Milliyetçilik Araştırmaları Dergisi by Gökberk Yücel
Meşrutiyetten Cumhuriyete Ana Akım Siyasi Partiler (1889-1930), 2020
Milliyetçilik Araştırmaları, 2019
Papers by Gökberk Yücel
Universal Journal of History and Culture
This study examines under which factors of Turkey's ontological security has been formed and how ... more This study examines under which factors of Turkey's ontological security has been formed and how it has been occurred in the early period of the Republic of Turkey. The main claim of the study is that the national identity, the nation-state, and the Republican regime are inseparable and complementary parts of the Turkish ontological security. This study applies the historical analysis method. In the early period of the Turkish Republic which can be deemed as a process of structural and fundamental changes, Turkey's security concept consists of not only border security. The political regime as a continuation of the aim of protecting the Republic's revolutions, including national sovereignty and secularism, and westernization, constituted the prominent factor of Turkish ontological security. Having said that, considering the new geography vision, policies towards Islamic geographies and Central Asia were considered as revisionist and it was aimed that the protection of the status quo both in and outside the country. In accordance with the territorial state model, the Turkish biographical story was reconstructed with the nation-state models as the framework of the national society and the national society itself, and therefore it was accepted as the integral parts of the Turkish ontological security.
Akademik Hassasiyetler, Dec 22, 2020
mutlak iktidar olarak Osmanlı Devleti"nin son dönem siyasetinde sahne almıştır. Bu dönem aynı zam... more mutlak iktidar olarak Osmanlı Devleti"nin son dönem siyasetinde sahne almıştır. Bu dönem aynı zamanda Devletin ontolojik güvenliğine yönelen tehditlerin bertaraf edilmesi adına Türk fikir tarihinde hareketliliklerin yaşandığı sürece tekabül etmektedir. Osmanlıcılık, İslamcılık ve Türkçülük akımları bu fikir hareketlerinin başat unsuru olarak İttihat ve Terakki"nin siyasetinde etkin olmuştur. Tarihsel analiz metodunun kullanıldığı bu çalışmada, İttihat ve Terakki"nin Osmanlıcılık, İslamcılık ve Türkçülük fikirlerini hangi zeminde ve nasıl tatbik ettikleri incelenecektir. Ayrıca Osmanlıcılık, İslamcılık ve Türkçülük akımları Cemiyet politikalarında birbirine tezatlık mı içerdiği yoksa birbirini tamamlayan bir terkibe mi haiz olduğu sorusunun da cevabı aranacaktır. Cemiyetin ideolojik terkibini oluşturan mevzu bahis üç ideolojik akım, "devlet-i ebed müddet" anlayışı zemininde uygulanmıştır. Dolayısıyla her üç siyasî akım "devlet merkezli" olup Osmanlı Devleti"nin farklı bölgelerinde, bölgenin siyasî ve sosyolojik dinamiklerine uygun olarak şekillenmiştir. Bu bağlamda Osmanlı içerisinde bütün unsurların ittihadını öngören Osmanlıcılık fikri ile İslam coğrafyalarında Hanedanı ve Hilafeti Müslümanların siyasî kutbu haline getirmeyi hedefleyen İslamcılık fikri, devletin içerisinde bulunduğu bekâ sorununa çözüm getirmek amacıyla aynı gayeye matuf kılınmıştır. Mamafih Türkçülük ise vatan ve Âli Devlet mottoları doğrultusunda hem iç politikada kitleleri harekete geçirecek milli motivasyon aracı hem de Türk ahalisinin yaşadığı bölgelerde düşman unsurlarını zayıflatma hedefiyle strateji unsuru işlevi görmüştür. Sonuç olarak İttihat ve Terakki siyasetinde her üç ideoloji Osmanlı Devleti"nin ontolojik güvenliğinin merkeze alındığı ve birbirini tamamlayan bir terkibe sahip olmuştur.
Bu calismada, etnik milliyetciliklerin yukselisi baglaminda Kosova’da yasanan etnik catisma ve bu... more Bu calismada, etnik milliyetciliklerin yukselisi baglaminda Kosova’da yasanan etnik catisma ve bu catismanin bolge guvenligine etkisi incelenecektir. Calismada metodolojik olarak, “tarihsel karsilastirmali arastirma yontemi” kullanilacaktir. Kosova sorunun tirmanmasinda ve savas halini almasinda etnik milliyetciligin rolunun ne oldugu ve catisma surecini ve Balkan cografyasinin guvenligini nasil etkiledigi calismanin temel problematigini teskil etmektedir. Bu baglamda, etnik catismalar karsisinda kuresel aktorlerin aldigi pozisyon ve surece iliskin politik tavirlari da calismanin kapsami dâhilindedir. Kosova’da catismayi arttiran en onemli etken birbirine alternatif ve tenakuzunu iceren iki tarih yazimi ve cografya tasavvurunun bolge uzerindeki egemenlik iddiasidir. Bu noktada, saldirgan ve etnik temizlige yonelik Sirp milliyetciligi ile Makedonya’nin kuzeyiyle birlikte Kosova’yla butunlesme arzusu icerisinde olan Arnavut milliyetciligi, Yugoslavya egemenliginde gorece catismasizlik...
Milliyetçilik Araştırmaları Dergisi
The aim of this study was to examine the reflection of the romanticism movement in Dergah Journal... more The aim of this study was to examine the reflection of the romanticism movement in Dergah Journal on the basis of Yahya Kemal (Beyatlı)’s works published in the Journal. An analogy was tried to be established between the romantic metaphor of "lost paradise" and the concept of "time gate", which is also one of the meanings of Dergah, which includes the discussion of time. The main aim of the study was to examine the projections of this analogy in the works of Yahya Kemal, who is both the name maker and the leading author of the Journal. In this context, content analysis formed the methodological framework of the study. The aim of using this method was to reveal the embedded meaning of Romanticism in Yahya Kemal's discussions. The results revealed that Yahya Kemal’s the man of letters identity appeared more in his writings and his discussion on literature and history contained the traces of Romanticism in social and cultural fields rather than Political Romanti...
Bu çalışmada İtalya ile Avusturya arasındaki ihtilaflı bir bölgeyi ihtiva eden Güney Tirol Sorunu... more Bu çalışmada İtalya ile Avusturya arasındaki ihtilaflı bir bölgeyi ihtiva eden Güney Tirol Sorunu, İtalya'nın irredentist politikaları bağlamında ele alınmıştır. Bu noktada İtalya'nın irredentist politikaları dönemin şartları ve siyasî iklime göre nasıl ve hangi araçlar kullanılarak gelişmiştir sorusuna cevap aranmıştır. Tarihsel analiz metodunun kullanıldığı çalışmada İtalyan irredentizminin Güney Tirol'a yansımaları iki başlıkta değerlendirilmiştir: Birinci başlıkta ilhak ve sonrasında İtalya'daki Faşist yönetimin bölgeye yönelik irredentist politikalarının nasıl oluştuğu; ikinci başlıkta ise, İkinci Cihan Harbi sonrası dönemde İtalya'nın Güney Tirol'e yönelik kazanımlarını korumaya matuf politikaları mercek altına alınmıştır. Sonuç itibariyle İtalya, Birinci Cihan Harbi esnasında uluslararası politikadaki güç dengesini de gözeterek ilhakı realist bir zeminde gerçekleştirmiştir. İki savaş arası dönemde ise bölgede İtalyanlaştırma politikaları, faşist rejimin uygulamaları doğrultusunda ivme kazanmıştır. Post irredentist dönem olarak İkinci Cihan Harbi sonrasında ise, Avusturya'nın etkinliğini arttırarak bölgedeki sorunları uluslararası arenaya taşıması, İtalyan politikalarını korumacı bir pozisyonda şekillendirmiştir.
3 Mayis 1944’de vuku bulan “Irkcilik – Turancilik” davasi olarak anilan hadise Turk milliyetcilig... more 3 Mayis 1944’de vuku bulan “Irkcilik – Turancilik” davasi olarak anilan hadise Turk milliyetciligi fikir tarihinde bir yol ayrimini ifade etmektedir. Bu yol ayrimi, tarihi, cografi ve milliyet tanimina iliskin farkli bakis acilari munasebetiyle Turk milliyetciligindeki Kemalist (Resmi milliyetcilik) fay hattinin kirilmasi olarak telakki edilebilir. Bunun yaninda, II. Cihan Harbi’ne bagli olarak olusan uluslararasi siyasal konjonkturun Turkiye’deki izdusumu de Turk milliyetciliginde yol ayriminin bir diger faktoru olarak gorulebilir. Erken cumhuriyet doneminde devlet eliyle sekillenen ve uygulamaya koyulan resmi milliyetcilige, ozellikle Mustafa Kemal Ataturk’un vefati sonrasinda daha yogun ve somut itirazlar gelistirilmistir. Bu itirazlarin tecessum ettigi mecra ise, Turk milliyetciligine resmi ideolojiden farkli bir yorum getirme gayreti icerisinde olan Turkcu-Turanci aydinlardir. Turkcu-Turanci aydinlar, ozellikle Irkcilik ve Turancilik davasi olarak anilan surec sonrasinda iktida...
Anadolu Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi
II. Cihan Harbi sonrasında Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği himayesinde 7 Ekim 1949 tarihin... more II. Cihan Harbi sonrasında Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği himayesinde 7 Ekim 1949 tarihinde kurulan Demokratik Almanya Cumhuriyeti’nin, siyasî, iktisadî ve içtimaî yapısı yeniden dizayn edilmeye çalışılmış, Sovyet modeli ülkenin kurumsal olarak inşa edilmesinde başat unsuru oluşturmuştur. Lakin Nazi Almanyası’nın bıraktığı ideolojik miras, savaşın getirdiği iktisadî çöküntü ve toplumsal tahribat, yeni rejimin idealize ettiği “sosyalist toplum modelinin” kısa vadeli başarıya ulaşmasında engel teşkil etmiştir. Bu doğrultuda yeni rejim, totaliter yönetim ve parti anlayışıyla toplumsal yaşamın bütün alanlarını dönüştürmeye çalışmıştır. Bu çalışmada Demokratik Almanya Cumhuriyeti’nin ideolojik dönüşümünde gençlik politikalarının amacı, konumu, işlevi ve hedefleri incelenecektir. Literatür taramasıyla yapılan çalışmada, özellikle sosyalist sisteme geçiş dönemine odaklanılmıştır. Zaman zaman kitleselleşerek sesini yükselten muhalefeti sert bir şekilde bastıran Doğu Almanya yönetimi...
Milli Mucadele sonrasinda milli kimlik ve milli tarih tartismalarinda orijinal cografya veya anav... more Milli Mucadele sonrasinda milli kimlik ve milli tarih tartismalarinda orijinal cografya veya anavatanin konumu belirleyici bir faktor olmustur. Cumhuriyetin ilan edilmesiyle somut bir zeminde ortaya cikan paradigma degisimi, vatan kavraminda sinirlari belli bir topraga bagli olan kimlik tahayyulunun siyasi ve sosyolojik izdusumunu olusturmustur. Bu baglamda, yeni kimlik tahayyulunun, fail/ fiil iliskisini guvenli bir temelde yerine getirecek kimlik-mekân-hafiza bilesimine bagli olmasi amaclanmaktadir. Bu atmosferde Nisan 1924 ile Mart 1925 arasinda yayinlanan Anadolu Mecmuasi, Anadolu dusuncesi uzerinden kimlik, tarih ve cografyaya iliskin bir cerceve sunmaya calismistir. Bu calismanin amaci, Mecmuada yer alan Anadolu yaklasiminin guvenli cografya kavrami uzerinden nasil sekillendigini incelemektir. Dokuman analizi yonteminin kullanildigi calismada, oncelikle kuramsal zeminde guvenli cografya kavrami tartisilmistir. Daha sonra Mecmuada yayinlanan makaleler isiginda Anadolu'da Tu...
Anemon Muş Alparslan Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2021
The aim of this study is to examine the role, position, and function of the Organization of Stren... more The aim of this study is to examine the role, position, and function of the Organization of Strength Through Joy (Kraft durch Freude- KdF), which was established in 1933, in Nazi Germany. In the context of the projection on the social and economic structure of the aims of totalitarian regimes to intervene in social life without leaving any gap, in Nazi Germany, KdF organized events that affected many points of social life, especially holiday organizations, and strengthened the Nazi regime until the year it ended its actions, taking the principles and goals of national socialism at the center of these activities. At this point, the KdF first played a major role in increasing the trust and loyalty regarding the Hitler government. Second, it constituted one of the transporter and application areas of the eugenics politics at the point of Nazism's project of creating a pure race. Finally, it contributed to the establishment of socio-economic and socio-cultural harmony between German society in accordance with the ideological structure of Nazism, and to the cultural production based on this harmony.
AKADEMİK HASSASİYETLER, 2019
AKADEMİK BAKIŞ DERGİSİ , 2011
Cumhuriyet Döneminde Siyasî Düşünce, 2019
Akademik Hassasiyetler, 2014
Books by Gökberk Yücel
Conference Presentations by Gökberk Yücel
I. Bozok Uluslararası Siyaset Bilimi Kongresi, 2018
3. Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Kongresi, 2019
Uploads
Milliyetçilik Araştırmaları Dergisi by Gökberk Yücel
Papers by Gökberk Yücel
Books by Gökberk Yücel
Conference Presentations by Gökberk Yücel