Academia.eduAcademia.edu

İNQUILAB ZİNDABAD

2018, INQUILAB ZİNDABAD

Abstract

Bu yazı Gazete Yolculuk Blog sayfasında yayınlanmıştır.

İNQUILAB ZİNDABAD * Yıllardır bizlere burjuva medyası tarafından anlatılan yalan: "Hindistan'da, Gandhi önderliğinde şiddetsizlik kazandı". Hatta birçoğumuz, Hindistan'ın çoğu bölgesinde Gandhi'nin sevilmediğini ve bir önder olarak örnek alınmadığını bilmeyiz. Bildiğimizin aksine, Hindistan devrimci mücadelesine, Bhagat Singh ve Azad Chandra Shekhar önderliğinde kurulan Hindistan Sosyalist Cumhuriyetçi Birliği (HSRA) büyük bir miras bırakmıştır. HSRA, Hindistan'da mücadele biçiminin pasifizm değil, sömürüye karşı direniş olması gerektiğini savunarak, halk tabanında devrimci düşüncenin benimsenmesinde önemli bir rol oynamıştır. Bugün hala Hindistan’da devam eden mücadele de kaynağını buradan almaktadır. Bhagat Singh, daha çocukluk yaşlarında bağımsızlık mücadelesi içinde büyümüş, gençlik yaşlarında da Marksist-Leninist öğretiyi benimseyerek, birçok devrimci grupla ilişki kurmuştur. 23 Mart 1931'de 23 yaşında, Shivaram Rajguru ve Sukhdev Thapar ile birlikte, emperyalistler ve yerli işbirlikçileri tarafından idam edildiler. BHAGAT SİNGH KİMDİR ? Bhagat, 1907'de Hindistan'ın Lyallpur eyaletinde dünyaya geldi. Çocukluk yaşlarında, ailesinin de etkisiyle, Hindistan bağımsızlık hareketine ilgi duydu. İngiliz emperyalistlerinin Hindistan halkına karşı giriştiği zulüm ve katliam politikası, Bhagat'ın politik bilincinin şekillenmesinde önemli rol oynadı. Küçük yaşlarda, Gandhi'nin önderliğindeki pasif direniş hareketini (non-cooperation movement) takip etti. Hindistan tarihinin en büyük kıyımlarından olan, 1919'daki Amritsar katliamı (resmi kayıtlarda ölü sayısı 379 ve yaralı sayısı yaklaşık 1000) ve 1921'deki Nankana Sahib katliamı, Bhagat'ın yurtsever görüşünün şekillenmesi açısından önemli oldu. Bir süre Gandhi'nin şiddetsiz yaklaşımını destekledi ve Hindistan Ulusal Kongresi'ne katıldı. Fakat, Gandhi, İngiliz polislerinin bir eylemde Hindistan halkına saldırması ve halkın buna karşılık vermesi üzerine Kongre'yi iptal etti. Bhagat, bu kararı doğru bulmayarak, Gandhi’nin pasifist yolunu terk etti. Böylece Bhagat'ın fikirleri şekillenmeye başladı ve genç devrimci hareketine katıldı. İngiliz emperyalizmine karşı, devrimci şiddet politikasının savunucusu olarak yolculuğuna başladı. Bhagat, Avrupa Ulusal Hareketlerinden ilham alarak, Hindistan Cumhuriyetçi Birliği'ne (HRA) katıldı. HRA’nın ilk eylemi sayılan Kakori tren soygununda bulundu. Bir yandan, entelektüel gelişimini sağlarken, diğer yandan da emperyalizm’e ve onun yerli işbirlikçilerine karşı mücadelenin altyapısını da oluşturmaya çalışıyordu. Marx, Engels ve Lenin’e yazılarında sürekli atıfta bulunan Bhagat, Hindistan bağımsızlık mücadelesine ve ulusal soruna Marksist açıdan yaklaşım getirdi. Bunun sonucu olarak, başta ulusal bir hareket olan HRA, HSRA olarak adını değiştirdi. HRA’nın feshinde bahsedildiği gibi, ulusal sorun salt olarak milli kurtuluşçuluk ile sınırlı kalmamalı ve sınıflar mücadelesinden ayrı tutulamazdı. Bunun en yakıcı örneği kast sistemidir. Diğer yandan, Bhagat, İngiliz emperyalizm’ine karşı yıllardır mücadele veren IRA’nın benimsediği mücadele tarzı ve başarısına yazılarında yer vermiştir. Dünya devrimci mücadelesi ile yakından ilgilenen Bhagat, belli bir dönem gazetelerde yazmaya başladı. HSRA, başlangıçta İngiliz hükümetine karşı radikal yazılar yazmakla ve broşür dağıtmakla sınırlı kalmıştı. Daha sonra, Bhagat ve Azad’ın önderliğindeki hareket çeşitli eylemler yapmaya başladı. 1926'da Lahor'da gerçekleşen bombalı saldırı dolayısıyla polis tarafından tutuklandı ve 5 ay sonra serbest bırakıldı. Bu saldırıyı da polislerin, HSRA üyelerini tutuklamak amaçlı yaptığı ortaya çıktı. 1928'de Lala Rajpat Rai, bütün partilerin bulunduğu bir komisyona önderlik etti ve Simon komisyonunun Lahor demiryolu istasyonuna gelmesini protesto etmek için hareket geçti. Polis, bu olayı eylemcilere saldırarak bastırdı. Lala Lajpat Rai, bu eylemde hayatını kaybetti. Bu olay, İngiliz hükümetine karşı misilleme eylemlerine geçilmesinde bir dönüm noktası oldu. Bu infaza karşılık, emri veren polis amiri Scott'un öldürülmesi kararlaştırıldı, fakat devrimciler yanlışlıkla başka rütbeli bir asker olan İngiliz John P.Saunders'ı öldürdüler. Hindistan'ın açık işgalini derinleştiren ve devrimcilere yönelik saldırının bir göstergesi olan Hindistan Antlaşmasına cevaben, HSRA, meclisin ortasına ses bombası atarak, "Inquılab Zindabad" sloganını haykırdı. Bu eylemin amacı HSRA'yı kamuoyuna duyurmaktı. Bu eylem sonrası Bhagat Singh ve Batukeshwar Dutt tutuklandı. Diğer HSRA üyeleri de bu olay üzerine birer birer tutuklanmaya başlandı. HSRA davasında, hakim’in “Devrim Nedir” sorusuna HSRA’nın cevabı: Devrim, kana susamış bir çekişme ya da bireysel bir intikam değildir. Bomba ve tabanca kültü değildir. "Devrim" ile kastettiğimiz, adaletsizliğe dayanan bu mevcut düzeninin değişmesi gerektiği anlamına gelir. Toplumun en gerekli unsuru olmasına rağmen, üreticiler ya da emekçiler, sömürücüleri tarafından emeklerinin meyveleri soyulur ve temel haklarından yoksun bırakılırlar… Kapitalistler ve sömürücüler, toplumun parazitleridir, kaprisleri yüzünden milyonlarca insanı çarparlar. Bu korkunç eşitsizlik ve zorlamaların getirdiği şans eşitsizliği kaosa yol açacak niteliktedir. Fakat, bu durum çok uzun sürmez, ve açıktır ki, bu düzen, patlamanın eşiğinde bir yanardağın ağzında… Bu medeniyetin bütün yapısı, zaman içinde korunmazsa, parçalanacaktır. Bu nedenle bu yapının korunması için radikal bir değişim gereklidir ve toplumu sosyalist temelde yeniden örgütlemek için bu, onu gerçekleştirenlerin görevidir… Devrim ile kastettiğimiz, proletarya egemenliği ile kurulacak olan sistemin, emperyalist savaşların sefaletinden ve kapitalizmin esaretinden nihai olarak kurtuluşudur. Bu idealler ve bu inanç için, suçlanabileceğimiz her türlü hükmü memnuniyetle karşılarız. Bu devrimin sunağında, gençliğimizi bir tütsü olarak getirdik, çünkü hiçbir fedakârlık, çok görkemli bir sebep için çok büyük değildir. Biz memnunuz ve devrim'in gelişini bekliyoruz. (Vinod Tiwari-The Legend of Bhagat Singh) “YAŞASIN DEVRİM” "Vaktiniz varken kaçın, şimdi tüm çocuklar bomba yapmaya başlayacak ve hepinizi buradan kovacağız" Bhagat ve arkadaşı Batukeshwar Dutt, 8 Nisan 1929’da İngiltere güdümünde çalışan parlamentoyu bombaladılar, bu bombalar yalnızca ses bombasıydı ve kimseye zarar vermemişti. Burada Bhagat ve arkadaşı teslim oldular, amaçları yargılanmak, yargılanırken propaganda yapmak ve gazetelerce bu propagandanın halka ulaşması idi. Öyle ki, savunmalarında bomba yapımını en ince ayrıntılarına kadar anlatmışlar ve bu sayede halkın bomba yapabilmesini sağlamışlardı. Halk bomba imal etmeye başlayınca İngiliz ordusu büyük kayıplar vermeye başladı. HSRA üyeleri, meclis eyleminden yargılandıkları mahkemede HSRA’nın manifestosunu mahkemeden haykırmışlardır. ÖLÜM ORUCU ve İDAM Tutsaklık sürecinde hapishanedeki kötü koşulları protesto etmek için tüm HSRA tutsakları 15 günlük ölüm orucuna girdiler ve bir kişi hayatını kaybetti. Sonunda direniş kazanımla sonuçlandı. HSRA tutsakları hapishanede direnmeye devam ederken, dışarıdaki Hintli devrimciler İngiltere'de çeşitli misilleme ve suikast eylemleri örgütledi. Savaşın bu şekilde İngiltere'ye taşınması, İngiliz emperyalistlerini tedirgin etti. Böylece Hindistan Genel Valisi Lord Irwin ile Gandhi arasında bir anlaşma imzalandı. Bu anlaşma, HSRA tutsakları haricinde tüm devrimci tutsakları serbest bırakıyordu. Yani Gandhi, HSRA için hiçbir şey yapmamış, aksine ölümlerine göz yummuştu. HSRA ise, yaptığı eylemlerle halk kitlesi tarafından benimsenmekteydi. Gandhi'nin bu pasifist tutumuna bağlı olarak halk, Gandhi'yi işbirlikçi olarak görüyordu. İngiliz hükümeti 23 Mart 1931'de Bhagat Singh, Shivaram Rajguru ve Sukhdev Thapar'ı idam ederek öldürdü. Bu olay da Hindistan devrimci mücadelesinin dönüm noktalarından birisi olmuştur. Halk, Gandhi’ye neden onları kurtarmadığını sorduğunda, Ghandi : “Onları kurtarmak için çok uğraştım ama onlar kendileri ölmek istedi” dedi. (6 : The Legend of Bhagat Singh (Bhagat Sing biyografi kitabı) . Bunun üzerine halk Gandhi’yi bir önder olarak görmemeye başladı, idam sehpasından yanan ateş direnişi örgütledi. 13 Mart 1940'ta Udham Singh, Amristar katliamının sorumlusu olan dönemin valisi Michael O'Dwyer'i Londra'da infaz etti. Mücadele artık hem içeride hem de dışarıda devam ediyordu. İngiltere artık bu durumdan iyice korkmaktaydı ki 2.Emperyalist Paylaşım Savaşı da kapıdan görünmeye başlamıştı. Böylece 1947'den itibaren İngiltere, Hindistan'dan çekilmeye başladı. Hindistan devrimci mücadelesinin önderi olan Bhagat Singh, emperyalistlerin Hindistan'ın bağımsızlığı hakkındaki yalanlarına karşı bir mirastır. Bhagat'ın mücadelesi, gelecek kuşağa taşındı ve Hindistan’ın bağımsızlığını kazanmasında büyük rol oynadı. Türkiye gibi sömürge bir ülke olan Hindistan’da devrimci mücadelenin gelişiminde, HSRA’nın bu çıkışı tıpkı Türkiye 71 Devrimci kopuşuna benzer. *Yaşasın Devrim