Academia.eduAcademia.edu

ANADOLU'NUN FETHİ

2020

Türkler Anadolu'yu Nasıl Yurt Edindi?

TÜRKLER ANADOLU’YU NASIL YURT EDİNDİ? Anadolu’da Türkleşme hareketi; Çağrı beyin 1013’teki Doğu Anadolu akınları ile başlar, Fatih’in 1461’de Trabzon'u fethiyle son bulur. Neredeyse dört asırlık Türk hareketine, neresinden bakarsanız bakın her şey gördüğünüz kadar değildir. Düşmanlıklar şaşırtıcı bir şekilde iş birliğine dönüşmüş, imkansız ittifaklar kurulmuş, taht ve toprak savaşlarının birisi biterken ötekisi başlamıştır. Sonuçta hep başa dönülmüş, Haçlı ve Moğol istilasıyla gelen çöküşlerden inanılmaz başarı öyküleri çıkmıştır. İşte bu makalede Türklerin Anadolu’daki hareketlerini incelerken Bizans yönetimindeki Süryani, Arap, Ermeni, Gürcü ve Rumların siyasi politikalarını ele alacak ve aynı zamanda geniş bir coğrafyanın tarih atlasını çizeceğiz. Büyük Selçuklu beyliği, Mikail'in çocukları Tuğrul ve Çağrı beylerin ikili yönetiminde (1025-1063) Dandanakan Savaşını (1040) kazanıp devlet niteliği kazanmış, para darp edilmiş, menşur alınmış, hutbe okunmuştur. Başkent Merv’de saray hayatına geçilmiş, kanunname ve fermanlar çıkarılmış, devlet teşkilatları kurulmuş, medreseler açılmıştır. Ancak Karahanlı, Gazneli, Abbasi ve Büveyhiler arasında yaşanan iktidar çatışmaları ile savaşlar geleceklerine güvenle bakmalarını engellediğinden Merv (Nişabur) kentinde kurultay toplayıp yeni bir göç ve fetih planı yapmışlardır. Orta çağın bu kuralına göre Tuğrul Bey Ortadoğu ve güneye, Musa İnanç doğuya ilerlemiştir. İbrahim Yinal ve Kutalmış Beyler Harzem ve Azerbaycan’a, Çağrı beye ise Bizans hâkimiyetindeki Anadolu ve Kafkasya’da at fetihler yapmıştır.[1] Çağrı Bey'in 1013'ten 1018'e kadar altı yıl boyunca üç bin süvarisiyle Doğu Anadolu'ya yaptığı akınlar, Anadolu'nun fethinin ilk adımıdır. Anadolu akınları, Çağrı beyden sonra da devam etmiştir. Hanedan üyesi İbrahim Yinal, Kutalmış ve Alparslan ile Selçuklu kumandanları Yakuti, Afşin ve Gümüştekin başarılı gazalarda bulunmuş, fethin önünü açmışlardır. İbrahim Yinal ve Kutalmış’ın 1048’de Bizans’a karşı kazandıkları Pasinler savaşıyla elde ettikleri güçlü mevzi, Alparslan’ın 1071 yılındaki zaferiyle doruğuna ulaşmıştır. Malazgirt savaşının kazanılmasıyla Anadolu’da beylikler döneminin temeli atılmış, 1072-1100 arasında on bir beylik ve bir devlet kurulup, Büyük Selçuklu Devleti’nin batı sınırları güvence altına alınmıştır. Ayrıca, Büyük Selçuklu toprağı Horasan’da biriken ve iskân sorunu haline gelen Türkmen kitleleri Anadolu’ya gönderilerek devlet, ağır bir ekonomik yükün sorumluluğundan kurtulmuştur. 11.’ci yüzyıl, İslam coğrafyasının çözülmesine, Hristiyan dünyasının Haçlı seferlerine tanık olmuştur. Bu yüzyılda Abbasi, Fatımi, Büveyhli, Karahanlı ve Gazneli devletleri dağılırken, Büyük Selçuklular duraklama dönemine girmiştir. Bu yüzyılın bir diğer önemli gelişmesi ise Kutalmışoğlu Süleyman Şah’ın tarih sahnesine çıkışıdır. Süleyman Şah, Doğu Anadolu’dan girip, kısa sürede batıda İzmir’e, kuzeybatıda İzmit’e kadar ilerlemiş, Marmara kıyılarını ele geçirmiş, Bizans’ı kesin üstünlük sağlayıp İstanbul’a kapatmış, 1075’te fethettiği İznik’i başkent ilan ederek yeni bir Türk devleti kurmuştur. Anadolu Selçuklu Devletinin kuruluşuna ve güçlenmesine Horasan Erenleriyle (Dervişler, Gaziler, Bacılar ve Abdallar) Ahi Evran Ocağından yetişme esnaf ve zanaatkarlar etkin rol oynamıştır. Bozkır kültürünü önce Anadolu’ya sonra Balkanlar’a taşıyan Türkmenler, aynı şekilde Osmanlı akıncılarının Balkanlardaki gaza harekatına destek vermiş, Rumeli dedikleri Balkan topraklarını fethetmişlerdir. Bu yüzyılın ikinci büyük gelişmesi ise Papalığın Avrupalı devletlerin desteği ile ekonomik, dini, sosyal ve siyasal amaçları gereği kutsal kabul ettikleri Kudüs’ün fetih planıdır. 12.’ci yüzyılın başlarında İstanbul’a gelen, Kıbrıs ve Antakya üzerinden Kudüs’e ilerlemek isteyen Haçlı ordularının istilasına I.Kılıçarslan karşı koymuş, Anadolu Selçuklu devletinin varlığını korumuştur. Ancak, Marmara ve Ege kıyıları yanı sıra Çukurova bölgesini kaybetmiştir. Bu dönemde Ahmet Sencer’in yönetimindeki Büyük Selçuklu Devletinin yıkımı Anadolu Beyliklerini çok etkilemiştir. Bizans, Haçlı, Harzem ve hatta Moğol baskısı altında kaldıklarından hâkimiyetlerini yavaş yavaş kaybetmişlerdir. Bu gelişmeler, Anadolu’nun fethini kesintiye uğratmış, Türklerin Anadolu’daki varlığını tehlikeye atmıştır. Fakat II.Kılıçarslan’ın 1176’da Bizans’a karşı Çivril’de kazandığı Myrokefalon Zaferi, Türklerin toparlanmasına imkân vermiştir.[2] 13.’cü yüzyılda dördüncü Haçlı ordusu İstanbul’u işgal ederek Ortodoks Bizans’ı yıkmış ve yerine Katolik Latin krallığı kurulmuş (1204-1261), İznik, Antakya ve Urfa’da kontluklar ihdas etmiştir. Latin istilasından kaçarak kurtulan Komnenos hanedanı ise Trabzon’a sığınıp yeni bir imparatorluk kurmuştur. Bu yüzyılın sonlarına doğru haçlılar İstanbul yerine İtalya, Kıbrıs, Akka deniz yolu güzergahını merkeze alırken Orta Asya bozkırlarından hareket eden Cengiz’in orduları Anadolu kapısına dayanmış, Türkleri Köse Dağı’nda mağlup ederek Anadolu’ya hakim olmuşlardır. Selçuklu hanedanı Moğol valilerin güdümüne girmiş, Bizans ise Moğollarla iş birliğini tercih ederek Türklere kaybettikleri toprakları geri kazanmıştır. Moğol yönetiminden kaynaklanan baskılara tepki olarak Selçuklu devletinin sorumluluklarını üstlenen Karamanoğulları ve bir kısım Türk Beyleri, yeniden Türkmen Beylikleri kurup yeni bir mücadeleye girişirken Kıpçak Türkü ve eski köle Memluk sultanı Baybars tarih sahnesine çıkmıştır. Baybars, 1291’e kadar Anadolu’yu, Mısır’ı ve Orta Doğu’yu Haçlı, Ermeni ve Moğol orduları tahakkümünden kurtarmıştır.[3] 14.’cü yüzyılda Karamanoğlu beyliği Selçuklularının mirasını üstlenirken batıda; Osmanlı beyliği, doğuda; Karakoyunlu ve Akkoyunlu beylikleri yükselmeye başlamıştır. Karamanlılar, ekonomik ve askeri bakımdan hızla güç kaybederken Bizans’ın etkisi altında kalan ve Bizans politikalarıyla beslenen Osmanlı Beyliği devletleşmeye başlamıştır. Anadolu’nun fetih hareketinin ivme kazandığı bu dönemde Timur istilası yaşanmıştır. Bütün doğuyu topraklarına katarak ilerleyen Timur, 1402’de Ankara Savaşında Osmanlı’ya galip gelmiştir. Savaşın etkisiyle Memlukler, Karamanlılar ve Karakoyunlular ile Osmanlı ülkesinde siyasi dengeler altüst olmuş, Türk gelişmesi durmuştur. Ankara savaşının en büyük faydasını Osmanlı’ya müttefik olup, sonra Timur ile anlaşan Bizans görmüş, kaybettiği toprakları tekrar geri kazanmıştır. Timur’la dostluk anlaşması imzalayan Memluk sultanı Berkuk’ta bu savaştan faydalanmıştır. Osmanlı ülkesinde iç çekişmeleri ve siyasi hesaplaşmaları ortaya çıkaran Ankara savaşı sonrası Anadolu beylikleri yeniden canlandırmıştır. Fakat Çelebi Mehmet’in gayretleriyle toparlanan Osmanlılar, zamanla yükselme dönemine girmiş, beylikler birer birer ortadan kaldırılmıştır. Türklerin 1013’te Çağrı Bey ile başlattığı Anadolu harekatı, Fatih’in 1453’te İstanbul’u, 1461’de Trabzon’da kurulan son Bizans devletini tarihten silmesiyle tamamlanmıştır. Alper UZUNGÜNGÖR *** Kaynaklar: (i) Faruk Sümer, Oğuzlar, TDV İslam Ansiklopedisi, Erişim Tarihi:01.12.2019, (https://islamansiklopedisi.org.tr). (ii) Sencer Davutoğlu, Oğuz’dan Selçuklu’ya Boy, Konat ve Devlet, Yapı Kredi Yayınları, 2003. Dipnotlar: [1] Anadolu’da ilk Selçuklu Medreseleri, İznik, Konya, Erzurum, Amasya, Kayseri, Sivas, Tokat, Nevşehir, Aksaray, Afyonkarahisar ve Isparta'da açılmıştır. Vakıf geliriyle hizmet verilen medreselerde, tarih boyunca çeşitli ilimler öğretilmiş, Fatih’ten sonra salt din eğitimi esas alınmıştır. Medreseler, eğitim olanakları, burs, barınma ve öğrenci seçme metoduyla 1925’e kadar varlıklarını sürdürmüştür. [2] Birinci dönem Anadolu beyliklerinin sayısı on birdir. İlki 1072’de kurulan Saltuklu ve Mengücekli beylikleridir. Son kurulan beylik ise 1100 tarihli Ahlatşahlardır. [3] İkinci dönem Anadolu beyliklerinin en erken ortaya çıkanı Karamanoğlu (1256), en son Osmanlıya ilhak edileni ise Ramazanoğluları beyliğidir (1608). Yayınlandığı Yerler: (a) 14.12.2019 tarihli Yeni Kıroba Gazetesi (b) https://www.academia.edu/ (c) https://alperuzungungor.blogspot.com. Güncelleme: 01.07.2024 tarihinde güncellenmiştir. 2 1