Academia.eduAcademia.edu

ÇOCUK EDEBİYATI VE ÇEVRESEL BİLİNÇ

2022, Çocuk Edebiyatı ve Çevresel Bilinç

ÇOCUK EDEBİYATI Editörler Şahin ŞİMŞEK Funda BULUT © Copyright 2022 Bu kitabın, basım, yayın ve satış hakları Akademisyen Kitabevi A.Ş.’ye aittir. Anılan kuruluşun izni alınmadan kitabın tümü ya da bölümleri mekanik, elektronik, fotokopi, manyetik kağıt ve/veya başka yöntemlerle çoğaltılamaz, basılamaz, dağıtılamaz. Tablo, şekil ve grafikler izin alınmadan, ticari amaçlı kullanılamaz. Bu kitap T.C. Kültür Bakanlığı bandrolü ile satılmaktadır. ISBN 978-625-8259-23-0 Kitap Adı Çocuk Edebiyatı Editörler Şahin ŞİMŞEK ORCID iD: 0000-0003-4433-0004 Funda BULUT ORCID iD: 0000-0002-7101-3496 Yayın Koordinatörü Yasin DİLMEN Sayfa ve Kapak Tasarımı Akademisyen Dizgi Ünitesi Yayıncı Sertifika No 47518 Baskı ve Cilt Vadi Matbaacılık Bisac Code EDU026000 DOI 10.37609/akya.2165 GENEL DAĞITIM Akademisyen Kitabevi A.Ş. Halk Sokak 5 / A Yenişehir / Ankara Tel: 0312 431 16 33 [email protected] w w w. a k a d e m i s y e n .c o m ÖN SÖZ Edebiyat, sınırlı insan ömründe yaşamı anlamlandırmayı, imkân dâhilinde olmayan hayatları kurgulayarak, kurgulanmışı okuyarak hayatın sınırlanırını genişletip onu zenginleştirmeyi, yaşanan hayatın da ayrıntılarını, inceliklerini fark edebilmeyi, başka hislerin, fikirlerin de varlığını derinden duyarak empati kurabilmeyi dille gerçekleştiren sanatın adıdır. Kişinin kelime hazinesini zenginleştirerek daha geniş hayaller kurabilmesini, daha etraflı düşünebilmesini ve kendini ifade ederken en uygun cümleleri seçerek sağlıklı iletişim kurabilmesini de sağlayan edebiyat; hisleri, fikirleri derinleştirerek insan hayatını zenginleştirir. Edebiyatın eskisi, yenisi olduğu gibi bizzat çocuklar için olanı da vardır. Çocuklar yetişkinlerle aynı kıyafetleri giymezler, hastalandıklarında aynı ilaçları kullanmazlar, dünyaya aynı şekilde bakmaz hatta düşünmezler. Çocuğun kendine has hayal dünyası vardır; ilgi ve ihtiyaçları yetişkinlerden farklıdır. Bu nedenle çocuk edebiyatı diye bir edebiyat olmalıdır. Çocuk edebiyatı, hedef kitlesi olan çocuğun ilgi ve ihtiyaçlarını karşılamak maksadını güden; çocuğa görelik ilkesini merkezine alan; çocuksu duyarlılığı ve heyecanı yakalamaya çalışarak çocuk muhayyilesini zenginleştiren; çocuğun estetik duygusunu, tabiata bakışını geliştirirken ona iyiyi ve güzeli de duyumsatabilen bir edebiyattır. Düşünce zenginliğini ve gücünü harekete geçiren, yaşamın ruhunu, estetiğini, güzelliğini hissettiren, yaşamdaki tüm varlıklarla empati kurma fırsatı sağlayan, insana saygıyla yaklaşan, insanı beklentisizce sevmeyi, sahip çıkmayı ve korumayı aşılayan çocuk kitapları çocuğu hayata hazırlayacaktır. Yazar, araştırmacı ve okur üçgeninde gelişmiş bir çocuk edebiyatı yaratmak bu üçlünün birbirinden çok iyi derecede haberdar olmasına, yazarın araştırmacıların bulgularını da dikkate alarak sürekli üretmesine, okurun hem yazar ve şairlerin hem araştırmacıların ürettiklerinden haberdar olup bilinçli tercihler yapmasına, araştırmacıların da okur-yazar-güncel bağlamında iyi bir takipçi olarak hem başka araştırmacıların hem de yazarların işine yarayacak çalışmalar yapmasına bağlıdır. Ülkemizdeki Çocuk Edebiyatı sahasındaki gelişmelere bakıldığında dinamik, geniş ve sınırlandırması güç olan bu alanla ilgili henüz ele alınmamış birçok konu olduğu ve bu alanla ilgilenenleri çözülmesi gereken birçok sorunun beklediği görülecektir. Bu bağlamda “Günümüz Çocuk Edebiiii iv Önsöz yatındaki Yeni Gelişmeler” ve “Günümüz Çocuk Edebiyatı’nın Sorunları” gibi farklı başlıklarda çalışmalara da ihtiyaç duyulmaktadır. Toplam dokuz bölümden oluşan kitabımızın ilk bölümünde çocuk ve çocuk edebiyatı kavramları tanıtılmış, üreticisi çocuk olmayan bir edebiyata neden çocuk edebiyatı denildiği tartışılmış, çocuk edebiyatının amaçlarından, öneminden ve temel ilkelerinden bahsedilmiştir. İkinci bölümde çocuk ve edebiyat arasındaki ilişki irdelenerek çocuk edebiyatında çocuğa görelik ve çocuk gerçekliği üzerinde durulmuş, nitelikli çocuk kitaplarında bulunması gereken özellikler verilmiştir. Üçüncü bölümde dil öğretiminde çocuk edebiyatı eserlerinden yararlanıldığı, artık çocuk edebiyatı eserlerinin yabancı/ikinci dil öğretiminde de kullanıldığı ve yabancı/ikinci dil öğrenmede edebî değeri olan çocuk edebiyatı ürünlerinin faydalı sonuçlar verdiğine değinilmiştir. Dördüncü bölümde çocuk, çocuk edebiyatı, dil gelişimi ve medya arasındaki ilişkiye değinilmiş; medya olumlu ve olumsuz yönleriyle ele alınmıştır. Beşinci bölümde Türk mitolojisi ve çocuk edebiyatı birlikteliğinden, bu birlikteliğin yansıdığı eserlerden ve bu alanda yapılmış çalışmalardan bahsedilmiştir. Altıncı bölümde çocuk edebiyatının kültürü aktarma vasfından, aynı zamanda halk edebiyatı ürünlerinden olan çocuk edebiyatında da yeri bulunan masal, hikâye, bilmece, fıkra, tekerleme gibi türlerle kültür aktarımının nasıl yapıldığından bahsedilmiştir. Yedinci bölümde değerlerin öğretilmesine ihtiyaç duyduğumuz günümüzde, çocuk edebiyatı eserleriyle değer eğitiminin nasıl yapılacağı ve nasıl yapılması gerektiği ortaya konmuştur. Sekizinci bölümde küresel ısınma ile gün be gün iklim krizine dair işaretlerin, felaketlerin yaşandığı günümüzde çevre bilincinin çocuk edebiyatı eserlerine nasıl yansıdığı, çevreyi, içinde bulunduğumuz ekosistemi korumak adına bir bilinçlenmenin bu eserlerle nasıl başarılabileceği konularına değinilmiştir. Dokuzuncu bölümde çocuk edebiyatının bir ders olarak ortaöğretimden, lisansüstü programlara kadar öğretiminden, öğretiminde yaşanan problemlerden bahsedilmiş, bu problemlere çözüm önerileri sunulmuştur. Farklı konulara yer veren kitabımız, sadece bu dersi veren öğretim elamanları ve dersi alan öğrencilerin değil konuyla ilgilenen alan uzmanlarının da faydalanabilecekleri şekilde hazırlanmıştır. Ön lisans, lisans ve yüksek lisans Çocuk Edebiyatı derslerinde materyal olarak kullanılabilecek olan kitabımızın bölüm yazarlarına ve çocuk edebiyatı adına emek veren herkese şükranlarımızı sunarız. Doç. Dr. Şahin ŞİMŞEK Dr. Öğr. Üyesi Funda BULUT İÇİNDEKİLER Bölüm 1 Çocuk Edebiyatının Tanımı, Mahiyeti, Temel İlkeleri ve Amaçları ................................................................................. 1 Nevin AKKAYA Bölüm 2 Çocuk Edebiyatında Nitelik ve Çocuğa Görelik ......................... 17 Veli GÖK Bölüm 3 Yabancı/İkinci Dil Öğretiminde Çocuk Edebiyatının Yeri ......... 31 İbrahim Fatih DEMİREL Bölüm 4 Çocuk, Dil ve Medya ................................................................. 45 Ezgi İNAL İbrahim Fatih DEMİREL Bölüm 5 Çocuk Edebiyatında Türk Mitolojisi .......................................... 57 Ömer ÜNAL Bölüm 6 Çocuk Edebiyatında Yer Alan Halk Edebiyatı Ürünlerinin Kültür Aktarımındaki İşlevleri.................................................. 69 Ali Osman ABDURREZZAK Bölüm 7 Çocuk Edebiyatında Değer Eğitimi ........................................... 93 Şahin ŞİMŞEK Bölüm 8 Çocuk Edebiyatı ve Çevresel Bilinç...........................................113 Funda BULUT Şahin ŞİMŞEK Bölüm 9 Çocuk Edebiyatı Öğretimi ........................................................139 Bilge BAĞCI AYRANCI v YAZARL AR Doç. Dr. Ali Osman ABDURREZZAK İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, Türk Halk Edebiyatı AD. ORCID iD: 0000-0001-8067-394X Arş. Gör. Veli GÖK Kastamonu Üniversitesi Eğitim Fakültesi, Türkçe ve Sosyal Bilimler Eğitimi Bölümü, Türkçe Eğitimi AD. ORCID iD: 0000-0002-7431-0007 Prof. Dr. Nevin AKKAYA Dokuz Eylül Üniversitesi, Buca Eğitim Fakültesi, Türkçe ve Sosyal Bilimler Eğitimi Bölümü, Türkçe Eğitimi AD. ORCID iD: 0000-0001-7222-4562 Öğr. Gör. Ezgi İNAL İstanbul Aydın Üniversitesi, Eğitim Fakültesi ORCID iD: 0000-0002-1573-9401 Doç. Dr. Şahin ŞİMŞEK Kastamonu Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Türkçe ve Sosyal Bilimler Eğitimi Bölümü, Türkçe Eğitimi AD. ORCID iD: 0000-0003-4433-0004 Doç. Dr. Bilge BAĞCI AYRANCI Aydın Adnan Menderes Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Türkçe Eğitimi AD. ORCID iD: 0000-0002-9889-2777 Dr. Öğr. Üyesi Funda BULUT Kastamonu Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Türkçe ve Sosyal Bilimler Eğitimi Bölümü, Türkçe Eğitimi AD. ORCID iD: 0000-0002-7101-3496 Öğretmen Ömer ÜNAL MEB Sincan Necip Fazıl Kısakürek Ortaokulu ORCID iD: 0000-0003-4442-1264 Arş. Gör. İbrahim Fatih DEMİREL Kastamonu Üniversitesi, Türkçe ve Sosyal Bilimler Eğitimi Bölümü, Türkçe Eğitimi AD. ORCID iD: 0000-0002-9647-2672 vii
BÖLÜM 8 ÇOCUK EDEBİYATI VE ÇEVRESEL BİLİNÇ Funda BULUT 1 Şahin ŞİMŞEK2 “Hülasa, hayat dar; fakat tabiat geniş ve munisti.” Ahmet Hamdi Tanpınar GIRIŞ XX. yüzyıl sonrası bilim, teknoloji ve siyasi gelişmeler sonucu dünya, sınırların kalktığı yeni bir yaşam biçimine geçiş yapmış, geleneksel yaşam modellerinden farklı bu modern evrede bireyselleşen yeni bir insan modeli ortaya çıkmıştır. Bu yeniçağda yeni düzenle birlikte dünya vatandaşı sıfatının sorumluluğunu üstlenen birey, çevre tanımlarını yeniden gözden geçirip düzenlemek zorunda kalmıştır. Kültür, zihniyet ve algı değişimi yaşayan modern insanın çevre tanımı da değişmiş ve genişlemiştir. Disiplinlerarası birçok alanda karşılığı bulunan çevre, birbirinden farklı tanımlamalarıyla genel bir çerçeveye oturtulması zor alan kavramlardan biridir. Sözlükte “saran, sınırlayan, kuşatan” anlamlarını içeren en basit tanımıyla “insan ve diğer varlıkların hayat boyu ilişkilerini sürdükleri ve karşılıklı etkileşim içinde oldukları fiziki, ekonomik, sosyal, biyolojik ve kültürel ortamı ya da üzerinde canlı yaşamının sürdüğü 1 2 Dr. Öğr. Üyesi, Kastamonu Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Türkçe ve Sosyal Bilimler Eğitimi Bölümü, Türkçe Eğitimi AD., [email protected] Doç. Dr., Kastamonu Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Türkçe ve Sosyal Bilimler Eğitimi Bölümü, Türkçe Eğitimi AD., [email protected] 113 114 Çocuk Edebiyatı dış ortam anlamına gelen çevre, doğal çevre ile insan eliyle yaratılmış yapılı çevrenin birlikteliği olarak tanımlanabilir (Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, 2020; Keleş, 2013, s. 24). Her disiplinin kendi sınırları içinde açıklamaya çalıştığı çevre kavramı, ortak bir yaşam alanı sunması noktasında birçok tanımla kesişse de yapılan tanımların her birinde yeni bir gerçeklik ortaya çıkmaktadır. Çevre sorunları, çevre sağlığı, çevre tahribatı, çevre mühendisliği gibi oldukça farklı kavramlarla ilişkilendirilebilen çevre hakkında üzerinde günümüzde en çok tartışılan konulardan biri çevre krizidir. Sanayi ve teknolojideki hızlı gelişmeler, küreselleşmeye bağlı olarak değişen yaşam standartları, nüfusun çoğalmasıyla doğal kaynakların hızlıca tükenmesi, kapitalizmin beraberinde getirdiği kontrolsüz ve bilinçsiz tüketim sonucu görülen çevresel tahribatlar günümüzün en ciddi sorunlarından biri hâline gelmiştir. Toprak kirliliği, hava kirliliği, su kirliliği, gürültü kirliliği, nükleer kirlilik, pestisitlerin biyosistemlerde yarattığı kirlilik, küresel ısınma, çarpık yapılaşma, canlı türlerinin azalması ve yitimi, tarihî ve kültürel zenginliklerin tahribatı, ormanların tahribatı gibi farklı başlıklar altında sınıflandırılabilen çevre sorunları toplumsal, siyasal, ekonomik, dini ve ahlaki, kültürel, boyutları da olan son derece karmaşık bir meseledir (Akman, 2004; Güney, 2002; Keleş & Hamamcı, 2002). İnsanın doğa ile uyumunun sağlanması “doğanın iyiliğini gözeterek, bunun doğal sonucu olarak da insan gereksinim ve çıkarlarının karşılanmasını sürekli kılarak sağlanabilir. Bu uyum ilişkisinin gerekliliğini ve sürekliliğini ancak insanlar anlayabilir ve ancak onlar bunu gerçekleştirmek için bilinçli bir çaba gösterebilirler” (Özer, 2017, s. 228). İnsan-çevre ilişkisindeki dengenin bozulmasına bağlı olarak doğanın kaldıramayacağı bir yükle karşı karşıya kalması sonucu tüm dünyayı yakından ilgilendiren çevre krizi (ekolojik kriz) ortaya çıkmıştır. Küresel boyutlara uzanan bu ekolojik krizin en basit nedenleri bir sömürü aracı olarak görülen doğayı kirleten ve doğal/ yapay kaynakları bilinçsizce tüketen insandır. Sığ çevre hareketleri ile düzeltilemeyecek bir noktaya ulaşan çevre krizi, insanın doğaya olan bakış açısını ve davranışını yeniden gözden geçirmesi gerektiği konusunu gündeme getirerek çevre bilincinin önemini bir kez daha hatırlatır. Farklı şekillerde çözüme ulaştırılmaya çalışılan çevre krizinin çözümünde Leopold’un “yeryüzü (toprak) etiği”nde belirttiği gibi doğaya insan faaliyetleriyle gelen zararın önlenmesinde insanların kendilerini yeryüzünün hâkimi olarak görmek yerine onun bir üyesi, bir parçası olarak görmeleri gerektiği düşüncesi ve in- Çocuk Edebiyatı ve Çevresel Bilinç sanın doğa ile uyumunun yeniden tesisi esastır. Leopold’ün yeryüzü (toprak) etiğinde dört ilke ön plana çıkar: “1. Yeryüzü (toprak) yani ekosistem birbirine bağlı unsurlardan oluşmuş bir sistemdir; yeryüzüne (toprağa) ekonomik fayda sağlayan bir ürün olarak değil bir topluluk olarak bakmak gerekir. 2. İnsan türü, yeryüzü (toprak) topluluğunun fatihi değil sade bir üyesidir; eğer biyotik topluluğa zarar verecek bir eylemde bulunacak olursa, etik dışı davrandığı için suçlu sayılmalıdır. 3. Esas olan biyotanın bütünlüğüdür; insanoğlu kendisinin ve diğer canlıların doğadaki konumunu ve değerini ancak bütünü göz önünde bulundurursa anlayabilir. 4. İnsan olarak görevimiz yeryüzüne karşı ahlaki yükümlülük duyabilmek ve yeryüzünü korumaktır.” (Akkoyunlu Ertan, 2015, s. 11). Günümüzde çevre kirliliği ile ilgili olumsuz gidişata karşı kayıtsız kalınmaması için durumun vahametini gözler önüne seren raporlar, istatistikler, bilimsel araştırmalar ve çevresel eylemler geniş kitlelere duyurulmalıdır. Bilimsel çalışmaları okumayı tercih etmeyen farklı bir arayıştaki bir okur da çevre sorunlarını kurgu içinde ele alan türler üzerinden takip edebilir. Özellikle son zamanlarda bu bağlamda üretilen filmlerin yanında bilim kurgu ya da distopik başlığıyla da ilişkilendirilebilen romanlar rağbet görmektedir. EDEBIYAT VE ÇEVRE Doğadan bağımsız düşünülemeyen bireyin doğa ile olan ilişkisini anlamaya çalışan Theodore Roszak (1992) The Voice of the Earth (Dünya’nın Sesi) adlı eserinde Ekopsikoloji terimini tanımlar. İnsan faaliyetlerinin ekosistemler üzerindeki olumsuz etkilerine açıklık getirilen eserde kentleşme nedeniyle hem doğadan hem de insanlardan uzaklaşan insanın problemlerine değinilir. Doğadan kopuşun insan psikolojisini olumsuz etkileyerek sorunları derinleştirdiği dile getirilir. Kaynağı Robert Greenway’in öğretilerine uzanan ekopsikolojinin felsefesi, sekiz kuralla çerçevelendirilir: 1. “Zihnin temelinde ekolojik bilinçdışı yatmaktadır; yani her insan doğuştan doğaya dair bir bilince sahip olmaktadır. 2. Ekolojik bilinçdışının içeriğinde, kozmik evrimin, tarihin ilk zamanlarına kadar uzanan kaydı bulunmaktadır. 3. Eko-psikolojinin amacı, insanın ekolojik bilinçdışında bulunan ve doğuştan sahip olduğu, doğa ve insanın karşılıklı ilişkisine dair bilgiyi uyandırmaktır. 115 116 Çocuk Edebiyatı 4. İnsan gelişiminin hayati aşaması çocukluk dönemi olmaktadır. Eko-psikoloji çocuğun henüz unutmadığı çevresel bilinci yetişkinlerde de uyandırmayı amaçlamaktadır. Çocukta bu bilincin gelişmesi içinse doğayla ilgili hikâyeler, masallar, ninniler çok önemli yer tutmaktadır. 5. Ekolojik bilincin gelişmesiyle insan, doğaya ve diğer insanlara karşı ahlaki bir sorumluluk duygusuna sahip olmaktadır. Eko-psikoloji bu sorumluluk duygusunun sosyal ilişkilerde ve politik kararlarda söz sahibi olmasını amaçlamaktadır. 6. Eko-psikolojinin en önemli terapilerinden birisi, doğayı bir yabancı gibi gören ve ona hükmetmeye çalışan, politik gücün de kaynağı olan “eril” karakter özelliklerini yeniden ele almak ve düzeltmek olmaktadır. 7. Eko-psikoloji sanayi kültürünün yıkıcılığını sorgularken, hayatımızı kolaylaştıran teknolojiye karşı gelmemektedir. Bu anlamda Eko-psikoloji anti-endüstriyel değil, post-endüstriyel yapıya sahip olmaktadır. 8. Dünyanın ve kişinin iyiliği arasında sinerjik bir etkileşim olduğundan dünyanın ihtiyaçları insanın da ihtiyaçları, insanın hakları, dünyanın da hakları olmaktadır.” (Rozsak, 1992’den akt. Metin & Gül, 2022, s. 91-92). Çevre bilincinin geliştirilmesinde önemli bir yere sahip olan ekopsikoloji, insanın doğayla ilişkisini yeniden sorgulamasına ve davranışlarını gözden geçirerek doğaya karşı tutum ve davranışlarını yeniden şekillendirmesine katkıda bulunmaktadır. İnsanın doğuştan var olan çevre bilincini açığa çıkarmaya çalışan ekopsikolojinin de vurguladığı gibi edebiyat ürünlerinin çevre konusunda bilinçlendirme işlevi bulunmaktadır. Birçok disiplinin temel gündeminde yer alan çevre ve çevre sorunları krizi, günümüz edebiyatının da popüler başlıklarından birini oluşturur. İnsanın çevre ile etkileşimi, çevresel sorunların başlıkları, insanın ve toplumun çevreye bakışı, çevre ile ilgili gelecek senaryoları, çevresel sorunların çözüm yolları edebî ürünler üzerinden gözlemlenebilmektedir. Çevresel meselelerle ilgilenen edebiyat, çevresel bilincin yerleştirilmesi konusunda da üstüne düşen sorumluluğu yerine getirir ve farklı başlıklarda yeni edebî metinler üretir. “Ekoeleştiri alanında incelemeye alınan edebî eserler literatürde ekolojik yazın, ekolojik edebiyat veya kısaca ekoyazın olarak tanımlanır” (Ergin & Dolcerocca, 2016, s. 302). Bu çerçevede son dönemlerde “eko-kurgu ya da ekolojik-kurgu” adıyla doğayı, çevre ile insan etkileşimini özellikle insanın doğa üzerindeki etkilerini farklı açılardan birçok başlıkta kurguya taşıyan bir türden söz edilmektedir. Çocuk Edebiyatı ve Çevresel Bilinç Jim Dwyer “...” adlı kitabında eko-kurguyu; çevresel sorunlarla birlikte insan ve fiziksel çevre arasındaki ilişkiye değinen, geleneksel ve endüstriyel kozmolojileri karşılaştıran ya da doğa veya toprağı ön plana çıkaran tür (Dwyer, 2010, s. 2) şeklinde tanımlar. Bir eserin eko-kurgu olup olmadığını ortaya koymak için belirli kriterler de ileri sürülen kitapta, ekolojik-kurgu tanımlanarak bir çerçeve oluşturulmaya çalışılır. Bazı kaynaklar çevresel farkındalığın artmasının ve çevre hareketlerinin yaygınlaşmasına paralel olarak eko-kurgunun bir terim olarak anılmasının 1970’li senelerin başında gerçekleştiğini ileri sürmektedir. Bu bağlamda eko-kurgu teriminin ortaya çıkış sürecinde John Statler’ın 1930-1960 arasında çevre konulu bilim kurgu öykülerini içeren Eco-Fiction antolojisinin 1971’de yayımlanması önemli bir gelişme olarak kabul edilir (Yalvaç, 2022). Çevresel farkındalık yaratmada önemli bir yere sahip olan eko-kurgu sadece metinleri değil edebiyatla bağı olan şiir, sinema, müzik… gibi türleri de içine alabilecek genişlikte bir kavramdır. Bugün eko-kurgu, Türk edebiyatında yeni tanımlanmaya başlayan ne olduğu ve ne olması gerektiği henüz belirlenmemiş, sınırları ve kapsamı tam olarak çizilememiş bir edebiyat biçimidir. Her ne kadar kavram yeni olsa da geçmişten günümüze farklı türdeki birçok eser nitelik açısından eko-kurgu başlığı altına girebilecek özelliktedir. Bu yönüyle sürekliği de dikkate alındığında geniş bir edebiyat alanı olduğu söylenebilir. Çeşitli kaynaklarda “çevre kurgu, yeşil kurgu, doğa odaklı kurgu” gibi farklı isimlerle de anılarak tanımlanan ve çeşitlendirilen kavram, ele aldığı konulara göre farklı isimlere ve türlere de ayrılabilmekte ya da aynı düzlemde yeni türlerin doğmasına neden olabilmektedir. Gelecek senaryolarıyla okurda öngörü kazandırarak çevre bilinci oluşturmaya çalışan yeni kurmaca türlerinden biri de ekodistopyadır. “Ekodistopya, ekolojik bir perspektiften mevcut dünyaya yöneltilmiş bir eleştiri olarak, doğal hayatın yok olduğu veya yok olmanın kıyısına geldiği yahut doğanın korkutucu dönüşümlere uğradığı, insanlığın bundan dolayı sıkıntı çektiği dünyaları anlatan alternatif bir doğa edebiyatıdır”(Aksu, 2019, s. 2). Karşı-ütopya olarak da adlandırılabilen distopya tanımı üzerinden gidilirse ekodistopya gelecekte insanlığı çevre konusunda bekleyen tehlikelerin kurgusal düzleme taşınmasıdır. Distopyalar türü içinde bazen bilinçlendirme işlevi de üstlenerek kendine özel bir yer edinen ekodistopyalar, çevresel felaketler sonucu doğal yaşamın 117 118 Çocuk Edebiyatı geldiği durumu tüm çıplak gerçekliği ve ürkütücü boyutlarıyla ortaya koyarken insanlığın kendisiyle ve doğayla yüzleşmesini sağlar. Eleştirinin ötesinde uyarıcı özellikleriyle ekodistopya, bugünün insanına canlılara ve doğaya karşı sorumluluklarını ve üstlerine düşen görevleri hatırlatmanın da ötesinde ekolojik kriz karşısında eyleme geçmesi için yapılan bir çağrı niteliği taşımaktadır. Distopya anlatıları içerisinde de tanımlanabilen iklim-kurgu, hem dünya edebiyatında hem Türk edebiyatında -sınırlı sayıda- örnekleri bulunan bir başka yeni türdür. Batıda cli-fi (climate fiction veya kısaca cli-fi) olarak anılan ve kendi başına bir kurgu türü olarak tanımlanmaya çalışılan iklim-kurgu, dünyadaki tüm canlıları ilgilendiren iklim krizinin edebiyata farklı şekillerde ve derecelerde yansımasıdır. Distopya, bilim kurgu, fantezi, gerilim, romantizm gibi edebiyatın başka türleriyle de ilişkilendirilen iklim-kurgu Johns Putra’ya göre kendisi bir tür olmasa bile çağdaş edebiyatın kategorilerinden biridir ve iki çeşittir. Entrik kurgunun ilkinde, yaşanan iklim değişikliği karşısında distopik bir mekânda kötü olaylar yaşayan insanların durumu; ikincisinde ise bilim insanları ya da diğer insanların psikolojileri anlatılır (Bayraktar, 2011, s. 577). İklim-kurgu, günümüzde ve gelecekte iklimin hayatımızdaki yerini, iklim krizinin insanların gündelik yaşamlarını ve alışkanlıklarını nasıl değiştireceğini, iklim krizine dair -ilk bakışta anlaşılması güç- bilimsel gerçekleri kurguya farklı şekillerde taşıyarak iklim krizine dikkat çeker. İklim felaketlerinin düşündürücü sonuçlarına dikkat çekmeye çalışan iklim-kurgu, iklim değişikliğinin hem bilimsel hem de kültürel olarak hayatı nasıl değiştirdiğini distopik kurgunun temelleri bağlamında gözler önüne sermeye çalışır. Böylece insanların yaşadıkları dünya ile ilişkilerini yeniden gözden geçirerek geleceğe hazırlanmasına ve iklim değişikliğine yönelik farkındalık kazanmasına katkı sağlar. Özetle iklim-kurgu iklim krizinin dünyayı ve insanları nasıl etkileyeceğini ortaya koymaya çalışır. İnsan-doğa ilişkileri ve çevre sorunlarını konu alarak çevresel bilinci harekete geçiren edebî eserler, bilimsel bir çerçevede incelenme ihtiyacını da gündeme getirerek eleştirel bir kuramın doğuşuna zemin hazırlar. Bu gelişmelere bağlı bir ihtiyaçtan doğan “Ecocriticism”, Türkçede Çevreci Eleştiri veya Ekoeleştiri olarak adlandırılır. Ekoeleştiri “doğaya yüklenen simgesel anlamları, bu anlamların oluşturduğu düşünce kalıplarını, nehirlerin, denizlerin, toprak, bitki ve hayvan türlerinin insan kültürlerini nasıl şekillendirdiğini, dilin nasıl kullanıldığını, çevre sorunlarına nasıl yaklaşıldığını, metin içindeki değer Çocuk Edebiyatı ve Çevresel Bilinç yargılarını ve benlik kavramlarını” inceler (Oppermann, 2012, s. 25). Derin Ekoloji, Toplumsal Ekoloji, Ekofeminizm ve Ekopsikoloji gibi birçok yaklaşımla çeşitlenen çevreci eleştiri, beslendiği disipline göre şekillenen bir çevresel dil ve bilinç yaratır. İnsanın doğayla uyum içinde yaşadığı, doğa merkezli, doğadaki tüm türlerin eşitliği ilkesine dayalı, sürdürülebilir bir yaşam modeli tasavvur eden ekoeleştirel anlayış, çıkış noktası itibariyle bir çevresel bilincin ürünüdür. ÇOCUK EDEBIYATI VE ÇEVRE Çocuk Edebiyatı ve Çevre/Çevre Sorunları Konulu Eserler Çevrenin edebî eserlerde ele alınış biçimi; türün niteliğine, kurgunun içeriğine ve yazarın bakış açısına göre farklılık göstermektedir. Çevre ve çevre ile ilgili meselelere yer veren her esere “çevreci” denilebilir mi? sorusunun yanıtını Lawrence Buell, The Environmental İmagination (Çevresel İmgelem) adlı çalışmasında -bir eserin çevreci olup olmadığını belirlememize yarayan- beş ölçüt sunarak şöyle cevaplandırır: 1. 2. 3. 4. 5. “Eserde insanın dışındaki çevre bir arka plan değildir. İnsanın tarihinin doğa tarihiyle iç içe olduğu bir mevcudiyettir. İnsanın menfaati yasal olan yegâne menfaat değildir. İnsanın çevreye karşı sorumlulukları eserin etik boyutunun bir parçasıdır. Eserde çevrenin değişmezliği değil de bir süreç olduğu düşüncesi vardır.” (Buell, 1995’ten akt. Özdağ & Alpaslan, 2011, s. 642). Yerli veya yabancı birçok yazar tarafından kaleme alınan hem doğa sevgisini aşılayan hem de çevresel sorunlara dikkat çeken çocuk kitaplarının sayısı son dönemlerde dikkat çekici şekilde artış göstermektedir. Çevre meselelerini işleyen çocuk edebiyatı pek çok ürüne rağmen tanımlama ve sınıflandırma güçlüğü ile karşı karşıya kalınan bir edebiyattır. Bu anlamda, ekoyazının ölçülerinin belirlenmesinde uygulanacak yöntemle çocuk edebiyatında bu türün ne olduğunu belirlemek, devamında da türün özelliklerini ortaya koymak gereklidir. Çevre konulu çocuk kitaplarını, yazılış biçimindeki farklılıklarına göre “eğitici kitaplar” ve “edebi kitaplar” şeklinde iki ana başlık altında sınıflandırılabilir. Çevreyi işleyen çocuk kitapları ise ele aldığı konulara göre -Ural’ın (1995) tasnifinde- “çevreyi tanıtan kitaplar” ve “çevredeki bozulmaları gösteren kitaplar” olmak üzere iki bölüme ayrılır. 119 120 Çocuk Edebiyatı Çocuk edebiyatında çevre sorunlarını konu alan çocuk kitaplarının dünyadaki ilk örnekleri XIX. yüzyılın sonlarında verilir. 1899 yılında Londra’da yayımlanan Ethel Pedley’in Nokta Kız ve Kanguru masalı, 1942 yılında Virginia Lee Burton’un yazıp resimlediği Küçük Ev çevre konusunu işleyen önemli öncü eserler arasındadır. 1960’lara kadar dünyadaki büyük savaşların sarsıcı sonuçları nedeniyle çevre konularına yer vermeyen çocuk kitaplarının yazarları, savaşın etkilerinin silinip yeni bir düzenin kurulması ve teknolojik gelişmelerin yarattığı etkilere paralel olarak konuya tekrar eğilir. Çevre sorunlarının günlük yaşamı etkilemeye başlamasıyla ABD, Avustralya, Kanada, Federal Almanya, İskandinav ülkeleri, Fransa ve İtalya gibi gelişmiş ülkelerde çevre konulu çocuk kitaplarının sayısı artar. Özellikle 1970’lerde çevre sorunlarını konu alan çocuk kitaplarının sayısında ciddi bir artış gözlemlenir. Bu dönemde kurgusal nitelikteki çevre konulu çocuk kitaplarının en popüler türlerinden biri olan ekolojik romanlar, birçok çevre meselesini kimi zaman doğrudan kimi zaman dolaylı olarak ele alır. Clara Rubi’nin 2079 yılında Buz Devri (1979) adlı eserinde hava kirliliğinin atmosferdeki tahribatıyla başlayan buzul çağı; Joan Philipson’un Kuş Kaçakçıları’nda (1979) nesli tükenmekte olan kuşlar ve hayvan kaçakçılığı meselesi; Mac Millan’ın Kaçış (1979) romanında kaçak hayvan avcılığı; Mavis Thorpe Clark’ın Takımadalar’ında (1976) doğal hayatın korunması ve Orman Yangını (1973) romanında -başlığa da taşındığı gibi- yangınların doğaya etkisi; Klara Obermüller’in Sazlıktaki Sis’inde (1978) kimyasal madde atıkları çevresel bilinç kazandırabilecek bir formda işlenir (Ural, 1995, s.9-37). Çocuk edebiyatındaki çevre konulu eserlerin tespiti için uzun ve derin bir literatür taraması gerektirmekle birlikte eserlerin tematik ya da tarihsel sınıflandırmasını yapmak da özel ve geniş kapsamlı bir çalışmaya ihtiyaç duyar. Bu noktadan bakıldığında Türkiye’de çevresel meseleleri ele alan ilk eseri belirlemek de ayrı bir çalışma konusudur. Batı’daki gelişmelere paralel olarak Türkiye’de 1970’lerde belgesel nitelikte ve derslere yardımcı eğitim kitaplarının örnekleri görülmekle birlikte 1980’lerde çevre sorunlarını konu alan çocuk kitapları sayıca artmış, 1990’lar ise bu alanda bir dönüm noktası olmuştur. 1990’larda çevre konularını ele alan çocuk kitaplarındaki ciddi artışın nedeni çevreye ve çevresel meselelere bakışın değişimidir. Çevre meseleleri konusunda farkındalık yaratmak ve çocuklardaki çevre bilincini geliştirmek bir amaç olarak benimsenerek bu amaç, Millî Eğimi Bakanlığı’nın 1992 tarihli kararıyla ders kitaplarına da taşınmıştır. Bunun yanında Türkiye Çevre Vakfı, Başba- Çocuk Edebiyatı ve Çevresel Bilinç kanlık Çevre Genel Müdürlüğü, Kültür Bakanlığı, birçok kamu kuruluşu ve gönüllü kuruluşlar çevrenin korunmasına katkı sağlamak ve çocuklara çevre bilinci aşılamak amacıyla farklı türdeki çocuk kitaplarının yayınlanmasına öncülük etmişlerdir. Serpil Ural’ın Çocuk Kitaplarında Çevre Sorunları kitabında derlediği 90’lardan günümüze öne çıkan çocuk kitapları kısaca şöyle özetlenebilir: Gülsüm Akyüz’ün Çevre ve Masal Öyküleri; Ayla Kutlu ve Seçil Özden’in doğal yaşamı korumanın önemini anlattığı Elif Çocuk Dizisi; Ayla Çınaroğlu’nun çiçeklerin doğa için önemini konu alan Demet’in Bahçesi; Aytül Akal’ın farklı çevresel sorunları içeren öykü kitabı Canı Sıkılan Çocuk, Zerrrin Polat’ın doğal kaynakları yok etmekle gelen yoksulluğa dikkat çektiği masal kitabı Güzel Bir Dünya İçin; Giray Karanlık’ın çevre sorunlarını anlattığı öykü kitabı Mehmet’in Rüyası dikkat çeken kurgusal nitelikli kitaplardır (Ural, 1995, s.12-50). Çocuk edebiyatında çevre sorunları konulu eserler (ekolojik roman/hikâye/masal) ekseninde bir değerlendirme yapılabilmesi için ilk olarak konuyla ilgili geniş çapta bir kaynak taramaya ihtiyaç duyulmaktadır; özellikle türlere göre hazırlanacak bir kaynakça alanda önemli bir eksikliği giderecektir. 2000’li yıllardan bugüne kurguya yansıyan çevresel sorunları konu alan çocuk kitaplarına baktığımızda günümüzde yaşadığımız ve canlı yaşamını tehdit eden en önemli çevre sorunlarının kurguya taşındığını görmek mümkündür. Eserlerinde farklı başlıklar altında çevre sorunlarını ele alan Aytül Akal, 2007’de yayımlanan Denizin Altını Merak Eden Vapur’da su ve gürültü kirliliği, Işığını Yitiren Yıldız’da toprak kirliliği, 2008’de yayımlanan Cadı Burunlu Fabrika’da hava kirliliği, Çöp Kafalı Çocuk, Buruşuk Kâğıt Parçası ve Park Yiyen Robot’ta toprak kirliliğini işler. Güncel sorunlara yer verdiği bu romanlarda ve masallarda zaman zaman çevresel sorunlara çözüm önerileri sunmayı da ihmal etmez. Çevre sorunlarına insan sağlığını ve doğayı tehdit eden çevre kirliliği özelinden yaklaşan yazar, tehlikenin boyutlarını ortaya koyarak çevresel farkındalık oluşturmaya çalışır. Bilgin Adalı, 2008’de yayımlanan Atlantis’in Çocukları-1 ve dizinin ikinci kitabı olan 2009’da kaleme aldığı Atlantis’in Çocukları-2’de doğayı, hayvanı ve insanları tehdit eden çevre kirliliğine dikkat çeker. Çevreyi kirletenlere savaş açan Tekin ve arkadaşlarından oluşan Çevre Kardeşliği Takımı’nın heyecan dolu serüvenlerini konu eden eserde çevreyi korumanın önemi vurgulanır. 121 122 Çocuk Edebiyatı Süleyman Bulut tarafından 2008’de yayımlanan Yeşil Yürek Kayabeyi’nde ormanın gerçek sahiplerinin kim olduğunu sorgulayan yazar, ağaçların, otların, kuşların, aslanların, kaplanların, kurtların, ayıların ve seyrek sakallı, çevik ayaklı keçilerin öyküsü üzerinden doğanın bir bütün olduğunu belirtir. Çevre tahribatının sonuçlarına dikkat çekilen eserde yeşilin önemini anlatmaya çalışılırken ormanın ve hayvanların korunması gerektiği mesajı verilir. 2010 yılında öykü dalında Cevdet Kudret Edebiyat Ödülü’nü kazanan Kadri Öztopçu 2009’da hem çocuklar hem de büyükler için Saklıköy’ün Kuşçusu adlı romanı kaleme alır. Çevre sorunlarına çarpık kentleşme başlığı üzerinden yaklaşan yazar, benmerkezci insanın doğayı acımasızca katletmesini imgesel ve şiirsel dille anlatır. Zülfü Livaneli’nin 2014 yılında kaleme aldığı Son Ada’nın Çocukları sessiz ve huzurlu bir şekilde adada yaşayan kırk ailenin adaya yeni gelen başkanla bozulan düzenleri ve tahrip edilen doğaları için verdiği mücadeleyi konu alır. Çevreni koru mesajı üzerine kurgulanan eserde ağaçların kesilmesi, orman yangınları, hayvan katliamı, hayvan popülasyonunun değişimi gibi çevresel tahribatın farklı başlıklarına yer verilir. Seza Kutlar Aksoy 2016 yılında yazdığı Şeker Kız ve Büyülü Elma adlı eserinde kitaba adını veren sekiz yaşındaki bir kız çocuğunun çıktığı fantastik yolculuklarla değişen çevreyi keşfini anlatır. Küçük bir kızın gözünden bencilce davranan insanın doğaya ve hayvanlara verdiği zararın betimlendiği eserde altınla siyanür arama, zeytin ağaçlarının kesilmesi, yeşilin yok edilmesi, gıdaların bozulması ile tehlikeye giren insan sağlığı gibi birçok çevre sorununa değinilir. Nihan Deniz’in 2016’da yayımlanan Kanadımdaki Deniz adlı çocuk romanı Şimşek adlı bir martının peşine takılarak yiyecek aramaya çıkan Martıköy’ün mutlu martıları Kanat, Akça, Pakça, Camgöz ve Çomar’ın başından geçen maceraları konu edinir. Bilinçsizce avlanma yapan balıkçılar yüzünden aç kalan martılar, bir zamanlar keyifle yaşadıkları köyleri bırakarak denizi olmayan büyük şehre göç ederler. Torpille avlanma, balık türlerinin azalması ve deniz kirliliği sorunları martıların gözünden resmedilir. Sevim Ak’ın zehirli sularıyla denizi kirleten tekstil fabrikasına karşı verilen mücadele üzerine kurgulanan Melo adlı yapıtı 2017 yılında basılır. Eserde çevre bilincinin önemine ve fabrika atıklarından kurtulmak için bir araya gelen Çocuk Edebiyatı ve Çevresel Bilinç mahallenin birlikteliğiyle çevre eylemlerinin birleştirici gücüne dikkat çekilir. Hamdullah Köseoğlu’nun 2018 yılında kaleme aldığı Ormanın Sakladıkları adlı romanında çevre bilinci bir tema olmanın yanı sıra eserin en önemli iletilerindendir. Doğanın sessiz çığlığını duyan çocukların doğa katliamına karşı duruşu, kitapta şiirsel bir dille bütünleştirilerek verilir. Ağacı ve ormanı korumanın doğaya ilişkin duyarlılığın bir göstergesi olması yanında çocuğun doğaya saygı duyması da çevresel bilincin kitaptaki izdüşümlerindendir. Sima Özkan’ın 2020 tarihinde yayımlanan ilk çocuk kitabı Büyük Orkestra çevre sorunlarına farklı pencerelerden bakar. Doğal yaşama ve canlı türlerine sahip çıkılması gerekliliğini on yaşındaki bir kız çocuğunun günlüğü vasıtasıyla anlatan yazar, Datça-Bozburun bölgesindeki doğal varlıklar, Akdeniz iklimi ve bitki örtüsü, biyoçeşitliliğin önemi, doğal kaynakların sınırlılığı, nesli tükenme tehlikesi altında olan hayvanların korunması gibi birçok çevresel başlığa göndermede bulunur. Sürdürülebilir çevre anlayışı için doğanın bütün varlıkları ile büyük bir aile olduğunu okura hatırlatır. Cemil Kavukçu’nun 2022 yılında kaleme aldığı Siyah Rüya Taşı adlı eserinde doğayı keşfederken insanlığın kaçtığı gerçekle yüzleşerek çevresel farkındalık kazanan Emre’nin rüyalar aracılığıyla çıktığı fantastik yolculuklar anlatılır. Doğanın acil yardım çağrısını duyan ve çözüm üreten bir çocuk kahraman üzerinden, doğanın geleceği konusunda umudun çocuklarda olduğu mesajı verilir. Çevresel sorunların başında gelen küresel sıcaklığa bağlı olarak ortaya çıkan iklim değişikliği de çocuk edebiyatında dikkat çeken başlıklar arasındadır. Merve ve Begüm Çalımlı’nın kaleme aldığı Nanuk ve Pati Sonatı (2021) adlı kitap, iklim değişikliği ile müziği harmanlayarak kutup ayısı Nanuk’un ve birlikte yaşadığı diğer deniz canlılarının iklim değişikliği karşısındaki mücadelesini konu alır. Pati Sonatını besleyen Nanuk, müziğin evrensel diliyle küresel ısınmaya bağlı iklim değişiklikleri, soyu tükenmekte olan canlılar, fosil yakıtlar, doğanın kaybolan dengesi gibi farklı sorunlara dikkat çekerek iklim krizi konusunda okuru bilinçlendirmeyi ve çevre konusunda ortak bir söylem geliştirmeyi hedefler (Bademci, 2021). Bir ekodistopya örneği olan Hazal Uzuner’in Dünyamıza Ne Olmuş?(2019) adlı eseri ise iklim krizi sonrası yaşanan felaketin ardından 3550 yılında garip bir dünyada yaşamak zorunda kalmış Nili ve Orbi adında iki çocuğun hikâyesini anlatır. Dünyanın sarı bir toz bulu- 123 124 Çocuk Edebiyatı tu haline geldiği, suyun olmadığı, ağaçların, hayvanların, sebze ve meyvelerin yok olduğu yeni dünya düzeni betimlenir. Üç küçük su damlası ile karşılaşan iki çocuk kahramanın, geçmişi araştırmaya karar vermesiyle ormanların, suların, hayvanların insanlar tarafından nasıl yok edildiği adım adım gözler önüne serilir. Doğal yaşam kaynaklarının tükeniş sürecini öğrenirken neleri kaybettiklerinin farkına varan çocuklar aracılığıyla doğanın insan için önemi vurgulanır (Kolbay, 2022). Rastgele örnekleme yöntemiyle belirlenmiş az sayıdaki kitapta bile çevresel sorunların farklı başlıklarda ele alındığı, çocuklara çevresel sorunlara ilişkin farkındalık yaratacak özelliklere yer verildiği söylenebilir. Çağdaş çocuk edebiyatı için günümüze yaklaştıkça çevresel sorunları konu alan edebî ürünlerin örnekleri çoğaltılabilir. Çocukların bilinçlendirilme sürecinde özellikle de doğa sevgisinin aşılanmasında çocuk edebiyatının katkısı da göz ardı edilmemelidir. Bu nedenle de Sever’in (2002) belirttiği gibi birçok gelişim alanına katkısının yanında çevre bilinci ve çevresel davranışların kazanımında etkili olan çocuklara yönelik edebî ürünler, eğitim sürecine dâhil edilmelidir. Doğa sevgisi ve çevresel meseleleri konu alan edebî eserlerin çevre bilinci gelişimine etkisini ve katkısını inceleyen- sınırlı sayıda da olsa- bilimsel çalışmalar bulunmaktadır. Bu konu üzerinde yapılan makale ve tez çalışmalarının sayılarının artması, farklı bakış açıları ile çeşitlenmesi konunun öneminin daha iyi anlaşılmasını sağlayacaktır. Çocuk Edebiyatı ve Çevre Bilinci Üzerine Çalışmalar Türkiye’de çocuk edebiyatı ve çevre bilinci konulu çalışmaların dikkat çeken örneklerinden biri; Oğuz Özdemir’e aittir. 1998 yılında yapılan “Yazınsal Bir Tür Olarak Öykünün Çevre Duyarlılığına Etkisi” adlı çalışma, “deneysel nitelik” taşıyan bir yüksek lisans çalışmasıdır ve öykülerin çevre duyarlılığı geliştirme üzerindeki etkisinin incelendiği konu ile ilgili kapsamlı çalışmalardan biridir. Çalışmada uzman görüşüne başvurularak hazırlanan, öğrencilerde çevre duyarlığına ilişkin davranışları ölçmeyi amaçlayan “çevre duyarlığını ölçme aracı”, deneysel işlemden önce deney ve kontrol gruplarına uygulanmıştır. 16 hafta süren öğretim döneminde, ön planda çevre bozulmasını içine alan seçilmiş öyküler işlenmiştir. Deney işlemin başında uygulanan “çevre duyarlığını ölçme aracı” deneysel işlemin sonunda “sontest” şeklinde deney ve kontrol gruplarına tekrar uygulanmıştır. Elde edilen bulgularla edebiyatın Çocuk Edebiyatı ve Çevresel Bilinç insan davranış ve tutumlarım oluşturma ve değiştirmede güçlü bir araç olduğu sonucuna ulaşılmıştır (Özdemir, 1998). Öykülerin çevre bilinci geliştirme üzerindeki etkisini daha özel bir başlık altında farklı bir yöntemle inceleyen bir diğer yüksek lisans tezi, “Gülsüm Cengiz’ in Öykülerinin Çocukta Doğa Sevgisi ve Çevre Bilinci Geliştirme Açısından İncelenmesi”dir Hilal Ateş tarafından 2012 yılında yapılan çalışmada öykülerin geniş bir başlıkta çevre sorunlarını ele aldığı görülmüştür. Yazarın öykülerinde “hava, su, deniz, gürültü, toprak kirliliği”, çarpık kentleşme, doğal kaynakların tükenmesi yanında çevre sorunlarının hayvanlar üzerindeki etkisi, hayvanlarla insanların doğada birbirinden ayrı olmadığı, ormanların işlevi, yeşili koruma, geri dönüşümün önemi gibi çevre duyarlılığı kazandıran konuları işlediği gözlemlenmiştir. Gülsüm Cengiz’in öykülerindeki kahramanların doğaya olan sevgisi ve duyarlığı yanında çevre sorunları karşısında verdikleri mücadeleyle de okuyucuya örnek olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Çocukta çevre bilinci ve doğa sevgisi kazandırması yönüyle “Tomurcuk Kitaplar” serisindeki öykülerin, çevre eğitiminde kullanılabileceği de öneri olarak sunulmuştur (Ateş, 2012). Farklı bir alanda yapılan yüksek lisans çalışmasında ise çocuk kitaplarının çevre eğitimi içindeki yeri incelenmiştir. Aycan Kütük tarafından 2019 yılında hazırlanan “Eko-Okullardaki Çocuk Kitaplarının Çevre Eğitimi Açısından İncelenmesi” adlı çalışma, çocuk kitaplarının çevre eğitimi ögelerini içerip içermediğini belirlemek amacıyla yapılan nitel araştırmadır. Eko-okul Temalarına Göre Kitap İnceleme Formu hazırlanarak incelenen 118 kitapta en çok biyoçeşitlilik ve doğa temasına (91) yer verildiği (25), su (22), evrensel vatandaşlık (17), enerji (13), çöp (17), sağlık ve refah (14)temaları yanında deniz ve sahil (9), gıda (6), ulaşım (2) temalarının daha az ele alındığı ve 39 kitabın doğayı koruma bilinci geliştirdiği sonucuna ulaşılmıştır(Kütük, 2019). Dr. Öğretim Üyesi Türkan Kuzu’nun 2008 yılında yayımladığı “Aytül Akal’ın Masallarıyla Çocukta Çevre Bilinci Geliştirme” başlıklı makalesi, masalların çevre bilinci kazandırmadaki rolünü inceler. Aytül Akal’ın Geceyi Sevmeyen Çocuk’la başlayan beş serilik masal kitaplarının değerlendirildiği makalede Kuzu, bahsi geçen masalların çocuğa çevre bilinci kazandırma açısından iyi kurgulanan ve çocukların severek okuyacağı eserler olduğunu belirtmektedir. Makalede hava, su, toprak… kirliliğini anlatan masallarda çocuğun çevreyi kirleten, canlıların yok olmasına neden olan, insanların sağlıklarına zarar ve- 125 126 Çocuk Edebiyatı ren durumların öğretildiğine değinilerek yazarın çocukta çevre bilinci geliştirme konusunda farkındalık yarattığı vurgulanır (Kuzu, 2008). Doç. Dr. Canan Aslan’ın 2015’te yazdığı “Çocuk Edebiyatı Yapıtlarının Çevre Sorunlarını Yansıtışı Bağlamında İncelenmesi” adlı makalesinde çevre sorunlarının edebî çocuk kitaplarına nasıl yansıdığı incelenmektedir. 20142015 yıllarında ilk baskıları yapılan çevre sorunları konulu kitaplardan doküman incelemesi yoluyla toplanan veriler, betimsel olarak çözümlenmiş ve rastlantısal olarak seçilen on eserde çevre sorunlarından birçoğuna yer verildiği görülmüştür. Çevre kirliliği konusunun yazınsal bir biçimde işlendiği kitaplarda, çevre sorunlarının nedenlerini ve sonuçlarını, insanın ve toplumun doğaya bağımlı olduğunu ve doğa ile uyumlu yaşaması zorunluluğunu, çevrenin tüm insanların ortak etkisiyle kirletildiğini, iyi ve sağlıklı yaşamasının doğaya verdiği öneme bağlı olduğunu duyumsatacak nitelikte olduğu saptanmıştır. Buna bağlı olarak çocukların çevre dostu davranışlar edinmelerinde, bilinçlenme ve duyarlılık kazanmalarında, çevre konusunda sorumlu davranışlar sergileyebilmelerinde nitelikli edebiyat yapıtlarının eğitsel işlevinden yararlanılması önerisinde bulunulmuştur(Aslan, 2015). Hülya Okuyan Yazıcı ve Yasemin Gül Gedikoğlu’nun 2012 yılında yayımlanan “Aytül Akal’ın Çocuk Kitaplarında Çevre Bilinci ve Duyarlığı” adlı makalelerinde Akal’ın 4 çocuk romanı ve 31 masal kitabı çevre bilincini geliştirme özelliği açısından incelenmiş, bu bakış açısıyla toplam 64 çocuk masalı içerik analizi yöntemiyle çözümlenmiştir. Araştırmada hava, su, toprak ve gürültü kirliliğine yönelik çevre sorunlarına yer verilen kitaplarda en fazla toprak kirliliğine (%52.17) dair ifadelerin bulunduğu, bunu su kirliliği (%24); hava kirliliği (%9) ve gürültü kirliliğinin (%4.34) takip ettiği, flora-faunanın bozulmasına ve kültürel çevre sorunlarına yönelik bir ifadeye rastlanmadığı görülmüştür. Çalışmanın sonucunda, çocuğa içinde yaşadığı dünyayı ve sorunları tanıtan Akal’ın kitaplarında sorunları betimlemenin yanında bu sorunlara çözüm yolları da sunulduğu sonucuna ulaşılmıştır(Yazıcı&Gedikoğlu, 2012). Arzu Yetim’in “Ayla Çınaroğlu’nun Korudaki Komşular Dizisi Öykülerinde İnsan- Doğa Çatışması”(2007); Safiye Akdeniz’in “Behiç Ak’ın Çocuk Kitaplarında Çevre Duyarlılığı”(2011); Esat Can’ın (2016) “Hikmet Temel Akarsu’nun Çocuk Kitaplarında Çevre Sorunu”, Burcu Tekin’in “Çocuk Edebiyatında Doğa Sevgisi ve Çevresel Farkındalık Üzerine Karşılaştırmalı Bir İnceleme: Havva İle Kaplumbağa ve Martıya Uçmayı Öğreten Kedi”; Emine Azboz’un “Gülsüm Çocuk Edebiyatı ve Çevresel Bilinç Cengiz’in Yapıtlarında Doğa”; Zehra Balı’nın “Gülsüm Cengiz’in Başak’ın Çevre Günlüğü Adlı Eserinde İşlenen Çevre Kirliliğinden Hareketle Çocuklarda Çevre Sevgisi ve Çevre Bilinci Yaratma”; Pınar Çakır tarafından sunulan; “Gülsüm Cengiz’in Öykülerinde Çevre Duyarlılığı” adlı bildirileri de konu ile ilgili yurt içi araştırmalar kapsamındadır. ÇEVRE BILINCINI GELIŞTIRMEDE ÖNEMLI BIR ARAÇ OLARAK ÇOCUK EDEBIYATI Kendi içinde bütünsellik taşıyan ve birden çok bileşene sahip olan çevre bilinci, “doğa unsurları ile farkındalık ve etkileşim biçimleri; bireyin doğa ve doğa unsurlarıyla ilgili düşünce, tutum ve davranışları; toplumsal ve doğal çevreyi algılama, hissetme, anlama ve bilme yetisi; çevre ile ilişkilerini yönlendiren değerler, ahlak normları, bilgi ve algılama düzeyi” gibi birbirini tamamlayan birçok unsurdan oluşur (Atasoy, 2006, s.225). Özetle çevre bilinci kavramıyla anlatılmak istenen şey; “çevre bilgisine sahip olmak, çevreye karşı doğru tutum sergilemek ve çevre için yararlı davranışlarda bulunmaktır” (Erten, 2004, s. 10). Çevresel bilincin yerleştirilme sürecinin çok küçük yaşlarda başladığı, bir başka deyişle doğayı kendi bütünselliğinden ayırt etmeyen çocuğun kendini ve çevresini keşfettiği çocukluk döneminin kritik bir nokta olduğu unutulmamalıdır. Erken yaşlarda oluşan ilgiler ve tutumlar gelecekteki davranışları şekillendirdiği için çevre eğitimine erken yaşta başlamak faydalıdır (Erten, 2004). Çevreyi korumadan önce çocuğa bir bütünün parçası olduğu gerçeğini koruması, çevreyle uyum içinde yaşaması ve her şeyden önce çevreye saygı duyması gerektiği öğretilmelidir. Çevresel önlemlerin alınabilmesi için öncelikli olarak toplumun bilgi sahibi olması gerekmektedir. Çünkü bilinçsizliğin kaynağındaki en önemli eksiklik eğitimsizliktir. Çevre eğitimi, temelde doğayı ve doğal kaynakları koruma bilinci üzerine kuruludur (Ünal vd., 2001). Çevre bilinci kazandırmayı hedefleyen çevre eğitimi, doğaya ve tüm canlı türlerinin yaşam haklarına saygılı olma düşüncesi üzerine temellendirilirken bireyde bilgiyi eyleme dönüştürülebilecek duyarlılığı oluşturmayı hedefler. Duyarlılığın, kendiliğinden/rastgele yollarla oluşmayan bir yetenek olduğunu vurgulayan Aslan’a (2015, s. 1822) göre duyarlığın oluşması için öncelikle çocukların doğa sevgisi, insan sevgisi, hayvan sevgisi gibi çeşitli değerleri bilmesi/ öğrenmesi, bunların kalıcı bir davranışa dönüşmesi için de çocuğun bu değerleri içselleştirmesi, benimsemesi ve özümsemesi; olayları duyularıyla da algılaması gerekir. Bu- 127 128 Çocuk Edebiyatı rada da kişilerin duyularını ve duygularını devindirmek olan çocuk edebiyatı devreye girer. Çevre bilincinin temellerinin çocukluk yıllarında atılıyor olması, bireyin yaşamı boyunca doğaya ve tüm canlılara saygılı olması ve çevreyi koruması için erken çocukluk döneminden başlayarak konu hakkında bilişsel ve duyuşsal bir çaba sarf edilmesini gerektirmektedir. Bu açıdan bakıldığında da bireylere erken çocukluk döneminden itibaren çevre eğitimi verilmesi nitelikli çocuk edebiyatı eserleriyle de bunun desteklenmesi oldukça önemlidir. Dinamik özellikleriyle edebiyat ve eğitim bazı noktalarda kesişim gösterebilir. İki alan arasındaki ilişkiyi açıklayan Kavcar, eğitimde edebiyattan yararlanılması gerektiğini vurgulayarak edebiyat tarihinden örneklerle görüşünü destekler ve edebiyatın topluma yön verici bir güce sahip olduğunun altını çizer: “Edebiyat toplumsal bir kurumdur ve toplumun yapısındaki değişime bağlı olarak değişir. Toplumdan ve toplum düzeninden etkilendiği gibi toplumu da etkiler. Çünkü edebiyat ürünleri yalnızca yaşamı tanıtmakla kalmaz, aynı zamanda yaşamı biçimlendirir. Böylece okuyucuları, dolayısıyla da toplumu etkiler.” (Kavcar, 1982, s. 2-4). Birçok farklı konuda bireyi ve toplumu etkileme, değiştirme, dönüştürme potansiyeline sahip olan edebiyat, çevre eğitiminde yer alabilir ve çevre bilincini destekleyebilir. Ülkemizde çocuk edebiyatı alanında eser veren birçok sanatçı, farklı nedenlerle çocuk edebiyatında “çevresel tahribat” unsurunu daha fazla ön plana çıkarmaktadır. Bu anlamda özellikle de son dönemde eser veren birçok çocuk edebiyatı yazarı, değişen dünyada ekolojik krizi ciddi bir sorun olarak görmekte ve farklı başlıklar altında bu sorunu eserlerinde yansıtmaktadır. Çevresel sorunları kurguya taşıyan edebiyat, okurun konuyla ilgili farkındalık geliştirmesi, sorunların çözümüne yönelik düşünmesi için bir adımdır. Sever’e (2002) göre, çocuk kitapları, çevre eğitiminde kullanılacak araçlardan biridir. “Çocuk Edebiyatı Yoluyla Çevre Bilincinin Arttırılması (Increasing environmental awareness through children’s literature)” adlı makalelerinde benzer bir görüşü savunan O’Brien ve Stoner de çevre eğitimini sınıfa dâhil etmenin en iyi yollarından birinin çocuk edebiyatı olduğunu söyler. Çünkü çocuklar açıklayıcı metinlerden ziyade edebiyata daha iyi yanıt verme eğilimindedir ve sonuç olarak ders kitaplarından ziyade hikâye kitapları okumaya daha yatkındırlar (Freedle, 1979). Ayrıca, temel kavramların çoğunlukla tam olarak açıklanmadığı ders kitapları kötü yazılmış olabilir. Bu noktada çocuk edebiyatı, anlatı biçimiyle genellikle önemli kavramların net açıklamalarının yapılmasında yar- Çocuk Edebiyatı ve Çevresel Bilinç dımcı olabilir (O’Brien & Stoner, 1987, s. 15). Çevre konulu çocuk kitapları doğanın kurguya yansıtılma biçimi, çevrenin anlatı içinde üstlendiği rol, kahramanların çevreye yaklaşımı, yazarın çevreyle ilgili hassasiyeti, eserin odaklandığı çevresel sorunlar gibi geniş bir perspektiften incelendiğinde kitapların çevresel bilinç kazanımını destekleyecek birçok unsurla örülü olduğu görülür. Kimi zaman açık ve doğrudan kimi zaman kapalı ve dolaylı bir mesaj vermeye yönelik kaygılar hatta çabalar da bu unsurlar arasında görülebilir. Bazı durumlarda kurgunun satır aralarına sahip çıkma, koruma ve önlem amacıyla iletiler yüklense de didaktik bir üsluptan uzak olması kaydıyla edebî çocuk kitapları, genç neslin bakış açısını değiştirmede başvurulacak kaynaklar arasındadır. Bu bağlamda “Sürdürülebilirlik ve Çevre Eğitiminde Önemli bir Araç Olarak Çocuk Edebiyatı” adlı makalede de benzer bir görüşle edebiyatın okuyucunun çevre konusunda eğitilmesi için bir araç olabileceği ileri sürülür. Çevre eğitiminde çocuk edebiyatının rolüne ve farklı işlevlerine dikkat çeken Baratz ve Hazeira okul müfredatındaki yerini tam olarak bulamayan çevre eğitiminin uygulamaya konulabilmesi için de yenilikçi bir okul modeli gerektirdiğinin altını çizer (Baratz & Hazeira, 2012). Çevrenin kurgusal boyuta taşınması ve bilinçle birlikte tanımlanmaya başlanması bozulan, kaybedilen ve de değişen değerlerin olduğunu işaret etmektedir. Teknolojik gelişmelerle birlikte doğadan uzaklaşan yeni yaşam biçiminde insanoğlu, doğanın bir parçası olduğu fikrinden de bütün varlıkların canlı olduğu için korunması ve saygı duyulması gerektiği fikrinden de uzaklaşmıştır. Kutsalın dokunulmazlığı sayesinde insan davranışlarını kontrol ederek doğal tahribatı önleyen animistik gücün (Bulut, 2020, s. 628) yitirilmesi, çevresel tahribatın nedenlerinden biridir. Kentlileşme ve modern hayat, çevre tanımlarını genişletirken çevreyi korumanın, insanlara bir değer olarak kazandırılması gerekliliğini ve önemini de bir ihtiyaç olarak gündeme getirir. Çocuğun eğitiminde değerler eğitimi bir bütünlük taşır, her değer birbiriyle farklı derece ve biçimlerde ilişkilidir. Bu bağlamda çocuğa saygı, sevgi merhamet gibi değerlerin bir bütün olduğu anlatılırken sadece insana değil doğaya, hayvana, eşyaya da aynı şekilde yaklaşması gerektiği öğretilmelidir. Kalıcı bir çevre eğitimi için çocuğa değerlerin iyi kavratılması sürecinde doğa sevgisi ve çevre bilincinin de bir değer olarak kazandırılması gerekmektedir. Edebî çocuk metinleriyle okurda çevresel bilinç oluşturmak hedefleniyorsa çevre konusu işlenirken önce insanın çevreye karşı sorumlu olduğu düşüncesi 129 130 Çocuk Edebiyatı merkeze alınmalıdır. “İlk kez doğanın yaşam hakkını savunup yazılarında insanın çevreye karşı sorumluluk taşıdığını dile getiren John Muir (1838-1914), “[ç]oğu insan dünya üzerinde yaşıyor, dünya içinde değil,” diyerek yirmi birinci yüzyıl insanı için çok daha geçerli olan bir saptamada bulunur.” (Özdağ, 2017, s. 7). Muir’in de belirttiği gibi önce çevre denilen kavram gözden geçirilmeli ve çevreyle kurduğumuz ilişki yeniden tanımlanmalıdır. Böylelikle “Çevre nedir?” ve “Biz çevreyle nasıl bir ilişki içindeyiz?” sorularına verdiğimiz yanıtlar değiştiğinde sorumluluk ve yükümlülüklerimiz de değişecektir. Öncelikle tüm gezegene karşı sorumlu olduğumuz fikri, bizlere önemli görevler yüklerken yazarın da okura kazandırmayı hedeflediği çevresel sorumluluklarının/ yükümlülüklerinin kapsamını, içeriğini, sınırlarını şekillendirecektir. Çevreye karşı sorumluluklarımızı kurguya taşıyan bir eser, bir yönüyle çevresel etiğin diğer yönüyle çevresel bilinç konusunun kapsamındadır. Çevresel bilinç oluşumunda edebî çocuk kitaplarıyla tek başına içerik yeterli değildir. Şirin (2016, s. 33)’in de vurguladığı gibi çocuk edebiyatında tema, konu ve içeriğin yanında biçim ve biçemi belirleyen “çocuk bakışı”, “çocuğa görelik” ve “çocuk gerçekliği” olmak üzere üç temel kavram mevcuttur. İçerik ve biçimle bir bütün olan çocuk edebiyatında eserlerle çevre bilinci oluşturabilmek için çocuk kitabında çevre temasının ötesinde doğaya çocuğun baktığı yerden bakan, doğayı çocuğun gözleriyle gören, doğayı çocuğun kalbiyle duyumsayan ve çocuğun beyniyle algılayan bir anlayış gereklidir. Çocuğu tanımadan onun ilgilerini, ihtiyaçlarını, yetkinliklerini, eksikliklerini, beklentilerini bilmeden onun dünyasına girmek ve onun dünyasını yapılandırmak mümkün değildir. Sever’e (2007, s. 3) göre, çocuğun gelişim sürecindeki gereksinmelerinin karşılanmasında sanatçı duyarlığı ile hazırlanmış kitaplar önemli bir sorumluluk taşır. Çevre bilincini geliştirmede nitelikli çocuk edebiyatı yapıtlarının amacı, öncelikli olarak çocuğa kitaplar aracılığıyla çevresini tanıtıp çevrenin insan için önemli olduğu öngörüsünü kazandırmak olmalıdır. Buna ek olarak çocuk kitapları içerik, biçim ve kurgu özellikleriyle çocuğun empati ve özdeşim kurmasını sağlayan karakterlerle anlatıcının görünür/görünmez iletileriyle çevre konusunda birçok işlev üstlenebilir. Doğa sevgisi ya da çevresel meseleleri konu alan çocuk kitapları, çocuğun çevresel sorunlar hakkında düşünmesini ve çevre sorunlarına çözümler üretmesini teşvik ederken çocuğa çevreyle ilgili değerleri benimsetebilir. Çocuğun zihinsel ve duyuşsal dünyasını iyi tanıyan çocuğun ilgilerini, beğenilerini, gereksinimlerini dikkate alarak Çocuk Edebiyatı ve Çevresel Bilinç yazılan çocuk kitapları çevre bilinci konusunda da okurunu beklenen hedefe ulaştıracaktır. Doğa sevgisi ya da çevresel meseleleri konu alan çocuk kitapları, bir öğüt/ doğrudan bir mesaj verme ya da kurallar koyma yoluna gitmeden okurunu çevresel meseleler üzerine düşündürebilir. Yalnız, Sever’in (2002, s. 13) de belirttiği gibi “Çocuklara, ‘Doğayı sev, çevreyi koru’(…), “Sağlığını koru.”, “Giysilerini kirletme.”, “Tutumlu ol.” gibi sayılarını çoğaltabileceğimiz emir ve kurallar bileşkesine oturan tümcelerle seslenilmemelidir. Kitaplarda, bu nitelikli yargıların yinelendikçe özelliğini yitireceği ve çocukların neden-sonuç ilişkisiyle düşünmelerinin önünde de engel oluşturabileceği hiç unutulmamalıdır.” Çocuk, kitaplar aracılığıyla çevresiyle kurduğu bağı gözden geçirirken gelişim özelliklerine uygun olarak çevresel meseleleri tanıyıp sınıflandırabilir, çevrenin geleceği hakkında öngörülerde bulunabilir hatta bazı tutum ve değerler de kazanabilir. Özellikle de çevre ile ilgili iletiler, estetik bir bütünlük içinde anlamlandırılarak, benimsetilerek ve özendirilerek sunulduğunda hayata daha kolay geçecektir. Aslan’ın da vurguladığı gibi “yazınsal kitaplar, çocuk okurlara çevre sorunlarına ilişkin iletilerini kurmaca bir dünya aracılığıyla dolaylı olarak ve duyumsatarak verdiklerinden daha kalıcı izler bırakacaktır”(Aslan, 2015, s. 29). Okuru farklı noktalarda düşünmeye sevk eden çevre sorunları konulu kitaplar, hedef kitlenin bakış açısı, düşünce yapısında hatta tavır ve davranışlarında değişimler meydana getirebilir. “Kurgunun tesir gücünden faydalanılarak toplumun canlılara bakış açısı ve doğaya yaklaşımıyla ilgili ekolojik bilinç oluşturup tüketim alışkanlıklarını değiştirmek ve toplumu doğal kaynakları korumaya yöneltmek amaçlanır. Ekolojik sorunları merkeze alan kurmaca metinler aracılığıyla doğanın yok edilmesinin önüne geçilmek istenir. Bu tarz yapıtlar, insanı doğaya karşı duyarlı olmaya davet eder. Ekolojik bilinçle kaleme alınan eserler, insanı doğaya karşı olan sorumluluklarını hatırlamaya yöneltir”(Ergeç, 2020, s. 178-179). Ekosistemdeki tüm canlıların aynı derecede önemli olduğu mesajını veren her canlının yaşam hakkına saygı duymayı ve doğayı korumayı hedefleyen iletilere sahip edebî ürünler, çevresel bilinci tema olmaktan öte taşıyabilir hatta davranış değişikliği yaratarak hayata geçirebilirler. Kültürel değerlerin yaratıcısı ve yansıtıcısı olan dil de çevre bilincinin oluşturulmasında özel bir işleve sahiptir. Çocuk edebiyatı eserlerinde kullanılan 131 132 Çocuk Edebiyatı dil; toplumun çevre ile ilgili bilgi, birikim ve deneyimini, çevre algısını, çevreye bakışını yansıtırken bir bilinç oluşturabilir. Hatta bu dil, istek ve ihtiyaçlarını sessiz ve sözsüz bir dille anlatan çevrenin/doğanın dili olabilir. Çocuğa doğanın duyuşsal dilini tercüme etmeyi öğreten bir eser, doğaya uygun nasıl yaşanabileceğini de öğreterek çevre bilinci oluşturabilir. Böylece dil, çevresel değerlerin toplumsal hafızaya kazınmasına, topluluklarda yaşamasına ve nesilden nesle aktarılmasına da imkân sağlar. ÇEVRE SORUNLARINI ELE ALAN ÇOCUK KITAPLARININ ÇEVRE BILINCI KAZANDIRMADAKI ROLÜ Çevre ve Çevresel Sorunlar Hakkında Bilgi ve Araştırma Merakı Çevre konulu çocuk kitapları, didaktik bir üsluptan uzak estetik bir tavırla çevremizde rahatlıkla görülen ya da görme imkânına sahip olunmayan bitki, hayvan ve canlı türlerinin isimlerini öğretebilir, canlıları bilinen ve bilinmeyen özellikleriyle tanıtabilir. Bitki ve hayvanların fiziksel özellikleri, doğal yaşam içindeki işlevi, insan hayatındaki önemi ve yeri gibi bazı bilgileri dolaylı olarak aktarabilir. Kurgusal eserlerde çevre, hava, su, toprak, kirliliği, tehdit altındaki türler gibi bir çevre sorununun nedenleri, gerekçeleri, hayvanlar, insanlar ve bitkiler üzerindeki etkileri ve çözümü aktarılırken okurun çevresel problemler hakkındaki öngörüsünü genişletebilir. Hiçbir zaman temel hedefi öğretmek olmasa da edebî metinler, çok farklı başlıklarda olduğu gibi çevre konusunda da çocukta merak duygusu ve araştırma isteği uyandırarak çevre konusunda farkındalık yaratabilir. Duyuş/Düşünüş Çevre sorunlarını ele alan eserlerde doğanın insan için ne anlama geldiğini anlatmaya, doğanın insanlar ve canlılar için ne kadar önemli olduğunu göstermeye gayret eden yazar, doğa ve insanın ayrılmaz bütünlüğü üzerine düşündürür. Çevresel tahribatla birlikte değişen yaşam koşulları, çevresel sorunların nedenleri, sonuçları, çözüm yolları, insanın çevreye verdiği zarar gibi birçok ciddi mesele üzerine düşündüren eserler, doğa sevgisi, çevreye ve canlılara saygı, tüm canlılara hoşgörü ve merhamet duyma gibi farklı duyguları da harekete Çocuk Edebiyatı ve Çevresel Bilinç geçirerek çevresel farkındalık yaratır. Okuduğu eserler vasıtasıyla çevre bilinci edinen genç bireyler, bugün gelinen noktada iklim krizinin sonuçlarını doğru okuyarak neden-sonuç ilişkisi kurduğunda kendini de ekosistemin bir parçası gibi görerek bir fert olarak sorumluluklarını bilme ve üzerine düşeni yapma konusunda bir duyuş/düşünüş/aydınlanma yaşayabilir. Empati Kahramanı doğa ve doğa unsurları olan bir eserde çocuk, kahramanla bir bağ kurarak kurguda çevresel sorunlarla ilgili anlatılmak, dikkat çekilmek veya mesaj verilmek istenilen noktaları daha iyi kavrar. Özdeşim kurduğu karakterle doğa ve canlılar arasındaki ilişkileri gözlemleyerek çevresel meseleler üzerine düşünür, doğadaki canlıların yaşadığı durumları sezinleyerek çevresel farkındalığı artar. Kahramanı bir hayvan/bitki olan anlatılarda kahramanın karşılaştığı güçlükler karşısında çektiği sıkıntılar betimlenirken, yaşam içinde verdiği mücadele anlatılırken okurda acıma, şefkat, koruma duygusu yaratılarak duyarlık oluşturulmaya çalışılır. Edebiyat, okuyucusuna farklı hayatlar sunarak, yaşatarak başka hayatların da mümkün olduğunu; kişinin kendini evrenin merkezinde görmekten vazgeçip farklı karakterler üzerinden duygudaşlık yapmayı da öğretir. İnsan hayatının en masum dönemi olan bebeklikten çocukluğa geçişte küçük insan eşyanın da canı olduğuna, düştüğünde, kırıldığında onun da canının yandığına inanır. Yaş aldıkça bu empatiyi kaybetmediği takdirde tabiatta yaşama eşlik eden ne varsa her şeye saygı duyacak olan çocuğa, okuduğu kitaplar da duygusunu korumasında eşlik edecek, empatik düşünme pekiştirilecektir. Öngörü Oluşturma Çevresel sorunları farklı şekillerde kurguya taşıyan çocuk edebiyatı ürünleri, çevresel tahribatın boyutlarını ortaya koyarken çevre sorunlarının oluşturabileceği tehlikelere de değinebilir. Çevre sorunlarının insanoğluna ve canlı türlerine verdiği zararın yanında tehdit altındaki doğal yaşamın olası sonuçları sezdirilmeye çalışılırken gelecek nesilleri bekleyen kötü sondan koruma konusunda okurda bir bilinç oluşturulmaya gayret edilebilir. Bu bilinç insanı eylemde bulunma, tüm ihtimalleri hesaplayıp tedbir alma, sonucu uzun vadede görülebilecek radikal kararları devreye sokma konusunda harekete geçirdiği takdirde bir öngörü de oluşturulmuş demektir. 133 134 Çocuk Edebiyatı Önlem-Koruma Bilinci Çevre sorunlarını ele alan eserlerde çevre sorunlarına neden olan etmenlerin belirlenmesi ve önlenmesi, tehdit altındaki doğaya ve diğer canlılar için alınacak tedbirler, çevrenin korunmasında bireysel ve toplumsal olarak izlenecek yollar da kurgunun el verdiği ölçüde anlatılır ya da okura sezdirilir. Bu bilinç genç kuşaklara kazandırıldığında kalıcı davranışa dönüşme ihtimali daha fazladır. Geçmiş nesillerin bilgi eksikliğinden, ekonomik kaygılarından kaynaklanan tabiata karşı hoyratça tutumlarının eksosisteme verdiği zarar bir yere kadar tamir edilebilmektedir. Ancak bilinçlendirilmiş her nesil önleme ve koruma bilincine de sahip olduğu takdirde çevre kendini gittikçe yenileyebilecek, daha temiz bir çevre mümkün olabilecektir. Birlik – Beraberlik ve Ortak Hareket Etme Kendini yaşadığı çevrenin bir parçası olarak görmeyi öğrenen insan, parça-bütün ilişkisini ve o bütünde bir parça olarak kendine düşen görevi, insan ırkının birlikte hareket etiğinde oluşturabileceği devasa gücü de tahmin edebilecektir. Çünkü bugün yaşanan iklim krizine tek bir insan değil, dünyanın farklı coğrafyalarında yaşayan toplumlar bir bütün hâlinde ve bir süreç içinde neden olmuşlardır. Şu hâlde izlediklerinden, okuduklarından etkilenen ve çevre bilinci edinmiş her birey, yaşamın devam etmesi için başka gezegenler aramak bir yana yaşadığı dünyayı kurtarmanın da birlik beraberlik içinde ortak hareket etmekle mümkün olacağını ve bunun da yine bir süreç gerektirdiğini bilmelidir. Evimiz olan gezegeni kurtarmak fikri insanları müşterek bir amaç etrafında birleştirerek, birlikte hareket etmeyi de öğretmektedir. Gündelik Hayat içinde Tercihlerin Belirlenmesi Çocuk önce aile bireylerini, çevresinde sevdiklerini, okulda öğretmenlerini rol model alarak öğrenir, davranış/ tutum kazanır. Sevdiği kitaplardaki karakterleri de taklit eder. Okuma alışkanlığı edinmiş bireyler için kitaplar birer rehber/ yol göstericidir. Kitapların bu yönü bireylerin gündelik hayatta tercihlerine de yansır. Kitaplardan çevreye karşı duyarlılık kazanmış bir birey; misal satın aldığı ürünlerin etiketini okuyarak karbon salınımı nedeniyle daha uzaktan gelmiş bir ürün yerine yaşadığı yerde üretilmiş bir ürünü tercih edebilir, okulda çevrenin korunması ile ilgili topluluklara katılıp çalışmalar yapabilir. Bu örnekler çoğaltılabilir. Burada söylenmek istenen okunan kitaplar, çevre ko- Çocuk Edebiyatı ve Çevresel Bilinç nusunda bireyde bir bilinçlenme oluşturduğunda bireyin yaşam tercihlerine de yansıyacaktır ve çevrenin korunması konusunda insanlardan beklenen de budur. Değer Oluşumu Değerlerin birbirini doğurması, birbirini tamamlaması gibi bir durum söz konusudur ki duyarlılık değeri beraberinde birçok değeri de taşımaktadır. Duyarlılık değerini kazanan birey, insan ilişkilerinde nezaket ve incelik göstermeyi, canlı hayatına saygı duymayı, yaşadığı ekosistemi korumayı da öğrenir. Kendini ekosistemin bir parçası olarak gören, kendi mutlu yaşamını tüm ekosistemin sağlıklı var oluşuna bağlayan birey çevre bilinci edinmenin yanında sevgi, saygı, empati, paylaşma, yardımlaşma, duyarlılık, kültürel mirasa sahip çıkma gibi değerleri de edinmiş olmaktadır. SONUÇ Sanayi Devrimi’nden sonra yaşanan ciddi endüstrileşme, artan nüfusla birlikte yer altı ve yer üstü kaynaklarının bilinçsizce tüketimi, teknolojideki hızlı gelişmeler ve küreselleşmeye bağlı olarak değişen yaşam standartlarının insanları sürekli tüketmeye teşvik etmesi, bunun sonucunda çevrenin tahrip edilmesi günümüzün en ciddi sorunlarından biri hâline gelmiştir. Toprak kirliliği, hava kirliliği, su kirliliği, gürültü kirliliği, nükleer kirlilik, pestisitlerin biyosistemlerde yarattığı kirlilik, küresel ısınma, çarpık yapılaşma, canlı türlerinin azalması ve yitimi, tarihî ve kültürel zenginliklerin tahribatı, ormanların tahribatı gibi farklı başlıklar altında sınıflandırılabilen çevre sorunları toplumsal, siyasal, ekonomik, dini ve ahlaki, kültürel, boyutları da olan son derece karmaşık bir meseledir Günümüzde çevre kirliliği ile ilgili olumsuz gidişata karşı kayıtsız kalınmaması için durumun vahametini gözler önüne seren raporlar, istatistikler, bilimsel araştırmalar ve çevresel eylemler geniş kitlelere duyurulmaktadır. Bilimsel çalışmaları okumayı tercih etmeyen farklı bir okur kitlesi de çevre sorunlarını kurgu içinde ele alan türler üzerinden takip ederek haberdar olabilmekte ve bu konuda farkındalık kazanabilmektedir. Özellikle son zamanlarda bu bağlamda üretilen filmlerin yanında bilim kurgu ya da distopik başlığıyla da ilişkilendirilebilen romanlar rağbet görmektedir. 135 136 Çocuk Edebiyatı Türkiye’de 1970’lerde belgesel nitelikte ve derslere yardımcı eğitim kitaplarının örnekleri görülmekle birlikte 1980’lerde çevre sorunlarını konu alan çocuk kitapları sayıca artmış, 1990’lar ise bu alanda bir dönüm noktası olmuştur. 1990’larda çevre konularını ele alan çocuk kitaplarındaki ciddi artışın nedeni çevreye ve çevresel meselelere bakışın değişimidir. Yerli veya yabancı birçok yazar tarafından kaleme alınan hem doğa sevgisini aşılayan hem de çevresel sorunlara dikkat çeken çocuk kitaplarının sayısı son dönemlerde dikkat çekici şekilde artış göstermiştir. Ülkemizde çocuk edebiyatı alanında eser veren birçok sanatçı, farklı nedenlerle çocuk edebiyatında “çevresel tahribat” unsurunu daha fazla ön plana çıkarmaktadır. Bu anlamda özellikle de son dönemde eser veren birçok çocuk edebiyatı yazarı, değişen dünyada ekolojik krizi ciddi bir sorun olarak görmekte ve farklı başlıklar altında bu sorunu eserlerinde yansıtmaktadır. Doğa sevgisi ve çevresel meseleleri konu alan edebî eserlerin yanında bu eserlerin çevre bilinci gelişimine etkisini ve katkısını inceleyen bilimsel çalışmalar da bulunmaktadır. Bu konu üzerinde yapılan makale ve tez çalışmalarının sayılarının artması, farklı bakış açıları ile çeşitlenmesi konunun öneminin daha iyi anlaşılmasını sağlayacaktır. Edebiyat hem toplumdan etkilenir hem toplumu etkiler. Günümüzde ciddi bir şekilde etkileri görülen iklim krizinin sebebi olan insan ırkını çevre bilinci kazanma konusunda eğitmede, kendini ekosistemin bir parçası olarak görüp saygı duymasını sağlamada, çevreyi korumak ve olası zararları önlemek adına tedbirler almak için harekete geçmede edebî eserlerin yeri yadsınamaz. Öğretme kaygısını ön plana çıkarmayan, buyurucu tavır takınmayan mesajını kurgu içinde verip okuyucusuna güzellik duygusunun yanında bazı değerleri edinmesini de sağlayan edebî eserlerden çocuklara uygun olanları, çevre eğitimine erken yaşta başlamak lüzumu olduğundan, çevre bilinci kazandırmak için okutulmalıdır. KAYNAKLAR Akkoyunlu Ertan, K. (2015). Leopoldcü düşünce ve yeryüzü (toprak) etiği. Memleket Siyaset Yönetim, 10 (23), 1-20. Akman, Y., Ketenoğlu, O., Kurt, L., Düzenli, S., Güney, K. & Kurt, F. (2004). Çevre kirliliği (çevre biyolojisi). Palme Yayıncılık. Aslan, C. (2015). Çocuk edebiyatı yapıtlarının çevre sorunlarını yansıtışı bağlamında incelenmesi. International Journal of Human Sciences, 12 (2), 1818-1852. Atasoy, E. B. (2006). Çevre için eğitim: çocuk doğa etkileşimi. Ezgi Kitabevi. Ateş, H. (2012). Gülsüm Cengiz’in öykülerinin çocukta doğa sevgisi ve çevre bilinci geliştirme açısından incelenmesi.(Basılmamış yüksek lisans tezi). Dokuz Eylül Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü. Çocuk Edebiyatı ve Çevresel Bilinç Bademci, L. (21.04.2021) “Kutuplardan gelen sıcacık bir hikâye: Nanuk ve Pati Sonatı”. 20 Eylül 2022 tarihinde https://www.gazeteduvar.com.tr/kutuplardan-gelen-sicacik-bir-hikaye-nanuk-ve-pati-sonati-haber-1518342 adresinden erişildi. Baratz L. & Hazeira H. (2012). Children’s literature as an important tool for education of sustainability and the environment, International Electronic Journal of Environmental Education, (Çev. N. Akyürek), 17 Eylül 2022 tarihinde https://www.sozelti.com/2021/02/01/surdurulebilirlik-ve-cevre-egitiminde-onemli-bir-arac-olarak-cocuk-edebiyati/ adresinden erişildi. Bayraktar, B. (2021). İklim-kurgu ve distopik bir öykü olarak “Günübirlikçiler”. Çukurova Üniversitesi Türkoloji Araştırmaları Dergisi, 6 (2), 574-597. Bulut, F. (2020). Ekoeleştiri kuramı ışığında Ayla Kutlu’nun “Huvava: İlk Çevre Koruyucu” adlı eserine bakış. Turkish Studies - Language, 15(2), 625-638. Can, E. (2016). Hikmet Temel Akarsu’nun çocuk kitaplarında çevre sorunu. H. Asutay, S. Duran Baytar, Z. H. Ünal, D. Yılmaz, S. Gürel & T. Öztürk, (Ed). Çocuk ve gençlik edebiyatında barış kültürü içinde. (s. 171-172). Trakya Üniversitesi Yayınları. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı (2020). 25 Eylül 2022 tarihinde https://webdosya.csb.gov.tr/db/ bolu/icerikler/cevre-20180222082618.pdf adresinden erişildi. Durmaz Aksu, E. ( 2019). Hukuka güvenebilir miyiz? Ekolojik distopyalar ve gerçek felaketler. Hukuk Kuramı. 6 (2), 1-21. Dwyer, J. (2010). Where the wild books are: a field guide to ecofiction. University of Nevada Press. Ergeç, Z. (2021). “Oya Baydar’ın Köpekli Çocuklar Gecesi adlı romanı üzerine ekoeleştirel bir okuma.” Söylem Filoloji Dergisi, 5 (1), 176-189. Ergin, M. & Dolcerocca, Ö. N. (2016). Edebiyata ekoeleştirel yaklaşımlar: Ekoşiir ve Elif Sofya. Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi, 3, 297-324. Erten, S. (2004). Çevre eğitimi ve çevre bilinci nedir, çevre eğitimi nasıl olmalıdır?. Çevre ve İnsan Dergisi, 25 (65), 1-13. Güney, E. (2002). Türkiye çevre sorunları, doğal ve kültürel ortam bozulması. Çantay Kitabevi. Kavcar, C. (1982). Edebiyat ve eğitim. Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Yayınları. Keleş, R. & Hamamcı, C. (2002). Çevrebilim (4. Baskı). İmge Kitabevi. Keleş, R. (2013). 100 soruda çevre, çevre sorunları ve çevre politikası. Yakın Kitabevi. Kolbay, A. (02.01.2022). “Çocuk kitaplığı / dünyamıza ne olmuş: çocuklar için iklim krizi” 22 Eylül 2022 tarihinde https://www.diken.com.tr/cocuk-kitapligi-dunyamiza-ne-olmus-cocuklar-icin-iklim-krizi/ adresinden erişildi. Kuzu, T. (2008). “Aytül Akal’ın masallarıyla çocukta çevre bilinci geliştirme”. Anadolu Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 19, 327-339. Kütük, A. (2019). Eko-okullardaki çocuk kitaplarının çevre eğitimi açısından incelenmesi.(Basılmamış yüksek lisans tezi). Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. Metin, A. E. & Gül, A. (2022). Eko-psikolojiyi etkileyen değişkenlerin belirlenmesi. Süleyman Demirel Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi, 26 (1), 90-105. O’Brien K. & Stoner D. K. (1987). “Increasing environmental awareness through children’s literature”. The Reading Teacher, 41 (1), 14-19. Özer, M. (2017). Doğa etiği. İmge Kitabevi. Özdağ, U. & Gökalp Alpaslan, G. (2010). “Türkiyat araştırmalarında yeni bir alan: çevreci eleştiri.” 3. Uluslararası Türkiyat Araştırmaları Sempozyumu Bildiriler Kitabı, C. II, 641-651. Özdağ, U. (2017). Çevreci eleştiriye giriş. Ürün Yayınları. Özdemir, O. (1998). Yazınsal bir tür olarak öykünün çevre duyarlılığına etkisi. (Yayımlanmamış yüksek lisans tezi). Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. Rozsak, T. (1992). The voice of earth: an exploration of ecopsychology. Simon & Schuster. Sever, S. (2002). Çocuk ve edebiyat. Ankara: Engin Yayınevi. 137 138 Çocuk Edebiyatı Sever, S., Dilidüzgün, S., Neydim, N. & Aslan, C. (2007). İlköğretimde çocuk edebiyatı. Anadolu Üniversitesi Yayınları. Ünal, S., Ebru, M. & Sayar, A. (2001). Çevre bilinci, bilgisi ve eğitimi. Marmara Üniversitesi Yayınları. Yalvaç, A. (15.09. 2022). “Distopya edebiyatının vazgeçilmezi ekokurgu nedir? Son yıllarda neden önem kazanmıştır?” 21 Eylül 2022 tarihinde https://kayiprihtim.com/dosya/ekokurgu-nedir-ekolojik-kurgu-neden-onemli/ adresinden erişildi. Yazıcı, O. H. & Gedikoğlu, G.Y. (2012). “Aytül Akal’ın çocuk kitaplarında çevre bilinci ve duyarlığı”. Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 7(2), 793-806.