aile etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
aile etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

15 Aralık 2024 Pazar

15 Aralık Pazar

Gece az uyudum. 
Dolunay mı desem, rüzgar esti, yağmur yağdı mı desem, her ne ise sebep tilki uykusunda geçti gece.
Bir ara camlara çarpan yağmurun sesini duydum, bir ara rüzgâr vuu vuu esti. Nihayet sabah olmuştur artık  diye düşünürken hava aydınlanamadı. Sadece sabah değil gün boyu kopkoyu bulutlardan yağmur indi şehrin üstüne.

Az önce telefonumun adımsayarına baktım, senenin en az adımını attığım günlerden birini geçirmişim. Şubat'ta bir iki gün Ağustos'ta bir iki gün derken, bir gün önce kızımla "çıkar biraz yürürüz, pasta kahve keyfi yaparız" tasarımımızın tam tersine olarak bir de bugün. 
Pasta kahve keyfi, doğum günüm şerefine olacaktı, soğuk ve yağmur birlikte olunca dışarı çıkıp vakit geçirmeyi yemedi gözümüz.

Gün boyunca arayan, mesaj atan eksik olmadı sağolsunlar. Uzun zamandır sesini duymadığım sevdiklerimden bu vesileyle haber almak günüme keyif kattı. 
Akşamüstü kardeşim ve yeğenim geldiler. Kardeşim ünlü meyve soslu krem muhallebisinden yapmıştı.
Bu senenin dileklerini muhallebi çanaklarının arasına yerleştirilen bir tek mumu üfleyerek tuttum. 



Yaşa göre mum dikmek çocuklukta kaldı,
Dilek mumu üflenmeyi bekliyor.

11 Aralık 2024 Çarşamba

11 Aralık Çarşamba

Uzun bir günün sonundan merhaba ve iyi akşamlar diyeyim.
Sabah hastaneye annemin hematolog kontrolü için gittik, iki ünite kan takviyesi sonunda çıktığımızda acil servis gece mesaisine başlamıştı.
Günün bütün planları alt üst oldu, akşam için canım blue kızlarından aldığım ve çok hoşuma giden nazik davete  yetişemedim, katılamadım. 
Buna da şükür diyelim, çaresiz...



Fotoğraftaki eser gün içinde kırk defa önünden geçtiğim hastanenin ana giriş lobisinden, 
Adı New Born imiş.

8 Aralık 2024 Pazar

8 Aralık Pazar

Bugünlerde zamanımı annem ve kızım arasında dengeli olmaya çalışarak pay ediyorum. Bazen denge menge işe yaramıyor, birinin ihtiyacı ağır basıyor veya öne çıkıyor. 
Bu esnada kendim için ne mi yapıyorum? Bir çeşit gerilla davranışı içindeyim, bu tanım yerinde mi, çok da emin olamadım şimdi. 
Zaman fırsatçısı mı demeli yoksa? İmkan bulduğum her fırsatı kendim için değerlendirmeye çalışıyorum. Blog yazmak okumak mı olur, film seyretmek mi, egzersiz yapmak mı, müzik dinlemek mi, sahile yürümek mi, İngilizce çalışmak mı? Ne denk düşerse...

Dünya gündemini izleyebileyim diye bir haber kaynağına abone oldum. Her sabah maille günün özeti geliyor. Bazı sabahlar o maili açacak zamanı bile bulamıyorum. 
Diğer yandan, bu günlerde gündem o kadar hızla değişiyor ki neler oluyor anlamaya çalışırken, hoop buyurun buradan yakın bu ne demek şimdi, kalakalıyorum.




Akşamüstü yürüyüşünde yolum sahile ulaştı, 
Her zaman döndüğüm yoldan gittim, rotayı tersten tuttum,
Sabahki yağmurdan sonra güneşliydi, deniz üstü biraz pusluydu, 
Açıklarda yelkenli tekneler seyir halindeydi,
Kınalı kadraja girememiş, Burgaz, Heybeli, Büyük adalara merhaba diyebilirsiniz.

5 Aralık 2024 Perşembe

5 Aralık Perşembe

Sabah erkenden yollara döküldüm. Erkenden dediğime bakmayın, sokağa çıktığım saat olan dokuzda okullarda dersler başlamış ve işyerlerinde sabah kahveleri içiliyor oluyor. 
Yağmur yağacak sandım şemsiye aldım, sonra yol boyu başımın üstüne açmadan elimde taşıdım.

Pilates dersinden çıkıp eve yürüdüm. Pastaneye uğradım, annemin yardımcısı R.için pasta aldım, dün doğum günü idi. Bugün kardeşim annemi görmeye geldiğinde hep birlikte çay içtik, pasta kestik. 

Venedik'te, San Marco meydanında verilmiş, nefis bir klasik müzik konserine denk düştüm.  Pek çok popüler, kulak aşinası olduğumuz müzik parçasının çalındığı, söylendiği bir konser.
Şöyle ayağınızı uzatıp keyifle dinlemek isterseniz, link burada. 



Kadıköy'de Beşiktaş motor iskelesinin boş olduğu bir andayız,
Çevrede bir dolu martı uçuşuyor,
Bir tanesi de durmuş denize bakıyor,

4 Aralık 2024 Çarşamba

4 Aralık Çarşamba

Sabah annemin evindeki su tesisatı  tamiri işleri için ustayı beklerken, bugün ne yapsam acaba diyordum; hava yine kapalı, yağmur yine yağar gibi yapıyor, gönlüm olsa da gezdirsem kendisini.

Usta biraz gecikerek geldi, fakat gayet seri çalıştı ve akan rezervuarın iç takımlarını yenisiyle değiştirdi, bir türlü sabitlenemediği için kıpırdayıp duran banyo lavabosunu düzeltti. 

Öğlen saatlerinde dışarıya çıktım. Kararsızlığımı yendim ve bugünü şenlendiren bir hareket yaptım, Kadıköy'de turladım. Günün hikayesi burada.

Akşamüstü apartman kapısını açtım ve elektrik kesildi. İki saate yakın süre gelmedi. Elektrik idaresini aradım (online), kesintiyi bildirdim (online), kısa mesajla bilgi verdiler, sonunda elektrik geldi.



Gurbet kuşlarıma göndermek için çektiğim fotoğraf,
Biliyorum böyle fotoğraflar hem özlem gideriyor, hem hüzün veriyor,

28 Kasım 2024 Perşembe

28 Kasım Perşembe

Dünkü hareketli, iş halletmeli ve  bol indi bindili  günün sonunda dinlenmek hevesiyle eve gelmişken, akşam saatlerinde birden sert rüzgarlar esmeye başladı.

Genellikle kabızlık şikayeti olan anneme, rahatlaması için iki gün önce içinde sinameki de olan bir bardak bitki çayı vermiştim. Sonuçtan memnun kalınca, ertesi gün de aynı çaydan içmek istedi. 
Ve fakat, ertesi gün, bir gün önce içtiğinden farklı olarak bu defa sonuç çok daha etkili olunca, dört beş kez tuvalete gitmesi gerekmiş. Akşam saatlerinde yeniden tuvalet faaliyeti artınca ve bu durum kendisini halsiz düşürünce, haliyle endişelendim.

Huzursuz geçen ve bitkin düşüren bir akşamdan sonra, annem gece çok şükür uyuyabildi, fakat ben tüm geceyi şimdi telefon çalarsa, acil bir durum çıkarsa endişesiyle uykusuz geçirdim.
Sabah eczaneye koşarak, barsak faaliyetlerini düzenlemesi için önerilen bir ilacı aldım anneme verdim. Geceye göre biraz daha iyi olduğunu gördüm, sevindim. Öğlende anacığımı biraz daha iyi gördüm ve öğleden sonra oğluma gönderilecek evrakı postalamak gibi bir iki dışarı işinin peşine düşebildim.

Son iki günde bir kez daha anladım ki yaşlılarda pamuk ipliğine bağlı bir dengecik var ve ona gelecek minnacık bir fiske bile çok sarsıcı olabiliyor.



Ağaçlar dünden, Boğaziçi Üniversitesinin deniz manzaralı yamaçlarından, 
Öndeki meşe ağacına hayran kaldım.

27 Kasım 2024 Çarşamba

27 Kasım Çarşamba

Bugün bir takım bürokratik işler peşinde, İstanbul kazan ben kepçe toplu taşıma araçları çeşitlemesi yaptım, indim bindim, indim bindim...

İşin özeti, oğlumun üniversitesinin öğrenci işlerinden diplomalarının örneklerine aslı gibidir onayı almak sonra kaymakamlığa gidip belgelerin apostil onaylarını yaptırmaktı. 
Bunun için önce oğlum öğrenci işleriyle yazıştı, ben de evdeki dolaptan diplomalarını buldum, kırtasiyede scan ettirdim, oğluma e-postayla gönderdim. Oğlum okula belgeleri gönderdi, işlem için gereken harcı yatırdı. Belgelerin hazır olduğu bilgisi gelince bana Boğaziçi Üniversitesi yolları gözüktü.



Üniversitenin güney kampüsündeki pek bilinen sevilen bölge, rektörlük önündeki çim alan,

Kadıköy metrosu, metrobüsle Zincirlikuyu, Levent'e metro ve oradan BÜ Hisarüstü metrosu derken, bir buçuk saat sonra hedefe ulaştım. Güvenliğe kimlik bıraktıktan sonra, en son oğlumun mezuniyet töreninde yürüdüğüm yollardan geçtim, öğrenci işlerine gittim, evrakı aldım.
Beşiktaş Kaymakamlığı'ndan apostil almak için, önce  Aşiyan finiküleriyle aşağıya sahil yoluna indim, biraz boğazı ve geçen gemileri seyrederek otobüs bekledim, otobüs gelince Beşiktaş'a gittim. 

İşler bitince ver elini Beşiktaş çarşısı ve kızımın tavsiyesiyle gittiğim Karadeniz dönercisi Asım Usta'nın minik dükkanı. Dükkan minik ama takılı döner kocaman ve önündeki tükenmeyen kuyruk upuzun. Bu kadar insan boşuna kuyruk olmuyormuş, gayet lezzetli bir döner yedim.

Beşiktaş'ta kızımla buluştuk, çarşı içinde biraz dolaştık ve vapur saati yaklaşınca Beşiktaş iskelesine koştuk, bizim kıyıya giden vapura bindik.
Kadıköy çarşısında bir iki yere bakıp, Baylan'da ufak bir mola verdikten sonra kendimizi bizim metroya attık ve yorgunluktan esneye esneye evin yolunu ancak bulduk. 


Baylan'ın Kasım ayına özgü balkabaklı vitrinleri, 

24 Kasım 2024 Pazar

24 Kasım Pazar

Arkadaşlarıyla konsere gitmek üzere buluşacak olan kızım, nihayet hazırlandı ve az önce evden çıktı. 
Ne giyeceğim, hangi çorap, hangi ayakkabı, üstüne mont mu giysem diyerek fırtına gibi esti evin içinde. Biz de böyle miydik acaba? 
O ev içi fırtınadan sonra, sahile doğru yaptığı yürüyüşten az önce gelmiş olan bir annenin denize bakarak ve soğuk havayla üşüyerek edindiği sakinlikten eser kalmış mıdır ne dersiniz?

Barış Bıçakçı'nın son kitabı "Dünyaya Yeni Gelen Okurlar İçin"i keyifle okudum. 
Kitabın türü konusunda ısrarcı değilseniz, roman da, şiir kitabı da, öykü de sayabilirsiniz bu metni. Her ne olursa olsun, edebi bir lezzet alarak okunacağı kesin bence.

Günün geleceğe yatırımı, 2025 yılı duvar takvimini ve ajandasını almam oldu. Bu sabah birden aklım başıma geldi, sordum kendime yeni yıla az kaldı hani ajanda, takvim? 
Eskiden, aman takvimde şu ressamın resimleri olsun, yok ajanda böyle yarayışlı olsun diye didik didik ederdim. Bu defa en az gösterişli olanlarını aldım, bitti gitti. 
Nasılsa yılların iyiliği zorluğu duvara asılı takvimin süsüne püsüne bakmıyor, hayat bildiğini okuyor. 



Dünkü havanın yağmuru gitti, soğuğu kaldı geride. 

22 Kasım 2024 Cuma

22 Kasım Cuma

Yağmura ara vermiş güneşli bir günün ardından gelen yeni lodos fırtınasının esip savurduğu bir geceden yazıyorum.

Günlük rutin işlerin akışını hızlandıran bir heyecanımız vardı bugün, kaç zamandır gelmesini beklediğim gecede; Saatleri Ayarlama Enstitüsü'nü izleyeceğiz kızımla. 

Karşıya vakitli geçelim, oyun öncesi bir şeyler yeriz kararına varıyoruz. Kızım ben ısmarlayacağım diyor, çünkü geçici de olsa bir işte çalıştı ve parasını aldı, kutlamalıyız.

Oyun çok etkileyici, izlediğimize değdi, keyfimiz yerinde. Ekmekcikız'da oyun hakkında biraz daha ayrıntı olacak. 

Eve dönüş yolunda metroya ulaşana dek sert rüzgar sersemletiyor, lodos yine çıldırmış.
Metro aktarmasını yapıp tam zamanında son marmaray seferine yetişiyoruz, ohh!

Marmaray'da yıllar önce çalışma hayatından tanıştığım ve sevgiyle andığım K. hanım ve eşiyle rastlaşıyoruz, "seneden bir gün" diye takılıyorum. Geçen sene de bu sıralarda AKM'deki bir konserde rastlaşmıştık, çünkü. 



Oyun öncesi Lütfi Kırdar Salonu girişindeki terastan, lodoslu şehrin ışıklarına doğru bir bakış, 

21 Kasım 2024 Perşembe

21 Kasım Perşembe

Arada iki saat fark olduğu için, sabah oğlumdan "yılın ilk karı" fotoğrafı geldiğinde bizde vakit öğlene yaklaşmıştı ve o sırada  İstanbul'da  lodos fırtınası denizi kabartmış, karada yerlere savurduğu sarı yaprakları kaldırıp tekrar savurmakla meşguldü.
Öğleden sonra başlayan yağmur lodosun hızını biraz kesti, diğer yandan hava birden soğudu.

Rüzgar esip savururken belediyenin temizlik işçileri, ana caddelerdeki  kuru yaprakları yakında yağmur başlamadan önce toplamaya çalışıyorlardı. 
Yağmur başlamadan hemen önce sırayla, ben, kardeşim ve kızım eve ulaştık. Sonrasında yağmur güzel indirdi ve yağdı.

Annemde içtiğimiz çaydan sonra herkes evine dağıldı ve akşamüstü saatlerinde ben biraz dizi seyrettim, kızım biraz uyukladı, bu havada olacağı buydu zira.



Pilates hocamın  ikramı sabah kahvesi ve arka plandaki kar arzulu ambiyans...

19 Kasım 2024 Salı

19 Kasım Salı

Bugün bir dolu koşuşturmanın arasında iki saatlik bir fırsat yarattık ve  kardeşimle Kadıköy PTT önünde buluştuk. Amacımız yeğenimin yeni taşındığı ev için hediye bakmaktı. 
Ablasının avare kasnak oluşunun aksine, düzenli ve disiplinli bir insan olan kardeşim önceden araştırmalarını yapmış ve  gideceğimiz mağazaları belirlemişti. Oradayken bizi başka bir dükkana yönlendirdiler ve böylece daha önceden hiç gitmediğim  Caferağa tarafındaki çarşının dar sokaklarında dolaştık, alış veriş yaptık.
İşimiz bittikten sonra ayrılmadan önce Boğa manzaralı Ankara pastanesinde birer Türk kahvesi içtik, kısa bir keyif yaptık.

Hazır Kadıköy'e gelmişken ve hava güneşliyken biraz daha tadını çıkarayım istedim. Bahariye caddesi boyunca yürüdüm, Süreyya Operası'nda ne konserler, temsiller varmış diye baktım. Moda yönüne doğru devam ettim, neler varmış merakıyla Oyun Atölyesi'nin afişlerine de bir göz attım. 
Her zamankine göre daha sakin olan Kadıköy çarşı içinde biraz dolaştım, Baylan balkabaklarıyla süslü bir vitrin yapmıştı, kestaneciler, kumpirciler malzemelerini hazırlıyorlardı.

Eve dönerken hastaneye uğrayıp  annemin doktoruna sorumu sordum, eczaneye uğrayıp reçeteyi tamamladım ve sonbahar yapraklarıyla hışırtılı mini parkımızdan geçerek eve ulaştım.



Süreyya Operasının ana girişinin sol yanında duran bu heykele daha önce alıcı gözle bakmamıştım.
Heykeltraşının kim olduğunu aradım, ancak doğru bilgiye ulaşabildim mi emin değilim.
Binanın ön yüzündeki rölyefleri ilk Türk heykeltraşlarından İlhan Özsoy yapmış. 
Belki diyorum, bu heykel de ona aittir?

Sonradan ek bilgi:
Vodvil - Neslihan Pala - 2008
 

13 Kasım 2024 Çarşamba

13 Kasım Çarşamba

Evcimen bir gündü, mutfakta geçti çoğu zaman. Karnabahar ve bal kabağı çorbası yaptım.

Öğlende kardeşim annemi görmeye geldi, önceden haber vermişti "çiftlik sütü getireceğim" demişti. Gelen sütü paylaştık annemle, çoğunu aldım ve peynir yapmak üzere kaynattım. 

Önce üstüne çıkan kaymağı aldım. Tekrar kaynattım ve limon suyu, tuz koyarak kestirdim. Tel süzgecin üzerine patiskadan bir temiz bez koydum, kesilen sütü süzdüm ve üzerine ağırlık koydum. 
Kalan peynir altı suyunu tekrar kaynattım ve bu defa içine sirke ekledim bir miktar daha kesildi, onu da başka bir temiz patiskadan süzülmeye bıraktım.
Yarına kadar buzdolabında kalacak ve sonuçta taze peynirimiz olacak.

Annemdeki sütle  sütlaç yapmak işini kardeşim üstlendi.  Denediği ve beğendiği bir tarif varmış, anlatana kadar yaparım dedi, üşenmedi, kalktı sütlacı pişirdi. 

Akşamüstü biraz yürüdüm, hava bulutluydu, eve yaklaşırken yağmur serpiştirmeye başladı.
Keşke daha çok yağsa...



Ne sebeple ise, kesilmiş ağacın kalan gövdesindeki ortak yaşam, 
Yoncalara yuva olmuş gövde.

10 Kasım 2024 Pazar

10 Kasım Pazar

Dün gece annemle dizi seyrediyorduk. Dizi, annemin sevdiği tarzda dramı bol olanlardandı. 
Başından bir ara kızım da bakıyordu, annanesine kim bu, ne oldu başlıklı bir iki soru sordu ve "ayy çok karışık, hadi bana eyvallah" deyip kaçtı. 
Dizinin ortalarında dramatik bir sahnede bir şarkı çaldı, annem şarkıyı çok beğendi "kim söylüyor acaba" dedi. Şimdilerde o bulma işleri iyice kolay, bulurum dedim, googla'a dinlettim buldum.

Sabah kahvaltıda Türk sanat müziği şarkıları açmıştım, annemin aklına dün geceki şarkı geldi. Buldum, dinlettim. Dün akşam daha güzel geliyordu ses, dedi. O kadar olacak haliyle, koca televizyondu o, bu ufacık telefonun sesi.
Buyurun genç sanatçıyı ve şarkısını size de dinleteyim, doğrusu hoşuma gitti, tarzını ozan usulü deyişe benzettim.

Akşamüstü dört hafta sonunun ardından ilk kez bizim sahile kadar indim. 
Sonbaharın iyice hükmünü sürdüğü, poyrazın sert estiği, bulutların güneşi sık sık kapattığı bir akşamüstüydü. 
Sahil yine güzeldi; kumsalın yaz ve güz cıvıltısı ve kalabalığı  yerini sandalyesinde sakince oturup denize bakan bir kaç kişiye bırakmıştı. 



Karşı sahil hiç gözükmüyor, 
Adaları bulutlarla denizin arasındaki ufukta seçebilirsiniz.

9 Kasım 2024 Cumartesi

9 Kasım Cumartesi

Öğlende annemin tedavisini yapan göğüs hastalıkları uzmanında kontrol randevusu vardı. Çok şükür zatürre söndü ancak alerjik astım henüz sürüyor. Umuyoruz ki fazla uzamadan o da sönecek.

Eve dönüşümüzde az sonra küçük dayım annemi ziyarete geldi. Annemin teyze kızı Z. ablamın da yolda olduğu haberini aldık ve annemi onlarla sohbet ederken bıraktık, kardeşim, çiçeğim ve ben yola çıktık. 

Yolumuz uzun, karşıya Topkapı'ya gidiyoruz. Bugün babamın vefat yıldönümü, kabristanı ziyaret edeceğiz. 
Cumartesi ve ara tatilinin ilk günü olunca trafik yükünü almış haldeydi. Ancak Avrasya tünelinden gidince bir saati az geçerek menzile ulaştık. 
Ziyaretimizi tamamladık, dualarımızı ettik ve dönüş yoluna geçtik.

Onca koşuşturmanın arasında fark etmediğimiz açlık hissi dönüşte kendini fena halde hatırlattı. Şehremini'nde bir fırından aldığımız simit, üçgen peynir ve ayranla nefsimizi körlettik. 
Üstüne fırının hemen yanındaki tatlıcıdan aldığımız halka tatlılarını yedik ve ohh karnımız doymuş olarak gelişten daha uzun süreceği gözüken dönüş yoluna koyulduk.



Kabristanın önündeki kocaman parktaki ağaçların sonbahar hallerinin seyrine doyum olmuyordu.

8 Kasım 2024 Cuma

8 Kasım Cuma

 "Bir hız ilen geldi geçti hah hah hah haa!" başlıklı bir günün akşamından melaabaa!

Günün ana başlığı olan pazar alışverişini, sabah anneme nebulizatör ile astım ilacı vermek ve öğlende pilatese gitmek arasına sıkıştırdım.

Öğleden sonra  kızımla mahalle komuşusu / komşu mahalledeki pizzacıda sebzeli pizza paylaştık ve eve dönüşte akşam yemeği için balkabağı çorbası yaptım.

Pizzacının önünden neredeyse beş senedir hemen her caddeye gidiş gelişte geçiyorum. Bir gitsek, bir denesek derken kısmet bu güne oldu, yediğimizden memnun kaldık doğrusu.

Gönül isterdi ki bu akşam AKM'de bir konsere gideyim, biraz müzik dinleyip ruha gıda alayım. Gel gör ki, bu aralar hayaller konser, gerçekler televizyon dizisi bağlamında yaşıyoruz.



Çiçeğim yeni kitaplar almış, içlerinden iki tanesine acele tarafında yeşillendim, 
Elimdeki kitabı bitirince sıradayım.

7 Kasım 2024 Perşembe

7 Kasım Perşembe

Bugün anneme iki ünite kan verildi; her bir ünite kanın verilmesi (yaklaşık 450 ml imiş) iki saat sürüyor, işlem bittikten sonra herhangi bir alerjik reaksiyona karşı tedbiren bir saat beklemek gerekiyor, öncesi hazırlığı filan derken saatler geldi geçti.
Verilen kanlar şifa olsun dileklerimizle hastaneden ayrıldık, eve döndük.



Hastanenin kafesine sandviç, çay kahve almaya giderken bulutlara baktım birazcık.
Rüzgar oldukça sert esiyordu, bulutları hallaç pamuğu atar gibi kabartmıştı.

6 Kasım 2024 Çarşamba

6 Kasım Çarşamba

Sabah -hemen değil bir süre sonra, unutmuşum zira-  ABD seçim sonuçlarına bakarken haydaaa! demişim. Sanki ne olacaktıysa...
Gün içinde kızlarla çocukluğumuzdaki "Ayşegül" serisi kitaplarıyla başlayan muhabbet devam ederken seçim sonuçları da konu oldu elbette ve elden gelen başka şey olmayınca, konuşmalar sonuçlar hakkındaki şakalar komikliklerle devam etti.

Gün kendi akışında biraz alışveriş işleri, biraz yürüyüş, biraz kitap okuma, biraz yarınki hastane randevusuna hazırlık vs ile geçti gitti.

Annemin E-Nabız kayıtlarında neden tüm tahlillerinin görünmediğini anlamaya çalışmak için oraya telefon,  buraya telefon derken bir şeyler öğrendim. İlki kişisel izinlerin görünürlüğe uygun olması gerekiyor, ikincisi işlem yapan kuruluşun bilgi işlem bölümünün tembellik yapmadan bütün veriyi sisteme aktarması gerekiyor.

Ahmet Hamdi Tanpınar'ın Saatleri Ayarlama Enstitüsü'nü dinliyorum. Yıllar önce okumuştum, dinlemek daha keyifli geldi.



Balkonbahçesinin naneleri sabah güneşini görünce parlamaya başlamasın mı? 

5 Kasım 2024 Salı

5 Kasım Salı

Bir hastane gününü daha geride bıraktık. 
Annemin son defa zatürre tedavisi olurken yapılan tahlillerde hemoglobini düşük çıktığı için bir hematologla görüşmemizi tavsiye etmişlerdi.  Bugün o randevunun günüydü. Doktor bazı yeni tahliller istedi, sonuçlar yarın çıkacak,  sonra da gereken tedavi uygulanacak, muhtemelen kan verilecek.

Eve dönerken eve yakın lahmacuncuda bir mola verdik. 
Günün yemek yenebilen her saatinde dolu olan bu mekanın önünden her geçişimizde "bir gün gelelim şuraya, bu kalabalık da neymiş böyle!" diyoruz. 
Bu defa annem kızlarına lahmacun ısmarladı ve dükkanın her daim olmasına hak verdik.  

Akşamüstü kısa bir yürüyüş yaptım. Rüzgar oldukça sert ve soğuk esiyordu, güneşe rağmen üşüdüm, fazla uzatmadan eve döndüm. Ağaçların yaprakları hızla sararıyor ve yerlere dökülüyor; tam sombahar günlerindeyiz.



Fotoğrafın tarihi 5 Kasım 2021, 
Bundan üç sene öncesindeki bir sahil yürüyüşünden,

30 Ekim 2024 Çarşamba

30 Ekim Çarşamba

 
Dün akşamüstü, kızımla daha önceden gidelim dediğimiz bir filmi görmek için buluştuk, CKM'ye gittik.
Böylece, sinema öncesi Cumhuriyet Bayramı fener alayı için caddede toplananları ve sinema çıkışı da o vakte kadar ancak Erenköy'e kadar gelmiş kutlama yürüyüşçülerini görmüş ve bayram coşkusundan nasibimizi almış olduk.

Film, Berlin Film Festivali'nden ödüllü İran filmi  "En Sevdiğim Pastam" idi. Son sahne de akışta bittiğinde boğazımızda düğüm, zihnimizde hüzünlü sorular, anılarımızda hoş bir film kaldı. 

Bugün günlük ev ve sokak işleri bittiğinde üzerime bir yorgunluk çöktü. Ameliyat olan bir arkadaşımı ziyarete gitmek istiyordum, bugünlük erteledim. 
Evde oturup durmuşken bir film izleyeyim dedim. Fakat elim hafif bir film yerine gide gide uzun zamandır izlemek istediğim geçen sene Oscar'ın ödüllüsü  "Zone of Interest / İlgi Alanı" filmine gitti.
Bir belgesel edasıyla sakin sakin hikayesini anlatan bu filmi izlemenin üzerime verdiği ağırlığı anlatmak zor. Şuradaki yazı biraz açıklayıcı olur, okumak isterseniz. 



Bir kaç gündür yolda yürürken duyduğum hoş kokunun sebebinin mevsimi geldi.
Çevredeki bahçelerdeki yenidünya ağaçları çiçek açmaya başladı. 
Kışı gizli saklı geçirip, bahar gelince lezzetli meyvelerini büyütecekler yine. 

29 Ekim 2024 Salı

29 Ekim Salı

Sakin bir bayram günüydü, benim için. 
Kutlamaları annemle evde oturarak televizyondan izledim.
Bir ara gelinciğimle görüntülü konuştuk, evden çalışıyordu. Dün tatilmiş, zira oralıların ulusal bayramı dünmüş.




Yaşasın Cumhuriyet! 101. yılımız kutlu olsun! 
Boğaz kıyısında seyir halindeki yolcu motorundan geçen sene çekmiştim bu fotoğrafı.