Dizi Ve Filmler
2 Followers
Recent papers in Dizi Ve Filmler
The TV series called ¨Dirilis: Ertugrul¨, which started to be telecasted at the channel TRT 1 on De- cember of 2014, this series marked the last five years with its story, characters, music, production progress, depicted period in it,... more
The TV series called ¨Dirilis: Ertugrul¨, which started to be telecasted at the channel TRT 1 on
De-
cember of 2014, this series marked the last five years with its story, characters, music,
production progress, depicted period in it, viewership and its references to the actual life.
Additionally to this, even the set visitors of the series became a current issue of the country. As
in every message, the message of the series ¨Dirilis: Ertugrul¨ effected the formation of the
reality perception. This for- mation was provided by indicators. İn this study we aim to analyze
the indicators which were used in the series Dirilis: Ertugrul from the aspect of the semiology and
find meanings related to it by observing the message and content of that indicators in regard of
technical and cultural codes and analyzing the contribution of the same indicators to the formation
of the reality perception. For this purpose, one episode from each five seasons which are
completed; and one scenes from each episode was chiocelessly/ randomly determined to put them to
the analysis from the aspect of se- miology. In the study, Charles Sanders Pierce’s understanding
of sign based on icon, index, symbol and Roland Barthes's interpretation process was adopted.
Saussure’s approach to the social aspect of language has also been used in some places. While
series create a reality through the indicators and place it in the perception, producing the twins
of this reality in the eyes of the indicators –in other words– replacing reality by another reality
starts the hyperreality. Behind this created reality there are technical codes and also side
meanings as well as cultural codes. In the series of “Dirilis: Ertugrul”, the formation of the
perception of reality is provided with the help of the indicators which include historical and
cultural references. In the production and interpretation processes of these indicators technical
codes have been effective besides the cultural codes. There are a large number of references to
“Turkish Laws”, “Turkish State Tradition”, the ideal of “İ‘lâ-yi Kalimatullah”,
the idea of “Turkish Universe Domination”, “Islamic Belief” and “Islamic Law”.
De-
cember of 2014, this series marked the last five years with its story, characters, music,
production progress, depicted period in it, viewership and its references to the actual life.
Additionally to this, even the set visitors of the series became a current issue of the country. As
in every message, the message of the series ¨Dirilis: Ertugrul¨ effected the formation of the
reality perception. This for- mation was provided by indicators. İn this study we aim to analyze
the indicators which were used in the series Dirilis: Ertugrul from the aspect of the semiology and
find meanings related to it by observing the message and content of that indicators in regard of
technical and cultural codes and analyzing the contribution of the same indicators to the formation
of the reality perception. For this purpose, one episode from each five seasons which are
completed; and one scenes from each episode was chiocelessly/ randomly determined to put them to
the analysis from the aspect of se- miology. In the study, Charles Sanders Pierce’s understanding
of sign based on icon, index, symbol and Roland Barthes's interpretation process was adopted.
Saussure’s approach to the social aspect of language has also been used in some places. While
series create a reality through the indicators and place it in the perception, producing the twins
of this reality in the eyes of the indicators –in other words– replacing reality by another reality
starts the hyperreality. Behind this created reality there are technical codes and also side
meanings as well as cultural codes. In the series of “Dirilis: Ertugrul”, the formation of the
perception of reality is provided with the help of the indicators which include historical and
cultural references. In the production and interpretation processes of these indicators technical
codes have been effective besides the cultural codes. There are a large number of references to
“Turkish Laws”, “Turkish State Tradition”, the ideal of “İ‘lâ-yi Kalimatullah”,
the idea of “Turkish Universe Domination”, “Islamic Belief” and “Islamic Law”.
Edebiyat tiyatroya, baleye ve radyoya olduğu kadar sinemaya da kaynaklık eder. Sinemanın konu tabanını oluşturması açısından edebiyata ihtiyacı vardır. Sinema gelişmeye başladığı dönemlerden itibaren pek çok edebi eseri kaynak olarak... more
Edebiyat tiyatroya, baleye ve radyoya olduğu kadar sinemaya da kaynaklık eder. Sinemanın konu tabanını oluşturması açısından edebiyata ihtiyacı vardır. Sinema gelişmeye başladığı dönemlerden itibaren pek çok edebi eseri kaynak olarak almış ve edebi eserlerden uyarlama filmler üretilmiştir. Daha sonra televizyonun ortaya çıkması ve yaygınlaşmasıyla televizyon yapımlarında da kurmaca kavramı ön plana çıkmış ve edebi eserler diziler için önemli bir kaynak olmuştur. Türkiye’de televizyon yayıncılığının TRT tekelinde olduğu yıllardan bugüne dek pek çok edebi eser televizyon dizisine dönüştürülmüş ve severek okunan romanlar dizi formatlarıyla da beğeni toplamıştır.
Edebi eserden uyarlanarak televizyon dizisine dönüştürülen pek çok yapım, yayınlandıkları dönemde ses getirmiş ve reyting sıralamasında iddiasını ortaya koymuştur ancak; bu durum yine de belli tartışmaların çıkmasına engel olamamıştır. Uyarlama dizilerin içeriğinin kaynak alınan romandan uzaklaşması, başka bir ifadeyle edebi eser ile uyarlama dizinin birbirinden çok farklı olması eleştiri toplamış ve tartışmalara zemin hazırlamıştır. Çalışma, edebi eserlerden uyarlanan dizilerin içerik bağlamındaki eksikliklerini ve sorunlarını ortaya koymayı amaçlamaktadır.
Edebi eserden uyarlanarak televizyon dizisine dönüştürülen pek çok yapım, yayınlandıkları dönemde ses getirmiş ve reyting sıralamasında iddiasını ortaya koymuştur ancak; bu durum yine de belli tartışmaların çıkmasına engel olamamıştır. Uyarlama dizilerin içeriğinin kaynak alınan romandan uzaklaşması, başka bir ifadeyle edebi eser ile uyarlama dizinin birbirinden çok farklı olması eleştiri toplamış ve tartışmalara zemin hazırlamıştır. Çalışma, edebi eserlerden uyarlanan dizilerin içerik bağlamındaki eksikliklerini ve sorunlarını ortaya koymayı amaçlamaktadır.
- by Yusuf Devran and +1
- •
- Roman, Televizyon, Edebiyat, Reşat Nuri Güntekin
Hikâyeler, insanın hayatı öğrenme, kavrama ve paylaşma kaynaklarının başında gelmektedir. Televizyon drama dizileri de son yıllarda en popüler hikâye anlatım araçların birisi olmuştur. Televizyon, hikâye anlatımlarında orijinal... more
Hikâyeler, insanın hayatı öğrenme, kavrama ve paylaşma kaynaklarının
başında gelmektedir. Televizyon drama dizileri de son yıllarda en popüler hikâye anlatım araçların birisi olmuştur. Televizyon, hikâye anlatımlarında orijinal hikâyelerle birlikte, başka kaynaklardan gelen hikâyeleri de kendi anlatısına uyarlayarak kullanmayı sürdürmektedir. Bunların başında edebiyat uyarlamaları gelmektedir. Genel olarak romanlar, nadiren de edebi öyküler, televizyon dizisi formatına dönüştürülerek ekran aracılığıyla geniş kitlelere ulaştırılmaktadır. Bu çalışmanın amacı da edebi öykünün televizyon dizisine nasıl uyarlandığını ve öykü ile dizi anlatısının benzerliklerini ve farklılıklarını sorgulamaktır. Çalışmaya Necati Cumalı’nın Dila Hanım öyküsü ile bu öyküden uyarlanan Dila Hanım (2012-2014) dizisi örneklem olarak seçilmiştir. Görülmüştür ki edebiyatın kısa öyküsü, Dila Hanım dizisinde çok bölümlü seri anlatıya dönüşürken serbest bir uyarlama yapılmış ve öykünün teması dizinin anlatısında
değişikliğe uğramıştır. Öykünün iki ana karakterli sınırlı anlatımına karşın, dizi anlatısına çok sayıda yeni karakter ve olaylar eklenmiştir. Kurulan yan hikâyelerle dizinin olay örgüsü genişletilmiş, bölüm sayıları ve süreleri arttırılmıştır. Hikâye günümüze uyarlanmakla birlikte, son dönemde ekranlarda sıklıkla izlenen aile merkezli ve ağalı-konaklı dizi anlatılarından birine dönüşmüştür. Türkiye’de popüler dizi anlatılarında kullanılan klişe karakterler ve hikâyeler, bu dizinin anlatısında da tekrarlanmıştır.
Stories are at the forefront of learning, comprehension and sharing sources for the humankind. Television drama series have also become one of the most popular means of story telling in recent years. Apart from original storytelling, television continues to make use of other resources by adapting their stories to its own narrative. Literary adaptions are the leading form of adaptiveed narratives. Primarily novels and short stories on rare occasions, introduced to large audiences via the white
screen after being reformatted as television series. The aim of the study is to question how the literary narrative is adapted into a television series and inquire the similarities and differences of the original story and drama series narrative. Necati Cumalı’s story Dila Hanım and its TV adaptation Dila Hanım (2012-2014) were chosen as samples for the study. It is observed that, the main theme of the short story underwent alterations as free adaptation style was followed in the process of transforming the single short story into multi-part serial narrative. In spite of the limited narration of the original story that revolves around two main characters, additional characters and events were introduced to the narrative of the TV series. Through side plots, the narrative of the series was expanded, episode count and duration of episodes were increased. Story, being adapted to the present day, were transformed into a narrative that centers around the settings of feudal estate/mansion, a form of narrative that oftenly shows precence in TV screens and widely watched recently. Stereotypical characters and plots that are commonly visible in Turkish TV narratives, have also been repeated in this narrative of this series.
başında gelmektedir. Televizyon drama dizileri de son yıllarda en popüler hikâye anlatım araçların birisi olmuştur. Televizyon, hikâye anlatımlarında orijinal hikâyelerle birlikte, başka kaynaklardan gelen hikâyeleri de kendi anlatısına uyarlayarak kullanmayı sürdürmektedir. Bunların başında edebiyat uyarlamaları gelmektedir. Genel olarak romanlar, nadiren de edebi öyküler, televizyon dizisi formatına dönüştürülerek ekran aracılığıyla geniş kitlelere ulaştırılmaktadır. Bu çalışmanın amacı da edebi öykünün televizyon dizisine nasıl uyarlandığını ve öykü ile dizi anlatısının benzerliklerini ve farklılıklarını sorgulamaktır. Çalışmaya Necati Cumalı’nın Dila Hanım öyküsü ile bu öyküden uyarlanan Dila Hanım (2012-2014) dizisi örneklem olarak seçilmiştir. Görülmüştür ki edebiyatın kısa öyküsü, Dila Hanım dizisinde çok bölümlü seri anlatıya dönüşürken serbest bir uyarlama yapılmış ve öykünün teması dizinin anlatısında
değişikliğe uğramıştır. Öykünün iki ana karakterli sınırlı anlatımına karşın, dizi anlatısına çok sayıda yeni karakter ve olaylar eklenmiştir. Kurulan yan hikâyelerle dizinin olay örgüsü genişletilmiş, bölüm sayıları ve süreleri arttırılmıştır. Hikâye günümüze uyarlanmakla birlikte, son dönemde ekranlarda sıklıkla izlenen aile merkezli ve ağalı-konaklı dizi anlatılarından birine dönüşmüştür. Türkiye’de popüler dizi anlatılarında kullanılan klişe karakterler ve hikâyeler, bu dizinin anlatısında da tekrarlanmıştır.
Stories are at the forefront of learning, comprehension and sharing sources for the humankind. Television drama series have also become one of the most popular means of story telling in recent years. Apart from original storytelling, television continues to make use of other resources by adapting their stories to its own narrative. Literary adaptions are the leading form of adaptiveed narratives. Primarily novels and short stories on rare occasions, introduced to large audiences via the white
screen after being reformatted as television series. The aim of the study is to question how the literary narrative is adapted into a television series and inquire the similarities and differences of the original story and drama series narrative. Necati Cumalı’s story Dila Hanım and its TV adaptation Dila Hanım (2012-2014) were chosen as samples for the study. It is observed that, the main theme of the short story underwent alterations as free adaptation style was followed in the process of transforming the single short story into multi-part serial narrative. In spite of the limited narration of the original story that revolves around two main characters, additional characters and events were introduced to the narrative of the TV series. Through side plots, the narrative of the series was expanded, episode count and duration of episodes were increased. Story, being adapted to the present day, were transformed into a narrative that centers around the settings of feudal estate/mansion, a form of narrative that oftenly shows precence in TV screens and widely watched recently. Stereotypical characters and plots that are commonly visible in Turkish TV narratives, have also been repeated in this narrative of this series.
Hikâyeler, insanın hayatı öğrenme, kavrama ve paylaşma kaynaklarının başında gelmektedir. Televizyon drama dizileri de son yıllarda en popüler hikâye anlatım araçların birisi olmuştur. Televizyon, hikâye anlatımlarında orijinal... more
Hikâyeler, insanın hayatı öğrenme, kavrama ve paylaşma kaynaklarının başında gelmektedir. Televizyon drama dizileri de son yıllarda en popüler hikâye anlatım araçların birisi olmuştur. Televizyon, hikâye anlatımlarında orijinal hikâyelerle birlikte, başka kaynaklardan gelen hikâyeleri de kendi anlatısına uyarlayarak kullanmayı sürdürmektedir. Bunların başında edebiyat uyarlamaları gelmektedir. Genel olarak romanlar, nadiren de edebi öyküler, televizyon dizisi formatına dönüştürülerek ekran aracılığıyla geniş kitlelere ulaştırılmaktadır. Bu çalışmanın amacı da edebi öykünün televizyon dizisine nasıl uyarlandığını ve öykü ile dizi anlatısının benzerliklerini ve farklılıklarını sorgulamaktır. Çalışmaya Necati Cumalı'nın Dila Hanım öyküsü ile bu öyküden uyarlanan Dila Hanım (2012-2014) dizisi örneklem olarak seçilmiştir. Görülmüştür ki edebiyatın kısa öyküsü, Dila Hanım dizisinde çok bölümlü seri anlatıya dönüşürken serbest bir uyarlama yapılmış ve öykünün teması dizinin anlatısında değişikliğe uğramıştır. Öykünün iki ana karakterli sınırlı anlatımına karşın, dizi anlatısına çok sayıda yeni karakter ve olaylar eklenmiştir. Kurulan yan hikâyelerle dizinin olay örgüsü genişletilmiş, bölüm sayıları ve süreleri arttırılmıştır. Hikâye günümüze uyarlanmakla birlikte, son dönemde ekranlarda sıklıkla izlenen aile merkezli ve ağalı-konaklı dizi anlatılarından birine dönüşmüştür. Türkiye'de popüler dizi anlatılarında kullanılan klişe karakterler ve hikâyeler, bu dizinin anlatısında da tekrarlanmıştır.