ABSTRACT Crime, as a phenomenon, has been committed throughout the almost all along of history of humanity in the local geographical borders of a country. One of the major reasons compelling crime to be mostly a local phenomenon was...
moreABSTRACT
Crime, as a phenomenon, has been committed throughout the almost
all along of history of humanity in the local geographical borders of
a country. One of the major reasons compelling crime to be mostly a
local phenomenon was primitive possibility of transportation; on the
other hand, major factors transforming this local phenomenon to
trans-border phenomenon are, in parallel of technological progress,
the advancements of the transportation and communication means
and the means used in committing crimes, especially weapons industry.
Thus, that paves the way for perpetrators to reach the victims
in another country or for the object of the crime to be conveyed beyond
national borders. Moreover, in conjunction with using the developments
in weapons industry as a mean to solve the national or international
politic crisis in the different regions of the 20th century world or in order to reach certain ideological purposes together with the fact that it has caused to mass killings based on race, language, color, nationality, political opinion and denominational differences, etc., attention of the international community has been aroused to criminalize and severely punish those kind of grave crimes and impose sanctions on it. This study attempts to explain the notion of transnational crimes for the first and international crimes for the latter examples by mentioning root, history, similarities and differences of these notions in the light of national, international and comparative law regulations. Lastly, the element of foreignness will be dealt with in terms of genuine links which criminal jurisdiction principles need to be exercised in prosecuting international and transnational crimes.
ÖZET
Suç olgusu insanlık tarihinin geneli boyunca bir ülkenin yerel coğrafi
sınırları içerisinde kalacak şekilde işlenegelmiştir. Suç olgusunu çoğunlukla yerel nitelikte bir fenomen olmaya mecbur eden sebeplerin
başında ulaşım imkanlarının ilkel olması gelmekte iken, bu olguyu
sınıraşan bir fenomene dönüştüren başlıca etkenler teknolojinin gelişmesiyle doğru orantılı olarak ulaşım ve komünikasyon araçları ile
suçta kullanılan araçların, özellikle silah endüstrisinin gelişmesi olmuştur.
Bu sayede suç failinin başka bir ülkede bulunan suçun mağduruna ulaşması ya da suç konusunun sınır ötesine ulaştırılması kolaylaşmıştır.
Diğer yandan silah endüstrisindeki gelişmelerin 20. yüzyıl dünyasının farklı coğrafyalarındaki ulusal ve uluslararası politik krizlerin çözümünde ya da bir takım ideolojik amaçlara ulaşılmasında araç olarak kullanılmasıyla birlikte ırk, dil, renk, milliyet, siyasi düşünce, mezhep farklılığı gibi temellere dayanan kitlesel ölümlere neden olması uluslararası toplumu bu tür ağır suçları en şiddetli şekilde bastırmaya yönelik bir takım kurallar oluşturmaya sevk etmiştir. Bu iki farklı suç tipolojisini belirtmek üzere kullanılan sınıraşan suç ve uluslararası suç kavramlarını ele alacağımız bu çalışmamızda kavramların kökenini, izahını, benzerlik ve farklılıklarını ulusal, karşılaştırmalı ve uluslararası hukuk düzenlemeleri ışığında ortaya koymaya çalışacağız. Son olarak uluslararası suçların ve sınıraşan suçların kovuşturulmasında uygulanacak yetki kurallarının ihtiyaç duyduğu özgün bağlama noktaları bakımından yabancılık unsuru kavramı ele
alınacak olup, bir suça yabancılık unsuru katan etkenlerin neler olduğuna değinilecektir.