ISSN/ИССН: 2149 - 9225
Yıl/Year/Год: 6, Sayı/Number/Номер:
24, Eylül/September/Сентябрь 2020,
s./pp. 256-273
Geliş/Submitted/ Отправлено: 22.07.2020
Kabul/Accepted/ Принимать: 11.09.2020
Yayın/Published/ Опубликованный: 20.09.2020
10.29228/kesit.45446
Araştırma Makalesi
Research Article
Научная Статья
Dr. Öğr. Üyesi Salih DEMİRBİLEK
Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi
Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, Türkiye
[email protected]
0000-0002-6000-7656
DEDE KORKUT OĞUZNAMELERİNDE AİLE *
FAMILY IN DEDE KORKUT OGUZNAMES
Öz
Bu çalışmada Dede Korkut’un Dresden ve Vatikan nüshaları esas alınmış; Türkmen Sahra nüshası ise aile kavramı geçmediğinden çalışmaya dâhil edilmemiştir.
Bilindiği üzere aile bir toplumun çekirdek yapısıdır. Toplum aile üzerinden temellenir, oluşur. Dolayısıyla aile içi ilişkiler ortaya çıkarıldığında o toplumun kültürü
de daha iyi anlaşılır. Bu düşüncelerden hareketle, göçer evli Oğuz Türklerine ait bu
destanlardaki aile yapısını incelendi. Böylece Oğuz Türklerinin aile bireyleri ve bireyler arasındaki sıcak ilişkiler Oğuz toplumuna nasıl yansıdığını görmeye çalıştık.
Ayrıca aile yapısının ve bireyler arası ilişkilerin günümüz aile yapısına ve bireyler
arası ilişkilere ne oranda yansıdığını görmeye çalıştık. Burada yapılacak ilk tespit,
Oğuzlarda canlı ve sıcak bir aile yapısı mevcut olduğudur. Ayrıca bu aile yapısında bireylerin birbirlerine asla şiddet uygulamadıkları ve birbirlerine düşkün oldukları görülmüştür. Bu haliyle Dede Korkut Oğuznamelerinde geçen aile içi ilişCite as/Atıf: Demirbilek, S. (2020). Dede Korkut Oğuznamelerinde Aile, Kesit Akademi Dergisi, 6 (24): 256273. http://dx.doi.org/10.29228/kesit.45446
Checked by plagiarism software. Benzerlik tespit yazılımıyla kontrol edilmiştir. CC-BY-NC 4.0
*
Salih Demirbilek
257
kiler günümüz modern aile tipi için rol model görülebilir.
Anahtar Kelimeler: Dede Korkut Oğuznameleri, Oğuzname, Aile, Eski Türklerde
Aile, Akrabalık Terimleri.
Abstract
The Dresden and Vatican munuscripts of Dede Korkut were based on this study;
the Turkmen Saharan munuscript were not included in the study as the concept of
family did not mention. As is known, family is the core structure of a society.
Society is based on the family, it is formed. Therefore, the culture of that society is
better understood when domestic relations are revealed. Moving from these ideas,
we examined the family structure of nomad Oguz Turks in these epics. So we tried
to see how the warm relations between family members and individuals of Oghuz
Turks reflected on the Oghuz society. We also examined how much family
structure and interpersonal relationships are reflected in today's family structure
and interpersonal relationships. The first determination to be made here is that
there is a living and warm family structure in the Oghuz. It was also observed that
individuals in this family structure were never violent to each other and were fond
of each other. In this case, Domestic relationships in Dede Korkut Oghuznames can
be seen as a role model for modern family type.
Key Words: Dede Korkut Oguznames, Oguzname, Family, Family in Old Turks,
Kinship Terms.
GİRİŞ
Aile sözcüğü Türkçe sözlükte şu şekilde tanımlanmıştır: ‚Ar. 1. sos. Evlilik ve kan
bağına dayanan, karı, koca, çocuklar, kardeşler arasındaki ilişkilerin oluşturduğu toplum
içindeki en küçük birlik. 2. sos. Karı, koca ve çocuklardan oluşan topluluk. 3. Aynı soydan gelen
veya aralarında akrabalık ilişkileri bulunan kimselerin tümü. 4. Birlikte oturan hısım ve
yakınların tümü. 5. Eş, karı. 6. Aynı gaye üzerinde anlaşan ve birlikte çalışan kimselerin
bütünü. 7. Temel niteliği bir olan dil, hayvan veya bitki topluluğu.‛ (TS: 2005, 45) Türkçe
Sözlük’te aile ile ilgili yirmi üç madde başı zikredilmektedir.
Toplumun en küçük unsuru olan ailenin önemi hakkında Nihat Nirun şu tespitlerde
bulunmaktadır:
‚Toplumun temel unsuru olarak aile, her geçen gün önemini arttıran, sosyal
bilimcilerin ilgilerini üzerinde toplayan bir durum kazanmaktadır. Bu ilgi, endüstri sürecine
giren toplumlarda kendiliğinden doğmaktadır. Aile bir sosyal grup olarak küçülmüş, fakat
kurum olarak güçlenmiştir. Toplumun sosyal yapısı değişirken ailenin de değişen sosyal
yapısında, sosyal ve kültürel rollerinin daha çok güçlendiği gözlenmiştir. Toplumun sosyal ve
kültürel temelleri aile içinde beslenir.‛ (Nirun: 1994, 19).
Türklerde aile kurumunun tarihi ile ilgili yapılmış çalışmalar azdır. Orta Asya’da yaşamış ve halen yaşamakta olan Türklerin aile kurumu hakkında bilgilerimiz yeterli değildir.
www.kesitakademi.com
Dede Korkut Oğuznamelerinde Aile
258
‚Osmanlı Toplumunda Aile‛ adlı bir çalışmasında İlber Ortaylı bunun sebebini şu şekilde açıklamaktadır: ‚Türkiye’de ailenin tarih içindeki gelişimi deyince iki menkıbevî yorum göze çarpardı: 1) İslam öncesi göçebe Türk toplumu ailesi veya 2) Sadece İslam hukukunun bir kısım
içtihadlarına göre bir aile çizmek. Bu ikisinin de belirli kıstas ve sağlam verilere dayanmayan
tahminlerle bir model halinde ortaya konduğu ve sosyolojik, hukukî tetkiklerin önüne çıkıp
onların varsayım ve neticelerini, saptanmış bulgu ve izahlarını inkâr eden ki farazî model olduğu açıktır. İkisi de belirli birer dünya görüşüne, vaziyet alışa göre çizilen modellerdir ve toplumu anlamak isteyen, sorunlara teşhis koymak isteyen bilimsel araştırmalara engeldir.‛ (Ortaylı:
2006, 137)
Türklerde ailenin yapı itibariyle güçlü ve geniş olmasından dolayı dilimizde akrabalık
anlatan pek çok sözcük yer almaktadır. ‚Türkçenin dikkate değer bir özelliği, akraba terimleri
bakımından zenginliğidir. Böylesine zengin bir kavramlar dizisi, Türklerin aileye verdiği büyük
önemi göstermektedir. Türk ailesinin en eski zamanlarıyla ilgili ayrıntılı bilgiler Dede Korkut
Kitabı’nda görülmektedir. Bunlarda evlenme, çocuklar ve onların ilişkileri, bir olağan hikaye
gibi anlatılmaktadır.‛ (Baykara: 2001, 153)
Anne-baba ve çocuklardan oluşan temel aile ya da çekirdek ailede yer alan: ‚Anne,
baba, karı, koca, kız kardeş, erkek kardeş, oğul, kız, bacı, ağabey‛ hemen akla gelen ilk
akrabalık terimleridir. ‚Dünya dilleri içerisinde evlilik hâdisesi ile yeni bir ev açmak arasındaki
ilişkiyi bir kelime ile ifade eden Türkçeden başka bir dil yoktur. ‚Evlenme‛; bir kadınla bir
erkeğin, şartlarını kanun ve törenin tayin ettiği çerçevede hayatlarını birleştirmeleri hadisesi
olduğu gibi, yeni bir ev açma veya ev sahibi olma anlamını da taşır.‛ (Şişman 2017:2) Konuşma
dilinde bu terimler için daha pek çok sözcük kullanıldığı muhakkaktır. ‚Eski Türkçe sözlüklere
bakıldığında akrabalık ile ilgili yaklaşık yüze yakın terim bulunmaktadır. Bu da bize Türk
toplumunda bulunduğu coğrafyadaki komşu kavimlere nazaran sosyal ilişkilerin ne kadar ileri
düzeyde olduğunu göstermektedir.‛ (Aksoy 2011:12) Aileler evlilik yoluyla birbirlerine
yaklaşırlar ve aralarında akrabalık oluşturarak yakınlaşırlar. Çekirdek aile akrabalık
terimlerinin yanı sıra diğer akrabalık terimleri kısaca şu üç küme içerisinde gösterilebilir
(Balaman: 2002, 11-13):
Soya dayalı akrabalık
terimleri
Ebeveyn, kardeş, çocuk,
amca, teyze, hala, dayı,
dede, nine, ata, torun,
amca oğlu, amca kızı,
teyze oğlu, teyze kızı,
dayı oğlu, dayı kızı, hala
oğlu, hala kızı, yeğen,
kuzen, kuzin
Evliliğe dayalı akrabalık
terimleri
Dünür, kayınbaba,
kaynana, karı, koca, yenge,
gelin, damat, elti, görümce,
kayınbirader, baldız, enişte,
bacanak, kuma
Sonradan kazanılan düzmece
akrabalık türleri
Sütkardeş, sütanne, sütnine,
kankardeş, ahiretkardeş,
sağdıç, ad babası, kirve
Tablo 1
Eski Türklerde ‘aile’ için kullanılan sözcük tespit edilmemekle birlikte ‚oguş‛ sözcüğü
şimdilik kabul görmektedir. Bazı araştırmacılar Türk Bozkır topluluğunun sosyal yapısını beşe
ayırmaktadırlar. Bunlar: Oguş (aile), Urug (aileler birliği), Bod (boy, kabile), Budun / budun
Kesit Akademi Dergisi (The Journal of Kesit Academy) Yıl/Year/Год: 6, Sayı/Number/ Номер: 24,
Eylül/September/Сентябрь 2020, s./pp. 256-273
Salih Demirbilek
259
(boylar birliği) ve il (devlet) şeklindedir (Kafesoğlu: 2003, 227). ‚Eski Türk toplumunda ilk
sosyal birlik olan aile bütün sosyal yapının çekirdeğini oluşturuyordu. Çok geniş coğrafyalara
yayılan Türklerin varlıklarını korumayı başarmaları, güçlü aile yapıları sayesinde mümkün
oluyordu. Türklerde sosyal açıdan yani akrabalık bağı bakımından ‚geniş aile tipi‛ yaygınken,
hane halkı ve konargöçer bozkır yaşamı esas alındığında Türklerde ‚çekirdek aile tipi‛nin yaygın olduğu söylenebilir. Özgür olan ve Asya Hunlarından beri ata binip ok atan, top oynayıp
güreş tutmak gibi ağır sporlar yapan Türk kadını aile içinde güç ve itibar sahibiydi. Gerek aile
içi gerekse sosyal ilişkilerde töre’ye uymak gerekiyordu.‛ (Aksoy: 2004, 256).
Türk dili ve edebiyatının en seçkin eserlerinden olan Dede Korkut Kitabı bilindiği gibi
Oğuzların yaşantılarını anlatan destanlardan oluşmuştur. Üç yazma nüshası ele geçen bu destanların Dresden yazmasında boy adı verilen on iki destan yer alır iken; Vatikan yazmasında
altı destan anlatılmıştır. Son yazma Türkmen Sahrada ise bir boya yer verilmiştir. Destanlarda
canlı bir sosyal yapı görülür. Özellikle aile bireyleri ve onların şahsında Oğuzların günlük yaşantıları, gelenekleri bağlamında ayrıntılı bir şekilde anlatılmıştır. Bazı araştırmacıların destanlarda geçen kahramanların bir kısmını tarihi şahsiyetlerle ilgili görmeleri, destanlardaki başarılı
karakter tasvirlerinden kaynaklanmaktadır. Destanlardaki Salur Kazan’ın Türgiş Kağanı Su-lu
olduğu düşünülmektedir (Ercilasun: 2002, 22-33).
Daha Dede Korkut Kitabının bir nevi önsözü diyebileceğimiz ilk sayfalarında hikayelere geçiş yapmadan önce Dede Korkut’un tanıtıldığı kısımda kendi ağzından verilen soylamalar
atasözü niteliğindedir ve Oğuzların sosyal yaşantısını tasvir ederek aile kurumunun işleyişini
belirtirler:
yad oglın saklamagıla ogul olmaz
böyüyende Salur geder gördüm demez
kül tepecük olmaz, (güyegü ogul olmaz.)
<
kız anadan görmeyince ögüt almaz,
ogul atadan görmeyince sofra çekmez.
ogul atanun sırrudur, iki gözinün biridür,
devletlü ogul (kopsa terkeşinde tiridür,
devletsüz ogul ) kopsa ocagınun köridür.
ogul dahı neylesün, baba ölüb mâl kalmasa ?
baba mâlından ne fâyide başda devlet olmasa?
<.
ata adını yöritmeyen hoyrad ogul
ata belinden enince enmese yeg
ana rahmine düşince togmasa yeg.
ata adın yöridende devletlü ogul yeg.
<..
dulumından agarsa baba görkli,
ag südin toya emzirse ana görkli.
<
sevgili kardaş görkli
<
ogul görkli
www.kesitakademi.com
Dede Korkut Oğuznamelerinde Aile
260
<
karılar dört dürlüdür,
birisi solduran sobdur,
birisi tolduran tobdur,
birisi evün tayagıdur,
birisi neçe söylerisen bayagıdur.
<
Oğuznamelerde geçen aile ve aile bireyleri şunlardır:
Destanın
Baba
Anne
Oğul(lar)
Kız(lar)
adı
1.Dirse
Dirse Han
Hatun
Boğaç
Han oğlu
Han
Boğaç Han
destanı
2.Salur
Salur KaBurla
Uruz
Kazan’ın
zan (Ulaş
Hatun
evinin
oğlu, Bayağmahadır
lanması
Han’ın
destanı
Güveyisi)
3.Kam
Büre oğlu
Bamsı
Beyrek
destanı
4.Kazan
Bey’in
oğlu Uruz
Bey’in esir
düştüğü
destanı
5.Duha
Koca oğlu
Deli Dumrul destanı
6.Kanlı
Koca oğlu
Kan Turalı
Pay Büre
Beyrek’in
annesi
Pay Bicen
Kazan Bey
Boyu
uzun
Burla
Hatun
Baba
Anne
Kanlı
Koca
Bamsı
Beyrek
Delü
Karçar
Uruz
Akrabalar
(aile içi)
Akrabalar
(aile dışı)
Kazan’ın
annesi
Kara Göne
oğlu Kara
Budak
(Kazan’ın
damadı),
Aruz Koca
(Kazan’ın
dayısı)
Karaçuk
Çoban’ın
kardeşleri
(Kıyan
Güci ve
Demür
Güci)
Beyrek’in
kızkardeşleri
Şökli Melik’in kızı
(Beyrek’in
eşi)
Banı Çiçek
Deli
Dumrul
Kan Turalı
Deli DumDumrul’un eşi
ve iki
çocuğu
Selcen
Hatun
(Kan Tu-
Trabzon
Tekürü
(Selcen
Kesit Akademi Dergisi (The Journal of Kesit Academy) Yıl/Year/Год: 6, Sayı/Number/ Номер: 24,
Eylül/September/Сентябрь 2020, s./pp. 256-273
Salih Demirbilek
261
destanı
7.Kazılık
Koca oğlu
Yigenek
destanı
8.Basat’ın
Tepegöz’ü
öldürdüğü
destan
ralı’nın
eşi)
Kazılık
Koca
Yigenek
Aruz Koca
Basat,
Kıyan
Selçuk
(Basat’ın
kardeşi)
Konur
Koca Saru
Çoban
(Aruz’un
çobanı,
Tepegöz’ün
babası)
9.Begil
oğlu Emren’in
destanı
10.Uşun
Koca oğlu
Seyrek
destanı
11.Salur
Kazan’ın
oğlu
Uruz’un
tutsaklıktan çıkardığı destan
12.İç Oğuza Taş
Oğuz asi
olup Beyrek’in
öldüğü
destan
Peri
Tepegöz
Begil
Hatun
Ermen
Uşun
Koca
Ana
Eğrek,
Seğrek
Salur Kazan
Uruz
Hatun’un
babası),
Emen
(Yigenek’in
dayısı),
Bir ana ve
oğlu,
Eğrek ve
Seğrek’in
hatunları,
Kara Göne
(Salur
Kazan’ın
kardeşi),
Tekürün
karısı
Kara Göne
(Kazan’ın
kardeşi),
Aruz (Kazanın
dayısı)
Kazan,
Tablo 2
Oğuznamelerde olaylar, genelde bir ailenin çevresinde gerçekleşmektedir. Aile bireyleri
başlarına gelen musibetin mücadelesini verirken diğer Oğuz büyüklerinin de aileye yardıma
koştuklarını, yardımlaşma içerisinde zorlukları başlarından savuşturduklarını ve destan sonunda birlikte şölene katıldıklarını görmekteyiz. Destanlarda aile fertleri birbirlerine çok sıkı
bağlıdır. Birbirlerine karşı hiçbir zaman şiddet uygulamazlar. Birbirlerine daima iyi sözlerle
www.kesitakademi.com
Dede Korkut Oğuznamelerinde Aile
262
hitap ederler. Birbirlerini üzmemek için yeri gelince sır saklarlar. Sadece yas tuttukları zaman
hayata küserler.
Dede Korkut Oğuznâmeleri’ndeki aile yapısını, aileyi oluşturan bireylerden yola çıkarak şu şekilde verebiliriz:
Karı-Koca:
Türkçede kadın eş için kullanılan başlıca sözcükler şunlardır: ‚Aile, avrat, ayal, ebçi, eş,
evdeş, halal, hanım, harem, karı, hatun, ortak, refika, kuma, ömrdaş, yastıktaş, zevce.‛; Erkek eş
için kullanılan başlıca terimler: ‚Abuşka, adam, bay, beg, cubay, er, eren, erkek, eş, evdeş, halal,
kişi, koca, küdegü, ortak, refik, umrdaş, yastıkdaş, yoldaş, zevc.‛ (Li, 1999: 9) Dede Korkut kitabında kadın eş için kullanılan ifadeler ise şunlardır: ‚Hatun, avrat, görklü, munis, yar, hasret,
yad kızı, yavuklu, helallik, dişi ehli, ince tonlu, servi boylu, kızıl yanaklu, dar agızlu, kara kaşlu,
kıvrımsı kırk tutam kara saçlı, sultan kızı, başum bahtı, evüm tahtı.‛
Evli erkek için daha az ifadeye yer verilmektedir: ‚Beg, begüm yigit , yigidüm, duvagum eyesi.‛
Dede Korkut Kitabında eşler birbirlerine büyük bir aşkla bağlanmışlardır. Aralarında
husumet, kavga olmaz. Birbirlerinden sır saklamazlar. Anne ve babalarının oğullarına vermedikleri canlarını dahi birbirlerinin yoluna seve seve verirler. Birbirlerine en güzel şekilde hitap
ederler. En kızgın olduklarında dahi güzel hitaplarla konuşmalarına başlarlar. ‚Dede Korkut
Hikâyeleri’nde bugün evlilik kurumunu kuşatan âdetlerimizin hepsinin olduğunu söylemek
elbette doğru olmayacaktır. Bugünkü âdetlerimizin temel kalıpları o gün de vardı, daha öncesinde de vardı. Ama hikâyelerin yazıya geçirilmesiyle birlikte âdetlerimizin o günkü şekilleri ile
kayıt altına alınması bizim için önemlidir. Bu da; bizi bugün kuşatan değerlerimizin kaynağını
açıklamakta en önemli dayanak noktalarımızdan birini oluşturmaktadır.‛ (Gönen 2006: 70)
Kadının bir toplum içindeki statüsü, o toplumun sosyo-kültürel yapısını da ortaya koyar.‚Yaşadığımız medeniyet devrelerine göre Türk edebiyatında kadın umumiyetle üç şekilde
değerlendirilmiştir: 1) İslamiyetten önce ve göçebelik devrinde o, bu devrin ideal erkek tipi olan
Alp tipine yaklaşır. Erkek gibi o da ata biner, ok atar, kılıç kullanır ve icabında düşmanla kahramanca çarpışır. 2) Yerleşik medeniyete ve islamî kültür çevresine dahil olduktan sonra kadın,
erkek gibi ve erkekten daha fazla pasif bir karakter arz eder.Toprak ve din, insanları kendinden
üstün tabiat veya tabiat-üstü kuvvetlere bağlar. Bu devirde kadının kahramanca vasıflarını
kaybederek bir haz ve aşk mevzuu olduğu görülür. 3) Batı medeniyeti tesiri altına girdikten
sonra kadının ilkin edebiyatta, sonra hayatta beşerî hakları müdafaa edilir ve tamamiyle erkekle
eşit bir seviyeye getirilir.‛ (Kaplan: 1992, 41) Destanların daha başında Ozan’ın dilinden kadınlar: ‚Solduran ev yapan sulb, solduran sob, tolduran tob ve Neçe söylersen bayagıdur‛ şeklinde
dörde ayrılmıştır. Bunların içerisinde ‚Ev yapan sulp‛ en değerlileridir: ‚Eve bir udlu konuk
gelse er adem evde olmasa ol anı yedirür içirür, azizler gönderür. Ol Ayişe, fatima, soyıdur.
Hanum! Anun bebekleri bitsün, ocaguna ancılayın hatun gelsün.‛ (s. 199) Dede Korkut kitabındaki kadın karakteri üç grupta toplanabilir: ‚İdeal eş ve anne tipi, ideal sevgili tipi ve yardımcı
tipi.‛ ( Ekici 1991: 25)
Kesit Akademi Dergisi (The Journal of Kesit Academy) Yıl/Year/Год: 6, Sayı/Number/ Номер: 24,
Eylül/September/Сентябрь 2020, s./pp. 256-273
Salih Demirbilek
263
Bayındur Han’ın emriyle kendisini kara otağa koyup, altına kara keçe döşemeleri ve
kendisine kara koyun yağnisi vermelerini hazmedemeyen Dirse Han hemen toyu terk edip,
obasına döner. O kızgınlıkla eşini çağırır ve:
‚Berü gelgil, başum bahtı, evüm tahtı!
evden çıkub yöriyende selvi boylum,
topugında sarmaşanda kara saçlum,
kurlu yaya benzer çatma kaşlum,
koşa badem sıgmayan tar agızlum,
güz almasına benzer al yanaklum,
kadunum, ziregüm, dölegüm‛ (DHOBHB, 36)
şeklinde hitap ettikten sonra karısına olayları anlatmaya başlar.
Karısı, oğluyla birlikte ava gittiği halde yalnız dönen Dirse han’a şu şekilde seslenir:
‚Berü gelgil başum bahtı evüm tahtı!
han babamın güyegüsi,
kadın anamun sevgüsi,
atam anam verdügi,
göz açuban gördügüm,
göngül verüb sevdügüm,
a Dirse Han!‛ (DHOBHB, 41)
Begil oğlu Emren destanında canı sıkkın kocasının durumunu öğrenmek isteyen karısı
kendisine şu şekilde seslenir:
‚Altun tahtum eyesi begüm yiğit, göz açuban gördüğüm,
göngül verüb sevdügüm
<..
ala gözlü bebeklerüng ohşamazsın,
agca yüzlü görklüngle söyleşmezsin.
nedür halüng?‛ (BOEB,157)
Begil, Bayındır Han’a ve Oğuz’a asi olur. Evine döndüğünde karşılamaya gelen çocuklarını okşamaz, karısına bir şey söylemez. Bu vaziyette sözleriyle kendisini teskin ve teselli eden
karısıdır. Begil karısının düşüncelerine değer verir: ‚Begil’e ava çıkıp ava bingil, gönglüng açılsun der. Begil gördi hatun kişinüng aklı kelecesi eyidür‛ (BOEB, 158) Bütün bu konuşma örnekleri bize hep Dede Korkut kitabında eşlerin birbiri hakkında kötü, kırıcı sözden sakındıkları
ve birbirlerine derin bir aşk ile bağlandıklarını göstermektedir. Dede Korkut kahramanlarından
gerek Deli Dumrul gerekse Seyrek kendileri öldükten sonra eşlerine evlenme izni verdikleri
halde, eşler kocalarının bu tekliflerini kabul etmezler, kocalarına olan sadakatlerini gösterirler.
Kadın ile ilgili olumsuz bir davranış örneği ise kadının sır tutamamasıdır. Avda iken attan düşüp ayağını kıran Begil, durumunu kimseye söylemez. Durumunu öğrenmek isteyen
karısına söylemek durumunda kalır. Sırrı öğrenen karısı: ‚Avrat elin eline çaldı, karavaşa söyledi. Karavaş çıkub kapucıya söyledi. Otuz iki dişden çıkan bütün orduya yayıldı, ‘Begil atdan
www.kesitakademi.com
Dede Korkut Oğuznamelerinde Aile
264
düşmiş ayagı sınmış’ deyü.‛ (BOEB, 159) Kadın ile ilgili bir başka olumsuz düşünce örneği ise
aldatan kişinin beden zayıflığı yönüyle kadına benzetilmesidir. Bu benzetmede kadının bünyece zayıf olmasından hareketle aldatan kişi de aldatmanın altında yatan ‘karakter zayıflığı’ yüzünden birbiriyle özdeşleştirilmiştir. Beyrek, kendisini aldatan Aruz’un yüzüne karşı ‚Aldayuban er tutmak avrat işidür. Avratundan mı ögrendün sen bu işi?‛ (İOTOAOBÖB, 191) der.
Anne-Baba:
Türkçede anne için kullanılan başlıca terimler şunlardır: ‚Ana-ene, apa-aba, ayi, ebe,
eçe, mama, nene, ög, şeşe, valide.‛ Baba için kullanılan başlıca terimler ise: ‚Aça, aga-aka, apaaba, ata, eke, baba, dede, kang, papa, peder, tata‛ şeklindedir (Li: 1999, 7). Dede Korkut Kitabında ise anne için: ‚Ana, karıcuk ana, kadın ana, hatun ana, karı ana, hatun, karıcuk hatun
kişi‛ ifadelerine yer verilmiştir. Baba için ise: ‚Baba, beg baba, koca baba, ag sakallu, ata, aga,
aziz, izzetlü canum baba, hanum baba‛ ifadelerine yer verilmiştir.
Anne ve baba ailenin temelidirler, aile onlar üzerine kurulur. Çocukları olmayanları
‚tanrı kargayubdur (lanetlemiştir)‛ inanışı hâkimdir. Destanlarda hem anne hem de baba hakkı
‚tanrı hakkı‛ olarak görülmüştür. Anne ve baba genellikle yaşlıdırlar ve görünüşleriyle tarif
edilecekleri zaman anne için: ‚Ag pürçekli‛, ‚agca yüzlü‛, ‚karıcuk ana‛ ifadeleri kullanılır.
Ancak destandaki annelerden Tepegöz’ün annesi insanüstü bir varlık olan ‘Peri kızı’dır. Baba
için: ‚ag sakallı‛ ifadesi kullanılmaktadır. Anne-baba çocuklarını düşman üzerine yollamaktan
vazgeçirmek için onlara ‚Ag sakallı babanı aglatmagıl, ag pürçekli ananı bozlatmagıl‛ şeklinde
yalvarırlar. Dede Korkut, kahramana dua edeceği zaman: ‚Ag sakallu babanun yeri uçmag
olsun, Ag pürçekli ananun yeri behişt olsun‛ der. Destanların sonunda genellikle anne ve babaya ‚muştucu‛ gönderilir. Anne baba savaştan dönen çocuklarını yolda karşılarlar, çocuklar da
onların ellerinden öper.
Anne ve baba da çocukları üzerine her zaman titrer, onların yoklukları kendilerine
dünyayı zindan eder. Bamsı Beyrek’in tutsak alınıp götürüldüğünü bilmeyen ailesi, onun öldüğünü sanarak yıkılırlar: ‚Beyregün babası kaba sarık götürüb yere çaldı, tartdı yakasın yırtdı.
‚ogul! ogul!‛ deyüben bögürdi, zarılık kıldı. Ag bürçeklü anası büldür büldür agladı, gözinün
yaşın dökdi. Acı tırnak ag yüzineçaldı, al yanagın tartdı. Kargu gibi kara saçını yoldı. Aglayubanı sıklayubanı evine geldi.‛ (BBOBBB, 78) Destanın sonunda Bamsı Beyrek ailesine kavuşur. Ağlamaktan gözleri kör olmuş babası Bay Büre, oğlunu tanımak için etrafındakilere: ‚Oglum idügin andan bileyim: sırça parmagını kanatsun, kanını destmala dürtsün, gözüme süreyin. Açılacak olurısa oglu Beyrek’dür dedi.‛ (BBOBBB, 93) der. Bu ifadelerde Hz. Yakup’a da
telmih söz konusudur.
Destanlarda anne babalar çocukları için her fedakârlığa katlanırlar. Tepegöz destanında
Kapak Kan’ın hatunu iki oğlundan birini Tepegöz’e vermiş, sıra elinde tek kalan çocuğuna
gelmiştir. Evladını korumak için Basat’a gider, ona yalvarır. Basat kadına acır, esirlerinden birini ona verince çocuğunu kurtarmış olur.
Destan kahramanları da anne ve babalarına derin bir sevgi ile bağlıdırlar. Salur Kazan’ın evini yağmalayıp eşini, oğlunu esir eden düşmanla çarpışmadan önce esir alınmış yaşlı
Kesit Akademi Dergisi (The Journal of Kesit Academy) Yıl/Year/Год: 6, Sayı/Number/ Номер: 24,
Eylül/September/Сентябрь 2020, s./pp. 256-273
Salih Demirbilek
265
annesini güvene almak isteyerek düşmandan ‘karıcuk olmış ana’sını serbest bırakmalarını ister.
Çünkü yaşlı olduğundan atların altında kalmasından endişe etmektedir:
‚Karıcuk anam getürübdürürsin,
mere kafir, anamı vergil mana,
savaşmadın urışmadın kaydayım,
gerü döneyim, gedeyim, bellü bilgil‛ (SKEYB, 62)
Destanlarda anne ve baba çocuklarına şefkatle bağlıdırlar. Ancak Dede Korkut Kitabında anne ve babanın olumsuz örnekler olarak gösterildiği tek örnek: Deli Dumrul’un anne ve
babasıdır. Kendi çocukları için canlarını sakınırlar.
Çocuklar:
Dede Korkut Kitabı’nda çocuklar için ‚kardaş (candan iki kardaş), kızan‛ sözcüklerinin
yanı sıra büyük kardeşler için: ‚Aga, ulu kardaş‛; Küçük kardeşler için ise ‚kiçi kardaş‛ kullanılmaktadır.
Dede Korkut Kitabında çocuksuz ailenin Allah tarafından lanetlenildiğine inanılır. ‚Hikayelerin ideal, güzel ve yüce üzerinde odaklaşmış bir estetik yapısı olduğunu şimdiden belirtelim. Dede Korkut hikayeleri etik, estetik, dini ve sosyal anlamda ideal bir dünya tasarımıdır.
Oğul kızı olmamak etik, estetik, dini ve sosyal anlamda bir eksikliktir. Bunun düzeltilmesi gerekir. Bayındır Han bir davet tarzı ile insanları çoluk çocuk sahibi olmaya teşvik eder.‛ (Uç:
2003, 54) Dirse Han oğlu Boğaç Han destanında Bayındur Han’ın düzenlemiş olduğu toya katılmaya gelen Dirse Han’ı kara çadıra koyarlar, altına kara keçeyi sürerler, önüne de kara koyunun yağnisini getirirler. Dirse Han buna: ‚Bayındur Han benüm ne egsükligüm gördi? Kılıcumdan mı gördi, soframdan mı gördi? Benden alcak kişileri ag otaga, kızıl otaga kondurdı?‛
şeklinde tepki gösterince Bayındur Han’ın adamları: ‚Hanum, bu gün Bayındur Han’dan buyruk şöyledir kim: ‘Oglı kızı olmayanı Tangrı teala kargayubdur, biz dahi kargaruz demişdür’‛
(DHOBHB, 35) şeklinde karşılık verirler.
Bu lanetten kurtulmanın çaresi -bir evlat sahibi olmak için- yapılacak iş, Dirse Han’ın
karısının ağzından şöyle anlatılmaktadır:
‚Hay Dirse Han, bana gazab etme,
incitüb acı sözler söyleme, Yeründen örü turgıl,
ala çadırun yer yüzine dikdürgil,
atdan aygır, deveden bugra, koyundan koç öldürgil,
İç Oguzun, Taş oguzun beglerin üstüne yıgnak etgil,
aç görsen toyurgıl,
yalıncak görsen tonatgıl,
borcluyı borcından kurtargıl,
depe gibi et yıg,
göl gibi kımız sagdur,
ulı toy eyle, hacet dile,
ola kim bir agzı dualınun alkışıyla tanrı bize
www.kesitakademi.com
Dede Korkut Oğuznamelerinde Aile
266
bir müsülman ayal vere‛ (DHOBHB, 37)
Bir müddet sonra Dirse Han’ın oğlu olur. Dirse Han, oğlunu süt anneye verir: ‚Oğlancugını dayelere verdi, saklattı‛ (DHOBHB, 37).
Dede Korkut destanlarında çocukların büyümesi ata sözü biçiminde ‚Eyegülü ulalur,
kaburkalu böyür‛ şeklinde anlatılmaktadır. Göçebe için hayat şartlarının doğurduğu güçlüklerden dolayı erkek çocuk, kız çocuğa oranla daha itibar görür. Kardeşler birbirlerine sevgiyle
bağlıdır. Birbirlerine hitap ederlerken: ‚Kara tagum yüksegi kartaş‛, ‚karanulu gözüm aydını
kardaş‛ gibi gayet nazik bir ifade kullanırlar. Kardeşsizlik zordur:
‚Üç yüz altmış altı al ava binse
kalu geyik üzerine gavga kopsa
kardaşlu yigitler kalkar kopar olur.
kardaşsuz miskin yigit ensesine yumruk tokınsa
aglayuban dört yanına bakar olur,
ala gözden acı yaş döker olur.‛ (UKOSB, 170)
Segrek esir olan kardeşini kurtarmaktan kendisini vazgeçirmek isteyenlere karşılık:
‚Emdi Egrege Seyrek yaraşur
kardaşum sagımış, kayurmazam.
kardaşsuz Oguzda turmazam.
karangulu gözüm aydını kardaş!‛ (UKOSB, 170)
diyerek kararlılığını bildirir.
Salur Kazan’ı tutsak eden kâfirler, Salur Kazan’ın oğlu ve kardeşi olduğunu bildikleri
için kendisini öldürmekten çekinirler.
Erkek Çocuk:
Dede Korkut kitabında erkek çocuklar: ‚Oğlancug, aga, yigit, beg, ahı, alp, arslanum
ogul, kuzıcag, kuluncug, bebegüm, gelinümün çiçegi ogul, ban evümün kabzası ogul, görür
kızum aydını ogul, tutar belüm kuvveti ogul, begüm kardaş, boz oglan, kara tagun yüksegi,
gözlerin aydını, ulu ogul, kici ogul.‛ sözleriyle geçmektedir.
Destanlarda her ailenin soyunu devam ettirecek bir erkek çocuk vardır. Bazı destanlarda iki erkek çocuğu olan babalar da vardır. Uşun Koca gibi. Uşun Koca’nın ulu (büyük) oğlunun adı Eğrek, kiçi (küçük) oğlunun adı da Seyrek’tir. Erkek Çocuklar babalarının adıyla tanınırlar: Aruz oğlu Basat, Uşun oğlu Seyrek gibi.
Hikâyelerin başında (Giriş bölümünde) Dede Korkut’un ağzından söylenen soylamada
oğul şöyle vasıflandırılmaktadır:
“Yad oglın saklamagıla ogul olmaz, Böyüyende salur geder, gördüm demez. Kül depecük
olmaz, güyegü ogul olmaz. Ogul atadan görmeyince öğüt almaz. Devletlü ogul kopsa terkeşinde tiridür, devletsüz ogul kopsa ocagınun köridür. Ogul dahi neylesün, baba ölüb mal
kalmasa? Baba malından ne fayide başda devlet olmasa? Ata adını yöritmyen hoyrad oğul,
ata belinden enince enmese yeg, ana rahmine düşince togmasa yeg. Ata adın yöridende dev-
Kesit Akademi Dergisi (The Journal of Kesit Academy) Yıl/Year/Год: 6, Sayı/Number/ Номер: 24,
Eylül/September/Сентябрь 2020, s./pp. 256-273
Salih Demirbilek
267
letlü ogul yeg.” (DKO, 29,30,31,32)
Dirse Han ve eşi Allah’tan kendilerine ‚ müsülman oğul‛ dilerler.
Destanlarda babalar oğullarına karşı son derece şefkatle hitap ederler. Kazan oğlu
Uruz’a hitap ederken:
‚Kara tagum yüksegi ogul!
karanulu gözlerüm aydını oğul!
alpum uruz, aslanum uruz.‛ (SKTOUÇB,186) der.
Erkek çocuklar için: ‚Baş kesmek, kan tökmek hünerdir.‛ Ancak baş kesip, kan döktükten sonra ad kazanabilirler. Adlarını da Dede Korkut’tan alırlar. Erkek çocuklar on beş-on altı
yaşlarına geldiklerinde ‚büyümüş, alp, deli, bahadır‛ olarak vasıflandırılırlar. Bu yaşa kadar,
varsa aile içindeki bir kara haber, kendilerine bildirilmez. Erkek çocuklar onu tesadüfen, bir
başkasından öğrenirler.
Oğlan hüneri babasından öğrenir. Hüner göstermeyenler oğlanlar ise: ‚Kuş yürekli
olup, anasının yanına kaçarlar‛. Uruz, babası Aruz’un kendisi on altı yaşına geldiği halde hâlâ
‚Kan döküp, baş kesmediği‛ şikâyetine cevap olarak:
‚A beg baba, devece böyümişsin,
köşekçe aklun yok.
depece böyümişsin,
tarıca beynün yok.
hüneri ogul atadan mı görür öğrenür,
yohsa atalar oguldan mı ögrenür?‛ (KBOUBTOB, 97)
şeklinde itiraz eder.
Erkek çocuklar, kendi rüştünü ispatlamışsa otagda babalarının sağında, halen ispatlamamışlarsa karşılarında otururlar. Erkek çocuklar, babalarının sözünü dinlerler, bir dediğini iki
etmezler: ‚Ol zamanda ogul ata sözin iki eylemezidi. İki eylese ol oglı kabul eylemezleridi.‛
(KBOUBTOB, 101) Oğlan çocuklar esir düştükleri zaman düşman tarafından bir güzel hırpalanırlar: ‚Ag etinden kan çıkınca dögdiler, ‘baba!’ deyü aglattılar, ‘ana!’ deyü bozlatılar‛
(KBOUBTOB, 102)
Erkek çocuklar evlenecekleri ‚helalliğe alacakları‛ eşte aradıkları özellikleri ise nasıl bir
eş istediğini soran babasının sorusuna Beyrek’in verdiği cevapta buluruz: ‚Baba, mana bir kız
alı ver kim men yerimden turmadın ol turmah gerek, men kazaguç atuma binmedin ol binmah
gerek, men karimüme varmadın ol mana baş getürmek gerek. Bunun gibi kız alı ver, baba mana‛ (BBOBBB, 73). Evlilikle ilgili bir gelenek de ‚Oguz zamanında bir yiğit ki evlense oh atarıdı,
ohı ne yerde düşse anda gerdek dikeridi.‛ (BBOBBB, 77) Evlilik kendi boyundan bir kızla olabildiği gibi, dış obadan hatta kafir bey kızlarıyla da olabilmektedir. Babaların ölmeden önceki
son bir dilekleri oğullarının mürüvvetlerini görmektir. Kanlı Koca oğlu Kan Turalı’ya: ‚Yarenler atam öldi men kaldum, yerin yurdın tutdım. Yarın ki gün men ölem oglum kala. Bundan
yegreki yohdur ki gözüm görür iken, ogul, gel, seni evereyim.‛ (KKOKTB, 124) şeklinde söyler.
www.kesitakademi.com
Dede Korkut Oğuznamelerinde Aile
268
Seyrek, kavga eden iki çocuğa da birer şaplak atar. Çocuklardan biri yediği dayağın acısıyla ona bir kardeşi olduğunu ve esarette yaşadığını söyleyiverir. Dede Korkut Kitabında olay
şu şekilde anlatılmıştır: ‚Eski tonun biti, ögsüz oglanun dili acı olur. Biri eydür: ‛Mize mizüm
ögsüzligümüz yetmez mi? Bize eye urursın? Hünerün var ise kardaşun Alınca kalesinde esirdür. Var anı kurtar.‛ (UKOSB, 168)
Dede Korkut’ta erkek çocukta görülebilecek bazı davranışlar hoş karşılanmaz. Bu davranışlar Dirse Han ile oğlu Boğaç’ın arasını açmak isteyenler tarafından Dirse Han’a oğlu Boğaç’ı gammazlarken şu şekilde anlatılmıştır: ‚Görir misin Dirse Han, neler oldı? Yarımasun
yarçımasun, senün oglın kür kopdı, erçel kopdı. Kırk yigidin boynın aldı, kalın oguzun üstine
yöriyiş etti. Ne yerde güzel kopdıyısa çeküb aldı, ag sakallu kocanun azgın sögdi, ag bürçeklü
karınun südin tartdı. Akan turı sulardan haber gece, arkurı yatan Ala tagdan teber aşa, hanlar
hanı Bayındır’a haber vara : ‘Dirse Han’un oglı bid’at işlemiş’ deyeler. Gezdüginden öldügün
yeg ola. Bayındur Han seni çagıra, sana katı gazab eyleye. Böyle ogul senin nene gerek? Böyle
ogul olmakdan olmamak yegdür, öldürsene!‛ (DHOBHB, 39)
Oğul çocuk için ‚ahı‛ kelimesi de kullanılmaktadır. Bu sözcüğün Arapça kökenli olduğu ve ‚kardeşim‛ manasına geldiği yolundaki söyleme karşılık; sözcüğün Türkçe asıllı olup
‚akı ‘cömert, civan’‛ demek olduğu görüşe (Demirbilek: 2005, 277-283) Dede Korkut Kitabındaki kullanım da desteklemektedir. Dirse Han’ın karısı, oğlu Boğaç’ı göremeyince hizmetindeki
‚Kırk ince kız‛la aramaya çıkarlar. Ormanlıkta vurulmuş, kanlar içinde oğlunu görünce yanına
koşar, yardım ederken bir yandan da şu soylamayı söyler:
‚Kara kıyma gözlerün uyhu almış,
açgıl ahı,
on ikice sünücegün üzen olmış,
yagşur ahı,
tanrı veren tatlu canun seyranda imiş,
inde ahı
<<<(DHOBHB, 44)
Kız Çocuk:
Dede Korkut Kitabı’nda kız çocukları için: ‚Kici kız karındaş, ulı kız karındaş, bikr kız,
kaza benzer kız, ince bellü, ala gözlü‛ ifadelerine yer verilmiştir.
Destanlarda kız çocukların sayısı azdır. Her ailenin kız çocuğu olmamasına karşılık bazı
ailelerde birden fazla kız çocuğu bulunur. Örnek olarak Bay Büre’nin yedi kızı vardır. Kız çocuğu için kullanılan bir atasözü de: ‚Kız anadan görmeyince ögüt almaz‛ şeklindedir
Bazı oğuz kadınlarının yanlarında ‚kırk ince kız‛ vardır. Bu kızlar hem kadına hizmet
ederler hem de onunla birlikte savaşa giderler. Dirse Han’ın karısı avdan dönmeyen oğlunu,
yanına ‚Kırk ince kız‛ı alarak aramaya gider. Salur Kazan’ın evi yağmalanınca kafirler, Salur
Kazan’ın hatunu Boyu Uzun Burla Hatun’la birlikte hizmetindeki ‚Kırk ince bellü kız‛ı esir
ederler. Salur Kazan’ın eşi Boyu Uzun Burla Hatun, oğlu Uruz’u kurtarmak için savaşan bu
kızları Uruz kurtulunca azat edip ‚Kırk eyü kul‛ ile evlendirir.
Kesit Akademi Dergisi (The Journal of Kesit Academy) Yıl/Year/Год: 6, Sayı/Number/ Номер: 24,
Eylül/September/Сентябрь 2020, s./pp. 256-273
Salih Demirbilek
269
Kız çocuklarının esir olan babaları ya da erkek kardeşleri için: ‚Kaza benzer kızı gelini
ag çıkarub kara geydi.‛ denilerek yasa büründükleri anlatılır. Bamsı Beyrek’in öldüğünü sanan
yedi kız kardeşi şöyle söyler: ‚Kızı gelini kas kas gülmez oldı, kızıl kına ag eline yakmaz oldı.
Yedi kız kardaşı ag çıkardılar kara tonlar geydiler ‘vay begüm kartaş! Muradına, maksudına
erişmeyen yalınuz kardaş!’ deyüb aglaşdılar, bögrüşdiler.‛ (BBOBBB, 78)
Kazan esaretten kurtulunca: ‚Kaza benzer kızı gelini karşu gelip elin öpdiler, ayağa
düşdiler.‛ sözleriyle baba-kız hasretinin sona erdiği anlatılmaktadır.
Salur Kazan’ın Kalın Oğuz Beylerine verdiği şölende kendilerine dokuz kafir kızı hizmet etmektedir: ‚Tokuz kara gözlü, hub yüzlü, saçı ardına örilü, gögsi kızıl dögmeli, elleri bileginden kınalı, barmakları Nigarlı mahbub kafir kızları kalın oğuz beglerine sagrak sürüb içerlerdi.‛ (SKEYB, 50)
Dede Korkut, Bamsı Beyrek için istediği ‚kız kardaşı‛ Banı Çiçek’i Kardaşı Delü Dündar’dan isterken, kızı: ‚Aydan arı, günden görklü‛ şeklinde vasıflandırır. Kız çocukların evlenilmiş olması ‚Kızı göçürmek‛ (BBBOBBB, 72) şeklinde dile getirilir.
Diğer Akrabalar:
Kazılık Koca Oğlu Yegenek hikâyesinde, Emen, eniştesi Kazılık Koca’yı tutsaklıktan
kurtarmak için altı kere hisara sefer düzenlemesine karşılık başarılı olamaz. Emen’in yeğeni
Yegenek babasını kurtarmak için hisara yaklaştığında dayısı Emen’i rüyasında görür. Dayısı
Emen daha sonra kendisine kavuşur, hep beraber kaleye hucüm edip Kazılık Koca’yı kurtarırlar. Destanlarda dayı olan bir diğer kimse de Kazan Beyin tayısı At ağızlu Aruz Koca’dur.
Bayındur Han’ın güyegüsi (damadı) Ulaş oglı Salur Kazan, Aruz’un güyegüsi Beyrek’tir.
Kazan Begün kartaşı Kara Gönedir. Kara Göne Kazan Beg’in oğlu Uruz’un emmisidir /
amcasıdır. Uruz’un dedesi (annesinin babası) Hanlar hanı Bayındur Han’dır. Kara Göne’nin
oğlu Kara Budak Salur Kazan’ın yeğenidir.
Beyrek ve Eğrek aynı zamanda sağdıçtırlar.
Gelin- kaynana – kayın peder:
Gelin için: ‚Gelin, anam kişi, agca yüzlü gelin, görklü baş, ala göz, kızum kişi, gelincüg,
kaza benzer gelin, görkli gelin‛ ifadeleri kullanılmıştır. Destanlarda Kayın ana ve Kayın ata’ya
da yer verilir.
Segrek, kardeşini kurtarmak için herkesten habersiz yola çıkma hazırlığı yaparken, yeni
evlendiği ‚agca yüzlü gelin‛ eşi: ‚Kademi kutsuz gelin deyince udsuz gelin desünler.‛ der.
Sonra da:
‚Atamdan yegrek kayın ata!
anamdan yegrek kayın ana!
www.kesitakademi.com
Dede Korkut Oğuznamelerinde Aile
270
kaytabanun bugrası ürkdi geder<‛ (UKOSB, 171)
şeklinde soylayarak Segrek’in gitme hazırlığını Segrek’in anne ve babasına haber verir.
Sonuç ve Değerlendirme
Bu incelemede Dede Korkut Kitabında aile kavramı aileyi oluşturan karı-koca, annebaba, çocuklar, erkek çocuk – kız çocuk ve diğer akrabalar çerçevesinde ele alınmıştır. Aile fertleri için şunlar söylenebilir:
Karı-Koca: Dede Korkut Kitabında ailenin reisi doğal olarak erkektir. Ancak bu aile içi
meselelerde erkeğin tek başına hareket ettiği anlamına gelmemelidir. Aile içi meselelerde muhakkak danışıklı olarak meseleler karara bağlanır. Eşler arasında güven, sevgi ve saygı esastır.
Birbirleri hakkında hiçbir olumsuz hareket görülmez. Tek olumsuzluk Begil oğlu Emre destanındaki kadının kocanın sırrını saklayamamasıdır. Çocukları olamayan eşlerin ise Tanrı’nın
gazabına uğradığına inanılır.
Anne-baba: Anne-baba ailenin temelidirler, aile onlar üzerine kurulur. Destanlardaki
anne-baba portresi genellikle yaşlı karakterlerdir. Anne ve babalar daima fedakâr tiplerdir.
Daima çocuklarının üzerlerine titrer, saadetlerini diler, kötü haberleri onlardan gizlerler. Çocuklarının kara haberleriyle onlar da karalar bağlayıp hayata küsmektedirler. Tek amaçları örnek, toplumda saygı gören çocuklar yetiştirmektir. Söylenilenlere aykırı örnekler ise: Deli Dumrul hikâyesinde geçer. Burada verilecek eşler arasındaki fedakârlık mesajının kaygısından dolayı anne-baba karakterleri olumsuz olarak resm edilirler. Ayrıca Tepegöz’ün annesi insanüstü
bir varlık, bir peri kızı olduğunu belirtelim.
Çocuklar: Yukarıda değinildiği gibi Dede Korkut Kitabında çocuksuz eşlerin tanrının
lanetine uğradığına inanılır. Hikâyelerde daha çok erkek çocuklar konu edilmiştir. Hikâyelerde
kardeşler birbirlerine sıkıca bağlıdır. Birine gelen dert diğerlerini de kahreder. Hikâyelerde karıkoca, anne-baba için bir örnek de olsa olumsuz tiplemeler yer aldığı halde kardeşler arası böyle
olumsuz bir örneğe yer verilmez.
Erkek Çocuk: Destanlarda her aile soyunu devam ettirecek bir oğlan çocuğu ister. Erkek
çocuklar doğumdan kısa bir müddet sonra süt anneye verilir. Yine erkek çocuklar babaları tarafından eğitilirler ve yaptıkları kahramanca bir hareketten sonra ad alırlar.
Kız Çocuklar: Destanlarda kız çocuklardan genellikle erkek çocuklara oranla daha az
bahsedilir. Ancak kız çocukların da erkek çocuklar gibi iyi eğitildiğini görüyoruz. Evlenecek
erkek çocuklar eşlerinin kendileri gibi mert ve savaşçı olmasını dilerler. Kızların evlenmeleri
‚kızı göçürmek‛ deyimiyle ifade edilir.
Diğer akrabalar: Hikâyelerde çekirdek ailenin üyeleri dışında dayı, amca, güyegü, dede,
yeğen, kaynana ve kayın peder görülür. Bu akrabaların hikâyelerdeki rolü genellikle akrabalığın sağlamlığı ve yardımseverliği noktasındadır.
Dede Korkut Kitabı için aile konusunda genel söylenilecek özellikler şunlardır:
Kesit Akademi Dergisi (The Journal of Kesit Academy) Yıl/Year/Год: 6, Sayı/Number/ Номер: 24,
Eylül/September/Сентябрь 2020, s./pp. 256-273
Salih Demirbilek
271
Dede Korkut Kitabının Dresden ve Vatikan nüshalarında, aile kurumuna sadece son hikaye olan İç Oğuza Taş Oğuz asi olup Beyrek’in öldüğü destan’da yer verilmez. Bu hikaye dışındaki bütün hikayelerde olay bir ailenin ve o ailenin fertleri arasında geçer.
Hikâyelerde aile içi şiddet asla yer almaz. Aile bireyleri birbirlerine karşı son derece
nazik, sevecen ve saygılıdır. Adeta modern aile tipiyle karşılaşırız. Kin, kavga, alay, küfür ve
argo aile bireyleri arasında yoktur.
Aileler genellikle çekirdek aile şeklinde tespit ettiğimiz anne-baba ve çocuklardan oluşur. Erkek çocuklar evlenince aileden kopmaz, anne ve babalaryla oturmaya devam ederler.
Her aile bireyi ‘örnek’ karakteri temsil eder. Aile bireyleri nasıl olması gerekiyorsa öyledir. Aile içerisindeki görevini bilir ve yerine getirir. Rollerde çatışma yaşanmaz. Bu yüzden
her aile normal bir görüntü gösterir.
Dede Korkut kitabında zengin bir akrabalık terminolojisi ile karşılaşırız. Bu kavramlar
bizim hem geçmişle günümüz arasında bir bağ kurmamızı ve kültürel süreklilik bağlamında
kültürel kodlarımıza ve kaynaklarımıza erişimimizi sağlar. Dede Korkut Oğuznâmeleri bizim
kültürümüzün vazgeçilmez temel kaynakları arasında tartışmasız biçimde yerini sağlamlaştırmaktadır.
Kısaltmalar
1. (DHOBHB) Dirse Han oglı Bogaç Han Boyı,
2. (SKEYB) Salur Kazanun Evi Yagmalandugı Boy,
3. (BBBOBB) Bay Büre Beg oglı Bamsı Beyrek Boyı,
4. (KBOUBTOB) Kazan Beg oglı Uruz Begün tutsak Oldugı Boy,
5. (DKODDB) Duha Koca oglı Deli Domrul Boyı,
6. (KKOKTB) Kanlı Koca oglı Kan Turalı Boyı
7. (KKOYB) Kazılık Koca oglı Yigenek Boyı,
8. (BDÖB) Basat Depegözi öldürdügi Boy,
9. (BOEB) Begil oglı Emren Boyı,
10. (UKOSB) Uşun Koca oglı Segrek Boyı,
11. (SKTOOUÇB) Salur Kazan tutsak olub oglı Uruz çıkardugı Boy,
12. (İOTOAOBÖB) İç Oguza Taş Oguz asi olub Beyrek öldügi Boy.
KAYNAKÇA
(DKO) Tezcan, Semih - Boeschoten, Hendrik; Dede Korkut Oğuz-nameleri (2001), Yapı Kredi
yay., İstanbul.
(TS) Türkçe Sözlük (2005); Türk Dil Kurumu yay., s. 45, Ankara.
Aksoy, İlhan (2011). ‚Türklerde Kadın ve Çocuk Eğitimi‛. Uluslararası Sosyal Araştırmalar
Dergisi. C.4. s.16. www.sosyalarastırmalar.com.tr 11-19 s.
Aksoy, Mustafa; ‚Türklerde Sosyal Yapı‛(2004), Türk Tarihi ve Kültürü, Pagem yay., s. 255-265.
www.kesitakademi.com
Dede Korkut Oğuznamelerinde Aile
272
Ankara.
Balaman, Ali Rıza; Evlilik Akrabalık Türleri (2002), Kültür Bakanlığı yay., Ankara.
Baykara, Tuncer; Türk Kültür Tarihine Bakışlar (2001), Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı yay.,
Ankara.
Binyazar, Adnan; Dede Korkut (1991), Cem yay., İstanbul.
Cemşidov, Şamil; Kitab-ı Dede Korkut (1990), Haz.: Üçler Budak, Kültür Bakanlığı yay., İstanbul.
Demirbilek, Salih; ‚Ahi Kelimesinin Kökenine Dair‛ (2005), I.Ahi Evran-ı Veli ve Ahilik Araşrtırmaları Sempozyum Bildirileri, Gazi Üni., Ahilik Kültürünü Araştırma Merkezi yay.,
c.I, s.277-283, Kırşehir.
Doğan, İsmail; ‚Türklerde Aile‛ (2004), Türk Tarihi ve Kültürü, Pagem yay., s. 267-285, Ankara.
Ekici, Metin; ‚Dede Korkut Kitabı’nda Kadın Tipleri‛ (1999), Uluslararası Dede Korkut Bilgi
Şöleni, AKM yay., s.123-139, Ankara.
Ekiz, Osman Nuri; Dede Korkut Hikayeleri (1992), Engin yay. İstanbul.
Ercilasun, A. Bican; ‚Salur Kazan Kimdir?‛ (2002), Milli Folklor Dergisi, S. 56, s. 22-33, Ankara.
Ergin, Muharrem; Dede Korkut Kitabı –Metin, Sözlük- (1986), Ebru yay., İstanbul.
______________; Dede Korkut Kitabı-I (1989), Türk Dil Kurumu yay., Ankara.
______________;Dede Korkut Kitabı-II (1991), Türk Dil Kurumu yay., Ankara.
Gökyay, Orhan Şaik; Dede Korkut Hikayeleri (1995), Dergah yay., İstanbul.
_______________;Dedem Korkudun Kitabı (2000), Milli Eğitim Bakanlığı yay., İstanbul.
Gönen, Sinan (2006). ‚Dede Korkut Hikâyeleri’nden Günümüze Yansıyan Evlilik Âdetleri‛.
Milli Folklor Dergisi. S.69. Ankara. 62-71 s.
Kafesoğlu, İbrahim; Türk Milli Kültürü (2003), Ötüken yay., İstanbul.
Kaplan, Mehmet; ‚Dede Korkut Kitabında Kadın‛ (1992), Türk Edebiyatı Üzerinde Araştırmalar-I, Dergah yay., s.41-54, İstanbul. (Türkiyat Mecmuası, c.9, s.99-112, İstanbul)
Kırbaç, Selçuk; Dedem Korkut (1999), Şule yay., İstanbul.
Kırzıoğlu, M. Fahrettin; Dede Korkut Oğuznameleri (2000), Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı
yay., Ankara.
Li, Yong-Song; Türk Dillerinde Akrabalık Adları (1999), Simurg yay., İstanbul.
Kesit Akademi Dergisi (The Journal of Kesit Academy) Yıl/Year/Год: 6, Sayı/Number/ Номер: 24,
Eylül/September/Сентябрь 2020, s./pp. 256-273
Salih Demirbilek
273
Nirun, Nihat; Sistematik Sosyoloji Yönünden Aile ve Kültür (1994), AKM yay., Ankara.
Ortaylı, İlber; Osmanlı Toplumunda Aile (2006), Pan yay., İstanbul.
Sakaoğlu, Saim; Dede Korkut Kitabı –İncelemeler-Derlemeler-Aktarmalar- I, II (1998), Selçuk
Üniversitesi yay., Konya.
Savran, Hülya; ‚Dede Korkut Kitabında Anne Çocuk İlişkisi‛ (2004), Balıesir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, c.: 7, S. 12, s. 89-103, Balıkesir.
Şişman, Bekir (2017). Türk Kültüründe Evlilik. (Geleneğin Son Yüzyılı – Samsun Örneği). Ankara: Kurgan Edebiyat Yayınları.
Uç, Himmet; ‚Dirse Han Oğlu Buğaç Han Hikayesi‛ (2003), Milli Folklor Dergisi, S. 60, s. 47-57,
Ankara.
Tezcan, Semih; Dede Korkut Oğuznameler Üzerine Notlar (2001), Yapı Kredi yay.,İstanbul.
www.kesitakademi.com