Derleme
Tıbbi Beşeri Bilimler
Aysel Başer
Ege Üniversitesi Tıp Eğitimi AD, 0506 301 0068
Prof. Dr. Hatice Şahin,
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi, Tıp Eğitimi Anabilim Dalı
[email protected], +90 532 441 3621
Özet:
Tıp, insanlığı hastalık bağlamında anlama sanatıdır. Nitelikli bir tıp
doktoru olmanın temel şartı, yeterli bilimsel bilgiye sahip iyi bir sanatçı
olmaktır. Ne sadece bilimsel bilgi ne de tek başına sanat veya beşeri
bilimler hastayı iyileştirmeye yetmez. Tıbbi beşeri bilimler öğrencisini
daha insancıl (yardımsever, sempatik ve insan refahı için endişelenen
bireyler) yapmaktadır. Tıbbi beşeri bilimler kavramı öncesinde medikalizayon kavramı hakim iken
günümüzde beşeri bilimlerin etkisi ile biyopsikosoyal kavram ön plana çıkmaktadır. Dünyadaki
birçok tıp fakültesi; felsefe, etik, edebiyat, tiyatro ve sanat gibi disiplinler aracılığıyla 1950’lerden itibaren tıp eğitim müfredatına beşeri bilimleri entegre etmiştir. Tıbbi beşeri bilimler birçok
fakültede multidisipliner uygulansa da interdisipliner bir yapıdır. Yapılan çalışmalardan ve edinilen
deneyimlerden anlaşıldığı üzere hekimler hastaları ile ilk teması yaşamadan tıbbi beşeri bilimlerle
bakış açısını kazanmış olmaları gerekmektedir. Tıbbi beşeri bilimler Türkiye’de 2000’li yıllara kadar ihmal edilse de, bu süreçten sonra tıp fakültelerinin hızla eğitim programlarına ya da seçmeli
ders olarak müfredatlarına girmeye başlamıştır. Tıbbi beşeri bilimler, hekimlere eleştirel ve yansıtıcı
düşünce becerileri, kişilik ve ahlaki gelişim, tıbbi sorun ve küresel olaylar hakkında farklı perspektif geliştirebilme özelliği kazandırır. Tıp eğitimcilerin en büyük görevi artan bilgi yüküne rağmen,
duygu yoksunu ve sağır hekim sayısını minimuma indirmektir. Bunu da tıbbi beşeri bilimleri tıp
eğitim müfredatına entegre ederek sağlamak mümkündür.
Anahtar Sözcükler:
Tıbbi Beşeri Bilimler,
Nitelikli Hekim,
Biyopsikososyal
Yaklaşım
Giriş:
Biz bir bakıma, karaciğer hücresini çok iyi öğrendik ama karaciğeri unuttuk. Karaciğeri çok iyi
öğrendik ama insanı unuttuk. İnsanı çok iyi öğrendik ama insanlığı unuttuk.”
Prof. Dr. Muammer Bilge, Hücre Bilimi,1972
‘’Tıp, bilim ve bilimsel metotları hekimlik sanatı ile birleştiren bir disiplindir. Hastalığın sanata
eğilimi insanlık tarihi kadar eski, tıbbın bilimsel temeli ise oldukça yenidir.”
Goldman and Ausiello, Cecil Textbook of Medicine, 2003
Yirminci yüzyıldaki değişen bilimsel paradigma ile birlikte karşımıza yeni bir terim çıkmaktadır;
tıbbi beşeri bilimler. Tıp ve beşeri bilim ayrı olarak düşünülemezken; en çok karşılaştığımız sıkıntı
ise tıp, “bilim mi sanat mı?” sorusuna cevap aranma ihtiyacıdır. Tıp, “bilim mi sanat mı?” sorusuna
yıllar içinde bakıldığında hekimlerin bir kısmı bilim bir kısmı sanat ve bir kısmı da bilim ve sanat
Tıp Eğitimi Dünyası / Mayıs-Ağustos 2017 / Sayı 49
49
olarak görüş bildirmişlerdir. Tıp, hem bir sanat
hem de bir bilimdir. Her ikisi de bir madalyonun
iki yüzü gibi birbirine bağlıdır ve bu iki farklı
erdemden tıbbı soyutlamamak gerekir. Tıbbın
önemi, bir insanın bedenini, zihnini ve ruhunu
ele almak zorunda olmasıdır. Nitelikli bir tıp
hekimi olmanın temel şartı, yeterli bilimsel bilgiye sahip iyi bir sanatçı olmaktır. Ne sadece
bilimsel bilgi ne de tek başına sanat hastayı iyileştirmeye yetmez (1).
“İnsanlar arasında büyük farklılıklar olmasa tıp
bir sanat yerine bilim olabilirdi. ”
William Osler
Tıp; insanlığı hastalık bağlamında anlama sanatıdır. Yani sadece patolojik durumu tanımak
veya teşhis etmek değil, bir kişinin hastalığının
kendi çevresi, yapısı ve kişiliğinin bir ürünü
olduğunun görülmesidir. Tıp; tarihçinin, etik
bilimcinin, sosyoloğun, antropoloğun, yazar ve
ressamın mercekleriyle ilaç araştırarak, insan
durumunun, acısının, kişiliğinin ve sorumluluklarının doğası hakkında hastalıkta ve sağlıkta
fikir sahibi olur. Bu bilgiler hem hevesli klinisyen hem de bir gün hasta olacak ve tıbbi bakım
arayan herkes için değerlidir.
Yıl 2002-2004 tıp fakültesini kazanma sevincini yaşadığım ilk yıllar, bir sanatçı tarafından
yapılan bir türkünün sözleri şöyleydi;
“İnandık doktorlara öyle böyle dediler,
güvendik doktorlara öyle böyle dediler,
ayrılık defterini elimize verdiler,
ölümün defterini elimize verdiler,
doktorlar da bilir mi ciğerin acısını,
doktorlar da ne bilir ciğerin acısını”.
O dönemde bu şarkının ne sözlerini duymak
istedim ne de anlam vermek istedim. Mezuniyet sonrası meslek hayatımın onuncu yılında,
tıp eğitimi doktorasının ilk yıllarında öğrenciyi toplumu anlamaya başladığım ilk günlerde
İTÜ Konservatuar mezunu ve üzerine halk
müziğinde beşeri bilimler doktorası yapmış bir
Tıp Eğitimi Dünyası / Mayıs-Ağustos 2017 / Sayı 49
sanatçının neden böyle söylediğine anlam vermeye çalışınca çok büyük kavramla karşılaştım.
TIBBİ BEŞERİ BİLİMLER…..
Tıbbi beşeri bilimler, sağlık eğitiminden hizmet
sunumuna kadar her alanda, modern tıp uygulamalarının iyileştirici etkisi olduğuna dikkat
çekmektedir. Tıbbi beşeri bilimler, öğrencisini
daha insancıl (yardımsever, sempatik ve insan refahı için endişelenen bireyler) yapmaktadır. Bu bağlamda bu yazıda beşeri bilimlerin Dünya’da ve Türkiye’deki gelişiminden
bahsedilecek, tıp eğitimine ve sağlık hizmet
sunumuna etkisi irdelenecektir İçeriğin daha
iyi anlaşılabilmesi için Tıbbi Beşeri Bilimler
Nedir? Neden Tıbbi Beşeri Bilimler? Tıbbi
Beşeri Bilimler Hangi Disiplinin Görevi, Kim?
Tıbbi Beşeri Bilimler Tıp Eğitim Programının
Neresinde? ve Ne Zaman olmalı? Tıp Eğitimine
Nasıl Entegre Edilebilir? sorularının cevapları
5N1K düzeninde sunulacaktır.
I. Tıbbi Beşeri Bilimler Nedir?
Tıbbi beşeri bilimlerin ne olduğunu
anlamlandırabilmek için öncelikle beşeri
bilimlerin tanımını yapabilmemiz gerekir.
Beşeri bilimler (Humanities) oldukça geniş
bir anlamı olan, sosyal bilimlerin insanı konu
alan bilimlerden çıkarıldığı büyük oranda
çözümsel veya eleştirel yöntemler kullanarak
insan tecrübelerini, yaşantısını inceleyen
disiplinlerdir. Genellikle insan deneyimlerinin
gündelik yaşantı ve pratik deneyimle bağını
50
koparan teorileştirme türü olarak söylenebilir.
Beşeri bilimlerle ilişkili disiplinler; antik ve
çağdaş diller, retorik (etkili konuşma bilimi)
edebiyat, etik, tarih, felsefe, teoloji (tanrı bilimi),
din, güzel sanatlar (görsel sanatlar, müzik),
hermenötik bilimi (tefsir etme bilimi), sosyoloji
gibi ana dallardır. Beşeri bilimlere yardımcı diğer
alanlar ise; antropoloji, iletişim, alan çalışmaları
ve kültürel çalışmalardır. Aslında yardımcı
dallar incelendiğinde tanımda bahsedildiği gibi
beşeri bilimler, sosyal alanlardan tam olarak
ayrılamıyor (2) (3) (4). Tıbbi beşeri bilimler ise
beşeri bilimlerin tıbbın her alanına özellikle tıp
eğitimine yansıtılmasını içeren birçok disiplinin
birlikte katkı sağlayacağı bir alandır (4). Bu
süreç, öğrencilerin ve hekimlerin değerlerini,
toplumsal olaylara bakış açısını ve hasta-hekim
ve hekim-sağlık personeli arasındaki iletişim
becerilerini, bilgi kaynaklarını, bilgi paylaşımını
daha da kolaylaştırabiliyor (2).
UK Tıbbi Beşeri Bilimler Derneği, tıbbi
beşeri bilimleri “ tıbbın insan tarafı ile ilgili
tıbbi uygulama, eğitim ve araştırma yönlerini
içeren, interdisipliner bir bilim alanı “ olarak
tanımlarken,
Evans “ insan hayatının tüm karmaşıklığını,
farklılığını ve belirsizliğini, çok geniş bir tuvale
çizilmiş resim olarak görme sanatıdır “ der (19).
Ulusal ÇEP 2014’ te ise “ sağlık süreçleri ve tıbbi
uygulamalara temel teşkil eden bilimler, temel
bilimler ve klinik bilimlerin yanı sıra, sosyal
bilimler ve insan bilimleri / beşeri bilimlerdir “
olarak yer almaktadır.
II. Neden Tıbbi Beşeri Bilimler?
Tıbbi beşeri bilimler kavramı öncesinde;
insanın yapısını, davranışlarını ve tabiatını
sadece tıbbi terimlerle açıklama eğilimi
bulunmaktaydı. Bu eğilim modern yaşamın
bir ürünü olmakla birlikte bu konuya dikkat
çekilmesi ve bu konudaki ilk çalışmalar
Tıp Eğitimi Dünyası / Mayıs-Ağustos 2017 / Sayı 49
1950’lere dayanır. 1950’li yıllarda Parson’s bu
eğilimi, ‘medikalizasyon’ (tıbbileştirme) olarak
ilk kavramlaştıran kişi olmuştur (5) (6).
Bu eğilimde günlük yaşamla ilgili konular,
insan davranışları gibi birçok durumun nedeni;
etik, örf-adet ve psikososyal davranıştan çok
biyoloji ve patolojiye indirgenmektedir. Bu
eğilimde hasta, hekim tarafından medikalize
edilir. Bunun sonucunda ise hasta-hekim ilişkisi
standardize edilmiş ve tedavi süreci hekim
merkezli hale gelmiş olur. Kısaca hastadan
çok hastalığa odaklanılmış olur. Bu durum
‘Biyomedikal Model ‘ olarak adlandırılır (5) (7).
Psikiyatrist George Engel 1977’de biyomedikal
modelin eksikliğini ‘hastayı ve onun özelliklerini
bütüncül bir insan varlığı gibi görmemesi’
şeklinde ortaya koyarak bu eksikliğin
giderilmesi anlamına gelen “Biyopsikososyal
Model”i tanımlamıştır (5) (7).
Biyopsikososyal modelde; tıp, sadece hasta
ya da hastalığı değerlendirerek tuvale çizilmiş
resmin bir bölümünü görmek ya da bir şarkının
sadece nakaratını dinlemek değil, tuvale çizilmiş
resmin bütününü görerek ve şarkının tamamını
dinleyerek bütünle ilgilenme sanatı olan “tıbbi
beşeri bilim” savunulmaktadır.
Tıbbın insan tarafı ile ilgili uygulama, eğitim
ve araştırma yönlerini içeren interdisipliner
bir araştırma ve nispeten yeni bir bilim alanı
olarak nitelenen “tıbbi beşeri bilimler”,
biyopsikososyal modelin artılarını ortaya
koyarak ve medikalizasyon eğiliminden
biyopsikososyal modele geçiş gerekliliğin bir
sonucu olarak ortaya çıkmıştır.
Tıbbi beşeri bilimlerin en dikkat çekici özelliği
nitelikli hekim yetiştirmede biyopsikososyal
modeli esas almasıdır bu da hastayla ilgilenirken
tıbbi bilgisini kullanması yanında kendi
değerlerini ve hastasının sorunlarını, yaşamını
algılayışını değerlendirebilecek duyarlılığa
sahip hekim yetişmesini sağlar.
51
Hasta – hekim ilişkisinin ve iletişiminin niteliği
hekim açısından olduğu kadar hasta açısından
da çok önemlidir. Hastalar genellikle tedavinin
yeterliliğini, hekimin tıbbi bilgisini dikkate
almadan, muayene esnasındaki ilişkiden
değerlendirirler (8). Yapılan çalışmalar,
insanların tıbbi bakım ve tedavide hekimin
davranışlarının güler yüzlü, yumuşak, sevecen,
her şeyi açıklayıcı yani iletişiminin iyi olmasına
önem verdiklerini ortaya koymuştur (9). Hasta
ile hekim arasında olumsuz bir ilişki kurulması
sonucunda tatmin olmayan hastaların tıbbi
hizmetlerden yararlanma olasılığının azaldığı
(10) ya da daha fazla klinik hizmet alarak sık
hekim değiştirme olasılığının arttığı bunun
sonucu olarak sağlık hizmetlerini gereksiz
meşgul edebildiği görülmüştür. Bu sorun tıbbi
beşeri bilimler esasına göre nitelikli hekimler
yetiştirilmek suretiyle çözülebilir.
Dünyadaki birçok tıp fakültesi; felsefe, etik,
edebiyat, tiyatro ve sanat gibi disiplinler
aracılığıyla tıp eğitim programına beşeri
bilimler eğitim çalışmalarını entegre etmiştir.
Aynı zamanda tıp eğitiminde herhangi bir
öğrenme etkinliğinin, öğrencilerin becerileri,
bilgi ya da tutumları gibi somut ve ölçülebilir
yetkinliklerin
geliştirilmesine
katkıda
bulunmaktadır. Tıp eğitimindeki bu eğilim,
çıktıya dayalı eğitimi benimseyen ABD,
Kanada ve Avrupa gibi tıp eğitiminde ilerlemiş
ülkelerin genel odak noktası ile uyumludur.
Ancak tıp eğitiminde beşeri bilimler söz konusu
olduğunda, ölçülebilir öğrenme çıktıları arayışı,
beşeri bilimlerdeki genel yaklaşımla kolayca
uyumlu olmayabilir. Bununla birlikte, tıp eğitim
programında insanlığın ne derece iyi hekimler
tarafından doldurulduğuna kesin olarak bakmak
çok zor. Böyle bir etki için ampirik kanıtlar
üretmeye yönelik girişimler yapılmaya değer
mi? Sonuçta, tıp eğitimine beşeri bilimleri dahil
etmenin amacı gerçekten ölçülebilir sonuçlar
elde etmek olmayabilir (11).
Hastalar kendi rahatsızlıklarını detayları ile bilir,
hekimler ise hastalığın bilimsel sürecini bilir. Bu
iki farklı bilgi onların farklı açıdan baktıklarını
ve onları aynı görüş açısında buluşturmanın
oldukça zor olduğunu gösterir. Hasta hekim
görüşmesinin başarı ile sonlanması için, öznelerin
durumu aynı algılaması gerekir. Hastaların nasıl
hastalandıkları, nasıl ve ne kadar zamanda
Tıp Eğitimi Dünyası / Mayıs-Ağustos 2017 / Sayı 49
52
iyileştikleri yaşamlarındaki birçok koşuldan
ve olaydan etkilenmektedir. Nitelikli hekimler
hastaların nasıl hastalandıklarını, hastaların
ve ailelerinin bu koşulda neler yaşadıklarını,
neler hissettiklerini anlayabilmelidir.
Bu
“tıbbın ruhu” olarak adlandırılmaktadır. Tıbbın
ruhunun zaman içinde nasıl geliştiğine bakmak
istersek karşımıza tıbbi beşeri bilimlerin tarihi
çıkmaktadır (2), (12).
III. Tıbbi Beşeri Bilimler Nasıl Gelişti?
Bu sorunun cevabını verirken tıbbi beşeri
bilimlerin tarihine bakmak yararlı olacaktır.
Scribonius Largus (60 B.C.E- 14 A.D)’ un
yazdığı ‘Derman’ (On Remedies) tıpta beşeri
bilimlerin bahsedildiği ilk yazılı kaynak olarak
bilinmektedir. Scribonius Largus ‘Derman’ (On
Remedies) adlı bilimsel yazısında tıbbın doğası
(nature of medicine) ve hekimlerin rollerini
anlatırken insani duygulara değinmiştir. Bilimsel
eserinde hekimlerin belirli niteliklerinden
bahsederken;
- Misericordia (compassion) (merhamet)
Tıp Eğitimi Dünyası / Mayıs-Ağustos 2017 / Sayı 49
- Professio (the intention of the oath) (yeminin
niyeti, amacı, mesleğin amacı, profesyonalizm)
- Humanitas (kindness to fellow humans) (diğer
insanlara karşı nezaket, sevgi) kelimelerini
kullanarak hekimlerin insani duygularına dikkat
çekmiştir (13).
Bu kelimelerle yüzyıllar önce tıbbi beşeri
bilimlere dikkat çekilse de tıp dünyası, ilk olarak
tıbbi beşeri bilimler terimini 1948’de ABD’li
hekimlerden duydu. Barr “1870 de Almanya’yı
laboratuar bilimlerinde çalışmak için ziyaret
eden ABD’li hekimlerin tıp eğitiminde 1910
yılındaki Flexner Raporu gibi bir devrimi
başlattığını” iddia ediyor. Flexner Raporundan
sonra birçok ABD tıp okullarında bilimsel
ve klinik eğitim eksikliğini ortaya koydu ve
eğitim programlarına standartlaştırması da dahil
olmak üzere bir köklü revizyon önerdi. 1937
yılında Reinke ilk defa acı bir ifadeyle kanayan
yaraya parmak basmıştır. Aslında tanımı çok iyi
olmasa da ilk defa tıbbi beşeri bilimlere dikkat
çekilmiştir (14).
İlk Tıbbi Beşeri Bilimler Anabilim Dalının,
tıp fakültesindeki örneği, 1967 yılında ABD
Pensilvanya Eyalet Üniversitesi (Pennsylvania
State University College of Medicine)’nde
açılan Beşeri Bilimler Departmanıdır (13). 1969
yılında “Society for Health and Human Values”
tıbbi beşeri bilimler alanında oluşturulan ilk
topluluktur. 1973 yılında ABD’de yapılan bir
araştırmada ise 40 adet beşeri bilimler programı
olduğu belirlenmiştir. 1984 yılında yapılan bir
araştırmada ABD tıp fakültelerinde çok sayıda
tıbbi beşeri bilimler programlarının olduğu
belirtilmiştir. Ancak kurulan anabilim dalı
sayısının ise sadece dört olduğu belirtilmiştir
(Pennsylvania State University College of
Medicine, Wright State University School of
Medicine, Southern Illinois University School
of Medicine, University of Nebraska School of
Medicine) (12).
Avrupa’da tıbbi beşeri bilimler farkındalığı
geç olmuştur. UK’de 1993 yılında yayınlanan
Genel Tıp Konseyi’nin (GMC) önerilerinde
her tıp fakültesinin tıbbi beşeri bilimlere yer
vermesi gerektiği belirtilmiştir. 1998 yılında
UK’de “Royal Free & University College
53
Medical School”da “The Center for Medical
Humanities” açılmıştır. 2002 yılında UK’de
“Association of Medical Humanities (AMH)”
kurulmuştur. Avrupa’da ABD’den farklı olarak
etiği felsefenin bir parçası olarak kabul eder
yani felsefe daha ön plandadır (12).
Türkiye’de 2007 yılında Elçin tarafından yapılan
bir çalışmada ise Türkiye’de tıp fakültelerinin
eğitim programlarını incelendiğinde Tıbbi
Beşeri Bilimler Anabilim Dalının herhangi bir
üniversitede bulunmadığı ancak 3 üniversitede
(Hacettepe Üniversitesi, Gazi Üniversitesi ve
Marmara Üniversitesi) beşeri bilimler (tezinde
insani bilimler olarak bahsetmiştir) eğitim
programının uygulandığı görülmüştür (12).
Beşeri bilimlerle ilgili bazı üniversitelerde
seçmeli ders olarak veya özel eğitim modülleri
şeklindeki eğitim programlarına dahil edildiği
görülmüştür
IV. Tıbbi Beşeri Bilimleri Kim Öğretecek?
“Tıbbi beşeri bilimleri kim öğretmeli? Bu
eğitimden hangi disiplin sorumlu?” sorularının
yanıtını ararken başka bir soruyla karşılaşıyoruz.
Tıbbi beşeri bilimler multidisipliner mi?
interdisipliner mi? öğretilmeli.
Tıbbi beşeri bilimler daha çok interdisipliner
bir bilimdir. Katkıda bulunan disiplinlerin
diğer disiplinin bakış açılarını ve metaforlarını
anlamayı, paylaşmayı ve sonuçta beşeri bilim
ve fen biliminin tıpla ilgili kavramlarını
anlamak için girişimde bulunmayı gerektiren
bir bilim dalıdır. UK’de Tıbbi Beşeri Bilimler
Derneği’nin kuruluş başvurusunda bu alan
interdisipliner bir yapı olarak vurgulanmaktadır.
Tıbbi beşeri bilimler, bilimsel tıp kavramının
seçmeli ekstraları olarak değil tıpla entegre
olarak değerlendirilmelidir (2).
Evans, omnidisipliner bir yaklaşımdan
makalesinde bahsetse de ayrıntılı bilgi
vermemiştir (15). Elçin, tıpta insan bilimleri
derslerinin,
oluşturulan
multidisipliner
komisyonlar
tarafından
yürütüldüğünü
belirtmektedir. Dersler genelde; klinik tıp
bilimleri, etik, felsefe, psikoloji, hukuk
alanından eğiticiler tarafından yürütülmektedir
(12).
Tıp Eğitimi Dünyası / Mayıs-Ağustos 2017 / Sayı 49
V. Tıbbi Beşeri Bilimler, Tıp Eğitim
Programının Neresinde ve Ne Zaman Yer
Almalı?
Bu konu ile ilgili yapılan çalışmalar oldukça
kısıtlıdır. Evans, tıbbi beşeri bilimlerin,
UK’de tıp eğitiminin ilk 2 yılında yer alması
gerektiğini önermektedir. Bu bütünleştirici
yaklaşımda, Genel Tıp Konseyi’nin 1993’te,
Yarının Doktorları’nda (Tomorrow’s Doctor)
açıkça veya dolaylı olarak öngörülen eğitimsel
hedeflere yer verilmesini önermektedir. Önerilen
modül ve ders programında, tıbbi pratikte
görülen insan boyutunun değerlendirilmesi;
tıbbi uygulamada ve araştırmada ortaya çıkan
etik konuların hassas bir biçimde farkında
olunması gerekliliğine dikkat çekmiştir.
Ayrıca öğrencinin kendi kişisel değerlerinin
belirlenmesi, araştırılması ve sürdürülmesi,
öğrencinin kendi klinik pratiğini kavramasına
ve somutlaşmış insan doğasının gizeminin
tanınmasına dayandırılan bir dizi “öğrenme
çıktısı”nı desteklemek üzere tasarlanması
gerekliliğini belirtmiştir.
Dünya’da tıbbi beşeri bilimler alanında tıp
öğrencileri ve diş hekimleri öğrencileri için 1987
yılından itibaren Rochester Üniversitesi Tıp ve
Diş hekimliği Fakültesinde uygulanan program
yoğun ve ikincil branş sunan örneklerindendir.
Tıbbi beşeri bilimler, edebiyat ve diğer beşeri
bilimleri vurgulayan, felsefeyi öğretmek için
kurulan haftalık iki saatlik konferanslardan
oluşan toplam 16 saatlik bir kurs programı
şeklinde planlanmıştır. Bu kurs programlarına
öğrenciler tarafından gösterilen ilgi sonrası
1991’de “tıpta etik ve hukuk” ve diğeri “tıbbi
beşeri bilimler semineri” başlıklı iki ders
haline dönüştürülerek seçmeli ders programına
eklenmiştir. 1998’de tıp fakültesi eğitim
programını baştan yenilemeye başlamıştır.
Neredeyse bütün dersler (anatomi, histoloji,
biyokimya ve patoloji gibi dersler bile) yerini
tıbbi beşeri bilimlere bırakmıştır. Çoğu ders,
problem temelli öğrenme ile değiştirilmiştir.
Dört yıllık eğitim programının tamamındaki,
adı değiştirilmeyen ve ders sayısı azaltılmak
yerine artırılan tek ders, tıbbi beşeri bilimler
seminerleri olmuştur. Bunun sebebi eski ders
formatları gibi öğreten temelli olmaması,
54
beşeri bilimlere büyük yer verilmesi, temel ve
klinik bilimleri birbirleri içine entegre ederek
kullanılan çift helikal modelli bir eğitim
programı hazırlanmasıydı (16).
Türkiye’deki örnekleri ise Marmara Üniversitesi,
Hacettepe Üniversitesi ve Gazi Üniversitesi’dir.
Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde, Klinik
Uygulamaya Giriş (KUG) programı adıyla 2000
yılında başlanmış, ilk 3 yıl süren ve her yıl 26
haftadan oluşan programda ikinci yıl verilen
“Tıpta İnsan” başlığı ile tıbbi beşeri bilimlerin
Türkiye’deki ilk ve güzel örneklerindendir (17)
(18).
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde
“İyi Hekimlik Uygulamaları” programı 2004
yılında başlatılmıştır. Türkiye’de beşeri bilimler
alanında yapılan programlı çalışmalara en iyi
örneklerden bir tanesidir. İlk üç yılda “tıp ve
sanat”, “tıp ve tarih” ve “tıp ve insan” başlıkları
Tıp Eğitimi Dünyası / Mayıs-Ağustos 2017 / Sayı 49
ile zorunlu küçük grup çalışmaları yaptıkları ve
öğrencilerin bu çalışma sonunda proje ürettiği
ve projelerini sözlü sunum ya da poster şeklinde
sundukları bir çalışma programıdır (12).
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde ise Marmara
ve Hacettepe Üniversitelerindeki kadar
yapılandırılmış bir eğitim programı olmasa da
seçmeli derslerini ağırlıklı olarak beşeri bilimler
üzerinde yoğunlaştırmıştır.
Bu üç üniversite dışında diğer üniversitelerin
eğitim programlarını incelediğimizde, bir
programla karşılaşmasak da seçmeli ders başlığı
altında birçok üniversitenin beşeri bilimlere
(sosyal kavramlara, etik, sanat gibi başlıklara)
yer verdiği görülmektedir.
Tıp
fakültesindeki
öğrencilere
insancıl
duyguların kazandırılacağı, tıp ve beşeri
bilimler ortak ilişkilerinin belirleneceği,
55
etik ve profesyonel değerlerin tartışılacağı
ve kanıta dayalı tıp ile uygulamaların
desteklenip zenginleştirilebileceği bir program
tasarlanabilir. Bu program tasarlanırken Ulusal
Çekirdek Eğitim 2014 (Ulusal ÇEP 2014) ana
kaynak olarak kullanılmalıdır.
Tıbbi Beşeri Bilimlerin Felsefi Bir
Yönlendirmeye İhtiyacı Var mı?
Son günlerde sağlık alanında ve tıpta, beşeri
bilimler; tıp eğitimciler ve akademisyenler
arasında kendine geniş yer bulan bir kavram
olmuştur. Tıbbi beşeri bilimler; insan
deneyimlerinin karmaşıklığı, çeşitliliği ve
değişkenliğinin büyük bir tuval üzerinde resim
olarak görme isteğidir. Tıbbi beşeri bilimlerin
modern tıp anlayışındaki bazı sorulara cevap
bulabilmesi için felsefi bir yönlendirmeye
ihtiyacı vardır (19).
ABD’de beşeri bilimler etiğin önderliğinde ya
da çoğunlukla etik konulardan oluşmaktadır.
Avrupa ülkeleri ve diğer ülkelerde ise felsefeyi
ön planda tutan ve etikten sadece felsefe içinde
bahseden bir yaklaşım görülmektedir (12).
Hekimlerin klinikte karşılaştığı bazı durumlar
felsefi soruları akla getirir ve tıp etiği kavramı bu
zor sorular sonrasında yer edinebilir. Ancak etik
kavramının arkasında daha büyük sorunların
saklandığı gerçeğini göz ardı etmemek gerekir.
Bunlar filozoflar için metafizik anlamına
gelen ‘yaşamın anlamı’dır. Bu iki kavram
işitildiğinde korkutucu olsa da tıp ve felsefenin
yardımıyla anlamlandırılabilir. Tıbbi beşeri
bilimlerin görevi, sadece hasta tedavisi ya da
klinik uygulamalarda değil ‘yaşamın anlamı’
kavramına da açıklık getirmektedir.
Tıptaki en göze çarpan metafizik soruların
başında, bedenimizin fiziksel durumu ile
zihnimizin deneyimleri arasındaki ilişki
gelmektedir. Yani basitçe, zihinle beden
arasındaki
ilişki
gelmektedir.
İnsanlar
hekimlerine ister fiziksel bir sıkıntı, ister
psikolojik bir sıkıntı olsun günlük yaşantılarını ve
deneyimlerini etkilediği zaman başvurmaktadır.
Hekimlerin hastalık hakkındaki deneyimi
ve algısı ile hastanın hastalık hakkındaki
deneyimi ve algısı genel görüşmeyi ve hizmet
Tıp Eğitimi Dünyası / Mayıs-Ağustos 2017 / Sayı 49
alımını etkileyen en önemli faktörlerdendir.
Bu görüşmenin mümkün olabildiğince başarılı
geçmesi temel amaçlardandır. Bir rivayete
göre hastaların nasıl hastalandıkları, nasıl
iyileştiklerini yaşamlarındaki birçok olaydan
ve bakış açısından etkilenmektedir. Hekimler
hasta ve aileleri ile olan ilişkilerinde buna dikkat
etmeli ve bunun en iyi yapılabileceği alanın
birinci basamak olduğu göz ardı edilmemelidir
(19).
Burada tıbbi beşeri bilimlerin felsefi bir
başlangıca ihtiyacı olduğu, felsefi bakış açısının
beşeri bilimlerin temelini oluşturduğunu
düşünsek de etkileyen ve yönlendiren tek
disiplinin felsefe olmadığı söylenebilir.
Sonuç
Sağlık okur-yazarı olmayan bir toplumdan
ve o topluma ait hastalıkların dilinden
anlamadan, ne bugün ne de gelecekte hızla
ilerleyen gelişmiş bir ülkenin saygın ve
nitelikli bir hekimi olmak mümkün değildir.
Bu nedenle “tıbbı nasıl öğretelim?” sorusu
tüm tıp eğitimcilerin güncel konuları arasına
girmiştir. Yeni gelişmelerin, hızla ilerleyen
teknolojinin tıp eğitimine etkilerini belirlemek
üzere araştırmalar yapılmaktadır. Tıp eğitiminin
sorumluluklarından biride sağlık alanının
medikalizasyonu ile ortaya çıkan sorunlara karşı
koymak, toplumun dilinden anlayan insancıl ve
nitelikli hekimler yetiştirmektir.
Tıp eğitiminin yoğun bilgi yükü ve uygulanan
politikalar sonucunda, tıp fakültesi öğrencisinin
giderek mekanikleşen, insancıl özelliklerinden
çok şey kaybettiği ve bilgi yüklü duygu yoksunu
sağlık uygulayıcısı olmaya başladığı, hastasını
dinlemeyen, hastaya ve topluma yabancılaşan
bir profesyonel olduğu gözlenmektedir.
Nitelikli hekimler yetiştirirken; bilim hastalığın
kendisiyle, nasıl tanı konması gerektiği, tetkik
olarak neler istenmesi gerektiği ve tedavisiyle
ilgilenirken, edebiyat hasta ve yakınları için
hastalığın ne anlama geldiğiyle ilgilenir.
Yani tıp öğrencisinin “tıp konusunda daha
derin düşünmesine” yardımcı olur. Edebiyat
ve görsel sanatlar tıbbın zanaat yönünün
gelişmesine katkı sağlar. Hastalığın hangi
hastada nasıl şekillendiğine ve farklı kişilerde
56
nasıl algılandığını ortaya çıkarmaya çalışır.
Tıp tarihi ise bir tıp öğrencisinin varoluşu
anlamasına yardım eder, baş döndürücü bir
hızla değişen bir disiplin içinde, tıbbın nerede
olduğu, nasıl geliştiği ve geleceğinin ne vaat
ettiği ve zorluklarının neler vereceği hakkında
bir resim sunarak oryantasyon sağlar. Klinik
tıbbın tarihsel olarak sorgulanması etikle
başlamış olsa da hastaların toplum içindeki
rollerinin tanımlanmasında medikal sosyologlar
ve antropologlar yardımcı olmaktadır. Etik,
hekimlik uygulamalarına ahlak, hukuk, eşitlik
ve faydalı olabilme kavramlarını kazandırır
böylece tıbbın kültürel değerleri ile ahlak
ilkelerini bilimsel hedeflerle dengelemesi
gereken bir toplumsal girişim olduğunu
hatırlatır. Felsefe, hekimin bir filozof gibi
herşeyi sorgulayan ve araştıran rolünü ortaya
çıkarırken, din ise hastaların hastalıkları ve
iyileşmeleri için başvurdukları dini davranışların
anlaşılmasına yardımcı olur. Tıbbi beşeri
bilimler, tıp eğitiminde bilim ve teknolojinin
tamamlayamadığı insancıl yönü doldurmaktadır
(2) (11) (12).
Ousager and Johannessen tarafından 2010
yılında yapılan bir çalışmada tıbbi beşeri
bilimlerin meslek uygulamalarındaki etkisini
değerlendirme zorluğundan bahsedilmekte ve
bu amaçla uzun vadeli çalışmaların yapılması
gerektiğini vurgulamaktadır (20). Bu çalışmada
tıp eğitimi camiasının bazı üyelerinin, az
miktarda beşeri bilimlerle ilgilenmesi bile, tıp
öğrencilerinin kişisel ve mesleki gelişimine
mümkün olan en geniş anlayışla olumlu katkıda
bulunacağı izlenimlerini güçlendirmiş ve
sonunda hem tıp öğrencilerine hem de hastalarına
fayda sağlayan birey sayısında oldukça artış
olduğunu belirtmişlerdir (11). Dolayısıyla tıbbi
beşeri bilimlerin,
“nitelikli/iyi” (empatik,
bütüncül odaklı) hekim yetiştirme amacına
ulaşmak için genel bir araç olarak algılanması
gerektiğini belirtmişlerdir. Birçok çalışmada
“iyi hekim” kolaylıkla tanı ve tedavide bilgileri
bir araya getiren ve genel bir model oluşturan
şeklinde tanımlanmaktadır. Tıbbi beşeri bilimler
eğitimi, tıp öğrencilerinin gözlemlerini ve
tanıma yeteneklerini güçlendirecek ve sonunda
klinik çalışmada doğru kararları verebilecek ve
Tıp Eğitimi Dünyası / Mayıs-Ağustos 2017 / Sayı 49
teşhis edebilecek yeteneklerini güçlendirmiş
olacaktır (11).
Tıbbi beşeri bilimlerin iyi hekim yetiştirmede
etkisine ilişkin olumlu birçok çalışmaya karşılık
kanıt arayan farklı görüşler de mevcuttur. Tıp
eğitim programına beşeri bilimlerin entegre
edilmesinde halen önemli bir direnç vardır. Bu
direnç genellikle kanıta dayalı tıp uygulayıcıları
tarafından gösterilmektedir. Sanatçılar ve beşeri
bilim akademisyenleri bu kadar dar kalıplı bir
paradigmada çalışmaya alışık değillerdir ve
beşeri bilimleri tıbba katmak için çok güçlü
kanıtlara sahip değillerdir. Eğitim programı
planlayıcılarına göre diğer bir zorluk ise, beşeri
bilimleri ve tıbbı nasıl bir araya getireceği
konusudur (13) (14). Tıbbi beşeri bilimlerin
tıp eğitimine katkısı ile ilgili kanıt görmek
isteyen eğiticiler kanıta dayalı yapılan kendi
uygulamalarında da çatlakların olduğunu göz
ardı etmektedirler (20).
Birçok
tıp
fakültesinde
öğrencilere
kazandırılmak istenen insani değerler tıp etiği
dersinde verilmeye çalışılmaktadır ancak beşeri
bilimlerin sadece bir dalı olan etik dersleri bunun
için yetersiz kalmaktadır. Hastasının yaşamını
ve sorunlarını onun değerleri ve bakış açısıyla
görebilen, hastasıyla bireysel olarak ilgilenirken
ona etik duyarlılık, iç görü ve anlayışla
yaklaşan, bilgisiyle hastasına en iyi tedavi
seçeneklerini sunarken hastasını anlayabilen
‘nitelikli hekimler’ yetiştirmek için tıbbi beşeri
bilimler tüm tıp fakülteleri programlarına dahil
edilmelidir.
Tıbbi beşeri bilimlerin ülkemizdeki ve dünya
üniversitelerindeki örnekleri incelendiğinde
öğrencinin hasta ile karşılaşmadan önce tıbbi
beşeri bilimler ile karşılaşması gerektiği
görülmektedir. Bu dönem Türkiye’de söz
konusu karşılaşma 6 yıllık tıp eğitim sürecinin
ilk 3 yılına tekabül etmektedir. Üniversiteler
kendi fiziki yapısına ve öğretim görevlisi
kadrosuna göre bu programın saatini ve
öğretim sürecini planlamalıdır. Öncelikle emek
yoğun bir süreç olduğu için eğitici ihtiyacının
gönüllük esasına göre belirlenmesi ve eğitim
programı başlamadan önce eğiticilerin bir
eğitim sürecine tabi tutulmaları gerekmektedir.
Tıbbi beşeri bilimler eğitici programı, etkili ve
57
başarılı bir hekim olmaya ihtiyaç duyan, temel
insani değerlerini belirlemeyi amaçlayan bir
dizi interaktif konferans ve tartışma şeklinde
düzenlenebilir. Böylelikle eğiticiler tıp ile ilgili
güncel olayları daha iyi takip edebilir, kültür ve
sanatın tıbba etkisini anlayabilirler. Eğiticilerin
farklı disiplinlerden olması tartışmaları
zenginleştirir ve birbirlerinin bakış açısını
geliştirebilir. Tıbbi beşeri bilimler içerisinde
öğrendiklerini başkalarına aktarabilir ve
kendilerini kutunun dışın da düşünmeye ve bir
ömür boyu öğrenmeye adayabilirler.
Sonuç olarak, günümüzde hekimlerin hastalıklar
karşısında daha az çaresiz olduğu ancak
hastaların çare bulma çığlıklarını çoğu kez
duymadıkları kısacası güçlü olmalarına rağmen
etraflarına karşı sağır oldukları söylenebilir.
Bu nedenle insancıl yönü de olan bir eğitim
belki tedavisi olmayan (olamayan) bir hastayı
iyileştiremez ama hekimi hasta karşısında daha
donanımlı hissettirir. Yani tıbbi beşeri bilimler
hekimlerin sağırlığını giderip, daha donanımlı
hale getirebilir.
Bülteni, 27-29.
7.Lieberman J, S. M. (1995). Practicing
Biopsychosocial Medicine. D. Rakel içinde,
Textbook of Family Practice (s. 55-61).
Philadelphi.
Kaynakça
1. Panda, S. C. (2006). Medicine: Science or
Art? Mens Sana Monogr., 127-138.
11.Ousager, J. J., H. J. (2010). “Humanities in
undergraduate medical education: a literature
review.”. Academic Medicine, 988-998.
2. Arnott, R. (2001). Proposal for an academic
Association for Medical Humanities. Medical
humanities , 104-105.
3. VİKİPEDİ ÖZGÜR ANSİKLOPEDİ.
(2016, Ekim). https://tr.wikipedia.org/wiki/
Be%C5%9Feri_bilimler: https://tr.wikipedia.
org/wiki/Ana_Sayfa adresinden alındı.
12. ELÇİN, M. (2007). Tıpta İnsan Bilimleri
Programlarının Geliştirilmesine İlişkin Görüşler.
Ankara, Türkiye: Hacettepe Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü Eğitim Bilimleri Anabilim
Dalı Eğitim Programları ve Öğretim Yüksek
Lisans Programı.
4. AKTURA, B. (2010). Tıpta İnsan Bilimleri.
http://www.istanbul.edu.tr/itf/halksagligi/
Tiptainsanbiimleri.ppt. adresinden alındı.
5. Yeşim UNCU, M. A. (2004). Sağlığa
Biyopsikososyal
Yaklaşım.
AİLE
DOKTORLARI İÇİN KURS NOTLARI (s. 7379). içinde Ankara: SağlıkBakanlığı.
6. SEZGİN, D. (2013). Tıbbileştirme . Toraks
Tıp Eğitimi Dünyası / Mayıs-Ağustos 2017 / Sayı 49
8. Ben-Sira, Z. (1976). The function of the
professional’s affective behavior in client
satisfaction: a revised approach to social
interaction theory. Journal of Health and Social
Behavior , 3-11.
9. Scarpaci J, L. (1988). Help-Seeking Behavior,
Use, And Satisfaction Among Frequent Primary
Care Users In Santiago De Chile. Journal Of
Health And Social Behavior, 199-213.
10. Ross, C. E., R.S.D. (1982). Returning To The
Doctor: The Effect Of Client Characteristics,
Type Of Practice, And Experiences With Care.
Journal of Health and Social Behavior, 119-131.
13. Boudreau, J. D., A.F. (2015). “The
humanities in medical education: ways of
knowing, doing and being.” . Journal of Medical
Humanities, 321-336.
14. Bleakley, A. (2015). Where do the medical
humanities come from and where are they
going?. A. Bleakley içinde, Medical Humanities
and medical education: how the medical
humanities can shape better doctors. (s. 12-39).
New York: Routledge.
58
15. Evans, H. M., M.J. (2004). Should medical
humanities be a multidisciplinary or an
interdisciplinary study? Medical Humanities,
1-4.
16. Spike, J. P. (2003). Developing a Medical
Humanities Concentration İn The Medical
Curriculum At The University Of Rochester
School Of Medicine And Dentistry, Rochester,
New York, USA. Academic Medicine, 983-986.
17. Mehmet Ali Gülpinar, M. A., İ.U. (2009). “A
course,‘The Human in Medicine’, as an example
of a preclinical medical humanities program: a
summary of 7 years.” . Medical teacher, 469476.
med.ege.edu.tr/e-ogrenme/ adresinden alındı.
24. İÜTF. (2017, 02 20). Seçmeli
Dersler.
İstanbul
Üniversitesi
Tıp
Fakültesi:
http://istanbultip.istanbul.edu.
tr/ogrenci/wp-content/uploads/2014/08/
D%C3%B6nem-1-2-3-Se%C3%A7meliD e r s - Ta n % C 4 % B 1 t % C 4 % B 1 m Kitap%C3%A7%C4%B1%C4%9F%C4%B1.
pdf adresinden alındı.
25. AÜTF. (2017, 01 05). Seçmeli Dersler.
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Seçmeli
Dersler: http://www.medicine.ankara.edu.tr/wpcontent/uploads/sites/31/2013/06/2016-2017secmeli-dersler.pdf adresinden alındı.
18. Pemra C. Ünalan, S. K. , S.Ç.,
A.U.,M.A.,Ö.S., M.A.G. (2006). “Temel
Hekimlik Uygulamalarının Öğretilmesi İçin Bir
Program Modeli: Klinik Uygulamalara Giriş.
Tıp Eğitimi Dünyası, 10-16.
19. Evans, M. (2002). Medicine, philosophy,
and the medical humanities. . Br J Gen Pract,
447-449.
20. Bleakley, A. (2015). Evaluating the impact
of medical humanities provision. A. Bleakley
içinde, Medical humanities and medical
education: how the medical humanities can
shape better doctors. (s. 206-228). New York:
Routledge.
21. Selim ALTAN, S. R., S.Ç. (2013). Tıp
Fakültesi Klinik Öncesi Eğitim Almakta Olan
Öğrencilerin Tıp Etiği Konusundaki Bilgi
Düzeyler. Fırat Tıp Dergisi, 109-116.
22. Martyn Evans, D. G. (2001). A renaissance
for the ‘sense of wonder’? Med Ethics: Medical
Humanities, 27.
23. EÜTF. (2016, 12 15). Özel Çalışma Modülü.
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi: https://okm.
Tıp Eğitimi Dünyası / Mayıs-Ağustos 2017 / Sayı 49
59