Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2018, INQUILAB ZİNDABAD
…
3 pages
1 file
Bu yazı Gazete Yolculuk Blog sayfasında yayınlanmıştır.
"Yosh mutaxassislar" ilmiy-amaliy jurnali., 2023
Annotatsiya: Ushbu tezis zig'irnamolar qabilasiga kiruvchi o'simliklarni tabiatdagi qishloq xo'jaligidagi, sanoatdagi ahamiyatini va turlarning sonini o'rganishga qaratilgan. Yashash muhitining yomonlashuvi, ekologiyaning buzilishi va inson antropologiyasi bugungi kunda o'simliklarni nobud qiluvchi asosiy omil sanaladi. Kalit so'zlar: Zig'irnamolar, aktinamorf, zig'ir, linaceae, lusitatissimum, batist brezent, gazlama.
Türkiye İlahiyat Araştırmaları Dergisi, 2022
Henüz hicri ilk yüzyılda Kuzey Afrika’nın tamamını fetheden Müslüman Araplar, Afrika ile yetinmemiş oradan İber Yarımadasına geçerek bugünkü İspanya topraklarının tamamına İslam’ı taşımışlardır. Yaklaşık sekiz asırlık Endülüs medeniyeti içerisinde pek çok alanda olduğu gibi edebiyat sahasında da Müslümanlar başarı göstermişler ve büyük şairler çıkarmışlardır. Bunlardan önemli bir isim olan İbnü'l-Haddâd (öl. 480/1087), edebi sanatları kullanmaya önem vermesi, Hristiyan bir rahibeye aşkını gazelleriyle dile getirmesi, Endülüslü olmasına rağmen Doğu Arap şairlerin yöntemini devam ettirmesi gibi pek çok açıdan dikkate değer bir şairdir. Bu çalışmada şairin divanı söz sanatları ve içerik bakımından incelenmiştir. Makalede daha ziyade kendisini mümtaz kılan yönleri ön plana çıkarılmış ve dikkat çeken yönleri incelenmiştir. Hristiyan bir rahibeye âşık olan fakat onunla evlenme imkânı bulamayan bir Müslüman şairin aşkını nasıl dile getirdiği özellikle irdelenmiştir. Söz sanatlarını kullanırken ne kadar tekellüften uzak olduğu üzerinde durulmuştur. Nesîbden methiyeye geçerken tehallus sanatında estetik kaygıları ne denli gözettiğine dair örnekler daha fazla ele alınmıştır.
Mekke şehrinde bulunan Kâbe, İslam inancına göre yeryüzünde yapılan ilk mabet olup Müslümanlarında ilk kıblesi hüviyetindedir. Kur’an-ı Kerim’de adı iki defa geçen Kâbe’ye bir kısmı yine Kur’an’da geçen Beyt, Beytullah, El-Beytü’l-atik, El-Beyt’ül-haram, El-Beyt’ül-muharrem, El-Mescidü’l-haram, El-Beyt’ül Ma’mur, El-Meş’arü’l-haram, Beniyye, Devvare, Kadis, Kıble, Hamsa, Müzheb gibi çeşitli isimler verilmiştir. Kur’an-ı Kerim’deki Kâbe ile ilgili ayetlere bakıldığında Kâbe’nin Hz. İbrahim’den önce de var olduğu, ancak yıkılıp uzun zaman içinde yerinin kaybolduğu ve İbrahim tarafından tekrardan inşa edildiği anlaşılmaktadır. Fakat Hz. İbrahim’den önce kim ya da kimlerce inşa edildiğine yönelik Kur’an’da herhangi bir bilgi de yoktur. Kâbe’nin ilk prototipinin Allah (c.c.) tarafından Arş’ın altında kurulduğunu, sonra Allah’(c.c.) ın emriyle meleklerin bu mabedin benzerini onun tam hizasında yeryüzünde inşa ettiklerini belirtilir. Meleklerden sonra Kâbe, Hz. Âdem tarafından inşa edilmiş, Hz. Âdem’den sonra da evladı tarafından yenilenmiştir. Yeryüzündeki ilk ibadet yeri olan Kâbe’nin özellikle de namaz ve hacla ilgili belirli şartların yerine getirildiği bir merkezdir. Kâbe’nin bulunduğu yöne yani kıbleye doğru yönelmek namazın şartlarındandır. Hac ve umre ibadetinin rükûlarından biri olan tavaf’ da Kâbe’nin etrafında yapılmaktadır. Konumuzu teşkil eden Niğde İli’ndeki Kâbe tasvirleri çerçevesinde İl genelinde tarafımızca yapılan araştırmalar neticesinde; dokuma (Seccade, Kâbe (kisve)örtüleri), Çini pano, kâğıt levha ve mimari üzerine nakşedilmiş olan Kâbe tasvirleri yanında Niğdeli sanatçı Ali ERCAN’ın peygamber ve Kâbe sevgisi de ele alınarak anlatılmaya çalışılmıştır. Çalışmalarda Türkiye’de ve dünyada Kâbe tasvirlerine yönelik meşhur olan ve bilinen çalışmalarda incelenmiştir. Bu yayınlardan başlıcaları ise; Belgin Demirsar ARLI, nın Tarih Kültür ve Sanat Araştırmaları Dergisinde yayınlanan “İznik Çini Fırınları Kazı Buluntularından Çini Örneklerin Değerlendirilmesi”, Sabih ERKEN, in Vakıflar Dergisinde yayınlanan, “Türk Çiniliğinde Kâbe Tasvirleri”, Kurt ERDMANN, ın “, The Smithsonian Institution Regents of the University of Michigan, da yayınlanan Ka’bah-Fliesen 3, Charlotte MAURY, in Collected Essays Edited by Venetia Porter and Liana Saif, C:19, The British Museum Press ‘de yayınlanan “Depictions of the Haramayn on Ottoman Tiles”, The Hajj: eserleridir.
Muhammed İkbal, 20. yüzyılın en önemli İslam düşünürlerinden, şairlerinden ve filozoflarından biridir. O, sadece Hint alt kıtasındaki Müslümanlar için değil, tüm İslam dünyası için ilham kaynağı olmuş bir fikir adamıdır. İkbal’in fikirleri, Doğu ve Batı düşüncesini harmanlayan bir anlayışa sahiptir. Bu çalışma, Muhammed İkbal’in hayatı, eserleri, felsefi görüşleri, edebi kimliği ve İslam dünyası üzerindeki etkilerini sistematik bir çerçevede incelemeyi amaçlamaktadır.
Suriye'nin kuzey batısında Halep ile Lazkiye arasında kalan ve Türkiye ile uzun bir sınıra sahip olan ve 'yeşil İdlib' olarak bilinen kent; sanayi kenti Halep ile Liman şehri Lazkiye arasındadır. Yüzölçümü bakımından Suriye'nin 8., nüfus bakımından ise 5. büyük ilidir. İdlib uzun bir dönem Halep'e bağlı olarak kalmıştır. Kent 1883 yılında; büyük bir pazarı, zeytinyağı sabunu üreten 15 fabrikası ve renkli boya üretimi ile öne çıkmıştır. Bunun yanında 1890 yılı kayıtlarına göre İdlib 14 Mescit ve 90 Medrese ile ilmi hayatta da varlığını göstermeye başlamıştır. Fransız manda döneminde ilk defa pamuk ekimi başlamıştır. Kentin devrimden önce başlıca geçim kaynakları ticaret, ziraat (kimyon, susam, zeytin) ve son yıllarda artan bir trendle barındırdığı eski medeniyetlere ait eserleri (M.Ö Ebla Krallığına ait eserler, İslami dönem eserleri, Memlük ve Osmanlı Camileri ve halk hamamları) ile Turizmdir. İdlib 17. Yüzyılın ikinci yarısından itibaren Cisr el-Şuğur'a daha sonra Eriha'ya bağlı iken 1812 yılında kaza yapılmış ve 1958 yılında Cemal Abdülnasır'ın ziyareti sonrası il merkezi olarak kabul edilmiştir. 2010 yılı sayımına göre kent merkezinin nüfusu 165 bin olup, kentte Araplar, Türkmenler ve Kürtlerin yanı sıra Hristiyan ve Dürziler de yaşamaktadır. Hafız Esad'ın, döneminin ilk günlerinde gerçekleştirdiği geziden hoşnut ayrılmaması ve kentin kendisine karşı olan soğuk tutumu nedeniyle rejim tarafından uzun yıllar görmezden gelinmiş ve kent yatırımlardan mahrum bırakılmıştır.
Özet Kentleşme olgusu, her ne kadar sanayileşme çerçevesinde ele alınan ve modernleşmenin fonksiyonlarından biri olarak değerlendiriliyorsa da, kent kavramının bütün toplumlara özgü niteliği ve bu bağlamda yaşanan tarihi pratik, konuyu bütün toplumlar açısından önemli hale getirmektedir. Bu önemin altı çizilmesi gereken bir yönünü ise, konuya yapılan farklı katkılar oluşturmaktadır. İbn-i Haldun " Mukaddime " adlı eserinde ilmi görüşlerine; sosyal, ekonomik ve siyasal olaylar ve bunlar arasındaki ilişkilere önemli ölçüde yer vermiştir. İbn-i Haldun Mukaddime'sinde, tarihi olayları neden-sonuç ilişkisi içinde incelemiş ve toplumlara dair bazı sonuçlar elde etmeye çalışmıştır İbn-i Haldun'un, kent kavramına özellikle uygarlıklar ve kent sosyolojisi bağlamında yaptığı katkılar, bugün de geçerliliğini koruyan önemli okumalar olarak ele alınabilir. The Urban in thought of Ibn Khaldun Abstract Notwithstanding the fact that urbanization has been evaluated to be a function of modernization and industrialization, the term 'urbanization' as a sui generis common attribute to different settings coupled with its historical praxis have become quintessential and important for most societies. One important dimension of this importance to be underlined is to realize different contributions to the theme. Ibn Khaldun has mentioned significantly at his named " Muqaddimah " scientific point of views; abaout social, political, economical, fiscal events and, to among the relations. Ibn Khaldun has examined historical events within the correspondence between cause and effect and has tried to get some deductions about communities. IbnIn particular Ibn Khaldun's contributions to the urban and civilizations' sociology as well as the concept 'urban' still remain important readings with a great deal of validity. Giriş Kent ve Kentleşme kavramları, demoğrafik olduğu kadar, ekonomik, sosyal, siyasal, idari ve teknolojik boyutları da içeren evrensel bir olgudur. Bu nitelikler aynı zamanda ekonomik dönüşüm sürecinde kent ve kentleşmenin yeri ve kesişme noktalarını da içermektedir. Bu bağlamda, yani ekonomik, sosyal, siyasal ve teknolojik etkenlerin kesiştiği noktada ortaya çıkan kentsel olgu ve kentleşme, bu özelliğiyle, bir bağımlı değişken niteliği kazanmaktadır. Öte yandan kent ve kentleşme, aynı zamanda, toplumun ekonomik, sosyal ve siyasal yapısını; insan tutum ve davranışlarını, teknolojik gelişmeleri vb. etkileyen bir süreçtir. Kentleşmenin, bu anlamda, bir bağımsız değişken olarak algılanıp, değerlendirilmesi; onun salt, kırdan kente yönelen bir nüfus hareketi olmadığını ortaya koymaktadır. Bu çerçevede kent ve kentleşme, sosyolojiden ekonomiye, siyasetten yönetime kadar birçok disiplinin ortak konusudur. Bu inter disipliner pozisyondan öte kent, her şeyden önce orada yaşayanların, kentlilerin asıl konusudur. Değer üretmek, kenti kurmak, düzenlemek, yenilemek asıl kentlilerin işidir. Bu durum ekonomik, sosyal, siyasal, idari ve kültürel bütün konularda katılım ve etkinlik açısından önem taşımaktadır.
Bina Temel topraklaması: Topraklama Yönetmeliği'nde yer alan ve Yapılarda Temel topraklaması ile Eşpotansiyel baranın oluşturularak koruma topraklanmasının uygun değerde topraklama direnci sağlamak üzere, binada gerilimin dengelenmesini ve iyileştirmesini sağlayan bir uygulamadır
2017
CentraI to The Other Trans-Atlantic is the contention that kinetic art was a species of realism, reflecting the new socioeconomic realities emerging in the geographies considered by our project. In seeking to test the hypothesis that the pervasive curiosity, if not enthusiasm, for science and technology, as refracted through the lens of innovative artistic practices, led to the embrace of optical and kinetic forms, we,the editors, wondered if we might find correlating interests in other artistic languages and cultural forms. In trying to understand the way in which these forces (industrialization, scientific discovery, etc) changed everyday life and therefore shaped visual culture, we happened"pan two books, We Modern People: Science Fiction and the Making of Russian Modernity by Anindita Banerjee and The Emergence of Lain American Science Fiction by Rachel Haywood Ferreira. It became clear that kinetic and Op artists were applying in the visual field what Science fiction write...
Virtual and Physical Prototyping, 2016
Cambridge Journal of Economics, 2018
Towards Excellence, 2018
Condeno, Merah Quel, I., 2024
Indiana International and Comparative Law Review, 2018
JURNAL TAHURI, 2020
Mathematics, 2022
2015 12th International Bhurban Conference on Applied Sciences and Technology (IBCAST), 2015
Akademik Dil ve Edebiyat Dergisi