Making physical examination and taking two-directed radiographies, we learned about morphology an... more Making physical examination and taking two-directed radiographies, we learned about morphology and deformities of the feet of 49 ballet students and evaluated these-sometimes worrying-deformities in regard to ballet technique. We concluded that non-congenital deformities frequently seen at ballet dancers are mainly related with false positions in plie and pointe, lack of deformity-with the exception of pes planus that seems to become normal through ballet education-and true foot type are factors to regard in ballet student selecton girls have some deformities more than boys because they often begin ballet before school and only they play pointe so it's important to play this position in true level.
Giriş ve amaç:Tiroid hastalıkları dünyada ve Türkiye'de yaygın olarak rastlanan bir hastalık grub... more Giriş ve amaç:Tiroid hastalıkları dünyada ve Türkiye'de yaygın olarak rastlanan bir hastalık grubudur. Bu çalışmada anti-TPO veya anti-TG pozitifliği olan hastalarda tiroid otoantikor pozitiflik oranlarının retrospektif olarak değerlendirilmesini amaçladık. Yöntem: Çalışmamıza 01.03.2014 / 28.02.2015 tarihleri arasında Haydarpaşa Numune EAH Aile Hekimliği polikliniklerine başvuran, anti-TPO ve anti-TG ölçümlerinin her ikisi de mevcut olup en az bir değerde pozitiflik saptanan 473 hasta dahil edildi. Pozitiflik ölçütü olarak her tetkikin kendi referans değeri kullanıldı. Anti-TPO ve anti-TG ölçümü eş zamanlı yapılmayan veya ilk tetkikinde tek antikora bakılarak diğeri buna bağlı istenen hastalar çalışmaya dahil edilmezken, birden fazla ölçümü olan hastaların en yeni ölçümleri kullanıldı. Bulgular: Çalışmamızda 412 kadın (%87) ve 61 erkek (%13) toplam 473 hastanın tiroid otoantikor pozitiflikleri incelenmiştir. Yalnız anti-TPO pozitifliği olan hasta sayısı 50 (%10,57), yalnız anti-TG pozitifliği olan hasta sayısı 106 (%22,41) ve her iki antikorun pozitif olduğu hasta sayısı 317 (%67,02) olarak bulunmuştur. Sonuç: Endokrinoloji kılavuzlarında anti-TPO pozitifliği bulunan hastalarda anti-TG de pozitif bulunacağından anti-TG'nin tanıya fazla bir katkı sağlamayacağı ve anti-TPO negatif olup, anti-TG pozitif olan otoimmun tiroid hastalığı sıklığının %5 civarında olduğu bilgisi yer almaktadır. Klinik pratikte ise tiroid otoantikor ölçümlerinin sıklıkla birlikte istendiği görülmektedir. Çalışmamızda anti-TPO negatif olup anti-TG pozitif olan 106 (%22,41) hasta mevcuttu. Bu değer verilen %5 değerinden yüksektir. Tiroid otoantikor pozitifliğinin genetik ve çevresel etmenlere bağlı olduğu düşünülürse toplumumuza ait anti-TPO ve anti-TG oranlarının farklı olabileceği akla gelmektedir. Sonuç olarak ülkemiz için geniş katılımlı antikor çalışmalarına ihtiyaç olduğu ve tetkik isteminde ülkemizde yapılan çalışma sonuçlarına göre karar verilmesinin faydalı olacağı kanaatindeyiz.
Objective: In this study, we aimed to evaluate cardiovascular risk scores (Framingham, Pooled Coh... more Objective: In this study, we aimed to evaluate cardiovascular risk scores (Framingham, Pooled Cohort Risk Assessment Equations; PCRAE), anthropometric measurements and compare their strengths for identifying patients at high risk for cardiovascular disease in individuals over the age of 40. Method: This study was performed with 258 patients aged 40 to 72 years meeting the eligibility criteria for the study who admitted to the Family Practice Centers of Training and Research Hospital. Number Cruncher Statistical System 2007 Statistical software was used for the statistical analysis. Results: Age, male gender, waist-to-hip ratio of patients with high Framingham and PCRAE risk scores were determined to be statistically significantly higher than patients with low Framingham and PCRAE risk scores (p<0.01). The body mass ındex values were significantly high in patients with high Framingham scores (p<0.05). Patients with a higher Framingham risk score were more likely to have a high PCRAE risk score (p<0.01). Conclusion: Risk scores correlate with each other, Framingham and PCRAE risk scores can be used in the screening of cardiovasculer disease risk in our country, antropometric measures are useful in detecting high-risk individuals, and most risk factors can be controlled by family physicians.
Amaç: Türkiye'de aile hekimli¤i uzmanlar›n›n Pap smear ile ilgili yaklafl›m ve uygulamalar›n› de¤... more Amaç: Türkiye'de aile hekimli¤i uzmanlar›n›n Pap smear ile ilgili yaklafl›m ve uygulamalar›n› de¤erlendirmek Yöntem: fiubat-A¤ustos 2007 tarihleri aras›nda baz› üniversitelerin, e¤itim ve devlet hastanelerinin aile hekimli¤i klinikleri ile telefonla görüflüldü. Haz›rlanan soru formu e-posta ya da mektupla 200 hekime gönderildi. Geri gönderilen 101 soru formu de¤erlendirildi. Bu hekimler, aile hekimli¤i uzman› ya da kad›n hastal›klar› ve do¤um rotasyonunu yapm›fl asistanlard›. Soru formu, hekimlerin kiflisel bilgileri ile Pap smear bilgi ve uygulama düzeylerini kapsayan, bir bölümü çoktan seçmeli, di¤erleri aç›k uçlu sorular içeriyordu. Veriler SPSS 10.0 program› ile de¤erlendirildi. Sonuçlar yüzdelik tablolara dönüfltürüldü. Bulgular: Araflt›rmaya 18'i (%17.8) uzman, 83'ü (%82.2) asistan toplam 101 hekim kat›ld›. Bu hekimlerin %57.4'ü smear'i rutin olarak, %91.1'i ise kanser taramas› amac›yla al›yordu. Hekimlerin %79.2'si, taraman›n, cinsel aktivite ile bafllamas›, %68.3'ü ömür boyu sürmesi, %57.4'ü düflük risk grubunda y›lda 1 kez yap›lma-s› gerekti¤ini ifade etti. Hekimlerin %57.4'üne göre smear için en uygun zaman adetin 10.-20. günleri aras›, %42.6's›na göre ise muayeneye gelinen herhangi bir gün idi. Hekimler genellikle özel plastik f›rça, konvansiyonel yöntem, çift lam kullan›yor, örne¤i alkol ile sabitliyorlard›. Formda, hastan›n yafl›, klinik özellikleri ve ön-tan›n›n yaz›lmas› gere¤i yüksek oranda belirtildi; %80-90. Hekimlerin yaklafl›k yar›s›na göre Pap smear'in güvenilirlik oran› %71-90'd›; bunu en fazla etkileyen faktör ise yetersiz ve yanl›fl materyel al›m› olarak belirtildi. Sonuç: Koruyucu hekimli¤in kilit personeli aile hekimli¤i uzma-n›n›n bu konudaki güncel bilgi ve tutumu izlemesi yararl› olacak-t›r.
1) Haydarpafla Numune E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Aile Planlamas› Ünitesi, Aile Hekimli¤i Uzm... more 1) Haydarpafla Numune E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Aile Planlamas› Ünitesi, Aile Hekimli¤i Uzman›. 2) Haydarpafla Numune E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Aile Planlamas› Ünitesi, Aile Hekimli¤i Uzman›, Doç. Dr. 3) Haydarpafla Numune E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Kad›n Hastal›klar› ve Do¤um Klini¤i fiefi, Kad›n Hastal›klar› ve Do¤um Uzman›. 4) Haydarpafla Numune E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Kad›n Hastal›klar› ve Do¤um Klini¤i fief Muavini, Kad›n Hastal›klar› ve Do¤um Uzman›. 1 984 y›l›nda Mexico City’de yap›lan Uluslararas› Nüfus Konferans›’nda aile planlamas›; "bütün çiftlerin ve bireylerin istedikleri say›da çocu¤a sahip olma ve do¤umlar›n aras›n› açmaya serbestçe ve sorumluca karar vermeleri ve bu amaçla bilgi, e¤itim ve araçlara sahip olmalar›" olarak kabul edilmifl ve bu yaklafl›m uluslararas› oybirli¤i ile güven alt›na al›nm›flt›r.1 Dünya Sa¤l›k Örgütü (DSÖ) verilerine göre her 100.000 canl› do¤umda 430 anne ölümü meydana gelmektedir. Bu say› geliflmifl ülkelerde 100.000’de 27, geliflmekte olan ülÖzet
1) Haydarpafla Numune E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Aile Planlamas› Ünitesi, Aile Hekimli¤i Uzm... more 1) Haydarpafla Numune E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Aile Planlamas› Ünitesi, Aile Hekimli¤i Uzman›, Doç. Dr. 2) Haydarpafla Numune E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Aile Planlamas› Ünitesi, Aile Hekimli¤i Uzman›. 3) Haydarpafla Numune E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Kad›n Hastal›klar› ve Do¤um Klini¤i fief Muavini, Kad›n Hastal›klar› ve Do¤um Uzman›. 3) Haydarpafla Numune E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Kad›n Hastal›klar› ve Do¤um Klini¤i fiefi, Kad›n Hastal›klar› ve Do¤um Uzman›. P ostpartum dönem, annelerin kontraseptif yöntemlere en s›cak bakt›¤› ve yüksek oranda kabul etti¤i dönemdir. Bu dönemde uyguland›¤›nda aile planlamas› (AP) yöntemlerinden yüksek ölçüde baflar› ve yönteme uyum sa¤lanmaktad›r. Çok erken, çok geç, s›k ve çok say›da gebeli¤in anne ve çocuk üzerine olumsuz etkileri bilinmektedir.1 1998 Türkiye Nüfus ve Sa¤l›k Araflt›rmas›na (TNSA) göre do¤urgan yafl grubundaki kad›nlar›m›z›n %66.3’ü art›k çocuk istemedi¤ini belirtmektedir.2 Kad›nlar›m›z›n do¤urganl›klar›n› s›n›rland›rmak konusundaki e¤ilimlerini gösteren önemli bir ölçüt de isteyerek yap›lan düflüklerin oran›d›r. Bu oran, 1998 verilerine göre 100 canl› do¤umda 14.5’tir. Buna ra¤men çiftlerin sadece %37.7’si modern, %25.5’i ise geleneksel korunma yöntemleri kullanmaktad›r: Oranlarda 1993’ten bu yana istenilen iyileflme sa¤lanamam›flt›r.3 Sonuçlar Özet
Making physical examination and taking two-directed radiographies, we learned about morphology an... more Making physical examination and taking two-directed radiographies, we learned about morphology and deformities of the feet of 49 ballet students and evaluated these-sometimes worrying-deformities in regard to ballet technique. We concluded that non-congenital deformities frequently seen at ballet dancers are mainly related with false positions in plie and pointe, lack of deformity-with the exception of pes planus that seems to become normal through ballet education-and true foot type are factors to regard in ballet student selecton girls have some deformities more than boys because they often begin ballet before school and only they play pointe so it's important to play this position in true level.
Giriş ve amaç:Tiroid hastalıkları dünyada ve Türkiye'de yaygın olarak rastlanan bir hastalık grub... more Giriş ve amaç:Tiroid hastalıkları dünyada ve Türkiye'de yaygın olarak rastlanan bir hastalık grubudur. Bu çalışmada anti-TPO veya anti-TG pozitifliği olan hastalarda tiroid otoantikor pozitiflik oranlarının retrospektif olarak değerlendirilmesini amaçladık. Yöntem: Çalışmamıza 01.03.2014 / 28.02.2015 tarihleri arasında Haydarpaşa Numune EAH Aile Hekimliği polikliniklerine başvuran, anti-TPO ve anti-TG ölçümlerinin her ikisi de mevcut olup en az bir değerde pozitiflik saptanan 473 hasta dahil edildi. Pozitiflik ölçütü olarak her tetkikin kendi referans değeri kullanıldı. Anti-TPO ve anti-TG ölçümü eş zamanlı yapılmayan veya ilk tetkikinde tek antikora bakılarak diğeri buna bağlı istenen hastalar çalışmaya dahil edilmezken, birden fazla ölçümü olan hastaların en yeni ölçümleri kullanıldı. Bulgular: Çalışmamızda 412 kadın (%87) ve 61 erkek (%13) toplam 473 hastanın tiroid otoantikor pozitiflikleri incelenmiştir. Yalnız anti-TPO pozitifliği olan hasta sayısı 50 (%10,57), yalnız anti-TG pozitifliği olan hasta sayısı 106 (%22,41) ve her iki antikorun pozitif olduğu hasta sayısı 317 (%67,02) olarak bulunmuştur. Sonuç: Endokrinoloji kılavuzlarında anti-TPO pozitifliği bulunan hastalarda anti-TG de pozitif bulunacağından anti-TG'nin tanıya fazla bir katkı sağlamayacağı ve anti-TPO negatif olup, anti-TG pozitif olan otoimmun tiroid hastalığı sıklığının %5 civarında olduğu bilgisi yer almaktadır. Klinik pratikte ise tiroid otoantikor ölçümlerinin sıklıkla birlikte istendiği görülmektedir. Çalışmamızda anti-TPO negatif olup anti-TG pozitif olan 106 (%22,41) hasta mevcuttu. Bu değer verilen %5 değerinden yüksektir. Tiroid otoantikor pozitifliğinin genetik ve çevresel etmenlere bağlı olduğu düşünülürse toplumumuza ait anti-TPO ve anti-TG oranlarının farklı olabileceği akla gelmektedir. Sonuç olarak ülkemiz için geniş katılımlı antikor çalışmalarına ihtiyaç olduğu ve tetkik isteminde ülkemizde yapılan çalışma sonuçlarına göre karar verilmesinin faydalı olacağı kanaatindeyiz.
Objective: In this study, we aimed to evaluate cardiovascular risk scores (Framingham, Pooled Coh... more Objective: In this study, we aimed to evaluate cardiovascular risk scores (Framingham, Pooled Cohort Risk Assessment Equations; PCRAE), anthropometric measurements and compare their strengths for identifying patients at high risk for cardiovascular disease in individuals over the age of 40. Method: This study was performed with 258 patients aged 40 to 72 years meeting the eligibility criteria for the study who admitted to the Family Practice Centers of Training and Research Hospital. Number Cruncher Statistical System 2007 Statistical software was used for the statistical analysis. Results: Age, male gender, waist-to-hip ratio of patients with high Framingham and PCRAE risk scores were determined to be statistically significantly higher than patients with low Framingham and PCRAE risk scores (p<0.01). The body mass ındex values were significantly high in patients with high Framingham scores (p<0.05). Patients with a higher Framingham risk score were more likely to have a high PCRAE risk score (p<0.01). Conclusion: Risk scores correlate with each other, Framingham and PCRAE risk scores can be used in the screening of cardiovasculer disease risk in our country, antropometric measures are useful in detecting high-risk individuals, and most risk factors can be controlled by family physicians.
Amaç: Türkiye'de aile hekimli¤i uzmanlar›n›n Pap smear ile ilgili yaklafl›m ve uygulamalar›n› de¤... more Amaç: Türkiye'de aile hekimli¤i uzmanlar›n›n Pap smear ile ilgili yaklafl›m ve uygulamalar›n› de¤erlendirmek Yöntem: fiubat-A¤ustos 2007 tarihleri aras›nda baz› üniversitelerin, e¤itim ve devlet hastanelerinin aile hekimli¤i klinikleri ile telefonla görüflüldü. Haz›rlanan soru formu e-posta ya da mektupla 200 hekime gönderildi. Geri gönderilen 101 soru formu de¤erlendirildi. Bu hekimler, aile hekimli¤i uzman› ya da kad›n hastal›klar› ve do¤um rotasyonunu yapm›fl asistanlard›. Soru formu, hekimlerin kiflisel bilgileri ile Pap smear bilgi ve uygulama düzeylerini kapsayan, bir bölümü çoktan seçmeli, di¤erleri aç›k uçlu sorular içeriyordu. Veriler SPSS 10.0 program› ile de¤erlendirildi. Sonuçlar yüzdelik tablolara dönüfltürüldü. Bulgular: Araflt›rmaya 18'i (%17.8) uzman, 83'ü (%82.2) asistan toplam 101 hekim kat›ld›. Bu hekimlerin %57.4'ü smear'i rutin olarak, %91.1'i ise kanser taramas› amac›yla al›yordu. Hekimlerin %79.2'si, taraman›n, cinsel aktivite ile bafllamas›, %68.3'ü ömür boyu sürmesi, %57.4'ü düflük risk grubunda y›lda 1 kez yap›lma-s› gerekti¤ini ifade etti. Hekimlerin %57.4'üne göre smear için en uygun zaman adetin 10.-20. günleri aras›, %42.6's›na göre ise muayeneye gelinen herhangi bir gün idi. Hekimler genellikle özel plastik f›rça, konvansiyonel yöntem, çift lam kullan›yor, örne¤i alkol ile sabitliyorlard›. Formda, hastan›n yafl›, klinik özellikleri ve ön-tan›n›n yaz›lmas› gere¤i yüksek oranda belirtildi; %80-90. Hekimlerin yaklafl›k yar›s›na göre Pap smear'in güvenilirlik oran› %71-90'd›; bunu en fazla etkileyen faktör ise yetersiz ve yanl›fl materyel al›m› olarak belirtildi. Sonuç: Koruyucu hekimli¤in kilit personeli aile hekimli¤i uzma-n›n›n bu konudaki güncel bilgi ve tutumu izlemesi yararl› olacak-t›r.
1) Haydarpafla Numune E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Aile Planlamas› Ünitesi, Aile Hekimli¤i Uzm... more 1) Haydarpafla Numune E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Aile Planlamas› Ünitesi, Aile Hekimli¤i Uzman›. 2) Haydarpafla Numune E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Aile Planlamas› Ünitesi, Aile Hekimli¤i Uzman›, Doç. Dr. 3) Haydarpafla Numune E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Kad›n Hastal›klar› ve Do¤um Klini¤i fiefi, Kad›n Hastal›klar› ve Do¤um Uzman›. 4) Haydarpafla Numune E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Kad›n Hastal›klar› ve Do¤um Klini¤i fief Muavini, Kad›n Hastal›klar› ve Do¤um Uzman›. 1 984 y›l›nda Mexico City’de yap›lan Uluslararas› Nüfus Konferans›’nda aile planlamas›; "bütün çiftlerin ve bireylerin istedikleri say›da çocu¤a sahip olma ve do¤umlar›n aras›n› açmaya serbestçe ve sorumluca karar vermeleri ve bu amaçla bilgi, e¤itim ve araçlara sahip olmalar›" olarak kabul edilmifl ve bu yaklafl›m uluslararas› oybirli¤i ile güven alt›na al›nm›flt›r.1 Dünya Sa¤l›k Örgütü (DSÖ) verilerine göre her 100.000 canl› do¤umda 430 anne ölümü meydana gelmektedir. Bu say› geliflmifl ülkelerde 100.000’de 27, geliflmekte olan ülÖzet
1) Haydarpafla Numune E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Aile Planlamas› Ünitesi, Aile Hekimli¤i Uzm... more 1) Haydarpafla Numune E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Aile Planlamas› Ünitesi, Aile Hekimli¤i Uzman›, Doç. Dr. 2) Haydarpafla Numune E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Aile Planlamas› Ünitesi, Aile Hekimli¤i Uzman›. 3) Haydarpafla Numune E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Kad›n Hastal›klar› ve Do¤um Klini¤i fief Muavini, Kad›n Hastal›klar› ve Do¤um Uzman›. 3) Haydarpafla Numune E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Kad›n Hastal›klar› ve Do¤um Klini¤i fiefi, Kad›n Hastal›klar› ve Do¤um Uzman›. P ostpartum dönem, annelerin kontraseptif yöntemlere en s›cak bakt›¤› ve yüksek oranda kabul etti¤i dönemdir. Bu dönemde uyguland›¤›nda aile planlamas› (AP) yöntemlerinden yüksek ölçüde baflar› ve yönteme uyum sa¤lanmaktad›r. Çok erken, çok geç, s›k ve çok say›da gebeli¤in anne ve çocuk üzerine olumsuz etkileri bilinmektedir.1 1998 Türkiye Nüfus ve Sa¤l›k Araflt›rmas›na (TNSA) göre do¤urgan yafl grubundaki kad›nlar›m›z›n %66.3’ü art›k çocuk istemedi¤ini belirtmektedir.2 Kad›nlar›m›z›n do¤urganl›klar›n› s›n›rland›rmak konusundaki e¤ilimlerini gösteren önemli bir ölçüt de isteyerek yap›lan düflüklerin oran›d›r. Bu oran, 1998 verilerine göre 100 canl› do¤umda 14.5’tir. Buna ra¤men çiftlerin sadece %37.7’si modern, %25.5’i ise geleneksel korunma yöntemleri kullanmaktad›r: Oranlarda 1993’ten bu yana istenilen iyileflme sa¤lanamam›flt›r.3 Sonuçlar Özet
Uploads
Papers by Zeynep Vural