal Planlama Yapma Stratejik planlama sürecinde dikkat edilecekler hususlardan bir diğeri de mekansal planlama yapma olduğu belirtilmiştir. Mekansal planlama yapma ile ilgili B5’in bu yöndeki görüşü; Bu planlar üzerinden orda ki alandaki açıklığa göre ticaret sahasını, sosyal tesis sahası mı, veya spor tesis alanımı ona göre açıyoruz. Yani şuan planlar sabit olduğu için yeni yer açma gibi durum olmuyor. Spor tesis planı biraz geri planda kalmış. Biz hazır planda olanları değerlendirmeye çalışıyoruz.’’ şeklindedir. Mekânsal planlama yapma boyutunda B6’in bu yöndeki görüşü; ‘’ Belediyelerin 18 uygulaması yapılırken kesinlikle spor alanları yapılmalıdır. Nasıl park, yeşil alanları gibi çıkartılmalıdır. Spor alanları çıkartılmalıdır. Bütün okullarda mesela hendekte yaklaşık 15-20 civarı okulu var ama salonu olan bir tane okul bile yok. En büyük sıkıntılardan birisi budur.’’ şeklindedir. Belediyelerin, stratejik planlama sürecinde dikkat edecekleri hususlardan bir diğeri “mekânsal planlama yapma” olarak belirtilmiştir. Çalışmamızda “mekânsal planlama yapma” önemli bir sonuç olarak görülmüştür. Timur ve diğ. (2011) çalışmasında Çankırı il merkezindeki spor alanları mekânsal özelliklerine göre sınıflandırılıp genel özellikleri, planlama prensipleri ve standartları açısından analiz edilmiştir. Spor alanlarının hizmet alanları ve kent halkının bu alanlara yürüyüş mesafesi incelenmiştir. Bu amaçla çalışmada detaylı bir araştırma yapılmıştır. Araştırmacıların spor alanlarının mekânsal özelliklerini detaylı bir şekilde araştırması önemli bir bulgu olarak karşımızda çıkarken, bu durum çalışmamızla benzerlik göstermiştir. Ulaşım Stratejik planlama sürecinde dikkat edilecekler hususlardan bir diğeri de ulaşım olduğu belirtilmiştir. Ulaşım konusunda yöneticilerin görüşleri alınmıştır. Ulaşım konusunda B4’ün bu 289 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 yöndeki görüşü; ‘’ baktığımız zaman dağınık bir yapılaşması var. Kapatılan belde ve belediyeler var. Altındere, küçücek gibi ovalarımız var. Büyükşehir yasasında dolasıyla bu bölgeler hepsi belediye’ye bağlandı. Baktığımız zaman o bölgelerin ilçemizin merkezine gelme noktasında sıkıntılar yaşanıyor. Biz ne yapıyoruz bu noktada o bölgelere sportif anlamında neler yapabiliriz. Çocukların bu spor anlamında yararlanabilecek şeyler neler var. Bu konuda planlama yapıp antrenörlerimizi, spor alanlarını ona göre belirlemeye çalışıyoruz.’’ şeklindedir. Ulaşım konusunda B6’nin bu yöndeki görüşü; ‘’ Merkezlere insanların ulaşabileceği, yürüyerek çocukların ulaşabileceği salonlar yapmamız gerekiyor. Genelde belediye ile okulların ortaklaşa, sosyal sorumlulukla o bölgenin zengin ve iş adamlarıyla hayırseverlerle salonlar yapılabilir. Destek var ama isteğimiz oranda yok.’’ şeklindedir. Ulaşım konusunda B7’nin bu yöndeki görüşü; ‘’ İlçenin doğusuna, uzağına tesis yapmak mantıklı değil. O bölge o tesisisin kullanacak kişi sayısı, çok mantıklı değil. Dediğiniz gibi spor tesisini ilçe merkezine veya insanların rahat ulaşabileceği yerlere, yaya, bisiklet veya arabayla rahat gidebileceği ya da evinden çıktı spor yapıp yürüyeceği, alana açık alanlar seçiliyor.’’ şeklindedir. Belediyelerin, stratejik planlama sürecinde dikkat edilecek hususlardan bir diğeri de ulaşım olduğu öneminin belirlenmesi teması olduğu belirtilmiştir. Çalışmamızda ulaşımın birçok alanda etkili olduğu tespit edilmiştir. Sivrikaya’nın (2009) çalışması şu açıdan araştırmamıza paralellik göstermektedir. Eğitim ve sporda bölgenin yerelleşmesi açısından ulaşımın önemli olduğunu; ancak ülkemizdeki çalışmaların yeterli düzeyde olmadığı tespit etmiştir. Belediyenin İmkanlarını Ortaya Koymak Stratejik planlama sürecinde dikkat edilecekler hususlarından biri de belediyenin imkanlarını ortaya koymak olduğu belirtilmiştir. Belediyenin imkanlarını ortaya koymaya yönelik B1’in bu yöndeki görüşü; ‘’Stratejik planlamada her belediye her beş yılda bir planlama yapmak zorundadır. Büyükşehir belediyemiz stratejik planı her beş yılda bir yapmaktadır. Stratejik planlama da spor yatırım ve hizmet planlarımız var. Bunda dikkat edilecek hususlar mevcut durumun iyice analiz edilmesi lazım. belediyenin imkanlarını koyacağız. Ve imkanlarıyla birlikte hangi dönemde gerçekleştireceğimizi stratejik planlarda spor hizmet ve yatırımlarda planlayacağız. Hedefleri bir bir gerçekleştirmek için yapacağız.’’ şeklindedir. Stratejik planlama sürecinde dikkat edilecekler hususlardan olan bir diğer temada belediyenin imkanlarını ortaya koymak olduğu belirtilmiştir. Çalışmamızda katılımcılar belediyenin imkânlarını ortaya koyma konusunun önemli olduğunu belirtmişlerdir. Benzer kaynaklara bakıldığında Sivrikaya’nın (2000) çalışmasında konu hakkında benzerlikler görülmüştür. Belediyeler, 290 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 alt birimler aracığıyla koordineli, etkili ve verimli imkânlara sahip olduğu belirtilmiştir. Belediyelerin hizmet noktasında imkânlarını ortaya koyduğu ve gelişmiş devletlerde, bu hizmetlerin yerel yönetimlerce yapıldığı tespit edildiğini belirtmiştir. Nüfus Yoğunluğunun Belirlenmesi Stratejik planlama sürecinde dikkat edilecekler hususlardan bir diğeri de nüfus yoğunluğunun belirlenmesi olduğu belirtilmiştir. Stratejik planlamada yöneticiler, nüfus yoğunluğunun üzerinde durmuşlardır. Nüfus yoğunluğunun belirlenmesi yönelik diğer yönetici B2’in bu yöndeki görüşü; ‘’ Belli bir alana düşen rekreasyon alanı spor alanları zaten kanunen belirlenmiş o alanı ayırıyoruz. Sonra nüfus yoğunluğu ve o olanlar da ki imkanlara bakarak belirliyorsunuz. O alanlarda, planladığımız alanlarda yatırımı yapıyoruz’’ şeklindedir. Nüfus yoğunluğunun belirlenmesine yönelik B4’in bu yöndeki görüşü; Toplumun istediği, toplumdan önce bir istek alınıyor ve o planlamalara göre nüfusun yoğunluğuna bölgelere göre, mesela bizim söyle ifade edeyim. İlçemize baktığımız zaman dağınık bir yapılaşması var. Kapatılan belde ve belediyeler var. Altındere, küçücek gibi ovalarımız var. Büyükşehir yasasında dolasıyla bu bölgeler hepsi belediye’ye bağlandı.’’ şeklindedir. Nüfus yoğunluğunun belirlenmesine yönelik B7’in bu yöndeki görüşü; ‘’Orda ki insan nüfusunun popilasyonunun yoğunluğu önemlidir. Alternatif üç veya dört tane projeyi sunuyoruz vatandaşa, hangisinden çoğunluk geliyorsa arazide biz bunu uyguluyoruz’’ şeklindedir. Belediyelerin, stratejik planlama sürecinde dikkat edecekleri hususlardan biri de nüfus yoğunluğunun belirlenmesi olarak belirtilmiştir. Öztürk ve Özdemir’in (2013)çalışması, çalışmamızla paralellik göstermektedir. Öztürk ve Özdemir’in (2013) çalışmasında Kastamonu ilinin kalkınmasında nüfus yoğunluğunun önemli olduğu; nüfusun yoğun olduğu yerlere üniversite kurulması, park ve bahçelerin yapılması gibi çeşitli oluşumların kentte yeni gelişme bölgelerinin doğmasına neden olabileceği belirtilmiştir. Mevcut Durumun Analizi Sakarya belediyelerinin stratejik planlarında dikkat edilecek hususlarından biri olan mevcut durumun analizi hakkında B1’in bu yöndeki görüşü; ‘’Stratejik planlama da spor yatırım ve hizmet planlarımız var. Bunda dikkat edilecek hususlar mevcut durumun iyice analiz edilmesi lazım. Konu Sakarya spor hizmet ve yatırımları ise Sakarya’nın mevcut durumunu ortaya çıkarması lazım.’’ şeklindedir. 291 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 Belediyelerin, stratejik planlama sürecinde dikkat edilecek hususlardan bir diğeri de mevcut durumun analizi temasıdır. Çalışmamızda katılımcıların görüşleri doğrultusunda mevcut durumun analizi temasının önemli olduğunu bulgular kısmında görülmüştür. Başka bir çalışma incelendiğinde konumuza ek olarak, halkın beklentilerinin göz önünde bulundurması gerektiği de tespit edilmiştir. Uslu ve Yetim (2006) tarafından yapılan çalışmada halkın beklentilerinin göz önünde bulundurulması gerektiği belirtmiştir. Ankara’da yapılan bir araştırmada belediyelerin bugünkü mevcut durumu ile kent parkı olarak kent halkının rekreasyonel ihtiyaçlarını karşıladığı söylenemez. Bunun sebebi çevresinde ikamet eden veya çalışan kent halkı tarafından ilgi görmemektedir. Bunun nedeni olarak nitelikli ve kimliği olan bir alan haline gelememesinden kaynaklandığını belirtilmiştir. Spor hizmetleri ve yatırımları açısından stratejik plan, diğer kuruluşlar ile koordinasyonu ait bulgular Çalışmanın bu aşamasında yöneticilerin bizzat kendilerinden, stratejik plan diğer kuruluşlarla koordinasyonu yansıtması hakkındaki fikirleri alınmış ve bulgularda yer verilmiştir. Çizim 2. Spor hizmetleri ve yatırımları açısından stratejik plan, diğer kuruluşlar ile koordinasyonu ait bulgular Katılımcı görüşlerine göre; Sakarya belediyelerinin stratejik planlama sürecinde diğer kuruluşlarla koordinasyon sağlamaya değinmişlerdir. Belediye yöneticileri bu konudaki fikirlerini dile getirmiştir. Bu konular diğer kuruluşlarla işbirliği, aynı-nakdi yardımından ve belediye başkanının spora bakışı etrafında toplanmıştır. 292 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 Ayni ve Nakdi Yardım Katılımcılara göre Sakarya belediyelerinin stratejik planlama sürecinde dikkat edilecekler hususlardan bir diğeri de ayni ve nakdi yardımlardır. Aynı ve Nakdi yardım konusunda B1’in bu yöndeki görüşü;’’ Büyükşehir kanununda ifade edildiği gibi bir önceki yıl gerçekleşmiş vergi gelirlerinin belli oranında nakdi yardım yapabiliyoruz spor kulüplerine ve malzeme yardımı da yapabiliyoruz. Daha da arttırarak devam ediyoruz. Yardımlarda birincisi başarı endeksli yapıyoruz. Başarı varsa ödüllendirilmesi gerekir. Üst seviye ise nakdi yardım lazım. Basketbolda ve Sakaryasporun alt yapısı sorumluluğunu biz üstlendik. Belediye başkanın sözü ile gerçekleşti. Kıstasımız başarıdır. İkinci olarak şehrin stratejik olarak öne çıktığı bilinirliği ve tanınırliğini arttırdığı özel ilgi gösterdiğimiz basketbol, futbol ve bisiklet gibi branşlar var. Birisi önceliğimiz başarı, ikinci önceliğimiz Amatör Spor Kulüpleri Federasyonu üzerinden değişik kulüplere yardımda bulunuyoruz. Tabi Türkiye de en büyük dilimi Futbol branşı almaktadır.’’ şeklindedir. Aynı ve Nakdi yardım konusunda B2’nin bu yöndeki görüşü;’’ Spor kulüplerine ayni ve nakdi yardım da bulunuyoruz. Cumhurbaşkanı yasal düzenlemeler yaptı. 84 mahallemiz ve 100’ün üzerinde spor kulübümüz var. Belediyemizin desteklediği B2 spor kulübü var. İçinde karate, kürek, judo, basketbol gibi spor branşları vardır. Yardımı yaparken her ölçeğe bakıyoruz yani başarılı kulübe daha fazla başarısız olanlara da çocuklar kötü alışkanlıklardan uzak dursun diye kulüplere yardımda bulunuyoruz. Zamana ve şekle göre değişebilir. B2’de spor kompleksi var. Karaman hastanesinin yakınında da kalıyor. Bugünkü parayla 2 trilyon gibi para harcandı. ’’ şeklindedir. Aynı ve Nakdi yardım konusunda B4’ün bu yöndeki görüşü;’’ Güreş, tekvando, karate, judo, badminton takımı var. Nakdi yardım şu şekilde bu kulüplere dışarıya giderken ferdi sporlara baktığımızda masrafları vs. araçları karşılıyor. Yol masraflarını yeme, içme, konaklama masraflarını karşılıyor. Onun yanında bu amatör spor kulüplerine de futbol kulüplerine de yol araçlarını nereye gidecekse deplasmana il’ e uzak olsun yakın olsun araç sağlanıyor. ‘’ şeklindedir. Aynı ve Nakdi yardım konusunda B6’nin bu yöndeki görüşü;’’ Spor hizmet ve yatırımları açısından daha çok tesise ağırlık vermelidir. Ulaşım noktasında sporun ulaşım karşılamasında müsabakaya gidip gelmesinde belediye yardımcı olmalıdır. Başarılı kişilere belediyemiz destek oluyor. Onlarla alakalı kaynak yaratmaya çalışıyoruz ama bizimde bireysel uğraşmalarımızla oluyor. Sakarya merkezden gelip kalan sporcularımızda var. Hafta sonları da evine dönüyorlar. Belediye kiradan aldığı bazı gelirlerini de bize yardım amaçlı veriyor. Oradan çocuklara 100, 200, 300 Türk lirası gibi bir harçlık veriyoruz. Ama Türkiye veya Avrupa Şampiyonu olduğu zaman harçlıkları artabiliyor.’’ şeklindedir. 293 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 Belediyelerin, stratejik planlama sürecinde dikkat edecekleri hususlardan bir diğeri ayni ve nakdi yardımın öneminin belirlenmesi teması olduğu belirtilmiştir. Katılımcılar belediyelerin ayni ve nakdi yardım konusunda yeterli olduklarını belirtmişlerdir. Çalışmamızı destekleyen farklı bir çalışmada İnan (1994) belediyelerin ayni ve nakdi yardım konusunda eski tutumunu değiştirdiğini kanunlara dayalı olarak belediyelerin ayni ve nakdi yardım yapabileceğini belirtmiştir. Belediye Başkanının Spora Bakışı Katılımcılara göre Sakarya belediyelerinin stratejik planlama sürecinde dikkat edilecekler hususlardan bir diğeri de belediye başkanının spor bakışı olduğunu belirtmişlerdir. Belediye başkanının spora bakışı konusunda B1’in bu yöndeki görüşü;’’ Sakarya bu konuda şanslı illerden birisidir. Belediye başkanımızın stratejisi sosyal belediyecilik kapsamında sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte önem vererek çalışmalarımızı yapıyoruz. Paydaş kurumlar dediğimiz Sakarya Gençlik Hizmetleri il ve ilçe müdürlükleri ASKF ya da Bakanlık düzeyinde Spor Bakanlığı ile diğer paydaşlarla hizmetlerimizi sunuyoruz.’’ şeklindedir. Belediye başkanının spora bakışı konusunda B6’nin bu yöndeki görüşü;’’ Buranın eski belediye başkanı, aynı zamanda eski sporcu olduğu için spora önem verdi. Belediye başkanımız Marmara Üniversitesi beden eğitimi bölümünden mezundur. Onun zamanında atmış olduğu temeller sayesinde buralardayız. Hocalarda başkanımızın yetiştirdiği kişilerdir. Belediye Sportif etkinlik ve kulüplere destek sağlıyor. Kulüplere yemek ihtiyacını karşılayabiliyor. Güreş Federasyonu burada kamp yaptı. Belediyemiz deste oldu ve bize artıları oldu. Bizde onların yeme içme ihtiyaçlarını karşıladık.’’ şeklindedir. Belediyelerin, stratejik planlama sürecinde dikkat edecekleri hususlardan bir diğeri belediye başkanının spora bakışının öneminin belirlenmesi teması olduğu belirtilmiştir. Çalışmamıza katılan yöneticiler, belediye başkanının spora bakış açısının önemli olduğunu belirtmişlerdir. Atalay ve diğ. (2016) çalışmasında belediye başkanlarının spora bakış açısında farklılıklar tespit etmişlerdir. Bunun sebebinin yaş ve eğitim olduğu görülürken, hizmet süresi ve belediye tipi değişkenleri açısından herhangi bir anlamlı farklılık tespit edilmemiştir. Çalışmalar incelendiğinde belediye başkanlarının spora bakış açılarının önemli olduğu, spora bakış açısını yaş ve eğitim değişkenlerinin anlamlı düzeyde etkilediği görülmektedir. Belediye başkanının spora bakışının önemli olduğu bulgusu çalışmamızı destekler boyuttadır. Diğer Kuruluşlarla İşbirliği Katılımcılara göre Sakarya belediyelerinin stratejik planlama sürecinde dikkat edilecekler hususlardan bir diğeri de diğer kuruluşlarla işbirliği olması gerektiği konusudur. Diğer Kuruluşlarla 294 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 İşbirliğine yönelik B1’in bu yöndeki görüşü; ‘’Sakarya bu konuda şanslı illerden birisidir. Belediye başkanımızın stratejisi sosyal belediyecilik kapsamında sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte önem vererek çalışmalarımızı yapıyoruz. Paydaş kurumlar dediğimiz Sakarya Gençlik Hizmetleri il ve ilçe müdürlükleri Amatör Spor Kulüpleri Federasyonu (ASKF) ya da Bakanlık düzeyinde Spor Bakanlığı ile diğer paydaşlarla hizmetlerimizi sunuyoruz. Bu konuda örnek gösterilecek illerden birisiyiz. Birebir istişarelerimize önem veriyoruz. Stratejik planlarımızı buna göre yapıyoruz. Ağırlıklı olarak Gençlik hizmetleri ve spor il müdürlüğü ile iletişim halindeyiz. Amatör Spor Kulüpleri Federasyonu, Sakarya da ki amatör kulüplerin çatı kuruluşudur.’’ şeklindedir. Diğer kuruluşlarla işbirliği B2’nin bu yöndeki görüşü; ‘’ Spor hizmet ve yatırımlarımız, diğer kuruluşlarla koordinasyon halindedir. Diğer üst kuruluşlarla koordinasyon olmadan tesis yapamazsınız. Spor alanı ise ASKF ve Gençlik Hizmetleri İl Müdürlüğü veya ilgili spor kulüpleri taleplerini göz önünde bulunmak zorundasınız. Zaten illerde il koordinasyon kurumları vardır. Aylık toplantıları vardır. Bu toplantıda kurumlar arası kurulması gereken koordinasyonu vali veya vali yardımcısıyla birlikte bu koordinasyon sağlanır. Tesisler haricinde sportif faaliyetler düzeyinde de diğer kuruluşlarla koordinasyon halindeyiz.’’ şeklindedir. Diğer kuruluşlarla işbirliğine yönelik B3’ün bu yöndeki görüşü; ‘’Devlet tek başına bir şey yapamıyor. Kendine ait başka yerler varsa yapabiliyor hem de belediye’ye sormadan kendisinin de plan yapma yetkisi var ama bunların hepsinin belediye yönlendirmek zorunda yani bu anlamda onlar bizim stratejik planımızda gözükmüyor ancak ikili görüşmelerle spor il müdürlüğü birlikte şekillenen yatırımlardır Sakarya merkeze yakın yüzme havuzunu devlet yaptırdı. O yatırımı devlet yaptı ancak o yeri belediye tahsis etmiştir. O projeyi başka yere yapacaklardı belediye’ye ait olan yeri verdiğimiz için oraya yaptılar. Çünkü yer hazır diye. Yer hazır olmalı ve İmar planına uygun olmalıdır.’’ şeklindedir. Diğer kuruluşlarla işbirliği B6’nin bu yöndeki görüşü; ‘’ Halk eğitim ve Milli Eğitimle beraber koordinasyon yapıyoruz. Bazı hocalarımızı Halk Eğitim destekli antrenör olarak görevlendiriyor. Oradan destek geliyor. Biz şöyle yardım aldık. Yeri gençlik sporun yeriydi. Belediye dedi ki ben yapacağım dedi. Sonuçta gençlik hizmetleri spora kalacak dedi. Belediye yaptı, gençlik sporun oldu. Bu arsa gençlik sporun arsası ama belediye tesisi yaptı.’’ şeklindedir. Diğer kuruluşlarla işbirliğine yönelik B7’nin bu yöndeki görüşü; ‘’ Kesinlikle koordinasyon yansıtmaktadır. Bu konuda gençlik hizmetleri ve spor il müdürlüğü profesyoneldir. Kırsaldan son büyük büyükşehirler yasasıyla beraber büyük beldeler kapanınca burada spor tesisi ihtiyacını gördük. Gelen talepler ve anketörler doğrultusunda buralarda talepleri alıyoruz. ASKF’DEN proje desteği alıyoruz. Amatör kulüpler bazında ilgilendiği için gördükleri eksikleri bizlerle paylaşırlar. Beraber eşgüdümle çalıştığımız oluyor. Devletten ve Gençlik ve Spor bakanlığıyla da koordinasyon halindeyiz. B7 çok 295 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 geliştiği için inşaat sektörü tavan yapmıştır. Büyük inşaat firmaları vardır. Bu firmalardan alınan desteklerle bu amatör kulüplerini desteklemeye çalışıyoruz. ’’ şeklindedir. Belediyelerin, stratejik planlama sürecinde dikkat edecekleri hususlardan bir diğeri de diğer kuruluşlarla işbirliği yapmanın öneminin belirlenmesi teması olduğu belirtilmiştir. Çalışmamızda diğer kuruluşlarla işbirliğinin önemli olduğu görülmüştür. Benzer çalışmalara bakıldığında ise, Sivrikaya (2009) çalışmasında Amerika Birleşik Devletleri’nde ilk belediye rekreasyon ve park alanları dairesi 1904 yılında Los Angeles’ta kurulmuştur. Park ve rekreasyon birimleri birleştirilerek hem spor yapma imkanı, hem de sportif ve kültürel faaliyetlerin yaygınlaşması açısından diğer örgütlerle işbirliğinin yapılması sağlandığı belirtilmiştir. Belediyelerin stratejik planlarında spor hizmetleri ve yatırımlarına ait bulgular Çalışmanın bu kısmında yöneticilerin bizzat kendilerinden, spor hizmetleri ve yatırımları konusunda dikkat edilecekler hususuna ait görüşleri bulgularda yer verilmiştir. Çizim 3. Belediyelerin stratejik planlarında spor hizmetleri ve yatırımlarına ait bulgular Katılımcı görüşlerine göre; Sakarya belediyelerinin stratejik planlama sürecinde dikkat edilecek konulara değinilmiştir. Bu konular bütçenin ön gördüğü çalışmalar, spor ve rekreasyon alanları, organizasyon ve proje bakışı etrafında toplanmıştır. 296 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 Spor ve Rekreasyon Alanları Belediye yöneticileriyle yapılan görüşmede stratejik planda spor ve rekreasyon alanları konusuna değinmişlerdir. Spor ve Rekreasyon Alanları konusunda B2’nin bu yöndeki görüşü; ‘’Spor tesisleri ve yatırımları daha çok artırılmalıdır. Ama bir tesisi yapmaktan ziyade yaşatmaya da önem veriyoruz. Bununla ilgili yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Sadece antrenman ve maç yeri olarak görülmemelidir. Yaşayan bir alan haline getirilmelidir. Tesislerin alt taraflarına büfe, oyun alanları vb. gibi yerler yapılmasa da desteklenirse olur. Şehirlerin kültür merkezlerine gidin ölü yerlerdir. Cuma ve Cumartesi akşamları hizmet veren ölü taş binalardır. Olsa nasıl olması lazım oralar yaşayan alanlar olmalıdır. Sadece yatırım olarak değil yaşayan yerler olarak yapmaya önem vermeliyiz.’’ şeklindedir. Spor ve Rekreasyon Alanları konusunda B3’ün bu yöndeki görüşü; ‘’Yapmış olduğumuz parkların içine spor malzemeleri koyuyoruz. İlçe stadının içinde insanlar yürüyüş ve spor yapsın diye spor malzemeleri yerleştirdik. Park yaptığımız zaman içinde mutlaka yürüyüş yolu oluyor. 200 ve 400 metreye kadar bu yürüyüş yolu oluyor. Yürüyüş yolu ve koşu yolu mutlaka yapıyoruz. Biz projeleri yapıyoruz. Park ve bahçe müdürlüğüne verip onlar gerekli olan çalışmaları yapıyorlar. Diğer taraftan devletin yaptığı şeylerin yanında belediyelerin de yaptığı futbol sahaları da var. Halı saha gibi şeyler var. Küçük mini sahalar çok yaptık. Ama durumları iyi değil. Vatandaş istiyor buraya futbol sahası koyun ama hiçbir şekilde kullanılmıyor.’’ şeklindedir. Spor ve Rekreasyon Alanları konusunda B5’in bu yöndeki görüşü; ‘’Spor il müdürlüğüyle, diğer arkadaşları davet edip bilgi alışverişinde bulunuyoruz. Yapılacak tesisler için teknik bilgileri konuşuyoruz. Hatta şunu diyeyim. Spor bakanlığıyla ortak çalışmamız var. Halı sahamızı, şuanda çalışan 8-9 sene oldu. O halı sahayı beraber yaptık. Spor bakanlığı destek de bulundu. Yer istedi. Tesisi onlar kurdu. Yeri aldık ve kamulaştırdık. O arsayı ve maddi destek de bulundular. Bir kısmını ortaklaşa sistem ortaya çıktı. Aynı yerde fitness, halı saha ve dinlenme alanları vardır. Güzel bir kompleks oldu. Stratejik plan 1-5-10 senelik stratejik planlardır. Yapacaklar olan şeyleri oraya yazıyoruz. Resmi olarak da yayınlıyoruz. Kültür tesis, spor alanları ve Pazar alanları da lazım. Şuanda bir ihale hazır kamulaştırdık oyun sokağı yapıyoruz. İlk bisiklete binen çocukların trafiğe kapalı bir yer yapıyoruz. İhalesi yeni çıkacak, bu yenidir. Çocuk orda eğlenecek. Saha golfu kurduk, santranç kurduk. Masal dünyası kurduk. Çizgi film kahramanların 3 boyutlu figürü yapacağız. Gezilecek dokunacak oynayacak. Sonra şirinler köyüne girecek, bir ormanın içerine girecek, mantar evlerini görecek. Bizde istiyoruz. Yer yok olsa çok şey yaparız.’’ şeklindedir. Spor ve Rekreasyon Alanları konusunda B6’nin bu yöndeki görüşü; ‘‘Çamlıca beldemiz var oraya salon yaptık. Belediye başkanı ve kopatarif var ortaklaşa onarla yaptırdım. Yukarıda varoş 297 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 mahallesi var. Okulun deposunu spor salonuna cevirip minder attık. B6’da üç yerde antrenman yapıyoruz. Bunların hepsi belediye desteği sayesinde olmuştur.’’ şeklindedir. Spor ve Rekreasyon Alanları konusunda B7’in bu yöndeki görüşü; ‘’Şuanda Spor hizmet ve yatırımları açısından ekonomik açıdan baktığımız zaman K1 yeterlidir. Amatör kulüpleri saydık, çocukları saydık, bir çok anlamda bunlarla ilgili sempozyum düzenlenmesi, şenlikler düzenlenmesi, şişme kurulum park, trafik park, yapılıyor. Şişme botlarla geçenlerde tenis kordu kurduk. Çok da eğlenceli oldu. Orda ki çocuklar hopladı, zıpladı ama belki 50 metre ilerdeki tenis kordunun oraya gitti. Çocuğun tenis diye bir kavramı ona aşılayabildik. Yani orda basketi gördü. Futbolu gördü. Salıncak gördü. Tabi bu çocukların yaşı 7-8 den bahsediyorum. Tenis kavramını ona aşılayabilir. Yüzlerce çocuğa aşılayabilir. Beş yıllık Stratejik planda 17-18 milyon tl’lik spora yatırım yaptık. İnsanlara sporu aşılayabildik. Bireysel sporlara daha az yatırım yapıyor. Karate için spor salonumuz var belediye destekli ama çok yeterli değil.’’ şeklindedir. Belediyelerin, stratejik planlama sürecinde dikkat edecekleri hususlardan bir diğeri de spor ve rekreasyon alanları yapmanın öneminin belirlenmesi teması olduğu belirtilmiştir. Çalışmamıza paralel olarak Balcı ve Koçak’ın (2014) Türkiye’deki belediyeler spor ve rekreasyon alanları ihtiyaçlar doğrultusunda tasarlandığını belirtmiştir. Spor ve rekreasyon alanları tasarımında, yerel halkın fikirlerin alındığı tespit edilmiştir. Bu yönleri ile önemli olması çalışmamızla benzer sonuçlar içermektedir. Organizasyon ve Proje Belediye yöneticileri, belediyelerin stratejik planlarında organizasyon ve proje konularına yer verilmesi gerektiğini vurgulamıştır. Yöneticilerin bu konu hakkında görüşlerini şu şekilde belirtmişlerdir. Organizasyon ve Proje konusunda B1’in bu yöndeki görüşü;’’ Bisiklette son dönemlerde bisiklet şehri yapmak istiyoruz. 2020 Dünya bisiklet şampiyonası ilimizde olacak. Cumhurbaşkanlığı himayesinde olacak. İlk defa yapacağız. Dünya bisiklet şampiyonasıyla alakalı bir projemiz var. Bizim bisiklet adası diye Sakarya Nehrinin kenarında çizimleri bitmek üzere olan spor bakanlığına gidip ne destek alacağımızı göreceğiz. Çalışmalarımızın devletin üst kademlerinden zaman zaman destek alıyoruz. Proje geliştirip destek alıyoruz.’’ şeklindedir. Organizasyon ve Proje konusunda B2’in bu yöndeki görüşü; ’’ A1 belediyemiz Haydi Çocuklar Havuza’’ ve ‘’Haydi Çocuklar Okula ve Anneler’’ havuza diye projelerimiz oluyor. Yazın çocuklar yüzüyor kışında annelere yönelik spor faaliyetleri yapılıyor. Bunun içinde Gençlik hizmetleri spor il müdürlüğü ile 298 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 koordinasyon halindeyiz. Onlardan kulvar tahsis ediyoruz. Belli maliyetleri karşılayarak yapıyoruz. ‘’ şeklindedir. Organizasyon ve proje konusunda B3’in bu yöndeki görüşü;’’ Biz projeleri yapıyoruz. Park ve bahçe müdürlüğüne verip onlar gerekli olan çalışmaları yapıyorlar. Diğer taraftan devletin yaptığı şeylerin yanında belediyelerin de yaptığı futbol sahaları da var. Halı saha gibi şeyler var. Küçük mini sahalar çok yaptık.’’ şeklindedir. Organizasyon ve Proje konusunda B4’ün bu yöndeki görüşü;’’ Spor bakanlığı ile şöyle bir projemiz talebimiz oldu. Burada ki stadın içerisinde işte spor kompleksi olması için proje hazırlanıyor. Spor bakanlığı ile görüşüldü. İlk etapta 2018 yılında planlamalar yapılmış ama işte bir şeyler projeler maliye bakanlığından bir şeyler çıkabilirse 2018 yılında yapılacak eğer olmazsa 2019 yılında yüzme havuzu gençlik merkeziydi. Kazanılması için uğraşılıyor. Bunu bakanlık yapıyor.’’ şeklindedir. Organizasyon ve Proje konusunda B6’in bu yöndeki görüşü;’’ Gaffar Okan turnuvası yaptık karate de, 1000 kişinin katıldığı turnuva yaptık. Dışarıdan da gelen çok kişi oldu. Motosiklet olsun efendime söyleyeyim, dağcılık gibi şeylerde bu yer müsait olabilir. Yaylalar var burada mesela. Keremali yaylasında Teleferik yapma gibi bir projemiz vardı. Bir de başka yaylamızda kayak merkezi düşünülüyordu. Karın erimesi gibi birçok ölçü var ama ne oldu bilmiyorum. Tosfet’in yaptığı yarışlarda var. Bu da B6’nın tanıtımı ve kalkınmasında az da olsa yararlı olmaktadır.’’ şeklindedir. Organizasyon ve Proje konusunda B7’nin bu yöndeki görüşü; ’’ Biz bu yıl futbol akademisi kurduk. Satranç kursları kurduk. Bunu biz yaptık. Gerekli ekipmanlarını da biz karşıladık. 5-8 yaş arası 400 tane çocuğa 8-15 yaş arası 250 çocuğa hizmet verdik. Servislerle topluyoruz. Karasu gençlik derneğimiz var. Bu Kar Genç kadrosundan çok genç arkadaşlarımız var. Bu oluşuma bizde üyeyiz. Basketbol, futbol turnuvaları bu anlamda çok güzel bir oluşum. Ramazan aylarında her ay faaliyetlerimiz var. Yerel medya ve sosyal medya vb. yerlerden takip edebiliyor.’’ şeklindedir. Belediyelerin, stratejik planlama sürecinde dikkat edecekleri hususlardan bir diğeri de organizasyon ve proje yapmanın öneminin belirlenmesi teması olduğu belirtilmiştir. Yöneticilerin organizasyon ve proje konusundaki görüşleri Erkal’ın (1992) çalışmasıyla paralellik göstermektedir. Spor organizasyonları yapılması ve teşvik edici olması için önemli bir diğer faktör de spor alt yapısının olduğu görülmüştür. Eğer spora tahsis edilen araç gereç, malzeme ve tesis yeterli ise spor teşvik edildiğini belirtmiştir. 299 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 Bütçenin Ön Gördüğü Çalışmalar Belediye yöneticilerinin görüşlerine göre stratejik planlama sürecinde, dikkat edilecek konulardan bir diğeri de bütçenin ön gördüğü çalışmalar olduğu belirtilmiştir. Bütçenin ön gördüğü çalışmalar hususunda B1’in bu yöndeki görüşü; ‘’ Bütçeyi göz önünde bulundurmak lazım. İhtiyaç ve imkanları göz önünde bulundurmak lazım. Her seferinde bir üstüne koyarak gitmek lazım. Yardımları bizim geliştireceğimiz stratejilere bağlıdır. Tesisleşme adı altında anlamında bütçe ayıracağız. Büyükşehir kanununda ifade edildiği gibi bir önceki yıl gerçekleşmiş vergi gelirlerinin belli oranında nakdi yardım yapabiliyoruz spor kulüplerine ve malzeme yardımı da yapabiliyoruz. Daha da arttırarak devam ediyoruz. Yardımlarda birincisi başarı endeksli yapıyoruz. Başarı varsa ödüllendirilmesi gerekir. Üst seviye ise nakdi yardım lazım. Basketbolda ve Sakaryasporun alt yapısı sorumluluğunu biz üstlendik. Belediye başkanın sözü ile gerçekleşti. Kıstasımız başarıdır. İkinci olarak şehrin stratejik olarak öne çıktığı bilinirliği ve tanınırliğini arttırdığı özel ilgi gösterdiğimiz basketbol, futbol ve bisiklet gibi branşlar var. Birisi önceliğimiz başarı, ikinci önceliğimiz Amatör Spor Kulüpleri Federasyonu üzerinden değişik kulüplere yardımda bulunuyoruz.’’ şeklindedir. Bütçenin ön gördüğü çalışmalarda B2’in bu yöndeki görüşü; ‘’Spor alanları, rekreasyon alanları, imar planlarında gerektirdiği şeklinde konulmak zorundadır ve konulmuştur. Sadece gerçekleşen bütçeler de veya gerçekleşmesi mümkün bütçelerle bu alanlara para ayırmak gerekir. Belediyelerde bu imkanlar ölçüden bu imkanlara bütçesinin ön gördüğü bütçede para ayırmaktadır. Ve bu hizmetleri yapmaktadır.’’ şeklindedir. Belediyelerin, stratejik planlama sürecinde dikkat edecekleri hususlardan bir diğeri bütçenin öngördüğü çalışmalar yapmanın öneminin belirlenmesi temasıdır. Karakuş ve Sunay’ın (2000) çalışmasında belediyelerin, ilçeler bazında kurması gereken spor tesislerinin asgari sayı ve kapasitesine ilişkin görüşleri arasında anlamlı bir farklılık bulunmamıştır. Bu sonucun ilçe belediyelerinin bütçe farklılıklarından kaynaklandığı belirtilmiştir. Bu sonuç çalışmamızla kısmen örtüşmektedir. Belediyelerin bütçenin öngördüğü çalışmalar yaptıkları, bu doğrultuda asgari veya azami tesis sayı ve kapasitesi planı yaptıkları söylenebilir. 300 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 Belediyelerin stratejik planlarında spor hizmetleri ve yatırımlarına yönelik sizce halkın taleplerine ait bulgular Çalışmanın bu kısmında belediye yöneticilerinden, halkın taleplerine yönelik fikirleri alınmış bu kısımda yer verilmiştir. Çizim 4. Belediyelerin stratejik planlarında spor hizmetleri ve yatırımlarına yönelik sizce halkın taleplerine ait bulgular Katılımcı görüşlerine göre; stratejik planlama sürecinde halkın taleplerinin dikkate alınması vurgulanmıştır. Belediye yöneticileri bu konudaki görüşleri kitle iletişim araçları ve sosyal medya, spor hizmet ve yatırımlarına katılım durumu ve halkın taleplerinin belirlenmesi konuları etrafında toplanmıştır. Halkın Taleplerinin Belirlenmesi Stratejik planlama sürecinde dikkat edilecekler hususlardan bir diğeri de halkın taleplerinin belirlenmesi olduğu belirtilmiştir. Yöneticiler, halkın taleplerinin önemini vurgulamışlardır. Halkın taleplerinin belirlenmesinde B1’in bu yöndeki görüşü; ‘’Birebir halka buluşmalarında oradan gelen talepleri alıp hemen getirilen taleplerimiz de var. Bide anket çalışmalarımız var. Anketlerde ise halkın beklentileri ve taleplerini alma anlamında belediyenin web site değişik çalışmalarla duyurularla, anketlerle ve basın üzerinden de talepler alabiliyoruz. Bizim çözüm masasına gelen talepleri de sportif konusunu da birebir ilgileniyoruz. Halka ulaşmak için bir sürü alternatifimiz var.’’ şeklindedir. Halkın taleplerinin belirlenmesinde B2’nin bu yöndeki görüşü; ‘’Belli bir alana düşen rekreasyon alanı spor alanları zaten kanunen belirlenmiş o alanı ayırıyoruz. Sonra nüfus yoğunluğu ve o 301 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 olanlar da ki imkanlara bakarak belirliyorsunuz. Halkın talepleri doğrultusunda yapıyoruz. O alanlarda, planladığımız alanlarda yatırımı yapıyoruz.’’ şeklindedir. Halkın taleplerinin belirlenmesinde B3’in bu yöndeki görüşü; ‘’ Halkın talepleri çok ciddeye alınıyor. Mesela daha çok futbolla alakalıdır. Bunları tespit etmek için anketlerde yapılıyor. Saha da bire bir çalışmalarımız var. Belediye direk sporla ilgili bir şeyler yapmak istiyorsa ilk önce onları belirlemek daha sonrası onunla birlikte vatandaşı istekleri doğrultusunda projeleri hazırlamak ve onlarla ilgili bütçeleri ayarlamaktadır.’’ şeklindedir. Halkın taleplerinin belirlenmesinde B4’ün bu yöndeki görüşü; ‘’ Toplumun istediği, toplumdan önce bir istek alınıyor ve o planlamalara göre nüfusun yoğunluğuna bölgelere göre, mesela bizim söyle ifade edeyim. Bu konuda planlama yapıp antrenörlerimizi, spor alanlarını ona göre belirlemeye çalışıyoruz. Buralarda halkın yoğun talebi var.’’ şeklindedir. Halkın taleplerinin belirlenmesinde B5’in bu yöndeki görüşü; ‘’ Halk ve belediye istiyor. Halkın şehir içinde gidebileceği bir yer yok. Bu halk bunu istiyor. Rekreasyon alanını istiyor. Parklar boş olmuyor. Halı saha çok talep geliyor. . Başkanımız olsun, biz olsun ev toplantıları oluyor. Kahve toplantıları oluyor köylerde gençler bize söylüyor. Taleplerini, buraya halı saha yapın, okul yapın cami yapın diyorlar. Başkanda ilgili birimlerle görüşüp çözüm üretiyoruz. O talep mutlaka geliyor bizden. Başkanımız muhtarlar veya çözüm masasından talepleri illa ki alıyor. Talep mutlaka oluyor.’’ şeklindedir. Halkın taleplerinin belirlenmesinde B6’nin bu yöndeki görüşü; ‘’ Halkın talepleri göz önünde bulunduruluyor ama tabi halk bir baskı unsurudur sonuçta. İhtiyaçlar halka sunulmalıdır. En büyük ihtiyaçları nedir. Anket yapılabilir. Medya araçlarıyla tanıtımlar yapılabilir. Kitle iletişim araçlarıyla halka ulaşmalıyız.’’ şeklindedir. Halkın taleplerinin belirlenmesinde B7’nin bu yöndeki görüşü; ‘’ Halkın talepleri tabi yer almaktadır. Halk olmazsa kurumda olmaz. Kurumun varlığı halkın varlığına sebeptir. Kurumda 11 yıl çalışıyorum. Dilekçelerle ve taleplerle istekleri oluyor Bu güzel bir şey. İnsanların ayda 200 dilekçe den 50 tanesi spor hizmet ve yatırımlarını kapsamaktadır. Öncelikle mahal ve mekan, soruların cevaplarını arıyorum. Bir talep belirlenir. Talepler doğrultusunda plan oluşturulur. Öncelikle talep geldi bizlere, ama dilekçelerle ama sosyal medya aracılığıyla, anketörlerle anket yapıyoruz. Alternatif üç veya dört tane projeyi sunuyoruz vatandaşa, hangisinden çoğunluk geliyorsa arazide biz bunu uyguluyoruz.’’ şeklindedir. Stratejik planlama sürecinde dikkat edilecekler hususlardan bir diğeri de halkın taleplerinin belirlenmesi olduğu belirtilmiştir. Çalışmamızda halkın taleplerinin belirlenmesi önemli bir sonuç 302 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 olarak tespit edilmiştir. Sivrikaya (2000) çalışmasında spor için bir idari birim oluşturulmasını isteyenler içinde belediye yetkililerinin olmaması durumunu incelemiş, belediye yöneticilerinin halkın fikirlerini önemsemediği ve içe kapanık bir yönetim anlayışlarının olduğu sonucuna ulaşmıştır. Spor Hizmet ve Yatırımlarına Kalıtım Durumu Belediye yöneticileri stratejik planda spor hizmetleri ve yatırımlarına katılım durumun öneminden bahsetmişlerdir. Spor Hizmet ve Yatırımlarına Kalıtım Durumu konusunda B2’nin bu yöndeki görüşü; ‘’Belediye ile araları iyi olan kişilerle halka ulaşabiliyoruz. Yaptığımız tesislere ek olarak içinde başka talepler de oluyor. Basketbol sahası yapıyoruz yan tarafına tenis kordu istiyorlar. Tesisleri kullanmıyor. Her yerin kendine has yapısı var. Kenar mahallerinde yaptığınızda, maliyetli ve zahmetli spor oysa basketbol ve futbol daha çok talep oluyor.’’ şeklindedir. Spor Hizmet ve Yatırımlarına Kalıtım Durumu konusunda B4’in bu yöndeki görüşü; Yürüyüş parkurumuz var. Çarsıya yakın sosyal gelişim merkezimiz var. Oralarda koşu ve yürüyüş parkurlarımız var. Buralarda halkın yoğun talebi var. Özellikle sabah namazından sonra gün dogmadan önce başlıyorlar. Akşam 12’ye kadar hizmet vermekteyiz.’’ şeklindedir. Belediyelerin, stratejik planlama sürecinde dikkat edecekleri hususlardan bir diğeri de spor hizmet ve yatırımlarına katılım durumunun öneminin belirlenmesi teması olduğu belirtilmiştir. Akyıldız’ın (2012) çalışmasında vatandaşın belediye hizmetlerini bilme-takip etme düzeyleri, kısmen takip edenlerle birlikte %70,6 olarak tespit edilmiştir. Hizmetleri kısmen ya da tümüyle takip etmelerine karşın hiç yararlanamayanlar ile sorunlu yararlananların oranı ise %77,9’dur. Dolayısıyla katılımcılar hizmetleri takip etmekle birlikte hizmetlerden düşük oranda yararlanabildiklerini ve konu hakkında yeterli düzeyde bilgilendirilmediklerini belirtmiştir. Kitle İletişim Araçları ve Sosyal Medya Belediye yöneticileri stratejik planda kitle iletişim ve sosyal medyanın önemine vurgu yapmışlardır. Kitle İletişim Araçları ve Sosyal Medya konusunda B1’in bu yöndeki görüşü;’’ Başkanım halkın birebir halkın arasındadır. Birçok yerde adım atmadık yer kalmamıştır. Birebir diyaloglara çok önem verir. Bu konuda nabzı iyi ölçer sahada ölçer. Bu konumuzda artımız var. Birebir halka buluşmalarında oradan gelen talepleri alıp hemen getirilen taleplerimiz de var. Bide anket çalışmalarımız var. Anketlerde ise halkın beklentileri ve taleplerini alma anlamında belediyenin web site değişik çalışmalarla duyurularla, anketlerle ve basın üzerinden de talepler alabiliyoruz. Bizim çözüm masasına gelen talepleri de sportif konusunu da birebir ilgileniyoruz. Halka ulaşmak için bir sürü alternatifimiz var.’’ şeklindedir. 303 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 Belediyelerin, stratejik planlama sürecinde dikkat edecekleri hususlardan bir diğeri de kitle iletişim araçları ve sosyal medyanın öneminin belirlenmesi teması olduğu belirtilmiştir. Bu konu çalışmamızda önemli bir sonuç olarak tespit edilmiştir. Tarhan (2007) çalışmasında Meram, Karatay ve Selçuklu belediyelerinin web siteleri incelemiştir. Web sitelerinin biçimsel özellikler konusunda eksiklikleri bulunmasına ve tanıtmaya ilişkin küçük farklılıklar olmasına ve sitelerden tam anlamıyla yararlanılmamasına karşın tanıma ve tanıtma faaliyetleri noktasında üç belediyenin de veriler elde etme ve yapılan çalışmalar hakkında halkı bilgilendirme yönünde gayret gösterdiği saptanmıştır. Belediyelerin sosyal medya aracılığıyla halka ulaşma çabasının olduğu görülmekte, bu durum çalışmamızla benzerlik göstermektedir. Kitle İletişim Araçları ve Sosyal Medya konusunda B2’nin bu yöndeki görüşü; ‘’Halkın talepleri yer almaktadır. Örnek verirsek kadınlar spor aletleri istiyorlar. Vücutlarını çalıştırabilmek için istiyorlar. Bunları dikkate alıyoruz. Anket ve medya iletişim araçlarıyla halka ulaşıyoruz. Muhtarlar veya belediye temsilcileriyle halka ulaşıyoruz. Belediye ile araları iyi olan kişilerle halka ulaşabiliyoruz.’’ şeklindedir. Kitle İletişim Araçları ve Sosyal Medya konusunda B5’in bu yöndeki görüşü; ‘’Başkanımız olsun, biz olsun ev toplantıları oluyor. Kahve toplantıları oluyor köylerde gençler bize söylüyor. Taleplerini, buraya halı saha yapın, okul yapın cami yapın diyorlar. Başkanda ilgili birimlerle görüşüp çözüm üretiyoruz. O talep mutlaka geliyor bizden. Başkanımız muhtarlar veya çözüm masasından talepleri illa ki alıyor. Talep mutlaka oluyor. Ankete gerek kalmıyor.’’ şeklindedir. Kitle İletişim Araçları ve Sosyal Medya konusunda B7’nin bu yöndeki görüşü; ‘’Bir talep belirlenir. Talepler doğrultusunda plan oluşturulur. Öncelikle talep geldi bizlere, ama dilekçelerle ama sosyal medya aracılığıyla, anketörlerle anket yapıyoruz. Tesisi yapmışız ama katılım yok. Nerde eksik yaptık. Tesis var organizasyon var ama katılım yok bu eksiklikleri görünce, ha biz evet billboardlar da bunu afiş etmedik diyoruz. Biz bunları da yaptıktan sonra gene katılım yoksa yerel televizyon, yerel radyodan tanıtmaya devam ediyorsunuz. Biz bunun gerekenini yapıyoruz. Bu bir sektördür. Anketleri belediyelerimizin sosyal medya aracılığıyla yapıyoruz. İnsanların ayda 200 dilekçe den 50 tanesi spor hizmet ve yatırımlarını kapsamaktadır. ’’ şeklindedir. 304 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 Belediyelerin stratejik planlarında spor hizmetleri ve yatırımları açısından hangi konulara ait bulgular Çalışmanın bu kısmında belediye yöneticileri, stratejik planlama sürecindeki konular hakkında görüşleri bulgularda yer verilmiştir. Çizim 5. Belediyelerin stratejik planlarında spor hizmetleri ve yatırımları açısından hangi konulara ait bulgular Katılımcı görüşlerine göre, stratejik planlama sürecindeki konulara değinilmiştir. Bu konular imar planı, tesis yapımı ve sürdürebilirliği, katılım bedeli olarak belirlenmiştir. Belediye yöneticileri bu konudaki görüşlerini dile getirmişlerdir. Tesis Yapımı ve Sürdürebilirliği Belediye yöneticilerinin, stratejik planda spor tesislerinin yapılması ve sürdürebilirliğine vurgu yapmışlardır. Tesis Yapımı ve Sürdürebilirliği konusunda B2’nin bu yöndeki görüşü;’’ Spor tesisleri ve yatırımları daha çok artırılmalıdır. Ama bir tesisi yapmaktan ziyade yaşatmaya da önem veriyoruz. Bununla ilgili yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Sadece antrenman ve maç yeri olarak görülmemelidir. Yaşayan bir alan haline getirilmelidir. Tesislerin alt taraflarına büfe, oyun alanları vb. gibi yerler yapılmasa da desteklenirse olur. Şehirlerin kültür merkezlerine gidin ölü yerlerdir. Cuma ve Cumartesi akşamları hizmet veren ölü taş binalardır. Olsa nasıl olması lazım oralar yaşayan alanlar olmalıdır. Sadece yatırım olarak değil yaşayan yerler olarak yapmaya önem vermeliyiz.’’ şeklindedir. Tesis yapımı ve sürdürebilirliği konusunda B3’ün bu yöndeki görüşü; ‘’Belediye direk sporla ilgili bir şeyler yapmak istiyorsa ilk önce onları belirlemek daha sonrası onunla birlikte vatandaşı istekleri 305 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 doğrultusunda projeleri hazırlamak ve onlarla ilgili bütçeleri ayarlamaktır. Bunun haricinde devlet yatırımları da var. Devlet yatırımlarını yönlendiriyoruz. Örneğin Bizim stratejik planımızda olmuyor ama 5000 kişilik Serdivan yazlıkta spor salonuyla alakalı projemiz yoktu ancak biz bu alandaki mülkiyeti kendi adımıza çıkardık, belediye adına çıkardık hizmet uygulamaları işle birlikte daha sonra devlete bu tesis bizim boş arazimizde kullanılabilir dedik. Spor salonları gibi tesisler yapılabilir dedik. Gerekli başvuruyu yaptık. Yaptık derken resmi başvuru değil bunlar ikili görüşmelerle olan şeylerdir. Yatırımı buraya sağladık’’. şeklindedir. Tesis Yapımı ve Sürdürebilirliği konusunda B5’in bu yöndeki görüşü;’’ Başkan önem veriyordu. Halk istiyordu. Yakında inşallah bitecek. Spor tesisin bakımı yapacaksın. İlgileneceksin. Bakmazsan halk soğuyor. Yani ben park zincir kırılmışsa çocuk orda sallanmıyor. Bu bakımı sürekli yapman lazım. Bizim elimizde olan bir şey. Sürekli bakım yapılıyor. Bu konuya bağlı fen işleri başkanlığımız var. Keşke daha fazla alan olsa da daha fazla tesis yapabilsek. Sporun evimize girmesi lazım.‘’ şeklindedir. Tesis Yapımı ve Sürdürebilirliği konusunda B6’nin bu yöndeki görüşü;’’ Spor hizmet ve yatırımları açısından daha çok tesise ağırlık vermelidir. Sakarya merkezden gelip kalan sporcularımızda var. Hafta sonları da evine dönüyorlar. Belediye kiradan aldığı bazı gelirlerini de bize yardım amaçlı veriyor.’’ şeklindedir. Belediyelerin, stratejik planlama sürecinde dikkat edilecekler hususlardan bir diğeri de tesis yapımı ve sürdürebilirliğinin öneminin belirlenmesi teması olduğu belirtilmiştir. Çalışmamızda ‘’tesis yapımı ve sürdürebilirliği’’ konusunun önemli olduğu görülmüştür. Balcı ve Koçak’ın (2014) çalışmasında spor ve rekreasyon alanları geleneksel olarak kullanıcıların ihtiyaçları doğrultusunda yapıldığını belirtmiştir. Geçtiğimiz yirmi yılı aşkın spor ve rekreasyon alanlarının sürdürülebilirlik kavramı kısıtlı kaynaklarla yapıldığı tespit edilmiştir. Katılım Bedeli Belediye yöneticilerinin stratejik planda spor hizmetleri ve yatırımları açısından Katılım Bedelinin önemine vurgu yapmışlardır. Katılım bedeli konusunda B2’nin bu yöndeki görüşü;’’ Ücretsiz spor yapılıyor. Ama bizde söyle bir sıkıntı var. Para verdiğimiz şeye daha çok önem veriyoruz. Ya ben bunu para verdim bunu karşılayabilmek için biraz daha alayım. Normalde alınmaması lazım. Halk nezdinde baktığımız zaman büyükler ücret alınması gerekiyor. Daha çok çocuklardan alınmaması gerekiyor. Engellilerden kesinlikle alınması gerekiyor.’’ şeklindedir. Belediyelerin, stratejik planlama sürecinde dikkat edecekleri hususlardan bir diğeri de katılım bedelinin belirlenmesi teması olduğu belirtilmiştir. Çalışmamızda ‘’katılım bedeli’’ konusunun önemli olduğu tespit edilmiştir. Bu konuyla alakalı benzer çalışmalara baktığımızda Negiz’ın (2011) 306 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 çalışmasıyla benzerlikler görülmüştür. Araştırmada spor organizasyon ve müsabakalarında katılım bedelinin alındığı durumlarda katılımda artış olduğu tespit edilmiştir. Bunun sebebi ise katılım bedelinden dolayı olduğu görülmüştür. İmar Planı Belediye yöneticileri stratejik planlama sürecinin önemini vurgulamışlardır. Stratejik planlama sürecinde dikkat edileceklerden biri imar planı olduğu belirtilmiştir. İmar planı konusunda B2’in bu yöndeki görüşü; ‘’Spor alanları, rekreasyon alanları, imar planlarında gerektirdiği şeklinde konulmak zorundadır ve konulmuştur. Belli bir alana düşen rekreasyon alanı spor alanları zaten kanunen belirlenmiş o alanı ayırıyoruz. Belirleyici şey imar planı, o yönetmelik çerçevesinde yerler ayrılıyor. Nüfus ve kamu alanları belirleyerek oluyor. İzlediği yöntemler doğrudur.’’ şeklindedir. İmar planı konusunda B3’in bu yöndeki görüşü; Belediyelerin stratejik planlama sürecinde spor hizmet ve yatırımları açısından izlediği yöntemler dediğim gibi imar planıdır. Planda sonuçta plan yaparken, bu planları şehir plancıları yapar. Nerde spor tesisi veya spor salonu yapılacaksa şehir planlamacıları yapar. Nerde konut yapılacak ve nerde park yapılacaksa şehir planlamacıları yapar. Şehirde yeşil alana konut yapamazsınız. Bu kanunen yasaktır. Hemen yıkarlar. Ruhsat vermezler. İmar planında en başta tasarlanır. Spor adamları, spor il müdürlüğü ihtiyaçları olduğu zaman spor yerleri ihtiyaç duyduğu zaman gelin bizim alanlarımızdan faydalanın diyoruz. Buraya yapabilirsiniz. O yapmazsa bizim imkanlarımızda da yapabilir. İmar planı belediyelere bağlıdır. 25.000 bin ölçekli plan makro planlar vardır. Orda büyük parklar gözükür. Örnek verirsek Kent Park buna örnek olabilir. 5000bin kişilik salon gözükür. Ancak ufak park ve oyun sahaları görünmeye bilir. 1/1000 uygulama imar planıdır. Birebir aynıdır.’’ şeklindedir. İmar planı konusunda B4’in bu yöndeki görüşü; ‘’Yatırımlar noktasında insanların fikirleri baz alınıyor. İmar planına bakıyoruz işte tesisleşme ona göre yapılıyor. İmara bakılıyor hangi alanda spor ve yeşil alana ayrılmış ona göre yapılıyor. Bazı noktalarda sorulmadan bazı şeyler yapılabiliyor. Bunlarda sonrasında sıkıntı oluşturuyor. Tekrardan bazı şeyler değişmek zorunda kalıyor. İmarın aslında koordineli çalışmalıdır.’’ şeklindedir. İmar planı konusunda B5’in bu yöndeki görüşü;’’ Planlama yaparken şehir planları 1985 erenlerden bahsediyorum. 1985 yapımı planlar vardır. 1000 lik ve 5000 binlik planlardan bahsediyorum. Bu planlar üzerinden orda ki alandaki açıklığa göre ticaret sahasını, sosyal tesis sahası mı veya spor tesis alanımı ona göre açıyoruz. Yani şuan planlar sabit olduğu için yeni yer açma gibi durum olmuyor. Anca imar planının 18 maddesine göre boş bir planda plan yaparsak o safhada dediğiniz gibi spor tesis alanları yapılabilir. Eski planlarda çok ayrılmamış. Olması gereken kurallar vardır. Bir planlama yönetmeliğinde uyulması gerekenler bir cami, okul vb. yerler ayırmak zorundasın. Kişi başı 10 metre kare yer ayırmak 307 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 zorundasın. Spor tesis planı biraz geri planda kalmış. Biz hazır planda olanları değerlendirmeye çalışıyoruz.’’ şeklindedir. Belediyelerin, stratejik planlama sürecinde dikkat edilecekler hususlardan bir diğeri de imar planı yapmanın öneminin belirlenmesi teması olduğu belirtilmiştir. Çalışmamızda imar planının önem olduğu belirtilmiş; ancak Gül ve Küçük’ün (2001) çalışmasında yeterli olmadığı tespit edilmiştir. Bunun nedeni ise, kent içinde dağınık ve küçük parçalar halinde bulunan ve bir bütünlük arz etmeyen mevcut açık-yeşil alanlar, sahip olduğu yapısal bitkisel eleman ve donatıların estetik ve işlevsel özellikleri açısından, kent insanının ihtiyaçlarını karşılayacak nitelikte olmadığını belirtmiştir. Spor hizmetleri ve yatırımları açısından stratejik planların diğer üst planlarla ilişkisine ait bulgular Çalışmanın bu kısmında belediye yöneticilerinden, stratejik planda spor hizmetleri ve yatırımları açısından diğer üst planlarla ilişkisi konusundaki görüşlerin alınmış ve bulgularda yer verilmiştir. Çizim 6. Spor hizmetleri ve yatırımları açısından stratejik planların diğer üst planlarla ilişkisine ait bulgular Katılımcıların görüşüne göre stratejik planların, üst planlarla ilişkisi konusunda görüşleri alınmıştır. Bu konular turizm planı ve kent gelişim planı olarak belirlenmiştir. Belediye yöneticileri bu konudaki görüşlerini dile getirmişlerdir. 308 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 Kent Gelişim Planı Belediye yöneticileri, kent gelişim planının önemine vurgu yapmışlardır. Kentin kalkınmışlık düzeyinin üzerine vurgu yapan yöneticiler bu konudaki görüşlerini şu şekilde belirtmişlerdir. Kent Gelişim Planı konusunda B1’in bu yöndeki görüşü;’’ Kent gelişim planında da az önce saydığım gibi öne çıkaracak Kalkınma planlarıyla uyumlu şekilde yeni stadyumları her ilçeye spor tesisi ile gençlerin zamanlarını sağlıklı geçirebileceği ve işin ehli insanlarla çalışabileceği oluşturmak ve gençlik üzerinde Hükümet planlarında yer alan çalışmalara yansıtmaya çalışıyoruz. Zaman zaman Gençlik ve Spor bakanlığı veya Spor Genel Müdürlüğü ile kontak halindeyiz. Fikirleri alıyoruz böyle bir ihtiyaç alıyoruz ve karşılıyoruz.’’ şeklindedir. Kent Gelişim Planı konusunda B2’nin bu yöndeki görüşü;’’ Sporun kent gelişimine katkısı vardır. Örneğin Adapazarı ilçesinde başbakanın yapmış olduğu Sakarya Spor kulübü tesisleri var. Yeni yapılan stat. İlk açılış maçında 30 bin kişi geldi. Oraları yaşanır hale getirmek lazım. İl dışından maçı izlemeye gelenler oluyor. Buda o şehrin kalkınmasına vesile oluyor. Adapazarı merkezde bulvar var. Bu alan boş bu alanı değerlendirmek lazım. Yeni yapılan stadın projesi TOKİ yaptı. Araziyi TOKİ’YE verdik. Devlet katkısıyla stadı şehre kazandırdık.’’ şeklindedir. Kent Gelişim Planı konusunda B4’in bu yöndeki görüşü;’’ Kentsel gelişim noktasında spor tesisleri ciddi, çünkü sanayi noktasında yeterli değil. Daha çok dışarıdan karşılıyor. B4’ün her şeye ihtiyacı var.’’ şeklindedir. Kent Gelişim Planı konusunda B7’nin bu yöndeki görüşü;’’ O ilçe kent gelişim planı, imar planı, işleyip işlemediği, kentin gelişmişlik durumu, stratejik plan yapıyoruz eğer kentin durumu hakkında bilginiz yoksa stratejik planı oluşturamıyoruz. Spor veya rekreasyon alanı oluşturacağız. 10 milyon tl’lik yatırım yapacağız. Yapmakla bitmiyor 1 yıl sonra 10 milyon tekrar yatırıma ihtiyaç duyacaktır.’’ şeklindedir. Belediyelerin, stratejik planlama sürecinde dikkat edecekler hususlardan bir diğeri de kent gelişim planı yapmanın öneminin belirlenmesi teması olduğu belirtilmiştir. Çalışmamızda ‘’kent gelişim planı’’ önemli bir sonuç olarak görülmüştür. Ak’ın (2015) çalışması, çalışmamızla benzerlik göstermekte ve belediyeler günümüzde kentlerin gelişmesinde önemli rol oynamaktadır. Belediyeler çeşitli sportif organizasyonlarına ev 106 sahipliği yapmak istekleri tespit edilmiştir. Bunun sebebi incelendiğinde şehrin kalkınması ve gelişimin önemli rol oynadığı tespit edilmiştir. 309 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 Turizm Planı Belediye yöneticileri, stratejik planların diğer üst planlarla ilişkisi konusunda turizm planına önem verilmesi gerektiğini belirtmişlerdir. Belediye yöneticileri bu konudaki görüşlerini bildirmişlerdir. Turizm Planı konusunda B1’in bu yöndeki görüşü;’’ Tabi planlar birbirine bağlı zincirler birbirine bağlanmazsa beklenen etkiyi göstermez. Bu bağlamda kalkınma planları bizim için önemli bakıyoruz. Okuyoruz. Çalışmalarımızı değerlendiriyoruz. Turizm planında son günlerde, şehrin son günlerde öne çıkacağımızı düşünüyorum. Doğa yürüyüşleri 2009’dan beri halkın yoğun katılımıyla gerçekleştirdiği sonbahar ve ilkbaharda şehrimizin güzellikleri olağanüstüdür. Farklı şehirlerden Düzce, İstanbul vb.. gibi yakın şehirlerden gelen vatandaşlarımızda var. Doğa turizmi ve spor anlamında öne çıkabileceğimiz düşünüyoruz. Onun haricinde 2020 Dağ Bisikleti Dünya Şampiyonası spor turizm için 2000 üzerinde yabancı sporcunun katılacağı bir etkinlik yine 2017,2018ve 2019 da Maraton yarışmalarımız var. Dolasıyla bu bizim açımızdan spor turizm açısından fırsattır. Spor turizm yer almak için projeler geliştiriyoruz.’’ şeklindedir. Turizm Planı konusunda B4’ün bu yöndeki görüşü;’’ Sportif turizm dediğimiz zaman, B4 bölgesi çok çok elverişlidir. Baktığımız z aman hangi sporları yapabiliriz. Tranking, geçen bunla alakalı yürüyüş yaptık. Yaklaşık 200 kışı ile beraber Kerem Ali dağına çıktık. Ondan sonra tabi yaylarımız var. Bunla alakalı planlarımız var. Gezmek için Spor sahalarımız çok. Futbol kulüpleri için bir planlama yapıyoruz.’’ şeklindedir. Turizm Planı konusunda B7’nin bu yöndeki görüşü;’’ Turizm planı içerisinde bölgede hem deniz kum sahil anlamında turizm potansiyele sahip. Hem de çoğrafı güzellikler şelale nehirleri, acarlar longusu, maden deresi çok gezilip görülecek yerler var. Acarlar longosuna rekreasyon çalışması yaptık bu yıl. Belediye bütçesiyle hibe desteği aldık. 1500 metre ashap yürüyüş yolu inşa ettik. İnsanlar el değmemiş lüferler, bitkiler, hayvan türleri sabah eşorfmanlarını giyip koşanları gördük biz. Ondan sonra doğa tırmanızı ve doğa yürüyüşü yapanlar var. İstanbul ve Marmara Üniversitesi öğrencileri yürüyüş ve gezi için gelmektedirler. Belediye bununla alakalı tanıtımlar yapıyor. Broşur, yerel basın ve çeşitli iletişim kaynaklarıyla haber veriliyor. Özellikle belediyelere gönderiliyor.’’ şeklindedir. Belediyelerin, stratejik planlama sürecinde dikkat edecekler hususlardan bir diğeri de turizm planının öneminin belirlenmesi teması olduğu belirtilmiştir. Çalışmamızın konusu ile Selvi ve Şahin’nin (2012) çalışması benzerlik göstermektedir. Yerel yönetimler diğer paydaşların katkılarıyla turizme sürekli gelişim sağlandığı tespit edilmiştir. Özellikle STK’lar bölge nabzını tutabilen sivil inisiyatif sahibi örgütlerdir. Yerel yönetimlerin bu örgütlerin turizmde etkinliği konusundaki görüşlerine katkı verdiği söylenebilir. 310 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 Belediyelerin stratejik planların oluşturulmasında spor hizmetleri ve yatırımları açısından olumlu ve olumsuz yönleri ait bulgular Çalışmanın bu kısmında belediye yöneticilerine, stratejik planda spor hizmet ve yatırımları açısından olumlu ve olumsuz yönleri yönelik fikirleri alınmış ve bulgularda yer verilmiştir. Çizim 7. Belediyelerin stratejik planların oluşturulmasında spor hizmetleri ve yatırımları açısından olumlu ve olumsuz yönleri ait bulgular Katılımcı görüşlerine göre, stratejik planda Spor Yatırımlarının Şehre Katkısı, Spor Hizmet ve Yatırımlarına Verilen Zararlar konusuna değinmişlerdir. Belediye yöneticileri bu konudaki görüşlerini dile getirmişlerdir. Spor Yatırımlarının Şehre Katkısı Belediye yöneticileri, spor yatırımlarının şehre katkısı konusuna vurgu yapmışlardır. Spor Yatırımlarının Şehre Katkısı konusundaki B2’nin bu yöndeki görüşü; Diğer illerden yaptığımız spor hizmetleri ve yatırımlarından dolayı gelen kişiler oluyor. Mesela rekreasyon alanı olarak Poyrazlar Gölü yürüyüş sporları yapıldığı alandır. Çeşitli illerden gelenler oluyor. Sporun kent gelişimine katkısı vardır. Örneğin Adapazarı ilçesinde başbakanın yapmış olduğu Sakarya Spor kulübü tesisleri var. Yeni yapılan stat. İlk açılış maçında 30 bin kişi geldi. Oraları yaşanır hale getirmek lazım. İl dışından maçı izlemeye gelenler oluyor. Buda o şehrin kalkınmasına vesile oluyor.’’ şeklindedir. Spor Yatırımlarının Şehre Katkısı konusundaki B4’ün bu yöndeki görüşü; ‘’Şimdi yatırım noktasında bir yere yatırım yaptığınızda ister istemez, otomatik bir şey oluyor. Oraya talebi oluyor, 311 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 yapılaşma anında artıyor değerleri artıyor. Ciddi manida belediyemiz büyüyor. İlçemize yeni bir stadyum yapıldı. Işıklandırmalı baktığımız zaman o bölgede okul var hastane var. Orada bir yapılaşma var. 5 yıla kadar orası dolar. Bizim şöyle yapılıyor buraya yapılır mı? Böyle şey olur mu? Planlar 1 ,2 yıllık değil 30 yıllık plan yapılması gerekiyor. Çünkü 20 yıl sonra inanmaz derece kalkınıyor buyuyor yeterli olmamaya başlıyor.’’ şeklindedir. Belediyelerin, stratejik planlama sürecinde dikkat edecekleri hususlardan bir diğeri de spor yatırımlarının şehre katkısının öneminin belirlenmesi teması olduğu belirtilmiştir. Çalışmamızda spor yatırımlarının şehre katkısı önemli bir konudur. Şebin ve diğ. (2010) çalışmasında çalışmamızdan farklı bir sonuç elde etmiştir. Erzurum kış sporları turizminde şehre, yöre halkının beklentileri ile ilgili konu başlığı altında; cinsiyete göre kış sporu yapma durumları değişkenlerine göre kış sporları turizminden olan sosyo-kültürel ve ekonomik beklentileri ile sonuçların ortaya çıkarılması amaçlanmıştır. Bu çalışmayla spor yatırımlarının şehre katkısının önemi bizim araştırmamızın şehre katkısı önemi ile benzerlik göstermektedir. Spor Hizmet ve Yatırımlarına Verilen Zararlar Belediye yöneticileri, spor hizmetleri ve yatırımlarına verilen zararın önemine vurgu yapmışlardır. Spor Hizmet ve Yatırımlarına Verilen Zararlar konusunda B2’nin bu yöndeki görüşü; ‘’ Bazen spor tesislerinde yaptığımız yatırımlara da zarar veriyorlar. Bunları tespit ediyoruz. Suç duyurunda bulunuyoruz. Bu malların kendi malları olduğunu bilmesi lazım. Tesislerin kendisi olduğunu bilmiyor. Eğitilmesi lazım. Şehir herhangi bir yerine çıkın kırılmış, dökülmüş yerler çok. Gece 11’den sonra basketbol sahalarından çok şikayet geliyor. Tesislerin güvenliği de önemlidir. Parklarda içki içildiğinden dolayı şikayetten alıyoruz.’’ şeklindedir. Spor Hizmetleri ve Yatırımlarına Verilen Zararlar konusunda B3’ün bu yöndeki görüşü; ‘’ Biz yapıyoruz ama iyi kullanılmıyor. Bir yerde spor oynanıyor. Orasını Pazar yapacaktık. Spor kültürü yok olmasın diye pazar alanı yapmadık ve üstüne betonla kuvvetlendirdik. Son zamanlarda inanılmaz halde koltukları kopardılar ve kırdılar. Şuanda oraya kilit vurduk. Kilitlediğimiz zamanda gidip aynı şeyleri yapabiliyorlar. . Siz hizmet yapıyorsunuz ama vatandaş istemiyor oluyor çünkü kullanmayan veya doğru kullanmayanlar yüzünden spor tesisi boşta kalıyor. Maalesef biraz da güvenlik sorunundan kaynaklanıyor. Biz spor salonuna veya basketbol sahasına aydınlatma koyuyoruz insanlar tekmeliyor veya kırıyorlar. Bank yapıyorsunuz adam tamamen onu yakıyor. Bunları abartmadan söylüyorum. Çocuk parkı yapıyoruz içki içiyorlar. Güvenlik sorunları var. Biz tabi boş durmuyoruz. Bunları yapa yapa insanları eğite eğite bunları azaltmaya çalışıyoruz. ’’ şeklindedir. Spor Hizmetleri ve Yatırımlarına Verilen Zararlar konusunda B4’ün bu yöndeki görüşü; ‘’ Bizim yaptığımız spor tesislerine zarar veriliyor. Gençler ve çocuklar bu bölgelere zarar veriyoruz. 312 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 Kamera sistemleri var. Her şeyi yeniliyoruz. Sponsorlar ve belediyelerle yeniliyoruz. İnsanlar kamerayı gördüklerinde hal ve hareketlerine daha çok hareket ediyorlar. Birçok nokta da vazgeçiyorlar. Çaydırıcılık önemi var yani.’’ şeklindedir. Belediyelerin, stratejik planlama sürecinde dikkat edilecekler hususlardan bir diğeri de spor hizmet ve yatırımlarına verilen zararın öneminin belirlenmesi teması olduğu belirtilmiştir. Çalışmamızda stratejik planlama sürecinde, mevcut durumun analizi önemli bir sonuç iken, Demir (2002) tarafından yapılan çalışma bu noktadan çalışmamıza benzerlik göstermemektedir. Çalışmasında belediyeler rekreasyon faaliyetleri yaparken çevreye verdiği zararları görürken, diğer yandan da bu öğeleri korumak zorunda olduklarını tespit etmişlerdir. Bu korumanın gerçekleşebilmesi için birçok ülkede doğal alanlar çeşitli yöntemlerle koruma altına alınmış ya da alınmaya devam ettiği görülmüştür. Belediyelerin stratejik planlama sürecinde spor hizmetleri ve yatırımları açısından izlediği yöntemler hakkında görüşlerine ait bulgular Çalışmanın bu kısmında belediye yöneticilerine, stratejik planda spor hizmet ve yatırımları açısından izlediği yöntemler konusunda görüşleri alınmış ve görüşleri bulgularda belirtilmiştir. Çizim 8. Belediyelerin stratejik planlama sürecinde spor hizmetleri ve yatırımları açısından izlediği yöntemler hakkında görüşlerine ait bulgular Katılımcı görüşüne göre, stratejik planda izlenen yöntemlere değinilmiştir. Bu konuda yöneticiler, Kaynak Arayışına, Kamulaştırma ve Engelli Bireylerin önemine vurgulamışlardır. 313 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 Kamulaştırma Belediye yöneticileri kamulaştırmanın önemine vurgu yapmışlardır. Kamulaştırma konusunda B5’in bu yöndeki görüşü; ‘’ Spor tesis planı biraz geri planda kalmış. Biz hazır planda olanları değerlendirmeye çalışıyoruz. Bunlarda belediyenin olmuyor, vatandaşın ya da hisseli yer oluyor. Kamusallaşma sorunu çıkıyor. Belediyenin alma sıkıntısı çıkıyor. Veya spor bakanlığının bütçesi yetmiyor. Vatandaş da kullanamıyor, belediye de kullanamıyor. Sıkıntılı olan spor tesis alanlarımız var fakat maddi külfetler olmuyor gücü yetmiyor.’’ şeklindedir. Kamulaştırma konusunda B6’nin bu yöndeki görüşü; ‘’Halk eğitimin tesis anlamında bir desteği olmuyor. Milli Piyangodan gelmişti. Bir ara yardım geldi. Tesisler yapılırken geldi. Tesisin yapılmasında katkıda bulunmuşlardı. Biz şöyle yardım aldık. Bu yer Gençlik sporun yeriydi, belediye dedi ki ben yapacağım dedi. Sonuçta Gençlik Hizmetleri Spora kalacak dedi. Belediye yaptı, Gençlik sporun oldu. Bu arsa Gençlik sporun arsası ama belediye tesisi yaptı.’’ şeklindedir. Belediyelerin, stratejik planlama sürecinde dikkat edilecekler hususlardan bir diğeri de kamulaştırmanın öneminin belirlenmesi teması olduğu belirtilmiştir. Çalışmamıza paralel olarak Yoğurtçu (2016) çalışmasında spor ve rekreasyon alanlarının tespit edilip kamulaştırma noktasında belediyelerin yetersiz kaldığı tespit edilmiştir. Bunun en önemli sebebi olarak belediyelerin maddi gücünün yetmediği tespit edilmiştir. Engelli Bireyler Belediye yöneticileri engelli bireylerin önemine vurgu yapmışlardır. Engelli Bireyler konusunda B4’ün bu yöndeki görüşü; ‘’ Engellilerden kesinlikle alınması gerekiyor. Engellilere yönelik çalışmamız var. Ampüte futbol takımı gibi düşüncemiz var. Ne kadar engelli bireyimiz var. Çalışmasını yapıyoruz. Yeni geldiğim için. Hangi uzuvları yok. Sınıfları var belediyenin Büyükşehir olsun, belediyemiz olsun. Bu konuda sanatsal etkinlik, sanatsal el becerileri çalışmaları var zaten. Spor anlamında ne yapabiliriz onun çalışmasını yapıyoruz.’’ şeklindedir. Engelli Bireyler konusunda B7’nin bu yöndeki görüşü; ‘’ Her bir birey engelli adayıdır. Günümüzde şu var. Turizm de Kadınlar plajı duyuyoruz. Ama engelliler plajı yok eksik. Ne yapıyoruz. Bizde şu var. Plajımız var 550metredir. Engellilerin rahatça inip çıkabileceği rampamız var. Engelli soyunma kabinlerimiz var. Engellilerin denize giriş yerimiz var. Yine parkların içerisine engelli salıncaklar koyabiliyoruz. Spor faaliyetler adı altında ampüte futbol takımları var. Bunların her şeyiyle ilgileniyoruz. Turnuvalar yapıyoruz. Sosyal medya ve yerel basın a dağıtıyoruz. Yemek organizasyonlarında topluyoruz bunları. Araç sıkıntısı varsa belediyemiz her yıl 20-30 tane şarjlı engelli arabası alıyoruz. Yine 314 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 sahada çalışan anketörlerimiz bunları tespit ediyor. O tespit doğrultusunda ona göre alıyoruz. Stratejik planda yer var. Ama ne kadarını uygulayabiliyorsunuz önemli olan bu.’’ şeklindedir. Belediyelerin, stratejik planlama sürecinde dikkat edilecekler hususlardan bir diğeri de engelli bireylerin öneminin belirlenmesi teması olduğu belirtilmiştir. Çalışmamız engelli bireyler önemli bir sonuç iken Çevik ve Kabasakal’ın (2013) tarafından yapılan çalışmada başka bir sonuca ulaşılmıştır. Spor ve sportif etkinlikler engellilerde; yardımlaşma duygusu, kendilerini denetleme, çabuk karar verebilme, ahlak eğitimi, sevme duygusu kazandırma, başarıda sevinci yaşama, başarısızlıkta üzüntüyü paylaşma duygusu, kişilik gelişimi ve özgüven duygusunun oluşumu yoluyla toplumsal yaşama uyum göstermesi yönünde büyük kolaylık sağladığı görülüp, Türkiye’deki belediyelerin stratejik planlarında yeterince yer almadığı tespit edilmiştir. Kaynak Arayışı Belediye yöneticisi kaynak arayışının önemine vurgu yapmıştır. Kaynak arayışı konusunda B5’in bu yöndeki görüşü; ‘’ Spor bakanlığı bazı sporlar konularda destek de bulunuyor. Kredi yardımında bulunuyor. Her sporda olmuyor. Karting pisti açtım Bunla ilgili araba ilgili federasyon destek bulunuyor. Biz federasyona başvuruyoruz. Araştırıyorum. Bunla alakalı Avrupa Birliği (AB) destek sağlıyor mu. İlk önce ondan başlarım. Yoksa Federasyonlara bakarım destek sağlıyor mu? Hangi iş yapacaksam araştırıyorum. Kendi yağımızda kavrulmaya çalışıyoruz.’’ şeklindedir. Belediyelerin, stratejik planlama sürecinde dikkat edilecekler hususlardan bir diğeri de kaynak arayışının öneminin belirlenmesi teması olduğu belirtilmiştir. Çalışmamıza paralel olarak Durukal ve Genç’in (2015) çalışması belediyeler projeler için uzman personelin eksikliğinde ve kaynak arayışında ciddi sorunlarla karşılaştıklarını tespit 107 edilmiştir. Bu doğrultuda projeler için uzman personelin yetiştirilmesi ve kaynak arayışının sürekli sağlanması gerekliliğini belirtmiştir. 315 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 Bütün bu sorulara ek olarak spor hizmetleri ve yatırımları hakkında belediyelerin stratejik planlarına yönelik görüşlerine ait bulgular Katılımcıların görüşlerini göre, spor hizmetleri ve yatırımlar konusunda eklemeleri istedikleri fikir ve görüşmeleri alınmış, bulgularda belirtilmiştir. Çizim 9. Bütün bu sorulara ek olarak spor hizmetleri ve yatırımları hakkında belediyelerin stratejik planlarına yönelik görüşlerine ait bulgular Katılımcıların stratejik planlara yönelik görüşlerine yer verilmiştir. Bu konuda yöneticiler denetleme ve sportif eğitim hakkında görüşleri alınmıştır. Belediye yöneticilerinin bu konulardaki görüşleri alınmıştır. Sportif Eğitim Belediye yöneticileri, stratejik planda spor hizmetleri ve yatırımları konusunda sportif eğitimin önemini vurgulamışlardır. Yöneticilerin görüşleri konusunda B2’nin bu yöndeki görüşü; Eğitime, sportif eğitime daha çok eğilmesi gerekiyor. Ailelerin bilinçlendirilmesi gerekiyor. Şuanda bütün aileler çalışıyor. Çocuklar boşta kalıyor. Boşta kalan çocuklar ne yapar. Yaramazlık yapar, internete kendisi verir. Anne, baba eve geç geliyor. Yorgun oluyor. İlgi alaka biraz azalıyor. Önerilerim bunlardır.’’ şeklindedir. Belediye yöneticisi sportif eğitime vurgu yapılması gerektiğini belirtiyor. Yöneticilerin görüşleri konusunda B6’nin bu yöndeki görüşü; Eğitime, sportif eğitime daha çok eğilmesi gerekiyor. Seminerler yapmalıdır. Beslenmeyle alakalı seminerler yapmalıdır. Eğitimle alakalı eğitmesi gerekiyor. O tür konulara ağırlık vermesi gerekiyor. Başarılı kişilere belediyemiz destek oluyor. ‘’ şeklindedir. 316 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 Belediyelerin, stratejik planlama sürecinde dikkat edecekleri hususlardan bir diğeri “sportif eğitimin öneminin belirlenmesi” temasıdır. Çalışmamızla benzer araştırmalar mevcuttur. Ünal'ın (2014) çalışmasında katılımcıların uluslararası spor etkinliklerinde Türkiye’nin başarısının artmasında toplumun spor konusunda bilinçlendirilmesinin etkisi olacağı konusunda olumlu tutum sergiledikleri görülmüştür. Denetleme Belediye yöneticileri, stratejik planda spor hizmetleri ve yatırımları konusunda denetlemenin önemine vurgu yapmışlardır. Yöneticilerin görüşleri konusunda B1’in bu yöndeki görüşü; İnsanların gözle gördükleri ve güvendikleri öneri sundukları harika bir yöntem devlet tarafından kontrol ediliyor olması sevindiricidir. Sayıştay denetiminde de stratejik plana uyup uyulmadığını çalışmalarla ilgili neden geri kalındığıyla alakalı sorularda çıkabiliyor. Bu açıdan takip edilmesi, devletin kaynakların doğru etkin kullanılması açısından önemlidir. Çoğun çalışmamız için önemli bir göstergedir. Bizim için itici bir güç son derece memnunuz. Plansız ve programsız çalışmak her zaman kaybeder ve kaybetmeye mahkumdur. O açıdan stratejik plandan memnunuz şehrin gelişimi açından önemlidir.’’ şeklindedir. Belediyelerin, stratejik planlama sürecinde dikkat edilecekler hususlardan bir diğeri de denetlemenin öneminin belirlenmesi teması olduğu belirtilmiştir. Çalışmamızda ‘’denetleme’’ önemli bir sonuç olarak görülmüştür. Erkan’ın (2014) çalışması, çalışmamızla benzerlikler tespit edilmiştir. Spor konusunda verilen kararların hayata geçirilmesinde bütçe politikaları önemli bir yer teşkil ettiğini belirtilmiştir. Sınırlı kaynakların denetlenmesi, kontrolü ile gençliğe ve spora yapılacak yatırımlar arasında belli bir dengenin kurulması, kamu harcamaları yoluyla bu alandaki yatırımların şekli, içeriği ve büyüklüğünün belirlenmesi sosyo-politik açıdan günümüzde gittikçe arttığını görüldüğünü belirtmiştir. Yukarıdaki bulgular incelendiğinde yöneticilerin görüşme sorularına verdiği cevaplar doğrultusunda belediyelerin maddi imkanlarının ortaya konulması, ihtiyaçların belirlenmesi, mekânsal planlama yapma, ulaşım, mevcut durumun analiz edilmesi, nüfus yoğunluğu, ayni ve nakdi yardım, diğer kuruluşlarla iş bilirliği, belediye başkanının spora bakışı, spor ve rekreasyon alanları, bütçenin ön gördüğü çalışmalar, organizasyon ve proje, halkın taleplerinin belirlenmesi, kitle iletişim araçları ve sosyal medya, spor hizmet ve yatırımlarına katılım durumu, tesis yapımı ve sürdürebilirliği, imar planı, katılım bedeli, kent gelişim planı, turizm planı, spor yatırımlarının şehre katkısı, spor hizmet ve yatırımlarına verilen zararlar, kamulaştırma, kaynak arayışı, engelli bireyler, sportif eğitim ve denetleme konularının önemli olduğu görülmüştür. 317 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 SONUÇ VE ÖNERİLER Yerel yönetim birimlerinden olan belediyeler, yatırımlarını halkın istek ve ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak yapmaktadır. Bu yatırımlar arasında yerel halkın sosyal refahını düşünerek spor hizmetleri de yerini almıştır. Bu çalışmada Sakarya büyükşehir ve ilçe belediyelerinin spor hizmetleri ve yatırımlarının değerlendirilmesine yönelik nüfusu 50 bin ve üzeri olan belediyelerin önceden hazırlanmış alanında uzman olan kişilerin görüş ve önerileriyle görüşme soruları hazırlanarak spor yöneticilerinin görüşleri alınmıştır. Spor yöneticilerinin görüşme sorularına verdiği cevaplara bakıldığında; belediyenin maddi imkanlarının ortaya konulması, ihtiyaçların belirlenmesi, mekânsal planlama yapma, ulaşım, mevcut durumun analiz edilmesi, nüfus yoğunluğu, ayni ve nakdi yardımlar, diğer kuruluşlarla işbirliği, belediye başkanının spora bakışı, spor ve rekreasyon alanları, bütçenin ön gördüğü çalışmalar, organizasyon ve proje, halkın taleplerinin belirlenmesi, kitle iletişim araçları ve sosyal medya, spor hizmet ve yatırımlarına katılım durumları, tesis yapımı ve sürdürebilirliği, imar planı, katılım bedeli, kent gelişim plan, turizm planı, spor yatırımlarının şehre katkısı, spor hizmet ve yatırımlarına verilen zararlar, kamulaştırma, kaynak arayışı, engelli bireyler, sportif eğitim ve denetleme olduğu belirtilmiştir. Ayrıca spor yöneticilerinin stratejik planın yapım aşamasında paydaşlarının fikir ve düşünceleri de alabileceklerini belirtmişlerdir. Sonuç olarak büyükşehir ve ilçe belediyelerinde çalışan spor yöneticilerine spor hizmetleri ve yatırımlarına yönelik düşünceleri alınıp analiz edilmiştir. Ayrıca spor yöneticilerinin görüşlerinde mevcut duruma ve planlamalara yönelik hususları ifade ettikleri tespit edilmiştir. Araştırmanın sonucuna göre aşağıdaki öneriler sunulmuştur.  Belediyeler spor hizmetleri ve yatırımlarına daha fazla kaynak ayırmalıdır.  Belediyeler spor organizasyonlarını arttırarak, spor yöneticilerine organizasyonlarda görevlendirerek istihdama katkı sağlamalıdır.  Belediyeler, yurtdışındaki yerel yönetimlerin yapmış olduğu spor organizasyon ve spor yatırımlarını daha yakından takip etmelidir. Uluslararası örnekler Türkiye şartlarına göre yeniden planlanmalıdır.  Stratejik planda yer alan konuların gerçekleşmesi boyutunda daha gerçekçi adımlar atılmalıdır.  Büyükşehir ve ilçe belediyeler ile Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü spor yöneticilerinin istihdamına daha fazla ağırlık vermelidir.  Belediyeler, halkın sportif eğitim konusunda bilinçlenmesine yönelik projeler geliştirilmelidir. 318 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3  Belediye ve özel sektörle spor hizmetleri ve yatırımları konusunda daha fazla işbirliği sağlanmalıdır.  Belediyeler, spor hizmet ve yatırımları konusunda, üniversitelerdeki akademisyenler ile işbirliği içinde olmalıdır.  Spor hizmetleri ve yatırımlarına yönelik çalışmalar bütçe planlamasına ayrıca önem verilmelidir.  Spor hizmetleri ve yatırımları bölgenin bütün özelliklerine göre(nüfus, coğrafya, vb.) planlanması yapılmalıdır. KAYNAKÇA Ak D. (2015). Olimpiyat Oyunlarının Ev Sahibi Kente Etkileri Açısından Değerlendirilmesi. Pamukkale Journal Of Eurasıan Socıoeconomıc Studıes. 2(1): 1-19. Akşar T. (2010). Futbolun Ekonomi Politiği. Literatür Yayınları, İstanbul. Akyıldız F. (2012). Belediye Hizmetleri ve Vatandaş Memnuniyeti: Uşak Belediyesi Örneği. Journal of Yasar University. 26(7): 4415 – 4436. Atalay A. (2013). Kars Ardahan Ağrı Merkez-Yerel Yöneticilerinin Spor Hizmetlerine Yönelik Görüşlerinin Değerlendirilmesi. Doktora Tezi. Gazi Üniversitesi. Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Beden Eğitimi ve Spor Anabilim Dalı, Ankara. Atalay A., Yücel A.S., & Korkmaz H. M. (2016). Türkiye’de spor hizmetlerinin yerelleşmesine ilişkin belediye başkanlarının görüşlerinin incelenmesi. Balcı V. & Koçak, F. (2014). Spor ve Rekreasyon Alanlarının Tasarımında ve Kullanımında Çevresel Sürdürülebilirlik. Spor ve Performans Araştırmaları Dergisi. 5(2): 46-58. Baltacı A. (2019). Nitel Araştırma Süreci: Nitel Bir Araştırma Nasıl Yapılır?. Ahi Evran Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 5(2), 368-388. Baykan B.G., & Özer Y.B. (2014). Stratejik Planlarda Çevre: İstanbul İlçe Belediyeleri Örneği. Çağdaş Yerel Yönetimler Dergisi, 27(4): 85-103. Çevik O. & Kabasakal K. (2013). Spor Etkinliklerinin, Engelli Bireylerin Toplumsal Uyumuna ve Sporla Sosyalleşmelerine Etkisinin İncelenmesi. Uluslararası Sosyal ve Ekonomik Bilimler Dergisi. 3(2): 74- 83. Demir C. (2002). Turizm ve Rekreasyon Faaliyetlerinin Olumsuz Çevresel Etkileri: Türkiye’deki Milli Parklara Yönelik Bir Uygulama. Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Dergisi. 17(2): 93-117. Durukal O. & Genç, F.N. (2015). Belediyelerde Dış Malı Kaynak Kullanımı: Büyükşehir Belediyeleri Üzerine Bir İnceleme. Süleyman Demirel Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 20(2):333-356. Erkal M.E. (1992). Sosyolojik Açıdan Spor. Türk Dünyası Araştırmalar Vakfı. Kutsun Matbaa ve Reklamcılık Merkezi, İstanbul, 1992. Erkan A. (2014). Bütçe Politikalarının Spor Alanında Sunulan Hizmetler Üzerindeki Etkisinin İncelenmesi ve Değerlendirilmesi. Hak İş Uluslararası Emek ve Toplum Dergisi. 5(3): 110-131. 319 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 Goslin A, E. & Kluka D.A. (2014). Management Capacity At Sport And Recreation İn The City Of Tshwane Metropolitan Municipality. Gül A. & Küçük V. (2001). Kentsel Yeşil Alanlar ve Isparta Kenti Örneğinde İrdelenmesi. Süleyman Demirel Üniversitesi Orman Fakültesi Dergisi. ISSN: 1302-7085, 27-48. Hanazay A. (2006). Yerel Yönetimde Planlama. Yüksek Lisans Tezi. Mersin Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Kamu Yönetimi Ana Bilim Dalı. İnan A. (1994). Spor Kulüplerine Yerel Yönetimlerce Yardım Yapılması. Çağdaş Yerel Yönetim Dergisi. 3(2). Karahüseyinoğlu M,F. (2012). Küresel Eksende Türk Sporlar. Kum Saati Yayınevi. İstanbul. Karakaş Z. (2015). Sosyal Bilimlerde Nitel Araştırma Yöntemleri. Manevi Temelli Sosyal Hizmet Araştırma Dergisi, 1(1), 62-80. Karakuş E. & Sunay H. (2000). Sporun Kitlelere Yaygınlaştırılmasında, Yerel Yönetimlerin Yeri Ve Fonksiyonuna İlişkin, Ankara İli Metropol İlçeleri Belediye Meclisi Üyelerinin Görüşleri. Gazi Beden Eğitimi ve Spor Bilimleri Dergisi. 3: 63-80. Koca C. (2017). Spor Bilimlerinde Nitel Araştırma Yaklaşımı. Hacettepe Journal of Sport Sciences, 28(1): 30- 48. Koçyiğit M., & Yıldız, M. (2014). Yerel yönetimlerde rekreasyon uygulamaları: Konya örneği. International Journal of Sport Culture and Science, 2(2), 211-223. Mdakane M. (2012). Sport development in municipalities. National Sports Forum presentation. Negiz N. (2011). Sosyal Yardım ve Sosyal Hizmet Faaliyetleri Açısından Isparta Belediyesi: Farkındalık Yararlanma, Yararlanma ve Değerlendirme Açısından Bir Araştırma. Süleyman Demirel Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi. 16(2): 323-341. Özdemir M. (2010). Nitel veri analizi: Sosyal bilimlerde yöntembilim sorunsali üzerine bir çalişma. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 11(1), 323-343. Öztürk S. & Özdemir Z. (2013). Kentsel Açık ve Yeşil Alanların Yaşam Kalitesine Etkisi: Kastamonu Örneği. Kastamonu Üniversitesi Orman Fakültesi Dergisi. 13 (1): 109-116. Özgüven İ, E. (2004). Görüşme İlke ve Teknikleri. Pdrem Yayınları, Ankara. Pustu Y. (2005). Yerel Yönetimler ve Demokrasi, Sayıştay Dergisi, (57). 121-134. Sakınç, S. (2012). Yerel yönetimler maliyesi: teori-politika-uygulama. Orion Kitabevi, Ankara. Selvi M.S, & Şahin S. (2012). Yerel Yönetimler Perspektifinden Sürdürülebilir Turizm: Batı Karadeniz Bölgesi Örneği. Uluslararası Sosyal ve Ekonomik Bilimler Dergisi. 2 (2): 23-36. Sivrikaya Ö. (2000). Belediyelerin Sporla İlgili İşlevleri(Düzce Belediye Örneği). Yüksek lisans tezi. Abant İzzet Baysal Üniversitesi. Sosyal Bilimler Enstitüsü, Spor Yönetim Bilimleri Anabilim Dalı, Bolu. Sivrikaya Ö. (2009). Düzce Belediyesinin Spor Hizmetleri İçin Örnek Bir Yönetim Modeli. Doktora Tezi. Abant İzzet Baysal Üniversitesi. Sosyal Bilimler Enstitüsü, Spor Yöneticiliği Anabilim Dalı, Bolu. Sunay H. (2009). Spor Yönetimi (3. baskı). Gazi Kitapevi, Ankara. 320 Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı - 3 Şebin K., Tozoğlu E., Bostancı, Ö., & Karahüseyinoğlu, M. F. (2010). Yöre Halkının Erzurum Kış Sporcuları Turizmi İle İlgili Sosyo-Kültürel ve Ekonomik Beklentileri/Social-Cultural and Economical Expectatıons of Erzurum’s Inhabıtants About Winter Sport Touirsm. Beden Eğitimi ve Spor Bilimleri Dergisi, 12(1). Tekin H. H., & Tekin H. (2006). Nitel Araştirma Yönteminin Bir Veri Toplama Tekniği Olarak Derinlemesine Görüşme. İstanbul Üniversitesi Sosyoloji Dergisi, 3(13), 101-116. Timur U. P., Timur Ö. B., Şahin, C. K., Dağıstanlıoğlu, C., Çalt, Ö., & Pektaş, O. S. (2011). Çankırı kenti spor alanlarının yeterliliği üzerine bir araştırma. Tekirdağ Ziraat Fakültesi Dergisi, 8(1), 81-91. Tunç A. (2016). Yerel Yönetimlerde Halkla İlişkiler Uygulamaları: Kilis Belediyesi Örneği. Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 6(2), 77-88. Uslu F. (2017). Sporun Yönetimi ve Örgütlenmesi. Adalet Basım Yayınevi. Ankara. Uslu A. & Yetim L. (2006). Çağdaş Kentsel Çevre Yaratma Çabalarına Bir Örnek: ‘Ankara Portakal Çiçeği Vadisi Kentsel Dönüşüm Projesi’. Tekirdağ Ziraat Fakültesi Dergisi. 3(2): 169-179. Usta R. & Memiş L. (2010). Belediye Hizmetlerinde Kalite: Giresun Belediyesi Örneği. Süleyman Demirel Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi. 15(2): 33-355. Ünal H. (2014). Spor Bilincinin Yaygınlaştırılmasında Sosyal Pazarlamanın Toplum Tutumuna Etkisi. CBÜ Beden Eğitimi ve Spor Bilimleri Dergisi. 6(2): 11-22. Yildirim A. & Simsek H. (2008). Sosyal Bilimlerde Nitel Araştırma Yöntemleri. Ankara: Seçkin. Yoğurtçu M. (2016). Kamu Yararı Çerçevesinde Acele Kamulaştırma. ABMYO Dergisi. 42: 35-55. Yücel A. S, Atalay A., & Korkmaz M. (2016). Türkiye’de Yerel Yönetimler ve Spor Hizmetleri. Nobel Akademik Yayıncılık, İstanbul Zengin E., & Öztaş, C. (2008). Yerel yönetimler ve spor. Sosyal Siyaset Konferansları Dergisi, (55), 49-78. Kanunlar 5393 Sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu İnternet Kaynakları: (http://www.kecioren.bel.tr Erişim: 20.03.2018). Government Of The Netherlands. (Erişim: 13.03.2018), https://www.government.nl/topics/sports/sport-andphysical-activity-close-to-home. ATIF: Tapşın, F.O., Atalı, L (2020). Belediyelerin Stratejik Planlarına Yönelik Spor Yöneticileri Görüşlerinin Analizi. Betül Bayazıt, Ercan Karaçar, Ozan Yılmaz (Ed.), Spor ve Rekreasyon Araştırmaları Kitabı-3.Cilt içinde (ss. 280-321). Konya, Çizgi Kitabevi Yayınları 321