Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2023, NEWSLETTER OF KHORAZM MAMOON ACADEMY
https://doi.org/102…
8 pages
1 file
Аbstrаct. In this article, the rоle оf reality in the translatiоn оf literary speech is cоnsidered оn the example оf the Uzbek language, and culture. The article alsо examines the classificatiоn and examples оf realia, the methоds оf translating realia. Key wоrds: realia, literary speech,translatiоn оf realia, language.
Çeviribilim ve Uygulamaları Dergisi Journal of Translation Studies , 2020
ÖZET Çeviri etkinliği, biçem, sözdizimi ve anlam parçacıklarından meydana gelmiş kaynak metni, anılan unsurların hedef dildeki eşdeğerleriyle yeniden oluşturmak olarak tanımlanabilir. Çeviri etkinliği basitçe bu şekilde tanımlansa da çeviriyi güçleştiren birçok unsur bulunmaktadır. Bunların başında da özolgular sayılabilir. Zira özolgular çevrilemez sözcük ya da sözcük grupları anlamına gelir. Özolguların çevrilemez olmasının temel nedeni bu sözcük ya da kavramların sadece bir kültürde bulunmasıdır. Çevirmenler, en başta karşılarına çıkan özolguları tespit etmekle yükümlüdürler. Ancak ondan sonra özolguların çevirisinde ne tür bir yol izleneceği konusunda kafa yorabilir ve çözümler ortaya koyabilirler. Kültüre has birimler olarak özolgulara en fazla rastlanan metinlerden biri masallardır. Türk masalları birçok farklı kültürden esintiler taşısalar da, Türk kültürünün en güzel taşıyıcılarından biri olarak kabul edilirler. Masallarda Türk kültürüne özgü günlük yaşam, inanışlar, birey toplum ilişkisi, örf ve adetler gibi pek çok alana ait kültürel unsurları gözlemlemek mümkündür. Masalların Türk kültüründeki yeri dikkate alınarak çalışmamızda Oğuz Tansel'e ait Al'lı ile Fırfırı adlı masallar kitabının Rusçaya çevirisi incelendi. Eserde geçen özolguların çevirmen tarafından hangi yöntemler izlenerek aktarıldığı araştırıldı. Özolguların sınıflandırılması konusunda Batı'da da sıkça başvurulan S.İ. Vlahov ve S.P. Florin'in [Çeviride Çevrilemeyen] (Neperevodimoye v perevode) adlı çalışmasından yararlanıldı. Karşılaştırmalı bir yöntem izlediğimiz çalışmamız sonucunda özolguların çevrisinde en çok yaklaşık anlam çevirisinin uygulandığını tespit ettik. Bununla birlikte diğer yöntemlerden de örnekler incelenmiştir. Anahtar Sözcükler: özolgu, masal çevirisi, kültürdilbilim, eşdeğerlik ABSTRACT Translation activity can be defined as reconstructing the source text consisting of snippets of style, syntax and meaning with the equivalents of these elements in the target language. Although
Journal of Translation Studies (Issue: 20), 2010
Çeviri ile ilgili araştırma evreni içinde, alanın dizgeli bir şekilde ilerleyerek gelişmesini engelleyen bir tartışma tutumu olarak "geviş getirm e" (Zybatow, 2004) anlayışını irdeleyen bu makaledeki belirleyici amaç, söz konusu tartışma tutumunu bir örnek savlama doğrultusunda saydamlaştırmaktır. Örneklendirme, çeviribilim'le bağlantılı olarak sıkça dile getirilen "çeviri kuramları ile çeviri uygulaması arasındaki ilişkisizlik" savlaması ve şikâyeti üzerinde yoğunlaşmaktadır. Ör neklendirme içeriğine göre ortaya atılan çeşitli savlamalar arasında, çeviribilim içindeki kuramsallaştırma eğilim lerinin uygulama üzerinde düzenleyici ve yönlendirici bir yükümlülük ve işlevi olacağına dair yanılgının temelleri sorgulanarak irdelenecek, böyle bir işlev beklentisinin bilim kuramsal düzlemde kalınarak karşılanmasının olanaksızlığı bulgulanacaktır. Buna karşın, çeviri kuramsallaştırma eğiliminin bilim kuramsal düzlemde nasıl karşılanabileceği sorusuna bağlı olarak bunun koşulları üzerinde bir tartışma yürütülecektir. Çeviri olgusunun betimi ile çeviriyi oluşturan alt etmenlerin gözlemlenmeden birer koordinat aktarımı yoluyla çeviri alanına taşınması arasındaki çelişme noktası belirginleştirilecektir. Bu anlamda çeviribilimin kuramsallaştırma koşullarının çeviri süreci ve çeviri uygulaması odaklılığı ve normlaştırıcı tutumdan soyutlanılması yoluyla ancak sağlanabileceği vurgulanacak, somutlaştırılacaktır.
2018
Advertising is inevitably an international and intercultural communication tool today. This communication tool has been provided by translation and has created a cross-border market. Advertising translation is a type of audiovisual translation. Advertising text is included in operational and auditory-instrumental text types and perfoms the vocative function of the language. The advertisement can be explained by using the words attention, interest, desire and purchase. The main issue is to persuade and convince to buy the product or service. The language of advertising is short, concise, impressive and symbolic. It addresses senses and emotions. It contains a system of linguistic, cultural, social, ideological values. It evokes connotations for the receiver and it is impressive. Its language is creative and this creativity emphasizes the artistic aspect of the advertising as it is an art of selling. The language of advertising is composed of the figure of speech. The technique of convincing of the rhetoric is used in advertising. The aim is to create the effect of advertising in the target language and culture, as in the source language and culture. From this point of view, the purpose of the study is to analyze the figure of speech of television advertising, to identify the problems that occur in translation and to determine the translation strategies applied. In this context, the figure of speech was analyzed in terms of metaphor, meaning, sound, structure and style. Examples from advertising were given for each figure of speech. It has been noted that allusion, hyperbolism, repetition and contrasting are frequently used in advertising. Translation of figure of speech in advertising has emerged as a challenge. It was observed that the method of adaptation or rewriting were used in advertising translation. Öz Reklam kaçınılmaz olarak günümüzün uluslar ve kültürlerarası bir iletişim aracıdır. Bu iletişim aracı çeviri sayesinde sağlanmış ve sınır ötesi bir pazar yaratmıştır. Reklam çevirisi görsel-işitsel çeviri türü içine girer. Reklam metni işlemsel ve işitsel-araçsal metin türleri içinde yer alır ve dilin çağrı işlevini üstlenir. Reklamı dikkat, ilgi, arzu ve satın alma sözcükleriyle açıklanabilir. Alıcıyı ikna etme ve inandırma söz konusudur. Reklam dili kısa, özlü, çapıcı, etkileyici ve simgeseldir. Duyu ve duygulara hitap eder. Reklam dilsel, kültürel, toplumsal, ideolojik değerler dizgesi içerir. Alıcıda çağrışımlar uyandırır. Etkileyicidir. Reklam dili yaratıcıdır. Bu yaratıcılık reklamın sanat yönüne vurgu yapar. Reklam bir satış sanatıdır. Reklam dilin söz sanatlarını içinde barındırır. Sözbilimin bütün ikna tekniğini kullanır. Amaç reklamın kaynak dil ve kültürde yarattığı etkiyi, erek dil ve kültürde de yaratmaktır. Bu noktadan hareketle, çalışmanın amacını televizyon reklamlarındaki söz sanatlarını incelemek, çevirisinde ortaya çıkan sorunları saptamak ve uygulanan çeviri yöntemlerini belirlemek oluşturmaktadır. Bu bağlamda sözbilimden hareketle söz
Tanımı ve Çözümlenmesi MÖ 6. yüzyıldan MÖ 4. yüzyılın sonlarına kadar bugünkü Teke yarımadasında ve özellikle sahil şeridinde yer alan kentlere dağılmış kaya mezarları, steller, lahitler, sikkeler ve çeşitli keramik eserler üzerinde belgelenmiş, kendine özgü bir yazı sistemi bulunan, dillerinin soy ağacı Hint-Avrupa kökenli eski Anadolu dillerini işaret eden yerli halkın diline Tırmice veya Tırmi dili denir çünkü bu insanlar kendilerine trm mili, ülkelerine de trm mis adını veriyorlardı. Persler kendi belgelerinde bu yerli adlandırma şeklini kabul etmişlerdir. Letoon üç dilli
2013
ÖZET Bu çalışmada sözcüklerin ve anlamlarının her dilde nasıl oluştuğuna değinilmiş ve İngilizce, Almanca ve Türkçeden örnekler sunularak incelemelerde bulunulmuştur. Özellikle oluşturuluş amaçları bakımından diğer sözcüklerden ayrılan atasözleri, deyimler ve kalıplaşmış ifadeler ele alınmıştır, bu sözcüklerin oluşumu her dilde farklı olduğundan kültürel unsurların mahiyeti bu anlamda ön plana çıkarılarak, çeviri eyleminde dikkat edilmesi gereken unsurlar kapsamında dile getirilmiştir. Zamanla yaşayışların değişmesiyle dillerin de değiştiği gözlenmiş ve buna dair örnekler sunulmuştur. Burada amaç, anlamın her dil için farklı şekilde ifade edildiği ve kastedilenin var olandan farklı olabileceğinin gösterilmesidir. ABSTRACT In this study is mentioned of how words and their meanings in any language occured and examples of English, German and Turkish were analyzed.Proverbs, idioms and formulaic expressions are discussed that ın particular, for the purposes of the constituent separated from other words. Because the formation of these words are different in each language, in this sense, the importance of cultural factors is emphasized, factors be considered within the scope of the act of translation is expressed. Over time, with the change of comportment, changes were observed in the languages too and the examples of the change were presented. The purpose that the meaning stated for each language in a
Intersemiotic translation has recently received belated but well-deserved recognition from the contemporary scholars of Translation Studies. This article seeks to investigate literary adaptations as an example of intersemiotic translation. To serve this purpose, the article, first, defines intersemiotic translation, and then having investigated contemporary translation theories, moves to define literary adaptations in the light of contemporary translation theories, and finally analyses Baz Luhrmann"s William Shakespeare's Romeo + Juliet as an example of literary adaptations and intersemiotic translation.
Kafkas Universitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi
In this study, the word of "çevirici" ("translator") is scrutinized with a historical perspective and the use of the word in certain periods and perspectives are revealed from a translator oriented approach. With the purpose of being descriptive and providing examples, columns of Oktay Akbal, Rauf Mutluay and Burhan Arpad, who were both translators and journalists, act as witnesses. In the theoretical framework, translator scholar James S. Holmes's (1972/1988) article called "The Name and Nature of Translation Studies" which is also accepted as the founding statement of translation studies and Andrew Chesterman's (2009) article entitled "The Name and Nature of Translator Studies" are benefited from. This study dwells on the emergence of the word "çevirici" ("translator"), the foundation and development of translation studies and the necessity for the translator oriented studies.
I. Karaman Uluslararası Dil ve Edebiyat Kongresi, 2018
When we review the historical development process of translation-oriented studies, we see that the approaches put forward on the translation of literary texts have been long discussed intensely and new ones are being added to these approaches continuously. In this regard, the distinctive “open-ended” character of literary texts makes it difficult to achieve a continuum of consensus among the researches done on this subject. But nowadays, there is an awareness of the need that literary texts are not to be considered as “static information storages”, on the contrary, that they should be accepted as “multidimensional” and “dynamic” phenomena. Hence, when we examine the current literature of translation studies and literary studies, we see that different results can be obtained in different researches done on the same literary text and the same literary text can be “interpreted” differently by different researchers. Another reason for the emergence of various approaches to literary translation is that researchers approach the translation situations from various scientific perspectives and try to concretize these perspectives on translation examples. As a matter of fact, comparative analysis of literary texts and their translations based on different methods brings about the discussion regarding the “relativity of meaning” in current literary translation studies. Based on these presuppositions, the present study seeks to examine comparatively how the concept of “meaning” is “interpreted” in research areas such as “philosophy of language”, “traditional literary studies”, “structuralism”, “semiotics” and “reader-response criticism”, that are relatively close to the literary translation studies, and to discuss possible contributions of these research areas’ basic assumptions about the concept of meaning to the literary translation studies.
2004
Seit der zweiten Hälfte des zwanzigsten Jahrhunderts sind im theoretischen Bereich der Übersetzungswissenschaft wichtige Veränderungen zu beobachten. Von Cicero bis zur zweiten Hälfte des letzten Jahrhunderts verlagerte sich die ausgangssprachenorientierte Übersetzungsauffassung auf die zielsprachenorientierten. Somit haben sich immer mehr die zielsprachenorientierte Forschungen im Bereich der Übersetzungstheorie als ein übersetzungsrelevantes Phänomen durchgesetzt. Insbesondere haben die nach den 70’er Jahren entworfenen Übersetzungstheorien, in denen der Übersetzer immer mehr in das Zentrum des Forschungsinteresse rückt und entsprechende übersetzungsprozessualorientierte Ansätze sich aufdrängen, an Wichtigkeit eingebüßt. Nach diesen Ansätzen rücken normative Belange in Bezug auf erfolgreiche Übersetzung in Form von Prinzipien und Regeln in den Vordergrund. Heutzutage ist das Interesse an theoretische Forschungen besonders auf deskriptive Beschreibungen des Übersetzungsphänomens ge...
Emergence of fantastic narration as a narrative genre has been composed as its " reality " criteria. According to Todorov's study which shows the characteristics of the fantastic genre, emergence of genre requires the presence of other genres. The emergence of the fantastic genre is also based on the presence of other genres that take the reality criteria and antagonism formed between these genres. However the circumstance which makes the fantastic genre different from other genres is the contradiction in reader's conscious. Reader reproduces the text with modal relations. Modal relation means that reader develops an attitude towards the narration by identifying herself with one of the narrative characters. Readers become an important factor in genre's emergence with this perspective. Descriptions which are made regarding reader and reader's " reality " perception have an important role in the fantastical genre's characteristics. Reader's perception is important in this regard. Reader's reality perception is limited psychologically by conscious and perceptions. In this paper, conscious and perceptions concepts are analyzed with epistemic and meta-epistemic modalities from semiotic modality. These modality and the relation of reality indicates reader's relation to the other genres as well. In this study, fantastic narration characteristics and cases in the narrative structure will not be mentioned. The main topic of this study is to analyze narrated persons, narrator and especially according to the the epistemic and belief modality of semiotic modality. Reader's detachment from the reality phase in order to create a new reality will be analyzed. The study aims to analyze the persuation modality on narrative which can persuade the reader. Özet Fantastik anlatının, bir anlatı türü olarak ortaya çıkışı " gerçeklik " ölçütüne göre oluşmuştur. Türlerin ortaya çıkışı, Todorov'un fantastik türün özelliklerini ortaya koyduğu çalışmasında da belirttiği gibi öncelikle başka türlerin varlığını gerektirir. Fantastik türün de ortaya çıkışı bu bağlamda, gerçeklik ölçütünü esas alan diğer türlerin varlığına ve bu türlerle arasında oluşan karşıtlığa bağlanır. Ancak fantastik türü diğer türlerden farklı kılan durum bu türün okurun bilincindeki karşılığıdır. Okur, metin ile kurduğu kipsel ilişkiyle metni yeniden üretir. Kipsel ilişkiyle sözü edilen şey okurun anlatı kişilerinden biriyle özdeşleşip anlatıya yönelik bir tavır geliştirmesidir. Bu bakış açısıyla okur türün oluşumunda önemli bir öğeye dönüşmektedir. Fantastiğin türsel özelliğinin ortaya çıkışında okur ve okurun " gerçeklik " algısına göre yapılan açıklamalar önemli yer tutmaktadır. Bu bakımdan okurun gerçeklik algısı önemlidir. Okurun gerçeklik algısı, psikolojik açıdan bilinç ve algılarla sınırlanmış durumdadır. Burada bilinç ve sınır kavramları, göstergebilim kipliklerinden /bilme/ kipliği ve /üst bilme/ kipliği ile incelenmektedir. Bu kiplikler ve gerçeklik ilişkisi okurun diğer türlerle olan ilişkisini de belirler. Bu çalışmada fantastik anlatı türünün özelliklerine, anlatı yapısındaki durumlara değinilmeyecektir. Bu çalışmanın temel araştırma konusu, anlatı kişilerinin, anlatıcının ve özellikle de okuyucunun göstergebilim kipliklerinden inanma, bilme kipliklerine göre incelenmesidir. Okurun fantastik anlatı karşısında gerçeklikten sıyrılarak yeni bir gerçek yaratma süreci incelenecektir. Çalışma okuyucuyu ikna edebilen anlatıcı üzerinde de ikna etme kipliğini incelemeyi amaçlamaktadır. Anahtar Sözcükler: Fantastik, gerçeklik, kiplik, bilme kipliği, inanma kipliği.
Jurnal Ilmiah Ilmu Keperawatan Indonesia, 2021
Jurnal Teknologi Sistem Informasi, 2021
Global Scientific Journal, 2023
Atoms, Corpuscles and Minima in the Renaissance, ed. Christoph Lüthy & Elena Nicoli. Leiden: Brill, 2022
2024
Philosophy of science, 2024
Gradhiva (36), 2023
Journal of Management, 2012
Anaesthesia, 2007
bioRxiv (Cold Spring Harbor Laboratory), 2023
European Science Review, 2019
Chemistry Education Practice, 2022
Facial Plastic Surgery
Journal of Cardiothoracic and Vascular Anesthesia, 2014
SSRN Electronic Journal, 2011