Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
…
4 pages
1 file
107 Envanter numarası ile taşınmaz kültür varlığı olarak tescil edilen 242 Ada 115 Parsel Tescilli Taşınmaz Kültür Varlığı Konut, Adana Geleneksel Konut Mimarisinin tipik örneklerinden birisidir. 19. Yüzyıl Sonu – 20. Yüzyıl Başına tarihlendirilebilecek yapı; orta sofalı plan şemasında, zemin + ara kat + oturma katından oluşur. Yapının ana inşa malzemesi tuğladır. Zemin katta yığma tuğla, üst katta ise güney cephede bağdadi diğer cephelerde ve içte ahşap çatkılı tuğla dolgu ve duvarlar uygulanmıştır. Oldukça yalın üslupta ele alınmış yapıda; üst kat kapılarındaki baklava motifleri ve kuzey cephe saçağında, iki çıkma arasında merkezi konumda yer alan çıtalarla iç içe geçmiş kareler şeklinde tasarlanmış bezeme dışında süsleme unsuruna yer verilmemiştir.
126 Envanter numarası ile taşınmaz kültür varlığı olarak tescil edilen 48 Pafta 139 Ada 44 Parsel Tescilli Taşınmaz Kültür Varlığı Konut, Adana Geleneksel Konut Mimarisi içinde değerlendirilmiştir. 19. Yüzyıl Sonu – 20. Yüzyıl Başına tarihlendirilebilecek yapı; yan sofalı / koridorlu - eyvanlı plan şemasında zemin + 2 oturma katı + cihannümadan oluşur. Oturma katlarında yapıyı kuzey yönden boydan boya geçen bir koridor ya da yan sofa, dikey sirkülasyonu sağlayan merdivenlerin açıldığı eyvan ile birlikte mekanları birbirine bağlayan ana bölümdür. Yapının plan tipinin teşekkülünde parsel ölçüsü ve yan parsellerdeki yapılaşmanın getirdiği zorunlulukların belirleyici olduğu anlaşılmaktadır. Üç yandan kapalı olan parselde iç ya da orta sofalı bir konut oluşturmak ancak sofanın iki yanına birer adet oda yerleştirmek ile mümkündür ki genel plan anlayışı da bu biçemde şekillenir. Yapının batı bölümünde oluşturulan iki oda, en uçtaki odaya ulaşımın çözümlenmesi açısından yan sofa ya da koridoru zorunlu kılmış; ortaya klasik tipoloji dışında bir plan şeması çıkarmıştır. Yapının ana inşa malzemesi ahşap ve tuğladır. Zemin katta yığma tuğla, üst katlarda ise ahşap çatkılı tuğla dolgu duvarlar uygulanmıştır. Oldukça yalın ele alınmış yapıda çıkma payandalarında pendantlar, saçak silmesinde yazılar, cephelerde kat silmeleri ve pencere çerçevelerinden oluşan geometrik süsleme unsurları görülür.
106 Envanter numarası ile taşınmaz kültür varlığı olarak tescil edilen 48 Pafta 139 Ada 116 - 117 Parsel Tescilli Taşınmaz Kültür Varlığı Konut, Adana Geleneksel Konut Mimari’sinin tipik örneklerinden birisidir. Yapının inşa ve onarım tarihini veren kitabe ve vakfiyesi yoktur; yapan ve yaptıran da bilinmemektedir. 19. Yüzyıl Sonu – 20. Yüzyıl Başına tarihlendirilebilecek; orta sofalı plan şemasına sahip yapı, zemin + muhdes ara kat + oturma katından ibarettir. Yığma teknikte tuğla malzeme ile inşa edilen yapıda; duvarlara, kapı ve pencere seviyesinde ahşap hatıllar yerleştirilmiştir. Yapı üzerinde gerçekleştirilen müdahaleler ile özgün plan şeması bozulmuştur. İlk inşa döneminde; zemin katta kuzey – güney doğrultusunda uzanan orta sofa ve iki yanında doğu kanatta iki, batı kanatta ortada merdiven boşluğu ve iki yanında birer mekandan oluşan plan şemasına sahip olduğu anlaşılmaktadır. Orta sofaya kuzey ve güney duvarlarda yer alan iki kapı dışarıdan ulaşımı sağlar. İki plastere basan yuvarlak kemerle dönülmüş kuzey kapı ana giriştir. Ara kat bütünüyle muhdestir. Çıkmalarla genişletilmiş üst kat; zemin kat planını takip eder. Zemin ve üst kat sofalarının batı kanadında eksende yer alan eyvan görünümlü merdiven boşluğuna yerleştirilmiş ahşap merdivenle dikey sirkülasyon sağlanmıştır. Üst örtü alçak tuğla parapetlerle dönülmüş toprak damdır. Marsilya tipi kiremit kaplı ahşap strüktürlü saçak batı yön hariç korniş seviyesinde yapıyı döner. Cephe öğeleri ritmik ve düzenli yerleştirilmiştir. Pencere ölçüleri ve doluluk – boşluk oranı Geleneksel Adana Evlerini yansıtır. Oldukça yalın ele alınmış yapıda, doğu cephedeki kalem işi “Maşallah” yazısı ve kuzey cephe eksenindeki ana girişi kuşatan plaster ve kemerdeki silmeler dışında süsleme öğesi bulunmaz. Yapının kuzeyindeki parselde yer alan ikinci yapı ise zemin kat kuzey cephesi dışında bütünüyle yok olmuştur.
75. Yıl Sanat Galerisi ya da ilk adıyla Adana Belediye Oteli; ilk projesi 1939 yılında mimar Seyfi Arkan, düzenlemesi ise 1940’lı yılların ortalarında Belediye İmar Müdürü Y. Mimar Muhittin Gürel tarafından hazırlanan yapı Kasım Ener’in Belediye Başkanlığı Dönemi’nde başlanan (1939 – 1946) ve Hazım Savcı’nın Belediye Başkanlığı Dönemi’nde 1948 yılında tamamlanan inşaat ile 1.850.000.000 Lira’ya yaptırılmış. Yapının inşa sürecinde Herman Jansen tarafından hazırlanan şehir planının da etkisi vardır. Atatürk Parkı için hazırlanan özel projelerde yapının izine yer verilmiştir. Atatürk Parkı’nda 1990’larda gerçekleştirilen yeniden düzenleme çalışmaları ile yapının önemli bir bölümü yıkılmış, sadece konser salonunu içeren kütle günümüze ulaşmıştır. Adana Belediye Oteli’nin kuzey kanadı yıkıldıktan sonra L plan şeması bozulmuştur. Günümüzde; 25.30 m x 35.40 m ölçülerinde kuzey – güney doğrultusunda uzanan dikdörtgen planlı 75. Yıl Sanat Galerisi; bodrum, zemin ve asma kattan oluşur. Bodrum kattan başlayan, betonarme kolonlarla desteklenmiş tuğla beden duvarları ve bağımsız betonarme kolonlar üzerinde yükselen yapıda, büyük bir salon çevresinde, köşelere atılmış kapalı mekanlar ve kuzey ve güney eksenlere yerleştirilmiş eyvanlardan oluşan simetrik zemin kat, doğu ve batı yönlerden betonarme kolonlara oturan, düz betonarme üst örtülü revak / sundurma / portiko / arkadlar ile çevrilidir. Zemin katın güneyinde yer alan eyvan görünümlü bölümden bir merdivenle çıkılan asma kat, güney eksene yaslanmış balkon ve güneybatı / güneydoğu köşelerdeki iki mekandan oluşur. Bodrum katın özgün plan şemasında tek mekandan oluştuğu anlaşılmaktadır. Bağımsız betonarme kolonların hemen hepsi geç dönemde 15 cm – 30 cm arasında kalınlığa sahip duvarlarla bağlanarak, koridorlarla şekillenen dört bölüm içinde otuz beş mekan oluşturulmuştur. Muhdes duvarlarla bölünen bodrum katta düzenli bir plan şemasından bahsetmek oldukça zordur. Özgün planda iki yönlü atılmış kirişleri taşıyan; farklı ölçülerde kare, dikdörtgen ve L kesitli bağımsız betonarme kolonlar kuzey - güney hattında beş, doğu - batı hattında sekiz sıra oluşturacak ve zemin kattaki taşıyıcı sistemi destekleyecek şekilde dizilmiştir. 25.30 m x 35.40 m ölçüsündeki dikdörtgen bir alana oturan ve içten 14.95 cm x 34.90 ölçülerindeki kuzey – güney doğrultusundan uzanan dikdörtgen planlı zemin katta; doğu revak / sundurma / portiko / arkad 3.20 m x 31.65 cm, batı revak / sundurma / portiko / arkad 6.15 cm x 35.40 cm ölçülerindedir. Zemin katta kuzey ve güneyde yer alan eyvanlar ve eyvanlar arasında boydan boya uzanan büyük salon, plan şemasının merkezinde yer alır ve diğer tüm mekanları birbirine bağlayan unsurdur. Köşelere yakın yerleştirilmiş dört büyük sütunla taşınan tekne tavan büyük salonun önemini vurgular. Büyük Salondan uzun yan cephelerdeki revak / sundurma / portiko / arkadlara hem yazlık hem de kışlık olarak açılması için iki farklı kapı sistemi tasarlanmıştır. Dört köşede uzun yan duvarlar üzerine açılan çift kanatlı ahşap kapılar kışlık kullanım, dörder kolon arasında boydan boya uzanan ahşap strüktürlü girişler yazlık kullanım içindir. Kuzeydoğu ve kuzeybatı köşelerde sahne eyvanının iki yanında yer alan mekanlar birer, güneybatı ve güneydoğu köşelerde yer alan birbirine bitişik iki mekan ikişer kapı ile dışa açılır. Tüm kapıların üstünde asma kat seviyesinde birer pencereye yer verilmiştir. Asma kata büyük boyutları ile dikkati çeken birer de pencere içe açılır. Yapıda revak / sundurma / portiko / arkadlarlar kurşun kaplama betonarme düz, kapalı bölüm iki eğimli kurşun kaplama çatı ile örtülüdür. Bütün bu değerlendirmeler açısından 75. Yıl Sanat Galerisini, mimari özellikleri açısından II. Ulusal Mimarlık Dönemi içinde tanımlayabilmek mümkündür. Neo-klasik etkili cephe düzenlemesi ve simetri yapıya hakimdir.
Kitabesinden bir yangın geçirerek 1736 yılında yenilendiği anlaşılan Kızıldağ Yaylası Ramazanoğlu Camii, Türk Mimari evrimi içinde, XIII. yy boyunca Anadolu Selçuklu Çağın’da özellikle anıtsal örnekleri ile dikkati çeken, Beylikler Dönemi’nde XIV. yy – XV. yy’da mahalli ve köy ölçeğinde klasik formuna ulaşan; Osmanlı Çağı’ndan Erken Cumhuriyet Dönemi’ne 1950 – 60’lı yıllara dek tüm Anadolu’da sevilerek tekrar edilen ahşap sütunlu – ahşap kirişlemeli camii geleneğinin içinde değerlendirilmiştir. Harim ve harime kuzey yönde ekli son cemaat yerinden oluşan Kızıldağ Ramazanoğlu Camii, plan şeması ile ahşap direkli camiler grubundandır. 95 cm - 105 cm arasında değişen duvar kalınlıklarına sahip harim, içten 10.04 m x 15.97 m, dıştan 12.08 x 17.88 m ölçülerinde, kuzeydoğu – güneybatı doğrultulu enine dikdörtgen planlıdır. Doğu – batı ekseninde yaklaşık 3.00 m aralıklarla sıralanmış, taş altlıklara oturan, yüksekliğinin yarısından itibaren üst bölümü iki yönde ahşap yastık işlevi de gören profilli konsollarla desteklenmiş kare kesitli dört adet bağımsız ahşap direk, harimi mihraba paralel iki sahına ayırmakta; doğu ve batı duvarlarda yer alan ahşap konsollar ve beden duvarları ile birlikte doğu – batı doğrultusunda enine atılmış ahşap ana kiriş ve ana kirişin üzerinde kuzey – güney doğrultusunda uzanan alttan kaplamalı tavan kirişlerini ve en üstte yüksek kırma çatıyı taşımaktadır. Dikey eksene yerleştirilen giriş ve mihrap ile mimari elemanların dizilişinde simetriyi oluşturan dikey ana omurga oluşturulmuş; doğu ve batı duvarda her bir sahının yatay eksenine yerleştirilen dört, güney duvarda mihrabın iki yanında dengeli bir anlayışla düzenlenen ikişer, kuzey duvarda kapının her iki yanında yer verilen birer pencere ve bağımsız taşıyıcıların yatay ve dikey eksene göre dizilimi ve bunlara bağlı olarak sahınların oluşumundaki denge, sistemi tamamlamıştır.
Özellikle Batı Akdeniz ve Ege bölgesinde plan açısından benzer özellikli çok sayıda sarnıç mevcuttur. Ancak işlevsel amaçlı bu yapılar basit planları ve dış görünümleri ile çok fazla dikkate alınmamıştır. Araştırma ve yayınlarda da ilgi İstanbul’daki Roma ve Bizans sarnıçlarıyla sınırlı kalmıştır. Sarnıçlar, antik ticaret ve kervan yolları üzerinde olduğu gibi yerleşim yerlerine yakın bölgelerde karşımıza çıkmaktadır. Özellikle yerleşimlere su şebekelerinin bağlanmasıyla fonksiyonel olarak atıl duruma düşen sarnıçların birçoğu yıkılmış veya harap durumdadır.
Artvin Ardanuç Sanat Tarihi Raporu, 2020
Artvin İli, Ardanuç İlçesi, Merkez Mahallesi’nde yer alan eski adıyla Ardanuç Ortaokulu ve Lisesi rölöve, restitüsyon ve restorasyon projesi işine ait sanat tarihi raporudur.
eds. Semra Ögel, Turgut Saner, Bilge Ar, Ege Yayınları, İstanbul, 2020
Charles II Gouvernement de la Monarchie hispanique, culture et représentation de la Majesté, 2024
In: Informationen. Wissenschaftliche Zeitschrift des Studienkreises deutscher Widerstand. Nr. 84. November 2016.
DergiPark (Istanbul University), 2024
Jurnal Pancasila dan Kewarganegaraan, 2024
Journal of Agricultural and Food Chemistry, 2008
Clinical Chemistry, 1994
Journal of the Acoustical Society of America, 2016
Journal of food and nutrition research, 2022
British Food Journal
Journal of stroke and cerebrovascular diseases : the official journal of National Stroke Association, 2018
TEKTRIKA - Jurnal Penelitian dan Pengembangan Telekomunikasi, Kendali, Komputer, Elektrik, dan Elektronika