ZİMMET SUÇU*
Araş. Gör. Volkan Aslan**
GİRİŞ
Zimmet suçu ile kamu görevlisinin görevi nedeniyle zilyetliği kendisine
devredilmiş olan veya koruma ve gözetimiyle yükümlü olduğu mal üzerinde
malın sahibiymiş gibi tasarrufta bulunması cezalandırıldığı gibi, kamu görevlisinin söz konusu malı malvarlığına dahil etmeden geçici bir süreliğine kullanması da cezai yaptırıma bağlanmıştır. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 247
ve devam eden maddelerinde düzenlenen suç, kanunun Millete ve Devlete Karşı
Suçlar ve Son Hükümler başlıklı dördüncü kısmının birinci bölümünde yer
alan Kamu İdaresinin Güvenilirliğine ve İşleyişine Karşı Suçlar arasında yer
almıştır. 247. maddede öncelikle zimmet suçunun temel hali düzenlenmiş; sonrasında da suçun nitelikli haline yer verilmiştir. Söz konusu maddenin üçüncü
fıkrasında da ETCK’da düzenlenmeyen kullanma zimmeti denilen hal düzenlenmiştir. Takip eden maddelerde ise sırasıyla etkin pişmanlık ve daha az cezayı gerektiren hale yer verilmiştir.
Çalışmada öncelikle zimmet suçu ile ilgili genel bilgiler aktarılmaya çalışılmıştır. Bu bağlamda suçun tarihsel gelişimi ile yürürlükteki TCK’da var olan
düzenleme sırasıyla irdelenmiştir. Ayrıca karşılaştırma imkânı vermesi ve zimmet suçunun salt TCK’da düzenlenmediğini göstermesi açısından Bankacılık
Kanunu’nda düzenlenen zimmet ve zimmet benzeri suç ile ilgili kısa açıklamalara çalışmanın ilk bölümünde yer verilmiştir.
Çalışmanın ikinci bölümünde ise TCK’da düzenlenen zimmet suçu açısından korunan hukuksal yarar, suçun maddi konusu, fail ve mağdur, görev
nedeniyle zilyetliğin devredilmiş olması ön şartı, maddi unsur, manevi unsur,
hukuka aykırılık unsuru, suçun özel görünüş biçimleri, nitelikli haller ile müeyyide bahisleri incelenmiş; ETCK ile karşılaştırma yapmak ve Yargıtay kararlarından örnekler sunmak suretiyle açıklama yapılmıştır. Ayrıca, söz konusu
bahisler ile ilgili öğretide var olan görüş ve tartışmalara da yeri geldikçe değinilmiştir.
A. Genel Olarak
1. Tarihsel Gelişim
Devlet idaresi aleyhine işlenen suçlardan zimmet suçu, oldukça eski bir
geçmişe sahip olup, varlığı Roma İmparatorluğu dönemine dek uzanmaktadır.
Ancak söz konusu suç, Romalılarda özel bir suç olarak düzenlenmemiş; hırsızlığın bir türü olarak kabul edilerek zimmetin söz konusu olabilmesi için çalınan
malın devlete (peculatus publicus) veya tanrılara ait (peculatus) olması öngörülmüştür.1 İslâm ceza hukukunda ise zimmet suçuna ilişkin herhangi bir dü-
*
**
1
Bu makale hakem incelemesinden geçmemiştir.
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Ana Bilim Dalı.
Süheyl Donay, “Türk Hukukunda Zimmet”, İ.Ü. Mukayeseli Hukuk Enstitüsü
Mukayeseli Hukuk Araştırmaları Dergisi, Yıl 2, Sayı 3, İstanbul, 1968, s.24; Taner
Gülşen, “Zimmet Suçu” (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Ankara Üniversitesi
SBE, 2011, s.7.
44
Volkan Aslan (İÜHFM C. LXXI, S. 1, s. 43-66, 2013)
zenleme bulunmamakla birlikte zimmet, taziren2 cezalandırılan bir fiil olarak
kabul edilmiştir.3
Cermen hukukunda zimmet suçundan bahsetmek mümkün olmamakla
birlikte, 4 eski Fransız hukukunda zimmet suçu kabul edilmiş ancak Roma
hukukunda olduğu gibi geniş bir anlama sahip olmuştur.5 1791 tarihli Fransız
Ceza Kanunu’nda ise suçun kapsamı daraltılarak yalnızca memurların kendilerine hizmet nedeniyle verilen para ve diğer malvarlığı değerlerinin zimmetlerine
geçirmeleri ayrı bir suç olarak düzenlenmiştir.6 Böylelikle zimmet suçu, günümüzdeki anlamına yakın bir şekilde yasal dayanağa kavuşmuştur.
Osmanlı Ceza Hukuku’nda İslâm Ceza Hukuku kurallarının yanı sıra
padişahlar tarafından yayınlanan kanunnameler ile suçlar düzenlenmesine
rağmen; bu kanunnamelerde zimmet suçuna ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır.7 Tanzimatla birlikte başlayan batılılaşma hareketleri sonucu kabul
edilen 1256 tarihli Ceza Kanunname-i Hümayunun’da ise zimmet suçu doğrudan düzenlenmemekle birlikte devlet malını çalmak suçu düzenlendiğinden
zimmet fiili söz konusu hükme dayanılarak cezalandırılabilmiştir. Nihayet,
1810 tarihli Fransız Ceza Kanunu tercüme edilerek hazırlanan 1274 tarihli
Ceza Kanunname-i Hümayunun’da zimmet suçu açıkça düzenlenmiş (m.90)8 ve
söz konusu hüküm, Cumhuriyet’in kuruluşuna değin uygulanmıştır.
1926 yılının Temmuz ayından Haziran 2005 tarihine kadar yürürlükte
kalan 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda9 ise zimmet suçu 202.maddede düzenlenmiş; söz konusu maddede “Görevi sebebiyle kendisine tevdi olunan veya
muhafaza, denetim veya sorumluluğu altında bulunan para veya para yerine
geçen evrak veya senetleri veya diğer malları zimmetine geçiren memura altı
yıldan oniki yıla kadar ağır hapis ve meydana gelen zararın bir misli kadar ağır
para cezası verilir.” şeklinde düzenleme yer almıştır.
2. 5237 Sayılı TCK’daki Düzenleme
Zimmet suçu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun10 Millete ve Devlete
Karşı Suçlar ve Son Hükümler başlıklı dördüncü kısmının birinci bölümünde
yer alan Kamu İdaresinin Güvenilirliğine ve İşleyişine Karşı Suçlar arasında
(m.247) düzenlenmiştir. TCK m. 247 uyarınca; “Görevi nedeniyle zilyedliği kendisine devredilmiş olan veya koruma ve gözetimiyle yükümlü olduğu malı ken2
3
4
5
6
7
8
9
10
Taziren cezalandırılan fiiller, haklarında hadis ve ayet gereği bir hükmün bulunmadığı
ancak kişilere veya kamuya zarar verdikleri için hâkimin takdirine bırakılarak cezalandırılan fiillerdir, bkz: Sulhi Dönmezer-Sahir Erman, Nazari ve Tatbiki Ceza Hukuku Genel Kısım, 13. tıpkı bası, İstanbul, Beta, Kasım 1997, Cilt I, s.117; Timur
Demirbaş, Ceza Hukuku Genel Hükümler, 5.baskı, Ankara, Seçkin, 2007, s.91; İlhan
Akbulut, “İslam Hukukunda Suçlar ve Cezalar”, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt 52, Sayı 1, 2003, s.168.
Donay, “Türk Hukukunda Zimmet”, s.25; Gülşen, “Zimmet Suçu”, s.8.
M. Nedim Bekri, Türk Ceza Kanunu’nda Zimmet Suçu, Ankara, Adalet, Kasım 2007,
s.8.
A.e., s.9.
Donay, “Türk Hukukunda Zimmet”, s.25.
A.e.
Söz konusu maddede zimmet suçu, “Her ne suretle olursa olsun zimmetine malı
geçiren veyahut ahara geçirmesine müsaade eden mülkiye ve maliye memurları
memuriyetten tard ile üç aydan iki seneye kadar hapis veyahut altı aydan 3 seneye
kadar neyf olunur.” şeklinde düzenlenmiştir, Gülşen, “Zimmet Suçu”, s.8.
R.G. 13.03.1926-320.
R.G. 12.10.2004 -25611.
Zimmet Suçu
45
disinin veya başkasının zimmetine geçiren kamu görevlisi, beş yıldan oniki yıla
kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” Gerekçede belirtildiği üzere kamu görevlisinden beklenen, görevi dolayısıyla zilyetliği11 kendisine devredilmiş olan veya
koruma ve gözetimiyle yükümlü olduğu mallar üzerinde yalnızca görevinin gerektirdiği şekilde tasarrufta bulunmasıdır.12 Dolayısıyla, kamu görevlisinin bu
mallar üzerinde görevinin gerekleriyle bağdaşmayan bir surette tasarrufta bulunması, bu malları kendisinin ya da başkasının zimmetine geçirmesi suç olarak tanımlanmıştır.
Zimmete geçirme ifadesinden suç konusu mal üzerinde malik gibi tasarrufta bulunmak anlaşılmalıdır. Bu bağlamda, suç konusu malın sahiplenilmesi, özgülendiği amaç dışında kullanılması, tüketilmesi şeklinde suç işlenebileceği gibi; suç konusu malın bir başkasına satılması yahut verilmesi şeklinde de işlenebilir.13 Zimmete geçirme, icrai olarak gerçekleştirilebileceği gibi
ihmali olarak da gerçekleştirilebilir. Ayrıca suçun oluşması açısından, suç konusu malın kamu görevlisinin kendisinin veya bir başkasının zimmetine geçirilmiş olması arasında fark bulunmamaktadır.14
TCK m. 247/2’de zimmet suçunun nitelikli zimmet olarak isimlendirilen
hali düzenlenmiştir. Zira söz konusu fıkra uyarınca; “Suçun, zimmetin açığa
çıkmamasını sağlamaya yönelik hileli davranışlarla işlenmesi hâlinde, verilecek
ceza yarı oranında artırılır.” Görüleceği üzere nitelikli halin gerçekleşmesi için
kamu görevlisinin hileli davranışlarda bulunması yeterlidir. Yoksa ETCK
m.202/2’de15 öngörüldüğü üzere hileli davranışın kamu görevlisinin çalıştığı
daireyi aldatacak nitelikte olması aranmamaktadır.16 Öte yandan TCK
m.247/3’te kullanma zimmeti düzenlenmiş; zimmet suçunun, malın geçici bir
süre kullanıldıktan sonra iade edilmek üzere işlenmesi hâlinde, verilecek cezanın yarı oranına kadar indirilebileceği belirtilmiştir.
TCK m.248’de, zimmet suçu açısından etkin pişmanlık hali düzenlenmiştir. Söz konusu maddede soruşturma başlamadan önce, zimmete geçirilen
malın aynen iade edilmesi veya uğranılan zararın tamamen tazmin edilmesi
hâlinde, verilecek cezanın üçte ikisinin indirileceği öngörülürken; kovuşturma
başlamadan önce, gönüllü olarak, zimmete geçirilen malın aynen iade edilmesi
veya uğranılan zararın tamamen tazmin edilmesi hâlinde, verilecek cezanın
yarısının indirileceği hüküm altına alınmıştır. Yine aynı madde uyarınca etkin
pişmanlığın hükümden önce gerçekleşmesi hâlinde ise verilecek cezanın üçte
biri indirilir. TCK m.249’da ise daha az cezayı gerektiren hal düzenlenmiş;
zimmet suçunun konusunu oluşturan malın değerinin azlığı nedeniyle verilecek cezanın üçte birden yarıya kadar indirileceği belirtilmiştir.
11
12
13
14
15
16
Zilyetlik, “buna konu teşkil edecek eşya üzerinde iradi şekilde hâkimiyetin ele geçirilmesi ile doğan ve bu hâkimiyetin iradi olarak terkine veya başkası tarafından gasbına
veya başka sebeplerle sona ermesine kadar devam eden hukuki bir durumdur.”, Kemal Oğuzman, Özer Seliçi, Saibe Oktay-Özdemir, Eşya Hukuku, İstanbul, Filiz, 2009,
s.54.
Türk Ceza Kanunu Madde Gerekçeleri, m.247, (Çevrimiçi) www.ceza-bb.adalet.
gov.tr/ mevzuat/ maddegerekce.doc, 10 Şubat 2012.
Süheyl Donay, Türk Ceza Kanunu Şerhi, İstanbul, Beta, Eylül 2007, s.357.
A.e.
ETCK m.202/2 uyarınca zimmet suçu, kamu görevlisinin “… dairesini aldatacak ve
fiilin açığa çıkmamasını sağlayacak her türlü hileli faaliyette bulunmak suretiyle işlenmiş ise faile oniki yıldan aşağı olmamak üzere ağır hapis ve meydana gelen zararın
üç misli kadar ağır para cezası verilir.”
Mehmet Emin Artuk, Ahmet Gökcen, A.Caner Yenidünya, Ceza Hukuku Özel
Hükümler, 6.bası, Ankara, Turhan, 2005, s.510.
46
Volkan Aslan (İÜHFM C. LXXI, S. 1, s. 43-66, 2013)
Öte yandan denetim görevinin ihmali başlıklı TCK m.251’de, zimmet suçunun işlenmesine kasten göz yuman denetimle yükümlü kamu görevlisinin,
işlenen suçun müşterek faili olarak sorumlu tutulacağı; denetim görevini ihmal
ederek, zimmet suçunun işlenmesine imkân sağlayan kamu görevlisinin de
cezalandırılacağı hüküm altına alınmıştır.
3. Bankacılık Kanunu’nda Düzenlenen Zimmet ve Zimmet Benzeri Suç
5237 sayılı TCK’da düzenlenen zimmet suçunu yalnızca kamu görevlileri
veya kanunlarda kamu görevlisi gibi cezalandırılacağı belirtilen kimseler işleyebilir. Dolayısıyla, banka personelleri kamu görevlisi sayılamayacağından söz
konusu suçu işlemeleri mümkün değildir. Ancak bankaların paraları ve varlıkları üzerinde zimmet suçunun yaygın olarak işlenebileceği dikkate alınarak17
banka personelinin işleyebileceği bu fiiller açısından 5411 sayılı Bankacılık
Kanunu’nda18 özel bir düzenleme yer almıştır.19 Bu düzenleme ile de malvarlığı
ve güven ilişkisinin yanı sıra ülke ekonomisinin korunmasının sağlanması istenmiştir.20 Ancak belirtmek gerekir ki, TCK’da halihazırda düzenlenen zimmet
suçunun Bankacılık Kanunu’nda ayrıca düzenlenmesinin ceza hukuku tekniği
açısından sorunlu olduğu ve uygulamada bu durumun ciddi sorunlara yol açtığı savunulmaktadır.21
17
18
19
20
21
Gülşen, “Zimmet Suçu”, s.109.
R.G. 01.11.2005-25893.
Söz konusu kanunun 160. maddesine göre “Görevi nedeniyle zilyetliği kendisine devredilmiş olan veya koruma ve gözetimiyle yükümlü olduğu para veya para yerine geçen
evrak veya senetleri veya diğer malları kendisinin ya da başkasının zimmetine geçiren
banka yönetim kurulu başkan ve üyeleri ile diğer mensupları, altı yıldan oniki yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılacakları gibi bankanın
uğradığı zararı tazmine mahkûm edilirler. Suçun, zimmetin açığa çıkmamasını sağlamaya yönelik hileli davranışlarla işlenmesi hâlinde faile on iki yıldan az olmamak
üzere hapis ve yirmibin güne kadar adli para cezası verilir; ancak, adli para cezasının
miktarı bankanın uğradığı zararın üç katından az olamaz. Ayrıca meydana gelen zararın ödenmemesi hâlinde mahkemece re'sen ödettirilmesine hükmolunur. Faaliyet izni
kaldırılan veya Fona devredilen bir bankanın; hukuken veya fiilen yönetim ve denetimini elinde bulundurmuş olan gerçek kişi ortaklarının, kredi kuruluşunun kaynaklarını, kredi kuruluşunun emin bir şekilde çalışmasını tehlikeye düşürecek şekilde doğrudan veya dolaylı olarak kendilerinin veya başkalarının menfaatlerine kullandırmak
suretiyle, kredi kuruluşunu her ne suretle olursa olsun zarara uğratmaları zimmet
olarak kabul edilir. Bu fiilleri işleyenler hakkında on yıldan yirmi yıla kadar hapis ve
yirmibin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur; ancak, adlî para cezasının miktarı bankanın uğradığı zararın üç katından az olamaz. Ayrıca, meydana gelen zararın
müteselsilen ödettirilmesine karar verilir. Soruşturma başlamadan önce, zimmete geçirilen para veya para yerine geçen evrak veya senetlerin veya diğer malların aynen
iade edilmesi veya uğranılan zararın tamamen tazmin edilmesi hâlinde, verilecek cezanın üçte ikisi indirilir. Kovuşturma başlamadan önce, gönüllü olarak, zimmete geçirilen para veya para yerine geçen evrak veya senetlerin veya diğer malların aynen iade
edilmesi veya uğranılan zararın tamamen tazmin edilmesi hâlinde, verilecek cezanın
yarısı indirilir. Bu durumun hükümden önce gerçekleşmesi hâlinde, verilecek cezanın
üçte biri indirilir. Zimmet suçunun konusunu oluşturan para veya para yerine geçen
evrak veya senetlerin veya diğer malların değerinin azlığı nedeniyle, verilecek ceza üçte
birden yarıya kadar indirilir.”
Fatih Selami Mahmutoğlu, Ekonomik Suçlar Bağlamında Kredi Hukukundan
Kaynaklanan Suç ve İdari Suçlar, Ankara, Seçkin, 2003, s.230.
Adem Sözüer, “Yeni Bankacılık Kanunu’nda Suçlar ve Yaptırımlar”, Hukuki
Perspektifler Dergisi, Sayı:5, Aralık 2005, s.166.
Zimmet Suçu
47
Bankacılık Kanunu’nun 160.maddesinin ilk fıkrasında “bankacılık zimmeti”, üçüncü fıkrasında ise “zimmet benzeri suç” düzenlenmiştir. Dikkat edilmesi gereken nokta şudur ki üçüncü fıkrada, ilk fıkrada düzenlenen suçun
ağırlaştırıcı sebebi değil ayrı bir suç düzenlenmiştir. Zira her iki suçta fiil, fail
ve maddi unsur farklıdır; ayrıca yaptırım da ayrıca belirlenmiştir.22 Üçüncü
fıkrada düzenlenen suçun zimmet benzeri suç olarak isimlendirilmesinin nedeni ise teknik anlamda zimmet söz konusu olmamasına rağmen kanun koyucunun bu fıkrada düzenlenen fiili zimmet olarak kabul etmesinden kaynaklanmaktadır.23 Öğretide bu suça “varsayımsal zimmet” de denmektedir.24
B. TCK’da Düzenlenen Zimmet Suçu
1. Korunan Hukuksal Yarar
Öğretide zimmet suçunun hangi hukuksal yararı koruduğu konusunda
oybirliği yoktur. Bir görüşe göre zimmet suçu, devletin mali yararlarını korumak amacıyla ihdas edilmiş olup; zimmet suçu, kalpazanlık, milletin kendisine
zarar verme, devlete ait araçları tahrip suçları arasında yer almalıdır.25 Eski
Fransız hukukunda geçerli olan bu görüş kabul edildiğinde suçun failinin
kamu görevlisi olması gerekmemektedir. Keza, devletin mali yararlarını koruma
açısından suç, kamu görevlisi olmayanlar tarafından da işlenebilecektir. Diğer
bir görüşe göre ise zimmet suçunun koruduğu hukuksal yarar, devlet görevlileri ile idaresine karşı duyulan güvenin korunması26 ve kamu görevlilerinin
devlete karşı sahip oldukları sadakat yükümlülüğüne uygun davranılmasının
sağlanmasıdır.27 Zira kamu görevlilerinin görevleri nedeniyle kendilerine bırakılan eşya açısından zimmet suçunu işlemeleri, eşyanın mülkiyeti açısından çok
sorun çıkarmasa dahi, toplumun devletin işleyişine olan güvenini sarsmaktadır.28 Bu iki ana görüşün dışında karma görüş olarak nitelendirebileceğimiz
şekilde zimmet suçu ile devletin güvenirliğinin ve malvarlığı menfaatlerinin,
kamu görevlilerinin doğruluğu ile dürüstlüğü ve devlete karşı sahip olmaları
22
23
24
25
26
27
28
Güneş Okuyucu-Ergün, Türk Ceza Hukukunda Zimmet Suçu, Ankara, Çakmak,
Mayıs 2008, s.150.
A.e.
Sözüer, “Yeni Bankacılık Kanunu’nda Suçlar ve Yaptırımlar”, s.180; Bankacılık Kanunu’nda düzenlenen zimmet ve zimmet benzeri suç hakkında ayrıntılı bilgi için bkz:
Fatih Selami Mahmutoğlu, Ekonomik Suçlar Bağlamında Kredi Hukukundan Kaynaklanan Suç ve İdari Suçlar, s.75-291; Sözüer, “Yeni Bankacılık Kanunu’nda Suçlar
ve Yaptırımlar”, s.166-191; Selman Dursun, Ekonomik Suçlar ve Bankacılık Suçları
Bağlamında, Bankacılık Düzenine Karşı İşlenen Suçlar, Ankara, Seçkin, 2006; İzzet
Özgenç, Zimmet Suçu, Ankara, Seçkin, 2009, s.77-99; Okuyucu-Ergün, Türk Ceza
Hukukunda Zimmet Suçu, s.147-203; Artuk, Gökcen, Yenidünya, Ceza Hukuku
Özel Hükümler, s.559-575; Erdal Baytemir, Kamu İdaresinin Güvenilirliğine ve İşleyişine Karşı Suçlar ile Banka Zimmeti, Ankara, Adalet, 2011, s.487-727; İsmail
Malkoç, Yeni Türk Ceza Kanunu Uygulamasında Zimmet-İrtikap-Rüşvet Suçları,
Ankara, Malkoç, 2010, s.40-49.
Artuk, Gökcen, Yenidünya, Ceza Hukuku Özel Hükümler, s.516; Bekri, Zimmet
Suçu, s.17.
Faruk Erem, “Zimmet ve İhtilâs”, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt
14, Sayı 1-4, Ankara, 1957, s.39; Özgenç, Zimmet Suçu, s.13.
Donay, “Türk Hukukunda Zimmet”, s.37.
Veli Özer Özbek v.d., Türk Ceza Hukuku Özel Hükümler, Ankara, Seçkin, 2010,
s.966.
48
Volkan Aslan (İÜHFM C. LXXI, S. 1, s. 43-66, 2013)
gereken bağlılığın, kamu görevlilerine karşı duyulması gereken güvenin tümünün birlikte korunduğu da savunulmaktadır.29
ETCK’da ikinci görüşün kabul edildiği görülmektedir. Nitekim ETCK’da
zimmet suçunu düzenleyen 202. maddenin gerekçesinde suç ile “kişilerin devlete karşı muhafaza etmeleri zaruri olan itimat duygusu ve memuriyet görevi”nin korunmakta olduğu belirtilmiştir.30 Keza, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun, ETCK’nın yürürlükte bulunduğu 1984 yılında verdiği karara göre “Bu
suçta korunan; mülkiyet değil kamu hizmeti ve görevidir.”31
5237 sayılı TCK açısından da zimmet suçu ile korunan hukuksal yararın
aynı olduğu söylenebilir. Nitekim zimmet suçu TCK’da, Millete ve Devlete Karşı
Suçlar ve Son Hükümler başlıklı dördüncü kısmın birinci bölümünde yer alan
Kamu İdaresinin Güvenilirliğine ve İşleyişine Karşı Suçlar arasında (m.247)
düzenlenmiştir. Ayrıca madde gerekçesinde “suç konusu malın kamu görevlisinin şahsının veya bir başkasının zimmetine geçirilmiş olması arasında fark
bulunmamaktadır”32 denmek suretiyle devletin mali menfaatlerinin korunması
amacı güdülmediği anlaşılmaktadır. Haliyle, suçun kanunda düzenlendiği yer
de göz önüne alındığında zimmet suçu ile korunmak istenen hukuksal yararın
kamu görevlilerine duyulan güven olduğu söylenebilir.33
2. Suçun Maddi Konusu
TCK m.247 uyarınca zimmet suçunun konusu, taşınır veya taşınmaz
maldır. Bu malın zilyetliğinin kamu görevlisine devredilmiş olması veya kamu
görevlisinin bu mal üzerinde koruma ve gözetim yükümlülüğünün bulunması
gerekirken; malın mülkiyetinin devlete, herhangi bir kamu kurumuna ya da
herhangi bir kişiye ait olması arasında fark bulunmamaktadır.34 Paranın
maddedeki “mal” kavramı dahilinde olduğunda şüphe yoktur. Ayrıca TCK
m.198 uyarınca devlet tarafından ihraç edilip de hamiline yazılı bonolar, hisse
senetleri, tahviller ve kuponlar, yetkili kurumlar tarafından çıkarılmış olup da
kanunen tedavül eden senetler, tahviller ve evrak ile millî ziynet altınları, para
hükmünde olduğundan zimmet suçuna konu olabilirler.35
Zimmet suçunun konusu kamu görevlisine görevi nedeniyle zilyetliği
devredilen mal olabileceği gibi, kamu görevlisinin koruma ve gözetimiyle yükümlü olduğu mal da olabilir. Ancak ikinci ihtimalde koruma ve gözetim yükümlülüğünün ifa edilen kamu görevinden kaynaklanması gerekir.36 Öte yandan, bir insanın emeğinden haksız olarak yararlanılması zimmet suçunu
29
30
31
32
33
34
35
36
Faruk Erem, Nevzat Toroslu, Türk Ceza Hukuku Özel Hükümler, 8.baskı, Ankara,
Savaş, Eylül 2000, s.152; Durmuş Tezcan, Mustafa Ruhan Erdem, Murat Önok, Teorik ve Pratik Ceza Özel Hukuku, 6.baskı, Ankara, Seçkin, 2008, s.768; Nurullah Aydın, Türk Suç ve Ceza Hukuku, 2.baskı, Ankara, Adalet, 2009, s.388.
Artuk, Gökcen, Yenidünya, Ceza Hukuku Özel Hükümler, s.516
YCGK, E. 1984/5-156, K. 1984/464, T. 24.12.1984, (Çevrimiçi) http://www.kazanci.
com, 20 Şubat 2012.
Türk Ceza Kanunu Madde Gerekçeleri, m.247, (Çevrimiçi) www.ceza-bb.adalet. gov.tr/
mevzuat/madde gerekce.doc, 10 Şubat 2012.
Artuk, Gökcen, Yenidünya, Ceza Hukuku Özel Hükümler, s.517; Bekri, Türk Ceza
Kanunu’nda Zimmet Suçu, s.35-52; Okuyucu-Ergün, Türk Ceza Hukukunda Zimmet Suçu, s.66-72; Necati Meran, Yeni Türk Ceza Kanununda Zimmet-Rüşvet-İrtikap ve Görevi Kötüye Kullanma Suçları, Ankara, Seçkin, 2008, s.33.
Türk Ceza Kanunu Madde Gerekçeleri, m.247, (Çevrimiçi) www.ceza-bb.adalet.
gov.tr/ mevzuat/madde gerekce.doc, 11 Şubat 2012.
Tezcan, Erdem, Önok, Teorik ve Pratik Ceza Özel Hukuku, s.769.
Özgenç, Zimmet Suçu, s.16-19.
Zimmet Suçu
49
oluşturmaz. Zira hizmet, mal kavramına dahil değildir ve zilyetliğe de elverişli
olamaz.37
ETCK m.202 ise zimmet suçunun maddi konusunu “para veya para yerine geçen evrak veya senetler veya diğer mallar” olarak belirlemiştir. ETCK
m.301’de “Ceza Kanunu tatbikatında itibarı amme kağıtları para gibidir. İtibarı
amme kağıtları tabiriyle kanunen para gibi tedavül edenlerden başka Hükümetler tarafından ihraç edilmiş hamile muharrer senetler ve kuponlar ve haiz
oldukları mezuniyete binaen müesseseler tarafından ihraç edilmiş olupta kanunen tedavül etmekte bulunan diğer bütün evrak ve senetler maksuttur.”
denmek suretiyle kambiyo senetleri, mevduat sertifikaları, hisse senetleri ve
tahviller de para olarak kabul edildiğinden, söz konusu belgeler de zimmet suçunun konusunu teşkil etmekteydi.38 Görüldüğü üzere suçun maddi konusu
açısından ETCK ile TCK arasında ifade farklılığından başka bir farklılık bulunmamaktadır; zira her ikisinin “suçun maddi konusunu oluşturabilecek değerler
kategorisi” örtüşmektedir.39
3. Fail ve Mağdur
Zimmet suçunun faili ancak bir kamu görevlisi olabilir. Bu bakımdan
zimmet suçu özgü suç40 niteliği taşımaktadır. Kişinin kamu görevlisi olup
olmadığını belirlerken de ifa ettiği görevin niteliğini göz önünde bulundurmak
gerekir.41 Kamu görevlisi olmayan bir kimse ise failin kamu görevlisi olduğunu
bilerek suça iştirak etmesi halinde ancak azmettiren veya yardım eden (TCK
m.40/2) sıfatıyla sorumlu tutulabilir.42 ETCK açısından ise kamu görevi yapan
veya özel kanunlarında zimmet suçundan dolayı memur gibi cezalandırılacakları belirtilenler zimmet suçunun faili olabilirlerdi.43
Kamu görevlisi olma niteliğinin, suç işlendiği anda mevcut bulunması
yeterli olup; bu sıfatı taşımayan bir kimsenin zilyetliği kendisine devredilen
değeri mal edinmesi güveni kötüye kullanma suçunu oluşturur.44 Bu bağlamda, kamu görevlisi sıfatının sonradan kaybedilmesi, suçun görev başında
değilken işlenmesi, tatil günü veya mesai saatleri dışında işlenmesinin bir
önemi bulunmamaktadır.45 Öte yandan, kamu görevlisi şahsi bir sebepten
ötürü kendisine teslim edilen mal üzerinde tasarrufta bulunmuşsa; yani fiili
37
38
39
40
41
42
43
44
45
Tezcan, Erdem, Önok, Teorik ve Pratik Ceza Özel Hukuku, s.771; Okuyucu-Ergün,
Türk Ceza Hukukunda Zimmet Suçu, s.75; Ancak insanların çalıştırılmasıyla bir çıkar elde ediliyor veya bir borçtan kurtulunuyorsa bu değerlerin zimmet suçunun kapsamına dâhil sayılması gerektiğini savunan bir görüş de vardır, bu hususta bkz: İsmail Malkoç, “Kamu İdaresinin Güvenilirliğine ve İşleyişine Karşı Suçlar, (Çevrimiçi)
http://www.ceza-bb.adalet.gov.tr/makale.htm, 15 Şubat 2012.
Artuk, Gökcen, Yenidünya, Ceza Hukuku Özel Hükümler, s.524; Tezcan, Erdem,
Önok, Teorik ve Pratik Ceza Özel Hukuku, s.769; Donay, “Türk Hukukunda Zimmet”, s.40.
Tezcan, Erdem, Önok, Teorik ve Pratik Ceza Özel Hukuku, s.769.
Özgü suçlar, faili ancak belirli sıfat veya özelliklere sahip olan suçlardır. Söz konusu
özellikler ya cinsiyetten yahut memurluk, vatandaşlık gibi kamu hukukundan doğan
sıfatlardan kaynaklanır, bkz: Demirbaş, Ceza Hukuku Genel Hükümler, s.430.
Türk Ceza Kanunu Madde Gerekçeleri, m.247, (Çevrimiçi) www.ceza-bb.adalet.gov.tr/
mevzuat/madde gerekce.doc, 10 Şubat 2012.
Tezcan, Erdem, Önok, Teorik ve Pratik Ceza Özel Hukuku, s.777.
A.e.
Artuk, Gökcen, Yenidünya, Ceza Hukuku Özel Hükümler, s.517; Tezcan, Erdem,
Önok, Teorik ve Pratik Ceza Özel Hukuku, s.778.
Artuk, Gökcen, Yenidünya, Ceza Hukuku Özel Hükümler, s.518.
50
Volkan Aslan (İÜHFM C. LXXI, S. 1, s. 43-66, 2013)
görevi ile bağlantılı değilse oluşan suç zimmet değil güveni kötüye kullanma
suçudur.46 Ayrıca, Türk vatandaşı olmayan kimseler devlet memuru olamayacaklarından Türk vatandaşı olmayıp da Türkiye’de görevli yabancı ülke kamu
görevlileri zimmet suçunun faili olamazlar.47
Yapılan genel açıklamalardan sonra “kamu görevlisi” olma niteliğini irdelemek gerekir. TCK m.6 uyarınca “kamu görevlisi deyiminden; kamusal faaliyetin yürütülmesine atama veya seçilme yoluyla ya da herhangi bir surette
sürekli, süreli veya geçici olarak katılan kişi” anlaşılır. Söz konusu madde gerekçesinde kamu görevlisi ile ilgili şu açıklamalara yer verilmiştir:
“765 sayılı Türk Ceza Kanunundaki “memur” tanımının doğurduğu sakıncaları aynen devam ettirecek nitelikte olan tanım, Tasarı metninden çıkarılarak; memur kavramını da kapsayan “kamu görevlisi” tanımına yer verilmiştir.
Yapılan yeni tanıma göre, kişinin kamu görevlisi sayılması için aranacak yegâne ölçüt, gördüğü işin bir kamusal faaliyet olmasıdır. Bilindiği üzere, kamusal faaliyet, Anayasa ve kanunlarda belirlenmiş olan usullere göre verilmiş olan
bir siyasal kararla, bir hizmetin kamu adına yürütülmesidir. Bu faaliyetin yürütülmesine katılan kişilerin maaş, ücret veya sair bir maddî karşılık alıp almamalarının, bu işi sürekli, süreli veya geçici olarak yapmalarının bir önemi
bulunmamaktadır. Bu bakımdan, örneğin mesleklerinin icrası bağlamında
avukat veya noterin kamu görevlisi olduğu hususunda bir tereddüt bulunmamaktadır. Keza kişi, bilirkişilik, tercümanlık ve tanıklık faaliyetinin icrası kapsamında bir kamu görevlisidir. Askerlik görevi yapan kişiler de kamu görevlisidirler. Bu bakımdan örneğin bir suç vakıasına müdahil olan, bir tutuklu veya
hükümlünün naklini gerçekleştiren jandarma subay veya erleri de, kamu görevlisidirler. Buna karşılık, kamusal bir faaliyetin yürütülmesinin ihaleye dayalı
olarak özel hukuk kişilerince üstlenilmesi durumunda, bu kişilerin kamu görevlisi sayılmayacağı açıktır.”48
Görüleceği üzere, bir kimse hizmet akdine göre istihdam ediliyor olsa bile
ifa edilen görev nitelik itibariyle kamu görevi ise; ya da belli görevleri yerine
getiren kimselerin kamu görevlisi gibi sorumlu olacakları kanunda belirtilmişse
bu kimseler zimmet suçunun faili olabilirler.49
ETCK’da ise zimmet suçunun failinin “memur” olabileceği belirtilmiş;
kamu görevi-kamu hizmeti ayrımı yapılarak50 ceza kanunu uygulamasında
kamu görevi yapanlar memur olarak sayılmaktayken kamu hizmeti yapanlar
kapsam dışında bırakılmıştır.51 Bu bağlamda da kamu görevi ile kamu hizme-
46
47
48
49
50
51
Özbek v.d., Türk Ceza Hukuku Özel Hükümler, s.969.
Artuk, Gökcen, Yenidünya, Ceza Hukuku Özel Hükümler, s.518.
Türk Ceza Kanunu Madde Gerekçeleri, m.247, (Çevrimiçi) www.ceza-bb.adalet.
gov.tr/ mevzuat/madde gerekce.doc, 12 Şubat 2012.
Özgenç, Zimmet Suçu, s.41.
ETCK m.279: “Ceza Kanununun tatbikatında:
1 - Devamlı veya muvakkat surette teşrii, idari veya adli bir amme vazifesi gören Devlet veya diğer her türlü amme müesseseleri memur, müstahdemleri;
2 - Devamlı veya muvakkat, ücretsiz veya ücretli, ihtiyari veya mecburi olarak teşrii,
idari veya adli bir amme vazifesi gören diğer kimseler memur sayılır.
Ceza Kanununun tatbikatında amme hizmeti görmekle muvazzaf olanlar:
1 - Devamlı veya muvakkat surette bir amme hizmeti gören Devlet veya diğer amme
müessesesinin memur ve müstahdemleri;
2 - Devamlı veya muvakkat, ücretli veya ücretsiz ihtiyari veya mecburi surette bir
amme hizmeti gören diğer kimselerdir.”
Bekri, Türk Ceza Kanunu’nda Zimmet Suçu, s.29.
Zimmet Suçu
51
tini ayırmak için birçok teori geliştirilmiştir.52 Kısaca belirtmek gerekirse kamu
hukuku tarafından düzenlenen, kamu idaresinin iradesinin oluşturulması ve
yansıtılması veya kamu idaresinin emredici yetkilerle veya tasdik etme yetkisiyle gerçekleştirdiği idari faaliyet kamu görevi sayılır.53 Kamu hizmeti ise Anayasa Mahkemesi’ne göre “devlet ya da diğer kamu tüzel kişileri tarafından ya da
bunların gözetim ve denetimleri altında, genel ve ortak gereksinmeleri karşılamak, kamu yararı ya da çıkarını sağlamak için yapılan ve topluma sunulmuş
bulunan sürekli ve düzenli etkinliklerdir.”54 Ancak ETCK uygulamasında hangi
faaliyetlerin kamu görevi, hangi faaliyetlerinse kamu hizmeti sayılacağı hususu
tartışmalı olmuştur.55 Bu hususta Yargıtay’ın da tutarlı bir içtihat geliştirdiği
söylenemez.56
5237 sayılı TCK, belirttiğimiz üzere söz konusu ayrımı kaldırarak “kamusal faaliyetin yürütülmesine katılma” ölçütünü getirmiştir. Ancak bu düzenlemenin amacı hem kamu hizmeti hem de kamu görevi yapanları kapsamaktır. Kamuya yönelik ya da yararlı her hizmeti bu bağlamda kamusal faaliyet saymak mümkün değildir. Dolayısıyla, faaliyet açısından kamu kuruluşunca gerçekleştirilmese bile en azından kamu kuruluşunun yakın gözetiminde
olma niteliği aranacaktır.57
52
53
54
55
56
57
Söz konusu teoriler için bkz: Okuyucu-Ergün, Türk Ceza Hukukunda Zimmet Suçu,
s.17-26.
A.e., s.27.
AYM, T: 09.12.1994, E: 1994/043, S: 1994/042-2, (Çevrimiçi) http://
www.anayasa.gov.tr, 12 Şubat 2012.
Bekri, Türk Ceza Kanunu’nda Zimmet Suçu, s.29.
“…İETT`de abonman bilet satıcısı olan sanığın, görevi nedeniyle kendisine teslim edilen bilet ve kuponların satışından elde ettiği bedellerini idare veznesine yatırmayarak
müteselsilen zimmetine geçirdiğinin anlaşılmasına göre işçi statüsünde olsa bile basit
zimmet suçundan cezalandırılması gerekirken…” Y.5.C.D, E. 1998/31, K.
1998/584, T. 25.2.1998, (Çevrimiçi) http://www.kazanci. com, 20 Şubat 2012;
“…Devlete ait bu tür kuruluşlarda (Spor Toto Teşkilat Müdürlüğü) çalışanların T. Ceza
Yasası uygulamasında memur sayılabilmesi için, öncelikle bu kuruluşun Devletin
amacı gereği yerine getirmek zorunluluğunda bir işi (kamu görevi) yapıyor olması gerekir. Yargıtayımızın kimi kararlarında da kabul edildiği gibi, kamu görevi devletin
amacı gereği bizzat yerine getirmek zorunluluğunda olduğu işlerdir. Bu görevin en belirgin niteliği, zorunlu oluşu, başka bir anlatımla Devletin bu görevi zorunlu olarak yerine getirmek ödevinde olmasıdır. Bunlar dışında kalan işler ise, kamu görevi değil,
kamu hizmetidir. TCY.nın 279. maddesinin 2. fıkrası uyarınca kamu hizmeti yapanlar
ceza uygulamasında memur sayılmazlar. Futbol karşılaşmalarında müşterek bahisler
düzenlemek, Devletin amacı gereği yerine getirmek zorunluluğunda olduğu bir iş değildir. Bu nedenle, Spor Toto Teşkilat Müdürlüğü kamu görevi yapan bir kuruluş olarak kabul edilemez ve personeli T. Ceza Yasası uygulamasında memur sayılmaz…”
Y.4.C.D, E. 1995/853, K. 1995/5042, T. 3.7.1995, (Çevrimiçi) http://www.kazanci.
com, 20 Şubat 2012.
“…Spor Toto Teşkilat Müdürlüğü; Futbol Müsabakalarında Müşterek Bahisler Tertibi
Hakkındaki 7258 Sayılı Yasa uyarınca Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğüne bağlı bir
kuruluş olup, futbol karşılaşmalarında müşterek bahisler düzenlemek devletin yerine
getirmek zorunda olduğu bir iş niteliğinde sayılamayacağı cihetle Spor Toto Teşkilat
Müdürlüğünün kamu görevi yapan bir kuruluş olarak kabulünün mümkün olmadığı
ve toplanan oyun bedellerinin Devlet malı sayılacağı veya mensuplarının memur gibi
cezalandırılacakları konusunda açıklayıcı ve düzenleyici bir hüküm de bulunmadığından, bu paraların mal edinilmesi eyleminin hizmet nedeniyle emniyeti suistimal suçunu oluşturacağı ve inceleme tarihi itibariyle zamanaşımı süresinin dolduğu gözetilerek kamu davasının düşürülmesi yerine eylemin zimmet kabulü ile yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması…” Y.5.C.D, E. 2007/12829, K. 2008/3639, T.
52
Volkan Aslan (İÜHFM C. LXXI, S. 1, s. 43-66, 2013)
Zimmet suçunun mağduru ise tüm toplumdur. Zira açıklandığı gibi,
kamu görevlilerinin görevleri nedeniyle kendilerine teslim edilen değerleri korumak ve bunlar üzerinde teslim amacına uygun tasarrufta bulundukları yolunda bir güven vardır. Zimmet suçu ile bu güven sarsıldığından toplumun
tüm bireyleri mağdur olmaktadır. Zimmete geçirilen değerlerin kamuya değil de
belli bir kişiye ait olması halinde de durum değişmez. Bu halde, malvarlığı
zimmete geçirilen kişi suçtan zarar gören konumunda bulunmakta ve ayrıca
toplumun tüm bireyleri gibi suçun mağduru olmaktadır.58
4. Ön şart: Görev Nedeniyle Zilyetliğin Devredilmiş Olması
Zimmet suçunu düzenleyen TCK m.247’de açıkça belirtildiği üzere, zimmet suçunun oluşabilmesi için kamu görevlisine “görevi nedeniyle zilyetliği
devredilmiş olan” veya kamu görevlisinin “koruma ve gözetimiyle yükümlü olduğu” bir mal bulunmalıdır.59 ETCK’da da zimmet suçunun oluşabilmesi için
benzer şekilde malın memura “görevi nedeniyle tevdi edilmiş olması” ya da “koruma, denetim veya sorumluluğu altında bulunması” gerekmekteydi.
“Tevdi”den söz edebilmek için malın faile teslim edilmesi gerekmesine rağmen;
teslim kavramı geniş anlaşılmakta, malın memurun fiili egemenliğine girmesi
halinde zimmet suçu gerçekleşmekteydi.60 Yine ETCK’daki “muhafaza, denetim
ve sorumluluk” ile TCK’daki “koruma ve gözetim” kavramları aynı şeyi ifade
etmektedir.61 Bu bağlamda, TCK ile ETCK arasında yalnızca ifade farklılığı bulunmaktadır.62
Tartışmalı olan nokta, örneğin zarf gibi içindekini koruma gayesi güden
şeyin teslimi halinde, içinde bulunan şeyin de faile teslim edilip edilmediği
noktasında toplanmaktadır. Bu bağlamda her iki görüşün taraftarları bulunmaktadır. Faile teslimin yapıldığını savunan yazarlardan bir kısmı ölçünün
failin mala kolayca ulaşıp ulaşamayacağı olması gerektiğini savunurken63 kimi
yazarlar da64 teslimin usulsüz yapılıp yapılmadığına bakılarak teslimin
gerçekleşip gerçekleşmediğinin belirlenmesi gerektiğini savunmaktadırlar. Zira
Yargıtay da posta kurallarına göre zarfın içine para konulmaması gerektiğinden
bunun aksine para konulmuşsa teslimin usulsüz olacağını ve haliyle zimmet
suçunun oluşmayacağını kabul etmektedir.65
28.4.2008, (Çevrimiçi) http://www. kazanci.com, 20 Şubat 2012; Tezcan, Erdem,
Önok, Teorik ve Pratik Ceza Özel Hukuku, s.736.
58 Özgenç, Zimmet Suçu, s.48-49.
59 Tezcan, Erdem, Önok, Teorik ve Pratik Ceza Özel Hukuku, s.771.
60 A.e.
61 Tezcan, Erdem, Önok, Teorik ve Pratik Ceza Özel Hukuku, s.772.
62 Zilyetliğin kamu görevlisine aynı zamanda malın işlevine saygı gösterme yükümlülüğü
de yükleyeceğinden TCK m.247’de kamu görevlisinin yalnızca malın zilyetliğine sahip
olmasının aranmasının yeterli olacağı; koruma ve gözetim yükümlülüğünün belirtilmesinin gereksiz bir tekrar olduğu görüşü için bkz: Okuyucu-Ergün, Türk Ceza Hukukunda Zimmet Suçu, s.84-85.
63 Tezcan, Erdem, Önok, Teorik ve Pratik Ceza Özel Hukuku, s.773.
64 Artuk, Gökcen, Yenidünya, Ceza Hukuku Özel Hükümler, s.530.
65 “Sanığın acele posta servisinde görevli olduğu dönemde müşteki Y.B.’nın zarfın içine 25
milyon lira koyarak babası A.B.’ya gönderilmek üzere ücretini ödeyip sanığa teslim ettiği, sanığın ise zarfı açıp bırakılan parayı aldığının anlaşılmasına göre, gönderilmek
üzere sanığa para tevdi edilmemiş olduğundan, zimmet suçunun yasal unsurlarının
oluşmadığı… müştekinin rızası hilafına zarfa konulan paranın alınmasının ayrıca
TCK’nun 491/3 ve 251. maddelerine uyan hırsızlık suçunu oluşturduğunun…”
Y.5.C.D, E. 2001/5884, K. 2002/3685, T. 06.06.2001, Baytemir, Kamu İdaresinin
Güvenilirliğine ve İşleyişine Karşı Suçlar ile Banka Zimmeti, s.269.
Zimmet Suçu
53
Kamu görevlisinin görevi nedeniyle değil de şahsına güvenilerek zilyetliği
devredilen bir malın sahiplenilmesi halinde zimmet suçu değil, güveni kötüye
kullanma suçu meydana gelir (TCK m.155).66 Örneğin bir kimsenin ödemesi
gereken bir parayı yakın arkadaşı tahsilat görevlisine ödenmek üzere vermesi;
fakat görevlinin bu parayı sahiplenmesi halinde durum böyledir.67 Son olarak
belirtmek gerekir ki, zimmete konu malın kamu görevlisine özgür ve serbest bir
iradeyle gönüllü olarak teslim edilmesi gerekir. Aksi takdirde irtikâp (TCK
m.250) veya dolandırıcılık (TCK m.157) suçlarından birisi meydana gelecektir.68
5. Maddi Unsur
TCK m.247 uyarınca kamu görevlisinin “görevi nedeniyle zilyedliği kendisine devredilmiş olan veya koruma ve gözetimiyle yükümlü olduğu malı kendisinin veya başkasının zimmetine geçirmesi” zimmet suçunun maddi unsuru
olarak belirtilmiştir. Zimmete geçirme de gerekçede belirtildiği üzere suç konusu mal üzerinde malikmiş gibi tasarrufta bulunmayı ifade eder.69 Haliyle,
zimmete konu malın sahiplenilmesi veya başkasının mülkiyetine dahil edilmesi
dışında, satılması, trampa edilmesi gibi işlemler de suçun maddi unsurunu
oluşturabilir.70 Gerçekleştirilme şeklinin herhangi bir önemi yoktur.71 Suç, icrai
bir hareketle gerçekleşebileceği gibi ihmali bir hareketle de işlenebilir. ETCK
m.202’de “Görevi sebebiyle kendisine tevdi olunan veya muhafaza, denetim
veya sorumluluğu altında bulunan para veya para yerine geçen evrak veya senetleri veya diğer malları zimmetine geçiren memura…” ifadesi kullanılıp, başkasının zimmetine geçirme madde metninde düzenlenmediğinden üçüncü kişiye yönelik yapılan kazandırmanın zimmet suçunu oluşturup oluşturmadığı
hususu tartışmalı olmuştur. Kimi yazarlar bu durumda zimmet suçunun
oluşmayacağını ileri sürerken72, kimileri ise73 zimmet suçunun oluşacağını
ifade etmişlerdir. Yargıtay da bu görüşe katılarak suç konusu malın kamu gö-
66
67
68
69
70
71
72
73
Özgenç, Zimmet Suçu, s.47; Özbek v.d, Türk Ceza Hukuku Özel Hükümler, s.969;
Ancak Yargıtay kamu görevlisinin teslimi kabule yetkili olmaması halinde görevi kötüye kullanma suçunun oluşacağı kanısındadır: ““…T.C. Ziraat Bankası bir KİT olup,
onun personeli olan sanık bu kuruluşun para, evrak ve mallarına karşı suç işlemesi
durumunda maddi ceza hukuku açısından memur gibi cezalandırılabilmektedir. Ancak sanık ilgili banka şubesinde ticari krediler servisi şefi olarak görevlidir. Suça konu
senetler faile görevi nedeniyle tevdi edilmediği gibi onun denetim ve sorumluluğu altında da bulunmamaktadır. Sanığın senet bedellerini tahsile yetkisi yoktur. O halde
zimmet suçunun oluştuğu söylenemez. Sanığın zimmet suçunu oluşturmayan senet
bedellerinin tahsili için yapılması gereken işlemleri yapmayıp bedellerini elden alarak
mal edinmesi biçimindeki eylemi; kamu idaresinde disiplini sağlamak amacıyla
T.C.Y.’nın 240.maddesinde düzenlenen görevi kötüye kullanma suçunu oluşturur”
Y.C.G.K, 148/178, 21.6.1993, Vural Savaş, Sadık Mollamahmutoğlu, Türk Ceza
Kanunu Yorumu, Ankara, Seçkin, 1995, Cilt II, s.1897
Tezcan, Erdem, Önok, Teorik ve Pratik Ceza Özel Hukuku, s.775.
Artuk, Gökcen, Yenidünya, Ceza Hukuku Özel Hükümler, s.534; Tezcan, Erdem,
Önok, Teorik ve Pratik Ceza Özel Hukuku, s.776.
Türk Ceza Kanunu Madde Gerekçeleri, m.247, (Çevrimiçi) www.cezabb.adalet.gov.tr/ mevzuat/madde gerekce.doc, 10 Şubat 2012; Artuk, Gökcen, Yenidünya, Ceza Hukuku Özel Hükümler, s.537; Tezcan, Erdem, Önok, Teorik ve Pratik
Ceza Özel Hukuku, s.779; Özgenç, Zimmet Suçu, s.21.
Özgenç, Zimmet Suçu, s.21; Artuk, Gökcen, Yenidünya, Ceza Hukuku Özel Hükümler, s.537-538; Tezcan, Erdem, Önok, Teorik ve Pratik Ceza Özel Hukuku, s.779.
Artuk, Gökcen, Yenidünya, Ceza Hukuku Özel Hükümler, s.537.
Tezcan, Erdem, Önok, Teorik ve Pratik Ceza Özel Hukuku, s.780.
Artuk, Gökcen, Yenidünya, Ceza Hukuku Özel Hükümler, s.537.
54
Volkan Aslan (İÜHFM C. LXXI, S. 1, s. 43-66, 2013)
revlisinin veya bir başkasının zimmetine geçirilmesi bakımından bir ayrım
yapmamıştır.74 TCK m.247’de “kendisinin veya başkasının” ifadesinin
kullanılmasıyla Yargıtay’ın görüşü kanunlaştırılmıştır.75
TCK m.247/3 uyarınca “zimmet suçunun, malın geçici bir süre kullanıldıktan sonra iade edilmek üzere işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı oranına
kadar indirilebilir.” Bu fıkrada düzenlenen halde fail, suç konusu malı kesin
olarak malvarlığına dahil etmemekte, geri vermek üzere geçici bir süre için
kullanmaktadır. Kullanma zimmeti olarak adlandırılan bu hal açısından gerekçede belirtildiği üzere “… kullanmanın malikin bulunabileceği tasarruf niteliğinde olup olmadığına bakmak gerekir. Bu nedenle, her bir kullanmanın, ilgili
somut olayın koşulları göz önünde bulundurularak yapılacak bir değerlendirmeyle, zimmeti oluşturup oluşturmadığının belirlenmesi gerekir. Bu bakımdan,
kullanmanın salt belli bir süreyle sınırlı olması, zimmetin oluşumuna engel
değildir.”76 Dolayısıyla, önemli olan kullanmanın malikin bulunabileceği tasarruf niteliğinde olup olmamasıdır.77 Ancak eğer, süreli kullanma “malı özgülediği
amacın tümüyle dışına çıkarmışsa”78 artık kullanma zimmetine ilişkin TCK
m.247/3 değil TCK m.247/1 uygulanır. ETCK m.202’de kullanma zimmetine
ilişkin bir düzenleme bulunmadığından Yargıtay’ın kimi kararlarında79 kullan-
74
75
76
77
78
79
“…Zimmet suçu; memurun kendisine tevdi edilen veya vazife dolayısıyla muhafaza,
murakebe veya mesuliyeti altında bulunan para veya menkul kıymetleri aşırması veya
mal edinmesi suretiyle oluşur. O halde, suçun faili memur veya özel yasası gereği
memur gibi cezalandırılan bir kimse olmalıdır. Suçun maddi konusu para, para yerine
geçen belge veya senetler ve sair taşınır mallardır. Suç konusu olan bu şeylerin memura görevi nedeniyle tevdi edilmiş bulunması veya onun koruma, denetim ya da sorumluluğu altında bulunması gerekir. Suçun konusunu oluşturan bu şeyin memur
tarafından kendisi veya üçüncü kişiler yararına mal edinmek üzere alınması, bir
başka anlatımla zimmete geçirilmesidir..” Y.C.G.K, E. 1994/5-232, K. 1994/276, T.
7.11.1994; “…TCK. nun 202 ve 203. maddelerinde: (Kendisine tevdi olunan veya görevi dolayısıyla muhafaza, denetimi veya sorumluluğu altında bulunan para veya para
hükmündeki evrak ve senetleri veya sair malları zimmetine geçiren veya mal edinen
memura... ceza verilir) denmektedir. Bu maddeler ve Ceza Genel Kurulu'nun yerleşmiş
içtihatlarına göne temellükün sanığın kendisi veya başkası yararına olması suçun niteliğini değiştirmez…” Y.C.G.K, E. 1980/5-381, K. 1980/442, T. 15.12.1980, (Çevrimiçi) http://www.kazanci.com, 16 Şubat 2012; “Halk Bankası.... Şubesinde mevduat servis şefi olup, şubelerarası provizyon alıp vermeye yetkili bulunan sanığın kendileriyle para ilişkisi bulunan banka mudilerinden Mehmet, Ahmet, Ömer ve
Şeyhmuz'un mevduat hesapları müsait olmadığı halde, bankanın değişik diğer şubelerinden para çekmeleri sırasında sorulan provizyonlara, hesaplarının müsait olduğu
yolunda cevaplar vermek ve mudilerin bu paraları çekip maledinmelerine imkan sağlamak suretiyle oluşan eylemi, zincirleme biçimde basit zimmet niteliğinde bulunduğu
halde…” Y.5.C.D, E. 1996/801, K. 1996/1277, T. 16.4.1996, (Çevrimiçi)
http://www.emsal. yargitay.gov.tr, 22 Şubat 2012.
Tezcan, Erdem, Önok, Teorik ve Pratik Ceza Özel Hukuku, s.780.
Türk Ceza Kanunu Madde Gerekçeleri, m.247, (Çevrimiçi) www.cezabb.adalet.gov.tr/ mevzuat/madde gerekce.doc, 10 Şubat 2012.
Tezcan, Erdem, Önok, Teorik ve Pratik Ceza Özel Hukuku, s.781.
A.e., s.781-782.
“…7.435.383 lirayı on gün, 10.000.000 lirayı 23 gün elinde tutan sanığın eyleminin
“zimmet” suçunu mu, yoksa belirlenen sürelerde paranın nemasından yararlanılması
nedeniyle “kullanma zimmeti” suçunu mu oluşturduğu, Özel Daire ile Yerel Mahkeme
arasındaki uyuşmazlığın konusunu oluşturmaktadır….” Y.5.C.D, 3001/4106,
08.10.1991, İsmail Malkoç-Mahmut Güler, Zimmet-İrtikap-Rüşvet ve Başlıca Memur Suçları, Ankara, Gen, 1993, s.99.
Zimmet Suçu
55
dığı “kullanma zimmeti” kavramı tartışmalı olmuştur.80 TCK m.247’de ise bu
hal açıkça düzenlenmiş, gerçekleşmesi halinde cezadan indirim yapılması öngörülmüştür.
6. Manevi Unsur
Zimmet, kasten işlenebilen bir suç olup81, olası kastla işlenebilip işlenememesi açısından öğretide tartışma vardır. Kimi yazarlar82 zimmet suçunun
olası kastla işlenebileceğini savunurken, kimilerine göreyse83 zimmet suçunun
oluşması için özel kastın varlığı şarttır ve olası kastla zimmet suçu işlenemez.
ETCK’nın yürürlükte olduğu süre içerisinde Yargıtay, zimmetin oluşabilmesi
açısından çoğu kararında84 özel kastın mevcudiyetini ararken nadiren verdiği
bazı kararlarında85 ise genel kastın yeterli olduğunu belirtmiştir. 5237 sayılı
TCK açısından kasten işlenebilen tüm suçlar hem doğrudan hem de olası
kastla işlenebileceğinden zimmet suçu da olası kastla işlenebilir, yani genel
olarak kast yeterlidir.86 Ancak zimmet suçunun oluşabilmesi için failin temellük veya faydalanma kastıyla hareket etmesinin gerektiği görüşüyle özel kastın
aranması gerektiğini savunan yazarlar da bulunmaktadır.87
80
81
82
83
84
85
86
87
Artuk, Gökcen, Yenidünya, Ceza Hukuku Özel Hükümler, s.544; Tezcan, Erdem,
Önok, Teorik ve Pratik Ceza Özel Hukuku, s.781; ETCK’nın yürürlükte olduğu zamanda Erem, “kullanma zimmeti” olarak tarif edilen fiilin zimmet sayılamayacağını,
söz konusu fiilin disiplin suçu ile vazifeyi suiistimal teşkil ettiğini ifade etmiştir, bkz:
Erem, “Zimmet ve İhtilâs”, s.42.
Donay, “Türk Hukukunda Zimmet”, s.44; Tezcan, Erdem, Önok, Teorik ve Pratik
Ceza Özel Hukuku, s.783.
Özgenç, Zimmet Suçu, s.50; Tezcan, Erdem, Önok, Teorik ve Pratik Ceza Özel Hukuku, s.783.
Donay, “Türk Hukukunda Zimmet” s.45; Artuk, Gökcen, Yenidünya, Ceza Hukuku
Özel Hükümler, s.547.
“Zimmet suçu şekli bir suç olmayıp, diğer unsurlarının yanında maledinme kasdının
bulunmasının da zorunlu olmasına nazaran, kooperatif başkanı olan sanığın üye aidatlarının zamanında yatırılmamasından dolayı farklı tarihlerde tahsil ettiği gecikme
faizlerini kayıtlara intikal ettirmeyerek kooperatifin kredi çizim borcu karşılığında fatura ya da gider makbuzu düzenlenmeden harcama tutanağı ile M.U.’a 50.000.000.
lira ödemede bulunduğu, sanığın ikrarı, tanık anlatımları ve dosya içeriğinden anlaşılmasına göre; eylemde “mal edinme” “sahiplenme” kastının bulunmaması sebebiyle
zimmet suçunun oluşmadığı…” Y.5.C.D, E. 2002:/8257, K. 2003/2478, T.
29.04.2003, Baytemir, Kamu İdaresinin Güvenilirliğine ve İşleyişine Karşı Suçlar
ile Banka Zimmeti, s.38; “…köy gelir gider karşılaştırılmasında giderin 79.915.000
lira fazla ve sanığın bu miktar alacaklı olduğuna dair yapılan tespit, köy işlerine harcadığına ilişkin savunma mevcut köy ortamı, kültür düzeyi ve muhasebe bilgisinin de
bulunmaması karşısında, sanığın temellük kastıyla hareket etmediği…” Y.5.C.D, E.
2002/3879, K. 2003/3576, T. 05.06.2003, Baytemir, Kamu İdaresinin Güvenilirliğine ve İşleyişine Karşı Suçlar ile Banka Zimmeti, s.38.
“Zimmet suçunun manevi unsuru umumi kasttır. Bu suçta ayrıca özel kast aranmaz.”
Y. 5.CD, 3190/3530, 28.10.1980, Özgenç, Zimmet Suçu, s.50.
Özgenç, Zimmet Suçu, s.50; Erem, Toroslu, Türk Ceza Hukuku Özel Hükümler,
s.157; Özbek vd, Türk Ceza Hukuku Özel Hükümler, s.977; Tezcan, Erdem, Önok,
Teorik ve Pratik Ceza Özel Hukuku, s.783; Aydın, Türk Suç ve Ceza Hukuku,
s.389; Baytemir, Kamu İdaresinin Güvenilirliğine ve İşleyişine Karşı Suçlar ile
Banka Zimmeti, s.38; Bir görüşe göre TCK m.247’de “kendisinin veya başkasının
zimmetine geçiren kamu görevlisi”nin cezalandırılması öngörülmüş, kendisinin ya da
başkasının “yararına” zimmete geçirme şartı aranmamıştır. Zira zimmete geçirme halihazırda kamu görevlisinin kendisine veya bir başkasına yarar sağlamaktadır, bkz:
Okuyucu-Ergün, Türk Ceza Hukukunda Zimmet Suçu, s.103-104.
Artuk, Gökcen, Yenidünya, Ceza Hukuku Özel Hükümler, s.547.
56
Volkan Aslan (İÜHFM C. LXXI, S. 1, s. 43-66, 2013)
Öğretide her ne kadar zimmet için özel kastın bulunmasına gerek olmadığı ağırlıklı olarak savunulsa da Yargıtay kararlarından88 görüldüğü üzere
uygulamada zimmet suçu açısından özel kast aranmaktadır. Bu bağlamda da
faildeki özel kast temellük olduğunda zimmet, faydalanma olduğunda da kullanma zimmetinin oluşacağı belirtilmektedir.89 Öte yandan, kamu görevlisinin
gerekli dikkat ve özeni göstermeyerek kendisine teslim edilen veya koruma ve
gözetimiyle yükümlü olduğu bir malın hasara uğramasına veya miktarında
azalmaya yol açması halinde zimmet suçu oluşmaz. Hatta söz konusu hasar
veya azalmayı gizlemek için sahte belge düzenlemesi ya da defterler üzerinde
oynaması dahi zimmet suçuna sebebiyet vermez.90 Ancak bu hallerde resmi
belgede sahtecilik suçu (TCK m.204) gündeme gelebilir. Ayrıca kamu görevlisinin malın kendisine ait olduğunu sanarak alması, lakin malın başka bir kimseye ait olması halinde de zimmet suçu meydana gelmez.
7. Hukuka Aykırılık Unsuru
Bu başlık altında tartışılması gereken husus “müsamaha edilen zimmet”
hususudur. Zira zimmet konusu eşyanın kurşun kalem, silgi gibi çok değersiz
bir mal olması halinde zimmet suçunun oluşmadığı kabul edilmekte, bu duruma da “müsamaha edilebilen zimmet” denmektedir.91 Keza, TCK m.249’un
gerekçesine göre “ Zimmete geçirilen malın değerinin çok az olması durumunda, bu tasarruf, hoşgörüyle karşılanabilir. Suç konusu malın değerinin çok
düşük olmasına rağmen, bunun zimmete geçirilmesi bir haksızlık oluşturmakla
beraber, fiilin ifade ettiği haksızlık muhtevası cezaya layık, cezayı gerektirici
boyutta olmayabilir.”92 Söz konusu suçun oluşmaması sonucuna, varsayılan
rızanın bulunması sebebiyle hukuka aykırılığın ortadan kalktığı, 93 örf ve adet
gereği hukuka aykırılığın ortadan kalktığı94, fiilin toplumsal uygunluğu95 gibi
gerekçeler gösterilmektedir. Ancak TCK m.26/2 uyarınca kişinin üzerinde
mutlak surette tasarruf edebileceği bir hakkına ilişkin olmak üzere, açıkladığı
rızası çerçevesinde işlenen fiilden dolayı kimseye ceza verilmeyeceğinden ve
zimmet suçuyla korunan hukuksal yarar bireye ait olmadığından varsayılan
rızadan söz edilemeyeceği belirtilmektedir.96 Ayrıca örf ve adetin de hukuka
aykırılığı ortadan kaldırıcı bir rol üstlenip üstlenmeyeceği hususunun tartışmalı olduğundan bahisle müsamaha edilen zimmete gerekçe olamayacağı savunulmaktadır.97
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
Bkz: dipnot 84.
Artuk, Gökcen, Yenidünya, Ceza Hukuku Özel Hükümler, s.547; Bekri, Türk Ceza
Kanunu’nda Zimmet Suçu, s.83.
Özgenç, Zimmet Suçu, s.50; Artuk, Gökçen, Yenidünya, Ceza Hukuku Özel Hükümler, s.545; Tezcan, Erdem, Önok, Teorik ve Pratik Ceza Özel Hukuku, s.783; Bekri,
Türk Ceza Kanunu’nda Zimmet Suçu, s.80-81.
Artuk, Gökçen, Yenidünya, Ceza Hukuku Özel Hükümler, s.539.
Türk Ceza Kanunu Madde Gerekçeleri, m.247, (Çevrimiçi) www.cezabb.adalet.gov.tr/ mevzuat/madde gerekce.doc, 20 Şubat 2012.
Artuk, Gökcen, Yenidünya, Ceza Hukuku Özel Hükümler, s.539.
Özgenç, Zimmet Suçu, s.23-24.
Tezcan, Erdem, Önok, Teorik ve Pratik Ceza Özel Hukuku, s.785.
Tezcan, Erdem, Önok, Teorik ve Pratik Ceza Özel Hukuku, s.785; Aksi görüş için
bkz: Artuk, Gökçen, Yenidünya, Ceza Hukuku Özel Hükümler, s.539; Malkoç, Yeni
Türk Ceza Kanunu Uygulamasında Zimmet-İrtikap-Rüşvet Suçları, s.26.
Özbek v.d., Türk Ceza Hukuku Özel Hükümler, s.977; Tezcan, Erdem, Önok, Teorik
ve Pratik Ceza Özel Hukuku, s.785.
Zimmet Suçu
57
Öte yandan kamu görevlisi, görevi gereği zilyetliği kendisinde bulunan
değer üzerinde göreviyle bağlantılı olarak tasarrufta bulunursa hem görevini
yaptığı (TCK m.24) hem de hakkını kullandığı (TCK m.26/1) için fiili hukuka
uygundur; zimmet suçu oluşmaz.98
8. Suçun Özel Görünüş Biçimleri
a. Teşebbüs
Kamu görevlisinin suç konusu mal üzerinde malik sıfatıyla tasarruf ettiği
anda zimmet suçu tamamlanacağından, zimmet salt hareket suçudur, fiil sonucunda bir zararın gerçekleşmesi aranmaz.99 Zimmet suçunun teorik olarak
teşebbüse elverişli olduğu, lakin çoğu zaman icraya başlama anının belirlenmesinin güç olacağı savunulmaktadır.100 Ayrıca, birçok olayda failin suç konusu mala halihazırda zilyet olacağından teşebbüsün gerçekleşmesinin zor
olacağı; icra hareketlerinin kısımlara bölünmesi halinde ise teşebbüsün mümkün olabileceği ifade edilmektedir.101 Eğer zimmete geçirilen değer para yahut
kıymetli evrak değil de bunlar dışındaki mallardan ise malların bulunduğu
yerden alınıp failin egemenlik alanına girmesiyle suç tamamlanacağından, bu
ihtimalde teşebbüsün gerçekleşmesi olası gözükmektedir. Bu halde teşebbüsün
mümkün olacağını Yargıtay da kabul etmektedir.102 Ayrıca zimmet suçunun
Özbek v.d., Türk Ceza Hukuku Özel Hükümler, s.977.
A.e., s.979.
100 Tezcan, Erdem, Önok, Teorik ve Pratik Ceza Özel Hukuku, s.785.
101 Artuk, Gökcen, Yenidünya, Ceza Hukuku Özel Hükümler, s.548; Özbek v.d., Türk
Ceza Hukuku Özel Hükümler, s.979; Bekri, Zimmet Suçu, s.85; Okuyucu-Ergün,
Türk Ceza Hukukunda Zimmet Suçu, s.130.
102 “ Halen özelleştirme kapsamında bulunan THY Anonim Ortaklığında tanker şoförü
olarak görev yapan ve 4046 sayılı Yasanın 7/son ve 399 sayılı KHK’nun
11.maddelerindeki düzenleme karşısında TCK uygulaması bakımından memur sayılan
sanığın; ortaklık adına 07.07.2001 tarihinde Petrol Ofisinden teslim aldığı akaryakıtı
sanık F.A’a ait depoya boşaltırken yapılan ihbar üzerine emniyet görevlilerince suçüstü yakalandığının anlaşılmasına ve oluşa uygun kabule göre; görevi nedeniyle zilyetliği kendisine devredilmiş olan akaryakıtı zimmete geçirmeye kalkışmaktan mahkumiyeti yerine, suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hükme varılması…”
Y.5.C.D, E. 2007/13934, K. 2008/10740, T. 03.12.2008, Baytemir, Kamu İdaresinin Güvenilirliğine ve İşleyişine Karşı Suçlar ile Banka Zimmeti, s.107-108;
“Belediye Otobüs İşletmesi'nde bilet satış memuru olan sanığın emanetinde bulunan
günlük hasılatın, 550.000 lirasını maledinmek kastıyla evine götürdükten sonra fiilin
açığa çıkmamasını sağlamak için hile ve hud'a teşkil edecek surette soyulduğundan
bahisle karakola başvurduğu ve yapılan soruşturma sonunda olayın açığa çıkarıldığı
anlaşılmasına göre parayı bir gün süre ile yedinde alıkoyabilme yetkisi de gözetilerek
başladığı icrai hareketlerini tamamlayamaması nedeniyle eylemi ihtilasen zimmete nakıs teşebbüs suçunu oluşturduğu halde yazılı gerekçelerle beraetine hükmolunması,
kanuna aykırı ve müdahil vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı isteme aykırı olarak CMUK.nun 321. maddesi
uyarınca (BOZULMASINA), 5.11.1990 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.” Y.5.C.D,
3818/4823, 05.11.1990, (Çevrimiçi) http://www.emsal. yargitay.gov.tr, 15 Şubat
2012; “Sanığın depo memuru olup denetim ve sorumluluğunda bulunan orman emvalini faydalanmak için usulsüz olarak depodan çıkarıp İsmail'in hızar atelyesine sevk
ettiği sırada alınan ihbar sonucu Orman İdaresi görevlilerince izlenip henüz kamyondan indirilmeden yakalanması ile açığa çıkan eyleminin icrai hareketlerinin tamamlanamaması karşısında zimmete eksik teşebbüs suçunu oluşturduğu gözetilmeden yazılı
şekilde beraetine karar verilmesi, kanuna aykırı temyiz itirazları bu itibarla yerinde
görülmüş olduğundan hükmün CMUK.nun 321. maddesi uyarınca (BOZULMASINA),
5.2.1992 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. “ Y.5.C.D, 5125/405, 05.02.1992, (Çevrimiçi) http://www.emsal.yargitay.gov.tr, 15 Şubat 2012; Ayrıca bkz: Artuk, Gökcen,
98
99
58
Volkan Aslan (İÜHFM C. LXXI, S. 1, s. 43-66, 2013)
konusu taşınmaz mal da olabileceğinden bir taşınmazın zimmete geçirilmesinde de suç teşebbüs aşamasında kalabilir. Hatta bu ihtimalde suçun teşebbüs aşamasında kalmasının daha kolay olacağı savunulmaktadır.103
b. İçtima
Zimmet suçunu işleyen kamu görevlisi TCK m.257’de düzenlenen ve kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan hâller dışında, görevinin gereklerine aykırı
hareket etmek suretiyle, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden
olan ya da kişilere haksız bir kazanç sağlayan kamu görevlisinin cezalandırılacağını öngören görevi kötüye kullanma suçundan dolayı ayrıca cezalandırılamaz.104 Zira zimmet suçu “kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller”den
biridir. Ayrıca zimmet suçunda kamu görevlisi sıfatının suçun unsurlarından
olması sebebiyle kamu görevine ait araç ve gereçleri suçta kullanma suçu da
meydana gelmez.105 TCK m.43 uyarınca aynı suç işleme kararına bağlı olarak
birden fazla zimmet suçu işlenirse zincirleme suç hükümleri uygulanabilir.106
Bu ihtimalde fiillerden bir bölümünün nitelikli (TCK m.247/2) bir bölümünün
de basit zimmet teşkil etmesi halinde durum değişmeyeceği gibi;107 farklı idareler altında suçun işlenmesi halinde de zincirleme suç hükümleri uygulanabilir.108 Keza, mağdurların farklı kişiler olması halinde zincirleme suçun mümkün olmayacağını ifade eden TCK m.43, kişilere karşı işlenen suçlar açısından
geçerlidir.109 Zincirleme olarak basit ve nitelikli zimmetin işlenmesi halinde
TCK m.43 uyarınca yapılacak artırıma esas olacak ceza nitelikli zimmet suçunun cezasıdır.110 Zimmet suçuna ilişkin mahkûmiyet verilip kesinleştikten
sonra aynı suç işleme kararıyla işlenen bir zimmet suçu ortaya çıkarsa hükmedilmiş olan ceza arttırılır.111
Yenidünya, Ceza Hukuku Özel Hükümler, s.548; Tezcan, Erdem, Önok, Teorik ve
Pratik Ceza Özel Hukuku, s.786.
103 Bekri, Zimmet Suçu, s.87.
104 Artuk, Gökcen, Yenidünya, Ceza Hukuku Özel Hükümler, s.548; Tezcan, Erdem,
Önok, Teorik ve Pratik Ceza Özel Hukuku, s.786; Özbek v.d., Türk Ceza Hukuku
Özel Hükümler, s.980.
105 Tezcan, Erdem, Önok, Teorik ve Pratik Ceza Özel Hukuku, s.786; Özbek v.d., Türk
Ceza Hukuku Özel Hükümler, s.980.
106 “… sanığın 28.10.1996 ile 8.11.1996 tarihleri arasında tahsil ettiği peşin satılan zirai
ilaç ve madeni yağ bedellerini maledindiği ve Bölge Birliği Kontrölörünün 19.12.1996
tarihindeki sayımıyla saptanan açığı 27.12.1996 tarihinde ödediği, ayrıca kooperatif
ortakları Fatma, Hilamettin, Fariz ve Mustafa vekili Rahime'nin yerine borç senetlerine imza atarak onlar tarafından alınmış gibi göstermek suretiyle zirai ilaç, gübre ve
nakdi krediyi aldığının dosya içeriğinden anlaşılması karşısında müşterek ve müteselsil borç senetlerine imza atarak adı geçen ortaklar borçlandırarak maledindiği bölüm nitelikli olmak üzere eylemlerinin kül halinde müteselsil zimmet suçunu oluşturduğu gözetilmeden, yazılı şekilde dolandırıcılık ve resmi evrakta sahtecilik suçlarından mahkumiyet hükmü kurulması…” Y.5.C.D, E. 2002-4538, K. 2003/ 3377, T.
2.6.2003, (Çevrimiçi) http://www. emsal. yargitay.gov.tr, 15 Şubat 2012.
107 Özbek v.d., Türk Ceza Hukuku Özel Hükümler, s.981.
108 Y.5.C.D, 8627/2618, 30.04.1987, Tezcan, Erdem, Önok, Teorik ve Pratik Ceza
Özel Hukuku, s.786.
109 Demirbaş, Ceza Hukuku Genel Hükümler, s.478-479; Tezcan, Erdem, Önok, Teorik
ve Pratik Ceza Özel Hukuku, s.786-787.
110 Artuk, Gökcen, Yenidünya, Ceza Hukuku Özel Hükümler, s.549.
111 “…sanık hukuki ve fiili kesinti olmaksızın kısa fasılalarla aynı suç işleme kararının
icrası cümlesinden olarak iki kez ihtilâs iki kez de adi zimmet yoluyla suça konu parayı mal edinmiştir. Bu fiilleri kanunun aynı hükmünün ihlâli olup tek suç kabul edi-
Zimmet Suçu
59
TCK m.212 uyarınca “sahte resmî veya özel belgenin bir başka suçun
işlenmesi sırasında kullanılması hâlinde, hem sahtecilik hem de ilgili suçtan
dolayı ayrı ayrı cezaya” hükmolunacağından zimmet suçu işlenirken belgede
sahtecilik yapılması halinde fail, her iki suçtan dolayı cezalandırılacaktır.112
Ancak zimmet suçu işlenirken sahte belge düzenlenmesi veya kullanılması
halinde suç hileli davranışlarla işlendiğinden yalnızca nitelikli zimmete ilişkin
TCK m.247/2 uyarınca ceza verilmesi gerektiği de savunulmaktadır.113 Zira
Yargıtay’ın da bu hallerde “tek suçtan tek ceza vermek” eğiliminde olduğu söylenebilir.114
c. İştirak
Zimmet suçu, belirttiğimiz üzere özgü suç olduğundan kamu görevlisi
olmayan kişiler ancak azmettiren yahut yardım eden olarak sorumlu tutulabilirler. Zira TCK m.40/2 uyarınca, “Özgü suçlarda, ancak özel faillik niteliğini
taşıyan kişi fail olabilir. Bu suçların işlenişine iştirak eden diğer kişiler ise azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulur.” Nitekim Yargıtay’ın kararları da bu yöndedir.115 Ancak bu kimselerin failin kamu görevlisi olduğunu
lerek ihtilas suçundan hüküm kurulmalı ve 80.madde ile cezasından artırma yapılmalıdır…” Y.C.G.K, 5-129/14, 5.2.1990, Vural Savaş, Sadık Mollamahmutoğlu,
Türk Ceza Kanunu Yorumu, s.1908; Ayrıca bkz: Artuk, Gökçen, Yenidünya, Ceza
Hukuku Özel Hükümler, s.549.
112 Artuk, Gökçen, Yenidünya, Ceza Hukuku Özel Hükümler, s.548; Özbek v.d., Türk
Ceza Hukuku Özel Hükümler, s.980; Bu durumun aynı fiilin hem bağımsız bir suç
teşkil etmesi (TCK m.204) hem de bir başka fiilin nitelikli halini teşkil etmesinin (TCK
m.247/2) hakkaniyete aykırı olduğu savunulmaktadır, bkz: Tezcan, Erdem, Önok,
Teorik ve Pratik Ceza Özel Hukuku, s.786-787.
113 Okuyucu-Ergün, Türk Ceza Hukukunda Zimmet Suçu, s.140.
114 “…Sanık veznedarın, görevi gereği olarak kendisine bırakılan paraları korumakla yükümlü olmasına göre, bu paraların bir bölümünü değişik zamanlarda sahte belgeler
düzenleyerek zimmetine geçirmesi, "ihtilasen zimmet" suçunu oluşturur. Eylem, evrakta sahtecilik olmaz…” Y.C.G.K, E. 1977/5-211, K. 1977/273, T. 20.6.1977,
(Çevrimiçi) http://www.kazanci.com, 24 Şubat 2012; “…devletten tedavi gideri almak
için düzenlenen sahte belgeleri, sahteliklerini bilerek kabul edip, elde edilecek haksız
menfaatten pay alma karşılığında muhafaza ve denetleme sorumluluğu altında bulunan Devlet Hazinesinden diğer sanıklara ödeme yapması, olayın ortaya çıkarılması
üzerine de bu ödemeyi başka nedenlerle yapılmış gibi göstererek olayı kapatmaya çalışması şeklinde gerçekleşen ve daire içi kayıtlarla anlaşılan eyleminin kül halinde basit zimmet, diğer sanıkların eylemlerinin ise Avni'nin zimmetine katılma suçunu
oluşturduğu gözetilmeden…” Y.5.C.D, E. 2001/4921, K. 2002/1536, T. 13.3.2002,
(Çevrimiçi) http://www.kazanci.com, 24 Şubat 2012; Ancak Yargıtay’ın aksi yönde kararlar verdiğini de belirtmek gerekir: “Hükmün gerekçesine nazaran eylemlerinin nitelikli zimmet suçunu oluşturduğu ve ayrıca sanıklar lehine olduğu kabul edilen 5237
sayılı TCK.nun 212. maddesindeki "sahte resmi veya özel belgenin bir başka suçun
işlenmesi sırasında kullanılması halinde, hem sahtecilik hemde ilgili suçtan dolayı
ayrı ayrı cezaya hükmolunur" şeklindeki düzenleme nedeniyle, zimmetin açığa çıkmasını engellemek için sahte belgeler düzenledikleri kabul edildiği halde sanıklar hakkında sahtecilik suçundan da hüküm kurulmaması ve 5237 Sayılı TCK.nun 247/2.
maddesinin uygulanmaması…” Y.5.CD, E.2006/3692, K. 2006/8486, T. 6.11.2006,
(Çevrimiçi) http://www.kazanci.com, 24 Şubat 2012.
115 “Kamu görevlisi tarafından işlenebilen ve özgü suçlardan bulunan zimmet suçunun
işlenişine iştirak eden diğer kişilerin 5237 sayılı TCK.nun 40/2. maddesi uyarınca ancak azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulabileceklerinin gözetilmemesi…”
Y.5.C.D, E. 2006/8626, K. 2006/7401, T. 28.09.2006; “5237 sayılı kanunun 40/2.
maddesine göre özgü suç niteliğinde olan ve kamu görevlisi tarafından işlenebilen
zimmet suçuna iştirak eden diğer kişilerin ise azmettiren veya yardım eden olarak so-
60
Volkan Aslan (İÜHFM C. LXXI, S. 1, s. 43-66, 2013)
bilmeleri gerekir.116 Aksi takdirde duruma göre güveni kötüye kullanma ya da
başka bir suça iştirakten sorumluluk gündeme gelebilir.117 İştirak, icrai bir
davranışla gerçekleştirilebileceği gibi ihmali bir davranışla da gerçekleştirilebilir.118 Ayrıca şeriklerin, malın zilyetliğinin görevinden dolayı kamu görevlisine
devredilmiş olmasından yararlanmaları gerekmektedir.119
9. Nitelikli Haller
a. Cezanın Arttırılmasını Gerektiren Nitelikli Hal: Suçun Hileli Davranışlarla İşlenmesi
TCK m.247/2 uyarınca suçun, zimmetin açığa çıkmamasını sağlamaya
yönelik hileli davranışlarla işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı oranında arttırılır. Görüldüğü üzere bu fıkrada “nitelikli zimmet” denilen suç düzenlenmektedir. İlk fıkrada düzenlenen basit zimmet suçuyla aynı unsurlara sahip olmasına rağmen nitelikli zimmette fiilin, ayrıca zimmetin açığa çıkmamasını sağlamaya yönelik hileli davranışlarla işlenmesi gerekmektedir.120 ETCK’da da nitelikli zimmet suçu düzenlenmiş; zimmet suçunun memurun dairesini aldatacak
ve fiilin açığa çıkmamasını sağlayacak her türlü hileli faaliyette bulunmak suretiyle işlenmesi halinde daha ağır ceza verilmesi öngörülmüştür (m.202/2).
Hileli davranışın ne zaman daireyi aldatacak nitelikte olduğu konusunda ise
Yargıtay, suçun işlendiği yalnızca dairedeki belge ve kayıtların incelenmesinden
anlaşılmakta ise hilenin daireyi aldatıcı olamayacağı yolunda bir ölçü benimsemiştir.121 Ayrıca Yargıtay, hileli davranış için dairedeki belgelerle zimmet
suçunun ilk bakışta ortaya çıkarılamaması koşulunu da aramıştır.122
rumlu tutulabilecekleri dikkate alınarak, M.Ş.Y’ın dışındaki kamu görevlisi olmayan ve
suça azmettirmeyen sanıkların eylemlerinin 5237 sayılı Yasanın 39.maddesine uyan
yardım etme niteliğinde olduğu mahkemece de kabul edildiği halde, cezalarından anılan madde uyarınca indirim yapılmayarak fazla ceza tayini…” Y.5.C.D, E.
2006/10981, K. 2007/8589, T. 12.11.2007; “Kamu görevlisi tarafından işlenebilen
ve özgü suçlardan bulunan zimmet suçunun işlenişine iştirak eden diğer kişilerin
5237 sayılı TCK.nun 40/2. maddesi uyarınca ancak azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulabilecekleri dikkate alınarak…” Y.5.C.D, E. 2007/6636, K.
2007/10010, T. 26.12.2007, Baytemir, Kamu İdaresinin Güvenilirliğine ve İşleyişine Karşı Suçlar ile Banka Zimmeti, s.119-121.
116 Tezcan, Erdem, Önok, Teorik ve Pratik Ceza Özel Hukuku, s.788.
117 Okuyucu-Ergün, Türk Ceza Hukukunda Zimmet Suçu, s.134.
118 A.e., s.135.
119 Ergün, Türk Ceza Hukukunda Zimmet Suçu, s.133.
120 Tezcan, Erdem, Önok, Teorik ve Pratik Ceza Özel Hukuku, s.789.
121 “…sahte bastırdığı makbuzlarla tahsil ettiği 478.127.391 lira sulama ücretini
maledinmesi eyleminin ise mükelleflerin dinlenip onlardan temin edilen makbuz aslı
veya suretleri gibi daire dışı kayıtlarla ortaya çıkarılmış olduğu cihetle müteselsil nitelikli zimmet suçunu teşkil ettiği düşünülmeden tüm eylemlerinin tek suç kabulüyle
müteselsil basit zimmet suçundan mahkumiyet hükmü kurulması…” Y.5.C.D, E.
1996/9, K. 1996/532, T. 4.3.1996, (Çevrimiçi) http://www.emsal.yargitay.gov.tr, 19
Şubat 2012.
122 “…Her türlü tahsil, tediye ve mahsup fişi düzenlemeye ve kendi imzası ile sonuçlandırmaya yetkili gişe sorumlusu olan sanığın, vadeli hesap sahibi müşteriye ödediğinden
fazlâ miktarda tediye fişi düzenleyip imzalatarak, aradaki farkı almak, bazı müşterilerin vadeli mevduat hesaplarına yatırdıkları parayı şube kayıtlarına yansıtmayarak mal
edinmek biçiminde oluşan zimmet suçunun, nitelikli olduğunun kabulü gerekirken,
daire içi kayıtların incelenmesiyle ne suretle ortaya çıkarılabileceği karar yerinde yeterli şekilde açıklanmadan zimmetin adiyen oluştuğu kabul edilip hüküm kurulması…” Y.5.C.D, E. 1994/3656, K. 1995/277, T. 2.2.1995, (Çevrimiçi) http://www.
kazanci.com, 20 Şubat 2012; Yargıtay’ın ETCK zamanındaki bu uygulamaları ile
Zimmet Suçu
61
Hileli davranışın zimmet suçunun işlenmesinden önce veya sonra gerçekleşmesi önemli değildir; önemli olan suç ortaya çıkmadan suçun ortaya
çıkmasını önlemek için yapılmasıdır.123 ETCK ile TCK açısından can alıcı bir
farklılığa değinmek gerekir ki bu husus aldatmanın niteliğinden ortaya çıkmaktadır: ETCK’da nitelikli zimmetin söz konusu olabilmesi için yapılan hilenin
aldatıcı niteliğinin olması şart tutulmuş iken TCK açısından failin hareketinin
aldatma amacına yönelik olması yeterli görülmüştür. Dolayısıyla TCK açısından
nitelikli zimmetin meydana gelmesi için önemli olan, failin suçu, zimmetin
açığa çıkmamasını sağlamaya yönelik hileli davranışlarla işlemesidir; yoksa
başvurulan hilenin objektif olarak aldatıcı nitelikte olması gerekmemektedir.124
Hileli hareketin nasıl olması gerektiği açısından ise TCK m.157’de düzenlenen
dolandırıcılık suçunun gerekçesine bakmak gerekir:125 “Aldatıcı nitelik taşıyan
hareketlerle, kişiler arasındaki ilişkilerde var olması gereken iyi niyet ve güven
ihlâl edilmektedir. Bu suretle kişinin irade serbestisi etkilenmekte ve irade özgürlüğü ihlâl edilmektedir.”126 Ancak belirtmek gerekir ki dolandırıcılık suçunda haksız menfaatin hilenin etkisiyle elde edilmiş olması gerekirken zimmet
suçunda hile, yalnızca zimmetin sonradan anlaşılmasının önüne geçmek amacıyla gerçekleştirilmektedir; haliyle zimmet suçundaki hile, “suçun delillerini
gizlemeye yönelik bir davranıştır.”127 Nitekim bu husus gerekçede şu şekilde
ifade edilmiştir: “Zimmet suçunda, suç konusu mal kamu görevlisinin zilyetliğinde veya koruma ve gözetim sorumluluğunda olduğu için, bunun zimmete
geçirilmesi için herhangi bir kişinin aldatılmış olması gerekmez. Burada hile,
sadece zimmet olgusunun sonradan anlaşılmasının önüne geçilmek amacıyla
gerçekleştirilmektedir. Bu bakımdan, zimmet suçundaki hile, suçun delillerini
gizlemeye yönelik bir davranıştır.”128
b. Cezanın Azaltılmasını Gerektiren Nitelikli Haller
(1) Etkin Pişmanlık
TCK m.248 uyarınca, “ (1) Soruşturma başlamadan önce, zimmete geçirilen malın aynen iade edilmesi veya uğranılan zararın tamamen tazmin edilmesi hâlinde, verilecek cezanın üçte ikisi indirilir. (2) Kovuşturma başlamadan
önce, gönüllü olarak, zimmete geçirilen malın aynen iade edilmesi veya uğranılan zararın tamamen tazmin edilmesi hâlinde, verilecek cezanın yarısı indirilir. Etkin pişmanlığın hükümden önce gerçekleşmesi hâlinde, verilecek cezanın
üçte biri indirilir.” TCK, bu maddenin etkin pişmanlığa ilişkin olduğunu açıkça
vurgulamıştır; zira ETCK m.202/3’te zararın, kovuşturma yapılmadan önce
tamamıyla ödenmiş olması halinde verilecek cezaların yarısının, ödeme hü-
nitelikli zimmete ilişkin kanun hükmünün uygulama alanını daralttığı ifade
edilmektedir, bkz: Özgenç, Zimmet Suçu, s.36;Tezcan, Erdem, Önok, Teorik ve Pratik Ceza Özel Hukuku, s.790.
123 Özbek v.d., Türk Ceza Hukuku Özel Hükümler, s.973; Tezcan, Erdem, Önok, Teorik ve Pratik Ceza Özel Hukuku, s.789; Aksi görüş için bkz: Okuyucu-Ergün, Türk
Ceza Hukukunda Zimmet Suçu, s.111.
124 Donay, Türk Ceza Kanunu Şerhi, s.359; Tezcan, Erdem, Önok, Teorik ve Pratik
Ceza Özel Hukuku, s.789.
125 Özgenç, Zimmet Suçu, s.33.
126 Türk Ceza Kanunu Madde Gerekçeleri, m.157, (Çevrimiçi) www.ceza-bb.adalet.
gov.tr/ mevzuat/ maddegerekce.doc, 20 Şubat 2012.
127 Özgenç, Zimmet Suçu, s.34.
128 Türk Ceza Kanunu Madde Gerekçeleri, m.247, (Çevrimiçi) www.ceza-bb.adalet.
gov.tr/ mevzuat/ maddegerekce.doc, 10 Şubat 2012.
62
Volkan Aslan (İÜHFM C. LXXI, S. 1, s. 43-66, 2013)
kümden önce gerçekleştirilmiş ise üçte birinin indirileceği belirtilmiş ancak bu
hükmün niteliği hususunda öğretide tartışmalar olmuştur.129
TCK m.248’de, cezada yapılacak olan indirim oranları, etkin pişmanlığın
gösterildiği zamana göre belirlenmiştir. Birinci fıkraya göre, zimmet suçundan
dolayı soruşturmaya başlanmadan önce, durumu soruşturmaya yetkili makamlara haber vererek, zimmete geçirilen malın aynen iade edilmesi veya uğranılan zararın tamamen tazmin edilmesi hâlinde, verilecek cezanın üçte ikisi
indirilir.130 Soruşturma CMK m.2/1/e uyarınca kanuna göre yetkili mercilerce
suç şüphesinin öğrenilmesinden iddianamenin kabulüne kadar geçen evreyi
ifade ettiğinden ilk fıkranın uygulanabilmesi için suç şüphesinin Cumhuriyet
Savcılığınca öğrenilip soruşturma işlemlerine başlanmasından önce aynen iade
veya tazminin gerçekleşmesi gerekir. Nitekim Yargıtay da aynı kanaattedir.131
TCK m.248/2 uyarınca kovuşturma başlamadan önce, gönüllü olarak,
zimmete geçirilen malın aynen iade edilmesi veya uğranılan zararın tamamen
tazmin edilmesi hâlinde, verilecek cezanın yarısı indirilir. CMK m.2/1/f uyarınca kovuşturma, iddianamenin kabulüyle başlayıp, hükmün kesinleşmesine
kadar geçen evreyi ifade ettiğinden bu fıkra uyarınca cezada indirim yapılabil129
130
131
Tezcan, Erdem, Önok, Teorik ve Pratik Ceza Özel Hukuku, s.791.
Türk Ceza Kanunu Madde Gerekçeleri, m.248, (Çevrimiçi) www.cezabb.adalet.gov.tr/ mevzuat/ maddegerekce.doc, 10 Şubat 2012.
“…Nitelikli zimmet suçundan hükümlü Şenol hakkında, kesinleşmiş hükümde
değişiklik yargılaması yapılarak hakkında 5237 sayılı TCY. hükümlerinin uygulandığı
olayda, Özel Daire ile Yargıtay C:Başsavcılığı arasındaki hukuki uyuşmazlık, zimmete
geçirdiği miktarı, C.savcılığına suç duyurusunda bulunulmadan önce belediyece yürütülen idari soruşturma evresinde ödeyen hükümlü hakkında, sonradan yürürlüğe
giren ve etkin pişmanlık nedeniyle lehte olduğu için uygulanması gereken 5237 sayılı
TCY.nın 248. maddesinin, 1. fıkrası uyarınca mı, yoksa 2. fıkrası uyarınca mı
cezasından indirim yapılacağının belirlenmesi noktasında toplanmaktadır…. 58.
maddede suça ilişkin ihbar ve şikayetlerin kural olarak Cumhuriyet Başsavcılığına
veya kolluk makamlarına yapılabileceği kabul edilmiş, ayrıksı hallerde valilik, kaymakamlık, elçilik veya konsolosluk gibi makamlara da yapılabileceği kabul edilmekle
birlikte, bu şikayet veya ihbarın C.savcılığına iletilmesi kurala bağlanmıştır. Hatta bir
kamu görevinin yürütülmesiyle bağlantılı olarak işlendiği iddia edilen bir suç nedeniyle ilgili kurum ve kuruluş idaresine yapılan ihbar veya şikayetin gecikmeksizin
C.savcılığına gönderilmesi zorunluluğu getirilmiştir. Bu düzenleme de soruşturma evresinin, C.savcısının suç şüphesini öğrenmesiyle başlayacağını ortaya koymaktadır. O
halde "soruşturma evresi" suç şüphesinin C.savcısı tarafından öğrenilmesiyle başlayacağından, 5237 sayılı TCY.nın 248. maddesi uyarınca "etkin pişmanlık" nedeniyle
indirim yapılacak hallerde, ödemenin, olay C.savcılığınca öğrenilmesi ve soruşturma
işlemlerine başlanmasından önce yapılması halinde 1. fıkranın, diğer hallerde ise 2.
fıkranın uygulanması gerekmektedir.” Y.C.G.K, E. 2006/5-165, K. 2006/213 T.
17.10.2006, (Çevrimiçi) http://www.kazanci.com, 20 Şubat 2012; “… Zimmete geçirilen miktarın bilirkişi raporu ile muhasebe denetmeninin tespitine göre…olduğu ve
20.02.2004, 24.02.2004 ve 19.03.2004 tarihlerinde sanık tarafından kuruma ödendiği, dava konusu eylemin soruşturma makamı olan C.Savcılığına 23.03.2004 tarihinde intikal ettiği ve bu nedenle ödemenin soruşturma başlamadan önce yapıldığı
anlaşıldığı halde sanığın cezasından TCK. 248/1 yerine 248/2. maddesi ile indirim
yapılması…” Y.5.C.D, E. 2006/5483, K. 2010/3028, T. 27.04.2010, Baytemir,
Kamu İdaresinin Güvenilirliğine ve İşleyişine Karşı Suçlar ile Banka Zimmeti,
s.483; Ayrıca bkz: Artuk, Gökçen, Yenidünya, Ceza Hukuku Özel Hükümler, s.553;
Donay, Türk Ceza Kanunu Şerhi, s.360; Tezcan, Erdem, Önok, Teorik ve Pratik
Ceza Özel Hukuku, s.792; Öte yandan, etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabilmesi açısından “soruşturmaya başlamadan önce” ibaresinden idarenin kendi içinde
başlattığı soruşturmanın anlaşılması gerektiği de savunulmaktadır, bkz: Özgenç,
Zimmet Suçu, s.57.
Zimmet Suçu
63
mesi için mahkemece hüküm verilmeden aynen iade veya tazminin gerçekleşmesi gerekmektedir. Öğretide, 248.maddenin yalnızca ikinci fıkrasında “gönüllü
olarak” ibaresinin geçmesinden ötürü ilk fıkrada düzenlenen etkin pişmanlık
halinin gönüllü olup olmaması gerektiği yolunda tartışma vardır. Kimi yazarlar
ilk fıkra kapsamındaki durumlarda da aynen iade veya tazminin gönüllü olması
gerektiğini savunurken;132 kimi yazarlarsa bu durumda aynen iade veya tazminin gönüllü olup olmamasının önemli olmadığını savunmaktadırlar.133 Bizce,
madde gerekçesinin ikinci fıkraya ilişkin kısmında “aynen iade veya tazminin
gönüllü olması gerekir”134 şeklinde açıklama yapılması ve bu açıklamanın tüm
maddeyi kapsayıcı olmadığı göz önüne alındığında ilk fıkra uyarınca yapılacak
aynen iade veya tazminin gönüllü olup olmamasının önemli olmadığı ortaya
çıkmaktadır; dolayısıyla bu hususta ikinci görüşe katılıyoruz.
Son olarak etkin pişmanlığın ilk hükmün verilmesinden önce gerçekleşmesi hâlinde verilecek cezanın üçte birinin indirilmesi gerekmektedir. “Hükmün verilmesi” ibaresi ile ilk derece mahkemesince hüküm verilmeden önceki
“zaman dilimi” kast edilmektedir; dolayısıyla Yargıtay tarafından kararın bozulması üzerine ilk derece mahkemesi tarafından tekrar karar verilmeden önce
gerçekleştirilecek aynen iade veya tazmin TCK m.248/2’deki hafifletici sebebin
uygulanmasını gerektirmeyecektir.135 Bu durumda gerçekleştirilecek aynen
iade veya tazmin cezanın belirlenmesine ilişkin TCK m.61 açısından dikkate
alınabilecektir.136
Her üç aşamada da hafifletici nedenin uygulanabilmesi için zararın tamamen giderilmesi gerekir. Dolayısıyla, zimmete geçirilen malın tamamının
iade edilmesi yahut zimmete geçirmeden doğan zararın karşılanması gerekir.137
Teminat, taahhüt, takas veya senet verme etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması açısından aynen iade veya tazmin yerine geçmeyecektir. Ayrıca,
zimmet suçu iştirak halinde işlenmişse etkin pişmanlık hükümleri yalnızca
etkin pişmanlık gösteren suç ortakları için geçerli olacaktır.138
(2) Malın Değerinin Azlığı
TCK m.249 uyarınca “Zimmet suçunun konusunu oluşturan malın değerinin azlığı nedeniyle, verilecek ceza üçte birden yarıya kadar indirilir.” Madde
gerekçesinde belirtildiği üzere suç konusu malın değerinin az olması durumunda da zimmet suçu oluşur. Ancak, bu durumlarda zimmet suçundan dolayı verilecek cezada belli bir oranda indirim öngörülmüş; madde metninde de
bu indirimin oranı belirlenmiştir.139 ETCK’da da benzer bir düzenleme yer almış; 202 ila 218 inci maddelerde yer alan zimmet, irtikap ve rüşvet suçları dolayısıyla alınan veya verilen rüşvet veya yararın değeri hafif olduğu takdirde
verilecek cezanın yarısının, pek hafif olduğu takdirde üçte ikisinin indirileceği
öngörülmüştür (m.219). Görüldüğü üzere TCK açısından yeni olan durum;
132
133
134
135
136
137
138
139
Özgenç, Zimmet Suçu, s.58; Tezcan, Erdem, Önok, Teorik ve Pratik Ceza Özel Hukuku, s.791; Okuyucu-Ergün, Türk Ceza Hukukunda Zimmet Suçu, s.126.
Artuk, Gökçen, Yenidünya, Ceza Hukuku Özel Hükümler, s.554.
Türk Ceza Kanunu Madde Gerekçeleri, m.248, (Çevrimiçi) www.ceza-bb.adalet.
gov.tr/ mevzuat/ maddegerekce.doc, 20 Şubat 2012.
Artuk, Gökçen, Yenidünya, Ceza Hukuku Özel Hükümler, s.554.
Tezcan, Erdem, Önok, Teorik ve Pratik Ceza Özel Hukuku, s.794.
Okuyucu-Ergün, Türk Ceza Hukukunda Zimmet Suçu, s.125.
Özbek v.d., Türk Ceza Hukuku Özel Hükümler, s.976.
Türk Ceza Kanunu Madde Gerekçeleri, m.249, (Çevrimiçi) www.ceza-bb.adalet.
gov.tr/ mevzuat/ maddegerekce.doc, 7 Şubat 2012.
64
Volkan Aslan (İÜHFM C. LXXI, S. 1, s. 43-66, 2013)
değer azlığı140 sebebiyle yapılması gereken ceza indiriminin zimmet suçuna özel
olarak ayrı bir madde halinde düzenlenmiş olmasıdır.
Zimmet konusu malın değeri, suç işlendiği tarihteki ekonomik koşullar
ve paranın satın alma gücüne göre belirlenir.141 Bu bağlamda Yargıtay, malın
değerinin hafif olup olmadığına ilişkin her yıl farklı tutarlar belirlemekte ve o yıl
için söz konusu değeri ölçü almaktadır.142 Zincirleme olarak işlenmiş zimmet
suçunda da değer belirlenirken zimmete geçirilen değerlerin tümünün toplamının dikkate alınması gerekir. Ayrıca, failin elde ettiği yararlar dikkate alınmaz.143 Öte yandan Yargıtay, zimmete konu değerin tam olarak saptanamaması
durumunda fail lehine yorum yapmakta ve cezada indirim yapmaktadır.144
10. Müeyyide
TCK m.247’de zimmet suçunun yaptırımı beş yıldan oniki yıla kadar hapis cezası olarak belirlenmiştir. Zimmetin, açığa çıkmamasını sağlamaya yönelik hileli davranışlarla işlenmesi hâlinde ise verilecek cezanın yarı oranında
arttırılacağı öngörülmüştür. Ayrıca failin zimmet suçu işlemek suretiyle elde
ettiği gelir, kazanç müsaderesini düzenleyen TCK m.55 gereği müsadere edilecektir.145 Öte yandan, zimmet suçu yüz kızartıcı bir suç olduğundan, bu suçtan
mahkum olanlar milletvekili146 seçilemezler.147
140
141
142
143
144
145
146
Öğretide, madde metninde ceza indirimi açısından malın değerinin değil de, elde edilen yararın dikkate alınması gerektiğini savunanlar vardır, bu hususta bkz: Tezcan,
Erdem, Önok, Teorik ve Pratik Ceza Özel Hukuku, s.794.
“5237 sayılı TCK.nun 249.maddesinin tatbik kabiliyeti açısından zimmete konu paranın suç tarihi itibariyle alım gücü ve ekonomik kıstaslar nazara alınması gerektiği
halde, mahkeme tarafından sanığın gereksinimi kadar para almasının kıstas gösterilmesi sonuca etkili olmadığından…” Y.5.C.D, 3456/3872, 22.05.2007, Ahmet
Gündel, 5237 sayılı TCK’da Zimmet, Sahtecilik, Dolandırıcılık, Yağma, Hırsızlık,
Güveni Kötüye Kullanma Suçları, Ankara, Sözkesen, 2009, s.1264; “Zimmete konu
96 milyon liranın 10.12.1997 suç tarihindeki ekonomik kıstaslar ve paranın alım
gücü nazara alındığında hafif olarak kabul edilip verilen cezadan TCK.nun 219/3 ncü
maddesiyle indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi…” Y.5.C.D, E. 2003/936,
K. 2003/4325, T. 3.7.2003, Baytemir, Kamu İdaresinin Güvenilirliğine ve İşleyişine Karşı Suçlar ile Banka Zimmeti, s.483.
“Dairemizce tespit edilen değerlere göre 2000 yılı için 600.000.000 lira normal ise de,
suç tarihinin yılın son aylarına tekabül etmesi, enflasyon ve iktisadi koşullarda gözetildiğinde zimmet suçuna konu 644.575.000 liranın hafif olarak kabulünün hakkaniyet kurallarına uygun olacağı gözetilmeden, değerin normal sayılması ile TCK.nun
219/3. maddesinin uygulanmaması…” Y.5.C.D, E. 2002/4642, K. 2003/4156, T.
26.6.2003, Baytemir, Kamu İdaresinin Güvenilirliğine ve İşleyişine Karşı Suçlar
ile Banka Zimmeti, s.483.
Tezcan, Erdem, Önok, Teorik ve Pratik Ceza Özel Hukuku, s.794-795.
“… zimmete geçirilen miktarın saptanamamasının suçun oluşumuna engel olamayacağı ancak bu belirsizliğin failler yararına düşünülerek zimmet konusunu oluşturan
malın değerinin az olduğunun kabulü ile tayin olunan cezadan 5237 sayılı TCK’nın
249.maddesiyle indirim yapılmasının nedenini teşkil edeceği…”, Y.5.C.D, E.
2008/3718, K. 2008/5162, T. 26.05.2008, Tezcan, Erdem, Önok, Teorik ve Pratik Ceza Özel Hukuku, s.795.
ETCK m.202’de zimmet suçunun yaptırımı, altı yıldan oniki yıla kadar ağır hapis ve
meydana gelen zararın bir misli kadar ağır para cezası; nitelikli zimmetin söz konusu
olması halinde ise yaptırım, oniki yıldan aşağı olmamak üzere ağır hapis ve meydana
gelen zararın üç misli kadar ağır para cezası olarak öngörülmüştür.
1982 Anayasası m.76/2 (Değişik: 27/12/2002-4777/1 md.): En az ilkokul mezunu
olmayanlar, kısıtlılar, yükümlü olduğu askerlik hizmetini yapmamış olanlar, kamu
hizmetinden yasaklılar, taksirli suçlar hariç toplam bir yıl veya daha fazla hapis ile
Zimmet Suçu
65
SONUÇ
TCK’da düzenlenen zimmet suçu ETCK’daki muadiline göre birçok
olumlu özelliğe sahip olmasına rağmen söz konusu düzenlemenin eksiklikleri
yok değildir. Öncelikle, TCK’da var olan genel düzenlemeye rağmen zimmet
suçunun ayrıca Bankacılık Kanunu gibi özel kanunlarda düzenlenmesi TCK’da
düzenlenen hükmün uygulanması açısından birçok soruna gebedir.148 Bunun
dışında, nitelikli zimmetin çoğunlukla belgede sahtecilik yapmak suretiyle gerçekleştirilmesi olası olduğundan bu ihtimalde failin nitelikli zimmet ile birlikte
belgede sahtecilik suçu sebebiyle de cezalandırılacak olması ceza adaleti açısından yerinde değildir.149 Ayrıca, daha az cezayı gerektiren hal açısından failin
elde ettiği yararın değil de zimmet suçunun konusunu oluşturan malın değerinin değerlendirmeye alınacak olması yerinde olmamıştır.150 Zira malın değeri
çok az olmasına rağmen failin elde ettiği yarar oldukça fazla olabilir; yahut bu
durumun aksi de gerçekleşebilir.
Söz konusu olumsuzluklar bir yana bırakılırsa, TCK’daki zimmet suçuna
ilişkin düzenlemenin birçok artısının bulunduğu yadsınamaz. Örneğin,
ETCK’da failin yalnızca memur olabileceği belirtilmişken; TCK’nın kamu görevlilerinin suçun faili olabileceklerini belirtmesi, failin belirlenmesi açısından
daha nesnel bir kriter getirmiştir. Keza, ETCK zamanında yapılan karmaşık
kamu görevi-kamu hizmeti ayrımı yerine; gerçekleştirilen faaliyetin niteliğine
bakılması gereği, söz konusu nesnelliği sağlayabilecek niteliktedir. Ayrıca
ETCK’da düzenlenmemesine rağmen Yargıtay’ın kullandığı kullanma zimmetinin yasal dayanağa kavuşması yerinde olmuştur. Diğer yandan, zimmet konusu malı, kamu görevlisinin hem kendi zimmetine geçirmesi hem de başkasının zimmetine geçirmesi TCK’da suç olarak tanımlandığından ETCK zamanında
var olan başkasının zimmetine geçirme halinde suçun oluşup oluşmayacağı
tartışması sona erdirilmiştir.
BİBLİYOGRAFYA
Akbulut, İlhan: “İslam Hukukunda Suçlar ve Cezalar”, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt 52, Sayı 1, 2003, s.167-181.
Artuk, Mehmet Emin; Ceza Hukuku Özel Hükümler, 6.bası, Gökçen,
Ahmet- Yenidünya, A.Caner: Ankara, Turhan, 2005.
Aydın, Nurullah: Türk Suç ve Ceza Hukuku, 2.baskı, Ankara, Adalet,
2009.
Baytemir, Erdal: Kamu İdaresinin Güvenilirliğine ve İşleyişine Karşı
Suçlar ile Banka Zimmeti, Ankara, Adalet, 2011.
Bekri, M.Nedim: Türk Ceza Kanunu’nda Zimmet Suçu, Ankara, Adalet,
Kasım 2007.
Demirbaş, Timur: Ceza Hukuku Genel Hükümler, 5.baskı, Ankara,
Seçkin, 2007.
147
148
149
150
ağır hapis cezasına hüküm giymiş olanlar; zimmet, ihtilâs, irtikâp, rüşvet, hırsızlık,
dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı suçlarla, kaçakçılık, resmî ihale ve alım satımlara fesat karıştırma, Devlet sırlarını açığa
vurma, terör eylemlerine katılma ve bu gibi eylemleri tahrik ve teşvik suçlarından biriyle hüküm giymiş olanlar, affa uğramış olsalar bile milletvekili seçilemezler.
Artuk, Gökçen, Yenidünya, Ceza Hukuku Özel Hükümler, s.557.
Sözüer, “Yeni Bankacılık Kanunu’nda Suçlar ve Yaptırımlar”, s.166.
Tezcan, Erdem, Önok, Teorik ve Pratik Ceza Özel Hukuku, s.786-787.
A.e., s.794.
66
Volkan Aslan (İÜHFM C. LXXI, S. 1, s. 43-66, 2013)
Donay, Süheyl: Türk Ceza Kanunu Şerhi, İstanbul, Beta, Eylül 2007.
Donay, Süheyl: “Türk Hukukunda Zimmet”, İ.Ü. Mukayeseli Hukuk
Enstitüsü Mukayeseli Hukuk Araştırmaları Dergisi, Yıl 2, Sayı 3, İstanbul,
1968, s.23-52.
Dönmezer, Sulhi-Erman, Sahir: Nazari ve Tatbiki Ceza Hukuku Genel
Kısım Cilt I, 13. tıpkı bası, İstanbul, Beta, Kasım 1997.
Erem, Faruk: “Zimmet ve İhtilâs”, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt 14, Sayı 1-4, Ankara, 1957, s.38-47.
Erem, Faruk- Toroslu, Nevzat: Türk Ceza Hukuku Özel Hükümler,
8.baskı, Ankara, Savaş, Eylül 2000.
Gülşen, Taner:
“Zimmet Suçu” (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi),
Ankara Üniversitesi SBE, 2011.
Gündel, Ahmet: 5237 sayılı TCK’da Zimmet, Sahtecilik, Dolandırıcılık, Yağma, Hırsızlık, Güveni Kötüye Kullanma Suçları, Ankara, Sözkesen,
2009.
Mahmutoğlu, Fatih Selami: Ekonomik Suçlar Bağlamında Kredi
Hukukundan Kaynaklanan Suç ve İdari Suçlar, Ankara, Seçkin, 2003.
Malkoç, İsmail:
Yeni Türk Ceza Kanunu Uygulamasında Zimmetİrtikap-Rüşvet Suçları, Ankara, Malkoç, 2010.
Malkoç, İsmail:
“Kamu İdaresinin Güvenilirliğine ve İşleyişine Karşı
Suçlar, (Çevrimiçi) http://www.ceza-bb.adalet.gov.tr/makale. htm, 15 Şubat
2012.
Malkoç, İsmail-Güler, Mahmut: Zimmet- İrtikap- Rüşvet ve Başlıca
Memur Suçları, Ankara, Gen, 1993.
Meran, Necati:
Yeni Türk Ceza Kanununda Zimmet-Rüşvet- İrtikap ve Görevi Kötüye Kullanma Suçları, Ankara, Seçkin, 2008.
Oğuzman, Kemal- Seliçi, Özer; Eşya Hukuku, İstanbul, Filiz, 2009.
Oktay-Özdemir, Saibe:
Okuyucu-Ergün, Güneş: Türk Ceza Hukukunda Zimmet Suçu, Ankara,
Çakmak, Mayıs 2008.
Özbek, Veli Özer- Kambur, Türk Ceza Hukuku Özel Hükümler,
M.Nihat- Doğan, Koray- Bacaksız, Ankara, Seçkin, 2010.
Pınar- Tepe, İlker:
Özgenç, İzzet: Zimmet Suçu, Ankara, Seçkin, 2009.
Savaş, Vural-Mollamahmutoğlu, Sadık: Türk Ceza Kanunu Yorumu,
Ankara, Seçkin, 1995, Cilt II.
Sözüer, Adem:
“Yeni Bankacılık Kanunu’nda Suçlar ve Yaptırımlar”,
Hukuki Perspektifler Dergisi, Sayı:5, Aralık 2005, s.166-191.
Tezcan, Durmuş; Teorik ve Pratik Ceza Özel Hukuku, Erdem, Mustafa
Ruhan- Önok, Murat: 6.baskı, Ankara, Seçkin, 2008.
Web Kaynakları
http://www.anayasa.gov.tr
http://www.ceza-bb.adalet.gov.tr/mevzuat/ maddegerekce.doc
http://www.emsal.yargitay.gov.tr
http://www.kazanci.com