BOOKS by Hasan Yucel Basdemir
HititKitap Yayınları, 2010
"İÇİNDEKİLER
ÖNSÖZ 7
GİRİŞ 9
BİRİNCİ BÖLÜM
BİLGİNİN ANLAMI TÜRLERİ VE KAYNAKLARI
1. Bilmenin... more "İÇİNDEKİLER
ÖNSÖZ 7
GİRİŞ 9
BİRİNCİ BÖLÜM
BİLGİNİN ANLAMI TÜRLERİ VE KAYNAKLARI
1. Bilmenin Anlamları 25
Nasıl’ın Bilgisi ve Tanışıklık Bilgisi 26
Önermesel Bilgi 29
Üç Anlamı Birbirinden Ayırma 31
2. Önermesel Bilginin Türleri 34
Zihin Durumları, Olgu Durumları ve Diğer Zihinler 34
Zorunlu ve Zorunlu Olmayan Bilgi 36
A Priori ve A Posteriori 39
Temel Bilgi ve Çıkarıma Dayalı Bilgi 51
3. Bilme Araçları ya da Bilginin Kaynakları 57
Algı İle Gelen Bilgiler 57
Bellek İle Gelen Bilgiler 69
Tanıklık İle Gelen Bilgiler 76
Akıl İle Gelen Bilgi 81
Muhakeme ve İçebakış 88
İçebakış ve Bilinç 95
İKİNCİ BÖLÜM
BİLGİNİN UNSURLARI VE GEREKÇELENDİRME
1. Geleneksel Üç-Parçalı Bilgi Tanımı 103
Bilgi: Gerekçelendirmiş Doğru İnanç 103
Theaetetus Sorunu ve Gettier Sorunu 110
Gettier Karşı-Örnekleri 113
2. İnanç Doğruluk ve Gerekçelendirme 119
İnanç Koşulu 119
Doğruluk Koşulu 123
Gerekçelendirme Koşulu 129
3. Epistemik Olmayan Gerekçelendirme 133
Basirete Dayalı Gerekçelendirme 134
Ahlaki Gerekçelendirme 136
4. Deontolojik Gerekçelendirme 139
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
BİLİŞSEL BAŞARI VE TEMİNAT KOŞULU
1. Bilişsel Başarı vs. Epistemik Şans 151
2. Teminat Koşulu: Bildiğimi Biliyorum 156
3. Gerekçelendirme ve Güvenilircilik 162
4. İçselcilik ve Dışsalcılık 173
İçselcilik 174
Dışsalcılık 186
Karşılaştırma 190
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
BİLGİNİN TANIMI VE MİMARİ YAPISI
1. İçselci Bilgi Tanımları 201
Chisholm: Kanıtlanmış Doğru İnanç 201
Clark: Sağlam Temele Dayanma 210
Lehrer ve Paxson: Sarsılmazlık 214
Üç Koşulun Yeterliliği 219
2. Dışsalcı Bilgi Tanımları 221
Goldman: Sebebe Dayanma 221
Dretske: Sonuca Götüren Neden 226
Nozick: Doğruluğu Takip Etme 230
Plantinga: Uygun İşlevselcilik 235
3. Bilginin Mimari Yapısı 238
İçselci Temelcilik 238
Dışsalcı Temelcilik 248
Bağdaşımcılık 250
Alternatif Bir Yaklaşım 254
BEŞİNCİ BÖLÜM
ALTERNATİF YAKLAŞIMLAR
1. Erdem Epistemolojisi 259
2. Sosyal Epistemoloji 266
3. Doğallaştırılmış Epistemoloji 274
4. Pragmatizm 277
5. Evrimci Epistemoloji 280
Zihnin İşlevi 281
Rasyonellik (Makullük) 288
SONUÇ 295
KAYNAKÇA 305
DİZİN 315"
İÇİNDEKİLER
BAŞLANGIÇ 7
GİRİŞ: BİLGİ VE İNANÇ KAVRAMLARININ ANALİZİ [Ferit Uslu] 15
1. Bilgini... more İÇİNDEKİLER
BAŞLANGIÇ 7
GİRİŞ: BİLGİ VE İNANÇ KAVRAMLARININ ANALİZİ [Ferit Uslu] 15
1. Bilginin Türleri 15
1.1. Önermesel Bilgi 15
1.2. Tanıma Yoluyla Bilgi 17
1.3. Tasvir Yoluyla Bilgi 21
1.4. Nasılın Bilgisi 23
2. İnancın Türleri 24
2.1. Önermesel İnanç 25
2.2. Önermesel Olmayan İnanç 28
3. İnanç-Bilgi İlişkisinin Analizi 31
4. Önermesel Bilgi: ‘Gerekçelendirilmiş Doğru İnanç’ 34
4.1. Bilgi Bir İnanç mıdır? 35
4.2. Bilgi Her Zaman Doğru İnanç mıdır? 39
4.3. Bir İnancın Bilgi Olabilmesi İçin Gerekçelendirilmiş Olması Gerekir mi? 42
5. Temel İnanç ve Bilgiler 46
I. GEREKÇELENDİRİLMİŞ DOĞRU İNANÇ BİLGİ MİDİR? [Edmund L. Gettier, Çeviren: Hasan Yücel Başdemir] 49
II. BİLGİ VE DAYANAKLAR: GETTIER’İN MAKALESİ ÜZERİNE BİR YORUM [Michael Clark, Çeviren: Hasan Yücel Başdemir] 53
III. BİLGİDE SEBEBE DAYANMA KOŞULU [Alvin I. Goldman, Çeviren: Hasan Yücel Başdemir] 59
IV. BİLGİ: SARSILMAZ GEREKÇELENDİRİLMİŞ DOĞRU İNANÇ [Keith Lehrer ve Thomas Paxson, Çeviren: Hasan Yücel Başdemir] 83
V. GEREKÇELENDİRİLMİŞ DOĞRU İNANÇ OLARAK BİLGİ [Roderick M. Chisholm, Çeviren: Hasan Yücel Başdemir] 105
1. Giriş 105
2. Gettier Durumları 106
3. Zorluğu Gösterme 108
4. Önerilen Çözüm 110
5. Alternatif Bir Çözüm 112
6. Sonuç 113
VI. BİLGİ NEDİR? [Roderick M. Chisholm, Çeviren: Hasan Yücel Başdemir] 115
1. Theaetetus Sorunu 115
2. Gettier Sorunu 116
3. Bir Uyarı Notu 120
4. Örneğe Yakından Bir Bakış 122
5. Bir Bilgi Tanımı 127
6. Birinin Bildiğini Bilmesi (Knowing That One Know) 130
VII. GETTIER SORUNLARININ KAÇINILMAZLIĞI [Linda Zagzebski, Çeviren: Hasan Yücel Başdemir] 135
EK-1
GETTİER VE BİLGİDE ŞANS UNSURU [Hasan Yücel Başdemir] 149
1. Epistemik Şans 151
2. Gettier Karşı-Örnekleri 161
3. Gettier’in Şans Senaryosu 167
4. Sonuç 171
EK-2
GEREKÇELENDİRME, EPİSTEMİK SEVİYELER VE KESİN BİLGİ: FARABÎ VE CHİSHOLM KARŞILAŞTIRMASI [Hasan Yücel Başdemir] 173
1. Sorun 173
2. Gerekçelendirme: Chisholm 178
3. Gerekçelendirme: Farabî 181
4. Chisholm ve Epistemik Seviyeler 188
5. Farabî ve Epistemik Seviyeler 196
6. Sonuç Yerine: Karşılaştırma 203
EK-3
DOĞAL EPİSTEMOLOJİ MÜMKÜN MÜDÜR? [Şahabettin Yalçın] 209
Geleneksel Bilgi Tanımı 210
Doğal Epistemoloji 214
Doğal Epistemoloji Bir Alternatif Olabilir mi? 218
Sonuç 222
DİZİN 225
Bu kitap, Liberal Düşünce Topluluğu bünyesinde bulunan Din ve Hürriyet Araştırmaları Merkezi tara... more Bu kitap, Liberal Düşünce Topluluğu bünyesinde bulunan Din ve Hürriyet Araştırmaları Merkezi tarafından yayına hazırlanmıştır. Liberte Yayınları: 169 ISBN 13: 978-975-6201-60-2
Siyasal sistemler, devletlerin yönetim şekli ile ilgili iken ideolojiler zihniyetleri ile ilgilid... more Siyasal sistemler, devletlerin yönetim şekli ile ilgili iken ideolojiler zihniyetleri ile ilgilidir. Hükümetlerin sağlık, eğitim, sosyal güvenlik, kamu güvenliği gibi alanlarda olduğu kadar temel haklar ile uluslar arası ilişkiler alanında da politik tutumlarını sahip oldukları siyasal sistemlerden ziyade ideolojileri belirler.
Siyasî İdeolojiler kitabı, geçen iki yüzyıldan beri devlet politikalarını yönlendiren ideolojileri kapsamlı ve düzenli bir şekilde ele almakta; ideolojilerin tarihi gelişimini, temel kavramlarını, köşe taşlarını, temsilcilerini, Batı dünyasındaki, Müslüman dünyadaki ve Türkiye’deki yansımalarını derinlikli ama sade bir dille okuyucunun ilgisine sunmaktadır.
Kitabın içinde neler var?
* Ele alınan ideoloji hakkında ön bilgi
* Okuyucuyu içeriğe odaklayan sorular
* Renkli ve kalın yazı ile gösterilmiş kavramlar
* İdeolojilerin, Müslüman coğrafyadaki yansımaları
* İdeolojilerin demokrasi ve şiddetle olan ilişkileri
* Bilgilerin müzakeresini sağlayacak tartışma soruları
* Maddeler halinde her bölümün özeti
CHAPTER IN BOOKS by Hasan Yucel Basdemir
İNSAN DİN VE ERDEMLİLİK
Epistemik erdemler, bilgi elde etmemize veya doğruluğu yakalamamıza yardımcı olan yetenek, kabili... more Epistemik erdemler, bilgi elde etmemize veya doğruluğu yakalamamıza yardımcı olan yetenek, kabiliyet ve özelliklerimizdir. Bu yeteneklerimizi ahlaki erdemlerden ayıran temel özellik, iyiliğin değil doğruluğun elde edilmesine katkı sağlamalarıdır. Eğer doğru inancı veya bilgiyi sahip olduğunuz bazı erdemlerle elde etmişseniz o zaman biliyor olabilirsiniz. Aksi takdirde doğruluğu elde etmeniz sadece bir şans eseri olabilir.
Descartes’tan Kant’a modern felsefe, doğruluğun belirli yöntem ve standartların takibi ile elde edilebileceğine inandı ve epistemik failin şahsi özelliklerini, bilgi için bir standart olarak görmedi; kabul etmedi. Oysa bu standartlar bile epistemik failin sahip olduğu belirli özelliklerin sürece dahil olmasıyla sonuç verebilirdi. Buna göre bilgi, adına “epistemik” dediğimiz belirli türden erdemlere sahip olmakla elde edilebilir. Yani bilgi, epistemik erdemlere sahip bir kişi tarafından sahip olunabilecek bir şeydir.
Epistemik erdemler, kişisel özelliklerden ve epistemik yetilerden farklıdır. Örneğin “itina” kişisel bir özelliktir. Ancak bu, itinalı olmanın, bilgi için yeterli olduğu anlamına gelmez. Bazı kişisel özelliklerin, bilgi edinme süreçlerine aktarımı gerekir. Ancak bu durumda itina, epistemik bir erdeme dönüşebilir. Beş duyu ise epistemik yetilerdir ve bunların bilgi için özel kullanım koşulları sağlanması durumunda bilme süreçlerimize olumlu katkı sağlayacağı düşünülebilir.
Bu yönüyle epistemik erdemler, birbirinden ayırmak çok güç olsa da birincil ve ikincil epistemik erdemler şeklinde tasnif edilebilir. Muhayyile gücü (fantasia, imgelem), tecessüs (ilgi, merak), vehim gücü, açık fikirlilik, muhakeme ve hesap verebilirlik birincil erdemler iken dikkatli olma, titizlik, yaratıcılık, dürüstlük, tevazu, gayret, sadelik, temkin (warranty?) gibi kişisel özellikler de ikincil erdemlerdir. Tabi buna uygun olarak dar-görüşlülük, dogmatizm, kolaycılık, çabucak karara varma, saflık gibi epistemik reziletlerin var olduğu da göz ardı edilemez.
Epistemik erdemler, bilgi elde etme sürecinde etkindir ve faili bunlar bilgiye götürebilir. Bu çalışmada erdemlerin bilme süreçlerine etkisi ve bu etkinin nasıl olduğu meselesi ortaya konulmaya çalışılacaktır. Erdem epistemolojisi, sosyal epistemoloji, evrimci epistemoloji, geleneksel epistemoloji, öznel epistemoloji ve feminist epistemoloji gibi farklı epistemolojik yaklaşımların meseleye bakışı farklıdır. Bu farklılıklar da ortaya konulmaya çalışılacaktır.
YENİ ANAYASA: USUL VE ÜSLUP AÇISINDAN BİR ARAYIŞ, 2022
Anayasalar, toplumda yaşayan bireylerin genel deneyimlerine dayanır ve din de bu deneyimler içind... more Anayasalar, toplumda yaşayan bireylerin genel deneyimlerine dayanır ve din de bu deneyimler içinde en fazla etkili olan ve değer üreten yapıdır. Bu yönüyle anayasaların dinlerden beslenmesi beklenir. Bu durum anayasaları seküler açıdan güçlü kılar. Çünkü toplumsal mutabakat metni olan anayasa, dini dışlayamaz ve görmezden gelemez. Aksi takdirde meşruiyeti sorgulanır hale gelecektir. Anayasalar sekülerdir, ancak meşruiyetini halktan alıyorsa halkın temel değerleri ile çelişemez, onları yasaklayamaz. Bu durumda BM çocuk Hakları sözleşmesinde olduğu gibi velayet, evlilik, miras gibi bazı hukuki düzenlemeler, dinden beslenebilir.
Islam and Liberty Network
We see today that there is a wide range of problems about the relationship between Islam and demo... more We see today that there is a wide range of problems about the relationship between Islam and democracy. Discussions are going on the media, academia and politics lively. That is due to the high demand for democracy in the Muslim-majority societies. Despite this, there are obstacles in front of settlement of democracy. What are these obstacles? Some say that the main barrier is itself Islam for democracy. 1 The more moderate form of this thesis is that not of Islam, but of the Islam perception among Muslims hinders democracy. Some utter/express this approach in the form that Muslim-majority societies are not ready to adopt democratic values. The second view is that the autocratic and oligarchic governments (despots) in the Islamic geography do not want their powers to lose/abandon and do not allow democracy. (This sometimes manifests itself in the forms of controlled, limited or tutelary democracy). The third view is that the development of democracy is blocked by the powerful states on grounds that it is contrary to their " national interests " 2 thereby an fear of " islamic extremism " is being created. in punishment from a higher authority, even if you are a member of the ruling class.
islamcılık, on dokuzuncu yüzyılın ilk çeyreğinden itibaren Müslüman Coğrafyada ortaya çıkan siyas... more islamcılık, on dokuzuncu yüzyılın ilk çeyreğinden itibaren Müslüman Coğrafyada ortaya çıkan siyasî ve entelektüel bir harekettir. Bu hareket, Müslüman coğrafyayı Avrupa ve Rus emperyalizminden, diktatörlerin baskılarından, taklit ve hurafeden kurtarmak; medenileştirmek, birleştirmek ve kalkındırmak için yapılan siyasî ve fîkrî arayışların tümünü içine almaktadır. On dokuzuncu yüzyılda Müslüman hanedanlıklarının tek tek çöküşü, bunlar arasındaki dayanışma isteklerini artırdı. Bu süreçte İslam, İslam Birliği adı altında siyasî bir motivasyona dönüştü. Osmanlı Devleti, dağılma sürecinde 1876-1922 yıları arasında İslamcılığı bir devlet politikası haline getirdi. İslamcılık, kendisini dinin yerine koymuyor, ama Müslümanları, şura ve hilafet esasları altında bir araya getirmeyi; parçalanan ve sömürgeleşen Müslüman topraklarını özgürleştirmeyi amaçlıyordu. Kısacası İslamcılık, İslam’ın on dokuzuncu yüzyıldaki siyasî yorumudur ve ortaya çıkışından sonra belirli olayların etkisiyle dönüşümler geçirmiştir.
1917 ve 1922 yıllarından sonra İslamcılık yasaklanmıştır. Bu yasak, İslamcılığı belirli derecelerde radikalleştirmiş olsa da İslamcılar, siyasî olarak her zaman uzlaşmacı ve ılımlı olmuşlar; demokrasiye ve insan haklarına değer vermişlerdir. İslamcılık, siyasî birlik üzerine inşa edildiği için Batı’da her zaman endişe ile karşılandı; radikal ve fundamentalist gruplarla birlikte anıldı. Bugün geleneksel İslamcı idealler parti, STK,
cemaat, gizli örgüt, şiddet grubu gibi farklılaşmış gruplar tarafından belirli ölçülerde paylaşılmaktadır.
Gettier'in üç parçalı geleneksel bilgi tanımına yönelttiği eleştiriler ekseninde bilginin tanımı ... more Gettier'in üç parçalı geleneksel bilgi tanımına yönelttiği eleştiriler ekseninde bilginin tanımı sorunu ortaya koyulmaktadır.
Türkiye'de epistemoloji alanında 1960-2010 arasında yapılan çalışmaları konu, problem ve kavram a... more Türkiye'de epistemoloji alanında 1960-2010 arasında yapılan çalışmaları konu, problem ve kavram açısından değerlendiren bir makaledir.
Hasan Yücel Başdemir (2016) "Aristoteles", Siyasal Düşünce Tarihi, Editörler: Hamit Emrah Beriş, ... more Hasan Yücel Başdemir (2016) "Aristoteles", Siyasal Düşünce Tarihi, Editörler: Hamit Emrah Beriş, Fatih Duman, Ankara: Orion Yayınları.
Aristoteles, siyaset biliminin doğuşuna öncülük etmek bakımında ele alınmakta ve onun Polis vatandaşlığı düşüncesinin Stoa tarafından nasıl Kozmopolit vatandaşlığa dönüştürüldüğünün hikayesi anlatılmaktadır.
The ‘violence rhetoric’ is also addressed in Chapter 8. Indeed,
Hasan Yücel Başdemir explains th... more The ‘violence rhetoric’ is also addressed in Chapter 8. Indeed,
Hasan Yücel Başdemir explains that the emergence of such rhetoric
is largely explained by rather historical factors and is far from
being inherent to the Islamic religion. In this regard, the author
notes that the institution of the Caliphate emerged as a result of
the need of the Muslim people for earthly leadership and was not
proposed by the Prophet. Nevertheless, literalist interpretations
of Islam suggest that the Caliphate is the only political institution
compatible with Islamic law. Therefore, what was historically constructed
became understood by Muslims as a divinely prescribed
model. In addition to this misconception, colonisation, followed
by secular dictatorships in many Muslim countries, has strengthened
jihadi movements. The author of the chapter asks an important
question: in what kind of societies do Muslims aspire to live?
The answer to this question will have a large impact on the lives of
millions of people in Muslim-majority countries.
Ahlakın gerisinde yatan nedenler ele alınmaktadır.
insanlar, ahlaki kurallara veya siyasi kurallara dayanarak aynı ortamları paylaşır ve sorunlarını... more insanlar, ahlaki kurallara veya siyasi kurallara dayanarak aynı ortamları paylaşır ve sorunlarını çözer. Ahlak ilişkileri daha sıkı ve mikro ilişkilerdir; anlaşmazlıklarımızı ve sorunlarımızı daha etkili bir şekilde çözer. Ahlakın buna gücü yetmediği yerlerde siyaset devreye girer ve bizi daha makro bir ilişkiyle karşı karşıya getirir.
Bu makale birincisine "birlikte yaşama", ikincisine ise "bir arada yaşama" adı verir ve birinciden farklı olarak bir arada yaşamanın "yapay" ilkelerini ortaya koyar.
Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Yayınları, Feb 1, 2014
ARTICLES by Hasan Yucel Basdemir
Liberal Düşünce, 2014
Türk Eğitim Sistemi, yapılan birçok revizyona rağmen köklü bir değişikliğe ihtiyaç duymaktadır.... more Türk Eğitim Sistemi, yapılan birçok revizyona rağmen köklü bir değişikliğe ihtiyaç duymaktadır. Bu değişikliğin/reformun gerekçesi, eğitimin organizasyonu ile ilgili tüm sorumluluğun Milli Eğitim Bakanlığı’na verilmiş olmasıdır: Bakanlık alt yapı, finansman, yönetim ve planlama (ders ve müfredatın belirlenmesi) konusunda tam ve tek yetkili kurumdur. Tek bir kurumun, yirmi milyon öğrenci, bir milyon çalışan ve altmış beş bin okulun sevk ve idaresini tek başına sürdürmesi hem fizikî hem pedagojik hem de eğitimin amaçları açı(sın)dan makul görünmemektedir. Bu nedenle Türkiye’de yapılacak bir eğitim reformu, sorumluluğun eğitimin paydaşları arasında bölüşülmesi esasına dayanmalıdır. Eğer bu perspektif benimsenecek olursa yapılacak reformun ilk ilkesi, merkezî yetki ve hakların illere, belediyelere, okullara, vakıflara, şirketlere, şahıslara, ailelere ve öğrenciye devredilmesidir ve bunun gereği olarak da Bakanlığın koordinasyon ve akreditasyon kurumu olmaya yönelmesidir. Yetki ve sorumluluk paylaşımı, eğitimde finansman, yönetim ve planlama özerkliğini mecbur kılmaktadır. Bu özerkliğin sağlanması, özel okulların eğitim sistemi içindeki oranının kademeli olarak artmasına bağlıdır. Ancak bu tür bir reform çabasının önünde, mevcut istihdam yapısı ve bürokratik yapılanma başta olmak üzere büyük engeller bulunmaktadır. Burada sunduğumuz ve eğitimde sivil inisiyatifin gelişmesi esasına dayanan bu eğitim reformu önerisi, mevcut yapıdan kaynaklanan zorlukları aşmak için fırsatları ortaya koymayı; finansman çeşitliliği, okul çeşitliliği, müfredat çeşitliliği ve yönetim çeşitliğine dayalı alternatifli ara çözümler sunmayı amaçlamıştır.
Uploads
BOOKS by Hasan Yucel Basdemir
ÖNSÖZ 7
GİRİŞ 9
BİRİNCİ BÖLÜM
BİLGİNİN ANLAMI TÜRLERİ VE KAYNAKLARI
1. Bilmenin Anlamları 25
Nasıl’ın Bilgisi ve Tanışıklık Bilgisi 26
Önermesel Bilgi 29
Üç Anlamı Birbirinden Ayırma 31
2. Önermesel Bilginin Türleri 34
Zihin Durumları, Olgu Durumları ve Diğer Zihinler 34
Zorunlu ve Zorunlu Olmayan Bilgi 36
A Priori ve A Posteriori 39
Temel Bilgi ve Çıkarıma Dayalı Bilgi 51
3. Bilme Araçları ya da Bilginin Kaynakları 57
Algı İle Gelen Bilgiler 57
Bellek İle Gelen Bilgiler 69
Tanıklık İle Gelen Bilgiler 76
Akıl İle Gelen Bilgi 81
Muhakeme ve İçebakış 88
İçebakış ve Bilinç 95
İKİNCİ BÖLÜM
BİLGİNİN UNSURLARI VE GEREKÇELENDİRME
1. Geleneksel Üç-Parçalı Bilgi Tanımı 103
Bilgi: Gerekçelendirmiş Doğru İnanç 103
Theaetetus Sorunu ve Gettier Sorunu 110
Gettier Karşı-Örnekleri 113
2. İnanç Doğruluk ve Gerekçelendirme 119
İnanç Koşulu 119
Doğruluk Koşulu 123
Gerekçelendirme Koşulu 129
3. Epistemik Olmayan Gerekçelendirme 133
Basirete Dayalı Gerekçelendirme 134
Ahlaki Gerekçelendirme 136
4. Deontolojik Gerekçelendirme 139
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
BİLİŞSEL BAŞARI VE TEMİNAT KOŞULU
1. Bilişsel Başarı vs. Epistemik Şans 151
2. Teminat Koşulu: Bildiğimi Biliyorum 156
3. Gerekçelendirme ve Güvenilircilik 162
4. İçselcilik ve Dışsalcılık 173
İçselcilik 174
Dışsalcılık 186
Karşılaştırma 190
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
BİLGİNİN TANIMI VE MİMARİ YAPISI
1. İçselci Bilgi Tanımları 201
Chisholm: Kanıtlanmış Doğru İnanç 201
Clark: Sağlam Temele Dayanma 210
Lehrer ve Paxson: Sarsılmazlık 214
Üç Koşulun Yeterliliği 219
2. Dışsalcı Bilgi Tanımları 221
Goldman: Sebebe Dayanma 221
Dretske: Sonuca Götüren Neden 226
Nozick: Doğruluğu Takip Etme 230
Plantinga: Uygun İşlevselcilik 235
3. Bilginin Mimari Yapısı 238
İçselci Temelcilik 238
Dışsalcı Temelcilik 248
Bağdaşımcılık 250
Alternatif Bir Yaklaşım 254
BEŞİNCİ BÖLÜM
ALTERNATİF YAKLAŞIMLAR
1. Erdem Epistemolojisi 259
2. Sosyal Epistemoloji 266
3. Doğallaştırılmış Epistemoloji 274
4. Pragmatizm 277
5. Evrimci Epistemoloji 280
Zihnin İşlevi 281
Rasyonellik (Makullük) 288
SONUÇ 295
KAYNAKÇA 305
DİZİN 315"
BAŞLANGIÇ 7
GİRİŞ: BİLGİ VE İNANÇ KAVRAMLARININ ANALİZİ [Ferit Uslu] 15
1. Bilginin Türleri 15
1.1. Önermesel Bilgi 15
1.2. Tanıma Yoluyla Bilgi 17
1.3. Tasvir Yoluyla Bilgi 21
1.4. Nasılın Bilgisi 23
2. İnancın Türleri 24
2.1. Önermesel İnanç 25
2.2. Önermesel Olmayan İnanç 28
3. İnanç-Bilgi İlişkisinin Analizi 31
4. Önermesel Bilgi: ‘Gerekçelendirilmiş Doğru İnanç’ 34
4.1. Bilgi Bir İnanç mıdır? 35
4.2. Bilgi Her Zaman Doğru İnanç mıdır? 39
4.3. Bir İnancın Bilgi Olabilmesi İçin Gerekçelendirilmiş Olması Gerekir mi? 42
5. Temel İnanç ve Bilgiler 46
I. GEREKÇELENDİRİLMİŞ DOĞRU İNANÇ BİLGİ MİDİR? [Edmund L. Gettier, Çeviren: Hasan Yücel Başdemir] 49
II. BİLGİ VE DAYANAKLAR: GETTIER’İN MAKALESİ ÜZERİNE BİR YORUM [Michael Clark, Çeviren: Hasan Yücel Başdemir] 53
III. BİLGİDE SEBEBE DAYANMA KOŞULU [Alvin I. Goldman, Çeviren: Hasan Yücel Başdemir] 59
IV. BİLGİ: SARSILMAZ GEREKÇELENDİRİLMİŞ DOĞRU İNANÇ [Keith Lehrer ve Thomas Paxson, Çeviren: Hasan Yücel Başdemir] 83
V. GEREKÇELENDİRİLMİŞ DOĞRU İNANÇ OLARAK BİLGİ [Roderick M. Chisholm, Çeviren: Hasan Yücel Başdemir] 105
1. Giriş 105
2. Gettier Durumları 106
3. Zorluğu Gösterme 108
4. Önerilen Çözüm 110
5. Alternatif Bir Çözüm 112
6. Sonuç 113
VI. BİLGİ NEDİR? [Roderick M. Chisholm, Çeviren: Hasan Yücel Başdemir] 115
1. Theaetetus Sorunu 115
2. Gettier Sorunu 116
3. Bir Uyarı Notu 120
4. Örneğe Yakından Bir Bakış 122
5. Bir Bilgi Tanımı 127
6. Birinin Bildiğini Bilmesi (Knowing That One Know) 130
VII. GETTIER SORUNLARININ KAÇINILMAZLIĞI [Linda Zagzebski, Çeviren: Hasan Yücel Başdemir] 135
EK-1
GETTİER VE BİLGİDE ŞANS UNSURU [Hasan Yücel Başdemir] 149
1. Epistemik Şans 151
2. Gettier Karşı-Örnekleri 161
3. Gettier’in Şans Senaryosu 167
4. Sonuç 171
EK-2
GEREKÇELENDİRME, EPİSTEMİK SEVİYELER VE KESİN BİLGİ: FARABÎ VE CHİSHOLM KARŞILAŞTIRMASI [Hasan Yücel Başdemir] 173
1. Sorun 173
2. Gerekçelendirme: Chisholm 178
3. Gerekçelendirme: Farabî 181
4. Chisholm ve Epistemik Seviyeler 188
5. Farabî ve Epistemik Seviyeler 196
6. Sonuç Yerine: Karşılaştırma 203
EK-3
DOĞAL EPİSTEMOLOJİ MÜMKÜN MÜDÜR? [Şahabettin Yalçın] 209
Geleneksel Bilgi Tanımı 210
Doğal Epistemoloji 214
Doğal Epistemoloji Bir Alternatif Olabilir mi? 218
Sonuç 222
DİZİN 225
Siyasî İdeolojiler kitabı, geçen iki yüzyıldan beri devlet politikalarını yönlendiren ideolojileri kapsamlı ve düzenli bir şekilde ele almakta; ideolojilerin tarihi gelişimini, temel kavramlarını, köşe taşlarını, temsilcilerini, Batı dünyasındaki, Müslüman dünyadaki ve Türkiye’deki yansımalarını derinlikli ama sade bir dille okuyucunun ilgisine sunmaktadır.
Kitabın içinde neler var?
* Ele alınan ideoloji hakkında ön bilgi
* Okuyucuyu içeriğe odaklayan sorular
* Renkli ve kalın yazı ile gösterilmiş kavramlar
* İdeolojilerin, Müslüman coğrafyadaki yansımaları
* İdeolojilerin demokrasi ve şiddetle olan ilişkileri
* Bilgilerin müzakeresini sağlayacak tartışma soruları
* Maddeler halinde her bölümün özeti
CHAPTER IN BOOKS by Hasan Yucel Basdemir
Descartes’tan Kant’a modern felsefe, doğruluğun belirli yöntem ve standartların takibi ile elde edilebileceğine inandı ve epistemik failin şahsi özelliklerini, bilgi için bir standart olarak görmedi; kabul etmedi. Oysa bu standartlar bile epistemik failin sahip olduğu belirli özelliklerin sürece dahil olmasıyla sonuç verebilirdi. Buna göre bilgi, adına “epistemik” dediğimiz belirli türden erdemlere sahip olmakla elde edilebilir. Yani bilgi, epistemik erdemlere sahip bir kişi tarafından sahip olunabilecek bir şeydir.
Epistemik erdemler, kişisel özelliklerden ve epistemik yetilerden farklıdır. Örneğin “itina” kişisel bir özelliktir. Ancak bu, itinalı olmanın, bilgi için yeterli olduğu anlamına gelmez. Bazı kişisel özelliklerin, bilgi edinme süreçlerine aktarımı gerekir. Ancak bu durumda itina, epistemik bir erdeme dönüşebilir. Beş duyu ise epistemik yetilerdir ve bunların bilgi için özel kullanım koşulları sağlanması durumunda bilme süreçlerimize olumlu katkı sağlayacağı düşünülebilir.
Bu yönüyle epistemik erdemler, birbirinden ayırmak çok güç olsa da birincil ve ikincil epistemik erdemler şeklinde tasnif edilebilir. Muhayyile gücü (fantasia, imgelem), tecessüs (ilgi, merak), vehim gücü, açık fikirlilik, muhakeme ve hesap verebilirlik birincil erdemler iken dikkatli olma, titizlik, yaratıcılık, dürüstlük, tevazu, gayret, sadelik, temkin (warranty?) gibi kişisel özellikler de ikincil erdemlerdir. Tabi buna uygun olarak dar-görüşlülük, dogmatizm, kolaycılık, çabucak karara varma, saflık gibi epistemik reziletlerin var olduğu da göz ardı edilemez.
Epistemik erdemler, bilgi elde etme sürecinde etkindir ve faili bunlar bilgiye götürebilir. Bu çalışmada erdemlerin bilme süreçlerine etkisi ve bu etkinin nasıl olduğu meselesi ortaya konulmaya çalışılacaktır. Erdem epistemolojisi, sosyal epistemoloji, evrimci epistemoloji, geleneksel epistemoloji, öznel epistemoloji ve feminist epistemoloji gibi farklı epistemolojik yaklaşımların meseleye bakışı farklıdır. Bu farklılıklar da ortaya konulmaya çalışılacaktır.
1917 ve 1922 yıllarından sonra İslamcılık yasaklanmıştır. Bu yasak, İslamcılığı belirli derecelerde radikalleştirmiş olsa da İslamcılar, siyasî olarak her zaman uzlaşmacı ve ılımlı olmuşlar; demokrasiye ve insan haklarına değer vermişlerdir. İslamcılık, siyasî birlik üzerine inşa edildiği için Batı’da her zaman endişe ile karşılandı; radikal ve fundamentalist gruplarla birlikte anıldı. Bugün geleneksel İslamcı idealler parti, STK,
cemaat, gizli örgüt, şiddet grubu gibi farklılaşmış gruplar tarafından belirli ölçülerde paylaşılmaktadır.
Aristoteles, siyaset biliminin doğuşuna öncülük etmek bakımında ele alınmakta ve onun Polis vatandaşlığı düşüncesinin Stoa tarafından nasıl Kozmopolit vatandaşlığa dönüştürüldüğünün hikayesi anlatılmaktadır.
Hasan Yücel Başdemir explains that the emergence of such rhetoric
is largely explained by rather historical factors and is far from
being inherent to the Islamic religion. In this regard, the author
notes that the institution of the Caliphate emerged as a result of
the need of the Muslim people for earthly leadership and was not
proposed by the Prophet. Nevertheless, literalist interpretations
of Islam suggest that the Caliphate is the only political institution
compatible with Islamic law. Therefore, what was historically constructed
became understood by Muslims as a divinely prescribed
model. In addition to this misconception, colonisation, followed
by secular dictatorships in many Muslim countries, has strengthened
jihadi movements. The author of the chapter asks an important
question: in what kind of societies do Muslims aspire to live?
The answer to this question will have a large impact on the lives of
millions of people in Muslim-majority countries.
Bu makale birincisine "birlikte yaşama", ikincisine ise "bir arada yaşama" adı verir ve birinciden farklı olarak bir arada yaşamanın "yapay" ilkelerini ortaya koyar.
ARTICLES by Hasan Yucel Basdemir
ÖNSÖZ 7
GİRİŞ 9
BİRİNCİ BÖLÜM
BİLGİNİN ANLAMI TÜRLERİ VE KAYNAKLARI
1. Bilmenin Anlamları 25
Nasıl’ın Bilgisi ve Tanışıklık Bilgisi 26
Önermesel Bilgi 29
Üç Anlamı Birbirinden Ayırma 31
2. Önermesel Bilginin Türleri 34
Zihin Durumları, Olgu Durumları ve Diğer Zihinler 34
Zorunlu ve Zorunlu Olmayan Bilgi 36
A Priori ve A Posteriori 39
Temel Bilgi ve Çıkarıma Dayalı Bilgi 51
3. Bilme Araçları ya da Bilginin Kaynakları 57
Algı İle Gelen Bilgiler 57
Bellek İle Gelen Bilgiler 69
Tanıklık İle Gelen Bilgiler 76
Akıl İle Gelen Bilgi 81
Muhakeme ve İçebakış 88
İçebakış ve Bilinç 95
İKİNCİ BÖLÜM
BİLGİNİN UNSURLARI VE GEREKÇELENDİRME
1. Geleneksel Üç-Parçalı Bilgi Tanımı 103
Bilgi: Gerekçelendirmiş Doğru İnanç 103
Theaetetus Sorunu ve Gettier Sorunu 110
Gettier Karşı-Örnekleri 113
2. İnanç Doğruluk ve Gerekçelendirme 119
İnanç Koşulu 119
Doğruluk Koşulu 123
Gerekçelendirme Koşulu 129
3. Epistemik Olmayan Gerekçelendirme 133
Basirete Dayalı Gerekçelendirme 134
Ahlaki Gerekçelendirme 136
4. Deontolojik Gerekçelendirme 139
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
BİLİŞSEL BAŞARI VE TEMİNAT KOŞULU
1. Bilişsel Başarı vs. Epistemik Şans 151
2. Teminat Koşulu: Bildiğimi Biliyorum 156
3. Gerekçelendirme ve Güvenilircilik 162
4. İçselcilik ve Dışsalcılık 173
İçselcilik 174
Dışsalcılık 186
Karşılaştırma 190
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
BİLGİNİN TANIMI VE MİMARİ YAPISI
1. İçselci Bilgi Tanımları 201
Chisholm: Kanıtlanmış Doğru İnanç 201
Clark: Sağlam Temele Dayanma 210
Lehrer ve Paxson: Sarsılmazlık 214
Üç Koşulun Yeterliliği 219
2. Dışsalcı Bilgi Tanımları 221
Goldman: Sebebe Dayanma 221
Dretske: Sonuca Götüren Neden 226
Nozick: Doğruluğu Takip Etme 230
Plantinga: Uygun İşlevselcilik 235
3. Bilginin Mimari Yapısı 238
İçselci Temelcilik 238
Dışsalcı Temelcilik 248
Bağdaşımcılık 250
Alternatif Bir Yaklaşım 254
BEŞİNCİ BÖLÜM
ALTERNATİF YAKLAŞIMLAR
1. Erdem Epistemolojisi 259
2. Sosyal Epistemoloji 266
3. Doğallaştırılmış Epistemoloji 274
4. Pragmatizm 277
5. Evrimci Epistemoloji 280
Zihnin İşlevi 281
Rasyonellik (Makullük) 288
SONUÇ 295
KAYNAKÇA 305
DİZİN 315"
BAŞLANGIÇ 7
GİRİŞ: BİLGİ VE İNANÇ KAVRAMLARININ ANALİZİ [Ferit Uslu] 15
1. Bilginin Türleri 15
1.1. Önermesel Bilgi 15
1.2. Tanıma Yoluyla Bilgi 17
1.3. Tasvir Yoluyla Bilgi 21
1.4. Nasılın Bilgisi 23
2. İnancın Türleri 24
2.1. Önermesel İnanç 25
2.2. Önermesel Olmayan İnanç 28
3. İnanç-Bilgi İlişkisinin Analizi 31
4. Önermesel Bilgi: ‘Gerekçelendirilmiş Doğru İnanç’ 34
4.1. Bilgi Bir İnanç mıdır? 35
4.2. Bilgi Her Zaman Doğru İnanç mıdır? 39
4.3. Bir İnancın Bilgi Olabilmesi İçin Gerekçelendirilmiş Olması Gerekir mi? 42
5. Temel İnanç ve Bilgiler 46
I. GEREKÇELENDİRİLMİŞ DOĞRU İNANÇ BİLGİ MİDİR? [Edmund L. Gettier, Çeviren: Hasan Yücel Başdemir] 49
II. BİLGİ VE DAYANAKLAR: GETTIER’İN MAKALESİ ÜZERİNE BİR YORUM [Michael Clark, Çeviren: Hasan Yücel Başdemir] 53
III. BİLGİDE SEBEBE DAYANMA KOŞULU [Alvin I. Goldman, Çeviren: Hasan Yücel Başdemir] 59
IV. BİLGİ: SARSILMAZ GEREKÇELENDİRİLMİŞ DOĞRU İNANÇ [Keith Lehrer ve Thomas Paxson, Çeviren: Hasan Yücel Başdemir] 83
V. GEREKÇELENDİRİLMİŞ DOĞRU İNANÇ OLARAK BİLGİ [Roderick M. Chisholm, Çeviren: Hasan Yücel Başdemir] 105
1. Giriş 105
2. Gettier Durumları 106
3. Zorluğu Gösterme 108
4. Önerilen Çözüm 110
5. Alternatif Bir Çözüm 112
6. Sonuç 113
VI. BİLGİ NEDİR? [Roderick M. Chisholm, Çeviren: Hasan Yücel Başdemir] 115
1. Theaetetus Sorunu 115
2. Gettier Sorunu 116
3. Bir Uyarı Notu 120
4. Örneğe Yakından Bir Bakış 122
5. Bir Bilgi Tanımı 127
6. Birinin Bildiğini Bilmesi (Knowing That One Know) 130
VII. GETTIER SORUNLARININ KAÇINILMAZLIĞI [Linda Zagzebski, Çeviren: Hasan Yücel Başdemir] 135
EK-1
GETTİER VE BİLGİDE ŞANS UNSURU [Hasan Yücel Başdemir] 149
1. Epistemik Şans 151
2. Gettier Karşı-Örnekleri 161
3. Gettier’in Şans Senaryosu 167
4. Sonuç 171
EK-2
GEREKÇELENDİRME, EPİSTEMİK SEVİYELER VE KESİN BİLGİ: FARABÎ VE CHİSHOLM KARŞILAŞTIRMASI [Hasan Yücel Başdemir] 173
1. Sorun 173
2. Gerekçelendirme: Chisholm 178
3. Gerekçelendirme: Farabî 181
4. Chisholm ve Epistemik Seviyeler 188
5. Farabî ve Epistemik Seviyeler 196
6. Sonuç Yerine: Karşılaştırma 203
EK-3
DOĞAL EPİSTEMOLOJİ MÜMKÜN MÜDÜR? [Şahabettin Yalçın] 209
Geleneksel Bilgi Tanımı 210
Doğal Epistemoloji 214
Doğal Epistemoloji Bir Alternatif Olabilir mi? 218
Sonuç 222
DİZİN 225
Siyasî İdeolojiler kitabı, geçen iki yüzyıldan beri devlet politikalarını yönlendiren ideolojileri kapsamlı ve düzenli bir şekilde ele almakta; ideolojilerin tarihi gelişimini, temel kavramlarını, köşe taşlarını, temsilcilerini, Batı dünyasındaki, Müslüman dünyadaki ve Türkiye’deki yansımalarını derinlikli ama sade bir dille okuyucunun ilgisine sunmaktadır.
Kitabın içinde neler var?
* Ele alınan ideoloji hakkında ön bilgi
* Okuyucuyu içeriğe odaklayan sorular
* Renkli ve kalın yazı ile gösterilmiş kavramlar
* İdeolojilerin, Müslüman coğrafyadaki yansımaları
* İdeolojilerin demokrasi ve şiddetle olan ilişkileri
* Bilgilerin müzakeresini sağlayacak tartışma soruları
* Maddeler halinde her bölümün özeti
Descartes’tan Kant’a modern felsefe, doğruluğun belirli yöntem ve standartların takibi ile elde edilebileceğine inandı ve epistemik failin şahsi özelliklerini, bilgi için bir standart olarak görmedi; kabul etmedi. Oysa bu standartlar bile epistemik failin sahip olduğu belirli özelliklerin sürece dahil olmasıyla sonuç verebilirdi. Buna göre bilgi, adına “epistemik” dediğimiz belirli türden erdemlere sahip olmakla elde edilebilir. Yani bilgi, epistemik erdemlere sahip bir kişi tarafından sahip olunabilecek bir şeydir.
Epistemik erdemler, kişisel özelliklerden ve epistemik yetilerden farklıdır. Örneğin “itina” kişisel bir özelliktir. Ancak bu, itinalı olmanın, bilgi için yeterli olduğu anlamına gelmez. Bazı kişisel özelliklerin, bilgi edinme süreçlerine aktarımı gerekir. Ancak bu durumda itina, epistemik bir erdeme dönüşebilir. Beş duyu ise epistemik yetilerdir ve bunların bilgi için özel kullanım koşulları sağlanması durumunda bilme süreçlerimize olumlu katkı sağlayacağı düşünülebilir.
Bu yönüyle epistemik erdemler, birbirinden ayırmak çok güç olsa da birincil ve ikincil epistemik erdemler şeklinde tasnif edilebilir. Muhayyile gücü (fantasia, imgelem), tecessüs (ilgi, merak), vehim gücü, açık fikirlilik, muhakeme ve hesap verebilirlik birincil erdemler iken dikkatli olma, titizlik, yaratıcılık, dürüstlük, tevazu, gayret, sadelik, temkin (warranty?) gibi kişisel özellikler de ikincil erdemlerdir. Tabi buna uygun olarak dar-görüşlülük, dogmatizm, kolaycılık, çabucak karara varma, saflık gibi epistemik reziletlerin var olduğu da göz ardı edilemez.
Epistemik erdemler, bilgi elde etme sürecinde etkindir ve faili bunlar bilgiye götürebilir. Bu çalışmada erdemlerin bilme süreçlerine etkisi ve bu etkinin nasıl olduğu meselesi ortaya konulmaya çalışılacaktır. Erdem epistemolojisi, sosyal epistemoloji, evrimci epistemoloji, geleneksel epistemoloji, öznel epistemoloji ve feminist epistemoloji gibi farklı epistemolojik yaklaşımların meseleye bakışı farklıdır. Bu farklılıklar da ortaya konulmaya çalışılacaktır.
1917 ve 1922 yıllarından sonra İslamcılık yasaklanmıştır. Bu yasak, İslamcılığı belirli derecelerde radikalleştirmiş olsa da İslamcılar, siyasî olarak her zaman uzlaşmacı ve ılımlı olmuşlar; demokrasiye ve insan haklarına değer vermişlerdir. İslamcılık, siyasî birlik üzerine inşa edildiği için Batı’da her zaman endişe ile karşılandı; radikal ve fundamentalist gruplarla birlikte anıldı. Bugün geleneksel İslamcı idealler parti, STK,
cemaat, gizli örgüt, şiddet grubu gibi farklılaşmış gruplar tarafından belirli ölçülerde paylaşılmaktadır.
Aristoteles, siyaset biliminin doğuşuna öncülük etmek bakımında ele alınmakta ve onun Polis vatandaşlığı düşüncesinin Stoa tarafından nasıl Kozmopolit vatandaşlığa dönüştürüldüğünün hikayesi anlatılmaktadır.
Hasan Yücel Başdemir explains that the emergence of such rhetoric
is largely explained by rather historical factors and is far from
being inherent to the Islamic religion. In this regard, the author
notes that the institution of the Caliphate emerged as a result of
the need of the Muslim people for earthly leadership and was not
proposed by the Prophet. Nevertheless, literalist interpretations
of Islam suggest that the Caliphate is the only political institution
compatible with Islamic law. Therefore, what was historically constructed
became understood by Muslims as a divinely prescribed
model. In addition to this misconception, colonisation, followed
by secular dictatorships in many Muslim countries, has strengthened
jihadi movements. The author of the chapter asks an important
question: in what kind of societies do Muslims aspire to live?
The answer to this question will have a large impact on the lives of
millions of people in Muslim-majority countries.
Bu makale birincisine "birlikte yaşama", ikincisine ise "bir arada yaşama" adı verir ve birinciden farklı olarak bir arada yaşamanın "yapay" ilkelerini ortaya koyar.
Bilgi, öznel yargıların epistemik statülerinin yükseltilmesidir. Bilgi kuramları arasındaki farklılıklar, bu yönüyle statü yükseltme (doğruluğunu gösterme veya nesnelleştirme) sürecinin nasıl oluşturulduğu ile ilgilidir. Sosyal epistemoloji, statü yükseltmenin zihinsel süreçlerden ziyade toplumda bireyler arası etkileşimden doğan yöntemlerle sağlanabileceğini ileri sürer. Birçok versiyonu olan bu yaklaşım içinde Alvin Goldman, ılımlı bir sosyal epistemoloji savunur. Bilgi, sosyal süreçlerde bireyler arası etkileşimle elde edilir. Bu yönüyle bilgi, “kurumsallaşmış inanç” olarak tanımlanır.
second stage logic textbook in Ottoman Schools until twentieth century and written hundreds of commentaries and postscripts on it. It is based on Aristotle and Avicenna’s logic systems.
Considered in terms of Porphyry and al-Abharĩ’s IsĆghşjĩ, ash-Shamsiyya is written in compliance with order of al-Abharĩ’s IsĆghşjĩ. Hence, it can be thought as a textbook but rather an introduction to logic because it examines main subject in logic both analytically and problematically. It is analytical because all the subjects are given in an orderly manner without touching to controversial and connected topics. It is problematical because all the subjects are
arranged in a logical web.
Bu elbette mümkün, ama bunun yüksek bir maliyeti var: Bilmesüreçlerimizde bizi doğruluğa götürecek olan veya yanıltması muhtemel olan durumların dökümünü ince ayrıntılarına kadar ortaya koyabilmek; kanıtların ve bilme süreçlerin güvenilirliğinden emin olmak.Bunları yapmak kolay olmayacak, çünkü her cevap, başka bir soruyu ortaya çıkaracak ve her soru da büyüleyici bir çeşitlilik ve karmaşa yaratacaktır. Moser, bu karmaşanın ardında derin bir akılcı birlik yattığını ve çözümlerin, bu birliğin dinamizminde ortaya çıktığı söyler.
Etnik, dini, siyasi, devrimci vb. içerikli sayısız çatışma, terörizm ve soykırım gibi vahşet örneklerine
şahit olduk hep birlikte. Soğuk Savaş döneminde Doğu ve Batı bloklarının sahip olduğu kitle imha
silahları bütün bir insanlığı ortadan kaldıracak düzeydeydi. Evet, insan oğlu ve kızı olarak, Aydınlanma
döneminden beri elde edilen ekonomik, bilimsel ve teknolojik alanlarda çok ileri aşamalar kaydetmiş
olsak da, çatışma yönetimi, çatışma/uyuşmazlık çözümü, çatışmaların barışçıl dönüşümü konusunda hâlâ
bir arpa boyu ilerleme kaydedememiş olduğumuz gerçeği ile karşı karşıyayız.
Her ne kadar barış ve savaş temaları tarih boyunca tüm din, kültür ve etik tartışmalarının esas ilgi alanı
olsa da, konunun sistematik ve bilimsel olarak ele alınmasının I. Dünya Savaşı’nın sonunda gündeme
geldiğini görüyoruz. Çatışma/Uyuşmazlık Çözümü veya Barış Çalışmaları adı altında akademik bir disiplin
haline gelmesi ve üniversitelerde ders olarak okutulması ise, II. Dünya Savaşı’ndan sonrasından sonra
olanaklı olmuştur. Bu durumda bile, ilk lisans ve yüksek lisans ders programlarının müfredatları daha çok
savaşlar ve bunlar sonucunda oluşan vahşet ve yıkımın sebep olduğu hasarın tespitini, tazminini ve savaş
sonrası düzenin normatif boyutlarını ele alacak şekilde oluşturulmuştu. Araştırmacılar, ancak zamanla,
Soğuk Savaş’ın bitmesinden sonra savaşın, şiddetin ve baskının nedeni ve nasıl ortadan kaldırılacağına
ilişkin konulara ağırlıklı olarak yönelmeye başlamışlardır. Artık savaşa ve fiziksel şiddete yol açan şartların
neler olduğuna ilişkin araştırmalar her geçen gün artmaktadır.
21. yüzyılın başında olduğumuz bu dönemde, insanlık olarak acilen öğrenmemiz ve geliştirmemiz
gereken en önemli kabiliyetlerden biri, savaşa ve şiddete dair zihniyetimizi, düşünce tarzımızı radikal bir
şekilde değiştirmek; bireysel, toplumsal, yerel, ulusal ve uluslararası olmak üzere her bağlamda ve her düzeyde
sorunların, uyuşmazlıkların ve çatışmaların yapıcı ve barışçı araçlarla çözülmesi yollarını bilimsel ve
çok-disiplinli yöntemlerle öğrenmek ve öğretmek olmalıdır.
Her ne kadar geleneksel sosyal bilimler şiddet ve çatışma konularını kendi disiplinleri içinde araştırma
konusu yapmış olsalar da, bunların her birisi insan davranışının kendi ilgi alanlarına giren dar bir kesiti
ile ilgilenmişlerdir. Örneğin, tarihçiler daha çok çatışmaların tarihini; psikologlar insanları tek tek şiddete
veya şiddetsizliğe götüren şartları; sosyal psikologlar, sosyologlar ve antropologlar şiddet-grup dinamiği
X
ve şiddet-sosyal davranış ilişkilerini; siyaset bilimcileri ulusal veya uluslararası seviyedeki siyasi örgütlenmeleri;
felsefeciler ve din bilimcileri ise çatışmaların ahlaki ve dini mahiyetini ve şiddetten nasıl ve neden
kaçınmak gerektiğini araştırma konusu yapmışlardır. Biyologlar, zoologlar bile esasen insan doğasına yönelik
şiddet üzerine araştırmalar gerçekleştirmişlerdir.
Ancak çıkış noktası olarak artık çatışma, şiddet ve savaştan ziyade, barış ve barışa ulaşmanın yolları,
çatışmaların barışçıl çözümü olabilecek disiplinlerarası ve çok-disiplinli yaklaşımların üretilmesi,
tartışılması ve uygulanması gerekmektedir. Bu da ciddi bir zihniyet ve paradigma değişikliğini gerekli
kılmaktadır. Günümüzde bu ihtiyacı karşılama iddiasında olan akademik, bilimsel disiplin açılımı Barış
Çalışmalarıdır.
Kitabın 3. Edisyonunun görmüş olduğu ilgi ve alaka bizi bu projeye yöneltti. Yeni edisyon, siyasetin değişen yönlerini dikkate alarak yeniden yapılandırılmıştır.
Bu yöndeki en önemli tematik değişikliklerden biri, son zamanlarda siyasetle uluslararası ilişkiler arasındaki bölünmenin azalmış olmasıdır. Bu yakınlaşmanın ana nedenleri olan küresel ekonomik kriz ve Arap Baharı gibi güncel gelişmeler, kitapta yerini almıştır.
İkinci olarak sivil toplumun siyaset üzerindeki gücü son yıllarda artmışken devletler, bölgesel ve küresel anlaşmalarla eski itibarlarına ve güçlerine yeniden kavuşmaya başlamışlardır.
Son olarak ulus-ötesi şirketlerin siyaset üzerindeki etkileri de eskiye nazaran artma eğilimindedir.
Bu perspektifler doğrultusunda kitaba yeni bölümler ilave edilmiş; konuların sıralanışında değişiklikler yapılmış ve yeni sorunlar tartışmalara dâhil edilmiştir.
Dünyanın dört bir tarafında derslerde okutulan öğrenci dostu bu kitap, 4. Edisyonuyla siyasete dair kapsamlı ve güncel bir tanıtım sunar.
Siyaset kitabını bu yeni yüzüyle saygıdeğer hocalarımızın takdirlerine sunuyoruz.
Bu kitap, terör alanında yazılmış en iyilerden biridir. 2016 yılı edisyonu olduğu için güncel, diğer terör kitaplarına göre kısa, konuyu ele alış şekli etkileyici, dili sade ve basittir.
Metin, sade olmasına rağmen derinliğe sahiptir. Araştırmacılar, öğrenciler ve fiilen terörle mücadele edenler için terörün boyutları, nedenleri, finansmanı, failleri, bağlantıları, stratejileri ve mücadele yöntemleri hakkında yararlı, kapsamlı ve bilgilendirici içerikler sunuyor.
Gus Martin, terörü sadece bir şiddet olgusu olarak ele almıyor. Onun tarihî, dinî, ideolojik, etnik, siyasî ve diplomatik boyutlarını da göz önüne alıyor ve terörle mücadelenin güvenlik önlemlerini aşan yönlerine dikkat çekiyor.
Kitabın içinde neler var?
• Terörle ilgili tanımlar, olaylar, sebepleri ve anahtar terimler
• Terörün ulusal, uluslararası, dinsel ve ideolojik boyutları
• Taktikler, hedefler ve terörle mücadelede izlenen stratejiler
• Yeni terör gruplarının sosyal medyayı kullanma becerileri
• Örnek olayları, terör örgütlerini ve niteliklerini gösteren tablolar