Academia.eduAcademia.edu

Thomas Aquinas ve İslam (Thomas Aquinas and Islam) (in Turkish)

2007, St. Thomas Aquinas ve İslam

St. Thomas Aquinas tried to defend and rationalize Christianity in both of his books; Summa Contra Gentiles and Reasons for the Faith against Muslim Ob­jections. Both books are considered to have been written against Islam and the Muslims. This article, firstly, discusses whether or not St. Thomas Aquinas really knew Islam. It also questions if St. Thomas' apology could be a model for Christian apologies against the Muslims.

marife bilimsel birikim OIZSİDANTALİZM yıl :6 sayı :3 kış 2006 marife bilimsel birikim sahibi ve yazı işleri müdürü Abdülkadir Okumuşlar editör/ editor in chief Kamil Güneş sayı editörü /issue editor Fethi Ahmet Polat yayın kurulu/ editorial board Mehmet Akgül• Seyit Bahçıvan• Ahmet Çaycı• Dilaver Gürer • Hidayet Işık Fikret Karapınar• Muhiddin Okumuşlar• Fethi Ahmet Polat• Adem Şahin Muhammet Tasa• Ahmet Yaman• Cem Zorlu danışma kurulu/ advisory board .. Prof. Dr. H. Yu.us Apaydın (Erc(yes Universiıesi) • Prof. Dr. Ahmet Davudoğlu (Bey�enı Universitesi) Prof. Dr. Izzet Er (Uludağ Unive.sitesi) • Prof. Dr. Hüsamettin Erdem(Selçuk Univetsitesi) Prof. Dr. Mustafa Fayda (Marmara U1Jversiıesi) • Prof. Dr. Mehmet Ali Kapar (Selçuk Universiıesi) Prof. Dr. Mahmut �aya (Isıanbul jniversitesi) • Prof. Dr. Bilal Kuşpınar (Mc G.f11 University) Prof. Dr. Ahmet Onkal (Selçuk Universiıesı) • Prof. Dr. Bila) Saklan (Selçuk Universiıesı) Prof. Dr. Mustafa Tavukçuoğlu (Selçuk Universiıesi) yazışma/ conımunication address Kamil Güneş .. . Selçuk Universitesi Ilahiyat Fakültesi 42090 Meram - Konya / Türkiye +90. 332. 323 82 50 / 327 web: . marife.org • e - mail: [email protected] ww ISSN: 1303-0671 maie hakemli bir dergidir. marife'de yayımlanan yazıların bilim, hukuk ve dil sorumluluğu yazarlarına aittir. Yazıların yayımlanmasına yayın kurulu karar verir. Dergide yayımlanmayan yazılar iade edilmez. Yayımlanması istenilen yazılar, PC/Microsoft Word 97 ve üzeri bir ortamda yazılmış olarak, CD ya da e-mail ile birlikte yazılı iki nüsha halinde (çeviriler orijinal metinleri ile beraber) yazışma adresine gönderilmelidir. Yazarlar, kendilerine daha çabuk bilgi verilebilmesi için elektronik posta adreslerini bildirip, gönderdikleri yazıların takibini [email protected] adresinden yapabilirler. iç düzen/ kapak: Muhiddin Okumuşlar Fiyatı: 12 YTL yıllık abone/ annual subscription Yurt İçi: Kurum 30 YTL• Şahıs 22 YTL Yurt Dışı: Kurum (Institution) 30 $ / 30 €• Şahıs (Individual) 25 $ / 25 € Posta Çeki: Fikret Karapınar 529 98 16 Banka YTL Hesabı: Garanti Bankası Konya Şubesi 419-667 03 79 Abonelik için yazışma: [email protected] baskı & yönetim yeri sebat ofset matbaacılık matbaacılar sitesi. 6. bl. no: 2 Karatay 0332. 342 01 53 / KONYA/ TÜRKİYE ww.sebat.com/ [email protected] TT \\\L .. T?\..T\TA içindekiler/ contents editörden • 5 makaleler SAHTEKARLIGIN TARİHİ BİLİM+SİYASET=ORYANTALİZM 7 HISTORY OF FRAUD: SCIENCE+POLITICS=ORIENTALISM Dücane CÜNDİOGLU• 7 OKSİDANTALİZM BAGLAMINDA AFGANI-ABDUH EKOLÜ THE ECHOL OF AFGANl-ABDUH iN CONNECTION WITH OCCIDENTALISM Mustafa ÖZTÜRK• 43 HANEFİ'NİN OKSİDANTALİZMİ, TEMAŞAYA DEGMEZ BİR TULUAT MIDIR? IS THE OCCIDENTALISM OF HANAFI AN IMPROVISATION NOT DESERVING CONTEMPLATION? Fethi Ahmet POLAT• 71 TAKDİRDEN TAHAYYÜLE: DİNİN KADASTROLAŞMASI VE VARLIGIN ÖTEKİLEŞTİRİLMESİ BAGLAMINDA OKSİDANTALİZMİ YENİDEN DÜŞÜNMEK FROM DESTINY TO IMAGINATION: OCCIDENTALISM RECONSIDERED WITH RESPECT TO CADASTRALIZATION OF RELIGION & OTHERIZATION OF BEING Şevket YAVUZ• 107 ZİHİNSEL BİR PATOLOJİ: MEDENİYET ALGIMIZ AÇISINDAN OKSİDENTALİST SÖYLEMİN İMKANSIZLIGI/KÖKSÜZLÜGÜ AN INTELLECTUAL PATHOLOGY: FROM OUR CIVILIZATi ONAL PERCEPTION THE IMPOSSIBILITY/ROOTLESNESS OF THE OCCIDENTALIST DISCOURCE Muharrem KILIÇ• 123 İSUM'IN ÖTEKİLEŞTİRMEYE MEYDAN OKUMASI VEYA "ONTOLOJİK ÖTEKİ"DEN "VASIFSAL ÖTEKİ" NE İNTİKALİN MACERASI THE CHALLENGE OF THE OUR'AN AGAINST OTHERING OR THE ADVENTURE OF THE TRANSITION FROM ONTOLOGICAL OTHERING TOWARDS ATRIBUTIVE OTHERING Şevket YAVUZ• 135 İSLAM DÜŞÜNCESİNDE BİR ZİHNİYET DÖNÜŞÜMÜ A MENTALITY TRANSFORMATION iN THE ISLAMIC THOUGHT İsmail TAŞ • 1 57 KUR1AN1DA DOCU-BATI VE AYDINLANMANIN KAYNACI EAST AND WEST AND ILLUMUNATION IN THE O UR' AN Ahmet KÜÇÜK • 181 COGRAFYA FELSEFE İLİŞKİSİNE BİR GİRİŞ: GEOFELSEFE GEOPHILOSOPHY: AN INTRODUCTION TO RELATIONSHIP BETWEEN GEOGR APHY AND PHILOSOPHY Hüseyin PALA• 197 St. THOMAS AOUINAS ve iSAM THOMAS AOUINAS AND ISLAM Muhammet TARAKCI• 207 SEYYİD KUTUB'UN BATI'YI OKUMA BİÇİMİ SAYYID OUTB'S WAY OF READING THE WEST Murat KYACAN • 217 DOCU-BATI İKİLEMİNDE BİR OSMANLI ENTELEKTÜELİ AHMET MİTHAT EFENDİ'NİN BATI'YI TANIMA ÇABASINA BİR BAKIŞ A GLANCE AT THE ATTEMPT OF AN OTTOMAN INTELLECTUAL AHMET MITHAT EFENDI TO UNDERSTAND THE WEST IN THE EAST-WEST DiLEMMA Murat AK• 247 XVIII. YÜZYILDA OSMANLI SEFİRLERİNİN AVRUPA ALGISI (KAFİRLERİN CENNETİ) THE EUROPE PERCEPTION OF OTTOMAN AMBASSADORS IN EIGHTEENTH CENTURY Ali DADAN• 269 MÜSLÜMAN VE ÖTEKİ -Tarihsel Perspektiften Bakış­ İmadüddin HALİL/Çev.: Kamil GÜNEŞ• 283 BATIYA KARŞI SAVAŞ lan BRUMA-Avishai MARGALİT/Çev.: Ahmet ÇAYCI• 313 TANRI'NIN GAZABI lan BRUMA-Avishai MARGALİT /Çev.: Ahmet Turan YÜKSEL• 321 HANEFİ'NİN MUDDİME Fİ İLMİ'L-İSTİGRAB'INA ARAP DÜNYASININ CEVABI Yudian WAHYUDI/Çev.: Doğan Kaplan• 341 ORYANTALİZM, OKSİDANTALİZM VE ÖTEKİNİ TANIMAK Stein Tonnesson/Çev.: Necmeddin GÜNEY• 357 araştırma notları DOCU-BATI REKABETİ VE OKSİDANTALİZMİN YÜKSELİŞİ Mehmet AYDIN• 367 OKSİDANTALİZM ÜZERİNE NOTLAR Hilmi YAVUZ + 373 ROGER GARAUDY: BATI ENTEGRİZMİNE DERİN ELEŞTİRİ Sadık KILIÇ• 377 KÜRESELLEŞME SÜRECİNDE İSLAMİ DECERLER Bilal A YBAKAN• 397 ORYANTALİST TARİHÇİLİCE KARŞI OKSİDANTAL TARİHÇİLİK Murat ACARI• 413 soruşturma Yasin AKTAY• 427/İlhan KUTLUER• 437 tez/ kitap/ toplantı nostalji AVRUPA AHVALİNE DAİR RİSALE Sadık Rıfat Paşa• 461 marife, yıl. 6, sayı. 3, kış 2006, s. 207-216 . St. THOMAS AQUINAS ve " ISLAM Muhammet TARAKCI' ÖZET St. Thomas Aquinas, hem Summa Cantra Gentiles (Kairlere Kaş) hem de Reasans far the Faith Against Muslim Objectians adlı eserinde Hıristlyanlığı savun­ maya ve akllleştirmeye çalışır. Her iki eserin de öncelikle İslam'a ve Müslümanlara karşı yazıldığı kabul edilir. Bu makale, ilk olarak, Aquinas'ın İslam'ı bilip bilmediğini tartışmakta; ardından da, söz konusu iki eser bağlamında, Aquinas'ın apolojisini ve bu apolojinin Müslümanlara karşı yazılan/yazılacak Hıristiyan apolojiler için bir mo­ del olup olamayacağını sorgulamaktadır. Anahtar Kelimeler: Aquinas, İslam, Hıristiyanlık, Apoloji, Dinler Tarihi. THOMAS AQUINAS AND ISLAM St. Thomas Aquinas tried to defend and rationalize Christianity in both of his books; Summa Cantra Gentiles and Reasans far the Faith against Mus/im Ob­ jetians. Both books are considered to have been written against Islam and the Muslims. This article, fırstly, discusses whether or not St. Thomas Aquinas really knew Islam. It alsa questions if St. Thomas' apology could be a model ar Christian apologies against the Muslims. Key Words: Aquinas, Islam, Christianity, Apology, Apologetics, History of Relig­ ions. GİRİŞ Havariler döneminden itibaren Hıristiyanlar kendi dinlerini savunmak ve yeni inananlar elde etmek maksadıyla eserler kaleme almışlardır. Bu eserler, genel olarak, polemik ve apolojetik olmak üzere iki kısımda değerlendirilebilir. Polemik eserler, daha ziyade, karşıt din ve akımların görü§lerini çürütmeyi hedef alırken, apolojiler Hıristiyanlığı açıklamayı ve akllleştirmeyi öncelemektedir. Bu açıdan bakıldığında, apolojilerin, Hıristiyanlık hakkında birinci elden bilgi vermesi nede­ niyle, daha açıklaıcı; polemiklerin ise cedelci bir tutum içinde olduğu söylenebi­ lir. • Dr., Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi. [email protected] 208 Muhammet Tarakcı Hıristiyan yazarların ilk dönemlerde Yahudilere ve kafirlere karşı Hıristi­ yanlığı savunmak için apolojiler yazdıkları görülür. Klasik apoloji diye adlandırılan bu dönemin zirve ismi olarak Origen (ö. 254?) gösterilir. Ortaçağ'da Yahudilerin ve kafirlerin yanı sıra, Müslümanlara karşı da apolojiler yazılmıştır. Bu dönemin önemli isimleri, Doğu'da Yahya ed-Dımeşkl (ö. 850?); Batı'da ise Thomas Aquinas'tır (ö. 1274). 754?)1 ve Abdulmesih el-Kindi (ö. Daha sonraki yüzyıllarda Hıristi­ yan apolojiler, Protestanlığa, pozitivizme, evrim teorisine ve din karşıtı akımlara karşı da Hıristiyanlığı savunma görevi üstlenmişlerdir. 2 Papa VI. Innocent'in (ö. 1362), "Onun öğretisi Kutsal Kitap dışındaki bü­ tün öğretilerden daha üstündür"3 diyerek düşüncelerini övdüğü St. Thomas Aquinas, Summa Contra Gentiles (Kafirlere Karşı) adlı eseriyle apoloji tarihinde önemli bir yere sahip olmuştur. Onun, Summa Contra Genti!es'i, Dominiken Tari­ katı'nın başkanlığını da yapmış olan Raymond of Penafort'un (ö. 1275) talebine bir cevap olarak kaleme aldığı yönünde eski bir rivayet vardır. Buna göre, Raymond, misyonerlerin, Müslümanların Hıristiyanlaştırılması için gerekli olan akli silahlarla donatılması için genç meslektaşı Thomas Aquinas'tan bir eser yaz­ masını istemiştir.4 Bu rivayetin doğruluğu son zamanlarda yapılan bazı araştırma­ larda sorgulanmakta ve Summa Contra Gentiles'in gerçekten İslam'a ve Müslü­ manlara karşı yazılmış bir kitap olup olmadığı yönünde tartışmalar yapılagelmektedir. Biz bu tartışmalara daha önceki bir yazımızda5 değindiğimiz için, burada sadece içeriği itibariyle Summa Contra Gentiles'in İslam'dan çok, bazı Müslüman filozofların birtakım görüşlerine karşı yazılmış bir kitap hüviyeti taşı­ dığını belirtmekle yetineceğiz. Aquinas, Antakya'da görev yapan Dominiken tarikatına mensup bir kantorun6 mektubuna cevap olarak kaleme aldığı Reasons for the Faith against Mus­ lim Objections (and one jection of the Greeks and Armenians) adlı, küçük bir risale­ yi andıran eserinde teslis, inkarnasyon, İsa'nın çarmıha gerilmesi (kurtuluş) ve özgür irade (kader) konularını ele almaktadır. Eserden anlaşılabildiği kadarıyla, Antakyalı kantor, Aquinas'a yazdığı mektupta yukarıda belirtilen konularda 1 Yahya ed-Dımeşki'nin İslam hakkındaki görüşleri için bkz. Sahas, Daniel, ]ohn of Damascus on lslam: the Heresy of the Ishmaelites, Leiden 1972; a.mlf., "John of Damascus on Islam, Revisited", Abr­ Nahrain, 23 (1984-1985), s. 104-118; Taşpınar, İsmail, "Doğu'nun Son Kilise Babası Yuhanna ed­ Dımeşki (649-749) ve İslam", M. Ü. İlahiyat Fakültesi Dergisi, 21 (2001/2), s. 23-54. 2 Bkz. Dulles, Avery, A -Iistory ofApologetics, Oregon 1999; Tarakçı, Muhammet, "Hıristiyan Düşünce­ sinde Apoloji ve St. Thomas Aquinas", Uludağ Üniversitesi İlahiyat.Fakültesi Dergisi, c. 14, sayı: 2, Bursa 2005, s. 136-138. 3 Kennedy, D. J., "Thomas Aquinas, St.", Catho/ic Encyclopedia, (Online Edition), http: / /www.newadvent.org/ cathen/ l 4663b.htm (08.08.2005) .. 4 Hood, John Y., The Essential Aquinas, Writings on Philosophy, Religion, and Society, Landon 2002, s. XII; Torrell, Jean-Pierre, Saint Thomas Aquinas (Volume: 1 The Person and His Work), Washington D.C., 1996, s. 105; Dulles, Avery, A History ofApologetics, Oregon 1999, s. 87. 5 Bkz. Tarakçı, Muhammet, "Hıristiyan Düşüncesinde Apoloji ve St. Thomas Aquinas", Uludağ Üni­ versitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, c. 14, sayı: 2, Bursa 2005, s. 143-146. 6 Kantar: Kilisede ilahi söyleyen veya kilise korosunu yöneten kişi. St. Thomas Aquinas ve İslam 209 Müslümanların görü§lerini açıklamış ve Müslümanların bu konularda Hıristiyan­ larla alay ettiklerini belirterek, Hıristiyanlığı savunma konusunda Aquinas'tan yardım istemi§tir. Kantara verdiği cevapta Aquinas, Hıristiyan inanç esaslarının insan aklını a§tığını ve bu nedenle hiçbir Hıristiyanın inanç esaslarını akılla kanıt­ lamaya çalı§maması gerektiğini ifade eder. Ona göre inanç kanıtlanamaz; sadece savunulabilir. Dolayısıyla aklın yapabileceği, yalnızca Katolik inancının yanlı§ olmadığını göstermektir. 7 Bu eseri Summa Contra Genti!es'ten ayıran en önemli özellik, teslis, inkarnasyon ve kurtuluş gibi Hıristiyan dininin temel dogmalarını akılla savunmaya çalı§ması ve Kutsal Kitap cümlelerine çok az yer vermesidir. 8 Halbuki aynı konular Summa Contra Genti!es'te daha çok Kutsal Kitap cümlelerine atıfta bulunularak açıklanmaya çalı§ılır. AQUINAS'IN İSLAM BİLGİSİ Aquinas'ın, İslam'ı bir "mezhep"; Muhammed'i ise §ehevi vaatlerle insanla­ rı yoldan çıkaran bir ki§i olarak gördüğü bilinmektedir. Ona gö re Muhammed, kendisini destekleyecek hiçbir mucize gerçekleştiremediği gibi önceki kitaplarda onun geleceğine ili§kin herhangi bir haber de yer almaz. Aquinas, ayrıca, İslam'ı sadece aptalların inandığı, §iddet ve §ehvetten ibaret bir öğreti olarak değerlendi­ rır: 1 (Muhammed) bedenin bizi sürüklemeye çalı§tığı §ehevi zevklere dayalı vaatlerle insanları yoldan çıkarmıştır. Onun öğretisi, vaatlerine uygun kurallar içermekteydi; şehevi arzuları dizginleyecek hiçbir engel koymamı§tı. Tahmin edilebileceği gibi, §ehvete dü§kün insanlar kendisine itaat etti. Doktrininin ger­ çel.liği ile ilgili olarak (Muhammed'in) getirdiği deliller, sadece çok dü§ük bir algı­ layı§a sahip insanların anlayabilecekleri §eylerdir. Nitekim öğrettiği gerçekler pek çok masal ve büyük hatalarla doluydu. Olağanüstü bir tarzda gerçekle§mi§ ve ilahi ilham aldığını ispat edecek hiçbir mucize gösterememi§t:r. .. Bilakis, Mu­ hammed, ordularının gücü ile gönderildiğini söylemi§tir (ki bu, e§kıya ve zorba hükümdarlarda da eksik olmayan bir özelliktir) . Dahası, akıllı insanlar, yani ilahi ve insani §eyler hakkında bilgi sahibi olan ki§iler, ba§langıcından itibaren kendisi­ ne inanmamı§tır. Ona inanalar ilahi §eyler hakkında tamamen bilgisiz vah§i insanlar ve bedevilerdir. (Muhammed) bu cahil ve vahşi insanlarla §iddet uygula­ yarak insanları kendisine bağlamı§tır. Önceki peygamberlerin ilahi beyanları da kendisinden hiç bahsetmemektedir. Tam ter�ine (Muhammed) , Eski ve Yeni 7 Aquinas, Thomas, "Reasons far the Faith against Muslim Objections (and üne Objection of the Greeks and Armenians) to the Cantor Of Antioch", (trans. Joseph Kenny), Js/amoc hrisıiana, 22 . (1996), s. 33. 8 Aquinas'ın bu eseri ve kantorun Aquinas' a yönettiği soruların arka planı hakkında geniş bilgi için bkz. Reynolds, Gabriel, "Saint Thomas' Islamic Challenge: Reflections on the Antiochene Ouestions", Islam and Chrisıian-Mus/im Relations, 12/2 (2001), s. 161-189; Ellul, Joseph, O.P., "Thomas Aquinas and M\lslim-Christian Dialogue An Appraisal of De Raıionibus Fidei'', Angelicum, 80 (2003), s. 177-200. Muhammet Tarakcı 210 Ahit'teki ifadelerin neredeyse tamamını almış ve kendisine mal etmiştir; onun şeriatını inceleyen herkes bu gerçeği görebilir. Yalanının ortaya çıkmaması için kendisine inananların Eski ve Yeni Ahit'i okumalarını yasaklaması onun adına zekice bir karardı. Bundan dolayı, onun sözlerine iman eden kişilerin aptalca bir inanca sahip oldukları ortadadır."9 Müslümanlara karşı Hıristiyanlığı savunmak amacıyla kaleme aldığı beş ciltlik Summa Contra Gentiles'te Aquinas'ın, İslam hakkında verdiği bilgi yukarı­ daki paragraftaki önyargılı ifadelerden ibarettir. Yine Müslümanlara karşı yazdığı Reason for the Faith against Mus!im Objections . . adlı eserinde de, Hıristiyanların, . Mesih'in, yaşayan Tanrı'nın Oğlu olduğuna inandıklarını açıklayan Aquinas, bu inanç sebebiyle kendilerini eleştiren Müslümanları aptallıkla suçlar. Ona göre, Müslümanlar, zihni ve manevi şeyleri değil, bedensel şeyleri düşünmeye eğilimli­ dirler ve bu eğilimleri nedeniyle, Mesih'in Tanrı'nın Oğlu olması gibi manevi şeyleri anlamaları mümkün değildir.10 Bu değerlendirmeler, Aquinas'ın İslam'ı gerçekten bilmediği; Ortaçağ'da Batı'da oluşmuş İslam algısını ve imajını olduğu gibi kabul ettiği izlenimi vermek­ tedir. Nitekim Aquinas da Müslümanları da içine dahil ettiği kafirler (gentiles) hakkında çok fazla bilgi sahibi olmadığını ifade etmektedir.11 Buna kaqın, onun İslam'ı çok iyi bildiği de zaman zaman iddia edilmektedir. Bu iddiayı savunanlara göre her ne kadar Aquinas doğrudan Kur'�n ve hadise herhangi bir atıfta bulun­ masa da İslam dini hakkında verdiği bilgilerden Kur'an'ı ve bazı İslami öğretileri bildiği sonucu çıkarılabilir. Söz gelimi Aquinas'ın, "Önceki peygamberlerin ilahi beyanları da kendisinden hiç bahsetmemektedir" şeklindeki iddiasından hareketle, onun tebşirat ile ilgili İslami öğretiden haberdar olduğu öne sürülmektedir. Aquinas'ın, poligami ve inananların cennette maddi zevklerle ödüllendirileceğine ilişkin İslami öğretileri de bildiği düşünülmektedir.12 Müslümanların .iddialarına cevap olarak yazdığı Reasons for the Faith against Muslim Objections adlı eserinin girişinde, kendisinden yardım isteyen Antakyalı kantorun yazdıklarını şöyle özet­ ler: · Sarazenler ... "Mesih Tanrı Oğludur" dediğimiz için bizimle alay etmekte; üç tan;ıyı kastetmediğimiz halde, Tanrı'da üç şahıs olduğunu kabul ettiğimiz için � deli olduğumuztlüşünmektedirler. "Tanrı Oğlu olan Mesih, insanlığın kurtuluşu için çarmıha gerilmiştir" dediğimiz için de bizimle alay etmektedirler; çünkü "Tanrı'nın her şeye gücü yetiyorsa, Oğlu'nun sıkıntı çekmesine fırsat vermeden de insanları kurtarabilirdi ya da insanları hiç günah işleyemeyecek bir şekilde 9 Aquinas, Thomas, Summa Contra Centi!es (Bundan sonra SCC şeklinde kısalıı!acakıır), (İngilizce'ye çeviri: A. C. Pegis, J. F. Anderson, V. J. Bourke, C. J. O'neil), Landon 1975, I/6:4. 10 Aquinas, Reasons , s. 33. 11 SCG, I/1:2. 12 Bkz. SCC, IV/83:14. . . . St. Thomas Aquinas ve İslam 211 yaratabilirdi" demektedirler. Onlar, Hıristiyanların "(evharistiya ayininde) sunak­ taki Tanrı'yı yeriz" şeklindeki iddialarını da onların (Hıristiyanlann) aleyhine kullanmaktadırlar: Mesih bir dağ kadar büyük olsaydı bile, şimdiye kadar bitmesi gerekirdi ... Sizin beyanınıza göre . . . hem Sarazenler hem de diğer uluslar Tan­ rı'nın ön-bilgisinin veya kararının insan eylemleri üzerine bir zorunluluk yükledi­ ğine inanmakta ve "Tanrı buyurmadıkça insan ölemez ve günah işleyemez. Herkesin sonu alnına yazılıdır" demektedirler. 1 3 Son iki cümleye dayanarak, Aquinas'ın, İslam'da kader ve takdir anlayışları hakkında bilgi sahibi olduğu iddia edilmektedir. 14 Öyle görünüyor ki, Aquinas'ın İslam'ı bildiğine ilişkin iddialar ve deliller doğrudan Aquinas'ın yazdıklarına değil, onun eserlerinden çıkarılan birtakım yorumlara dayanmaktadır. Yukarıdaki alıntıdan hareketle Aquinas'ın İslam bilgi­ sini ölçmek yanıltıcı olabilir; zira yazarımız burada bir mektuba cevap vermekte ve kendisine gelen mektupta yazan bilgileri tekrar etmektedir. Aynı alıntıya da­ yanarak onun İslam hakkında en temel bazı bilgileri bile bilmediği; sadece mek­ tupta yazılanlarla sınırlı bilgilere vakıf olduğu da öne sürülebilir. Aquinas'ın poli­ gami ve cennetle ilgili İslami öğretilerin farkında olduğu iddiası doğru olmakla birlikte, bu iki konudaki bilginin doğrudan İslami kaynaklardan mı, yoksa o dö­ nemde Batı dünyasında oluşan İslam imajından mı elde edildiği açık değildir. Dahası, haçlı seferlerinden sonra Batı'da pek çok insanın, İslam'ın poligami ve cennet konularına yaklaşımı hakkında bilgi sahibi olduğunu düşünmek de müm­ kündür. Aquinas'ın İslam'ı bildiğini savunanlardan biri olan James Waltz, Summa Contra Genti!es'te Hz. Muhammed ile ilgili olarak söylenen "Önceki peygamberlerin ilahi beyanları da kendisinden hiç bahsetmemektedir" şeklindeki cümleye atıfta bulu­ nur ve bu cümleye dayanarak Aquinas'ın tebşfrat ile ilgili İslami öğretiyi bildiğini savunur. Ancak aynı cümleden hareketle, tebşiratla ilgili iki Kur'an ayetini15 bil­ mediği yorumunu yapmak da mümkün görünmektedir. Zira Summa Contra Gentiles'te Aquinas, yöntem olarak, öncelikle muarızların görüşlerini vermektedir; halbuki yukarıdaki cümlede ne söz konusu iki ayete ne de Müslümanların iddia­ larına yer verilmiştir. Kısaca ifade edilecek olursa, Aqui.as; Kur'an, hadis, İslam tarihi, kelam ve­ ya fıkıhtan herhangi bir alıntı yapmamıştır.. Onun bu tutumuna bakılarak iki farklı yorum yapılabilir: O, ya İslam'ı bir din olarak dikkate değer bulmamış ve bilgisizlikten kaynaklanan bir duyarsızlık tavrı göstermiştir16 -ki Avrupa ve İslam 13 Aquinas, Reasons . , s. 2. 14 Geniş bilgi için bkz. Waltz, James, "Muhammad and the Muslims in St. Thomas Aquinas", The . . Muslim World, 66/2 (1976), s. 88-92. 15 A'raf, 7/157; Saff, 61/6. 16 Daniel, Narman, The Arabs and Mediaeval Europe, Landon 1986, s. 283. 212 Muhammet Tarakcı adlı eserinde Hi§am Cuayyıt Batılı insanın bu tutumunu şöyle özetler: Batı dün­ yanın üzerinde durmakta ve aşağıya bakmaktadır-17 ya da Aquinas, İslam'ı istediği kadar ve istediği şekilde görmüş; bulmak istediği şei aramıştır. Zaten haçlı sefer­ lerinin yapıldığı bir ortamda, dindar bir yazarın öncelikli hedefi, rakip dini doğru bir şekilde öğrenmek değil, başarılı bir şekilde yıpratmak olacaktır. 18 Nitekim tarih boyunca insanların, dinleri konusunda kıskanç bir tavır sergiledikleri de doğrudur: İnsan ne kadar zeki olursa olsun, bir ülkenin geleneklerini ve ekonomisini gözlemlemekle fazilet ve ayıplarıyla bir dini sistemi içten, sempatik bir yaklaşım ve anlayışla gözlemlemek arasında derin bir uçurum vardır.19 Hangi değerlendirme kabul edilirse edilsin, Aquinas'ın İslam hakkında kaynaklara dayanan gerçek bilgilere sahip olmadığı ortaya çıkmaktadır. Onun, 1 143 yılında Latince'ye çevrilen2° Kur'an'ı okuduğuna dair herhangi bir delil yok­ tur. Açıkçası, Narman Daniel'in de ifade ettiği gibi, 21 Aquinas'ın İslam ile ilgili bilgileri, bu dinin, "şiddet" ve "şehvet"ten ibaret olduğu bilgisiyle/önyargısıyla sınırlıdır. Öyle görünüyor ki Aquinas'ın İslam bilgisi kaynaklara değil, Batı'da hakim olan çarpık İslam imajına dayanmaktadır. Argümanlarını yanlış bir İslam imajı üzerine kuran Aquinas'ın veya onüçüncü asrın diğer Hıristiyan yazarlarının Hıristiyanlığı savunan eserleri Müslümanlar üzerinde etkili olmamıştır. Bu dö­ nemin apoloji ve polemikleri tartışmalarda Müslümanları susturmak için işe ya­ ramış olabilir; ancak hiçbir zaman Müslümanların kalplerine girip onları Hıristi­ yanlaştıracak bir etki yapmamıştır. 22 AQUINAS'IN APOLOJİSİVE İSLAM Felsefe ile din arasındaki ilişkiler, Hıristiyan ve İslam düşüncesinde farklı bir gelişim seyri geçirmiştir. Hıristiyan düşüncesinde felsefe, özellikle Augustine ve Aquinas gibi Ortaçağ düşünürlerinin elinde, daima dine hizmet edecek şekilde kullanılmış ve takdir görmüştür. İslam dünyasında ise felsefe özellikle İbn Sina ve İbn Rüşd gibi filozoların bazı görüşleri esas alınarak dışlanmış ve bu filozoflar tekfir edilmişlerdir. Konumuzla ilgili olması bakımından şöyle bir değerlendirme­ de bulunulabilir: Augustine ve Aquinas gibi Hıristiyan düşünürlerin görüşleri çürütüldüğünde, bu aynı zamanda, büyük ölçüde Hıristiyanlığın çürütülmesi anlamına gelir. Halbuki İbn Sina ve İbn Rüşd gibi Müslüman filozofların görüşleri çürütüldüğünde İslam çürütülmüş olmaz; belki bilakis İslam teolojisi teyid edil­ miş olur. Aquinas'ın bu ayırımın farkında olup olmadığını bilemiyoruz. Dolayı- 17 Cuayy1t, Hişam, Avrupa ve İs/dm, (Çev. Kemal Kahraman, v.dğr.), İstanbul 1995 , s. 43. 18 Southern, Richard W., Orta Çağ Avrupasında İslam Algısı, (Çev. Ahmet Aydoğan), İstanbul 2000, s. 50. 19 Cuayyıt, s. 38. 2° Kalın, İbrahim, "Batı'daki İsl.m Algısının Tarihine Giriş", Divdn, sayı: 15, İstanbul 2003/2, s. 8. 21 DanL� PNorman, Islam and ıhe Wesı, ıhe Making of an Jmage, Oxford 1993, s. 169. Ayrıca bkz. Talan, Saracens: Islam in ıhe Medieval Imagination, New York 2002, s. 243. 22 Daniel, The Arabs and Mediaeval Europe, s. 249-250. St. Thomas Aquinas ve İslam 213 sıyla o, Summa Contra Gentiles'i yazarken İslam'ı hedef almış ve İslam'ı çürütmek için kendi döneminde Hıristiyan dünyasını sarmalayan İbn Sina ve İbn Rüşd'ün görüşlerini çürütmenin yeterli olacağını düşünmüş olabilir. Aquinas, Hıristiyan öğretilerini akılla açıklanabilenler ve akılla açıklana­ mayanlar şeklinde ikili bir tasnife tabi tutar. Ona göre Tanrı'nın varlığı, birliği, cüz'iyatı bilmesi, alemi yaratması ve idare etmesi akılla anlaşılabilir hususlardır. Buna karşın teslis, inkarnasyon, sakramentler ve uhrevi meseleler (eskatoloji) aklın sınırlarını aşar. Bu konularda yegane bilgi kaynağı vahiydir. Diğer bir deyiş­ le, burada aklın yapabileceği tek şey, vahyi doğru bir biçimde anlamaktır. Böyle bir ayırım, Tevrat ve İncil'in otoritesini kabul etmeyen Müslümanlara karşı Hıris­ tiyanlığı ikna edici bir şekilde savunmayı mümkün kılacaktır: "(Muhammediler ve paganlar) herhangi bir Kutsal Kitap'ın otoritesini ka­ bul etme konusunda bizimle aynı görüşü paylaşmıyorlar... Muhammediler ve paganlar ne Eski Ahit'i ne de Yeni Ahit'i kabul ederler. Bu sebeple, herkesin kabul etmeye mecbur olduğu akla müracaat etmeliyiz."23 Aquinas, Summa Contra Gentiles'te Hıristiyan öğretilerini mümkün oldu­ ğunca akli veriler ve argümanlarla açıklamaya çalışmakta ve akılla açıklanamaya­ cağını düşündüğü birkaç mesele dışında da bunu başarmaktadır. Bu durumda, Summa Contra Gentiles'in Hıristiyan olmayanlara karşı, özellikle de Müslümanlar gibi Hıristiyan Kutsal Kitap külliyatını kabul etmeyenlere karşı Hıristiyanlık'ı savunmak ve yüceltmek için yazıldığı ortaya çıkmaktadır. Bu noktada, Summa Contra Gentiles adlı eserin bir apoloji modeli olarak İslam'a karşı kullanılıp kullanı­ lamayacağı sorgulanabilir. Başka bir deyişle, Aquinas'ın bu eserde savunduğu düşünceler ve takip ettiği yöntem, Hıristiyanlığı savunm.aya ve Hıristiyanlığın İslam'dan üstün olduğunu göstermeye elverişli ve yeterli midir? Öncelikle ele alınması gereken, Aquinas'ın akılla açıklamaya çalıştığı konu­ lardır. Daha önce de değindiğimiz gibi Tanrı'nın varlığı, birliği, cüz'iyatı bilmesi, alemi yoktan yaratması ve idare etmesi gibi konular, Aquinas'ın eserinde akılla , açıklanmakta ve mevcut haliyle beş cilt olan Summa Contra Gentiles'in ilk dört cildini kapsamaktadır. Burada, örnek oluşturması açısından, Tanrı'nın cüz'iyatı bilmesi ve alemin ezeliliği meseleleri hem Aquinas'ın hem de İbn Sina, Gazzali ve İbn Rüşd gibi Müslüman düşünürlerin yaklaşımıyla sunulacak ve böylece bir karşılaştırma yapma imkanı elde edilecektir. İbn Sina Tanrı'nın tikelleri bilemeyeeğini iddia eder. Ona göre Allah'ın ti­ kelleri düşündüğünü söylemek, O'nun değiştiğini söylemek demektir. Değişim bir harekettir. Halbuki Tanrı mükemmeldir. O'nun mükemmel olması hareketsiz olmasına, hareketsiz olması değişmemesine, değişmemesi de tik.elleri bilmemesine 23 SCG, I/2:3. Muhammet Tarakcı 214 bağlıdır. Bu, Tanrı'nın tikeller konusunda hiçbir bilgisinin olmadığı anlamına gelmez. O, tikelleri, tümellerin bir parçası olması nedeniyle bilir. 24 Gazzall, İbn Sfna'nın bu görüşünü eleştirir ve tikeller bilgisinin Tanrı'da herhangi bir değişiklik meydana getirmeyeceğini savunur. Ona göre, Tanrı her şeyi önceden tam olarak bilir. Filozofların, "bilgi bilende değişikliğe neden olur" şeklindeki yaklaşımını kabul etmeyen Gazzali, bilgi edinme sürecinde bilenin değil, bilinenin değişikliğe uğradığını iddia eder. 25 Gazzal: gibi Aquinas da İbn Sina'yı elqtirerek Tann'nın tikelleri bildiğini ispat etmeye çalışır. Aquinas'a göre varlığın nedeni olan Tanrı, bütün mükemmel­ liklere sahiptir. Tanrı'nın tikelleri bilemeyeceğini söylemek, Tanrı'nın bilgisinin mükemmel olmadığı anlamına geleceği için mümkün değildir. 26 Aquinas, Tanrı'nın tikelleri bilmesini, O'nun, varlıkların nedeni olmasıyla da açıklar: "Etki, nedeni göz önünde bulundurularak, var olmadan önce de bilinebilir. Söz gelimi, gökbilimci göksel hareketlerin düzenlerini düşünmek suretiyle, gele­ cekteki bir güneş tutulmasını önceden bilir.. . Tanrı da bütün diğer şeylerin nede­ ni olan kendisini bilmek suretiyle diğer şeyleri kendisinin eseri olarak bilir. O halde, hiçbir şey T airı'yı, var olmayan şeyleri bilmekten alıkoyamaz. "27 Görüldüğü gibi Aquinas bu konuda İbn S1na'yı eleştirmekte ve Gazzall ile aynı sonuca ulaşmaktadır. Dolayısıyla Aquinas'ın konuyla ilgili görüşleriyle İslam teolojisinin uzlaştığı iddia edilebilir. Bu durum sadece Tanrı'nın tikeller bilgisiyle sınırlı değildir. Alemin ezellliği konusunda da Aquinas'ın görüşleriyle kelam dü­ şüncesinin büyük ölçüde uzlaştığı görülmektedir. Aquinas bir yandan alemin y9ktan yaratıldığını savunurken bir yandan da alemin ezeliliği konusunnda felse­ fe ile din arasında bir uzlaşı zemini bulmaya çalışır. Ona göre ne 1Aıem ezelidir" iddiası, ne de 1Aıem ezeli değildir" iddiası kanıtlanabilir. O, her iki iddiayı da eleş­ tirdikten sonra, alemin ezeli olarak yaratılmış olabileceğini dile getirir. Bu görüşle­ rinde İbn Rüşd'ün ezeli yaratma teorisinin izlerini görmek mümkündür. 28 Kısaca söylenecek olursa, ezell yaratma konusundaki temkinli yaklaşımı bir kenara bıra­ kılırsa, Aquinas'ın yaratmayla ilgili görüşleri İslam ilahiyatı açısından sorun teşkil etmemektedir. Aquinas'ın akılla açıklamaya çalıştığı diğer konularda da (Tanrı'nın sıfatla­ rı, akılların birliği düşüncesinin reddi, ruhun ölümsüzlüğü, ruhun ezeli olmaması, Tanrı'nın alemi yönetmesi, kader, günah çeşitleri vb.) İslam ilahiyatını uzlaştır­ mak mümkündür. Burada sadece, ezeli yaratma ve kurtuluşa ereceklerin ezelden belirlenmesi gibi birkaç husus problemli görünmektedir. Ancak bu sorunlar, 24 Bkz. Altıntaş, Hayrani, İbn Sina Meıafiziğ,; Ankara 1985, s. 68-69; Kutluer, İlhan, İbn Sind Ontolojisinde Zorunlu Varlık, İstanbul 2002, s. 150-164. 25 Gazzal!, Tehdfütü'l-Feldsife, (thk. Süleyman Dünya), Kahire, t.y., s. 213. 26 SCG, 1/65:5. 27 SCG, 1/66:6. Geniş bilgi için bkz. Tarakçı, Muhammet, Sı. Thomas Aquinas, İstanbul 2006, s. 49-59. 28 Geniş bilgi için bkz. Tarakçı, Sı. Thomas Aquinas, s. 68-86. 215 St. Thomas Aquiıas ve İslam Aquinas'ın görüşleriyle İslam ilahiyatı arasındaki ortak noktaları göz ardı etmeyi gerektirecek boyutta değildir. 2 9 Summa Contra Gentiles'te ele alınan ikinci grup konular (teslis, inkarnasyon, sakramentler ve uhrevi meseleler), yukarıda da belirtildiği gibi, akılla açıklanamaz. Aquinas, bu konulan vahyin verilerini esas alarak açıklamaya çalışır ve sürekli olarak Eski ve Yeni Ahit'e atıfta bulunur. Müslümanlar ne Eski Ahit'in ne de Yeni Ahit'in otoritesini kabul etmediklerine göre, Aquinas'ın burada yaptığı açıklamaların, Müslümanlar açısından ikna edici ve anlamlı olması söz konusu değildir. Aquinas'ın diğer eseri Reasons for Faith againsı Mus!im Objections ise teslis, inkarnasyon, kurtuluş gibi Summa Contra Genıiles'te Eski ve Yeni Ahit cümleleri­ ne atıfla açıklanan konulan farklı bir yöntemle ele almakta ve bu konuların akla aykırı olmadığını savunmaya çalışmaktadır. Başka bir deyişle, Hıristiyanlığm en önemli dogmaları olan teslis, inkarnasyon ve kurtuluş gibi konular insan aklı ile savunulmaktadır. Bununla birlikte Aquinas, bu konuların akılla açıklanamayacığını da kabul etmektedir.30 O halde, Reasons for Faiıh . . adlı eserin, . Müslümanlara karşı yazılan bir apoloji/polemik olarak bir model olması mümkün görünmemektedir; zira Aquinas'ın akılla savunmaya ve akllleştirmeye çalıştığı teslis, inkarnasyon ve çarmıh gibi konuları Kur'an'ın öğretileriyle uzlaştırmak mümkün değildir. Aquinas, bu konuları akllleştirmede ne kadar başarılı olursa olsun, yaptığı teşebbüsün Müslümanların zihin ve gönül dünyasında karşılık bulması, yani Müslümanların Kur'an'ı bırakıp Aquinas'ın düşüncelerini kabul­ lenmesi beklenemez. SONUÇ Aquinas, Hıristiyan olmayanlara karşı Hıristiyanlığı savunmalf için kaleme aldığı Summa Contra Gentiles adlı eserde, incelediği konuları akılla açıklanabilenler ve akılla açıklanamayanlar şeklinde ikiye ayırır. Onun bu tasnifinde akılla açıkla­ nabilen konuları, aslında, Hıristiyan teolojisi kadar İslam kelamı da kabul edip benimsemiştir. Dolayısıyla, Summa Contra Gentiles'in ilk dört cildini oluşturan kısmın, Müslümanlara (hatta Yahudilere) karşı Hıristiyanlığı savunma ve üstün gösterme niteliğine sahip olduğu söylenemez. Aquinas'ın tasnifinde ikinci gruba giren ve aklın sınırlarını aştığı için ancak vahyin verilerine müracaat edilerek açık­ lanabilen konular ise Hıristiyanlığm en temel özellikleri olan teslis, inkarnasyon ' � ve sakramentlerdir. Aquinas bu konuları açıklamak için sürekli Eski ve Yeni 29 Joseph Kenny, Summa Conıra Genıiles'in ilk üç kitabı (Tanrı, yaratma ve Tanrı'nın alemi yönetmesi) ile İslam ilahiyatının birbiriyle örtüştüğünü ayrıntılı bir biçimde göstermiştir. Bkz. Kenny, Joseph, Christian-Is!amic Preambles of Faith: An Exercise in Phi!osophy of Re!igion or Kal.m for Our Day: Mode!ed afıer Thomas Aquinas, Summa Conıra Genıi!es, Books I, Council for Research in Values and Philosophy, 1999 (http://ww.crvp.org/book/Series02/I!A-10/contents.htm). Alfred Gullaume ise, St. Thomas Aquinas ile Muhammed b. Abdülkerim eş-Şehristanl arasındaki ortak noktaları tespit etmiştir: Bkz. Gullaume, Alfred, "Christian and Muslim Theology as Represented by al-ShahrastinI and St. Thomas Aquinas", Bul/etin of ılıe School of Orienıal and African Sıudies, 13/3 (1950), s. 551-580. 30 Aquinas, Reasons . , s. 33. . . 216 Muhammet Tarakcı Ahit'e atıfta bulunduğu ve Müslümanların bu kitapları bir otorite olarak kabul etmediği düşünülürse, Summa Contra Gentiles'in "kurtuluş" başlıklı son kitabı da Müslümanlar açısından ikna edici bir nitelik taşımaz. Hatta teslis, inkarnasyon ve sakramentler gibi Hıristiyanlığın en önemli dogmalarının aklın sınırlarını aştığını açıklaması nedeniyle, Summa Contra Gentiles'in, Müslümanların zihninde olum­ suz bir Hıristiyanlık imajı yarattığı/yaratacağı bile iddia edilebilir. Kendisinin de itiraf ettiği gibi, Aquinas, İslam hakkında çok az bilgiye sa­ hiptir. Buna karşın İbn Sfna, Gazzall ve İbn Rüşd gibi Müslüman düşünürlerin görüşlerini bilmektedir. Bu nedenle, yazdığı eser -belki niyeti böyle olmasa da­ İslam'a karşı değil, özellikle İbn Sina ve İbn Rüşd'ün bazı görüşlerine karşı yazıl­ mış bir kitap niteliği kazanmaktadır. Summa Contra Gentiles, yazılma amacını gerçekleştirme, yani Müslümanları Hıristiyanlaştırma noktasında başarısız bir eser olarak değerlendirilebilir. Zira ele aldığı konular ve akll argümanlarla açıkla­ maya çalıştığı konular, zaten İslam ilahiyatında benimsenen konulardı. Ayrıca kendisinin de kabul ettiği gibi İslam hakkındaki bilgisinin sınırlı olması da Aquinas'ın, Müslümanlara karşı bir apoloji yazma amacını gerçekleştirmesine engel olmuştur.31 Gabriel Reynolds'un sonuç olarak ifade ettiği gibi, "St. Thomas Aquinas'ın ... önünde duran görev, belki de onun düşündüğünden daha büyük­ tü."32 Bununla birlikte Aquinas'ın İslam'ı bilmemesi ve Summa Contra Gentiles'in İslam'a ya da Müslümanlara karşı yazılan bir kitap niteliği taşımaması, onun Hıristiyan dogmalarını açıklama çabasını gölgelemez. Summa Contra Gentiles apoloji tarihinin en sistemli ve en kapsamlı eserleri arasındaki yerini yine de ko­ rumaktadır. Nitekim Papa VI. Innocent (ö. 1362), "Onun öğretisi, Kutsal Kitap dışındaki bütün diğer doktrinlerden daha üstündür133 diyerek, Aquinas'ın Hıristiyan teolojisindeki yerini ve önemini açıkça ifade etmiştir. Gerek İbn Sina gibi Müslüman filozoflara yönelttiği eleştiriler, gerekse Hı­ ristiyan teolojisi içinde sahip olduğu önemli mevkii nedeniyle Aquinas'ın, İslam dünyasında İbn Sina veya İbn Rüşd ile değil, Gazzall ile karşılaştırılması daha doğru görünmektedir. Nitekim felsefe ve din ilişkilerinin kırılma noktalarını oluş­ turan Tanrı'nın tikelleri (cüz'iyatı) bilmesi, alemin yaratılması gibi konularda Aquinas ve Gazzali'nin görüşleri büyük ölçüde örtüşmektedir. 31 Bkz. Gullaume, s. 551-552, 579-580. 32 Reynolds, s. 180. 33 Kennedy, D.J., "Thomas Aquinas, St.", Catholic Encyclopedia, http://ww.newadvent.org/cathen/ l 4663b.htm (08.08.2005). (Online Edition),