Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
1988, Quaderni Urbinati di Cultura Classica
…
19 pages
1 file
ARTS: Artuklu Sanat ve Beşeri Bilimler Dergisi
Bu makale, Stephen Halliwell’in The Living Handbook of Narratology’de yer alan 2014 tarihli “Diegesis-Mimesis” isimli makalesinin Türkçe çevirisidir. Anlatıbilim alanının anlatmak/göstermek (telling/ showing) olarak karşıladığı diegesis/mimesis terimleri ilk kez Platon’un Devlet’indeki bir pasajda bir arada kullanılmıştır. Sonrasında Aristoteles, Poetika adlı eserinde terimleri kendi bağlamınca yeniden kullanır; fakat bu kullanım kimi noktalarda Platoncu izler taşıyor olmakla birlikte, kimi bakımlardan münferit yeni bağlamlarıyla Devlet’deki kullanımdan ayrışır. Günümüzde bu dikotomi, anlatıbilim alanının tayin ettiği dar karşılıklarıyla dolayıma girmiştir. Öte yandan Platon’un Devlet’i referans alındığında Sokrates tarafından çizilen temel ayrımın standart modern kullanımdaki gibi tümüyle “göstermek” ve “anlatmak” arasında olmadığı görülmektedir. Dahası, Antik Çağ’daki bu ilk kullanımlarından itibaren, eleştirel düzlemde kategorik bir çift olarak terimlerin uzun ve kimi zaman ziyad...
Tasarım Kuram, 1999
Yapı ve yapım alanındaki teknolojik gelişmeler, yeni yapı sistemleri, yeni yapım teknikleri ve yeni malzeme olanaklarını da beraberinde getirmektedir. Bu çalışmanın amacı High Tech kavramını açıklamak ve High Tech uygulamaların ortak ve temel özelliklerini saptamaktır. High Tech, 1970’li yıllarda ‹ngiltere’de doğmuş ve gelişmiştir. Özellikle ‹ngiliz mimarlardan Richard Rogers, Michael Hopkins, Norman Foster, Nicholas Grimshaw ve Ian Ritchie bu akımın öncüleridir. Uyguladıkları mimari, makina estetiği kavramını ortaya koymak, cam ve çelik gibi endüstri devriminin malzemelerine ağırlık vermektir. Günümüzde bu yapıların yapımının yaygınlaşmasının başlıca nedenleri, taşıyıcı strüktürün, tesisat sistemlerinin değişen teknoloji karflısında kendini yenilemesi, prestij yapılarının anıtsal bir özellik kazanmasıdır. Bu bağlamda, günümüzde giderek artan uygulamalarıyla karşılaştığımız High Tech yapılar kullanıcılara üstün konfor koşulları sağlamakta ve kendini de günün koşullarına kolayca adapte edebilmektedir. Bu çalışmada çağımızın ve giderek geleceğin yaygın yapıları olacak High Tech yapılar incelenmiş, özellikleri ve yapım sistemleri araştırılmıştır.
DİVAN - Disiplinlerarası Çalışmalar Dergisi
ÖZET Bu çalışmada, Heidegger’in düşüncesinden hareketle, çağımızın temel bir meselesi olarak teknolojiyi, dolayısıyla da varlığın teknolojik kavranışını tartışacağız. Çağımıza hâkim, otonom bir fenomen hâline gelmiş bulunan teknoloji, insan ile varlığın arasına girmekte ve insana varlığın teknolojik bir kavranışını dayatmaktadır. Bu problematik kavrayış, insana varlıkla bağını unutturmakta ve ona yeryüzünde bulunuşun anlamını, giderek de anlamın kendini kaybettirmektedir. Hesâbî ve/veya temsilî düşünme, teknolojik kavrayışı beslemekte ve desteklemektedir. Heidegger teknolojik kavrayışa karşı antidot olarak teemmülî düşünme tarzını öne çıkarmaktadır. Düşünmenin aslı teemmüldür. İnsan “düşünen varlıktır” derken kastedilen onun “teemmül eden bir varlık” olmasıdır. Teemmül, bizi dinginliğe (Gelassenheit), dolayısıyla varlığın hakikatine götürür. Heidegger, teemmülî düşünme ve dinginlik çerçevesinde, teknolojiye ve teknolojik kavrayışa karşı, iki mühim tavırdan söz eder: “eşyaya karşı kayıtsızlık” ve “gizeme açıklık”. Dinginlik içre ve teemmül üzere yaşayan insan, teknolojiye “hem evet hem hayır” demesini, dolayısıyla da teknolojik aygıtlarla uygun bir ilişki kurmasını bilir. Keza, varlıkla bağı taze kalan bu insan, yeryüzünde dingin ve anlamlı bir şekilde ikamet etmek nedir, bunu bilir. Heidegger’de teemmüli düşüncenin “eşyaya * Yrd. Doç. Dr., İstanbul Medeniyet Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü. Dîvân DİSİPLİNLERARASI ÇALIŞMALAR DERGİSİ cilt 19 say› 36 (2014/1), 197-XX Dîvân 2014/1 198 Özkan GÖZEL karşı kayıtsızlık”ın yanı sıra bir diğer bileşeni -işaret ettiğimiz üzere- “gizeme açıklık”tır. Biz her iki bileşeni teknolojik dünyamızda deneyimleyebiliriz. Kendimizi gizeme açık tuttuğumuzda, dünyanın temsilî ve/veya hesabi tasavvurunun dar ufuklarının ötesine geçmek mümkün olabilir. İmdi, bu surette biz, gizem olarak kalanı ya da kalması gerekeni bilimin indirgeyici ışığından kaçırabilir ve gizemin muammalığına saygı duymasını öğrenebiliriz. Bilimin veya teknik aklın gizeminden-ettiği dünyamızda, gizeme yani ölçülemeze, tanımlanamaza, kavranılamaza yeniden yer açabilir ve ölçünün, hesabın, tasarımın ve nesneleştirmenin çözülmüş-çözülecek bir şeyden ibaret olarak tasavvur ettiği varlığa sürpriz-karakterini iade edebiliriz; öyle ki, bu durumda, önüne-koyduğu (vor-stellen) her şeyi kolayca “bilme nesnesi” hâline getirip kendi terimlerine tercüme ederek tüketen teknik-bilimsel aklın indirgemeci tavrına karşı daima teyakkuz hâli içinde oluruz. Sonuçta, “eşyaya kayıtsızlık” ile “gizeme açıklığı” uhdesinde tutan insan, “hem evet hem hayır” dediği teknolojiyle uygun bir ilişki tarzı geliştirebilir ve yeryüzünde dingin bir ikamete yol bulabilir. Anahtar Kelimeler: Teknoloji, Varlık, Varlığın Teknolojik Kavranışı, Teemmülî Düşünme, Hesâbî Düşünme, Temsilî Düşünme, Gelassenheit, Dinginlik, Eşyaya Karşı Kayıtsızlık, Gizeme Açıklık, Esîr.
Manifold, 2017
Her şeyden kopan, her şeye bulaşan, her şekilde seyahat eden ve her yere sinen toz... Dışarısını içeriye getiren, canlı ile cansızı; bitki, hayvan ve insan kalıntılarıyla mikrobu birleştiren becerikli ama tekinsiz bu madde mimaride bir tasarım problemidir. https://manifold.press/mimarlik-ve-toz
TEKİNSİZİN ESTETİĞİ VE SANAT YAPITI
Sigmund Freud’s article “The Uncanny” has been a source of inspiration in the fields of aesthetics and the philosophy of art. “Uncanny” refers to an unsettling feeling. In psychic terms, the term “uncanny” refers a feeling of terror and a sense of loss of control, even for a moment, although this concept can also be thought of in terms of aesthetics, and so can be of interest to the arts. When viewed from the perspective of aesthetics, it is seen that the uncanny is related to the sublime. A visible relationship exists between the sublime, as one of the fundamental categories of modern aesthetics, and the uncanny. The way comedy can fend off feelings of terror can offer an opportunity to think about comedy in terms of its relationship with the uncanny. Finally, the relationship between the uncanny and the abject is another field of aesthetics. This study, which offers thoughts on different categories of aesthetics, also focuses on representations of the uncanny in art and its influence on the philosophy of art.
Uluslararası sosyal bilimler dergisi, 2024
Özet 17. yüzyılda Avrupa'da başlayan modernleşme hareketleri ile beraber siyaset, hukuk, eğitim, sanat, mimari gibi pek çok alanda değişim ve dönüşümler meydana gelmeye başlamıştır. Günümüzde hala devam etmekte olan modernleşme olgusu meydana getirdiği her sürecin kendi ideolojisini oluşturmasına imkan sağlamıştır. Modernleşmenin mimari üzerindeki etkisini kullanarak devlet iradeleri kendi ideolojilerini mekanlar üzerinden tanımlamışlardır. Modern ideolojilerin yansıtıldığı mekan olarak Batı'da olduğu gibi Türkiye'de de kent seçilmiştir. Modernleşme olgusu ile ilk olarak Osmanlı İmparatorluğu döneminde Tanzimat Devri'nde tanışılmıştır. Modern ideolojileri Osmanlı'da İstanbul kentinde inşa ettirilen yapılar üzerinden kendini ifade etmiştir. İmparatorluktan ulus-devlete geçiş ile beraber modern ideolojisi ve milliyetçi çizginin tanımlanma mekanı olarak Ankara başkent seçilmiştir. Ankara yansıtılmak istenen ideoloji için 'tabula rasa' niteliğinde olmuştur. Böylelikle modern kent üzerinden modern ideoloji yansıtılma şansı oluşturulmuştur. Çünkü Cumhuriyet modernleştirici bir devrimdir.
Çalışma, dramatik anlatı türünün mükemmel bir örneği olan “High Noon” filmini merkeze alarak, dramatik anlatımın seyirci üzerinde oluşturduğu ‘şimdiki zaman’ yanılsamasını inceliyor.
Özet İlk Osmanlı sarayında ortaya çıkan çini kelimesi, İslam Dünyasında kullanım amacına bağlı olarak evani ve kaşı'ya ayrışan seramik imalatı bünye özelliklerine bağlı olarak tanımlayan yeni yaklaşım ileri sürmüş oldu. Gerçi sadece silisli bünyeye yönelik olan bu tanımlama Anadolu'da büyük rağbet gören çini seramikleri diğerleri arasından çıkararak onlara özel ve ayrıcalıklı bir konum kazandırdı. Günümüzde Çini sanatının toplumdaki algılama şekli ve eğitiminin Seramik bölümlerde değil, Geleneksel Sanatlarda yürütülmesi de söz konusu yaklaşımın neticesi olmalıdır. Zaman geçtikçe çini terimini kullanan çeşitli alan uzmanları bu kelimenin anlam yelpazesini genişleterek ona yeni çalarlar kazandırdılar. Bugün sanat tarihçileri arasında tüm mimari seramik çini olarak tanımlanırken, seramikçiler terimi daha çok silisli hamur, çini sanatçıları ise bu hamurdan yapılmış tüm mimari ve kullanım eşyası seramikler için kullanmaktadırlar. Ne yazık ki bu terminoloji sıkıntısı sadece çini kelimesinin kendisiyle sınırlı kalmadan bu sanata ait birçok terimlerde de kendini gösterir. Problemin bir diğer yönü ise çini kelimesinin Anadolu'ya özgü olması ve yabancı dillere " tile " veya " fayens " gibi çeşitli kelimelerle ifade edilmesiyle ilgilidir. Bildiride çini sanatının terminolojisi incelenecek ve var olan terimlerin farklı bilim ve sanat alanlarındaki günümüz kullanım şekli ve anlamları takip edilecektir. Bu araştırma ortak seramik çini terminolojisinin oluşturulması yolundaki mevcut engellerin belirtilmesi ve olaya geniş tarihi çerçeveden bakarak daha doğru sonuçlara ulaşma imkânı sağlayacaktır.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Academia Mental Health and Well-Being, 2024
Bulletin of University of Agricultural Sciences and Veterinary Medicine Cluj-Napoca. Agriculture
Afrika Focus, 2016
Archeometriai műhely, 2023
Advances in Psychology, Mental Health, and Behavioral Studies, 2020
Peter Lang AG eBooks, 2017
Coral Reefs, 2012
International journal of cardiology, 2017
REVISTA INTERNACIONAL CONSINTER DE DIREITO, 2019
Journal of Biological …, 1995
HAL (Le Centre pour la Communication Scientifique Directe), 2017
European Journal of Internal Medicine, 2018
All Days, 2011
Edumatica: Jurnal Pendidikan Matematika, 2019