Akademik Bilişim 2011, 2-4 Şubat 2011 / İnönü Üniversitesi, Malatya
1
Türk Eğitim Sistemi ve PISA Sonuçları
Fatma Kübra ÇELEN1, Aygül ÇELİK2, Süleyman Sadi SEFEROĞLU3
1
2
3
Hacettepe Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümü, Ankara
Hacettepe Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümü, Ankara
Hacettepe Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümü, Ankara
[email protected],
[email protected],
[email protected]
Özet: Bu çalışmada, öğrencilerin başarı düzeylerini artırmak, eğitim politikalarının öğrenci üzerindeki
etkisini görmek, eğitim sistemini daha işlevsel hale getirebilmek, eğitim kalitesini yükseltmek için İktisadi
İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD)’nın uygulamaya koyduğu Uluslararası Öğrenci Başarılarını
Değerlendirme Projesi olan PISA çalışmalarının sonuçları incelenmiş ve Türkiye’nin PİSA sonuçlarına
göre eğitim sistemi açısından bulunduğu durum değerlendirilmiştir. Öğrencilerin başarı düzeylerini
artırmak, eğitim politikalarının öğrenci üzerindeki etkisini görmek, eğitim sistemini daha işlevsel hale
getirebilmek, eğitim kalitesini yükseltmek için ülke olarak kurucu üyesi olduğumuz İktisadi İşbirliği ve
Kalkınma Teşkilatı (OECD)’nın, Uluslararası Öğrenci Başarılarını Değerlendirme Projesi olan PISA
çalışmalarına ülkemiz ilk kez 2003 yılında katılmıştır. PISA projesi OECD ülkelerindeki 15 yaş grubu
öğrencilerin zorunlu eğitim sonunda, günümüz bilgi toplumunda karşılaşabilecekleri durumlar
karşısında ne ölçüde hazırlıklı yetiştirildiklerini belirlemek amacıyla geliştirilmiştir. Ölçülmeye çalışılan
nitelikler, öğrencilerin okulda uygulanan müfredat kapsamında ele alınan konuları ne dereceye kadar
öğrendikleri değil, gerçek hayatta karşılaşabilecekleri durumlarda sahip oldukları bilgi ve becerileri
kullanabilme yeteneği, akıl yürütme ve fen ve matematik kavramlarını kullanarak etkin bir iletişim kurma
becerisine sahip olup olmadıklarıdır. PISA tarafından sağlanan karşılaştırılabilir bilgi, 15 yaş grubu
öğrencileri hayata hazırlama durumuyla ilgili geniş kapsamlı bir değerlendirme olanağı vermektedir.
2003 ve 2009 PISA sonuçları karşılaştırıldığında ülkemizin az da olsa gelişme gösterdiği görülmüştür.
Kız çocuklarının okula devamını destekleyen projeler, öğrencilere ders kitaplarının ücretsiz dağıtılması,
burs alan öğrenci sayısının arttırılması gibi maddi desteklerin yanı sıra 2005-2009 yılları arasında
kademeli olarak değiştirilen öğretim programlarının Türkiye’nin 2009 PISA sonuçlarında gösterdiği
sınırlı iyileşmede etkili olduğu ileri sürülebilir. Eğitimde bilgi teknolojilerinin kullanımının etkin hale
getirilmesi ve yaygınlaştırılması çalışmaları da başarıyı arttırmaya yönelik çalışmalar arasında
sayılabilir. Son yıllarda özellikle eğitimdeki yaklaşım değişimi ve yapılandırmacılık anlayışının
benimsenmesiyle öğretim teknolojilerine verilen önemin arttığı ve yaygınlaştırılmaya çalışıldığı
görülmektedir. Örneğin, Kasım 2010’da uygulamaya konulacağı açıklanan FATİH (Fırsatları Artırma ve
Teknolojiyi İyileştirme Hareketi) projesi de eğitim ve öğretimde niteliği artırmak ve fırsat eşitliğini
sağlamak amacıyla geliştirilen bir uygulamadır. Ancak Türkiye’nin dünya sıralamasında daha üst
sıralara çıkabilmesi için eğitim öğretim ihtiyaçları doğrultusunda etkili eğitim politikalarının
geliştirilmesine ve daha kapsamlı bir eğitim reformuna ihtiyacı bulunduğu anlaşılmaktadır.
Anahtar Sözcükler: Eğitim politikaları, Türk eğitim sistemi, PISA sonuçları
Turkish Education System and PISA Results
Abstract: The purpose of this paper was to analyze the results of the Programme for International
Student Assessment (PISA) which is an internationally standardized assessment that was jointly
developed by participating economies and administered to 15-year-olds in schools. PISA, which is
administered by the Organization for Economic Cooperation and Development (OECD), aims to find
answers to the questions such as “whether students are well prepared for future challenges, whether they
can analyze, reason and communicate effectively, and whether they have the capacity to continue
Akademik Bilişim 2011, 2-4 Şubat 2011 / İnönü Üniversitesi, Malatya
2
learning throughout life”. In this paper, the performances of Turkish youngsters who took PISA exams
were investigated. According to the results of this investigation, Turkish educational system was
evaluated.
Turkey has been participating in the PISA studies since 2003. Comparing the results of PISA 2003 and
2009 revealed that Turkey had shown a slight improvement in 2009. It can be claimed that the
campaigns for “more girls' in school” project, distribution of free textbooks in schools, increasing the
number of scholarships given to the students, and changes in the school curriculum after the 2003 exam
may have some positive effects on this slight improvements in the test scores of Turkish students. Making
effective use of information technologies in education and diffusion of those technologies may have
contributed to the improvement in the test scores as well. Recently, it has been observed that, through
particularly changes of approaches in education and adoption of constructivism in newly developed
curriculum, the use and diffusion of technology increased. For example, the FATIH (Increasing
Opportunities and Technology Improvement Movement) project which was announced in November 2010
aims increasing the quality in education and ensuring equality by providing new high technological tools
such as smart boards, laptops, and projectors to every school. However, in order for Turkey to get better
results in such exams and be in a better position in the world ranking in terms of educational standards,
a more comprehensive school reform is needed. This also means that effective educational policies which
address to real needs of the schools, teachers, and students need to be developed.
Keywords: Education policies, Turkish education system, Programme for International Student
Assessment (PISA), PISA results
1. Giriş
Değişen ve gelişen dünyada birey
davranışlarındaki değişiklikleri kalıcı hale
getirebilmek, gelişmelere ayak uydurabilen,
çağın beklentilerine cevap verebilen,
araştıran,
sorgulayan
ve
kendini
gerçekleştirmiş, özgüven duygusu gelişmiş
bireyler yetiştirmek, ancak eğitimle mümkün
olmaktadır
[2].
Ülkelerin
öğretim
programlarındaki
gerekli
düzenlemeleri
yapabilmeleri,
öğretim
sistemlerindeki
eksiklikleri giderebilmeleri ve uluslararası
düzeyde kendi başarılarını görebilmeleri
amacıyla son yıllarda bazı çalışmalar
gerçekleştirilmektedir. Eğitim ile ilgili
yapılan çalışmalarda genel amaç, öğrenci
başarısıdır [15].
Uluslararası platformda ülkelerin eğitim
performanslarının
karşılaştırılmasında
OECD’nin PISA programı yaygın olarak
kullanılmaktadır.
Eğitim
sistemindeki
değişikliklerin
değerlendirilmesinde
ve
eksikliklerin belirlenmesinde PISA sonuçları
önemli bir rol oynamaktadır. Bu tür
çalışmalardan elde edilen veriler ışığında
mevcut eğitim sisteminin güçlü ve zayıf
yönleri,
eğitim
politikaları,
öğretim
programları, öğretim yöntem ve teknikleri,
öğretmenlerin yeterlikleri gibi konular
gözden geçirilebilmektedir.
Öğrencilerin PISA çalışmalarında sözü edilen
niteliklere sahip olarak yetiştirilmesini
sağlamak amacıyla çeşitli yeni yaklaşımlar
eğitim programlarına girmektedir. Örneğin
Türkiye’deki öğretim programlarında son
yıllarda benimsenen yapılandırmacı anlayış
buna bir örnek sayılabilir. Öte yandan her
geçen gün okullarda teknoloji kullanımını
yaygınlaştırmayla ilgili çalışmalar da
gerçekleştirilmeye
çalışılmaktadır.
Bu
çalışmaların ilk örneklerini 2000’li yılların
başında okullarda bilgi teknolojilerini
yaygınlaştırmak amacıyla kurulan BT
sınıflarında görmek mümkündür. Okullarda
teknoloji kullanımının yaygınlaştırılması,
eğitim ve öğretimde niteliğin artırılması ve
fırsat eşitliğinin sağlanmasının amaçlandığı
ve Kasım 2010’da uygulamaya konulacağı
Akademik Bilişim 2011, 2-4 Şubat 2011 / İnönü Üniversitesi, Malatya
açıklanan F@TİH (Fırsatları Artırma ve
Teknolojiyi İyileştirme Hareketi) projesi de
bu bağlamda üzerinde durulması gereken
diğer bir çalışmadır.
2. PISA Nedir?
PISA (Program for International Student
Assessment - Uluslararası Öğrenci Başarısını
Belirleme Programı) OECD ülkelerindeki 15
yaş grubu öğrencilerin zorunlu eğitim
sonunda,
günümüz
bilgi
toplumunda
karşılaşabilecekleri durumlar karşısında ne
ölçüde hazırlıklı yetiştirildiklerini belirlemek
amacıyla geliştirilmiş bir programdır. PISA
ile ölçülmeye çalışılan nitelik, öğrencilerin
okulda müfredat kapsamında ele alınan
konuları ne dereceye kadar öğrendikleri değil,
gerçek
hayatta
karşılaşabilecekleri
durumlarda sahip oldukları bilgi ve becerileri
kullanabilme yeteneği, analiz edebilme, akıl
yürütme ve okulda öğrenilen fen ve
matematik kavramlarını kullanarak etkin bir
iletişim kurma becerisine sahip olup
olmadıklarıdır [20]. PISA tarafından sağlanan
karşılaştırılabilir bilgi, 15 yaş grubu
öğrencileri hayata hazırlama durumuyla ilgili
geniş kapsamlı bir değerlendirme olanağı
vermektedir.
PISA çalışması şimdiye kadar üçer yıllık üç
dönem halinde ve matematik, fen bilimleri,
okuma becerileri olmak üzere üç alanda
planlanmıştır. Üçer yıllık dönemler halinde
uygulanan PISA çalışmasında, her bir
dönemde
bir
konu
alanına
ağırlık
verilmektedir. PISA çalışmasının ilki 2000
yılında uygulanmış, bu uygulamada okuma
becerilerine ağırlık verilmiştir. 2003 yılında
yapılan ikinci uygulamada Matematik
okuryazarlığı alanına, 2006 yılında yapılan
uygulamada da Fen Bilimleri alanına ağırlık
verilmiştir. PISA’da 2009'dan itibaren
yeniden okuma becerileri alanına ağırlık
verilmiştir. PISA uluslararası düzeyde
yapılmış bugüne kadarki en kapsamlı eğitim
araştırmasıdır.
3.
3
Türk Eğitim
Değişiklikler
Sisteminde
Yaşanan
Öğrencilerin başarı düzeylerini artırmak,
eğitim politikalarının öğrenci üzerindeki
etkisini görmek, eğitim sistemini daha
işlevsel hale getirebilmek, eğitim kalitesini
yükseltmek için ülke olarak kurucu üyesi
olduğumuz İktisadi İşbirliği ve Kalkınma
Teşkilatı (OECD)’nın PISA çalışmalarına
ülkemiz ilk kez 2003 yılında katılmıştır. 2003
yılındaki
PISA
sonuçları
eğitim
sistemimizdeki eksikler açısından önemli
ipuçları içermektedir. Bu eksikliklerin
giderilmesi için Talim Terbiye Kurul
Başkanlığı’nca ilköğretim 1-5. Sınıf öğretim
programları yenilenmiş ve 2005-2006
öğretim yılında uygulamaya konulmuştur.
Yenilenen programda davranışçı yaklaşımın
yerini bilişsel ve yapılandırmacı yaklaşım
almış ve sarmallık ilkesi gözetilmiştir. Yeni
programlarda derslerin ezbercilikten uzak,
eğlenceli, hayatın içinde ve kullanılabilir
olmasına önem verildiği görülmektedir.
Ayrıca program sekiz yıllık kesintisiz eğitime
de uygun hale getirilmiştir [23].
Öte yandan Orta Öğretimin Yeniden
Yapılandırılması kapsamında da çeşitli
kararlar alınmıştır [22]. Örneğin, üç yıllık
genel, meslekî ve teknik liselerin eğitim ve
öğretim süresinin 2005-2006 öğretim yılından
itibaren 9. sınıftan başlamak üzere kademeli
olarak 4 yıla çıkarılması, hazırlık sınıfı
bulunan liselerin öğrenim sürelerinin 4 yıla
göre yeniden düzenlenmesi bu kararlardan
bazılarıdır. İlköğretimden itibaren orta
öğretimin sonuna kadar, Avrupa Birliği
Yabancı Dil Seviye Sisteminin benimsenerek
ders saati sayılarının buna göre belirlenmesi,
Anadolu Liseleri ile Yabancı Dil Ağırlıklı
Liselerin kademeli olarak, Anadolu Lisesi
adıyla tek program altında birleştirilmesi
kararları da sözü edilmesi gereken diğer
kararlardır.
MEB’in hazırladığı yeniden yapılandırma
plânına göre Türkiye’de orta öğretim
Akademik Bilişim 2011, 2-4 Şubat 2011 / İnönü Üniversitesi, Malatya
sisteminin ‘genel orta öğretim’ ve ‘meslekî
orta öğretim’ olarak ikiye ayrılması
planlanmıştır [19]. Sekizinci sınıf sonunda
yapılan Anadolu Lisesi sınavlarının zorunlu
hâle getirilmesi düşünülmektedir. Yeni
sistemle ilköğretimde ders sayısı da
azaltılmıştır.
Yapılan bu değişikliklere ek olarak
öğrenmede kalıcılığın artırılabilmesi için BİT
entegrasyonuna önem verilmiştir. Bu amaçla
birçok okulda BT sınıfları kurularak
öğretimin
niteliğinin
artırılması
amaçlanmıştır. Öte yandan yeni bir proje olan
ve üç yıl içerisinde bitirilmesi planlanan
F@TİH Projesi’yle de bütün sınıflarda
teknolojik araçların bulundurulması ve
kullanımının sağlanması hedef olarak
belirlenmiştir.
3.1. Eğitimde Bilgi ve İletişim Teknolojileri
Kullanımı ve PISA Sonuçları
Çağdaş toplumların gelişmişlik düzeyleri
bilgi ve iletişim teknolojilerindeki hızlı
gelişmelere uyum sağlama becerisi, bilim ve
teknoloji üretme düzeyi, yaratıcı ve üretken
bireyler yetiştiren kaliteli eğitim sistemler ile
ölçülmektedir.
Bilgi
ve
iletişim
teknolojilerinin gelişmesi, bireylerin ve
toplumların beklentilerini karşılayabilecek
şekilde eğitim sisteminin yenilenmesini
gerektirir. Bu nedenle eğitim-öğretim araç
gereçleri de günün ihtiyaçlarına cevap
verebilecek nitelikte düzenlenmelidir [14].
Günümüz eğitim sisteminde öğrenenler
araştıran, sorgulayan, yaparak yaşayarak
öğrenen ve öğrendiği bilgileri içselleştirip
öznel anlamlandırmalar oluşturan bireyler
haline getirilmeye çalışılmaktadır. Öğrenmeöğretme etkinliklerinde bilgi ve iletişim
teknolojileri kullanımı kalıcı ve etkili
öğrenmelere olanak sağlar. Öğrenme ortamı
farklı ve ilginç öğrenme etkinlikleri içeren
eğitsel yazılımlar, oyun tabanlı öğrenme
4
ortamları, web tabanlı öğrenme ortamları, eöğrenme
içerikleri
kullanılarak
zenginleştirebilir. Bu sayede öğrenenlerin
dikkati, motivasyonu ve ders başarısı
arttırılabilir. Örneğin matematik gibi yapı ve
bağıntılardan oluşan, bağıntıların oluşturduğu
ardışık soyutlamalar ve genelleme süreçlerini
içeren bir derste öğrenenlerin kavramları
kazanması zorlaşmaktadır. Matematiğin
yapısına uygun bir öğretim ortamı
öğrencilerin matematikle ilgili kavramları ve
işlemleri anlamalarına ve gereken bağlantıları
daha kolay kurmalarına yardımcı olabilir.
Müfredat kapsamında uygun planlamalar
yapılarak, web tabanlı öğrenme ortamları,
kullanılarak
öğrenme-öğretme
süreçleri
motivasyonu ve kalıcılığı arttıracak şekilde
zenginleştirilebilir [1].
Bilgisayar teknolojisi kullanılarak oluşturulan
görsel açıdan zengin eğitim materyalleri etkili
öğrenmelerin gerçekleşmesini ve bilginin
kalıcılığını arttırabilir. Örneğin bilgisayar
destekli öğretimin (BDÖ) öğrenci başarısı
üzerindeki etkisinin incelendiği bütün
araştırmalarda BDÖ’nün öğrencilerin ders
başarılarını artırdığı görülmüştür [9]. Benzer
şekilde öğrencilerin PISA 2006 kapsamında
Türkiye’deki uygulamaya katılan öğrencilerin
fen bilimleri yeterlilik düzeyleri; evlerinde
dersleri ve ödevleri için kullanabilecekleri bir
bilgisayar, eğitimle ilgili bir bilgisayar
programı, internet erişimi olup olmama
durumlarına ve bilgi edinmek için internetten
arama yapma durumlarına göre incelenmiştir.
Sonuç olarak, bilgi ve iletişim teknolojilerinin
kullanımının, öğrencilerin fen yeterlilik
düzeylerinde anlamlı bir farklılık sağladığı
belirlenmiştir [4].
Aşkar ve Olkun [3] ise çalışmalarında PISA
2003 verilerini temel alarak okullarda bilgi
teknolojileri kullanımı ve bunun matematik,
problem çözme başarısı ile olası ilişkilerini
incelemişlerdir. Buna göre, Türkiye'deki
okullarda bilgisayara erişim düzeyinin,
OECD ülkelerindekiler ile karşılaştırıldığında
Akademik Bilişim 2011, 2-4 Şubat 2011 / İnönü Üniversitesi, Malatya
oldukça düşük bir düzeyde olduğu sonucuna
ulaşılmıştır. Okulda bilgisayar erişimi olan
öğrencilerin matematik ve problem çözme
puanlarının erişimi olmayanlarınkine göre
daha yüksek olduğu anlaşılmıştır. Evinde
bilgisayarı olan öğrencilerin başarı puanları
ise olmayanlarınkine göre daha yüksektir. Bu
veriler göz önünde bulundurulduğunda
öğrenenlerin bir yandan bilgisayara sahip
olma ve okulda erişim olanakları artırılırken
diğer yandan bilgisayarın işlevsel kullanımı
ve entegrasyonu için de önlemler alınması
gerektiği önerilebilir.
3.2. F@TİH Projesi
Bilgi ve iletişim teknolojilerinin hızla
gelişmesiyle birlikte eğitim ortamı da hızla
değişmektedir. Buna paralel olarak eğitim
araç ve gereçlerinin de teknolojideki bu
yeniliklerle birlikte yenilenmesi, günün
gereksinimlerine cevap verebilir duruma
getirilmesi gerekmektedir. Günümüzdeki bu
gelişim ortamı içinde eğitime teknolojik bir
nitelik kazandırma gereği [14] de güncel
konulardan biri haline gelmiş bulunmaktadır.
Kasım 2010’da kamuoyuna duyurulan
FATİH projesi de eğitim ve öğretimde
niteliği artırmak ve fırsat eşitliğini sağlamak
amacını güden uygulamadır [13]. Tüm
öğretim kurumlarını kapsayacak olan yeni
proje eğitim sisteminde yeni bir dönemi
beraberinde getirme potansiyeline sahiptir.
Öncelikle orta öğretimde başlayacak olan ve
3 yıl içinde okul öncesi eğitime inmesi
planlanan projeyle bir sorun olarak sürekli
tartışılan “eğitimde fırsat eşitliği” sorununun
çözümü ve eğitimde niteliğin artırılması
amaçlanmaktadır [7].
Milli Eğitim ve Ulaştırma bakanlıklarınca
ortak yürütülecek “Fatih Projesi”nin sınıfları
birer “teknoloji merkezi” haline dönüştürmesi
planlanmaktadır. Üç yılda tamamlanacağı
düşünülen proje ile 42 bin okuldaki 570 bin
dersliğe dizüstü bilgisayar, projeksiyon
5
cihazı, internet ve çok amaçlı yazıcı ve akıllı
tahta sağlanması planlanmaktadır. Bu yeni
düzenlemeyle
öğretmenler
bilgisayar,
projeksiyon cihazı, özel kalem, tahta olarak
kullanılacak platform ve yazılımdan oluşan
akıllı tahta ile harita, grafik ve video
gösterimlerinden
yararlanarak
öğrenme
etkinliklerini zenginleştirebilecektir.
Proje kapsamında donanım alt yapısının
e-öğrenme
içeriklerinin
iyileştirileceği,
sağlanacağı, öğretim programlarının bilişim
teknolojisini içerecek hale getirileceği
yetkililerce belirtilmektedir. Öğrenenlerin
çevrimiçi
öğrenme
ortamlarından
yararlanmaları ve internet teknolojilerini
öğrenmelerinde
etkili
olacak
şekilde
kullanmaları için 40 bin okula projeyle ilgili
cihazların kurulması ve her dersliğe geniş
bant internet erişim olanağının sağlanması
planlanan diğer çalışmalardır.
Milli Eğitim Bakanlığı’nca yürütülecek ve
Ulaştırma
Bakanlığı’nca
desteklenecek
projenin ilk yılında ortaöğretim, ikinci yılında
ilköğretim ikinci kademe, üçüncü yılında
ilköğretim birinci kademe ve okul öncesi
kurumlarında bilişim teknolojisi donanım
altyapısı, e-içerik, öğretim programı, hizmet
içi eğitim ve bilinçli güvenli internet
kullanımı
aşamalarının
tamamlanması
amaçlanmaktadır [10].
Orta öğretimden başlanan projenin öğrenci
başarısı üzerindeki etkisi, 15 yaş grubu
gençlerin başarılarının incelendiği PISA
sonuçları açısından da etkili bir gösterge
olacaktır. 2003 ve 2009 PISA sonuçları
karşılaştırıldığında ülkemizin az da olsa
gelişme gösterdiği görülmüştür. Eğitimde
bilgi teknolojilerinin kullanımının etkin hale
getirilmesi ve yaygınlaştırılması da başarıyı
arttırmaya yönelik çalışmalar arasındadır.
FATİH projesi de bu amacı destekleyen
çalışmalar kapsamında değerlendirilebilir.
Akademik Bilişim 2011, 2-4 Şubat 2011 / İnönü Üniversitesi, Malatya
3.3. Türkiye ve Diğer ülkelerin PİSA
sonuçlarının Değerlendirilmesi
Kapsamlı bir uluslararası değerlendirme
projesi olan PISA, OECD ülkelerindeki 15
yaş grubu öğrencilerinin zorunlu eğitimin
sonunda yeterince yaşama hazırlanıp
hazırlanmadıklarını, Matematik, Fen ve okuryazarlık düzeylerini ve problem çözme
becerilerini
ölçmeyi
hedeflemektedir.
Türkiye’nin de yer aldığı PISA-2003’ün
yaptığı değerlendirmelere göre, Türkiye;
değerlendirmeye alınan 41 ülke içinde,
matematikte 33. sırada, okuma alanında 34.
sırada, fen ve problem çözmede 36. sırada yer
almıştır.
Türkiye, PISA’nın ikinci dönem çalışması
olan PISA 2006’ya da katılmıştır. 2006 yılı
PISA sonuçlarına göre; Türkiye “okuma”
alanında 56 ülke arasında 37’nci, “fen”
alanında 57 ülke arasında 44’üncü,
“matematik” alanında da 57 ülke arasında
43’üncü olmuştur [16]. Bu sonuçlar
Türkiye’nin
OECD
ortalamalarının
istatistiksel olarak anlamlı biçimde altında
olduğunu göstermektedir [12]
Üçüncü Öğrenci Değerlendirme Programı
(PISA) testinin sonuçlarına göre 2009 yılında
değerlendirmeye
alınan
65
ülkeye
incelendiğinde Türkiye’nin fen bilimleri ve
matematik alanlarında 43.sırada, okuma
yeterliliğinde
ise
41.sırada
olduğu
görülmüştür.
PISA
2009
sonuçları
incelendiğinde Türkiye’nin 2003 yılına göre
ortalama okuma yeterliliği, Matematik ve Fen
bilimleri puanlarının yükseldiği ve bu sayede
sıralamada birkaç basamak yükseldiği
görülmektedir. Ülkelerin 2003 ve 2009 PISA
Matematik ortalamaları karşılaştırıldığında
ise 2003 yılında yüksek performans
sergileyen ülkelerin çoğunun 2009 yılı
ortalama puanlarının aynı kaldığı ya da düşüş
gösterdiği, bununla birlikte 2003’te kötü
performans gösteren ülkelerin 2009 yılında
daha yüksek ortalama puanlara eriştikleri
görülmüştür. Türkiye de puanını en çok
6
arttıran ülkelerden biri olduğu anlaşılmaktadır
(Şekil 1), (Şekil 2), (Şekil 3), [17].
Şekil 1: PISA Ortalama Matematik Puanları 20032009 Karşılaştırması
Kaynak: Özenç, B. ve Arslanhan, S. (2010). PISA 2009
sonuçlarına ilişkin bir değerlendirme. [17].
Şekil 2: PISA Ortalama Fen Bilimleri Puanları
2003-2009 Karşılaştırması
Kaynak: Özenç, B. ve Arslanhan, S. (2010). PISA 2009
sonuçlarına ilişkin bir değerlendirme. [17].
Şekil 3: PISA Ortalama Okuma Yeterliliği
Puanları 2003-2009 Karşılaştırması
Kaynak: Özenç, B. ve Arslanhan, S. (2010). PISA 2009
sonuçlarına ilişkin bir değerlendirme. [17].
Akademik Bilişim 2011, 2-4 Şubat 2011 / İnönü Üniversitesi, Malatya
PISA sonuçlarında en yüksek puan alan ülke
olan Finlandiya ile ilgili yapılan bir
araştırmada [11] Finli öğrencilerin elde ettiği
başarıların arkasında eğitim sistemindeki dört
faktör öne çıkmaktadır. Bu dört faktör
şunlardır:
• Öğretmen yetiştirme programı
• Geleneksel okul yaşamı
• Kültürel
olarak
öğretmenlik
mesleğine bakış
• Hizmet içi öğretmen eğitimi
PISA çalışmalarında başarıyı yakalamak
amacıyla Türk eğitim sisteminde de
Finlandiya ve diğer Avrupa ülkeleri örnek
alınmakta ve buna yönelik bir takım
düzenlemeler yapılmaya çalışılmaktadır.
3.4. Türkiye’nin PISA Çalışmasında Elde
Ettiği Sonuçların Değerlendirilmesi
Türkiye’nin PISA çalışmalarında edindiği
dereceler birçok çalışmada farklı açılardan
incelenmiştir. Örneğin Ceylan [8], “PISA
2006 Sonuçlarına Göre Türkiye’de Fen
Okuryazarlığında
Düşük
ve
Yüksek
Performans Gösteren Okullar Arasındaki
Farklar” başlıklı çalışmasında PISA 2006
sonuçlarına göre Türkiye’de Fen Okur
yazarlığında düşük ve yüksek performans
gösteren
okullar
arasındaki
farkları
incelemiştir. Yüksek performans gösteren
okullardaki öğrencilerin günlük yaşamla ilgili
fen etkinliklerinde daha iyi performans
gösterdikleri anlaşılmıştır.
Anıl [2], “Uluslararası Öğrenci Başarılarını
Değerlendirme Programı’nda Türkiye’deki
Öğrencilerin Fen Bilimleri Başarılarını
Etkileyen Faktörler” başlıklı çalışmasında
Türkiye’deki öğrencilerin fen bilimleri
başarılarını etkileyen faktörleri belirlemeyi
amaçlamıştır.
Çalışmada
elde
edilen
bulgularda, Türkiye’deki 15 yaş grubu
öğrencilerin fen bilimleri başarısını en çok
yordayan değişkenin babanın eğitim durumu
olduğu belirlenmiştir.
7
PISA 2006 proje sonuçlarına göre,
Türkiye’nin fen bilimleri başarı ortalamasının
OECD ülkeleri arasında yüksek olmasını
etkileyen sosyal veya ekonomik birden çok
faktör yer almaktadır. Türkiye, gerek bölgesel
konum ve gerek sosyal yerleşme bakımından
diğer ülkelerden çok farklı özellikler
göstermesinin yanında, kendi içinde de
bölgesel konum ve sosyal yerleşimde büyük
farklılıklara sahiptir. Bu farklılıklar, PISA
2006 proje sonuçlarında da açıkça
görülmektedir. PISA 2006 ön raporunda
belirtildiği gibi, öğrencilerin coğrafi bölgelere
göre fen bilimleri başarı dağılımları
incelendiğinde, Doğu Anadolu ve Güneydoğu
Anadolu bölgelerinden PISA çalışmasına
katılan öğrencilerin fen bilimleri yeterlik
puanlarının, diğer bölgelere göre oldukça
düşük olduğu belirlenmiştir [2].
Berberoğlu ve Kalender [6] “Öğrenci
Başarısının Yıllara, Okul Türlerine, Bölgelere
Göre İncelenmesi: ÖSS ve PİSA Analizi”
başlıklı
çalışmada,
ÖSS
sonuçlarını
kullanarak yıllara göre öğrenme düzeylerinin
değişimini incelemek, hem ÖSS hem de
PİSA sonuçları ile bölgesel ve okul türleri
farklılıklarını
ortaya
çıkarmayı
amaçlamışlardır. Bu çalışmadan elde edilen
sonuçlara göre öğrenciler, gerek temel
becerilerde gerekse temel becerileri günlük
yaşamda kullanmaya yönelik süreçlerde
yardıma ihtiyaç duymaktadırlar. Okul türleri
arasında öğrenme çıktıları açısından çok
büyük farklar bulunmuştur. Bu farklar tüm
OECD ülkeleri içerisinde en çok Türkiye’de
gözlenmektedir [21] Sınavlarla seçilen
öğrencilerden oluşturulan okul türleri bu
farkların daha da büyümesine neden
olmuştur.
4. Tartışma, Sonuç ve Öneriler
PISA sonuçlarında görülen kısmi gelişmeyi,
Türkiye’de son yıllarda ivme kazanan eğitim
harcamalarının olumlu bir sonucu olarak
Akademik Bilişim 2011, 2-4 Şubat 2011 / İnönü Üniversitesi, Malatya
değerlendirmek mümkündür. Özellikle kız
çocuklarının okula devamının sağlanmasına
yönelik olarak yürütülen projeler, ücretsiz
ders kitabı temini ve ilköğretim ile
ortaöğretimde burs alan öğrenci sayılarının
arttırılması gibi maddi destekler okullaşma
oranlarının yükselmesine önemli katkılar
sağlamıştır. 2000 yılında yüzde 90 olan
ilköğretimde okullaşma oranı 2008 yılında
yüzde 95’e ulaşırken, yüzde 62 olan
ortaöğretim okullaşma oranı yüzde 74’e
yükselmiştir [17]. Okullaşma oranının
arttırılmasına yönelik uygulanan politikalar
dışında okullardaki derslik sayısı arttırılarak
derslik başına düşen öğrenci sayısının
azalması sağlanmıştır. Ayrıca örgün ve
yaygın eğitimde yer alan müfredat
programları, 2005-2009 yılları arasında
kademeli olarak değiştirilmiş, yeniden
hazırlanarak uygulamaya konmuştur. Bu
kapsamda birçok dersin öğretim programı
yenilenmiştir. Türkiye’nin 2009 PISA
sonuçlarında gösterdiği sınırlı iyileşmede bu
uygulamaların etkisi izlenmektedir. Ancak bu
önlemlerin Türkiye’nin puanını bir bütün
olarak yükselterek daha ileri bir düzeye
yükseltme konusunda başarılı olamadığı
söylenebilir [17]. PISA sonuçlarında belirgin
değişikliklerin
elde
edilebilmesi
için
eğitimdeki niceliksel değişiklikleri niteliksel
değişikliklerin takip etmesi gerektiği ileri
sürülebilir.
Son yirmi yılda fen eğitimindeki reform
çabaları, bilgisayar teknolojisiyle öğrenme ve
öğretme etkinliklerinin birlikte kullanımına
duyulan ihtiyacı vurgulamaktadır [18].
Ülkemizdeki sosyo-ekonomik yapısı ve
mevcut koşullar göz önüne alındığında bilgi
ve
iletişim
teknolojilerine
erişim
olanaklarının sınırlı olduğu bilinmektedir.
Ancak öte yandan okullarda teknoloji
kullanımının öğrenciler açısından getirileri de
bilinmektedir [4]. Kalıcı öğrenmelerin
sağlanması amacıyla birden fazla duyuya
hitap edecek çoklu ortamların kullanımını
sağlayacak projeler bu açıdan önemlidir.
8
F@TİH
projesinin
tümüyle
hayata
geçirilmesi işlemlerinin üç yıl içerisinde
tamamlanması planlanmaktadır. Projenin ilk
önce ortaöğretim okullarında uygulanmaya
başlanmasına karar verilmesiyle beraber bu
projenin etkililiğinin ve eksikliklerinin
saptanmasında
PISA
2012
sonuçları
belirleyici olabilecektir.
5. Kaynakça
[1] Alakoç, Z. (2003). Matematik öğretiminde
teknolojik modern öğretim yaklaşımları. The
Turkish Online Journal of Educational
Technology (TOJET), 2(1),7.
[2] Anıl, D. (2009). Uluslararası öğrenci
başarılarını
değerlendirme
programında
Türkiye’deki öğrencilerin Fen Bilimleri
başarılarını etkileyen faktörler. Eğitim ve
Bilim, 34(152), 87-100.
[3] Aşkar, P. ve Olkun, S. (2005). PİSA 2003
sonuçları açısından bilgi ve iletişim
teknolojileri kullanımı. Eurasian Journal of
Educational Research, 19, 15-34.
[4] Balım,A. G., Evrekli, E., İnel, D. ve Deniş, H.
(2009). Türkiye’nin PISA 2006’daki durumu
üzerine bir inceleme: Fen bilimleri yeterlilik
düzeyinin bilgi ve iletişim teknolojilerinin
kullanımına göre değerlendirilmesi. e-Journal
of New World Sciences Academy, 4(3),
1C0079.
[5] Berberoğlu, G. (2007). Türk bakış açısından
PISA araştırma sonuçları. Konrad Adenauer
Stiftung
[Çevrimiçi:
http://www.konrad.org.tr/Egitimturk/07girayb
erberoglu.pdf], Erişim tarihi: 30 Aralık 2010.
[6] Berberoğlu, G. ve Kalender, İ. (2005).
Öğrenci başarısının yıllara, okul türlerine,
bölgelere göre incelenmesi: ÖSS ve PİSA
analizi. Eğitim Bilimleri ve Uygulama, 4(7),
21-35.
[7] Yıldırım, B. (2010). Fatih projesi imza töreni.
[Çevrim-içi:
http://www.binaliyildirim.com.tr/fatihprojesi-imzatoreni%E2%80%A6(22112010.aspx ], Erişim
tarihi: 8 Ocak 2011.
Akademik Bilişim 2011, 2-4 Şubat 2011 / İnönü Üniversitesi, Malatya
[8] Ceylan, E. (2009). PISA 2006 sonuçlarına
göre Türkiye’de fen okuryazarlığında düşük
ve yüksek performans gösteren okullar
arasındaki farklar. Yüzüncü Yıl Üniversitesi
Eğitim Fakültesi Dergisi, 4(2), 55-75.
[9] Çekbaş, Y., Yakar, H., Yıldırım, B. ve
Savran, A. (2003). Bilgisayar destekli
eğitimin öğrenciler üzerine etkisi. The Turkish
Online Journal of Educational Technology
(TOJET), 2(4), 11.
[10] Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğü.
(Tarihsiz). Fatih projesi ile bilgiye çok daha
hızlı
ulaşılacaktır.
[Çevrim-içi:
http://egitek.meb.gov.tr/duyurular/duyuruayri
nti.asp?ID=8292], Erişim tarihi: 8 Ocak 2011.
[11] Eraslan, A. (2009). Finlandiya’nın PISA’daki
başarısının nedenleri: Türkiye için alınacak
dersler. Necatibey Eğitim Fakültesi Elektronik
Fen ve Matematik Eğitimi Dergisi, 3(2), 238248.
[12] European Commission (2007). Türk eğitim
sistemi. Directorate-General for Education
and Culture, 1-4.
[13] Güncel Eğitim. (Tarihsiz). Okullarda “Fatih
Projesi”
başladı.
[Çevrim-içi:
http://www.guncelegitim.com/haber/3501egitim-haberleri-okullarda-fatih-projesibasliyor.html], Erişim tarihi: 30 Aralık 2010.
[14] Karasar, Ş. (2004) Eğitimde yeni iletişim
teknolojileri-internet ve sanal yüksek eğitim-.
The Turkish Online Journal of Educational
Technology. (TOJET) 3(4), 16.
[15] Kesercioğlu, T., Balım, A. G., Ceylan, A. ve
Moralı, S. (2001). İlköğretim okulları 7.
sınıflarda uygulanmakta olan Fen dersi
konularının öğretiminde görülen okullar arası
farklılıklar. IV. Fen Bilimleri Eğitimi
Kongresi (125-130). Ankara: Milli Eğitim
Basımevi
[16] OECD (2007). PISA 2006. [Çevrim-içi:
http://www.oecd.org/dataoecd/15/13/3972522
4.pdf], Erişim tarihi: 6 Ocak 2011.
[17] Özenç, B. ve Arslanhan, S. (2010). PISA 2009
sonuçlarına ilişkin bir değerlendirme.
Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma
Vakfı.
[18] Papanastasiou, E. C., Zembylas, M., &
Vrasidas, C. (2005). An examination of the
9
PISA database to explore the relationship
between computer use and science
achievement. Educational Research and
Evaluation, 11(6), 529-543.
[19] Savran, Z. N. (2004). PISA projesi’nin Türk
eğitim sistemi açısından incelenmesi. Gazi
Üniversitesi Trük Eğitim Bilimleri Dergisi,
2(4), 397-412.
[20] TC MEB (Tarihsiz). Milli Eğitim Bakanlığı
basın bildirisi. OECD’nin PISA projesine
Türkiye’nin
katılımı.
[Çevrim-içi:
http://www.meb.gov.tr/duyurular/duyurular/pi
sa/pisaraporu.htm ], Erişim tarihi: 6 Ocak
2010.
[21] TC MEB Eğitimi Araştırma ve Geliştirme
Daire Başkanlığı (2010). Uluslar arası
öğrenci
değerlendirme
programı-PISA
(Programme
for international student
assesment).
[Çevrim-içi:
http://earged.meb.gov.tr/arasayfa.php?g=83],
Erişim tarihi: 1 Ocak.2011.
[22] TC MEB Ortaöğretim Genel Müdürlüğü.
(2005).
Orta
öğretimde
yeniden
yapılandırma.
[Çevrim-içi:
http://ogm.meb.gov.tr/ttk_karar.asp], Erişim
tarihi: 06 Ocak 2011.
[23] TTKB (2005). İlköğretim 1–5. sınıf
programları tanıtım el kitabı. Ankara: TC
MEB Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı.