doi: 10.5578/aai.10904
Asthma Allergy Immunol 2015;13:134-137
ARAŞTIRMA RESEARCH ARTICLE
Farklı prezentasyonları olan IL-12R
IL-12Rβ1
1
defektli dört olgu
Different presentations of the IL-12Rβ1 defect four cases
Mehmet Yaşar ÖZKARS1, Özlem KESKİN1, Ercan KÜÇÜKOSMANOĞLU1, Ayşe METİN2, Onur BALCI3
1 Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk İmmünoloji ve Allerji Bilim Dalı, Gaziantep, Türkiye
Division of Pediatric Immunology and Allergy, Faculty of Medicine, Gaziantep University, Gaziantep, Turkey
2 Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Çocuk İmmünoloji ve Allerji Kliniği, Ankara, Türkiye
Clinic of Pediatric Immunology and Allergy, Diskapi Yildirim Beyazit Training and Research Hospital, Ankara, Turkey
3 Gaziantep Çocuk Hastalıkları Hastanesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Kliniği, Gaziantep, Türkiye
Clinic of Children Health and Diseases, Gaziantep Children Diseases Hospital, Gaziantep, Turkey
ÖZ
ABSTRACT
Nadir görülen bir sendrom olan mikobakteriyel hastalıklara mendeliyen duyarlılık zayıf virülan mikobakterilere ve nontüberküloz çevresel mikobakterilere yatkınlıkla kendini gösterir. Ayrıca bu sendromda
nontifoid salmonellalar ile ciddi infeksiyonlar görülür. Bu hastaların
en sık kliniğe başvuru şikayetleri yaygın lenfadenopatilerdir. Mikobakteri ve salmonella etkenlerine karşı doğuştan gelen bağışıklık
eksikliği olan dört olgumuzun ortak özellikleri lenfadenopatilerinin
oluşudur. İki olgumuz 4 aylık ve ikiz kardeşti. Her ikisi de yaygın lenfadenopati ve inatçı oral moniliazis yakınması ile kliniğimize başvurdu. On yaşında erkek olan üçüncü olgumuz salmonella infeksiyonu,
yaygın lenfadenopati ve kanlı ishal şikayeti ile kliniğimize başvurdu.
On bir yaşında erkek olan dördüncü olgumuz ise salmonella infeksiyonu, inatçı oral moniliazis ve lenfadenite bağlı apendektomi öyküsü
ile kliniğimize başvurdu. Kronik lenfadenopatisi olan hastaların ayırıcı tanısında interlökin (IL)-12Rβ1 defekti akılda tutulmalıdır.
Mendelian susceptibility to mycobacterial disease is a rare syndrome
that predisposes to poor virulent mycobacteria and environmental
nontuberculous mycobacteria. Also, severe infection with
salmonella nontifoid are seen in this syndrome. The most common
complaints of these patients are widespread lymphadenopathy. Our
four cases are common features of lymphadenopathy. Four month
old cases are twin brothers. Both were admitted with generalized
lymphadenopathy and persistent symptoms of oral moniliazis.
Ten years old man who is the third case of salmonella infection,
was admitted with complaints of bloody diarrhea and generalized
lymphadenopathy. Our fourth eleven years old male patient with
salmonella infection, was admitted with persistent oral moniliazis
and lymphadenitis due to a history of appendectomy. IL-12Rβ1
defect should be kept in mind in the differential diagnosis of patients
with chronic lymphadenopathy.
(Asthma Allergy Immunol 2015;13:134-137)
(Asthma Allergy Immunol 2015;13:134-137)
Anahtar kelimeler: IL-12Rβ1 eksikliği, lenfadenit, salmonella,
moniliazis
Key words: IL-12Rβ1 deficiency, lenfadenitis, salmonellosis,
moniliasis
Geliş Tarihi: 10/12/2015 • Kabul Ediliş Tarihi: 07/01/2016
Received: 10/12/2015 • Accepted: 07/01/2016
134
Yazışma Adresi/Address for Correspondence
Dr. Mehmet Yaşar ÖZKARS
Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk İmmünoloji ve Allerji Bilim Dalı, Gaziantep, Türkiye
e-posta:
[email protected]
Özkars MY, Keskin Ö, Küçükosmanoğlu E, Metin A, Balcı O
GİRİŞ
Mikobakteriyel hastalıklara mendeliyen duyarlılık
(MHMD) nadir görülen bir sendromdur. Bu sendrom
zayıf virülan mikobakterilere ve nontüberküloz çevresel
mikobakterilere yatkınlıkla kendini gösterir[1,2]. Ayrıca bu
sendromda nontifoid salmonellalar ile ciddi infeksiyonlar
görülür[1]. Hastalar yaygın lenfadenopati şikayetiyle
kliniklere başvurabilirler. İnterlokin (IL)-12 aktive olmuş
antijen sunan hücreler tarafından üretilir. Üretilen IL-12
TH1 cevabın gelişmesini destekler ve aynı zamanda T
hücreleri ve Natural Killer hücrelerden interferon gama
(IFN-γ) üretiminin güçlü bir destekleyicisidir. IL-12
mikobakteriler ve salmonellalar gibi intraselüler bakterilere
karşı oluşan immünitede çok önemlidir. Bu nedenle
insanların mikobakterilere karşı olan bağışıklığında
IL-12/IFN-γ aksı anahtar role sahiptir[1]. Hastalığın
tanısı; periferik kan lenfosit yüzeyinde fitohemaglutinin
(PHA) ile in vitro stimülasyon sonrası akım sitometri
ile IL-12Rβ1 ekspresyonunun %1’in altında oluşu ile
konulabilir[3] (Şekil 1). Ancak yine de mutasyon sekans
analizlerinin yapılması hem kesin tanı hem de aileye
genetik danışmanlık verilmesi açısından önemlidir.
Tedavide antimikrobiyal tedaviye ek olarak IFN-γ haftada
3 kez 50 μg/m2 dozda subkütan uygulanmalıdır[2]. Biz bu
olgu raporumuzda farklı klinik prezentasyonlarla gelen ve
ikisi ikiz olan (in vitro fertilizasyon ve farklı yumurta ikizi)
hastalarda IL-12Rβ1 eksikliğini tartışmak istedik.
OLGU 1-2 (İkiz Olgu)
Dört aylık erkek çocuklar; her iki çocukta üçüncü
aylarında yapılan bacille calmette guerin (BCG) aşısı
sonrası sol koltuk altlarında ve çene altında akıntılı lenfadenopati şikayetiyle kliniğimize getirildi. Öykülerinde
her iki kardeşinde ağız içlerinde tedaviye dirençli mantar
infeksiyonlarının olduğu, anne ile babalarının hala-dayı
çocukları oldukları ve soy geçmişlerinde genetik bir
hastalık veya tüberküloz öyküsü olmadığı öğrenildi.
Fizik muayenelerinde ağırlık ve boyları 25-50 persentil
arasında, ağızlarında mantar infeksiyonu, sol aksiller lenf
nodunda (1.5-2 cm) ve çene altı lenf nodunda (2-2.5 cm)
büyümelerinin ve dinlemekle solunum seslerinde kaba
krepitan rallerinin olduğu bulundu. Birinci olgunun;
laboratuvar incelenmelerinde, Hb 12 g/dL, trombosit
350.000/mm3, total lenfosit sayısı 2700/mm3, total nötrofil sayısı 2200/mm3, IgA 79 mg/dL, IgM 121 mg/dL, IgG
1630 mg/dL, IgE1050IU/mL, ikinci olgunun laboratuvar
incelenmelerinde ise, Hb 11.6 g/dL, trombosit 290.000/
mm3, total lenfosit sayısı 2700/mm3, total nötrofil sayısı
2200/mm3, IgA 57 mg/dL, IgM 89 mg/dL, IgG 1580 mg/
dL, IgE557IU/mL bulundu. Her iki olgunun radyolojik
incelemelerinde toraks ve abdomen bilgisayarlı tomografilerinde (BT) ve batın ultrasonografisinde (USG)
yaygın konglomere lenfadenopatiler mevcuttu. Aksiller
lenf nodu biyopsi histolojisinde histiyositten zengin
aktif kronik inflamasyon ve fibrozis vardı. Erlich Ziehl
Nielsen (EZN) boyası ile aside rezistan bakteri negatif,
Mycobacterium tuberculosis polimeraz zincir reaksiyonu
(PCR) ve kültür negatif ve salmonella negatifti. Periferik
kan lenfosit alt grupları normal sınırlarda ve fagosit
fonksiyonları normaldi. Hastalarımız 6 aylık olduklarında yapılan akım sitometri ile IL-12Rβ1 ekspresyonunun
%1’in altında olmasıyla IL-12Rβ1 eksikliği tanısı kondu.
Tedavi olarak streptomisin, etambutol, rifampisin, izoniasid, trimetoprim-sülfametoksazol (TMP-SMZ) ve IFN-γ
başlandı. Bir yılın sonunda antitüberküloz tedavileri
kesilen hastalarımıza TMP-SMZ ve IFN-γ tedavisi devam
ediliyor. Olgularımız üç yaşında ve şikayetleri bulunmuyor.
OLGU 3
On yaşında erkek çocuk; kanlı ishal, halsizlik, kilo
kaybı ve karın ağrısı şikayetiyle kliniğimize getirildi.
Öyküsünde 4 yaşında boyunda oluşan lenfadenopati
nedeniyle yapılan kemik iliği aspirasyonu ve lenf nodu
biyopsisinin normal olduğu ve hastanın şikayetlerinin
tedavisiz düzelmiş olduğu öğrenildi. İki defa salmonella
infeksiyonu olduğu ve tedaviyle düzeldiği bilgisi alındı.
Şekil 1. Sırasıyla sağlıklı, taşıyıcı ve hasta bireyde IL-12Rβ1 ekspresyonunun flow sitometrik görüntüsü.
Asthma Allergy Immunol 2015;13:134-137
135
Farklı prezentasyonları olan IL-12Rβ1 defektli dört olgu
Different presentations of the IL-12Rβ1 defect four cases
Ayrıca anne ile babanın üçüncü derece akraba olduğu
ve soy geçmişinde genetik bir hastalık veya tüberküloz
öyküsünün olmadığı öğrenildi. Fizik muayenesinde ağırlık ve boyunun 3 persentilin altında olması, boynunda
lenfadenopatileri, kaşektik görünümü ve derialtı yağ
dokusunda azalma olması dışında patolojik bulgu tespit
edilemedi. Laboratuvar incelenmelerinde, Hb 11.6 g/dL,
trombosit 290.000/mm3, total lenfosit sayısı 2700/mm3,
total nötrofil sayısı 2200/mm3, IgA 279 mg/dL, IgM
251 mg/dL, IgG 4420 mg/dL, IgE 977 IU/mL bulundu.
Hastamızın radyolojik incelemelerinde abdomen BT
ve USG’de multipl konglemere lenfadenopatiler vardı.
Servikal bölgeden yapılan lenf nodu biyopsisi sonucu
nonnekrotizan granülomatöz inflamasyon olarak raporlandı. Gastrointestinal tüberküloz tanısıyla tedavi başlanan hastamızın karın ağrıları 15 gün içinde azaldı. Ancak
halsizliğinin ve kilo kaybının devam etmesi nedeniyle
yapılan kolon biyopsisinde Mycobacterium avium intracellulare görüldü. Periferik kan lenfosit alt grupları
normal sınırlarda ve fagosit fonksiyonları normaldi.
Yapılan akım sitometri ile IL-12Rβ1 ekspresyonunun
%1’in altında olması ile IL-12Rβ1 eksikliği tanısı kondu.
Tedavi olarak pirazinamid, etambutol, rifampisin, izoniasid, TMP-SMZ ve IFN-γ başlandı. Olgumuz 11 yaşında
immünyetmezlik ve protein enerji malnütrisyonu tanılarıyla kaybedildi.
OLGU 4
On bir yaşında erkek çocuk; akut apandisit tablosuyla
kliniğimize başvurdu ve apendektomi yapıldı. Öyküsünde
2 aylıkken yapılan BCG aşısı sonrası sol aksiller bölgede
oluşan apse tedavisiz düzelmişti. Beş yaşından beri ağzında tedaviyle düzelmeyen mantar infeksiyonu tarif eden
hastamızın anneyle babasının hala-dayı çocukları olduğu
ve soy geçmişinde genetik bir hastalık veya tüberküloz
öyküsü olmadığı öğrenildi. Fizik muayenesinde ağırlık ve
boyunun 25 persentilde olması ve oral moniliazis dışında
patolojik bulgu tespit edilemedi. Laboratuvar incelenmelerinde, Hb 11.7 g/dL, trombosit 440.000/mm3, total
lenfosit sayısı 3300/mm3, total nötrofil sayısı 5200/
mm3, IgA 240 mg/dL, IgM 174 mg/dL, IgG 1340 mg/dL,
IgE 354 IU/mL olarak bulundu. Salmonella O antijeni
1/400 oranında pozitifti. Hastamızın radyolojik incelemelerinde abdomen BT ve USG’de multipl konglemere
lenfadenopatiler vardı. Apendektomi patoloji raporunda
apandiks ve lenf nodunda EZN boyası ile basiller görüldü
ve granülomatöz apandisit tanısı konuldu. Periferik kan
lenfosit alt grupları normal sınırlarda ve fagosit fonksiyonları normaldi. Yapılan akım sitometri ile IL-12Rβ1
ekspresyonunun %1’in altında olması ile IL-12Rß1 eksikliği tanısı kondu. Tedavi olarak seftriakson, pirazinamid,
etambutol, rifampisin, izoniasid, TMP-SMZ, flukonazol
136
ve IFN-γ başlandı. İki aylık tedavi sonrasında hastamızın
oral moniliazisi düzeldi. Ancak tedavinin altıncı ayında
hastamız tedavilerini bir ay süre ile bıraktı ve kontrole
gelmedi. Bunu takiben çene altında boyuna kadar uzanan
apse oluşumuyla başvuran hastamızın apsesi drene edilerek alınan materyalde ARB pozitif olarak geldi. Yeniden
tedaviye başlanan hastamızın apsesi iz bırakarak iyileşti.
Olgumuz 13 yaşında ve şikayeti bulunmuyor.
TARTIŞMA
Hastalarımızın kliniğe başvuru semptomları farklı
olmakla birlikte hepsinin ortak özellikleri tüberküloz lenfadenitti. MHMD hastaları genellikle BCG infeksiyonu
ile kliniklere başvurmaktadır[4]. Aytekin ve arkadaşlarının 7 aylık hastasına yaygın lenfadenopatiler nedeniyle
önce akım sitometri sonrada mutasyon sekans analizi
yapılmış. Erken tanı alan hastaları sadece antitüberküloz
tedaviyle rahatlamış[1]. Bir ve ikinci olgumuzda klinik
seyir daha iyi iken özellikle üç numaralı olgumuzda hastalık çok ağır seyirli olmuştur. Dört numaralı olgumuz
ise tedaviye ara verince klinik bulgular kötüleşmiştir.
MHMD hastalarında erken tanı ve düzenli tedavi ile
klinik seyir genellikle iyidir[5]. Daha önce literatürde bildirilmiş ikiz bir olgu olmamakla birlikte, eşinde hastalık
bulunmamakta olduğundan, bir ve ikinci olgumuz bildirilmiş ilk ikiz olgulardır[6]. Bu olgu sunumunun en ilginç
yanı literatürde apandisit kliniğiyle gelen ilk olgunun
bizim dört numaralı olgumuz oluşudur. Beklenebileceği
şekilde üç olgumuzda inatçı mantar infeksiyonu vardı.
Yayınlanmış olgular incelendiğinde MHMD hastalarında
mantar infeksiyonuna yatkınlık oldukça sık görülen bir
şikayet olarak görülmektedir[7-9]. İlginç bir şekilde üç
olgumuzda IgE yüksekliği varken bir olgumuzda IgE
normaldi. Yine yayınlanmış olgularda IgE yüksekliği
pek sık görülmemekte idi[10]. Dikkat çekici bir şekilde
iki olgumuzda salmonella infeksiyonu mevcutken erken
tanı alan ikizlerimizde salmonella infeksiyonu bulunmuyordu. Bu durum erken tanı ve erken tedavinin önemine
vurgu yapmaktadır. Çünkü literatürdeki olgular incelendiğinde samonella infeksiyonu ile başvuran olgu sayısı
oldukça fazladır[10-16]. Ayrıca olgularımızın tanısını koymakta kullandığımız akım sitometri yönteminin hızlı bir
tarama yöntemi olması nedeniyle erken tanı açısından
son derece önemli olduğuna dikkat çekmek isteriz.
Wang ve arkadaşlarının üç hastasının tanıları sırasıyla
6, 9 ay ve 35 yaşlarında konulabilmiştir. Hastalarında aside
rezistan bakteri varlığı nedeni ile akım sitometri ve sonrasında mutasyon sekans analizi yapılarak tanı konulmuştur.
Altı aylıkken tanı konan hastalarının klinik seyri oldukça
iyi iken 35 yaşındaki hastanın tanısının geç konmasına
bağlı olarak dizinde skar bırakarak tedavi edilebilen ağır
infeksiyonu oluşmuş[17]. Tedavide antitüberküloz ajanlar
Asthma Allergy Immunol 2015;13:134-137
Özkars MY, Keskin Ö, Küçükosmanoğlu E, Metin A, Balcı O
ve IFN-γ kullanılmış. Bizim olgularımızda benzer bir şekilde gecikmiş tanı yaşı klinik gidişatı bozmuştu. Bustamante
ve arkadaşlarının dört hastasının tanıları sırası ile 17, 24,
29 ve 34 yaşlarında konulabilmiş. Hastaların tanıları akım
sitometri ve mutasyon sekans analizi ile konulmuş. BCG
aşısı olan olgularında klinik seyir daha ağır seyirli olmakla
birlikte, geç tanı almalarına rağmen tüm olgular yalnızca
antitüberküloz ajanlarla tedavi edilebilmiş[18]. Galal ve
arkadaşlarının atipik veya rekürren tüberküloz infeksiyonu olan immünyetmezlik ön tanılı 9 hastayı inceledikleri
çalışmada sadece bir hastanın plazma IFN-γ seviyesi yüksek bulunmuş ve söz konusu bu hastanın mutasyon sekans
analizinde MHMD ile uyumlu gen defekti bulunmuş.
Ancak gecikmiş bir şekilde 16 yaşında tanı konulan hasta
tanı aşamasında kaybedilmiş[19]. Tsumura ve arkadaşları
iki hastalarında lenfadenopati nedeniyle akım sitometri
ve daha sonra mutasyon sekans analizi yapmışlar. Tanı
konulduğunda 5 aylık olan hastalarının klinik seyri daha
iyi iken 6 yaşında tanı alan diğer hastalarının klinik seyri
daha ağır olmuş. Her iki hastada sadece antitüberküloz ile
tedavi edilmişler[20].
Biz bu olgu raporunda, farklı klinik semptomlarla
gelen kronik lenfadenoptili hastalarda IL-12Rβ1 eksikliği olabileceğine dikkat çekmek istedik. Ayrıca tanının
gecikmesi hastalık seyri üzerinde olumsuz etki yapmaktadır. Hastalığın başlaması ile tanı arasındaki süre ne
kadar uzarsa hastalık o kadar kötü seyirli olmaktadır.
Tedavi rejimine uyulmaması ise dört numaralı hastamızda olduğu gibi hızla infeksiyon yayılımına yol açabilmektedir.
KAYNAKLAR
1.
2.
3.
4.
5.
Aytekin C, Dogu F, Tuygun N, Tanir G, Guloglu D, BoissonDupuis S, et al. Bacille Calmette-Guérin lymphadenitis and
recurrent oral candidiasis in anInfant with a new mutation
Leading to interleukin-12 receptor ß-1 deficiency. J Investig
Allergol Clin Immunol 2011;21:401-4.
Alangari AA, Al-Zamil F, Al-Mazrou A, Al-Muhsen S, BoissonDupuis S, Awadallah S, et al. Treatment of disseminated
mycobacterial infection with high-dose IFN-γ in a patient with
IL-12Rβ1 deficiency. Hindawi Publishing Corporation Clin Dev
Immunol 2011;2011:691956.
Cagman ST, Ayvaz DC, Tezcan I, Sanal O. Akım Sitometri ile IL12Rß1 Ekspresyon analizinin IL12Rß1 eksikliğinin tanısındaki
rolü. Turk j Immunol 2013;1:1-4.
Yıldıran A, Ak E, Akyol Ş, Sancak R, Picard C, Doğu F ve ark.
Yaygın BCG enfeksiyonu olan IL12R ß1 defekti olgusu. Deneysel
ve Klinik Tıp Dergisi 2010;27:85-7.
Al-Muhsen A, Casanova JL. The genetic heterogeneitiy of
mendelian susceptibility to mycobacterial diseases. J Allergy Clin
İmmunol 2008;122:1043-51.
Asthma Allergy Immunol 2015;13:134-137
6.
Zghal HE, Barbouche MR, Chemli J, Bejaoui M, Harbi A, Snoussi
N, et al. Clinical and genetic heterogeneity of inherited autosomal
recessive susceptibility to disseminated mycobacterium bovis
bacille Calmette-Guerin infection. J Infect Dis 2002;185:1468-75.
7.
Jirapongsananuruk O, Luangwedchakarn V, Niemela JE,
Pacharn P, Visitsunthorn N, Thepthai C, et al. Cryptococcal
osteomyelitis in a child with a novel compound mutation of the
IL12Rß1 gene. Asian Pac J Allergy Immunol 2012;30:79-82.
8.
Vinh DC, Schwartz B, Hsu AP, Miranda DJ, Valdez PA, Fink
D, et al. Interleukin-12 receptor b1 deficiency predisposing to
disseminated coccidioidomycosis. Clin Infect Dis 2011;52:99-102.
9.
Ehlayel M, Beaucoudrey L, Fike F, Nahas SA, Feinberg J,
Casanova JL, et al. Simultaneous presentation of 2 rare
hereditary immunodeficiencies: IL-12 receptor beta1 deficiency
and ataxia-telangiectasia. J Allergy Clin Immunol 2008;1217-9.
10. Vasconcelos D, Grumach AS, Yamaguti A, Andrade ME,
Fieschi C, de Beaucoudrey L, et al. Paracoccidioides brasiliensis
disseminated disease in a patient with inherited deficiency in
the beta1 subunit of the interleukin (IL)-12/IL-23 receptor. Clin
Infect Dis 2005;41:31-7.
11. de Beaucoudrey L, Samarina A, Bustamante J, Cobat A, Dupuis
SB, et al. Revisitinghuman IL12Rß1 deficiency: a survey of 141
patients from 30 countries. Medicine(Baltimore) 2010;89:381-402.
12. van de Vosse E, Ottenhoff TH, de Paus RA, Verhard EM, de
Boer T, van Dissel JT, et al. Mycobacterium bovis BCG-itis and
cervical lymphadenitis due to Salmonella enteritidis in a patient
with complete interleukin-12/-23 receptor beta1 deficiency.
Infection 2010;38:128-30.
13. Ozen M, Ceyhan M, Sanal O, Bayraktar M, Mesci L. Recurrent
Salmonella bacteremia in interleukin-12 receptor β1 deficiency. J
Trop Pediatr 2006;52:96-8.
14. Tanir G, Dogu F, Tuygun N, İkinciogulları A, Aytekin C, Aydemir
C, et al. Complete deficiency of the IL-12 receptor β1 chain: three
unrelated Turkish children with unusual clinical features. Eur J
Pediatr 2006; 165:415-7.
15. Caragol I, Raspall M, Fieschi C, Feinberg J, Larrosa MN,
Hernandez M, et al. Clinical tuberculosis in 2 of 3 siblings
with interleukin-12 receptor β1 deficiency. Clin Infect Dis
2003;37:302-6.
16. Haham OS, Melamed R, Lifshitz M, Porat N, Fieschi C, Casanova
JL, et al. Interleukin-12 receptor β1 deficiency presenting as
recurrent Salmonella infection. Clin Infect Dis 2003;37:137-40.
17. Wang LH, Yen CL, Chang TC, Liu CC, Shieh CC. Impact of
molecular diagnosis on treating Mendelian susceptibility to
mycobacterial diseases. J Microbiol Immunol Infect 2012;45:411-7.
18. Bustamante J, Picard C, Fieschi C, Filipe-Santos O, Feinberg J,
Perronne C, et al. A novel X-linked recessive form of Mendelian
susceptibility to mycobaterial disease. J Med Genet 2007;44:e65.
19. Galal N, Boutros J, Marsafy A, Kong XF, Feinberg J, Casanova JL,
et al. Mendelian susceptibility to mycobacterial disease in egyptian
children. Mediterr J Hematol Infect Dis 2012;4:e2012033.
20. Tsumura M, Okada S, Sakai H, Yasunaga S, Ohtsubo M, Murata
T, et al. Dominant-negative STAT1 SH2 domain mutations in
unrelated patients with Mendelian susceptibility to mycobacterial
disease. Hum Mutat 2012;33:1377-87.
137