Academia.eduAcademia.edu

Küresel Tarih Nedir

2018

Yazar:  Pamela Kyle Crossley  Ceviren: Kahraman Şakul,  Islik Yayinlari, Istanbul 2018, 173s.

KİTAP TANITMALAR/Book Reviews Küresel Tarih Nedir? (What is Global History?) Pamela Kyle CROSSLEY Çeviren: Kahraman ŞAKUL, Islık Yayınları, İstanbul 2018, 173s. Bihter TÜRKMENOĞLU* Küreselleşme; dünya insanlarının siçılaryasi, ekonomik, sosyal ve iletişimsel açılarbütün dan birbirine yaklaşması ve birlikte bir leşme olma yolunda ilerlemesidir. “Küreselleşme Çağı” olarak adlandırılan bu çağda hemen ülmekteher alanda çarpıcı değişiklikler görülmekteüldir. Tarih yazımı da bu değişikliklerin görülla düğü bir alan olmuş, küreselleşme olgusuyla birlikte tarihin bir bütün içerisinde ele alıntaması gerektiğini düşünen bir anlayış ortaya esel çıkmıştır. Pamela Kyle Crossley “Küresel ışı Tarih Nedir?” adlı kitabında bu yeni anlayışı ele almıştır. Ulusların, devletlerin ortak bir yatarihinden söz edilebilip edilemeyeceği veyahut dünya tarihi denildiğinde ne anlaşılması klı gerektiği gibi sorular ele alınmış olup farklı isimler ve eserler kapsamında bu problemler değerlendirilmiştir. Mevcut tarih yazımında kullanılan yöntemin tarafsızlığı sorgulanmış Batı merkezci tarih anlayışından uzak bir tarih yazımının imkânı üzerinde durulmuştur. * Doktora Doktora Öğrencisi, Öğrencisi, Ankara Ankara Üniversitesi, Üniversitesi, Sosyal Sosyal Bilimler Bilimler Enstitüsü, Enstitüsü, Bilim Bilim Tarihi Tarihi Bilim Bilim Dalı, Dalı, [email protected]. [email protected]. 259 260 Kitapta küresel tarihi tanımlayan temel kuramlar ve yöntemleri okuyucuya tanıtmak için bir tasnif yoluna gidilmiştir ki bu tasnifler kitaptaki bölümleri oluşturmaktadır. Ancak bu tasniflere geçmeden önce Şanlı Hikâye Dürtüsü adlı bir bölüme yer verilmiştir. Kültürlerdeki bu hikâye dürtüsünün anlamı ve inatçılığı tartışılmıştır. Bilindiği üzere yazı çağından önce insanlar hikâye anlatırlardı. İnsan toplulukları kendi hikâyelerini anlatmak suretiyle kendilerini bir grup olarak tanımlamışlar ve hikâyelerinin aktarıcısı olmuşlardı. Hikâye ve efsanelerle dolu bilgiler nakletmişlerdir. Kitaptaki bu bölümde de bu hikâye ve efsanelere dair örnekler bulunmaktadır. Bu örnekler oldukça çeşitli ve zengin bir tarzda okuyucuya verilmiştir. Rivayet aktarmayı tarih kalıbına sokan Heredot’dan söz edilmiştir. Yazar çok çeşitli dinlerdeki, milletlerdeki hikâyelerden söz ederek bu bölümü daha da zenginleştirmiştir. İlk kategori Ayrılma başlığı altında ele alınmıştır. Yani tek bir kökenden zaman ve mekân içinde ayrılıp çeşitlenen şeylerin hikâyesidir. Bu bölümde monogenetik yani tekgenci kuramlara dair örnekler vardır. Tüm insanlık için tek bir köken kabul ediliyor ve uygarlığı tanımlayan temel âdetler tek bir kaynağa dayandırılıyordu. Farklılıklar; orijinal, evrensel kültürün yerel kollara ayrılmasıyla ortaya çıkmaktaydı. Peki, orijinal kültür nerede gelişmişti? Tarihçilerin bu soruya verdikleri cevap elbette bağlı bulundukları topraklarla doğrudan ilişkiliydi. Kitapta bu ilişki çerçevesinde pek çok örnek vardır. Buluşma başlığı altında ele alınan ikinci kategoride ise, farklı ve birbirinden uzakta olup zamanla benzeşmeye başlayan şeylerin hikâyesinden söz edilmiştir. Birbirinden oldukça değişik halklar arasındaki ayrılıkların bile, zamanla artan benzerlikler sayesinde silinip gideceğini söyleyen bir temadan yani “yöndeşlik” temasından söz edilmiştir. Bu tema erken ve modern çağlarda uzmanlaşan tarihçiler tarafından ortaya atılmıştır. Tüm halkların tarihsel yolculuklarını aynı varış noktasında tamamlayacağı hipotezine değinilmiştir. Tarım temelli açıklamalar tartışılmış olup “tarım” insanlığın zaruri surette katettiği aşamalardan biri midir? Sorusu farklı hipotezlerle örneklendirilmiştir. Toplumsal düzenin tarım ile olan ilişkisine değinilmiştir. Fransız matematikçi ve filozof Nicolas de Caritat, tarihçi Karl Wittfogel gibi isimlerin tezleri çerçevesinde bu tartışma sürdürülmüştür. Yazar bu problemi Lewis Henry Morgan, Friedrich Engels, Karl Marks, Georg W. F. Hegel, Weber, Thomas Kuhn gibi isimlerden örneklerle genişletmiş olup okuyucuya zengin bir bölüm sunmuştur. Bulaşma adlı bölümü ise yazar sınırları aşan ve aynı zamanda dinamiklerini çarpıcı biçimde değiştiren şeylerin hikâyesi olarak tanımlar. Bulaşma modelini hastalık teması etrafında incelemiştir. Alfred Crosby’in yazdığı The Columbian Exhange: Biological and Cultural Consequences of 1492 adlı eseriyle tartışmayı şekillendirmiştir. Yazar bu bölümde oldukça hacimli bir literatür sunmaktadır. William H. McNeill, Sheldon Watts gibi isimlerin eserleri ile okuyucuyu bilgilendirmiştir. Dört Öge-Yıl: 7 Sayı: 14 Aralık 2018 Küresel Tarih Nedir? 261 Sistemler bölümünde birbirleriyle etkileşen ve aynı zamanda birbirlerini değiştiren yapılar işlenmiştir. Toplumların birbirleriyle kaynaşmalarını ve rekabet etmelerini sağlayan dinamikler vardır. Bu bölümdeki tartışmada Pirenne tezine yer verilmiştir. Belçikalı tarihçi Henri Pirenne’nin teziyle birlikte ticaretin tarih sahasındaki yeri belirlenmiştir. Bu tezde üç nokta dikkat çeker. İlk olarak derin değişimleri açıklayan şey ticaretti. İkincisi tarihçilerin birbirinden bağımsızmış gibi anlattıkları dünyanın birbirinden oldukça farklı iki kısmı arasında dönüştürücü, dinamik bir ilişki vardı. Üçüncüsü ise Avrupa’daki değişim dürtüsü Avrupa dışına yerleştirildi. Ticaretin altını çizen Pirenne aslında büyük bir dönüşüm yaratmıştı. Ticaretin kader belirleyici rolüne değinmişti. Pirenne’nin bu tezdeki kanıtlarını insanların maddi yaşamları oluşturmaktaydı ki bu gündelik yaşama dair maddi kanıtların incelmesi doğrultundaki hareketi oluşturdu. Bu hareketi takip edenlerden biri ise Fernand Braduel idi. Bölüm Braduel ve öğrencisi Immanuel Wallerstein’ın fikirleri ile devam ettirilmiştir. Wallerstein başyapıtı olan Modern Dünya Sistemi irdelenmiştir. Bilindiği üzere Wallerstein dünya sistemini ekonomik temele dayandırır. Elbette sistemin ideolojisi ve kültürel bir alt yapısı vardır. Wallerstein’in düşünceleri, birbirinden bağımsız gibi görülen ve daha çok yerel etkiler ve sonuçlarmış gibi algılanan ekonomik, siyasal ve kültürel olayları ve ilişkileri, büyük bir yapı içinde birbirine bağlayarak, sistematik hale getirmek üzerine kuruludur. Çevre merkez ilişkisini barındıran sistemde Avrupa göbek olmuştur. Wallerstein’in bu düşünceleri üzerinden devam etmiştir. Bu bölümde önemli diğer bir nokta ise; ekonomik büyüme ve küçülmenin küresel bakımdan önemli olaylarla ilişkilendirildiği fikrinin grafikle örneklendirilmesidir. Bu Kondritieff döngüsünü göstermektedir. Tarihteki büyük değişikliklerin temel sebepleri aranmıştır. Ayrılma, Buluşma, Bulaşma ve Sistemler şeklindeki tasniflerin ardından yazar son bölümde “Küresel Tarih Denen Şey” başlığını ele almıştır. Küresel tarih ve küresel tarihçilere ilişkin değerlendirmeler yapan yazar, tarihçi ve küresel tarih yazarının pek az ortak noktaları olduğunu söyler. Tarih kanıtlarının küresel bir bağlamı bulunmadığından küresel tarihi araştırmak için gidilecek bir yer ve kullanılacak bir yöntem de yoktur. Küresel tarihçiler kendi disiplinlerinin temel becerilerini edindikten sonra küresel tarihe giren ekonomist, sosyolog siyaset bilimcilerdir. Peki, küresel tarih bir disiplin midir? Bir yazım tarzı, bir düşünüş müdür? Yazar bu noktada küresel tarihin alt ürünü olan historiyografyayı yani tarih yazıcılığının araştırılmasını daha çok andırdığını söyler. Yukarıdaki tasnifler tanıtılırken verilen örnekler gösterir ki küresel ölçekteki değişimleri anlatmaya öykünen hikâyeler burada kaçınılmazdır. Bölümün devamında küresel ve dünya tarihinin farklılığına değinir ve bu noktada Bruce Mazlish’ten söz eder. Mazlish,1993 gibi erken bir tarihte geniş ama tutarlı örüntülere odaklanan çalışmaları küresel gibi anlarken kapsayıcı ve belki bir o kadar da gelişigüzel tarih derlemelerini dünya tarihleriyle bağdaştırmıştı. Ve o zamandan beri Mazlish ve diğerleri iki tür çalışma arasındaki Dört Öge-Yıl: 7 Sayı: 14 Aralık 2018 262 farkı gözettiklerini dile getirir. Yazar kültürleri aşan bir anlatı yaratmak için kat edecek yolumuz olduğunu düşünür. Küresel Tarih Nedir? adlı eser Kahraman Şakul tarafından oldukça akıcı bir dille Türkçeye aktarılmıştır. Yukarıda anlatılanlardan çok daha da zengin olan bu kitap küresel, evrensel tarih yazımını akademik olmayan bir dille takip etme imkânı sunmaktadır. Her bölüm sonunda verilen ilave okuma önerileri ile okuyucu literatür hakkında bilgilendirilmektedir. Ayrıca belirtilmelidir ki tarihe bakış açımızı gözden geçirmemize olanak sağlayan bu eser sosyoloji, felsefe, tarih felsefesi gibi alanlarda kendisine yer bulacaktır. Dört Öge-Yıl: 7 Sayı: 14 Aralık 2018