Academia.eduAcademia.edu

Kültür Endüstrileri ve Bölgesel Kalkınma

Bölgesel Kalkınmada Yeni Trendler BÖLGESEL KALKINMADA YENİ TRENDLER Editör Zekeriya Mızırak Birol Mercan Önsöz Çizgi Kitabevi Yayınları: Ekonomi Genel Yayın Yönetmeni Mahmut Arlı ©Çizgi Kitabevi Nisan 2016 )SBN: Yayıncı Sertifika No: - KÜTÜPHANE BİLGİ KARTI - Cataloging in Publication Data (CIP) Editör: M)Z)RAK, Zekeriya – MERCAN, Birol Bölgesel Kalkınmada Yeni Trendler Baskıya (azırlık: Çizgi Kitabevi Yayınları Tel: Baskı: Sebat Ofset Fevzi Çakmak Mh. (acıbayram Cd. No: Karatay/Konya - KTB. S. No: ÇİZGİ KİTABEVİ Sahibiata Mah. Mimar Muzaffer Caddesi (elvacıoğlu Apt. No: / – Meram / Konya Tel: – Faks: www.cizgikitabevi.com Bölgesel Kalkınmada Yeni Trendler İÇİNDEKİLER Önsöz .............................................................................................................................................7 Bölgesel Ekonomi Teori/Yaklaşımların Gelişimi ve Paradigma Değişimi / Birol Mercan ...9 İşletmelerde Kuruluş Yeri Seçiminin Dinamikleri / Nahit Yılmaz ........................................27 Yeni Ekonomik Coğrafya: Krugman ve Sonrası / Nadide Sevil Tülüce .................................51 Ekonomide Mekânsal Algı Değişimi ve Kümelenme Yaklaşımı/ Zekeriya Mızırak - Emine Nida Aydemir ...............................................................................................................................85 Üniversite-Sanayi İşbirliği / Muhittin Koraş - Yelda Güçlü - Yasemin Telli Üçler ................ 117 Öğrenen Bölgeler: Ortaya Çıkışı, Yükselişi ve Evrimi Üzerine Bir İnceleme / Mustafa Gömleksiz ................................................................................................................... 143 Kırsal Kalkınmadan Sürdürülebilir Kalkınmaya Doğru: Coğrafi İşaretler / Nurgün Topallı ......................................................................................................................... 159 Biyoteknoloji Endüstrisinde Bölgesel Inovasyon Sistemleri: Güney Afrika Örneği / Ramazan Uçtu .......................................................................................................................... 189 Yaratıcı Sınıfın Teorisi ve Yaratıcı Sınıfın Yer Seçimi: Genel Bir Bakış / Deniz Göktaş..... 207 Yaratıcı Ekonomi, Yaratcı Endüstriler ve Yaratıcı Kentler / Neslihan Karataş Ünverdi..... 221 Kültür Endüstrileri Ve Bölgesel Kalkınma / Şebnem Gökçen Dündar.................................. 247 Kurumsal İktisat Ekseninde Bölgesel Kalkınma / İbrahim Dogan ...................................... 273 Yazar Özgeçmişleri................................................................................................................... 291 Bölgesel Kalkınmada Yeni Trendler KÜLTÜR ENDÜSTRİLERİ VE BÖLGESEL KALKINMA Doç. Dr. Şebnem Gökçen Dündar Kültür Endüstrisi Kavramının Gelişimi Kültür endüstrisi tartışmalarının geçmişi çok eskilere dayanmaktadır. Kaynağını Frankfurt Okulu yaklaşımında bulan ve Adorno1 ve Horkheimer(1977) tarafından “Kulturindustrie” olarak adlandırılan kavram, aslında bugünkü kullanımı itibariyle kavramın yaratıcısı olan ideolojik eleştiri kökeninden tamamen aykırı yönde gelişmiş durumdadır. Kültür endüstrisi kavramının yaratıcısı Adorno ve Horkheimer’ın durduğu noktadan bakıldığında aslında kültür endüstrisi özünde birbirine zıt olan iki kavramın biraraya geldiği bir “saçmalık” olarak nitelendirilir. Biricik bir üretim sürecini içeren kültür ve sanat, seri üretime konu endüstriyel faaliyetlerle hiçbir şekilde bağdaşamaz ve eğer birlikte anılıyorsa da bu, kültür ve sanat kavramlarının içinin yozlaşması anlamına gelmektedir. Adorno ve Horkheimer 19. yüzyılda Endüstri Devrimi'nin akılcılığına karşıt bir anlamda tanımlanan sanatın nasıl giderek maddi üretim süreçlerine ve onları yöneten akla yenik düştüğünü anlatırken, modern sanatın endüstriyel mantığın ve bürokratik işletme disiplinlerinin denetimine girerek özerkliğini ve eleştirelliğini yitirdiğini ifade ederler. Böylelikle kültürün “endüstrileşmesi” kitlelerin bilincini o denli kolonileştirir ki, kitleler artık direnmeyi bile düşünemez hale gelir. Aynı açıdan, sermayenin savunucularının popüler kültür örgütlerini denetlemekle kalmadıkları ve popüler düş kurma üzerinde de egemenlik uyguladıkları ifade edilmektedir. Adorno ve Horkheimer’e göre, “eğer Beethoven senfonisinden bir parça, Tolstoy'un bir romanının bir film senaryosu içinde bozulması, bir film için ‘uygulanırsa’ ve arkasından bunun halkın isteklerini karşılamak için yapıldığı iddia edilirse, bu saçmalıktan başka bir şey değildir”(Adorno, 1977). Bununla birlikte 1970’li yıllardan bugüne gelene değin, kültür endüstrisi kavramı tam aksi yönde evrilmiştir. Günümüzde kültür ve yaratıcı endüstrileri temel alan kültürel üretim politikaları çok daha optimist, daha az elitist ve bütünüyle daha pragmatik bir zemin kazanmış durumdadır (De Beukelaer, 2012:26).Kavramın ortaya çıkışındaki eleştirel bakış, bugün bir yanda kültür ve giderek yaratıcı endüstriler alanında cereyan eden pratik, diğer yanda pratikte 1Adorno "Kültür Endüstrisi" kavramını Nazizm sona ererken ortaya atar (1944). Yıllar sonra bu kavrama geri dönerek "Kültür Endüstrisine Genel Bir Bakış" makalesini yazar (1963). Bu arada "Kültür ve Yönetim" üzerine düşüncelerini de yayınlamıştır (1960). Kültür Endüstrileri ve Bölgesel Kalkınma olan bitenin yorumlandığı yazın içerisinde büyük oranda erimiştir2. Artık bu alandaki eleştiriler daha çok kültür endüstrisinin kentlerde yansıma bulan farklı sosyal, ekonomik ve mekânsal gelişmeleri(örneğin soylulaştırma sorunları) üzerinden tartışılmaktadır. Bu, bir bakıma “endüstrileşmesi” anlamında “kültür’ün yükselişi” olarak da yorumlanabilir. Kültür’ün endüstrileşerek yükselişinin başlangıcı olarak 1970’li yıllarda Avrupa ve Kanada’da atılan ilk adımlar “kültür endüstrisi” ve “yaratıcı endüstri” alanlarında kalkınmaya katkı yapangelişmeler olarak belirleyici olmuştur. İlk olarakKanada’da benimsenen politikalar esas itibariyle ülkenin komşusu Amerika Birleşik Devletleri ile yarışında kendi ürettiği kültür ürünlerinin ve hizmetlerinin rekabet edebilirliğini artırmaya yöneliktir. Kanada’da “sanat ve kültür endüstrileri” (artsandcultureindustries) teriminin sıklıkla kullanılmaya başlaması sonrasında süreç ivmelenmiştir(Weckerle, Gerig&Söndermann, 2008:9). 1983 yılında Fransa’da sinema ve kültür endüstrilerini destekleme amacıyla Sinema ve Kültür Endüstrileri Finans Enstitüsü’nün (Institutpour le FinancementduCinema et desIndustriesCulturelles - IFCIC) ve ardından 1985 yılında Film ve Görsel-İşitsel Endüstriler Finansman kuruluşu olarak bilinen SOFICAS’ınkurulmasıbu alandaki projelerin desteklenmesinde başvurulan bir finansman yöntemi oluşturmaktaydı. Fransa’daki kültür endüstrisi sektörleri arasında film endüstrisine verilen destek ilk etapta devlet-destekli bir fonlamanın ilk örneğini oluşturur. 1980li yıllarla birlikte (Miége, 1979; Miége, 1987; Girard, 1982), bu yeni bakış açısı ile kültürün ticarileştirilmesine odaklanan sorunlar gözardı edilmeden kültürel üretimin politikası ve ekonomisi üzerinde yoğunlaşılmaya başlanmıştır. Aynı yıllarda, örneğin Zürih kültür kurumlarının ekonomik önemini konu alan bir çalışmaya3 sadece ortaya koyduğu sonuçları ile değil, bu alandaki dolaylı ekonomik etkileri konu alan tartışmaların ülke sınırlarını aşarak tüm ülkelere örnek teşkil edebileceğini göstermesi ile de önem atfedilmiştir. Benzer bir çalışma da 1992 yılında Almanya’nın Kuzey-Ren-Westphalia bölgesi için gerçekleştirilmiş4 ve kömür ve çelik endüstrilerinin çöküşü sonrasında bölgede “imaj, turizm ve ekonomi ve işgücü piyasası faktörleri” açısından kültür endüstrilerinin nasıl ekonomik bir alternatif oluşturduğu analiz edilmiştir. 2 Burada sanatsal etkinliklerin bir meta olarak kenti pazarlama ve satma aracı olarak önerilmesine yönelik Harvey ve Keyder gibi yazarların eleştirilerinin asal öneme sahip olduğu ayrıca belirtilmelidir. 3Bischof, Daniel P., DiewirtschaftlicheBedeutung der ZurcherKulturinstitute. EineStudie der IuliusBar-Stiftung (Zürih Kültür Kurumlarının Ekonomi Önemi) Julius Bar Vakfı, 1985’den aktaran Weckerle, Gerig&Söndermann, 2008. 4ArchivfurKulturpolitik (ed.), Dynamik der KulturwirtschaftNordrhein-Westfalen im Vergleich, 1. Kulturwirtschaftsbericht 1991/92, (Kuzey Ren-Westphalia bölgesindeki Kültür Endüstrilerine İlişkin Dinamiklerin Karşılaştırması. 1.nci Kültür Endüstrileri Raporu 1991/92)ARcult, 1991’den aktaran Weckerle, Gerig&Söndermann, 2008. Bölgesel Kalkınmada Yeni Trendler 1990’lı yıllar sonrasında ise kavramın kültür endüstrisinden yaratıcı endüstrilere evrilen kapsamı (Garnham, 2005), endüstri-sonrası toplumların ekonomik gelişimleri üzerinde kültürün artan rolünün sıklıkla dile getirildiği ve kentsel gelişim politikalarına yansıtıldığı bir çerçevede tartışılmaktadır (Landry, 2000; Howkins, 2002; Florida, 2002). 1990’lı yıllarda İngiltere’de TonyBlair’in Kentsel Rönesans Politikaları kapsamında yaptığı açıklamalarda, müzik endüstrisi alanındaki getirilerin çelik endüstrisinin katma değerinin çok üstünde olduğu yönünde bulgulardan bahsedilirken (Weckerle, Gerig&Söndermann, 2008:10), yeni yatırımların ve politikaların kültür endüstrisi alanlarına yönelmesi gerektiği mesajı da verilmiş oluyordu. 2000’li yıllarla birlikte, kültür endüstrisi alanının kalkınma sorunsalının yeni parametrelerinden biri olarak atfedilen önemi ve artan “tanınırlığı”, uluslararası kuruluşların bu konulara temas eden raporları ve çerçeve politikaları ile şekillenmeye ve yeni uluslararası örgütlenme biçimlerine ve bu alanda yeşeren uluslararası ağların oluşumuna olanak tanımıştır. Örneğin, AB Komisyonu’nca yayımlanan Yeşil Kitap’ta (Avrupa Komisyonu, 2010b)kültür endüstrileri ve yaratıcı endüstrilerin ekonomik ve sosyal etkilerine vurgu yapılırken, bu vurgu söz konusu sektörlerin potansiyellerinin açığa çıkarılması için bu alanlarda yeni yatırımların yapılmasının önünü açıyordu. Anılan raporda, kentsel rekabet politikalarında yaratıcılık ve yenilikçiliğin gelişebileceği yeni bir girişimci kültürün koşullarının oluşturulması gerektiği ifade edilmiş ve bunun kalkınmayı sağlayacak olan büyüme ve istihdamın artırılmasını sağlayacağı vurgulanmıştır. Lizbon Stratejisi çerçevesinde büyüme ve istihdam için, kültür endüstrileri ve yaratıcı endüstrilerin büyümesinin nasıl tetiklenebileceğini, bir yaratıcılık ve yenilikçilik katalizörü olarak kültürün potansiyelinin nasıl harekete geçirilebileceğini belirlemeye yönelik saptamalar ortaya koyulmaktadır (Aksoy &Enlil, 2010). UNESCO, UNCTAD gibi uluslararası örgütler ile Avrupa Konseyi, AB ve Avrupa İstatistik Ofisi EUROSTAT gibi uluslarüstü organizasyonlar, bu alandaki istatistikler ve uluslararası çalışmalarla kültür endüstrileri ve yaratıcı endüstriler alanının aynı zamanda 2000’li yıllardaki fotoğrafını çekmeye ve geleceğe yönelik öngörülerin bu büyük resim temelinde belirlenmesine yaramaktadır. 2004 yılında UCLG Kültür Komitesi (Birleşmiş Kentler ve Yerel Yönetimler Teşkilatı / United CitiesandLocalGovernments) tarafından kabul edilen Kültür için Gündem 21 (Agenda 21 forCulture) ise kültür alanındaki uluslararası çerçeve politikalara önemli bir örnektir.Kültür İçin Gündem 21 yerel yönetimlerin sürdürülebilir kalkınma amacıyla kültür alanında gelişime dayalı ilke ve taahhütlerini belirleyen, uluslararası ölçekteki ilk girişim olmuştur.5 UCGL 2010 yılında ise “Kalkınmanın Dördüncü Ayağı olarak Kültür” (Culture: FourthPillar of Sustainable Development) belgesini politik beyan olarak kabul etmiş ve 2015 son- 5 Daha detaylı bilgi için bknz. http://www.agenda21culture.net/index.php/docman/-1/393-zzculture 4pillarsden/file. Kültür Endüstrileri ve Bölgesel Kalkınma rası Birleşmiş Milletler Kalkınma Gündemi’nde kültürünvazgeçilmez rolüne dikkati çekmiştir (Ece v.d., 2016:30). Bugün gelinen aşamada kültür endüstrisine yönelik sorgulamalar, kültürün ticarileştirilmesine yönelik eleştirel yaklaşımların tamamen dışında gelişmekte ve giderek “kültür ekonomisi” ve “yaratıcı ekonomi” kavramlarının doğduğu daha büyük bir şemsiye altında tartışılmaktadır.Nitekim kavramın çeşitli kullanımları bugün “yaratıcı ekonomi söylemi”ni oluşturur. Bu söylem bir yandan “kültür endüstrisi” ve “yaratıcı endüstri”leri, diğer yandan “kültür ekonomisi” terimlerini birleştirirken, aynı zamanda çeşitli “endüstri”lerin bir arada işlediği bir ekonomik zemininde tarifini yapmaktadır.Aynı doğrultuda kültür endüstrisi günümüzde yaratıcı endüstrilerle birlikte ele alınmakta, sektörlerin birbirlerini tamamlayıcı ve destekleyici nitelikleri kültür ekonomisi dinamikleri çerçevesinde dikkate alınmaktadır. Bu doğrultuda ilk olarak Mayıs 2007’de Avrupa Komisyonu kültürün ekonomik büyümeye ve entelektüel diyaloglara katkısına yönelik bir strateji benimsenmesi yönünde karar aldıklarını duyurmuştur (Avrupa Komisyonu, 2007). Komisyonunsosyo-ekonomik gelişimde katkısı olan kültür alanının, yaratıcılık ve yenilikçilik arasında açık bir bağ olduğunu vurguladığı 2010 tarihli raporunda ise6, kültür endüstrisi alanı ile birlikte anılması ve tartışılması gereken yeni kavramlar dile getirilmiştir (Avrupa Komisyonu, 2010b). Bu çerçevede bugün kültür endüstrisinin ve yaratıcı endüstrilerin altyapı, kentsel yeniden canlandırma, kırsal çeşitlendirme, hizmet alanı, girişimcilik, turizm, ar-ge (araştırma/geliştirme), insan kaynağı gelişimi, sosyal katılım ve bölgelerarası eşgüdüm gibi kapsayıcı bir çerçevede yerel ve bölgesel kalkınma politikalarının temel ilgi alanlarından birini oluşturduğu açıktır. Kültür Endüstrilerinin Bölgesel Kalkınma Üzerindeki Rolü Günümüzde pek çok kent yönetimi, kültür endüstrilerinin kentlerin kimliği ve ekonomileri üzerinde olumlu etkisi olduğu kabulü ile kentlerinin imajını yeniden tanımlamaya, bu amaçla kentsel peyzaj üzerinde mekânsal kaliteyi artırıcı ve kimi zaman köklü dönüşüm süreçleri içeren dokunuşlarda bulunmaya, paralel olarak kültür altyapılarına yatırım yapmaya ve bütün bu süreçlerin yeni vizyonları temeline oturttukları kültür odaklı kalkınma stratejileri doğrultusunda gerçekleştirilmesini sağlamaya çabalamaktadır. Yeni vizyonlarının yaratıcılık ve yenilikçiliği besleyen politikalar ve uygulamalar neticesinde istihdamı artıracağı düşünmektedirler. Nitekim Bilbao, Barselona, Berlin ya da 6 AB Komisyonu Raporu; Council of theEuropeanUnion, 3013th Education, Youthand Culture Council Meeting, Council“Conclusions on thecontribution of culturetolocal and regional development”, Brüksel, 10 Mayıs 2010. Bölgesel Kalkınmada Yeni Trendler Glasgow gibi birçok kent, kültür endüstrilerinin bölgesel kalkınma üzerinde başat bir role sahip olabildiğini deneyimleri ile tüm dünyaya sergilemiş ve başka birçok kent için esin kaynağı olmuştur. Kültür alanına bakışın bu denli yön değiştirmesi ve kültür’ünsektörel bir nitelik kazanması da kuşkusuz bu örneklerle doğrudan ilişkilendirilmektedir. Kültür ekonomisinin kalkınma üzerindeki rolü kuşkusuz tek bir disiplinin meselesi değildir. Ekonomiden planlama ve mimarlığa, yönetim ve işletmeden sanat ve sosyolojiye kadar çok farklı birçok disiplin kültür endüstrisi alanında destekleyici bilgi üretmektedir. Bu çerçevede, kültür endüstrilerini ekonomik gelişme ile bağlantısını kuran çok sayıda çalışma yapılmıştır (Van der Borg&Russo, 2005; Radcliffe&Laurie 2006; De Berkeualer, 2012;Pratt, 2014; Stupples, 2014; Marco-Serrane, Rausell-Koster &Abeledo-Sanchis, 2015; Dervişoğlu Okandan, 2016). Ancak bu çok-disiplinli zemin, konunun eleştirel akademik araştırmaların yönlendiriciliğinde politika üretimi alanında aynı derinlikte ve yaygınlıkta sürdürülememesine sebep olmaktadır. Bu durum kültür politikaları üretiminde küresel tartışmaların çok dışına çıkılamayan, bir kentteki kültür endüstrisi temelli deneyimin tamamen farklı bağlamda varolan başka bir kentte aynen tekrarlanmaya çalışıldığı bir strateji geliştirme sürecini de beraberinde getirebilmektedir. Bu alanda kültür politikaları küresel zemin kazanırken, kültür endüstrisi ve yaratıcı endüstrilerin her zaman aynı sonuçlar getirmediği(Kooijman&Romein, 2007) ve küresel ölçekte Avrupa, Avustralya, Kuzey Amerika ve Çin (O’Connor & Gu, 2014; He & Gebhardt, 2014)dışında kalan coğrafyalardaki eleştirel araştırmaların olması gereken destekleyici ve yönlendirici düzeyin çok gerisinde olduğu (DeBerkeualer, 2012:24-25) ifade edilmektedir. Oysa kültür, politika ve kalkınma kavramları arasındaki mevcut eleştirel bağlar, bu alanın kayda değer düzeyde gelişim sergileyebileceğini gösterir. Hâlihazırda ağırlıklı olarak Batı deneyimi üzerinden yürütülmekle beraber, eleştirel tartışmaların artması bu alanda daha sağlıklı adımlar atılmasının önünü açabilecektir. Her koşulda kültür ve yaratıcı endüstriler alanındaki tartışmalar söz konusu sektörlerin ekonomik boyutundan ve kalkınma üzerindeki etkisinden bağımsız yürütülememektedir. Bu konuda örneğin Power ve Nielsén (2010) ve Power (2011), Avrupa’da kültür ve yaratıcı endüstrilerin yüksek oranda çökeldiği coğrafyaların, kıtanın en yüksek refah seviyesine sahip bölgeler olduğunu ortaya koymakta ve kültür ve yaratıcı sektörlerin büyüklüğü ile Avrupa’daki refah bölgeleri arasında çok güçlü bir bağ olduğunu kanıtlayan çok sayıda bulgunun her geçen gün daha da arttığını belirtmektedirler. Küresel ticaret sektöründeki %12 oranındaki gerilemeye karşın, yaratıcı ürün ve hizmetler sektörünün dünya pazarındaki büyümesi devam etmiş ve 2002 – 2008 yılları arasındaki dönemde 592 milyar dolara karşılık gelen yıllık %14’lük bir artışla gelişimini sürdürebilmiştir (UNCTAD, 2010). Gabev.d. (2013) ise kültür ve yaratıcı sektörlerin ekonomik kriz zamanla- Kültür Endüstrileri ve Bölgesel Kalkınma rından görece olarak daha az etkilendiklerini ileri sürmektedirler. Elde edilen istatistikler, kültür ve yaratıcı endüstrilerin dünya ekonomisi içerisinde en dinamik sektör olarak ön plana çıktığı şeklinde yorumlanmaktadır (UNCTAD, 2010:128). Kültür ve yaratıcı sektörlerin ülkeler arasındaki kıyaslamalı durumunu ortaya koyan UNCTAD raporunda, 2010 yılı itibariyle Avrupa’da toplam 6, 576, 558 kişinin kültür ve yaratıcı endüstri sektörlerinde istihdam edildiği ve bu değerin toplam Avrupa işgücü piyasasının %2.71’ini oluşturduğu ortaya konulmuş ve bu değerin içinde yaratıcı ürünlerin salt ticaretini içeren faaliyet alanlarındaki istihdamın yer almaması ile Avrupa’daki kültür ve yaratıcı endüstri alanlarında çalışan nüfusun çok daha fazla olduğu öne sürülmüştür. Diğer taraftan, yaratıcı ekonominin bugün çoğu ülkede tüm diğer sektörlerdeki büyüme hızının üstünde bir büyüme hızı ile yükseldiği ve temel mallar ihracatında çoğu ülke için ihracat mallarının çeşitlendirilmesini sağladığı bu alanda hazırlanan uluslararası raporlarda ayrıca vurgulanmıştır (UNCTAD ve UNDP 2008; UNCTAD 2010). Bu değerlendirmeler hiç kuşkusuz kültür ve yaratıcı sektörlerin kentlerde ekonomik canlanma yaratma potansiyellerini artırıcı bir unsur olarak görüldüklerinin ortaya konması açısından önemlidir. Bugün kültürün artık sürdürülebilir gelişmenin dördüncü temel direği olduğu ifade edilmektedir (Hawkes, 2001). Göstergeler, kültür ve yaratıcı sektörler ile refah bölgeleri arasındaki güçlü ilişkinin sadece nedensel olmayıp, aynı zamanda döngüsel bir içerik ve işleyişe sahip olduğunu da kanıtlamaktadır. Bir refah bölgesi olabilmek için öncelikle kültür ve yaratıcı sektörlerde çalışan bir nüfusa sahip olabilmek gerekir. Bu süreç, aynı zamandavarolan istihdamın kültür ve yaratıcı sektörlere daha da fazla istihdam çekmesi şeklinde devam etmesiyle özünde süreklilik içeren bir verimli döngüyü anlatır. Ancak bu döngüyü oluşturan ilişkilerin çok daha karmaşık, çok boyutlu, hatta bazen çelişkili olduğuna dair başka görüşler de vardır (Rausell&Abeledoi, 2012; De Miguel et al., 2012). Diğer taraftan kültürel ve yaratıcı faaliyetlerin kentsel rekabetedebilirlik ve bir bölgenin ekonomik performansı üzerinde doğrudan etkili olduğu yönündeki kabullere rağmen, bu konuda da sorgulayıcı eleştirel yaklaşımlardan da bahsedilebilmekte (ReeseandSand 2008) ve Avrupa’daki ekonomik büyüme üzerinde kültür ve yaratıcı endüstrilerin sergilediği potansiyellerden ziyade Avrupa Birliği’nin daha somut teknoloji ve hizmet alanları üzerinde durduğuöne sürülmektedir (Cooke& De Probis, 2011) Hatta, politika formülasyonlarının çok muğlak ifadelerle doldurulduğu ve kültür’ün içine herşeyi alan bir bağlamsal bileşen olarak kabul edildiği koşullar altında ilişkiler arası nedenselliğin belirlenmesinin hayli zorlaştığı yönünde tespitler de söz konusudur (Rausell & Abeledo, 2012). Nitekim, Avrupa Komisyonu’nun yayımladığı “Avrupa’da Kültür Ekonomisi” (KEA, 2006) başlıklı raporda her ne kadar Avrupa’daki kültürel ve yaratıcı sektörlerin en az diğer endüstri alanları kadar rekabetçi olabil- Bölgesel Kalkınmada Yeni Trendler diği, hatta işgücüne bağlı olarak ekonomik büyüme sağlayan bir etmen olduğu ifade edilmişse de, yaratıcılık ve yenilikçilik ile bölgesel kalkınma ve çekicilik arasındaki bağlantıların tam olarak tanımlanabilmesi çok zordur. Oysa, bu bağlantıların net olarak ölçümlenmesi çok önemlidir. Marco-Serrano v.d.’nin (2015) konu ile olarak kültür ve yaratıcı sektör dinamikleri ile bir bölgenin ekonomik performansı arasındaki ilişkiler üzerinde derinlemesine gerçekleştirdikleri araştırmaları sonucunda, bu ilişkinin iki temel faktörden doğrudan etkilendiği ortaya konulmuştur. Bu faktörlerden ilki kentleşme olarak ortaya çıkar. Kültür endüstrilerinin bir kentte yığılma ekonomisi yaratmaktaki rolünü destekleyen ve kültür ve yaratıcı sektörlerin kümelenmesini sağlayan başlıca etmenler arasında yerleşmelerin kentleşme düzeyi gösterilir. Nüfusun yalnızca %25’inin aktif nüfus olarak kayda geçtiği kentsel bölgeler yaratıcı nüfusun %32’sini barındırmaktadır(Russo&Quaglieri, 2011). Avrupa Rekabet-edebilirlik Raporu 2010 (Avrupa Komisyonu, 2010a) gibi çalışmalarda kültür ve yaratıcı endüstrilerin neden kentsel alanlarda yoğunlaşma gösterdiğine ilişkin temel faktörler şu şekilde ifade edilmektedir: i. Spesifik yerel işgücü piyasalarının ve örtük bilginin önemi ii. Bir yaratıcı sektörden diğerine yayılmanın yarattığı dışsal ekonomiler iii. Firmaların özel altyapılara ve ortak kaynaklara erişilebilirliği iv. Proje-temelli çalışmalar v. Kolektif öğrenmenin getirdiği sinerjik faydalar vi. İleri hizmetlerin, altyapıların ve destekleyici hükümet politikalarının gelişimi (Avrupa Komisyonu, 2010b). Kültürel ve yaratıcı endüstrilerin kentlerdeki yoğunluğunu belirleyici ikinci etmen ise insan sermayesidir. Florida’nın (2002) bu alandaki yazında öncülük eden çalışmalarının ortaya koyduğu üzere, yaratıcı endüstriler bir yerleşimde yüksek eğitimli bireylerin yoğunluğu ile güçlü bir bağ içerisindedir(MarcoSerranov.d., 2015). Kültürel mal ve hizmet üretimi gibi kültürel ve yenilikçi faaliyetler, bölgedeki kültürel bilgi birikiminin artmasını, çeşitlenmesini, insanların yeni fikirler geliştirmesini, yaratıcılık kapasitesinin artmasını, bölgedeki yaşam kalitesinin yükselmesini, yaşam biçimlerinin zenginleşmesini, yeni yatırımcıların ve yaratıcı fikirlere sahip kişilerin bölgeye çekilmesini sağlamakta ve turizmi canlandırmaktadır (KEA, 2009). Kentleşme ve insan sermayesinin varlığında kuşkusuz kültür ve yaratıcı endüstrilerin gelişimine yönelik koşullar hazırlanmış olacaktır. Bu koşullar altında kültür ve yaratıcı sektörler ile ekonomik gelişim arasındaki nedensellik ilişkisinin bilimsel olarak nasıl ölçülebileceğine ilişkin ise ilk olarak Rausell v.d.’nin (2011) çalışmasında, kişi başına düşen gayrisafi milli hâsılave kültür ve yaratıcı endüstrilerdeki işgücü yoğunluğu arasındaki ilişki İspanya özelindeki Kültür Endüstrileri ve Bölgesel Kalkınma değerler temelinde irdelenmiş ve sonuç olarak istihdam yaratımı ile kültür ve yaratıcı endüstrilerdeki işgücü yoğunluğu arasında “verimli bir döngü” olarak nitelediği iki yönlü ve gecikmeli bir ilişkinin varlığı kanıtlanmıştır. MarcoSerrenav.d. (2015) bu çalışmayı tüm Avrupa kapsamında irdeleyerek, bölgesel istihdam yaratımı ile işgücü yoğunluğu arasında iki yönlü bir neden-sonuç ilişkisi bulunup bulunmadığı hususu ile kültür ve yaratıcı sektörlerdeki işgücü yoğunluğunun insan kapitaline, dolayısıyla güçlü bir yüksek eğitimli insan varlığı ile kentleşme süreçlerine, bağlı olup olmadığı hususunu test etmişlerdir7. Araştırma bulguları, insan faktörünün sözü edilen verimli döngüyü harekete geçirici bir bileşen olduğunu, böylelikle kentlerin ve üniversitelerin kültür ve yaratıcı endüstrilerin büyümesinde anahtar rol oynadığını ortaya koymuştur. Kentlerin özellikle yığılma ekonomileri ve kümelenme ekonomisi yaratımında son derece önemli olduğu da ayrıca belirtilmektedir. Araştırmanın ilginç bir diğer sonucunu ise insan kapitali içerisinde özellikle 20 – 24 yaş aralığında olup, büyük olasılıkla lisans düzeyinde eğitim görmekte olan öğrenci nüfusunun bu sürecin önemli bir bileşeni olduğu hususu oluşturur. Bir başka deyişle, insan kapitalinin varlığında profesyonellerden ziyade genç öğrenci nüfusu oranının da son derece önemli olduğu vekültür üretimi ve yaratıcılık ile genç nüfus oranının ilişkili olduğu hususları ayrıca üzerinde tartışılmak üzere ortaya konulmuş olmaktadır. Son olarak, ön plana çıkan bir diğer husus ise kültür endüstrilerinin bölge ekonomisi üzerinde doğrudan ekonomik girdi teşkil etme yoluyla değil, bunu tamamlayıcı olarak kültürel altyapının geliştirilmesi ve kültürel çeşitliliğin korunması anlamında oynadığı rolün önem kazanmasıdır. Bu konuda 2005 yılında kabul edilen UNESCO Kültürel İfade Çeşitliliğini Koruma ve Geliştirme Sözleşmesi bu bağlamda bir kırılma noktası olarak nitelendirilebilir. Anılan sözleşme kültür endüstrileri ile ekonomi arasında bir bağ kurarken bu bağın temellendiği mantık, kültürel ifadelerin küresel ölçekteki sirkülasyonunun kültür endüstrileri üzerinden gerçekleşebileceği düşüncesine dayanmaktadır. Böylelikle kültür ekonomisi faaliyetlerinin en önemli özelliği, kültürel çeşitliliğin korunması, desteklenmesi ve kültüre erişimin herkese eşit koşul ve olanaklarda sağlaması konularında kritik bir rol üstlenmesidir (UNESCO, 2005:1). Kültür alanı bireylerin/kentlilerin aynı zamanda beraber yaşama dinamiklerinin geliştirilmesi ve yaşam kalitesi ile refahın artırılması açısından da giderek görünürlük kazanmaktadır. Küresel akışlar içerisindeki çeşitlilik düzeyinin korunması için tüm ülkelerin kendi iç piyasalarını ithal kültür ürünlerine karşı ayakta durabilecek düzeyde desteklemeleri gerektiği hüküm altına alınmıştır. 7Eurostat ve European Cluster Observatory’den alınan veritabanını kullanan çalışma, NUTS 2 düzeyinde 271 Avrupa Bölgesi’ne ait olup, 1999 – 2008 yılları arasında sektörel verilerin değişimine odaklanmıştır. Bölgesel Kalkınmada Yeni Trendler Sözleşme hükümleri böylelikle kültür ve yaratıcı endüstrilerin ekonomik boyuttan öte, beşeri gelişme hedefleri ile de bağlantısına vurgu yapmaktadır. Bu vurgu UNCTAD raporlarından sonra, bu sefer UNESCO’nun 2013 tarihli raporunda da “kalkınma yollarını genişletmek” (wideningdevelopmentpathways)8olarak yerini almıştır (De Beukelaer, 2012). Bunun anlamı, kalkınmanın yalnızca ekonomik değil, sosyal, kültürel ve duygusal yönlerinin de kültür ve yaratıcı endüstri hedeflerinin bir parçası olduğudur. UNESCO 2013 raporu bu alandaki çeşitli deneyimlerin ortaya konduğu ve politik gündemlerin nasıl oluşturulabileceğine ilişkin bir kaynak oluşturmanın ötesinde bu alandaki söyleme güçlü bir kavramsal giriş yapmaktadır. Kültür’ün “beşeri gelişim” ve kültür endüstrileri ile arasındaki bu güçlü bağ temelinde bir yaşam biçimi olarak ele alınması ise hangi göstergeler ve hangi endeksler ölçülebileceği hususunun gölgesi altında henüz gelişmekte olan bir alandır. Her ne kadar Kültür ve Kalkınma Göstergeleri Paketi (Cultureand Development Suite – CDIS) oluşturma yönünde çabalar olsa da, bu süreç halen sürmektedir. Bütün bu tartışmalar, kimi eleştirel yaklaşımlara karşın, günümüz kentlerinde kültür endüstrilerinin ve yaratıcı endüstrilerin bölge ekonomisi üzerinde doğrudan katkılar koyabildiği ve önemli ekonomik girdi yarattığı yönündeki genel tespitlerin kanıtlandığını ve kültürel altyapının geliştirilmesi ve kültürel çeşitliliğin korunması anlamında oynadığı rol de dâhil olmak üzere, gelecek senaryolarında önemle dikkate alınması gerektiğini göstermektedir. Geleceğe dair geliştirilebilecek stratejiler ise kuşkusuz tek bir mutlak başarı hikâyesini garanti edemez. Kültür endüstrisi alanında başarı kazanmış kimi kentlerin deneyimleri örnek alınarak çizilen yol haritaları bu anlamda çeşitlenmekte ve türlü kanallar üzerinden atılan yeni adımlarla kentler bu küresel ilişkiler ağı içerisinde edinecekleri yeni yerlerini aramaktadırlar. Kültür Ekonomisi Faaliyetleri-Ekonomik ve Mekânsal Analizler Kültür endüstrisi ve yaratıcı endüstrilerin kentlerde doğrudan istihdam ve ekonomik canlılık yaratma özellikleri hiç kuşkusuz kentlerin rekabet-edebilirlik düzeylerini etkilemekte ve kültür ve yaratıcı endüstriler giderek ülkelerden ziyade, kentler arası yarışta doğrudan girdi teşkil edebilmektedir. Kültür ekonomisi faaliyetleri, yaratıcılık, üretim ve ticarileştirme kavramlarını biraraya getiren faaliyetler olarak kabul edilir. Bu üç kavram da telif hakları ile korunmakta ve bu şekilde mal ve hizmetlerin üretimi mümkün olmaktadır (UNESCO, 2005:1). 8 UNESCO. 2013. TheDeclaration of Praia: PromotingYouthEmployment in the Creative Economy in Africa. Praia: UNESCO. Kültür Endüstrileri ve Bölgesel Kalkınma Kültür ekonomisi faaliyetleri ile yaratıcı ekonomi faaliyetleri birbirlerine çok yakındır ve çoğunlukla birlikte kullanılmaktadır. Yaratıcı ekonomiye ilişkin faaliyetler çok geniş bir alanı kapsamakla birlikte birçok alt faaliyet ile de karşılıklı etkileşim halindedirler. Bu alt faaliyetler, sanat, zanaat ve kültürel bayram ve şenlikler gibi kökleşmiş geleneksel bilgi ve kültürel mirastan, görsel-işitsel ve yeni iletişim araçları gibi teknoloji ve hizmet odaklı alt gruplara kadar sıralanabilir. Kültür ürünlerinin yaratımı, endüstriyel süreçlerden geçirilerek üretimi ve dünya çapında kitlesel dağılımını içerecek şekilde ticarileştirilmesini içeren kültür endüstrileri çoğunlukla ulusal ve uluslararası telif yasaları ile korunmakta olup, basın, yayın, multi-medya, işitsel-görsel, fotografik ve sinematografik üretimleri, zanaat ve tasarım üretimlerini de içeren geniş bir ürün ve faaliyet yelpazesine sahiptir. Yaratıcı endüstriler ise kültür endüstrilerinden çok daha yaygın içeriğiyle kapsamına mimarlık, reklamcılık, görsel ve sahne sanatları gibi faaliyet alanlarını da almaktadır (Van der Pol, 2008).Bu nedenle kültür ekonomisi faaliyetleri, yaratıcı ekonomi faaliyetleri olarak tanımlanan geniş bir kümenin, bir alt kümesi olarak görülmelidir (UNCTAD 2008:13). Bu faaliyetlere ilişkin literatürde tek bir tanım yoktur, çeşitli amaçlar doğrultusunda yapılan farklı analizlere yönelik farklı sınıflandırmalar oluşturabilmektedir. Örneğin yaratıcı ekonomi faaliyetleri tanımlanırken WIPO (World Intellectual Property Organization) fikri mülkiyet haklarını dikkate alırken, UNESCO kültürel ürünlere yönelik vurgu yapmakta ve kültürel ürünler ile ilgisi ve öz değerlerine göre sınıflamalar oluşturmaktadır. UNCTAD ise daha çok ticaret odaklı yaklaşımlar üzerinde durmuş ve araştırmalarını yaratıcı mal ve hizmetler üzerine yoğunlaştırmıştır (Dündar v.d., 2013:25-26). Kültür ekonomisi faaliyetlerine yönelik ekonomik analizler, bu konuda uluslararası ölçekte çok sayıda çalışmanın gerçekleştirilerek kentlerin küresel ölçekteki rekabet edebilirlik düzeylerini ölçmeleri için başvuracakları bir çerçeve sunar. Kuşkusuz doğru politikaların kurgulanabilmesi öncesinde kültür ekonomisi ve kültür mekânı altyapısının belirlenmesi gerekecektir. İlk olarak kültür ekonomisinin doğru bir şekilde analiz edilebilmesi için öncelikle hangi faaliyetlerin kültür ekonomisi içerisinde yer alacağının belirlenmesi gerekir. Avrupa Birliği, bu faaliyetleri tamamen veya kısmen kültür ile ilişkili faaliyetler olarak tanımlamaktadır. Bir diğer ifadeyle, doğrudan kültürel faaliyetler ile kültürü destekleyici faaliyetlerin (kültürel eğitim gibi kısmen kültür ile ilişki olan faaliyetlerin) tamamının kültür ekonomisi içerisinde yer alması gerektiğini ifade etmektedir (Eurostat, 2011). Avrupa Birliği, kültür ekonomisi faaliyetlerini 2008 yılına kadar 4 basamaklı NACE Rev.1.1 ekonomik faaliyet sınıflamasını kullanarak tanımlarken, 2008 sonrasında 4 basamaklı NACE Rev.2 ekonomik faaliyet sınıflamasını kullanarak tanımlamaya başlamıştır. Kültür ekonomisini oluşturan faaliyetlerin net bir şekilde belirlenebilmesi için 4 basamak detayındaki bölgesel verilerin kulla- Bölgesel Kalkınmada Yeni Trendler nılması gerekmektedir. Uluslararası örgütler tarafından hazırlanarak yayımlanan kültür ekonomisi raporlarında, dünyadaki birçok kentin kültür ekonomisi ve yaratıcı ekonomi çerçevesindeki durumları sözü edilen ekonomik sınıflama verileri temelindeuluslararası ölçekte kıyaslamalı olarak verilebilmektedir. Bu sıralamanın yapılabilmesi kuşkusuz ekonomik ölçümlerin aynı ekonomik faaliyet sınıflaması temelinde gerçekleştirilmesine bağlıdır. Birçok gelişmekte olan ülkede olduğu üzere, Türkiye’de de bu anlamda istatistiki veri altyapısında sıkıntılar bulunmaktadır. Türkiye özelinde kültür ekonomisine ilişkin yapılacak bir analizinin sınırlılıklarının belirlenebilmesi için öncelikle bu alandaki mevcut verilerin neler olduğunun ortaya konması gerekir. Dündar v.d. (2013) tarafından gerçekleştirilen çalışmada ortaya konulduğu üzere (Tablo 1), Türkiye genelinde sadece kültür ekonomisinin boyutuna ilişkin değerlendirmeler (istihdam, üretim, katma değer, yatırım vb.) yapılabilmekte, bölgesel düzeyde bir kültür ekonomisi verisi üretilememektedir. Diğer taraftan 2016 itibariyle 4 basamaklı NACE Rev.2 istatistiklerinin denetimli kullanıma açılacağı belirtilmektedir. Tablo 1. Türkiye’de Kültür Ekonomisi Sektörlerine Ait İstatistiklerinin Kaynakları Dönem Kaynak 1992 TUİK 2002 TUİK Veri Adı Genel Sanayi ve İşyerleri Sayımı İstatistikleri Genel Sanayi ve İşyerleri Sayımı İstatistikleri Kapsam Düzey Sınıflama Açıklama Bölgesel 2 Basamak NACE Rev.1.1 İstihdam ve İşyeri Sayısı Bölgesel 4 Basamak NACE Rev.1.1 İstihdam ve İşyeri Sayısı 2003-2008 TUİK Yıllık Sanayi ve Hizmet İstatistikleri 2003-2008 TUİK Yıllık Sanayi ve Hizmet İstatistikleri Türkiye Geneli 4 Basamak NACE Rev.1.1 2009 TUİK Yıllık Sanayi ve Hizmet İstatistikleri Bölgesel 2 Basamak NACE Rev.2 2009 TUİK Yıllık Sanayi ve Hizmet İstatistikleri Türkiye Geneli 4 Basamak NACE Rev.2 2008-2010 SGK SGK İstatistikleri Bölgesel - SGK'nın sınıflaması Bölgesel 2 Basamak NACE Rev.1.1 Kaynak: Dündar v.d., 2013, s.33. İstihdam, Üretim, Ciro, Katma Değer, Yatırım, Maaş vb. İstihdam, Üretim, Ciro, Katma Değer, Yatırım, Maaş vb. İstihdam, Üretim, Ciro, Katma Değer, Yatırım, Maaş vb. İstihdam, Üretim, Ciro, Katma Değer, Yatırım, Maaş vb. Sigortalı Çalışan Sayısı Kültür Endüstrileri ve Bölgesel Kalkınma Söz konusu istatistikler kullanılarak yapılan analizlerde, ülkelerin kültür ekonomisi açısından nerede durdukları tespit edilebilmektedir. Buna göre Türkiye’deki kültür ekonomisinin durumuna bakıldığında, 2003 yılında Türkiye’de kültür ekonomisi, yaklaşık 160 bin çalışanı ile toplam istihdamın %2, 4’nü, 45 bin girişimci ile toplam girişim sayısının % 2, 6’sını, 20 milyar TL’lik bir üretimle toplam üretimin % 4.6’sını, 2 milyar TL’lik katma değerle toplam katma değerin % 1, 6’sını yaratan ve 1 milyar TL’lik yatırım ile toplam yatırımın % 3’nün yapıldığı bir ekonomik faaliyet alanı olmuştur (Tablo 2) (Dündar v.d., 2013). Tablo 2: Türkiye'de Kültür Ekonomisinin Profili 2003 İstihdam GirişimSayısı 2004 2005 2006 2007 2008 160, 419 188, 690 299, 214 326, 386 349, 420 378, 971 44, 600 52, 642 57, 324 66, 636 73, 381 77, 085 ÜretimMiktarı (Milyon TL)* 20, 159 26, 091 23, 704 29, 984 27, 179 KatmaDeğer (Milyon TL)* 2, 264 2, 647 10, 362 10, 844 11, 494 Yatırım (Maddi MallaraİlişkinYatırım) 1, 193 13, 142 656 1, 045 1, 031 (Milyon TL) * Kaynak: Dündar v.d., 2013, s.34. (TÜİK 2003-2008 verileri kullanılarak yazarlar dan hesaplanmıştır. * 2003 bazlı TÜFE endeksi kullanılarak reelleştirilmiştir.) 27, 375 11, 630 3, 148 tarafın- Kültür ekonomisini temsil eden istihdam, girişim sayısı, üretim miktarı, katma değer ve yatırıma ilişkin tüm istatistiklerin toplamına bakıldığında, söz konusu değerlerin her geçen yıl artarak devam ettiği görülmektedir. 2008 yılına gelindiğinde ise kültür ekonomisi faaliyetleri, toplam istihdamın yaklaşık % 3.8’ini istihdam eden, toplam girişimin % 3’ünü bünyesinde barındıran, toplam üretimin % 4’ünü gerçekleştiren ve toplam katma değerin % 6, 6’sını sağlayan bir büyüklüğe ulaşmıştır (Tablo 3). Tablo 3: Kültür Ekonomisinin Türkiye Ekonomisi İçerisindeki Payı (%) 2003 2004 İstihdam (%) 2, 4 2, 5 GirişimSayısı (%) 2, 6 2, 6 ÜretimMiktarı (%) 4, 6 5, 1 KatmaDeğer (%) 1, 6 1, 7 Yatırım (Maddi MallaraİlişkinYatırım) (%) 3, 0 3, 4 Kaynak: Dündar v.d., 2013, s.34. (TÜİK2003-2008 verileri dan hesaplanmıştır.) 2005 2006 2007 2008 3, 3 3, 5 3, 6 3, 8 2, 4 2, 7 2, 9 3, 0 4, 2 4, 9 4, 3 4, 2 6, 6 6, 6 6, 9 6, 6 1, 4 1, 0 1, 4 4, 8 kullanılarak yazarlar tarafın- Bölgesel Kalkınmada Yeni Trendler Kültür ekonomisi verileri içerisinde en çarpıcı artış ise, bu faaliyetlerin yaratmış olduğu katma değerde kendisini göstermektedir. 2003 ve 2004 yıllarında kültür ekonomisi alanında yaratılan katma değer yaklaşık % 2 civarında iken, bu oran 2005 yılında ciddi bir sıçrayış yaparak % 6, 6 ulaşmış ve ilerleyen yıllarda da bu düzeyde devam etmiştir (Dündar v.d., 2013:34-35). Bölgesel düzeydeki kültür ekonomisi profilinin çıkarılması için, TUIK tarafından paylaşılan en son verilerin 2002 yılına ait olması nedeniyle söz konusu yıl verilerine bakıldığında, Türkiye’de kültür ekonomisinde çalışanların %6, 3’ü İzmir’de, %26, 2 İstanbul’da ve %13, 8’i de Ankara’da istihdam edildiği ölçümlenmiştir. Dolayısıyla, Türkiye’deki kültür ekonomisi istihdamının neredeyse yarısı bu üç metropol şehir tarafından sağlanmaktadır (Dündar v.d., 2013:36). Kuşkusuz bu üç kent içerisinde lider konumundaki il ise %26.2 ile İstanbul olmuştur. Genel ekonomik profilin belirlenmesi sonrasındaki adım ise kültür ekonomisi faaliyetlerinin kentlerde nasıl bir ekonomik kümelenme gösterdiklerinin analiz edilmesidir. Bu amaçla kullanılan yöntemlerden biri de Üç Yıldız Analizi’dir. Üç yıldız analizi, Avrupa Komisyonu’nca finanse edilen European Cluster Observatory platformu tarafından geliştirilen bir tekniktir. Üç yıldız tekniğini kullanan çalışmaların büyük bir kısmı sektörel istihdam rakamlarını kullanılarak analizler yaparken, çok az sayıdaki çalışmada ise işyeri sayısını kullanarak analizler gerçekleştirilmiştir. Ancak işyeri sayısı üzerinden yapılan analizler yanıltıcı olabilecektir. Örneğin işletme sayısı üzerinden kümelenme analizi yapıldığında küçük ölçekli (örneğin 1-10 arası işçi çalıştıran) 50 işletmenin olduğu bir bölgede kümelenme olduğuna ilişkin bir bulguya ulaşılabilirken, büyük ölçekli (örneğin 50-100 işçi çalıştıran) 10 firmanın faaliyet gösterdiği bir bölgede kümelenme yoktur gibi bir bulguya ulaşılabilir (Dündar v.d., 2013:40). Bu nedenle, kümelenme analizlerinin işyeri sayısı üzerinden değil, istihdam verileri üzerinden yapılması doğru bir ölçümleme anlamına gelmektedir. İstihdam verileri temelinde gerçekleştirilen Üç Yıldız Analizi ise, “istihdamın göreli oranlarının bir eşik değer ile kıyaslanarak değerlendirilmesi” esasına dayanmaktadır. Söz konusu analiz yönteminde “büyüklük, baskınlık ve uzmanlık” olmak üzere üç temel gösterge bulunmaktadır. Her bir gösterge için bir eşik değer belirlenmekte ve eğer herhangi bir faaliyet alanı için hesaplanan değer daha önceden belirlenmiş olan eşik değeri aşarsa, ilgili faaliyet bu kriterden bir yıldız almaktadır. Yani tek bir göstergenin eşik değerini aşan faaliyet bir yıldız, iki göstergenin eşik değerini aşan faaliyet iki yıldız, üç göstergenin de eşik değerini aşan faaliyet üç yıldız almış olarak nitelendirilmekte ve üç yıldız alan faaliyetin “o bölgede kümelenme” gösterdiği kabul edilmektedir (Dündar v.d., 2013:40).Üç Yıldız Analizi göstergeleri şu şekilde hesaplanmaktadır: Kültür Endüstrileri ve Bölgesel Kalkınma Yöntemde üç yıldız alan sektörler “olgun küme”, iki yıldız alan sektörler “potansiyel küme”, tek yıldız alan sektörler ise “aday küme” olarak nitelendirilmektedir. Söz konusu yöntem kullanılarak gerçekleştirilen İzmir Kültür Ekonomisi Kümelenme Analizi bu anlamdaTürkiye’de kültür ekonomisi faaliyetlerine odaklanan bir ilk örnek olarak verilebilir (Dündar v.d., 2013:40)9. 2012 yılında gerçekleştirilen Üç Yıldız Analizi sonuçlarına göre İzmir’de dört adet, İstanbul ve Ankara’da ise yedişer adet kültür endüstrisi sektörünün olgun küme olarak gelişim gösterdiği tespit edilmiştir (Tablo 4).10 Tablo 4: Kültürel Ekonomisi Faaliyetlerinin İstanbul, Ankara ve İzmir Üç Yıldız Analizi Sonuçları Kod 22.11Kitapyayımı 22.12Gazetelerinyayımı 22.13Dergivesüreliyayınlarınyayımı 52.47Kitap, gazetevedergiilekırtasiyemalz.per.ticareti 64.20Telekomünikasyon 71.40Başka yerde sınıflandırılmamış kişisel ve ev eşyalarının kiralanması 72.21Bilgisayar yazılımı üretim hizmetleri 74.20Fotoğrafçılıkfaaliyetleri 74.81Fotoğrafçılıkla ilgili faaliyetler 74.87Başka yerde sınıflandırılmamış diğer iş faaliyetleri İzmir İstanbul Ankara - *** ** ** *** * - ** *** *** ** ** *** * ** - *** *** ** * *** ** *** *** ** *** *** *** 9 İstanbul 2010 Kültür Ekonomisi Envanteri (Aksoy &Enlil, 2010) ve Ankara Kültür Ekonomisi: Sektörel Büyüklükleri Değerlendirilmesi (T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültürel İrtibat Noktası, 2013) çalışmaları ülkemizde gerçekleştirilmiş diğer kültür ekonomisi analizi çalışmaları olup, söz konusu çalışmalarda Üç Yıldız Analizi yöntem olarak benimsenmemiştir. 10 Türkiye’nin üç metropoliten kentinde gerçekleştirilen analiz sonuçları detayları için Bknz. Dündar, Ş., Kumral, N., Ersoy, Z., Güçlü, M., Türkcan, B., Alpaslan, İ., Gürel, G., Coşkun Satırcı, D., Sanul, G. 2013. “İzmir Kültür Ekonomisi Gelişme Stratejisi: İzmir 2012 Kültür Ekonomisi ve Kültür Altyapısı Envanteri” İZKA İzmir Bölge Planı 2014-2023 Bölgesel Analizleri, ISBN: ISBN 978-605-5826-15-4. http://www.izmiriplanliyorum.org/static/upload/file/izmir_kultur_ekonomisi_envanteri_ve_kultur_ ekonomisi_stratejisi_projesi.pdfhttp://www.izmiriplanliyorum.org/static/upload/file/ekler.rar. Bölgesel Kalkınmada Yeni Trendler 80.42Yetişkinlerin eğitilmesi ve başka yerde sınıflandırılmamış diğer eğitim faaliyetleri 92.11Sinema ve video filmi yapımı 92.13Sinema filmi gösterimi 92.20Radyo ve televizyon faaliyetleri 92.31Güzel sanatlar ve edebi sanatların yaratımı ve aktarımı 92.32Sanatsal etkinliklerin yürütülmesi 92.34Başka yerde sınıflandırılmamış diğer eğlence faaliyetleri 92.40Haber ajansı faaliyetleri *** ** *** * * - ** ** *** * ** ** * ** ** * ** ** * *** * - *** ** Kaynak: Dündar v.d., 2013, s.44. Ekonomik kümelenme analizini tamamlayıcı bir diğer analiz ise kültür üretim ve tüketim mekânları altyapısının kent içerisinde nasıl bir mekânsal dağılım gösterdiğini ortaya koyan mekânsal kümelenme analizleridir. Bu anlamda İstanbul 2010 Kültür Başkenti sürecinde gerçekleştirilen İstanbul 2010 Kültür Ekonomisi Envanteri Türkiye’de kültür ekonomisi sektörlerine ilişkin olarak gerçekleştirilen ilk mekânsal kümelenme analizi olarak önemli tespitler içermektedir (Aksoy &Enlil, 2010). Söz konusu analiz kültür ekonomilerini oluşturan iş kollarında faaliyet gösteren firmaların oluşturduğu kültür üretim mekânlarının ve ayrıca müze, sanat galerisi gibi kültür tüketim mekânlarının yer seçimini mercek altına almış ve araştırma sonucunda İstanbul metropoliten alanında iki önemli bölgede mekânsal yığılma gerçekleştiği bulgulanmıştır. Kültür ekonomisi alanlarında faaliyet gösteren firmaların ve kültür-sanat mekânlarının sergilediği ilk mekânsal kümelenme İstanbul’un kültür altyapısının yığılma gösterdiği gözlemlenen “Kültür Üçgeni”11; diğeri ise 1990 sonrasında İstanbul Merkezi İş Alanının yayılmasıyla gelişen İstanbul kültür ekonomisi sektörlerinde faaliyet gösteren firmaların yoğunlaştığı Büyükdere caddesinin kuzeyi ile Boğaz kıyılarına inen saçaklanmayı kapsayan Beyoğlu- Levent– Maslak aksı ve bu aksın yakın çevresini içeren bölgeler olmuştur (Şekil 1) (Aksoy &Enlil, 2010). 11 Enlil, Z.M., Dinçer, İ., Evren, Y., Seçkin, E. İstanbul Stratejik Plan Çalışmaları kapsamında Gelişme Potansiyeli Olan Stratejik Sektörler Olarak Kültür Endüstrileri. İBB-İMP-Kültür Endüstrileri - Kültür ve Turizm Grubu Araştırma ve Sentez Raporları (çoğaltma), 2006. Kültür Endüstrileri ve Bölgesel Kalkınma Şekil 1. İstanbul kültür ekonomisi kültür altyapılarının coğrafi dağılımı ve kültür ekonomilerini oluşturan iş kollarında faaliyet gösteren firmaların yer seçimleri. Kaynak: Aksoy &Enlil, 2010. Müzeler, gösteri ve görsel sanatlar mekânları, kültür merkezleri ve sinemalardan oluşan kültür altyapısının yanısıra İstanbul’un geleceği açısından stratejik öneme sahip görülen film endüstrisi, moda tasarım ve yazılım sektörleri ile kültür-sanat festivalleri üzerinden yapılan incelemede, stratejik önem taşıyan sektörlerinKültür Üçgeni’nde yığılma gösterdiği yönündeki tespit önemlidir. Söz konusu Kültür Üçgeni, sembolik bir coğrafi mekânı tarif etmektedir12. Kültür üçgeni, her bir köşesinde kentin kültür altyapısı ile belli başlı kültür endüstrilerinin yoğunlaştığı ve İstanbul'un sahip olduğu zengin tarihi ve kültürel mirasın izlerini yansıtan, özgün yapı stoğunun bulunduğu üç alt merkezden oluşan bir kentsel bölge olarak tanımlanmaktadır (Aksoy &Enlil, 2010). Benzer mekânsal kümelenme analizleri İzmir 2012 Kültür Ekonomisi Envanteri ve İzmir Kültür Ekonomisi Stratejisi raporunda ve söz konusu analizde olgun kümelenme gösteren tasarım sektörlerini odağa alan Coşkun Satırcı (2014) çalışmasında da uygulanmıştır. Farklı kentlerde ve farklı bağlamlarda gerçekleştirilen analizler, kültür ekonomisini oluşturan iş kollarının mekânsal 12Bu konuda daha detaylı bilgi için Bknz. Evren, Y., Enlil, Z., Dinçer, İ. “Kültür Endüstrilerinin İstanbul İçindeki Potansiyelleri ve Kültür Politikasındaki Yeri, ” Mimarist, yıl 10, sayı 36, 2010, 31-36. Bölgesel Kalkınmada Yeni Trendler olarak kümelenme gösteren dinamiklerinin ortaya konulmasını sağlamakta, böylelikle envanter tespitleri doğrultusunda gerçekleştirilecek olan kültür politikalarını yönlendirici olmaktadır. Kimi kültürel sektörlerin görece küçük istihdam yapısı, görece az ofis alanı ihtiyacı ve iş tedarik zincirleri gözönüne alındığında merkezde birbirine yakın kümelenmenin sağladığı yararlar açıktır. Tedarik ve değer zinciri içinde yer alan ürünlere ve hizmetlere erişim açısından kolaylık sağlanması, girdi-çıktı ilişkilerini hızlandıran, böylelikle üretim sürecindeki maliyetlerin düşmesi sağlayan etmenler nedeniyle metropoliten merkez alanlarında yığılma gerçekleşmektedir (Aksoy &Enlil, 2010). Kültür endüstrisi sektörleri yerseçiminde mekânsal yakınlığın üretim aşamasında sağladığı avantajların yanısıra, özellikle kent merkezlerinde prestijli mekânlarda yer almak ve iş alanı içinde görünürlüğü arttırmak gibi bilgi ve pazar paylaşımı olanaklarından da bahsedilebilecektir.Kültür ekonomisi gelişim stratejileri oluşturulurken kültür ve yaratıcı endüstrilerin salt ekonomik kümelenme dinamiklerinin değil, mekânsal yığılma gösteren yerseçim tercihlerinin de dikkate alınması önemlidir. Kentlere Bir Florida Dokunuşu ya da “Doing a Florida Thing” Yirmibirinci yüzyılın ilk çeyreğine bakıldığında, kentlerin “bir Florida atağı” yapmanın (Doing a Florida thing!)(McGuigan, 2009) peşinde türlü stratejiler geliştirme ve bu stratejiler doğrultusunda belirledikleri eylem planlarını ivedilikle hayata geçirme telaşında oldukları söylenebilecektir. Florida’nın etkili, ancak McGuigan’a (2009) göre kimi konularda eleştirilen çalışmalarına, bugün küresel ölçekte kültür ve yaratıcı endüstrilerin durumunu ortaya koyan uluslararası örgütlerin raporlarında ve üretilen politikalarda sıklıkla başvurulmakta ve kentlere “bir Florida dokunuşu” konusunda teşvik edici olmaktadır. Gerçi Florida kentsel gelişim üzerinde kültür ve yaratıcılığın önemini vurgulayan ilk ve tek isim değildir; yanısıraVerwijnen (1999), Hall (2000) ya da Landry (2000) gibi birçok başka isim kültür endüstrilerinden yaratıcı kent olmaya doğru evrilen süreci mercek altına almıştır (Kooijman&Domein, 2007). Ancak, ister bir “Florida atağı”, isterse de “Florida dokunuşu” olarak adlandırılsın, her koşulda kentler bu büyüyen pastadan kendi paylarını alabilmek adına bir yarışa girmiş durumdadırlar. Florida’nın dikkat çektiği yaratıcı kentler birçok başka kent için esin kaynağı olmaktadır. Günümüzde dünyanın birçok bölgesinde kültürel/yaratıcı mal ve hizmetlere yönelik harcamalar artmış, kültür ürün ve hizmetlerinin tüketim yelpazesi genişlemiş ve kültür, üretim döngüsünün önemli bir parçası haline gelmiştir. Yaratım, üretim, dağıtım ve tüketimindeki değişimler nedeniyle bugün kültür endüstrileri ve yaratıcı endüstriler ekonominin geleneksel sektörlerinden daha hızlı büyümekte ve ülkelerin ihracat gelirlerine önemli ölçüde katkı yapmaktadır. Kentlerin, bölgelerin ve ülkelerin büyümesinde ve kalkınmasında kültürün Kültür Endüstrileri ve Bölgesel Kalkınma rolünün yeniden ele alınması ve kültür ve yaratıcı ekonomilerin geliştirilmesi yönünde politikalar geliştirilmesi bu anlamda boşa değildir (Barrowclough, D. &Kozul-Wright, Z., 2008). Kültür-eksenli kentsel pazarlama stratejileri bu politikaların özünü oluşturmakta olup, bu politikaların uygulanmasında mekân bir anlamda kültürel üretimin bir hammaddesi olarak devreye girer. Kentsel ekonomilerin rekabet edebilirliğini belirleyecek olan kültür endüstrilerinin ve kültürel tüketim mekânlarının kent içerisindeki fizikselvarolmabiçimidir. Günümüzde kentlerin ve kentsel mekânın, ilgili sektörlerdeki üretimin “pazar” alanına erişilebilirliğinin sağlanabildiği bir hammadde olarak işlenmesi bir yana, ulusal ve uluslararası ölçekte rekabet edebilmek amacıyla “dönüştürülmesi” gereken bir nevi proje alanı olarak kabul gördüğü öne sürülebilecektir. Nitekim kentlerin son dönemdeki değişimlerinde kültürel bağlam bir dönüşüm aracı olarak kullanılmakta (Zukin, 1998), kültür endüstrilerine eşlik eden bu yeni ekonomi politik ile kentsel mekâna başlıca müdahale alanı olarak odaklanılmaktadır.Zukin, burada kültürü “sembolik ekonomi” temelinde tartışır. Sembolik ekonomi, kültürel üretim ve girişimci sermayenin birbirinin içine geçmiş olan işleyişlerini ifade etmekte olup, temelinde kültür endüstrileri ve sanat vardır. Sembolik ekonomiyi ayakta tutan, kent seçkinlerinin ilgi ve yatırımıdır, çünkü kültürel üretim bir yandan kenti temsil etme iddiasındadır, diğer yandan da ciddi bir mali kazanç yaratmaktadır. Üstelik söz konusu kazanç, yalnızca kültür endüstrilerinin bıraktığı karla sınırlı değildir. Belki bundan daha önemli olan kültürün kent içindeki bazı bölgelerin değerlenmesini sağlamak ve arsa spekülasyonu üzerinden ciddi karlar elde etmek için kullanılmasıdır (Zukin, 1998). Bu çerçevede, kentler üzerindeki kapsamlı müdahalenin, kalıcılık ve geçicilik üzerinde çeşitlenen iki ana koldan ve küresel ölçekte rekabet edebilirliğin koşulu olan “mega” ölçek13 üzerinden geliştirildiği gözlenir (Tablo 5) (Dündar, 2010:55). Bu ifadelendirme biçiminde “mega” niteliği kent ölçeğini aşarak küresel ölçekte kenti temsil etme ve görünür olma hedeflerinin yansıması olarak kullanılmaktadır. 13 Bölgesel Kalkınmada Yeni Trendler Tablo 5. Kültür eksenli pazarlama stratejilerindeki mekânsal müdahaleler: mega-projeler ve mega-etkinlikler MEGA-PROJELER MEGA-ETKİNLİKLER İkonik Yapılar (Guggenheim Müzesi / Bilbao – Frank Gehry: TheGherkin / Londra – Norman Foster; Orient İstasyonu / Lizbon – Santiago Calatrava; ParcdellaMusica / Roma – RenzoPiano; Music Hall / Porto – RemKoolhaas vb.) Kültür Başkentleri Avrupa Kültür Başkentleri – 1986 Arap Kültür Başkentleri – 1996 Amerikan Kültür Başkentleri – 2000 Kültür-eksenli Kentsel Dönüşüm Projeleri Üretim-ağırlıklı kültür bölgeleri (Sheffield Kültür Endüstrisi Bölgesi; Manchester Kuzey Bölgesi; Nottingham Moda Bölgesi vb.) Tüketim-ağırlıklı kültür bölgeleri (Gateshead / New CastleUponTyne; Temple Bar / Dublin; Rheinauhafen / Köln vb.) Fuarlar (ticari ve diğer -örn. peyzaj fuarları) ve EXPOlar 1. Dönem EXPO’lar: Endüstrileşme – 1851 - 1938 2. Dönem EXPO’lar: Kültürel Etkileşim – 1939 - 1991 3. Dönem EXPO’lar: Ulusal Markalaşma 1992 - günümüz Tema Parkları ve Müzeleri Eğlence Temalı Parklar (Disney World / Paris; Disney World / Orlando vb.) Açık Hava Müzeleri kapsamındaki Mimari Parklar (PuebloEspanyol / Barselona – İspanya; Den GambleBy / Arhus - Danimarka vb.) Bilim Temalı Parklar (Puzzle World / Yeni Zelanda vb.) Çocuk Müzeleri Bilim ve Sanat Organizasyonları Dünya Kongreleri Festivaller, Karnavallar, Şenlikler Sanat ve Tasarım Bienalleri Sanat ve Tasarım Haftaları vb. Spor Organizasyonları Olimpiyatlar Universiad Oyunları Formula 1 Dünya Turnuvaları ve Kupaları vb. Kaynak: Dündar, 2010, s. 54. Burada vurgulanması gereken, kültür endüstrisi ve yaratıcı endüstri faaliyet alanlarından çalışan işgücünü (ya da Florida’nın deyimiyle “yaratıcı sınıfı”) kente çekecek, kent imajını iyileştirecek, kentin kültür altyapısına yönelik yeni yatırım alanları yaratacak, kentin görünürlüğünü sağlayacak, kentsel peyzajın özellikle prestijli alanlar yaratımı yoluyla mekânsal kalitesini artıracak ve kentlerin kimliği ve ekonomileri üzerinde olumlu etki bırakacak türde tüm uygulamaların doğrudan kentsel mekân üretimi yoluyla sağlanabilecek olduğudur. Bu nedenle Tablo 5 içerisinde örneklenerek sınıflandırılan ve özellikle kentsel mekân üzerinde somutlaşan müdahaleleri içeren tüm mega proje ve etkinliklerin bu anlamda kültür ekonomisini destekleyici rolleri önemlidir. Bu kollardan ilki, kentlerin kültürel eksen üzerinden pazarlanma süreçlerinde Sjoholt’un (1999) ‘uzun vadeli kalıcı çabalar’ olarak, Hall’un (1998, 2000) Kültür Endüstrileri ve Bölgesel Kalkınma “öncü projeler” olarak, Loftman ve Nevin’in ise (1995) “prestijli projeler” olarak adlandırdığı mega-ölçekli projelerden oluşmaktadır. Örneğin Bilbao kentindeki eski endüstriyel bölgenin dönüşümünde Frank Gehry’ninGuggenheim Müzesi ile başlayarak tüm kentin son sürat kalkınmasını beraberinde getiren ve literatürde “Bilbao Etkisi” olarak bilinen etki, kuşkusuz birçok farklı kent için örnek teşkil etmektedir. Özünde ise bir proje tüm kenti kalkındırmaya yetmiştir. İkinci kol ise kentlerden gelip geçen, genellikle sınırlı zaman dilimlerinde, ancak kimi zaman da döngüsel olarak kentler üzerinde değiştirici ve düzen dışına çıkarıcı etkiler bırakarak kentlerin imaj yaratım süreçlerindeki yeni araçları olarak kabul edilen “mega-ölçekli etkinlikler”dir (Dündar, 2010). Roche (2000) mega etkinliklerin kültürel olarak tektipleşen bir dünyada, gelip geçici bir özgünlük, farklılık, mekân ve zamanda bir yerellik yarattıklarından ve Landry (2000)uluslararası ve dünya fuar ve sergileri (ticari ve diğer), festivaller, karnavallar ile kültür ve spor etkinliklerinin kentlerin “yaratıcı ortam”larının dört temel silahı olarak anılmaya başlandığından bahsederken, kentler geçici etkinlikler üzerinden kalıcı bir imaj yaratma çabasını söz konusu etkinlikler üzerinden somutlaştırmaktadır. Mekânsal pazarlama araçlarından önemli birini oluşturan kültür-eksenli etkinliklerin kültürel turizm sektöründe istihdam yaratma, kentlerin turistik altyapı olanaklarının artırılmasını sağlama ve kentlerin küresel arenadaki ulusal ve uluslararası önemini artırma gibi etkileri olduğu kabul edilmektedir (Dündar, 2010). Ancak gerek mega-projeler, gerekse mega ölçekli etkinliklerin etki çapları sadece kent ölçeğinde kalmayan, ulusal ve uluslararası ölçekte yatırımcıları çekmeyi hedefleyen, ayrıca ölçeklerinin büyüklüğü oranında kentlerin gelişimleri üzerinde ciddi bir kırılma noktası yaratma potansiyeli içeren özelliklerine karşın, literatürde sıklıkla tartışılan soylulaştırma, kent içinde parçacı gelişme yaratma, klonlanmış kentler oluşturma, prestijli bölgeler üzerinde toplumsal ayrışmayı keskinleştirme, turizmin sektörel krizlerinden etkilenme türü risklerin de bulunduğubir çerçevede yer almaktadır. Bu risklerin aşılabilmesi ise, yere özgü çözümlerle geliştirilebilecek kültür politikalarına bağlıdır. Sonuç ya da Başlangıç Noktası: Kültür Ekonomisi Gelişim Stratejileri Kültür ve kalkınma tartışmasının dönüp dolaşıp varması gereken sonuç nokta, kültür ekonomisinin kentsel gelişimi yönlendirici özelliklerinin özünde kültür politikalarının geliştirilmesini yönlendirici olduğu ve bu nihai noktanın aynı zamanda kültür eksenli gelişim sürecinin de başlangıcını oluşturması gerektiğidir. Bir başka deyişle, günümüzde herhangi bir bütüncül politikanın ürünü olmayan, ancak kentlerin ekonomik, sosyal, kültürel ve mekânsal gelişimlerinde önemli değişim ve dönüşümleri beraberinde getiren kültür ve yaratıcı endüstrilerin gelişimi, varılan noktada kentlerin kültür politikalarının yeniden ele alınmasını gerektirmektedir. Günümüz kültür politikaları tartışmaları, kültür ve yaratıcılık söylemlerinin ve endüstrilerinin de etkisiyle kapsamını çok daha genişletmiş durumdadır. Bölgesel Kalkınmada Yeni Trendler Örneğin, yakın geçmişte kültürel miras ve sanat alanları geleneksel kültür politikalarının odağında ve kültür ekonomisinden tamamen bağımsız bir noktada ele alınmakta iken, bugün gelinen aşamada sanat ve kültürel miras politikalarının giderek artan bir şekilde yaratıcılık söylemi içinde konumlandırılmaktadır. “Öte yandan, yaratıcılıkla ilgili söylem ve yaratıcılığı arttırmaya yönelik kültür politikaları tartışmaları da eleştirel bir süzgeçten geçirilmekte ve sürdürülebilirlik ilkesine temellenen araştırma ve politikalarda kayda değer bir artış olduğu gözlenmektedir. Kalkınma odaklı gündemlerin başarılı olabilmeleri için, topluma güç kazandırılması ve katılımının sağlanması gibi sürdürülebilirlik mekânizmalarının çözümlenmiş olması gerekmektedir. Bu noktada kültür politikaları bu amaçlara ulaşmak için işlevsel bir rol oynamaktadır” (Aksoy &Enlil, 2010). İlkesel olarak bir kente yönelik olarak öngörülebilecek kültür ekonomisi gelişme stratejisi, kentin kendine özgü bir varlık olduğunu kabul eden; etkinlik, çevresel sürdürülebilirlik ve eşitlik (sosyal bütünleşme) ilkelerine dayalı; çeşitlilik içeren bir ekonomik yapıya sahip (sınırlı sayıda sektörde uzmanlaşmış ekonomik yapılardan daha ziyade birbiri ile ilişkili sektörlerden oluşan) ve ekonomik yönetişimi en etkin şekilde düzenleyenpolitikaları içeren bir yapıya sahip olmalıdır. Kültür endüstrisi ve yaratıcı endüstri faaliyetleri bugün dünyada birçok gelişmekte olan ülkeye gelir yaratma fırsatı vermektedir. Kent yönetimleri, müzik, el sanatları, yerel festivaller vb. özgün kültürel bilgi ve birikimlerini, bilgi ve haberleşme teknolojilerine ulaşabildikleri ve kullanabildikleri ölçüde kültürel ve yaratıcı ürünlere dönüştürüp pazarlayabilmekte ve böylelikle istihdam ve gelir yaratabilmektedirler. Bu ürünler kendi bölgelerinin varlıkları, kaynaklarıdır. Dolayısıyla kültürel birikim, bölgesel politikalarda yeni yaklaşımların öngördüğü şekliyle (mekân temelli politika ya da yeni paradigmalar yoluyla) bölge kaynaklarını etkin bir şekilde kullanma fırsatı vermektedir (Dündar v.d., 2013:259). Bu noktada kent yönetimlerinin etkin rolü bulunduğu açıktır. Kent yönetimleri tarafından bu alandaki uluslararası örgütler bünyesindeki oluşumlara ve uluslararası ağlara dâhil olarak, doğru stratejik adımların atılması hedeflenmektedir. İlk olarak Evans (2001) tarafından ortaya atılan “kültürel planlama” kavramı, bugün yerel yönetimlerin önünde açılan yeni bir kapı olarak nitelendirilebilir.Evans, 2001 yılında kaleme aldığı kitabında Kültür (sanat) Yönetimi alanının ayrı bir eğitim alanı haline geleceği öngörüsünden bahsetmekteydi.Bu öngörünün gerçekleşmiş olmasının yanısıra Ece v.d. (2016) tarafından hazırlanan Yerel Yönetimler için Kültürel Planlama raporu bu yönde bir örnek teşkil etmektedir. Paralel olarak, Kültürel Eylem Avrupa(CultureAction Europe)14, Kültürel Gündem 21 (Agenda 21 forCulture)15, Dünya Kentleri Kültür Forumu (World CitiesCulture Forum)16 gibi örgütlenmelere ve Avrupa Birliği bünyesinDetaylı bilgi için bakınız: http://cultureactioneurope.org/. Detaylı bilgi için bakınız: http://www.agenda21culture.net/ 16 Detaylı bilgi için bakınız: http://www.worldcitiescultureforum.com/ 14 15 Kültür Endüstrileri ve Bölgesel Kalkınma deki Kültür Gözlem Komisyonu (CultureWatch Europe: Cultural Governance Observatory) ve Açık Kültür Envanteri (Open Compendium)17 gibi platformlara dâhil olmak giderek yerel yönetimlerin gündeminde asal bir yer edinmeye başlamıştır. Örneğin, Türkiye’de İzmir kenti Kültürel Gündem 21 Pilot kenti olarak seçilmiş olup, bu yönde atılması gereken adımlara yönelik eylemler 2016 itibariyle başlatılmış durumdadır. Ortaya çıkan resimde, kültür ve kalkınma arasındaki ilişkinin kültür politikalarından ve kültür yönetimi alanından bağımsız olarak tartışılmaması gerekir. Bu noktada çizilmesi gereken çerçeve Şekil 2’deki gibi görselleştirilebilecektir. Sağlıklı kültür eksenli kalkınma politikalarının, yerel bağlamsal özelliklerden bağımsız gelişmesi durumunda, kenti küresel sermaye için cazip bir yer haline getirme amacıyla kültürün araçsallaşması ve kent mekânının bu anlamda tüketilen bir sahneye dönmesi, bu resmin içerisinde yeri olmayan öteki’lerinise soylulaşmış (mutenalaşmış) çevrelerde yerlerinden edilmesi gibi bir dizi sonuç olasıdır. Yerel bağlamın dikkate alınmaması durumunda toplumsal tabakalaşma, ekonomik sermaye kadar kültürel ve sembolik sermayeye de dayanan karmaşık yapılar aracılığıyla yeniden üretilir ve kültürel birikim sınırları yeniden çizer. Şekil 2. Kültür politikaları – kültür ekonomisi envanteri – kültür yönetimi ilişkisi 17 Detaylı bilgi için bakınız: http://www.culturalpolicies.net/web/compendium-plus.php Bölgesel Kalkınmada Yeni Trendler Eğer kültür ve kalkınma arasındaki ilişki üzerinden bir vizyon benimseniyorsa, kültür politikalarının, kültürün o yere özgü koşullar altındaki üretim ve tüketiminin envanterinin çıkarılması ertesinde ve kültür aktörlerinin ve kültürün finansman mekânizmalarının katılımcı süreçler dahilinde devreye sokulduğukoşullar altında üretilmesi gerekliliği doğar (Şekil 2). Tamamlayıcı olarak tüm kesimleri içerecek gelişim stratejilerinin benimsenmesiiçin kültür yönetiminin sürdürülebilir yönetişim ilkeleri temelinde kurgulanması da gerekeceği açıktır. Nitekim kültürve yaratıcılık, yirmibirinci yüzyılın yenilikçi kentleri arasında yer alabilmek için girişimciliği teşvik eden, yenilik geliştirme kapasitesini güçlendiren, verimliliği artıran ve ekonomik büyümeyi hızlandıran bir faktör olarak gözardı edilemeyecek bir öneme sahiptir. Kaynakça Adorno, T. W., 2014. Kültür Endüstrisi, Kültür Yönetimi, Çev: Tüzel, M. Ülner, N.; Gen, E., İletişim Yayınları. Aksoy, A. ve Enlil, Z. 2010. Kültür Ekonomisi Envanteri İstanbul 2010. Birinci Baskı. İstanbul. Mayıs 2011. Avrupa Komisyonu, 2007. Communicationfor a Europeanagendaforculture in a globalizingworld. Avrupa Komisyonu, 2010a. EuropeanCompetitiveness Report 2010, COM(2010) 614. Luxembourg: EuropeanCommission. file:///C:/Users/Asus/Downloads/NBAK10001 ENC_002.pdf. Avrupa Komisyonu, 2010b. GreenPaper: UnlockingthePotential of Culturaland CreativeIndustries. COM(2010) 183. Brussels: EuropeanCommission. http://www. creativeeuropeireland.eu/content/resources/8.%20greenpaper_creative_industries_e n.pdf Barrowclough, D. ve Kozul-Wright, Z., 2008. Creative Industries and Developing Countries: Voice, Choice and Economic Growth. Routledge, UK. Cooke, P., & L. De Propris. 2011. A PolicyAgendafor EU Smart Growth: the Role of Creative and Cultural Industries. Policy Studies 32 (4): 365-375. Coşkun Satırcı, T. D. 2014. Mekânsal Kümelenme Açısından Kültür Ekonomisinin Kentsel Gelişim Üzerindeki Dönüştürücü Etkisi: İzmir’de Tasarım Sektörü. Dokuz Eylül Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Yayımlanmamış Doktora Tezi, İzmir. Cunningham, S. 2011. Developments in Measuringthe “Creative”Workforce. Cultural Trends 20 (1): 25-40. De Beukelaer, C.. 2012. “DevelopingCulturalIndustries: Learning fromthePalimpsest of Practice”. EuropeanCultural Foundation. De Miguel, B., J. L. Hervas, R. Boix, & M. De Miguel. 2012. TheImportance of Creative IndustryAgglomerations in ExplainingtheWealth of EuropeanRegions. European Planning Studies20 (8): 1263-1280. Kültür Endüstrileri ve Bölgesel Kalkınma Dündar, Ş.G. 2010. Unvan Peşindeki Kentler: Mega Projeler ve Mega Etkinlikler Üzerinden Bir Bakış. Mimarlık, 353, 53-58. Dündar, Ş., Kumral, N., Ersoy, Z., Güçlü, M., Türkcan, B., Alpaslan, İ., Gürel, G., Coşkun Satırcı, D., Sanul, G. 2013. İzmir Kültür Ekonomisi Gelişme Stratejisi: İzmir 2012 Kültür Ekonomisi ve Kültür Altyapısı Envanteri. İZKA İzmir Bölge Planı 2014-2023 Bölgesel Analizleri, ISBN: ISBN 978-605-5826-15-4. http://www.izmiriplanliyorum. org/static/upload/file/izmir_kultur_ekonomisi_envanteri_ve_kultur_ekonomisi_stra tejisi_projesi.pdfhttp://www.izmiriplanliyorum.org/static/upload/file/ekler.rar. Ece, Ö., Sanul, R.G, Yartan, C., Yücesoy, E.Ü 2016. Yerel Yönetimler İçin Kültürel Planlama. İstanbul Kültür Sanat Vakfı Yayını. İstanbul. Eurostat, (2011), CulturalStatistics in Europe 2011, Pocketbooks Series, European Commission. Evans, G. (2001) Cultural Planning: An Urban Renaissance?.Routledge, UK. Florida, R. 2002. The Rise of the Creative Class. New York, NY: Basic Books. Gabe T, Florida R, Mellander C. 2013. The Creative Class andTheCrisis. Cambridge Journal of Regions, Economy, andSociety. 6, 37-53. Garnham, N. 2005. “FromCulturalto Creative Industries.” International Journal of CulturalPolicy 11 (1): 15–29. Girard, A. 1982. CulturalIndustries: A Handicapor a New OpportunityforCultural Development? CulturalIndustries: A Challenge fortheFuture of Culture, UNESCO, 24–39. Paris: UNESCO. Hall, P. 1998.Cities in Civilization: Culture, Technologyand Urban Order. London: WeidenfeldandNicolson. Hall, P. 2000. Creative citiesandeconomicdevelopment, Urban Studies, 37(4):639-649. Hawkes, J. 2001. TheFourthPillar of Sustainability: Culture’sEssential role in Public Planning, Cultural Development Network, Humanities.com. He, J-L &Gebhardt, H, 2014. Space of Creative Industries: A CaseStudy of SpatialCharacteristics ofCreative Clusters in Shanghai. European Planning Studies, 22 (11): 2351–2368. Howkins, J. 2002. The Creative Economy: How People Make Money fromIdeas. London: Penguin. KEA (KernEuropeanAffairs), 2006.TheEconomy of Culture in Europe. Brussels: European Commission/KEA. KEA (KernEuropeanAffairs), 2009.TheImpact of Culture on Creativity.Brussels: EuropeanCommission/KEA. Kooijman, D.&Romein, A, 2007. Limited Potential of the Creative City Concept: policypractices in four Dutchcities. http://repository.tudelft.nl/view/ir/uuid%3A2a 5baea6-a6fb-4abb-916f-2c38d86cc117/. Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültürel İrtibat Noktası, 2013. Ankara Kültür Ekonomisi: Sektörel Büyüklükleri Değerlendirilmesi, Şubat 2013, Ankara. Landry, C. 2000. The Creative City: A Toolkit for Urban Innovators. LondonStirling VA: Earthscan. Bölgesel Kalkınmada Yeni Trendler Loftman&Nevin 1995.PrestigeProjectsand Urban Regeneration in the 1980s and 1990s: A Review of BenefitsandLimitations’, Planning PracticeandResearch, 10(3/4): 229-312. Marco-Serrano, F.;Rausell-Koster, P., Abeledo-Sanchis, R., 2015. Economic development and the creative industries: a tale of causality. Creative IndustriesJournal, 7 (2): 8191. McGuigan, J. 2009. Doing a Florida Thing: The Creative Class ThesisandCulturalPolicy. International Journal of CulturalPolicy 15 (3): 291–300. Miège, B. 1979. TheCulturalCommodity. Media, Culture&Society 1 (3): 297–311. Miège, B. 1987. TheLogics at Work in the New CulturalIndustries. Media, Culture & Society 9 (3): 273–89. O’Connor, J.&Gu, X., 2014. Creative industryclusters in Shanghai: a successstory? International Journal of CulturalPolicy, 20 (1): 1–20. Power, D. 2011. PrioritySector Report. Creative andCulturalIndustries. Europa Innova Papern. 16. European Cluster Observatory. Luxembourg: EuropeanCommission. Power, D., & T. Nielsén. 2010. PrioritySector Report: Creative andCulturalIndustries. Preliminary Version. Brussels: European Cluster Observatory. Pratt, A. C. 2014. Creative Industriesand Development: Culture in Development, ortheCultures of Development? Handbook of Creative Industries. Editörler: C. Jones, M. Lorenzen, ve J. Sapsed. Oxford: Oxford UniversityPress. Rausell, P., & R. Abeledo. 2012. Culture as a FactorforEconomicandSocialInnovation. ReportTome 01. Valencia: Sostenuto Project. Reese, L. A., & G. Sand. 2008. Creative Class andEconomicProsperity: OldNostrums, BetterPackaging? Economic Development Quarterly 22 (3): 37. Roche, M. 2000. Mega EventsandModernity: OlympicsandExpos in TheGrowth of Global Culture, Londra, Routledge. Russo, A., &Quagliari, A. 2011. Creative Workforce in Europe: Territorial Patternsand Effects. Barcelona: ERSA Congress.http://www-sre.wu.ac.at/ersa/ersaconfs/ersa11/ e110830aFinal00064.pdf. Radcliffe, S. A., and Nina L.. 2006. Cultureand Development: TakingCultureSeriously in Development forAndeanIndigenous People. Environment and Planning D: Society and Space 24 (2): 231–48. Roche, M. 2000. Mega EventsandModernity: OlympicsandExpos in TheGrowth of Global Culture, Londra, Routledge. Sjoholt, P. 1999.Culture as a Strategic Development Device: The Role of ‘EuropeanCities of Culture’, With Particular Reference to Bergen, European Urban and Regional Studies, 6(4): 339-347. Stupples, P. 2014. Creative Contributions: The Role of theArtsandtheCulturalSector in Development. Progress in Development Studies 14 (2): 115–30. UNESCO, 2005. Kültürel İfade Çeşitliliğini Koruma ve Geliştirme Sözleşmesi (Convention on the Protection and Promotion of the Diversity of Cultural Expressions). Paris: UNESCO. Kültür Endüstrileri ve Bölgesel Kalkınma UNCTAD& UNDP. 2008. Creative Economy Report 2008: The Challenge of Assessingthe Creative Economy: Towards Informed Policy-Making. UNCTAD/DITC/2008/2. Geneva: United Nations. UNCTAD2010. The Creative Economy Report 2010: Creative Economy: A Feasible Development Option. UNCTAD/DITC/TAB/2010/3. Geneva: United Nations. http://www.unctad.org/en/docs/ditctab20103_en.pdf. Van der Borg, J. &Russo, A.P. 2005. TheImpacts of Culture on theEconomic Development of Cities. European Institute for Comparative Urban Research (EURICUR) Erasmus University Rotterdam. https://www.wien.gv.at/meu/fdb/ pdf/intern-vergleichsstudie-ci-959-ma27.pdf Van der Pol, H 2008.Key Role of CulturalIndustries in theEconomy. UNESCO InstituteforStatistics. http://www.oecd.org/site/worldforum06/38703999.pdf. Verwijnen, J. (1999) Thecreativecity’snewfieldcondition.Verwijnen, J. &Lethovuori, P., Creative cities. Culturalindustries, urban developmentandtheinformationsociety, ss. 12-35. Helsinki: University of Art and Design UIAH. Weckerle, C.;Gerig, M., Söndermann, Mi, 2008. Creative IndustriesSwitzerland. Facts, Models, Culture. Birkhäuser Architecture, Berlin. Zukin, S. 1998. TheCultures of Cities. Blackwell.