Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
…
3 pages
1 file
It's just a draft from a lecture called TK221.31(Turkish for Native Speaker I) from my 2nd year of undergraduate. (2018-Fall)
Death has been one of the important philosophical issues that have occupied people's minds throughout history. With death, the life cycle of the organism ends. This situation causes people to desire immortality. The desire for immortality appears in two different ways: remaining biologically immortal in this world or the soul becoming immortal after death. In this study, the desire for immortality and the search for post-mortem existence are discussed in the context of Ibn Arabi's thoughts. This article methodologically focuses on a detailed analysis of Ibn Arabi's thoughts on death and life after death and on comparing these thoughts with the views of other Islamic philosophers. In this sense, the study is important in helping us understand different approaches on this subject. In the article, Ibn Arabi's views on death and life beyond death are presented and evaluated through the concepts of death, isthmus, resurrection, mead and Heaven-Hell in his works. When we generally evaluate these concepts, death comes first. Ibn Arabi evaluated death as man's return to God and an awakening. The concept of barzakh symbolizes the transition period between this world and the afterlife and serves as the preparation phase for the souls. The notion of mead, used by Ibn Arabi regarding life after death, helps to understand man's existential process, spiritual development, and expectations for the afterlife. Ibn Arabi defines the resurrection after death as a bodily union and a transcendental manifestation. In his thoughts about Hell, Ibn Arabi argues that Hell has both a created and an uncreated aspect. According to him, Hell, beyond being a place where sinners are punished, has the purpose of spiritual cleansing and education. He thinks Hell is eternal, but is subject to some criticism. Ibn Arabi believes that Allah's mercy prevails over His torment and adopts the view that the torment of Hell will become ineffective after a while. This idea was criticized by some scholars and was thought to be contrary to the verses and hadiths that emphasize the torment and wrath of Allah.
Şamil Öçal , kışladan Medreseye ss.591-598, 2013
Kemalpaşazâde, Levh-i İ Mahfûz (Süleymaniye, Nafiz Paşa, 445. tarihsiz) Çeviriyazı : Şamil ÖÇAL Bismillahirrahmanirrahim. "Yemhullahu ma yeşaü ve yüsbitü, 'ındehu ümmü'l-kitab" (Allah dilediğini siler, dilediğini yazar. Kitabın anası O'nun katındadır.) (Ra'd,13/39) kelâm-ı şerîfi ile işâret buyurulan, semâ-ı dünyada ve arşın sağında olan levh'e "Ümmü'l-Kitab" derler. Rivâyet olunur ki kalemin lügatini melâike beyninde Hz. Azrail aleyhisselamdan gayrı kimesne anlayamaz. İbn-i Abbas radıyallahü anh'tan rivayet olunur ki, levh-i mahfuz günde üçyüzaltmış türlü renge girer ve melekü'l-mevt bir kürsî üzerinde oturup, (s.2) daima ol levh'a nazar edip(s.3) bakar ki taraf-ı Hak'tan her ne (emr) olunursa onu yazar, ve ona memurdur; kat'an emr-i Barîy-i Tealaya muhalefet eylemez. Zîra Allah Tealâ hazretleri "Fâil-i Mutlak"tır, bir kimse O'ndan (ne yaptığını) sor(a) maz, ve ol kimesneye danışmaz, İrâde-i aleyhisi (her) ne ise onu işler. "Yemhullahu ma yeşâü" (Allah dilediğini siler) (Ra'd,13/39) Şöyle rivâyet olunur: [ki] "levh" ikidir: Biri, "Ümmü'l-Kitab ınde'l-Allah": Fevkânîdir ve "Levh-i ma'nevî"dir. Ve biri dahî "Levh-i Mahfûz"dur ki ona melâike[ler]in ittilâı vardır: Tahtânîdir. Lâkin, "Ümmü'l-Kitab"(ın) tefsirinde, "Câmiu'l-Fazail"de şöyle zikreylemişlerdir:[ki] "ve ındehû ümmü'l-kitab" olan, yanî "ve ındehû ümmü'l-kitab" ile ta'bir olunan, "Levh-i ma'nevî" ve "kelâm-ı ezelî"dir. Ol Levh-i Mahfûz (da olduğu) gibi, meleklerin ıttıla'ı ve nazarı ona erişmez. Ve mahv ve isbattan müstağnî yanî, tebdîl ve tağyîrden masûn ve mahfûzdur ki onda zaman iktirânı yoktur. Yani,"Ümmü'l-Kitab" olan levhi ma'nevî'de zaman yazılmaz. İmdi ol levh-i ma'nevîdir ve onda(ki) kelam ezelîdir. Pes, kelam-ı ezelîde tebdîl ve tağyîr ve zaman olmadığındandır ki "ve ındehû ümmü'l-kitab" denildi. Aslı ona yazılandır. Ol Allah Sübhânehu ve Teâlanın huzurundadır. Hiç ona kimsenin ittilâı yoktur. Ancak kendi zât-pâkından gayrı bir ferd bilmez. Ve melekler dahî ol kitapta ne yazılmıştır bilmezler. Zîrâ ol kudret kalemiyle yazılmıştır gine kendi bilir (s.4.). Hikmetleri her ne ise, murâd ettiğini emreder. Ve emri üzere mukarreb melekler emrini ve buyurduğunu yerine getirirler. Amma semâda olan Levh-i Mahfuzda mahv eder, ispat eder. İmdi şöyle ma'lum ola ki ol Hakk'ın katında olan "Ümmü'l-Kitab" olan levh-i ma'nevî hiç fenâ bulmaz, ve ona zeval dahî â'rız olmaz; ve tebdîl ve tağyîrden berîdir. Bu semâda olan levh gibi ta'lîka (?) değildir. Onun için hadîs-i şeriflerde zikrolunan mahv ve isbat bu semâ levhindedir ki, ona meleklerin ittilâı vardır ki herkesin ameline göre ömrünü artırır ve eksiltir. Ve dahî saîdi şakî ve şakîyi saîd eder. Onun için Cenâb-ı Vâcibu'l-Vücûd hazretleri Kurân-ı Kerîminde buyurur ki "Yemhullahu ma yeşaü ve yüsbitü". Yani, Allah zü'l-Celâl hazretleri dilediğini yazar ve
Ab-ı hayat veya ayn’ül-hayat deyimi, edebiyatımızda çok önemli bir manaya sahip bir kavramdır. Bu kavramı bugünkü Türkçeye çevirirsek, ebedî hayat suyu veya ebediyet çeşmesi manasına gelir. Modern Türkçede deyim olarak bunun ismi “bengisu” kelimesidir. Ben, organizma ve canlı nokta manasına geliyor; gi edatı katmerli olma manasını veriyor. Su da bildiğimiz malum kelimedir. Evet, canlılık çok yüksek derecede organize olmayı gerektiren bir olgudur. Hayat kelimesi etimolojik manasıyla hareketli ve kıvrak olgu demektir. Demek yaşamak ve canlılık, şu iki ayak üzere duruyor: Organize olmak ve hareket etmek. Organize olmak ilim ve birliğin tecellisidir; hareket ise, kudretin tecellisidir. Canlı ve hareketli organizmaların kendini yenilemesi ise, iradenin bir tecellisi olan ruh ile oluyor. Bu üç nitelik, Kur’anın en başta gelen temel kavramlarıdır. Modern tabir ile bu üç gerçeği enerji, yazılım ve gelişme süreci ile ifade edebiliriz. Ansiklopedik manasıyla ab-ı hayat, insanı ebediyen yaşatan bir su demektir. Bu önemli manasıyla bu kavramı tam anlamamız için zincirleme olarak 12 basamak bilgiyi elde etmemiz gerekiyor; şöyle ki:
2015
Bu makalede, hicrî dördüncü asırda Halep'te hüküm süren ve Arap edebiyatının hamileri olarak şöhret kazanan Hamdanîler (m. 890-1004) döneminde yaşamış önemli bir dil ve nahiv âlimi olan İbn Hâleveyh'in hayatı, ilmî kişiliği ve eserlerine yer verilmiştir. Bu bağlamda tarih ve tabakat kitapları başta olmak üzere kaynaklarda dağınık halde yer alan İbn Hâleveyh'in dil, nahiv ve Kur'ân ilimleri alanında telif ettiği yazma ve matbu altmışa yakın eseri bir araya getirilmiştir. İbn Hâleveyh'in ilmi ve fazileti yanında dil, nahiv ve kültürel birikimine işaret eden bu eserlerle ilgili kısa bilgiler verilmiştir. Makalede, İbn Hâleveyh'in, yaşadığı dönemden günümüze kadar dil ve nahiv alanındaki yetkinliğini bariz bir şekilde ortaya koyan ve çok az bir âlime nasip olan zengin bir mirasa dikkat çekilmiştir.
eskieserler.com
Şihabuddin es-Sivasi, Anadolu'nun siyasi, iktisadi ve kültürel bakım dan oldukça hareketli. bir döneminde yetişmiş önemli simalardan biridir. Sivas'ta başladığı ilmi hayatını Ayasluğ yani, bugünkü !zmir iline bağ lı Selçuk ilçesinde noktalamıştır. Şihabuddin es-Sivasi, Beylikler ve Osmanlı döneminde şerh, haşiye, talik ve ihtisar gibi tali derecedeki çalışmaları bir yana bırakarak müstakil eser telif eden nadir alimler arasında yer almış önemli bir şahsiyettir. Tefsir, hadis ve _tasavvuf alanlarında müstakil eserler vermiştir. Bu eserleri arasında daha ziyade "UyCınu't-Tefiısir li'I-Fuzala'i's-Semasir" adlı tefsiriyle tanınmıştır. Dirayet metoduna göre kaleme alınan bu tefsir, yeni bir çığır açacak nitelikte olmasa da kendisinden sonra yazılan bazı önemli tefsirlere kaynaklık etmiştir. • Şihabuddin es-Sivasi, orta hacımdaki tefsirinde, içinde yaşadığı döneme göre anlc;ışılır ve sade bir dil kullanmıştır. Kur'an'ın ihtiva ettiği manaları okuyucuya k(sa yoldan aktarmak için azami derecede gayret göstermiştir. Şihabuddin es-Sivasi: his life and scientific personaUty
Felsefe Dünyası, 2004
Abstract : A Study on Sawi and His Logical Work "al-Basair'' Sawi who lived in 12th century is not known as much as other scholars in his time. But his important works Iike al-Basâir made him known to us. This work on logic is important in many ways. The reader will find in this article a short story of Sawi's life and his works and also his views on logic as explained in al-Basair. Key Words: Sawi, Medieval Logic, Definition, Quiddity, Substance, Accident
Şu bir ḫurşīd-i meh-rūyān ki anuñ adı maḥremdür Melek miål olamaz aña egerçi nesl-i Ādemdür Güzeller ol şeh-i ḥüsne selāma gelse ṭañ mıdur Ki Yūsuf gibi ḥüsn içre misāl[i] yoḳ müsellemdür Cemāli ol şeh-i ḥüsnüñ feraḥ-baḫş u müferriḥdür Aña kim hem-dem olursa dem-ā-dem şād u ḫurremdür Ṣanasın ḥūr-ı cennetle olur peyveste ol maḥrem Anuñla dār-ı dünyāda şu kim her laḥẓa hem-demdür Ḳaşuñ miḥrābına cānā ider peyveste çün bī-ḥad O yüzden nev-cevān iken meh-i nev ḳāmeti ḫamdur Özin bīgāne gösterse Leʾālī ġam yime zīrā Ḥayāli sīnem içinde dil ü cān ile maḥremdür 19 fāʿilātün fāʿilātün fāʿilātün fāʿilün Ey felek diller alur bir cān-ı cānānuñ mı var Mihri cānlar ṣayd ider yā māh-ı tābānuñ mı var Bir yüce şimşād ile ʿālī dirilme bāġbān Kim güneş andan ṭoġar serv-i ḫırāmānuñ mı var 18. 46a 19. 46b Bir güneşle germ olup çarḫa girersin ey felek Nice gün yüzlü ḳul olmış şāh-ı ḫūbānuñ mı var İderüm bir būseñe biñ cān revān didüm aña Didi kim ey derdmend evvel senüñ cānuñ mı var Gördi bir ʿāşıḳ Leʾālī yār arar her cāyda Didi kim senüñ daḫı her-cāyi cānānuñ mı var 20 mefāʿīlün mefāʿīlün feʿūlün Şu kim yārini ḳucar pīrehensüz Ki cānı cāna vaṣl olur bedensüz Didüm öldürme beni fürḳatüñde Didi sen zinde misin daḫı bensüz Raḳībüñ dilberā cānda dögündür Didüm didi olur mı gül dikensüz Didüm sebze belürmiş gülşenüñde Didi gülşen olur mı yā çemensüz Leʾālī derdmendüñi ṣorarsañ Ki cānsuz cisme dönmişdür o sensüz 20. 46b Bend-i zülfüñde dil-i Mecnūnı ṣor didüm didi Kim ṣorar her bir ḳılında bunca mecnūn eyledüm Cān u dil virdüm aña ol şeh çü şād oldı baña Dilde cemʿ olan ġamı fiʿl-cümle bīrūn eyledüm Çün baña dilber vefā ʿahd itdi ben şād oluban Ey Leʾālī seg raḳībi gör ne maḥzūn eyledüm 102 fāʿilātün fāʿilātün fāʿilātün fāʿilün Ṭūl-i fikr ile dili zülfinde Mecnūn eyledüm Kūh āhūları ile anı maḳrūn eyledüm Rūy-ı zerdüm üzre ḳanlu eşkümi (…) Cevr ile bilmezlenür ben eşkümi ḫūn eyledüm Āsmān-ı çarḫ-ı gerdān şöyle döndi üstüme Ṣanmañuz kendü elümle kendümi un eyledüm Gülşen-i ḥüsninde yārüñ serv ḳaddi yādına Fürḳatinde nāleyi bālādan efzūn eyledüm 102. 67a 2b. eşkümi: kim (metin) mefāʿilün feʿilāʿtün mefāʿilün feʿilün Leb-i şeftālüsin alan dile cān baḫş ider beñzer Yemiş seyrine cān virür nigāruñ ḥüsn bostānı Ḳala ṣaḥrā-yı Çīn içre kimesne añmayup nāfe Perīşān eyleseñ cānā bu zülf-i ʿanber-efşānı Leb-i cān-baḫş-ı dildārı göreydi gün yüzinde ger Ṭaleb ẓulmetde itmezdi Sikender āb-ı ḫayvānı Dilā meydān-ı ʿışḳına başını ṭop idüp ger kim Nice başlar ḳıla ġaltān nigāruñ zülf-i çevgānı Yed-i ḳudretle bir āyet yazıldı laʿlüñe reyḥān Meger Yaʿḳūb yazmışdur o yüzden ḫaṭṭ-ı Ḳurʾānı Leʾālī ehl-i ḥüsn olan aña hep bende olmışdur Ki rūşen oldı gün gibi odur ḥüsn ili sulṭānı 244 mefāʿīlün mefāʿīlün mefāʿīlün mefāʿīlün Şu demden zār olup ben ol meh-i tābāndan ayrıldum Ki tende ḳalmadı dirlik ṣanasın cāndan ayrıldum Benüm ḫurşīd-i nūr-efşān rūşen eylemez göñlüm Ki rūzum şeb olupdur çün ruḫ-ı cānāndan ayrıldum 4a. yüzinde: gözinde (metin) 244. 103a YER VE ESER ADLARI DİZİNİ
2019
ÖZ Bu yazıda Mustafa İslamoğlu'nun Hayat Kitabı Kur'an, Gerekçeli Meal Tefsir kitabı yazarın kitabının girişinde yazdığı bazı yöntemler esas alınarak incelenmiştir. Tercüme ve mal çalışmasında teklif ettiği yöntemlerden şunlar ara başlık olarak tespit edilmiş, örnekler onlardan seçilmiştir: Takdir ifade konusu, yanlış tercümeler, sure girişleri, kavramların tercümesi, nüzul süreci, mucize kavramına yaklaşım… Kaynaklardan nakledilen bilgilerin değerlendirilmemesi, argo ifadeler, modern diyebileceğimiz kavram ve kelimeler, huruf-ı mukattaa, sembolizm konusu da ayrıca ele alınmıştır. Önemine binaen yazarın risalet konusundaki bazı kanaatleri ve örnek olarak seçtiğimiz fıkıhla ilgili bazı ayetlere verdiği anlam ve bunlara dair açıklamalarına yer verilmiştir. ABSTRACT Concerning 'Hayat Kitabı Kur'an-Gerekçeli Meal-Tefsir' This study is about some methods written at the beginning of the book named 'Hayat Kitabı Kur'an-Gerekçeli Meal-Tefsir' by Mustafa İSLAM...
Dârülfünun Edebiyat Fakültesi Mecmuası (Seçme Makaleler), 2022
Veterinary World, 2024
ВЕСТНИК ПЕРМСКОГО УНИВЕРСИТЕТА. История, 2018
La Libre Belgique, 30 avril 1984.
International Journal of Recent Technology and Engineering (IJRTE), 2019
Din Eğitimi ve Bilim İlişkisinde Dini Bilgiyi Etkileyen Faktörler Kapsamlı İnceleme / Factors Affecting Religious Knowledge in the Context of Religious Education and its Relationship with Science: A Comprehensive Examination, 2023
The Art Direction Handbook for Film, 2005
Journal of Photochemistry and Photobiology A: Chemistry, 2019
Journal of the Islamic Medical Association of North America, 1978
Acta Neurochirurgica, 2008