Papers by Muhammed Resul EROĞLU
Mollalar 2 tarafından ortaya çıkan Ģeriat isteği ve güç düĢüncesi, dönemin ġah yönetiminin Neo-Ġs... more Mollalar 2 tarafından ortaya çıkan Ģeriat isteği ve güç düĢüncesi, dönemin ġah yönetiminin Neo-Ġslamcı politikalarına karĢı irticai bir ayaklanma gerçekleĢtirmiĢtir. Ġran Ġslam Devrimi 3 olarak adlandırılan bu dini ayaklanma, Ġran Ġslam Cumhuriyeti"ni kurmuĢ ve ardından Amerika ile yaĢanılan gerginliklerin doğurduğu sonuçlar, Ġran"ın nükleer silahlanma faaliyetlerinin ve kendisini dünyadan soyutlayacak uluslararası yaptırımların bir nevi habercisi olmuĢtur.
Conference Presentations by Muhammed Resul EROĞLU
Özet
2009 " da başlayan Obama döneminden itibaren inişli çıkışlı bir grafik çizen, ancak yakın d... more Özet
2009 " da başlayan Obama döneminden itibaren inişli çıkışlı bir grafik çizen, ancak yakın döneme nazaran daha mutedil geçen karşılıklı ilişkiler, özellikle Suriye krizi sonrası gergin bir hal almaya başlamıştır. Obama yönetimi ile inişe geçen diplomatik münasebetler, 20 Ocak 2017 " de görevi Donald Trump " ın devralmasıyla birlikte tekrardan gelişim gösterme ihtimalini de beraberinde getirmiştir. Nitekim Türk hükümeti, kendi adına oldukça önem ve vatani meseleler arz eden konularda anlaşamadığı Obama dönemi sonrası sükseli bir formda göreve gelen cumhuriyetçi lider ile Türkiye-ABD ilişkilerinde yeni bir başlangıç yapma kararı da niteliksel olarak karşımıza çıkmaktadır. 20. yüzyıldan bugüne kadar süregelen iki ülke arasındaki diplomatik ilişkiler, dünyada meydana gelen asimetrik savaşlardan doğan siyasi gelişmelerden, dolaylı yoldan bu savaşların tesir ettiği ekonominin yol açtığı uluslararası krizlerden de bir hayli etkilenmiştir. Genelde güçlü bir şekilde devam eden Türk-Amerikan ilişkilerinin şimdi ne olacağı, bu ilişki seyrinin değişip değişmeyeceği de aynı oranda merak edilen bir husustur. Truman Doktrininden Suriye krizine kadar süregelen Türk-Amerikan ilişkilerini tarihsel açıdan ele almayı ve yakın gelecekte gerçekleşmesi öngörülen ihtimalleri objektif biçimde öne sürmeyi hedefleyen bu çalışmada; Türk-Amerikan ilişkilerin tarihsel gidişatına, son dönemde oldukça gerilen ilişkilerin Trump dönemi perspektifinden değişme seyrine göz atılacaktır. Bu doğrultuda gerek ekonomik gerek siyasi boyutta gerçekleşmesi öngörülen mevcut olasılıklar üzerine çeşitli varsayımlar masaya yatırılarak 45. Başkan Donald J. Trump dönemi ışığında Yeni Amerika " nın izleyeceği Suriye politikasına ilişkin birtakım sorular da cevaplanmaya çalışılacaktır. GİRİŞ Türk-Amerikan ilişkileri iki ülke açısından oldukça ehemmiyetli bir husustur. İki müttefik ülkenin çıkarları uzun yıllar örtüşmüş, uzun yıllar aynı doğrultuda süregelmiştir. 1940 " lı yılların sonunda başlayan ve daima inişli çıkışlı grafikler çizen ilişkiler, kimi zaman oldukça ılımlı dönemler geçirmiş, kimi zaman da ilişkiler sertleşmiştir. Müzakereler süreci doğrultusunda iki ülke ilişkileri dünyada meydana gelen gelişmelerden de etkilenmekle beraber, bu etkiler kısa vadede hem tehdit, hem de fırsata dönüşebilmektedir. Genelde güçlü bir şekilde devam eden Türk-Amerikan ilişki seyrinin ne olacağı, bu ilişkilerin değişip değişmeyeceği merak edilmektedir. Bu doğrultuda Truman Doktrininden başlayıp, Suriye krizine kadar süregelen müzakereler hususunda tarihsel bir yolculuğa çıkmayı hedefleyen olan bu çalışma, objektif değerlendirmelerle geçmişten günümüze ışık tutmayı ve Trump " ın izleyeceği politikalar dâhilinde gerçekleşmesi öngörülen muhtemel olasılıkları değerlendirmeyi amaçlamaktadır.
Uploads
Papers by Muhammed Resul EROĞLU
Conference Presentations by Muhammed Resul EROĞLU
2009 " da başlayan Obama döneminden itibaren inişli çıkışlı bir grafik çizen, ancak yakın döneme nazaran daha mutedil geçen karşılıklı ilişkiler, özellikle Suriye krizi sonrası gergin bir hal almaya başlamıştır. Obama yönetimi ile inişe geçen diplomatik münasebetler, 20 Ocak 2017 " de görevi Donald Trump " ın devralmasıyla birlikte tekrardan gelişim gösterme ihtimalini de beraberinde getirmiştir. Nitekim Türk hükümeti, kendi adına oldukça önem ve vatani meseleler arz eden konularda anlaşamadığı Obama dönemi sonrası sükseli bir formda göreve gelen cumhuriyetçi lider ile Türkiye-ABD ilişkilerinde yeni bir başlangıç yapma kararı da niteliksel olarak karşımıza çıkmaktadır. 20. yüzyıldan bugüne kadar süregelen iki ülke arasındaki diplomatik ilişkiler, dünyada meydana gelen asimetrik savaşlardan doğan siyasi gelişmelerden, dolaylı yoldan bu savaşların tesir ettiği ekonominin yol açtığı uluslararası krizlerden de bir hayli etkilenmiştir. Genelde güçlü bir şekilde devam eden Türk-Amerikan ilişkilerinin şimdi ne olacağı, bu ilişki seyrinin değişip değişmeyeceği de aynı oranda merak edilen bir husustur. Truman Doktrininden Suriye krizine kadar süregelen Türk-Amerikan ilişkilerini tarihsel açıdan ele almayı ve yakın gelecekte gerçekleşmesi öngörülen ihtimalleri objektif biçimde öne sürmeyi hedefleyen bu çalışmada; Türk-Amerikan ilişkilerin tarihsel gidişatına, son dönemde oldukça gerilen ilişkilerin Trump dönemi perspektifinden değişme seyrine göz atılacaktır. Bu doğrultuda gerek ekonomik gerek siyasi boyutta gerçekleşmesi öngörülen mevcut olasılıklar üzerine çeşitli varsayımlar masaya yatırılarak 45. Başkan Donald J. Trump dönemi ışığında Yeni Amerika " nın izleyeceği Suriye politikasına ilişkin birtakım sorular da cevaplanmaya çalışılacaktır. GİRİŞ Türk-Amerikan ilişkileri iki ülke açısından oldukça ehemmiyetli bir husustur. İki müttefik ülkenin çıkarları uzun yıllar örtüşmüş, uzun yıllar aynı doğrultuda süregelmiştir. 1940 " lı yılların sonunda başlayan ve daima inişli çıkışlı grafikler çizen ilişkiler, kimi zaman oldukça ılımlı dönemler geçirmiş, kimi zaman da ilişkiler sertleşmiştir. Müzakereler süreci doğrultusunda iki ülke ilişkileri dünyada meydana gelen gelişmelerden de etkilenmekle beraber, bu etkiler kısa vadede hem tehdit, hem de fırsata dönüşebilmektedir. Genelde güçlü bir şekilde devam eden Türk-Amerikan ilişki seyrinin ne olacağı, bu ilişkilerin değişip değişmeyeceği merak edilmektedir. Bu doğrultuda Truman Doktrininden başlayıp, Suriye krizine kadar süregelen müzakereler hususunda tarihsel bir yolculuğa çıkmayı hedefleyen olan bu çalışma, objektif değerlendirmelerle geçmişten günümüze ışık tutmayı ve Trump " ın izleyeceği politikalar dâhilinde gerçekleşmesi öngörülen muhtemel olasılıkları değerlendirmeyi amaçlamaktadır.
2009 " da başlayan Obama döneminden itibaren inişli çıkışlı bir grafik çizen, ancak yakın döneme nazaran daha mutedil geçen karşılıklı ilişkiler, özellikle Suriye krizi sonrası gergin bir hal almaya başlamıştır. Obama yönetimi ile inişe geçen diplomatik münasebetler, 20 Ocak 2017 " de görevi Donald Trump " ın devralmasıyla birlikte tekrardan gelişim gösterme ihtimalini de beraberinde getirmiştir. Nitekim Türk hükümeti, kendi adına oldukça önem ve vatani meseleler arz eden konularda anlaşamadığı Obama dönemi sonrası sükseli bir formda göreve gelen cumhuriyetçi lider ile Türkiye-ABD ilişkilerinde yeni bir başlangıç yapma kararı da niteliksel olarak karşımıza çıkmaktadır. 20. yüzyıldan bugüne kadar süregelen iki ülke arasındaki diplomatik ilişkiler, dünyada meydana gelen asimetrik savaşlardan doğan siyasi gelişmelerden, dolaylı yoldan bu savaşların tesir ettiği ekonominin yol açtığı uluslararası krizlerden de bir hayli etkilenmiştir. Genelde güçlü bir şekilde devam eden Türk-Amerikan ilişkilerinin şimdi ne olacağı, bu ilişki seyrinin değişip değişmeyeceği de aynı oranda merak edilen bir husustur. Truman Doktrininden Suriye krizine kadar süregelen Türk-Amerikan ilişkilerini tarihsel açıdan ele almayı ve yakın gelecekte gerçekleşmesi öngörülen ihtimalleri objektif biçimde öne sürmeyi hedefleyen bu çalışmada; Türk-Amerikan ilişkilerin tarihsel gidişatına, son dönemde oldukça gerilen ilişkilerin Trump dönemi perspektifinden değişme seyrine göz atılacaktır. Bu doğrultuda gerek ekonomik gerek siyasi boyutta gerçekleşmesi öngörülen mevcut olasılıklar üzerine çeşitli varsayımlar masaya yatırılarak 45. Başkan Donald J. Trump dönemi ışığında Yeni Amerika " nın izleyeceği Suriye politikasına ilişkin birtakım sorular da cevaplanmaya çalışılacaktır. GİRİŞ Türk-Amerikan ilişkileri iki ülke açısından oldukça ehemmiyetli bir husustur. İki müttefik ülkenin çıkarları uzun yıllar örtüşmüş, uzun yıllar aynı doğrultuda süregelmiştir. 1940 " lı yılların sonunda başlayan ve daima inişli çıkışlı grafikler çizen ilişkiler, kimi zaman oldukça ılımlı dönemler geçirmiş, kimi zaman da ilişkiler sertleşmiştir. Müzakereler süreci doğrultusunda iki ülke ilişkileri dünyada meydana gelen gelişmelerden de etkilenmekle beraber, bu etkiler kısa vadede hem tehdit, hem de fırsata dönüşebilmektedir. Genelde güçlü bir şekilde devam eden Türk-Amerikan ilişki seyrinin ne olacağı, bu ilişkilerin değişip değişmeyeceği merak edilmektedir. Bu doğrultuda Truman Doktrininden başlayıp, Suriye krizine kadar süregelen müzakereler hususunda tarihsel bir yolculuğa çıkmayı hedefleyen olan bu çalışma, objektif değerlendirmelerle geçmişten günümüze ışık tutmayı ve Trump " ın izleyeceği politikalar dâhilinde gerçekleşmesi öngörülen muhtemel olasılıkları değerlendirmeyi amaçlamaktadır.