Books by Muhammet TARAKCI
Protestanlıkta Sakramentler, 2012
İbadetler ve dinî uygulamalar dinlerin pratik boyutunu oluşturur. Hıristiyanlık söz konusu olduğu... more İbadetler ve dinî uygulamalar dinlerin pratik boyutunu oluşturur. Hıristiyanlık söz konusu olduğunda, sakramentler en önemli dinî pratikler olarak karşıma çıkmaktadır. Katolikler ve Ortodokslar yedi sakrament kabul ederken, Protestanlar sadece vaftiz ve evharistiyayı sakrament olarak görmektedirler. Bu kitapta vaftiz ve evharistiyanın yanı sıra, Protestanlarca sözde sakramentler şeklinde adlandırılan diğer beş uygulama (konfirmasyon, günah itirafı, yağlama, rahip takdisi ve nikâh) tarafsız bir gözle incelenmektedir. Bahsi geçen her bir uygulamanın anlamı, önemi ve tarihî gelişimi verildikten sonra, Protestanlar ve Katolikler arasındaki görüş farklılıklarına yer verilmektedir. Ayrıca, sakramentler konusunda Protestan yazarların birbirlerine yönelttikleri eleştiriler de konu edinilmektedir. Son olarak, Katoliklerin ve Ortodoksların sakrament kabul ettiği beş uygulamayı Protestanların reddetme gerekçeleri açıklanmaktadır.
Bu kitap, Bursa'da Ekim 2007 yılında yapılan Uluslararası Katılımlı İbn Hazm Sempozyumu'nun bildi... more Bu kitap, Bursa'da Ekim 2007 yılında yapılan Uluslararası Katılımlı İbn Hazm Sempozyumu'nun bildiri ve müzakerelerinden oluşmaktadır. Felsefe, kelam, fıkıh, dinler tarihi ve diğer görüşleri olmak üzere beş bölümden oluşan kitap, yirmi sekiz tebliğ metnini ve on sekiz müzakereyi içermekte; Prof. Dr. Süleyman Uludağ'ın değerlendirmesiyle sona ermektedir...
İslâm hakkında size her şeyi söyleyecek bir kaynak olarak tek bir kişiyle sınırlandırılma durumunda kalsaydınız, tercihiniz İbn Hazm olurdu. O, her alanda bilgi sunar, bizatihi kendisi bir ansiklopedidir; fakat ansiklopediden farklı olarak, İbn Hazm sıkıcı özetler değil, ilginç detaylar verir. O edip ve şair, fakîh ve tarihçi, rasyonalist ve ilâhiyatçı, gelenekçi, filozof ve ahlâk ilmi uzmanı, mantıkçı ve muallim, eğitimci, teorisyen, fizikçi ve soy bilimci, biyografi ve otobiyografi yazarıdır. (Prof. Dr. Muhammed Ebû Leyle)
İslâm tarihinin ilk beş asırlık dönemi boyunca İslâm tarihçileri arasında yazdıklarında tarihî eleştiriyi onun kadar kullanan birini görmediğimi burada belirtmeliyim (Prof. Dr. Abdülhalim Uveys)
İbn Hazm'a Orta Çağ'ın en büyük düşünür ve şairlerinden herhangi birinin emsali olarak bakılabilir. Şayet eserlerini Latince ya da Yunanca yazmış olsaydı, adı Dante ya da St. Thomas Aquinas kadar iyi bilinirdi (Claudio Sánchez-Albornoz)
İbn Hazm'ın Milel ve'n Nihal'i, kendisine özgü bir bakış açısıyla, İslâm kelâmının mükemmel bir anlatımıdır ve sırf üslûbu bakımından, Arap literatürünün olağanüstü bir eseri olarak görülebilir.
-Israel Friedlaender-
(Tanıtım Bülteninden)
Türkçe
880 s. -- 2. Hamur-- Ciltsiz -- 16 x 24 cm
İstanbul, 2010, 1. Basım
ISBN : 9786055623456
Rivayete göre, arkadaşları, iri cüssesiyle bir köşede sessiz sessiz duran St. Thomas'a "suskun ök... more Rivayete göre, arkadaşları, iri cüssesiyle bir köşede sessiz sessiz duran St. Thomas'a "suskun öküz" veya "aptal öküz" (dumb ox) diye takılırlarmış. Hocası Albertus Magnus bu isimlendirmeyi duyunca, "Bir gün o öküzün bağırtıları bütün dünyayı kaplayacak" diyerek bir öngörüde bulunmuş. Gerçekten de, Aquinas'ın düşüncesi ve yaklaşımı sonraki dönemlerde yaygınlık kazanmış ve geniş kitlelerce benimsenmiştir. Thomist eğilimin günümüzde, Aquinas'ın kendi döneminden bile daha etkin olduğunu söylemek mümkündür.
Ortaçağ Batı düşüncesinin en önemli isimlerinden biri olan St. Thomas Aquinas, felsefe ile dini, akıl ile vahyi, Grek felsefesiyle Hıristiyan inancını uzlaştırmaya çalışan bir Kutsal Doktrin uzmanıdır. Bu sebeple, Aquinas, düşünce tarihi içinde, Ortaçağ Felsefe Tarihi, Hıristiyan Teolojisi, Hıristiyan Felsefesi, Din Felsefesi ve Dinler Tarihi'nin kesiştiği bir noktaya yerleştirilebilir.
Kitapta, Tanrı'nın varlığının kanıtlanması, Tanrı'nın tikelleri bilmesi alemin ezeliliği, kötülük problemi, mutluluk, kader, teslis, enkarnasyon, sakramentler, eskatoloji.. gibi konular ayrıntılarıyla incelenmekte; ayrıca, Aquinas'ın diğer felsefi görüşlerine de yer verilmektedir.
Yahudilikte ve Hıristiyanlıkta Vahiy Anlayışı, 2008
Theses by Muhammet TARAKCI
Apoloji belli bir saldırı karsısında Hıristiyan inancını savunmak anlamına gelir.
Tezimiz, Aziz T... more Apoloji belli bir saldırı karsısında Hıristiyan inancını savunmak anlamına gelir.
Tezimiz, Aziz Thomas Aquinas’ı bir apoloji yazarı olarak ele almakta ve aşağıdaki sorulara cevap bulmaya çalışmaktadır: Roma Katolik Kilisesi’nin en büyük düşünür ve teologlarından biri olan Aquinas kendi dinini nasıl görmektedir? Hıristiyanlığı akılla nasıl uzlaştırmaktadır? Hıristiyanlığı diğer dinlere, özellikle de İslâm’a karşı nasıl savunmaktadır? Tezimiz, bu soruların cevaplarını bulmak suretiyle, en önemli düşünürlerinden biri aracılığıyla Hıristiyanlığın öğrenilmesini mümkün kılmaktadır. Başka bir deyişle, tezimiz bir Hıristiyan’a kendisi ve dini hakkında konuşma fırsatı vermektedir.
Kendisini teolog ya da Kutsal Doktrin uzmanı olarak gören Aquinas Tanrı’yla ilgili konuları ikiye ayırmaktadır: Tanrı’nın varlığı, isimleri, birliği, yaratma, ruhun ölümsüzlüğü ve Tanrı’nın dünyayı yönetmesi gibi bazı konular akılla açıklanabilir. Teslis, enkarnasyon, sakramentler ve eskatolojik meseleler ise akılla anlaşılıp açıklanamayacak meseleler arasındadır. Tezimiz Tanrı’yla ilgili her iki tür konuyu da incelemeyi amaçlamaktadır.
Tezimiz ayrıca Aquinas ile İslam ve Müslümanlar arasındaki ilişkiyi de ele almakta ve Aquinas’ın apolojetik eseri olan Summa Contra Gentiles’in gerçekten İslâm’a ve Müslümanlara karsı yazılıp yazılmadığını sorgulamaktadır. Ayrıca, Aquinas’ın, İslâm’ı gerçekten bilip bilmediği de incelenmektedir.
Abstract
Apology is a particular defense of the Christian faith with reference to a definite attack. This thesis deals with Saint Thomas Aquinas as a Christian apologist and tries to find answers the following questions: How did Saint Thomas one of the most influential thinkers and theologians of the Roman Catholic Church see his own religion? How did he reconcile Christianity with reason? How did he defend Christianity against other religions, especially against Islam? Answering those questions, this thesis enables to know Christianity through one of its greatest thinkers. In other words, this thesis gives a Christian an opportunity to speak himself and his religion.
Considering himself a theologian or a scholar of sacred doctrine, Aquinas divided divine matters into two: Some can be explained with natural reason such as existence of God, divine names, oneness of God, creation, immortality of soul and God’s providence over the world. On the other hand, trinity, incarnation, sacraments and eschatological matters are among subject matters that can not be understood or explained with natural reason. This thesis aims to explain both those two kinds of divine matters.
This thesis also deals with the relation between Aquinas and Islam or Muslims. It questions whether Aquinas’ apologetic work, Summa Contra Gentiles, was really written against Muslim. In addition, it examines if Aquinas really knew Islam.
Papers by Muhammet TARAKCI
Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2010
Nestorius, who was excommunicated in the first council of the Ephesus while he was the patriarch ... more Nestorius, who was excommunicated in the first council of the Ephesus while he was the patriarch of Constantinople because he believed that the Christ has two persons, was always referred to as the believer of this idea that was attributed to him. As in the cases of the heretics, his books were burnt, so his views were only available in the books of his opponents. When the Syrian translation of his book was discovered, scholars have an opportunity to evaluate his real views afresh. After describing the of Nestorius briefly, this article aims to determine the real Christological view of Nestorius and to evaluate the image the western Christian Church has attributed to Nestorius over centuries in the light of his book The Bazaar of Herakleides.
Ortacag Bati Felsefesi’nin ve Roma Katolik Kilesi’nin onde gelen temsilcilerinden biri olan St. T... more Ortacag Bati Felsefesi’nin ve Roma Katolik Kilesi’nin onde gelen temsilcilerinden biri olan St. Thomas Aquinas, Summa Contra Gentiles isimli bes ciltlik eserinde Hiristiyan olmayanlara karsi kendi dinini savunmaya ve aciklamaya calisir. Bu makale, Hiristiyan apolojilerin tarihi gelisimi ve turleri aciklandiktan sonra, soz konusu eser baglaminda St. Thomas Aquinas’in apolojisini irdelemeyi amaclamaktadir. Bunu yaparken, su temel soruya cevap bulunmaya calisilmaktadir: Summa Contra Gentiles, cok eski bir tarihi rivayetin de isaret ettigi gibi, gercekten Islâm’a ve Muslumanlara karsi mi yazilmistir? Makale, bu soruya cevap bulmaya calisirken, bir yandan genel olarak Hiristiyan apolojileri bir yandan da St. Thomas Aquinas’in apolojisi konusunda bilgiler sunmaktadir
The Islamic quarterly, 2005
The Qur'an contains quite a few verses that criticize the Jews for corrupting the Torah. From... more The Qur'an contains quite a few verses that criticize the Jews for corrupting the Torah. From the very beginning, Muslims have not been able to agree on the content of these accusations in terms of whether they imply the corruption of the text or only of the meaning. Even those who argue the corruption of the text of the Torah are not of the same opinion. Some claim that the whole text is corrupted while the others assert the partial corruption. This article attempts to present the positions of various Muslim scholars on the issue of the corruption of the Torah, aiming to reach a conclusion as to which position is more appropriate to understand the Qur'anic criticism properly.
A small country of Europe in terms of her surface area and population, Kosovo is a multi-faith co... more A small country of Europe in terms of her surface area and population, Kosovo is a multi-faith country where various religions and religious groups live together. A great majority of her population was Christian at the Roman Empire (and Orthodox at the Byzantine time), and Muslim at the Ottoman time and today. Orthodox, Catholic and Evangelical Churches, Judaism and some other religious movements as well as Islam still live in the country. This article, after briefly summarizing the history of Christianity in Kosovo, deals with the relations between Muslims and Catholic, Orthodox and Evangelical churches past and today. It also evaluates the positive and negative aspects of the Muslim-Christian relations in Kosovo, and gives some observations about the future of these relations. Key Words : Kosovo, Muslim-Christian Relations, Interreligious Dialogue, Islam, Catholic Church, Serbian Orthodox Church Oz Yuzolcumu ve nufusu bakimindan Avrupa’nin kucuk bir ulkesi olan Kosova, farkli dinl...
Logos doktrini, Herakleitos, Platon, Stoacilar, Philo ve Yahudi felsefesinde ele alinip tartisild... more Logos doktrini, Herakleitos, Platon, Stoacilar, Philo ve Yahudi felsefesinde ele alinip tartisildiktan sonra, Yuhanna Incili vasitasiyla Hiristiyan teolojisi ve felsefesine de nufuz etmistir. Bu makale, Logos doktrininin tarihi gelisimini kisa bir on bilgi olarak verdikten sonra, Yeni Ahit’te âlem yaratilmadan once var olduklari kabul edilen varliklar (ezeli Mesih, Ruh, Logos) hakkindaki gorusleri ele almaktadir. Makalede ayrica ilk donem Hiristiyan yazarlarin Logos doktrini hakkindaki farkli gorusleri, teslis doktriniyle baglantili bir sekilde tasnif edilerek verilmektedir. Sonuc kisminda bulgular kisa bir ozet halinde sunulmakta ve Logos doktrini ekseninde Hiristiyanlikta felsefe-teoloji iliskileri hakkinda degerlendirmeler yapilmaktadir.
The Islamic Quarterly, 2009
This article aims to achieve three goals. Firstly, having analysed Aquinas' Summa Contra Gent... more This article aims to achieve three goals. Firstly, having analysed Aquinas' Summa Contra Gentiles (SCG) and Reasons for the Faith against Muslim Objections as well as the available Aquinas literature on Islam-Christian relations, it argues that his knowledge about Islam was limited and not based upon primary sources. Secondly, it has long been accepted that St. Thomas Aquinas wrote Summa Contra Gentiles against Islam and Muslims, having a missionary purpose. However, it is our contention that Aquinas levelled his criticism against some of the views of several leading philosophers in the Muslim world and not towards Islamic theology as a whole. Finally, as is well known, Aquinas divided theological matters into two categories; those that can be explained by natural reason such as God's existence, creation, etc. and those that exceed natural reason such as trinity, incarnation, sacrament, etc. The matters that fall in the former category do not conflict with Islam and those that exceed natural reason, according to Aquinas, can only be explained through the Bible. Because the Bible is not binding in the eyes of Muslims, Aquinas' arguments and explanations on these matters seem to fall short in convincing Muslims.
St. Thomas Aquinas, hem Summa Contra Gentiles (Kâfirlere Karsi) hem de Reasons for the Faith Agai... more St. Thomas Aquinas, hem Summa Contra Gentiles (Kâfirlere Karsi) hem de Reasons for the Faith Against Muslim Objections adli eserinde Hiristiyanligi savunmaya ve aklilestirmeye calisir. Her iki eserin de oncelikle Islâm’a ve Muslumanlara karsi yazildigi kabul edilir. Bu makale, ilk olarak, Aquinas’in Islâm’i bilip bilmedigini tartismakta; ardindan da, soz konusu iki eser baglaminda, Aquinas’in apolojisini ve bu apolojinin Muslumanlara karsi yazilan/yazilacak Hiristiyan apolojiler icin bir model olup olamayacagini sorgulamaktadir
Ilahiyat Studies, 2010
This paper introduces the short epistle written by Iskandar ibn A mad as an anti-Christian polemi... more This paper introduces the short epistle written by Iskandar ibn A mad as an anti-Christian polemic. Iskandar identifies himself as "a philosopher from Trabzon," a city in the northeast of modern Turkey. No information about him is available other than this detail. The author of the polemic attempts to confute the basic Christian idea that Jesus Christ is God using biblical verses. As he refers to biblical verses accurately and in Greek (transliterated into the Arabic alphabet), one can be sure that he is very familiar with the New Testament. In addition to the biblical verses, he also uses logical arguments and Qur nic verses to show that Jesus Christ is only a human being. This paper starts with a brief history of Muslim anti-Christian apologetics and polemics in the Ottoman Empire and succinct information about Iskandar ibn mad's epistle. Then, the paper provides the English translation and Arabic text of the epistle. Because the epistle is a unique copy, it is not possible for us to illustrate the differences among copies of the text. However, the footnotes provide biblical and Qur nic references, transliteration of the Greek biblical verses, and the author's mistakes in the usage of Arabic languages.
Özet: Doğudan Batıya, Annemarie Schimmel’in Orient and Occident: My Life in East and West isimli ... more Özet: Doğudan Batıya, Annemarie Schimmel’in Orient and Occident: My Life in East and West isimli otobiyografi kitabının Türkçe çevirisidir. Kitap yedi bölümden oluşmaktadır. Schimmel Almanya’da Marburg, Türkiye’de Ankara ve ABD’de Harvard üniversitelerinde hocalık yapmış; İsveç, Hollanda, İsviçre, ABD, Türkiye, Kuveyt, Bahreyn, Suriye, Ürdün, Mısır, Sudan, Tunus, Fas, Yemen, Suudi Arabistan, İran, Afganisan, Orta Asya, Pakistan, Hindistan, Endonezya ve daha pek çok ülkeyi gezip görmüş ve gezdiği yerlerde meşhur ve önemli kişilerle tanışmıştır. Tasavvuf, İslamî edebiyat ve sanatlarda otorite kabul edilen Schimmel, otobiyografisinde hayatı, gezdiği ülke ve şehirler ve tanıdığı kişiler hakkında dikkat çekici ve ilginç bilgiler vermektedir. Bu tanıtım yazısı aynı zamanda kitabın çevirisinde görülen bazı yanlışlara da işaret etmektedir.
Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2017
A small country of Europe in terms of her surface area and population, Kosovo is a multi-faith co... more A small country of Europe in terms of her surface area and population, Kosovo is a multi-faith country where various religions and religious groups live together. A great majority of her population was Christian at the Roman Empire (and Orthodox at the Byzantine time), and Muslim at the Ottoman time and today. Orthodox, Catholic and Evangelical Churches, Judaism and some other religious movements as well as Islam still live in the country. This article, after briefly summarizing the history of Christianity in Kosovo, deals with the relations between Muslims and Catholic, Orthodox and Evangelical churches past and today. It also evaluates the positive and negative aspects of the Muslim-Christian relations in Kosovo, and gives some observations about the future of these relations.
Ilahiyat Studies a Journal on Islamic and Religious Studies, Aug 6, 2011
The first international symposium on Ibn Ḥazm ever convened, to the best of our knowledge, was he... more The first international symposium on Ibn Ḥazm ever convened, to the best of our knowledge, was held in Spain in 1963 with twenty-five participants. The second such symposium was hosted by the Faculty of Theology, Uludağ University and the Muftiship of Bursa on 26-28 October 2007, in Bursa, Turkey. At the latter symposium, which comprised five sessions, twenty-eight papers and eighteen discourses were presented. The proceedings were published in book form after a delay of three years. Three of the contributions were in English, one was in Arabic, and others were in Turkish. The contributions that were not written in Turkish were published in their original language with a Turkish translation. The work is the fruit of a meticulous editorship and promises to become a significant reference work on Ibn Ḥazm. The proceedings are introduced under the headings of philosophy, kalām, fiqh (Islamic jurisprudence), the history of religions, and other fields.
Yahudilikte Aslî Günah Eleştirisi: Hasday Crescas Örneği, Dec 2016
Christianity teaches that the sin which Adam committed at the Garden of Eden has affected all hum... more Christianity teaches that the sin which Adam committed at the Garden of Eden has affected all human beings. Damaging the perfect relation between God and human, this cardinal sin is supposed to be expiated by a compensation which contains both the divine and human aspects. The required compensation is paid by the way that the Son of God, in accordance with the divine plan, was made flesh (incarnation), dwelt on this world and sacrificed himself. Although the Jewish tradition admits that the sin of Adam has some effects on human beings, it rejects the idea that the original sin contaminates all human beings, and that God saves humanity from its effects by becoming man. Thus, the criticism of the doctrine of the original sin is the second most prominent theme after that of trinity, in the anti-Christian polemics authored by Jewish scholars. After briefly summarizing the Jewish perspective on the sin of Adam, and the Christian teaching of original sin, this article deals with the criticism of the doctrine of the original sin raised by Hasday Crescas (d. 1410), a famous Jewish thinker and community leader.
Hıristiyanlıkta Logos Doktrini, 2011
After doctrine of Logos had been discussed by Heraclitus, Plato, Stoics, Philo and Jewish philoso... more After doctrine of Logos had been discussed by Heraclitus, Plato, Stoics, Philo and Jewish philosophers, it is transferred to the theology and philosophy of Christianity via the Gospel of John. In this article, first, some brief information about historical background of the doctrine has been given. Then, the beings that have been existed before the universe created (Eternal Messiah, Holy Spirit and Logos) in the New Testament were also examined. In this paper, the ideas of early time Christian theologians about the doctrine of Logos and its relation between the trinity also have been shown by classifying their opinions. In conclusion, our findings are presented as a summary and some assessments have been done on the relations of philosophy and theology in Christianity in terms of the doctrine of Logos.
Uploads
Books by Muhammet TARAKCI
İslâm hakkında size her şeyi söyleyecek bir kaynak olarak tek bir kişiyle sınırlandırılma durumunda kalsaydınız, tercihiniz İbn Hazm olurdu. O, her alanda bilgi sunar, bizatihi kendisi bir ansiklopedidir; fakat ansiklopediden farklı olarak, İbn Hazm sıkıcı özetler değil, ilginç detaylar verir. O edip ve şair, fakîh ve tarihçi, rasyonalist ve ilâhiyatçı, gelenekçi, filozof ve ahlâk ilmi uzmanı, mantıkçı ve muallim, eğitimci, teorisyen, fizikçi ve soy bilimci, biyografi ve otobiyografi yazarıdır. (Prof. Dr. Muhammed Ebû Leyle)
İslâm tarihinin ilk beş asırlık dönemi boyunca İslâm tarihçileri arasında yazdıklarında tarihî eleştiriyi onun kadar kullanan birini görmediğimi burada belirtmeliyim (Prof. Dr. Abdülhalim Uveys)
İbn Hazm'a Orta Çağ'ın en büyük düşünür ve şairlerinden herhangi birinin emsali olarak bakılabilir. Şayet eserlerini Latince ya da Yunanca yazmış olsaydı, adı Dante ya da St. Thomas Aquinas kadar iyi bilinirdi (Claudio Sánchez-Albornoz)
İbn Hazm'ın Milel ve'n Nihal'i, kendisine özgü bir bakış açısıyla, İslâm kelâmının mükemmel bir anlatımıdır ve sırf üslûbu bakımından, Arap literatürünün olağanüstü bir eseri olarak görülebilir.
-Israel Friedlaender-
(Tanıtım Bülteninden)
Türkçe
880 s. -- 2. Hamur-- Ciltsiz -- 16 x 24 cm
İstanbul, 2010, 1. Basım
ISBN : 9786055623456
Ortaçağ Batı düşüncesinin en önemli isimlerinden biri olan St. Thomas Aquinas, felsefe ile dini, akıl ile vahyi, Grek felsefesiyle Hıristiyan inancını uzlaştırmaya çalışan bir Kutsal Doktrin uzmanıdır. Bu sebeple, Aquinas, düşünce tarihi içinde, Ortaçağ Felsefe Tarihi, Hıristiyan Teolojisi, Hıristiyan Felsefesi, Din Felsefesi ve Dinler Tarihi'nin kesiştiği bir noktaya yerleştirilebilir.
Kitapta, Tanrı'nın varlığının kanıtlanması, Tanrı'nın tikelleri bilmesi alemin ezeliliği, kötülük problemi, mutluluk, kader, teslis, enkarnasyon, sakramentler, eskatoloji.. gibi konular ayrıntılarıyla incelenmekte; ayrıca, Aquinas'ın diğer felsefi görüşlerine de yer verilmektedir.
Theses by Muhammet TARAKCI
Tezimiz, Aziz Thomas Aquinas’ı bir apoloji yazarı olarak ele almakta ve aşağıdaki sorulara cevap bulmaya çalışmaktadır: Roma Katolik Kilisesi’nin en büyük düşünür ve teologlarından biri olan Aquinas kendi dinini nasıl görmektedir? Hıristiyanlığı akılla nasıl uzlaştırmaktadır? Hıristiyanlığı diğer dinlere, özellikle de İslâm’a karşı nasıl savunmaktadır? Tezimiz, bu soruların cevaplarını bulmak suretiyle, en önemli düşünürlerinden biri aracılığıyla Hıristiyanlığın öğrenilmesini mümkün kılmaktadır. Başka bir deyişle, tezimiz bir Hıristiyan’a kendisi ve dini hakkında konuşma fırsatı vermektedir.
Kendisini teolog ya da Kutsal Doktrin uzmanı olarak gören Aquinas Tanrı’yla ilgili konuları ikiye ayırmaktadır: Tanrı’nın varlığı, isimleri, birliği, yaratma, ruhun ölümsüzlüğü ve Tanrı’nın dünyayı yönetmesi gibi bazı konular akılla açıklanabilir. Teslis, enkarnasyon, sakramentler ve eskatolojik meseleler ise akılla anlaşılıp açıklanamayacak meseleler arasındadır. Tezimiz Tanrı’yla ilgili her iki tür konuyu da incelemeyi amaçlamaktadır.
Tezimiz ayrıca Aquinas ile İslam ve Müslümanlar arasındaki ilişkiyi de ele almakta ve Aquinas’ın apolojetik eseri olan Summa Contra Gentiles’in gerçekten İslâm’a ve Müslümanlara karsı yazılıp yazılmadığını sorgulamaktadır. Ayrıca, Aquinas’ın, İslâm’ı gerçekten bilip bilmediği de incelenmektedir.
Abstract
Apology is a particular defense of the Christian faith with reference to a definite attack. This thesis deals with Saint Thomas Aquinas as a Christian apologist and tries to find answers the following questions: How did Saint Thomas one of the most influential thinkers and theologians of the Roman Catholic Church see his own religion? How did he reconcile Christianity with reason? How did he defend Christianity against other religions, especially against Islam? Answering those questions, this thesis enables to know Christianity through one of its greatest thinkers. In other words, this thesis gives a Christian an opportunity to speak himself and his religion.
Considering himself a theologian or a scholar of sacred doctrine, Aquinas divided divine matters into two: Some can be explained with natural reason such as existence of God, divine names, oneness of God, creation, immortality of soul and God’s providence over the world. On the other hand, trinity, incarnation, sacraments and eschatological matters are among subject matters that can not be understood or explained with natural reason. This thesis aims to explain both those two kinds of divine matters.
This thesis also deals with the relation between Aquinas and Islam or Muslims. It questions whether Aquinas’ apologetic work, Summa Contra Gentiles, was really written against Muslim. In addition, it examines if Aquinas really knew Islam.
Papers by Muhammet TARAKCI
İslâm hakkında size her şeyi söyleyecek bir kaynak olarak tek bir kişiyle sınırlandırılma durumunda kalsaydınız, tercihiniz İbn Hazm olurdu. O, her alanda bilgi sunar, bizatihi kendisi bir ansiklopedidir; fakat ansiklopediden farklı olarak, İbn Hazm sıkıcı özetler değil, ilginç detaylar verir. O edip ve şair, fakîh ve tarihçi, rasyonalist ve ilâhiyatçı, gelenekçi, filozof ve ahlâk ilmi uzmanı, mantıkçı ve muallim, eğitimci, teorisyen, fizikçi ve soy bilimci, biyografi ve otobiyografi yazarıdır. (Prof. Dr. Muhammed Ebû Leyle)
İslâm tarihinin ilk beş asırlık dönemi boyunca İslâm tarihçileri arasında yazdıklarında tarihî eleştiriyi onun kadar kullanan birini görmediğimi burada belirtmeliyim (Prof. Dr. Abdülhalim Uveys)
İbn Hazm'a Orta Çağ'ın en büyük düşünür ve şairlerinden herhangi birinin emsali olarak bakılabilir. Şayet eserlerini Latince ya da Yunanca yazmış olsaydı, adı Dante ya da St. Thomas Aquinas kadar iyi bilinirdi (Claudio Sánchez-Albornoz)
İbn Hazm'ın Milel ve'n Nihal'i, kendisine özgü bir bakış açısıyla, İslâm kelâmının mükemmel bir anlatımıdır ve sırf üslûbu bakımından, Arap literatürünün olağanüstü bir eseri olarak görülebilir.
-Israel Friedlaender-
(Tanıtım Bülteninden)
Türkçe
880 s. -- 2. Hamur-- Ciltsiz -- 16 x 24 cm
İstanbul, 2010, 1. Basım
ISBN : 9786055623456
Ortaçağ Batı düşüncesinin en önemli isimlerinden biri olan St. Thomas Aquinas, felsefe ile dini, akıl ile vahyi, Grek felsefesiyle Hıristiyan inancını uzlaştırmaya çalışan bir Kutsal Doktrin uzmanıdır. Bu sebeple, Aquinas, düşünce tarihi içinde, Ortaçağ Felsefe Tarihi, Hıristiyan Teolojisi, Hıristiyan Felsefesi, Din Felsefesi ve Dinler Tarihi'nin kesiştiği bir noktaya yerleştirilebilir.
Kitapta, Tanrı'nın varlığının kanıtlanması, Tanrı'nın tikelleri bilmesi alemin ezeliliği, kötülük problemi, mutluluk, kader, teslis, enkarnasyon, sakramentler, eskatoloji.. gibi konular ayrıntılarıyla incelenmekte; ayrıca, Aquinas'ın diğer felsefi görüşlerine de yer verilmektedir.
Tezimiz, Aziz Thomas Aquinas’ı bir apoloji yazarı olarak ele almakta ve aşağıdaki sorulara cevap bulmaya çalışmaktadır: Roma Katolik Kilisesi’nin en büyük düşünür ve teologlarından biri olan Aquinas kendi dinini nasıl görmektedir? Hıristiyanlığı akılla nasıl uzlaştırmaktadır? Hıristiyanlığı diğer dinlere, özellikle de İslâm’a karşı nasıl savunmaktadır? Tezimiz, bu soruların cevaplarını bulmak suretiyle, en önemli düşünürlerinden biri aracılığıyla Hıristiyanlığın öğrenilmesini mümkün kılmaktadır. Başka bir deyişle, tezimiz bir Hıristiyan’a kendisi ve dini hakkında konuşma fırsatı vermektedir.
Kendisini teolog ya da Kutsal Doktrin uzmanı olarak gören Aquinas Tanrı’yla ilgili konuları ikiye ayırmaktadır: Tanrı’nın varlığı, isimleri, birliği, yaratma, ruhun ölümsüzlüğü ve Tanrı’nın dünyayı yönetmesi gibi bazı konular akılla açıklanabilir. Teslis, enkarnasyon, sakramentler ve eskatolojik meseleler ise akılla anlaşılıp açıklanamayacak meseleler arasındadır. Tezimiz Tanrı’yla ilgili her iki tür konuyu da incelemeyi amaçlamaktadır.
Tezimiz ayrıca Aquinas ile İslam ve Müslümanlar arasındaki ilişkiyi de ele almakta ve Aquinas’ın apolojetik eseri olan Summa Contra Gentiles’in gerçekten İslâm’a ve Müslümanlara karsı yazılıp yazılmadığını sorgulamaktadır. Ayrıca, Aquinas’ın, İslâm’ı gerçekten bilip bilmediği de incelenmektedir.
Abstract
Apology is a particular defense of the Christian faith with reference to a definite attack. This thesis deals with Saint Thomas Aquinas as a Christian apologist and tries to find answers the following questions: How did Saint Thomas one of the most influential thinkers and theologians of the Roman Catholic Church see his own religion? How did he reconcile Christianity with reason? How did he defend Christianity against other religions, especially against Islam? Answering those questions, this thesis enables to know Christianity through one of its greatest thinkers. In other words, this thesis gives a Christian an opportunity to speak himself and his religion.
Considering himself a theologian or a scholar of sacred doctrine, Aquinas divided divine matters into two: Some can be explained with natural reason such as existence of God, divine names, oneness of God, creation, immortality of soul and God’s providence over the world. On the other hand, trinity, incarnation, sacraments and eschatological matters are among subject matters that can not be understood or explained with natural reason. This thesis aims to explain both those two kinds of divine matters.
This thesis also deals with the relation between Aquinas and Islam or Muslims. It questions whether Aquinas’ apologetic work, Summa Contra Gentiles, was really written against Muslim. In addition, it examines if Aquinas really knew Islam.
Vahyin Geliş Şekilleri;
Vahye Muhatap Olan Kişiler;
Peygamberlik Sona Erdi mi?;
Peygamberliğin Evrenselliği ve Yerelliği Meselesi;
Kilise Tarihinde Vahiy ve Peygamberlik;
Vahyin Yazılması;
Vahyin Yorumlanması.
Şamanizm, Sâbiîlik, Zerdüştîlik, Maniheizm, Hinduizm, Sihizm gibi dinlerde vahiy ve peygamberlik anlayışı
Mezopotamya’nın çivi yazısı tabletleri kadar eski bir tarihte, kadim dünyanın değişik merkezlerindeki dinî hayatla bağlantılı dinî inanç ve ayinlerine yönelik canlı bir ilgiyi gösteren ve içinde eleştirel değerlendirme ve karşılaştırma unsurları bulunan dokümanlar bulmaktayız. Eski Yunanlılar diğer insanların dinlerini tanıtma ve bunları Yunan dininin ilgili fenomenleriyle karşılaştırma konusunda daha çok ilgili olmuşlar ve bu ilgiyi daha sonra Romalılara devretmişlerdir. Klasik Dönem yazarları arasında dinin kaynağı ve gelişimi konusunda teori geliştirenler bile vardı. Sonraki asırlarda hem Akdeniz’in doğu yakasında hem de daha uzak doğu eyaletlerinde yaşayan kilise yazarları, doğu dinlerine çok daha canlı bir ilgi göstermişlerdir. Bununla birlikte, onların yaklaşımlarının artık büyük ölçüde polemik olarak görülmesi, polemik türü eserlerini yönelttikleri değişik dinlerle ilgili olarak bize verdikleri bilgilerin değerini gölgede bırakmamalıdır. Nitekim bu yazarların hasımlarından yaptıkları bol alıntılar, genellikle, o dönemde yaşayan ama artık yok olmuş bazı dinler hakkında doğrudan sahip olduğumuz yegâne bilgidir.
Zamanı geldiğinde İslâm da bu geleneği devralmıştır. Tıpkı başka dinlerle ilgilenen Hıristiyan yazarların, başlangıçta kendi toplumlarındaki heretik hareketlerle ilgilenmesi gibi, bu alanda çalışan Müslüman yazarlar da başlangıçta Müslüman heretikler olarak adlandırabileceğimiz gruplarla daha çok ilgilenmişlerdir. Makâlâtü’l-İslâmiyyîn adlı eserinde Eş’arî (ö. 953) bile, gayr-i müslim düalistlerin ve Hıristiyan grupların görüşleriyle ilgilenmiştir. Onun, Yahudi ve Hıristiyanların yanı sıra, Hindu ve Zerdüştîlerin öğretilerini çürütmek üzere bir eser yazdığı da bilinmektedir. Basralı Câhız’ın (ö. 869), Kurtubalı İbn Hazm’ın (ö. 1064), Nevbahtî (ö. 912) ve İbn Babûye (ö. 1001) gibi Şiî yazarların başka dinlere ve mezheplere yönelik ilgileri neredeyse tamamen polemik niteliklidir; fakat Ya‘kûbî (ö. 890) ve Mes‘ûdî (ö. 956) gibi tarihçiler arasında, herhangi bir polemik niyet gözetmeksizin çevrelerindeki halkların dinleri hakkındaki bilgileri kaydetme yönünde bir ilgi vardı. Öte yandan, İbnü’n-Nedîm’in (yaklaşık 990) el-Fihrist’i veya Ebu’l-Me‘âlî’nin (ö. 1092) Beyânu’l-Edyân’ı gibi ansiklopedik nitelikli eser yazanların kitaplarında dinlere yönelik ilgi o kadar açıktır ki, yazarların iyi Müslüman olmadıkları şüphesini akla getirmektedir.
Bîrûnî, işte böyle bir geleneğe dayanmaktadır. O, başka dinlere gösterdiği ilgi nedeniyle, sünnî Müslümanların eleştirisine uğramayı ve kendini savunma zahmetine katlanmayı göze almıştı. O, ayrıca, bu alanda Arapça olarak kaleme alınmış önemli bir literatür olduğunu biliyordu ve bu literatürün büyük bir kısmını okumuştu. Kimi zaman bu alandaki bazı seleflerinin eserlerine atıfta bulunur: Meselâ, Bîrûnî’nin söylediğine göre, “İbadet Evleri” üzerine önemli bir eser yazmış ve Avrupa’da Ortaçağ’da Albumaser olarak bilinen büyük gökbilimci Ebû Ma‘şer el-Belhî (ö. 885); Buhara’da 942’de idam edilen ve Keşfu’l-Mahcûb adlı eserinde ruh göçüyle ilgili değişik öğretileri açıklayan İsmailî yazar Ebû Ya‘kûb es-Sicistânî; Budizm hakkında yazan ve bizce meçhul olan Zarkân bu isimlerden bir kaçıdır. Bununla birlikte, Bîrûnî’nin asıl kaynağı, ilgilendiği dinler hakkında önyargısız bilgiler veren, yazdıklarını kanıtlamak için bu dinlerin kutsal metinlerine başvurmaya özen gösteren ve kitaplardan edindiği bilgileri, daima, söz konusu dinlerin mensubu olan sıradan insanlara sorular sorarak tamamlayan Ebu’l-Abbas el-İranşehrî’nin bir eseridir."
Hıristiyan geleneğinden Eski Ahit diye bilinen kitap Yahudiler için yegane Kitabı Mukaddes'tir ve ona Tanah denir. Tanah, Tora [Yasa], Neviim [Peygamberler] ve Ketuvim [Kitaplar] diye üç ana bölümden oluşur. Bu üç metnin ortaya çıkışı, bir araya gelişi, yapıları ve anlattıkları şeyleri niye anlattıkları tam bir muammadır. Tarihin labirenti içinde bir şekilde ortaya çıkmış ve geçen binyıllar içinde belki önceleri yalnızca bir ülkenin, ama sonraları koca bir insanlık ailesinin kaderini etkiler hale gelmişlerdir.
Araştırmacılar yüzyıllardır bu kadim metinlerin satır aralarında dolaşıyor. Tarihin, arkeolojinin, dilbilimin ve edebiyatın yardımıyla çelişkiler, mucizeler, yasalar ve bir dönemin ve dünyanın hayatının tasvirinin görkemli birlikteliği olan bu kutsal kitabın yazarlarının tespiti için ipuçları topluyorlar. Kitabı Mukaddes'i Kim Yazdı? işte derlenen tüm kanıtların ve bu hummalı çalışmanın eksiksiz bir hikayesini sunmaktadır. Giz perdesi aralanacak; sararmış elyazmalarının üzerine hakikatin ışığı düşecek ve siz metinlerin ötesine geçecek, onların gerçekte anlattıkları şeylerin, sahiplerinin kim olduğunun, ne amaçla yazıldıklarının öyküsüne tanık olacaksınız... Sanki bir gölge oyunu izler gibi!
İster vahiy, ister ilahi esin, isterse de dinsel-siyasi bir takım kaygılar sonucu olsun birilerinin bu metinleri kaleme aldığını ve birisinin de onları bir araya getirdiğini biliyoruz. Şimdiki biçimi içinde Kitabı Mukaddes teolojik bir tartışma nesnesi olmaktan öte siyasi bir metin, edebi bir başyapıt ya da insanlığın ilk tarih anlatısı olarak okunabilir. Yapılması gereken şey onun temelini oluşturan metinlerin içinden çıktıkları ortamı, koşulları, dinsel aşamayı ve çekişmeleri öğrenerek bu kitaba yalnızca kutsal bir kitap olmaktan fazlası olan hak ettiği değerleri verebilmektir."