Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
Arkeoloji dergisi, 2021
Although Tunceli is known to have archaeological remains, it has not been systematically researched since the Keban Dam Project. Many Paleolithic sites as well as late prehistoric and protohistoric sites were discovered as a result of the fieldwork initiated by Dr. Yasemin YILMAZ in 2015. During the five-year fieldwork, 1167 lithic pieces identified in the districts of Pertek, Çemişgezek and Ovacık were examined in detail and it was concluded that 922 of them belonged to Paleolithic technologies. One of the most important aspects of the Paleolithic finds in Tunceli is their correlation with the late prehistoric mounds. İ. K. Kökten had also pointed out this phenomenon. Typologically the oldest artifacts in Tunceli are Oldowan pebble tools. Also, many Acheulean sites have been documented. These sites are characterized in their close relation with primary chert sources and low percentages of bifacial hand-axes and Levallois products. This situation is compatible with the Southeastern Anatolia Lower Paleolithic assemblages. Based on this, we estimate that the age of Acheulean industries in Tunceli could be between 600-200 thousand years ago. Middle Paleolithic of Tunceli is characterized in the flake assemblages with low portions of Levallois products. The laminar components of the assemblages also could well point to the late Middle Paleolithic or Upper Paleolithic. Located directly on the natural land routes from Africa to Caucasus, the initial survey of Tunceli province has provided access to important cultural remains that prove the mobility of humans throughout the Paleolithic.
2010
İnceleme alanının bulunduğu Konya ve çevresi tektonik açıdan Orta Anadolu Ova Bölgesi içerisinde yer almaktadır. Orta Anadolu Ova Bölgesi, kuzeyde Kuzey Anadolu Fay Sistemi, doğuda Doğu Anadolu Fay Sistemi, güneyde Helenik-Kıbrıs Yayı ve batıda Ege Çöküntü Sistemi arasında kalmış geniş bir bölgeyi kapsar. Bu bölgede KD-GB ve KB-GD gidişli bağımsız kıta içi doğrultu atımlı faylar ve eğim atımlı normal faylar yer alır (Demirtaş ve Yılmaz 1996). İnceleme alanını etkileyebilecek en önemli faylar, batı-kuzeybatıda yer alan Sultandağı fayı; doğudaki Tuz Gölü fay zonu ve hemen doğusundan geçen Altınekin fay zonudur (Şekil 11.2). Şekil 11.2. Konya ve çevresinde yer alan diri faylar (Koçyiğit 2003). İnceleme alanının konusunu oluşturan Altınekin fay zonunun toplam uzunluğu 40 km olup, güneyde KD-GB, kuzeyde ise K-G gidişli eğim atımlı normal bir fay karakterindedir. Altınekin fay zonu 3 fay segmentinden oluşur. Güneyde yer alan KKD-GGB yönelimli
2019
Paleosismolojik çalışmalar 6 aşamada gerçekleştirilmiştir. 1. aşamada, inceleme alanı konusu olan Acısu ve civarının Kuzey Anadolu Fayı Sistemi içerisindeki konumu ve segmantasyonu; 2. aşamada Acısu ve yakın çevresinin morfotektonik özellikleri; 3. aşamada neotektonik özelliklere yönelik Acısu ve yakın civarında yüzeyleyen jeolojik birimlerin dağılımı; 4. aşamada 17 Ağustos 1999 depremi yüzey faylanmasının inceleme alanı içerisindeki uzanımı; 5. aşamada Acısu ve yakın civarında KAFS boyunca fay kazıları yapılarak eski deprem izlerinin saptanması ve 6. aşamada bu veriler ışığında tampon bölge genişliğine yönelik araştırmalar yapılmıştır. Acısu ve Çevresinin Kuzey Anadolu Fay Sistemi İçerisindeki Konumu 17 Ağustos 1999 depreminde çok segmentli kırılmayla gelişen yüzey kırığının uzunluğu 150 km civarındadır. Yüzey kırıklarının dağılımı ve geometrik özellikleri ve nitelikleri KAFS'nin bölgesel yapısal özellikleriyle uyumludur. 1999 depreminin yüzey kırıkları, depreme neden olan olası kaynak faylar, yüzey kırığı boyunca gelişen yerdeğiştirme dağılımı ve geometrik özelliklere göre, İnceleme alanını kapsayan bölgede, Arifiye segmenti, Tepetarla segmenti ve Gölcük segmenti ana segmentleri oluşturmaktadır (Şekil 9.1., 9.2). Bu segmentlerin uzunlukları 20-35 km arasında değişmektedir. Şekil 9.1. İnceleme alanını kapsayan bölgede, Kuzey Anadolu Fay Sistemine ait ana fay segmentleri ve son yüz yılda yüzey faylanması oluşturmuş depremler (Emre vd. 2003'den değiştirilmiş).
7. Biyolojik Antropoloji Sempozyumu, 2019
2019
Çok segmentli kırılmaya yol açan 17 Ağustos 1999 depreminde, Gölyaka ile Çınarcık Çukurluğu arasında, yaklaşık 150 km uzunluğunda yüzey faylanması meydana gelmiştir (Şekil XII.1a). 1999 depremi yüzey faylanmasının geometrik özellikleri, dağılımı ve karakterleri Kuzey Anadolu Fay Sistemi'nin (KAFS) yapısal özellikleriyle uyumlu olarak gelişmiştir. KAFS, İzmit Körfezi güneyini sınırlayarak batıya doğru devam eder. KAFS'ne ait segmentler İzmit Körfezi içerisinde genellikle açılmalı ara-aşmalar (sıçrama) yaparak çek ayır havzalar şeklinde çukurluklar oluşturur (Şekil XII.1b). İnceleme alanını kapsayan Gölcük çek-ayır havzası da bu çukurluklardan birini oluşturur (Şekil XII.1b,c). İzmit Körfezi güneydoğusunda, inceleme alanının içinde yer aldığı Gölcük ve civarında KAFS, doğuda Tepetarla segmenti (Sapanca Segmenti) ve batıda Gölcük Segmenti olmak üzere iki ana segmentten oluşur (Şekil XII.1c). Gölcük çek-ayır havzası Tepetarla (Sapanca) segmenti ile Gölcük segmenti arasındaki 1-2 km'lik açılmalı sıçrama sonucu oluşmuş ve oluşmaya devam etmektedir. Gölcük çek-ayır havzası 1-2 km genişlikte ve 6 km uzunluktadır (Şekil XII.1c). Tepetarla segmenti 34 km uzunlukta olup, D-B uzanımlıdır. Segment Gölcük çek-ayır havzasının kuzey doğusundan başlar ve Sapanca Gölü'nün ortasına kadar uzanır. Segmentin inceleme alanının kuzeydoğu sınırına karşılık gelen batı ucu Başiskele bölümü olarak adlandırılmış olup, yaklaşık 6 km uzunluktadır (Emre vd. 2003). Bu bölüm 500 m genişlikte, batı-kuzey batı gidişli ve güneye içbükey sola sıçramalı ara-aşmalı iki kırıktan oluşmaktadır. Kuşçu vd. (2003) sığ sismik kesitlere dayanarak kırılmanın deniz tabanına ulaşmış olabileceği yorumunu yapmışlardır. Gölcük segmenti 22 km uzunlukta olup, Karamürsel açıkları ile Gölcük doğusu arasında yer alır. Segmentin doğu bölümü, Gölcük Değirmendere civarında karada izlenir. Bu bölümün Yüzbaşılar ile Denizevler arasındaki toplam uzunluğu 8.5 km civarındadır (Emre vd. 2003). Segmentin doğu ucu olan 5 km uzunluktaki Denizevler kesiminde fay KB-GD gidişli ve kuzeydoğuya içbükeydir. Kavaklı Fayı Paleosismisite Araştırmaları 2 Şekil XII.1b. Kuzey Anadolu Fay Sistemi'nin İzmit körfezi içerisindeki uzanımı ve ana segmentler arasında gelişen açılmalı sıçramalar. Şekil XII.1b.17 Ağustos 1999 İzmit Körfezi depremi yüzey faylanması. Şekil XII.1c. Tepetarla (Sapanca) segmenti ile Gölcük segmenti arasındaki açılmalı sıçramaya bağlı olarak gelişen çek-ayır havza.
Ege-Arkeoloji Dergisi, 2021
Tunceli, arkeolojik kalıntılara sahip olduğu bilinmekle birlikte Keban projesinden bu yana sistematik araştırma yapılmamış bir bölgedir. 2015 yılında Dr. Yasemin YILMAZ başkanlığındaki bir ekip tarafından Tunceli’de başlatılan yüzey araştırmasıyla; arkeolojik kalıntıların Prehistorik Çağlardan Orta Çağ’a kadar uzanan zengin bir çeşitliliği barındırdığı belirlenmiştir. Özellikle Paleolitik Çağ’la ilgili yeni keşifler dikkat çekicidir. 2020 yılı sezonuyla beş yılı tamamlanan çalışmalarda; Pertek, Mazgirt, Çemişgezek ve Ovacık ilçelerinde bulunan yontmataşların 1167’si ayrıntılı olarak incelenmiş ve bunların 922 adedi Paleolitik Çağ’a tarihlenmiştir. Paleolitik buluntu alanları, İ. K. Kökten’in de dikkat çektiği gibi, tarih öncesi höyüklere yakındır. Yüzey araştırmasında bulunan en eski aletler Oldowan yontuk çakıllarıdır. Ayrıca, belgelenen birçok Acheulean alan; az sayıda iki yüzeyli el baltası, Levallois tekniğinin kullanımı ve birincil çakmaktaşı kaynaklarına yakınlığıyla dikkat çekmektedir. Tunceli’deki Acheulean endüstrileri bu özellikleriyle, Güneydoğu Anadolu Alt Paleolitik buluntu topluluklarıyla benzerdir ve söz konusu endüstrinin 600-200 bin yıl öncesine ait olabileceği söylenebilir. Tunceli, Orta Paleolitik’i Levallois tekniğinin düşük oranda kullanımı ve yonga üretimiyle karakterize bir teknolojik yapıyla temsil edilir. Yontmataş endüstrisinde özellikle dilgisel taşımalıkların varlığı, Üst Paleolitik veya Orta Paleolitik sonlarıyla iliş- kili olabileceğine işaret etmektedir. Afrika’dan Kafkasya’ya uzanan doğal kara yolları üzerinde bulunan Tunceli’nin ilk araştırma sonuçları, Paleolitik boyunca erken insanların hareketliliklerini kanıtlayan önemli kültür kalıntılarına ulaşılmasını sağlamıştır. /// Although Tunceli is known to have archaeological remains, it has not been systematically researched since the Keban Dam Project. Many Paleolithic sites as well as late prehistoric and protohistoric sites were discovered as a result of the fieldwork initiated by Dr. Yasemin YILMAZ in 2015. During the five-year fieldwork, 1167 lithic pieces identified in the districts of Pertek, Çemişgezek and Ovacık were examined in detail and it was concluded that 922 of them belonged to Paleolithic technologies. One of the most important aspects of the Paleolithic finds in Tunceli is their correlation with the late prehistoric mounds. İ. K. Kökten had also pointed out this phenomenon. Typologically the oldest artifacts in Tunceli are Oldowan pebble tools. Also, many Acheulean sites have been documented. These sites are characterized in their close relation with primary chert sources and low percentages of bifacial hand-axes and Levallois products. This situation is compatible with the Southeastern Anatolia Lower Paleolithic assemblages. Based on this, we estimate that the age of Acheulean industries in Tunceli could be between 600-200 thousand years ago. Middle Paleolithic of Tunceli is characterized in the flake assemblages with low portions of Levallois products. The laminar components of the assemblages also could well point to the late Middle Paleolithic or Upper Paleolithic. Located directly on the natural land routes from Africa to Caucasus, the initial survey of Tunceli province has provided access to important cultural remains that prove the mobility of humans throughout the Paleolithic.
2019-2020 YILI YÜZEY ARAŞTIRMALARI, 2022
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Cahiers d'études africaines, 1990
Deleted Journal, 2022
intervención Gestión y desarrollo del riesgo, 2024
#21.Art v.21 n.2 (2022), 2022
Regulatory Lens, 2024
Strelka magazine , 2020
Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2020
Prisma social, 2021
Clinical Infectious Diseases, 2019
Planeación de un proyecto socioformativo para “Identificación de hábitos alimenticios y adicciones y contrarrestar los efectos con diversas acciones.”, 2022
Leukemia Research, 2010
DOAJ (DOAJ: Directory of Open Access Journals), 2010