Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
…
4 pages
1 file
oğuz adının kökeni
Öz Kamu yatırımlarının, ekonomik ve sosyal büyümeye etkisi, istihdam oluşturma kapasitesi (yapılırken veya işletme aşamasında), toplumun tüm kesimlerindeki yaşam kalitesi arttırması, insan kaynaklarının geliştirilmesi, kamu hizmetlerine erişimin ve etkinliğinin artırılması gibi alanlarda önemli katkıları vardır. Kamu yatırım programının kapsamını genel olarak, Kamu İktisadî Teşebbüsleri (KİT), özelleştirme kapsamındaki kuruluşlar, döner sermayeler, İller Bankası ve mahalli idarelerin iç ve dış kredili projeleri oluşturmaktadır. Her kamu yatırımı, o kentin ekonomik hacmini genişletmekte, doğrudan veya dolaylı yollardan kişilerin gelirlerinde önemli artışlara yol açmaktadır. Yoğun kamu yatırımı yapılan il merkezlerinde kentleşme hareketlerinin de hızlandığı görülmektedir. Organize sanayi bölgelerinin kurulması, yol, okul, hastane, sağlık ocağı, valilik ve bağlı birimleri için büyük komplekslerin yapılması ve özellikle yeni üniversitelerin kurulması gibi büyük ölçekli kamu yatırımları, uygulandığı kentlerin makroekonomik formunu değiştirebilecek nitelikteki projelerdir. Tüm bu gelişmeler yatırım yapılan bölge ve yakın çevresindeki arsa, arazi ve konut gibi taşınmazların değerlerinde çok büyük artışlara ve dolayısıyla hızlı kentleşmeye neden olmaktadır. Bunun en iyi örnekleri, özellikle Osmaniye gibi küçük Anadolu kentlerinde net bir şekilde görülmektedir. Bu çalışmada; son yıllarda Osmaniye İli merkezindeki iki mahallede yapılan kamu yatırımlarının kapasitesi ve faaliyete geçme durumları araştırılmış, değişik kaynaklardan elde edilen ve farklı yıllara ait taşınmaz değerleri karşılaştırılarak, büyük ölçekli kamu yatırımlarının çevrelerindeki taşınmazların değer artışı ve kentleşme üzerine etkisi ortaya konmuştur. Anahtar Kelimeler: Kamu Yatırımı, Değer Artışı, Kentleşme, Arazi Yönetimi, Osmaniye. Abstract There are significant contributions to public investment in areas such as economic and social growth impact, employment creation capacity (during construction or operation), increased quality of life in all segments of society, human resources development, access to public services and increased efficiency. The scope of the public investment program is generally composed of State Economic Enterprises (SEEs), organizations under the scope of privatization, revolving funds, Bank Of Provinces and local administrations' internal and external credits. Every public investment increases the economic volume of that city, leading to significant increases in the revenues of those who are direct or indirect. Urbanization movements are also accelerating in provincial centers where intensive public investments are made. Large-scale public investments, such as the establishment of organized industrial zones, the construction of large complexes for roads, schools, hospitals, health centers, governorships and affiliated units, and especially the establishment of new universities, are the projects that can change the macroeconomic form of the cities. All these developments lead to very large increases in the value of immovables such as urban and rural land and housing in the invested region and its immediate vicinity and therefore cause rapid urbanization. The best examples of this are clearly seen in small Anatolian cities such as Osmaniye. In this study; it has been investigated in the capacities and activities of public investments in the two neighborhoods of the Osmaniye province center in recent years, and it is compared with the immovable values of different years and obtained from different sources. Eventually, it has been demonstrated that the effects of the large-scale public investments on the value increase of the immovables in the environment and on the urbanization around them.
Bu çalışmada, taşınmaz (gayrimenkul) değerleme sistemimizin yeniden yapılandırılması bağlamında daha önceden yapılmış bilimsel çalışma ve önerilerin hangi uygulamaları kapsadığı ve bunların olası kullanıcılar açısından neler ifade ettiği üzerinde durulmuştur. Bu çalışmalar ışığında; mevzuat, kurumsal ve teknik açılardan ülkemize özgü bir yaklaşımın geliştirilmesi ve iyi işleyen bir değerleme sisteminin yapılandırılması için gerekli olan bilimsel bir altyapı çalışma arşivinin oluşturulması hedeflenmiştir. Konuyla ilgili bilimsel çalışma ve önerileri toplu bir şekilde görmeye imkân veren bu derleme çalışmasının, gelecek çalışmalar açısından önemli bulgular ortaya koyacağı ve özellikle bu alanda araştırma yapacak kişilere yol gösterici nitelikte olacağı düşünülmektedir.
Mehmet Akif Ersoy'un üzerinde fikri biyografik bir çalışmadır...
Bütün İslam ülkelerinde günde beş kez minarelerden okunan ve Müslümanlara namazın vaktinin geldiğini haber veren ezana, tarih içinde bazı müdahaleler yapılmıştır. Arapça orijinal lafızlarına bazı ilavelerin yapılması da ezana yapılan müdahalelerden biridir. Bilindiği gibi ezan, Hz. Peygamber döneminde nihaî şeklini almıştır. Ancak daha sonraki dönemlerde ona bazı eklemeler yapılmıştır. Bunların bir kısmı dua, namazın önemine vurgu yapan ve ona davet içerikli ifadeler iken, bir kısmı da siyasi mesaj taşımaktadır. İşte bu makalede bunların üzerinde durulacaktır. Bunun için kısa bir şekilde bir simge olarak ezanın önemi, ortaya çıkışı ve orijinal şeklinin belirlenmesi işlenecek, ardından tarih boyunca kimlerin niçin ve ne şekilde ezana ilaveler yaptığı hususu irdelenecektir. Ayrıca ezana ilave yapmaya sürükleyen nedenler işlenecektir. Bu arada mezhep âlimlerimizin bu ilaveleri nasıl karşıladıkları ve değerlendirdikleri gibi hususlar da makalede ele alınacaktır. INTERVENTIONS IN ADHAN THROUGHOUT ISLAMIC HISTORY Abstract Throughout history, there had been some interventions aimed at changing the adhan, (Islamic call to prayer), which is chanted five times a day in the minarets to inform Muslim people about the time of prayer. Some of these interventions were to prevent it simply from being chanted or from being chanted in the minarets with high voice. Since these types of interventions were politically-oriented and basically had nothing to do with the Islamic sciences (disciplines), we will not focus on them specifically. Again, we will not get into that case since we already dealt with it in another article. A third type of intervention was to add some utterances to its original version. In this article, we will stay focused on that issue. We will shortly tackle the emergence of adhan, how it came about in the first place, and then we will take up the issue who in the history inserted additional utterances to adhan, and why and in which ways they did it. We will also take up the opinions of the various historical scholars of the Sunni sects about the case, how they evaluated the interventions, as well as how they reacted to those attempts.
Öz Bu çalışmanın amacı öğretmen adaylarının web-pedagojik içerik bilgisi öz-yeterlik algı düzeylerini çeşitli değişkenler açısından incelemektir. Araştırmanın çalışma grubunu 2014-2015 eğitim-öğretim yılında Uşak Üniversitesi Eğitim Fakültesinde öğrenim gören 730 öğretmen adayı oluşturmaktadır. Araştırmada veri toplama aracı olarak Lee, Tsaive Chang (2008) tarafından geliştirilen ve Horzum (2011) tarafından Türkçe 'ye uyarlanan Web Pedagojik İçerik Bilgisi Ölçeği kullanılmıştır. Ölçek, içerik, pedagoji ve web alanlarında öğretmen adaylarının öz-yeterlik algılarını ölçmeyi hedeflemektedir.Ölçeğin Genel Web, İletişimsel Web, Pedagojik Web, Web Pedagojik İçerik Bilgisi ve Web Tabanlı Öğretime Yönelik Tutum olmak üzere beş alt boyutu bulunmaktadır. Araştırmadan elde edilen verilerin analizi sonucunda, öğretmen adaylarının web pedagojik içerik bilgisi öz-yeterlik algılarının orta düzeyde (=73,66) olduğu görülmüştür. Web pedagojik içerik bilgisi ölçeği toplam puanlarının; genel web, pedagojik web ve web pedagojik içerik bilgisi ve web tabanlı öğretime yönelik tutum olmak üzere ölçeğin alt boyutlarına ilişkin puanların erkekler lehine istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık gösterdiği görülürken,iletişimsel web puanları açısından istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık olmadığı belirlenmiştir. Ölçek toplam puanlarının ve ölçeğin alt boyutlarına ilişkin puanların öğrenim görülen bölüm ve sınıf düzeyideğişkenlerine göre de istatistiksel olarak anlamlı bir şekilde farklılaştığı görülmüştür. Araştırmada ölçek toplam puanlarının kişisel bilgisayara sahip olma değişkeninden ise etkilenmediği; fakat söz konusu değişkenin öğretmen adaylarının webin iletişimsel amaçla kullanımına yönelik öz-güvenleri üzerinde anlamlı ve olumlu bir etkisi olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Anahtar Kelimeler: Web Pedagojik İçerik Bilgisi, Öğretmen Adayı, Öz-yeterlik,TPACK. Abstract The aim of this study is to investigate, perception levels of pre-service teachers' regarding to their Web Pedagogical Content Knowledge in terms of different variables. Research data gathered from 730 students enrolled Uşak University Faculty of Education in the academic year 2014-2015. Data collection tool was Web Pedagogical Content Knowledge Scale which developed by Lee, Tsai & Chang (2008) and adapted to Turkish by Horzum (2011). The scale consists five factors, including General web, Communicative web, Pedagogical web , Web pedagogical content knowledge and Attitude towards web-based instruction. Analysis of the data showed that perceptions of pre-service teachers web pedagogical content knowledge are at an intermediate level (= 73,39). Sub scale scores of general web, attitude towards web based instruction, pedagogical web and pedagogical content knowledge and overall scores differs statistically significant in favor of men but there is no statistically significant difference between men and women in terms of communicative web scores. Similarly, it is determined that overall and sub scale scores differs significantly according to department and grade variables. Also research data showed that having a personal computer variable has no statistically significant effect on overall scores and sub scale scores except attitude towards web-based instruction. Personal computer ownership affects self-confidence related to use of web for interaction and communication positively.
Pir elinden dolu içtim Doğdum elinize düştüm Ak cenneti gördüm geçtim Hünkar Hacı Bektaş Veli NÜFUSUN BÜYÜK ÇOĞUNLUĞU 16.Yüzyılda Anadolu'da özellikle de Eyalet-i Rum'da nüfusun çok büyük bir çoğunluğunu Alevi inançlı insanların oluşturduğu konusunda tarihçiler hemfikirler. Bu durum tek başına bile Osmanlı için bir "sorun" oluşturuyor. İstanbul yönetimi Anadolu köylüsü üzerinde tam bir terör estirmeye başladı. Bir yandan zulme karşı ayaklanan köylülerin sapkın, katledilmelerinin caiz olduğu yolunda Şeyhülislamlardan fetva alınıyor diğer yandan insanlar defterlere kaydedilip tek tek katlediliyordu. Tahta geçmek için babasına karşı darbe yapıp hile ile iki kardeşini beş yeğenini öldürtmekten geri durmayan Yavuz Selim 1 Alevilere yönelik yoğun bir şiddet politikası uygulamaya girişti. Hocaların hocası adıyla anılan ve Yavuz'un da hocası olan Şeyhülislam Kemal Paşazade ile devrin diğer uleması "Aleviliğin ehli sünnet mezheplerince red edilmiş olduğunu, bu din düşmanları ile yapılacak savaşın cihad olduğunu, bunların öldürülmesinin caiz mallarının helal, nikahlarının batıl olduğunu" telkin etmekle görevlendirilmişti. 2 Katliam için ulemadan fetva alan Yavuz Selim Kızılbaşların tespit edilerek bir deftere kaydedilmesi için Anadolu'nun dört bir yanına muhbirler gönderdi. Defterlere yazılan 40.000'den fazla yoksul Anadolu köylüsü kılıçtan geçirilerek katledildi. 3 Bu toplu kıyımı Osmanlı tarihçileri Yavuz Selim'in bir yiğitliği şeklinde anmaktan çekinmezler. Şeyhülislamlar, müftüler talimatlara uygun olarak peşpeşe fetvalar yayınladılar. Katliamlara "caizdir" dediler. Sözgelimi Sarı Görez adıyla da bilinen, devrin fıkıh ve hadis ilmi üstadı (!) Müftü Nurettin Hamza'nın Kızılbaşların katline olur veren fetvası şöyle: "Müslimanlar bilün ve agâh olun, sol tâyife-i Kızılbaş ki reisleri Erdebil-oğlu İsmail'dür, Peygamberimizün aleyhi's-selât ve's-selâm şeri'atini ve sünnetini ve dîn-i İslâm ve ilm-i dîni ve
Öz Cezaevi süreci hükümlü birey kadar onun ailesini de derinden etkileyen bir süreçtir. Eve gelir getiren eşin cezaevine girmesi ile kadınlar pek çok olumsuz durumla karşı karşıya kalmaktadır. Ailesinden ve çevresinden yeterli sosyal desteği göremeyen kadınlar psiko-sosyal ve ekonomik olarak zor zamanlar geçirmektedir. Kadınların yaşadıkları bu zorluklardan yola çıkılarak bu çalışmanın amacı eşi cezaevinde olan kadınların psiko-sosyal, ekonomik durumlarının nasıl olduğu ve sosyal destek sistemlerinin neler olduğunu saptamak olarak belirlenmiştir. Araştırma kapsamında Kırıkkale ilinde eşi cezaevinde olan 10 kadın ile derinlemesine görüşme gerçekleştirilmiştir. Araştırma kapsamında görüşülen kadınların ikamet adresleri Kırıkkale Yahşihan sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakfından elde edilmiştir. Araştırma sonucunda kadınların ve eşlerinin eğitim seviyelerinin düşük olduğu, gelirlerinin oldukça düşük olduğu, kadınların vakıf dışında yardım alacakları kurumların olduğunu bilmediği, bir kısmının çevresinden ve ailesinden destek görürken bir kısmının da tamamen yalnızlaştığı görülmüştür. Anahtar Kelimeler: Cezaevi, Eş, Psiko-Sosyal Sorun, Sosyal Destek Sistemi. Abstract The prison is a process that deeply affects his family as well as the individual who is convicted. When the husband who earns money enters the prison, women face many negative situations. Women who do not have enough social support from their family and their environment are experiencing difficult psycho-social and economic periods. From the difficulties that women experience, the aim of this study is to determine the psycho-social and economic status of the women whose husbands in prison and what social support systems they have. In the scope of the research, in-depth interviews were conducted with 10 women whose spouses were in prison in Kırıkkale. The residence addresses of the women interviewed within the scope of the research were obtained from Kırıkkale Yahşihan Social Assistance and Solidarity Foundation. As a result of the research, it is seen that the education level of the women and their spouses is low, their incomes are very low, they do not know that there are institutions to receive help beyond foundation, some of them are supportive from the periphery and family, and the rest of them are became alone.
Environmental Archaeology, 2024
Leone X e Raffaello in Sistina Gli arazzi degli Atti degli Apostoli, 2020
Zenodo (CERN European Organization for Nuclear Research), 2023
Fallacies in the Arabic, Byzantine, Hebrew and Latin Traditions, 2023
Operant Subjectivity, 2023
Educação Profissional e Tecnológica: Práticas, organização e memórias, 2021
Themelios, 2019
SN Applied Sciences
South Sustainability
ACG Case Reports Journal, 2016
Jornal Brasileiro de Pneumologia, 2019
Journal of the American Chemical Society, 1998
Behavioural and Cognitive Psychotherapy, 2000